head
2183026 810x458 75f08
Pazar, 28 Nisan 2024

Siyaset

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne “Diyanet İşleri Başkanlığı” görevi yüklenirken, tarikat ve cemaatlerle işbirliğinin önü daha da açıldı...

“Bir Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”nde dün gerçekleştirilen değişiklik ile MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne geniş görevler tanımlandı. Değişiklik öncesi yalnızca “ilköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında din kültürü ve ahlak eğitim ve öğretimine ait programlar ile ders kitaplarını ve eğitim araç-gereçlerini hazırlamak” ile görevli olan genel müdürlük artık “imam hatip ortaokulu ve liselerinin alanlarıyla ilgili ders kitaplarını” da hazırlayacak.

diyanete 702e5

"ÜLKELERLE İŞBİRLİĞİ"...
Genel müdürlüğün görevleri arasına ayrıca “hafızlık” eğitimi eklenmesi de dikkat çekti. Bir süredir Diyanet İşleri Başkanlığı ile hafızlık eğitimi yürüten bakanlık, artık bu genel müdürlük üzerinden “imam hatip ortaokul ve liselerinde hafızlık eğitimine yönelik çalışmalar” yürütecek. Genel müdürlük, “görev alanına giren konularda üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ile işbirliği” de yapabilecek. “Kurum ve kuruluşlar” tanımının “kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları” şeklinde ayrılmaması dikkat çekti. Böylece, tek tanım içinde vakıflar ve dernekler üzerinden cemaat ve tarikatlar ile işbirliğinin önü açıldı. Benzer alanda verilen bir diğer görev ise “ülke ve topluluklar” konusunda oldu. Genel müdürlük, “Türkiye ile dil, tarih veya kültür birliği bulunan ülke ve topluluklar ile diğer ülkelerle din eğitim ve öğretimi alanında işbirliğine yönelik çalışmalar” yapacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Kurulu, ‘Düden Çayı ve Çevresi; Su Kalitesinin Değerlendirilmesi’ konusunda ilk toplantısını gerçekleştirdi...

Antalya Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda yürütülen kamu kurum, kuruluş, meslek odası, sivil toplum örgütü temsilcileri ve konusunda uzman kişilerden oluşan Çevre Kurulu toplantısı Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve aynı zamanda Çevre Kurulu Başkanı Lokman Atasoy’un moderatörlüğünde gerçekleşti.

Kapsamlı Katılım...

Büyükşehir Belediyesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Düden Çayı ve Çevresi Su Kalitesinin Değerlendirilmesi’ toplantısına Büyükşehir Belediyesi Başkan Başdanışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cem Oğuz, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı İnanç Argun ile Çevre Kurulu üyelerinin yanı sıra Devlet Su İşleri 13. Bölge Müdürlüğü, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Antalya İl Jandarma Müdürlüğü, ASAT Genel Müdürlüğü, Döşemealtı Belediyesi, Kepez Belediyesi, Muratpaşa Belediyesi, ATSO, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMOOB Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Antalya Temsilcileri, TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi temsilcileri, TURMEPA ve Kızıllı Atık Tesisi ITC temsilcileri katıldı.

Komisyonlar Oluşturuldu...

Toplantıda Düden Çayı ve kaynağı ile ilgili genel bilgiler içeren bir sunum yapıldı. Havza bazında Düden Çayı kaynağı ve kollarını baskı altına alan noktasal ve yayılı kirlilik kaynakları hakkında görüşler belirtildi. Düden Çayı ile ilgili 2021 yılından günümüze yapılan çalışmalar ve analiz sonuçları değerlendirildi. Bir sonraki toplantıda ele alınacak konular ile ilgili alt komisyonlar oluşturuldu. Tüm çalışmaların sonucunda Düden Çayı ve havzası ile ilgili mevcut durum, sorunlar ve çözüm önerilerine dair rapor hazırlanması kararlaştırıldı.

