Ekonomi
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 154909
4 Mayıs 2019
Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde düzenlenen Kaspersky Lab Cyber Security Weekend etkinliğinde, Kaspersky Lab uzmanları tüm dünyada giderek popüler hale gelen mobil ödeme yöntemleri ile bu teknolojinin beraberinde getirdiği riskleri anlattı. Uzmanlar özellikle Afrika ve çevresinde sıkça görülen SIM değişikliği dolandırıcılığına odaklandı. Bu saldırı türü, Güney Afrika Bankacılık Risk Bilgilendirme Merkezi (SABRIC) verilerine göre geçtiğimiz yıl Güney Afrika’da iki kattan fazla arttı.
Operatörün, telefon numaranızı suçluların kontrolündeki bir SIM kartına aktarmaya ikna edilmesine SIM değişikliği dolandırıcılığı adı veriliyor. Bazı durumlarda, operatörlerde çalışan kişilerin de suçlularla birlikte hareket ettiğine rastlanabiliyor. Gelen SMS mesajlarını farklı bir yere aktaran dolandırıcılar; finansal hizmetler, sosyal ağlar, web e-posta servisleri ve anlık mesajlaşma uygulamaları gibi yerlerdeki hesaplarınızı koruyan metin tabanlı iki faktörlü kimlik doğrulama kontrollerini kolaylıkla aşabiliyor.
Mobil ödeme yöntemleri çoğu Afrika ülkesinde kullanılıyor. Yapılan araştırmaya göre, 2017 sonunda Sahra Altı Afrika bölgesinde 135 farklı mobil para hizmetinin toplam 122 milyon aktif hesabı bulunuyordu. Mobil cihazlar üzerinden ödeme yöntemlerinin sağladığı kolaylık tartışılamaz olsa da Kaspersky Lab’ın yaptığı araştırma, mobil ödeme ve bankacılık sisteminin başta SIM değişikliği dolandırıcılığı olmak üzere geniş bir saldırı dalgası altında olduğunu gösteriyor. İnsanlar bu saldırılar sonucunda maddi kayıplar yaşıyor. Bu tür saldırılar yalnızca kimlik bilgilerini veya SMS ile gönderilmiş tek kullanımlık parolaları çalmak için değil, ayrıca kurbanları maddi zarara uğratmak veya finansal hizmetlerdeki hesapları sıfırlamak için de kullanılabiliyor. Böylece dolandırıcılar bankaların yanı sıra finansal teknoloji sağlayıcıları ve kredi birliklerindeki hesaplara da erişebiliyor. Dolandırıcılar bu yöntemi WhatsApp ile para çalmak için de kullanıyor. Yeni bir telefona mesajları yükledikten sonra listedeki kişilerle iletişim kurarak acil bir durum için para isteyebiliyorlar.
Kaspersky Lab Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Fabio Assolini, “Finansal erişim hizmetlerinin gelişmesiyle siber suçlular ve dolandırıcılara yepyeni fırsatlar doğuyor. Mobil telefonların kullanışlı yapısından yararlanan suçlular iki faktörlü kimlik doğrulama sürecini suistimal ediyor. SIM değiştirme ile yapılan dolandırıcılıklar Afrika ve Orta Doğu bölgesini etkisine alarak Güney Afrika, Türkiye ve BAE gibi ülkelerde yaygınlaşıyor. Mozambik gibi ülkeler bu sorunu ilk elden yaşadı. Saldırıların ardından Mozambik’te bankalar ve mobil operatörlerin aldığı önlem, bence herkesin ders alması ve diğer bölgelerin de araştırıp uygulaması gereken bir çözüm sunuyor. Diğer her şeyin yanında geleceğin mobil ödeme yöntemleri için de kullanılabilecek bu çözüm cebimizdeki telefonların cebimizdeki düşmanlara dönüşmesini engelleyebilecek bir yol sunuyor” dedi.
