Yıl 1911. İngiltere ve Fransa gibi büyük devletlerin de onayını alan İtalya, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı olan Libya’ya saldırmıştır. Osmanlının Libya’yı iyi yönetemediğini bahane eden İtalya Trablusgarp'ı almak ister.Savaşın gerçek nedeni ise sömürge elde etmekte geç kalan İtalya'nın Libya’yı sömürgesi haline getirmek istemesidir.
İtalya bir oldubitti ile Trablusgarp’a (Libya’ya) saldırınca Mustafa Kemal Atatürk, Enver Paşa, Ali Fethi (Okyar), Kuşçubaşı Eşref gibi vatanseverler, gizli yollarla Libya’ya giderek orada bölge halkını İtalyanlara karşı örgütlemeye başladılar. Bölge halkını İtalyanlara karşı başarılı bir şekilde örgütleyen Türkler, Trablusgarp’ta gerilla savaşının en iyi örneğini vermişlerdir. Bu nedenle İtalyanlar kıyılara tutunmuş, iç kesimlere geçememişlerdir.
Mustafa Kemal Atatürk te kılık değiştirerek o bölgeye giden vatanseverlerden biridir. Atatürk, Libya’da bölge insanlarını İtalyanlara karşı örgütleme çalışmaları yaparken Libya’daki Sunusiye Tarikatı'nın şeyhi Şeyh Ahmet Sunusi’yle tanışır ve dost olur. Burada başlayan dostluk sonucunda Şeyh Ahmet Sunusi daha sonra Anadolu’ya gelerek Türk İstiklal Savaşı’na katılmıştır. Batılı güçlerin istilasına karşı çıkan ve antiemperyalist bir çizgiye sahip olan Sunusiye tarikatı 1837 yılında Libyalı Muhammed Bin Ali Sunusi tarafından kurulmuştur. Sunusi Tarikatı üyeleri İtalya’nın Trablusgarp’ı 1911 de işgal etmesi üzerine, Libya'yı savunmaya gelen Osmanlı yurtseverleri ile birlikte İtalyanlara karşı birlikte savaşmışlardır. Şeyh Ahmet Sunusi, I. Dünya Savaşı sırasında Sultan Mehmet Reşat’ın bütün Müslümanları Osmanlı karşıtlarına karşı cihatta davet etmesi üzerine İstanbul’a gelmiştir Şeyh Ahmet Sunusi Arap-İslam ülkelerine gitmek için beklerken cihat çağrısı yapan Sultan Mehmet Reşat ölmüş ve yerine Vahdettin padişah olmuştur. Şeyh Ahmet Sunusi’nin İngiliz karşıtlığı söylemlerinden endişelenen Vahdettin, İngilizleri öfkelendirmemek için Şeyh Ahmet Sunusi’yi İslam coğrafyasına göndermemiştir.
Bu arada ateşkes yapılmış, Türk vatanı işgal kuvvetleri tarafından teslim alınmıştır. Türk İstiklal Savaşı'nın hazırlık dönemi bitmiş, TBMM açılmıştır. İstiklal Savaşı’nın başladığı sırada Bursa’da bulunan Ahmet Sunusi, Bekir Sami Bey aracılığıyla Atatürk’e haber göndererek Milli harekete katılmak istediğini bildirmiştir. Bunun üzerine Atatürk, Ahmet Sunusi’ye bir mektup yazarak onu Ankara’ya davet etmiştir. Mektupta:
“Şeyh Sunusi Hazretlerinin milli mücahadelere yardım hususunda gösterdikleri hissiyata şükran arz eyleriz. Hilafet makamının fiilen işgali karşısında Şeyh Hazretlerinin duydukları infial hissinin İslam alemine tebliği pek ziyade lazım ve faydalı olacaktır. Bu konuda icab eden görüşünüzü ayrıca arz ederiz. Şeyh Hazretlerinin Ankara’da bulunmalarını arz ederiz…”
Şeyh Ahmet Sunusi, TBMM açıldıktan sonra 15 Kasım 1920’de Ankara’ya gelmiştir. Atatürk’ün onuruna verdiği yemekte konuşma yapan Ahmet Sunusi: “İslamiyet’in yok olmasının muhakkak görüleceği bir halin meydana çıkması üzerine Müslümanların ümitleri kesildiği bir sırada Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, arkadaşlarıyla beraber din uğruna savaşmaya başladılar. Ve siz de beraber savaştınız, cihat ettiniz. Bu hizmet bütün İslam aleminin devamına, İslam aleminin kurtuluşuna ait mukaddes bir vazifedir” demiştir.
