Türkiye Haberleri
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 559441
Erdoğan, reform çalışmasının özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunduğunu belirterek "Ekonomik reform paketimiz, Türkiye’yi geleceğe güvenle taşıyacak, somut ve çözüm odaklı politikalar içeriyor" dedi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"nın İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümünde yapıldığını hatırlatarak, "Bu da bizim ekonomik bağımsızlığımızın inşallah değişik bir yapısının açıklanmasına vesile olacak." ifadesini kullandı.
"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi olmak için hedeflerimize mutlaka ulaşacağız"
Türkiye ekonomisinin yarınlarını şekillendireceğine inandıkları reform programının hazırlıklarının geçen yılın kasım ayından bu yana yürütüldüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunuyor. Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi artıracağız. Reel ekonomiyi daha da güçlendirerek, ithal girdi kullanımını azaltmış, katma değerli üretimle ihracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli bir ekonomi hedefliyoruz. Programın hazırlıkları sürecinde arkadaşlarımız, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek tüm talepleri ve teklifleri dinledi. Sık sık ekibimle, heyetimle bir araya geldim ve değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası katılımcılara, büyükelçilere ve uluslararası camiaya da kitapçıkların dağıtılacağını bildirdi.
Bakanlıklar ve AK Parti'nin ilgili birimleriyle program başlıklarının masaya yatırıldığını, etkili ve kalıcı çözüm yollarının açık yüreklilikle tartışıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz de bu süreci en başından itibaren takip ettik, yönlendirdik ve nihai şeklini verdik. Toplantının İstiklal Marşı'mızın kabulünün 100. yılına denk gelmiş olması da ayrı bir gurur vesilesidir. Türkiye'nin, bu 3 kelimenin altını özellikle çiziyorum, istihsal mücadelesini, istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz. İşte bu anlayışla tam da İstiklal Marşı'mıza yakışır şekilde ve aynı ruhla yaşadığımız devrin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz yeni yol haritasını milletimizle paylaşıyoruz. İnşallah bu yol haritasını milletimizle, kurumlarımızla, iş dünyamızla tüm paydaşlar hep birlikte hayata geçireceğiz. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle o günlerin çok yakın olduğuna yürekten inanıyoruz."
"Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yakın tarihe bakıldığında ülkelerin ekonomilerinin en çok siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğinin görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"İki kavram çok çok önemli. Bu, istikrardır ve güvendir. Biz de bu tespitten hareketle, 2002 yılında ülkenin yönetimini devraldığımızdan beri Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. Türkiye, uzunca bir dönem koalisyonların yol açtığı istikrarsızlıkların, terör ve kaos ortamının tetiklediği güvensizlik ikliminin ağır bedellerini ödemiştir. Bu tablo, ülkemizin uluslararası siyasi, ekonomik, sosyal krizlere de hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır. Tek başımıza iktidarda bulunduğumuz hükümetlerimiz döneminde de bu sıkıntıyı hep gördüğümüz için sürekli tetikte olduk. Dirayetli yönetimimizle 2009 küresel krizi gibi 2013 sonrasındaki pek çok siyasi, sosyal, ekonomik, bütün bu sarsıntıları başarıyla göğüslemeyi ve ülkemizi 2023 hedeflerinin rotasında tutmayı başardık. Esasen ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizin gerisindeki en önemli sebep, eski yönetim sisteminin kırılganlıklarının yol açtığı tehlikeleri yakından görmüş olmamızdır."
"Yeni ve sivil bir anayasayla birlikte ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız"
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın anlayış birliği ve milletin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek, Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kalıcı olarak kurtardıklarını söyledi.
Artık bu ülkede hiç kimsenin, hiçbir kesimin, hiçbir odağın, millete rağmen devleti ve toplumu yönetme hevesine kapılamayacağını vurgulayan Erdoğan, milletin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin de layüsel davranma, ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme, insanları herhangi bir sebeple ayrıştırma, dışlama şansı olmadığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir başka ifadeyle demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. Bu aynı zamanda güven ikliminin tesisini de kolaylaştıran bir adım olmuştur. Türkiye, bölgesel ve küresel nice krize rağmen gücünü koruyor. Hedeflerine yürümeyi eğer sürdürebiliyorsa işte bu sayededir." diye konuştu.
Yeni yönetim sisteminin gerektiğinde geliştirilmek suretiyle asırlar boyunca ülkede istikrar ve güven ikliminin teminatı olacağına inandıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnşallah yeni ve sivil anayasayla birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yeni yönetim sistemimizin adeta bir sınamasına dönüşmüştür. Hamdolsun sağlıktan üretime, güvenlikten sosyal dayanışmaya kadar her alanda bu sınamayı başarıyla verdik. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama bunların hiçbiri de üstesinden gelinemeyecek hususlar değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki tabloya baktığımızda Türkiye'nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl ayrıştığını daha iyi görebiliyoruz. Mesela 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,5 küçüldü. Küresel ticaret yüzde 10'a yakın daraldı. Uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 42 azaldı. Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda fiyatları dünya çapında son 6,5 yılın, metal fiyatları ise son 9,5 yılın rekorunu kırdı. Salgının yıkıcı etkileri henüz sona ermediği gibi her geçen gün yeni tehditler ortaya çıkıyor."
"Analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aşı ve ilaç alanındaki gelişmelerin elbette umutları artırdığını dile getirerek, şunları aktardı:
"Bununla birlikte 100'ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasını dünyadaki eşitsizliğin ve adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza nakşediyoruz. Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor. Halbuki aşı ve ilaç adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça dünyanın zenginlerinin de huzur bulamayacağı, büyük ekonomilerin istikrar kazanamayacağı ortadadır.
"Ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık"
Erdoğan, "Peki dünyada bunlar yaşanırken Türkiye ne yaptı?" diye sorarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendini nasıl farklılaştırdı? Eğer böyle bir şey sorarsanız cevabımız gayet basittir. Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanları kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimizle de paylaştık. Güçlü sağlık altyapımız ve herkesi kapsayan adil sosyal güvenlik sistemimiz sayesinde hiçbir insanımızı salgın karşısında çaresiz ve tek başına bırakmadık. Sosyal destek programlarımızın kapsayıcılığını genişleterek, şartlarını kolaylaştırarak, işlemlerini hızlandırarak, ihtiyaç sahibi herkesin yanında olduk. Böylece salgının ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal tehditlere karşı güçlü bir direnç sergiledik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı koordinasyon ve yönetim kapasitesiyle proaktif, esnek ve etkili politikaları hayata geçirerek Türkiye'yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırmayı başardık. Hepsinden önemlisi Türkiye'nin her türlü farklı senaryoya hazırlıklı olduğunu ve hızlı hareket edebildiğini tüm dünyaya gösterdik. Salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi başaran iki ülkeden biri olduk ve Çin'in ardından 2. sırada yer aldık. Özellikle yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik destek paketlerimiz sayesinde dünyada ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Sanayimizdeki üretim çeşitliliği, değişikliklere adapte olabilme kabiliyetimiz ve yetkin insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır."
Diğer yandan üzerine daha güçlü biçimde odaklanmaları gereken hususlar olduğunu da bildiklerine işaret eden Erdoğan, "İktidarlarımız döneminde karşılaştığımız her problemin üzerine nasıl çözüm odaklı bir şekilde ısrarla gitmişsek, bugün de aynısını yapıyoruz. Ülkemizi güçlendirecek reformları hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladıklarını hatırlatarak, bugün de hem özel sektörü teşvik edici hem de kamu tarafını disipline edici unsurlar taşıyan Ekonomik Reformları kamuoyunun takdirine sunduklarını söyledi.
"Bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik"
Reform programıyla güçlü yönleri perçinlerken sorun gördükleri alanlar için de gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik. Değişimin, dönüşümün, gelişmenin ve tekamülün hayatın bir gerçeği olduğuna, dolayısıyla süreklilik içerdiğine inanıyoruz. Yıllardır hep bu anlayışla çalıştık, şimdi de aynı hissiyatla milletimizin huzurundayız. Salgınla mücadeleyi kazanmakta kararlı olduğumuz 2021'i ortada vadede nitelikli büyüme dönemine girişin de hazırlık yılı olarak değerlendiriyoruz. Türkiye, salgın sonrası özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesiminin refahını artıracak istikamette gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır. Bu süreçte tüm politikalarımızı makroekonomik istikrarı güçlendirecek, verimliliği temel alan rekabetçi yatırımları ve üretimi destekleyecek şeffaf ve öngörülebilir bir yönetim anlayışıyla hayata geçiriyoruz."
Makro ekonomik istikrar
Erdoğan, güçlü, sağlam ve her türlü şoka karşı dirençli bir ekonomiye giden yolun makro ekonomik istikrarın tesisinden ve devamlılığından geçtiğini söyledi.
İstikrarı sürdürmek için makro politikalar yanında bir dizi yapısal tedbirin ve dönüşümün gerçekleştirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu sebeple açıklanacak reformların omurgasını makro ekonomik ve yapısal politikaların oluşturduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, makro ekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandıklarını dile getirerek, "Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi, yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet politikaları, piyasa gözetimi ve denetimini reform kapsamımıza aldık." diye konuştu.
İlk reform alanının risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son 18 yıldır hep olduğu gibi önümüzdeki dönemde de güven ve istikrara dayalı mali disiplin en temel önceliğimizdir. İkide bir 'fiyat istikrarı, fiyat istikrarı' diyorlar ya biz onu atıp bir kenara koyduk. Şimdi yeni dönem az önce anlattığım gibi aslında dört temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Bu amaçla harcama disiplini, kamu borç yönetimi, vergi düzenlemeleri, kamu alım ihaleleri, kamu özel iş birlikleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri gibi hususları kapsayan yeni politikaları şimdi bu dönemde hayata geçiriyoruz. Harcama disiplini konusunda önceliği vatandaşa hizmet etmenin en önemli aracı olan bütçe politikalarına veriyoruz. Meclis'in bütçe hakkının kapsamını genişletirken şeffaflık ve hesap verebilirliği artırıyoruz. Bunun için iki önemli politika değişikliğine gidiyoruz. İlk olarak döner sermayeleri gözden geçiriyor, verimli olmayanları kapatıyor ve diğerlerini de kademeli şekilde merkezi yönetim bütçesine, dolayısıyla Meclis denetimi kapsamına alıyoruz. İkinci olarak bütçe dışında gerçekleştirilen özel hesap uygulamalarını acil ve zorunlu olanlarla sınırlandırarak bu kriterleri karşılamayanları yine kademeli olarak kaldırıyoruz. Böylece bütçede birlik ilkesini güçlendirmiş oluyoruz."
"Kamuda taşıt alımı ve kiralanması gibi harcamalara sınırlama getiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, israfa kesinlikle tahammülleri olmadığı için kamu idarelerinde tasarruf anlayışını yaygınlaştıracak önemli düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirterek, "Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz." dedi.
Bunların ayrıntılarının kamuoyuna duyurulacağını dile getiren Erdoğan, takibinin de yakından yapılacağını anlattı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir gereği olarak kamu kurumlarının teşkilatlanmasını, yönetim verimliliği ve etkinliği ilkeleri çerçevesinde güçlendireceklerini belirterek, kamu personeliyle ilgili iş ve işlemlerin tek bir idare tarafından yönetilmesini sağlayacaklarını kaydetti.
Mahalli idarelerde mali disiplini güçlendirecek düzenlemeler
Kamu idaresinin bir bütün olduğu anlayışıyla merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetimlerle de tasarrufçu bir bakış açısının oluşmasını hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, mahalli idarelerde mali disiplini güçlendirecek ve borç stokunun artmasını önleyecek düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Buradan sağlanacak kapasite artışıyla merkezi yönetim üzerindeki finansal yüklerin de hafifletileceğini vurgulayan Erdoğan, harcama alanında en temel hassasiyetlerden birinin de devletin sunduğu sosyal yardımların ihtiyaç sahibi ailelere ulaşmasında en ufak bir adaletsizliğin yaşanmaması olduğunu belirtti.
Bunun için merkezi ve yerel yönetimlerin sosyal yardım verilerini Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi'ne entegre ederek veri paylaşımının sağlanacağını dile getiren Erdoğan, "Şeffaflığı artırmak gayesiyle bütçe sonuçlarını, politika gelişmelerini ve hedeflerimizi üç ayda bir Kamu Maliyesi Raporu'yla milletimizle paylaşıyoruz. Halkımızın ödediği her bir kuruş verginin nerelere harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini temin ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde pek çok ülkenin milli gelirinin katbekat üzerine çıkan borçlarının sıkıntısıyla uğraştığını, Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının ise yüzde 41 seviyesinde olduğunu söyledi.
Buna karşılık Avrupa Birliği ülkelerinin borçluluk ortalamasının yüzde 90'a yakın olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yıllardır uyguladığımız mali disiplin geleneği sayesinde güçlü bir borç yönetimi çerçevesine sahibiz. Borç yönetimini bütçe finansmanı için borçlanmanın yanında borç stokunun yapısını da idare etme yaklaşımıyla yürütüyoruz. Bu çerçevede borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz. Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak Türk lirası cinsi senetleri kullanacağız. Borçlanmanın ortalama vadesini piyasa şartlarıyla uyumlu olarak artırıyoruz. Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyoruz. Bunun için hazinenin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını tek hazine kurumlar hesabı sisteminde toplayarak nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz."
"Vergi politikalarını sadeleştiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin risk primini düşürerek borçlanma maliyetlerini aşağıya çekecek politikaları tahkim ettiklerini belirterek, kamu maliyesinin gelir tarafını oluşturan vergi politikalarını hem sadeleştirdiklerini hem de öngörülebilirliği artıran adımlar attıklarını kaydetti.
Esnafa güzel bir müjde vermek istediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Salgın döneminde esnafımızın ne gibi zorluklarla mücadele ettiğini biliyoruz. Reform paketimizde dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi muafiyeti de yer alıyor. Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz. Kapsama giren esnafımızı çok ciddi olarak rahatlatacağına inandığım bu kararın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Vergi Usul Kanunu'nu kayıt dışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik edecek şekilde güncelliyoruz. Güncelleme sonrasında mükelleflerimizin noter tasdiki, muhafaza ve bildirim gibi yükümlülükleri önemli ölçüde hafifletilmiş olacaktır. Vergi cezalarında uzlaşma kapsamını genişletiyoruz. Elektronik defter ve elektronik belge kullanımı uygulamasını kademeli olarak yaygınlaştırarak vergi kayıp ve kaçağını azaltıyoruz. Vatandaşlarımız vergi dairesine bizzat gitmeden işlemlerini dijital ortamda yapabilsinler diye 7 gün 24 saat hizmet verecek Türkiye Dijital Vergi Dairesi uygulamasını başlatıyoruz."
"Dijital Vergi Asistanı"
Erdoğan, mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak için "Dijital Vergi Asistanı" sistemini devreye aldıklarını söyledi.
Uluslararası yatırımcıların vergi konusunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldıklarını anlatan Erdoğan, bu çerçevede ortaya çıkabilecek muhtemel sıkıntıları engellemek amacıyla Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarını revize ettiklerini bildirdi.
Birden fazla ülkeyi ilgilendiren vergi meselelerinde karşılıklı anlaşma yöntemini daha yoğun şekilde kullanacaklarının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yatırımcı güvenini ve vergideki öngörülebilirliği artırmak amacıyla Peşin Fiyatlandırma Anlaşmalarını yaygınlaştırıyoruz. Kamuya süresinde ödenmeyen borçların tek bir idare tarafından tahsil edilmesini sağlayarak, vatandaşlarımızın sıklıkla karşılaştıkları problemlerden birine daha çözüm getiriyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Bu sayede vergi incelemelerinde sektörler ve konular itibarıyla ortaya çıkabilen farklı uygulamaları ortadan kaldırıyoruz. Özellikle dijitalleşmenin getirdiği hızdan faydalanarak, mükelleflerimizin uzun süreye yayılan denetimlerden kaynaklanan sıkıntılarını da çözüyoruz. Elektronik tebligat, elektronik inceleme, elektronik tutanak ve elektronik raporu içeren Dijital Vergi Denetimi Sistemini geliştirerek, vergi inceleme sürelerini kısaltıyoruz."
