head

2183026 810x458 75f08
Pazar, 22 Aralık 2024

Manşetler

 

 

Isparta'nın Keçiborlu ilçe merkezinde bir akaryakıt istasyonunun yanına askeri helikopter düştü. Olay yerine ambulans ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada 6 asker şehit oldu. Şehit olan askerlerden birinin tuğgeneral olduğu belirtildi...

Isparta'da Kara Havacılık Okulu'na ait askeri helikopter, Keçiborlu ilçe merkezinde bir akaryakıt istasyonunun yanına düştü. Olay yerine ambulans ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Keçiborlu ilçesinde bir askeri helikopterin düştüğü bilgisini aldıklarını belirterek, belediyenin itfaiye ve arama-kurtarma tüm ekiplerinin bölgeye yönlendirildiğini açıkladı.

 
 
 

Başkan Başdeğirmen, arama-kurtarma ekiplerinin yola çıktığını ve bilgi beklediklerini de kaydetti.

Başdeğirmen, helikopterdeki personel sayısına yönelik henüz bilgi olmadığını söyledi.

Kazaya ilişkin ilk görüntü geldi:

 

6 ASKER ŞEHİT OLDU...

Isparta Valisi Abdullah Emin yaptığı açıklamada, 5 şehit olduğunu açıkladı.

Vali Erin, 2 eğitim helikopterinin birbirine teması sonrası kazanın gerçekleştiğini açıkladı. "Okul komutanı paşamıza ulaşamıyorduk. En son ona da ulaştık. Ne yazık ki şehit sayımız 5'e yükseldi" ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Isparta’da meydana gelen helikopter kazasında ağır yaralı olarak hastaneye sevk edilen personelimiz kurtarılamayarak şehit olmuştur" denildi.

Kazada şehit olan askerlerin sayısı 6'ya ulaştı.

 

TUĞGENERAL ŞEHİT DÜŞTÜ...

Kazada şehit olanlar arasında Isparta Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral İsa Baydilli'nin de olduğu öğrenildi.

Kr.Plt.Alb. İsa Baydilli Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda Tuğgeneralliğe terfi ettirilen albaylar arasındaydı.

Kazada şehit olan askerlerden 3'ünün teğmen 2'sinin ise başçavuş olduğu kaydedildi. 

Şehit Tuğgeneral İsa Baydilli

 

 

HELİKOPTERLER HAVADA ÇARPIŞTI MI?

Görgü tanıklarının ilk ifadesinde kazanın kalkıştan bir süre sonra yaşandığı kaydedilirken Milli Savunma Bakanlığı kaynakları havada iki  helikopterin çarpıştığını ileri sürdü.

Helikopter kazasının bir görgü tanığı kazaya ilişkin, "2 helikopter havada çarpıştı. Biz yoldan geliyorduk, çarpışınca havada yanmaya başladı. Diğeri ileri gitti, ileriye indi” dedi. 

MSB'DEN AÇIKLAMA...

Milli Savunma Bakanlığı tarafından kazaya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Isparta’da eğitim uçuşu yapan bir adet UH-1 tipi helikopterimiz kaza kırıma uğramış, 5 personelimiz şehit olmuştur. Kazada 1 personelimiz de ağır yaralanmış ve derhâl hastaneye sevk edilerek tedavisine başlanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı, yaralı personelimize de acil şifalar diliyoruz.

NEVŞEHİR'E ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ...

Isparta'da düşen askeri helikopterde şehit olan Astsubay Kıdemli Çavuş Hüseyin İpek'in (26) acı haberi, memleketi Nevşehir'de yaşayan ailesine ulaştı. Astsubay Kıdemli Çavuş Hüseyin İpek'in şahadet haberini Nevşehir merkeze bağlı Özyayla köyünde yaşayan ailesine yetkililer verdi. Acı haberi alan baba İkram, anne Sevgi ve eşi Bahar İpek'in Isparta'ya gitmek üzere yola çıktı. Şehit İpek'in babaevine Türk bayrağı asıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 7 yıldır görev yaptığı belirtilen Hüseyin İpek'in yarın memleketinde son yolculuğuna uğurlanacağı bildirildi.

Şehit Astsubay Kıdemli Çavuş Hüseyin İpek (26)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Gaziantep'te gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada liderler arasında iki kişi kaldıklarını belirterek "Bir ben varım, bir de Vladimir Putin var. Diğerleri hepsi elimine oldu" dedi...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep ziyaretinde Şahinbey Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programına katıldı. Burada yaptığı konuşmada ABD'deki seçim ve Suriye'deki durum başta olmak üzere dünya siyasetine ilişkin açıklamalar yapan Erdoğan, Erdoğan burada gençlerin sorularını yanıtladı.

