Ekonomi
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 8879
SOSİAD (Soğutma Sanayii İş Adamları Derneği), küresel ısınma ile mücadele konusunda, Avrupa Birliği’nin çevre ve iklim konularına yönelik finansman birimi tarafından fonlanan “Real Alternatives 4 LIFE projesini, tanıttığı bir basın toplantısı düzenledi. 15 Nisan 2019 Pazartesi günü, Taksim Point Otel’de düzenlenen basın toplantısında küresel ısınmanın vahim sonuçlarına dikkat çekilerek, soğutucu cihazlar ve klimalarda da kullanılan, küresel ısınma potansiyeli yüksek soğutucu akışkan gazların “gerçek alternatifleri”nin yaygınlaşması doğrultusunda proje kapsamındaki çalışmalar anlatıldı.
Toplantı, REAL Alternatives 4 LIFE projesinin sosyal partnerleri arasında Türkiye’yi temsilen yer alan SOSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş’un açılış konuşmasıyla başladı. Karakuş konuşmasında Sanayi Devrimi öncesi seviyelere göre küresel sıcaklığın, bir derece artmış durumda olduğunu ve küresel ısınmanın, her on yılda bir 0,17 derece daha artarak devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Sera Dünya dönemine geçiş, dünyada küresel sıcaklıkların son 1,2 milyon yılda görülmedik derecede artmasıyla iklimin değişmesi, buna bağlı olarak tüm yaşam kaynaklarının olumsuz etkilenmesi, yaşamın sürdürülebilirliğinin tehdit altında kalması demektir. İklim bilimciler, sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmanın; ancak karbon emisyonunu 2030 itibarıyla yarıya indirmek ve 2050 itibarıyla da ‘net sıfır’ noktasına getirmekle mümkün olabileceğini söylüyor. Atmosferdeki CO2 oranı son 3 milyon yılın en üst seviyesine ulaştı. Küresel ısınmanın hızını kesemezsek 2035’te geri dönülemez noktaya ulaşmış olacağız. Dünya Meteoroloji Örgütü, iklim değişikliği nedeniyle aşırı hava koşullarının sebep olduğu doğal afetlerin 2018’de 62 milyon kişiyi etkilediğini açıkladı. Kanada Çevre ve İklim Değişikliği Dairesi tarafından hazırlanan bir rapora göre, Kanada dünyanın geri kalanından daha hızlı, yaklaşık iki kat hızla ısınıyor. Son 30 yılda, Kanada’da karla kaplı arazilerin miktarı azaldı, deniz seviyesindeki yükselmeden dolayı sel baskını olması bekleniyor. Himalaya’daki buzlar eriyor. Dünyanın buzulları, şimdi 1960’larda olduğundan beş kat daha hızlı küçülüyor. 1950’lerden bu yana mevcut ısınma eğiliminin çoğu, yüzde 95’ten fazlası, insan faaliyetlerinin sonucudur. Bu süreç on yıllardır, binyıllara kadar görülmemiş bir oranda hızla ilerliyor.”
Küresel ısınmaya neden olan etkenlerin arasında her ne kadar yüzde 64 oranıyla karbondioksitin başı çektiği görünse de florlu gazların CO2’den 23 bin kat daha fazla, çok güçlü bir küresel ısınma etkisi yaratabildiğini sözlerine ekleyen Karakuş, “Florlu gazlar (F-gazlar), çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılan insan yapımı bir gaz ailesidir. Atmosferik ozon tabakasına zarar vermediklerinden, genellikle ozon tabakasına zarar veren maddelerin yerine kullanılır. AB’de 2030’a kadar F-Gaz emisyonlarının üçte ikisinin engellenmiş olması hedefleniyor. Avrupa Birliği, küresel ısınmanın 2˚C’nin altında kalabilmesi için birçok eylem planı hazırladı, birçok projeyi destekliyor. Bunlardan biri de; Real Alternatives 4 LIFE” dedi ve Real Alternatives 4 LIFE Projesinin amacı ve sürecini anlatmak üzere sözü Dr. Kadir İsa’ya bıraktı.
İsa özetle şu bilgileri verdi: “Real Alternatives 4 LIFE Projesinin süreci SOSİAD’ın Air Conditioning and Refrigeration European Association-AERA’ya üye olmasıyla başladı. AREA; ulusal soğutma, klima ve ısı pompası dernekleri, müteahhitleri ve teknisyen/mühendislerini temsil eden bir Avrupa konfederasyonu ve 23 ulusal derneğin sesidir. 2016 yılının Mayıs ayında Dublin’de yapılan AREA Genel Kurul toplantısında SOSİAD’ın üyeliği oy birliği ile kabul edildi. AREA’ya üye olduktan sonra yaptığımız görüşmeler sayesinde Real Alternatives 4 LIFE Projesi’nde sosyal ortak olarak yer almak istediğimizi belirttik. Onlar da Türkiye’nin projede yer almasına sıcak baktı. SOSİAD olarak sektörümüzün ne kadar zengin olduğunu gösteren istatistiki bilgiler dahil, gerekli tüm belgeleri kendilerine gönderdik, inceleme süresinin ardından SOSİAD, Real Alternatives 4 LIFE Projesine sosyal ortak olarak dahil oldu.”
