Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan zammın sadece uzman ve pratisyen hekimleri kapsaması Alanya’daki sağlık çalışanlarının tepkisine neden oldu...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından önerilen ve TBMM’de pratisyen hekimlere 2 bin 500, uzman doktorlara 5 bin TL maaş artışının kabul edilmesinin ardından sağlık camiası sağlığın bir ekip işi olduğunu belirterek tepki gösterdi.
Sağlık Emekçileri Sendikası Alanya Şubesi üyeleri sağlıkçılar arası ayrımcılığa son verilmesini istemek için Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir araya gelerek iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirdi.
Sağlık Emekçileri Sendikası Alanya Şubesi üyeleri sadece hekimlere yönelik yapılan düzenlemelerin çalışma barışını bozduğunu belirtti.
Grup adına açıklama yapan Ses Alanya Eş Başkanı Zehra Ayata, “Bizler bu hastanenin sağlık emekçileri olarak; yine haksız ve adaletsiz bir uygulamanın karşısında olmak ve hakkımız olanı talep etmek için burada toplanmış bulunmaktayız. Hepimizin yakından takip ettiği gibi, sağlık bakanı tarafından “bütün sağlık çalışanlarına müjde’’ diye sunulan, ancak sadece hekimlere yönelik yapılan düzenleme ile hekim dışı sağlık emekçileri yok sayılarak ekip ruhu bozulmuş, iş barışımız sekteye uğratılmıştır. Yapılan bu düzenleme ile ilgili kanun teklifinin TBMM’de kabul edilmesi rakamlardan bağımsız 39 branşta hizmet veren sağlık emekçisini devre dışı bırakmış, aradaki rakamsal uçurumu iyice derinleştirmiştir. Son 20 yıldır sağlık hizmetini tamamen piyasa koşulları ile yöneten iktidar, biz sağlık emekçilerini hasta ile karşı karşıya getirmiş, bunun sonucunda sağlıkta şiddeti tırmandırmıştır. Yapılan bu son düzenlemede ise ekibi kendi içinde bölüp, zaten oldukça kötü olan koşullarımızı daha da kötüleştirerek bize üvey evlat muamelesi yapmıştır. Ekonomik krizi, her geçen gün biraz daha iliklerimize kadar hisseden biz sağlık emekçilerinin aldığı maaşlar yoksulluk sınırının bile altında kalarak hep birlikte sefalete mahkum edildik. Değil konforlu yaşamak, günlük zorunlu ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz duruma geldik, her ay bizlerden kesilen vergilerle yap-işlet devret modeli ile yapılan ve kullanım garantisi verilen havaalanı, köprü, otoyol ve hastaneler hazineyi hortumlamanın yasal adı oldu ve bizler geçmediğimiz köprünün, kullanmadığımız havaalanının parasını her ay biraz daha yoksullaşarak ödemek zorunda kaldık. Biz sağlık emekçilerinin çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşırken aldığımız ücretler düşmekte, tuttuğumuz nöbetin parasını dahi alamayıp zorunlu izin kullandırılıyoruz. Başlı başına adaletsiz olan performans sistemi biz sağlık emekçilerini birbirine düşürüp haksız bir rekabetin içerisine sürükleyerek var olan ücret dengesizliğini iyice belirginleştiriyor. Bütünlüklü olmayan, ayrıcalıklı düzenlemeler ile biz sağlık emekçileri arasında yapılan bu ayrımcı tutum iki günde kaos yaratmış, sahada çalışan her sağlık emekçisi kendini daha da değersiz hissetmiştir. Oysa bizlerin ürettiği hizmet çok kıymetli olup, iktidarın Ali Cengiz oyunları ile bunu görmezden gelmesine, bizi daha fazla değersizleştirmesine izin vermeyeceğiz. İki gündür ülkenin dörtbir yanında hastanelerinin önüne çıkıp hak ve adalet isteyen binlerce sağlık emekçisi ile birlikte bizler de buradan sağlık bakanı başta olmak üzere, hükümete, meclise bir kez daha sesleniyoruz; sesimizi duyun, taleplerimizi dikkate alın, aksi halde üretimden gelen gücümüzü kullanarak hizmet üretmeyeceğiz.. Biz sağlık emekçileri olarak sözümüzü bir kez daha bütünlüklü ifade ediyoruz; Taleplerimiz çok açık, somut ve nettir. Sahada iş barışını bozan, performans sistemi kaldırılarak bütün ödemeler tek kalemde yapılsın, Sabit ücretlerimize gerçek enflasyon oranında ek zam verilerek yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın, 4-B süresiz sözleşmeli ve 3+1 sözleşmeli çalışan arkadaşlarımız kadroya alınsın, Hastanelerde bütün sağlık emekçilerinin çocuklarını güvenle bırakabileceği kreşler açılsın,Ek gösterge seçim vaadi olmaktan çıkarılıp 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200’e kadar tüm sağlık emekçilerine uygulansın, Vergi dilimi soygununa son verilerek asgari ücretten vergi alınmayıp, bunun üstündeki gelirimizde yüzde 10’a sabitlensin, Gıda, elektrik, doğalgaz gibi zorunlu temel ihtiyaç kalemlerinden dolaylı vergiler kaldırılsın. Son olarak sağlık bir ekip işidir, bu ekibin ruhunu ve iş barışını bozmayın diyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz” ifadelerine yer verdi.