Saldırılar nedeniyle oluşan zarar ülkeden ülkeye değişiyor. Bazı yerlerde çok uç örneklere rastlamak da mümkün. Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir kişinin yaklaşık 1 milyon dolar kaybettiği belirlendi. Güney Afrika’da ise bir kurban 20.000 dolar zararının olduğunu söyledi. Assolini, “Dolandırıcılar kurban başına ortalama 2500-3000 dolar arasında para çalabiliyor. SIM değişikliği yapmanın suçlulara maliyeti ise 10 ila 40 dolar oluyor” dedi.
Giderek büyüyen mobil dijital yaşantıyı ve ödeme yöntemlerini korumak için Kaspersky Lab şu temel adımların atılmasını tavsiye ediyor:
Ödemelerde kimlik doğrulama için ses ve SMS yöntemlerinden kaçınılmalı - Google Authenticator gibi mobil uygulamalardaki tek kullanımlık parolalar veya fiziksel aygıtlar kullanılmalı.
Biyometrik veriler - Fiziksel özelliklerden daha iyi bir kimlik doğrulama yöntemi yoktur. Sesli kimlik doğrulama seçeneğinin ise daha fazla incelenmesi gerekiyor.
Otomatik bir ‘Numaranız devre dışı bırakılacaktır’ mesajı - SIM değiştirme talebi olduğunda bu mesaj paylaşılmalıdır. Sahte bir talep olduğunda bu mesaj kullanıcının durumu daha hızlı rapor etmesine yardımcı olur.
WhatsApp’ta iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirme - WhatsApp hesabının çalınma ihtimalini düşürmek için cihazınızda altı haneli bir PIN ile iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirmek kritik önem taşır. Kullanıcı böylece cihazda yeni bir güvenlik katmanına sahip olur.
Kaspersky Lab Hakkında
Kaspersky Lab, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren küresel bir siber güvenlik şirketidir. Kaspersky Lab'in derin tehdit zekâsı ve güvenlik uzmanlığı dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin, kritik altyapıların, hükümetlerin ve tüketicilerin korunması için sürekli yeni nesil güvenlik çözümlerine ve hizmetlerine dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyüne, lider uç nokta koruması ve gelişen karmaşık dijital tehditlerle mücadele eden bir dizi özelleştirilmiş güvenlik çözümleri de dâhildir. 400 milyonu aşkın kullanıcı Kaspersky Lab teknolojileri ile korunmaktadır ve 270 bin kurumsal müşterinin kendileri için en önemli şeyleri korumalarına yardımcı olmaktayız. Daha fazla bilgi için: www.kaspersky.com/tr
Bilgi için: F5 İletişim Yönetimi LEWIS+ Partner – 0216 349 40 43 – Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Handan Şahin – 0537 281 53 43 / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 53955
Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlana yeni kararnameye göre telefonlarda yüzde 25 olan ÖTV oranı, pahalı telefonlarda vergi matrahına göre yüzde 40 ve yüzde 50 oranına yükseltildi.
Cep telefonlarından alınan özel tüketim vergisinde ( ÖTV) değişikliğe gidildi. Tüm telefonlarda yüzde 25 olan ÖTV oranı, vergi matrahı 640 TL ile bin 500 TL arasında olanlarda yüzde 40’a, matrahı 1500 TL’yi aşanlarda yüzde 50’ye çıkartıldı.
BUGÜN BAŞLIYOR
Habertürk'te yer alan habere göre, konuyla ilgili düzenleme Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile gerçekleştirildi. Cep telefonundaki ÖTV artışı bugünden itibaren yürürlüğe girdi.
Şubat ayında TBMM’de kabul edilen yasa ile cep telefonlarından, ÖTV matrahlarına göre farklı oranlarda vergi alınmasının önü açılmıştı.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 49016
Great Place to Work Enstitüsü, Türkiye’nin En İyi İşverenlerini açıkladı. En iyi işveren olabilme özelliğine sahip şirketlerin belirlendiği araştırmada, 179 şirketten 96 bin 269 çalışan temsil edildi.