Kamu alım ihalelerine yeni sistem
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu harcamalarıyla ilgili en önemli reformlardan birini de kamu alım ihalelerinde yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Önemli ölçüde azaltacağımız kamu alım ihalelerindeki istisnalardan muhafaza edilecekleri de disiplin altına alıyoruz. Ayrıca Sektörel Kamu Alımları Kanunu'nu çıkarmak için de hazırlıklara başlıyoruz. Kamu ihalelerine katılacak firmaların liyakat ve yetkinliklerini ihaleden önce objektif şekilde tespit ederek, kamuoyuyla paylaşıyoruz. Dijital olarak işleyecek bu sertifikasyon sistemi herkese açık olacaktır. Bu sistem üzerinden yapılacak ihalelerin daha hızlı, daha kolay ve daha az maliyetle gerçekleştirilmesini temin ediyoruz. Kamunun ekonomide ölçek oluşturma gücünden azami seviyede faydalanmak istiyoruz. Bu çerçevede kamu alımlarını yerli ürünlere yönlendirerek, yurt içi sanayinin gelişmesine, çeşitlenmesine ve büyümesine katkı sağlıyoruz. Stratejik sektörlerdeki ürünler için yerliliği artıracak ve teknoloji transferini sağlayacak alım garantilerinin önünü açıyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında Merkezi İzleme Sistemi kuruyoruz. Oluşturacağımız ihale şartname havuzlarıyla kamu alımlarına standart getiriyoruz."
Kamu Özel İşbirliği Kanunu
Erdoğan, kamu-özel işbirliği projelerinin en somut örneğinin şehir hastaneleri olduğunu ve bu uygulamanın başarısının tüm dünyanın takdirini kazandığını söyledi. Bu uygulamayı bir üst seviyeye taşımak amacıyla Kamu Özel İşbirliği Kanunu'nun çıkarılmasını planladıklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Böylece yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olmasını, projelerin hukuki altyapısının güçlendirilmesini, sektörler ve projeler arasında öncelikli hale getirilmesini, süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesini hedefliyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerimizi günün ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutmak üzere bir çalışma başlatıyoruz. Amacımız mevcut kamu iktisadi teşekküllerimizden güçlü ve rekabetçi küresel şirketler çıkartmaktır. Hatırlanacağı üzere 2009 küresel krizini takip eden dönemde uyguladığımız politikalarla tüm dünyada takdir edilen bir başarı elde etmiştik. Bu dönemde de hayata geçireceğimiz kamu maliyesi reformları sayesinde, yine pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak yeni bir başarı hikayesi yazmakta kararlıyız. Bu sene için yüzde 4,3'ten yüzde 3,5'e revize ettiğimiz bütçe açığı hedefine, mali disiplinden taviz vermeden ulaşacağız."
"Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgının devam etme riskini göz ardı etmediklerini, bütçede bu amaçla var olan mali alanı yeteri kadar genişleterek, salgın ve benzeri fevkalade durumların gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak için kullanacaklarını söyledi.
Erdoğan, enflasyonla mücadele konusunda yürütülecek çalışmaları da şöyle sıraladı:
"Öncelikli gündem maddelerimizden birisi de enflasyonla mücadele olacaktır. Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır. Yatırımlarda öngörülebilirliği azaltan, vatandaşımızın günlük hayatına olumsuz etkileri olan enflasyonla mücadeleyi ilk kez vermiyoruz. Biz bir dönem yüzde 100'leri geçen enflasyonu son olarak yüzde 30'lar civarından alıp tek hanelere düşürmüş bir yönetimiz. Enflasyondaki yükselmenin hem yapısal hem de dönemsel sebepleri vardır. Küresel gıda fiyatlarındaki yükselişe biraz önce değinmiştim. Ülkeler bu sene dünya genelinde beklenen kuraklık ve salgının sürüyor olması sebebiyle gıda stoklarını artırma eğilimindeler. Bu durum gıda fiyatlarında öngörülebilirliği azaltıyor, Gıda Komitesinin politika önerilerini şekillendirebilmesini ve piyasanın etkin çalışabilmesini temin için veri akışını sağlayacak bir erken uyarı sistemi kuruyoruz. Erken uyarı sistemi üzerinden özellikle üretim, toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek raporlanacaktır. Sistemin getirdiği anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacaktır."
"Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyoruz"
Gıda tarafında kayıp ve israfın azaltılması için de harekete geçtiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyük bir üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizde yılda 19 milyon ton gıda israf ediliyor. Üretilen sebze ve meyvelerin en az yüzde 25'i, çeşitli sahalarda israf oluyor. Hizmet sektöründe işletme başına israf, yılda 4 tonun üzerindedir. Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmalar geliştiriyoruz. Bu ürünleri dijital tarım pazarına dahil ederek hızla alıcılarla buluşmasını sağlıyoruz. Dijital tarım pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi, ürünü için pazar bulabilecek, tüketici ve esnaf da istediği kalitede ürün tedarik edebilecektir. Sebze ve meyvede zayiatı azaltan soğuk zincirleri daha fazla destekliyoruz. Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyoruz. Tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmak ve fiyat dalgalanmalarının önüne geçmek için, sözleşmeli tarım mekanizmaları geliştiriyoruz." şeklinde konuştu.
İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacak Hal Yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Yıllık cirosu 500 milyar lira olan gıda sektöründe yaşanan israfı sadece yüzde 2 azaltsak, 10 milyar liralık bir tasarruf elde etmiş olacağız. Bu gelişme, suni fiyat dalgalanmalarının da önüne geçecektir." dedi.
Enflasyonla mücadele
Erdoğan, enflasyonla mücadeleye sadece gıda fiyatları perspektifinden bakmadıklarını ifade etti.
Enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi'ni tesis edeceklerini aktaran Erdoğan, "Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ticaret ve Tarım Bakanlıklarının yer alacağı bu komitenin, enflasyonla mücadelede etkinliği artıracağına inanıyoruz. Özellikle enflasyonla mücadelede beklentilerin yönetilmesi ve enflasyon ataletinin kırılması da özel bir öneme sahiptir. Bu amaçla, kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesinin de öncelikli konular arasında olduğunu dile getirdi.
Türk Bankacılık Sistemi'nin sermaye yeterliliği, likidite, karlılık ve aktif kalite gibi finansal sağlamlık göstergelerinde, pek çok ülkeye kıyasla güçlü bir görünüme sahip olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sektörün sahip olduğu gücü koruyup, bağışıklığını daha da kuvvetlendirmek istiyoruz. Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere bazı tedbirler alıyoruz. Bu tedbirlerin başında, sorunlu kredisi bulunsa da yaşama şansı olan şirketlerin doğru yönlendirilmesi geliyor. Sıkıntı yaşayan şirketlerin hayatta kalabilmelerini temin için bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonlarının oluşturulmasını teşvik ediyoruz. Ayrıca, sorunlu kredilere yönelik Girişim Sermayesi Fonlarının kurulması amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için, bu şirketlere uygulanan damga, harç ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi istisnasını süresiz hale getiriyoruz. Böylece, bankacılık sektörünün aktif kalitesini iyileştirirken, borçlular için de daha hızlı, esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesini sağlıyoruz."
"Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuruyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer taraftan katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak yeknesak bir kanuni düzenleme hazırladıklarını, bu düzenlemeyle katılım finans sektörü tek çatı altında toplanırken, sektöre yönelik bir Merkezi Danışma Kurulu'nun da hayata geçtiğini anlattı.
Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuracaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Finans sektörünün kurumsal altyapısını geliştirmek için de bir dizi adım atıyoruz. Bu maksatla ülkemizin tüm kredi ve risk verilerinin toplandığı Risk Merkezi'ni yeniden yapılandırıyoruz. Kartlı ödeme sistemleri alanında ülkemizin markası olan TROY'u, ayrı bir şirket çatısı altına alıyoruz. Amacımız, bu alanda muadilleriyle rekabet edebilecek güçlü bir yerli markanın oluşmasını sağlayarak, dışarıya ödediğimiz komisyonları azaltmaktır. Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz. Tüketiciyi koruyacak bir gözetim mekanizması tesis ederek, bankalarla müşterileri arasındaki ilişkileri daha şeffaf bir yapıya kavuşturuyoruz."
"Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendiriyoruz"
Finans sisteminin bir diğer sacayağı olan sermaye piyasaları alanında da önemli düzenlemeler yapacaklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını öz kaynakla yapmalarını teşvik ederek, halka arz süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için Proje Finansmanı Fonu ve Projeye Dayalı Menkul Kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz. Böylece altyapı, ulaşım, enerji, haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla da finanse edilmesini sağlıyoruz. Hatta bu yatırımlara vatandaşlarımızın da iştirak edebilmesini mümkün hale getiriyoruz. Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendiriyoruz. Uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıyı oluşturarak, bu ihraçları da teşvik ediyoruz. Yenilenebilir enerji, temiz içme suyu, karbon emisyonunu azaltan elektrikli ya da hibrit ulaşım araçları gibi yatırımlar, bu tür ihraçlarla finanse edilebilecektir. Reel sektör şirketlerimizin tahvil ihraçlarını özendirmek için Tahvil Garanti Fonu kuruyoruz. Bu fon, herhangi bir temerrüt durumunda yatırımcılara paralarının bir kısmını alma garantisi verecektir. Sağlanan garanti sayesinde, hem tahvil ihraç eden şirketler daha düşük maliyetle tahvil çıkarılabilecek, hem de yatırımcı talebi artacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şirketlerden kısaca özetlediği bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanarak, işlerini geliştirmelerini, büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını beklediklerini ifade etti.
"Bireysel Emeklilik Sistemini çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz"
Finansal sektörün sigortacılık ayağını da ihmal etmeyerek, Bireysel Emeklilik Sistemi'nin derinleşmesine ve gelişmesine katkı sağlayacaklarını belirten Erdoğan, "Sektörün 18 senede gösterdiği performans, sistemin halkımız nezdindeki konumunu güçlendirmiştir. İçinden geçtiğimiz dönem bize, bu alanda yeni reformların vaktinin geldiğini gösteriyor. Bireysel Emeklilik Sistemini çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz. Böylece, tasarruf alışkanlığının ve finansal okur-yazarlık bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılmasını teşvik ediyoruz. Çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için, bu süreci yüzde 25 devlet katkısıyla destekleyerek, kamunun üzerine düşen sorumluluğu da yerine getiriyoruz. Sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin, 2023 yılı sonuna kadar Bireysel Emeklilik Sistemine aktarımına imkan veriyoruz. Ayrıca sistemi; eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleriyle entegre ederek, uygun maliyetler ve devlet destekleriyle vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sermaye ve finans piyasalarında bir diğer önemli adımı genç girişimciler için attıklarına dikkati çekti.
Türkiye'nin teknolojiyi odağına alan girişimlerde ciddi bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, "Öyle cevval gençlerimiz var ki oyundan biyoteknolojiye, fintekten siber güvenliğe kadar pek çok alanda, gelecek vadeden teknolojiler geliştiriyor, yenilikçi işlere imza atıyorlar. Gururumuzu kabartan bu gibi projeler aksamasın ve girişimcilik ekosistemi belirli bir olgunluğa erişsin diye kitle fonlaması platformlarını hayata geçiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceğiz'
Erdoğan, cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceklerini belirterek, "İlk olarak, yapısal cari açığa odaklanıyoruz. İkinci önceliğimiz, ihracatın tabana yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ'leri ihracata teşvik etmektir. Üçüncü ve son alanımız ise sanayide yeşil dönüşümü desteklemektir." dedi.
"Bu temel politikaların detaylarına girmeden önce dikkatinizi 1962 yılından bugüne ülkemizin ihracat serüvenine çekmek istiyorum." diyen Erdoğan, görüntüde takip edilen alanın adının ürün uzayı olduğunu, hangi malların ihraç edildiğinin, sektörlerin ve hatta bu sektörlerin birbirleriyle ilişkisinin buradan izlenebildiğini kaydetti.
Erdoğan, 1962'de çoğunlukla tarım ürünleriyle sınırlı sayıda maden ihraç edildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Yıllar itibarıyla ihracatın niteliğindeki değişime baktığımızda 1960'larda ve 1970'lerde pek bir dinamizm göremiyoruz. Devamında 1980 sonrası dönemde ihracatta çeşitlilik artmaya başlıyor. Bu dönemde ihracat sepetimize tekstil, ana metaller ve bazı kimyasal ürünler dahil oluyor. Siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu 1990'larda ihracatımız da aynı kaderi paylaşıyor. Bizim iktidarımızla birlikte 2002'den sonra ise ihracatımızda görülmemiş bir hareketlilik başlıyor. Makine ihracatı, beyaz eşya ihracatı, ekipman ihracatı hızla artıyor. 60 küsur sene sonra nihayet bu dönemde sanayide büyük bir gelişime, üretimde ve ihracatta kayda değer bir çeşitlenmeye şahitlik ediyoruz. Hemen arkamda Türkiye'nin ürün uzayını izleyebiliyoruz. Bu başarıyı takdir etmekle birlikte yeterli görmüyoruz. Sanayide ithal ara malına bağımlılığımızın yüksekliği ve teknoloji yoğunluğunun arzu ettiğimiz seviyelerde olmaması sebebiyle ihracatımızın kilogram başına değeri düşüktür. Yapısal cari açıkla mücadele işte bu yüzden önemli, işte bu yüzden gereklidir."
"Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz"
"Sanayimizde kapasite artışı sağlayacak ve rekabet gücümüzü bir üst basamağa taşıyacak adımlar atıyoruz." diyen Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Özellikle kredi garanti fonu teminatıyla 5. ve 6. bölgelerde yapılacak imalata dayalı ithal ikamesini sağlayan ve ihracatı önceleyen yatırımlara uzun vadeli cazip kredi destekleri veriyoruz. İmalat sanayimizi, küresel değer zincirlerine daha güçlü bir şekilde entegre etmek üzere hedef ülkeler özelinde destek programlarını uygulamaya koyuyoruz. Yenilikçi ve güçlü bir sağlık endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz. Bu yeni bir adım. İlaçtan aşıya medikal cihazlardan biyoteknolojik ürünlere kadar pek çok stratejik malzemenin yurt içi imkanlarla rekabetçi bir şekilde geliştirilmesi ve üretilmesi çalışmaları bu Başkanlığın sorumluluğunda yürütülecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni gelişen teknolojilerde de söz sahibi olmak istediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım bulunuyor. Ekonomide rekabet gücü kazanma, doğru veriye ulaşma, veriyi analiz etme ve en uygun çözümleri geliştirme konusunda da yine yazılım teknolojilerine ihtiyaç duyuyoruz. Ülkemizin bu alandaki kabiliyetlerini geliştirmek, genç istihdamını teşvik etmek ve küresel rekabet gücü kazanmak için Cumhurbaşkanlığı himayesinde bir de Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz. Bu iki yeni yapı tıpkı Savunma Sanayinde olduğu gibi sağlıkta ve yazılımda yerlilik oranlarının artmasına hizmet ederek, yurt içi ekosistemi besleyecek ve ülkemize yeni üstünlük alanları kazandıracaktır."
