Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından 24 Ağustos’ta kurulan Zafer Partisi’ne 6 Kasım’da Antalya kurucu İl Başkanı olarak atanan Galip İlya, Bugün Antalya basınıyla bir araya geldi...
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan buluşmada, Zafer Partisi’nin Antalya kurucular kurulu üyeleriyle 5 ilçenin ilçe başkanlarını tanıtan İl Başkanı İlya, parti çalışmalarıyla ilgili de bilgi aktararak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zafer Partisi olarak 3 ay içinde kongrelerini tamamlayarak yapılacak ilk seçime hazırlıklı olacaklarını bildiren Zafer Partisi Antalya İl Başkanı Galip İlya, yakın zamanda diğer ilçe başkanlarını da açıklayarak sahaya ineceklerini kaydetti.
Kahvaltıya Zafer Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Baki Küçükokudan, Tarım Politikalarından Sorumlu Prof. Dr. Kemal Karabağ, Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Av. Salih Ezer, Kurucular Kurulu Üyesi Yaşar Gökçe de yer aldılar.
ZAFER PARTİSİ KURULUŞUNDAN 3 AY SONRA 41 İLDE TEŞKİLATLANMASINI TAMAMLADI...
Basın toplantısında ki konuşmasında ülke ve bölge sorunlarına değinen Zafer Partisi Antalya İl Başkanı Galip İlya ; “Bildiğiniz üzere 26 Ağustos 2021 tarihinde Türk Siyasi Tarihine Soluk Getiren Zafer Partimiz Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından kuruldu. Yaklaşık 1 ay gibi kısa süre içerisinde 41 ilde teşkilatlanmalarımız tamamlanarak tüm ülke genelinde çalışmalarımız devam ediyor. Antalya İl Başkanı olarak açıklandıktan sonra 6 Kasımdaki Genel Merkezimizin açılış programı sonrası mazbatamızı alarak resmen göreve başladık.
Bugünde siz basın mensuplarının katılımıyla ilk tanışma toplantımızı gerçekleştiriyoruz.
Toplamda 58 kişilik Kurucu İl Yönetimimiz görevlendirildi. Divan belirlenerek çalışmalarımıza başlayacağız. Değerli dava arkadaşlarım, Türkiye şu anda çok zor şartlardan geçiyor. Tarih boyunca böyle olmuştur. Emperyalist güçler yüzyıllık programlarından hiç vazgeçmemiştirler. Bizde, Vatanımızdan vazgeçmedik.
Değerli Arkadaşlar
Şu an Türkiye’nin ekonomik sorunları kadar önemli bir kaç madde altında sıralayabileceğimiz sorunlar var.
DEVLET KRİZİ
Tarihten hiç ders alamayan siyasal iktidar Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasına yol açan ümmet sisteminin hayallerini kurmaktadır. Milli devlete karşı ümmetçiliği öne süren ve kendi dar gruplarının çıkarları için tek adam rejimini araç haline getiren iktidar bir yanında da Türkiye Cumhuriyetinin etnik yapılara bölünmüş federal bir devlet dönüşmesine zemin hazırlamaktadır. Unuttukları tek şey var o da Türk Vatanseverleri ; Milli Birlik Krizi Türkiye ağır bir milli birlik krizinin içinden geçmektedir. Ayrıştırma ve kutuplaştırma ve en sonun dada cepheleştirmeyi hedefleyen AKP siyaseti her geçen gün toplumu daha fazla germekte kaçınmamaktadır. Bugün Türkiye dünyadaki en gergin toplumlardan birini oluşturmakla bulunduğu gerginlik düzeyi itibariyle Irak Suriye gibi ülkelerle eşdeğer görülmektedir.
Türk milletinin seküler dindar, Sünni - alevi, Türk -Kürt, Eğitimli -Eğitimsiz zengin- fakir gibi fay hatları üzerinden ayrıştırmak istenmesi emperyalizmin en çok istediği şeydir.
