Manşetler
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 193599
Alanya'da yarın ( 05-10-2019 Akşam saatlerinden itibaren ) kuvvetli rüzgar ve Toroslar da fırtına beklendiği bildirilerek halktan dikkatli ve tedbirli olunması istendi...
Meteorolojiİ 4'üncü Bölge Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, yarın 3 ilde kuvvetli rüzgar ve fırtına, Muğla'da ise çok kuvvetli sağanak beklendiği belirtildi.
Açıklamada;
--Antalya’nın Alanya,
--Manavgat,
--Gazipaşa,
--Finike,
--Kumluca,
--Elmalı,
--Korkuteli,
--Döşemealtı,
--Kepez,
--Aksu,
--Kaş,
--Serik,
--İbradı,
--Akseki,
--Gündoğmuş ilçeleri ile Burdur ve Isparta'da rüzgarın güney yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına (40-65 yer yer 80 km/saat) şeklinde olmasının beklendiği kaydedildi.
Fırtınanın, yarın akşam saatlerinden itibaren etkisini kaybetmesinin beklendiği belirtildi. Kuvvetli rüzgar ve fırtınanın oluşturabileceği çatı uçması, ağaç ve direk devrilmesi, ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği kaydedildi.
MUĞLA'DA ÇOK KUVVETLİ SAĞANAK...
Muğla çevrelerinde beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanağın ise bu akşam saatlerinden itibaren kuvvetli ve yer yer çok kuvvetli (30-75 Kg/m2) olmasının tahmin edildiği belirtildi. Olası ani sel, su baskını, yıldırım tehlikesi, dolu yağışı, hortum oluşma riski ve yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği belirtildi.
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 313031
Alanya Belediyesi’nde Yapı Kontrol Teknikeri olarak görev yapan Süleyman Hilmi Erdoğan, geçtiğimiz günlerde şok eden iddialar ortaya atmıştı...
Dim Medya ve Yeni Alanya Gazetesinden Ceren Şahin'in haberine göre; HİLMİ ERDOĞAN, Alanya Belediye Meclisi’nin 3 Temmuz 2019 tarih ve 232 sayılı kararı ile plan hükümlerine ilişkin hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilave plan hükümleri eklenmesine ilişkin plan değişikliğine, yasal düzenlemelere ve imar ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz etmesinin ardından tehditler almaya başladığını söylemiş, son olarak birkaç gün önce sabah saatlerinde 4 kişi tarafından darp edildiğini belirtmişti.
Erdoğan, yeni yaptığı açıklamasında, "Hakkımda kamuoyunu yanıltacak yönde algı operasyonu yapılacağını duyuyorum. Ben bir kamu görevlisiyim. Sorumluluğum gereği, Alanya'nın tümünü ilgilendirecek bir plan notuna itiraz ettim. Daha evvel de ifade ettiğim gibi itirazımın ardından dilekçem sızdırıldı. Tehditler almaya başladım. Sözlü tehditlerin ardından da darp edildim. Görüldüğü üzere hala da saldırıyorlar. Farklı şekillerde sindirmeye çalışıyorlar. Algı operasyonlarıyla üzerime iftira atacaklarmış. Doğru tektir, iftiralarla bu şekilde halkı kandıramazlar. Beni de yıldıramazlar. Hazreti Muhammed ne demiş 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Haksızlık karşısında susan Müslüman değildir. Mümin hiç değildir. Hak arayan bizdendir" ifadelerini kullandı.
KAYNAK:Dim Medya
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 1362549
İstanbul'da saat 14.00 sıralarında meydana gelen şiddetli deprem büyük paniğe neden oldu. Kandilli Rasathanesi depremin merkez üssünü Silivri açıkları şiddetini ise 6.0 olarak açıklarken AFAD, büyüklüğü 5.8 olarak duyurdu.
Deprem birçok ilde hissedildi. İstanbul'da telefon hatları kısa süreli kesildi. Avcılar, Bakırköy, Fatih'inde aralarında bulunduğu bazı binalarda küçük hasarlar oluştu. 'Büyük deprem'e hazırlık konusu en şiddetli şekilde bir kez daha gündeme geldi.
