Sağlık
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 206150
Diyabet (şeker) hastalarında görülebilen ‘diyabetik retinopati’ ; gözün görmeyi sağlayan ağ tabakasını etkilemekte ve görme kaybına sebep olabilmektedir...
Konuyla ilgili açıklama yapan, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı, Doç. Dr. Nedime Şahinoğlu Keşkek; diyabetin sebep olduğu göz bulguları, belirtileri ve uygulanan tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Diyabetik retinopatinin, hastanın görme düzeyini düşürerek, hayat kalitesini azaltan önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Doç. Dr. Nedime Şahinoğlu Keşkek, “ ‘Diabetes Mellitus’ (Şeker Hastalığı )kandaki glukoz düzeyini (şeker seviyesini ) düzenleyen insülin hormonunun eksikliği ile oluşan bir hastalıktır. Şeker hastalarında, gözün ‘retina’ adı verilen, ağsı tabakasındaki damarlardaki değişimlere bağlı olarak ‘diyabetik retinopati’ gelişmektedir. Bu hastalık, aktif çalışma hayatı olan, genç ve orta yaş grubunun hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer göz kontrolleri, zamanında ve uygun aralıklarla yapılmaz ve uygun tedavi uygulanmazsa, hastada görme kaybı gelişebilmektedir. Diyabetik retinopati gelişen bir hastanın, görme merkezinde tutulum yok ise, görmede azalma hissetmeyebilir. Ancak tedavisiz ve takipsiz kaldığı bu dönemde var olan hastalığı ilerleyebilecektir. Bu nedenle, diyabet (şeker hastalığı) tanısı olan bütün hastalar, hiçbir şikayeti olmasa dahi, göz kontrollerini yaptırmalıdır’’ dedi.
DİYABETİK RETİNOPATİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Diyabetik hastalara yapılan muayene hakkında bilgi veren Doç. Dr. Şahinoğlu Keşkek, ”Hasta göz muayenesine geldiğinde; görme düzeyi ölçümü, biyomikroskobik muayene, göz içi basıncı ölçümü ve göz bebeği genişletilerek göz dibi (fundus) muayenesi yapılmaktadır. Göz dibi muayenesi ile diyabetik retinopatiye ait değişimler izlenebilmektedir. Göz muayenesine ek olarak, diyabetik retinopatisi olan hastalarda fundus floresein anjiografi (FFA) ve optik koherens tomografi (OKT) adi verilen iki görüntüleme yöntemi uygulamakta ve sonuçlara göre tedavi planı oluşturmaktayız. Tedavide sıklıkla uyguladığımız iki yöntem argon laser fotokoagülasyon ve intavitreal enjeksiyonlardır. Laser tedavisini, hastalığın ilerlemesini engellemek amacı ile, göz içi enjeksiyonları ise görme merkezinde gelişen ödemi geriletmek ve görmeyi korumak amacı ile uygulamaktayız. Göz içine uyguladığımız iki ana grup ilaç; anti-VEGF ajanlar ve steroidlerdir (kortizon). Diyabetik retinopati tanı, takip ve tedavisi şu an hastanemizde yapılmaktadır” diye konuştu.
GEBELİKLE BERABER DİYABETİK RETİNOPATİ SIKLIĞI ARTMAKTADIR...
Diyabetik retinopatiyi etkileyen durumlardan bahseden Doç. Dr. Nedime Şahinoğlu Keşkek, ”Hastalığın hızlı ilerlemesine sebep olan durumların arasında; kötü seyreden kan şeker kontrolü, ağır enfeksiyonlar, iyi düzenlenemeyen sistemik tansiyon ve gebelik yer almaktadır“ ifadesini kullandı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 259963
Alanya da haftanın beş günü kan alımı için çalışmalar yapan Alanya Kızılay kan merkezi çalışanları, her hafta Alanya merkez ve nüfus yoğunluğu olan mahallelerde kurdukları Kızılay kan çadırı ile çalışmalarına ara vermeden kan topluyorlar...