Tüm bunlara rağmen Türk milleti bir iç çatışma ortamına sürüklenmemiştir.
Maalesef AKP döneminde bir terör örgütü ile müzakereyi ve diğer bir terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi yaşanmıştır.
TÜRKİYE'MİZ TARİHİNİN EN AĞIR EKONOMİK KRİZİNİ YAŞAMAKTADIR...
Dış borç artmış Türk lirasının değeri yerlerde sürünmektedir. Vatandaşın alım gücü azalmıştır. Temel yaşamsal ihtiyaçların fiyatları olağan üstü artmıştır. Yaşanan işsizlik, hayat pahalılığı ve aile fertlerinin temel ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi sorunlar Türk aile yapısının bozulmasına ve parçalanmasına da sebep olmaktadır
Bugün 8 milyon aile yardım alarak hayatını sürdürmektedir. 2002-2019 YILLARI ARASINDA geçim sıkıntısı nedeniyle 5806 kişi yaşamına son vermiştir. 2020-2021'de ise intihar sayısı adeta patlamıştır.
Sonuç olarak
Saray rejimi gitsin de nasıl giderse gitsin anlayışı ülkeyi kan uyuşmazlığı yaşatan ittifaklara mecbur bırakan iktidar onun sunduğu alan kadar muhalefet eden sarı muhalefet de halk için çözüm değildir.
Erdoğan , ardında enkaz değil adeta moloz bırakmaktadır.
ATATÜRK'ÜN gençliğe hitabetinde dikkat çektiği dâhili ve harici bedhahlar yüzyıl sonra ilk kez belki de bu kadar gözle görünür ve tehlikeli hale gelmiştir.
NİYE ZAFER PARTİSİ?
Türkiye bu ağır ve çokluk kriz dönemini tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi Birinci meclisin ruhunu yansıtan bir program ve kadro ile aşabilir. Bu programın kısa ifadesi ise Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliğidir. Türkiye'yi sürüklediği uçurumdan kurtaracak başka bir duruş ve lider yoktur. Prof Dr. Ümit Özdağ'da bütün yaşamını Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğine vermiştir. Partiler üstü toplumsal muhalefeti kuvvayi milliye ruhu ile yönetebilecek tek liderde Ümit Özdağ'dır.
Türkiye'nin sürüklendiği krizi aşabilmesi için ancak bütün Türk milletini kucaklayan devleti bilen uluslararası siyasetin detaylarına nüfus etmiş terörizmle mücadele politikalarında uzman Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere sığınmacıların ülkelerine dönmeleri konusunda taviz vermeyecek bir liderlik Türkiye’nin kuruluşunun tek yoludur ve bu lider Ümit Özdağ'dır.
Devlet işletme mantığı ile yönetilecek bir yapı değildir. Devleti koruyan tarihten gelen hafıza milli ve milliyetçi değerler ve kırmızı çizgiler uluslarasın hassasiyetler ve dengeler vardır.
DEVLETİ KORUMAK, MİLLETİ YAŞATMAKTIR...
Devleti korumak ve müreffeh bir düzeyde yaşatabilmek de ancak yetkin kadroların devlet kadrolarında etkin ve verimli istihdam edilmesi ile mümkün olur. Zafer Partisi Türkiye'yi dengeler ve frenler sistemi denen yasama yürütme ve yargı bağımsızlığına saygılı demokratik geleneğine sahip çıkan yetkin kadrosu ilkeli bir iletişim stratejisinde olan bir anlayış ile yönetecektir. Ayrıca genel başkanımız Türk Kadınını, Türk Milletini, medeni duruşunun kalbine koyan Atatürk'ün ''Ey kahraman Türk Kadını, sen yerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!'' sözünü şiar edinmiş ve yeni dünya düzeninde Türk Kadınını Türkiye Cumhuriyetini aktif temsiline önem veren bir liderdir.
