head

2183026 810x458 75f08
Cumartesi, 21 Aralık 2024

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Belarus-Polonya sınırında yer alan Brest kentinde ikinci tur müzakereleri yapılırken, dünyaya seslendi. Zelenski, "Dünya bize yardım için çok geç kaldı. Rusya'nın ordusu bizden beş kat daha güçlü. Biz yenilirsek, Ruslar ileride Berlin duvarına kadar gideceklerdir" dedi. Ukrayna hava sahasının her yerde kapanmasını istediklerini kaydeden Zelenski, "Sürekli uluslararası görüşmeler yapıyorum. Eğer hava sahasını kapatamıyorsanız bunu bana ne zaman yapacağınızı söyleyin. Bize vaat edilen silahlar gelmedi. Hani nerede o uçaklar?" ifadelerini kullandı... 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ilgili son durumu açıkladı.

 

Ukrayna’nın güvenlik garantilerine ihtiyacı olduğunu söyleyen Zelenskiy, Rusya’nın durdurulmaması halinde Berlin’e kadar ilerleyebileceğini ifade etti. Zelenskiy, "Kremasyon odası getirmişler buraya. Bu insanlar bu kremasyon odalarını kendileri için taşıyorlar. Nasıl olur da bir insan böyle eylemleri düzenleyebilir? Bu bir soykırımdır. 21. yüzyıldayız, utanç duyuyorum" şeklinde konuştu.

 

zelensky basınla 2 8845a

Zelenski’nin açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

Ukrayna’da ülkeme barış gelsin istiyorum, topraklarımız üzerindeyiz, her şeye hazırız. Buradaysanız doğrudan geleceğin ne olduğunu tam olarak söylemek mümkün olmayacaktır. Ama şöyle cevap vereyim; Rus ordusu kat kat fazla büyüklükte. İki üç kattan bahsetmiyorum. Tankları düşünmek lazım ya da birliklerin kuvvetlerini düşünmek lazım. 5 kat daha kuvvetliler.
Rus halkı burada ölüyor, bu savaşta ölenlerin sayısını kimse tutmuyor. Cesetleri ailelerine göstermeyecekler, burada krematoryumlar hazırlamışlar. Askerlerinin öldürdüklerini söylemeyecekler. Buraya bizi öldürmeye gelmişler. Biz onları öldürmek istemiyoruz. Burada doktorlarımız onlara müdahale ediyorlar, iyileştiriyorlar. Daha dün yaralanmış askerlere yardım ediyordu. Onlar sonuçta insanlar.


“KREMASYON ODASI GETİRMİŞLER”...


Buradaki hakikat bu. Kremasyon odası getirmişler buraya. Bu insanlar bu kremasyon odalarını kendileri için taşıyorlar. Nasıl olur da bir insan böyle eylemleri düzenleyebilir? Bu bir soykırımdır. 21. yüzyıldayız, utanç duyuyorum. 2022 yılındayız ve bu tür eylemlere tanıklık ediyoruz. Kıyamet, dünyanın sonu gibi ifadeler kullanılır. Bu tür insanlar için zaten kıyamet gelmiştir.
Biz onlar ve medeniyet arasındaki sınır savunmasını oluşturuyoruz. Ben burada Rus halkından bahsetmiyorum. Onlar da bizim gibi insanlar. Ancak onlar sokağa çıkmaktan korkuyorlar, başkanlarına ses çıkarmaya yanaşmıyorlar. Burada benden memnun olmayan insanlar sokağa çıkarlar, yanımıza gelirler, ‘Vergilerimize değişiklik yaptınız biz bundan hoşlanmıyoruz’ derler. Çar değilsiniz. Burası demokrasidir. Siz ülkenizin başkanısınız, zorba değilsiniz. Siz ülkenizin başkanısınız ve bu rolle elinizden geleni yapmanızı lazım. Bir şirket gibi düşünün. Böyle olduğu vakit insanlar da ülkenizle gurur duyarlar.

