Turizm
- Kategori: Turizm
- Gösterim: 180754
Akdeniz'in incisi, Anadolu'nun Akdeniz'e açılan cennet kapısı Antalya, yılda 15 milyon turist ağırlıyor. Antalya'nın yerleşik yabancı nüfusu, 26 bin 821 yeni göçle 102 bin 643'e ulaştı. Yerleşik yabancılar arasında, ilk sırayı Ruslar alıyor. 2019 yılında Antalya genelinde Rus nüfus 16 bin 724'e yükseldi. Rus nüfusunun 6 bin 525 kişisi ise Alanya'da yaşıyor...
Her yıl milyonlarca yabancı turistin tatil için geldiği Antalya, çok sayıda yerleşik yabancının da ikinci vatanı oldu. Yerleşik yabancı nüfusu, 26 bin 821 yeni göçle 102 bin 643'e ulaştı. Antalya'da 100'ü aşkın ülkeden insan yaşıyor, Antalya bu ülkelerden gelengöçmenlerle adeta bir dünya fotoğrafını sergiliyor. 100 aşkın ülkeden Antalya'ya yerleşen yabancıların büyük bir kısmı turizm sektöründe çalışıyor. Bunların bir kısmı eğitimi için, bir kısmı yeni iş kurmak için, bir kısmı iş bulmak için, bir kısmı da emeklilik sürecini Antalya'da yaşamak için gelmiş. Antalya bu bakımdan çok kültürlü bir şehre dönüştü.
ALANYA'DA YAŞAYAN YABANCILAR İÇİNDE RUS VATANDAŞI SAYISI FAZLA...
Antalya, kentte yerleşik yabancı nüfusuyla da dikkati çekiyor. Yerleşik yabancılar arasında, ilk sırayı Ruslar alıyor. 10 bin civarında olan Rus vatandaşı sayısı 2019 yılında 16 bin 724'e yükseldi. Rus nüfusunun 6 bin 525 kişisi Alanya'da yaşıyor. Alanya'yı 3 bin 996 kişiyle Konyaaltı, 2 bin 802 kişiyle Muratpaşa ve 1004 kişiyle Kemer takip ediyor. 2019 yılında Antalya'da yaşayan İranlıların sayısı, ikinci sırada yer alan Almanların sayısın geçti. Kentte 9 bin 778 İranlı yaşarken, üçüncü sıradaki Almanların sayısı 9 bin 224 oldu. Onları 9 bin 77 kişiyle Kazakistan, 7 bin 916 kişiyle Kırgızistan vatandaşları takip ediyor. Türkiye'nin göz bebeği olan Antalya insanların yaşamaktan keyif aldığı, mutlu insanların olduğu bir şehir olarak öne çıkıyor.
- Kategori: Turizm
- Gösterim: 263330
Alanya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Mustafa Kahya Başkanlığında bir araya geldi...
Alanya Kent Konseyi Başkanı Nurhan Özcan’ında yer aldığı toplantıya Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Yönetim kurulu üyesi Ali Kaptan Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Raşit Sadullahoğlu, Turizmci Cengiz Topçu, ALÇED Başkanı Şerefnur Kayhan İlçe Sağlık Müdürlüğü Personeli Necmettin Cesuroğlu katıldı.
2020 SEZONU BEKLENTİLERİ KARŞIMAYABİLİR.
2020 turizm sezonunun en iyimser tabloya göre Ağustos ayında başlayabileceğini tahmin eden turizm çalışma grubu Almanya’nın yaklaşımının belirleyici olacağını işaret etti. Avrupa’nın ülkemizdeki Pandemi sürecini yakından takip etmesi nedeniyle daha dikkatli ve tedbirli davranılması gerektiğini kaydeden turizmciler vatandaşlara kurallara uymaları çağrısı yaptı.
CORONAVİRÜS SİGORTA KAPSAMINA ALINMALI...
Turistlerin tatile çıkmasının önündeki en büyük engelin Corona Virüs’ün sigorta kapsamında yer almaması olduğunu kaydeden turizm çalışma grubu üyesi turizmciler Hükümetten bu konuda destek beklediklerini belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın günlük açıkladığı verilerin bölge bazında yapılmasını da talep eden katılımcılar Antalya ve çevresinin güvenli bölge olduğunun ifade edilmesi gerektiğine işaret etiler. İç turizmin Alanya ve çevresinde bulunan bölgeler için yeterli olmayacağını da vurgulayan turizmciler Ülke içinde tatil yapan kişilerin yaklaşık % 10’unun Alanya’yı tercih ettiğini dile getirdiler.
