head

2183026 810x458 75f08
Cuma, 21 Mart 2025
rek_lam_11_386cd_1aab8.jpg

Manşetler

 

Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, AKP Gençlik Kolları Başkanı Hamza Coşkun, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ihraç edilen 5 teğmene yönelik skandal bir paylaşım yaptı. Coşkun'la ilgili CHP, suç duyurusunda bulundu...

Manisa’nın Turgutlu ilçesinde AKP Gençlik Kolları Başkanı Hamza Coşkun, sosyal medya hesabından yaptığı ve daha sonra sildiği paylaşım, büyük tepkiye yol açtı. AKP’li Çoşkun, paylaşımında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ihraç edilen teğmenlerin fotoğrafını kullanarak, “Recep Tayyip Erdoğan en kudretli paşalarınızın hapiste altını bezletti, siz kimsiniz de ona kafa tutuyorsunuz” ifadelerine yer verdi. 

CHP’DEN SUÇ DUYURUSU...

CHP Turgutlu Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Solmaz ve beraberindekiler, AKP Turgutlu Gençlik Kolları Başkanı Hamza Çoşkun’un teğmenlere yönelik ifadelerinden dolayı suç duyurusunda bulundu. 

PAYLAŞIM ANAYASANIN TEMEL İLKELERİNE AYKIRI...

Suç duyurusunun ardından açıklama yapan CHP’li Solmaz, şu ifadelere yer verdi:

*Bugün burada, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve onun şerefli mensuplarına yönelik yapılan kabul edilemez bir paylaşımı kınamak ve hukuki sürecin başlatıldığını duyurmak için toplandık. Ordumuz, bağımsızlığımızın teminatıdır.

 
 

*Ancak son yıllarda birçok vatansever subay ve teğmen haksız yere ordudan uzaklaştırılmış, bu süreçlere karşı çıkanlar ise sistematik saldırılara maruz kalmıştır. Bir siyasi partinin gençlik kolları başkanı tarafından yapılan ve daha sonra silinen paylaşım, TSK’yı itibarsızlaştırmaya yönelik bir anlayışın tezahürüdür.

 

*Bu paylaşım, Anayasa’nın temel ilkelerine ve Türk Ceza Kanunu’nun 216. ve 301. maddelerine açıkça aykırıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, devleti ve ordusunu aşağılayan bu tür söylemler, sadece siyasetin malzemesi olmamalı, hukuki karşılığını da bulmalıdır.

*Bugün burada, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Ancak bu sadece bir hukuki adım değil, aynı zamanda TSK’ya ve onun onurlu mensuplarına sahip çıkma iradesidir. Cumhuriyet’in ve demokrasinin teminatı olan ordumuza yönelik bu tür saldırılara karşı durmaya devam edeceğiz.

*Son olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmaktan, onun askeri olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm yurttaşlara sesleniyoruz: Mustafa Kemal’in askeriyiz demekten korkmayın, sinmeyin! Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

“BAZI HEDİYELER GÖNDERECEĞİZ”...

Solmaz,  konunun takipçisi olacaklarını ve AKP Turgutlu Teşkilatı’na Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlayabilmeleri için bazı hediyeler göndereceklerini de söyledi.                                                                                                                                           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Ege Denizi'nde oluşan deprem fırtınası ile ilgili uyarılarda bulundu. Görür "Aydın ile Muğla arasındaki kıyılarımız tehdit altına girebilir" dedi...

 

Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki Santorini adası çevresinde ard arda meydana gelen depremlerle ilgili uyarılarda bulunan yer bilimci Prof. Dr.Naci Görür, "Eğer Türkiye sınırlarına doğru normal atımlı bir fay gelişimi, yırtılması olursa Aydın ile Muğla arasındaki kıyılarımız tehdit altına girebilir. Tsunami olabilir. Belli ölçüde yıkım olabilir. Onun için biraz dikkatli olmak gerekir" şeklinde konuştu.

 
 

Ege Denizi'ndeki Santorini adası çevresinde son günlerde ard arda meydana gelen depremler Türkiye'nin Ege kıyılarındaki kentlerinde korkuya sebep oldu.

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, meydana gelen depremler hakkında Aydın ve Muğla'nın kıyı kesimlerinde yaşayanlara uyarılarda bulunarak tsunami riskine dikkat çekti. Bu depremleri daha önceden sıklaşabileceğini öngördüğünü söyleyen Görür, "Ben ilk twit attğım zaman Santorini’de depremler başlamıştı. Bu depremlerin daha sıklaşacağını, sıklaşabileceğini öngördüm. Düşünmediğimiz şekilde gelişirse Türkiye’nin Ege kıyılarının zarar görebileceği konusunda da halkı uyardım. Halen de bu uyarıyı yapıyorum. Santorini’de olan depremler daha büyük bir depreme neden olur ve Türkiye kıyılarına yakınlaşırsa hem tsunami hem de güney alanlarımızda özellikle Aydın ile Muğla arasında belli ölçüde yıkıma neden olabilir. Bu bakımdan yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin dikkatli olması gerektiğini söylüyorum" dedi.

‘BU DEPREMLERİN OLUŞ MEKANİZMASI TEKTONİK NEDEN’...

Depremlerin oluşumunu anlatan Prof. Dr. Görür, "Şimdi bu depremlerin oluş mekanizması, Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalıp tüketilmesi ile olur. Afrika levhası Anadolu levhasının altına Helen - Kıbrıs yayı boyunca dalıp, tüketiliyor. Helen - Kıbrıs yayı bir dalma-batma zonu. Dolayısıyla Afrika levhası da Anadolu levhasının altına bu dalma-batma zonu nedeniyle dalıp, tüketiliyor. Bu dalma-batma üstteki levha olan Anadolu levhasında kuzey güney yönünde önemli ölçüde bir gerilmeye neden oluyor. Bunun sonucunda orada normal faylar meydana geliyor. Bu arada bizim Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara bölgesindeki Güney kolu bu bölgeye kadar uzanıyor. Belli ölçüde ilişkisi var. Dolayısıyla bu bölgede depremler volkanizmanın dışında, tektonik nedenlerle meydana geliyor. Volkanizmanın da belli bir etkisi olabilir. Volkanizmanın yalnız başına bu depremleri ürettiğini ben zannetmiyorum.

 
Prof. Dr. Naci Görür Ege Denizi depremleri ile ilgili uyardı: Kıyılarımız tehdit altında

'AYDIN İLE MUĞLA ARASINDAKİ KIYILARIMIZ TEHLİKEYE GİREBİLİR'...

Bölgedeki fay hatlarını açıklayan Prof. Dr. Naci Görür, "Bu bölgede 3 mekanizma var. Doğrultu atımlı bir fayzonu, Afrika levhasının dalması sonucu oluşan kuzey güney gerilmesine bağlı bir normal atımlı fayzonu ve üçüncüsü de volkanizma. Bazı insanlar volkanizmanın bu depremlere neden olduğunu sanıyor. Bizim hem Yunan meslektaşlarımızda temasımız sonucu hem bizim düşüncemiz, burada Afrika levhasının dalıp, batması sonucu Ege’de meydana gelen gerilmeye bağlı olarak meydana gelen depremlerin kökeni veya bugün oluş nedeni tektonik neden. O nedenle, 'Faylı nedenler' diyoruz. Bunlar daha çok eğim atımlı fayların doğrultu atımlı faylarla etkileşimi sonucu bu depremler meydana geliyor. Eğer Türkiye sınırlarına doğru normal atımlı bir fay gelişimi, yırtılması olursa Aydın ile Muğla arasındaki kıyılarımız tehdit altına girebilir. Tsunami olabilir. Belli ölçüde yıkım olabilir. Onun için biraz dikkatli olmak gerekir" şeklinde konuştu.


 

Deprem fırtınasının bir süre sonra sona ereceğini söyleyen Prof. Dr. Görür, "Belki de hiçbir şey olmayacak. Afet boyutunda bir hareket olmayacak. Bu deprem fırtınası 5 - 10 gün içerisinde azalıp yok olacaktır. Çünkü deprem fırtınalarının böyle bir özelliği de var. Genellikle büyük bir yıkıma neden olmadan, büyük bir depreme neden olmadan, gerekli hareketleri son buldurabiliyor. Sık sık olması o gerilmenin devam ettiğini, etkin olduğunu gösteriyor. Hiç azalan bir şey yok. Aksine gittikçe çoğalıyor. Gittikçe gelişip, büyük faylar oluşturacak, deprem oluşturacak evreye gelirse, o zaman daha zararlı olabilir. Türkiye'yi de etkileyebilir. Ama aksi halde bugün dalma-batma hareketine bağlı olarak lokal bir bölgede kırılma, gerilme, normal faylanma ve belli ölçüde volkanik faaliyetler sonucu bugünkü depremler oluşuyor. Büyük bir deprem oluşturması için daha fazla yırtılmanın, kırılmanın olması lazım" ifadelerini kullandı.


 
Prof. Dr. Naci Görür Ege Denizi depremleri ile ilgili uyardı: Kıyılarımız tehdit altında
 

‘YUNANLILAR DEPREME KARŞI GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALDILAR’...

Yunanistan'ın depremlerin başlangıcından itibaren aldığı önlemleri de değerlendiren Prof. Dr. Görür, "Ben Yunanlıların çok ders verir nitelikte bir hareket yaptığını düşünüyorum. Bu işi önemsediler ve çevre adaları boşalttılar. Oraya gerekli aletleri koydular. Yardım ekiplerini çağırdılar. Ölçüm ekiplerini getirdiler. Gerçekten gerekli önlemleri aldılar. Daha büyük bir deprem olsa bile insanların can kaybının olmayacağı kesin. Bence doğru, yapılması gereken bir işi yaptılar. Umarım bu hepimize ders olur. Biz güney kıyılarımızda, Aydın’dan Muğla’ya kadar Santori’ni Adasında olan depremselliğe bağlı olarak bir takım önlemler alıp almadığımızı ben bilmiyorum" dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Ege Denizi'nde son günlerde peş peşe meydana gelen 'deprem fırtınası'nın ardından değerlendirmelerde bulunan uzmanlar bunun İstanbul ve Anadolu'nun herhangi bir yeriyle ilgisi olmadığını söyledi. Muğla'nın bölgeye yakınlığına da dikkat çeken uzmanlar deprem ya da tsunami etkilerinin takip edileceğini kaydetti...

Ege'deki 'deprem fırtınası' korkuttu...

Ege Denizi'nde 28 Ocak'tan bu yana 'deprem fırtınası' yaşanıyor; komşuda üst düzey önlemler alınırken Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği ise merak ediliyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, depremlerin 2 bin 500 kilometrekarelik bir alan içerisinde hala devam ettiğini, sismik hareketlerde de belirgin bir artışın dikkati çektiğini anlattı.

Enstitüsü olarak bölgeyi 7 gün 24 saat izlediklerini aktaran Özel, "Burası Ege Denizi'nin güneyinde, Helenik Yayı ve Afrika Plakası'nın, Avrasya Plakası'nın altında aktif bir dalma-batma zonu... Buralar 2,5 yıldır aslında hareketli. Akdeniz'de de sürekli kaydediyoruz ama bu depremlerin frekansları çoğalmaya başladı" dedi.

Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil."

Özel, gelecekte bölgede hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu söyledi.

Bundan dolayı çok disiplinli bir izleme sistemiyle burasının sürekli gözlenmesi gerektiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu:

"Türkiye'de acil bir durum görülmüyor ama gelişmeleri yakından izliyoruz. Aktivitenin seyrine göre değerlendirmeye devam etmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, Marmara Bölgesi'ni etkileyecek faktörler değiller. Türkiye'de güneybatıya etkilerini değerlendirmek de aktivitenin nasıl devam edeceğine bağlı. Şu andaki mevcut aktivite, Girit'in kuzeyi ve Türkiye'nin güneybatısı arasında yer alan bir hat. Böyle bir şeyin bütün Marmara'yla tek bir bağlantısı olamaz" diye konuştu.

'4 VE ÜZERİ 500'DEN FAZLA DEPREM'

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin olduğu lokasyonun önemine işaret ederek, bir haftadan beri bölgede bir kısmı 4 ve üzeri olan 500'den fazla depremin yaşandığını söyledi.

Bölgedeki Santorini Adası'nın volkanik olduğunu dile getiren Ersoy, "Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor" dedi.

Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini bildirdi.

Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz" diye konuştu.

Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasını AFAD'ın da izlediğini vurgulayan Ersoy, yanlış bilgilendirme olmaması açısından zaman zaman gerekli açıklamaların yapıldığını anlattı.

Ersoy, "Bu tam bizim olayımız olmadığı için kriz merkezinin Yunanistan'da, adada kurulmuş olması çok normal" değerlendirmesini yaptı.

Yunanistan'da kurulan merkezin mantıkIı uyarılarda bulunduğunu kaydeden Ersoy, "Bu deprem fırtınasının İstanbul ve Anadolu'nun herhangi bir yeriyle ilgisi yok, tetiklemesi falan da mümkün değil. Öyle bir şeyler söyleniyorsa tamamen yanlış ve spekülatif" bilgisini verdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

 

 

Ege ve Akdeniz'de son 24 saatte onlarca küçük ölçekli deprem meydana geldiği bildirildi. Peş peşe depremlerin ardından Yunanistan'da 'acil' toplantı kararı alınırken uzmanlardan uyarı geldi...

Ege Denizi ve Akdeniz'de sismik hareketlilik alarmı! Son 24 saatte onlarca küçük ölçekli, Richter ölçeğine göre 4'ten büyük 11 deprem meydana geldi...

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli Rasathanesi verilerinden edinilen bilgilere göre, Ege Denizi ve Akdeniz'de çok sayıda sarsıntı tespit edildi.

Dün yaşanan irili ufaklı sarsıntıların ardından bugün en büyüğü 4,8 olmak üzere çok sayıda deprem meydana geldi. Akdeniz'de ise saat 14.18'de 3,2 büyüklüğünde deprem oldu.

İŞTE SON DEPREMLER...

AFAD, akşam saatlerinde peş peşe;

--3,3

-- 3,5

-- 3,6

-- 4,4

-- 4,5

-- 4,8

--4,4 büyüklüklerinde sarsıntılar meydana geldiğini bildirdi. 

4 VE ÜZERİ EN AZ 10 DEPREM...

Öte yandan Akdeniz ve Ege Denizi'nde Yunanistan ve bazı adalara yakın bölümde de depremler meydana geldiği bildirilirken 4 ila 4,8 arasında, en az 11 deprem kayıtlara geçti.

KOMŞUDA 'DEPREM' TOPLANTISI...

Yunan basınından Proto Thema'nın haberine göre ise Ege Denizi'nde son 48 saatte 200'den fazla deprem meydana geldi.

Ege'de son dönemde yaşanan deprem hareketliliğiyle ilgili Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis başkanlığında toplantı yapıldı.

Thira Belediyesi, yoğun sismik aktivite ve planlanan kapalı alan etkinliklerinin iptali nedeniyle Santorini'de okullarının yarın tatil edildiğini duyurdu. 

UZMANLARDAN UYARILAR GELDİ...

Depremlerin ardından yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden dikkat çeken bir uyarıda bulundu.

EGE'DEKİ VATANDAŞLARA SESLENDİ...

Ege'de yaşayan vatandaşlara seslenen Görür, " Arkadaşlar Yunanistan’ın Ege Denizindeki Santorini Adasının kuzey doğusunda dünden beri gittikçe sıklaşan depremlerden bahsetmiştim. Bugün de gittikçe artması üzerine Ege kıyılarımızda söz konusu yere yakın vatandaşlarımızın dikkatli olmasını öneriyorum" ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na geniş yetkiler tanıyan kanun teklifi, AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, düzenlemede "sultanlarda görülen yetkiler" bulunduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesi’ne iptal ve yürürlüğün durdurulması talebiyle başvuracaklarını duyurdu...

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülen 191 Sıra Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, perşembe günü kabul edildi.

Yeni düzenlemeyle, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK), her kademe ve rütbedeki kamu görevlisini görevden alma yetkisi verildi.

Bundan böyle, odalar, bakanlıklar ve belediyelerdeki tüm kamu çalışanları, DDK’nın ilgili kurul üyesi veya denetçisinin "görevden uzaklaştırma" kararına tabi olacak.

Kanun teklifi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

CHP AYM'YE GİDECEK...

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) geniş yetkiler tanıyan düzenleme, muhalefetin tepkisini çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını açıkladı.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, "Buradan bir kez daha irademizi ve kararlılığımızı ortaya koyalım" ifadelerini kullandı.

Günaydın, şu ifadelere yer verdi:

 

-Bu gece TBMM’de, Cumhurbaşkanı’na, benzeri ancak tümüyle denetimsiz sultanlarda görülen yetkiler veren bir düzenleme görüşülecek. Nasıl mı? Devlet Denetleme Kurulu’na, her kademe ve rütbedeki görevliyi görevden uzaklaştırma yetkisi veren bir düzenleme AKP grubunun teklifiyle Genel Kurul’a indirildi.

 
 

-Devlet Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerini Cumhurbaşkanı atıyor. Kurul, Cumhurbaşkanı’nın isteği üzerine, tüm kamu kuruluş ve kurumlarında, her türlü inceleme, araştırma ve denetleme yapabiliyor. Mevcut duruma göre inceleme, araştırma ve denetleme sonucunda düzenlenen raporlar gereği yapılmak üzere Başbakanlık’a gönderiliyor ve DDK raporları yayınlanabiliyordu. Bu kadar.

 

-Ancak bu gece Kuruluş Kanunu’na eklenmeye çalışılan düzenlemeyle DDK üyesi veya denetçiye, “kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında kalmasında sakınca görülen her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma kararı verme” yetkisi tanınıyor. Böylesine açık ve basit; ucu açık, keyfiyete varan bir takdir yetkisi ile artık hiç kimsenin görev teminatı olmayacak.

-Yalnızca atanmışlar için değil, bu keyfiyet seçilmişleri de kapsıyor. Artık bir soruşturma, kovuşturma, yargı kararı vs süreçlere de gerek yok. Cumhurbaşkanı DDK Başkanı’nı çağırıyor, “şu belediye başkanı hakkında denetim yap” diyor, Başkan bir Kurul üyesini görevlendiriyor, o da gidip “görev başında kalması sakıncalıdır” diyerek seçilmiş belediye başkanını görevden uzaklaştırabiliyor. Her şey jet hızıyla, her şey kanuna uygun ve elbette tümüyle hukuka aykırı.

-Peki bu düzenlemeyi AKP ilk kez mi getiriyor? Hayır. İlkinde 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile aynı yetkiyi DDK’ya almayı denediler. CHP Grubu’nun başvurusu üzerine AYM düzenlemeyi iptal etti. İkincisinde bir torba kanun içerisinde Meclis Genel Kurulu’na indirdiler, muhalafetin ortak ve etkin direnciyle düzenlemeyi torba kanun içinden çıkarmak zorunda kaldılar.

-Şimdi üçüncü kez deniyorlar. Başta CHP grubu olmak üzere demokrasiye inanan tüm parti grupları ve milletvekilleri, günlerdir engelleme yapıyorlar. Meclis aritmetiği dayatmasıyla bu açık hukuka aykırı demokrasi tırpanını yasalaştırıp Resmi Gazete’de yayınlatmaya çalışacaklar.

-Bu durumda kuşkusuz en ivedi şekilde AYM’ye iptal ve yürürlüğünün durdurulması başvurusu yapacağız.

-Bu somut durum, hukuk ile kanun arasındaki farkı açıkça ortaya koymak üzere, Hukuk fakültelerinde örnek olay olarak okutulabilir kuşkusuz. Buradan bir kez daha irademizi ve kararlılığımızı ortaya koyalım. Kum saati çalışıyor.

-Hukuksuzluklarınız, adaletsizlikleriniz, haksızlıklarınız ve zulmünüzle birlikte tarihe gömüleceksiniz. Türkiye mutlaka ve yeniden laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti niteliğine kavuşacak; barışa, özgürlüğe ve huzura yelken açacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar