head
2183026 810x458 75f08
Salı, 21 Mayıs 2024

Siyaset

 

 

Kılıçdaroğlu Milletin Sesi mitinginde 500.000 bin kişiye hitap etti: “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor”...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun üç davadan aldığı cezaların Yargıtay tarafından onanmasının ardından parti yönetiminin Bursa’dan İstanbul’a taşıma kararı aldığı “Milletin Sesi” mitingi Maltepe Etkinlik Alanı’nda yüz binlerce kişinin katılımıyla düzenlendi. Mitingte konuşan Kılıçdaroğlu, “Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor. Beş yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı” dedi.

CHP MİTİNGİ 1 7b07a

Kılıçdaroğlu: Bir yüzükle yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi...
CHP'nin İstanbul Maltepe'de düzenlediği 'Milletin Sesi' mitingine vatandaşlar akın etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, mitingte yaptığı konuşmada "İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç" dedi.

21 Mayıs’ta Bursa'da yapılması planlanan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen hapis cezası ile siyasi yasak kararının ardından İstanbul'a alınan ‘Milletin Sesi' mitingi vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti.

KAFTANCIOĞLU ALKIŞLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI...

Mitingte Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Tunç Soyer'in de aralarında bulunduğu CHP'li büyükşehir belediye başkanları, İstanbul ilçe belediye başkanları, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları alkışlarla karşılandı. Ardından da Canan Kaftancıoğlu alkışlarla kürsüye davet edildi.

CHP MİTİNGİ 2 b0ba6

“AZ KALDI, FİNALE YAKLAŞIYORUZ”...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu'nun sahneye çıkmasıyla kalabalıktan “Hak, hukuk, adalet” sloganları yükseldi.

Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

 

* “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bu meydandaydım. Ankara'dan İstanbul'a milyonlarla birlikte yürümüş, 9 Temmuz'da bu meydanda milyonlarla buluşmuştum. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş ilk adımımdır demiştim. 5 yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı, bu kentin, bu meydanlarında, sokaklarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde, özgürce kucaklaşacağız. Meraklanmayın. Az kaldı.

 CHP MİTİNGİ ALT 3 44298

“BİRİLERİ TÜRKİYE'Yİ ZİFİRİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”...

* Benden önce halkınızın çığlığını dinlediniz. Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanlığı korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu, kaçakçıları, paramiliter yapılar, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, trol ağaları, insan kaçakçıları, silah kaçakçıları, hepsi ama hepsi birlikte çalışıyor.

“TEK AMAÇLARI KORKU İKLİMİ YARATMAK”...

* Bunların tek bir amacı var. Korku iklimini yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi, hem finansal açıdan nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyor. O ve sarayı giderse ‘Kaos olur' algısını oluşturma peşindeler. Bu algıyı pekiştirmek için sudan sebeplerle evleri basıyorlar.

* İnsanları gece yarısı gözaltına aldırıyorlar. Tutukluyorlar. Okulları basıyorlar. Tweet attılar diye liseli çocukları okullarından alıyorlar. Yeşili savunan, doğayı savunan aktivistlere ağır hapis cezası verdiriyorlar. Bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler, siyasilere getirilen siyaset yasakları. Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.

* Konserleri yasaklıyorlar. Kürtçe müziğe dahi tahammül edemiyorlar. Bu ülkenin ulu çınarı olan sanatçıları mahkeme koridorlarında süründürüyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var. ‘O yasak, şu yasak'. Tahammül edilemeyen K-Pop, tahammül edilmeyen gençler, tahammül edilmeyen eğlence, tahammül edilmeyen mizah, tahammül edilmeyen yaşam tarzı, tahammül edilmeyen özgürlük…

  • Biz ise CHP olarak gençlerden Atatürk'ün dediği gibi, ‘Fikri hür, vicdanı hür’ bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her birisinin fikri hür ve vicdanı hürdür.

CHP MİTİNGİ 3 6072c

“BİZİ ÖZGÜRCE ELEŞTİRECEKSİNİZ”...

* Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür ne demek? İktidar değişsin, ülkeye bolluk bereket geldi, ülkeye huzur geldi, ülkeye hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede bir hata görürseniz, nerede bir yanlış görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Bu pencereyi açıyorum size. Eleştirmekten korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz. Saray rejiminde gençlere eğlence yok. Saray rejiminde bolca uyuşturucu var. Saray rejiminde gençlere bahis, kumar var. uyuşturucu baronlarıyla kol kola olanlar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Bugün Türkiye'de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucu var.