 

 

 

HABER: Ayten YILMAZ

 

Et ve Süt Kurumu'na alınmayan Kılıçdaroğlu: Bayramdan sonra Milletin Sesi mitinglerine yeniden başlıyoruz...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu duyurduğu gibi saat 10.00'da Et ve Süt Kurumu'na gitti. Özel güvenlik görevlisi tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu'na içeri giremeyeceği söylendi. Kapıda konuşan Kılıçdaroğlu, "Daha önce yaptığımız gibi bayramdan sonra milletin sesi mitinglerine yeniden başlayacağız. Millet Kürsü'ye çıkacak ve anlatacak. Saray ve yetkilileri bunu ne kadar duyarlar bilmiyorum" dedi.

kılıçdaroğlu et ve süt kurumu önünde 2 8c1a3

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün akşam, sosyal medya paylaşımında; “Çocukların beslenme hakkının korunmasını konuşmak üzere Et ve Süt Kurumu’ndan randevu istedim. Herhalde bir yerlerden izin alamadılar ki ses yok! Evlatlarımızın beslenme hakkını konuşmak için yarın saat 10.00’da devletimizin şerefli bürokratlarına gideceğim. Gerisi onlara kalmış” açıklamışını yapmıştı.

Kılıçdaroğlu; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi ve Gülizar Biçer Karaca, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP’nin kadın milletvekilleri ve CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo ile birlikte Ankara’daki, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü önüne geldi.

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü yetkilileri, Kılıçdaroğlu ve heyetine randevu vermedi. Genel Müdürlüğün kapısında açıklama yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Daha önce Türkiye İstatistik Kurumu’na gitmiştim. Emeklilerin asgari ücretlilerin, memurların, dul ve yetimlerin haklarını savunmak için… Çünkü, Türkiye İstatistik Kurumu enflasyonu düşük göstererek; bu insanların, milyonlarca insanın düşük zam almasının yolunu açıyordu. Buna toplumun dikkatini çekmek için, TÜİK’e gitmiştim.

Daha sonra sözlü sınavda hakları yenen gençlerin uğradıkları haksızlığı kamuoyuna duyurmak için Milli Eğitim Bakanlığı’na gitmiştim. Türkiye’de KPSS’de dereceye giren pek çok genç, üzülerek ifade edeyim, sözlü sınavda elenmişlerdi, torpilleri olmadığı için.

'Yeterli beslenme bütün çocuklar için bir haktır'

Bugün Et ve Süt Kurumu’nun önündeyim. Burada bulunmamın temel nedeni; çocukların haklarını savunmak, kadın milletvekilleriyle beraberim. Kadın milletvekilleri, bütün anneler, çocuklarının iyi beslenmesini isterler. Yeterli beslenme, bütün çocuklar için bir haktır. Bu hakkı sağlayacak olan da sosyal devlettir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım. Bütün çocukların iyi beslenmeleri, yeterli beslenmeleri gerekir. Bu, çok önemli bir konudur.

Tarım Bakanı, dün katıldığı bir televizyon programında; ‘Türkiye’de aç ve açıkta kimse yok, herkesin karnı tok’ diye bir açıklama yapıyor. Tarım Bakanı’nın dünyadan haberi yok, Türkiye gerçeklerinden bir haberi yok. İzin verirseniz, Türkiye’de yaşanan derin yoksulluğu uzun yıllardır araştıran, yoksullarla ciddi, tutarlı ilişkiler kuran; bu insanların yoksulluğunu afişe etmeden, onların yoksulluğunu giderme konusunda çaba harcayan Sayın Hacer Foggo’ya bu konuda düşüncelerini aktarmak üzere söz vereyim.”

'Her evde gelişim bozukluğu olan bir çocuk var'

Kılıçdaroğlu, konuşmasının bu bölümünde sözü CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo’ya bıraktı. Foggo, şunları söyledi:

“Türkiye’de yoksulluk ile değil artık açlıkla mücadele ediyoruz. Yetersiz beslenme ile mücadele ediyor, çocuklar. Son yapılan araştırmada, 1040 çocukla bir araştırma yapıldı ve kızların yüzde 85’in kansızlıkla, erkek çocuğun da yüzde 68 ile kansız olduğu ortaya çıktı. Geçen hafta yapılan bir araştırma. Bu; yetersiz beslenme, öğrenme güçlüğü çekme demek. Yetersiz beslenme aynı zamanda öğrenme güçlüğüne neden oluyor. Yetersiz beslenme, kronik açlık demek. Bütün çocuklar bununla mücadele ediyor.

Daha dün bir aile ile görüştüm. ‘Çocuklar ile birlikte sahurda patates kızartması yedik, akşam komşuda hazır çorba yedik.’ İnsanlar bunlarla mücadele ediyor. Bir kasabın önünden geçerken, bir yaşlı amca, ‘Kızım, kasap değim sanki kuyumcu. Kuyumcudan altın almak için biz bu fiyatlara bakardık.’ En son ne zaman yediniz et, diye sordum. ‘En son geçen kurban bayramında’ dedi. Yaşlılar, çocuklar derin yoksullukla, açlıkla mücadele ediyor.

Yapılan araştırmalarda; Güneydoğu’da, Doğu Anadolu bölgesinde çocukların yüzde 5’i bodur. Bodurluğun anlamı yetersiz beslenme, kronik açlık demek. Ne okul besleneme programları yerine geliyor, ne başka bir şey. Yani Türkiye’de yoksulluk var, açlıkla mücadele ediliyor şu an.

‘Yoksulluk yok’ demek, ‘açlık yok’ demek iyi bir temenni ve ben 20 yıldır mücadele ediyorum bu alanda. Şu anda CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’ndeyim. Ben böyle bir dönem, gerçekten görmedim. Benim her girdiğim evde beslenme yetersizliği yüzünden gelişim bozukluğu olan çocuklar var.

Geçen hafta sosyal hizmet uzmanlarıyla görüştüm. Her belediyenin görüşüyorum, şu soruyu soruyorum. Siz de sorun. Deyin ki, ‘Gittiğiniz evde yetersiz beslenme nedeniyle gelişim bozukluğu olmayan bir çocuk gördünüz mü?’ diye sordum. Görmedik, dediler. Her evde gelişim bozukluğu olan bir çocuk var. Gittiğiniz yoksul mahallelerde, sorun; 7 yaşındaki çocuk 4 yaşında gibi gözüküyor. Lütfen bunları sorun.

Bunlar aslında yoksulluğun, açlığın belirtileri. Cep telefonlarını sormayın. Çok fazla bilirkişi çıkıyor, yoksullukla ilgili diyorlar ki; balık tutmayı öğreteceğiz. Sosyal yardımlar olmasın. Balık tutmak demek, sağlıklı yeni nesillerin ortaya çıkması demek ama maalesef açlık var arkadaşlar.”

Foggo, bu sırada, bazı evlerde çekilmiş sofra fotoğrafları gösterdi. Foggo, “Sofralar böyle, bu benim çektiğim bir fotoğraf. Türkiye’nin her yanında geziyorum. Lütfen siz de bu mahallelerde olun. Ya da gelin birlikte gezelim. ‘Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin’ diye buradayım. O son çocuğu buluncaya kadar da mücadele edeceğiz” dedi.

'Kaynakları üreticiye değil de birilerine tahsis ederseniz, çocuklar yatağa aç girer'

Foggo’nun konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Az önce Hacer hanım, açıklamalar yaptı. Bir politikacı açıklaması değil bu. Yıllardır derin yoksulluk konusunda araştırma yapan, Türkiye gerçeklerini kamuoyuyla paylaşan saygın bir isim. Kendisinin, derin yoksulluk manzarasıyla karşılaştığında yaşadığı sıkıntıları o da biliyor, ben de biliyorum.

