Sağlık
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 31098
ALKÜ -- Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık çalışanlarına yönelik düzenlediği eğitimlerine devam ediyor...
Nöroloji Uzmanı Dr. Selin Çelik; Acil Servis, Yoğun Bakım, Koroner Yoğun Bakım ve Nöroloji Servisinde görev yapmakta olan sağlık çalışanlarına yönelik “akut inmeye müdahale“ konulu bir eğitim semineri düzenledi.
İnme vakalarına en hızlı ve etkin şekilde müdahale edebilmek üzere koordinasyonun sağlanması amacıyla düzenlenen eğitimde; tanısı konulan hastaya 4,5-6 saat içinde tedaviye başlanabilmesi, zaman kaybı yaşanmaması adına neler yapılması gerektiğine dair katılıcılara bilgi verildi. Uz.Dr. Çelik; ”İnme, beynin bir kısmının oksijen bakımından zengin kan akışının engellenmesi ile oluşan hasardır.
Dünyada her yıl 15 milyon kişinin inme geçirdiği, 5 milyon kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiği ve 5 milyon kişide inmeye bağlı kalıcı engel geliştiği bilinmektedir. Bizlerde Sağlık Bakanlığımızın çalışmaları kapsamında inmeye bağlı ölümlerin engellenmesi, hasarın en aza indirilmesi adına koordineli çalışarak eğitimlerimize devam edeceğiz” dedi.
KAN ALMA TEKNİKLERİ KONUŞULDU ...
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Laboratuvar Sorumlu Teknisyeni Tamer Topbaş sağlık çalışanlarına yönelik “kan alma teknikleri ve numune transferleri konulu bir eğitim semineri düzenledi.
Kan testleri, hastaların tüm tedavi süreçlerini etkilemektedir. Bu sebeple sonuçlarının doğruluğu büyük önem taşımaktadır. Topbaş katılımcılarla; test sonuçlarının güvenilirliğini ve doğruluğunu etkileyen faktörleri ele alarak yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Toplantı daha sonra soru cevap şeklinde devam etti.
HABER: Emine YILMAZ
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 232396
Tüm dünyada, kadınların menopoz ve menopoz ile ilgili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesi amacıyla 18 Ekim Dünya Menopoz Günü olarak kutlanmaktadır...
ALKÜ -- Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Barış Mülayim, menopoz döneminin önemi, belirtileri, tedavi yolları ve bu dönemi sağlıklı, kaliteli geçirmenin yollarını anlattı. Menopozun yaşlılık dönemi olmadığının altını çizen Prof. Dr. Barış Mülayim, “Menopoz; bir kadının doğurganlık sürecinin bitip yeni bir döneme geçmesi olayıdır. Bu durum bir kadının yaşlanma süreci olarak algılanmamalıdır. Kadınlarda menopoza geçiş evresi 2 ile 8 yıl sürebilmektedir. Belirtileri arasında adet düzensizleşmesi, gece terlemesi ve ateş basması yer almaktadır. Bu dönemde bazı semptomlarla da karşılaşılabilir. Vajinada kuruluk, ilişkide zorlanma, idrar yolu enfeksiyonu ve sık idrara gitme gibi rahatsızlıklar en çok rastladığımız durumlar arasında yer almaktadır. Bu şikayetler kadınların yaşam kalitesini düşürmekte ve tüm hayatına etki etmektedir. Hiçbir kadın bu sıkıntıları yaşamak zorunda değildir. Bu dönemi daha rahat geçirebilmek için bir kadın doğum uzmanı ile görüşüp doktorunuzun kontrolünde ilaç kullanıp, beslenme alışkanlığınızı değiştirerek hayat kalitenizi yükseltmek sizin elinizde.
KEMİK ERİMESİNE DİKKAT!
Menopoz sonrası dönemde kadınlar en sık kemik erimesi ve kalp rahatsızlıklarında şikayet etmektedir. Dünya da ölümlerin nedenlerine baktığımızda korkulanın aksine kanserden çok kardiyovasküler hastalıklar ve kemik erimesine bağlı kırıklar ilk sırada yerini almaktadır. Bu nedenle menopoz sonrasında sağlığın korunması ve yaşam biçimi önemli bir yer teşkil etmektedir“dedi.