 

“DEVLET BAŞKANI OLMASAYDIM DA SAHADA OLURDUM”...
Biz halkımızı ve ülkemizi savunuyoruz. Ben başkan olmasaydım şu anda sahada savunuyordum ülkemi. Belki vurulurdum. Ben barışçıl bir insanım; ancak şu anda hem anayasanın hem de halkımın muhafızı noktasındaydım. Devlet başkanı olmasaydım şu anda sivil savunmada olacaktım, gıda yardımında bulunuyor olacaktım. Silah alacaktım elime.
Bana ne söylenirse onu yapacaktım. Ama ültimatom verilirse ‘Silahınızı bırakın öte tarafa geçin’ derlerse bunu yapmam. Oğullarını yollayan Rus annelerine sesleniyorum. 45 yaşındayım, kızlarım var benim. Rus çocukları benim çocuklarım olabilirdi. Rus annelerinin bunu anlayabilmesini istiyorum. Pek çok kişi öldü, şu an kremasyon odalarında olsun istemiyorum onların. Anneleri oğulları iyi olduğunu bilsinler. İnsani olmayan durumla karşı karşıyayız.


“SİZİ TANRI’NIN YARGILAMASI LAZIM”...
Eğer buraya gönderilmişseniz, insanları öldürmeye göndermişsiniz. Sizi Tanrı’nın yargılaması lazım. Bu annelerin gelip buraya oğullarını götürmesi lazım. Zaman mefhumu üzerine düşünmüyoruz şu anda. Belli bir süre zarfına kadar dayanırız demiyoruz. Şu anda bizim işimiz savunma, bu kadar. Bu görev hayatta kalma, tarihimizi, ailemizi koruma meselesine döndü. Bu tabii utanç verici. Kendi kararlarımızı alamayacak durumda olmanız utanç verici. Hayatın, özgürlüğün özü bu nitekim.


“KORKMA GİBİ BİR LÜKSÜM YOK”...


Ben şu anda hayattayım. Her canlı gibi ben de yaşamak istiyorum. Hepimiz yaşamak istiyoruz. Eğer biri hayatını ya da çocukların hayatını kaybetmek istiyorsa o insan sağlıklı değildir. Eğer birini savaşa gönderiyorsanız, ki söz konusu ülkede bu yapılıyor şu anda, bu insanların öleceği fikri karşısında herhangi hissiyat taşımıyorsanız bunun normal olduğunu düşünmüyorum. Her canlı gibi ben de ailemin risk altında olmasından korkuyorum. Ama ben bu ülkenin devlet başkanıyım, o nedenle korkma gibi lüksüm yok.


“MEMLEKETİMİN OLMAYACAĞI FİKRİ BENİ KORKUTUYOR”...
Ailelerimiz ve sevdiklerimiz konusunda korku taşıyoruz. Evlerimizi kaybetme korkusu taşıyoruz. Memleketimin olmayacağı fikri beni korkutuyor. ‘Nerelisin’ diye sorduklarında ‘o ülke artık yok’ demekten korkuyorum, bir sonraki nesil adına korkuyorum. Dünya şunu bilmeli; Biden, Macron’la alakalı değil. Ukrayna güvenlik güvencesine ihtiyaç duyuyor. Devlet başkanı olduğum günden beri bunu ifade ediyorum. Eğer siz NATO, AB’de birlik halindeyseniz burada güvenlik, ekonomik, kültürel ittifaklar konusunda birlik içerisindesinizdir. Burada biz değer birliğinden bahsediyoruz. Eğer birliklerini korumak isterlerse o kurumlar bu varlık devam edecektir.
Eğer NATO ittifak devletlerini korumazsa yaptırım konusunda adım atacaklardır. Ancak ittifak üzerinde baskı var. Belarus krizinde Litvanya ve Polonya sınırında tepki vermiş oldular. Şu anda ‘Savaşın’ demiyorum. İttifakın gücü nerede yatar? Bir savaşı engellemede. Müzakere masasında dersiniz ki, ‘Bizim önemsediğimiz noktalar budur, herkesin hakkı eşittir’ isterseniz imparatorluk isterseniz ufak devlet olun, ittifak bu demektir.