"EXİMBANK'ı ihtiyaçları ve uluslararası uygulamaları dikkate alarak yeniden yapılandırıyoruz"
Erdoğan, cari açığı sürükleyen, özellikle tetikleyen faktörlerden bir diğeri olan enerji alanında ham madde zengini bir ülke olmadıklarının ortada olduğunu, bunun için enerjide dışa bağımlılığı azaltan politikaları etkin şekilde uygulamayı sürdüreceklerini ifade etti.
Enerji verimliliği desteklerinin kapsamını genişlettiklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elektrik enerjisi depolama tesislerinin kurulmasına yönelik yasal alt yapıyı tamamlıyoruz. Doğalgaz piyasasını yeniden yapılandırarak bu alanı rekabetçi bir temelde geliştiriyoruz. Madencilik, petrol ve doğalgaz arama ve üretiminde yatırım ortamını iyileştiriyor, yatırım güvencesini artırıyoruz. İhraç ürünlerimizin daha hızlı ve daha düşük maliyetle pazarlara erişimi için yurt dışında lojistik merkezleri kuruyoruz. Yeni nesil ihtisas serbest bölgelerini faaliyete geçirerek, yüksek teknolojili mal ve hizmet üretiminde kümelenmeyi teşvik ediyoruz. EXİMBANK'ı ihtiyaçları ve uluslararası uygulamaları dikkate alarak yeniden yapılandırıyoruz. Aynı şekilde kredi garanti fonunu da katma değeri yüksek üretimi ve nitelikli istihdamı uygun maliyetli selektif kredilerle destekleyecek şekilde geliştiriyoruz."
"İŞKUR desteklerinde revizyona gidiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin gücünü, genç ve nitelikli insan kaynağından alan bir ülke olduğunu, "taşı sıksa suyunu çıkartacak" enerjiye sahip, dinamik, üretken, kabiliyetli ve kıpır kıpır bir gençliği olduğunu belirtti.
"Bu evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek için kolları sıvıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla çocuklarımızın kalfalık döneminde aldıkları ücretleri yükseltiyoruz. Bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu olarak üstleniyor ve sanayici üzerindeki yükü kaldırıyoruz. İş gücümüzü geleceğin alanlarına bugünden yönlendirmek için il il sektörel beceri haritaları oluşturuyoruz. Geleceğin mesleklerinde yeni iş imkanları oluşturmak için İŞKUR desteklerinde revizyona gidiyoruz. Gençlerin dijital yetkinliklerini geliştirebileceği uzun dönem staj programlarını destekliyoruz. Mevcut istihdam teşviklerinin etkinliklerini gözden geçirerek mükerrerliğe sebep olan uygulamaları belirliyor, sistemde sadeleştirmeye gidiyoruz."
"Salgının istihdam piyasalarında oluşturduğu tahribatı gidermek için İlave İstihdam Finansman Desteği adıyla yeni bir destek modeli getiriyoruz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni destek likidite sıkıntısı çeken mikro ve küçük ölçekli firmalarımız bunlardan faydalanabilecektir. Buna göre firmalar istihdama kattıkları her bir ilave kişi için kredi garanti fonu kefaleti ile 24 ay vadeli ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecektir. En fazla 5 kişiye kadar olan bu uygulamada taahhüdünü yerine getiren firma ilave istihdam için yıl boyunca ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primlerini kredi finansman maliyetinden düşebilecektir. Bir başka ifadeyle istihdam oluşturan firmalar bankalardan çok daha düşük finansman maliyetiyle kredi kullanma imkanına kavuşacaklardır. Nakdi ücret desteğinden yararlanıp çalışanını tekrar istihdama dahil eden iş verenler gereken şartları taşımaları durumunda ilave istihdama finansman desteğini de kullanabileceklerdir."
'Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz'
Erdoğan, makro ekonomik istikrara ilişkin reformların yapısal politikalarla tamamlandığını dile getirdi.
Yapısal reformların ilkini kamuda kurumsal yapının güçlendirilmesinin oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz. Bunlardan birincisi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kuruludur. İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanımızın başkanlığında faaliyetlerini yürütecek Finansal İstikrar Komitesidir. Yeni oluşturacağımız bu yapılarla ekonomi ve finans politikalarımızda şeffaflığı, öngörülebilirliği ve koordinasyonu artırarak, iletişim mekanizmalarını güçlendiriyoruz. Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çekmek ve alınan kararların kalitesini artırmak için en üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyoruz. Kamu görevlileri kadrolarına bağlı pozisyonları dışında en fazla bir kurumun yönetim veya denetim kurullarında görev alabileceklerdir."
Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumunun ilişkili kuruluş haline dönüştürüleceğini belirterek, "Diğer yandan üretken yatırımların artmasını sağlamak için özel sektörde öngörülebilirliği güçlendirecek adımlar atıyoruz. Yatırımcıların kamu uygulamalarından kaynaklanabilecek risklerini en aza indirerek, asli işlerine yani yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata odaklanmalarını sağlıyoruz. Özel kesim yatırımlarını kolaylaştırmak ve hızlandırmak için Yatırım Uyuşmazlığı Kurumunu faaliyete geçiriyoruz. Oluşturacağımız bu yeni sistem sayesinde yatırımcının idareyle karşılaştığı ihtilaflı konular hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacaktır." diye konuştu.
"Nakdi teşvikler için seçici ve daha etkin desteklere yöneliyoruz"
Yatırım Teşvik Sistemi'nin sade, anlaşılır ve çok daha cazip bir yapıya dönüştürüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları anlattı:
"Yeni teşvik sisteminde özsermaye ağırlıklı gerçekleştirilen yüksek katma değerli ve bölgesel kümelenme öncelikleriyle uyumlu yatırımlara daha fazla destek sağlıyoruz. Yatırım teşviklerinde uygulanan Sosyal Güvenlik Kurumu prim desteği sürelerini gençlerin ve kadınların istihdamı durumunda artırıyoruz. Nakdi teşvikler için de seçici ve daha etkin desteklere yöneliyoruz. Girişimcilere özellikle yatırım döneminde daha yoğun destek sağlayarak projelerin daha çabuk hayata geçmesinin önünü açıyoruz. Büyük yatırımlarda kısmi tamamlamayla birlikte hak kazanılan yatırıma katkı tutarına yeniden değerleme yapma imkanı veriyoruz. Böylece yatırımcımızın yararlanacağı teşvikin değerini koruyoruz. Ayrıca yatırımların devletçe finanse edilen kısmının daha hızlı karşılandığı bir sistem oluşturuyoruz. Bu kapsamda yatırıma bağlı olarak elde edilen devlet katkısının diğer vergilerden de belirli oranlarda mahsup edilmesini sağlıyoruz. Devlet desteklerinde kamu kaynaklarının etkinliğini ve verimliliğini artırmak için tüm destek uygulamalarının ilke ve esaslarını belirleyen etki değerlendirmesi yapılmasını mümkün kılan bir çatı mevzuat oluşturuyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç ticarette rekabetçiliği artıracak ve ticareti kolaylaştıracak uygulamaların hızla hayata geçirileceğini vurgulayarak, "Perakende ticarette haksız ticaret uygulamalarının ortadan kaldırılması amacıyla AB mevzuatına uygun yeni düzenlemeler yapıyoruz. Ticaret sicili hizmetlerinde dijitalleşmeyi geliştirerek şirket kuruluşlarının süratle tamamlanabilmesini, şirketlerin hızlı karar alabilmesini sağlıyoruz." dedi.
"Piyasa gözetimi ve denetimi alanında da çok yenilikçi bir adım atıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının daha şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşması için Kooperatifçilik Kanununda düzenlemeler yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dijital piyasalarda rekabetçi ve adil bir ortam oluşturarak büyük platformların güçlerini kötüye kullanmalarının önüne geçiyoruz. Bu platformlarda tutulan verilerin amacı dışında ya da rekabeti kısıtlayacak şekilde kullanılmasını önleyecek tedbirleri alıyoruz. Dijital pazar yeri platformlarında ürünlerini satışa sunan firmaların haklarını koruyacak özellikle düzenlemelere gidiyoruz. Böylece en küçük girişimcinin dahi dijital piyasalarda faaliyetlerini güvenle yürütebilmesini temin ediyoruz. Yurt dışına veri aktarılmasına yönelik Avrupa Birliği düzenlemeleriyle uyumlu olarak kişisel verilerin korunması kanununda değişiklikler yapıyoruz. Piyasa gözetimi ve denetimi alanında da çok yenilikçi bir adım atıyoruz. Gözetim ve denetim sorumluluğunun farklı idarelere dağılmış olması hem mükerrer işlemlere yol açıyor hem de hızlı hareket edilmesine engel oluyor. Bunun için tüketicinin korunması, kayıtlılığın artması ve piyasada haksız rekabetin etkin bir biçimde önlenmesi amacıyla bağımsız bir Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kuruyoruz. Piyasada adil ve rekabetçi bir ortam oluşmasını temin edecek bu kurum, bağımsız düzenleme ve denetim yapma yetkisine de sahip olacaktır. Ayrıca bu kurum çatısı altında, özel sektörün ve tüketicilerin de temsil edildiği bir piyasa gözetimi ve denetimi koordinasyon kurulu da oluşturuyoruz."
Erdoğan, görüldüğü gibi Ekonomik Reform Paketi'nin Türkiye'yi geleceğe güvenle taşıyacak somut ve çözüm odaklı politikalar içerdiğini vurgulayarak, "Burada özetle ifade ettiğim ve takvimlendirdiğimiz tüm reformları belirlediğimiz sürelerde tamamlayacağız. Her 3 ayda bir gerçekleştireceğimiz reform takip toplantılarıyla programın uygulama başarısını değerlendireceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin salgın sonrası döneme çok daha güçlü bir küresel aktör olarak gireceğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu hedefe giden yolun ekonomik temelleri güçlenmiş, şoklara karşı direnç ve bağışıklık kazanmış, kamunun özel sektörü güçlendirerek destek olduğu, mülkiyet haklarının güçlü bir şekilde korunduğu, verimliliği, rekabeti ve serbest piyasa ilkelerini odağına almış bir yapıdan geçtiğini biliyoruz. Bugün sizlerle paylaştığımız ekonomi reformları ve geçen hafta açıkladığımız İnsan Hakları Eylem Planı gibi belgeler hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracak adımlardır. Bu reformlar bizim için ne ilktir, ne de son olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartlarına, milletimizin beklenti ve taleplerine göre ne gerekiyorsa yapmayı, hangi adımlara ihtiyaç varsa atmayı sürdüreceğiz. Elbette reform belgelerimizle ilgili tenkitler olacaktır. Biz yapıcı her türlü eleştiriyi dikkate aldık, alırız. Hazırlık sürecinde tüm tarafların görüşlerini açık yüreklilikle tartışmak suretiyle istişareyle hazırladığımız bu programın Türkiye'nin programı olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Küresel ekonominin tarihin en zorlu dönemlerinden geçtiği böylesine zor bir dönemde ayakta kalabilmenin yolu birlikten, beraberlikten, kardeşlikten, dayanışmaktan geçiyor. Birlikte üretecek, birlikte bölüşecek ve hep birlikte güçleneceğiz. İşlerimiz bereketli, yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun.
Programdan notlar
"Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"na TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, bazı milletvekilleri, belediye başkanları, STK temsilcileri katıldı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: AA
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 504604
Gazeteci- Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci den Türkiye'yi ayağa kaldıracak iddia...
Her hafta yaptığı canlı yayınlarla okurlarını ülke ve dünya gündemi ve tarihten bugüne dair dünya siyaseti; insan yaşamı ve olaylar hakkında bilgilendiren, Atatürk/ Atabey Türk Ocağı Kurucusu Hüseyin Hakkı Kahveci yaptığı son canlı yayınla Ülke gündemine bomba gibi düştü...
Gazeteci ve Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci
Kahveci: " Genelkurmay Başkanlığına, Cumhurbaşkanlığına ve Savunma Bakanlığına soruyorum?
Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi nerede? Anıtkabir komutanlığına ve siyasi partilere de soruyorum? Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi nerede? Yoksa, Leb Başlar eliyle sattınız mı? Bazı kanal bilgileri içerisinde ,İngilizler-Amerikalılar eliyle Atatürk'ün DNA'sından bir klonlama yapılmaya çalışıldığına dair bilgiler geliyor. Eğer Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi Anıtkabir'de ise ,bize bunu belgeleri ile ve tam teşekküllü rapor ile açıklayın, yoksa tüm Türkiye'yi Anıtkabir'e dökeriz. Böyle bir ihanet yapılmışsa bedeli ağır olur. Tüm Türkiye bu soruya cevap bulmak için gayret sarf etmeli " Dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 266760
Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkan Yardımcısı Adnan Aslan gazetemize yaptığı açıklamalarla bazı hakikatlere dikkat çekti.
İşte eğitimci Adnan Aslan'ın açıklamaları...
YALANLAR ve GERÇEKLER
Her alanda ulaşamadığı ciğere mundar demeyi alışkanlık haline getirmiş yalan ve iftirayı kendilerine meslek edinmiş malum sendikanın öğretmenleri adeta küçümseyerek kandırmaya çalıştığı ve kendini gülünç duruma koyduğu, tamamen çamur at izi kalsın mantığından hareketle mesnetsiz yalanlarına karşı işte gerçekler:
Yalan 1: Üyeler arasında yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanması maksadıyla kurulan İLKSAN, yolsuzluk ve usulsüzlüklerle anılır hâle getirilmiştir. Sandık, yıpratılmış, itibarsızlaştırılmış, mevcut sorunları halının altına süpürülmüş, derde deva, sadra şifa hiçbir faaliyet gerçekleştirememiştir. Ne yazık ki, bugüne kadar misyonunu kaybetmiş ve yönünü şaşırmış bir hâlde, fırtınada sürüklenen gemi misali kaçınılmaz sonuna doğru sürüklenmektedir.
EBS için acı gerçek 1: 1996 yılında Türkiye Gönüllüsü ve 3 milyon (3 TRİLYON) borçla devralınan İLKSAN her türlü engellemelere rağmen bugün kasasında 2 milyar nakiti olan bir kurum haline gelmiştir. Sandık geçmişte 1 yılda ödeyebildiği yardımlarını bugün 3 günde öder hale gelmiştir. İLKSAN cahili bir güruhun bunları anlaması beklenemez. İLKSAN yönetiminin gerçekleştirdiklerini hayal dahi edemez Genel Başkanımız Tuncer YILMAZ’ ın deyimiyle hava tahmin raporu vermeye devam ederler.
Yalan 2: Bugün İLKSAN, yerinde sayan, üyesine yeni imkânlar sunamayan, üyelerinin birikimini büyütemeyen, kaynaklarını değerlendiremeyen, en önemlisi çağın gerisinde kalmış, atıl bir yapıya bürünmüştür. Sandığın amacının ne olduğu, hangi hedefe doğru yol aldığı belirsizdir. Yapılan harcamaların yerindeliğini sorgulayacak bir merci bulunmamaktadır.
EBS için acı gerçek 2: 1996 da öğretmenin 1 aylık maaşı kadar Emekli İkramiyesi veren İLKSAN’ın Türkiye Sevdalısı emanetçilerinin gayreti ve emeği ile aradan geçen 25 yılda İLKSAN Emekli İkramiyesini maaşın 10 katına çıkardığını, İLKSAN’ın çağın gerektirdiği yeniliklerle donatıldığını, İLKSAN’ın yasa gereği bağımsız kuruluşlarca denetlendiğini her nedense ifade etmekten imtina etmektedirler. Memuru masada satanlar İLKSAN’ı da satmanın peşinde oldukları aşikardır.
Yalan 3: İtirazımız; üretimden, yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam oluşturan, millî gelire herhangi bir katkıda bulunamayan, üyesinin birikimini heba eden, üyelerine katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsüyle zincirlenmiş olan Sandığın mevcut yönetim tarzınadır.
EBS için acı gerçek 3: Memuru buçuklara mahkum eden malum zihniyetin İLKSAN cahili olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır ki İLKSAN’ ın kuruluş gayesi istihdam değildir İLKSAN kar amacı güden ticari bir kuruluşta değildir. Karşılıksız Yardım misyonu olan Sandığımızı, Kâr gayesi ile kurulan sistemler ile mukayese etmek ve İLKSAN’ı yönetmeye talip olanların mevzuatından bi haber olmaları en hafif ifadeyle cahillik değilde nedir?
Yalan 4: Birikimi büyütemeyen mali anlayış
2020 Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN’a aidat ödeyen bir öğretmenin alacağı emekli yardımının toplam tutarı sadece ve sadece 40 bin TL’dir. İLKSAN’ın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. Enflasyon oranlarının altında emeklilik yardımı yapmaktadır. 300 bine yaklaşan üye sayısı ve toplamda 1,9 milyar liralık varlığı ile İLKSAN, birkaç basit bankacılık işlemi yapan küçük bir işletme görünümündedir.
Ebs için acı gerçekler 4: İLKSAN’ın mali yapısı hakkında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölüm Başkanlığının hazırladığı ve İLKSAN’ın mali yapısının sağlamlığını tescil eden Aktüerya raporunu kabul etmediklerini belirten bu güruh, 28 yıl ve toplam 8 bin lira yatıran bir eğitimcinin alacağı rakamı belirterek aslında merdi Kıpti şecaat arz ederken sirkatini ortaya koymuştur. Bunu birörnekle açıklarsak 28 yıl aidat ödeyen bir eğitimci 2020 itibariyle 9bin lira aidat ödediği var sayılırsa faize yatırsaydı 15,390 tl altın alsaydı 32,500 tl Altın alsaydı 36,200 tl dolar alsaydı 20,365 tl parası olacaktı ancak ilksan’dan emekli olurken kesilen aidatları karşılığında 46,686 tl emekli ikramiyesi alacak. Malum sendika matematiktende sıfır çekmiştir.
Yalan 5: Sandığın gelirlerinin yüzde 98,49’unu faiz oluşturmaktadır. Üyelerden toplanan aidatlar, Sandığın net faaliyet gelirinden daha fazladır. Örneğin, 2019 yılında üyelerden toplam 253,2 milyon TL aidat toplanmasına rağmen, bu rakama bir kuruş ilave edilememiş, bilakis 1,8 milyon TL zarar edilmiştir.
Ebs için acı gerçekler 5: Bir yardım kurumu olarak kanunla kurulan İLKSAN’ı Kâr ve Ticaret Müesseseleri ile karşılaştırarak, neden az kâr ediyor? diye sorarken, 2020 yılında 286 milyon aidat geliri toplayan kurumun nasıl olup da 25.819 Eğitim çalışanına 294 milyon yardım yaptığını izahtan acizdirler. Zarar eden bir kuruluş karşılıksız yaptığı yardımları nereden karşılamaktadır?
Yalan 6: Anastatü değişiklikleriyle dokunulmazlık zırhına bürünen yönetim, hesap vermekten ve sorumluluk üstlenmekten kaçınmaktadır.
Ebs için acı gerçekler 6: İLKSAN’ın yönetim ve denetim kurulunda 10 üyesi bulunmakta ve 6 üyesi bakanlık bürokratlarından oluşmaktadır. 09.04.1985 tarih ve 3179 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Ana Statü hazırlama yetkisi Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir.
Yalan 7: Bugün, İLKSAN’da yapılan harcamaların yerindeliğini ve ekonomikliğini sorgulayacak bir merci bulunmamaktadır. Sandığın 78 yıllık tarihinde, başarılı olmuş, kârlı tek bir iktisadi girişimi, sanayi tesisi, fabrikası, işletmesi veya markası yoktur.
Ebs için acı gerçekler 7: Sandık 3 yılda bir bakanlıkça denetlendiği gibi her yıl iç ve bağımsız denetçiler tarafından da denetlenmek ve kamuoyuna sunulmak zorundadır. Görüldüğü gibi malum buçukcu sendika burada duvara toslamıştır.
İLKSAN’ın 78 yılda üyelerine yaptığı 4,6 Milyar reel kıymete haiz sosyal yardımları ZARAR olarak görüyorlar, Dünya da ve ülkemizde kendisine benzer sandıklar arasında en çok karşılıksız yardım yapan(Doğum, Evlilik, Ölüm, Cenaze, Malullük, Şehitlik, Sağlık Destek, Emeklilik, Afet ve Terör Mağduriyeti) İLKSAN’ı başarısız olarak görmek acziyetine düşüyorlar.
Yalan 8: Sandığı büyütmeye dönük yatırımı olmayan, üyenin birikimini artırmak yerine ziyan eden, yokuş çıkmanın zahmetine katlanmayıp düzlüğü ve inişi tercih eden, süregelen girdaptan kurtulmak için yaratıcı hiçbir hamlede bulunmayan, çare arama hususunda çaba göstermeyen bir kurum kültürü ile karşı karşıyayız.
Ebs için acı gerçekler 8: İLKSAN’ın mali yapısını, sadece LİKİT Kıymetlerini esas alıp, hazırladıkları raporlarda kocaman harflerle yazan Maddi Duran Varlıklarını saklayarak beyan eden aldatmayı ve kandırmayı kendilerine meslek edinmiş malum sendika maalesef İLKSAN gerçeklerinden de habersizdir.
Polsandan kesilen % 8 ile Oyaktan Kesilen %10 ile eğitmcilerden İLKSAN’a kesilen%2 yi bir tutarak kendi üyesini bile kandırma yoluna giden bir anlayış İLKSAN yönetimine talip olarak yapacaklarının işaretini bugünden vermektedirler.
Sayın İçişleri Bakanımızın “bugün işe başlayan bir polis memurunun takriben 30 yıl sonra emekli olduğunda alacağı varsayılan 350 Bin TL” Polsan emekli ikramiyesini, İLKSAN’ın bugün verdiği 45-50 Bin TL’lik yardım ile kıyaslayanlar ancak kendilerini kandırırlar. Eğitimcilerin sizin yalanlarınıza karnı tok.
2013 yılından önce yapılan İLKSAN Temsilciler Kurulu Toplantısı'nda Ali Yalçın '2013 yılında hesaplaşacağız” demişti. Güya Seçim oldu, kendileri ezildi. Tarihlerinin en büyük hezimetini yaşadılar. Kendi üyeleri bile EBS ye güven duymuyor Türkiye Sevdalılarına gönül veriyor, destek veriyor. 2016 yılında güya protesto için seçimlere girmeyenler, sandık batıyor”, “batan sandığın seçimlerini boykot ediyoruz”, “ilksan devlete yük derhal kapatılması gerekir” diyenler, her ne olmuş ise “İlksan’da daha çok emeklilik yardımı vermeye biz talibiz” diye meydanlara çıkmış, bugün yalanlarla teyo pehlivan gibi nara atıyorlar. Şunu unutmayın: Korkutarak üye yaptığınız insanlar vicdanları ve Allah ile baş başa kaldığında doğru kararı dün verdiler İnşallah bugünde verecekler.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 420373
Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı, yoksulların babası,eğitime verdiği desteklerle okullar yaptıran ve öğrencilere ışık saçan hayırsever ve yatırımcı iş adamı Harun Şahin Kırbıyık; Tarsus İdmanyurdu Spor başkanlığına seçilerek hak ettiği tacı taktı...
TARSUS İDMANYURDU SPOR BAŞKANI HARUN ŞAHİN KIRBIYIK OLDU...
Misli.com 2'nci Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Tarsus İdman Yurdu'nda yapılan genel kurul sonucu Harun Şahin Kırbıyık başkan oldu.
Misli.com 2'nci Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Tarsus İdman Yurdu'nda yapılan genel kurul sonucu Harun Şahin Kırbıyık başkan oldu.Yapılan kongre sonunda aylardan bu yana ismi özellikle sosyal medyada çok dolaşan Kırbıyık Holding sahibi Harun Şahin Kırbıyık, kulübün başkanlık görevine seçildi.
Nikah Salonu'nda yapılan olağan kongreye, çevresini saran kalabalık grupla gelen Şahin Kırbıyık, tek listeyle gidilen seçimlerde başkanlık görevine seçildi.
Divan başkanlığını Cumali Yağcı, katipliklerini Salih Erdoğan ve Zafer Yıldırım'ın yaptığı kongrede gündem maddeleri tek tek okunarak ibraz edildi.
Harun Şahin Kırbıyık, sinevizyon eşliğinde projelerini paylaştı ve özellikle takımın kuruluşunun 100. yılı olan 2023'ü başarı için hedef gösterdi.Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, kongreye telefon görüşmesiyle katıldı ve takıma desteğini sürdüreceğini söyledi.
Tek listeyle gidilen genel kurulda 549 delegeden 74'ü oy kullandı.
Harun Şahin Kırbıyık'ın dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmada, Tarsus İdman Yurdu'nun 100. yılında şampiyon yapacağını, hedeflerinin Süper Lig olduğunu söyledi.Kırbıyık, Tarsus İdman Yurdu'na emeği geçenlere teşekkür etti.
Yeni yönetim listesi şu şekilde oluştu:
--Harun Şahin Kırbıyık-Başkan
--Ziya Kenğer.
--Yasin Güney,
--Mehmet Habip Ekmekçi,
--Salih Erdoğan,
--Bilal Soydan,
--Aydın Polat,
--Kasım Özyamanoğlu,
--Ramazan Alıcı,
--Özer Alp,
--Övünç Özkan,
--Nedim Delibaş,
--Cumali Kırbıyık,
Hüseyin Yemliha Şahin.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 224875
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 311074
Vatandaşların ekonomik krizin ortasında patlak veren salgının da etkisiyle zor günler geçirdiği bu günlerde askıda ekmek uygulamasına ve bayat ekmeğe olan talep arttı...
Kimi fırıncı askıda ekmeğe olan talebin bir önceki yıla göre yüzde 200 arttığını, kimisi ise üç tanesi 1 TL olan bayat ekmeklerden günde ortalama 150-200 adet sattığını söyledi.
Vatandaşlar, düşürüldüğü durumdan hoşnut değil.
Fırıncılar, “Dışarıdan bakıldığı zaman durumu iyi gibi gözüken vatandaşlar bile gelip askıda ekmek alıyor” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 424598
Yüreğimizi yakan haber Tatvan'dan geldi..
8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş, Bitlis Tatvan'da düşen helikopter sonucu şehit oldu...
Alınan bilgiye göre, bugün Bingöl'den 13.55’te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait Cougar tipi bir helikopter Bitlis Tatvan sınırlarında düştü. Helikopterde bulunan 11 askeri personel şehit oldu, 2'si ise yaralandı.
Şehit olanlardan birinin Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş olduğu öğrenildi. Korgeneral Erbaş, yaklaşık 5 yıldır 8. Kolordu Komutanlığını yürütüyordu.
Öte yandan Elazığı Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, sosyal medya hesabından 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş'ın şehit düşmesi sonucu başsağlığı mesajı yayınladı.
ŞERİOĞULLARI mesajında:
"8. Kolordu Komutanımız Korgeneral Osman Erbaş’ın Bitlis Tatvan mevkinde helikopterin düşmesi sonucu şehit olduğunu büyük üzüntüyle öğrendim.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.Milletimizin başı sağ olsun. "dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 513953
Bitlis Tatvan kırsalındaki helikopter kazasında 11 asker şehit oldu, 2 asker de yaralandı...
Şehit olan askerler arasında 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş da var.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre 11 asker şehit oldu.
Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere bugün saat 13.55'te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Cougar tipi bir helikopter ile saat 14.25'te irtibat kesildi. Arama çalışmaları sonucunda helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edildi. Helikopterde bulunan askerlerden 11'i şehit oldu 2'si ise yaralandı.
Şehit olan askerlerden birinin Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş olduğu öğrenildi. Korgeneral Erbaş, yaklaşık 5 yıldır 8. Kolordu Komutanlığını yürütüyordu.
KIRIMA UĞRADI...
Bitlis Tatvan’da yaşanan helikopter kazası ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere bugün saat 13.55'te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Cougar tipi bir helikopter ile saat 14.25'te irtibat kesilmiştir. Bölgede İHA, CN-235 uçağı ve bir helikopter ile arama çalışmalarına derhal başlanmıştır. Arama çalışmaları sonucunda helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edilmiştir. Söz konusu elim kaza neticesinde; helikopterde bulunan kahraman silah arkadaşlarımızdan 11'inin şehit olduğu, 2 kahraman silah arkadaşımızın ise yaralandığı belirlenmiştir. Yaralı personelimizin hastaneye sevk edilmelerine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu elim olayda şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimize acil şifalar diliyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
SABIKALI HELİKOPTER...
Kara Kuvvetleri´nde 1996’dan bu yana görev yapan Fransız-Alman ortak tasarımı AS532 Cougar helikopterlerinin ülkemizde daha önce karıştığı 3 kazada 28 asker şehit olmuştu, Bugünkü kazayla birlikte bu sayı 39'a yükseldi.
Cougar helikopterlerin ilk kazası 4 Haziran 1997 tarihinde meydana geldi. Kuzey Irak´taki operasyona katılan askerleri taşıyan helikopter, Zap Bölgesi´nde bölücü terör örgütü tarafından atılan füze ile vuruldu. 11 asker şehit oldu. Envantere yeni giren helikopterlerin füze koruma sistemi olmadığından tüm Cougar tipi bu helikopterler batıdaki birliklere verildi. Füze koruma sistemlerinin takılmasının ardından Cougar´lar tekrar Güneydoğu´ya döndü.
İkinci kaza, Isparta´nın Eğirdir İlçesi´nde 29 Nisan 2003´te oldu. Eğitim uçuşundaki AS532 Cougar helikopteri yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Kazada 4 asker şehit oldu. Bir asker de ağır yaralandı.
Üçüncü kaza 31 Mayıs 2017 yılında meydana geldi. Şırnak’ın Uludere ilçesi Şenoba beldesinden kalkan, içinde biri general rütbeli askerlerin de bulunduğu Coogeer tipi helikopter kalkıştan 3 dakika sonra yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Düşen helikopterde Tümgeneral Aydoğan Aydın ve 2’si Albay olmak üzere 13 askerimiz şehit oldu.
21 ASKER TAŞIYABİLİYOR...
Alımına 1993’te karar verilen AS532’lerden ilk aşamada 20 adet satın alındı. Fransa’da imal edilen helikopterler Kara Kuvvetleri’ne 1996’dan itibaren teslim edilmeye başlandı. Bunu 1995’teki ikinci alım anlaşması izledi. Ankara’da TAI tesislerinde üretilen 30 adet AS532’nin 20’si Hava Kuvvetleri’ne arama kurtarma, kalanlar ise Kara Kuvvetleri’ne verildi.
Toplam 21 tam teçhizatlı asker taşıyabilen AS532 Cougar’lar, 842 kilometre menzilli. Saatte 278 kilometre hıza çıkabiliyor. Çift motorlu helikopterin uçuş ekibi iki pilot ve bir teknisyenden oluşuyor.
YÜREĞİMİZİ DAĞLAYAN 11 ŞEHİDİMİZ...
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: MSB--Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 423019
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize daha önce söz verdiğimiz şekilde bugün itibarıyla yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz." dedi...
Beştepe'de 3,5 saat süren Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yeni normalleşme planını açıkladı. Bu kapsamda risksiz illerde hafta sonu kısıtlaması yok.
İşte madde madde kademeli normalleşme dönemi...
Corona virüs salgınıyla mücadele 'yerinde karar' olarak adlandırılan kademeli normalleşme dönemi başlıyor.
Yerinde karar döneminde alınacak kararlar, vaka sayıları, aşı yapılan kişi sayısı ve hastanelerin doluluk oranlarına göre illere özgü normalleşme adımları atılacak.
