Kategori: Dünya

18 Mayıs 2020 21:04 tarihinde yayınlandı.

Gösterim: 796714

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, otellerin Corona sertifikası almak zorunda olmadığını ancak sertifika alan otellerin turistler tarafından daha çok tercih edileceğini söyledi...

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, turizmin ne zaman yeniden başlayacağı, kaynak pazarlardaki ‘yurt dışına turist göndermek istememe’ tavrı, sertifika sistemi ve havalimanlarında yapılması öngörülen Covid-19 testleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy

Türkiye’nin her krizden bir şey öğrendiğini ve dersler çıkardığını söyleyen Kütür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2016 krizinden sonra 20 yıldır konuşulup da dile getirilemeyen TTGA’yı hizmete aldıklarını belirtti. TTGA’nın sektörün belli kesimleri tarafından ilk başta tepkiyle karşılandığını ileri süren Ersoy, ‘’Sektörün bir kısmı da buna inanıyordu. 2019 yılında turizmde kendi rekorumuzu egale ettik ve 2020’de çok büyük hedefimiz vardı. 58 milyon turist, 40 milyar dolara yakında gelir elde etmeyi planlıyorduk. İlk veriler hedeflerimizin bile üstünde gittiğimizi gösteriyordu. Tabi burada uzun süredir yapılmamış tek elden tanıtım faaliyetinin fayaları var’’ diye konuştu.

''ŞİMDİ İKİNCİ AŞAMAYA GEÇİP ONLARLA TRAFİĞİ BAŞLATMAMIZ GEREKİYOR''
Virüsün en büyük etkisinin uluslararası hava taşımacılığında olduğunu yineleyen Ersoy, ‘’Uluslararası hava taşımacılığı durdu ve ülkeler sınırlarını kapatmak zorunda kaldı. Kapatma kararları hızlı bir şekilde alınıyor ama bunların yeniden açılması çok zor ve meşakkatli bir süreç. Bunu taraflar kontrollü bir şekilde açıyor. Virüsle ilgili önce kendi ülkenizdeki sıkıntıyı çözmeniz gerekiyor. Sonrasında da size turist tedariği yapan ülkeleri gözlemlemeniz gerekiyor, biz de şu anda öyle yapıyoruz. Birçoğunda düzelmeler hızlı bir şekilde başladı, özellikle Avrupa ülkelerinde. Şimdi artık ikinci aşamaya geçip onlarla trafiği başlatmamız gerekiyor.’’ dedi.

Mayıs sonu gibi iç turizm hareketiyle turizmi başlayacağını söyleyen Ersoy, iç turizm hareketi başladıktan sonra, aşamalı bir şekilde, haziran ortasıyla beraber yurt dışı turizm hareketinin de belli ülkelerle başlayacağını düşündüklerini belirtti.

''TABİ, AÇILIŞ ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK''
Otellerin mayıs sonu itibariyle yeniden açılacağını kaydeden Mehmet Nuri Ersoy, aslında otellerin bakanlık tarafından kapatılmadığını, ulaşımın durması nedeniyle kendiliğinden kapandığını açıkladı. Ersoy, ‘’Tabi açılış eskisi gibi olmayacak. Bununla ilgili olarak post-corana dediğimiz virüs sonrası kuralların belirlenmesi gerekiyor.’’ dedi.

''PERSONEL EĞİTİMİ, HİJYEN VE SOSYAL MESAFEYİ ESAS ALDIK''
Konuyla ilgili bir sertifikasyon çalışması yapıldığını bir de genelge yayınlandığını ifade eden Turizm Bakanı, ‘’Sertifika, uluslararası denetim yetkisi olan kurumlar tarafından periyodik olarak denetimiz içeriyor. Sertifika içindeki kriterler ise hava ‘limanaları ve hava yolları’, ‘turizm taşımacıları’, ‘konaklama tesisleri ve restoranlar’ ve ziyaretçiler olmak üzere 4 gruptan oluşuyor. Bu bağlama her biri için ayrı genelgeler ve ayrı sertifikasyon sistemleri geliştirildi ama çatıda tek sertifikasyon sistemi var.’’ dedi. Ersoy ayrıca, sertifikanın ‘personel eğitimi’, ‘hijyen’ ve ‘sosyal mesafe’ kuralını esas aldığını söyledi.

''İŞLETMELER MAYIS İÇİNDE PROTOKOLLERİ TAMAMLARLA''
Konaklama sektöründeki örgütlerle beraber üst sertifikasyon yapacak firmalarla yapılan görüşmeleri tamamladıklarını belirten Ersoy, kriterlerini tamamlayan işletmelerin sertifika için başvurmaya başlayacağını ifade etti. Ersoy, ‘’Bizim tahminimiz işletmeler mayıs içinde protokollerini tamamlarlar ve haziran ayı içinde de yükümlüklerini yerine getiren işletmeler sertifikasını almaya başlarlar dedi.