İstiklal Savaş'ının devam ettiği günlerde Binbaşı Noel gibi İngiliz ajanları Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı yerlerde Milli mücadeleye karşı olumsuz propagandalar yapıyorlardı. Atatürk, İstiklal Savaşı sırasında Kürtlere yönelik uygulanan ayrılıkçı propagandalara karşı önlemler almıştır.
Atatürk, Şeyh Ahmet Sunusi’yi Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzey Irak’a göndererek İngilizlerin yaptığı propagandaları etkisiz hale getirmiştir. Atatürk, İngiltere ve Fransa gibi büyük devletler tarafından İstiklal Savaşı'na karşı kışkırtılan Kürtleri Milli harekete kazanmak için Ahmet Sunusi’nin doğudaki ününden yararlanmak istemiştir. Bu öyle bir ündür ki, o günlerde Antep’te, “Şeyh Sunusi Hazretlerinin geçtiği toprağı düşman istila etmezmiş!” gibi söylentiler dolaşmaya başlamıştır.
Şeyh Ahmet Sunisi, her gittiği yerde vaazlar vermiş ve hutbeler okuyarak bölge halknıı etkilemiştir. Şeyh Sunisi verdiği vaazlarda "İslami farzların namazdan sonra en önemlisi cihaddır. Hüküm kuvvet sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi çeşitli düşmanlara karşı
müdafaa da bulunup İslam mülkünü istiladan kurtardığından meşruiyeti her türlü şüphenin üzerindedir.
Bütün hukuk ve görevler meclisindir. Millet Meclisi'nin başkanlığında bulunan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin bu milli ve dini mücadelelerini İslami ölçü ile destekleyip adı geçen kişinin ve meclisin oluşturduğu dayanışmaya uygun olan bu usul dışında bir görüş yürütülmesi İslam'a aykırıdır. “demiştir.
Şeyh Ahmet Sunusi, Güneydoğu Anadolu’da yaptığı propaganda çalışmalarıyla birçok Kürt aşiret reisini Milli harekete katılmaya ikna etmiştir. Şeyh Ahmet Sunusi, Ankara, Konya, Sivas, Elazığ üzerinden, Urfa ve Diyarbakır’a, sonra Mardin’e, oradan da Musul’a kadar gitmiştir. Konya İsyanının bastırılmasında Şeyh Ahmet Sunusi de görev almıştır. Milli harekete karşı çıkarılan isyanları İslam karşıtlarının propagandalarıyla çıkarıldığını anlatmaya çalışmıştır.
Ahmet Sunusi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği her görevi yapmıştır. Anadolu’daki Milli Mücadele lehine kongreler düzenlemiş ve vaazlar vermiştir. Şeyh Sunisi'nin Mustafa Kemal ATATÜRK ile ilgili gördüğü rüya oldukça ünlüdür. Ahmet Sunusi rüyalarında zaman zaman Hz. Peygamberi görür ve Hz. Peygamberin sağ elini öper. Âmâ bir gün yine Hz Muhammed Ahmet Sunusi'nin rüyasında ortaya çıkar. Ahmet Sunusi bu kez de peygamberin sağ elini öpmek ister ama Hz. Peygamber sol elini uzatır. Şeyh Sunusi, Peygambere hitaben "Ey Allahın Elçisi, bana sağ elinizi verirdiniz, neden bu sefer sol elinizi uzattınız? diye sormuş. Ahmet Sunusi'nin sorusuna cevap veren Hz. Muhammed, "Sağ elimi Anadolu'da Mustafa Kemal'e verdim, sol elim boş onu sana veriyorum “demiş.
Mücadeleci özelliği ve tam bağımsızlık yanlısı tutumu ile tanınan Şeyh Ahmet Sunusi önce Şam'a gitmiş ama orada Fransızların baskısı ile kalamamış oradan da Hicaz bölgesine gitmiştir. Ömrünün son yıllarını Hicaz'da geçirmiş ve 10 Mart 1933'te vefat etmiştir.
Libya'nın yeniden gündeme geldiği bugünlerde Rahmetli Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ün deyimiyle "Kurtuluş Savaşı'nın manevi lideri Şeyh Ahmet Sunusi’yi" anmak istedim.
Toprak, Mustafa Kemal Atatürk gibi yüce insanların mücadeleleriyle VATAN olmuştur. Bu toprakları bizlere vatan yapan ATAlarımızı saygıyla anıyorum.
Op. Dr. Ali DULUM, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Baş ve Boyun Cerrahi #Opdralidulum #Alanyakbb
Kitap öneri:Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Arapçılığa Karşı Akılcılığın Öncüsü İmamı Azam Ebu Hanife, 2012