BİR KAN ÜÇ CAN SLOGANI İLE ÇALIŞAN KZILAY HERKESİ KAN VERMEYE DAVET EDİYOR...
Bir kandan üç ünite kan ürünü elde edilmekte ve hastalara şifa dağıtılmakta.
Alanya Kan Merkezi çalışanları : " Alanya halkı kan verme konusunda duyarlı,her gün yaklaşık 50 ünite kan topluyoruz.Türkiye’de her 4 saniyede 1 ünite kana ihtiyaç var. Dakikada 5 bağışçı 1 dakikalık ihtiyacı karşılıyor. 1 ünite kan, 3 kişinin hayatını kurtarıyor.Bağışlanan 1 ünite kanın, son teknolojiyle donatılan laboratuvarlarda incelenerek ‘eritrosit süspansiyonu’, ‘taze donmuş plazma’ ve ‘trombosit’ olarak üç ürüne ayrıştırılıyor.Eritrosit süspansiyonunun 42 gün, taze donmuş plazmanın 3 yıl, trombosit kanın da 5 gün ömrü var.1 kan 3 can diyoruz. 50 kilogramın üzerinde, tansiyon değerleri uygun, belirli kriterleri karşılayan 18- 66 yaş aralığındaki her sağlıklı kişi kan bağışında bulunabilir. Vücut sağlığı açısından kan bağışı çok önemlidir. Zira vücuttaki kan yenileniyor. Kan bağışı yapan kişi sağlıklı ve dinç olur. Ve en önemlisi de kendini iyi hisseder. En güzel tarafı bağış yapıyorsun. Tamamen gönüllülük esasına göre hareket ediyorsun. Karşılıksız, beklenti içinde olmadan gerçekleştiriyorsun. Kanın tek kaynağı insan. Ve biliyorsunuz ki, verdiğiniz bir ünite kan 3 kişiye sağlık dağıtıyor. Hayat veriyor. Sağlıklı her erkek 3 ayda bir kan verebilir. Kadınlar için ise bu takvim 120 gün. İlik sürekli aktif olduğu için verilen kan 3 ay içerisinde yenileniyor."diyerek herkesi dayanışmaya ve kan vermeye davet ettiler.
GAZETECİ AKDAĞ 15.KEZ KAN VERDİ...
Alanya Güneşi gazetesi imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni İbrahim Akdağ da Kızılay Alanya kan çadırına gelerek 15. kez kan bağışında bulundu. AKDAĞ: " Ben her fırsatta ve belirli periyotlarla gelip kan bağışında bulunuyorum.toplumsal dayanışma ve sağlık açısından da faydalı olan kan bağışına herkesi davet ediyorum."dedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 272556
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek hakkında bir süredir belediyenin sosyal medya sayfasından yapılan düzenli açıklamalarda değişikliğe gidildi.
YAPILAN SON AÇIKLAMADA ...
"Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek'in doktorlarından alınan son bilgilere göre, sağlık durumunu kamuoyunun bilgisine saygıyla sunuyoruz. #TürkiyeSeninleMuhittinBöcek" denilerek şu açıklama yapıldı.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 204671
Coronavirüs tedavisi Antalya’da devam eden Alanya'nın sevilen işadamı, Alanyaspor As Başkanı Dilaver Çekiç’in sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi...
Geçtiğimiz günlerde Coronavirüs testi pozitif çıkan Toros Çekiç İnşaat ve Asia Beach Resort & SPA Hotel sahibi, Aytemiz Alanyaspor Asbaşkanı Dilaver Çekiç, önce Yaşam Hastanesi’ne oradan da Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Durumu ağırlaşan Çekiç, ambulans helikopterle Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti.
