head

2183026 810x458 75f08
Pazartesi, 30 Aralık 2024

 

Manavgat Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde CHP İl Başkanlığı tarafından  düzenlenen Zeytin Çalıştayını Parti Meclisi Üyesi, CHP Bursa Milletvekilİ Orhan Sarıbal ve Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. İbrahim Yılmaz’ın Moderatörlüğünde gerçekleştirildi...

311438297 815896042991937 6221220477142069779 n c19c7

YENİDEN ÜRETEN BİR MODELİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ...

CHP Manavgat İlçe Başkanı Aliye Coşar ve Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen Zeytin Çalıştayı’na; İl Yöneticileri, İlçe Başkanları, Antalya Milletvekillerimiz Çetin Osman Budak, Aydın Özer, Rafet Zeybek, Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, CHP Antalya İl Tarım Komisyonu Başkanı Vahap Tuncer, İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci bilgileri ile katkıda bulunan değerli Öğretim Üyeleri,

Oda Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri, üreticilerimiz ve partililer katıldı.

CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz açılış konuşmasında; “Zeytin Mitolojiden kutsal kitaplara kadar her yerde yerini almış. Zeytin Ekonomik sistem içerisinde çok önemli bir yeri olan, insan yaşamında çok vazgeçilmez bir üründür. Zeytin ve zeytinyağı ilgili düzenlediğimiz bu çalıştayın ülkemizin kendi kendine yetebilmesi adına da özellikle üzerinde durulması aynı zamanda da bölgesel inanma açısından bölgenin kendi endemik bitkilerinin korunması, yaşatılması anlamında bu çalışmayla çok önemli sonuçlar çıkacağını umuyorum. Dördüncüsünü zeytin üzerine yaptığımız çalışmalar dizimizin beşinci de Kasım ayı içerisinde Önemli bir meyvemiz olan Nar Çalıştayı’nı Döşemealtı ilçemizde yapacağız.” Dedi.

309194978 632600948364028 1647390855688416203 n e4a65

YENİDEN ÜRETEN BİR MODELİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ....

İl Başkanı Cengiz; “Cumhuriyet Halk Partisi'ni İktidarında; Ülkenin yeniden üreten bir ekonomik sistemi hayata geçirilen programı çerçevesinde bizde de kendi bölgemizin ürünlerini tanımlamak bunu parti politikaları içerisinde yer almasını sağlamak adına bunu kendimize bir görev addettik. Bunu da hep birlikte yönetimlerimiz ile birlikte, Belediye Başkanlarımızla birlikte, Milletvekillerimizle birlikte ve en önemlisi üreticilerimiz ve birlikte sürdürüyoruz. Hepimizin hafızasına kazınmış olan kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşları olarak, bugün gıdada ve tarımda ithalatçı duruma gelmiş olmanın üzüntüsünü ve ezikliğini yaşıyoruz. Neoliberal politikaların ülkeyi üretimden uzaklaştıran bir tüketici toplum haline gelmemizi sağlayan bu uygulamaları reddeden Cumhuriyet Halk Partisi'nin kadroları olarak yeniden üreten bir modeli hayata geçirmek adına bu çalışmaların çok kıymetli buluyorum.” diye konuştu.

Geçtiğimiz gün Barın’ta meydana gelen Grizu patlaması için bu bir iş kazası falan değildir. Türkiye'nin ne yazık ki yeni bir cinayetidir, yeni bir katliamıdır bunu net bir şekilde söylemek lazım. Diyerek konuşmasına başlayan CHP Parti Meclisi Üyesi, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal konuşmasında; “Zeytin yaşamımızın En önemli gıda maddelerinden biridir. Yani yaşam hakkı insanın en önemli hakkı ise oysa yaşam hakkını sürdürebilmek için doğru beslenmesi gerekiyor. Yenidünya düzeninin temel mücadele ve savaş alanları 3’ü Enerji, gıda ve su gıdanın da özü tarımdır. “Ülkemizde şu anda kişi başına 2 buçuk, 3 litre zeytinyağı üretebiliyor bu İspanya'da 11 litre. Ama bizde şöyle bir dengesizlik var. Öbür tarafta sofrasında değil ama hiç zeytinyağı görmeyen milyonlarca insanımızın olduğunu çok net bir şekilde görmeniz lazım.

Diğer temel bir konu zeytinle ilgili ortaya koymanız gereken zeytin, stratejik ve politik bir olay olduğunu görmek zorundayız.”dedi.

Bugün zeytin en düşmanı köydeki yoksulluk ürettiğinden para kazanamadığı için çiftçi ne yazık ki çiftliği imar rantı, arazi rantı nedeniyle zeytinden gelen gelirlerin zeytin yerini imara açılması arasındaki o büyük tercihtir. Kimse şunu söylemesin. Zeytinler 150 kilo, 200 kilo alıp onu da 10 liraya. 1500 - 2000 lira 3000 lira karşılığında gelirle ve öbür taraftan bir dönüm zeytine 1 Milyon lira verildiğinde kimse kimseyi bu tarlayı satma diyemez. Bu mümkün değil. Bu gerçeği görmek zorundayız.

311438297 788599422551646 8368788317895961869 n 58906

-“YUNANİSTAN BİR LİTRE ZEYTİNYAĞINA 20 TL DESTEK VERİYOR, BİZDE İSE 80 KURUŞ”...