Antalya genelinde 144 turistik tesissin sertifika aldığının da değerlendirildiği görüşmede 2020 ve 2021 turizm sezonlarının kayıp yıl olacağı belirtildi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Turizm
- Gösterim: 445297
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınıyla mücadelesindeki normalleşme sürecinde sunduğu güvenli turizm hizmetlerinin anlatıldığı, Antalya'da düzenlenen ‘Yeniden Keşfet’ tanıtım etkinliğinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğin ikinci gün konuğu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu oldu...
Türkiye’nin tanıtımında kullanılan ‘Yeniden Keşfet’ sloganıyla düzenlenen buluşmada basın mensuplarından gelen soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye 120’den fazla ülkeye tıbbi ekipman sağladı. Türkiye yardımlarını hiç esirgemedi ve güçlü sağlık alt yapısı sayesinde yardımlarını sundu. Bunların sonucunda Covid-19’la mücadele ederken bir yandan da ne kadar güçlü bir ülke olduğumuzu kanıtlamış olduk. Günlük verilerimizi sürekli olarak paylaştık ve Türkiye güçlü yanları sayesinde pek çok ülkeden daha önce normalleşmeye başladı. Aynı zamanda yeni normale başlarken turizm bizim anahtar alanlarımızdan biri. Güvenli, sağlıklı ve hijyenik şartlar altında konuklarımızı ağırlayacağız” açıklamasında bulundu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un konuyla ilgili çok aktif bir diplomasi trafiğini idare ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Tüm ülkeler ile irtibatlarımızı sürdürdük. Sağlık sistemimizle de açıkladık. Ülkemiz hakkında veya sağlık sistemiyle ilgili merak edilenleri paylaştık. Bazı ülkelerin Türkiye’yi riskli bir destinasyon sınıfına koymasıyla ilgili hayal kırıklığına uğradık. Çünkü Covid-19’a karşı Türkiye, dikkatli önlemler almaya çalışıyor. Turizm endüstrimiz yabancı konuklarımız için de hazır. Bizler kendimize güveniyoruz. Aynı zamanda da yeni normal süreç için hazırlıklı durumdayız” dedi.
“Rakamları karşılaştıracak olursanız, Türkiye’nin AB ülkelerinden daha iyi bir iş çıkardığını göreceksiniz”
Almanya’nın yayınladığı seyahat bildirgesinde Türkiye’yi riskli gruba almasıyla ilgili konuşan Çavuşoğlu, “Tabii ki iki ülke arasındaki ilişkiler sadece turizmle alakalı değil. Ama turizm iki ülke arasında çok önemli bir husus. Almanya’da yaşayan çok sayıda Türk var. Bu vatandaşlarımız ülkeye geri dönüş yapmak istiyorlar. Geçtiğimiz günlerde iki ülkenin liderleri bu konu hakkında konuştular. Bir takım kriterler belirlenmesi gerekiyor. Ülkelerin sağlık kapasitesine bağlı olarak ve turistlere sunduğu imkanlara bağlı olarak turizm ve sağlık sektöründeki uzmanların belirli kriterlerin belirlenmesi lazım. Kaç tane AB üyesi ülke, Covid-19’la savaş konusunda Türkiye’den daha başarılı. Sizler rakamları karşılaştıracak olursanız diğer AB ülkesinden Türkiye’nin daha iyi bir iş çıkardığını görebilirsiniz. Sadece Avrupa’da değil, Türkiye’de de bu durum böyle. Türkiye ve Almanya, dünyanın en iyi sağlık sistemine sahip ülkelerden ikisi. Almanya ile olan diyalog ve işbirliğimizi devam ettirmek durumundayız” şeklinde konuştu.