''SERTİFİKA MECBURİ DEĞİL AMA...''
Memet Nuri Ersoy, sertifikanın mecburi olup olmadığına ilişkin ise, ‘’Öyle bir mecburiyet yok. Gönüllülük esasına dayalı. Genelgeye uymak zorundasınız ama sertifika almak zorunlu değil ama Bakanlık olarak hem kendi sitemizde hem TGA’nın sitelerinde sertifika alan tesislerin lansmanını yapacağız. Ayrıca, Türkiye’ye aktif olarak yolcu tedariği yapan tur operatörlerini bu sertifikasyon sistemi ile ilgili bilgilendirdik. Muhtemelen hem yurt içinden hem de yurt dışından gelen turistler sertifikalı tesislere öncelik verecek diye düşünüyoruz. Çünkü, şeffaf bir sertifikasyon sistemi geliştirdik.’’ diye konuştu.
Avrupa ülkelerinin yut dışın turist göndermeme yönünde açıklamaları sorulan Mehmet Nuri Ersoy şunları söyledi:
‘’Öncelikle bizim hazır hale gelmemiz lazım. İkinci olarak, açılılar ülkeler arasında karşılıklı protokolle oluyor. Her iki taraf da birbirindeki vaka sayısını ve virüsle ilgili gelişmeleri gözlemliyor. Düzelme kriterleri gerçekleşiyorsa hava trafiği ve yeniden açılıyor.

''70 ÜLKEYE MEKTUP GÖNDERDİK''
Dışişleri Bakanlığı ile birlikte Türkiye’ye yoğun turist gönderen 70 ülkeye mektup gönderdik. Şimdi de Dışişleri Bakanı kendi muhataplarını, ben de kendi muhataplarımı telefonla arayarak bilgilendirmeye başladık.

''AVRUPA BİRLİĞİ SCHENGEN’İ SINIR OLARAK ALIYOR''
Haliyle karşı taraf da temkinli ve iç turizmle başlayıp bir görmek istiyor. Avrupa Birliği özellikle Schengen’i sınır olarak alıyor. Sonrasında da hava trafiğini üçüncü ülkelere başlatmak istiyorlar. Belli periyotlarda ve destinasyonlarda hava trafikleri açıklanmaya başlandı. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz. Ama Türkiye çok hazılıklı şu anda. İnşallah biz de aşama aşama kapılarımızı hem kara hem de hava trafiğine açacağız diye düşünüyorum.

''İLLA BİZİM ÜLKEMİZDE TEST YAPMA KURALI KOYMUYORUZ''
Sağlık Bakanlığı ile bir çalışma yaptık ve bize yoğun turist trafiği sağlayan havalimanlarında test yapma kararı aldık. Bir de kendi ülkesinde test yapan turistler var. Biz onlara illa bizim ülkemizde test yapma kuralı koymuyoruz. Sağlık Bakanlığımızın kriterleri kapsamında, kendi ülkelerinde gerekli testleri yapanlar da, rahatlıkla gelebilecek ama test yapmamış yolculara test hizmetini Sağlık Bakanlığımız havalimanlarına verecek. Test merkezlerinin oluşturulmasıyla ilgili çalılmalar başladı. Bu sadece turistler için değil, tüm gelen misafirler için geçerli olacak.
Bu testler genelde bir saatte sonuçlanıyor. Bazen 3-4 saati de buluyor ama misafiri havalimanında bekletmek zorunda değiliz. Testi yaparsınız, oteline gelene kadar sonuçları çıkar.’’

Kategori: Dünya

16 Mayıs 2020 10:57 tarihinde yayınlandı.

Gösterim: 338339

ABD’nin farklı eyaletlerinde Coronavirüs kapsamında uygulanan yasaklara uymayan New Yorklular sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak sahile koştu...

Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Coronavirüsten en çok etkilenen ABD’nin New York, New Jersey ve Connecticut eyaletlerinde halk Coronavirüs yasaklarına uymayarak plajlara akın etti.

Plajlarda fiziksel mesafe kurallarına uyulmadığı ve aynı zamanda maske takılmadığı da gözlemlendi. Uyarılara rağmen plajların yine dolu olmasına New York Valisi Andrew Cuomo'dan da tepki geldi. "Ölü vakaları artarken, halkımız bu kadar duyarsız davranması kabul edilemez" diyen Cuomo, "Plajları 22 Mayıs'ta açıyoruz. Bir kaç gün bekleyebilirdiniz" dedi.

