head

2183026 810x458 75f08
Pazar, 22 Aralık 2024
Çarşamba, 12 Ağustos 2020 19:33

AKDENİZ'DE TANSİYON YÜKSELİRKEN!

Yazan
Ögeyi Oylayın
(8 oy)
Türkiye Yunanistan gerginliği dorukta.NATO'ya üye olan iki devlet deniz yetki alanları konusunda Akdeniz'de ve Ege'de karşı karşıya.Arkasına zaman zaman AB, ABD ve kimi zamanda Rusya'yı alan Yunanistan, bir emir vaki ile bölgedeki egemenliğini artırmak istiyor.Akdeniz Bölgesi'nde kıyısı olmayan Yunanistan, egemenliğinde bulunan adalar aracılığı ile Doğu Akdeniz'de hakimiyet tesis etmeye çalışıyor.Türklere yaşam hakkının verilmediği Sevr Antlaşması'nın imza edilişinin yüzüncü yılını hatırladığımız bugünlerde Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz hakimiyet mücadelesi daha da anlamlı bir hal almaktadır. 

Her şey 21 Temmuz 2020'de Türkiye'nin Navtex ilan etmesi ile başladı.Aslında Türkiye ile Libya arasında yapılan münhasır ekonomik bölge anlaşması hem Yunanistan'ı hem de Mısır'ı tedirgin etmişti. Türkiye'nin Navtex ilanı sonrası bu iki devlet arasında başlayan yakınlaşma münhasır ekonomik bölge anlaşması ile sonuçlandı. Navtex ilanı sadece Yunanistan'ı değil başka devletleri de rahatsız etti.Fransa Yunanistan'ın yanında olduğunu göstermek için Kıbrıs'a gitti. Almanya'nın araya girmesi nedeniyle beklemeye aldığımız birinci Navtex ilanından sonra Yunanistan ve Mısır arasında yapılan anlaşmanın açığa çıkması üzerine Türkiye, ikinci Navtex ilanını yaparak Oruç Reis gemisini hava kuvvetleri desteği eşliğinde daha önce BM'ye bildirdiği bölgeye gönderdi.

Savaş kışkırtıcılığı yapan Yunanistan, Meis Adası'na fırkateyn göndererek Türkiye'ye gözdağı veriyor.Tabii bu arada Antalya Kaş bölgesinde de Türk fırkateyni aynı mesajı Yunanistan tarafına iletiyor.Bölgede küçük bir kıvılcım bekleniyor gibi.1829 yılında büyük devletlerin desteği ile suni bir devlet olarak ortaya çıkarılan ve bugünlere kadar desteklenen ve sürekli Türklerden aldığı topraklarla hormonlu bir büyüme yapan Yunanistan'a "dur" deme zamanı geldi de geçiyor.Yunan kaprislerine ve Yunanistan'ın bitmez isteklerine Türk Devleti artık "dur" demeli.Eğer savaş kaçınılmaz ise yapılmalı.Çünkü bu bölgedeki kronik sorunun kaynağı Yunanistan'dır, Türkiye değildir.

Bölgede hareketlenme olunca neden aracı rolüne bürünen olan her devlet yetkilisi Türkiye'ye baskı yapıyor, neden ailenin şımarık çocuğu Yunanistan görmezden geliniyor? Sorunun cevabı basit.Bağımsızlığını Avrupalı büyük devletlere borçlu olan Yunanistan'ın ilk prensi hangi ülkeden gelmişti.Almanya.Yunanistan kraliyet ailesinin İngiltere ile yakınlığı var mıdır? İngiliz kraliyet ailesi ile akrabadır.

Türkiye'nin 500-600 yıllık AB'nin ise 40-50 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak kaynakların olduğu Doğu Akdeniz bölgesi çok değerli. Bölgedeki enerjiyi elde etme isteği nedeniyle komşu iki ülke karşı karşıya geldi. Türkiye Yunanistan arasındaki gerilimin merkezinde ise Türkiye'ye sadece 2 km uzaklıkta bulunan Meis Adası var. Meis, Rodos Adalarındaki egemenliğini öne süren Yunanistan bu adalarda kıta sahanlığı olduğundan yola çıkarak deniz hakimiyet alanını genişleterek Türkiye'yi 40.000 kilometrekarelik deniz alanına hapsetmek istiyor.Oysaki Türkiye'nin deniz hakimiyet alanı 189.000 kilometre karedir.

