Sağlık
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 81934
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 161157
Yetişkin ve çocuklara yönelik hizmet verilecek...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kepez ilçesinde kapsamlı bir sağlık merkezi kuruyor. Çalışmalarında sona yaklaşılan sağlık merkezine ilk etapta Sütçüler’deki Çocuk Ağız Diş Polikliniği taşınacak. Merkezde sadece çocuklara değil yetişkinlere de ücretsiz diş sağlığı hizmeti verilecek.
Antalya halkına koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini vermek için çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, çocuklara yönelik Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin kapsamını genişletiyor. Sütçüler’deki binasında 4 ünite ile hizmet veren merkez, Kepez ilçesi Sakarya Bulvarı Otogar Kavşağı yakınındaki daha büyük ve modern binasına taşınıyor. Hem çocuk hem de yetişkinler için diş sağlığı hizmeti sunacak olan merkez, “Büyükşehir Belediyesi Sağlık Merkezi” olarak hizmet verecek.
10 ÜNİTELİ DİŞ POLİKLİNİĞİ...
Büyükşehir Belediyesi, 5 katlı olan ve 2000 metrekare kapalı alana sahip binayı, kapsamlı bir sağlık merkezine dönüştürüyor. Merkez bünyesinde 5’i çocuk, 5’i yetişkin olmak üzere 10 ünitelik bir diş polikliniği oluşturulacak. Sağlık Merkezi’nde ücretsiz diş muayenesi ve koruyucu tedaviler uygulanacak.
TADİLAT SÜRÜYOR...
Şu an merkezi Kuzeyyaka Mahallesi’nde olan Evde Sağlık Birimi de bu binaya taşınacak. Merkezde ilerleyen günlerde genel poliklinik, çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniği, diyetisyen ve psikolog hizmetleri de verilecek. Tadilatın tüm hızıyla sürdüğü sağlık merkezi, çalışmaların tamamlanmasının ardından vatandaşlara hizmet vermeye başlayacak.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 110147
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Görevli Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Davran Çiçek, yeni tip korona virüsün kalp dokusuna zarar verdiğine dikkati çekerek korunma yollarına değindi...
Kalp damar hastalıklarının bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en sık ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer aldığını dile getiren ALKÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davran Çiçek:” Tüm dünyada her yıl 17.1 milyon kişi kalp damar hastalıkları ve inme nedeniyle hayatını kaybediyor. 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nün asıl amacı da bu duruma dikkati çekmek, kalp damar hastalıkları konusunda bilgilendirmek, bilinçli bireyler oluşumuna katkı sağlamak ve farkındalığı arttırmaktır. Belli başlı risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp hastalığı ve inmeye bağlı erken ölümlerin en az %80'inin önlenebileceği düşünülürse eğer bir kez daha günün anlam ve önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
KALP SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN NELER YAPILMALIDIR?
Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve özellikle stresin kalbe zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Çiçek:” Özellikle bol hareket ederek , kalp sağlığına iyi gelen besinleri tüketerek, tütüne hayır diyerek, kan değerlerimizi, kan basıncımızı ve kilomuzu öğrenerek buna yönelik tedbirlerimizi erkenden alarak basitçe kalp hastalığı ve inme riskimizi azaltabiliriz. Unutmayalım ki çocuklarımızın ve gençlerimizin, kalp sağlığı dostu bir yaşam alışkanlığı kazanmalarını ve bunu ömür boyu sürdürmelerini sağlayabilirsek, kalp hastalığı ve inmenin, gelecekte yaratacağı riskleri bugünden önlemek için çok önemli bir avantaj sağlayabiliriz.
KALP HASTALARI DİKKAT!
