Son günlerde güzel sakin ve güvenli olan Alanya'mıza adeta nazar değdi ve gündeme çok negatif bir şekilde gelmeye başladı. Neden bahsettiğimiz gayet açık,şu geçen gün olan müessif olay.Tekne sahipleri yada işletmecileriyle sözde müşteri yada misafirlerle aralarında geçen tatsızlık...
Olay abartılı bir şekilde yorumlanarak yalnızca tekneciler suçlu gösterilmekte ve yargısız infaz edilmekteler.Mutlaka her iki tarafı dinlemek ve konuyu derinden araştırmak gerekir ki ,bundan sonra bir hüküm oluşsun.
İskele bölgesinde gezintiye çıkan birkaç misafir genç aldıkları muhtemelen alkolün etkisiyle maceracı tavırlarla Larsson teknesi sahibi Emre Erkek'in sahip olduğu standda duran denizci Murat Yüce'nin arkadaşı bayan Taya Hild'e ileri geri konuşarak ve ahlaksızca Türk gencine yakışmayacak tavırlarla davranışlar sergileyenler uyarılmışlar ve orayı terk etmişler. Daha sonra tekrar geri gelip ayni yakışıksız hareketleri sergileyince film kopmuş kavga başlamış. Her ikisinin de ayakları sakat ve sargılı olan Emre , Murat beylere gücü yeten misafir genç Macellan teknesinin sahibince uyarılarak ayrılması istenmiş ama genç onuda yere yıkınca teknede bulunan yeğenleri amcalarına saldıran genci tartaklama amaçlı duruma dahil olmuşlar ve gerisi malum olaylar cereyan etmiş.
Herşeyden önce hiç kimsenin kendisini kolluk kuvveti yerine koyması kabul edilemez. İşte bundan dolayıdır ki haklı iken haksız olunur.Telefon herkeste var ve karakol görünür mesafede, aç telefonu kontörün olmasa bile çalışan 112 yi ara ve durumu bildirerek yardım talebinde bulun. 444 82 07 yi ara zabıta talep et, neden hemen hiddetlenerek konuyu kendin kendi ilkel yöntemin le halletmeye kalkıyorsun ve suçlu duruma düşüyorsun .
Tamam teknecilerin suçu kendilerini kolluk kuvvetinin yerine koymak da, peki ''hırsızın hiç mi suçu'' yok? Alkol alıp etrafı tedirgin etmek,orada bulunan bir bayana istediğin gibi davranıp taciz etmek,gençliğine ve spor altyapına güvenip istediğin gibi pervasızca davranmak ne kadar doğru ?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyor bu konuda bir hatırlayalım. Atatürk Türk sporcusunda yalnız beden gücü ve yetenek değil, ayni zamanda iyi ahlak ve zekanında bulunmasını istemiş, bu düşüncesini de ''Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'' sözleriyle dile getirerek bir sporcunun nasıl bir insan olması gerektiğini anlatmıştır.
Şimdi o misafir ve turist olarak anılan gençlerin durumunu bir daha değerlendirmek gerekmez mi ?
Son dakika turisti ve alt gelir grubunun tatil destinasyonu haline gelmiş olan Alanya'mız böyle giderse daha çok olaylara sahne olur , gündeme gelir.
Sayın T.C.Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy beyefendi ilk göreve başladığında yapacaklarını sıralarken en önce geliri yüksek gruptan turisti getirmek için çalışacaklarını beyan etmişlerdi. Tabii ki birçok şanssızlıklar oldu,gerek korona salgını gerekse bölgemizdeki savaş ve çatışmalar turizmi etkiledi, dolayısıyla şimdilik diyecek fazla birşey yok ancak çalışmak ve ısrarcı olmak lazım. o üst gelir grubundan insanları getirebilirsek konu kendiliğinden çözüme kavuşur kanaatindeyim.
Bu ve benzeri olayların bir daha cereyan etmemesi arzumuzu bir kere daha dile getiriyor ve turizm sektöründen geçinen, gelir elde eden insanımızın daha dikkatli ve duyarlı olması gerekliliğini hatırlatıyoruz.
Kalın sağlıcakla.
Cemal Palamutçu