“ENERJİ SİLAHI BASKI UYGULAMAK İÇİN KULLANILIYOR”...
Litvanya sınıra tel sınır çekti. Peki ittifak olmaya sığar mı bu? Ukrayna için aynı şeyi söylememiz lazım. Kuzey Akım 2’den bahsedildiğinde bütün liderlere şu güvenceyi verdim ben: Ücretler artacak, fiyatlar artacak. Çünkü eğer bir tekel olma hedefleri varsa Ukrayna’yı kapatacaklar. Alternatif tedarikçi konumuna gelmeyecek Ukrayna. Aynı enerji silahını yine Ukrayna’ya baskı uygulamak için kullanıyorlar. Bize şu anda tam da bunu söylüyorlar, silahınızı bırakın diyorlar. Henüz daha başındayız. Peki sonra ne olacak?
Eğer dünya birlik halinde Ukrayna’nın kararlılığına destek vermezse ne olacak? Bu ülkelere teşekkür etmek istiyorum. Yardımda bulundukları için müteşekkiriz. Binlerce Ukraynalının hayatına bedel oldu bu pencerenin kapanması, hakikat bu. Şu anda ittifakların gücü vasıtasıyla, eğer Allah korusun biz ortadan kalkarsak Letonya, Estonya, Moldova, Gürcistan, Polonya bizim arkamızdan gelecek. Berlin duvarına kadar bu devam edecek. Dünya kuvvetini ortaya koymalı. Yaptırımlar ciddi, bu da iyi başlangıç diye düşünüyorum.


“ASKERİ ALTYAPIMIZA SALDIRILAR GERÇEKLEŞİYOR”...
Uçuşa yasak bölge; en önemlisi bizim işin şu, Ukrayna üzerinde bir uçuşa yasak bölge ilan edilsin. Burada durmaksızın bombardıman gerçekleşiyor. Askeri altyapımıza saldırılar gerçekleşiyor. Harkov’daki katedral örneği trajik bir ironidir.
Rusya Başkanı şöyle ifade etti; şu anda milliyetçiliğe karşı çok ciddi meydan okunuyor dendi. ‘Ukrayna bir başka kilisenin özgürlüğüne karışıyor’ dedi. Biz dedik ki, bizim memleketimizde farklı kiliseler var hepsi eşit durumda. Herhangi birisine özel statü vermiyoruz. Harkov’daki o kilisenin yanına bomba düştü. Rus bombası bir Moskova patriarkası kilisesine düştü. Kendi dinlerini böyle koruyorlar. Bombalama sonucunda camlar patladı, ölenler var mı, bilemiyorum ama buradaki kötücüllük bu boyuta ulaştı. Dün 5 kişi canlı canlı yanarak öldü.


“MERKEZE ÜÇ BOMBA İSABET ETTİ”...
Ukraynalılar ve Yahudiler, Nazi kıyımı ile öldü. Yüzbinlercesi öldü. Şu anda Yahudi anıtını bombaladılar. 5 kişi öldü. Bu insanlar hem yetişkin hem çocuklardı. Askeri altyapıyı hedef aldıklarını söylemişlerdi güya. Dün akşam Kiev bombalandı, diğer şehirler bombalandı. Merkeze üç bomba isabet etti. Bugün ve dün, ondan önce diğer şehirlerde, ülkemizin diğer şehirlerinde neler olduğunu biliyorsunuz. O nedenle uçuşa yasak bölge ilan edilsin istiyoruz; çünkü halkımız öldürülüyor. Hem Belarus’tan hem Rusya’dan gelen füzeler ülkemize düşüyor. ‘Uçuşa yasak bölge ilan edilsin’ dedim Başkan Biden’a, Macron’a da bunu ifade ettim.


“HER GÜN 20 KEZ LİDERLERLE TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPIYORUM”...
Her gün 20-23 kez uluslararası telefon görüşmesi gerçekleştiriyorum. Eğer uçuşa yasak bölge ilan edemezseniz ne zaman böyle bir karar alacaksınız? Daha kaç insan bombalar altında ölsün, kaç insanın vücudu parçalara ayrılsın, ki nihai olarak o noktaya varalım. Gidip sayalım mı? Cesetler yeterli sayıya ulaşınca mı bu karar alınacak. Ben savaş başlamadan önce önleyici yaptırımlar istedim. Bize tam teşekküllü yaptırım listesi verin. Bütün dünya şu anda bunların işe yaradığını görüyor. Bu desteği talep ettim.
Şu anda uçuşa yasak bölge ilan edilsin istiyorum. Eğer ilan etmeyecekseniz bana uçak verin. Uçaklar noktasında sıkıntı var, oylamaya vermemiz lazım dedikleri zaman biz şöyle söylüyoruz; yeni pek çok uçak var, pahalılar ama insan hayatından daha mı pahalılar? Uçaklara ihtiyacımız var. Ukrayna’dan müdahale etmemiz lazım bütün bu roketatarlara ve tanklara cevap verebilmemiz lazım.