Real Alternatives 4 LIFE Projesinin Sosyal Ortağı SOSİAD olarak çalışmalara hemen başladıklarını söyleyen İsa, “Üzerimize düşen ne varsa onları yapmaya gayret ettik. Projenin ilk ayağı online eğitim platformuydu, bu platformu Türkçeye tercüme ettik. Projenin uzaktan eğitim sitesi 13 farklı dilin yanı sıra artık Türkçe olarak da yayında. Platformda 9 tane eğitim modülü var. Basit bir kayıt işleminden sonra bu platformdan 250 sayfalık Türkçe eğitim dokümanları PDF formatında elde edilebilir. Projenin ikinci ayağı, eğitim ziyaretleriydi. Bu kapsamda SOSİAD üyesi kuruluşlardan seçilen dört arkadaşımız Belçika, İtalya ve Almanya’da CO2 ve hidrokarbon cinsi soğutkanlara uygun servis teknikleri konusunda eğitim aldı ve yetkili eğitmen olarak sertifikalandırıldı. Üçüncü ayak ise eğitimcilerin eğitimi programıydı. Bu kapsamda proje merkezi IOR (Institute of Refrigeration) tarafından öngörülen tüm fiziki ve teknik eğitim altyapısı tamamlanarak 12-14 Mart 2019 tarihleri arasında Friterm Akademi’de eğitimcilerin eğitimi programını başarıyla tamamladık. Programa IOR’dan Real Alternatives 4 LIFE Proje Koordinatörü Raluca Sisiu ve ATF İtalyan Soğutma Teknisyenler Birliği’nden Marino Bassi gözlemci olarak katıldı. Çok başarılı bir eğitimdi. En önemlisi de eğitimcilerin eğitimi programının ilki Türkiye’de hayata geçirildi. Sonuçları o kadar başarılı bulundu ki, projenin sosyal ortaklarının ülkelerinde yapılacak olan eğitimlere düzenlediğimiz eğitim şablon olarak proje koordinatörü tarafından bir raporla bildirildi. Bu açıdan eğitimcilerin eğitimi programı, bizim için gurur verici bir organizasyon oldu” dedi.
2017’de başlayan Real Alternatives 4 LIFE Projesinin 2020’de sona ereceğini belirten İsa sözlerine şöyle devam etti: “Alternatif ve doğal soğutucu akışkanlar uluslararası yönetmelik ve standartların öngördüğü bazı kısıtlamalar nedeniyle yaygınlaşmaya başladı. Ancak temel sorun bu konuda servis verecek olan teknik elemanlar, yeterli bilgiye sahip değil. Projenin genel amacı da önce eğitimcilerin eğitimini verip bu eğitimcilerin de sahada çalışacak olan kişileri eğitmesini sağlamak. Bu proje ile tüm Avrupa çapında 228 bin kişiye bu konuda eğitim verilmesi planlanıyor. Ayrıca soğutma sektörünün düşük küresel ısınma potansiyeline sahip alternatif ve doğal soğutucu akışkanlara doğru geçişi, doğru teknikler kullanarak sistemlere müdahale edilmesi ve R32 dahil, CO2, amonyak, hidrofloroolefin denilen soğutkanlara uygun servis yöntemlerinin verilebilmesi hedefleniyor. Friterm Akademi’de düzenlenen eğitimcilerin eğitimi programı sonucunda yapılan teorik ve uygulamalı sınavda başarılı olan 15 eğitimcimiz, yetkili eğitmen sertifikası almaya hak kazandı. Bundan sonraki aşamada, bu konuda eğitim vermek isteyen ve proje merkezi IOR’un fiziki ve teknik olarak standartlarını karşılayan kurumlar yetkili eğitim merkezi olarak proje tarafından lisans altına alınabilecek ve bu konuda eğitim verebilecek. Zaten yetkili eğitmen sertifikalı 15 eğitmenimiz var, bu eğitmenlerimiz de yetkilendirilen eğitim merkezi veya merkezlerinde eğitmen olarak görev alabilecek. LIFE başlığı altında AB tarafından desteklenen bir proje olan Real Alternatives 4 LIFE, Türkiye de dahil olmak üzere İngiltere, İtalya, Portekiz, Slovakya, Çekya, Hollanda gibi birçok ülkeye hitap ediyor. Nihai hedef, projenin yaygınlaştırılması. Projenin Türkiye ayağını temsil eden SOSİAD, national lead (ulusal lider) olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla yetkilendirilecek olan eğitim merkezlerinin muhakkak SOSİAD’ın süzgecinden geçip, onaylanıp, proje merkezi IOR’a bildirilmesi gerekiyor. Proje adına Türkiye’de yetkilendirme süreci SOSİAD tarafından gerçekleştirilecek.”
