head

2183026 810x458 75f08
Pazar, 22 Aralık 2024
Çarşamba, 27 Mart 2019 15:39

SU ZENGİNİ BİR ÜLKE DEĞİLİZ…

Yazan
Ögeyi Oylayın
(0 oy)
Fırtına, yağmur, sel haberleriyle dolu bir kışı bitirmek üzereyiz. İklim değişiyor, yazlar kışlar birbirine karışıyor.

 

Tarih boyunca pek çok uygarlığın yaşadığı Bereketli Hilal, Mısır, Ortadoğu ve Anadolu, olarak adlandırılan yaşadığımız bu bölge, kuraklaşıyor, çölleşiyor. Doğu Akdeniz ülkeleri son yıllarda en şiddetli kuraklıkla karşı karşıyalar. Türkiye, Irak gibi ülkeler bu kuraklığı daha kolay atlatırken; İsrail, Suriye gibi ülkeler kuraklığı sert yaşıyorlar. Kuraklık yaşanan bu ülkelerde kırsal yerler boşaltıldı, kentlere göç hızlandı. Özellikle Suriye’de iç savaşın da etkisiyle insanlar kitleler halinde göç ediyorlar.

ABD’de yayınlanan çalışmalara göre yakın bir gelecekte uygarlığın başladığı bölgede, Bereketli Hilal, bulunan tarım alanları ortadan kalkacak. Kuraklık beraberinde sosyal ve toplumsal sorunları da tetikleyecek. Kuraklık göç hareketlerine neden olacak ve buna bağlı olarak bölgede istikrarsızlık artacak. İklim değişiklikleri Türkiye gibi su kaynağı olan ülkeleri cazip hale getirecek.

Yeryüzünde sıcaklıkların artması sonucu tarımsal verimlilik düşecektir.Sıcaklıkların artışı, su yetersizliği ve tarımsal verimsizlik insanoğlunun hayatını etkilemekle kalmayacak iklime bağlı ölümleri de artıracaktır.

Dünya da saniye de beş futbol sahası büyüklüğündeki arazi, tarım arazisi olmaktan çıkıyor. Çoraklaşıp, verimsizleşiyor. Önümüzdeki yıllarda toprakların çölleşmesi nedeniyle insanlar gıda ile ilgili ciddi tehlikelerle karışılacak.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, 2050 Çevre Tahmini Raporu’na göre küresel politikalar değişmezse dünyayı açlık, hastalık ve ölüm bekliyor. Artan nüfus küresel ekonominin de artması sonucu enerji tüketimini artıracak. Enerji tüketimini karşılamak için fosil yakıtların kullanılması dünyayı daha da ısıtacak. Dünyanın ısınması iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin azalması, sağlık sorunlarının artması , su kaynaklarının ortadan kalkması gibi sorunlara yol açacak. OECD verilerine göre eğer su kayaklarımızı daha yerinde ve etkin kullanmayı öğrenemezsek, 2050’de dünya nüfusunun yüzde 40’ı su sıkıntısı çekecek.

Bir ülkenin su zengini olarak adlandırılabilmesi için kişi başına 8-10 bin metreküp arası su düşmesi gerekir. Ancak ülkemizde kişi başına düşen su miktarı bin 430 metreküptür. Devlet Su İşleri verilerine göre 2030 yılına gelmeden Türkiye’de su sıkıntısı başlayacak. Küresel iklim değişikliği nedeniyle kuraklık yaşayacak ülkelerden biri olan Türkiye, ciddi önlemler alınmazsa daha da kuraklaşacak. Ülke olarak; su verimliliğini artırmak, şehir sularını taşıdığımız borulardaki kayıp-kaçak oranlarını azaltmak, verimli tarıma geçmek zorundayız. Bu saydığımız önlemleri hemen bugün almazsak yarın çok geç olacak.

Kuraklık nedeniyle gıda fiyatları dünya da ve ülkemizde yükselecek. İklimdeki değişiklikler öylesine kontrol edilemez bir duruma gelecek ki, iklim nedeniyle insanlar yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda olacaklar. Kuraklık sağlık problemlerini artıracak ve ölümler kaçınılmaz olacaktır. Dünya da temiz su bulamadığı için günde 14.000 kişi ölüyor. Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz GELECEK; kuraklık, hastalıklar, ölüm olamaz. Sera etkisiyle gezegenimiz günden güne yok oluyor.

BETONLAŞARAK, TOPRAKLARIMIZI RANTA KURBAN EDEREK VAROLAMAYIZ.Sağlıklı haftalar.

Op. Dr. Ali DULUM

Okunma 10712 kez Son Düzenlenme Perşembe, 04 Nisan 2019 15:26
Ali Dulum

DAĞARCIK

Gazeteler