22 MAYIS'I BEKLEMEDİLER...

New York valisi Andrew Cuomo açıklamasında plajların, önceki savaşlarda yaşamını yitirmiş ABD’lilerin anıldığı gün olan Anma Günü öncesi 22 Mayıs’ta kısıtlamalar kapsamında açılacağını duyurmuştu.

Plajların yüzde 50 kapasiteyle sınırlı olacağını, ve spor dahil temas faaliyetlerinin yasaklandığını söyleyen Cuomo, su kenarlarına sahip yerel yönetimlerin emri takip edip etmeme kararına sahip olacağını da belirtti.

New York şehri Belediye başkanı sözcüsü Jane Meyer ise, “Valinin koyduğu yönergeleri gözden geçiriyoruz ve tüm kararları New Yorkluların güvenliğine dayanarak vereceğiz” dedi. “Anma Günü’nde plajlar açılmayacak, ancak güvenliyse bu yaz plajları açabilmemiz için planlar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Alanya Güneşi Haber Merkezi 

KAYNAK:Ajanslar

Kategori: Dünya

07 Mayıs 2020 16:30 tarihinde yayınlandı.

Gösterim: 37268

Alanya Hamdullah Emin Paşa -HEP- Üniversitesi'nin düzenlemiş olduğu 3. Uluslararası Mimarlık ve Şehircilik Çağdaş İlişkiler Konferansı başladı. Koronavirüs salgını nedeniyle internet üzerinden canlı şekilde yapılmasına karar verilen konferans, bu koşullar altında programın tamamının online gerçekleşmesi açısından da dünyada bir ilke imza attı ve büyük başarı elde etti...

Alanya HEP Universitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durdu ÖNER, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol R. SAYIN, Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Evren ÜLKERYILDIZ ve konferans başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hourakhsh A. NIA'nın açılış konuşmaları ile başlayan etkinlikte, her ülkeden 100'den fazla akademisyen sunumlarını paylaştı.
Konferansta İtalya Genoa Üniversitesi'nden Prof. Dr. José Manuel Pagés Madrigal, Kanada Neoland Çin Kültürü Okulu'ndan Prof Dr. Donia Zhang, Alanya Alaaddin Keykubat Universitesinden Prof. Dr. Alaattin Kanoğlu ve Bahreyn Üniversitesinden Prof. Dr. Islam El Ghonaimy, panel konuşmalarını gerçekleştirdi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden mimarlık ve şehircilik uygulamalarına ve örneklerine yer verilirken, mimarlık, inşaat, şehircilik, sürdürülebilirlik, kültürel miras, inşaat teknolojileri ve inşaat proje yönetimi gibi alanlarda sunumlara yer verildi.

DÜNYA’NIN 7 HARİKASI KONUŞULDU...
Birbirinden ilginç konuların da tartışıldığı etkinliğin ilk gününde, "Avlu" mimarisinin dünyadaki örneklerinden, "Uzlaştırma Aracı Olarak Duvar" temasına, kendi içinde yoğunluğu artan şehirlerdeki yapılaşma problemlerinden, üniversite kampüslerindeki peyzaj düzenlemelerine kadar 40'a yakın farklı konu işlendi. İtalya Salento Üniversitesinden Prof. Dr. Francesco Del Sole "Dünyanın 7 Harikasının Sözlü ve Görsel Anlatımı" konusunda değinirken, İstanbul Rumeli Üniversitesinden Dr Öğr. Üyesi Şefik Emre Ulukan ise Değişim Yönetiminin İnşaat Projelerindeki Riskleri Etkisi ve Akıllı Ofis Tasarımında Kültürel Değişim Yönetimi konularındaki araştırma bulgularına değindi.
Mimarlık ve Şehircilik alanlarında dünyada yaşanan problemlere önerilen çözümlerden, iyi uygulama örneklerine kadar daha birçok konunun tartışıldığı ve birbirinden değerli akademisyenlerin araştırma ve deneyimlerini paylaştığı konferansın 2 gün sürmesi planlandı.

DOĞU KÜLTÜRÜNE YER VERİLDİ...
Konferansta, Kanada Neoland Çin Kültürü Okulu'ndan Prof Dr. Donia Zhang, "Avlu" mimarisinin kültürler arası analizini yaparken tüm dünyadan örnekler vererek avlunun önemine vurgu yaptı. Konutlarda avlu kullanımının özellikle Doğu kültürlerinde törensel amaçlı ve sosyal ilişkilere yönelik olduğundan bahsetti. Örneğin çeşitli kutlama ve törenlerden aile yemeklerine kadar bir çok aktivitenin yapıldığı, iklime bağlı olarak günlük hayatın da geçirildiği bir yaşam alanı olduğundan bahsederken Çin, Hindistan, İspanya, Türkiye, Suriye gibi ülkelerden çok çeşitli örnekler paylaştı.