İsa’nın ardından, Friterm Akademi’de düzenlenen Real Alternatives 4 LIFE Projesi Eğitimcilerin Eğitimi programının eğitmenleri Kıvanç Aslantaş ve Barış Uçaner söz aldı. Kıvanç Aslantaş, “CO2 ile soğutma maceram 2005 yılında başladı, 2006 yılında Türkiye’deki ilk CO2 test ünitesini, 2009’da da ilk saha uygulamasını gerçekleştirdim. Real Alternatives 4 LIFE Projesi Eğitimcilerin Eğitimi programının ilk iki gününün teması CO2 ile soğutmaydı, programa hem üniversiteden hem meslek liselerinden hem sektörden katılım çok fazlaydı. Tahmin ettiğimizin çok üzerinde ilgi gördük ve IOR’dan gelen geri bildirimler bizim ne kadar doğru bir iş yaptığımızın göstergesi oldu” dedi. Aslantaş’ın ardından Barış Uçaner ise “Real Alternatives 4 LIFE Projesi Eğitimcilerin Eğitimi programının son gününde yanıcı gazlar hakkında eğitimler yapıldı. Projemizin amacı ‘real alternatives’, yani yani bugün kullandığımız florlu sera gazlarının dünyada kullanılabilecek olan gerçek alternatiflerine güvenli uygulamalarla geçişi sağlamaktır. Çünkü soğutma sektöründe, küresel ısınma potansiyeli yüksek florlu sera gazlarının alternatifleri düşük küresel ısınma potansiyeline sahip olmakla birlikte yanıcılığı yüksektir. CO2, amonyak gibi uygulamalar dünyada halihazırda kullanılan ama, daha doğru ve daha verimli şekilde kullanılması gereken uygulamalardır. Hidrokarbonlar ya da HCFO ailesi fark etmeksizin, günü sonunda yanıcı ya da hafif yanıcı sınıfındaki birçok ürünü kullanmak zorunda kalacağız. Bu da farklı yaklaşımlara farklı çözümleri beraberinde getiriyor. Her türlü ihtiyacı tek bir sistemle çözmemiz artık kolay değil. Çünkü esas olan, alternatifleri ‘gerçek alternatif’ yapan şey, enerji verimliliklerinin yüksek olmasıdır. Dolayısıyla son kullanıcılar ve teknikerlerin yanıcı gazları nasıl kullanacağını, kullanırken nelere dikkat edeceğini bilmesi gerekiyor. Real Alternatives 4 LIFE Projesi Eğitimcilerin Eğitimi programında da gerçek alternatiflerin güvenli ve verimli olduğunu anlatmaya çalıştık, çok güzel ve başarılı bir eğitim gerçekleştirdik. Türkiye iklimlendirme sektörü, ihracatçı bir sektör. Özellikle AB ülkelerinin talep eğilimini yakından takip edebilmemiz gerekiyor. Bu açıdan da Real Alternatives 4 LIFE Projesinin çok faydalı olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Soru-cevap ve katkılar bölümünde söz alan SOSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hayati Can, “Nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz? Çocuklarımızdan emanet aldığımız dünyayı onlara ne halde teslim edeceğiz? Doğa ile barışık bir dünyayı nasıl yorumlayacağız? Bu soruların, gezegenimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak yanıtlarını bulmamız, yani yeni bir yol, yeni bir üretim ve tüketim modeli bulmamız gerekiyor. SOSİAD’ın bu çalışması, tam da bahsettiğim yeni bir yol inşasına yönelik olup diğer sivil toplum kuruluşları için ilham verici, yol gösterici niteliktedir” sözleri ile etkinliğin ardındaki ana fikri özetledi.
Toplantı, basın mensuplarının sorularının cevaplanmasıyla son buldu.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 6343
Türkiye Çöpüne Sahip Çıkıyor mu?
Çöpüne Sahip Çık Vakfı, Türkiye genelinde benzeri olmayan araştırmasıyla çöp atma ve geri dönüşüm konularında
toplumun nabzını tutuyor.
MV Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Murat Vargı liderliğinde, çöp konusunda davranış dönüşümü sağlamayı amaçlayan Çöpüne Sahip Çık Vakfı’nın araştırma sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırma, Türkiye’nin çöp ve geri dönüşüm konulu ilk sosyal araştırması olmasıyla dikkat çekiyor. Kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum temsilcilerinin de aralarında bulunduğu, atık yönetimi konusunda çalışan paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda sonuçlar değerlendirildi.
Türkiye’nin dört bir yanından, farklı yaş aralıklarındaki toplam 1003 kişinin katılımıyla Aralık’ta gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de toplumun çöp ve atık konusundaki algısını, çöp atma ve geri dönüşüm konularındaki alışkanlıklarıyla beraber gözler önüne seriyor. Araştırma sonuçlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Sıfır Atık projesi kapsamında gerçekleştirilen uygulamalara da katkı sağlaması hedefleniyor.
Çöp sorunu tüketimden başlıyor
Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili olarak basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge: “Ürettiğimiz çöpü azaltmak ve çöpü doğru yere atmak tamamen bizim elimizde. Çöpü doğru yere atmanın çözümün aslında son adımı olduğuna özellikle dikkat çekmek istiyoruz. Asıl önemli olan doğru tüketim alışkanlıkları edinerek, daha satın alma aşamasındayken üreteceğimiz çöp miktarını azaltacak şekilde davranmak.” diye konuştu.
Çöp araçları problemi yok etmiyor
Emrah Bilge, konuşmasında çöpü üretenin de atanın da aynı kişiler olduğundan, çöpten arınmış bir çevre yaratmanın ise insan davranışlarıyla ilgili olduğundan bahsetti. “Belediyenin çöp kovasına attığımız çöpü toplaması sorunumuzu çözmüyor. Bu sadece problemi gözümüzün önünden kaldırıyor.” sözleriyle Bilge, asıl önemli olanın daha az çöp üretilmesi olduğunu belirtti; ortaya çıkan çöplerin ise en iyi şekilde ayrıştırılarak doğru yere atılması gerektiğinin altını çizdi.
Araştırmanın öne çıkan sonuçları
Türkiye’de daha önce yapılmamış bu kapsamlı sosyal araştırma, toplumun davranış ve ihtiyaçlarını anlayarak sorunların nedenlerini ortaya koymayı ve bireyleri bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Emrah Bilge, sonuçları paydaşlarla birlikte kapsamlı olarak incelenen araştırmanın Türkiye’ye çöp sorunu için yol gösterici olacağına inanıyor. Araştırma sonuçlarını içeren kapsamlı raporun yakında yayınlanması beklenirken, öne çıkan bazı veriler toplumdaki her kesimden insanı yakından ilgilendiriyor.
