head

2183026 810x458 75f08
Pazar, 17 Kasım 2024
Cumartesi, 06 Nisan 2019 14:29

“BİR MİLLETİN MUHTAÇ OLDUĞU FİKRİ GIDA: BASIN”

Yazan
Ögeyi Oylayın
(0 oy)
Geçen haftanın en önemli konusu DOĞAN MEDYA’nın el değiştirmesiydi. Kuvvetler ayrılığının olduğu ülkelerde medya artık dördüncü güç olarak kabul edilmekte. Parlamentonun ve yargının yanı sıra medya da yeni dünya düzeninde yeni bir güç.


Demokrasilerin olmazsa olmazı “basın özgürlüğü”dür. Devlet ve hükümet yöneticilerinin, devlet kurumlarının, muhalefetin ve hatta sivil toplum kuruluşlarının çalışma ve uygulamalarını izlemek, denetlemek, uyarılarda bulunmak ve yanlışlarının, haksızlıkların, yolsuzlukların üzerine özenle gitmekle görevlidir medya.
Gazi Mustafa KEMAL 1922 yılında , “Basın milletin genel sesidir. Bir milleti aydınlatma ve ona doğru yolu göstermede, bir milletin muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, özetle bir milletin hedefi mutluluk olan ortak yönde yürümesinin sağlanmasında, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul ve yol göstericidir.” Özgür bir basın halkı bilgilendirir, liderlerin hesap verebilmelerini sağlar, yerel ve ulusal meselelerle ilgili kamuoyu oluşturur.
Medya ve demokrasi birbiriyle yakından ilişkilidir. Yazılı ve görsel basın yayın organları toplumun gözü kulağıdır. Toplum onlarla görür, onlarla duyar. Gazi Mustafa KEMAL 1922 yılında “Basın, baskı ve etki altına alınamaz… Basın, milletin müşterek sesidir. Gazeteciler düşündüklerini samimiyetle yazmalıdırlar.”diyor.
Medya ve demokrasi birbirini destekleyen ve besleyen iki organdır. Basın özgürlüğü, basın özgürlüğünün beşiği kabul edilen Batı Avrupa’da başlamıştır. 18. yy boyunca devletin basına uyguladığı sansüre karşı birçok yazar, düşünür ve siyasetçi mücadele verdi. Demokratik ve çoğulcu bir yapının oluşmasını mümkün kılan etmenlerin başında basın geliyordu. Toplumun doğru bilgilenmesi, devletin kurallarını ve aldığı kararlarının halka doğru aktarılması ancak özgür basınla mümkündü.
Bir ülkede bağımsız yargı ve özgür basın yoksa demokrasinin varlığından söz etmek mümkün değildir. Toplumda baskı yaratmak isteyen iktidarlar, evvela basını baskı altına alırlar, ondan sonra toplumu istedikleri gibi yönlendirirler.
Demokrasiler, özgür basının varlığını güçlendirir. Bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü ilkesine sahip bir sivil toplum ve ifade özgürlüğü… Hepsi özgür basını destekler. Özgür bir basın yasal koruma altında olmalıdır.
Medyanın özgür düşüncenin taşıyıcısı olarak önemi inkâr edilemez, Mark TWAİN’in: “Yerküremizin dört bir yanına ışık taşıyan yalnızca iki büyük güç vardır. Gökyüzünde güneş ve burada aşağıda Associated Press” diyerek basının özgür düşünceye yaptığı önemli katkıya dikkat çekiyor.
Sınırlı sayıda var olmaya çalışan TARAFSIZ Medyayı destekleyelim. MEDYA susarsa İNSANLIK biter. BİLGİ GÜÇTÜR. Düşünen TÜRKİYE için okuyalım.

Op. Dr. Ali DULUM

Okunma 11261 kez
Ali Dulum

DAĞARCIK

Gazeteler