İçimiz dışımız döviz oldu. Gündüz aklımızda, gece rüyamızda.

Gazete sayfalarında, TV ekranlarında.

Döviz kurlarına bakınca, hele de Türk parasının gittikçe değer kaybettiğini son haftalarda takip etmekten yorulduk.

Tek karar merci Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ben bilirim, ben ekonominin kitabını yazdım" dayatması ile hem kendi siyasi çevresi hem de ses yükselten mualefet partilerine kulaklarını tıkayan tavrı ile, Dolar ve Euro nun yükselmesi ile ülke ekonomisi her geçen gün dibe çakılırken, Türk parasının da sürekli değer kaybetmesi toplumun bütün kesimlerini fazlasıyla etkileyip, yoksulu daha yoksul yaparken, her alanda alım gücü düşen Anadolu insanımız çaresiz bir bekleyiş içinde bekliyor.

Dolar, Euro bazında dış borcumuzda her geçen gün artarken, Alman, İngiliz derken, Araplar ülkenin değerlerini satın alırken, bunlara Liva sı kat kat değer kazanan Bulgarların Trakya bölgesinde bahçeli evleri satın almaya başladığı bu günlerde her duyarlı yurttaşın rahatsız olduğunu düşünüyorum.

Gerçek şu ki toplumda her kesim geleceğinden kaygılı, üretim durma noktasında, Tarım, hayvancılık can çekişiyor, benzin fiyatları cep yakıyor, işsiz resmen perişan, emekli ucuz ekmek kuyruğunda, temel gıdamız un fiyatı yüzde yüz artmış, yağ alabilen bayram ediyor, ev kadını buzdolabının kapağını açamıyor, tencereye ne koyarım hesabında, memur hesap peşinde, emeklilikte yaşa takılanlar zaten unutulmuş...

Asgari ücretliye verilen yüzde ellilik zamda daha Ocak 2022 artışı eline geçmeden pul oldu.

Ülke olarak gerçekten zor günlerden geçiyoruz.

Ekonomik sıkıntı ile birlikte birde korona belası dünyada olduğu gibi yurdumuzda bir kabus gibi üzerimize çökmüş durumda. Rahatlama, nefes alma için
Mualefetin ortak çağrısı erken seçim..

Bir an önce ülke olarak nefes almak dileğiyle vah TL vah diyorum.

Aydınlık yarınlarda buluşmak umuduyla...