Geri dönüşüm bilincinin artması gerekiyor
Türkiye’de çöp denildiğinde insanların yalnızca yüzde 11,6’sının aklına geri dönüşüm geliyor. Geri kalanlar çöpü bir an önce uzaklaştırılması gereken bir yığın olarak görüyor. Toplumun yüzde 60’ı “Sıfır Atık” kavramından habersiz. Öte yandan araştırma, devlet tarafından gerçekleştirilen Sıfır Atık çalışmalarının farkındalığa pozitif anlamda etki ettiğini gösteriyor.
İnsanlar çöp görmekten rahatsız
Katılımcıların yüzde 47’si, kendilerine yöneltilen “Sizce yaşadığınız çevrede çöp sorunu var mı?” sorusuna “Evet” cevabını veriyor. Bu cevabı verenlerin yüzde 57’lik bir bölümü problemin kaynağının vatandaş olduğunu, yüzde 56’lık bir kesimi ise yönetimlerin yetersizliğinin sorunda payı olduğunu düşünüyor. Sonuç olarak insanların yüzde 94,8’i çevreye atılan çöplerden rahatsız olduklarını belirtiyor.
4 kişiden 3’ü etrafta geri dönüşüm kutusu bulamadığını söylüyor
Katılımcıların yüzde 76,8’i çöpleri konteynere hane halkından birisinin attığını söylüyor, yüzde 13’lük bir kesim ise işi apartman görevlisine devrediyor. Çöpleri ayrıştıranların yüzde 71,2’si plastiklerin ayrıştırılması konusunda hassasiyet gösterirken, konu giysilere gelince bu oran yüzde 15,7’ye düşüyor. Ayrıştırma yapmayanların yüzde 75,5’i etraflarında geri dönüşüm kutusu olmadığından şikâyet ederken, geriye kalanlar ise konuya kişisel sebeplerden dolayı önem göstermiyor.
Problemin çözümü için ödül ve ceza önerisi
Çöpü evden çıkarma işini kendisi üstlenen yüzde 62,8’lik kesim çöpü her zaman doğru yere attığını belirtirken, yüzde 64,5’lik bir kesim ise yakınları arasında çevreye çöp atan kişiler olduğunu belirtiyor. Çöpler konteynere yüzde 71,1’lik bir oranda çöp poşeti içerisinde atılıyor. Problemin çözümü için ise iki görüş başa baş durumda. Katılımcıların yüzde 55,2’si çöpü ayrıştırarak doğru yere atan kişilerin ödüllendirilmesinin faydalı olacağını düşünürken, yüzde 44,8’lik bir kesim ise ödül yerine cezanın etkili olacağını düşünüyor. Öte yandan araştırmaya katılanların yüzde 61,5’i çözüm için bireysel çabaların yeterli olmayacağını, devletin konuyla ilgili önlem alması gerektiğini düşünüyor.
Bir kişi tek başına yılda 421 kg çöp üretiyor
Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 32 milyon ton evsel atık üretildi. Bu sonuca göre bir kişi ortalama olarak günde 1,17 kg, yılda ise 421 kg çöp üretiyor. Belediyelerin 2016 yılında temizlik işleri için harcadığı kaynağın dokuz milyar TL’den fazla olduğu belirtiliyor. Türkiye’de durum böyleyken, dünyanın genelinde ise yılda 2,2 milyar ton çöp üretiliyor. Her yıl 1 trilyondan fazla naylon poşet çevreye atılıyor. Küresel ölçekte çevreye en çok atılan çöplerin başında ise 6 trilyonu geçen sayılarıyla sigara izmaritleri geliyor. Türkiye, çöplerin sadece yüzde 11’ini ayrıştırabiliyor. Geri dönüşüm oranının 2023 hedefleri doğrultusunda yüzde 35’e çıkması planlanıyor.
Çöpüne Sahip Çık Vakfı hakkında
2015 yılında Murat Vargı’nın liderliğinde “Temiz bir çevre için tüm toplumun çöpün üretimi ve doğru yere atılması konusunda hassasiyet ile davrandığı sürdürülebilir bir dünya yaratmak” vizyonuyla kurulmuş olan Çöpüne Sahip Çık Vakfı, çöpten arınmış bir çevre için toplumda davranış dönüşümü sağlamak üzere kampanyalar düzenliyor, eğitici ve teşvik edici projeler hayata geçiriyor, çevre politikalarını iyileştirmek için katkı sağlıyor ve bunların tüm Türkiye’de yaygınlaşması için çalışıyor. Vakıf, bu amaçla belediyeler, eğitim kurumları, medya, sivil toplum kuruluşları ve ilgili diğer kamu ve özel kurumlar ile işbirlikleri gerçekleştiriyor. Vakıf ve çalışmaları hakkında daha fazla bilgiye www.copunesahipcik.org adresinden ve vakfın sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 6936
Hedefimiz: 200 Milyar Dolar Barajını Aşmak
Türk Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörünün bütün ihracatçı firmalarını bünyesinde bulunduran ve 2.000’in üzerindeki üye firması ile sektörün %90’ını kapsayan Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği 2018 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu” ve “2018 İhracat Şampiyonları Ödül Töreni”, Ankara Holiday Inn Otel’de 16 Nisan tarihinde yapıldı
Türk Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörünün bütün ihracatçı firmalarını bünyesinde bulunduran ve 2.000’in üzerindeki üye firması ile sektörün %90’ını kapsayan Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği “2018 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu” ve “2018 İhracat Şampiyonları Ödül Töreni” Ankara Holiday Inn Otel’de 16 Nisan tarihinde yapıldı.
