Siyaset
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 417862
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı: Kırmızı kategorideki illerde kısıtlama iki güne çıkarıldı...
Erdoğan, kırmızı kategoride yer alan illerde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının iki güne çıkarıldığını duyurarak, “Ramazan ayı boyunca, ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulayacağız” dedi.
Bakan toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ramazan ayı boyunca işletmelerin tamamı paket servisi yapacak. Toplu iftar ve sahur gibi faaliyetler gerçekleştirilmeyecek. Ramazan ayı boyunca, ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulayacağız" dedi.
Risk haritasına göre yeni kısıtlamaları da duyuran Erdoğan, "Kırmızı kategorideki illerde sadece pazar günü uygulanan hafta sonu sokağa çıkma sınırlaması, artık cumartesi ve pazar günü olarak sürecektir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şunları söyledi:
KIRMIZI KATEGORİDE YER ALAN İLLERDE KISITILAMA İKİ GÜN...
Vaka hasta ve ölüm sayılarını yakın insani ve ticari ilişkiler içinde bulunduğumuz ülkelerden daha hızlı bir şekilde düşüremezsek küresel normalleşme sürecinin gerisinde kalırız.
Bunun ülkemize maliyeti ticaretten turizme kadar her alanda çok daha ağır olacaktır. Son bir yıldır her kabine toplantımızda olduğu gibi bugün de salgınla ilgili tüm gelişmeleri ayrıntılı bir şekilde değerlendirdik.
Aşılamada ileri yaşlardan başlayarak 15 milyon rakamına ulaşmamızın etkilerini sahada görmeye başladık. Bu sayede ileri yaş gruplarının vaka hasta ve yoğun bakım rakamları içindeki oranları belirgin şekilde azaldı.
Vaka ve hasta, bunun yanında vefat sayılarının artması bizim mevcut uygulamaları gözden geçirmeye mecbur bırakmaktadır.
Bilindiği gibi illerimizi vaka, hasta, vefat, hastane kapasitesi ve aşılama gibi kriterlere göre düşük riskli, orta riskli, yüksek riskli ve çok yüksek riskli olarak belirleyerek renklere ayırmıştık.
Çok yüksek riskli grubu teşkil eden kırmızı kategorideki illerimizin sayısı maalesef nüfusumuzun yüzde seksenini teşkil eden 58 şehre ulaşmıştır.
Elimizdeki veriler ve yaptığımız değerlendirmeler bütün bunlar ışığında şu hususları milletimizle bugün paylaşma kararı aldık.
Türkiye'nin tamamında sokağa çıkma sınırlaması akşam 21.00 ve sabah 5.00 olarak haftanın her günü devam edecektir
Kırmızı kategorideki illerde sadece pazar günü uygulanan hafta sonu sokağa çıkma sınırlaması, artık cumartesi ve pazar günü olarak sürecektir.
Lokanta, restoran, kafe gibi işletmeler renk ayrımı olmaksızın tüm Türkiye'de %50 kapasite ve belirlenen diğer kurallara uygun şekilde çalışabilecektir.
Kapanma saati sonrası ve sokağa çıkma günlerindeki paket servis hizmeti mevcut haliyle devam edecektir.
RAMAZAN AYI İÇİN YENİ TEDBİR KARARLARI
Ramazan ayında ise hep birlikte biraz fedakarlık yapacağız. Bu mübarek ay boyunca ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulayacağız.
Sadece Ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde lokanta ve kafe gibi işletmeler hizmetlerini paket servisle sınırlandıracak.
Yine Ramazan ayı boyunca ülke genelinde toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştirilemeyecektir. Bu uygulamadan etkilenecek lokanta ve kafe gibi işletmecilere mevcut desteklere ilave olarak bazı katkılar sağlayacağız.
Nisan ve mayıs aylarında normalleşme ve ücretsiz izin uygulaması kapsamında sigorta primi desteğinden yararlanamayan lokanta ve kafe çalışanlarımızın da prim yüklerini üstlenecek, ayrıca bunlara kişi başı 1500 TL nakdi ödeme yapacağız.
Vatandaşlarımızdan bayramla birlikte her alanda özgürlüğümüzü gönlümüzce yaşayacağımız bir Türkiye fotoğrafına kavuşmak için bu süreci dikkatle ve hassasiyetle değerlendirmeye davet ediyorum.
KIRMIZI KATEGORİDE YER ALAN İL SAYISI 58 OLDU
Erdoğan'ın açıkladığı risk haritasına göre 17 olan kırmızı il sayısı 58’e çıktı. İstanbul, Ankara, İzmir yeni haritada kırmızıya bürünürken sadece Şırnak mavi kategoride yer aldı.
Yeni haritada 12 il ise turuncu kategoride yer alırken sarı kategoride sadece 10 il bulunuyor.
SARI KATEGORİDE OLAN İLLER
Uşak, Van, Muş, Bitlis, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Hakkari, Siirt
TURUNCU KATEGORİDE OLAN İLLER
Manisa, Afyonkarahisar, Denizli, Burdur, Kahramanmaraş, Adana, Hatay, Tunceli, Bingöl, Kars, Ağrı, Kırşehir
4 KATEGORİ BELİRLENDİ
Sağlık Bakanlığı illeri risk değerlendirme kriterlerine göre 4 kategoriye ayırdı. Düşük riskli (mavi), orta riskli (sarı), yüksek riskli (turuncu) ve çok yüksek riskli (kırmızı) olarak kategoriler belirlendi. İllerde bu kategorilere göre normalleşme adımları uygulanıyor.
“İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’NDAKİ BAŞLIKLARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Sokağa çıkma kısıtlaması, yüz yüze eğitim, restoran, lokanta ve kafelerin çalışma koşuları gibi birçok konuda vatandaşların merakla beklediği kabine toplantısının ardından Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Türkiye'nin bugüne kadar elde ettiği kazanımların gerisinde değişime ve reformlara olan bağlılığını hep korumuş olmasıdır.
Salgın döneminde de bu çizgiden asla ayrılmadık. Milletimizle paylaştığımız reform gündemimizi belirlediğimiz takvime uygun şekilde yürüttük ve yürütüyoruz.
Geçtiğimiz yıl yargı reformu strateji belgemizi açıklamış ardından da buna uygun hukuki ve idari adımları atmaya başlamıştık.
Ekonomide cari açığın azaltılmasına üretimin ve istihdamın güçlendirilmesine yönelik çok sayıda reform mahiyetinde düzenlemeyi hayata geçirdik.
Bu ayın başında İnsan Hakları Eylem Planı’nı kamuoyunun takdirine sunduk. İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alan başlıkları belirlediğimiz takvime göre ilgili kurumlarla birlikte hayata geçireceğiz.
“TÜRKİYE’YE YENİ ANAYASA KAZANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Yaklaşık üç hafta önce de ekonomi reformlarımızı kamuoyuna açıklamıştık. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomi reformları ile ilgili eylem planını da geçtiğimiz günlerde ilan etti.
Türkiye ekonomisinin potansiyelinin ve asıl dinamiklerinin göstergesi zaman zaman ortaya çıkan temelsiz ve derinliksiz finans hareketleri değil, işte bu reformun gündemidir.
Milletimizin de akılcılıktan uzak dalgalanmalara karşı giderek daha bilinçli bir tavır ortaya koyduğunu, tercihini ve gücünü ülkesinin hedeflerinden yana kullandığını müşahede ediyoruz.
Hukuktan ekonomiye kadar uzanan ve milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanan reform programlarımızın takvimlerini uygun şekilde yürümesini sağlayacağız.
Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak biz bu reformları elbette sahip çıkacağız. Toplumun tüm kesimlerinden de kendileriyle ilgili hususların yakın takipçisi olmalarını, herhangi bir gecikme ve eksiklik durumunda konuyu önce ilgili kurumla ardından bizimle paylaşmalarını istiyoruz.
Hiç şüphesiz en önemli reform başlığımız milletimize verdiğimiz yeni ve sivil anayasa sözümüzdür. Türkiye'ye merkezinde milletin yani insanın olduğu yeni bir anayasa kazandırmayı amaçlıyoruz.
Geçmişte darbelerin veya olağanüstü dönemlerin ürünü olarak hazırlanan anayasaların milletimizin beklentilerine ve ülkemizin ihtiyaçlarına cevap veremediği kısa sürede ortaya çıkmıştır.
Anayasalar yaşayan metinler olduğu için elbette gerektiğinde değiştirilebilir ama Türkiye'deki anayasa değişikliği gayretleri asıl metin ruhuna zerk edilmiş olan darbeci vesayetçi maya sebebiyle beklenen neticelere bir türlü varamamıştır.
“YENİ ANAYASA İÇİN HER TÜRLÜ GÖRÜŞE VE TEKLİFE AÇIĞIZ”
Ülkemizin yönetim sistemini değiştirmek için en köklü değişimi gerçekleştirmiş olmamız rağmen mevcut anayasamızdaki bu arızayı gideremedik. Yeni ve sivil bir anayasa konusunu tekrar gündeme getirmemizin sebebi de işte budur.
Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize kazandırdığı yetenekleri salgın sürecinde çok daha iyi gördük. Sistemin özünü oluşturan hızlı karar alma ve etkin şekilde uygulama mekanizmaları ülkemizin bu dönemde pozitif yönde ayrışmasını sağlamıştır.
Bununla birlikte sistemi artık üçüncü yılına yaklaşan tecrübeler ışığında geliştirmemiz gerektiğinin de farkındayız. Yeni anayasa süreci cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin takibi açısından da bir fırsat olacaktır.
Türkiye için tarihi öneme sahip yeni anayasa hazırlama sürecinin mümkün olan en geniş uzlaşmayla yürümesi ve ortaya çıkan metin de 84 milyonu kucaklaması şarttır. Biz bu anlayışla siyasi partiler başta olmak üzere tüm kesimlerin yeni anayasanın hazırlanmasına katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Ülkemizin 2053 vizyonunun omurgasını oluşturacağını düşündüğümüz yeni anayasa için her türlü görüşe ve teklife açığız.
“EGEMENLİK MÜHRÜMÜZÜ BİRLEŞTİREREK KORUYORUZ”
İnşallah milletimizle birlikte gelecek nesillerin bizi hayırla yâd etmesini sağlayacak yeni bir anayasayı ülkemize kazandıracağımıza inanıyorum. Aziz milletim baharın ilk ayını geride bırakıp nisanın güzelliklerine merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde milletçe geleceğimize umutla bakmak için pek çok sebebe sahibiz.
Hamdolsun dünyanın en güzel ve kadim coğrafyasındaki 1000 yıllık varlığımızı siyasi ve ekonomik atılımlarımız da birlikte sürekli güçlendiriyoruz.
Cumhuriyetin kuruluşuyla coğrafyamıza yeniden vurduğumuz egemenlik mührümüzü yaşadığımız kimi sıkıntılara rağmen birleştirerek koruyoruz.
Bölgemizde 1990’lardan beri yaşanan siyasi ve insani krizler milletimizin birlik ve beraberliği ile devletimizin gücünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Vatanlarına sahip çıkamayanların onurlarına ve geleceklerine de sahip çıkamadıkları gerçeğini üzüntüyle takip ediyoruz.
“ÖNÜMÜZE TARİHİ BİR FIRSAT ÇIKARMIŞTIR”
Türkiye çok partili siyasi hayata geçişle bir üst aşamaya çıkardığı istiklâlinin güvencesi olan demokrasi mücadelesini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha da pekiştirmiştir.
Kalkınma mücadelemiz ise uzunca bir duraklamanın ardından geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle ihtiyacımız olan düzeye ulaşmıştır.
Böylesine kritik bir dönemde başlayan koronavirüs salgını ülkemiz için hayal ettiğimiz yeni başlangıç konusunda önümüze tarihi bir fırsat çıkarmıştır.
Elbette salgın uygulamaya koyduğumuz tedbirlerden etkilenen kesimler başta olmak üzere hepimizin hayatında çeşitli zorluklara yol açmıştır.
“AŞILAMA ÇALIŞMALARINDA OLDUKÇA İLERİ BİR SEVİYEDEYİZ”
Sağlık altyapımızın gücü sayesinde kimi ülkelerle hala etkisini sürdüren felaket görüntüleriyle hamdolsun karşılaşmadık
Tedbirleri kimi zaman sıkılaştırarak kimi zaman gevşeterek salgının olumsuz etkilerini en az seviyede tutmaya gayret ettik. Salgınla mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılama çalışmalarında da oldukça ileri bir seviyedeyiz.
Bu süreçte sağlık alanı kadar önemli bir diğer başarımızın üretim istihdam ve ihracat tarafını sıkı tutmak olduğuna inanıyoruz. Fabrikalarda çarklar hiç durmadı, üretilen ürünlerin iç ve dış pazarlara ulaştırılmasında aksaklığa meydan verilmedi.
İhracata yönelik üretim yapan fabrikaların çoğu bu yılın siparişlerini çoktan doldurdular. Kapasite genişleten fabrikalarımız bunun için gereken makineleri bulmakta zorlanıyor. Küresel lojistik ağındaki tıkanıklıklar Türkiye'nin geniş bir hafızaya kolayca mal ulaştırma avantajını giderek öne çıkartıyor.
“YATIRIMLARIN ÖNEMİ BU DÖNEMDE DAHA İYİ ANLAŞILDI”
Kara yollarımıza, demir yollarımıza, limanlarımıza, havalimanlarımızda yaptığımız yatırımların önemi tıpkı hastanelerde olduğu gibi bu dönemde daha iyi anlaşıldı.
Dün şehir hastaneleri için bize demediklerini bırakmayanlar bugün niye daha çok hastane yapmadığımızı sorguluyorlar.
Aynı şekilde yıllarca bizi ülkenin kaynaklarını taşa toprağa gömmekle suçlayanlar, şimdi lafı niye güçlü bir üretim ve ulaşım altyapısı kurmadığımıza getirmeye başladılar.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan her gelişme Türkiye'yi 19 yılda kazandırdığımız tüm yatırımların anlamını çok daha iyi gösterecektir.
“GELİN, TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPIN”
Buradan menşeine rengine inancına bakmaksızın tüm yatırımcılara bir kez daha sesleniyorum, gelin Türkiye'ye yatırım yapın. Dün ülkemize yatırımlar yapanlar bugün büyüyen pazarları ve artan kazançları ile bunun meyvelerini topluyorlar.
Bugün yatırım yapanlar da çok kısa bir sürede aynı kazançları elde edeceklerdir. Artık ülkemizde yapılacak yatırımların ölçek olarak iç piyasayı veya bölge pazarlarını aşarak küresel düzeyde tasarlanması ve gerçekleştirilmesi gerekiyor.
VATANDAŞLARA ALTIN VE DÖVİZ ÇAĞRISI
Çünkü Türkiye, bölgesinin üretim ve ticaret merkezi olmanın ötesine geçerek küresel bir merkez haline geliyor. Bu vesileyle vatandaşlarımıza evlerinde tuttukları ve milli servetimiz olan altınları ve dövizleri finans kuruluşları vasıtasıyla ekonomimize kazandırmaları çağrımı tekrarlamak istiyorum.
Bundan rahatsız olanlar var, bunu da biliyorum ama dikkat edin. Ben özellikle bunları merkezin tümüyle ağına yüklemelerini ve buradan win-win esasına göre hem ülkeye hem kendilerine kazanmanın yolunu gösteriyorum.
Türkiye'nin yatırımcılar için cazip bir ülke haline geldi. Sözümüz afaki bir temenniden ibaret değildir, bu tespitimiz somut verilere dayanıyor.
Salgın döneminde işleri azalan esnaflarımızın rezervasyonları iptal olan turizm sektörümüzün okullardaki yüz yüze eğitimin aksamasıyla programları bozulan öğrencilerimizin durumlarını yakından takip ediyoruz.
Mesela geçtiğimiz yıl ülkemizde 103 bin yeni şirket açılırken kapanan şirket sayısı 16 bini dahi bulmadı.
Devletimizin tüm imkanlarını sıkıntıya düşen kesimleri desteklemek, üretimi ve istihdamı teşvik etmek için sonuna kadar zorluyoruz.
Şartların elverdiği her durumda normalleşme adımlarını atarak kısıtlamalardan bunalan milletimize nefes almakta sıkıntı yaşayan esnafımıza ulaşmaya çalışıyoruz.
Avrupa başta olmak üzere dünyadaki pek çok ülkeye göre tedbirleri en akılcı ve makul seviyede uygulayan ülkeler arasındayız.
Buna rağmen hasta ve ölüm sayıları arttığında milletimize karşı sorumluluklarımız gereği tedbirleri güncellemek durumda kalabiliyoruz.
Ülkemizi bir an önce salgının yol açtığı cendereden kurtara bilmenin yolu kurallara hassasiyetle riayet ederek salgını tehdit olmaktan çıkarmaktan geçiyor.
Her konuda olduğu olduğu gibi ama özellikle salgının tedbirleri hususunda herkesin polisi kendi vicdanını ve aklı olmak mecburiyetindedir.
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 84378
Ak Parti Alanya Kadın Kolları Başkanı Gülay Güvenç hayli hamarat çıktı. Sabahtan akşamın geç saatlerine kadar her gün yeni projelerle sahada olan Başkan Güvenç her kesimden takdir görüyor...
AK Parti Alanya İlçe Kadın Kolları tarafından 3 mahalleye daha atama gerçekleştirildi...
Atamaları yapılan kadınlar mazbatalarını İlçe Kadın Kolları Başkanı Gülay Güvenç’ten aldılar.
AK Parti Alanya İlçe Kadın Kolları tarafından mahalle başkanlıklarına atamalar gerçekleştirildi. Atamalar ile ilgili açıklama yapan Alanya İlçe Kadın Kolları Başkanı Gülay Güvenç, Obaköy Mahalle Başkanımız Zülfiye Kültür, Mahmutlar Mahalle Başkanımız Fatma Özel ve Yeşilöz Mahalle Başkanımız Havva Erdem'e mazbatalarını takdim ettik. Başkanlarımıza görevlerinde başarılar diliyorum. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 218630
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumartesi gününü İstanbul’a ayırdı. Önce Hadımköy’deki İSTON tesislerini gezip, aynı bölgede inşaatı süren Halk Ekmek şantiyesinde incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Kirazlı-Halkalı Metrosu Yeniden Başlama Töreni”ne de katıldı. “Yerel yönetimlerdeki başarımız, merkezi yönetimde sağlayacağımız başarının işaretleridir” diyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye'yi en kısa sürede bütün sorularından arındırıp, görkemli, güvenilir, saygınlığı giderek artan bir ülke haline getireceğiz. Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı, kadın-erkek toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, herkesin aşının, işinin olduğu, evlatlarımızın geleceklerini yurtdışında değil Türkiye coğrafyasında aradıkları güzel bir Türkiye inşa edeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, tünel kazma işlemini gerçekleştirecek TBM cihazının çalışmasını başlattı. 2017’de yapımına başlanan hattın inşaatı, 2018’de, yüzde 4 seviyesindeyken durdurulmuştu. Hat, Ekrem İmamoğlu yönetiminin yurt dışına yaptığı tahvil ihracından elde edilen gelirle yeniden başlatıldı...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Onursal Adıgüzel, Yüksel Taşkın ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve İstanbul milletvekilleriyle birlikte İstanbul’da bir dizi etkinliğe katıldı. Kılıçdaroğlu, gezilerini, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Ekrem İmamoğlu’nun rehberliğinde gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun kentteki ilk durağı, İBB iştiraki İSTON A.Ş.’nin Hadımköy’deki ödüllü tesisleri oldu. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete, ilk olarak İSTON A.Ş. Genel Müdürü Ziya Gökmen Togay, tesisler ve imal edilen ürünlerle ilgili sunum yaptı. Sunumun ardından tesislerde incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Togay tarafından bilgilendirildi. Çalışanlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, işçilerle anı fotoğrafları çektirdi. Tesislerde sergilenen kent mobilyalarını deneyimleyen üçlü, yeni tip halk ekmek büfelerini de yakından inceledi.
HALK EKMEK SORUSUNDA SÖZÜ İMAMOĞLU’NA VERDİ
Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu’nun Hadımköy’deki ikinci adresi, İBB’nin aynı kapsamdaki 4’ncü tesisi olacak Halk Ekmek fabrikası şantiyesi oldu. Halk Ekmek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama’dan inşaat süreciyle ve tesisle ilgili sunum alan Kılıçdaroğlu, şantiyede gerçekleştirilen beton döküm işlemini başlattı. Gazeteciler şantiye gezisinde Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na, “Neden bu fabrikaya ihtiyaç var” sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, soruyu yanıtlaması için sözü İmamoğlu’na verdi. “Bu fabrika, daha önceden planlanmış bir fabrika” diyen İmamoğlu, soruyu şöyle yanıtladı:
“Bizim üç noktada faaliyetimiz var. Ama özellikle artan ihtiyaçlarla, İstanbul, özellikle şu son dönemde yaşadığı yoksullukla beraber, ekmek üretimine ihtiyaç duyuyor. Bunu artırmak için imalata hız verdik. İnşallah sene sonu bitirip, 2022’nin yıl başından itibaren, Ocak – Şubat’tan itibaren İstanbullulara da buradan ekmek üretimine başlamış olacağız. 1 liraya ekmek satılıyor Halk Ekmek tarafından; doğrudur. Neredeyse iki katından daha fazlaya fırınlarda satılıyor. Fırınların da maliyetlerle uğraştığını biliyoruz. Maliyetinin; unun, buğdayın, mayanın ne kadar arttığını da biliyoruz. Onların da Allah yardımcısı olsun. Bizim bugün, yoksulluğa karşı mücadele verme zorunluluğumuz var. Çünkü biz, halka dönük hizmet üretme zorunluluğunda olan bir belediyeyiz. Bu bakış açısıyla tesisleri yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bizim ürettiğimiz ekmek, İstanbul’daki ekmek üretiminin en fazla 7-8’ini bulacak. Bahsedildiği gibi fırıncının ekmeği ile işimiz yok. Bizim işimiz, İstanbulluya, ihtiyaç duyduğu noktada ucuz ekmeği ulaştırmaktır. İstanbul'da, 1 liraya ekmeğe ihtiyaç duyulmadığı günleri inşallah yaşarız.”
KILIÇDAROĞLU:“EKREM BAŞKAN, ELİNDEN GELEN ÇABAYI GÖSTERİYOR”
Kılıçdaroğlu da “En büyük arzumuz o zaten” diyerek, soruya, “Belediye başkanımız, ekip arkadaşlarıyla beraber İstanbullulara hizmet veriyor. Her İstanbullunun evine helal ekmek girmeli. Bunun mücadelesini veriyor. ‘Hiçbir evde çocuk yatağa aç girmesin’ diye defalarca ifade ettik. Bu görevi üstlenecek de o kentin belediye başkanı. Ekrem Başkan da bu konuda elinden gelen tüm çabayı gösteriyor. Kendisinin de ifade ettiği gibi, amaç onlarla bir rekabet içerisine gitmek değil. Onlar da esnaf, onlar da kazansın; ancak halk da kazansın. Ucuz ekmeğe ihtiyaç var. Hayat çok pahalı. Özellikle yoksulluk envanteri de yapıyor belediye başkanlarımız. Yoksulların ağırlıklı olarak bulundukları yer, İstanbul. 1 milyonun üstünde yoksul hane var. O hanelere ekmek girmesi lazım. Ucuz ekmek almaları lazım. Görevini yapıyor. Görevinde başarılı. Hepinizin huzurunda Sayın Başkan’ımıza yürekten teşekkür ediyorum” yanıtını verdi.