Bugün yanı başımızdaki Yunanistan bir litre zeytinyağına 1.32 € destek vermektir. Bugünkü lirayla tam 20 TL yapmakta 20 TL. Bu Avrupa Birliği'nin ortalama rakamıdır. Soru şu. Onlar da akıl eksikliğimi var Kafalarımı çalışmıyor. Bizde birçoğu alamıyor ama eğer fabrikaya veya başka bir yere zamanında verirseniz 80 kuruş. 80 kuruş. Fark ne kadar özel hesapladım sizin için 25 kat. 1950’li yıllardaki politikanın bir başkası bu eğer hemen hemen yanı başındaki bir ülkeyle 25 kat daha az zeytini destekliyorsanız. Hiçbir çiftçiyi suçlayamazsınız. Bugün kentlerde ama politikaları şuydu, insanların kente büyük kentte zorlayalım, kente taşıyalım orada yoksulluğu gidermek yerine fakirliği yönetelim. Temel yaşadığımız ana eksen bu. Acaba dünyada 500 yıllık fabrika var mı? 1000 yıllık. 300 yıllık yok ama değil mi? Yok. Binlerce yıllık bir zengin ülkesinden bahsediyoruz. Barış, dostluk, dayanışma, kutsallık gençlerin umudu, yaz kış yaprağını dökmez. Başka bir hikayesi var zeytinin, zeytin bizim hayatımızda zeytin bir insanlık meselesidir. Onun için de bizler sözümüzdür. Bu topraklardaki bütün kıymetli ürünleri halkımız için halkımız için üreteceğiz, birlikte ve destekleyeceğiz. Hiçbir zeytin üreticisini mahcup olmayacak, yeterli desteği vereceğiz.

Bilmediğiniz havaalanında sizden vergi alıyor ve garanti veriliyor. Geçmediğimiz köprülere garanti veriliyor. Geçmediğimiz sürece garanti veriliyor. Gitmediğiniz hastaneye garanti veriliyor, tercihtir verebilir ama parası olana kur korumalı. Mevduat için de destek veriliyor. Yetmez, İngiltere'deki bir avuç lobi içinde 1 yılda bu söylediğim 3 kalem için 500 milyar TL. destek veriliyor. Bizim çiftçimize sadece 37 milyar verirlerse toplam demek ki para var. Önemli olan bu parayı kimin için, nasıl kullanacaksınız?

311289915 809352930314152 7466088395629665152 n 2ee9d

-“ HEPİMİZ SÖZÜMÜZDÜR. BU ÜLKE İNSANLARIN KARNINI DOYURACAĞIZ.”...

Biz diyoruz ki, Ukrayna Rusya savaşı gösterdi ki, Covid19 gösterdi ki bir ülke kendi insanlığın açlık ve tokluk meselesini yabancı şirketlere deve yabancı ülkelere havale edemez. O ülke kendi topraklarını en üst düzeyde kullanacaktır. Kendi suyunu, güneşini ve çiftçisini kullanarak. İnsanın karnını doyurmak zorundadır. Bu bir lütuf değildir a partisi, b partisi meselesi değildir bu devletin vatandaşı için kanunda yazdığını yerine getirmesidir.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere milletvekilleri, il yöneticilerimiz, bütün partilerimiz, hepimiz ama hepimiz sözümüzdür. Bu ülke insanların karnını doyuracağız. Bu ülkenin topraklarıyla diyorum. Bunun için de zeytin ve zeytinyağı bizim için en önemli bir gıda maddesidir. Kâr, rant, rekabet meselesi üzerinden değerlendirilemez.

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü’den Prof. Dr. İbrahim YILMAZ Moderatörlüğünde gerçekleştirilen 2.Oturumda ise ‘Zeytin İşleme Sanayi ve Kooperatifleşme’ masaya yatırıldı.

Zeytin çalıştayı’nın kapanış konuşması yapan CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, “Sonuç itibariyle katılımcılardan birçoğundan edindiğimiz bilgi, özellikle üreticilerden aldığımız şey, sanayiciden, üreticiden ve odalardan, Siyasi iradenin üretimi destekleyen ve kendi kendine yeten bir ekonomik sistem noktasındaki tercihlerinin bizimle uygun olmadığını bizim düşüncemize uymadığını ve bu ülke menfaatlerine bugünkü anlayışın bu ülke menfaatlerini gerçekleştirmek ve sağlamak adına bu ülkenin üreticisini kazandırmak adına olmadığını anladık.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ İKTİDARINDA; ASIL HEDEF...

Ülkede üretimi artırarak elde edilen gayrisafi milli hasıladan da herkesin adaletli bir şekilde pay almasını sağlayacak bir sistemi kurmak ve kendi kendine yeter ve dünyada insanları doyurmak adına hizmet eden bir Türkiye'yi yaratmak. Aynı zamanda sürdürülebilir bir ekolojik dengeyi koruyarak birini diğerine tercih ederek değil, vahşi madenciliği tarıma tercih ederek değil, tarımsal üretim alanlarımızı ve ekosistemi suyuyla, güneşiyle, enerjisiyle, her şeyiyle. Bizden sonraki nesillere daha doğru bir şekilde kaynakları da israf etmeden, planlı ve verimli bir şekilde kullanarak üretim yaparak. Sürdürülebilir bir dünyayı bırakmak durumundayız.

 

 

 

 

HABER: Emine YILMAZ

Gazeteler