Sayın içişleri bakanı, vali, kaymakam, belediye başkanı ve bütün kurum yetkililerine sesleniyorum.

Çalışanlarınıza iç hizmet eğitimi verin lütfen!

Sizler bu Milletin vergileri ile maaşınızı alıyorsunuz ve herkese eşit mesafede ve nazik hitap etmek, hizmet etmek zorundasınız!..

Dün gece gazete ofisimden çıktım, yanımda çalışan gazeteci arkadaşımı evine bırakıp dönecem.
Polis arkadaşlar yolda kontroller yapıyor, eyvallah.

Beni durdurdular, Ehliyet, ruhsat sordular.
Bir polis geldi buna üfle dedi.
Alkolmetreye üfledik, sonuç sıfır alkol.
Bir diğeri T.C Kimlik numaramı sorguladı, diğeri hanım gazeteci arkadaşımın T.C sini sorguladı.
Buraya kadar tamam.

Aslında tamam değil de tamam diyelim. Çünkü aracım gazete logosu ile giydirilmiş ve her gün bu şehrin sokaklarında. Bu giydirme ruhsata işlenmiş, sigorta ve muayenemiz var ve bizi tanımıyorsa bir polis, kusura bakmasın ama Alanya da polislik yapmasın daha iyi.

Alanya da kaç tane basın kuruluşu Var. Siz bunları bilmiyorsanız, hırsızı-arsızı nasıl tanıyacaksınız?

Asıl kızdığım şu.

Polis Ehliyetimi aldı, öndeki aracın muayenesi yok diyen polisi duyunca bana dönmeden elini sallayarak "HADİ SEN GİT" diye kaba ve saygısız bir tabirle o taraf doğru ilerledi.

Hayırdır kardeşim, babanın tarlasından işçimi kovuyorsun diyecektim ama orada görevli diğer arkadaşlara ayıp olacak veya görevli memura mukavemet diyeceksiniz.

Ben bir gazete sahibi ve aktif gazeteciyim.

1.Bizde kamu görevi yapıyoruz ve bu haklarımız Anayasada tanımlanmış. Yani sizden pek farkımız yok.

2.Siz bize böyle kaba davranmazsınız, "buyurun beyefendi, iyi akşamlar" deyip nazikçe göndereceksiniz.

3.Devletin ve milletin parası ,üniforması ve silahı ile bize artistlik yapma hakkını kimse size vermiyor.

--Biz gazeteciler olarak polisimize tokat atan kahpe PKK lılara karşı çıkan haberleri yapan gazeteciyiz...

--Biz gazeteciler, polisimizi hakaretleri ile ezmeye çalışan terbiyesiz vekile cephe almış gazetecileriz...

--Biz gazeteciler, polis kimsenin şamar oğlanı değil diye haykıran gazetecileriz.

Adınız ne sizin?

--Güvenlik Güçleri.

Polis ve asker bizim güvenliğimiz ise, sığınacak limanımız demektir. Biz sizi gördüğümüz zaman Eyvah polis veya jandarma dememeliyiz. Oh be polis ve jandarmamız yollarda sokakta diye kendimizi daha güvende hissetmeliyiz.

Bu küçücük şehirde gazete logosu ile her gün haber peşinde dolaşan bir aracı sık sık durdurmak, taciz etmek, rahatsız etmek demektir.

Ben daha bir kaza yerinde ,polis veya jandarmanın biz gazetecilere buyurun size bilgi aktaralım dediğini görmedim.

Bu şehirde ağaca çakılan çividen de , kazılan topraktan da haberimiz var bizim.

--Eskilerden bir başsavcı zil-zurna sarhoş aracı ile trafikte zabıta ile tartışıyorsa ve siz bunu kapatıyorsanız...

--Bazı siyasetçiler kazalarda insan malına ve hatta ölümüne sebep oluyorsa ve siz sadece teselli edip olayı farklı boyutta işleme koyuyorsanız...

--Bir rektörün yaptığı kazada tutanak bile tutmuyorsanız; Kamu görevi gören bizlere de saygılı olmak zorundasınız. Her vatandaşa saygılı olmak zorundasınız.

Böyle bazı ukala tipler her kurumda var. Bu çürük elmalara diyorum ki ya mesleğinizi sevin ya da bırakın kardeşim.

Şunu da belirtelim, yolda halimizi soran, yağmurda yaşlı yürüyen insanlarımızı alıp evine bırakan koca yürekli jandarma ve polislerimizde var. O kahramanlara da selam olsun.

İbrahim AKDAĞ
Alanya Güneşi Gazetesi
Alanya Güneşi TV.
www.alanyagunesi.com haber portalı
İmtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni.