Siyaset
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 307741
CHP lideri Kılıçdaroğlu, helalleşme yolculuğuna çıkaracağını duyurmasının ardından kimlerle helalleşeceğine açıklık getirdi. Kılıçdaroğlu, "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz, ikna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz'' dedi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz haftalarda yayınladığı helalleşme videosu ile ilgili tartışmaların ardından sözlerine açıklık getiren Kılıçdaroğlu, ''Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Helalleşmek yüzleşmek barışabilmek devam edebilmek demektir. Bunun yarası olan topluluklara yapacağız. Hukuk başka kim ne suç işlediyse onun karşılığı hukuktur. Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım.'' dedi.
Öte yandan helalleşme açıklamasına 'strateji' olarak değerlendirenleri eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ne stratejisi? Ben gelecekte bu ülkenin çocuklarının ardından bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Evlatlarımız diyorum, hangi strateji çocuklarımızın geleceğinden daha önemli?" ifadelerini kullandı.
'28 ŞUBATÇILARIN AÇTIĞI YARALARI KAPATIP HELALLEŞECEĞİZ'...
Kılıçdaroğlu, kimlerle helalleşeceğine yönelik de, "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz, ikna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski'yle helalleşeceğiz, hukuk başka, helalleşme başka. Devlet, insanlara tazminat ödeyecek ama bir taraftan da helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesiyle, Oğuz Arda Sel'in annesiyle, Ahmet Kaya'yla helalleşeceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'nin sorunları çok, sorunları bizzat her bir vatandaş tek tek yaşıyor. Ama sorunları yerinde tespit etmek, o sorunları aşmak için çözümler üretmek hepimizin görevidir. Kayseri'ye tarın seçim varmış gibi giden 38 milletvekilimiz vatandaşların dertlerini dinledi ve onlara şunu söyledik; her birimiz bu sıkıntıları yaşıyoruz ayrıca bizler çözüm üretmek istiyorum ve bunun için mücadele edeceğiz, halktan destek istiyoruz. Vatandaşların şikâyetleri var; emekli bir vatandaşımız 'Ülkenin hali harap, geçinemediğimiz için gündelik inşaat işlerine gidiyoruz, 600 millet vekilimiz var 1800 liraya bir tanesi geçinsin ben her ay maaşımı ona vereceğim' diyor. Doğru söylüyor. Bir de sarayda oturanlar var. Onlara da teklif ettim emeklinin halini öğrenmek istiyorsanız bir ay 1800 lira alın geçinebiliyor musunuz geçinemiyor musunuz bir bakın bakalım.
'DEVLETİ LİYAKATLE ADALETLE YÖNETİRSENİZ BÜTÜN SORUNLARI AŞARSINIZ'...
"Pahalılığın can yaktığını biliyorum, insanların geçinemediğini biliyorum. Gaziler geçinemiyor, şehit yakınları onlara bağlanan aylıklarla geçinemiyor. Bugün aldığını esnaf yarın yerine koyamıyor, saat başı etiketler değişiyor. Bütün bunlara rağmen merak etmeyin diyoruz, biraz sıkıntı çekeceksiniz ama geliyor gelmekte olan. İlk yağacağımız işlerden biri devleti derleyip toparlamaktır. Devleti yönetmek zor değildir. Devleti liyakatle adaletle yönetirseniz bütün sorunları aşarsınız. İşi ehline vereceksiniz ve görev bekleyeceksiniz ondan. Bizim MB var. Düne kadar sorun yok MB'de.
'MERKEZ BANKASI'NA MÜDAHALE ETTİNİZ DE NE OLDU?'...
"Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve araçlarını doğrudan kendisi belirler.' diyor. Ama bu yetki bir kararname ile MB'den alındı. 36 2021 tarihli Resmî Gazete'de fiyat istikrarı komitesi kuruldu. TBMM'nin bankaya verdiği yetkiyi sarayda oturan zat elinden aldı bir başkasına verdi. Bu komite hiç çalıştı mı? Bu komite bu fiyatlara bir şey dedi mi? İlgili kişiler bir araya gelip bu kadar zam nereden geliyor diye düşündü mü? Hiç düşünmedi ve memleket bu hale geldi: Ateş pahası neyi tutsanız eliniz yanıyor. Merkez Bankası'na müdahale ettiniz de ne oldu?
'MERKEZ'İN KASASINDA NE BİR DOLAR NE BİR SENT VAR'...
1)128milyar dolar MB kanununa aykırı olarak kayınpeder damat arasında yok edildi. Nereye gitti 128 milyar dolar? Cevabını hâlâ almış değiliz. MB'nın kasasında kendisine ait olan ne bir dolar ne de bir senti var. Tam 35 milyar dolar eksi bakiyesi var. Beyler ne yapıyor? Ha bire bize çatıyorlar, eleştirilerimize tahammül edemiyorlar. Yahu bizim eleştirilerimizden ders al. Her eleştirinin arkasına mutlaka öneriyi de getiriyorum.
'TÜRKİYE 'AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI' DEMEK ZORUNDA KALDI'...
"Öyle bir duruma geldi ki Türkiye damat ayrılırken at izi it izine karıştı demek zorunda kaldı. Türkiye'nin hedefleri şu: Türk lirası erisin, dolar yükselsin, memleket fakirleşsin, bizim servetlerimiz pula insin, dışarıdan dolar gelsin, dolardan cari fazla oluşturalım, cari fazlayla biz bu durumu düzeltiriz. Ya akıl alacak şey değil. Dünyada böyle bir şey yok. Paranın itibarını koruyacaksın, sağlıklı bir denge oluşturacaksın. Bunun için sadece para değil maliye politikası da var onunla da uğraşacaksın. Bunların hiçbiri yapılmadı. Fakirliği böyle temel bir argüman olarak beslerseniz iç piyasanın durumu ne olur? Kayseri'de konuşan esnafın hali olur.
"NE KADAR YOLSUZLUK VARSA İLK ALKIŞLAYAN DA SAYIN DEVLET BAHÇELİ'DİR"...
"Erdoğan'ın ekonomi kitabından bir sayfa okuyorum: Zafer Havalimanı bu yılın ilk 8 ayında dolar bazında garanti vermişler, 878 bin 488 kişi buradan uçacak. Sözleşmesi var altına da atmış imzayı. Ama giden yolcu 5 bin 725 kişi. Peki devletin hazinesinden beşli çeteye giden para 4 milyon 650 bin avro. Erdoğan2ın kitabında bu yazıyor. Haksızlığı, sömürüyü görüyorsunuz. Ne kadar yolsuzluk varsa ilk alkışlayan da Sayın Devlet Bahçeli'dir.
"AHLAKİ DEĞERLERİMİZLE BİRLİKTE KÜLTÜREL ÇÖKÜŞ DE BAŞLADI"...
"THK başkanı istifa dilekçesi vermiş, kabul olmuyor. mahkemeye başvurdu hayır sen orada duracaksın! Şu düzene bakın. Sosyal çöküntü getirdi. Ahlaki değerlerimizde çöküş var. Bu iktidar bu ülkeye en büyük ahlaki çöküşü getirdi. Uyuşturucu bataklığı içinde. Baronlar el üstünde tutuluyor, serbest bırakılıyor. Polisin bırakıldığı baronlar mahkemeler tarafından serbest bırakılıyor. Baron siyaseti satın almışsa o baron hapiste kalmaz. Gidiyorsunuz İçişleri Bakanı konuşuyor; virane yerlerde varoşlar uyuşturucu kullanıyor yıkın orayı. Gücün yetiyorsa o baronlara ses çıkar. Ahlaki değerlerimizle birlikte kültürel çöküş de başladı. Çözeceğiz rüşvet alanların burnundan getireceğiz, bu ülkedeki bütün baronları bu topraklardan sileceğiz.
'ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ'...
"1)Kesinlikle bir esnaf bakanlığı kuracağız. Esnafın muhatabı yok. 2) Özel halk otobüsleri ile ilgili mevzuat çok değişik. Onu tekleştireceğiz. 3) Devlet veya hükûmet; şunlar bedava binsin ona karşı değiliz ama sen bedava binsin diyorsan şoförün sırtından değil onun parasını sen ödeyeceksin. Eğer hükümet herhangi bir grubun ücretsiz binmesini istiyorsa onun parasını genel bütçeden karşılamalı. 4)Özel hak otobüs şoförlerini kazanılmış haklarını koruyacağız. Öyle her önüne gelene plaka vermeyeceğiz. Ve zam birilerinin keyfine göre değil enflasyon neyse ona göre her yıl zam yapılacak. Kamunun taahhüt ettiği ücret zamanında ödenmezse, o zaman faiz ödeyecek. Halk otobüsü şoförlerine şunu söyledim, sizinle bir isim kardeşliğimiz var bizim, halk ikimizde de var, temelimizi halk oluşturuyor.
'ORTAĞI DEĞİLİM DİYORSUN AMA KOŞULSUZ ORTAĞISIN'...
"Bugün diyor ya Bahçeli; EYT'liler çözülmeli. 3600 çözülmeli, asgari ücret yükseltilmeli .Sen onu benim külahıma anlat. Saraya anlatabiliyor musun? Anlatamıyorsun. Gücün varsa dersin ki, 'Arkadaş bu üçü çıkmadan ben elimi kaldırmayacağım.' O zaman ben derim ki 'Gerçekten de Cumhur İttifakı içine MHP'nin bir ağırlığı var' derim. 2022'nin sonuna attı Erdoğan, çıkarmıyor. Asgari ücret artsın, elinden tutan mı var, Hükümetin ortağısın. Ortağı değilim diyorsun ama koşulsuz ortağısın.
Dün akşam yazdığım bir mektubu okuyacağım size; İktidara geliyoruz ama bunun bana yetmediğini anlatmaya çalıştım. Hayatımın her aşamasından benim için sarayların konvoyların zerre kadar önemi olmaz. Ben evimden mütevazi hayatımdan memnunum. Ne yapayım ben tüm bunları konvoyları sarayları tüm bunların tek bir anlamı var benim için o da ülkemizin makus talihini kırabiliyor muyum? Eğer kırabiliyorsam ben iktidar olayım olayım ki çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım.
'HELALLEŞME İLE HUKUKU KARIŞTIRANLAR OLDU'...
Videomda söyledim ben ülkemizde iktidar olmaktan çok iz bırakan başka bir miras bırakan biri olarak anılmak istiyorum. Bizden sonra gelecek yüz tane iktidar da artık ülkeye hep bir şeyler ekleyerek yürüsün diyorum. Batı'da nasıl iktidar değiştiğinde kimse kaygı yaşamıyorsa, işte böyle bir Türkiye olsun istiyorum. Yaralarımızı sarmamız lazım. Biliyorum bazılarımız zorlanıyor bu konuyu konuşmaya, yaralar hâlâ açık. Ama yapacağız, çocuklarımız için yapacağız. Bizim gördüğümüzü yaşadığımızı milletimizin çocukları gelecekte yaşamamalı. Bundan daha büyük ödül olabilir mi Allah aşkına.
Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Helalleşmek yüzleşmek barışabilmek devam edebilmek demektir. Bunun yarası olan topluluklara yapacağız. Hukuk başka kim ne suç işlediyse onun karşılığı hukuktur. Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım. Zaten hukukla yani onunla zaten helalleşmek imkansız. Hukuk onun hesabını soracak. Bunu ben videoda da söyledim. Bir de medyada bazılarının 'ne güzel muhalefet zaten kazanıyor ne gerek vardı tüm bunlara' demesine hüzünlendim. Çünkü bunlar, bu söylediklerimi strateji zannediyor.
Ne stratejisi? Ben gelecekte bu ülkenin çocuklarının ardından bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Evlatlarımız diyorum, hangi strateji çocuklarımızın geleceğinden daha önemli? Helalleşeceğiz, dostlarım helalleşeceğiz. Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız.
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 51420
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şubesi işbirliği ile 18-19 Kasım tarihlerinde 7-12 yaş arası sporcuların katılımıyla satranç turnuvası düzenlenecek...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) 2021 yılını Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran yılı ilan etmesi nedeniyle Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şubesi ile birlikte satranç turnuvası düzenliyor. Antalya Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Türkiye Satranç Federasyonu Antalya İl temsilciliği işbirliğiyle 18-19 Kasım 2021 tarihlerinde Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şubesi’nde gerçekleştirilecek satranç turnuvasına 7-12 yaş arası sporcular başvuru yapabilecek.
DERECEYE GİREN SPORCULARA HEDİYELER...
Toplam beş 5 kategoride yapılacak olan turnuvada dereceye giren sporculara çeşitli hediyeler verilecek. Turnuvada birinciye bisiklet, ikinci olan sporculara akıllı bileklik, üçüncülere scooter ile birlikte kupa ve madalya verilecek. Yarışmalarda dört ve beşinci olan sporculara ise madalya verilecek. Satranç turnuvasına katılmak isteyen sporcular http://antalya.tsf.org.tr adresinden kayıt ve başvurularını yapabilecek.
HABER: Emine YILMAZ
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 158998
Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından 24 Ağustos’ta kurulan Zafer Partisi’ne 6 Kasım’da Antalya kurucu İl Başkanı olarak atanan Galip İlya, Antalya merkez ve bağlı ilçelerde ki atamaları hızlı şekilde gerçekleştirmeye başladı.
Dün Antalya basını ile bir araya gelen ve parti politikalarını açıklayan Başkan İlya, ardından 5 ilçenin başkanlık atamasını gerçekleştirdi.
ALANYA'NIN ZAFER PARTİSİ İLÇE BAŞKANI SİBEL DULUM...
Alanya da tarih öğretmenliği yaparken, "Ülkede ki kötü gidişata sessiz kalamam" diyerek istifa eden ve siyasete giren Sibel Dulum, Zafer Partisi çatısı altında siyasete çok hızlı ve coşkulu bir giriş yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her seferinde; " Devlet kademelerinde görev yapanlar siyasi söylemlerden uzak dursunlar ama illa da siyaset yapacaklarsa görevlerinden istifa edip siyaset yapsınlar" sözüne adeta nazire yaparak Alanya ilçe başkanlığı ile kadınların ayak seslerine güç kattı.
BAŞKAN DULUM: "ALANYA'DA Kİ TÜM KADINLARI VE VATANSEVERLERİ ZAFER PARTİSİNE DAVET EDİYORUM"...
Antalya da ki atama ve rozet takma töreninin ardından Alanya'ya dönen Zafer Partisi Alanya İlçe Başkanı Sibel Dulum ,çok yakında Değerli ve güçlü Alanya Basınımız ile bir araya geleceğiz diyerek ilk demecini de ayağının tozu ile verdi.
Başkan Dulum;
"Savaşların en çok kaybedeni kadınlardır. Tarih boyunca yapılan bütün savaşlarda kadınlar tecavüze uğramışlardır. Tarihimiz bunun örnekleri ile doludur. 93 Harbi, 1912 Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı...
Birinci Dünya savaşı sonrası imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile başlayan işgaller ve tecavüzler. Ege ve Marmara Bölgesi'nde Yunanlılar, Karadeniz'de Rumlar, Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Kilikya Bölgesi'nde Ermeniler, İstanbul'da İngiliz ve Fransız sömürgelerinden gelen dominyon askerleri Anadolu Türk kadınına tecavüz etmişlerdir.
Biz, Türk kadınları eğer bugün başı dik, onurlu ve dünyaya meydan okuyacak şekilde yaşıyorsak bunu başta Başbuğ ATATÜRK olmak üzere şerefli Türk ordusuna borçluyuz.
Ülkemizin her açıdan kuşatıldığı bir dönemdeyiz. Doğu Akdeniz'deki büyük devletlere ait savaş gemileri, Ege'de Yunanlıların işgal ettiği Adalarımız, Karadeniz hakimiyetinin Rusya'ya geçmesi, Batı sınırlarımıza ABD askerlerinin yaptığı yığınak, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde büyük devletlerin himayesinde ortaya çıkan oluşumlar, İran üzerinden Anadolu'ya yönelen kaçaklar...
Bu askeri kuşatılmışlık altında yaşıyor iken, ekonomik açıdan yaşadığımız sıkıntılar, kutuplaşan ve çözüm üretemeyen siyaset, çeşitli istihbarat ajanlarının provokasyonlarına açık Türkiye...
Ülkemizde sayıları 10 milyonu aşan sığınmacı ve kaçakların yol açacağı ekonomik, güvenlik, demografik sorunlar, kendini şimdiden gösteren iklim değişiklikleri ve buna bağlı göç ile Türk insanı kendi ülkesinde PARYA konumuna gelecektir. Kanla kurduğumuz Cumhuriyetin kazanımlarını kaybetmemek, çocuklarımıza aş ve iş temin etmek için herkesi ama özellikle Türk İstiklal Savaşı'nın kahramanı kadınlarını ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin teminatı olan Gençleri ana çizgisi Atatürk milliyetçiliği olan ZAFER PARTİSİ' ne bekliyoruz.
Cumhuriyetçi vatansever ALANYALILARA selam ve saygılar..."diyerek çalışmalarına başladı ve siyasi yaşamına adım atmış oldu.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 144909
Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından 24 Ağustos’ta kurulan Zafer Partisi’ne 6 Kasım’da Antalya kurucu İl Başkanı olarak atanan Galip İlya, Bugün Antalya basınıyla bir araya geldi...
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan buluşmada, Zafer Partisi’nin Antalya kurucular kurulu üyeleriyle 5 ilçenin ilçe başkanlarını tanıtan İl Başkanı İlya, parti çalışmalarıyla ilgili de bilgi aktararak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zafer Partisi olarak 3 ay içinde kongrelerini tamamlayarak yapılacak ilk seçime hazırlıklı olacaklarını bildiren Zafer Partisi Antalya İl Başkanı Galip İlya, yakın zamanda diğer ilçe başkanlarını da açıklayarak sahaya ineceklerini kaydetti.
Kahvaltıya Zafer Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Baki Küçükokudan, Tarım Politikalarından Sorumlu Prof. Dr. Kemal Karabağ, Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Av. Salih Ezer, Kurucular Kurulu Üyesi Yaşar Gökçe de yer aldılar.
ZAFER PARTİSİ KURULUŞUNDAN 3 AY SONRA 41 İLDE TEŞKİLATLANMASINI TAMAMLADI...
Basın toplantısında ki konuşmasında ülke ve bölge sorunlarına değinen Zafer Partisi Antalya İl Başkanı Galip İlya ; “Bildiğiniz üzere 26 Ağustos 2021 tarihinde Türk Siyasi Tarihine Soluk Getiren Zafer Partimiz Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından kuruldu. Yaklaşık 1 ay gibi kısa süre içerisinde 41 ilde teşkilatlanmalarımız tamamlanarak tüm ülke genelinde çalışmalarımız devam ediyor. Antalya İl Başkanı olarak açıklandıktan sonra 6 Kasımdaki Genel Merkezimizin açılış programı sonrası mazbatamızı alarak resmen göreve başladık.
Bugünde siz basın mensuplarının katılımıyla ilk tanışma toplantımızı gerçekleştiriyoruz.
Toplamda 58 kişilik Kurucu İl Yönetimimiz görevlendirildi. Divan belirlenerek çalışmalarımıza başlayacağız. Değerli dava arkadaşlarım, Türkiye şu anda çok zor şartlardan geçiyor. Tarih boyunca böyle olmuştur. Emperyalist güçler yüzyıllık programlarından hiç vazgeçmemiştirler. Bizde, Vatanımızdan vazgeçmedik.
Değerli Arkadaşlar
Şu an Türkiye’nin ekonomik sorunları kadar önemli bir kaç madde altında sıralayabileceğimiz sorunlar var.
DEVLET KRİZİ
Tarihten hiç ders alamayan siyasal iktidar Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasına yol açan ümmet sisteminin hayallerini kurmaktadır. Milli devlete karşı ümmetçiliği öne süren ve kendi dar gruplarının çıkarları için tek adam rejimini araç haline getiren iktidar bir yanında da Türkiye Cumhuriyetinin etnik yapılara bölünmüş federal bir devlet dönüşmesine zemin hazırlamaktadır. Unuttukları tek şey var o da Türk Vatanseverleri ; Milli Birlik Krizi Türkiye ağır bir milli birlik krizinin içinden geçmektedir. Ayrıştırma ve kutuplaştırma ve en sonun dada cepheleştirmeyi hedefleyen AKP siyaseti her geçen gün toplumu daha fazla germekte kaçınmamaktadır. Bugün Türkiye dünyadaki en gergin toplumlardan birini oluşturmakla bulunduğu gerginlik düzeyi itibariyle Irak Suriye gibi ülkelerle eşdeğer görülmektedir.
Türk milletinin seküler dindar, Sünni - alevi, Türk -Kürt, Eğitimli -Eğitimsiz zengin- fakir gibi fay hatları üzerinden ayrıştırmak istenmesi emperyalizmin en çok istediği şeydir.
Tüm bunlara rağmen Türk milleti bir iç çatışma ortamına sürüklenmemiştir.
Maalesef AKP döneminde bir terör örgütü ile müzakereyi ve diğer bir terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi yaşanmıştır.
TÜRKİYE'MİZ TARİHİNİN EN AĞIR EKONOMİK KRİZİNİ YAŞAMAKTADIR...
Dış borç artmış Türk lirasının değeri yerlerde sürünmektedir. Vatandaşın alım gücü azalmıştır. Temel yaşamsal ihtiyaçların fiyatları olağan üstü artmıştır. Yaşanan işsizlik, hayat pahalılığı ve aile fertlerinin temel ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi sorunlar Türk aile yapısının bozulmasına ve parçalanmasına da sebep olmaktadır
Bugün 8 milyon aile yardım alarak hayatını sürdürmektedir. 2002-2019 YILLARI ARASINDA geçim sıkıntısı nedeniyle 5806 kişi yaşamına son vermiştir. 2020-2021'de ise intihar sayısı adeta patlamıştır.
Sonuç olarak
Saray rejimi gitsin de nasıl giderse gitsin anlayışı ülkeyi kan uyuşmazlığı yaşatan ittifaklara mecbur bırakan iktidar onun sunduğu alan kadar muhalefet eden sarı muhalefet de halk için çözüm değildir.
Erdoğan , ardında enkaz değil adeta moloz bırakmaktadır.
ATATÜRK'ÜN gençliğe hitabetinde dikkat çektiği dâhili ve harici bedhahlar yüzyıl sonra ilk kez belki de bu kadar gözle görünür ve tehlikeli hale gelmiştir.
NİYE ZAFER PARTİSİ?
Türkiye bu ağır ve çokluk kriz dönemini tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi Birinci meclisin ruhunu yansıtan bir program ve kadro ile aşabilir. Bu programın kısa ifadesi ise Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliğidir. Türkiye'yi sürüklediği uçurumdan kurtaracak başka bir duruş ve lider yoktur. Prof Dr. Ümit Özdağ'da bütün yaşamını Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğine vermiştir. Partiler üstü toplumsal muhalefeti kuvvayi milliye ruhu ile yönetebilecek tek liderde Ümit Özdağ'dır.
Türkiye'nin sürüklendiği krizi aşabilmesi için ancak bütün Türk milletini kucaklayan devleti bilen uluslararası siyasetin detaylarına nüfus etmiş terörizmle mücadele politikalarında uzman Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere sığınmacıların ülkelerine dönmeleri konusunda taviz vermeyecek bir liderlik Türkiye’nin kuruluşunun tek yoludur ve bu lider Ümit Özdağ'dır.
Devlet işletme mantığı ile yönetilecek bir yapı değildir. Devleti koruyan tarihten gelen hafıza milli ve milliyetçi değerler ve kırmızı çizgiler uluslarasın hassasiyetler ve dengeler vardır.
DEVLETİ KORUMAK, MİLLETİ YAŞATMAKTIR...
Devleti korumak ve müreffeh bir düzeyde yaşatabilmek de ancak yetkin kadroların devlet kadrolarında etkin ve verimli istihdam edilmesi ile mümkün olur. Zafer Partisi Türkiye'yi dengeler ve frenler sistemi denen yasama yürütme ve yargı bağımsızlığına saygılı demokratik geleneğine sahip çıkan yetkin kadrosu ilkeli bir iletişim stratejisinde olan bir anlayış ile yönetecektir. Ayrıca genel başkanımız Türk Kadınını, Türk Milletini, medeni duruşunun kalbine koyan Atatürk'ün ''Ey kahraman Türk Kadını, sen yerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!'' sözünü şiar edinmiş ve yeni dünya düzeninde Türk Kadınını Türkiye Cumhuriyetini aktif temsiline önem veren bir liderdir.
Değerli dava arkadaşlarım ve sevgili misafirlerimiz! Zafer Partisi Suriyeliler dışında politikası yoktur diyenlerde şunları belirtmek isterim.
ZAFER PARTİSİ TÜRK MİLLETİ'NİN AYDINLIK YARINLARI İÇİN VARDIR...
Harap olmuş devleti onarmak ,kurumların sağlıklı işleyişini yargının bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmek, Devlet hukuktur hukukta adalet anlayışı ilk her bir ferdin hakkını adil bir şekilde korumak ve savunmak;
Ayrışmış Türk Milletinin birliğini yeniden sağlamak ve güçlendirmek Rasyonel ve milli çıkarlar ölçüsünde geliştirilen dış politika vizyonu ile Türkiye'nin içinde bulunduğu kuşatmayı yırtıp atmak; İstihdamsız büyüme yerine üretime dayalı istihdamın arttırıldığı ekonomik büyümeği önermemek diğer bir ifade ile beton ekonomisi ve rant yerine üretim ve teknolojiye öncülük edinmek. Ekonomik kriz ve işsizliğe karşı akılcı yenilikçi ve milli kaynakları önceleyen politikalar üretmek. Kullandığımız havalimanlarının geçmediğimiz köprülerin ve otoyolların parasıyla Türk milletinin geleceğinin ipotek altına alınmasına yol açan rant projelerine son vermek. Rantın peşkeş çekilmesi sonucunda Türk milletinin soyulmasına vergilerin israf edilmesine hayır demek için söz vermiştir. Türk milletinin gelecek 1000 yılda da bu topraklarda var olacağını haykıran Ümit Özdağ Atatürk'ün Milliyetçiliği kavramını yeniden şahlandırmaya ant içmiş Türk milliyetçisi kadrosuyla fikren ve siyaseten topyekûn mücadeleye hazırdır.
ZAFER, ZAFER BENİMDİR DİYEBİLENLERİNDİR!
Değerli Dava Arkadaşlarım
Sayın Genel Başkanımızın Suriyeliler konusunda hükümeti uyaran açıklamaları yaklaşık 10 yıldır devam ediyor. Şuan yaklaşık (8,300 bin sığınmacı) bazılarına oturma izni, çalışma izni, verilmiş olmakla beraber bu gelenler mülteci değil sığınmacıdır. Maalesef bu sığınmacılar Türk toplumuyla entegre olamadığı gibi Türkiye’de toplumsal olaylara da karışıyorlar hırsızlık, kapkaç, adam kaçırma, cinayet, tecavüz, yaralama gibi birçok suça karışıyorlar. Suç oranları gün geçtikçe artıyor bazı kesimlerce sadece ucuz iş gücü tanımlaması bilgi eksikliğidir. Bizim insanımız yardım severdir görüştüğümüz insanların yanlışlarına da kayıtsız kalamayız. Artık Türkiye buğday, bakliyat tüketimi hızla artarak temin etmekte zorlanmaktadır. Fiyatlar sürekli yükselerek enflasyonu körüklemektedir. Çünkü bu insanlarla aynı fırından ekmek alıyoruz. Suriye de savaş bitmiştir. Ülkelerine dönme vakti gelmiştir İktidarın bu konudaki sığınmacıları göndereceğiz söylemlerini samimi bulmuyoruz. Sonuç olarak 10 milyon imza kampanyasını başlattık. İktidar stant kurmamıza izin vermiyor sebep halkı kin ve kışkırtmaya bölücülüğe sebep olacağı provakatif eylemlere açık olması bahanesiyle talebimiz reddediliyor” ifadelerini kullandı.
Toplantı sonrası İçlerinde Alanya'nında bulunduğu 5 ilçe başkanının ataması gerçekleştirildi ve rozetleri takıldı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Siyaset
- Gösterim: 30778
Gelecek Partisi Alanya İlçe Başkan Yardımcısı, İletişim Başkanı ve Siyaset Bilimci Ahmet Nazif Sarrafoğlu, seçim öncesi anketlerini eleştirdi...
Gelecek Partisi Alanya İlçe Başkan Yardımcısı, İletişim Başkanı ve Siyaset Bilimci Ahmet Nazif Sarrafoğlu, muhalif partileri demoralize etmek için servis edildiğini öne sürdüğü anketlerle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bu anketlerin servis edilme merhalesinin ilkinde iktidar partisinin oylarını muhafaza ettiğini, muhalefetin oylarında ise ufak tefek dalgalanmaların olduğu belirtildi. Bir sonraki merhalede ise iktidarın oylarının eridiği, muhalefetin yükselişe geçtiği belirtildi. Anketlerin çoğu ya bir siyasi partinin ya da bir siyasi oluşumun/şahsın direktörlüğünde yapıldığını bu ülkede bilmeyen yok, dolayısıyla kimsenin de kimseyi kandırmasına gerek olmadığı gibi hiç kimsenin de bu anketler üzerinden moral düşüklüğü yaşamasına hiç gerek yok çünkü saçma. Partilerin anketlerdeki durumu gösterilirken dahi 2002 seçimlerine göre değerlendiriliyor. 2002’den bu yana Türkiye çok, genel, yerel, referandum, CB seçimi yaptı. Bunları veri olarak almadan 2002 konjonktürünü baz almanız da açıkçası ayrı bir saçmalık. Yeni kurulan siyasi partileri anketlerde en başta diğerleri, sonrasında yüzde hiç ve sırasıyla belli bir oy oranına kadar taşımanın da izanı ve izahı olmayan akıl tutulmasının ayrı bir emaresidir. Yeni kurulmuş siyasi partilerin özgür medya, tarafsız basın organları, sansürsüz ve istibdatsız anayasal bir yönetimin olduğu dönemde vatandaş nezdinde bilinilirliği olduğu vakit anketlerde oransal göstermenize kimsenin diyecek lafı da, açıklaması da olmazdı. Ama bir taraftan 90 yılı aşkın CHP, bir taraftan 40 yılı aşkın MHP, bir taraftan 20. yılına giren AK Parti’nin olduğu bir siyasal sistem döngüsünde yeni kurulmuş Gelecek Partisi’ni istihza edici, tahkir edici yaklaşımlarla görmeniz de ayrıca ahlaksız olduğunuzu gösteriyor."
TARİH VE HALKIMIZ ANKETÇİLERİ DE AFFETMEYECEK...
Şu anda oy oranını konuştuğum birçok kişi var. İçişleri Bakanlığı yapmış kişinin oğlu ile de bizzat birçok AK Parti’li Doğu ve Güneydoğu vekilleri ile de görüşüyorum, konuşuyorum. Gelecek Partisi şu anda yüzde 2’de olabilir, yüzde 20’de olabilir, bunu kimse bilemez. Yeni kurulmuş bir partinin teşkilat, taban ve yönetim üçgeninden başarı ile çıkıp iktidara geleceğini yahut çıkmayacağını belirleyen, etkileyen şey asla ama asla anketler ve anket şirketleri değildir. Oy oranını belirleyen ‘Sokak, halk ve sandık’ üçgenidir. Bu başarı öyküsünü yapacağımıza, inancımız tamdır. Takdir yüce Allah’ındır. Gelecek Partisi’ni hiç gösterme yolunda giden anket şirketlerini de tarih asla affetmeyecektir çünkü onlar hakkın hatırını haramın ihtişamına tercih eden oportünist ve konformist zavallılardır."
HABER: Mertcan YILMAZ