 

“DÜNYA ÇOK GEÇ KALDI”...
Üç dört saat uyudum sadece. Biden’la konuştum evet. Ya dün ya da önceki gündü, tam hatırlamıyorum. İyi bir temasımız var. Ne yazık ki savaşın sonrasında başladı bu temas ama neyse ki bu noktada kendisini ve ekibini takdir ediyorum. Sık sık konuşuyoruz. Sadece Başkan Biden değil buradaki mesele. Dünyada yeterli kararlılık ortaya konmadı. Dünya aslında sadece Başkan Putin’in askeri gücünden çok daha güçlü. Askeri güç diyorum; çünkü Putin’in gücü, iş dünyasının gücü, sivil güç, askeri güç ayrı.
Halk televizyonu izliyor. Mesela sizin haberlerinizi Rus televizyonlarında göremiyorum. Rus halkı bu askeri ekip ve aynı zamanda başkanlık ekibinin şekillendirdiği medyaya ulaşabiliyor. Ukrayna, NATO ve Avrupa noktasında ya da nükleer silahlar konusunda bütün bu meselelerin sadece bu ekip tarafından yönetilmesini istemiyorum. Bu insanlar askeri üniforma ile doğup ölecek insanlar. Tabii ki takım elbiseyle diplomatların aldığı kararlar da var. Asker dediğimiz birlikler modern dünyada saldırıya geçmemeli. Dünya çok geç kaldı Ukrayna’ya yardım noktasında.
Dünyanın her meydanında gördünüz. İnsanlar meydanlarda bizi desteklediler. Çünkü hepsi insan. Liderlerine çıkıp dediler bunu, baskı uyguladılar. Bütün dünya şunu bilmeli; geç kaldılar. Bu politika geç kaldı. Eminim büyük kısmı zaten Ukrayna’ya karşı son derece yakınlık gösterecektir. Şu anda modern dünyada bir insana hayvan gibi davranmasını beklemek hiç iyi değil.


“TESLİM OLMAYACAĞIZ”...
Dünyanın bize olan takdiri kesinlikle yardımcı oluyor, destek oluyor bana. Biz memleketini seven insanlarız. Ülkenize ve halkınıza yardım etmek istersiniz. Ben de bu noktadayım. Meydanlara çıkan insanları düşünüyorum. Yakın dost olduğumuz lider var. Birbirimizi günde birkaç kez arıyoruz. Cep telefonundan konuşuyoruz. Dünya liderleri ile şu anda WhatsApp’tan yazışabiliyorum. Bu destek benim için önemli. Dünyaya da ifade etmek istiyorum; muhteşem halklara ifade etmek istiyorum, bu desteğinizi devam ettirin, zayıflamayın. Çünkü bu bizim özverimizi artırıyor. Biz barışçıl insanlarız. Teslim olmayacağız. Bu destek bizim doğru yolda olduğumuzu tasdikliyor.


“GERGİN ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ”...
İlginç bir fotoğraf gördüm. Ağlama duvarının yanında Yahudiler vardı. Sarılı, mavili bayraklar vardı ellerinde. Hakikaten çok etkilendim. Bunu yapan insanlara son derece hürmet duyuyorum. Dua ediyorlardı. Nasıl dua ettiklerini bilmiyorum. Şu anda burası benim memleketim. Her dine karşı son derece özgürlükçü yaklaşımım var. Dua ettikleri için müteşekkirim. İsrail yönetimiyle de görüştüm. Dürüstçe ifade edeyim, iyi bir ilişkimiz var. Ancak her şey sınava tabi tutuluyor her şey. Gergin zamanlardan geçiyoruz. Çok fazla desteğe ihtiyacımız var. Devlet başkanıyla görüştüm. Diplomatik ilişkilerimiz var. Ancak devlet başkanının bizim bayrağımızı kuşandığını hissetmiyorum, böyle bir düşüncem yok.