ALPKÖKİN: “İLK KISMI, 2023’TE AÇACAĞIZ”
Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, üçüncü durak olarak “Kirazlı-Halkalı Metrosu Yeniden Başlama Töreni”ne katıldı. Hattın Bağcılar Malazgirt Metro İstasyonu’nda gerçekleştirilen törende, ilk konuşmayı İBB Raylı Sistemler Daire Başkanı Pelin Alpkökin yaptı. Temmuz 2019’da göreve geldiklerinde, 10 metro şantiyesinden sadece 2’sinin çalıştığı, kalan 8’inin durdurulmuş olduğu bilgisini paylaşan Alpkökin, “Bu, bugün başlattığımız 7’nci projemiz” dedi. Kirazlı – Halkalı ve Mahmutbey – Esenyurt metro hatları için yapılan tahvil ihracıyla öz kaynak yarattıklarını aktaran Alpkökin, “Bu, Avrupa Yakası’nın çok önemli bir hattı. Yenikapı – Kirazlı hattının devamı niteliğinde. İlk etapta, 9.7 kilometrelik hattımızın ilk kısmını 3.5 kilometrelik projesini 2023 yılında açmak için, yüklenici firmamızla, inşaatçı firmamızla, tüm ekibimizle beraber burada 2023’e kadar çalışacağız” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “İŞİMİZLE YATIP, İŞİMİZLE KALKIYORUZ”
Törende konuşan İmamoğlu, sözlerine, “İstanbul’a yeni metro hatlarının kurdelesini kesmek için son 12 ayda, 12’nci kez bir araya geliyoruz; ama başlattığımız ama bitirdiğimiz” diye başladı. “Tabir-i caizse işimizle yatıp, işimizle kalkıyoruz. 16 milyonun sorunlarının çözümleri ile odaklanıyoruz” diyen İmamoğlu, İstanbul’un birikmiş sorunlarının küçük düzeltmelerle, geçici veya sınırlı tedbirlerle çözülemeyeceğinin altını çizdi. İstanbul’un, büyük ve kalıca çözümlere ihtiyacı olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Bu çerçevede, İstanbul’un ulaşım sorununu, ‘Raylı Sistemlerde Büyük Hamle’ anlayışıyla harekete geçirdik. Bu anlayışla çözmeye de kesinlikle kararlıyız” şeklinde konuştu. İstanbul’un toplu taşıma sisteminin ana omurgasının raylı sistemler olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biliyoruz ki, raylı sistemlerdeki çözüm de elbette irade ister. En başta akıl ister, plan, proje ister, emek ister ve kesinlikle ve kesinlikle çok büyük bütçeler ister” dedi.
“PROJELER, İSRAF VE KAYIRMACILIK ÜZERİNDEN TASARLANMIŞTI”
Geçmiş dönemlerdeki metro üretimleriyle ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, 1994 -2019 yılları arasında, İstanbul’da, yıllık ortalama 5 kilometreden daha az metro inşa edildiğini aktardı. Bu rakamın dünya ortalamasının çok altında olduğunu ifade eden İmamoğlu, süreçle ilgili, “Neden İstanbul’a bu kadar az metro yapıldı? Neden 2019 yılında, 10 hatta, toplam 103,4 kilometrelik metro inşaatı 1 ila 2,5 yılı aşkın süredir ilerlemeden duruyordu biz göreve geldiğimizde” sorularını yöneltti. Yanıtı da“Çünkü en başta akıl, bilime inanç, teknik insanlara inanç ister bu süreç” diye veren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ne yazık ki entegre bir ulaşım planı, bilimsel anlayış, şeffaflık, akılcı bir bütçe disiplini ve finansman ciddiyeti yönetimi, o dönemde yoktu. Onun yerine üzülerek ifade ediyorum ki; plansızlık, ne yazık ki israf, siyasi hesapların önde tutulduğu bir dönem ve de ne yazık ki kayırmacılık üzerinden projelerin önceliği tasarlanmıştı. Hatırlatmak isterim: 2017 yılı ortasında, 7 hat birden eş zamanlı ihale edildi. Bu hat da onlardan bir tanesi aslında. Ama bu ihaleler için ne bütçede para vardı ne de bir finansman modeli geliştirilmişti. Ne yazık ki, bu işleri alan yüklenicilerin, müteahhitlerin, göreve geldiğimizde bu sürece dair şaşkın, meraklı bakışlarına ben şahit oldum. Bu ihaleler ile ilgili bu parasızlık, tasarımsızlık üzerine şehrin orasına burasına çukurlar kazılmış ve öylece bırakılmıştı. Hani tabiri caizse, dostlar alışverişte görsün misali.”