Covid-19 ile kalp hastalığının etkileşimine dikkati çeken Prof. Dr. Davran Çiçek:” Bilindiği üzere korona virüsten etkilenecek riskli gruplar arasında kronik hastalıklardan kalp damar hastalıkları ilk sırada yer almakta, hastalık bu kişilerde daha ağır seyretmekte ve daha ölümcül olabilmektedir. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları olan hastaların bu dönemi olabildiğince az etkilenerek geçirmeleri için ilaçlarını düzenli almaları gerekir. Ayrıca yaşadığımız şu pandemi döneminde altta yatan kalp hastalığı olan kişilerin Covid-19 enfeksiyonunun belirtilerini daha sık gösterdiği veya sağlıklı bireylere göre enfeksiyonu daha şiddetli bir şekilde geçirdiği göz önüne alınırsa; kalp dostu bir yaşam bizim için her zaman daha sağlıklı ve daha uzun bir ömür için en önemli dayanak noktasıdır. Biz bu zorlu süreçte ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Ünitesi olarak kalp hastalarımızı bilgilendirmekte ve gereken desteği vermekteyiz “diyerek sözlerini noktaladı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 252100
Dünya nüfusu giderek yaşlanmakta bu durum Alzheimer Hastalığında artışa neden olmaktadır...
Peki, Alzheimer nedir, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doktor Selin Çelik Alzheimer hastalığı konusunda merak edilenleri anlattı.
Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte Alzheimer hastalığında büyük bir artış yaşandığına dikkati çeken Uz. Dr. Çelik:”Halk arasında bunama, unutkanlık diye nitelendirdiğimiz Demans hastalıkları grubunda en sık rastladığımız rahatsızlık Alzheimer hastalığıdır. Alzheimer ; günlük yaşamsal aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile karakterize nöropsikiyatrik, semptomların ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği bir hastalıktır. Çağımızın hastalığı olarak nitelendirdiğimiz ve belli bir yaşın üstündeki kişiler için ciddi bir gelecek korkusu olan Alzheimer ortalama olarak 60-65 yaş üstü bireylerde daha çok görülmektedir. Alzheimer’ın hala günümüzde de bilinen bir nedeni yoktur. Sağlıklı bir bireyde vücut nasıl yaşlanıyorsa beyinde zaman içerisinde yaşlanır, beyin hücrelerinde bozulmalar ve ölümler izlenir. Beyin hücrelerin ölümleri umduğumuz ve beklediğimizden önce oluyorsa eğer bu durum Alzheimer hastalığına neden olmaktadır. Hastalığın belirli bir tanı yöntemi yoktur. Dolayısıyla hastalığın teşhisinde pek çok tıbbi tanı testi bir arada değerlendirilir. Kişinin yakınlarından aldığımız şikayetler, nörolojik muayene, nöropsikolojik testler, görüntüleme ve kan tetkikleri sonucuna göre teşhise doğru gidilir. Günümüzde herhangi belirgin bir tedavi yöntemi yoktur. Verdiğimiz tedavilerle kişilerin hastalığının ilerlemesini yavaşlatmakta mevcut semptomlarının azalmasını istemekteyiz.
“SAKİN YAŞANTI ALZHEİMER’A NEDEN OLABİLMEKTEDİR”...
Alzheimer hastalığında unutkanlık yakın bellek üzerinde etkili olmaktadır. Yalnızca basit unutkanlıklarla kendini belli eden hastalık, zaman geçtikçe unutkanlığın şiddetini arttırıyor. Kişinin yakın geçmişte yaşadığı olayları unutmasına, aile fertleri ile yakın çevresini tanıyamamasına neden olur. Genetik faktörler, yoğun sigara ve alkol kullanımı, daha önce geçirilmiş beyin damarı hastalıkları , travma hikayesi, sakin yaşantı, fiziksel aktiviteden uzak yaşantı beden sağlığını olumsuz etkilediği gibi Alzheimer’ın nedenleri arasında da yer almaktadır. Anneniz , babanız ve çevrenizde yakın bellek unutkanlık gözlemlerseniz lütfen en yakın sağlık tesisine başvuruda bulunun. Biz ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak her zaman Alzheimer hastalarımızın ve yakınlarının yanında olmaya devam edeceğiz “dedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 295425
Aylardır Coronavirus ile birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde COVID-19 hızla yayılmaya devam ediyor. Salgının hız kesmediği bugünlerde bu durumdan bunalan, sürekli tedbir alarak yaşamaktan sıkılan, yorgun düşen insanların olduğuna dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi ile iş birliği içerisinde olan Johns Hopkins Medicine’den Psikolog Carisa Parrish, “Birkaç günlüğüne rutin yaşantınızı değiştirebilirsiniz. Ancak davranışlarınızı zorunlu ve sürekli olarak değiştirmeniz çok kolay olmaz. Özellikle de çevrenizde kimse hasta değilse, canınız maske takmak istemiyorsa ve yapmak istediğiniz şeyleri yapamıyorsanız kurallar canınızı sıkabilir ancak bu kurallar işe yarıyor” dedi. Psikolog Carisa Parrish, hem bu stresi iyi yöneterek psikolojik etkilerinden hem de virüsten korunmak için 8 öneride bulundu...
1.Kendinize bir söz verin
Davranış değişikliği kendine net bir hedef koymakla, yani kendine bir söz vermekle başlar. Bisiklete binerken emniyetimiz için kask takıyor veya trafikte kırmızı ışıkta duruyoruz. Pek çok hayat kurtarıcı davranışımız aslında bir karar vermekle başlıyor: Kendinizin ve başkalarının güvenliği için doğru davranma, kurallara uyma kararı alıyorsunuz. Bazen bu durumdan rahatsız olsanız bile. Aynı şeyi COVID-19 önlemleri için de düşünebilirsiniz. Pek hoşlanmasanız da hem kendi sağlığınız hem de başkalarının sağlığı için maske takabilir, sosyal mesafeye uyabilir, el hijyenine daha fazla dikkat edebilirisiniz.
2.Yeni önerilere açık olun
Coronavirus ile ilgili her gün yeni bir bilimsel veri ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda uzmanların önerileri de değişebiliyor. Ancak salgının ilk günlerinde aldığınız bazı önlemlerden vazgeçebilirsiniz. Mesela ilk günlerdeki gibi market alışverişinden sonra tüm paketleri silmek şart değil, otomobil içinde tek başınaysanız maske kullanmanız gerekmez veya çocuğunuz kendi bahçenizde oynarken risk altında değil. Güvenilir kaynakları, sağlık otoritelerini ve bilim insanlarını takip etmeye devam edin.
3.Alışkanlık kazanın, rutininiz olsun
Yeni bir kurala uymak ve aynı davranışı sürekli tekrarlamak bir süre sonra insana alışkanlık kazandırıyor. Örneğin çocuğunuzu araba koltuğuna oturtmak, kemerini bağlamaya çalışmak ilk zamanlar insana zahmetli gelebiliyor. Bunun çok önemli olduğunu bildiğiniz halde. COVID-19’dan korunmak için de teslim olun, olayları akışına bırakın. İlk başlarda sıkılarak, önlem olsun diye taktığınız maskeyi, bir süre sonra hayatınızın bir parçası haline getirip hiç düşünmeden taktığınızı veya ellerinizi otomatikman sık sık yıkadığınızı fark edeceksiniz.
4.“Yedekli” dolaşın
Yanınızda her zaman yedek maskeniz olsun. Çeşitli yerlerde (Çantanızda, arabanızda, cebinizde, ofiste vs…) maskeler bulundurun. Böylece “Maskem yok” diye strese girmezsiniz. Aynı durum el hijyeni için de geçerli. Yanınızda ve çeşitli yerlerde ıslak mendil, kolonya, dezenfektan gibi ürünler bulundurun.
5.Hasta hikayeleri okuyun
Pek çok insan COVID-19’a yakalanmanın ne demek olduğunu anlamıyor, gözünde canlandıramıyor. “Bana bulaşmaz” diye düşünebiliyor. Oysa herkes Coronavirus’e yakalanabilir. COVID-19’u atlatmış hastaların hikayelerini okuyun, bilinçlenin.
6.Seçimi çocuklara bırakın
Çocuklara maske takmayı sevdirebilirsiniz. Onlara değişik desenlerde, sevdikleri çizgi film kahramanlarıyla süslü, rengarenk maskeler alabilirsiniz. Hatta takacakları maskeleri kendileri seçebilirler. Ayrıca el hijyeni için değişik, renkli şişelerde dezenfektanlar da alabilirsiniz.
7.Çocukların sizi uyarmasına izin verin
Çocuklarınıza güvenlik önlemlerine uymayı öğretin. Hatta aile veya arkadaş ortamında kurallara uyulmadığında çocukların sizleri uyarlamalarına izin verin. Mesela otomobilde kemerinizi takmadığınızda sizi uyarsınlar, maskenizi unuttuğunuzda, sosyal mesafe kuralına uymadığınızda veya ellerinizi yıkamadığınızda size bunları hatırlatsınlar. Çocuklar interaktif bir şekilde hayatın içinde yer alırlarsa, daha güvenli yaşamış olurlar.
8.COVID-19 ile yaşamaya alışın
En önemli şey pes etmemek. Korunma yollarına uyarak Coronavirus ile yaşamayı öğrenmek ve bu salgının bir süre daha hayatımızda olacağını kabul etmek gerekiyor. Virüse karşı bir tedavi yöntemi veya aşı bulunana kadar önlem alarak yaşamamız lazım. Bunun da aylar sürebileceğini kabullenmek, strese girmemek için önemli. Yıllar önce, örneğin kimse pasif sigara içiciliğini önemsemiyordu veya çocuklar için araba koltukları yoktu. Tüm bunlara alıştığımız gibi “yeni normal” hayatımıza da alışabilir, yeni gerçekleri kabullenebilir ve önlemlerle COVID-19’dan korunabiliriz.
Bu süreçte mevsim hastalıklarına dikkat edilmeli, bağışıklık güçlendirilmeli, aşılar ihmal edilmemeli
Maskenin doğru şekilde takılması ve maskenin ellenmemesinin Covid-19’dan korunma açısından oldukça önemli olduğunu hatırlatan Johns Hopkins Medicine ile iş birliği içerisindeki Anadolu Sağlık Merkezi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “COVID-19’a karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı beslenin, şeker ve karbonhidrat tüketimine, uykunuza dikkat edin ve egzersiz yapın” dedi. Bu süreçte mevsim hastalıklarına da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Elif Hakko, “Bol bol su tüketin, nefes egzersizleri yapın, sigara içmeyin ve maskenizi sık sık değiştirin. COVID-19 salgınına sonbahar-kış aylarında grip ve zatürre salgınlarının da eklenmemesi için aşı olmak önemli. Grip virüsleri de COVID-19 benzeri klinik durumlara neden olduğundan, başta risk grubundaki kişiler olmak üzere herkesin grip aşısı olması yararlı olacaktır. Zatürre aşısı (pnömokok) bebeklere zaten rutin olarak yapılıyor ancak erişkinler için sadece risk grubuna öneriliyor. Ancak COVID-19 açısından koruyuculuğu yoktur. 65 yaş üstü herkesin olması gereken bir aşı. 2-65 yaş arası bireylerde ise sadece bazı tıbbi durumları olanlara öneriliyor. Örneğin kronik akciğer ya da böbrek, kalp hastalığı olanlar, şeker hastaları, kanser hastaları, herhangi bir nedenle dalağı alınmış olanlar bu grupta. Bunun dışında kalan sağlıklı 2-65 yaş arası kişilerin yaptırmasına gerek yok. COVID-19 salgını sürecinde risk grubundaki kişilerin ek solunum yolu enfeksiyonu açısından korunması yararlı olacaktır. COVID-19 aşısı ile ilgili çalışmalar umut verici ancak ilk bulgular olumlu olsa da henüz etkinlik ve güvenirlilik konusunda net bir bilgi yok” şeklinde konuştu.
BİLGİ İÇİN
GoodWorks İletişim Danışmanlığı
Ayşe Sorucu Sanıyar – Müşteri Yönetmeni / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir./Tel: 0212 217 70 00 Cep: 0554 379 07 06
Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden iş birliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.
HABER: Mertcan YILMAZ