Bayram değil seyran değil eniştenin bu tavrı da ne ? diye düşünmeyelim.Çanakkale, İzmir, Muğla bölgelerinde yanan ormanlar her duyarlı vatandaşımızı derin üzüntüye sevk etmiştir şüphesiz.
Bir taraftan da bizim ormanlarımızı bize para yada bedel karşılığı kestirdiğini söyleyen Kanada'dan aldığımız Bombardier uçaklarının motor arızalı olduğunu beyanla büyük bir tartışma oluşturan Sayın Tarım ve Orman bakanı Bekir Pakdemirli'nin talihsiz açıklamaları toplumumuzda büyük bir şaşkınlık yaratmaya devam ededursun biz konumuza gelelim.
Battı gidiyor , memurunun bile maaşını ödeyemiyor , bankaları kapanıyor diye gündemimize gelen komşu Yunanistan bakın çevreye ne kadar duyarlı ve bunun meyvelerini nasıl yiyor. En zor zamanlarında bile topraklarını rant avcılarına peşkeş çekmeyen komşu şimdi nasıl karlı ve sürdürülebilir bir turizm yaşıyor bir bakalım.

Bizler limanlarımıza demirleyen bir cruise gemisini hemen gazetelerimizde birinci sayfaya taşırken komşunun yalnızca Corfu adasına bir yılda 1.402. cruise gemisi giriş yapmış. Bu günde yıl boyu dört gemi anlamına gelirken bizde Alanya'ya , Bodrum'a , Marmaris'e ayda bir gemi geldi mi neredeyse bayram yapıyoruz. 2018 yılında tüm ülkemize gelen gemi sayısı 247 bununda 145'i Kuşadası'na gelmiş.Kalan 102 gemiyi de başta İstanbul olmak üzere paylaştır işte durum bu.

Alanya'dan Bodrum'dan daha değerli bir kent olmasına rağmen Corfu adasında asla rant uğruna imar kirliliğine betonlaşmaya izin vermemişler. Bakın Yunanistan'ın ağır geçen ekonomik krizinde dahi arazilerini satmamışlar,beton yığınlarının oluşmasına göz yummamışlar, demek ki doğayı koruyarak daha fazla kazanacaklarını biliyorlarmış, demek ki geleceğe dair asıl yatırımlarını önlerine çuvallarla dolu para konulmasına rağmen ormanlarını Kanada'lılar dahil kimseye peşkeş çekmeyerek ve yanmalarına göz yummayarak yapmışlar !...

İnsanlar bir ülkeye neden giderler ? Eski eserlerini görmeye tabii güzelliklerini yakından incelemeye giderler herhalde öyle değil mi ? O takdirde bizler bu canım vatandaki eski eserleri canla başla korumalı ve tabiat güzelliklerimize de saygılı sevecen olmalıyız ki bize gelen turist hem gelmeye devam etsin hem de gelmeyenlere tavsiye etsin.

Tabii olarak böyle bir ilgiyi yaratabilmek için ülkemizdeki imar planlarına çok önem vermeli ve inşaat iznini çok titizlikle inceleyerek vermeli tüm kentin betona teslim olmasını mutlaka engellemeliyiz.
Son günlerde basında yer alan inşaat durdurulma haberleri ve betonlaşmanın önlenmesi girişimleri hepimiz için bir umut oluşturdu. Bekleyip göreceğiz yıkıp tekrar eski haline mi döndürecekler yoksa yargı kararlarıyla devam edilmesine mi karar verecekler ?

Yalnızca deniz kum güneş turizmine ağırlık verir ve bu anlamda dev tesislerin inşasına devam ederek kıyı talanına göz yumar görmezden gelirsek ,bu turizm daha ne kadar sürdürülebilir bakıp göreceğiz.
Geçenlerde Kurban Bayramı döneminde Sayın Turizm Bakanı Mehmet Ersoy beyin eşi Pervin Ersoy hanımefendi Bodrum'da otellerinde yer olmadığını turizmin çok iyi gittiğini ve Bodrum'un ne kadar güzel bir tatil beldesi olduğunu kendisininde çocuklarıyla yıllardır tatilini hep Bodrum'da geçirdiğini bahisle, Alanya'da yaşayanları, bizden hiç söz etmemesi azıcık üzse de, o bahsi geçen Bodrum'a ne oldu da birden kaçak inşaatlarla gündeme oturdu bilemem.

Elimizdeki tüm bu değerleri mutlaka akıllıca korumalı ayni zamanda kazanç elde etmeliyiz. Körü körüne korumacılık ve kazanç elde etmek mümkünken imtina etmek akıllıca olmaz mutlaka , ancak kazanç uğruna da tüm tabiatı mahvetmek ondan sonra işe yaramayacak olduğu kesin serzeniş bizlere hiçbir fayda sağlamaz.
Öldürdükten sonra ağlamak faydasız olduğu gibi onu geri getirmeyeceği de kesindir.Bu canım cennet vatan köşelerini ölçüsüz ve doyumsuz ranta kurban etmeye artık dur demenin zamanının geldiğinin farkına varmış olmalılar ki duruma en yetkililer el atmaya başladılar. Bu durum çok sevindirici ve umut vericidir.
İnsanların hem yaşadığı hemde yönettiği yerleri severek sahiplenmesi olumsuzlukların önüne geçmesi işte bu farkı doğurur, ve o bölgeye büyük bir artı değer kazandırarak insanların mutlu olmasını sağlar.
Onlar kazandı,bizler kaybediyoruz diye umutsuzluk içinde olmadık , son günlerdeki iyi niyetli müdahaleler bizleri ziyadesiyle memnun etmekte umutlandırmaktadır. Umarız bu girişim ve denetlemeler hız kesmeden ve ahbap çavuş ayırmadan herkese eşit mesafede aralıksız devam eder.