Sezon öncesi herkesin dile getirdiği Avrupalı turist sayısında beklenen artış henüz olmadı. Her ne hikmetse Avrupalılar daha temkinli ve herhalde İstanbul seçimlerini bekler durumdalar.Bu belirsizlik ortamından biraz olsun ürküyorlar anlaşılan, neyse canım az kaldı , sonra bakıp göreceğiz gelecekler mi yoksa bir başka sezona mı kalacak umutlar?
Gelen eksik olmasın, gelen oldukça şu veya bu şekilde bir fayda oluşur memleket adına şüphesiz.Kimi su içer kimi yemek yer kimi taksiye biner daha birçok şekilde kentimize canlılık sağlar ekonomik anlamda hareket oluşturur.
Eskiden bir hatırlayın sezon Haziran on beşte başlar Eylül sonunda da ortalık boşalırdı.Tabii biraz öncesinde ve sonrasında da gelenler olurdu ama sayı tatminkar olmazdı.Kişi başı harcama oldukça yüksekti çünkü gelen yabancı misafirler belirli bir üst gelir grubunun mensubuydular.
Şimdi sayı anlamında hiç mi hiç sorun kalmadı ancak kişi başı gelirler anlamında oldukça büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Yabancı misafirlerin kişi başı harcamaları çok düşük,esnaf beklentileri karşılanamıyor ve durum zorluğunu her geçen gün daha yoğun hissettiriyor.
Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bey makama atandığı ilk günler turizm gelirlerinin, bilhassa kişi başı harcamaların arttırılması noktasında çaba sarf edeceklerinden bahsedince epey umutlandık.
Umarız bu fikir hayata geçer de esnaf beklentileri boşa çıkmaz. Yoksa zincirleme bir zorluk yaşanır hiç mi hiç arzu etmediğimiz şekilde ki hepimiz zarar görürüz.
Pekala bizler turizm sektöründe iştigal edenler ve turizm sektöründen geçinen esnaflar olarak üzerimize düşen sorumlulukların farkında mıyız?
Örnek olarak son günlerde epey gündeme gelen Tekne turları düzenleyenler ve olumsuzlukları üzerine biraz değinelim.Bu tekneler doldur boşalt haydi bakalım binenler inenler bir karmaşadır gidiyor. Tabiidir ki bu kadar hareketin olduğu bu sektör mutlaka yatırımcısına kazandırıyordur mutlaka diye düşünüyor ve öyle farz ediyoruz.
Peki gerçekte durum öyle mi?
İnşaallah öyledir...
Bu yatırımların ve harcanan mesainin oluşan çevre kirliliğinin karşılığında memlekete fayda sağlanıyordur diye düşünüyoruz.
Türkiye Turizmine yeni tanıştırılan tekne biçimleri ile adeta denizde bir korsan teması ve onun yarattığı bir hareket var. Peki bu ne kadar milli derseniz işte orada şüpheler var. Bizlerin atadan babadan gördüğü tekne biçimlerinin haricinde devasa gökdelenler gibi tekneler turist taşıyor ve sektöre hizmet ediyor. Tabiidir ki işlemler denizde olunca kaçacak yer yok ve seçeneklerin tamamı teknelerde.
İşte bu yeni sektör fotoğrafçısını, marketini,mısırcısını,barını,restaurantını kendi bünyesinde oluşturarak kazançlarını çoğaltmaya uğraşıp duruyor. Durum böyle olunca çarpan sayısı önem arz ediyor yani teknenin yolcu kapasitesine göre gelir oluşuyor. Fotoğrafçı , marketçi,barın işletmecisi yolcu sayısına göre günlük kira ödüyor.
Dolayısıyla her geçen yıl daha fazla ve çok daha büyük tekneler endamı arz ediyor limanda.
Bu arada ruhsatlarını satan küçük tekneler ortadan kaybolup gidiyor o eski nostaljik etkileri de kayboluyor şüphesiz. O eskiden pat pat diye ritmik bir sesle hareket eden ve sayıca çok az kişi alıp limandan çıkıp giren tekneler her geçen gün yok olmakta zamana yenilmekteler.
İtalya'nın Venedik kenti deyince akla hemen gondollar gelir. Bu gondollar yıllardır oradadır ve adeta koruma altındadır.Ne şeklen nede büyüklük olarak hiç değişim göstermeden oralara gidenlere hizmete devam eder dururlar .
Peki bizler Alanya olarak kendimize has bir tekne belirlesek ve her kim bu tekneyi görse hah işte bu Alanya teknesi dese olmaz mı?
Olur olmasına da birileri bu işe el atmalı kafa yormalıdır. Bu kafa yorması, yol göstermesi gereken kişilerin başında şehrin emini SayınT.C. Alanya Belediyesi başkanı Adem Murat Yücel olmalıdır.
Eminim kendisi de bu konuyu makam odasından her denize bakışında limandan çıkan tekneleri gördükçe düşünüyordur.
Duyuyoruz ''O'' daha büyük bir tekne yaptırıyor ''öbürü'' ondan da daha büyüğünü planlıyor velhasıl bir yarıştır aldı başını gidiyor. Bu yatırımlar hiç mi hiç yöresel özellik taşımadan inşa edilen teknelerden ve onların oluşturduğu ekonomik hareketten ibaret. Bu hareketlilik Alanya'yı öne çıkaran ve özel hale getiren bir durum olmadığından bence değersiz kısa sürede birilerine kazanç sağlasa bile ehemmiyeti yok olan bir hareket.
Birde işin öte yüzü var ki ;o da iskeledeki keşmekeşlik. Gerçi son günlerde bu konu ele alınıyor başta Sayın T.C.Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu ve Sayın T.C. Alanya Belediyesi başkanı Adem Murat Yücel Sayın Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Yasin Emre itinayla çalışıyorlar tüm emniyet güçlerini büyük bir duyarlılıkla çalıştırıyorlar ve tüm halkın bu anlamda takdirlerini kazanıyorlar. İskele bu çalışmalar sayesinde yürünebilen gezilebilen dinlendirici sakin bir yer olma yolunda epey mesafe aldı alıyor şüphesiz.
Bayram öncesi bu konuların ele alınmış olması ayni zamanda çevre duyarlılığı anlamında da tedbirlerin titizlilikle uygulanması sevindirici. Tüm bu konularda emek sarf edenlere içten teşekkür eder görevlerinde üstün başarılar dilerim.
Hepimize hayırlı Bayramlar olsun ve Alanya'mız hep iyi anılsın hatırlarda hep iyi kalsın. Kalın sağlıcakla.