head

2183026 810x458 75f08
Salı, 05 Kasım 2024

Alanya Haberleri

17 Nisan 1940 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulmasının ardından Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişiminde belirleyici bir rol oynayan Köy Enstitüleri’nin 79. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.
Türkiye nüfusunun yüzde 80’inin köyde yaşadığı, ülke nüfusunun büyük bölümünün okuma yazma bilmediği bir dönemde, ‘Eğitim üretim içindedir’ şiarını ilke edinerek kurulan Köy Enstitüleri, üretime ve kalkınmaya yönelik öğrenimi temel alan önemli ve tarihsel bir deneyim olarak bilinmektedir
Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda gerekli insan gücünü yetiştirmek için kurulan temel eğitim kurumları olmuş, öğretmen yetiştirme sistemine yaptığı somut katkılar, aradan 79 yıl geçmiş olmasına rağmen unutulmamıştır.
Bugünün siyasi iktidarı tarafından hedef haline getirilen ve eğitim biliminin temeli olan karma eğitim sistemine dayanan Köy Enstitüleri’nde okutulan derslerin %50’si kültür, %25’i tarım, %25’i de teknik derslerden oluşmuştur. Beş yıllık öğrenim süresi olan Köy Enstitüleri’nde öğrencilerin ilk üç yıllık başarı düzeylerine bakılarak en başarılılar öğretmenlik mesleğine, diğerleri ise köy hizmetlerine yönlendirilmiştir. Toplumcu bir anlayışla kurulan Köy Enstitüleri aynı zamanda tarım işlikleri ve sağlık
ocakları olarak toplumsal işlevler görmüş, çeşitli tohum ve tarım araçlarının ilk denemeleri bu okullarda yapılmıştır.
Günümüzde öğrencilerin iktidar eliyle imam hatiplere, özel liselere ve meslek liselerine yönlendirildiği, büyük bölümü dini içerikli seçmeli dersleri seçmeye zorlandığı, öğretmenlerin performans ve sınav kıskacına alındığı dikkate alındığında, Köy Enstitüleri’nin zengin ders içeriği, benimsediği öğretmen yetiştirme ve eğitim modelinin ne kadar önemli ve değerli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Köy Enstitüleri’nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye’sinin bir türlü kurtulamadığı eleştirmeyen, sorgulamayan, ezbere dayalı ve sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmayı hedeflemiş olmasıdır. Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun üzerinden 79 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre geçmiş olmasına rağmen, dönemin zor koşullarındaki eğitimin niteliği ile günümüz Türkiye’si arasında olumsuz anlamda çok büyük farklar olması düşündürücüdür.
Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin etkisi sonucunda Köy Enstitüleri soğuk savaş politikalarına kurban edilip kısa süre içinde kapatılmıştır. Köy Enstitüleri’nin kapatılmasını takip eden süreçte, özellikle 1950’li yıllarda bu önemli eğitim deneyimi önce yatılı öğretmen okullarına, ardından yatılı okullara, sonra da normal lise eğitimine yayılarak zaman içinde işlevsiz hale getirilmiş ve hızla etkisizleştirilmiştir.
Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olmuştur. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açarak, karma eğitim uygulamalarını kaldırmak isteyerek eğitim sistemini dinselleştirmeyi ve ticarileştirmeyi hedeflemekte, eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir.

Eğitim Sen olarak, Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıktığımızı ifade ediyor, Köy Enstitüleri’nde olduğu gibi, toplumcu eğitim felsefesinin tüm eğitim kurumlarında uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

1940 yılında yaşama geçirilen Köy Enstitüleri Cumhuriyet aydınlanmasını topluma götüren projedir.
Köy Enstitüleri genç Cumhuriyetimiz’in aydınlanma dönemlerinden birisidir ve halkçı devlet ilkesine uygundur. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın temelini oluşturan tam bağımsızlık ilkesinin bölünmez bir parçası olan eğitimde ve kültürde bağımsızlığın gerçek örneklerinden biridir.

 

Atatürk Kurtuluş savaşında yedi düvele karşı; halkına güvenerek yola çıktı. Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra hedef olarak çağdaşlaşmayı gösterdi. Çağdaşlaşmanın öncelikli kurumu olarak da eğitimi gördü. Köy Enstitüleri işte böyle bir aydınlanma devriminin kuruluşudur ve çağdaş, üretken ve demokratik eğitim yöntemini eğitim, sisteminin her aşamasında uygulayan bir yapıdadır. Bugün yaşanılan eğitim sorunlarının çözümü için bu tür bir yapıya ihtiyaç vardır. Köy Enstitülerinin kuruluşunun üzerinden 79 yıl geçmiş olmasına, bilim ve teknolojide bu kadar gelişme sağlanmasına rağmen, o dönem eğitimin niteliği ile bugün arasında çok büyük fark olması düşündürücüdür.
Atatürkçü Düşünce Derneği Alanya şubesi olarak Türk aydınlanmasının en önemli eserlerinden biri olan ve yetiştirdiği değerli kişilerle eğitim alanında, kültür alanında, sanat alanında, toplumsal ve siyasal alanda çığır açan Köy Enstitülerinin 79. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Alanya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi
Müşerref Demirci

ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR
Antalya’da başarılı bir yerel seçim süreci geçirdik. Millet İttifakı olarak Büyükşehir Belediyesi’ni kazandık ve 10 ilçeden zaferle ayrıldık. Son yıllarda iktidarın uyguladığı ötekileştirici, kutuplaştırıcı politikalara çanak tutmadan, kimseyi kırmadan dökmeden seçim sürecini olaysız bir şekilde tamamladık. Antalya’da sevgi kazanacak, barış ve kardeşlik kazanacak demiştik. Söylemlerimiz ve eylemlerimiz hep bu doğrultuda oldu. Kimseyi ötekileştirmedik, gereksiz polemiklere girmedik. Öfkeyle kalkan zararla oturur demiştik. Her zaman birleştirici olmaya çalıştık. Öyle de olduk. Bunun sonucu olarak yerel seçimlerde büyük bir başarı elde ettik.
Üzülerek görüyoruz ki; seçimlerde neden başarısız olduklarının muhasebesini kendi içlerinde yapması gerekenler bir algı operasyonuna girişmiş durumdalar.
Eski Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes Türel’in eşi Ebru Türel’in sosyal medyaya yansıyan ses kaydıyla ilgili olarak partili arkadaşlarımızın, iki kamu görevlisinin şikayet üzerine gözaltına alınması ve AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş tarafından yapılan mesnetsiz iddialara karşı kamuoyuna aydınlatmak adına bazı konulara değinmek istiyorum.

Seçimlerden hemen önce Ebru Türel, eşinin de mensubu olduğu partiye çıkar sağlamak ve bu parti tarafından yürütülen siyasi propagandayı yürütmek amacıyla çeşitli mecralarda seçimlerdeki en güçlü rakibi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı karalama ve iftira kampanyalarına girişmiştir. Bu çalışmalarının bir kısmında, sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna da yansıdığı üzere, açıkça kendisine destek veren kişileri kullanarak halkı, farklı siyasi partiye oy vermesini kabullenemediği halk kesimine karşı kışkırtma ve tahrik etme amacını gütmüştür.
Bu sebeplerden ötürü Sayın Ebru Türel hakkında şikayette bulunduk.
Ebru Türel’in hiçbir gerçeklik payı olmayan, tamamıyla uydurma beyanlarıyla toplumun kendi çevresinde bulunan ve ortak bir görüşe sahip bir kesimini, bu topluluğun görüşünde olmayan farklı bir kesimine karşı açıkça düşmanlık yapmaya, nefret söyleminde bulunmaya teşvik ettiği, kışkırttığı açıktır. Bunun yanında eşinin belediye başkanı sıfatını da kullanarak “suçta kullanılacak araçları dahi temin etmiş ve ortamı suç işlemeye elverişli hale getirmiştir”.
Sosyal medyaya yansıyan beyanlarında Ebru Türel, rakibi olan, Türkiye genelinde ve Antalya özelinde geniş bir kitleye hitap eden siyasi partinin terör örgütü bağlantısı olduğunu ileri sürerek insanları bu partiye karşı nefret dolu hale getirme, bu siyasi parti ile aynı ya da benzer görüşte olan insanları en temel haklarından olan seçme hakkını kullanmama ve oy kullanma ödevini yerine getirmeme kararı verdirtme çabası içine girmiştir.
Bir diğer konu da; 60 kişiyle seçim ofisinde yapılan bir toplantıda, kapının açık olduğu insanların içeriye rahatlıkla girip çıktığı bir ortamda konuşulanların, bunları dışarıda yayın denmesine rağmen, ses kaydını kendi sosyal medya hesaplarında paylaştığı iddia edilen kişiler hakkında Ebru Türel tarafından “özel hayatın gizliliğini ihlal” ettikleri sebebiyle suç duyurusunda bulunulmuştur.
Hal böyleyken, AKP İl Başkanı tarafından yapılan açıklamada, iftiradan kumpastan hain planlardan bahsediliyor. Fakat Sayın Türel’in davasında yapılan bir ses kaydının dışarıya taşınmasından dolayı bir şikayet söz konusu.
Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; bahsi geçen ses kaydının, kaydedilmesi ve yayılması ile arkadaşlarımızın bir ilgisi yoktur.
Şikayet üzerine tutuklanan AKP üyesi, AKP İl Başkan Yardımcısı’nın yeğeni Niyazi Ateş ise açıklamalarında bu suçlamayı reddetti. Bu suçlamaların yapılıp yapılmadığının kararını verecek olan mahkemedir. Bu konuda yorum yapmamız doğru olmaz. Niyazi Ateş’i sadece mahkeme salonunda gördük. Önceden tanımıyoruz. Toplantıda bulunduğunu Ebru Hanımın bu sözleri söylediğini fakat kendisinin kaydetmediğini mahkemede söyledi. Zaten davanın konusuna baktığımız zaman da bu sözlerin söylediğini, davacının da kabul ettiğini görüyoruz.
Biz de Sayın Ebru Türel’in sosyal medyaya yansıyan kayıttaki beyanlarına istinaden kendisi hakkında; halkın kin ve düşmanlığa ve gönüllü vatandaşları belediyenin otobüs kartlarını kullanmak marifetiyle suç işlemeye tahrik etmesi sebebiyle şikayette bulunduk.
Konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.
AHMET KUMBUL
CHP ANTALYA İL BAŞKANI

Uzun yıllardır duyamadığımız bu açıklama, Alanya'nın esnaf temsilcilerinden geldi

 

ALANYA esnafının, uzun bir aranın ardından borcu borçla kapatmak için değil, yeni yatırımlar için kredi kullanmaya başladığı bildirildi. Alanya Alaaddin Keykubat Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Velittin Yenialp, Alanya esnafının 2016-2017 yıllarında yaşadığı darboğazdan 2018’de kurtulduğunu, yaralarını büyük ölçüde sarıp düze çıktığını söyledi.

KREDİDE YÜZDE 163'LÜK ARTIŞ

ESNAFIN 2019’da yatırım ve kendini yenilemeye yöneldiğine işaret eden Yenialp "Esnafın kullandığı krediler bunun göstergesi. 2018’in ilk 3 ayında 9,5 milyon TL kredi kullanan esnaf, 2019’un aynı döneminde yüzde 163’lük artış oranıyla bu rakamı 27,5 milyon TL’ye yükseltti" dedi. Bir diğer kredi kooperatifi başkanı Akkaya da "Esnaf 2019'dan umutlu, yenilenme amaçlı kredi kullanımı da yüksek" dedi.

Akdeniz'de, Richter Ölçeği'ne göre 3.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre Akdeniz'de Richter Ölçeği'ne göre 3.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Antalya'nın Kaş ilçesi açıklarında saat 11.51'de kaydedilen deprem, 35.3 kilometre derinlikte meydana geldi.

Gazeteler