“İSRAFA, KAYIRMACILIĞA DAYALI TÜM UYGULAMALARA SON VERDİK”
Sürecin “baştan savma yürütüldüğünü” aktaran İmamoğlu, “Metro inşaatları durmuştu. Çünkü devlet ciddiyetine, kamu yönetimi disiplinine aykırı uygulamalar nedeniyle, yurt dışı finans kurumları itibarlı ve şeffaf bulmadıkları metro ihaleleri için fon ayırmıyorlardı. Biz, işte bu kara tabloyu, vatandaşın üzerine mali yük, ulaşım sıkıntısı olarak, hatta çevre problemi olarak binen bu acı tabloyu kökünden değiştirdik. İsrafa, kayırmacılığa dayalı tüm uygulamalara son verdik. Yönetimde şeffaflığı ve bütçe disiplinini sağladık” değerlendirmesini yaptı. “Böylece, bir yandan metro için ayrılan öz bütçemizi, bir yandan da İBB’nin kurumsal güvenilirliğini artırdık” diyen İmamoğlu, “Bunun sonucunda da yurtdışından çok uygun koşullarla finansman bulmayı başardık. Başarmaya devam ediyoruz. Yetmedi; uzun yıllardır yapılamayan tahvil ihracı sürecini; bu zor, ekonominin ne yazık ki kötü olduğu, yurt dışında itibarsız göründüğü bir dönemde gerçekleştirdik. Talep ettiğimizin 6 katı üzerinde ilgi görerek. Bütün bunların sonucunda durmak zorunda kalan metro inşaatlarını 16 milyon İstanbullu adına hızlıca başlattık” bilgilerini paylaştı.
“ALLAH HIZIMIZI ARTIRSIN”
Yapımı devam eden metro hatlarıyla ilgili detaylı bilgiler veren İmamoğlu, “5 binin üzerinde insan, şu anda bu şantiyelerde işçi, emekçi olarak çalışıyor. O hızla da kurdeleleri kesmeye başladık. Allah, hızımızı artırsın. Birbiri peşi sıra yeni hatları İstanbulluların hizmetine açmaya başladık. İstanbul’un kaybettiği yılları telafi edecek ve vatandaşlarımızı en kısa sürede metroyla buluşturacağız. İstanbul’un ulaşım sorununu, başta raylı sistemlerin katkısıyla kalıcı bir biçimde çözeceğiz. Bu inanç ve kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarda bize destek olan, güç veren, başta İstanbullular olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum. İstanbul’un sorunlarını çözümü konusunda gösterdikleri ilgi ve hassasiyet, verdikleri büyük destek dolayısıyla, çok değerli Sayın Genel Başkan’ımıza teşekkür ediyorum. İstanbul’un raylı sistemleri ağında emeği olan, çivi çakmış, proje yapmış, finansman bulmuş herkese teşekkür ediyorum. Bölge sakinlerine ve İstanbullulara hayırlı uğurlu olsun” dedi.
KILIÇDAROĞLU: “YENİ BİR SİYASET ANLAYIŞINI TÜRKİYE'YE GETİRMEK İSTİYORUZ”
Törenin son konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:
“Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Siyaset; halka hizmet etmekse – ki biz öyle anlıyoruz ve öyle yapıyoruz- bütün belediye başkanlarımız, halka hizmet etmek için 24 saati kullanıyorlar, 24 saat çalışıyorlar. O zaman biz, halka hizmeti nasıl götüreceğiz? Bizim felsefemiz ne olacak? Bu felsefenin ipuçlarını Sayın Başkan, konuşurken zaten ifade etti. Dedi ki; ‘16 milyon için çalışıyoruz. Şeffaf bir yönetim var. Halka hesap veriyoruz.’ Olağanüstü bunlar. Bizim siyaset kurumunun henüz daha içine sindiremediği olağanüstü sözler. Eğer siyasetçi, kullandığı paranın halkın parası olduğunu bilir ve o çerçevede harcadığı her kuruşun hesabını halka verirse, yeni bir siyaset anlayışını inşa etme yolunda adım atıyoruz demektir. Bütün belediye başkanlarımız, aynı felsefe ile yola çıkıyorlar ve aynı felsefeyle çalışıyorlar.”
“BU ÜLKEDE YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ”
Düşünebiliyor musunuz; hükümetin dışarıdan aldığı krediden bizim belediye başkanlarımız çok daha ucuza kredi bulabiliyorlar. Neden? Daha güvenilir. Neden? Bilançoları, bütçeleri daha şeffaf. İşin uzmanı baktığında, ‘Bu bilanço yeterli, bu bütçe yeterli. Dolayısıyla ben size daha düşük kredi verebilirim’ diyor. Bu, şu anlama geliyor? Türkiye’yi yönettiğimizde de aynı tablo ortaya çıkacaktır. 83 milyon insanımız, Londra'daki bir avuç tefeciye mahkum edilmeyecektir. Bu, o anlama geliyor. Bütün Türkiye’de hepimiz çalışacağız, hepimiz üreteceğiz, hepimiz kazanacağız ve bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğiz. İstanbul, aslında küçük bir Türkiye. Dünyanın en önemli metropollerinden birisi. 21. yüzyılda hala İstanbul'un ulaşım sorununu çözemiyorsak, dönüp bakmamız lazım. Neden çözülemedi bugüne kadar? Temel atmak kolay. Koyarsınız bir kürsü, mikrofonlar tamam; çağırırsınız vatandaşları temel atarsınız. Ondan sonra? Ondan sonrası önemli. Attığınız temel hayata ne zaman geçecek? Planlamasının yaptınız mı, yapmadınız mı? Kaynağını buldunuz mu bulamadınız mı? Asıl önemli olan bu. Geçenlerde 15 milletvekilimizi Şanlıurfa'ya gönderdik. Şanlıurfa'da, Şehir Hastanesi'nin 5 kez temeli atılmış; 5 kez. Kürsüler kurulmuş, temeller atılmış. Ben de tabii konuşma sırasında, herhalde İnşaat devam ediyor diye söyledim. ‘Hayır’ dediler. Ortalıkta inşaat diye tek bir tuğla bile yok. Burada da benzer olay. ‘Metro yapacağız’ diyorlar. Açılışlar tamam, temeller tamam; arkası yok. Şimdi arkasını Büyükşehir Belediye Başkanı’mız, ekibi ile beraber dolduruyor.”