“BİZ KAZANACAĞIZ”...

* Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlıkları. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz, ben kazanacağım. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli bir güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar. Başaramayacaklar. Söz veriyorum biz kazanacağız.

  • Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini halkımızdan az önce dinlediniz. Ülkemiz, ağır bir ekonomik buhranın içindedir. Bu, hakka, hukuka ve adalete sırt çevirmenin sonucudur. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Enflasyon yüzde 150'lere dayanmış Onlar, emeklinin bayram ikramiyesine tek kuruş zammı dahi çok görüyorlar.
  • CHP MİTİNGİ 4 42d06

“BUNLARIN TAMAMI YALAN, YALAN, YALAN!”...

* En değerlimizi, gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği harami, hamasi söylemler. Onların hamasi söylemlerinde yalanlardan da hepimiz bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar dikkat buyurunuz. Ağızlarını açtıklarında yok efendim ‘2023', yok efendim ‘Japonya-Almanya bizi kıskanıyor', yok efendim ‘Anlaşmalarda gizli maddeler var'. Bunların tamamı yalan, yalan ve yalan! Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı. Uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır.

* Bizler bu değişime hazırız. Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan hepsinin kafalarına inmek zorundayız.

“YETKİYİ ELLERİNDEN ALDIĞIMIZ AN BEŞLİ ÇETENİN TAMAMININ DEFTERİNİ DÜRMEK ZORUNDAYIZ”...

* Sarayın ve o fotoğrafçı suç işleri bakanlığının elinden yetkiyi aldığımız an, hepsinin, bu beşli çetelerin tamamının defterini dürmek zorundayız. Biz bu beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine çorap sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Buraya bir parantez açıyorum.

* Beşli çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar, iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyorlar. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Ama belediye başkanlarımız, siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak, halka hizmetlerini sürdürüyorlar ve sürdürecekler. Sevgili dostlarım, bu düzen haramilerin düzenidir.

* Milyonların sesi olmak için bir hafta süreyle karanlıkta kaldım. Ben neoliberalizme karşıyım. Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye'de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. Bu yüzden, insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.

  • Evet, vergide indirim istiyorum. Ancak bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir bir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum.

CHP MİTİNGİ 5 021de

“OLUR DA BU GAZETECİLERİN TIRNAĞINA ZARAR GELİRSE…”...

* 2 kadın gazeteci, sadece işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Lafı dolandırmadan açıkça ifade ediyorum. Paramiliterlere, mafyalara, uyuşturucu baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a, Asrika meczuplarına, olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına gelirse, siz kendinizi unutun. Bir daha açık söylüyorum; unutun kendinizi!

“SINIR NAMUSTUR”...

* Ben suçla mücadeleye inanıyorum. Organize olan suçluların hepsini bu toplumdan söküp atmaya inanıyorum. Türkiye'ye gelen kaçakların, özellikle Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde ‘Sınır namustur' anlayışı var. Yol geçen hanına dönen bu sınırları koruyamayanlar, devleti yönetemezler. 8 milyon kişi plansız, programsız, başımıza bindirdiler. Ülkemiz artık bu yükü taşıyamıyor. Bu nedenle gitmek zorundalar. Gidecekler. Davulla, zurnayla, kardeşçe göndereceğiz kendi ülkelerine. Hiç kimse unutmasın, biz ırkçı değiliz! Asla ve asla bu temiz milletin alnına kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz.

“ÜLKE ELDEN GİDİYOR, BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ”...

* Ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Birlikte mücadele etmek zorundayız .Vatan bizim vatanımız. Bayrak bizim vatanımız. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi. Neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini, kimseyi ayırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan hep birlikte bu mücadeleyi vermeliyiz.

“BU SENİN DE SORUNUN”...

* Genç muhafazakarlara da seslenmek istiyorum. Bu sorunlar, bir kısım insanın sorunu değil. Bu sorunlar hepimizin sorunu. Ey muhafazakar genç kadın! Bu aynı zamanda senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet, senin İstanbul Sözleşmeni de, nafakanı da kesmek istiyor. Canan başkanın başına gelene sen ses çıkaracaksın, sesini yükselteceksin. Genç muhafazakar kadın, sen! Çünkü aynısı sana da yapılacak. Çünkü SADAT'ların Asrika toplantılarında sen yoksun.