Sektöre ilişkin güncel bilgilerin paylaşıldığı toplantıda, kurulduğu 1989 yılından bu yana üye firmalarının ihracatlarının artırılması yönünde destek çalışmalarını ve sektörün yurtdışı tanıtım faaliyetlerini de yürüten Birliğin, 2018 yılındaki toplam ihracatının, bir önceki yıla göre değer bazında %12 artışla 3,2 milyar Dolar olduğu ifade edildi. Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Erdem ÇENESİZ, “Türkiye'nin 2023 İhracat Stratejisi' çerçevesinde belirlenen ulusal hedeflerle uyum içinde çalışan Birliğimize üye firmaların sorumluluğunu taşıdığı ürünlerin 2018 yılı sektörel ihracat içindeki oranları; seramikte (%37), camda (%25), çimentoda (%19), aydınlatma cihazlarında (%7) ve doğal kaynaklı maddelerde (%7) ile gerçekleşti” dedi.
Hedefimiz: 200 Milyar Dolar Barajını Aşmak
Ödül Töreninde konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle; çimento, seramik ve cam alanında yüksek ihracat performanslarıyla ödül almaya hak kazanan tüm ihracatçıları yürekten kutladığını ifade ederek, “Sektörümüzü değerlendirdiğimizde, şu noktalar öne çıkıyor. 2018’de tüm ihracatımız %7 artışla 168 milyar dolar oldu.
Sektörümüz, deyim yerindeyse ülkemizin miktar bazında ihracatını sırtlanmış durumda. Mart ayında 2,6 milyon ton, ilk 3 ayda ise 7,3 milyon ton ile miktar bazında en yüksek ihracat rakamına imza atıldı.”
Önümüzdeki dönem ihracat stratejisine değinen Gülle, “Yılbaşında İhracat 2019 Raporumuzu yayınladık. Dünyada en çok ithalatı yapılan ilk 1000 ürün içerisinde, rekabet avantajına sahip olduğumuz 285 ürün var. Her bir üründe, dünya ticaretinin %75’ine hükmeden ülkeleri tespit ettik ve bu pazarlardaki pazar paylarımızı analiz ettik. Özetle, her sektörümüzde, neredeyse her üründe güçlü olduğumuz ama giremediğimiz bu pazarlar, bizler için öncelikli hedef pazarlar konumunda. Buralara hep birlikte ağırlık vermemiz, hatta deyim yerinde ise yüklenmemiz şart. Bu sayede hem ihracatımızı, hem de küresel ölçekte dünya ticaretinden aldığımız payı çok daha yukarılara taşıyabiliriz. Bu konuda TİM olarak bizlere, sektör temsilcileri olarak sizlere çok önemli görevler düşüyor. Kısa bir zaman zarfında Ticaret Bakanlığımız öncülüğünde çok sıkı çalışarak Ağustos ayında açıklanacak. İhracat Stratejisine önemli katkılar yapacağız. Orta ve uzun vadede ihracatımızda sıçramalara, buradan hareketle de istihdamda, yatırımlarda ve nice ekonomik göstergelerde
başarılı grafiklere hep birlikte ulaşacağız.”
İhracatın sorumluluğu tek kişinin üzerine yüklenemez!
Gülle, ihracatçıya her zaman tam destek verdiklerini vurgulayarak, “İhracatın bu kadar alkışlandığı bir dönem hiç olmadı. Çok daha fazla katılımcı, tüm paydaşlarla birlikte çok sesli bir ihracat ailesi kurgulamaya çabalıyoruz. Nitekim, gerçekleştirdiğimiz 2 delegeler buluşmasında Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile Ticaret Bakanımız ile Hazine ve Maliye Bakanımızı ağırlayarak, ihracatçılarımızın sorunlarını, İlk ağızdan paylaşabildikleri bir ortam hazırladık. Bundan sonraki süreçlerde de her sektörümüzü, her delegemizi, hatta her ihracatçımızı karar süreçlerine dahil edecek şekilde bir yapı kurmak, en büyük hedeflerimiz arasında geliyor. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörü özelinde, sizler ile daha fazla koordinasyon halinde, Sektörümüzün sorunları ve İhracat performansının nasıl daha ileri götürülebileceği hususunda yapacağımız ortak çalışmalara da büyük önem veriyoruz. Bu başarının yıl boyunca sürmesi çok önemli, zira bu yıl çok büyük hedeflerimiz var.”
Avrupa’da Lideriz, Dünyada Sıralamayı Zorluyoruz
Sektörü geliştirmek ve ihracatı artırmak için çalışan Birliğin hedeflerine değinen Çenesiz, “Bugün; çimento, seramik ve cam sektörlerinin %90 ‘ını kapsayan çatı Birliğimiz üyesi ihracatçı firmalarımıza 2018 yılındaki ihracat performanslarına göre toplam 8 kategoride ödüller veriliyor. Gururla ifade etmek isterim ki, çimento, seramik ve cam sektörlerinde dünyada ve Avrupa’da üretim ve ihracatta ilk sıralardayız.” dedi ve başarı tablosunu şöyle aktardı:
Çimento Sektörü;
- Avrupa üretiminde 1.
- Avrupa ihracatında 1.
- Dünyada üretiminde 4.
- Dünya ihracatında 3.
Seramik sektörü;
- Seramik Sağlık Gereçleri üretiminde Avrupa’da 1., Dünyada 5.
- Seramik Sağlık Gereçleri ihracatında Avrupa’da 1. , Dünyada 5.
- Seramik Kaplama Malzemeleri Üretiminde Avrupa’da 3.
- Seramik Kaplama Malzemeleri İhracatında Avrupa’da 3., Dünyada 5.
Cam ihracatı;
- Dünyada 20.
- Avrupa’da 10.
Gelişmiş Ülkelerin Tercihi Türkiye
Tüm sektörün toplam ihracatında başlıca ülkelerin Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD şeklinde geliştiğini vurgulayan Çenesiz, seramik, çimento ve camın toplam ihracatında ilk 4 ülkenin; ABD, Almanya, İsrail ve İngiltere olduğunu ifade etti. Türk ürünlerinin tercih edilmesindeki başarıyı yorumlayan Çenesiz, “Peki nasıl oluyor da teknoloji ve sanayi yönünden dünyanın en gelişmiş ülkelerine ihracatta bu kadar başarılı olabiliyoruz ? Çünkü, seramik sektöründe ülkemizin geçmişi MÖ 8000 yıllarına dayanıyor, dolayısıyla know-how ı çok yüksek. Ayrıca tüm sektörlerimizde son dönemde yüksek kapasiteli çok modern tesisler yapıldı. Bir diğer konu ise, dünyada tasarım kültürü çok hızlı yükseliyor ve Türkiye’nin de yüksek uyum kabiliyeti ile ürün gamı genişliyor. Ayrıca bizim hızlı hareket etme ve talebe göre ürün çıkarma kabiliyetimiz çok üstün” dedi.
Yatırımlar Tamam: Şimdi İhracat Zamanı
Çenesiz, sektörün hiç durmadan katma değer ürettiğini vurgulayarak, “Çimento, seramik, cam sektörlerinin ortak özelliği de doğal hammadde kaynaklarını katma değerli ürün haline getirmektir. Ülkenin taşını toprağını işleyip ürün yapıp ihraç ediyoruz. Ve bunu yaparken de ülkenin yüksek istihdam ihtiyacını karşılıyoruz. Ayrıca bu üç sektör de cari açığın kapatılmasına önemli katkı sağlayan az ithalat girdisiyle üretim yapan sektörlerdir. 2018 yılında ihracatımız 2017 yılına göre %12 arttı. 2019 da %14 lük bir ihracat artışı yaratmayı hedefliyoruz” dedi. Son 3 yılı yatırımla geçirdiklerini ve çok modern ve yüksek kapasitelerle kurulu tesislerimiz yapıldığını belirten Çenesiz, “Şimdi ihracat zamanı. Artık cari açık yaratmadan yeni makine ve teçhizat ithalatı yapmadan tamamen üretim ve ihracat yapmamız gereken bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki dönem enerji fiyatlandırmasındaki makul fiyatlandırma ile de artık tam gaz üretim ve ihracatta olmak istiyoruz. Enerji maliyetleri konusunda 24 Nisan’da Ticaret Bakanlığımız koordinasyonunda bir toplantı yapılacak. Bu toplantıda ihracat kabiliyetimizi artıracak ortamın yaratılmasına hizmet eden olumlu sonuçların çıkmasını tahmin ediyoruz. Böylece sektörel üretimimizin ana kalemi olan doğal gaz fiyatlandırmasını makul bir düzenlemenin yapılması halinde ihracatımızda hedeflerimize ulaşmamız daha mümkün olacaktır. Ayrıca 2023 Türkiye ihracat hedeflerine daha çok katkı sağlayabileceğiz.
Sektörün 2018 yılı içerisinde ihracatta üstün başarı gösteren sektörün yaklaşık 40 firmasına ödüllerin verildiği toplantıda en çok ihracat yapan firma sıralaması şu şekilde gerçekleşti:
Seramik Sektörü
Seramik Kaplama Malzemeleri En Fazla İhracat Yapan İlk 5 Firma
-Ekom Eczacıbaşı Dış Tic. A.Ş.
-Kaleseramik Çanakkale Kalebodur Seramik San. A.Ş.
-Graniser İç Ve Dış Tic. A.Ş.
-Akgün Seramik San. Ve Tic. A.Ş.
-NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş.
Seramik Sağlık Gereçleri En Fazla İhracat Yapan İlk 5 Firma
-Ekom Eczacıbaşı Dış Tic. A.Ş.
-Key Banyo Ve Mutfak Ürün. Dış. Tic. A.Ş.
-Ece Banyo Gereçleri San. Ve Tic. A.Ş.
-Ege Vitrifiye Sağlık Gereçleri San. Ve Tic. A.Ş.
-Çanakcılar Seramik San. Ve Tic. A.Ş.
Porselen Ve Seramik Sofra, Mutfak Ve Seramik Süs Eşyası En Fazla İhracat Yapan İlk 5 Firma
-Kütahya Porselen San. A.Ş.
-Heriş Seramik Ve Turizm San. A.Ş.
-Porland Porselen San. Ve Tic. A.Ş.
-Kar Porselen San. Ve Tic. Ltd. Şti.
-Ünsa Madencilik Turizm Enerji Seramik Orman Ürünleri Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.
Cam Sektörü
"Düzcam Sektörü En Fazla İhracat Yapan İlk 4 Firma
(Düzcamlar + Aynalar + Çok Katlı Yalıtım Camları + Emniyet Camları + İşlenmiş Cam)"
-Şişecam Dış Tic. A.Ş.
-Cam Merkezi San. Ve Tic. A.Ş.
-Stargrup Cam A.Ş.