ERKEN MENOPOZA YOL AÇAN NEDENLER
Türkiye’deki menopoz yaşının 47 olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mülayim,” Erken menopoz ya da yumurtalık yetersizliği dediğimiz bir kavram var. Türkiye’de menopoz yaşı 47’dir. 47 yaşından önce menopoza girme nedenleri arasında; yumurtalık yetersizliği, kansere bağlı oluşan endikasyonlar, cerrahi işlemler, genetik durumlar en başta yer almaktadır. Böyle bir durum karşısında hastaların 47 yaşına kadar hormon tedavisi alması gerekmektedir. Mutlaka uzmanınız ile görüşüp bir tedavi programı oluşturarak hayat kalitenizi yükseltebilirsiniz ”diye konuştu.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 33016
Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Hasta ve Hasta Yakınları Tesisi’ni ziyaret eden ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı, “Tesis Alanya’daki önemli bir açığı kapatıyor “ dedi...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Hasta ve Hasta Yakınları Sosyal Tesisi, Alanya kırsalı başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden tedavi için Alanya’ya gelen birçok hasta ve hasta yakınına ücretsiz hizmet vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz ay ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğine getirilen Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı, tesiste incelemelerde bulundu, hasta ve hasta yakınlarıyla bir araya geldi.
ÖNEMLİ BİR AÇIĞI KAPATTI
Hasta ve Hasta Yakınları Sosyal Tesisi’nde kalan vatandaşlarla organize edilen kahvaltıda bir araya gelen Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı, tesis hakkında bilgi aldı, hasta ve hasta yakınlarıyla sohbet etti. Tesiste görevli Antalya Büyükşehir Belediyesi sorumluları nezaretinde tesisi gezen Lakadamyalı, tesisi çok beğendi. Lakadamyalı, “Alanya kırsalı ve çevre ilçelerden gelen hasta ve hasta yakınları için son derece önemli bir tesis. Ulaşılabilir, hijyenik ve ihtiyaçları tamamen karşılaması ayrıca ücretsiz olması vatandaşlara büyük bir imkan sağlıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” dedi.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 55488
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM), ruh sağlığı hastalıklarına dikkati çekmek, toplumda farkındalığı ve anlaşılırlığı arttırmak adına bazı etkinlikler düzenledi.
Ruh sağlığı konusunda toplumun bilinçlenmesi ve bu alanda yaşanan sorunlara dikkati çekebilmek adına hastane binasının poliklinik girişine bir stant açıldı. Gün boyunca TRSM Biriminin yapmış olduğu faaliyetler hakkında bilgi verilerek çeşitli hediyeler taktim edildi. ‘Ruh ve Beden Sağlığı Bir Bütündür’ temalı bilgilendirme standına hastaların ilgisi oldukça yoğundu. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı’da stantta yer alarak hastaları ruh ve beden sağlığının önemi konusunda bilgilendirerek, broşür dağıtımına destek verdi. Başhekim Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı toplumu bilinçlendirmek, farkındalığı arttırmak adına bu tür etkinliklerin devam edeceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Lakadamyalı: ”Bizler yeni neslin ruh sağlığının korunması ve güçlendirilmesi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlamaktayız. Ruh ve beden sağlığı ayrılmaz bir bütündür. Ruhsal bozukluklar; hastayı, aileyi, sağlık sistemini bu durumda toplumun psikososyal açıdan etkilemesine neden olmaktadır. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’mizde şizofreni ve bipolar duygudurum bozukluğu tanısı alan hastalarımıza, tıbbi psiko-sosyal destek hizmetleri vermekte, topluma uyum sağlaması adına sosyal rehabilitasyon ile yeteneklerinin gelişmesine katkı sağlamaktayız.“ dedi.
Düzenlenen organizasyon kapsamında daha sonra TRSM biriminde sağlık hizmeti alan hastaların yakınlarının ve sağlık çalışanlarının katıldığı bir söyleyişi düzenlenerek ; ruh sağlığı, şizofreni ve bipolar hastalıklar konusunda bilgi verildi.
Ruhsal bozuklukların belirtilerine değinen Psikolog Hayriye Güzel bu durumun özellikle mevsimsel geçişlerde değişebileceğini söyledi. Güzel: ”Özellikle ilkbahardan yaza geçiş döneminde bipolar hasatlarımız için çok kritik bir süreçtir. Bu hastalarımız taşkınlık dönemini ilkbahardan yaza geçiş döneminde yaşamaktadırlar. Bu dönemde hasta yakınlarımız daha dikkatli olmalıdırlar. Mevsimsel geçiş zamanında hastalarımızdan harcama isteği çok olacağı için kredi kartlarını uzak tutabiliriz, Kontrollü bir şekilde araba kullanmasına yardımcı olabiliriz.“ diye konuştu.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 56608
Artrit hastalığına dikkati çekmek ve farkındalık oluşturmak adına her yıl 12 Ekim Dünya Artrit Günü olarak anılmaktadır...