YÜZ YÜZE EĞİTİM...
Düşük ve orta riskli illerde ilaveten ortaokullar ve liseler dahil diğer kademelerde eğitim-öğretime başlanacak.
Yüksek ve çok yüksek riskli illerimizde genel uygulamanın dışında sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.
RESTORAN VE KAFELER...
Kafe-restoranlar 07.00 ile 19.00 arasında açılıyor.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI...
Sokağa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.
Ülkemizin tamamında süren akşam 21.00 ile sabah 05.00 arasındaki sokağa çıkma sınırlaması sürecek.
65 yaş üstü ve 20 yaş altı kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde kaldırıldı.
DÜĞÜN VE NİKAHLAR...
Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, düşük ve orta riskli illerimizde 100 kişiyi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kişiyi geçmemek ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 308712
Hangi iller kademeli normalleşmeye geçti?
Bakan Koca, risk haritasını paylaştı...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca illerin risk değerlendirme kriterine göre ayrılmış haritasını paylaştı. Haritada 4 kategoriye ayrılan bölgelerin koronavirüs salgınına yönelik olarak risk durumları yer aldı. Tabloda 14 düşük riskli il bulunurken, 28 de orta riskli il yer alıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, illerin Kovid-19 değerlendirme kriterlerine göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak gruplandırıldığı haritayı paylaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaşımı şu şekilde:
İşte risk haritasına göre kalkan kısıtlamalar;
- Hafta sonu kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırılırken yüksek ve çok yüksek riskli illerde pazar günü devam edecek. Akşam 21 ile sabah 5 arası kısıtlama sürecek.
- Okullar Türkiye genelindeki ilkokullarda 8-12 sınıflarda eğitim öğretime açılacak.
- Düşük ve orta riskli illerde diğer kademelerde de eğitme başlanacaktır. Yüksek ve çok riskli illerde sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.
- Çok yüksek riskli iller dışında kafe restoranlar sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile sürdürecektir.
- Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale dönecektir.
- 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımız ile ilgili düzenleme düşük ve orta illerimizde kaldırıldı.
- Halı saha ve havuz düşük riskli illerde gibi yerler sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyetini sürdüreceklerdir.
orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak gruplandırıldığı haritayı paylaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaşımı şu şekilde:
"İllerimiz risk değerlendirme kriterlerine göre 4 kategoriye ayrıldı. Düşük riskli (mavi), orta riskli (sarı), yüksek riskli (turuncu) ve çok yüksek riskli (kırmızı) olarak kategoriler belirlendi. Buna göre normalleşme adımları uygulanacaktır. Tedbirli ve kademeli normalleşecegiz."
DÜŞÜK RİSKLİ İLLER (MAVİ)
Uşak, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Bitlis, Van, Bingöl, Muş, Ağrı, Iğdır.
ORTA RİSKLİ İLLER (SARI)
Bursa, Manisa, Aydın, Denizli, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Ankara, Çankırı, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars
YÜKSEK RİSKLİ İLLER (TURUNCU)
İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Muğla, Antalya, Bilecik, Kütahya, Düzce, Bolu, Zonguldak, Kırıkkale, Karaman, Mersin, Niğde, Kayseri, Kilis, Artvin, Ardahan.
ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLER (KIRMIZI)
Edirne, Balıkesir, Burdur, Sakarya, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Konya, Aksaray, Osmaniye, Adıyaman.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 401086
Restoran, kafe gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında faaliyet verebilecek...
Kabine Toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın merakla beklediği mekanlarla ilgili alınan kararı açıkladı. Erdoğan," Restoran, kafe gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında Türkiye genelinde sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında yüzde 50 kapasiteyle hizmet verebilecek" dedi.
Milyonların heyecanla normalleşmeye yönelik çıkacak kararları beklediği kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Beştepe'de saat 15.55'te başlayan toplantıda, restoran ve kafelerin açılması, yüz yüze eğitim ve hafta sonu ile hafta içi kısıtlama saatlerinde atılacak yeni adımlar ilgili açıklamalar da geldi.
YÜZDE 50 SINIRLAMA İLE FAALİYETE GEÇİLİYOR...
Toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın merakla beklediği kararı açıkladı. Erdoğan, "Restoran, kafetarya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 19:00 arasında faaliyetlerini yüzde 50 sınırlama ile sürdürecektir." ifadesinde bulundu.
HABER: Ugur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 69518
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Alanya’nın en önemli tarihi yapılarından biri olan Gülevşen Camii’nin restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Tarihi camiyi gün yüzüne çıkarmak için yürütülen proje kapsamında zeminde kazı çalışmaları yapılıyor...
14. Yüzyılda Karamanoğlu Beyliği tarafından inşa edilen Alanya’nın Çıplaklı Mahallesi’ndeki tarihi Gülevşen Camii’ni gün yüzüne çıkarmak için Antalya Valiliği ve Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile aslına uygun hazırlanan proje kapsamında çalışmalar yapılıyor.
Çevre kazıları ile zamana yenik düşerek yıkılan ve toprak altında kalan taşlar ortaya çıkarıldı. Çökmek üzere olan bazı duvarlar yıkılarak, duvar taşları tek tek ayıklandı. Duvarlar bu taşlar da kullanılarak, aslına uygun olarak tekrar inşa edildi.
ZEMİN KAZILIYOR...
Sağlam duvarlarda ise taşlar arasındaki derzler yenilenip, temizlendi. Bu arada mihrap arkasında yer alan destekleyici duvarın da inşası da tamamlandı. Tarihi caminin bahçesinde bulunan üç katlı eski binanın yıkımı gerçekleştirilirken, caminin bahçesine toprak dolgu yapıldı. İstinat duvarının çalışmaları da devam ediyor. Binanın toprak zemini de Müze Müdürlüğü yetkililerinin talimatları doğrultusunda kazılıyor. Binanın içinde yer alan destekleyici kolonların tespiti için Müze Müdürlüğü ekipleri nezaretinde ölçüm ve kazılar gerçekleştiriliyor. Bulunan tarihi kalıntıların zarar görmemesi için titizlikle çalışma yapılıyor.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 457024
Türkiye'mizin her ilinde bulunan ve sayıları 70 binden fazla insan sokakta yaşıyor... "Cennet Anaların ayağı altındadır" diyen bir peygamberin ümmetiyiz ama gelin görün ki; o analarımız pazar yerlerinde çürümüş sebze ve meyve topluyor,çöpten ekmek topluyor...
Yer: Alanya
Günlerden: Cuma
Tarih: 26 Şubat 2021
Şevket Tokuş Caddesi
Zenginliğin Doruklarında bir şehir..
Deniz güzel mi güzel..
Hava güneşli..
Turistler sahilde ve sevgililer el ele...
Yani hayat çoğumuza toz pembe...
Onlarca fiyakalı araba geçiyor bu caddeden ve genç bir kadın Çöpten ekmek parçalarını ayıklıyor.Yerde küçük bir kız çocuğu ve o genç anne dünyayı umursamadan sadece çöpten ekmek topluyor...
--Bu fotoğraları çekerken göz yaşlarına boğuldum.
--Ellerim titredi.
--İnsanlığımdan utandım.
--Saatlerce dondum kaldım.
--Haberimi bile yazamadım ve bu sevdiğim şehirde ilk defa güneşli hava da karanlığa boğuldum insanlık adına; İnsanlığım adına...
Sokaklarda yaşayan insanlar,çocuklarının karnını doyurmak isteyen anneler,çöp konteynerlerinin içinden ekmek kırıntılarını toplayıp yaşama tutunuyor.
Ne yazık ki ülkeyi yöneten siyasetçiler boş ve süslü laflarla ve zenginliklerine zenginlik katarak, Ay'a gitmekten bahsediyor.
Bu haberi yazacak takati bile bulamıyorum kendimde ve yazacağım cümleler ellerimde ve beynimde donuyor...
Ülkemiz de tüm belediyeler,valilik ve kaymakamlıklar bir seferberlik yapmalı ve sokakta bir tek sahipsiz insan,çöpten ekmek toplayan bir tek insan kalmayana kadar her kimsesize ve çaresize el uzatılmalı,insanlığın şefkati ile yaşatılmalıdır.
HABER ve FOTOĞRAFLAR: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 212444
Mardin'de ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mardin'in üç ilçesindeki 18 kırsal mahalle ve bağlı mezralara terör örgütü PKK'ya yönelik operasyon başlatıldı...
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 221091
Antakya’daki St. Pierre, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, neredeyse her kaynakta Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak geçiyor. Ancak Anadolu kültürü tarihçisi ve Türkolog Ali Canip Olgunlu, Ayasofya / Karadaki En Büyük Yelkenli isimli kitabında bunun doğru olmadığını, dünyanın ilk kilisesinin Antakya’da değil Konya’da olduğunu yazıyor...
Ali Canip Olgunlu, Independent Türkçe’de yer alan haberde, dünyanın ilk kilisesinin neden Konya’da olduğunu şöyle açıklıyor:
İLK 7 KİLİSE ARASINDA YOK...
“Antakya’daki St. Pierre bir kilise değil ‘kenise’dir. Kenise, bir bina ismi değildir. Gizli gizli ibadet edilen yer anlamına gelir. Anadolu’da birçok yerde gizli gizli mağaralar var. İsa’dan sonra havarileri cemaat oluşturmak için her yerde özellikle de saklanabilecekleri mağarada hem ibadet ediyorlardı hem de bu dini yaymaya çalışıyorlardı. Mağaraların tercih edilmesinin ana sebebi barınmak olmakla birlikte İsa’nın bir mağarada dünyaya gelmesiyle de öne çıkan tarihsel bir yöneliştir. İnançsal sebeplerle gizli gizli ibadet edilen bu yerlere ‘kenise’ denir. Dolayısıyla St. Pierre ilk keniselerden bir tanesidir. Oralar günümüzde anlaşıldığı anlamda kilise değil kenisedir. Ayrıca o tarihte Hıristiyanlık meşru değildi. Roma Hıristiyan değildi. Roma bu yüzden Hristiyanlar’a karşı hoş görülü değildi. Yani bir kilisede açıkça ibadet etmeleri mümkün değildi.
Zaten Antakya’daki St. Pierre, dünyanın ilk yedi kilisesi arasında da yoktur. Yalnızca kenise olmakla birlikte ilk kilise olarak sayılan kiliseler; Efes, İzmir (Smyrna), Bergama, Thyateira (Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir) ve Laodikeia (Denizli). Görüldüğü gibi Antakya St. Pierre, ilklere dâhil edilmemekle birlikte dünyanın ilk kilisesi olarak işaret edilmesi anlaşılır gibi değildir.
İLK KİLİSEYİ HELENA KONYA’DA YAPTIRDI...
Dünyanın ilk kilisesi, Konya yakınlarındaki Sille yerleşkesinde, ‘Hristiyanlar’ın annesi’ olarak bilinen Constantin’in Annesi Helena tarafından sağlanan serbestlik ile 327 yılında inşa edilen ve günümüzde de Azize Helena adıyla bilinen kilisedir. Bu kilise, Roma’nın Hıristiyanlığı serbest bırakmasından üç yıl önce inşa ediliyor.
Helena, Kudüs’e yaptığı hac yolculuğu sırasında Sille’ye uğrar ve orada bulunan inananlar için ibadethane yapma imkanı sağlar. Bunu sadece Helena gibi güçlü ve inaçlı bir imparatoriçe yapabilirdi.
Bu bağlamda Sille, Azize Helena Kilisesi dünyanın ilk, birinci Ayasofya olarak isimlendirilen Megale Ekklesia ise Anadolu’nun dolayısıyla dünyanın ikinci kilisesidir. Megale Ekklesia, inşa edilmesinden 44 yıl sonra İmparator Arkadios zamanında çıkan bir ayaklanma neticesinde yanarak yok olur.”
HIRİSTİYANLARIN ANNESİ HELENA KİMDİR?
M.S. 250 yılında Drapene’de dünyaya gelir. Kocasının kendisini asil bir aileden olmadığı gerekçesiyle boşamasına rağmen oğlu Constantin imparator olunca Helana İmparatoriçe ünvanına kavuşmuştur. Seksenli yaşlarında Kudüs’e hac yolculuğuna çıkar. Hz. İsa’ya ait kutsal eşyaları bularak beraberinde Constantinapolis’e getirir. Bu kutsal emanetlerden bir tanesi, Hristiyan dünyası için ilk şehit sayılan Aziz Stefanos’un kemikleridir. Aziz Stefanos, Hristiyanlığa inandığı için Kudüs’ten kovulup taşlanarak öldürülen ilk inanandır. Zamanı belli olmamasına rağmen 26 Aralık tarihinde bu olayın gerçekleştiğine inanan Hristiyanlar için azizin yortu günü 26 Aralık olarak anılır.
Dindar, hayırsever, bağışlayıcı bir hayat süren Helena’ya, İznik konsil babaları ‘Hristiyanlar’ın annesi’ ünvanını verirler. Öte yandan M.Ö. 31 yılından sonra Roma imparatorları “Caesar Augustus” ünvanını alırken imparator eşlerine de “Augusta” ünvanı verilir. İlk kez Helena, imparator eşi olmamasına rağmen oğlu vasıtasıyla bu ünvanı almıştır.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 594190
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in başkanlığında oluşturulan komitenin hazırladığı, Alanya'nın fethinin 800.yıl dönümü kutlamaları tanıtım programı büyüleyici bir atmoserde ve dudak uçuklatan muhteşem bir kareografi ile tanıtıldı...
Büyüleyici bir atmosere sahip, tarih kokan ve Tarihin tünellerinden yürüyerek salona giren konuklar kendilerini tarihin sahnesinin içinde buldu.dün
Alanya Güneşi Gazetesi olarak, program sonunda konuklara hislerini ve düşüncelerini sorduk. Herkesin birleştiği ortak cümle; "Alanya ,Alanya olalı böyle bir tanıtım görmedi"şeklinde oldu.
BU ŞEHİRDE YAŞAYAN HERKES BU ŞEHRİN SAHİBİDİR MESAJI...
Atatürk Spor Salonunda konuklar için hazırlanan her sandalyenin üzerine; her konuk için birer sandukadan oluşan ,kutlamanın ruhuna uygun hediye paketi hazırlanmıştı.
Sanduka'yı açan her konuk,Alanya şehrinin anahtarını buldu sandukanın içinde.
Başkan Adem Murat Yücel ve komitesinin mesajı: " 1721 tarihinde Sultan Alaaddin Keykubat tarafından feth edilen ve Selçuklu'nun kışlık Başkenti yapılan Alanya'nın sahipleri, bu şehirde yaşayan herkestir" oldu.
ALANYA’NIN FETHİNİN 800. YIL DÖNÜMÜ KUTLAMALARI COŞKU DOLU LANSMANLA BAŞLADI...
Alanya’nın Sultan Alaaddin Keykubat tarafından fethinin 800. yıl dönümü kutlamaları, Alanya Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. Coşkulu anlara sahne olan törende konuşan Başkan Yücel, “Bu şehir bizim, bu coşku bizim, bu gurur bizim” dedi.
Sultan Alaaddin Keykubat’ın Alanya’yı fethinin 800. yıldönümü kutlamaları şerefine tertiplenen etkinlikler, Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. COVID-19 tedbirleri kapsamında katılımın kısıtlı olduğu lansmana Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş, Alanya Kayamkamı Fatih Ürkmezer, Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Ekrem Kalan, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi Rektörü Ali Ekrem Özkul, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Alper Avcı, İlçe Garnizon Komutanı Yarbay Burak Mindivanlı, Alanyaspor Kulüp Başkanı Hasan Çavuşoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya eski Milletvekili Hüseyin Yıldız ve Gazipaşa, Sarıveliler, Güneyyurt, Göktepe, Kazancı Belediye Başkanları ile kurum müdürleri, oda ve dernek başkanları ile çok sayıda tarihçi ve eğitimci katıldı.
“BU KADİM ŞEHİR HEPİMİZİN”
Lansman öncesi çeşitli sahne performansları sergilenirken, ünlü Türk Opera Sanatçısı ve Tenor Hakan Aysev de katılımcılara konser verdi. Performansların ardından programın açılış konuşmasını Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel gerçekleştirdi. Başkan Yücel katılımcıları; “Bizi, bir araya getiren 8 asrın ve gelecek asırların kahramanları, İki Denizin Sultanı, Ulu Hakan, Sultan Alaaddin Keykubat’ın başkentine, hoşgörünün şehrine, sabrın, merhametin, şefkatin, doğruluğun, sır tutmanın, cömertliğin, sadakatin, rabbine şükredenlerin şehrine, 800 yıldır güven ve huzurun hüküm sürdüğü, özgürlüğün kanatları altındaki, Alanya’mıza hoş geldiniz. Sizleri, asırlardır tüm görkemiyle dimdik ayakta duran; Süleymaniye Cami’yle, Alanya Kalesi’yle, Tersane’yle, Kızıl Kule’yle, Syedra Antik Kentiyle, Alara Kalesi’yle, Mescidlerimiz, evliyalarımız, yatırlarımızla, toprak altında yatan manevi hazinelerimizle, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusuyla, Kadim şehir Alanya’nın tüm güzellikleriyle, Selamlıyorum” sözleriyle karşıladı.
“FETİH COŞKUSU PANDEMİDE BİZLERE UMUT OLSUN”
“1221 yılından bugüne Alanya’nın Fethi’nin 800. yılını kutluyoruz” diyen Başkan Yücel, “Fethimiz mübarek olsun. İstedik ki, bu yıl çok farklı bir kutlama programı yapalım. Dünyayı, başta sağlık olmak üzere sosyal ve ekonomik olarak etkileyen, milyonlarca insanın ölümüne neden olan pandemi dolayısıyla üzücü ve zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte, geleceğin belirsizliğinde kaybolmaktansa, hep birlikte geçmişin sağlam köklerine tutunarak, güçlenelim istedik. İnanıyorum ki, fetih coşkusuyla karamsarlığı bir kenara bırakıp, yüzyıllardan akarak bizlere taşınan efsuni dinginlikte huzur bulacağız. Birlik ve beraberlik içinde geleceğe daha umutla bakacağız” diye konuştu.
“BU DESTAN CESUR İNSANLARIN DESTANI”
Başkan Yücel, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Bugün, özgürlüğün kanatları altında bir fethi, bir milleti, bir ulusu ve 8 asırlık destansı bir tarihi anlatmak için buradayız. Bir destan ki; azimle, kararlılıkla, Alanya Kalesi surlarına dayananların destanı, hemen vazgeçmeyenlerin, sabırla netice almayı bekleyenlerin, fethettiği topraklarda yaşayanlara merhametle yaklaşanların, onlara cömertçe davrananların, cesur insanların destanı. Sır tutmayı bilenlerin, Rabbine şükretmekten hiçbir zaman vazgeçmeyenlerin, doğruluktan ayrılmayanların, birbirlerine, ulusuna ve milletine sadık olanların, destanı bu. Biz Türklerin destanı.
“BU COŞKUYU TÜM YILA YAYACAĞIZ”
Bu şanlı fetih destanını bir yıl boyunca çeşitli etkinlik ve programlarla kutlayacağız. Alanya’yı fetheden Sultan Alaaddin Keykubat ve ecdadımızı hayır ve dualarla anacağız. Bu şehri Türklükle, Müslümanlıkla, ezanla, iyilik ve güzelliklerle buluşturan karaların ve denizlerin sultanı Alaaddin Keykubat’tır. Biz, Alanya’yı, Türk-İslam Medeniyeti ile tanıştıran, yoğuran, bizlere bu eşsiz mirası bırakan Alaaddin Keykubat’tan ve o güzel ordudan razıyız. Allah da onlardan razı olsun.
“SELÇUKLU DEVLETİNİ DÜNYA DEVLETİ YAPAN BİR KAHRAMAN”
Sultan Alaaddin Keykubat, denge ve savunma siyasetini çok iyi bilen deha bir devlet adamı ve komutandı. Alanya’yı kuşatmış, 2 ay süresiyle kararlılıkla beklemiş, bölge halkını ikna ederek, hiç kan dökmeden engin hoşgörüsüyle Alanya’yı topraklarına katmıştır. Fetihten sonra hiç kimsenin dini inançlarına karışmamış, geniş bir özgürlük tanımış, halkına refah ve zengin bir yaşam sunmuştur. Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Selçuklu Sultanı unvanına sahip olan 1. Alaaddin Keykubat’ın esas gayesi, denizlere de hakim olarak Selçuklu Devletini bir dünya devleti yapmaktı.
“ALANYA’NIN FETHİ SADECE BİR TOPRAK KAZANIMI DEĞİLDİR”
Bu nedenle; Alanya’nın fethi, sıradan bir kıyı kentinin Selçuklu topraklarına katılması değildir. Alanya’nın fethi, Ortaçağ siyasi tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Alanya’nın fethiyle, Sultanlığın gücü Akdeniz’e yayılmış, askeri ve siyasi bakımdan stratejik öneme sahip bir liman kenti elde edilmiştir. Selçuklu Devleti’nin Akdeniz sahillerindeki sınırları, Silifke’ye kadar uzanmıştır. Alaaddin Keykubat, rüyalarında kendisine ilham olunan Alanya’yı fetih ettikten sonra verdiği ilk emirle, beylerini toplayıp, camilerden ezanlar yankılansın istemiştir. Sonrasında bir ferman çıkartarak, tüm ressam, sanatkar, usta ve mimarlara, saray ve medrese yapılması emrini vermiştir. Büyük bir yapılaşma hamlesi başlatan Keykubat, ortaya koyduğu sayısız eserlerle Alanya’yı, Türk- İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri yapmıştır.
“ÇAĞIN ÖTESİNDE BİR VİZYONA SAHİPTİ”
Konya Kalesi büyüklüğünde yapılmasını istediği surlar, döneminin ilk ve tek örneği olan Kızıl Kule, deniz ticaretini geliştirmek için inşa ettiği Tersane, Alaaddin Keykubat’ın vizyonunu, ileri görüşlülüğünü, ferasetini ortaya koyan en önemli Selçuklu yapıtlarıdır. Sultan Alaaddin Keykubat, tersaneyi inşa ederek, burada büyük gemiler yaptırmış ve çok güçlü bir donanma kurmuştur. Alâiye'yi mamur bir Selçuklu limanı haline getirmiş, bölge ticaretindeki konumunu son derece güçlendirmiştir. Çağın çok ilerisinde büyük işlere ve başarılara imza atmıştır.
“BİZİM YOLUMUZ FETHEDENLERİN YOLUDUR”
Ulu Sultan, Alanya’ya çok değer vermiş, burada evlenmiş, elçilerini burada ağırlamış ve ömrünün sonuna kadar Alanya’yı kışlık başkent olarak kullanmaya devam etmiştir. Türk Milleti olarak şanlı tarihimizde Alanya’nın fethi gibi nice fetihlerle adımızı dünya tarihine yazdırmışızdır. Bizim yolumuz; Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Türkler’e açan Sultan Alparslan’ın yoludur. Bizim yolumuz; kurduğu küçük bir beylikten, dünyaya hakim olan Büyük Osmanlı Devletini var eden Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin yoludur. Bizim yolumuz; Peygamberimizin ‘İstanbul mutlaka fetih edilecektir. Onu fetih eden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur’ methine mazhar olmak için 21 yaşında İstanbul’u fetheden, çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in yoludur. İşgal altındaki bir ülkeyi, Kuvayi Milliye ruhuyla düşmanlardan arındırıp, Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Bizim yolumuz, Yusuf Has Hacip’in, Şeyh Edebali’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Ahmet Yesevi’nin, Hacı Bayram Veli’nin, Ak Şemseddin’in, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın yoludur.
“BİZİM İÇİN EN BÜYÜK FETİH GEÇMİŞİMİZİ KORUMAK VE YAŞATMAKTIR”
Ötüken’den Orta Asya’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan, büyük devletler kuran, hüküm sürdüğü tüm coğrafyalarda kültür, sanat, mimari ve bilimde eşsiz eserler ortaya koyan, Turan ülküsünü ve İslam Medeniyetini kıtalara hakim kılan, bugün yolumuzu aydınlatacak anlayış ve manevi değerleri bizlere miras bırakan, atalarımıza, ecdadımıza hepimizin çok büyük bir vefa borcu var. Artık bizim için en büyük fetih Keykubat’ın mirasına sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmaktır. Bizim için fetih geçmişin kazanımlarıyla, geleceği yeniden inşa etmektir.
“SELÇUKLU’NUN MİRASLARINI AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Alanya Kalesi, Surlar, İç Kale Saray Kompleksi, Ehmedek, Arap Evliyası, Tersane, Kızıl Kule, Süleymaniye Cami, Denizci Mescidi, Tophane, Akşebe Mescidi, Arasta, Bedesten, hanlar, hamamlar, sarnıçlar, Kızlar Pınarı Han ve çeşmesi, Sedre Av Köşkü, Hasbahçe Köşkü, Gülevşen Av Köşkü, Hacı Baba, Alarahan, Şarapsahan, Alara Kalesi Selçuklu’dan günümüze tüm ihtişamı ile varlığını sürdüren eserlerdir. Alanya’nın değerine değer katan bu kültür hazinelerini koruyup gelecek nesillere aktarmak gayesiyle birçok tarihi yapıyı restore ederek şehrimizin belleğine kazandırdık. Şehrimizdeki tarihi Alanya evlerini bir bir ayağa kaldırdık. Bedesten, Sedre Av Köşkü, Alanya Yemek Müzesi ve Oba Medresesi’nin onarımını yaptık. Fetih programı kapsamında inşallah açılışlarını gerçekleştireceğiz.
“EN BÜYÜK GAYEMİZ BU SANCAĞI DAHA İLERİLERE TAŞIMAK”
Selçuklular’ın kentimizdeki en önemli başyapıtı olan Alanya Kalesi’nin Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine girmesi için çalışmalarımız sürmektedir. Kalemizin ziyaretçi sayısı teleferik projemizi hayata geçirdikten sonra 4 kat artmıştır. Yürüyüş güzergahları ve yaya yolları projemizle, ziyaretçilerin kalenin her noktasını yürüyerek keşfetmeleri sağlanmıştır. Birçok ödül ile onurlandığımız restorasyon çalışmalarını büyük bir hızla sürdüreceğiz. Keykubat’ın fethine nail olmuş, Selçuklu’ya başkentlik yapmış, bu kadim kentin, güzel insanlarına hizmette bulunmak bizim için kutsal bir vazife, büyük bir onur ve gururdur. En büyük gayemiz; Onlardan aldığımız sancağı daha yükseklerde dalgalandırmaktır.
“ALANYA GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ HUZUR VE GÜVENİN KENTİDİR”
Geleceğin mimarı gençlerimize, ecdadımızı unutturmamak, yüce değerlerimizi, vatan ve millet sevdasını aşılamak, ‘onları kökleri mazide bir atiye’ en iyi şekilde hazırlamak, en büyük hedefimizdir. Yarının büyük ve güçlü Türkiye’sini oluşturacak nesillerimiz için fetih; ilimdir, irfandır, fendir, bilimdir, sanattır, ileri teknolojidir. Gençler; bu yolda muhtaç olduğunuz kudret; damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. Alanya, geçmişteki gibi barışın, huzurun ve güvenin başkenti olmaya devam etmektedir.
“İL OLMAYI HAK EDEN BİR ALANYA VAR”
Farklı din ve dilden, 100’ün üzerinde milletten yaklaşık 31 bin yerleşik yabancıyla hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktayız. 334 bine yakın nüfusuyla 24 ili geride bırakan Alanya, artık il olmayı çoktan hak etmiştir. 2023 vizyonuyla, Alanya’nın vilayet olacağına inancımız tamdır.
“ÖMRÜMÜ ALANYA’YA HİZMET İÇİN ADADIM”
Kadim Kent Alanya, Ömrümü hizmetine adadığım Alanya, tarihin en büyük tanığı olan, tüm caddelerine, tüm sokaklarına, tüm mahallelerine, kadirşinas insanlarına aşkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Çalışmaktan, üretmekten, gönülleri fetih etmekten vazgeçmeyeceğiz. 1 yıl boyunca yapacağımız Alanya’nın fethi programlarımıza destek ve katkı sunan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Türk dünyasının hamisi Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçeli’ye, Alanya’mızın gururu Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, Antalya Valimiz Sayın Ersin Yazıcı’ya, Antalya Milletvekillerimize, Alanya Kaymakamımız Sayın Fatih Ürkmezer’e, rektörlerimize, üniversitelerimize, kamu kurum ve kuruluşlarına, siyasi il ve ilçe başkanlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve emek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sözlerime bu duygularla son verirken; Büyük Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubatı, ecdadımızı, atalarımızı, şehitlerimizi, rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Birliğimizin, beraberliğimizin, dirliğimizin daim olması dileklerimle.”
“ALANYA SULTAN KEYKUBAT İLE TÜRK İSLAM KENTİ OLMUŞTUR”
Başkan Yücel’in ardından Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Ekrem Kalan da günün anlam ve önemine binaen konuşma gerçekleştirdi. Rektör Kalan, “Fethin 800. yılı artık Alanya’nın bir Türk-İslam yurdu hale geldiğinin en güzel kanıtı. Bugün Alanya, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun aziz askerlerinin bize bırakmış olduğu bu kıymetli mirastır. Alaaddin Keykubat’la ilgili malumunuz Antalya fatihi birinci Gıyasettin Keyhüsrev‘in oğlu olup tahta geçmesinin hemen ardından ilk gözünü diktiği yer olan yerdir. O dönemdeki adıyla Kalonoros, onun için çok önemlidir.
“ALANYA’NIN İL OLMASI HAKKIN TESLİMİDİR”
Alayının fethinden hemen sonra da şehri kendi ismini nispetle Alaiye adıyla bir Türk-İslam şehri olarak yeniden tesis etmiştir Sultan Alaaddin Keykubat’ın adını verdiği üç yer vardır Türkiye’de. Bunlardan bir tanesi hemen yakın komşumuz Konya’da Beyşehir‘de bulunan Kubadabad Sarayı, bir diğeri Kayseri’deki Keykubad Sarayıdır. Bir şehri ilk ve son kez adını vermiştir Alaiye demiştir ve bu şekilde Kalonoros adı Alaiye olarak cumhuriyete kadar devam etmiştir. Ayrıca, Alanya’nın şehir olması bu kadar hazirunu bir arada bulmuşken söylemekten imtina edemeyeceğim bir konu. 1864 Vilayet Nizamnamesine kadar Alaiye bir sancaktır. Dolayısıyla Antalya ile aynı statüdedir. Selçuklu’nun kışlık başkenti, Osmanlı döneminde bir şehirdir. 1864’te önce Konya’ya, 1868’de Antalya’ya bağlanıyor ve bu yapılırken de Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Selenti adıyla bilinen Gazipaşa ve Manavgat, Alanya’dan ayrılmıştır. Dolayısıyla Alanya’nın il olması verilecek herhangi bir ödül değildir. Diğer yerleşim yerlerini kastetmiyorum ancak Alanya’nın il olması, bir hakkın teslimidir” ifadelerine konuşmasında yer verdi.