Değerli dava arkadaşlarım ve sevgili misafirlerimiz! Zafer Partisi Suriyeliler dışında politikası yoktur diyenlerde şunları belirtmek isterim.
ZAFER PARTİSİ TÜRK MİLLETİ'NİN AYDINLIK YARINLARI İÇİN VARDIR...
Harap olmuş devleti onarmak ,kurumların sağlıklı işleyişini yargının bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmek, Devlet hukuktur hukukta adalet anlayışı ilk her bir ferdin hakkını adil bir şekilde korumak ve savunmak;
Ayrışmış Türk Milletinin birliğini yeniden sağlamak ve güçlendirmek Rasyonel ve milli çıkarlar ölçüsünde geliştirilen dış politika vizyonu ile Türkiye'nin içinde bulunduğu kuşatmayı yırtıp atmak; İstihdamsız büyüme yerine üretime dayalı istihdamın arttırıldığı ekonomik büyümeği önermemek diğer bir ifade ile beton ekonomisi ve rant yerine üretim ve teknolojiye öncülük edinmek. Ekonomik kriz ve işsizliğe karşı akılcı yenilikçi ve milli kaynakları önceleyen politikalar üretmek. Kullandığımız havalimanlarının geçmediğimiz köprülerin ve otoyolların parasıyla Türk milletinin geleceğinin ipotek altına alınmasına yol açan rant projelerine son vermek. Rantın peşkeş çekilmesi sonucunda Türk milletinin soyulmasına vergilerin israf edilmesine hayır demek için söz vermiştir. Türk milletinin gelecek 1000 yılda da bu topraklarda var olacağını haykıran Ümit Özdağ Atatürk'ün Milliyetçiliği kavramını yeniden şahlandırmaya ant içmiş Türk milliyetçisi kadrosuyla fikren ve siyaseten topyekûn mücadeleye hazırdır.
ZAFER, ZAFER BENİMDİR DİYEBİLENLERİNDİR!
Değerli Dava Arkadaşlarım
Sayın Genel Başkanımızın Suriyeliler konusunda hükümeti uyaran açıklamaları yaklaşık 10 yıldır devam ediyor. Şuan yaklaşık (8,300 bin sığınmacı) bazılarına oturma izni, çalışma izni, verilmiş olmakla beraber bu gelenler mülteci değil sığınmacıdır. Maalesef bu sığınmacılar Türk toplumuyla entegre olamadığı gibi Türkiye’de toplumsal olaylara da karışıyorlar hırsızlık, kapkaç, adam kaçırma, cinayet, tecavüz, yaralama gibi birçok suça karışıyorlar. Suç oranları gün geçtikçe artıyor bazı kesimlerce sadece ucuz iş gücü tanımlaması bilgi eksikliğidir. Bizim insanımız yardım severdir görüştüğümüz insanların yanlışlarına da kayıtsız kalamayız. Artık Türkiye buğday, bakliyat tüketimi hızla artarak temin etmekte zorlanmaktadır. Fiyatlar sürekli yükselerek enflasyonu körüklemektedir. Çünkü bu insanlarla aynı fırından ekmek alıyoruz. Suriye de savaş bitmiştir. Ülkelerine dönme vakti gelmiştir İktidarın bu konudaki sığınmacıları göndereceğiz söylemlerini samimi bulmuyoruz. Sonuç olarak 10 milyon imza kampanyasını başlattık. İktidar stant kurmamıza izin vermiyor sebep halkı kin ve kışkırtmaya bölücülüğe sebep olacağı provakatif eylemlere açık olması bahanesiyle talebimiz reddediliyor” ifadelerini kullandı.
Toplantı sonrası İçlerinde Alanya'nında bulunduğu 5 ilçe başkanının ataması gerçekleştirildi ve rozetleri takıldı.
HABER: İbrahim AKDAĞ