Asbaşkan Çekiç hakkında bilgi veren Aytemiz Alanyaspor Kulüp Başkanı Hasan Çavuşoğlu’ndan müjdeli haber geldi. Çavuşoğlu, Çekiç’in durumunun iyiye gittiğini belirtti.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 417935
İngiltere’de bir kimya şirketi, yeni tip corona virüsün (Covid-19) tuvaletlerdeki yayılımına dikkat çekmek için, sifonun çekilmesiyle havaya yayılan virüs ve bakterileri yüksek hızda kameralar kullanarak görüntüledi...
Uzmanlar corona virüs parçacıklarının bir buçuk metreye kadar yükselebileceğini ve 5 haftadan daha uzun süre canlı kalabileceğini belirterek, insanları sifonu çekmeden öne klozetin kapağını kapatması ve tuvalet hijyenine daha fazla özen göstermesi konusunda uyarı yaptı.
BİR BUÇUK METREYE KADAR SIÇRAYABİLİYOR...
İngiliz kimya şirketi Harpic, sifon çekildiği anda havaya yayılan corona virüs partikülleri fotoğrafladı. Yüksek hızlı kameraların kullanıldığı çalışmada, virüslü parçacıkların bir buçuk metreye kadar ulaşabildiği görüldü. Söz konusu araştırma, Lancet dergisinde yayımlanan bir makalenin ardından geldi.
SEMPTOMLARIN ORTAYA KALKMASINDAN 5 HAFTA SONRA BİLE DIŞKIDA HALA CANLI...
Bilim insanları corona virüsün insan sindirim sisteminde çoğalabileceğini ortaya koydu. Bununla bilikte Covid-19 hastalarının dışkısında bulunan virüs partiküllerinin, test edilen hastaların negatif çıkmasından yaklaşık 5 hafta sonra canlı olarak bulunduğu kaydedildi.
Araştırmacılar virüsün fekal yol ile bulaşabileceğini ortaya kondu, ancak Harpic insanların bu potansiyel bulaşma yoluna karşı önlem almadığına dikkat çekti.Şirket tarafından yaklaşık 2 bin kişiliyle yapılan ankette İngiltere'deki yetişkinlerin yüzde 55'inin tuvaleti sifonu çekerken kapağı kapatmadığını ortaya koydu. Ancak katılımcıların yüzde 72’si corona virüs pandemisi kişisel hijyenine her zamandan daha fazla dikkat ettiğini söyledi.
KLOZET KAPAĞI HER ZAMAN KAPALI TUTULMALI...
Harpic, klozet suyunun, zararlı patojenlere maruz kaldıktan sonra sifon çekilse bile kirli halde kaldığını söyledi. Bu yüzden kalozet kapağının her zman kapalı tutulması gerektiğini ve sıklıkla temizlenmesi gerektiğini belirtti.
VİRÜS TUVALETLERDE SADECE FEKAL YOLLA BULAŞMIYOR...
Kimya şirketi, corona virüsün tuvaletlerden sadece fekal yollarla bulaşmayacağı konusunda uyardı. Harpic, sifonı çekilen bir tuvaletin ürettiği parçacıkların alt solunum yollarına ulaşabileceğini ve bir kişinin kontamine olmuş yüzeye dokunduğunda elini burnuna ve ağzına götürdüğünde Covid-19’a yakalanabileceğine dikkat çekti.
KLOZET KAPAĞINI KAPTMAYAN İNGİLİZLERİN YARISI SİFONU ÇEKMİYOR...
Öte yandan yapılan ankette, sifonu çekerken neden kapağı kapatmadıkları sorulduğunda, ankete katılanların başlıca nedenleri arasında sifonu çekmeme (yüzde 47), kapağa dokunmaktan korkma (yüzde 24) ve genel unutkanlık (15 yüzde) olduğu görüldü.
Bununla birlikte, ankete katılan 2 bin kişinin neredeyse tamamı (yüzde 95) risklerin farkına vardıktan sonra kapağı kapatmaya başlayacaklarını belirtti.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK:NTV.COM.TR