ilk5-Manşetler
- Kategori: ilk5-Manşetler
- Gösterim: 195309
Alanya'da 16:51'de 4.6 şiddetinde meydana gelen deprem büyük korkuya neden olurken, vatandaşlar korku ile sokaklara koştu...
Alanya'da 16:51'de 4.6 şiddetinde meydana gelen deprem büyük korkuya neden oldu.
Depremin merkez üssü Alanya Kalesi'nin deniz ucundaki Cilvarda Burnu olduğu açıklanırken, Vatandaşlar korku ile kendilerini sokağa attı.
DEPREM SONRASI ALANYA KÜLTÜR MERKEZİNDE HASAR OLUŞTU...
Depremin etkisiyle Kültür Merkezi'nin duvarlarında çatlaklar oluştu ve cam kenarlarındaki beton parçaları yerinden koparak düştü. Yetkililer, olayda herhangi bir can kaybı ya da ciddi bir yaralanma olmadığını belirtti.
EKİPLER İNCELEMELERE BAŞLADI...
Alanya Belediyesi ve ilgili kurumlar, hasar tespit çalışmaları için bölgeye ekip yönlendirdi. Vatandaşlar, yaşanan deprem sonrası tedbirli olunması konusunda uyarıldı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: ilk5-Manşetler
- Gösterim: 154236
İYİ Parti Sözcüsü, Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, partisinden istifa etti. İstifa açıklamasını sosyal medyadan yapan Zorlu, "8 aydan fazla zamanda, milletimin yakama taktığı şerefli vekillik nişanına yakışır bir çaba ortaya koymak adına var gücümle çalıştım. Ancak gelinen noktada, bu umudu geleceğe taşıyacak ortak bir hedef doğrultusunda ilerleme imkanının kaybedildiğini üzülerek görmüş bulunmaktayım. İYİ PARTİ ile olan resmi bağımı noktalıyorum" ifadelerini kullandı...
İYİ Parti Sözcüsü, Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Zorlu'nun istifasıyla partinin milletvekili sayısı 29'a düştü.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Zorlu, şu ifadeleri kullandı:
"Veda Vakti…
Aziz Milletimin yüksek dikkatine;
Kadim değerlerimize olan sadakatimle ve “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” düsturuyla bugüne kadar siyaseti yalnızca bir görev değil, milletimizin aydınlık geleceği için bir sorumluluk ve hizmet alanı olarak gördüm. Bu hedef ve şuurla, davete icabet ederek, 19 Kasım 2022 tarihinde İYİ Parti ailesine katıldım. Partimin bana verdiği görevleri, zorlu bir siyasi atmosferde yüksek bir gayretle ve kıvançla yürüttüm.
Bilindiği üzere, 27 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 5. Olağanüstü Kurultayla partimiz, rotasının aydınlık olmasını umduğumuz bir değişim yolculuğuna çıkmıştır. Aradan geçen 8 aydan fazla zamanda, milletimin yakama taktığı şerefli vekillik nişanına yakışır bir çaba ortaya koymak adına var gücümle çalıştım. Ancak gelinen noktada, bu umudu geleceğe taşıyacak ortak bir hedef doğrultusunda ilerleme imkanının kaybedildiğini üzülerek görmüş bulunmaktayım.
Bu zorunlu halde vakit, bu ülkenin pusulası daima milletini gösteren bir evladı olarak benim için, yeniden yola revan olma vaktidir. Bugün itibarıyla mensubu olduğum İYİ PARTİ ile olan resmi bağımı noktalıyorum.
Bu çatı altında birlikte mücadele verdiğim dava arkadaşlarıma ve desteğini benden esirgemeyen teşkilatımızın emektar fertlerine yürekten teşekkür ediyorum.
Almış olduğum bu kararın geçmişte ortaya koyduğumuz birliktelik ruhuna zarar vermemesi yahut polemiklere kapı aralamasına izin verilmemesi en büyük temennimdir.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkeme hizmet için azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğim.
Sevgi ve saygılarımla."
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: ilk5-Manşetler
- Gösterim: 324657
Güney Afrika’da, Buffelsfontein madeninde mahsur kalan kaçak madencilerin açlıktan ölen arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kaldığı iddia edildi. Polis, madencilerin gönüllü olarak yer altında kaldığını savunsa da insan hakları örgütleri, madencilerin çaresizlik içinde hayatta kalmaya çalıştığını belirtiyor...
Güney Afrika'nın Stilfontein kentindeki Buffelsfontein madeninde mahsur kalan kaçak madencilerin, hayatta kalmak için ölen arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kaldıkları iddia edildi.
Kaçak madeni çeviren ve kaçak madencilerin tutuklanmak üzere teslim olmasını talep eden polis, iddiaların asılsız olduğunu söylese de İnsan Hakları Kuruluşu MACUA madencilerin birbirlerini yediklerini söylüyor.
4 AY SÜREN KUŞATMA...
Ağustos ayından beri kuşatılan maden, Güney Afrika hükümetinin gerilemekte olan maden endüstrisini yeniden canlandırmak için kaçak madencileri tutuklama kararı aldı.
Terk edilmiş altın madenlerinde kendi imkanlarıyla altın kazan ve sonra da bu ham altınları satan kaçak madenciler, hiçbir hükümet izni veya şirket desteği olmadan madencilik yapıyor.
Ağustos ayında ise Güney Afrika hükümeti, Buffelsfontein altın madenindeki kaçak madencileri tutuklama kararı aldı. Madene baskın düzenleyen yetkililer, birçok kaçak madenciyi tutukladı. Ancak bazı kaçak işçiler, altın madeninin derinliklerine kaçtı.
Yaklaşık bin madenci o zamandan beri, yaklaşık 4 aydır madende polisten saklanıyor. Polis, açıkça "ya teslim olun, ya da aç kalın" stratejisi uyguladıklarını söyledi ve madene herhangi bir erzakın gönderilmesini yasakladı.
İddiaya bazı madenciler, bu karardan dolayı açlık ve hastalıktan ölen arkadaşlarını yemeye başladı. Güney Afrika polisi ise, iddialara 'şüpheyle' yaklaşıyor.
SON ÇARE, KENDİ ETLERİ...
İnsan hakları grubu Madencilikten Etkilenen Birleşmiş Topluluklar Eylem Grubu (Mining Affected Communities United in Action/MACUA), bu durumu Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu başvuruda dile getirdi.
Mahkeme dosyasına göre, yer altındaki son raporlar durumun daha da kötüleştiğini ve bazı madencilerin yüzeye tırmanmaya çalışırken açlık ya da düşerek ölen arkadaşlarının etleriyle hayatta kalmaya çalıştığını gösteriyor. Başvuruda, “Son raporlar, daha fazla cesedin yer altında kaldığını işaret ediyor,” ifadeleri yer aldı.
İddiaya göre madenciler, madenden başka çıkışlar ararken ölen madencileri kesip, yiyorlar. MACUA, bu durumu Pretoria Yüksek Mahkemesi’nin, hükümeti madencileri kurtarmaya ve yardım sağlamaya zorlamayı reddetmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı.
Bazı madencilerin öldüğü, birçoğunun ise madenin bazı tünelleri kapatılmasına rağmen yüzeye çıkmayı başardığı belirtildi. MACUA, yeraltının 2 kilometre altına uzanan madenden yeni çıkışlar bulmanın imkansız hale gelmeye başladığını ve açlığın dayanılmaz hale geldiğini belirtti.
Grup, hükümetin madencileri kurtarmayı reddetmesinin yasal sorumluluğuna aykırı olduğunu öne sürdü. “Yüzlerce madenci hala mahsur, bir çoğu kaza sonucu ya da açlıktan ölüm ihtimaliyle burun buruna,” dedi.
Madencilerin hala yer altında mahsur kalmasının, polis kuşatmasının doğrudan bir sonucu olduğunun altını çizen MACUA, “Defalarca bu duruma acil müdahale edilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunduk, ancak bir değişiklik olmadı” ifadelerini kullandı.
'KENDİ RIZALARIYLA KALIYORLAR'...
Ancak hükümet yetkilileri, madende kalan madencilerin gönüllü olarak yer altında kaldığını iddia ediyor. Krizi yönetmek için kurulan Ulusal Ortak Operasyonlar odası (NatJoints), “Madencilerin sadece polis operasyonu nedeniyle mahsur kaldığı iddiası yanıltıcıdır,” dedi.
NatJoints, Güney Afrika Polis Teşkilatı’nın (SAPS) bölgeyi güvence altına aldığını ve yasa dışı faaliyetleri önlemek için önlemler aldığını belirtti. Ancak madencilerin güvenli şekilde yüzeye çıkması için belirlenen çıkış noktalarının bulunduğunu ve bazı madencilerin bu yolları kullanarak dışarı çıktığını ekledi.
NatJoints, “Hükümetin tutumu, hukukun üstünlüğünü korumaktır. Bu nedenle yasa dışı faaliyetleri kolaylaştırmak için acil yardım sağlanmamaktadır, ancak yüzeye çıkmayı seçen bireylerin güvenliği sağlanmaktadır,” açıklamasında bulundu.
MACUA, polisin yetkisini yanlış yorumladığını ve madencilerin fiilen ölüme terk edildiğini savundu.
Grup, “Bu, yasayı koruması gereken kişiler tarafından hukukun kasıtlı olarak çiğnenmesi anlamına geliyor. Mahsur kalan madenciler, polis tarafından yargılanmadan ve anayasal ilkeler çerçevesinde bir hakka sahip olmadan ölüme mahkûm edilmiştir,” dedi.
MACUA, mahsur kalan madencilerin yaşam hakkının korunmasını sağlamakta kararlı olduklarını ve madencilerin insan haklarının ihlaline yol açan eylemlerden sorumlu tarafların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: ilk5-Manşetler
- Gösterim: 217373
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin görülen davada karar çıktı.
Karara göre tutuklu sanıklar;
--Amca Salim Güran,
--Ağabey Enes Güran,
--Anne Yüksel Güran'a ağırlaştırılmış müebbet hapis;
Ve
--İtirafçı Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi...
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün başlayan tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın ikinci duruşmasında, sanıklara son sözleri soruldu.
Tutuklu sanık Enes Güran ise her zaman doğruyu konuştuğunu savunarak, üzerine atılı suçları kabul etmediğini ve beraatini istediğini belirtti.
Tutuklu sanık Salim Güran da Narin'in, yeğeni olduğunu hatırlatarak, "Canımdır, bu dünyada ona en son zarar verecek kişi benim. Öküz meydandadır. Kimse öküz buradadır demiyor. Suçsuzum, beraatimi istiyorum." beyanında bulundu.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar da "Sayın Başkan'ım Narin'i kesinlikle ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi. Ben de taşıdım. Taşıma cezası neyse ben razıyım. Yemin ederim kesinlikle ben öldürmedim." dedi.
Mahkeme heyeti, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın Türk Ceza Kanunu'nun 37/1, 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarına karar verdi.
Nevzat Bahtiyar'a ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, 4 sanık hakkında verilen cezalarda iyi hal indirimi uygulamadı.
BAKAN GÖKTAŞ'TAN AÇIKLAMA...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin görülen davada cezaların belli olmasının ardından açıklamalarda bulundu.
Bakan Göktaş "Narin kızımız için sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları adına Bakanlık olarak süreci yakından takip edeceğimize söz vermiştik ve bu sözümüzü kararlılıkla yerine getirdik." dedi.
ADALET BAKANI TUNÇ'TAN İLK AÇIKLAMA...
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin görülen davada cezaların belli olmasının ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.
Bakan Tunç paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
- Masum kızımız, 8 yaşındaki Narin evladımızın canice katledilmesine ilişkin davada Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vermiştir. Bu acı olayda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların hak ettiği cezalara çarptırılarak adaletin tecelli etmesi milletimiz için büyük bir beklenti haline gelmiştir.
- Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri doğrultusunda gecikmeksizin verilen kararın milletimizin vicdanında yer bulması önemlidir. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma sürecinde adaletin tecellisi için duyarlı davranan herkese, yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum.
- Adalet, mülkün temelidir. Adaletin terazisi hiçbir zaman şaşmayacaktır. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için devlet ve milletçe hepimiz hep birlikte üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
- Narin evladımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.
İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı, hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: ilk5-Manşetler
- Gösterim: 219488
Doğayı yıllardır bilinçsiz ve hor şekilde kullanan insanoğluna dün yine deniz bir ders verdi...
DENİZ ADETA YÜZÜMÜZE TÜKÜRDÜ...
Alanya'da dünkü şiddetli yağışlardan sonra, güzelim denizlerimizi ne kadar kötü kullandığımız bir kere daha ortyaya çıktı.
Denize attıklarımızı ; adeta yüzümüze tükürürcesine güzelim Akdeniz sahillere geri attı.
HABER: İbrahim AKDAĞ