'İFADELER ÇOK ÖNEMLİ'...

Erdoğan bir gencin, eski Almanya şansölyesi Angela Merkel’in 'Özgürlük' isimli kitabında kendisine ilişkin bölümleri hatırlatarak "Diplomatik ilişkilerdeki başarınızı neye borçlusunuz?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi:

 

erdputkapak3jpg EfBnfZTw 0KftsT3OExt8g 09f6c

 

 

"*İfadeler çok önemli. İfadelerin yanında onlarla olan diyalog mekanizmasını devam ettirmek çok çok önemli. Biz buna diplomasi atakları diyoruz.

*Bu atakları şu anda dünyada liderler arasında zaten iki kişi kaldık. Şu anda bir ben varım bir de Vladimir Putin var. Bunu ben olduğum için söylemiyorum, vakayı söylüyorum. 22 yıl bu fakirin görev süresi var. Nerede ise bir o kadar da sayın Putin'in var. Diğerlerinin hepsi elemine oldu.

*Şu anda süreç devam ediyor. Temennimiz odur ki, bu münasebetleri bu diyalog içerisinde sürdürmeye devam edelim.

'YANIMDA BİRA İÇMEZDİ'...

*Merkel'in Almanya siyasetinde onulmaz bir yeri vardı. Mesela Merkel gittikten sonra Almanya'da siyaset bitti, çok ilginçtir.

*Ben Almanya'da çok takdir ettim; hatta daha ileriye gideceğim sevdiğim bir lider Schröder'dir. Schröder'in bize karşı olan saygısı çok çok faklıydı. İyi bir liderdi. Bizimle olan münasebetleri çok çok farklıydı. Ramazan'da mesela benim oturduğum masada Schröder bira falan içmezdi. Öyle saygısı olan bir insandı. Farklı bir insandı. Bizim mesela Schröder'le hala diyaloğumuz devam eder. Hatta zaman zaman Türkiye'ye geldiği de oluyor. Ama Alman siyasetinde Schröder'in çok çok güçlü konumu ve yeri var. Temennim odur ki, Türk siyasetinde de Schröder benzeri siyasetçiler olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

Heyet Tahrir el Şam'ın (HTŞ) Hama'yı ele geçirmesiyle savaşın dengeleri değişti. Rejim güçleri Humus’a çekilirken, HTŞ’nin Şam’a ilerleyişi Türkiye sınırında radikal bir hükümet tehlikesini gündeme getirdi. Türkiye’nin HTŞ ile terör bağlantısı nedeniyle olası bir komşuluk senaryosu, sınır güvenliği ve mülteci akımları açısından kritik sorular doğuruyor. Analistler, HTŞ’nin yükselişinin Türkiye-Suriye ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatabileceği görüşünde...

Heyet Tahrir el Şam güçleri, savaşın kaderini belirleyen Hama şehrini ele geçirdi. Suriye güçleri Humus şehrine doğru geri çekilirken, Rusya ve Çin gibi destekçilerinin Rejim ordusuna olan güveni sarsıldı. Şam ve HTŞ arasındaki tek engel, Hama'ya göre çok daha zayıf görünen Humus oldu.

Böyle bir durumda, herkesin aklında tek bir şey var: HTŞ Şam'ı alır ve resmi bir hükümet olursa, Türkiye'nin sınır komşusu olacak. Böyle bir durum, Türkiye'yi nasıl etkiler?

SINIRDA İŞİD UZANTISI...

Türkiye, HTŞ'yi resmen bir terör örgütü olarak tanımakta. Radikal İslamcı terör örgütü HTŞ'nin kökleri İŞİD'e dayanıyor. İŞİD ile beraberken El Nusra cephesi adını taşıyan grup, İŞİD'le koptuktan sonra HTŞ adını almıştı.

 

Suriye'nin HTŞ kontrolü altına girmesi durumunda, Türkiye'nin sınır komşusu bir terörist hükümeti olacaktır. Peki Türkiye, buna razı gelebilir mi?

TÜRKİYE'DEKİ SURİYELİLER...

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, böyle bir durumda Türkiye'nin gelecek bir HTŞ hükümetine razı olacağını söylüyor.

Sınırın korunması ve mülteci akımının durması için Suriye nizami ordusunun Türkiye ordusuyla birlikte sınırı korumasının şart olduğunu belirtiyor. Aksi takdirde gelecek olan mülteci akımının, daha da büyüyebileceğinin altını çiziyor.

Emekli Tümgeneral Yavuz, ayrıca HTŞ'nin yapısına da dikkat çekti. Türkiye sınırları içerisindeki yaklaşık 2 milyon Suriyelinin, HTŞ'nin etkisiyle demografik bir değime gidebileceğini ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti için bir tehdit olabileceğinin altını çiziyor.

HAMA TAARRUZUNDA SMO'NUN YERİ...

Suriye Milli Ordusu, Hama taarruzu esnasında HTŞ'ye destek vermişti. Öyle ki, taarruz HTŞ güçlerinin bölgeye intikal etmesinden yaklaşık 20 dakika sonra başladı.

Türkiye'den askeri, lojistik, altyapı ve hatta hava desteği alan SMO'nun Hama'nın alınmasında oynadığı rol göz önünde bulundurulduğunda, HTŞ'nin Türkiye ile daha iyi bir ilişkisi olması mümkün olabilir.

Ancak, bu durum göründüğü kadar basit değil. Zira SMO güçleriyle HTŞ güçleri, Suriye'deki savaş boyunca yer yer çatıştı da. İki grup arasındaki silahlı karşılaşmalar daha önce de yaşanmıştı.

Bu gruplar, her ne kadar Suriye Rejimine karşı müttefik olsalar da, dost olduklarını söylemek mümkün değil. Böyle bir durumda gelecek bir HTŞ hükümeti SMO'yu bölgeden çıkartmak isteyebilir.

Böyle bir durum, Suriye'nin doğusundaki YPG/PKK mevzilerinin boş bırakılması anlamına gelirse HTŞ ve Türkiye karşı karşıya kalabilir.

PEKİ YA YPG?

SMO'nun başlattığı 'Özgürlüğün Şafağı' harekatı kapsamında muhalif güçler, YPG/PKK'nın uzantısı Suriye Demokratik Güçleri'yle de çatıştı. SMO'nun başını çektiği harekat sayesinde SDG milisleri Tel Rıfat'tan çıkartıldı. SMO taarruzu, Minbic cephesi boyunca hala sürmekte.

HTŞ'nin Şam'ı ele geçirmesi durumunda, Suriye sınırları içersinde savaşabilecekleri en büyük grup SDG güçleri oluyor. 

HTŞ, Suriye'nin doğusundaki SDG güçleriyle de daha önce çatışmıştı. Bu hususta HTŞ lideri Muhammed el Colani'nin 2021 yılında Independent Türkçe’den Cihat Arpacık’la yaptığı görüşme dikkat çekiyor.

Bu röportajda Colani, YPG’yi “PKK’nin yeni ismi” şeklinde nitelendirmişti. “ABD Suriye’den çıktıktan sonra YPG de çıkmış olacak. Afganistan’da uçaklardan düşen insanların görüntülerinin benzeri burada da tekrarlanacak” demişti. 

HTŞ, daha önce de Taliban'ın yönettiği Afganistan'ı bir model ülke olarak göstermişti. Bu kapsamda, Şam'ı ele geçiren HTŞ'nin, SMO ile birlikte YPG'ye karşı çatışması son derece olası görünmekte.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

İstanbul'da sahte içki ölümlerinde can kaybı artıyor. Sahte içkiden ölenlerin sayısı 22'ye yükseldi...

İstanbul'da sahte içki skandalında yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sahte içkiden yaşamını yitirenlerin sayısı 22'ye yükseldi, 24 kişinin tedavisi ise sürüyor. 

Öte yandan sahte içki skandalı soruşturmasında gözaltına alınan 10 kişi tutuklandı. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

 

 

Manavgat'ta düzenlenen dolandırıcılık operasyonunda 4 şüpheli gözaltına alındı...

Antalya Valilikten yapılan açıklamaya göre, İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, aralarında doktor, eczacı ve otel çalışanlarının olduğu grubun, muayene ve tedavi olarak ilaç yazdıran kişilerin kimlik bilgilerini izinsiz kullanarak ilaç reçete ettirdikleri ve bu şekilde aldıkları ilaçları fahiş fiyatlara satarak haksız kazanç sağladıklarının belirlenmesi üzerine çalışma başlattı.

Belirlenen adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonda, İ.Ç, E.T, M.Y. ve B.G. gözaltına alındı.

Şüphelilerin jandarmadaki işlemleri sürüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK: Ajanslar

Gazeteler