* Seni dinlemezler. O toplantılarda vatana ihanet suçu işlenirken, erkekler oturdu yeni anayasa yazdı. Sen orada yoksun ve olmayacaksın, kayıtsız kalamazsın ey genç muhafazakar kardeşim! Bu seçimde kararsızım diyemezsin! Kayıtsızlık bir cevap değildir. Kayıtsızlık bir başlangıç değil bir sondur. Bu nedenle kayıtsızlık, her zaman saldırganın yararınadır. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.

“İKTİDAR OLDUĞUMUZDA DEĞİŞMEYECEĞİM, NEYSEM OYUM!”...

* Bugüne kadar değinmediğim 2 konuya daha değineceğim. Samimi olacağım. Düşündüklerimi amasız, fakatsız sizlerle konuşuyorum;

* Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle, bir partinin ve bir parti liderinin halkını dinlemesini bir zayıflıkmış gibi algılıyor. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmak, iyi olmak, devlet adamı olmak zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz. Biz birlikte iktidar oluyoruz. Ben, iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum! Nerede durduğumu biliyorsunuz ve bunu değiştirmek niyetinde değilim. Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı, dezavantajlı olanların derdine koşmayı değiştiremem. Değiştirmeyeceğim. Tam aksine, inadına koşacağım.

“KENDİ CELLADINIZI SEÇMEYİN”...

* İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Bu şov dünyası değil, bu bir demokrasi arayışı. Ciddi olmak zorundayız, vicdanımızın sesini dinlemek zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, ahlaki değerlerimizi yüceltmek zorundayız.

“HATALARINDAN DERS ÇIKARMASINI BİLEN BİR PARTİYİZ”...

* Diyorlar ki ‘Ama CHP de geçmişte böyle yaptı…' Evet hatalar oldu. Evet, biz bugün çok mükemmel bir parti olduğumuz iddiasında değiliz. Ama biz, hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de, Allah da şahidimdir ki; kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten ve şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. İşte biz şu an bu ortamdayız.

* Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi yeniden inşa etmek. Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine inanıyorsanız bize katılın. Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın.

* Çevreyi, kurdu, kuşu, ormanı önemsiyorsanız bize katılın. Eğitim ve sağlık için daha fazla sağlık istiyorsanız biz katılın. Çocuklarınızı bu güzel ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların kimlere satıldığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Ödediğiniz vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yolsuzluk haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkum olmasın diyorsanız bize katılın…

* Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği, partisi fark etmeksizin, bu ülkenin bütün onurlu insanlarının hakkını ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma buradan bir kez daha söz veriyorum. Söz veriyorum! Söz veriyorum!

 

“EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ” TÜRKÜSÜNÜ OKUYUP GÜL DAĞITTILAR...

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının sonunda ‘Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz' türküsü okundu. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'li belediye başkanları, yöneticiler, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sahneye çıkarak, vatandaşlara gül fırlattı. Ardından ‘Güzel Günler Göreceğiz’ şarkısı çaldı. Vatandaşlar ve sahnedekiler hep beraber şarkıları söyledi.

Bazı vatandaşlar sahneye çıkarak CHP lideri Kılıçdaroğlu ile fotoğraf çektirdi. Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kalabalığı arkasına alarak özçekim yaptı. Canan Kaftancıoğlu da sahneye çıkarak halkı selamladı.

 

GEZİ’DE HAYATINI KAYBEDEN VE TUTUKLANANLARIN AİLELERİ SAHNEDE YER ALDI...

Mitingte Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi davasında tutuklananların aileleri de kürsüye çağrıldı. Gezi ailelerini temsilen Meriç Kahraman şöyle konuştu:

* “Bugün burada bulunan yüz binlerin çok daha ötesinde, milyonlarca insanımızın hayat verdiği büyük Gezi ailesinin değerli üyeleri; baskıya, zulme, yağmaya, talana, memleketin bir istibdat düzeniyle yönetilmesine karşı bugün burada toplanan bu güzel kalabalığı, Gezi Direnişi’nde aramızdan aldıkları canlarımızın aileleri ve şu anda koğuşlarında büyük bir heyecanla izlediklerinden emin olduğumuz Gezi Davası tutuklularının aileleri olarak selamlıyoruz.

“DEMOKRASİYE GÜÇ VEREN HERKESE MERHABA”...

* Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba.

“BU DAHA BAŞLANGIÇ”...

