Efendim müteahhitler suçlu, mimarlar suçlu, statik projeleri çizen inşaat mühendisleri suçlu, yer analizini yapan jeologlar suçlu,imar kararlarını alan belediye ve onun teknik kadrosu suçlu,yapı denetim kurumunun teknik elemanları suçlu,kalıp demir işlerini yapan çalışanlar suçlu, yok demir suçlu, olmadı betonda suçlu...
Bu liste böylece uzar gider ve sonunda hiç suçlu kalmaz.Hani derler ya ''hırsızın hiç mi suçu yok''.
Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek ve hangi sonuçlar ortaya çıkacak hep birlikte göreceğiz ölmez sağ kalırsak.
T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu konularda üzerine en çok görev ve sorumluluk düşen teşkilat ve dolayısıyla onun başındaki Sayın Murat Kurum'a bakan olarak düşen çok sorumluluklar var.
Enkaz kaldırma işlemleri başladığına göre,buralardan kalkan enkazı dönüştürmek lazım.Bunun içinde plastik var,cam var,aliminyum var, demir var,ahşap var,taş var,beton var, daha neler neler var.Tüm bu malzemeler geri dönüşüm materyalleri ve herkes bunun farkındadır mutlaka.
Neyse benim bugün bahsetmek istediğim asıl konu eğitim.
Deprem eğitimi…
Nasıl mı derseniz hep bahsederiz ya Japon modeli diye. İşte bizlerde onlardan esinlenerek bir şeyler yapabiliriz.
Japonlar, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan o atom bombalarını ve o gün bedenlerinde ve yüreklerinde açılan yarayı hiçbir zaman unutmadılar, iyileştiremediler. Hani şimdi herkes üç yüz altmış atom bombasının enerjisi kadar bir kuvvet diye dillendiriyor ya bu asrın felaketini oluşturan depremi.
Öyleyse bizlerde, bizden sonraki nesillerin konunun ciddiyetini ve ehemmiyetini anlamalarını sağlamak anlamında bir şeyler yapmalıyız. Japonlar bütün çocuklarını bu alanlara götürüp ziyaretler yapmak suretiyle yeni nesillerini nasıl eğitiyorlarsa bizlerde bu modeli uygulayarak kendi neslimizi eğitebiliriz.
Şimdi kaldırmaya başladığımız enkazlardan en dramatik olanlarını olduğu yerde tutup ileriki günlerde ders alınacak yerler olarak tutmak ve oraları deprem müzeleri haline getirerek tüm ülkemizin ilk yada ortaöğretim kurumlarında eğitim alan çocuklarımıza göstermek ve bu felakette vefat edenleri yad ederek ders alınmasını sağlamak konunun ciddiyetini anlamak, unutmamak ve unutturmamak gerekir kanaatimce.
Yoksa buda unutulup gider ve toplum olarak ders almazsak ileride yine felaketler kaçınılmaz olur,kayıplar ve üzüntüler tekrar ederek bizlerin yakasını bırakmaz. O genç yaşta bu bölgeleri gezip gören genç nesiller ileriki günlerde işin başına geçtiklerinde hata yapmazlar ve sorumluluklarının daha çok farkında olurlar hiç şüphesiz.
Asrın felaketi olan bu depremde vefat edenleri Allah (cc) cennetinde ağırlasın,yaralılara şifalar ihsan etsin ve Yüce Türk Milletinin başı sağ olsun.