Büyük krizlerin onlarca yıldır biriken ve bastırılan sorunları ortaya çıkarmak gibi de bir özelliği vardır .Coronavirüs ile mücadele ettiğimiz şu günlerde sosyalizm hiç ummadığınız bir yerden yeniden bir kurtuluş reçetesi gibi sunulmaya başlandı.
Nat Rothschild 1 Mayıs 2020 tarihinde tweet atarak hayatında hiç olmadığı kadar "küresel sosyalizme yakın olduğunu " belirtti. Ardından teknoloji dahisi Elon Musk bir tweet atarak "tüm mülkümü satıyorum" dedi.Bu tweetler rastlantı olabilir mi! Neden bu tweetleri attılar, niçin bu ifadeleri kullandılar. Nat Rothschild ile Elon Musk arasında nasıl bir ilişki olabilirdi.
Sosyalizme vurgu yapan tweetler başlangıçta pek çok insanın kulağına hoş gelmiş olabilir. Sosyalizm sisteminin nerede uygulandığını hatırlayacak olursak Venezuela, Çin, Kuzey Kore, Küba. Saydığımız ülkelerin hiçbirinde halk 1990'larda yıkılan Sovyetler Birliği'nde olduğu gibi örgütlü değildir. Yine adını verdiğimiz hiç bir ülkede halk, Sovyetler Birliği'nde olduğu gibi iktidarda, yönetimde de değildir. Dünyanın yeni küresel gücü olarak lanse edilen Çin Halk Cumhuriyeti, kağıt üzerinde sosyalisttir. Çin'deki uygulamalar incelendiği zaman bir çeşit devlet kapitalizmi uygulandığına dair işaretler görülür.Küçük bir grubun ekonomik şartlarının iyi olduğu Çin'de, geri kalan halk çok az bir para için saatlerce çalışmak zorundadır.
Nat Rothschild ile Elon Musk gibi küreselci elitlerin bahsettiği başka bir sosyalizm olsa
gerek. Kimi aydınlara göre burada sözü edilen "Küresel sosyalizm"dir. Ramazan Kurtoğlu gibi ekonomistlere göre bu "şirket sosyalizmi"dir. Küresel sosyalizm ile insanlar, çalışanlar küresel sermayenin inisiyatifine bırakılıyor. İnsanlar çiplenerek kontrol edilecek ve çalışma saatleri uzatılarak şirketlerin karlılıklarını artırmak için çalışacaklar. Covid 19' dan sonra gündeme gelen Universal basic income, evrensel temel gelirin(ETG) amacı da küresel
sosyalizme geçişi kolaylaştırmaktır. "Evrensel Temel Gelir" ile kişi çalışsa da çalışmasa da her vatandaşa maaş bağlanacaktır.
Gündeme getirilen Evrensel Temel Gelir yeni bir uygulama değildir ve dünyanın çeşitli ülkelerinde denenmektedir.Kenya, Uganda, Finlandiya gibi. Kanada'nın iki kentinde uygulanıp bırakılan ETG İsviçre'de ise referandum yolu ile halka sorulmuş ve sonuçta reddedildiği için uygulamaya geçememiştir.Vatandaşlık Maaşı olarak ta adlandırılan ETG kimi ülkelerde seçim vaadi olarak sunulmaktadır.
Devletler üzerinde yapılan testler başarılı olursa tüm dünya da uygulanacak olan Evrensel Temel Gelir ile devletler vatandaşına ayrım yapmaksızın belli bir gelir sağlayacaklardır. Coronavirüs ile sadece ülkelerin sağlık sistemleri değil, ekonomik sistemleri de bozuldu. Vatandaş tüketim yapsın üretim ekonomisi devam etsin diye Evrensel Temel Gelir uygulamaları yeniden gündeme geldi. Var olan ekonomik sistem devam etsin, ekonominin çarkları dönsün diye şu anda dünya da pek çok devlet para basarak bunu zaten yapıyor.
Adnan Menderes ile başlayan küçük Amerika olma hevesi ve Turgut Özal'ın Neoliberal hayalleri ile Atatürk Dönemi'nin karma ekonomi modeli terk edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün karma ekonomi modelini terk etmenin sonucunda bugünkü ithalat, dış borç ve yabancı sermayeye bağımlı, borç içinde yüzen bir tüketim toplumu yapısı ortaya çıkmıştır.
Atatürk'ün dediği gibi “İktisaden zayıf bir millet, fakirlik ve sefaletten kurtulamaz, kuvvetli bir medeniyete, refah ve saadete kavuşamaz, içtimaî ve siyasî felâketlerden yakasını kurtaramaz.” Güçlü Türkiye ATATÜRK'ü anlamakla ve ATA-TÜRK'e dönmekle mümküm.
Op.Dr.Ali DULUM Kulak Burun Boğaz Uzmanı Baş ve Boyun Cerrahi
Kitap Öneri: James Rickards, Çöküşe Giden Yol, Destek Yayınları