KADINLAR ÖZELİNDE ALPKÖKİN’E ÖZEL PARAGRAF
“Sayın Başkan, bir şey daha söyledi: ‘İşi, uzman arkadaşlarımızla birlikte yapıyoruz’ dedi. Özellikle bir kadın kardeşimiz, bir hocamız, Raylı Sistemler Daire Başkanı bu mücadeleyi yapan. Bir kadın olması dolayısıyla da ayrıca çok mutlu olduğumu da ifade etmek isterim. Kadına yönelik şiddetin, hala Türkiye'nin gündeminde olduğu bir dönemde, bir Büyükşehir Belediyesi’nde bir kadının Raylı Sistemler Daire Başkanı olması, ayrıca Türkiye için de dünya için de anlamlıdır. Bu bağlamda da biz, işi ehline teslim etme konusunda ne kadar kararlı ve inançlı olduğumuzu da gösteriyoruz. İşi ehline teslim ettiğinizde ne oluyor? Yine Sayın Başkan söyledi: İsraf olmuyor, israf. Eğer israf haramsa, israf savurganlıksa, israf milletten alınan vergilerin amacına uygun harcanmamasıysa, ayrı bir dünyaysa; o dünya bize kapalıdır. Biz, her kuruşun yerli yerinde harcanmasını isteriz. Her kuruşun hakkını vermek isteriz. Çünkü biliriz ki, o paranın içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bu bağlamda bakıyoruz ve bu bağlamda düşünüyoruz.”
“SANIYORLAR Kİ, ENGEL ÇIKARINCA BAŞKANLAR HİZMET ÜRETEMEZ”
“Belediye başkanlarımıza engeller çıkarıyorlar. Sanıyorlar ki, ‘biz bu engelleri çıkardığımızda belediye başkanları hizmet üretemez’. Hayır efendim. Belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim: Asla şikayet etmeyeceksiniz. Göreviniz, önünüze çıkarılan engel ne kadar büyük olursa olsun, onu aşıp hizmete devam edeceksiniz. Ve belediye başkanlarımız da bunu yapıyorlar. Hizmetse hizmet, hesap vermekse hesap vermek. Yeni siyaset anlayışının temel unsurlarından birisi de şudur: Siyasetçi, halka hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu kabul etmek zorundadır. Ben, milletime hesap veriyorum; ne kadar güzel bir şey. Onun parasını harcıyorum; ne kadar güzel bir şey. Harcadığım paranın karşılığını, alkış olarak alıyorum. Evet harcadığın paranın karşında,‘Ya Allah razı olsun, güzel hizmet yapmış’ dendiği andan itibaren, biz zaten dünyanın en mutlu insanı oluruz.”
“DEVLET, KİNLE YÖNETİLMEZ”
“Yeni bir siyaset anlayışı bu. Yeni bir siyaset anlayışı, sevgi üzerine kurulur. Sık sık tekrar ederim: Devlet, kinle yönetilmez, öfke ile yönetilmez. İntikam duygusu ile bir devlet yönetilmez. Devlet, bilgi ile yönetilir, birikimle yönetilir, erdemle yönetilir, tecrübeyle yönetilir. İşi ehline verdiğiniz zaman, o işin yönetmeniz çok kolaydır. Ana ilkeleri belirlersiniz siz. Verirsiniz, işin ehli olanlar alır, o işi götürür ve sonlandırırlar. Biz ne istiyoruz? Başarı istiyoruz. Ne istiyoruz? Metro temelinin temeli atıldı, ama orada kaldı. Şimdi ne yapıyoruz? Temeli atıldı, ama orada kalmayacak. Bu metro hattı bitecek. Nasıl bitecek? İşi verdiğimiz zaman ehline, bu iş bitiyor. Finansmanıyla, yapımıyla, çalışmasıyla, takvimi ile her şey tamam. Ekmek fabrikasının temelini gezerken başındaki kişi, Genel Müdür gayet açık ve net, ‘2022'nin başında, burada ekmek üretimine başlayacağız’ diyor. Takvimini söylüyor. İşi ehline teslim ettiğiniz zaman, işlerin ne kadar kolay yürüdüğünü görüyorsunuz. Grift bir iş değil aslında, kolay bir iş. Neden? Zaten mühendisin görevi o. O işi en iyi o bildiğine göre de o ona teslim edeceksiniz ve o da sonlandıracak.”
“MAĞDURİYETLERİ TELAFİ EDECEĞİZ”
“Sayın Başkan, konuşmasında köklü çözümler, kalıcı çözümlerden bahsetti. Çünkü yapay çözümler, geçici çözümler, sorunu çözmez. Tam tersine, sorunu derinleştirir, çözümünü daha pahalı hale getirir. Kalıcı ve köklü çözümler ürettiğiniz zaman hem kısa sürede sorunu çözersiniz hem maliyeti büyük ölçüde düşürmüş olursunuz. Bunu yapıyoruz, bunu yapmaya çalışıyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz ve mutlaka başarı sağlayacağız. Yeni siyaset anlayışında bir şey daha yapıyoruz, yapacağız: Binlerce mağdur olan insanımız var. İzlenen yanlış ekonomik politikalar sonucunda mağdur olan insanlarımız var. O kadar büyük mağduriyetler yaşanıyor ki, insanlar hayatlarına son verecek noktaya gelebiliyorlar. Bir insanın yaşadığı ekonomik buhran nedeniyle hayatına son vermesi, her siyasetçinin oturup düşünmesini zorunlu kılar. Nasıl bir yönetim anlayışı sergiledik ki, insanlar yaşanan ekonomik kriz karşısında hayatlarına son veriyorlar? Ve nasıl bir atmosfer yarattık ki, kişiler, BAĞKUR primlerini dahi ödeyemiyorlar. Sosyal güvenlik primlerini ödeyemiyorlar. Verilen banka kredilerinin taksitini bırakın, faizini dahi ödeyemiyorlar. Bu mağduriyetleri telafi edeceğiz, kesinlikle telafi edeceğiz.”