Buradan saraya ve sarayın yetkililerine çağrı yapıyorum. Açık ve net bir çağrı yapıyorum. ‘Beşli çeteye’ verilen imkanların, ‘beşli çeteye’ sağlanan olanakların, ‘beşli çeteye’ verilen dolarların en azından binde birini bu ülkenin yoksul aileleri için harcasalar emin olun hiçbir çocuk yatağa aç girmez.

Açık ve net, sözler bana ait değil, sözler Aydın’da bir sivil toplum kuruluşunun, bir meslek odasının başkanına ait sözler, 22 saat önce söylenen sözler bunlar. ‘Damızlık hayvanlar, süt inekleri kesiliyor. Kesiler kesile nereye kadar gidecek bu? Yarın damızlık hayvanlar bittiğinde dana sıkıntısı, et sıkıntısı başlayacak. Süt ve hayvansal ürünleri, içecek ayranı bile bulamayacağız. Milletin gücü kalmadı’ diyor. Bu kadar açık, bu kadar net. Bu bir siyasetçi değil, üretici.

'Milletin sesi' mitinglerine yeniden başlayacağız'

Bu bir üretici. Bir kilo kıyma 98 lira. Hangi asgari ücretli kıyma alabilecek? Hangi asgari ücretli veya geliri olmayan bir aile çocuğuna düzenli süt alabilecek? Bu nedenle biz, daha önce yaptığımız gibi bayramdan sonra, Ramazan Bayramı’ndan sonra ‘milletin sesi’ mitinglerine yeniden başlayacağız. Millet, kürsüye çıkacak ve kendi sorunlarını anlatacak. Saray ve sarayın yetkilileri bunu ne kadar duyarlar bilmiyorum. Ama kendilerine açık ve net söylüyorum. Benim yaptığım çağrı, bu ülkenin insanlarının refahı içindir. Benim yaptığım çağrı, bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi içindir. Benim yaptığı çağrı, Türkiye’de siyaset kurumunun halkın gözünde saygın olmasını sağlamaktır. Beni yaptığım çağrı, eğer 21. yüzyılın Türkiye’sinde bir çocuk yatağa aç giriyorsa bu Türkiye’nin itibarına gölge vurur. Ben Türkiye’nin itibarını, saygınlığını koruyorum. Et ve Süt Kurumu, çiftçinin yanında olmalı, üreticinin yanında olmalı. Et ve Süt Kurumu’nun kaynaklarını birilerine peşkeş çekerseniz, onun kaynaklarını üreticiye değil de birilerine tahsis ederseniz, çocuklar yatağa aç girer.

Çağrımı yeniliyorum. ‘Beşli çeteye’ sağladığın imkanları, milyarlarca doları, onun binde birini üreticiye verirseniz bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmez. Bu çağrımı tekrar bütün medyanın, 84 milyonun önünde dillendiriyorum.

Burası bağımsız bir kurum. Et ve Süt Kurumu burası. Burası bir KİT. Et ve Süt Kurumu aynı zamanda KİT Komisyonu’nda milletvekillerine hesap veren bir kurumdur. Dolayısıyla buraya gelmek, et ve süt açısından da son derece değerli.”

'Çiftçinin saray hükümetinden 211 milyar türk lirası alacağı var'

Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularına şöyle cevap verdi:

“Sayın Bakan, siyasetin ne olduğunu bilmiyor. Otobüse binen kişi, siyaset karar aldığı için otobüse biner ve bedelini öder. Çiftçi, destek görmezse, sağlıklı üretim yapamaz. Desteği sağlayacak olan siyaset kurumudur. Çiftçinin saray hükümetinden 211 milyar Türk lirası alacağı var. 211 milyar lira gasp edilmiştir, 211 milyar lira ‘beşli çeteye’ tahsis edilmiştir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Haberler.com'a birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. CHP'nin cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olacağı iddiaları da sorulan Özdağ, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra en iyi AK Partilidir" ifadesini kullandı.