* Bu adalet talebi; kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereklerini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Gezi; eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için, bu ülkenin sönmeyecek umududur. Buradan Bakırköy’e ve Silivri’ye selamlar. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.”

Mitingte “Her yer Taksim her yer direniş”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.

 

“ARTIK ‘DUR’ DEMENİN ZAMANI GELDİ...

Toplumun farklı kesimlerinden yurttaşlar mitingte sırayla kürsüye gelerek yaşadıkları zorlukları anlattı. Kağıt toplayıcılığı yaparak geçimini sağlayan 49 yaşındaki Nusret Güllü, dertlerini şu sözlerle anlattı:

* “Daha evvel davul, zurna çalıyorduk; bitti. Şimdi çekçek çekiyoruz, çekçeğimizi de elimizden aldılar. Ekmek bırakmadılar. Pazarlarda artıkları toplayarak geçiniyorduk, şimdi domates oldu 25 lira, o ezik domatesi de atmıyorlar artık… Onu da toplayamıyoruz.

* (Ayağındaki terliği eline alıp göstererek) Bunu çöpün dibinden buldum, bununla geziyorum. Bizim yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Artık ‘dur’ demenin zamanı geldi. Gözümüz açıldı.”

 

“BİZ OY ATMAYA KOŞUYORSAK, ONLARIN DA BİZE KOŞMASI LAZIM”...

65 yaşında çalışmak zorunda kalan ve bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu ise şöyle konuştu:

* “Şu anda herkes denizde yüzüyor, benim gibiler karaya vurdu. Neden? 2 senedir, bana gelen yardımlarla ayakta duruyorum. Eşim emekli, 3 bin lira maaşı var. 1600 lirası kira. 1000 lirası faturalar. Geri kalanını siz hesap edin. Nasıl geçineceğimi bana sorun…

* Benim her iki kalçamda platin var. Beni idama da götürseler, aynı lafları söyleyeceğim… Önce Türk vatandaşının halini hatırını soracak bir devlet istiyoruz biz. İstediğimiz bu. Biz garibanların kapısının çalınmasını istiyoruz. Biz nasıl oy atmaya koşuyorsak, başımıza gelenlerin de bize koşmasını bekliyoruz.

“EKMEK, UN, MAKARNA ALAMIYORUZ”...

* Bir ekmek 5 lira, biz bunu alamıyoruz. Bir kilo unu alamıyoruz. Akşamdan sabaha zam olur mu? Ben bütün hükümetleri gördüm; ama ne böyle bir zam gördüm, ne pahalılık gördüm… Makarnaya hasretsem, Türkiye’de yaşamamam gerekiyor. Ben yaşamak istemiyorum. Yeter. Hep yabancılar, yabancılar, yabancılar…”

 “20 YILDAKİ EN KÖTÜ ZAMANI GEÇİRİYORUM”...

Kasap Fatih Uludağ da sorunlarını şu şekilde anlattı:

* “Ben yaklaşık 20 yıldır kasaplık yapıyorum, ama 20 yıldaki en kötü zamanımı geçiriyorum. Benim çıraklık zamanımda, ihtiyacı olan insanlar dükkanımıza geldiğinde onları geri çevirmezdik. Ama şu zamanda ihtiyaç sahibine bir parça et veremiyoruz. Çünkü tezgahımıza koyduğumuz etten kar edeceğiz derken, bir sonraki eti zamlı alıp zarar ediyoruz.

“15 LİRALIK KIYMA ALAN VAR”...

* 2 gün önce dükkanıma bir vatandaş geldi, ‘yemek yapacağım, 15 liralık kıyma istiyorum’ dedi. 15 liralık kıyma 100 gram yapıyor. 100 gram kıymayla 4 kişilik aileye yemek yapacak… Bir dolma biberi doldurmayacak kıymayla 4 kişi yemek yiyecek…

“REYONDA ET OLMASI GEREKİRKEN KEMİK VAR”

* Kasap reyonunda normalde et dolu olması gerekirken şu anda bizim çöpe attığımız, sıyırıp kullanmak istemediğimiz kemikli etler, çorbalık kemikler reyonlarda yerini aldı. Uygun fiyatlı olduğu için. Et tüketemeyen insanlar diyor ki, ‘en azından yemeğe tadı geçsin…'”

 

“ÇOCUKLARIMIZI NASIL DOYURACAĞIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ”...