“ALANYA’DA GÖREV YAPMAK ONUR VE GURUR VERİCİ”
Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ise şu sözlerle konuşmasını gerçekleştirdi: “Bu kadar tarihsel, kültürel döneme haiz bir yerde, Selçuklu gibi Anadolu’nun Türkleşmesinde, İslamlaşmasında öneme sahip bir yerde bir mülki idare amiri olarak görev yapmak hem şahsım hem ailem için çok onur ve gurur verici. Bizler de bu mutluluğu ve gururu her an her gün yaşıyoruz ve inşallah burada görev yaptığımız müddetçe Alanya’ya faydalı olacak şeyleri hep birlikte yapmaya devam edeceğiz. Ben 1071’de Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan ve askerlerinden 1221’de Alanya‘yı fetheden Alaaddin Keykubat ve askerlerine, 1453’te İstanbul’a bayrağı diken Fatih Sultan Mehmet ve askerlerinden Çanakkale Savaşı’nda Kocaseyit’e kadar, Cumhuriyetimizin kurucusu, dün de Alanya ziyaretini kutladığımız ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in askerlerinden, 30 yıldır terörle mücadele eden Mehmetçiğimize şükranlarımı sunuyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.”
“ÇİFT BAŞLI KARTAL ALANYA’NIN DÜNYAYA BAKIŞINI ÖZETLİYOR”
Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun da, “Büyük Türk milletinin bir ferdi olmaktan her zaman için şeref ve onur duymakla birlikte, bugün burada bir Selçuklu şehri olan Alanya’da tarihi bir ana şehitlik ediyoruz. Belediyemizin armasında bulunan çift başlı kartal Alanya’nın dünyaya bakışını özetlemektedir. Bir yüzü doğuya, bir yüzü batıya dönük çift başlı kartal, dünyanın her yerinden gelen misafirlerimize kucak açmış, farklı milletlere ev sahipliği yapmaktadır. Selçuklu hükümdarı Sultan Alaaddin Keykubat ile yeşeren, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile anıtlaşan Alanya, dünyaya örnek bir şehrimizdir. Alanya’nın Selçuklu ruhuna yakışır bir şekilde muhafaza edilerek gelişmesinden dolayı büyük mutluluk duyuyor, Türk-İslam coğrafyasının bir parçası olarak, Alanya oluş sürecinde, o günden bugüne canıyla, kanıyla, ilmi ve irfanıyla kendini bu topraklara adayan tüm geçmişlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
“ALANYA TARİH BOYUNCA ÖNEMİNİ KORUMAYI BAŞARMIŞTIR”
Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş de konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Alanya çok değerli bir kentimiz. Öyledir ki büyük Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusu tarafından değerli görülerek, stratejik bir yer olarak görülmesi nedeniyle 800 yıl önce fethedilmiş ve Türk-İslam toprağı hale getirilmiştir. Bugün de Alanya bu önemini korumaktadır. Her yıl milyonlarca turist ağırlamakta, dünyanın her tarafından bu güzel ilçemize insanlar tatil yapmak için gelmektedir. Alanya Belediye Başkanımız Adem Murat Yücel de ifade etti, Alanya’mız gerçekten bugün Türkiye’de bir çok vilayetten daha da büyük olan bir ilçemiz. Alanya’nın fethinin 800. yıl dönümü nedeniyle belediyemiz öncülüğünde gerçekleştirilen bu etkinliğin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Alanya’nın tarihine ilişkin belgelerin toparlanması muhafaza edilmesi ve bu kültürün gelecek nesillere aktarılması oldukça önemli. Bu konuda iki üniversitemizin bu ilçede olması nedeniyle çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Ecdadımızdan kalan ve bugüne kadar gelen tarihi eserlerin restore edilerek gelecek nesillere aktarılması konusunda başta belediyemiz olmak üzere valiliğimiz üzerinden ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız üzerinden birçok eserin restore edilerek, günümüze güzel bir şekilde kazandırıldığını görmekten de mutluluk duyuyoruz. 800 yıl önce bu güzel toprakları fethederek, bu güzel kenti, toprağı bize kazandıran, yurt yapan başta Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusunu, ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Bugün de bu toprakların bölünmez bütünlüğü, birliği için canlarını feda eden polis, asker tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.” Konuşmaların ardından Türk Opera Sanatçısı ve Tenor Hakan Aysev kısa bir konser daha verdi. Aysev’in büyüleyici performansının ardından lansman sona erdi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 220408
MEB'den yüz yüze eğitimle ilgili yeni karar geldi.
1 Mart'tan itibaren uygulamalı liselerde yüz yüze eğitim başlıyor...
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 1 Mart'tan itibaren mesleki ve teknik Anadolu liseleri, çok programlı Anadolu liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liseleri derslerine ait uygulama kazanımlarının yüz yüze eğitimlerine tüm sınıf seviyelerinde başlanmasına karar verdi.
Bu kapsamda, tüm sınıf seviyelerinde uygulamalı dersler okullarda yüz yüze yapılacak.
Yüz yüze eğitime kademeli geçişin ikinci aşaması 1 Mart'ta başlayacak.
Aynı tarihte, 8. ve 12. sınıf öğrencileri ile ilkokullarda yüz yüze eğitime başlanacak.
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 405928
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ile birlikte Alanya ile ilgili büyük projeleri görüşmek için Ankara’da üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.
Başkan Yücel ve Kaymakam Ürkmezer, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u ziyaret ederek, Alanya’nın talep ve projeleri konusunda destek istedi.
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve beraberindeki heyet, Ankara’da Bakanlar düzeyinde bir dizi programa katıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yoğun programına rağmen bütün gününü Alanya heyetine ayırdı. Günün ilk programında Bakan Çavuşoğlu Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’i Dışişleri Bakanlığı’nda ağırladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun öncülüğündeki heyet, önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda toplantılar gerçekleştirdi.
BAŞKAN YÜCEL, BAKAN ERSOY’A ESNAFLARIN SORUNLARINI ANLATTI
Alanya heyeti, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Bakan Mehmet Nuri Ersoy tarafından karşılandı. Alanya ile ilgili birçok projenin masaya yatırıldığı toplantıda Başkan Yücel, önceliği turizm esnafına verdi. Başkan Yücel, Alanya turizminin ve esnafların yeni sezondan beklentilerini Bakan Ersoy’a iletti. Turizm açısından Alanya’da gelişim gösteren bölgeler ele alınırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ilgilendiren ek ödeneklerle ilgili sıkıntılar da Bakan Ersoy’a aktarıldı ve destek sözü alındı.
ONAMA SINIRLARINDAKİ PLAN NOTLARI TEK TİPE DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in toplantıda gündeme getirdiği bir başka konu ise turizm onama sınırları içerisinde olan plan notlarının tek tipe dönüştürülmesi konusu oldu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hayri Çavuşoğlu’nun destekleri ile konu bakanlık düzeyine taşındı. Bu konuda Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’dan destek sözü alan Başkan Yücel; “Belediyemizin turizm onama sınırları içerisindeki plan notlarını birleştirerek tek tip plan notuna dönüştüreceğiz.” dedi. Ayrıca, Alanya’da yapımı devam eden ve daha sonra yapılması planlanan Kültür Merkezi projelerine de destek sözü alındı.
BAKAN ERSOY’DAN ALANYA İÇİN TANITIM SÖZÜ
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıda, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u, Alanya’nın Fethi’nin 800. yılı münasebetiyle yıl boyu düzenlenecek etkinlikler için bilgilendirdi. Tanıtım için destek talebinde bulundu. Bakan Ersoy ise hem etkinliğin hem de Alanya’nın yıl boyu ulusal ve uluslararası düzeyde genel tanıtımı adına destek sözü verdi.
ALANYA’NIN MİMARİ YAPISI YENİDEN HAZIRLANACAK
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu öncülüğündeki Alanya heyetinin üçüncü durağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu. Alanya heyeti buradaki toplantıda kent meydanı, kapalı otoparklar, meydanlar ve kentsel dönüşümle ilgili sorun ve projeleri Bakan Kurum’a aktardı. Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel; “Alanya’da Cumhuriyet Mahallesi’nde devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları ve yeni kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesi noktasında Bakan Yardımcıları ve Genel Müdürlükler ile görüşerek koordineli bir şekilde Alanya’nın mimari yapısını yeniden hazırlayacağız. Ayrıca plan aşamasında olan mevcut dönüşüm alanlarındaki çalışmalar hızlandırılarak vatandaşlarımızın bu riskli alandan bir an önce kurtulmasını sağlayacağız.” dedi.
BAKAN KURUM KENTİ İLGİLENDİREN MEGA PROJELERE DESTEK SÖZÜ VERDİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in destek istediği kent meydanı ve kentsel dönüşüm için Bakanlıktan gerekli hibelerin verileceği, projelerin maddi açıdan zorlandığı durumlarda ise kredi notu en iyi belediyelerden olan Alanya Belediyesi’nin, İller Bankası’ndan gerekli desteği alacağı sözünü verdi.
KONAKLI’YA YAPILACAK YENİ SPOR KOMPLEKSİ İÇİN DESTEK İSTENDİ
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve beraberindeki heyetin son durağı ise Spor Toto Genel Müdürlüğü oldu. Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in batı bölgesi ve Alanya için mega projelerinden olan ve Konaklı’ya yapılması planlanan Spor Kompleksi için Bakanlık düzeyinde destek istendi.
BAKANLAR, 800. YIL LANSMANINA DAVET EDİLDİ
Alanya Kaymakamı ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ziyaretler esnasında, Alanya’nın Fethi’nin 800. yılı münasebetiyle yıl boyu düzenlenecek programlar için Bakanları bilgilendirdi. Başkan Yücel, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u, Cuma günü gerçekleştirilecek 800. Yıl lansman programına davet etti.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU’NA ÖZEL TEŞEKKÜR
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, toplantıların ardından bütün Bakanlara ilgileri için teşekkür ederken, Alanyalı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na destekleri için özel olarak teşekkür etti. Başkan Yücel; “Bütün gün Alanya’mızı Bakanlıklar düzeyinde temsil ettik. Alanya’mızı daha ileriye taşımak adına, Şehrimizin mevcut sorunlarını ve projelerimizi tek tek ilgili Bakanlarımıza anlatma fırsatı yakaladık. Bize bu fırsatı sunan, Alanya’mızın gururu, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Bütün gününü bize ayıran, Alanya’mız söz konusu olduğunda akan suları durduran, Bakanlık kapılarının bizlere ardına kadar açılmasına vesile olan değerli Bakanımıza, sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, Alanya’nın sorunlarıyla yakından ilgilenen ve Ankara ziyaretlerimize eşlik eden Kaymakamımız Sayın Fatih Ürkmezer’e de teşekkür ediyorum.” dedi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 126407



- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 567699
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Meclis'te düzenlenen özel oturumda, Gara'da 13 vatandaşı şehit eden PKK'lı teröristin kimliğini açıkladı. Bakan Akar sözde mağara sorumlusu 'Sorej' kod adlı Kamuran Ataman isimli teröristin turuncu listede arandığını bildirdi...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar TBMM'de terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ve Gara'da şehit edilen 13 vatandaşımız ve operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.Bakan Akar, teröristin 2017'den önce Beytüşşebap bölgesinde birçok katliama katıldığını ve buradan bir şekilde kaçarak Kamışlı'da, Derik'te 2017-2018 yıllarında sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptığını bildirdi. Turuncu listede aranan teröristin fotoğrafına da ulaşıldı.
13 VATANDAŞIMIZIN ŞEHİT EDİLMESİNDEN SORUMLU...
Bakan Akar, teröristin hastalandığı ya da yaralandığı için Derik'ten Gara'ya gönderildiğini bildirdi. Bakan Akar, operasyon sırasında teslim olan teröristin ifadesine göre, sözde mağara sorumlusu olan terörist Kamuran Ataman'ın 13 vatandaşın şehit edilmesinden sorumlu olduğunu bildirdi.İşte 13 vatandaşımızı şehit eden o terörist;
"HEDEFLER ÖZENLE SEÇİLMİŞ"...
Milli Savunma Bakanı Akar'ın konuşmadan satır başları:"Bu bölgedeki teröristlerin bir kısmının Gara'yı seçtiği, oraya odaklandığı bize gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Teröristler her an gelebilirler diye korksalar da yine kendilerini emniyette hissetmişlerdir. Herhangi bir şekilde karadan destek olmadan yapılan bir operasyon olması nedeniyle daha önceki operasyonlardan farklıdır. Hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır, hedefler özenle seçilmiş.
SABAHA KARŞI HAVA HAREKATI BAŞLATILDI...
Sivil halkın can güvenliğine özen gösterilmiştir. Saat 5.45'te hava hücum harekatı başlatılmış, özel kuvvet unsurlarımız helikopterle inmeye başlamıştır. İlk temasta bölgelerden birinde 2 şehit ve bir yaralı olmuştur. Yaralı subayımız hastanede şehit olmuştur. Buraya mutlaka kara operasyonu yapmak mecburiyetimiz var.
"TESLİM OLMALARI İÇİN ÇAĞRI YAPILDI"...
Mağaranın içerisinden ateş edilip, el bombası atılıyordu. Askerlerimiz de gerekli karşılığı veriyordu. Göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrı yapıldı. Daha sonra mağara içinde ilerleme sırasında geçitlerin ve demir kapıların olduğu görüldü. İlerleme zor oldu.
HAREKATIN BAŞINDA ŞEHİT EDİLMİŞLER...
Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 422643
Antalya'nın Muratpaşa ilçesi belediyesi ve halkı,çevrecilikte örnek olmaya devam ediyor...Çöplerini atmayıp belediyeye teslim eden Muratpaşa ilçesi halkı çevreyi koruduğu gibi,ekonomilerine de gelir sağlıyor...
Çevreci puanlar nakde dönüyor...
Antalya’da, Muratpaşa Belediyesi’nin ödüllü geri dönüşüm projesinde 6 bin 394 Çevreci Komşu Kart, yeni nesil akıllı kartlarla değiştirildi. Ocak ayında, 154 bin 515 kilogram nitelikli evsel atık karşılığında Çevreci Komşu Kartla 64 bin 178 lira yüklendiğini belirten Belediye Başkanı Ümit Uysal, yeni kartlarla kazanılan puanların herhangi bir bankamatikten nakit olarak çekilebileceğini söyledi.
Antalya’nın ilk ‘Sıfır Atık’ belgeli ilçesi Muratpaşa’da, nisan ayında 5’inci yılının kutlayacak Türkiye’nin ilk ödüllü geri dönüşüm projesiyle, ilçe sakinleri cam, kağıt, plastik ve metal gibi nitelikli atıkları ayrıştırarak dilediğince harcayabilecekleri puanlar kazanıyor. Artık tüm kısıtlamaların kalktığı ve ‘para kart’ özelliği kazanan yeni nesil Çevreci Komşu Kartların mahallerde dağıtımları devam ediyor.
Antalya -Muratpaşa İlçesi Belediye Başkanı Avukat Ümit Uysal
Muratpaşa Belediyesi, projeyle ev ekonomileri için bugüne kadar hiç var olmayan bir bütçe yaratırken Başkan Uysal, yeni yılda yeni özellikle kazanan Çevreci Komşu Kart’ın artık üye iş yeri sınırı olmadan kredi kartı pos cihazı olan her yerde kullanılabildiğini söyledi. Başkan Uysal, yeni kartların her markette geçerli olduğunu, online alışverişte kullanabildiğini belirtirken Antalya’nın toplu ulaşım kartına bakiye aktarımı yapmanın dahi mümkün olduğunu dile getirdi. Başkan Uysal, “Hatta yeni kartlarla atık karşılığı kartlara yüklenen puanlar herhangi bir bankamatiklerden nakit para olarak da çekilebilecek” dedi. Kartların mahalle mahalle dağıtımlarının sürdüğünü aktaran Başkan Uysal, yeni yılın ilk ayında 6 bin 394 kartın değişimini gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi.