01.05.2018
Great Place to Work Enstitüsü tarafından düzenlenen Türkiye’nin En İyi İşverenleri araştırmasına 179 şirket katıldı. 92 şirketin aday olduğu araştırmada çalışan odaklı yönetim anlayışı ile insani dokunuşu yüksek kurum kültürüne sahip 31 şirket ödül almaya hak kazandı. Çalışmada; güvenilirlik, saygı, hakkaniyet, gurur ve takım ruhu gibi beş Great Place to Work felsefesine ait boyut analiz edildi. Ayrıca insan yönetimi uygulamaları ve çalışanların değerlendirmeleri esas alındı. Ödüller, çalışan sayısına göre 20-50, 50-250, 250-500, 500–2.000 ve 2.000 üzeri olmak üzere beş kategoride verildi.
20-50 Best Small Workplaces birincisi Udemy
En iyi işverenlerinin açıklandığı listede, “20-50 Best Small Workplaces” kategorisinde Udemy birinci sırada yer aldı. İkinci Vector Barkod ve Bilgi Teknolojileri olurken, üçüncü sıraya Inspark, dördüncü sıraya Pixery yerleşti.
Gittigidiyor/eBay 50-250 çalışan sayısı kategorisinde birinci sırada yer aldı
50-250 çalışan sayısı kategorisinde birinciliği Gittigidiyor/eBay ipi göğüslerken, ikinci Magna Gümrük Müşavirliği, üçüncü Johnson Wax oldu. Dördüncü Borlease Otomotiv, beşinci Viessmann oldu. Altıncı sırada Adesso, yedinci sırada Paksoy Avukatlık yer aldı.
250-500 çalışan sayısı kategorisinde AbbVie ilk sırada
250-500 çalışan sayısı kategorisinin ilk sırasında AbbVie yer alırken, ikinci Magna Seating Türkiye, üçüncü Novartis oldu. Organik kimya dördüncü, Astra Zeneca beşinci, SOCAR altıncı sıradan listeye girdi. Stackpole International yedinci olurken, Döhler Gıda sekizinci, Servier dokuzuncu oldu.
500-2000 çalışan sayısı kategorisinde Sahibinden.com ilk sıradan listeye girdi
500-2000 çalışan sayısı kategorisinde Sahibinden.com ilk sıradan listeye girdi. Glaxo Smith Kline ikinci, 3M üçüncü olarak ödül almaya hak kazandı. Atasun Optik, dördüncü, MAPFRE Sigorta beşinci, Tavuk Dünyası altıncı, STAR Rafineri ise yedinci oldu.
2.000 ve üzeri çalışan sayısı kategorisinin lideri Hilton
2.000 ve üzeri çalışan sayısı kategorisinde birinciliğe, Hilton layık görüldü. Kuveyt Türk Katılım Bankası bu kategorinin ikincisi, Albaraka Türk Katılım Bankası üçüncüsü, Petkim ise dördüncü oldu.
Kadın çalışanlar için fark yaratan şirketler ödüllerini aldı
Magna Seating, Udemy ve Johnson Wax “Great Place to Work ForALL” ödülü aldı. “Best Workplaces for Woman” özel ödülünü Novartis, GittiGidiyor/eBay ve AstraZeneca İlaç aldı. EVP (Employee Value Proposition - Çalışan Değer Önermesi) özel ödülü Magna Gümrük Müşavirlik, Novartis ve GittiGidiyor/eBay şirketlerine verildi. 5. yıl Özel Ödülleri AbbVie ve GittiGidiyor/eBay tarafından alındı.