-Camyapı Cam Pazarlama İnş. Taah. Tic. Ve San. Ltd. Şti.
Cam Ev Eşya En Fazla İhracat Yapan İlk 3 Firma
-Şişecam Dış Tic. A.Ş.
-Arda Cam Dış Tic. A.Ş.
-Solmazer Dış Ticaret Ve Makina San. Ltd.Şti.
Camdan Sınai Kaplar En Fazla İhracat Yapan İlk 3 Firma
-Şişecam Dış Tic. A.Ş.
-Marmara Cam San. Ve Tic. A.Ş.
-Park Cam San. Ve Tic. A.Ş.
Çimento Sektörü
Çimento Sektörü En Fazla İhracat Yapan İlk 5 Firma
-Çimsa Çimento San. Tic. A.Ş.
-Medcem Global Pazarlama A.Ş.
-Akçansa Çimento San. Ve Tic. A.Ş.
-Adana Çimento San. Tic. A.Ş.
-Nuh Çimento Sanayi A.Ş.
Klinker Sektörü En Fazla İhracat Yapan İlk 5 Firma
-Medcem Global Pazarlama A.Ş.
-Nuh Çimento Sanayi A.Ş.
-Batıçim Batı Anadolu Çimento San. A.Ş.
-Akçansa Çimento San. Ve Tic. A.Ş.
-Çimsa Çimento San. Tic. A.Ş.
Bilgi ve iletişim:
Asena Selçuk / AS_PR İletişim Danışmanlığı 0530 232 62 81, Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Hakkında:
Seramik Sektörü: www.turkishceramics.com
Cam Sektörü: www.turkishglass.org
Çimento : www.turkishcement.org.tr
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği 1989 yılında “Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği”nin kuruluşuyla faaliyete geçmiştir. 2.000’in üzerinde üyesi bulunan Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Türkiye genelinde söz konusu sektörde tek ve koordinatör birliktir.
Avrupa kıtasından Amerika kıtasına, Orta Doğu Ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar geniş yelpazeyi kapsayan 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren ülkemiz Çimento, Cam, Seramik Seramik ve Toprak Ürünleri Sektörleri, Türkiye’nin toplam ihracatından yaklaşık %2 pay almaktadır. 2018 yılında sektörün ihracatı 2017 yılına göre % 12 artış göstererek 3,2 milyar $ olup, bu ihracatın ülke gruplarına göre dağılımına bakıldığında; %37 ile en önemli pazarın Avrupa Birliği ülkeleri olduğu görülmektedir. %19 ile Ortadoğu ülkeleri, %13 ile de Afrika ülkeleri AB ülkelerini takip etmektedir.
Birliğin 11 kişiden oluşan Yönetim Kurulu koordinasyonunda, sektörün önünü açacak ve sorunlarına çözüm arayacak çalışmalarda ve sektörü yakından ilgilendiren konularda girişimlerde bulunulmakta ve böylelikle uluslararası pazarlarda sektörün rekabet edebilirliğine katkı sağlanmaktadır.
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Zeki ZEREN |
Yönetim Kurulu Üyesi |
PAŞABAHÇE CAM SAN. VE TİC. A.Ş. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 4857
Kuru meyve sektörü yol haritasını belirledi
Türk kuru meyve sektörü, Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu geleneksel ihraç ürünleri çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ihracatında yaşanan sorunların aşılması ve son yıllarda 1,4 milyar dolar seviyelerini aşamayan ihracatın sürdürülebilir bir şekilde arttırılması için "V. Kuru Meyve Çalıştayı"nda bir araya geldi. Kuru meyve sektörü 2023 ihracat hedefleri için stratejilerini belirledi.
Sektörün Tüm Paydaşları Bir Araya Geldi
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından Çeşme Boyalık Beach Oteli’nde düzenlenen Çalıştay’a kuru meyve ihracatçılarının yanı sıra Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatından yetkililer, Üniversite, Araştırma Enstitüleri, Ticaret Borsaları ve Ziraat Odaları temsilcileri katıldı. Sektörün tüm paydaşları sorunların çözümü için 2 gün boyunca mesai yaptı.
Celep: “Potansiyelimizi Harekete Geçirmeliyiz.”
Tarım Yazarı - Gazeteci İsmail Uğural’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumlarda Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Kuru Kayısı, Kurum İncir ve diğer kuru ürünler ayrı ayrı ele alındı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, sektörel ihracatın son 5 yıldır 1.3-1.4 milyar dolar düzeylerinde tıkandığını,
ihracat miktarının ise 500 bin ton seviyelerinde seyrettiğini ifade etti.
Türkiye’nin ihracat potansiyelinin bu rakamların çok üzerinde olduğunun altını çizen Celep, “mevcut potansiyelimizi ihracatımıza en etkili şekilde yansıtabilmek için üretici, tüccar, ihracatçı ve kamu temsilcilerinden oluşan sektör paydaşları olarak burada olduğu gibi her daim bir arada olmalı, kısa-orta-uzun vadeli stratejilerimizi hep birlikte belirlemeli ve gerektiğinde gözden geçirmeliyiz. Çalıştayımızda, sektörel gündem ve sorunlarımızı hep birlikte tekrar değerlendirip, Kıymetli Bakanlıklarımızdan da katkılarını ve çözüm yollarını bekleyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Diğer taraftan, UR-GE ve Turquality projeleriyle çok kıymetli prestij ürünlerimizin yurtdışında tanıtım faaliyetlerine devam edileceği bilgisini verdi.