Bir haftadır beşik gibi sallanan İstanbul Silivri açıklarında bu kez şiddetli deprem meydana geldi. 6 büyüklüğündeki deprem yerin 12 km derinliğinde oldu. Depremle birlikte tüm İstanbul'da büyük bir panik yaşandı. Vatandaşlar kendilerini dışarı attı. Avcılar, Fatih, Bakırköy gibi sahil şeridindeki ilçelerde bazı binalarda hasar oluştu. Depremden sonra telefonlar kısa süreliğine devre dışı kaldı.
Şiddetli sarsıntıda toplanma yerleri, kentsel dönüşüm, depreme dayanıklı bina üretimi gibi uzmanların sürekli uyarılarda bulunduğu büyük depreme hazırlık sorununu gündeme getirdi.
İSTANBUL'DA OKULLAR TATİL EDİLDİ...
İstanbul Valiliği kentte meydana gelen 5.8'lik deprem nedeniyle ilk ve orta dereceli okulların tatil edildiğini açıkladı.
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada ''Deprem nedeniyle ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarımızda tedbiren bugün eğitimin geçici olarak tatil edilmesine karar verilmiştir'' denildi.
SİLİVRİ DEVLET HASTANESİ BOŞALTILDI...
İstanbul’da yaşanan depremin ardından Silivri Devlet Hastanesi güvenlik nedeni ile boşaltıldı. Hasta ve hasta yakınları devlet hastanesi bahçesinde beklemeye devam ediyor. Öte yandan hastaneye yakın bir binanın çatısının yıkılması sonucu 5 kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı.
Avcılarda bir caminin minaresi çöktü.
Deprem İstanbul'un yanı sıra Bursa, Kocaeli, Kırklareli, Balıkesir, Çanakkale'de de hissedildi.
Kandilli Rasathanesi depremin büyüklüğünü 6.0 olarak açıkladı. AFAD ise İstanbul'daki depremin şiddetini 5,8 olarak duyurdu.
Depremin ardından telefonlar kilitlendi. İstanbul ve çevresinde telefon hatları bir saate yakın sağlıklı çalışmadı.
Avcılar'da bir caminin minaresi yıkıldı.
Tüm İstanbul'da okullar ve bazı ilçelerde hastaneler tedbir amaçlı boşaltıldı.
Şiddetli deprem sonrası 4 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı oldu.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA...
İstanbul Valiliği deprem sonrası yaptığı açıklamada ''Meydana gelen deprem sonrasında saat 14.20 itibariyle ilimizdeki AFAD, AKOM, 112, 155, 156 ihbar hatlarına herhangi bir hasar ihbarı yapılmamıştır'' ifadelerine yer verdi.
İstanbul'da kent genelinde hissedilen deprem İstanbul Havalimanı'nda kısa süreli hareketliliğe neden oldu. İstanbul Havalimanı'nda da deprem olduğunu hisseden yolcular ile çalışanlar, terminalin belirli yerlerinde toplandı.
Yolcular ve çalışanlar kısa süreli panik yaşamalarının ardından aile ve yakınlarıyla cep telefonlarıyla görüştü.
.
''YAKINLARIMIZA ULAŞAMIYORUZ, TELEFON ÇEKMİYOR''
Yeşilköy’de bulunan İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuara gelen vatandaşlar depremin ardından dışarı akın etti.
Vatandaşlar,Yakınlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz ancak ulaşamıyoruz. Telefon çekmiyor. İnternet çekiyor Twitter'a bakıp bilgi alıyoruz” dediler.
ÖNCEKİ GÜN 4,6 İLE SALLANMIŞTI...
İstanbul’da önceki gün saat 11.01’de aynı bölgede 4, 6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Deprem, korku ve paniğe neden olmuştu.
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 646598
Dünya,Ortadoğu odaklı enerji savaşları ile meşgul iken Rusya'nın Koltsovo şehrindeki Vektor Devlet Viroloji ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nde inşaat esnasında patlama oldu. Patlama nedeniyle ebola, veba ve çiçek hastalığı virüslerinin saklandığı araştırma merkezinde virüs sızıntısı olduğu açıklandı. Sıcak savaş tamtamlarının çaldığı bir dönemde bir de biyo-teknoloji savaşları konuşulmaya başlandı...
Geçtiğimiz günlerde Alanya'da birlikte zaman geçirme şansı yakaladığımız, ilminin zekâtını vermeye çalışan akademisyen, yazar Ramazan Kurtoğlu ile biyopolitik savaşlar hakkında konuştuk.
Ali Dulum: İlk kez sizin kitaplarınızdan öğrendiğim ama son günlerde ekranlarda sıkça duymaya başladığımız bir sözcük: Biyo-politik.Sizin de "Biyo-Politik Savaşlar" adlı oldukça detaylı ve bilgilendirici bir kitabınız var."Biyo-Politik" ne demektir Sayın Hocam?
Ramazan Kurtoğlu: "Biyo-politik" aslında bir yönetim ilkesidir. İnsanın biyolojik niteliklerinin de denetlenmesini amaçlar. Bir canlı türü olarak insanın, yönetimi altında olan tüm insanların bedenini siyasal stratejilere dâhil ederek bu çerçevede doğum ve ölüm oranları, sağlık düzeyi, yaşam süresi gibi koşulları düzenlemeyi hedefler.
Ali Dulum: Biyo-politik ne zamandan beri ülkeler ve milletler için belirleyici bir güç alanı haline geldi?
Ramazan Kurtoğlu: Süreç 1971'de ABD Başkanı Nixon’un şok bir kararla altın standardını tamamen kaldırıp, doları serbest dalgalanmaya bırakmasıyla başladı.Küreselci elitler para, din gibi konuları bahane ederek düşündükleri küresel düzeni manipüle ederler.1971 'de de yeni sistemin kurulması için dolar ile altının arasındaki bağı kopardılar. Yaratıcı yıkım için çalışmaya başladılar.
Bu küresel güçler istedikleri tek dünya hükümetini kurmak için "kaostan düzen yaratma" yı planlıyorlar. Su savaşları, gıda savaşları ve küresel güç, mülteci dalgaları... Bunların hepsi Türkiye için milli güvenlik meselesidir. Yakın dönemde su sorunu yaşayacak ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye 2040'tan itibaren su sıkıntısı çekecek ve ülkemiz kuraklaşacak. Özellikle bu geçirdiğimiz yaz mevsimini de göz önünde bulunduracak olursak yeni düzeni kurmaya çalışanlar, küresel ısınmayı bahane ederek su, gıda ve toplum sağlığı üzerinde tüm dünya çapında operasyon ve manipülasyon yapma imkânına sahipler.
Ali Dulum: Yazdığınız kitaplarınızda ve katıldığınız televizyon programlarında dile getirdiğiniz küresel elitler gıda, su, ilaç gibi enstrümanlarla insanları nasıl kuşatıp, insanoğlunu nasıl tehdit ediyorlar?
Ramazan Kurtoğlu: Bunları yapanlar, güç simsarı olan bu kişiler kendilerini "Tanrı "yerine koyuyorlar. Bütün insanlığın kaderini bir avuç insan belirliyor. Dünyadaki dolaşan parayı, politikaları hep aynı insanlar, hep aynı merkez dizayn ediyor.
Dünya nüfusu azaltılmalı diyen küresel elitler,1955 yılında "Rockefeller Vakfı “adlı bir vakıf kurdu. Bu vakfın başına Henry Kissenger getirildi. Henry Kissenger bir sözünde petrol ile hükümetleri, gıda ile bütün insanlığı kontrol edersiniz diyordu. Bu tarihten itibaren kurulan vakıf, bitkilerin GDO’su ile oynamaya başladı.
Dünya da emperyalist mücadele de iki tür silah kullanılır. Biri sesli silah olarak sıcak savaş unsurları, bomba vs. bir de sessiz silahlar olarak para, su ve ilaç kullanılır. Sessiz silahlar ile biyoloji, algı, genetik venöroloji üzerinden mücadele yürütülür.
Ali Dulum: Aydın olma sorumluluğunu yerine getiren bir akademisyen ve yazar olarak biyo-politik oyunları çok sık yazıyor ve ısrarla gündemde tutmaya çalışıyorsunuz.Biyo-politika, ülkemiz için niçin bu kadar önemli?
Ramazan Kurtoğlu: XXI.yüzyılın ilk yarısında adına biyo-politik savaşlar diyebileceğimiz iklim bağlantılı Su, GDO'lu yiyecekler ve bunların sebep olduğu kitlesel hastalıklar gerek insanlık için gerekse milli düzeyde sağlık istihbaratını, en önemli genetik ve biyopolitik savaşların unsuru haline getirecek.
Türkiye Cumhuriyeti’nde gıda, su, sağlık, aşılar üzerinde inanılmaz bir oyun var ve ülkemiz saydığımız bu alanlar açısından tehdit altında. Gıda, su ve ilaç yeni savaş alanıdır.
Dünya da işlenebilir toprağın % 60’ına ,Dünyayı yöneten yedi aile sahiptir. Bu yedi aile dünya da üretilen enerjinin de % 80'inini kullanmaktadır. Temiz içilebilir suya erişmek her geçen yıl zorlaşıyor. Her yıl temiz su tüketemediği için 2 milyon kişi aramızdan ayrılıyor. Günde 6 bin çocuk temiz içilebilir su bulamadığı için ölüyor.
Dünya ki milletlerarası bütün anlaşma ve teminatlara rağmen, su ve gıda bir silah olarak kullanılmaya devam ediyor.
III.Dünya Savaşı asimetrik olarak çoktan başladı. Bu bakımdan devletimiz aşıları ve ilaçları yeniden düzenlemeli. Ülkemizde erkeklerde kısırlık görülme oranı oldukça yüksek. ABD'de yapılan çalışmalarda tükettiğimiz şekerin beyin ile bağırsak ilişkisini bozduğu, Tip 3 şekerin Alzheimeir'a neden olduğu yapılan çalışmalarla ortaya çıktı.
Ali Dulum:Peki bu küresel elitler "biyopolitika " adına GDO'lu ürünler, cıvalı aşılar...Başka?
Ramazan Kurtoğlu;GDO'lü ürünlerle ilgili fareler üzerinde yapılan deneylerde farelerin 3.nesilden sonra kısırlaştığı ortaya çıkarıldı. Hatta ülkemizdeki tüp bebek merkezlerinin artışını bu GDO'lu ürünlerle ilişkilendirebiliriz.
ABD'de yapılan bir çalışmada 2050 yılında Amerika'da yaşayan insanların yarısının kronik hastalığa yakalanacağı hesaplanıyor.
Dünyada en güçlü lobiler; finans, endüstriyel gıda ve ilaç endüstrisidir.
2018 yılının sonunda dünyanın geliri 87 trilyon dolardı. Bu paranın bir trilyon dolardan daha fazlası reçeteye yazılan ilaçlara harcanmaktadır. İlaca yatırım yapan ABD'de her sene yüz binin üzerinde insan reçetedeki ilaçların yan etkisinden ölmektedir.
2002-2003 yılında 26 bin Türk insanına hatalı, defolu kalp pili takıldı. Bu sorun mahkemeye gidince devleti bir avukat temsil ederken o pilleri ithal eden firmayı 101 avukat savundu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde MR tahlili yaptırma ve ameliyatlar inanılmaz boyutta. Bu ülkede 15 milyon MR çekilmesi ne demek! Ülkemizde Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 2018 yılsonu itibarı ile 50 milyon kutu antideprasan satıldı. Devleti soyuyorlar, bu da bir savaş. TC Devleti'nin 450 milyar $ dış borcu var. Son 15 yılda SGK merkezine devletten aktarılan para 450 milyar. Bu ülkede 2015’te 10 milyon insan ameliyat edildi. Bu nasıl olabilir?
Konuyu bağlayacak olursak; Küresel düzeni tesis etmek isteyenler en çok ulus üstü kuruluş ve kurumlara,WHO, İMF, WB, BM... vb.sirayet ederek bu kuruluşlar aracılığı ile ülkelerde manipülasyon yaparlar.
Küresel iklim değişikliği hem gıdayı hem beslenmeyi hem de bedeni etkileyecek. Bu büyük bir projenin parçasıdır. Kripto para, emoji alfabesi gibi alanlarla kuşatılıyoruz. Tehlike büyük, birlik olmak zorundayız. BAŞKA TÜRKİYE YOK!
Op. Dr. Ali DULUM Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Baş ve Boyun Cerrahi #dralidulum
Kitap öneri; Ramazan Kurtoğlu, Biyo-Politik Savaşlar
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 38383
Gazipaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne atanan 3. sınıf Emniyet Müdürü Mehmet Akbıyık görevine başladı...
Mehmet Akbıyık, "Gazipaşa'ya daha önce gelme fırsatım hiç olmadı ama insanları çok sıcakkanlı, misafirperver. Uzun yıllar kurum içerisinde birçok görev alanında hizmetler verdim. Gazipaşa'nın güvenli ve huzurlu bir ilçe olduğunu biliyorum. Bizler de bu huzur ve güvenliliğin devamı için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.