“Özel Ödüllerde” ipi göğüsleyen şirket sayısı 6
“Yaşam Boyu Öğrenme” özel ödülü Sahibinden.com, “İş-Yaşam Dengesi” özel ödülü Abbvie, “Diversity” özel ödülü GittiGidiyor/eBay, “İnsan Kaynaklarında Dijital Dönüşüm” özel ödülü Albaraka Türk Katılım Bankası ve Novartis taafından alındı. AstraZeneca ve MAPFRE “Toplumsal Paylaşım” özel ödülüne layık görülürken, Organik Kimya “Çalışan Sağlığı ve İş Güvenliği” özel ödülü almayı başardı.
5 şirket “Sektör Ödülü” aldı
Kuveyt Türk Katılım Bankası “Finans” Abbvie “Pharma”, Udemy “IT”, Magna Seating Türkiye “Üretim”, Viessmann ise “Ege’nin En İyi İşvereni” ödülünü aldı.
Güvene yatırım yapan şirketler ekonomik zorluklara karşı daha dayanıklı
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Geçtiğimiz üç senede Türkiye konjonktüründe yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler tüm şirketleri ve çalışanlarını etkiledi. Tüm dünyada hâkim olmaya başlayan belirsizlik, gündemdeki ani ve tahmin edilemez çalkantılar Türkiye'de de etkili oldu. Bu gelişmeler, Türkiye'nin En İyi İşverenleri listesinde yer alan ve almayan tüm şirketlerin güven algısını olumsuz etkilerken, listeye giren şirketler bir yıl gibi kısa bir sürede güven
tazeleyip, yüksek performanslarıyla krizi fırsata dönüştürdüler. Bu da bize, güven kültürüne hız kesmeden yatırım yapan şirketlerin zorluklara karşı daha dayanıklı olduğunu gösterdi.” dedi.
Türkiye’de “gurur” ön planda, “hakkaniyet”te ise alınacak yol var
Globalde “En İyi İşveren” seçilen şirketlerde yönetici–çalışan ilişkisine bağlı olan “güvenilirlik, saygı ve hakkaniyet” boyutlarının, “takım ruhu” ve ”gurur” boyutlarına göre daha geride olduğuna dikkat çeken Toprak, şu açıklamada bulundu: “Türkiye’nin En İyi İşverenlerinde ise bu fark daha büyük; yönetici-çalışan arasındaki güven ilişkisinde %80 baremi aşılamıyor. Ancak “gurur” boyutunda tablo tam tersi, hatta Türkiye’nin En İyi İşverenleri, global şirketlerin 1 puan ilerisinde. Türkiye’nin En İyi İşverenlerinde, çalışanlar, şirketlerinin marka değeri, prestiji, bölgede önemli güç olması, insana değer veren ve yenilikçi yaklaşımları ile gurur duyuyor. Türkiye’nin en iyi işverenlerinde ikinci yüksek boyut olan “takım ruhu”nda, %90 ve üzeri sonuçlarla, Latin Amerika, Asya ve Avrupa lider. “Hakkaniyet” boyutunda dünya sıralamasında geride kalan Türkiye’nin En İyi İşverenlerinde, en önemli iki konu, kazancın paylaşımı ve en çok hak eden çalışanın yükselmesi ile ilgili.”
