O yılların psikolojisini anlamak zor değil. Savaş yıllarında büyük eziyetler çekmişler. Açlık, sefalet yaşamışlar. Osmanlı'nın Balkanları kaybetmesi ile büyük göç dalgalarına maruz kalmışlar.Yani yurtlar edinip yeni yerleşim yerlerine alışmanın zorluklarını yaşamışlar. İstiklal savaşında silah fabrikalarında çalışmışlar. Türk ordusuna kıyafet dikmek için canla başla çalışmışlar. Kasabalarından köylerinden geçen askerlerimize ayran, su, yiyecek dağıtmışlar. Birçok kadınımız eşlerini oğullarını cephelerde kaybetmiş.
Romanlara konu olmuş bu çileli hayatlar sonrası işgallerden kurtuluşu görüp, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurtuluş savaşı kahramanlarına minnet duyarak yaşamışlar. En önemlisi Cumhuriyetin ilanıyla adeta evlerde kafes arkasına hapsolmaktan kurtulup cemiyet içinde yer almaya başlamışlar. Peçeden, burka dan kurtulmuşlar.
Asıl önemli gelişme, herhalde kadınlarımızın toplumda söz sahibi olmasının sağlandığı kanunlardır. 1930 yılından itibaren çıkarılan birçok yasa ile önce belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma, ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te tanınmıştır. İşte Türk kadınını ağlatan, Atanın ölüm tarihi 10 Kasım ve günümüze kadar duyulan sevgi ve vefa budur. Saat 9.15 de sirenler çalmaya başlayınca, cadde ve sokaklarda, hatta evlerinin bahçelerinde hazır ol vaziyetinde dim dik duran insanlarımızın arasında kadınlarımızın çoğunlukta olması, ümit vericidir.
Biz Türkler tarih boyu kadınlarımıza değer vermişizdir. Bu konuda, M.Ö hükümdar olmuş, dünya tarihindeki ilk Türk kadın hükümdar Tomris Han'dan, Osmanlı devletinin kuruluşu aşamasında etkin rol oynayan Ertuğrul gazinin annesi Hayme anadan misaller verebilirim. ANA CADDE, ANA KARA, ANA BİNA gibi koyduğumuz isimler boşa değildir. Yıllardır yerleştiğimiz toprakların adı ANADOLU 'dur. Demek ki törelerimizde ve kültürümüzde analarımıza, dolayısı ile kadına saygı vardır.
Günümüzde nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasette eşit oranda temsil edilememesi, veya kadın kotası gibi eşitsizlik örnekleri, kadınlarımızı üzmektedir ve her şeyden önce bir demokrasi meselesidir. Yine de kadınlarımızla birlikte çağdaş medeniyeti yakalayıp, üstüne çıkacağımıza inancım tamdır.
Milletimizin ve kadınlarımızın bu günlere gelmesine sebep olmuş, dahi lider Mustafa Kemal Atatürk'ün ruhu şad olsun.
Hoşça kalın, geçmişi unutmadan kalın
Cengiz Savaşeri