“Irak’ın sınır ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz”
Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerle ilgili gelen soruya ise Çavuşoğlu, “Irak bizim komşumuz, kardeş ülke. Kardeş ülke Irak’la ilişkilerimizi her zaman her alanda geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Son 5-6 yıldır Irak farklı sorunlarla karşı karşıya kaldı. Tam kendilerini toparlayacakları sırada DEAŞ terör örgütünün işgaline maruz kaldı. DAEŞ’le mücadelede kardeş Irak’a güçlü destek verdik. Suriye’de de askerlerimizi mücadelede sahaya sürdük. Hükümetler kuruldu, protestolar başladı. Bakıyoruz ki hala içeride protestolar ve iç politikada karışıklıklar mevcut. Biz istikrarlı bir Irak istiyoruz. Irak’ın sınır ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Irak’ın yeniden inşası için 5 milyar dolar kredi taahhüdünde bulunduk. Irak’ın inşası için önemli projelerde kullanacağız. Irak’ın su yönetiminde bazı eksiklikler gördük. Su fazla oluyor, Türkiye suçlanıyor. Az oluyor yine Türkiye suçlanıyor. Su temininde de yakın işbirliği içindeyiz. Bu istikrarsızlıktan en çok faydalananlar terör örgütleri oldu. Yeni hükümete destek veriyoruz. Elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.
“Kıbrıs Rum Kesimi hariç bütün Akdeniz ülkeleriyle işbirliğine hazırız”
Yunanistan’ın Türkiye’yle işbirliği yapmaya hazır olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, “Türkiye olmadan Doğu Akdeniz'de hiçbir anlaşmanın, adımın faydası da yok geçerliliği de. Bunu sözle anlatamadık şimdi icraatlarımızla anlatıyoruz. Cenevre’de çok yakın arkadaşım olan Nikos Dendias’la bir araya geldim. Kamuoyu baskısının Türkiye’yle işbirliğine sıcak bakmadığını söyledi. Diplomasi de bir tabir var; tango için iki kişiye ihtiyaç var. Tek tarafla olmaz. Bir tarafın arzu etmesi yetmez. Yunanistan’ın da hazır olması lazım. Niye Türkiye’yi dışlamaya çalışıyorsunuz? Niye KKTC’nin haklarını yok saymaya çalışıyorsunuz. Biz, Kıbrıs Rum Kesimi hariç bütün Akdeniz ülkeleriyle işbirliğine hazırız. Paylaşmayı öğrenmeliyiz” ifadelerine yer verdi. Libya’yla ilgili gelen soruya ise Bakan Çavuşoğlu şu açıklamayı yaptı: “Şu ana geldiğimiz noktada meşru hükümetin sahada güçlendiğini görüyoruz. Ama geçmişte ateşkes ve siyasi sürece odaklanma konusunda bizim BM çatısı altında çabalarımızın yanında Rusya ile İstanbul ve Moskova’da girişimlerimiz oldu. Berlin Konferansı’nın başarılı olması için Türkiye önemli bir rol üstlendi. Bir tarafta meşru yönetim, diğer bir tarafta darbeci, korsan bir kişi. Maalesef Hafter, tüm dünyanın çağrısını rağmen dinlemedi ve saldırganlığı arttı. Hafter şimdi kaybediyor, kaybedecek. Kaybetmeye de mahkumdur. Siyasi süreç için bir fırsatı vardı onu da kaybetti. Böyle bir darbecinin bir ülkenin yönetiminde de yeri olmaması lazım. Darbecilerin hiçbir zaman hiçbir yerde yeri olmaması gerekiyor. Libya için en iyi çözüm, tek çözüm siyasi çözümdür” dedi. Programı Almanya’dan takip eden bir basın mensubunun görevlerinden alınan HDP’li Belediye Başkanlarıyla ilgili sorduğu soruya Çavuşoğlu, “Görevden alınan belediye başkanlarının terörü desteklediği yönünde ciddi kanıtlarımız var. Hazineden gelen parayı teröristlere aktarıyorlar. Bunu hangi ülke görmezden gelebilir. Bunun ayrımına iyi varmak lazım. Politik karar ve konuları diğerlerinden ayırmak lazım” cevabını verdi. Almanya'da bazı aşırı sol ideolojileri olan politikacılar bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Benim hiçbir ideoloji ile problemim yok. Sağ olsun, sol olsun. Ama ırkçılığa karşıyım. Bu politikacılar PKK'yı destekliyor. PKK'yı terörist sıfatından çıkartmaya çalışıyorlar. Bu adil mi? Objektif bir yaklaşım mı? Türkiye'de sonuçta hukuk sistemi var, avukatlar var. Bu kararlar bu hukuk sistemi çerçevesinde alınıyor" ifadelerini kullandı.