Great Place to Work hakkında:
Great Place To Work Enstitüsü, kurum kültürü konusunda uzmanlaşmış, 5 kıtada ve 60’tan fazla ülkedeki ofisiyle sektör ayrımı olmadan tüm ölçeklerdeki şirketlere harika iş yerlerini inşa etmeleri, geliştirmeleri konusunda destek veren bir araştırma ve danışmanlık kurumudur. Great Place to Work, 30 yılı aşkın süredir dünya çapındaki en iyi işverenleri belirlemekte ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktadır. En İyi İşverenler listeleri, işveren markasının duyurulması ve güçlendirilmesi için şirketler tarafından tercih edilen ve kabul görmüş bir araştırmadır. Enstitü’nün her yıl 7 bini aşkın şirket ve 16 milyondan fazla çalışanı dahil ettiği analizleri, kurum kültürü alanında dünyada gerçekleştirilen en geniş çaplı araştırma olma özelliğini taşımaktadır.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 44598
Almanya’nın dünyaca ünlü makine ve teknoloji üreticisi Hauni, Türkiye’deki müşterilerini bir araya getirdiği sempozyumda, şirketin mühendislik ve teknolojide geldiği seviyeyi gösterme fırsatı sundu. Hauni’nin Almanya merkezinden gelen üst yöneticilerin de katıldığı, İzmir Swissotel’de gerçekleşen kongreye Hauni Türkiye Genel Müdürü Cem Osman Aygün ev sahipliği yaptı.
Sempozyumun tütün endüstrisinde türünün ilk örneği dijital bir kongre olduğunu belirten Aygün, “dijital devrimin insanlığı beklenenden daha hızlı kuşattığına” dikkat çekti.
Hauni’nin yapay zekâ ile donatılmış makine vizyonu yolunda emin adımlarla ilerlerken, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine katma değer yaratma yolculuğunda eşlik ettiğini vurgulayan Aygün, “İnsanlar, süreçler ve makineler arasında verimli işbirliği yolumuzda istikrarlı şekilde ilerliyoruz. Açıkçası makinelerimizi terletecek ve sınırlarını zorlayacak fikirlerimizi hayata geçiriyoruz.” dedi.
// KARANLIK FABRİKALAR GELECEĞİN KAÇINILMAZ GERÇEĞİ OLACAK”
Dijitalleştirmenin çalışanların sadece hayatını kolaylaştırmadığına, aynı zamanda üretim süreçlerinde devrim yarattığına dikkat çeken Aygün, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Big Data olarak adlandırdığımız veri okyanusunda, işinize yarayacak, verimliliğinizi ve kârlılığınızı artıracak veriyi kısa sürede bulmanız, üretim süreçlerinize entegre etmeniz ile dijitalleşmeden bugün katma değer yaratmaya başlamış olursunuz. Bir Hauni Protos M5 makinesi, bir saniyede yaklaşık 340 Mbit veri üretiyor. Sadece bu makinenin ürettiği verileri depolamak için her gün bir düzine 250 GB belleğe ihtiyacımız var. Dünyada ‘Işıksız fabrika’ olarak tanımladığımız, içinde otonom üretim süreçlerinin işleve geçtiği fabrikalar, kesinlikle geleceğin kaçınılmazı olacak. Özellikle uluslararası şirketlerin, başta insan kaynakları olmak üzere tüm üretim süreçlerini bu gerçeğe göre dizayn etmeye başlaması önemli. Türk mühendisleri ve Türk yöneticileri olarak, görev tanımlarımız ya da pozisyonlarımıza bakmaksızın, çalıştığımız şirketlerde bu farkındalığın artmasına katkıda bulunmamız gerekiyor.”
Üç boyutlu yazıcılarla yapılan üretimin dikkat çekici bir hıza ulaştığını hatırlatan Hauni Türkiye Genel Müdürü Cem Osman Aygün, 2016’da 3D yazıcılarda 6 Milyar Euro olan üretim hacminin, yıllık yüzde 29 büyüme hızıyla 2020’de 16 Milyar Euro’ya ulaşacağı bilgisini verdi.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 29482
Kuru meyve ihracatını arttırmak için Teknik Komiteler kuruldu
Türkiye'nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzümde başarılı bir sezon yaşanıyor. Ortalama ihraç fiyatı 2 bin doları aşan kuru üzüm ihracatı yüzde 20'lik artışla 365 milyon dolara ulaştı.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, 1 Eylül 2018 tarihinde başlayan 2018-19 sezonunda, kuru üzüm ihracatının 20 Nisan tarihi itibariyle geçtiğimiz sezonun aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 3’lük azalışa karşılık, değer bazında yüzde 20’lik artışla 365 milyon dolara ulaştığını dile getirdi.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin Ege İhracatçı Birlikleri'nde 2018 yılı olağan mali genel kurul toplantısında konuşan Celep, Kuru incir ihracatının yüzde 20'lik azalışla 180 milyon dolar, kuru kayısı ihracatının ise; yüzde 4'lük gerilemeyle 193 milyon dolar olarak kayıtlara geçtiğini kaydetti.