Zafer Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğunu açıklayarak büyük ses getiren Genel Başkan Ümit Özdağ, "Yavaş tercihimizden dolayı çok olumlu tepkiler aldık ve almaya devam ediyoruz. Bizimki tabii bir göreve çağrı, bizim adayımız olmasının dışında. Eğer bu görevi kabul ederse Türkiye için hayırlı olacağını düşünüyoruz hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bile hayırlı olacağını düşünüyoruz" dedi.


"SİYASETTE SU AKAR YOLUNU BULUR"...

ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın olumsuz bir yanıt vermesi halinde ne düşündüğü de sorulan Özdağ, "Şu anda olumsuz bir tepki üzerinden konuşmayalım. Siyasette su akar yolunu bulur" dedi.

özdağdan kılıçdaroğlu yorumu 2 d9caf

"KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN'DAN SONRAKİ EN İYİ AK PARTİLİDİR"...

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu göstereceği iddiaları için de dikkat çeken ifadeler kullanan Özdağ, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra en iyi AK Partilidir" dedi.

"İMAMOĞLU HALKI KANDIRIP SEÇİMİ KAZANDI, BİR DAHA KANDIRAMAZ"...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yorumları da sorulan Zafer Partisi lideri Özdağ, "İmamoğlu nöbetçi cumhurbaşkanı adaylığı yaptı belediye başkanlığından çok. Ve Diyarbakır'a gidip HDP'lilerle fotoğraf verip onların sağladığı ortamda, İstanbul'a dönüp Göktürk Abideleri'ne atıfta bulundu. Bu klasik, oportünist, ilkesiz politikacı tavrı hiçbir kutsalı olmayan... Kutsalı olmayanların halktan destek alması mümkün değildir. Halkı bir kere kandırırsın. O kontenjanını kullandı, bir kere kandırdı ve şartlar çok uygundu, kazandı. Bir daha kandıramaz" diye konuştu.

"TÜRK HALKININ KANDIRILMASINI ENGELLEYEĞİZ"...

İmamoğlu'nun seçimi bir daha kazanıp kazanamayacağı da sorulan Özdağ, "Biz Zafer Partisi olarak Türk halkının kandırılmasını engelleyeceğiz" yanıtını verdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Zafer Partisi’nden istifa etti. Koncuk, "Bir kaç kişi ile çıktığımız bu yolda, bu yönetim anlayışı ile maalesef daha ileri gidebilmek mümkün görünmüyor" ifadelerini kullandı. Koncuk yaklaşık dört ay önce Zafer Partisi’ndeki Genel Sekreterlik görevinden istifa etmişti...

Liste tartışmaları sonrası İYİ Parti'den istifa eden ve bir süre sonra Zafer Partisi'ne katılan Adana Milletvekili İsmail Koncuk, partisinden istifa etti.

Sosyal medya hesabından istifasını duyuran Koncuk, "Birkaç kişi ile çıktığımız bu yolda, bu yönetim anlayışı ile maalesef daha ileri gidebilmek mümkün görünmüyor. Bu sebeplerle Zafer Partisi’nden istifa ediyorum" ifadelerini kullandı.

 KONCUK İSTİFA TWITTERI 309d2

Koncuk, sosyal medya paylaşımında şunları kaydetti:

"4 ay önce Zafer Partisi Genel Sekreterliğinden istifa etmiştim. Bu süreçte, Divan üyeleri Serdar Öztürk, Neslihan Seven, Bülent Kutlu, Jülide Yılmaz ve eski Sivas Milletvekili Mehmet Ceylan istifa etti. Hiçbir tedbir alınmadığı gibi bu istifalar ve gerekçeleri görmezden gelindi. Gen. Sek. istifa gerekçelerim geçen 4 ay içinde maalesef hiç değişmedi, değiştirileceğine dair bir işaret de görmedim. Birkaç kişi ile çıktığımız bu yolda, bu yönetim anlayışı ile maalesef daha ileri gidebilmek mümkün görünmüyor. Bu sebeplerle Zafer Partisi’nden istifa ediyorum."

 

 

 

 

Gazeteler