“Kriterleri 70 ülkeye gönderdik”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘Güvenli Turizm Sertifikası’nın Covid-19 pandemisi sonrasında nasıl kullanılacağını açıkladı. Ersoy, “Biz bu kriterleri yaklaşık 70 ülkeye gönderdik. Dilerlerse bu sertifika sistemini kullanabilirler. Bizden böyle bir talepte bulunurlarsa biz onlara memnuniyetle bunu anlatırız. Biz bu programa 1 Haziran itibariyle başladık. Şimdiye kadar yaklaşık 400 otel bu sözleşmeyi imzaladı. Umuyoruz ki bu sayı 2 binden fazlaya çıkacaktır. Bu son derece şeffaf bir program. Bu program çerçevesinde uluslararası şirketlerle çalışıyoruz. Buradaki mesele, programın uygulanması değil otelcilerin ve turizm sektörünün buna hazır olması. Bu program otelciler için ciddi bir maliyet getiriyor. Biz bu sertifikasyon programına Covid sonrasında da devam etmeyi planlıyoruz. Bizim için önemli olan bu. Şu an 132 kriterimiz var, ileriki dönemde belki bazı kriterler çıkartılacak belki yenileri eklenecek. Turizm sektörünün geleceğinde böyle bir program gerekiyor. Bu program hizmet sektörünün standartlarını da yükseltiyor” dedi.
“Otellerin yüzde 50’sini açabilirsek başarılı oluruz”
‘Güvenli Turizm Sertifikası’ sonucunda turist sayısında yaşanabilecek artışı değerlendiren Ersoy, “Uluslararası havayolu açıldığında daha net bir cevap verebilirim. Bizim için şu anda hedef belirli bir rakama ulaşmaktan ziyade turizm sektörünü yeniden başlatmak. Otellerin yüzde 50’sini bu süreçte açabilirsek başlangıç için başarılı oluruz” ifadelerini kullandı.
“Özellikle turizm anlamında 2023 hedeflerimize ulaşacağız”
Covid-19 salgınında yaşanabilecek olası bir ikinci dalga konusunu da değerlendiren Ersoy, “Ben kişisel olarak ikinci dalga olayına inanmıyorum. 2023 hedefimiz 75 milyonluk turist ve 7 milyar dolarlık gelir. 2021 için yapılan ilk rezervasyonlarda bu rakamların anında artacağını gözlemledik. Çünkü 2020 yılına rezervasyon yaptıran turistlerin ve gelemeyen turistlerin hepsi rezervasyonlarını bir sonraki yıla aktardılar. İnsanlar Türkiye’yi seviyorlar ve gelmek istiyorlar. Bence biz 2023 hedefimize ulaşacağız. Özellikle turizm anlamında” diye konuştu.
- Kategori: Turizm
- Gösterim: 416152
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Türkiye’nin turistik şehirlerine baktığımızda vak'a sayılarının daha düşük olduğunu göreceksiniz. Antalya’ya baktığımızda toplamda 2,4 milyon yerleşik nüfus var ve vaka sayısı 472. Aydın’da toplam yerleşik nüfus 1,1 milyon vak'a sayısı 238. Muğla’da 300’den az vak'a var. Bu sebeplerle turizmi Türkiye’de yeniden başlatabiliriz" dedi...
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Antalya’da gerçekleştirilen ‘Yeniden Keşfet’ tanıtım etkinliği büyük bir organizasyonla başladı. İki gün boyunca sürecek tanıtım toplantılarına çok sayıda büyükelçi, turizm sektörü temsilcileri ve yerel yöneticiler katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 50 ülkenin büyükelçilerinin ağırlandığı Lara’da bulunan bir otelde ‘Güvenli Turizm Sertifikasyonu Programı” hakkında bilgilendirmede bulundu.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılma özelliği gösteren yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını dolayısıyla Avrupa’da güvenli turizm belgelendirme sistemini hayata geçiren ilk ülke olan Türkiye, salgın sürecinde sunacağı turizm hizmetini ‘Yeniden Keşfet’ tanıtım etkinliğiyle dünyaya duyurmaya başladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Türkiye’ye en çok turist tedariği sağlayan ülkeler ile gerçekleştirdiği diplomasi trafiğinin ardından ikinci aşamayı başlatan Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu 50 ülkenin büyükelçilerini ve uluslararası basınını Antalya’da ağırlamaya başladı.
