Alanya’da çalıştığı banka ve iş adamlarını yaklaşık 100 milyon TL dolandırdığı iddiasıyla tutuklanan banka müdürü Arif İ. hakkında hazırlanan ve kabul edilen iddianameye ilişkin yeni detaylar gün yüzüne çıktı...
Banka müdürü Arif İ. ve Arif İ'ye para verdikleri iddia edilen dövizcilerin de aralarında yer aldığı 13 sanık hakkında adli makamlarca hazırlanan ve Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede yeni detaylar ortaya çıktı.
Olay, 29 Ağustos’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, banka müdürü Arif İ., ‘Bir müşteri ziyaretine gidiyorum’ diyerek bankadan ayrıldı. Mesai arkadaşları ise Arif İ.’nin durumundan şüphelendi. Yapılan araştırmada Arif İ.'nin ‘Ucuz döviz topluyorum, parayı döndürerek çok kazandırıyorum’ diyerek bazı döviz büroları ile iş insanlarını yaklaşık 100 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. İzmir’de olduğu tespit edilen Arif İ’nin, Yunanistan'a kaçmak için A.Y.O. ile buluşacağı öğrenildi. Operasyon düzenleyen ekipler, Arif İ., amcası İ.İ., kaçması için kendisine yardım ettiği iddia edilen iki kişiyi de yakaladı. Şüphelilerin üzerinde yüklü miktarda TL, döviz ve tabanca ele geçirildi. Soruşturma kapsamında şüpheli sayısı 14’e yükseldi. Şüphelilerden Arif İ. nöbetçi hakimlikçe tutuklanırken, A.A., A.G., A.Y., E.Y., H.U., İ.U., İ.İ., M.A.T., M.A., M.Ç., S.H.İ., S.K., Ş.T. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Şüpheliler hakkında ise iddianame hazırlandı. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, dolandırıcılığa konu rakamın 100 milyon TL değil, 29 milyon 986 bin 853,13 TL olduğu kaydedildi.
Alanya’daki bir bankada yöneticilik yapan sanık Arif İ'den haber alınamaması üzerine banka şubesi kasasında yapılan sayımda 29 milyon 986 bin 853 lira kasa noksanının tespit edildiği ve Arif İ'nin banka parasını kendisi ve üçüncü kişiler çıkarına kullanarak zimmetine geçirdiğinin yer aldığı iddianamede, “Kasa noksanının oluşumunda şüpheli Arif İ’nin şube içinde bazı şahıslarla ya da döviz bürolarıyla girmiş olduğu borç alacak ilişkisinin ve/veya döviz alım satım işlemlerinin etkili olduğu, zira bu iş ve işlemler sırasında birtakım kişilerin şubeye çanta veya torbalarla yüklü miktarda para getirip şubeden para götürdüklerinin anlaşıldığı, söz konusu şüpheli işlemlerin çoğunun banka kayıtlarına bilerek ve isteyerek yansıtılmadığı, ayrıca yine bu şüpheli ilişki ağı içinde şüpheli döviz bürosu sahip/ortak/çalışanlarının, firma ve şahıs hesaplarına fiktif (fiziken olmayan/karşılığı bulunmayan) para yatırma ve hesaplarından para çekme işlemleri gerçekleştirildiği, para yatırma/çekme/eft işlemlerinin bir çoğunda şüphelilerin bankada olmadıklarının kamera kayıtları ile tespit edildiği” ifadeleri kullanıldı.
Bankadaki şüpheli işlemlerinin çoğunun banka kayıtlarına bilerek ve isteyerek yansıtılmadığı belirtilen iddianamede, bu ilişki ağı içindeki döviz bürosu sahip ve çalışanlarının da uydurma firma ve kişilerin hesaplarına para yatırma ve çekme işlemleri gerçekleştirdikleri vurgulandı. Para yatırma, çekme ve EFT işlemlerinin banka müdürü Arif İ.'nin banka çalışanları sanık H.U, S.K.T. ve E.Y'ye verdiği talimatla yerine getirildiği kaydedilen iddianamede, şube müdürünün personeli ikna ederek üstlerinde baskı kurarak kasa farkı fişi düzenlenmesine engelle olduğu, personelin ise şube kasasındaki noksanı ilgili genel müdürlük birimlerine bildirmeyerek gizledikleri, bu şekilde eylemleriyle zimmet suçunun açığa çıkmasını engellemek amacıyla hileli davranışlarda bulundukları dile getirildi.
Döviz bürolarının Kurumlar Vergisi Beyannameleri incelendiğinde suç tarihlerinde net satışların bir önceki yıla göre yüzde 60 ile yüzde 100 oranında artış olduğunun tespit edildiğinin ifade edildiği iddianamede, Arif İ'nin bir kısım paraları kardeşi ve amcasına gönderttiği aktarıldı.
İddianamede, sanık İ.İ, A.Y.O. ve A.G'nin sanık Arif İ'nin olay sonrası kaçmasına aracılık ettikleri, yollarda yakalanmaması için araç ve yer imkanı sağladıkları kaydedildi. İddianamede, eski banka müdürü Arif İ'nin de aralarında bulunduğu 14 sanığın "Nitelikli bankacılık zimmeti suçuna iştirak" halinde gerçekleştirdikleri gerekçesiyle 6 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.