Ortak Eylem Komisyonu Çalışmalarına Başlayacak
Konuşmasında geçtiğimiz aylarda kurulmasına karar verilen “Ortak Eylem Komisyonu” hakkında bilgi veren Celep, “Şubat ayında, Ankara’da Ticaret Bakanlığımız ile Tarım ve Orman Bakanlığımızı ziyaret etmiştik, ilgili iki Bakanlığımız, TİM ve Birliğimizin ortaklığı ile sorunlarımıza hızlı, yerinde ve zamanında çözüm bulmak amacıyla “Ortak Eylem Komisyonu” kurulmasına karar vermiştik. Komisyonumuz önümüzdeki dönemde faal olarak çalışmalarına başlayacak.” şeklinde konuştu.
İhracattan Geri Gelen Mallar için Düzenleme Talebi
İhracattan geri gelen mallar konusunda sektörün taleplerini dile getiren Celep, bu konudaki önerilerinin Avrupa Birliği’nin ilgili mevzuatı da gözden geçirilerek, sorunun vaka bazında ele alınması
yerine, kalıcı bir çözüme kavuşturulmasına ilişkin tüm kesimlerin mağduriyetini önleyecek şekilde mevzuat değişiklikleri ile somut adımların atılması ve konunun hızlıca karara bağlanması olduğunu dile getirdi.
Üzüm, İncir, Kayısı ve Organik Ürünler Komisyonları Çalışmalarına Devam Edilecek
Organik Ürünler Çalışma Komitesi Başkanı ve EKMMİB YK Başkan Yardımcı Mehmet Ali Işık, yeni dönemde komisyon çalışmalarının meyvelerini almaya başladıklarını, tüm sektör paydaşlarına ulaşarak hep birlikte sorunların çözüme kavuşturulacağını, tüm dünyada her geçen gün artan tüketici bilinciyle sağlıklı gıdalara ve organik ürünlere talebin arttığını, bu çerçevede kuru meyvelerin ön plana çıktığını dile getirdi.
Akademisyenlerden Bilgilendirme Sunumları
V. Kuru Meyve Çalıştayı’nda ürün oturumlarının yanı sıra akademisyenler farklı konularda sunumlar gerçekleştirdi. Prof. Dr. Emre Kumral ve Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Bellikci Koyu tarafından “Sağlıklı Beslenmede Kuru Meyvelerin Önemi” konusunda bilimsel bilgileri dinleyicilere aktardı. Konuk Konuşmacı Ahmet Şerif İzgören ise katılımcılara takım çalışması konusunda bilgi verdi.
Kuru Meyve Sektörünün Duayenlerine ve Akademisyenlerine Vefa
V. Kuru Meyve Çalıştayı'nda kuru meyve sektörüne bir ömür hizmet veren sektör duayenleri Efrahim Kohen, Haim Gabay ve Sezmen Alper ile sektöre gönüllü danışmanlık hizmeti vermekte olan akademisyenler Prof.Dr. Ahmet Altındişli ve Prof.Dr. Fatih Şen’e teşekkür plaketleri verildi.
- Kategori: Ekonomi
- Gösterim: 10059
İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı. Sönmez'in İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Sönmez, nöbetçi savcılıkça ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
Mustafa Sönmez'in dün oynanan Beşiktaş-Başakşehir maçında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakarat içerdiği ileri sürülen videoyu paylaştığı gerekçesiyle gözaltına alındığı iddia edildi.
SÖNMEZ SERBEST BIRAKILDI
Sosyal medya hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan iktisatçı yazar Mustafa Sönmez, adliyeye sevk edildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerince, gece gözaltına alınan Sönmez'in buradaki işlemleri tamamlandı. Sönmez, daha sonra adliyeye sevk edildi.
Sönmez, burada nöbetçi savcılıkça ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
MUSTAFA SÖNMEZ KİMDİR?
ODTÜ İdari İlimler Fakültesi 1978 mezunudur. Politik, düşünsel eylemliliği 1980 öncesi ODTÜ’de ve kısa adı TİB olan Tüm İktisatçılar Birliği’ndeki faaliyetleriyle başladı, DİSK Petkim-İş, Yeraltı Maden İş, Demokrat gazetelerinde sürdü.
1980 sonrasında araştırmacı –uzman olarak çeşitli kurumlarda çalıştıktan sonra 1983 yılında Nokta dergisinde ekonomi editörü olarak medya sektöründe yer aldı. Uzun bir süre bağımsız çalıştı, kitaplar üretti.
2009-Mart 2013 döneminde Cumhuriyet, Nisan 2013-Şubat 2014’te Yurt , 12 mayıs-1 Eylül 2014 arasında Sözcü gazetesinde; Nisan 2015-Eylül 2015 döneminde
BirGüngazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Mayıs 2013-2016 arası Hürriyet Daily News‘de de haftada 1 gün ekonomi yorumları yazdı. Merkezi Washington’da olan Al-Monitor haber sitesine haftalık yazı katkısı ise Ekim 2016’da başladı. Artı TV’de her hafta Salı günleri saat 18’de yayımlanan Ekonomi Politik programı ise Ekim 2017’de başladı.
Çeşitli TV kanallarında ve radyolarda yorumculuk faaliyetinin yanında araştırma üretimini ve kitap yayınlarını sürdürmektedir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası danışmanıdır ve Oda için sanayi araştırmaları yapmaktadır.
Gazeteci-yazarlık uğraşına paralel olarak ilki 1977 yılında yayınlanmak üzere Türkiye ekonomisi üstüne 30 dolayında kitap yayımladı.