Ülkemizde artan corona virüsü vakaları ve milyonlarca öğrencinin merakla beklediği yüz yüze eğitimin ele alındığı Kabine Toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okulların 6 Eylül'de başlayacağını ifade etti...
Erdoğan, "Yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrenciyle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz" dedi. Öte yandan coronada yeni bir dönem başladı. Bundan sonra aşı olmayanlardan; uçak, şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinemalarda zorunlu PCR testi istenecek.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, salgın gündemiyle toplandı. 5 saat 20 dakika süren toplantının ana gündem maddelerini, artan corona vakaları ve yüz yüze eğitim oluşturdu. Toplantı sonrası kameralara karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
*Bugün eğitimden ekonomiye bir çok konuyu toplantıda ele aldık.
*Neredeyse 4 haftadadır küresel çapta olan yangınlar da ele alınmıştır. Ülkemizdeki yangınlarda büyük hasarlar meydana gelmiştir. Avrupa da yangınlarla uğraşmaktadır.
*En azından bir kısmında terör örgütlerinin sabotaj şüphesi olmakla beraber genel bir afet hali ile karşı karşıya bulunduğumuz açıktır.
*Ülkemizde 2021 yılında 54 farklı ilde çıkan yangınlar yaklaşık 150 bin hektar alanı etkilemiştir. Yangınlara karşı devletimiz ilk andan beri çalışmaya başlamış ve halkımızın yanında yer almıştır.
“ORMANLAR KESİNLİKLE BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN KULLANILMAYACAK”
*Yangınlarda yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak sadece Antalya ve Muğla’da 2 bin 486 bağımsız bölüm belirlenmiştir. Evleri tamamen kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımıza evleri en geç 1 yıl içinde teslim edilecektir. Yanan ormanlar tekrardan canlandırılacak, kesinlikle bir başka amaç için kullanılmayacaktır.
*Afet bölgesindeki vatandaşlarımıza birçok destekte bulundu. Afetlerden de gereken dersi çıkardık. Böyle büyük afetlere karşı daha hazır olunmasını sağlayacağız.
SEL FELAKETİ
*İmardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar var. Ancak karşımızda tarihte ender görülen bir afet olduğunu görmezden gelemeyiz.
*Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketiyle ilgili de gerekli adımlar atılmıştır.
*Böylesine büyük bir sağanağa hiçbir altyapının dayanması mümkün değildir. Yüksekliği 5 metreyi bulan sel suları önlerine gelen her şeyi sürükleyip denize doğru atmıştır.
*Ülkemizin hemen her şehrinde olduğu gibi buralarda da elbette imardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır ama karşımızda tarihte ender rastlanacak bir afet olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.
*Sel bölgesine yapılacak olan evlerin planları hazır, yakında inşaat çalışmaları başlayacak.
*Sel felaketinin yaşandığı üç ilimize toplam 73 milyon lira ödenek gönderildi.
*Sel felaketinin izlerinin silinmesi için AFAD bünyesinde bir yardım kampanyası başlattık. Biz de bakanlarımız ve diğer çalışma arkadaşlarımızla birlikte 7 milyon 430 bin liralık bir katkıyla bu kampanyaya iştirak etme kararı aldık.
*Deprem konusunda zaten halihazırda bir program yürütülüyor. Bunu sel ve yangın konusunda da gerçekleştireceğiz ve gerekli adımları atacağız.
*Milletimizi, nasıl terör örgütlerinin, darbe heveslerinin, istiklalimize ve istikbalimize göz diken alçakların, ekonomimize tuzak kuranların tasallutuna bırakmadıysak, tabii felaketler karşısında da yalnız bırakmayacağız.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
*Bu günler gelip geçer geride sadece samimiyetle milletimizin hizmetine koşanlar ile fitne, fesat fırsatçılık peşinde koşanların bıraktığı iz kalır.
*Siyasetçisinden, gazeteci ve sosyal medya trolün kadar yüreği nasır tutmuş figürlerin yalanla çarpıtma ile tahrikle nasıl milletimizin acısını istismara yeltendiğini de unutmayacağız. Meclis'in açılmasıyla, Avrupa'dakine benzer bir sosyal medya düzenlemesini getirmekte kararlıyız.
CORONA SALGINI
*Özellikle şehir hastanelerimizin bu süreçte ne kadar kritik rol oynadığını milletimiz biliyor. Pek çok ülkenin aksine hiç bir konuda sıkıntı çekmedik.
*Salgına karşı aşılamada dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Toplam aşı sayımız 87 milyonu geçti.
*Bazı kesinlerin hala aşıya karşı tereddütle yaklaştığını görüyoruz. Aşı gönüllülük esasına göre yürütülmektedir.
*Çok şükür aşı konusunda da bir sıkıntı halkımıza yaşatmadık. 3. doz aşıyla ilgili de çalışmalar sürüyor.