Evlere temizliğe giden Muazzez Süngür de şöyle konuştu:

* “Eşim apartman görevlisi, 15 ve 8 yaşlarında 2 çocuğumuz var. Eve katkım olsun istediğim için yarım zamanlı ev işçiliği yapıyorum. Aynı zamanda ben bir anneyim. Çocuklarımın okumasını ve bizden daha iyi yaşamasını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. 1-2 sene öncesine kadar ‘çocuklarımızı nasıl okutacağız? İyi bir eğitim verebilecek miyiz?’ diye düşünürken; şimdi ‘acaba çocuklarımızın karnını nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz.

“ÇOCUĞUMLA MARKETE GİDEMİYORUM”...

* Hayat şartları zor ve git gide daha da zorlaşıyor. Ben 8 yaşındaki çocuğumla markete gidemiyorum. Çocuğum bir şey görür, isterse alamam diye… O üzülürse ben de üzülürüm diye… Beni bütün annelerin anlayacağını düşünüyorum. Anneleri bu hale getiren sistem utansın. Bana bu mikrofonu uzattığınız, derdimle dertlendiğiniz için çok teşekkür ederim.”

“KENDİ ÜLKEMİZDE YABANCI OLDUK”...

Torna ustası Abdullah Korkunç ise yaşadığı zorlukları şöyle ifade etti:

* “Yaklaşık 3 aydır işsizim. Düne kadar aileme, çocuklarıma iyi bir gelecek kurmanın hayali içerisindeydim. Ama düşünün, çocuğum benden karpuz istedi, yarım karpuz aldım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım. Bu bir baba için çok ağır bir şey.

* Bizleri bu hayata mahkum eden insanlara lanet olsun. İşsizim, gittiğim bütün firmalar yabancı uyruklu insanları çalıştırıyor. Ben 20 yıllık ustayım, asgari ücreti layık görüyorlar. Emeğimizi değersizleştiriyorlar. Kendi ülkemizde yabancı olduk.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

 

AK Parti Alanya'dan Arıkan'a yanıt... 

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Alanya İlçe Başkanı Mustafa Toklu, İYİ Parti İlçe Başkanı Alper Arıkan'ın açıklamalarına yanıt verdi... 

BAŞKAN Toklu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:


"Muhalefet partisi ortağı sayın Alper Arıkan bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma alışkanlığını sürdürüyor. Mülteci, göçmen, geçici koruma kavramlarını dahi çok iyi bilip anlamadan, politik istismar sığlığında açıklamaların yapılması ülkemizin dirliğine ve kamu düzenine hizmet etmez.

Asayiş nedeniyle sınır dışı edilenlerin sayısı 20.000'e yaklaşmışken, kendi rızalarıyla dönenlerin sayısı 500.000'e yaklaşmıştır. Sınırlarımızdaki bölücü örgüt tehlikesi ile mücadele son hızıyla sürerken, biriket evler projeleri sürdürülürken kimler bizim samimiyetimizi sorgulamaya kalkışmaktadır hayretle izliyoruz.

Uluslararası ilişkiler, ittifaklar yeni bir denge üzerinde yeniden kurulurken, Türkiye dünyada önemli bir ağırlık merkezi olmayı sürdürmektedir. Bu durum Rusya-Ukrayna savaşında net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Türk Dünyası Devletler Topluluğu kritik eşikleri geçmiş, Pakistan, Katar, Somali, Libya gibi islam ülkeleri ile çok önemli stratejik anlaşmalar imzalanmıştır. Gerginlik yaşanan Arap ülkeleri ile ilişkiler normalleşme sürecine girmiştir. Doğal kaynakların uluslararası ilişkileri yönlendirdiği bu günlerde Türkiye'nin enerji konusunda başta Doğu Akdeniz ve Karadeniz'de attığı adımlar, diğer ülkelerle yaptığı gaz ve petrol nakil anlaşmalar yapması ise dış politikamızı bambaşka bir noktaya taşımaktadır.

 

 

 

 

HABER: İbrahim AKDAĞ

 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, emekli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir'i Antalya İl Başkanı olarak atadı...

mevlet demir atandı 2 88854

Atama ile  ilgili yapılan açıklamada, "Konya ve Denizli eski Emniyet Müdürü, Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi sayın Mevlüt Demir, bugün parti genel merkezinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında Genel Başkan sayın Ahmet Davutoğlu tarafından Gelecek Partisi Antalya İl Başkanı olarak görevlendirilmiştir" ifadeleri kullanıldı.