Kıta sahanlığı coğrafi şartların gereği olarak ortaya çıkmıştır.Ancak münhasır ekonomik bölge (MEB) 1980'li yıllarda ABD'nin denizlerdeki hakimiyet alanını genişletmek için literatüre

sokulmuş bir tabirdir.Türkiye sahip olduğu coğrafi şartların doğal sonucu olarak kıta sahanlığına sahiptir. Münhasır ekonomik bölge ilanı ise kıyıları olan ülkeler için geçerlidir.Ancak Yunanistan'ın Akdeniz'de kıyısı yoktur dolayısı ile kıta sahanlığı ve MEB konusunda da haklı gerekçeleri mevcut değildir.

Yine uluslararası deniz hukuku sözleşmelerine göre ana kara esas alınarak antlaşma yapıldığı için adaların, MEB'i yoktur.İspanya ile Fas, İtalya ile Yunanistan aynı esastan hareket ederek anlaşma yapmışlardır.İtalya ile Yunanistan kendi aralarındaki anlaşmada "adaların kıta sahanlığı yoktur" derken aynı Yunanistan Türkiye'ye karşı egemenliğindeki adaların "kıta sahanlığını" dile getirerek hak talebinde bulunmaktadır. MEB ancak kıyıdaş ülkeler arasında yapılabilir. Yunanistan'ın Ege ve Adriyatik'te kıyısı vardır ancak Akdeniz'de kıyısı yoktur.Adaların kıta sahanlığı yoktur, MEB'i yoktur.Ancak ada devleti ise kıta sahanlığı da vardır MEB'i de vardır.

1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmaları gereğince Ege'deki adalar silahsız olma şartı ile Yunanistan egemenliğine bırakılmıştır.Ama Yunanistan bu adaları silahlandırarak adalardaki durumunu da tartışmalı hale getirmiştir. Yunanistan Türkiye'yi denizlerden kovarak bir iç ülke haline getirip işlevsizleştirmek istiyor

Mustafa Kemal Atatürk, "Ordular İlk Hedefiniz Akdenizdir!" diyerek denizleri yeniden Türklere vatan diye göstermiştir.Deniz ile bağlantısı kesilmiş bir Türkiye var olamaz.Bunu iyi kavrayan Atatürk, Anadolu'yu yeniden Türklere vatan yapmak istediği için Eylül 1922'de bu emri vermiştir.İşte Atatürk'ün bu emrini iyi anlayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de içe kapanmayı, kara devleti olmayı reddederek Navtex ilan etmiştir.

Akdeniz bölgesinde sorunun kaynağı olan Yunanistan hizaya çekilmeli.Artık masa başı konuşmalarla, süregelen görüşmelerle bu işin çözüme kavuşmadığı ortadadır.Türkiye 1974'te Kıbrıs'ta yaptığı gibi gangrene dönüşen konuyu ampute etme zamanı çoktan geldi.

Denizler gelecek kuşaklar için çok ama çok önemlidir. Kıta sahanlığı, bulunulan coğrafyanın sonucu olduğu için bir anlaşma zorunluluğu yoktur.Ancak MEB için Doğu Akdenizde kıyısı bulunan ülkelerle anlaşma yapmak gerekir 1870 km kıyı şeridine sahip olan Türkiye, derhal münhasır ekonomik bölgesini ilan ederek; Mısır, Lübnan, Libya, Suriye, Ürdün ve İsrail ile münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yapmalı.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, MAVİ VATAN ile bir BÜTÜNDÜR.

Op.Dr.Ali DULUM

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Baş ve Boyun Cerrahi #Opdralidulum #Alanyakbb

Kitap öneri:Metin AYDOĞAN, Türkiye Üzerine Notlar

Okunma 17161 kez Son Düzenlenme Çarşamba, 12 Ağustos 2020 19:36
Ali Dulum

DAĞARCIK

Gazeteler