“UÇAKLARA İHTİYACIMIZ VAR, ÇOK FAZLA İNSANIMIZI KAYBEDİYORUZ”...
Gayri resmi ilişkilerimiz olan liderlerden bir tanesi ‘Size ne kadar yardımcı olabiliriz, hatta kalın, kan vermek istiyorum’ diyor. Polonya devlet başkanı aradığı zaman ‘Bir saniye bekle’ diyorum. Orduyu arıyorum, ‘Polonya kan gönderecek alalım mı’ diyorum. Ordu da ‘alalım’ diyor. Dünya nasıl değişti hayal edin. Polonya böyle. Biz dostuz, abartmıyorum. Dostane, bürokratik olmayan ilişkimiz var. Desteğe dayalı ilişkimiz var. Ancak uçaklara da ihtiyacımız var. Bugün Polonya ve ABD arasındaki mesele bu. Herhangi ithamda bulunmayacağım, çünkü çok çaba sarf ediyorlar zaten. Bu noktada müteşekkir olduğumu ifade etmem lazım. Şu anda uçaklara ihtiyacımız var, çok fazla insanımızı kaybediyoruz. Bunun çözülmesini arzu ediyoruz.


“KANLI YOLA İLGİ DUYUYORLAR”...
Başkan Trump’la görüşmüştük, bir de telefon görüşmeyle alakalı skandal vardı. Lavrov bana yaklaştı, ‘Sayın başkan ben dışişleri bakanıyım, Rusya’dan ne istiyorsunuz?’ diye sordu. Ben de dedim ki, ‘Ben sadece hakikati istiyorum. Bizim topraklarımızı bırakın. Ülkelerimiz arasındaki ilişki de 10 yıl öncekine dönsün. Çünkü iş dünyasındaki ilişkileri düşündüğümüz zaman Rusya’daki irtibatlarımızı düşündüğümüz zaman bunların hepsi kayboldu. Unutuldu toprağa gömüldü bu ilişkiler. Ben sadece barış istiyorum dedim. Barış herkes için. Çaba göstermemiz lazım. Söyleminizi yumuşatın, bağırmayı bırakın, böyle yaptığınız zaman bir yere varabiliriz.’ Sonra telefonunu aldı döndü, Rus televizyon kanalına ulaştı ve ‘Zelenskiy’le görüştüm bütün taleplerimizi karşılayacak’ dedi. Bu insanların çıktığı yol bu, barışa hazır değiller. Kanlı yola ilgi duyuyorlar. Yarını düşünmüyorlar. Ancak onların sonrasında da bir vakit gelecek.


“RUSYA BUNDAN KORKUYOR”...
Kiev’i savunmak için yeterli silahımız yok. Burada yeterli askeri yığınaktan bahsetmiyoruz. Pek çok silah var ancak onların bizden kat be kat daha mühimmatı olduğunu biliyoruz. Bizim hedefimiz savunma ve özgürlük. Başka derdimiz yok. Özgürlüğümüz demek çocuklarımız demek. Çocuklarımızın hayatta kalmasını istiyorum, herkes için istiyorum. Onların hedefi ise bizim ulusumuza bu çok enstiteli ulusa diz çöktürmek. Kökenleri, dinleri ne olursa olsun insanların eşit olduğu toplumu inşa etmeye başlamıştık. Birlik içinde yaşayan bir ulusuz. Rusya bundan korkuyor. Biz birlik içinde var olan bir ülkeyiz. Birlik demek her şey demek. Biz bunu korumak istiyoruz. Onlarsa yıkmak ve yok etmek istiyorlar.
Rusya’ya saldırmıyoruz, planımız da yok. NATO üyesi değiliz, nükleer silahımız yok. Bilgi bombardımanı aslında bu. Bizim topraklarımızı bırakın, ben ne verebilirim ki? Masaya oturun, müzakere edelim. 30 metre uzakta oturmayın. Ben sizin komşunuzum. Sizden 30 metre uzakta olmak zorunda değilim. Otur benimle, konuş, neden korkuyorsun? Biz terörist değiliz, banka soymuyoruz, kimseyi tehdit etmiyoruz, başkalarının da toprağını ele geçirmiyoruz.