“ESNAFIN, ÇİFTÇİNİN FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ”
“Esnaf kardeşlerime, esnaf kefalet kooperatifinden veya Halk Bankası'ndan veya diğer bankalardan kredi verildi. Güzel. Kredileri aldılar, ödeyemediler, dükkanlar kapalı. ‘Efendim erteleyeceğiz bunu ama daha yüksek bir faizden.’ Buradan bütün esnaf kardeşlerime sesleniyorum; Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda, aldığınız o kredilerin faizlerini tamamen sileceğiz ve telafi edeceğiz sizin mağduriyetinizi. Çiftçi kardeşlerime de sesleniyorum: Onların da ciddi bir mağduriyeti var. Yemi alıyor dolarla, fideyi alıyor dolarla, tohumu alıyor dolarla, saman geliyor dolarla. Elektriği dolarla, doğalgazı, her şeyi... Kredi almış, güzel. İster Ziraat Bankası'ndan ister diğer bankalardan, tarım kredi kooperatiflerinden kredi almış, faizini ödeyemiyor. Zarar ediyor, ektiği ürünün karşılığını alamıyor. Sahip çıkanı da yok. Buradan bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; sizin mağduriyetinizi de mutlaka çözeceğim ve telafi edeceğim. Aldığınız kredilerin faizlerini tamamen sıfırlayacağım. Sadece ana parayı isteyeceğiz. Bu nedir? Bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermektir. Dükkanı kapatıyorsunuz, ne yapsın bu adam? Kirayı mı ödedin? Hayır. Zararı mı ödedin? Hayır. Elektrik, doğalgazı mı ödedim? Hayır. ‘Bankadan kredi verdim.’ Olmaz. Bu mağduriyetleri gidereceğiz.”
“TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE AYDINLIĞA ÇIKARACAĞIZ”
“Yerel yönetimlerden başladık. Yerel yönetimlerdeki başarımız, merkezi yönetimde sağlayacağımız başarının işaretleridir. Türkiye'yi bu bölgede en kısa sürede bütün sorularından arındırıp, görkemli, güvenilir, saygınlığı giderek artan bir ülke haline getireceğiz. Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı, kadın-erkek toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, herkesin aşının, işinin olduğu, evlatlarımızın geleceklerini yurtdışında değil Türkiye coğrafyasında aradıkları güzel bir Türkiye inşa edeceğiz. Kararlıyım, bunu mutlaka ama mutlaka birlikte yapacağız. Birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Birlikte 83 milyon insanın Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet etmesine son vereceğiz. Biz üreteceğiz, biz alın teri dökeceğiz ve biz kazanacağız. Esnafı ile çiftçisi ile memuru ile işçisi ile beraber yapacağız. Kandilinizi kutlayarak sözlerime son veriyorum. Bu yatırımın sonlandırılması için çaba harcayan herkese, başta İBB başkanımız ve ekip arkadaşlarına, yürekten teşekkür ediyorum.”
Konuşmaların ardından, Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, yeniden üretimine başlanan hattın tünel kazma işlemini gerçekleştirecek TBM cihazını çalıştıran butona birlikte bastı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 215334
Alanya Belediyesi, Oba Mahallesi’nden yeni çevre yoluna bağlanacak olan 20 metrelik imar yolu projesinde çalışmaların sonuna geldi.
Başkan Yücel’in; “Bölgenin trafik keşmekeşliğini sonlandıracağız” dediği ve Mayıs 2020’de çalışmaların başlanması talimatını verdiği projede, Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri sıcak asfalt serme işlemlerini tamamladı...
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in vizyoner anlayışıyla ortaya koyduğu, şehrin trafik sorunlarına çözüm sunan Oba Mahallesi Portakal Caddesi üzerinde projelendirilen ve yapımına Mayıs 2020’de ivedilikle başlanan 20 metrelik imar yolunda sona gelindi. Oba Mahallesi Portakal Caddesi üzerinde bulunan 1200 metre uzunluğundaki yolda sıcak asfalt serim işlemi bugün itibariyle tamamlandı.
TRAFİK YOĞUNLUĞUNU AZALTACAK...
Oba Mahallesi ve çevresinde son yıllarda oluşan yoğun yerleşimle birlikte trafik sorunu da gündeme gelmişti. Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, ekibiyle birlikte yoğunluğu azaltmak için kolları sıvarken, bu bağlamda birçok bağlantı yolu açıldı.
Proje ile yeni çevre yolunun da hizmete açılmasıyla birlikte hem D-400’ün hem de bölgedeki trafik yoğunluğunun azalacağı öngörülüyor.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 213669
Hain saldırı sonrası Atatürk posteri yeniden asıldı...
Andımız'ın yasaklanmasının ardından Alanya CHP'li gençlerin astırdığı Atatürk ve Andımız posterine yapılan çirkin saldırı sonrası, Gürkan Yılmaz Atatürk posterini yeniden astırdıklarını aktardı...
Alanya CHP'li Gürkan Yılmaz yaptığı açıklamada, ''Akp hükümeti tarafından okullarda okunması yasaklanan Andımız kararına karşı olarak Alanyamızın bütün bölgelerindeki bilboardlara Atatürk ve Andımız afişini astırdık. İmamhatip lisesi önünde asılı olan Atatürk ve andımız afişi birileri tarafından saldıraya uğrayarak malesef yırtılmıstır. Sizler ne yaparsınız yapın Türkiye Cumhuriyetinın kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatıralarını asla yok edemeyeceksiniz. Aynı kararlılıkla mücadalemize devam edecegiz. Yırtılan Atatürk afişini aynı yere tekrar astık. Bu hain saldırıyı yapanların güvenlik güçleri tarafından bulunup Adelet önüne cıkarılmasını istiyoruz. Bizler ilke ve inkilaplarıın ışığında tek umudum gençliktedir diyerek bizlere bu güzel vatanı emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarıyız.Unutmayın ki bu ülkede Mustafa Kemal’ler tükenmez!!Bu ülkede Mustafa Kemal’ler yenilmez'' ifadelerine yer verdi.