‘Güvenli Turizm Sertifikasyonu Programı hakkında İngilizce bir sunum gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Özellikle havalimanları uçakları ulaşım araçlarını konaklama tesislerini ve restoranları belgelendiriyoruz. Konaklama tesisleri için oldukça kapsamlı ve detaylı kurallarımız mevcut. Ancak temel kriterlerin sayısı 132” diye konuştu.
Programın detaylarından bahseden Ersoy, “Eğer bir otel sertifikasını almak için hazırsa, tabii bu tamamen gönüllü bir sistem. Bizler, başvuruda bulunan otellere giderek kural listesini hazırlıyoruz ve listeye bütün aşamalarda uyuluyorsa, otele kontrol edildi işareti koyarak bir logo veriyoruz. Aynı zamanda otelin ve tesislerin kapısına logonun yer aldığı bir işaret koyuyoruz. Mobil kare kod da kullanıyoruz. Bu kodla tüm detaylara ulaşmak mümkün. Yani tamamen şeffaf bir sistem” dedi.
Programın gönüllülük esaslı olduğunu hatırlatan Ersoy, www.tga.gov.tr sitesinden ulaşılabileceğini aktardı. İnternet sitesi üzerinden birçok veriye ulaşılacağını belirten Ersoy, “Otel ve restoran listelerini de bu site üzerinden görmek mümkün. Türkiye’de tüm tur operatörleri bu sertifikalarını otel resimlerinin yanına koymaya başladı. Umuyorum ki tüm uluslararası tur operatörleri de bu otellerden sertifikayı talep eder. Şu an itibariyle yaklaşık olarak 500’den fazla otel bu sertifikaya başvurmuş durumda ve bir ay içinde bu sayının 2 bine ulaşmasını bekliyoruz” dedi.
Söz konusu sistemin havaalanlarında da çalışma koşullarını anlatan Ersoy, “Türkiye’ye gelen bir turist öncelikle vücut ısısı ölçülerek karşılanıyor. Eğer vücut sıcaklığı 37,8’in üzerindeyse ya da başka bir semptomu varsa bu durumda havaalanında hemen ücretsiz bir test yapılıyor. Test sonucu negatif çıkarsa bir problem yok fakat pozitif olursa bu durumda biz konuğumuzu hastaneye gönderiyoruz. Hastanede doktorlar konuğumuzun hastanede kalıp kalmamasına karar veriyor. Eğer konuğumuz çok kritik bir konumda değilse, oteline gönderilebilecek. Pozitif vak'alar için otellerde izole daireleri ya da blokları olacak. Her otelde olması gerekiyor. Konuklarımız bu odalarda kalabilecekler. Eğer tedavi aşaması rezervasyon süresinden daha uzun sürerse tabii bu da mümkün; bu durumda otellerimiz ekstra günleri ücretsiz olarak sunacaklar. Bu transit yolcular için de geçerli” ifadelerini kullandı.
Yurt dışından tatil için Türkiye’ye gelen bir turistin Covid-19 testi pozitif çıkarsa yapılacak işlemleri de detaylı bir şekilde aktaran Ersoy, “Gelen konuğumuzu geri gönderme olmayacak. Bütün turistik havaalanlarında test merkezlerimiz var. Bu test merkezlerimiz hazır ama faaliyete başlamadı. 2 ya da 3 gün içinde faaliyete geçecek. Öncelikle Antalya ve İstanbul’da çalışmaya başlayacaklar. Daha sonra Dalaman, Bodrum ve diğer uluslararası havalimanlarında da faaliyete geçecek. Tüm havalimanlarında mutlaka bir test merkezi var. Bir de sigorta sistemimiz var bu sistem de 1 Temmuz itibariyle başlayacak. Bu sistemi internet üzerinden satmaya başladık. Türkiye’ye gelecek konuğumuzun ülkesi, Türkiye’yle bir anlaşma yapmadıysa gelen konuğumuz internetten bu sigortaya sahip olabilecek. Maksimum sınırı 7 bin Euro” dedi.
