Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olarak bilinen faşist devlet yönetiminde yaşayan Türk kardeşlerimiz ve akraba toplulukları, hürriyetlerine kavuşabilmek için çaba sarfederlerken türlü baskı ve eziyetlere maruz kalmışlardı. O yıllarda, Esir Türklere özgürlük diyenler, neredeyse horlanırdı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin kuruluşu sonrası, “sınırlarımız dışında kalmış soydaşlarımıza görevlerimiz devem etmektedir”, "Doğuşumdaki tek fevkaladelik Türk olarak dünyaya gelmemdir", "Ne mutlu Türküm diyene"sözlerini dile getirsek bile, en Atatürkçülerden dinleyen olmazdı.

1944 olayları olarak bilinen Türkçülük hareketlerini Rusya’nın ikazları ile sindirmek isteyen dönemin iktidarı, başta Hüseyin Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş olmak üzere 23 kişiyi tutuklatmıştı. 64 yıl sonra 2008 yılında, FETO örgütünün kumpasıyla Ergenekon adıyla benzer bir operasyonla tutuklanmalar oldu. Hedeftekiler, Türkçü, Atatürkçü milliyetperverlerdi.

Türk ordusunun Mete han tarafından kurulduğu M.Ö 209 tarihinden beri “her Türk askerdir” sözünü unutmayan milletimiz, bağımsızlık aşkıyla hareket ederek nice mücadelelerle bu günlere gelmiştir. Artık, hayaller gerçekleşmektedir. Günümüzde 7 bağımsız Türk devleti var. Bağımsızlık özlemi çeken, sırada bekleyen onlarca otonom Türk cumhuriyetleri ve Türk halklarının yaşadığı bölgeler var.

Türkler güçlendikçe, adım adım Turana yaklaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin, Irak, Suriye ve Libyadaki operasyonları, düşmanlara korku, dostlarımıza sevinç oluyor. Türk birliği yakın görünüyor. Arap birliği, A.B, Amarika Birleşik Devletleri ve Şangay Beşlisi gibi birliklerin olduğu günümüz dünyasında, Türk birliği veya Türk Devletler Toluluğu da olacaktır elbet. Yeterki millet olarak fikir ve ideal birliğimiz olsun.

Hoşça Kalın, hep Türk olarak kalın