head
2183026 810x458 75f08
Cuma, 29 Mart 2024

Alanya'nın çok sevilen aydın ve beyefendi kişilerinden biri olan ;Yeni Alanya Gazetesinin köşe yazarlarından İsmail Haboğlu, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları dile getiren anlamlı bir projeye imza attı... 

Yeni Alanya Gazetesinde yazdığı köşe yazıları ile dikkat çeken İsmail Haboğlu, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları sosyal medya üzerinde hazırladığı anlamlı bir proje ile gündeme getirdi.

Bu kapsamda Dr. Hüsrev Çetin tarafından kaleme alınan ‘Sağlık Personeli Olmak’ isimli şiir, Haboğlu tarafından seslendirildi. Yapım ve kurgusu da Haboğlu’na ait olan video klip sosyal medya platformu Facebook üzerinden kısa sürede çok sayıda beğeni ve geri dönüş aldı.

İŞTE DR. ÇETİN’İN KALEME ALDIĞI ŞİİR…
Sağlık Personeli Olmak
“Siz hiç, bir insanın içini gördünüz mü?
Canlıyken, kalbi atarken!
Damarlarında kanı dolaşırken!
Bir de içinde bir dert aradınız mı?
Ben aradım!
Siz kanser olduğunu bir insanın,
Daha kendi bilmeden.
En yakını, en çok seveni duymadan!
Teşhisini koyup ağladınız mı?
Ben ağladım.
Siz hiç, kanayan yaraya el bastınız mı?
Düşünmeden bir şey bulaşır mı diye!
Açık yaraya dibinden baktınız mı?
Gözünüze sıçrayan kandan, hepatit kaptınız mı?
Ben kaptım,
Siz hiç bir tümör gördünüz mü?
Dokuz yaşında bir çocuğun kafasının içinde,
Görünce anlayıp yakın olan ölümünü,
Ve bunu annesine nasıl söyleyeceğinizi düşündünüz mü?
Ben düşündüm.
Siz hiç başınız sağ olsun dediniz mi?
Hastayı ne halde getirdiklerini unutup!
Kapıda umutla bekleyen kalabalığa.
Bir babaya, bir anaya, bir evlada!
Ben dedim.
Siz hiçbir gece vakti, kalkıp sıcak yatağınızdan,
Polisle, jandarmayla uzun yol gidip,
Kör bir bir ışıkla vadiden indiniz mi?
Üstelik, bile bile az sonra görülecek manzarayı.
Ben indim.
Yetmez gibi gecenin sersemliği,
Ters dönmüş araçtan, cesetler çıkarıp,
Niye ölmüş diye soran savcıya
Bir sebep söylediniz mi hiç!
Ben söyledim.
Siz uyurken sabaha karşı,
Çalan bir telefonla uyanıp,
Ya yetişemezsem diye, gaza basıp,
Apar topar ameliyata girdiniz mi?
Ben girdim.
Siz bir akşam misafir ağırlarken,
Ya da güzel bir yemekteyken,
Belki de en sevdiğiniz dizi oynarken,
Koşa koşa hastaneye gittiniz mi tanımadığınız biri için?
Ben gittim.

Ben daha neler yaşadım,
İnsana, insanlığa, yaşama dair.
Ne gerekiyorsa yapınla başlayan,
Terk etmeler, vefasızlıklar gördüm.
Siz gördünüz mü?
Siz hiçbir salgında,
Bulaşmasın diye evine kaçarken herkes,
Ateşli, halsiz, deva bekleyen birini,
Yatırıp yanınıza, tedavi ettiniz mi?
Ben ettim,
Ve sırf bu yüzden,
Herkes korkarken hasta olmaktan,
Siz hasta oldunuz mu?
Bırakın hastalığı, öldünüz mü?
Ben öldüm!
Normal bir insansanız eğer,
Herkes kalan giden, sayılara bakarken,
Bir can için, kendini feda eden kardeşlerinizi,
Görürken ölüme meydan okuyan meslektaşlarınızı!
Ses vermez miydiniz?
Ben veriyorum.
Artık, Kimse demesin bana!
Otur oturduğun yerde!
Bir de birlik olmuşsunuz,
Çok ses veriyorsunuz, susturamıyoruz böyle!
Ve sakın demeyin bana!
Senin sesin çok çıkıyor, bırak canları!
Benim iktidarım gidiyor burada!
Kapatılsın hemen, Tabip Odaları.
Ben seçmişim zaten yolumu, gerekirse ölürüm.
Benim derdim, kendim değil diyorum.
Her bir İnsan hayatı değerli; bilin istiyorum.
Ve... Hiçbir can, önlem alınmadığı için gitsin istemiyorum.”

Gazeteler