head

2183026 810x458 75f08
Cumartesi, 21 Aralık 2024

 

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, ekonomi gündeminde geniş yer bulan kredi kartı meselesine ilişkin konuştu.

Kredi kartlarına artan talep krizin göstergesi...

 

“Geçen haftaki enflasyon raporu sunumunda yeni Merkez Bankası başkanı tüketimin istedikleri kadar yavaşlamamasının sorumluları arasında asgari ücret artışının etkisini beklediklerini ama bundan bağımsız olarak kredi kartlarının da bir etkisi olabileceğini söyledi. Kredi kartları için düzenleme yapılması gerektiğini düşündüklerini ve bu minvalde çalışmalar yaptıklarını da ekledi. Zaten bu açıklamadan önce Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek’in de kredi kartlarından rahatsız olduğunu öğrenmiştik. Bakanın Eylül ayındaki bir açıklamasında yer alan başkasının parasıyla zenginlik olmaz çıkışı bunun göstergelerinden biriydi. Aralık ayının sonlarında katıldığı bir basın toplantısında, kredi kartına taksit uygulamasının iyi bir şey olmadığını belirttiği de gündeme gelmişti. Şimşek’in bu basın toplantısında da kredi kartlarının insanların gelirlerinden fazla harcama yapabilmelerine izin vermesinden rahatsız olduğunu öğrenmiştik. Geçen senenin son ayında banka ve kredi kartlarıyla yapılan harcamalar bir önceki aya göre %23,7 artmıştı. Bunun kalıcılığını henüz bilmiyoruz demişti merkez bankası başkanı ama hem gelir artışına, hem tüketimin öne çekilmesine hem de firmaların yılsonu kampanyalarına bağlı olabilir demişti. Aslında son 3 yıldır yılsonundaki banka veya kredi kartıyla yapılan işlem sayısındaki aylık artışının ortalama %24 civarında olduğunu düşündüğünüzde ortada bir sorun yok gibi. Zaten geçen ayki gerçekleşmelere baktığımızda da banka ve kredi kartı harcamalarının normal patikalarına döndüğünü görüyoruz” diyen Aykut Kaya, “Ancak kredi kartı meselesini sadece bu veriyle değerlendirmek yeterli olmaz. Mesela Türkiye Bankalar Birliğinin risk verilerine baktığımızda enflasyondaki yükselişe bağlı olarak kredi kartı limitlerinin de arttığını görüyoruz. Örneğin 100 bin TL üstü limitli bireysel kredi kartı olanların toplam bireysel kredi kartı sahipleri içindeki payı Kasım 2021’de %1,4, Kasım 2022’de %5,8 iken Kasım 2023’te bu oran %33,8’e çıkmış. Toplam bireysel kredi kartı limitleri içinde 100 bin TL üstü limitli kredi kartlarının payı ise Kasım 2021’de %13,8 iken Kasım 2023’te %75,9 olmuş. Yani kartların üçte birine sahip olanlar, kartlarla yapılabilecek harcama potansiyelinin %76’sına sahip gibi bir sonuç var ortada. Ancak limit doluluk oranları bize başka bir hikâye anlatıyor. Bakın, limitler artıyor, 25000 TL üstünde limiti olan kartların doluluk oranı azalıyor ama 2500-25000 TL aralığındaki kartların doluluk oranı artıyor. Neden? Çünkü düşük kredi kartı limiti olan bu insanların gelirleri yetersiz ve kredi kartını yaşayabilmek için kullanıyorlar. Bir kısmı ödemesini bir ay öteleyebilmek için… Bir kısmı kredi kartından borç çekip başka borcunu kapatmak için… Bir kısmı marketlerde sürekli değişen ve artık bütçesinde ciddi külfet yaratmaya başlayan temizlik ve hijyen malzemelerini toplu şekilde daha ucuza alabilmek için… Şimdi bu insanlar için kredi kartının nesini düzenleyeceğiz biz?” ifadelerini kullandı.

““Arkadaşlar sizlere hak ettiğiniz geliri verebilen bir ekonomik düzen oluşturamadık ama en azından sürekli açlığın, borcun stresinin altında fazla ezilmeyin diye size daha çok taksit imkânı sunalım” demek varken, kredi kartlarında kısıtlamayı nasıl yaparız diye konuşuyoruz” diyen Aykut Kaya, “Eğer kredi kartlarında kısıtlayıcı bir düzenleme yapılacaksa düşük gelirli hanelerin durumu dikkate alınmalıdır” dedi.

Belirsizliğin bir an önce giderilmesi gerekiyor

Hükümetin meşhur kıldığı kavramlardan birinin tüketimin öne çekilmesi olduğunu belirten Kaya, “Yahu enflasyon beklentilerinin bozuk olması ya da merkez bankasının tabiriyle makroekonomik linklerin kopmasının sorumlusu halk mı?” diye sordu. Ayrıca “İnsanlar gelirlerinin sürekliliği konusunda kaygılılar. İnsanlar şimdi bu ürünü almazsam acaba gelecek ay, hatta gelecek hafta fiyatı ne olacak sorusunun cevabını bilmiyorlar. Böyle bir belirsizlik ortamında kendi ekonomisini yönetmeye çalışan haneler doğal olarak bir uyum stratejisi geliştireceklerdi” diyen Kaya, “İktidarın belirsizliği ortadan kaldıracak aksiyonları her politika alanında alması gerekirken yapılan düzenlemelerin işe yaramamasının sorumlusu yine vatandaş oluyor. Zaten bizim hükümet yapılan hiçbir hatanın sorumlusu değildir, siz de benim kadar iyi biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Tek mesele büyüme değil

Devamında “Jim Rohn’un sevdiğim bir sözü var: “Zaman paradan daha değerlidir. Daha fazla para kazabilirsin ama daha fazla zaman kazanamazsın.” diyen Milletvekili Kaya, “Şimdi bu sözün hedeflediği kitle elbette iş-sosyal yaşam dengesini kuramayan, para kazanmak uğruna hayatı ıskalayanlar. Ancak geçenlerde bu söz tekrar aklıma geldiğinde aslında hükümetlerin de buradan çıkarması gereken bir ders olduğunu düşündüm. Tek mesele büyümeymiş gibi büyüme verileriyle caka satıldığını yıllardır tecrübe ediyoruz. Ancak bu gösteriş heveslileri gelir dağılımı bozulmasını, ekonomik ve sosyal kutuplaşmayı pek de umursamıyorlar. Ülkenin geleceğini düşünmedikleri gibi her sorunla karşılaştıklarında da önce bunu inkâr ediyorlar, sonra da pansuman aksiyonlar almaya başlıyorlar. Aslında tüm bu gösteriş hevesi ve iş bilmezliğin neticesi, ülke ekonomisinin, ülkedeki bireylerin zamanından çalmak oluyor. Tüketime dayalı büyümenin verdiği tatla sarhoş olanlar, verimliliği nasıl artırırız, iyi işleri nasıl oluştururuz, asgari ücretin norm ücret haline gelmesini nasıl engelleriz, emeklinin en azından insana yakışır asgari standartlarda bir yaşam sürmesini sağlayacak geliri onlara nasıl verebiliriz gibi kritik sorulara pek de cevap aramıyorlar. Bu cevap aramama süreci işte verimlilik artışı bekleyen ülke ekonomisinin, iyi iş isteyen işgücünün, insana yakışır ücret ve aylık bekleyen vatandaşın zamanından çalmak değil midir?” dedi.

Bir kredi düzenlemesi yapmak 6 ay sürer mi?

“Hatırlarsınız, ilk kez konut alacaklara düşük faizli ve uzun vadeli konut kredisi kampanyası geleceğini Cumhurbaşkanı yardımcısı Sayın yılmaz söyleyeli neredeyse altı ay oldu. TCMB’nin ve BDDK’nin bunun üzerinde çalıştığını da söylemişti. Geçen sürede TCMB başkanı değişti ama ortada herhangi bir aksiyon yok. Meclise gelen bir şey de yok” diyerek duruma tepki gösteren Milletvekili Kaya, “Geçen hafta bir gazetemizin internet haberinde %1,20 faizli ilk konut kredisinin çalışmalarının tamamlanacağı ve yıl sonuna kadar meclis gündemine geleceğini okudum. Bunu duyunca aklıma bir sürü soru geldi. Birincisi bu ilk konut kredisi kampanyası yeni TCMB yönetiminin tasvip ettiği bir düzenleme mi? Bilmiyoruz. İnsanların kazandığından çok harcayabilmesini sevmeyen Mehmet Şimşek bu kampanya ihtimalinden hoşnut mu? Bilmiyoruz. Ekonomi politikasındaki sıkı duruşa rağmen, verilerin sözlerin tutulması gerektiğini ben de savunuyorum. Ancak, sizlere soruyorum: Bir kredi düzenlemesini yapmak 6 aydan fazla sürer mi? Yani ortada gene vatandaşın zamanının, hükümet nedeniyle oluşan hayallerinin gene hükümet tarafından çalınması durumu var ortada ne yazık ki.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

HABER: Ayten YILMAZ

Gazeteler