 

 

 

Alanya Güneşi Haber Merkezi 

 

Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Sırbistan’ın devlet havayolu firması AirSerbia’nın 19 Haziran itibariyle Belgrad ve Niş kentlerinden Alanya’ya haftada en az 3 direkt uçuş gerçekleşeceğinin müjdesini verdi...


Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya turizmi için müjde niteliğinde bir gelişmeyi duyurdu. “Turizmimize güç katacak bir gelişmeyi daha sizlere duyurmanın sevinci içerisindeyim” diyen Başkan Yücel, Alanya Belediyesi ve Alanya Turizm Tanıtma Vakfı’nın (ALTAV) yürüttüğü ortak çalışmalar neticesinde Sırbistan’dan direkt uçuşların başlayacağını söyledi.

SEFERLER HAZİRANDA BAŞLAYIP EKİM AYINA KADAR SÜRECEK...

19 Haziran itibariyle Sırbistan'ın devlet havayolu AirSerbia’nın haftanın en az 3 günü Belgrad ve Niş’ten Gazipaşa-Alanya Havalimanı'na sefer düzenleyeceğini söyleyen Başkan Yücel, Alanya’nın direkt uçuşlarla Sırbistan'a bağlanacağını söyledi. Başkan Yücel, “Ekim ayı sonuna kadar sürecek seferler, Boeing 737-700 tipi uçaklarla gerçekleşecek. Bu güzel gelişmenin kentimize ve turizm sektörüne hayırlı olmasını diliyorum. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun himayelerinde Sırbistan Büyükelçimiz Hami Aksoy’un iş birliğinde Novi Sad şehri ile irtibatlarımızı arttırmak ve kardeş şehir ilişkilerimizi başlatmak için temaslarımız sürüyor. Sayın Bakanımıza ve Sayın Büyükelçimize destekleri için Alanya’mız adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.

 

 

 

HABER: Halime Yağmur AKDAĞ

Sevgili Hemşerilerim… Kıymetli Gençler… Milli mücadele ve bağımsızlık meşalesinin yakılmasının 103. yılında, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı coşkuyla, heyecanla ve gururla kutluyoruz.  Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve  kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık mücadelesi, dalga dalga büyüyerek tüm Anadolu’ya yayılmış, Yüce Türk Milleti, topyekün verdiği mücadeleyle bir destan yazmıştır. Bu nedenle 19 Mayıs 1919 Türk Milleti için büyük önem taşıyan çok özel bir gündür. 19 Mayıs; Milli Mücadele’nin başladığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk adımlarının atıldığı, Yüce Türk Milleti’nin kaderinin yeniden yazıldığı tarihtir. 19 Mayıs; Ulu Önder Atatürk’ün, “Benim doğum günüm Samsun’a ayak bastığım gündür” dediği tarihtir.

Sevgili Gençler,

Ata’mızın Samsun’da yaktığı meşale 103 yıldır yolumuzu aydınlatmaya, bize ışık olmaya devam ediyor. “Bütün ümidim gençliktedir” diyen Ulu Önder, Türkiye Cumhuriyeti’ni sizlere emanet etmiştir. Atatürk, “Gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” diyerek sizlere olan güvenini ortaya koymuştur.

Sizlere düşen görev, Atatürk ilke ve inkılaplarından ayrılmadan, demokrasimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkmak, gençlerimizin geleceğe umutla baktığı, kadınlarımızın yüzünün güldüğü, analarımızın ağlamadığı, insanlarımızın mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşayabilmeleri için yılmadan çalışmaktır. Sizleri geleceğimizin teminatı olarak gören Ata’mızın Gençliğe Hitabesinde söylediği sözleri asla ama asla aklınızdan çıkarmayınız. Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa ediniz. Bu yolda karşınıza çıkacak zorluklar sizleri asla yıldırmasın.

Ata’m,

Türk Gençliği ile beraber sonsuza dek senin ilkelerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüdük, yürüyoruz ve yürüyeceğiz. Samsun’da yaktığın bağımsızlık meşalesi yolumuza ışık olmaya devam edecek. Yolun yolumuzdur. Demokrasimize ve Cumhuriyetimize her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağız.

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.

Sevgiyle kalın, Cumhuriyet’le kalın, Atatürk’le kalın…

 

 

 

HABER: Emine YILMAZ

Gazeteler