OKULLARDA EĞİTİM
*Eylül ayında okullarına kavuşmayı bekleyen milyonlarca ilk, orta, lise ve üniversite öğrencilerimizin geleceğinin bu konuda kat edilecek mesafeye bağlı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
*Okullarda 6 eylülde yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrenciyle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aynı şekilde üniversite çalışanlarından da düzenli PCR testi yaptırmasını talep edeceğiz.
YOLCULUK, KONSER, TİYATRO, SİNEMA…
*Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.
MÜLTECİ AÇIKLAMASI
“Bu topraklara gelip de zorla yüz geri edilen kimse yoktur” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yakın coğrafyasında yaşanan gelişmelerin Anadolu'ya yeni bir göç dalgası başlattığını belirtti.
Daha önceki yıllarda yaşanan göç dalgalarından bahseden Erdoğan, son olarak Afganistan'da yaşanan gelişmelerin ardından yaşanan göç dalgasına değinen Erdoğan, “Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette, karakterde bir toplum değiliz” dedi.
“5 MİLYON SIĞINMACI VAR”
Türkiye'nin halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli sığınmacı, 1 milyon 100 bini ikamet sahibi yabancı ve 314 bini uluslararası koruma kapsamındaki misafir olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını belirten Erdoğan, şunları söyledi;
*Bunun yanında düzensiz göçmen diye isimlendirdiğimiz sınırlarımızdan kaçak giriş yapan kişiler de mevcuttur. Sınır güvenliğimizi artırmak için bir süredir devam ettirdiğimiz çalışmaları hızlandırdık.
*Özellikle İran sınırımızı göç, kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı güvenlik duvarı, kanal ve elektronik sistemle kontrol altına alma çalışmalarında sona gelmek üzereyiz.
*Aldığımız tedbirler sayesinde ülkemizde 2019 yılında 455 bin olan göçmen sayısını 2020 yılında 122 bine indirdik. Bu yılın ilk 7 ayında da 77 bin düzensiz göçmeni yakaladık. Son 3 yılda yakaladığımız düzensiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur.
*Halen ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı ve 120 bini kayıtsız olmak üzere toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduğunu biliyoruz. Ana muhalefetin dediği gibi, ana muhalefetin yanındaki muhaliflerin dediği gibi 1,5 milyon Afganlı ülkemizde yok. Bunların hepsi yalan. Bu yalanlara milletçe inanmayalım.
TALİBAN İLE GÖRÜŞECEK Mİ?
Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesi sonrasında Afganistan'da inisiyatif üstlenme konusunda çeşitli görüşmeler yaptıklarını, henüz bu görüşmeler neticelenmeden Taliban'ın ülkenin neredeyse tamamını kontrol altına aldığını kaydeden Erdoğan, “Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban'ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuşacağız” dedi.
“TÜRKİYE ELBETTE YOLGEÇEN HANI DEĞİLDİR”
Afganistan'da çeşitli sebeplerden dolayı bulunan 5 bin vatandaştan geri dönmeyi talep eden 500'ü ile 83 yabancının Türkiye'ye getirildiğini söyleyen Erdoğan, “Halen dönüş için sıra bekleye ve sayıları 300'ün altında olan vatandaşlarımızı da en kısa sürede ülkemize nakledeceğiz” diye konuştu.
“HUZURSUZLUĞUN FARKINDAYIZ”
*Düzensiz göçmenlerin ülkede yol açtığı huzursuzluğun farkındayız. Esasen dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp da bu kadar az asayiş sorunu ile karşılaşan başka bir ülke yoktur. Münferit bir takım hadiselerin medya ve sosyal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda taktim edilmesini iyi niyetli bulmuyoruz.
*Muhalefetin bu konudaki söylemlerini de tehlikeli ve art niyetli olarak değerlendiriyoruz. Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz.
*Zaten bu tür tavırlar içine girenler derhal yakalanarak sınır dışı edilmektedir. Ülkemizde hukuk herkes içindedir. Misafirlerimiz de bunun dışında değildir. Ancak sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. Hele hele kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde bu insanların hayatlarına kastedenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz.
*Milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa, sırf kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını korumak için sınırlarını sert bir şekilde kapatarak bu sorunun dışında kalamaz. Üstelik Avrupa bu tutumu ile sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmıyor, insani değerlere de sırtını dönüyor.
*Türkiye'nin, Avrupa'nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti yoktur. Biz ülke olarak sınırlarımızı güçlü bir şekilde kapattıktan ve mevcut düzensiz göçmenleri evlerine gönderdikten sonra bu insanların diğer kanallardan nereye gidecekleri kendi bilecekleri iştir.
*Ülkemizdeki Suriyeliler konusu da farklı bir konudur. Bu insanlardan, dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileşmesine paralel şekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.