Diğer dünya ülkelerinin Türkiye’yle yapacakları sözleşme sürecinden de bahseden Ersoy, Sağlık Bakanlığıyla bu konuda görüştüğünü belirterek, “Tıbbi tedavi bireylerin rızası olmadan yapılmayacak. Bir turist iseniz ve Türkiye’ye geldiyseniz, öncelikle tedavi prosedürü açıklanacak. Eğer bu prosedürü kabul ederseniz size tedavi uygulanacak. Özellikle Türkiye’nin turistik şehirlerine baktığımızda vak'a sayılarının daha düşük olduğunu göreceksiniz. Antalya’ya baktığımızda toplamda 2,4 milyon yerleşik nüfus var ve vak'a sayısı 472. Aydın’da toplam yerleşik nüfus 1,1 milyon vak'a sayısı 238. Muğla’da 300’den az vaka var. Bu sebeplerle turizmi Türkiye’de yeniden başlatabiliriz" diye konuştu.
Sunumunun son bölümüne Türkçe olarak devam eden Ersoy, Türk yetkililere güzel bir haberi olduğunu belirtti. Ersoy, "Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgeli restoranlar ve kafeler için Ziraat Bankası'yla bir kredi çalışması yaptık. Pazartesi gününden itibaren hayata geçiriyoruz. 1 milyondan 20 milyona kadar 36 ay vadeli, yüzde 7,5 faizle 6 aya kadar ödemesiz bir krediyi hayata geçiriyoruz. 3 milyona kadar cironuz varsa 1 milyon, 125 milyon ve üzeri cironuz varsa 20 milyon kademeli 4 kredi mevcut. Pazartesi gününden itibaren Ziraat Bankası'na başvurduklarında bu krediden yararlanabilecekler. İki kriter mevcut. Biri Kültür ve Turizm Bakanlığı işletme belgeleri olması lazım, ikincisi Ziraat Bankası'nın pos cihazlarını kullanmaları lazım” dedi.
- Kategori: Turizm
- Gösterim: 407513
Ülke ve Dünya turizminin en önemli şehirlerinden biri olan Alanya’daki plajlar, bütün Dünya’nın mücadele ettiği Covid-19’a karşı tedbirler alınarak sezonu açtı...
Alanya sahilleri koronavirüs tehlikesine karşı aldığı önlemlerle birlikte yeni sezonda misafirlerini bekliyor. Damlataş Kleopatra Plajı’nda Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD)’ne ait plaj büfesinde, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve ALTİD Başkanı Burhan SİLİ yapılan çalışmaları yerinde inceledi.
KONTROLLÜ SOSYAL HAYAT PLAJLARA YANSIDI...
Koronavirüs sürecinde halk sağlığının korunması amacı ile halkın kullanım alanlarında alınan tedbirlerin yanında, plajlarda korona revizyonuna tabii tutulurken, kontrollü yeni sosyal hayat kuralları plajlara da yansıdı.
Şezlonglardan yürüyüş yollarına, soyunma kabinlerinden tuvaletlere kadar her alanda sosyal mesafe düzenlemesi ve hijyen çalışmaları yapıldı.
Giriş çıkışların ayrı ve kontrol edilerek yapıldığı plajlarda, vatandaşlara Covid-19 tedbirleri için asılan bilgilendirme tabelaları ile bilgilendirme yapılıyor.
Ayrıca plaj büfelerinde servis yapan personelin maske kullanımı ve oturma alanlarında da sosyal mesafe tedbirleri alınarak hizmet vermeleri için gerekli düzenlemelerin yapıldığı görüldü.
YÜCEL: “VATANDAŞLARIMIZ PLAJLARI GÖNÜL RAHATLIĞIYLA KULLANABİLİR”...
Örnek Plaj olarak gösterilen sahil büfesinde incelemelerde bulunan Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, bütün plajların aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurguladı. Başkan Yücel; “Alanya Belediyesi ve ALTİD olarak turizmimizin gözbebeği plajlarımızı koruma ve denetleme açışından üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu yıl her alanda olduğu gibi plajlarımızda da alışık olmadığımız durumlar söz konusu. Maalesef bütün Dünya’yı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi nedeniyle birtakım önlemler aldık. Örnek plajımız dahil hem misafirlerimiz hem de vatandaşlarımızın sağlığı için bütün plajlarımızda aldığımız bu önlemlere dikkatle riayet edilmesi en büyük arzumuzdur. Vatandaşlarımız tedbir amaçlı konulan kurallara uyarak gerek büfelere gerekse halk plajlarımıza gönül rahatlığıyla gelebilir.” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi