Manşetler
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 161441
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Ramazan ayının, orucuyla, mukabelesiyle teravihiyle her akşam adeta birer muhabbet sofrasına dönüşen iftar sofralarıyla ve daha nice güzellikleriyle hayatı tamamen kuşatan bir rahmet ve bereket mevsimi olduğunu söyleyen Erdoğan, Derviş Yunus'un, "Safa geldin izzetle, dahi azim nimetle, müminlere rahmetle şehr-i Ramazan merhaba" mısralarıyla selamladığı ramazan ayının, dayanışmanın perçinlendiği, kardeşliğin yüceltildiği, paylaşmanın lezzetine erildiği müstesna zamanlar olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabb'im, hepimize merhum Sezai Karakoç'un 'her yıl çağrıldığımız bir ruh şöleni' dediği bu mübarek günleri hakkıyla idrak ve ihya etmeyi nasip eylesin. Ramazanın gelmesiyle birlikte günlük yaşantımızda bir hareketlenmenin, aile hayatımızda bir kaynaşmanın, toplumsal hayatımızda paylaşma ve yardımlaşma hasletlerinin zirveye çıktığını müşahede ediyoruz. Hamdolsun, gerek belediyelerimiz gerek kamu kurumlarımız gerek vakıf ve derneklerimiz gerekse hayırseverlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında ramazanın ruhuna uygun faaliyetler gerçekleştiriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ramazanı ülkemiz ve gönül coğrafyamızda bir iyilik seferberliğine dönüştüren herkesi, siyasi partiyi ayırmaksızın tüm yerel yönetimlerimizi, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı içtenlikle tebrik ediyorum. Rabb'imizin en büyük lütfu olarak bu ramazanı geçen senelere göre daha huzurlu, daha sevinçli karşıladık. Öyle de idrak ediyoruz."
Suriye ve Gazze'de ramazan
Erdoğan, Suriyelilerin 14 yıllık zulmün ardından ilk kez ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçirdiklerine dikkati çekti.
Aynı şekilde geçen ramazanı İsrail'in vahşi saldırıları altında idrak eden Gazzelilerin, ateşkesin sağladığı kırılgan ortamda, yıkıntıların arasında bile olsa, 471 gün sonra rahat birer nefes aldığını vurgulayan Erdoğan, Suriyeli ve Gazzelilere muhabbetlerini ve dayanışma mesajlarını yolladı.
"Mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk"
Bu ramazanın Türkiye ile birlikte tüm bölgede ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ettiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine, komşumuz Suriye'de, eski resim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını ancak sahadaki durumun aynı hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz.
Şunu açık açık söylemek isterim; Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara'nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar, hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz."
Erdoğan, Şara'nın 8 Aralık'tan bu yana rövanşizmin tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlediğini vurgulayarak, "Bunun güçlenerek devam etmesi, Suriye'ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye'nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum." diye konuştu.
"Birbirimize düşersek o zaman da bizi kimse koruyamaz"
Binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada, birlikte yaşandığına, aynı kaderin paylaşıldığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnşallah, ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız. Şayet biz tefrikayı kapımıza yaklaştırmazsak Müslümanların kanından ve göz yaşından beslenenler hiçbir şey yapamaz. Ama birbirimize düşersek o zaman da bizi kimse koruyamaz. Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir, acımızın da sevincimizin de ortak olduğunun şuuruna varmaktır. Birlik ve beraberliğimiz ne kadar sağlamsa kardeşlik kalemiz de o derece muhkem, o derece aşılmaz olacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz." dedi.
"Suriye'deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum. Biz ne Irak'ta ne Suriye'de ne Lübnan'da ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, hangi mezhebe mensup olursa olsun hiç kimseye farklı gözle bakmadıklarını belirtti.
Tüm insanları Hazreti Ali'nin buyurduğu üzere ya dinde kardeş ya da yaratılışta eşit olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Her kim Suriye'ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken, nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Geçen sene seçim kazanmak uğruna faşizmin en ilkel biçimi sergilenirken neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri dirayetle savunuyoruz."
Suriye konusunda kimsenin Türkiye'ye vicdan dersi veremeyeceğini ifade eden Erdoğan, varil bombalarıyla kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanların bugün çıkıp Türkiye'ye hadsizlik edemeyeceğinin altını çizdi.
Erdoğan, "Biz hem Suriye'de hem de Gazze'de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükümetiz. Türkiye insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır. Muhalefet en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir." dedi.
"Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir." diyen Erdoğan, soykırımcı canilerden medet ummanın kelimenin tam anlamıyla mandacılık olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye gibi Suriye'nin de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış özgür bir devlet olduğuna dikkati çekerek, eski kötü günlerin hayalini kuranların hüsrana uğrayacağını söyledi.
"Kirli oyunu Türkiye'de de sahnelemek isteyenlere fırsat tanımayacağız"
"Türkiye 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken, yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletçe iç cephede gedik açılmasına 'eyvallah' diyemeyiz. Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye'de de sahnelemek isteyenlere 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacağız. Yeni süreçte komşumuz Suriye'nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebi unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek, Suriye'de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz."
"Türkiye'nin izlediği dengeli tutumunun kıymeti daha iyi anlaşılıyor"
Erdoğan, son kabine toplantısından bu yana yoğun bir gündemle millete karşı mesuliyetlerini en güzel şekilde ifa etmeye çalıştıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"24 Şubat'ta Ürdün Haşimi Krallığı Veliaht Prensi Hüseyin Bin Abdullah'ı külliyemizde misafir ettik. Kuzey Makedonya Başbakanı Sayın Mickoski ve heyetini İstanbul'da misafir ederek ülkelerimiz arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'in 5 Mart'taki ziyaretinde Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattı'nın açılışını gerçekleştirdik. Boru hattı sayesinde Nahçıvan'ın doğalgaz ihtiyacının tamamını asgari 30 yıl süresince karşılayacağız. Ayrıca İlham kardeşimle Ermenistan'la barış müzakereleri başta olmak üzere pek çok mühim konuyu istişare ettik."
"Rusya'sız veya Ukrayna'sız bir barış asla kalıcı olmaz"
Video konferansla katıldığı AB Fikirdaş Ülke Liderleri Çevrimiçi Toplantısı'nda güvenlik ve savunma konularını ele aldığını anımsatan Erdoğan, son dönemde özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmaların, AB üyesi ülkelerde endişeyle karşılandığının görüldüğünü dile getirdi.
Avrupa Birliği'nin yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalıştığı ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti bugün daha iyi anlaşılıyor. Rusya'sız veya Ukrayna'sız bir barışın asla kalıcı olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. AB ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz. Avrupalı dostlarımızın yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye'nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir. Bu anlayış birliği tesis edildikten sonra Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "'Terörsüz Türkiye' hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük avantaj elde edeceğiz." dedi.
İki haftalık dönemde yabancı kabullerin yanı sıra iftar programlarıyla da milletle buluşmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, şehit ailelerinden Türkiye'deki büyük elçilere ve yabancı misyon temsilcilerine, polis, jandarma, sahil güvenlik ve güvenlik korucularından esnaf ve sanatkarlara pek çok kesimle iftarlar vesilesiyle bir araya geldiklerini söyledi.
Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle İstanbul'da düzenlenen iftar programında hanımlarla da son 22 yılın muhasebesini yaptıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihdas edilen Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve il koordinasyon kurullarının önemli bir ihtiyacı gidereceği kanaatinde olduğunu ifade ederek, "Kadınları bir vitrin süsü veya siyasi şov malzemesi olarak görenlere inat, hanım kardeşlerimizi her alanda destekleyip teşvik etmeyi, kadınların yanında olmayı bundan sonra da çok güçlü bir şekilde sürdüreceğiz." diye konuştu.
"Bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz"
Ekonomide umut verici haberler aldıklarını vurgulayan Erdoğan, "2024'te yüzde 3,2'lik büyümeyle G20 ülkeleri arasında dördüncü sıraya yerleştik. Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti. Yatırımlar ve ihracatın rüzgarını arkamıza alarak bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz. Merkez Bankamızın rezervleri 165 milyar doları aştı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için harcadığımız 75 milyar dolara rağmen bütçe açığında sıkıntılı bir durumla karşılaşmadık. Hatta bu alanda gelişmekte olan ülkelerden bile daha iyi konumdayız. Geçtiğimiz yıl cari açığımızı milli gelirimizin binde sekizine indirdik. Borç yükümüz hafifledi. Risk primimiz düştü." açıklamasında bulundu.
Reel sektörün ekonomiye olanı güveninin yükselmeye başladığını, sanayide çarkların döndüğünü, istihdam oranlarının yükseldiğini aktaran Erdoğan, Mayıs 2023'ten beri 1 milyondan fazla yeni istihdam oluşturduklarını söyledi.
Erkeklerde işsizlik oranının yüzde 6,5 ile tarihin en düşük seviyesine indiğini belirten Erdoğan, "Enflasyonla mücadelede de önemli mesafe aldık. Şubat ayında enflasyon yüzde 39'a geriledi. Enflasyondaki düşüş özellikle yılın geri kalanında da devam edecek. Geçmiş hükümetler dönemimizde başardığımız gibi inşallah enflasyonu yine tek haneli rakamlara indireceğiz. Enflasyondaki düşüş hızlandıkça vatandaşlarımızın alım gücü de artacaktır." ifadelerini kullandı.
Hem doğum yardımlarının hem de emeklilerin bayram ikramiyeleriyle ilgili tekliflerin bugün AK Parti Grubu tarafından Meclis Başkanlığına sunulduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte ülkemize ağır faturalar ödeten popülizme tevessül etmeden bu süreci başarıyla yöneteceğiz. Biz muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz. Sadece bugünü değil ülkemizin yarınlarını da inşa ediyoruz. Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sinin siluetini oluşturuyoruz. Önümüzde aşmamız gereken engeller bulunduğunun farkındayız. Allah'ın yardımı, milletimizin de desteğiyle inşallah bunların da mutlaka üstesinden geleceğiz."
"Balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" ifadesinde vücut bulan hedeflere süratle ulaşmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını vurguladı.
"40 yıldır milletimizin fertleri arasında kandan ve acıdan bir duvar ören terör musibetinin ortadan kalkması için çok hassas çalışmalar yürütüyoruz." diyen Erdoğan, amaçlarının bölgede ve dünyada yeni bir denklem kurulurken, Türkiye'yi buna en iyi şekilde hazırlamak olduğunu belirtti.
Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmaların artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha açık bir ifadeyle kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel temelli sistem çöküş evresine girmiştir. Uluslararası nizama balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir. Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız. Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini kabul ve ikrar ediyor. Eski sistemden çıkar sağlayanların kaygısının temel sebebi işte budur. Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz. Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz. Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz. 'Terörsüz Türkiye' hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük avantaj elde edeceğiz. Ne yapıyorsak işte bu vizyonla yapıyoruz. Hangi adımı atıyorsak bir an önce bu hedefe varmak için atıyoruz."
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 456810
Ünlü deterjan markası testi geçemedi: Reklamda 1 yıkama iddia edildi, leke 8 yıkamada çıktı...
Ünlü deterjan markası Ariel'in, bir reklamında 1 ölçekte temizlendiğini iddia ettiği leke, bakanlığın yaptığı testte 8 yıkamada çıktı. Tanıtımında, rakip ürünlere göre az deterjanla daha iyi temizlik sağladığını ileri süren şirket, yanıltıcı reklam nedeniyle 2,2 milyon lira para cezasına çarptırıldı.
Ünlü temizlik firmalarından Procter & Gamble'ın "Ariel" markası reklamı, Ticaret Bakanlığı'na yapılan şikayetle inceleme altına alındı.
Reklam Kurulu, şirketin televizyon kanallarında yayınladığı "Ariel Hızlı Çözünme Dağ Esintisi" isimli toz deterjanına ait reklamlarda, markanın diğer rakiplerinden daha az deterjanla daha iyi temizlik sağladığı iddiasını inceledi.
Kurul değerlendirmesinde markanın reklamında, hane halkı tercihlerine göre rakiplerinin 2 ölçekle, Ariel'in ise sadece 1 ölçekle temizlediği şeklinde sunum yapıldığı belirtildi. Ancak bu iddialar için sunulan IPSOS raporunun geçerli olmadığı ve karşılaştırmalı testlerin doğru koşullarda yapılmadığı tespit edildi.
Kurul yazısında, Ariel'in reklamda iddia edilen 'daha az ölçek kullanımı' ve 'bütçe tasarrufu' gibi üstün performansını ispat edemediği belirtildi.
8 KEZ YIKAMAYLA ÇIKTI...
Markanın reklamında çeşitli lekelerin bir ölçekle tek yıkamada temizlendiği iddiasına ilişkin yapılan testte kirletilmiş çarşafların sekiz kez yıkandığı belirlendi.
Buna göre ilgili yönetmeliğe aykırı hareket ettiği belirlenen Procter & Gamble hakkında 2,2 milyon lira idari para cezası ve reklamları durdurma kararı alındı.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 203912
Ankara'da 19 tüp kobra zehri ele geçirildi. Kaçakçılıkla ilgili iki kişi gözaltına alındı...
Ankara'nın Beypazarı ilçesinde yaklaşık 6 milyon lira değerinde 19 tüp kobra yılanı zehri ele geçirilirken, 2 şüpheli gözaltına alındı.
İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, V.L ve S.S isimli 2 kişinin kobra yılanı zehri taşıdıkları bilgisi sonrası ortak operasyon düzenledi.
TÜKENMEZ KALEMLERİN İÇİNE GİZLEMİŞLER...
Şüphelilerin bulunduğu 34 GDK 622 plakalı otomobil, Beypazarı ilçesi Dibecik Mahallesi'nde durduruldu. Ekipler, araçta yaptıkları aramada tükenmez kalemlerin içine gizlenmiş 19 tüp kobra zehri ele geçirdi.
6 MİLYON DEĞERİNDE...
Yaklaşık 6 milyon lira değerindeki zehri satmak için müşteri aradıkları belirlenen 2 şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler hakkında adli işlem başlatıldı.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 271687
Cumhurbaşkanı Erdoğan Esnaf ve Sanatkarlara verdiği iftar sonrası yaptığı konuşmasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamaları milyonlarca esnafı doğrudan ilgilendiriyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ramazan ayı programları kapsamında çeşitli toplumsal gruplarla iftarda bir araya geliyor. Esnaf ve Sanatkarlarla beraber düzenlenen iftarda bir araya gelen Erdoğan dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
KREDİ LİMİTİ ARTIRILIYOR...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iftar sonrası yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Erdoğan, esnaf ve sanatkarların toplum ve devlet kaynaşmasındaki önemini anlatan açıklamalarının ardından kritik bir açıklama yaptı.
İş yeri edinme ve ticari araç sahibi olmak isteyen esnafa kullandırılan kredi limitleri ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı:
"İş yeri edinme ve ticari araç edinme esnaf kredi limitini 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya çıkarıyoruz. Esnaf olarak sizler bir taraftan, devlet olarak bizler diğer taraftan beraberce çalışarak inşallah fırsatçılara nefes aldırmayacağız."
ARAÇ KREDİSİ KAPSAMI GENİŞLİYOR...
Erdoğan'ın açıklamalarında ticari araç kredilerinde yapılan yeni düzenleme de ortaya çıktı. Erdoğan yeni düzenlemeyi şu ifadeyle duyurdu:
"Ticari araç edinme kredisinde sıfır araç yanında 0-5 yaş araçları da kredi için dahil ediyoruz."
Artık ticari araç alımında kredi kullanımlarında 0 ile 5 yaşındaki araçlar da kapsama alınacak.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Manşetler
- Gösterim: 279273
Antalya Valisi Hulusi Şahin, il genelinde cadde, sokak ve parklarda düğün, nişan, kına gecesi, mevlit gibi etkinliklerin yasaklandığını açıkladı...
Antalya Valisi Hulusi Şahin, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu, İl Emniyet Müdürü İlker Arslan ve Sahil Güvenlik Grup Komutanı Yarbay Tolga Coşkun'un katılımıyla Asayiş ve Güvenlik Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi.
Toplantıda, sokaklarda gürültü ve yol kapatmaya sebep olan düğün, nişan, kın gecesi ve mevlit gibi etkinliklere yönelik alınan karar açıklandı.
Toplantıda konuşan Vali Hulusi Şahin, havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte tüm Türkiye'de olduğu gibi Antalya'da da düğün mevsimiyle beraber 'sokak düğünü' sıkıntısının ortaya çıktığını söyledi. Sokaklarda yollar kapatılıp, büyük ses düzenleri kurularak insanlara rahatsızlık veren birtakım etkinlikler, eğlenceler yapıldığını dile getiren Şahin, bununla ilgili Antalya Valiliği olarak alınan kararı şöyle açıkladı: “İlimiz sınırlarında yapılan düğün, nişan, kına gecesi, asker uğurlaması, mevlit merasimi, sabit araç üzerinde veya stant kurmak suretiyle ses yayını yapılması ve benzeri etkinliklerle ilgili olarak, açık alanlarda yapılan bu tür etkinlikler ulaşımın genel olarak aksamasına neden olmakla birlikte ambulans, itfaiye, güvenlik ekiplerinin intikallerini de engellemektedir. Dolayısıyla vatandaşlarımızın yoğun şikayetlerine konu olmaktadır. Ayrıca gürültü nedeniyle vatandaşlarımızın yaşlı, bebek, hasta gibi okulların eğitime açık olması ile birlikte öğrencilerin mağduriyet yaşadığı da bilinmektedir. Aynı zamanda açık alanlarda yapılan bu tür etkinlikler sonucunda yolun trafiğe kapatılması, geç saatlere kadar gürültü yaparak kişilerin huzur ve sükununu bozması gibi fiiller meydana gelmektedir. Gürültü kirliliğinin önüne geçilmesi ve kamu sağlığının korunması için valiliğimiz tarafından alınan kararla, yapılacak olan bahse konu etkinliklerin düğün salonları ya da belediye başkanlığınca gösterilecek yerlerde yapılması, cadde, sokak, park ve diğer kamusal alanlarda yapılmaması kararlaştırılmıştır. Bu karara uymayanlar hakkında fiilleri suç oluşturuyorsa ilgili konularına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ayrıca 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu gereğince 5326 sayılı Kabahatler Kanunu 32'nci maddesine göre hüküm ifa edilecektir"
‘SIKI BİR ŞEKİLDE DENETLEYECEĞİZ’...
Bu konuda yasal düzenleme hazırlığı olduğunu da belirten Vali Hulusi Şahin, “Trafik kazaları sonrasında ortaya çıkacak kavgalar ya da meskun mahalde havaya ateş açılmasıyla ilgili çalışmalar da yasak koyucu tarafından yapılıyor. Onlar da devreye girecek ve biz bunu Antalya'da sıkı bir şekilde denetleyeceğiz. Bu tür şenlikleri, eğlenceleri, düğünleri, nişanları, merasimleri yapacak vatandaşlarımız bunun için tahsis edilmiş alanlarda bunları yapacak. Vatandaşa ayrılmış sokak, park gibi yerlerde bu tür eğlencelere müsaade etmeyeceğiz. Bu kararı yıl boyunca devam ettireceğiz. Sokakları kapatmak zaten Karayolları Trafik Kanunu'na göre suçtur. Masalar, sandalyeler koyarak orayı düğün salonuna çeviriyorlar. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Kimse yolları kapatamaz. Parklarda ses düzeni kurarak düğün yapmak usule aykırıdır. Belediyeler bu tür yerleri belirleyebilir. Dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Türkiye’mizde de Antalya’mızda da bu şekilde yapılacak. Artık şehir yaşamına herkesin alışması gerekiyor" diye konuştu.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİN CEZASI AĞIR...
Gürültü kirliliğine belli desibele göre Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından belirlenerek ceza yazıldığı ve cezaların ağır olduğuna da dikkati çeken vali Şahin, her fiilin kendi cezası olduğunu dile getirdi. Eski köy statüsündeki kırsal alanlar için de kendi belirlemelerini yapabileceklerini ifade eden Hulusi Şahin, “Kamusal alanlar var buralarda. Zaten taziye evleri var, okul bahçeleri var kullanılmayan okullar, buralarda yapılabilir. Bunları oradaki yöneticilerimiz, belediyelerimiz belirler ve yaparlar ama sokak sokaktır. Burası şehir, büyükşehir. Büyükşehrin artık köyü yok ama meskun mahal bir tanımımız var. Ateş edilmesinde de biz onu kullanıyoruz. Meskun mahal yani evlerin sıklıkla bulunduğu yere meskun mahal deniyor. Meskun mahaller burada esas olan" dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