head

2183026 810x458 75f08
Cumartesi, 21 Aralık 2024

 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın yapacağı 'Türkiye’nin Yüzyıl' toplantısını, hak ve özgürlükler açısından eleştirdi...

Ahmet Davutoğlu, “Otoriterlikle ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yazılamaz. 15 gün önce sansür yasası çıkaracaksınız, gençlerin atacağı bir tweet, onların tanımladığı bir gerçekliğe aykırı görülecek ve hapse atılabileceksiniz, ‘Türkiye Yüzyılı’ndan’ bahsedeceksiniz. Türkiye’nin yüzyılı, sansür yasalarıyla değil, özgür düşünceyle yazılacak ve onu bu gençler yazacak. ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yasaklarla değil, insan onuruna yakışan insan hak ve özgürlükleriyle yazılacak” diye konuştu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, parti genel merkezinde sugün düzenlenen 'Gelecekte Gençlik Modelimiz: Acil Eylem Kalıcı Vizyonu Planı' konulu etkinliğe katıldı. Davutoğlu özetle şöyle konuştu:

"Biz gençlere gömlek biçmeye değil, gençlerle omuz omuza bir yol yürümeye geliyoruz"...


“Biz gençlere gömlek biçmeye değil, gençlerle omuz omuza bir yol yürümeye geliyoruz. Biz gençlerin şu veya bu nitelikte bir mahallenin, bir ideolojinin, bir siyasi görüşün militanları olmaları için değil, hangi görüşte olursa olsun her bir gençle geleceğin özneleri olmaya kendilerini adamış bir gençlik hayal ediyoruz. Gençler zaman tarlasına atılan tohum gibidir. Uygun şartları bulurlarsa o tohum büyür, o fidan gümrahlaşır, partimizin sembolü olan bir çınar ağacına dönüşür ve o gençler bir dönem içinde tarihin akışını değiştirirler. İklim, ortam onlara uygunsa. Eğer o ortamı bulamazlarsa, o ortamın besleyici değerini kendi şartları içinde oluşturamazlarsa o ortam çölleşir, o toprağa atılan tohum heba edilir. Nice gençler heba edildi bu ülkede. Sağ-sol çatışmalarıyla, 12 Eylül zulmüyle heba edildi. İşte Diyarbakır hapishanesinde, geçtiğimiz günlerde müze haline dönüştürülmesine karar verilen, nice gençlerin karartıldı. Bir sağdan, bir soldan diye 12 Eylül’de nice gençler, daha 2-3 yıl önce birbirlerini öldürmeye ayarlanmış gençler, 12 Eylül cuntasının darağaçlarında can verdiler. 28 Şubat’ta gençlerin geleceği, ‘Şu okuldan mezun oldun’, ‘Başörtü takıyorsun, takmıyorsun’ diye karartıldı. Sonra FETÖ diye bir şey çıktı, sonra Anadolu’nun en iyi zihinlerini şartlandırarak robot haline getirdi. Şimdi de gençlerden ‘Kindar bir gençlik istiyoruz’ diyen bir sesle kin duymaları bekleniyor. Değerli geleceğin gençleri, biz sizi kin için değil, muhabbet için yola çıkmaya davet ediyoruz.

 

'Otoriterlikle ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yazılamaz'...


Yarın ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ diye bir açıklama yapılacağı söyleniyor. ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ ne ile yazılır biliyor musunuz? İnsan onuruna saygı duyan özgürlüklerle ve demokratik bir hukuk düzeniyle yazılır. Otoriterlikle ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yazılamaz. 15 gün önce sansür yasası çıkaracaksınız, gençlerin atacağı bir tweet, onların tanımladığı bir gerçekliğe aykırı görülecek ve hapse atılabileceksiniz, ‘Türkiye Yüzyılı’ndan’ bahsedeceksiniz. Türkiye’nin Yüzyılı, sansür yasalarıyla değil, özgür düşünceyle yazılacak ve onu bu gençler yazacak. ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yasaklarla değil, ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ insan onuruna yakışan insan hak ve özgürlükleriyle yazılacak. ‘Türkiye Yüzyılı’ mafya çeteleriyle, organize suç örgütleriyle oluşturulan yolsuzluk düzeniyle değil, temiz siyaseti savunan, yüzleri tertemiz, gömlekleri bembeyaz Gelecek gençleriyle yazılacak.

Doğu Anadolu’ya gidiyorum, burada işsizlik oranı yüzde 50-60 seviyesinde. Her şehirde. İstanbul’a gidiyorum, Ankara’nın semtlerinde dolaşıyorum, gençler mülakat zulmünden, iş bulamamaktan, diploma sahibi olup iş ve onur sahibi olamamaktan yakınıyorlar. Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de, her yerde. Ama ben bu umutsuzluk ortamı içinde gençlerden çok ümitliyim.

'Biz gençlere korkmadan fikirlerini ifade edecekleri özgür bir iklim vadedeceğiz'...
Biz gençlere korkmadan fikirlerini ifade edecekleri özgür bir iklim vadedeceğiz. Biz gençlere kimseye boyun eğmeyecekleri, anne babalarından harçlık istemek zorunda bile kalmayacakları bir ekonomik refah düzeyi vadediyoruz. Biz gençlere, Avrupa’ya gidebilmek için Schengen kapılarında vizesi için aylarca bekledikleri bir ülke değil, ay yıldızlı pasaportla birlikte dünyanın her yerine gidebilecekleri yeni bir dönem vadediyoruz. 2016’da eğer başbakanlığıma mal olan ve ayrılmak zorunda bıraktırılmama sebep olan o yolsuzluklar ve siyasi ahlak yasası ile ilgili teşebbüslerimiz karşısında ayrılmak zorunda kalmamış olsaydım 2016 Haziranı’nda, Türkiye Schengen vizesine girmiş olacaktı. Avrupa Birliği bu konuda karar almıştı. Ama Türkiye’yi kendi içine kapatmak isteyenler, gençleri Türkiye’de bir açık hapishane şartlarında yaşatmak isteyenler, onlara slogan söyletip özgür düşünceyi engelleyenler bütün o kapıları kapattılar. Bunun adına da millilik dediler.

 

Bizim kendi kendimize propaganda ettiğimiz ve dışarıda itibarı kalmamış bir Türk lirası dışarıda itibarı kalmamış bir Türk pasaportu değil, gerektiğinde içeride her türlü eleştiriye hazır ama dışarı çıktığında ceplerinde taşıdıkları Türk Lirası’nın alım gücüne ve ellerinde taşıdıkları Türk pasaportunun giriş gücüne sahip yeni bir dönem vadediyoruz. Bizim kaybedecek tek bir gencimiz dahi yok. Her bir gencimizin bu ülkeye borcu var ama bu ülkenin de bu gençlere borcu var. Bizim size borcumuz var, bunun gereğini yapacağız.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Gazeteler