Kuru meyve ihracatının yüzde 61'i Ege Bölgesi'nden
2018 yılında Türkiye Geneli Kuru Meyve ihracatını da özetleyen Celep, "Kuru meyve ihracatımız miktar bazında yüzde 4’lük artışla 510.588 ton, değer bazında ise yüzde 8,5 oranında artışla 1 milyar 388 milyon $ olarak gerçekleşti. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak 2018 yılında Türkiye geneli toplam kuru meyve ihracatının yüzde 61’ini gerçekleştirmiş bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
TMO ile işbirliğinde kuru üzümün değerini arttırdık
Kuru meyve sektörünün üç ana ihraç ürünü çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuyu kayısı ihracatında ve üretiminde yaşanan sorunlara çözüm bulmak için Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ürünleri için ürün Komiteleri kurdukları bilgisini veren Celep şöyle devam etti: "Komitelerimiz hem ticari hem de teknik seviyede toplantılar düzenledi. Lisanslı depoculuk sisteminin kurulması ve Toprak Mahsulleri Ofisi'nin kuru meyve alımı yapması için girişimlerde bulunduk. Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli, TMO Genel Müdürü Ahmet Gürdal ve üreticiler ile yakın temas ve işbirliği halinde olmanın önemini her platformda dile getirerek üretici toplantıları düzenledik. Bu yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde ürünümüze değer kattık. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında yürütülen bilimsel projelere finansal ve teknik destek verdik. Tanıtım çalışmaları ve ticaret heyetleri düzenledik. Gıda güvenliği ile ilgili sorunların çözümü için yayım ve eğitim çalışmaları yaptık. Sektörümüzü ilgilendiren tüm toplantılara katıldık ve yurtdışı işbirliklerimiz sayesinde AB Komisyonu nezdinde yürütülen lobi faaliyetlerinde aktif rol aldık."
"Çin, Özbekistan gibi rakip üretici ülkelerle rekabet edebilmek için kendi içimizde birlik olmayı başarmamız gerekiyor" uyarısında bulunan EKMİB Başkanı Birol Celep, "Sağlıklı gıdalara olan talebin ve tüketici beklentilerinin gün geçtikçe arttığı, diğer yandan, rekabetin daha da zorlaştığı günümüzde, kuru meyve ihracatının kurallarını değiştirmek ve bu kıymetli ürünlerimizi çok daha profesyonelce pazarlamak için tüm kaynaklarımızı seferber etmek ve bunları etkin kullanmak zorundayız. Dünyanın en büyük üzüm üreticisi ve ihracatçısı olarak üzüm piyasasına alıcıların değil bizlerin yön vereceği, kuru kayısımızın ve kuru incirimizin dünya piyasalarında hak ettiği değeri bulacağı bir sistemi kurabiliriz.Bunun için sektör paydaşları olarak bir arada olmalı, kısa-orta-uzun vadeli stratejilerimizi gözden geçirmeliyiz. Üniversite-sanayi işbirliğini sağladığımız, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma gibi konularda adımlar attığımız zaman, inanıyorum ki; sürdürülebilir bir ihracat artışı yakalayacağız ve ürünlerimiz dünya pazarlarında çok daha kıymetli olacak." diyerek sözlerini tamamladı.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin olağan mali genel kurul toplantısında 2019 yılı bütçesi ve iş programı da kabul edildi.