“PUTIN’LE KONUŞMAK ZORUNDAYIZ”...
Putin’le konuşmak zorundayız. Dünya Putin’le konuşmak zorunda. Başka yolu yok bu savaşı durdurmanın. O nedenle bu mecburiyeti taşıyorum. Daha evvel bunu söyledim. Son derece dürüstüm. Açık sözlüyüm. Ben bütün bu sorunlara aşinayım. Vladimir Putin’in ifade ettiği kendi ekibinin, Dışişleri Bakanının ifade ettiği meselelere hakimim. Herhangi şart ortaya koymadan, hakaret kullanmadan adam gibi iki kişinin bir araya gelip konuşması lazım. Her şeyi tartışmaya hazırım, son derece konulara vakıfım. Gelecekte belki hatırlanırım ama burada önemli olan iyi hatırlanmak.


“İRADE VARSA BİZ HAZIRIZ, BARIŞ İSTİYORUZ”...
Burada Rus dili meselesi dile getiriliyor. Bu noktada ben de konuşabilirim. Donbass, Luhansk, Donesk Cumhuriyetleri konuşulabilir. Bu bölgeleri biliyorum. Savaş başlamadan önce Ukrayna çapında popülerdim. Buradaki halkların zihniyetlerini son derece iyi biliyorum. Hangi noktalarda temas kurabiliyoruz, nerelerde ayrılıyoruz, bunları iyi biliyorum. Bu noktada irade varsa biz hazırız, barış istiyoruz. Sanki farklı seviyede, rütbede, düzeyde, farklı gezegenden geliyormuş gibi konuşmayın bizimle. Eşit seviyede iki ulusuz. Bu meseleyi konuşuruz, bütün meseleleri çözebiliriz, benim kendisine mesajım bu.
İnsanlar kuşatıldığı zaman neler yapabilirler? Destek nereden alabilirler? İşgalciler nereye girdi? Bu işgal edilen alanların bir kısmı savunulamıyor. Bizden 10 kat daha fazla silah sahibi olan ülkeyle karşı karşıyayız. Aynı zamanda sabotajlar ve farklı güçler de söz konusu Ukrayna topraklarında. Uzun süredir Ukrayna’da yaşayan destekçiler de var. İnsani konvoylar taşınıyor. Gıda, içecek, ilaç, insülin yardımı yapılıyor. Bunların hepsi farklı bölgelere ulaştırılıyor.


“HAVA SAVUNMASI TEHLİKELİ ÇÜNKÜ VURULABİLİRSİNİZ”...
Bizim insani yardım konvoylarımızın girişine engel getiriliyor işgalci kuvvet tarafından; çünkü onların insani yardım konvoyu karşı taraftan gelsin istiyorlar. Bunların hepsi video kameralarıyla kayıt altında. Halka örneğin gelemedi. Yeşil bir koridor açtık. Evvelsi gün patlama oldu oradaki üniversitede.
Sadece Ukraynalılar ölmedi. Hindistan, Çin gibi devletlerden gelen öğrenciler yanarak öldüler. Yeşil bir koridor oluşturduk ki tahliye edilebilsinler. Tamam dediler, bizimkiler geçtiler ama o insanlar, karşımızdaki kuvvetler yolda araçla ilerleyenleri vurdular. O yollar da tehlikeli hale geldi. Buradaki saha savunması tehlikeli, çünkü vurulabilirsiniz.
Biz açığız ancak insanları zorlayamayız. Rusya’ya gidin diye zorlayamayız. Pek çoğu zaten biz gitmeyeceğiz diyor. Gitmek isteyen olursa gidebilsin eğer tahammül edemiyorlarsa o hak ellerinde elbette. Ama ne olup bittiğini anlayabilmemiz lazım. Bazı köylerde elektrikleri kesiyorlar, ısıtma sistemlerini kapatıyorlar. Dükkanlardan gıdaları alıyorlar.
Yarım saat önce bütün suyu, sigaraları, gıdaları alıyorlar dükkanlardan. Eğer gelmek istiyorlarsa, çıkmak istiyorlarsa bu haklarını kullanabilirler. Lütfen kendinize iyi bakın, çocuklarınıza elinizden geldiğince iyi bakın, buradaki en önemli şey hayat. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Gazeteler