--Peki Artrit hastalığı nedir?
--Belirtileri nelerdir?
--Tedavi yöntemleri nelerdir?
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Murad Pepe bu konuda önemli açıklamalarda bulunarak vatandaşları uyardı.
ARTRİT NEDİR?
Doç. Dr. Pepe artritin vücutta değişik pek çok eklemi etkilediğini dile getirdi. Murat Pepe : ”Artrit hastalığı, eklemleri tutan iltihaplanma durumu olup kendisini eklemde ağrı, şişlik, sertlik, kızarıklık ve işlev kaybı ile göstermektedir. Bu durum kişinin yaşam kalitesini düşürmekte ve hastalığın ilerleyen dönemlerinde bireyin gündelik işlerini bile yapmasını engelleyecek durumlar oluşturabilmektedir. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada oldukça sık karşılaşılan bir hastalıktır. Günümüzde 200 ve üzerindeki farklı hastalık artrite sebep olabilmektedir. Bu hastalıkların tanı ve tedavisinde Ortopedi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ve Romatoloji uzmanları bir ekip şeklinde çalışmaktadır. Hastalığın tanı ve tedavisinde gecikme sakatlık ve iş gücü kaybına neden olabilir. Bu sebepten artrit şüphesi olan hastalar en yakın zamanda ilgili branş uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
“BEL SAĞLIĞI DEMEK KALİTELİ YAŞAM DEMEKTİR”
Artrit, üst ve alt uzuv eklemleri kadar omurga bölgesindeki eklemleri de etkileyebilmektedir. Bu durum omur kemiklerimiz arasındaki eklemlerin ve omurga ile leğen kemiğinin birleştiği eklemlerin (sakroiliak eklemler) etkilenmesi sonucu; basit bel ağrılarından, ciddi kamburluğa kadar geniş bir hastalık yelpazesinde kendisini gösterebilmektedir. Ankilozan Spondilit veya halk arasındaki bilindiği adıyla “Bel Romatizması” ülkemizde de görülen, omurga eklemlerini etkileyen ilerleyici ve iltihabi artrit oluşturan romatizmal hastalık türlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
“ANKİLOZAN SPONDİLİT KALICI KAMBURLUĞA NEDEN OLABİLİR?”
Ankilozan Spondilit; sebebi bilinmeyen, genç erişkin (20-40 yaş) erkeklerde daha sık olmakla birlikte her iki cinste de görülebilen ilerleyici ve süreğen bir hastalıktır. Hastalığın başlangıcı sinsi ve yavaştır, ilk ve en sık bulgusu bel ağrısı ve tutukluktur. Sabah tutukluğu 2 veya 3 saat sürebilir. Hastalarda gece ağrıları olabilir ve istirahatle ağrı azalmaz. Bu yüzden geceleri kalkıp yürümek ve hareket etmek isteği duyarlar. Omurga dışında göğüs kafesi, kalça, omuz, diz ve el eklemlerinde ağrı ve şişlikler gözlemlenebilir. Hastalığın ileri evrelerinde omurgadaki eklemler tamamıyla iltihaplanır ve hareket kısıtlanır. Omurga öne doğru eğilerek ciddi ve kalıcı kamburluk oluşabilir. Hastalar bu şikayetler ile hekimlerine başvurduklarında detaylı hikayeleri ve aile geçmişlerinde bu tarz hastalıkları olup olmadığı sorgulanır. Ardından fizik muayeneye geçilir ve hastalığa özgü testler hasta üzerinde uygulanır. Üçüncü aşamada hastaların radyolojik görüntülemeleri alınır. Son olarak laboratuvar testleri istenir. Ankilozan Spondilitin kesin tedavisi yoktur ve hastalık yaşam boyu devam eder. Tedavide amaç hastaların ağrılarının azaltılması ve yaşam kalitelerinin artırılmasıdır. Bu sebeple farklı türde ilaç tedavileri mevcuttur. Buna ek olarak, kişiye ve hastalığının şiddetine özel fizik tedavi uygulamaları sayesinde kas kuvveti ve eklem hareket genişlikleri artırılmakta, omurga duruş pozisyonu düzeltilmektedir.
Sonuç olarak erken tanı ve tedavi, hareketin içinde olduğu yaşam tarzı ve düzenli hekim kontrolleri hastalığın kontrol altına alınmasında büyük öneme sahiptir.“ Diye konuştu.