BÜYÜK ÖLÇÜDE AZALACAK...
Bir başka sunumda İstanbul Rumeli Üniversitesi'nden Dr Öğr. Üyesi Şefik Emre Ulukan, İnşaat Projelerinin Yönetiminde Değişim Yönetiminin İnşaat Risklerine Etkisi konusundaki araştırma bulgularını değerlendirdi. İnşaatlar projelerinde en çok karşılaşılan riskler arasında olan maliyet artışı ve gecikmelerin en önemli sebepleri arasında "Tasarım Değişiklikleri" olduğuna değinirken, projenin başlangıcında kullanıcı ihtiyaçlarının çok etkin şekilde belirlenmesi ve bu aşamada daha kapsamlı bir ihtiyaç programı hazırlanması durumunda, tasarım süreçlerinin daha etkin bir şekilde ilerleyeceği ve tasarım kaynaklı değişikliklerin azaltılabileceğini, dolayısıyla maliyet artışı ve gecikmelerin büyük ölçüde azalacağını belirtti.

ŞEHİRCİLİK DENGESİ KURULABİLİR...
Konferansta İtalya Genoa Üniversitesi'nden Prof. Dr. José Manuel Pagés Madrigal, şehirleşmede yoğunluk artışının sebepleri ve şehirlere etkisinden bahsederken, bu bölgelerde olumsuz değişikliklerin olduğunu belirtti. Kahire'deki Fatimid bölgesini örnek vererek, yoğunluk artışı nedeniyle orijinal dokusunu yitirmek üzere olan bölgelerin tekrar canlandırılarak şehircilik dengesinin kurulabileceğini ifade etti.

STRATEJİK ÖNEME SAHİP...
Araştırma Görevlisi Şeyma İncesakal, sunumunda doğayla bütünleşik yaşamın simgesi olan "Biyofilik Mimari" konusuna değinirken, dünyadan birçok örneğin yanı sıra İstanbul Meydan Alışveriş Merkezi örneğini de irdeledi. Yer altı mimarisi konseptini de taşıyan bu yapılaşma şeklinin, sürdürülebilirlik ve çevrecilik gibi avantajlarına değinirken şehir planlama ve mimari tasarımlarda doğayı korumak ve çevrecilik açısından da stratejik bir öneme sahip olduğunu dile getirdi.

Alanya Güneşi Haber Merkezi

Kategori: Dünya

30 Nisan 2020 18:54 tarihinde yayınlandı.

Gösterim: 697813

Cenaze evinin önündeki kamyonlardan 100 tane çürümüş ceset çıktı...

ABD-Brooklyn'de bulunan bir cenaze evinin önünde duran iki kiralık kamyonda, yaklaşık 100 ceset bulunması dünyayı şoka soktu.

ABD'nin New York eyaletinde yeni tip corona virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 23bin 384 ve vaka sayısı ise 299 bin 691 olarak rapor edilmesinden sonra cenaze işlemlerinin yürütüldüğü merkezlerde aşırı yoğunluk yaşanıyor.

Dünyayı etkisi altına alan salgının merkez üssü ABD’de, virüs nedeniyle ölenlerin sayısı 61 bini geçerken, dünyayı dehşete düşüren bir olay yaşandı.New York'un beş bölgesinden biri olan Brooklyn'de bulunan Andrew T. Cleckley Cenaze Evi'nin önünde duran iki kiralık kamyonda, yaklaşık 100 ceset bulundu.

Polis ekipleri, komşuların mahalleyi saran kötü kokudan şikayet etmesi ve öncesinde cesetlerin kamyona yüklendiğini gördüklerini söylemesinin ardından, Çarşamba günü soruşturma başlattı.

ABC News'un aktardığına göre polis, kamyonların her birinde soğutulmamış yaklaşık 50 ceset buldu.

Tesis, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, dondurucuları bozulduğu için cesetlerin gömülmeyi veya yakılmayı beklerken kamyonları depo olarak kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Olayla ilgili her hangi bir suç duyurusu yapılmadı, ancak cenaze evinin kokuyu kontrol edemediği belirtildi.

Corona virüs pandemisinin diz çöktürdüğü ABD'de, son haftalarda artan ölü sayısı nedeniyle cenaze evleri tabut yetiştirmekte zorlanıyor.

Alanya Güneşi Haber Merkezi

KAYNAK:Ajanslar