head

2183026 810x458 75f08
Pazartesi, 25 Kasım 2024

Dünya

Ivanka Trump, Dünya Bankası'nın başına geçmesi için babası ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı öneriyi reddettiğini açıkladı.

Geçen hafta Donald Trump, "sayılarla arası çok iyi olduğu için" kızına Dünya Bankası'nın başına geçmesini teklif ettiğini söylemişti.

Ivanka Trump, bu teklife "Beyaz Saray danışmanlığından memnunum" yanıtı verdiğini açıkladı.

Donald Trump bunun üzerine ABD'li ekonomist David Malpass'ı bu göreve uygun gördü.

Dünya Bankası'nın yöneticileri geleneksel olarak ABD tarafından belirleniyor.

Donald Trump kızının "doğal bir diplomat" olduğuna inandığı için ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olmasını değerlendirdiğini de söylemişti.

Eski Peru Devlet Başkanı Alan Garcia'nın polis tarafından tutuklanmadan önce kendisini tabancayla vurduğu bildirildi.

5cb75333ae78491fa4db32a0 50092

Peru Sağlık Bakanlığı, kendisini başından tabancayla vuran Garcia'nın, acilen ameliyata alınması sonrası yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Avukatı Erasmo Reyna da eski devlet başkanının, başkent Lima'da polis tarafından tutuklanmadan hemen önce kendisini vurduğunu söyledi. Brezilyalı inşaat firması Odebrecht'ten rüşvet almakla suçlanan Garcia için mahkeme tarafından tutuklama kararı çıkarılmıştı. Garcia, hakkındaki suçlamaları reddediyordu.

5cb75333ae78491fa4db3293 1e614

Alan Garcia, Peru'da 1985-1990 ile 2006-2011 yıllarında devlet başkanlığı görevini yürütmüştü

 

Latin Amerika'daki Odebrecht soruşturmaları, şirket yöneticilerinin ABD'deki davada Adalet Bakanlığı ile yaptıkları uzlaşma kapsamında 10 Latin Amerika ve 2 Afrika ülkesinde yetkililere rüşvet verdiklerini itiraf etmeleriyle başlamıştı.

5cb7533361361f1b906f09f0 bf5b6

Peru, Arjantin, Meksika, Dominik Cumhuriyeti, Kolombiya, Ekvador ve Venezuela makamları, kendi ülkelerinde şirketin faaliyetlerine ilişkin yolsuzluk soruşturmaları açmıştı.

 

Fransa'nın simge yapılarından biri olan Notre Dame Katedrali'nde çıkan yangın dün güç bela söndürüldü. Bugün ise uluslararası ajanslar katedral içerisinden çekilmiş fotoğrafları paylaşarak hasarı gözler önüne serdi.

 

Fransa’nın 850 küsur yıllık tarihiyle en önemli yapılarından biri olan Notre Dame Katedrali’yle ilgili soruşturma devam ediyor. Yangın dün güçlükle söndürülürken bugün uluslararası ajanslar Notre Dame Katedrali’nde yangından sonra çekilmiş fotoğraflar servis etti. Fotoğraflarda katedral içindeki birçok eşyanın yandığı görülüyor.

Öte yandan Notre Dame Katedrali’nde onarım çalışmaları için toplanan bağış miktarı da 700 milyon euroya ulaştı. Paris’in simgelerinden Notre Dame Katedrali'nin büyük yangın sonrasında yeniden inşası için bağışlar gelmeye devam ediyor. Katedralin onarımı için şuna kadar 700 milyon euro bağış yapıldı. Bağış yapanlar arasında ülkenin varlıklı ailelerinden Pinault ailesi, Arnault ailesinin yanı sıra büyük şirket sahipleri de yer aldı. Bouygues şirketi, CapGemini, Total, L'Oreal, Michelin, PSA gibi şirketlerin yardımda bulunduğu belirtildi. Apple'ın CEO'su Tim Cook da miktar belirtmeden yardım yapacağını açıklayanlar arasında yer alıyor.

cati aa 587bf

Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castaner, Notre Dame Katedrali’nin dünkü yangından genel hatlarıyla kurtarıldığını ancak içerideki birçok eserin tahrip olma riski bulunduğunu bildirdi. Castaner, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen yerlerinin başında gelen katedralde incelemelerde bulunduktan sonra gazetecilere açıklama yaptı. Dünyaca ünlü 856 yıllık tarihi yapının yangından genel hatlarıyla kurtarıldığını ancak içerideki birçok eserin tahrip olma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Castaner, katedralin Fransa’nın tarihine ait olduğunu, yeniden inşa edileceğini ve çanların tekrar çalınacağını söyledi.

 

Bu arada, itfaiye ekiplerinin katedralin içerisinde kalan eserlerin tahrip olmaması için çalışmalarını sürdürdüğü, uzmanların da oluşan hasarları tespit etmeye çalıştığı kaydedildi.

 

twitter ekrangoruntusu 54531

Fransız basınında yer alan haberlere göre, kulelerden birinin ve çatının tamamen çökmesi sonucu tavanda 3 büyük delik oluştu.

 

Uluslararası kamuoyunun gündem maddeleri arasında Türkiye'nin Rusya'dan alma hazırlığı içerisinde olduğu S-400 füzeleri... Bu konuda açıklama yapan ve süreci eleştiren isimlerden biri de Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras... Fakat NATO üyesi olmasına rağmen Rus yapımı S-300 savunma sistemine sahip olan Çipras, "İstikrarsız bir komşu istemiyoruz" diyerek herkesi şaşkına çevirdi.

s400 reuters 16 9 1555478995 880x495 5bba3

Yunanistan Başbakanı Aleksiz Çipras, Türkiye’nin gündemindeki S-400 savunma sistemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yunan ulusal televizyon kanalı ANT1 TV’ye çıkan Çipras, birçok konuda Nikos Hatzinikolou’nun sorularını yanıtladı.

Yunanistan Başbakanı Türkiye ile ilgili olarak, “İstikrarsız bir komşu istemiyoruz. Siyasi istikrarı olan ve askıdaki meseleler için diyalog kanalları açık bir komşu istiyoruz” dedi. NATO üyesi olmasına rağmen Rus yapımı S-300 savunma sistemine sahip olan Çipras, buna karşılık akılları karıştıran bir açıklama yaptı. Çipras, S-400 süreci sonrasında Türkiye’nin başka bir eksene kayma ihtimalinin belirdiğini söyleyerek, “Türkiye’nin başka bir eksene kayması ihtimali bizi endişelendiriyor” dedi.

 

Röportajın sonunda gelen soruya kapsamlı bir yanıt veren Çipras’ın sahibi olduğu S-300 sistemi 2009 yılında Yunanistan’da konuşlandırılmıştı. Satın alındıktan 14 yıl sonra yani 2013 yılında Girit’te deneme atışı yapan S-300 sisteminin başarılı sonuç verdiği açıklanmıştı.

 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, hazırladığı Kıbrıs raporunda, ''Devam eden istişarelerin, müzakerelerin yeniden başlamasını sağlayacağını umuyorum'' ifadesini kullandı.
Antonio Guterres, Kıbrıs'ta 6 Ekim 2018-10 Nisan 2019'da tarafların ''anlamlı ve sonuç odaklı'' müzakerelere yeniden başlama noktasında kaydedilen ilerleme ve gelişmelere ilişkin raporunu BM Güvenlik Konseyine sundu.

Raporda Guterres, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis'in 26 Ekim 2018 ve 26 Şubat 2019 tarihlerinde BM denetiminde yaptığı iki görüşmeyi ''nadir bir fırsat'' olarak nitelendirdi.

Guterres, müzakerelere yeniden başlanması için belirlenecek şartlar konusunda iki liderin bu görüşmelerde yüz yüze yaptığı fikir alışverişinin ardından bazı önemli güven artırıcı önlemlerin de alındığını ifade etti.

'DÜELLO GİBİ AÇIKLAMALARIN FAYDASI YOK'

Anket sonuçlarının aynı zamanda, her iki toplumda çoğunluğun uzlaşma arzusunu dile getirdiğini ancak toplumların uzun süredir devam eden statükonun siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçlarından kaygı duyduğunu da gösterdiğini belirten Guterres, müzakerelerle ilgili önemli konular hakkında iki taraftan yapılan ''düello gibi açıklamaların siyasi süreçteki ortama katkıda bulunmadığını'' ifade etti.

Kıbrıs'taki barış gücü misyonunun bu süreçte ateşkes hattında ihlallerde artış gözlemlendiğini rapor ettiğini kaydeden Guterres, '' İki taraf da kamuoyunda kapsamlı bir çözüm için gerekli siyasi iradenin var olduğu konusundaki şüpheleri dindirmeyi genel olarak başaramadı. Barış sürecinin geleceğine dair belirsizliğin devam etmesi iki toplumu siyasi angajmandan caydırdığı izlenimi verdi, kamuoyu algı anketlerinde daha fazla katılım isteği olmasına rağmen. Bu belirsizlik ayrıca iki toplumun yeniden birleşmesi beklentilerine dair inancı aşındırıyor.'' değerlendirmesinde bulundu.

Guterres, sivil toplum düzeyinde de iki toplum arasında bazı önemli girişimler olduğuna işaret etti.

Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute'un taraflarla ayrı ayrı görüşmeler yaptığını, Ada'yı 4 kez ziyaret ettiğini, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'den yetkililer ve Avrupa Birliği'nden temsilcilerle de görüştüğünü aktaran Guterres, istişareler sırasında tüm taraflar çözüm konusundaki taahhütlerini yinelese de bu yöndeki çabaların başarılı olamadığını belirtti.

Guterres, ''Ada'daki retorik, gerek ton gerek içerik olsun, toplumları bir araya getirecek ortak bir gelecek yerine toplumları bölmeye devam eden farklılıklara vurgu yapıyor. Her iki tarafta da yapılan iki görüşmenin ardından, müzakerelerin yeniden başlaması konusunda şüpheler devam ediyor.'' değerlendirmesini yaptı.

Bu süreçte Kıbrıs'ta 2 yeni sınır kapısının daha geçişlere açıldığına, cep telefonlarının adanın her iki tarafında da kullanılabilmesi gibi güven artırıcı önlemler alındığına ve her iki liderin de 18 bölgede mayınların temizlenmesi konusunda hemfikir olduğuna değinen Guterres, sürece dair gözlemlerini ''Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm öncelikle tarafların elinde. Çözüm için her iki tarafın da bütün konularda beklentilerinden daha azını kabul etmesi gerek. Kapsamlı bir çözüm büyüme, refah ve güven için fırsatlar yaracak, aksi takdirde bunlar olmayacak.'' şeklinde ifade etti.

İki liderin üzerinde uzlaştığı güven artırıcı önlemleri olumlu bir gelişme olarak nitelendiren ve liderlerin bu önlemlerin uygulanmasını sağlaması gerektiğini vurgulayan Guterres, çözümün sürdürülebilir olması için kutuplaştırıcı söylemler yerine açık ve yapıcı bir şekilde toplumların iyi bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

İKİ LİDERE ÇAĞRI

Guterres, ''Devam eden istişarelerin müzakerelerin yeniden başlamasını sağlayacağını umuyorum. Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunması için tüm gücümle arabuluculuk yapabilirim. İki lidere ve toplumlarına, garantör güçlere ve ilgili diğer taraflara yapıcı, yaratıcı ve gerekli aciliyet duygusuyla bu çabalara dahil olması çağrısı yapıyorum.'' ifadelerini kullandı.

İki bölgeli, iki toplumlu ve eşit siyasi hakların olduğu bir federasyon konusunda taraflara önemli konulardaki farklılıkları açığa kavuşturmak için daha önce teklif ettiği 6 noktayı yapıcı bir şekilde değerlendirme çağrısında da bulunan Guterres, ''Müzakerelerin yeniden başlaması için gereken şartlar henüz meyve vermese de tarafların bu fırsatı farklılıkların üstesinden gelmek için kullanacağından hala umutluyum.'' görüşünü dile getirdi.

Geçici özel danışmanı Jane Holl Lute'un istişarelerini sürdürmeye devam edeceğini ifade eden Guterres, ayrıca Kıbrıs'ta ve çevresinde bulunan doğal kaynaklardan her iki toplumun da faydalanması gerektiğini yineledi.

Gazeteler