Nisan 2016’da pilot mahallerde uygulanmaya başlanan ve Atma-Biriktir-Kazanalım sloganıyla kısa sürede tüm ilçede uygulanmaya başlanan projenin uygulandığı ilk günden bu yılın ocak ayı sonuna kadar 15 milyon 697 bin 756 kilogram nitelikli atık evlerden toplandı. Toplanan bu atıklar karşılığında Çevreci Komşu Kartlara tam 5 milyon 23 bin 603 lira yüklendi. Yeni nesil kartların dağıtımının başladığı ocak ayında ise 154 bin 515 kilogram atık karşılığında kartla 64 bin 178 lira yüklendi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 193814
Konya'da otobüs, tır ve bir otomobilin karıştığı kazada 5 kişi öldü, 38 kişi yaralandı...
Konya'nın Karapınar ilçesinde şarampole devrilen tırın şoförüne yardım için duran sürücünün otomobiline yolcu otobüsü çarptı. Çarpmayla otomobil ve otobüs şarampole devrilirken kazada 5 kişi öldü, 38 kişi yaralandı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208870
Lüleburgaz’da unutulmaz kar manzaraları...
Lüleburgaz’da meydana gelen yoğun kar yağışları sonrası kent beyaza döndü. Vatandaşlar Pazar gününe beyaz bir örtüyle uyanırken kentin simge noktalarında unutulmaz kar manzaraları ortaya çıktı.
Lüleburgaz’da uzun yıllar beklenen kar sonunda geldi. Cumartesi akşam saatlerinde başlayan ve Pazar günü öğlen saatlerine kadar aralıklarla devam eden kar yağışı sonrası kent beyaz örtüyle kaplandı. Güne bembeyaz manzarayla uyanan Lüleburgazlılar, uzun yıllardır bekledikleri karın keyfini çıkardı. Bununla birlikte çok sayıda vatandaş kentin merkezi noktalarındaki güvercinleri besledi.
Mimar Sinan’ın eserlerinden eşsiz fotoğraflar...
Kar yağışıyla birlikte Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eserleriyle Lüleburgaz’ın simge noktaları Zübeyde Hanım Parkı, Kongre Meydanı ve Gençlik Parkı gibi bölgelerinde muhteşem bir görüntü ortaya çıktı.
Can dostlar da unutulmadı...
Tüm bunlarla birlikte yoğun kar yağışında Lüleburgaz Belediyesi ekipleri can dostları da unutmadı. Haftanın 7 günü gönüllülerden ve restoranlardan toplanan yemekleri pişiren Lüleburgaz Belediyesi ekipleri, kentin çeşitli bölgelerindeki besleme noktalarında sokak hayvanlarını besledi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 205310
14 Şubat Sevgililer günü için Tarihi Safranbolu Fırını tarafından kalp formunda ekşi mayalı ekmek üretildi. Yoğun ilgiyle karşılanan ve kısa sürede tükenen ekmekle ilgili vatandaşlar "aşk karın doyuruyor" yorumunda bulundu...
16. yüzyıldan bu yana üretilen 500 yıllık artizan ekmeği, 14 Şubat Sevgililer Günü için yeniden ele alındı. Kalp şeklinde üretilen ekmeklerle ilgili bilgi veren Tarihi Safranbolu Fırını Kurumsal İletişim Direktörü Bahadır Ömür, "Bu özel ekmeği Sevgililer Günü'nde alternatif ve sağlıklı bir hediye arayanlar için ürettik. Gösterilen ilgiden de son derece memnunuz. Ekmeğin hamuru Balkan unu ve durum buğdayı karışımıyla hazırlandı. Balkan unu fabrikasyon unlardan farklı olarak otantik tekniklerle hazırlanan Makedonya’dan ithal bir un. Ekmeğe aromatik bir lezzet katıyor." dedi.
Bir ton buğdaydan 1 kilo durum buğdayı elde ediliyor...
Durum buğdayının ise buğday başaklarının en uç kısımlarından seçilen, bir ton buğdaydan ancak bir kilo elde edilebilen çok özel bir un olduğunu söyleyen Bahadır Ömür, "Durum buğdayının, M.Ö. 1.500’lü yıllarda Antik Mısır’da ilk olarak üretildiği düşünülüyor. Folik asit ve B vitamini bakımından çok zengin olduğu için özellikle hamile kadınlar tarafından tüketilmesi tavsiye ediliyor. Durum buğdayının bir diğer özelliği de lif oranı yüksek olduğu için sağlıklı ve besleyici oluşu." şeklinde konuştu.
Ekşi mayalı hamur 18 saat bekletiliyor...
Ekmeğin yapım süreciyle ilgili de bilgi veren Bahadır Ömür, "İlk olarak balkan unu ve durum buğdayı ekşi maya ile buluşuyor. Fermentasyon için “uyutma tekniği” denilen bir teknik kullanılıyor. Balkan buğdayı, durum buğdayı ve ekşi mayadan oluşan hamur 18 saat boyunca 7 derecede dinlendiriliyor. Bu süre zarfında ekşi mayadaki bakteriler hamurdaki şeker ile çoğalıyor. Bu durum ekmeğin glisemik indeksinin ve gluten oranının düşmesini, protein değerinin artmasını sağlıyor. Pişme kıvamına gelen hamur önce 235 derecede mühürleniyor. Sonrasında bir miktar buhar veriliyor ve 215 derecede 45 dakika pişiriliyor." ifadelerini kullandı.
Aşk ekmeğinin besin değeri oldukça yüksek...
Tüm bu sürecin sonunda ortaya normal ekmeklere göre besin değeri çok daha yüksek ve kendine has aromasıyla damaklarda iz bırakan bir ekmek çıktığını söyleyen Bahadır Ömür, "Besleyici ve nevi şahsına münhasır bir ekmek tatmak isteyen gastronomi meraklılarını artizan ekmekleri mutlaka denemeye davet ediyoruz. 14 Şubat'a özel ekmeğimiz tükenmiş olsa da Tarihi Safranbolu Fırını tarafından üretilen birçok özel ekmeğe sahibiz." dedi.
Bilgi İçin: Tülay Genç | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. | +90 (850) 885 12 55
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 409828
PKK/KCK terör örgütünün yurt içi faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik 40 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 718 kişi gözaltına alındı...
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada : "PKK/KCK terör örgütünün yurt içi faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlıkları birimlerince yürütülen operasyonlarda; 40 ilde aralarında HDP il ve ilçe başkanlarınında olduğu 718 şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Gözaltına alma işlemleri halen devam etmektedir." denildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 242310
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel,gülümseten görselinin altına : " Bari bugün kalp kırmayalım... Mutlu olun,sevgiyle kalın... 14 Şubat sevgililer günü " notunu iliştirdi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 186899
Boynuzu telefon direğinin tellerine takılan keçi, telden aşağı kayarak gökyüzünde süzülürken havada asılı kaldı... Yaramaz keçi, kablonun kesilmesiyle kurtarılırken, çevredeki bir vatandaş cep telefonuyla o anın fotoğrafını çekti.
Sinop'un Boyabat ilçesine bağlı Binerli köyünde yaşanan olayda, Murat Tuncel keçileri otlatmak için meraya çıkardı. Tuncel bir zaman sonra keçilerden birinin gökyüzünde olduğu fark etti. Tuncel gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü.
Yere sarkan eski telefon direğinin telleri boynuzları takılan keçi panikleyince telden aşağıya kaymış ve gökyüzünde süzülmüştü.
Telde asılı kalan keçiyi kurtarmak isteyen Tuncel köy sakinlerinden yardım istedi. Keçi, telefon kablosunun kesilmesi sonucu kurtarıldı. O anlardan geriye bu ilginç fotoğraf kaldı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 350932
Bakan Hulusi Akar açıkladı: Terör örgütü PKK 13 vatandaşımızı şehit etti...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gara'da gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Harekatı ile ilgili açıklama yaptı. Kontrol altına alınan bir mağarada yapılan aramalarda, alıkonulan 13 vatandaşın naaşlarına ulaşıldığını belirten Akar, "Masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir. Böylece PKK’nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür" dedi.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Irak’ın kuzeyi Gara bölgesindeki teröristlere ait hedeflere yönelik gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Harekâtı'nın sevk ve idare edildiği sınır hattındaki Harekât Merkezi'ne gitti.
Harekâtı gün boyunca Harekât Merkezi’nden takip eden Bakan Akar, faaliyetlere ilişkin bilgi aldı, talimatlar verdi.
“50’DEN FAZLA HEDEF BAŞLANGIÇTA HAVA HAREKATIYLA TAHRİP EDİLDİ”
Pençe Kartal-2 Harekâtı’ndaki son duruma ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Akar, şöyle konuştu:
*PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hâle getirmek, hudut güvenliğimizi sağlamak ve daha önce güvenlik nedeniyle açıklanmayan, teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımız ile ilgili istihbaratı teyit etmek ve gerekli müdahalede bulunmak maksadıyla; uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak kuzeyi Gara bölgesinde 10 Şubat 2021'de ‘Pençe Kartal-2 Harekâtı’ başlatılmıştır.
*Teröristlere ait barınak, sığınak ve mühimmat depoları ile sözde karargâh yerlerinden oluşan 50'den fazla hedef başlangıçta hava harekâtı ile başarılı bir şekilde tahrip edilmiştir.
“13 VATANDAŞIMIZIN NAAŞLARINA ULAŞILDI”
Hava harekatını müteakip hedef bölgesine kara unsurları helikopterlerle indirilerek kara operasyonunun başlatıldığını dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:
*Kara operasyonunun başlangıcında 3 kahraman personelimiz şehit olmuş, 3 personelimiz de yaralanmıştır. Harekât boyunca 3'ü sözde üst düzey yönetici olmak üzere 48 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olarak ele geçirilmiştir. Böylece bilinen toplam 50 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
*Ağırlıklı olarak yerli ve millî mühimmat kullanılan harekâtta terör örgütünün söz konusu bölgedeki varlığına ağır bir darbe indirilmiş ve bölge kontrol altına alınmıştır.
*Pençe Kartal-2 Harekât bölgesinde faaliyetlerimiz devam ederken, yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır.
*Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir.
*Böylece PKK'nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür. Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde ise vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekâtın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir.
*Bu arada vatandaşlarımızı şehit eden mağaradaki teröristlerin tamamı etkisiz hâle getirilmiştir.
“ŞEHİTLERİMİZLE İLGİLİ İŞLEMLER BAŞLATILDI”
Operasyonların tamamlandığını, kara ve hava unsurlarının üslerine, kışlalarına güvenle döndüğünü vurgulayan Bakan Akar, şu ifadeleri kullandı:
* Şehit vatandaşlarımızla ilgili adli işlemler Malatya'da başlatılmıştır.
* Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.
* Harekât sırasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar dileriz.
“ALÇAKLAR SİLAHSIZ MASUMLARI ŞEHİT ETTİLER”
Bakan Akar, şöyle konuştu:
* Son derece özel ve kritik bir harekât icra edildi. Gerçekten önemli, özel bir harekât yapıldı.
* Çok geniş bir alanı kapsayan zor arazi ve iklim koşullarında zor bir harekât gerçekleştirildi. Harekâtla bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığında bulunan tüm unsurlar da büyük ölçüde etkisiz hâle getirildi.
* Şu anda 50 teröristin etkisiz hâle getirildiği bilgisi olmakla beraber aldığımız çeşitli duyumlar, istihbarat kurumlarımızın çalışmaları var.
* Onların sonunda etkisiz hâle getirilen terörist sayısının çok daha fazla olacağı yönünde değerlendirmeler bulunmaktadır.
* Keşke 13 vatandaşımızı oradan sağ salim çıkarabilseydik. Ancak alçaklar, caniler, bu silahsız masumları yaptıkları katliamla şehit ettiler.
GÜLER: ÖNEMLİ TÜM HEDEFLERİN VURULMASI DA PLANLANMIŞTIR
Bakan Akar’ın ardından söz alan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de, “PKK terör örgütü unsurlarını etkisiz hâle getirerek, Irak’ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla yaptığımız bu harekâtla teröristlere ait barınak, sığınak, mühimmat depoları, karargâhları ve de mağaraların imhası planlanmıştır” diye konuştu.
Harekât alanına ilişkin de bilgi veren Orgeneral Yaşar Güler, “Harekât alanımız 75 kilometre genişliğinde ve 25 kilometre derinliğinde, bugüne kadar icra ettiğimiz harekâtların hemen hemen en büyük bölgesidir. Bu geniş bölgede önemli tüm hedeflerin vurulması da planlanmıştır” ifadesini kullandı.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın direktifleri doğrultusunda harekâta ilişkin bütün unsurlar tarafından gerekli hazırlıkların uzun süredir icra edildiğini belirten Orgeneral Güler şunları söyledi:
* Haftanin’de, Hakurk ve diğer bölgelerde yaptığımız faaliyetlerden sonra terör örgütü çok sıkıştı ve bütün ağırlıklarıyla Gara bölgesine yerleştiler.
* Kendilerini burada çok emniyette ve rahat içinde olduklarını düşünürken işte bu 75 kilometreye 25 kilometrelik alanda bu faaliyeti icra ettik.
* Bunların yanında bir de 2015 yılından önceki ortamda kaçırılan personelimiz var. Bu vatandaşlarımızı da çok çeşitli mağaralarda saklayarak kaçırmaya çalıştılar.
* En sonunda istihbarat kurumlarımızdan aldığımız bilgiler, elde ettiğimiz bizim kendi özel çalışmalarımız, keşif unsurlarının çalışmaları sonucunda bunların Gara bölgesinde olabileceğine dair çok iyi kanıtlar bulduk ve bunların üzerinde de çalışmaya başladık.
* Bu alandaki araziye model araziler ve tesisler yaparak ilgili birliklerimiz bizzat üzerinde yoğun çalışmalar yaptılar.
“HAVA HÜCUM HAREKATIMIZI İCRA ETTİK”
Tüm bu çalışmaların ardından hava harekâtının 10 Şubat saat 02.55’te 41 uçakla bölgede belirlenen tüm hedefleri aynı anda imha edecek şekilde başlatıldığını aktaran Orgeneral Güler, “Bu harekâtımıza ayrıca Havadan İhbar Kontrol uçağımız, tanker uçaklarımız, destek uçaklarımızla SİHA'larımız da iştirak etmiştir. Yine 10 Şubat saat 04.55’ten itibaren kara harekâtımız başladı. Kahraman unsurlarımızı helikopterlerle bu 75’e 25 kilometrelik alandaki planlanmış hedeflere indirdik. Yaşanan ilk temasta 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit verdik. 3 personelimiz yaralandı” dedi.
Orgeneral Güler, çatışmaların harekâtın birinci ve ikinci gününde de aynı şekilde devam ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
* Üçüncü gün bu mağaraya geldik. Dere yatağı ve her iki yanında yüzde 60 meyilli olan ve gerçekten bu bölgede Hava Kuvvetlerinin görerek ateş etmesine kesinlikle mâni bir alanda seçilmiş bir arazi.
* Mutlak suretle bu yere girmek için ilgili unsurlarımızın bizzat karadan gidip oraya girmesi şarttı. Dolayısıyla böyle bir yeri seçmişler. Öncelikle bu her iki tarafta seçilmiş 3 noktaya helikopterlerimizle indirme, hava hücum harekâtımızı icra ettik.
3 GİRİŞ, 9 ODA VE 7 DEMİR KAPILI MAĞARA
Söz konusu mağaranın özelliklerine ilişkin de bilgi veren Orgeneral Güler, şunları söyledi:
* Mağarada 3 giriş, 9 oda ve 7 tane de demir kapı var. Ayrıca mağaranın içerisinde sürekli zikzaklar var.
* Bazı noktalar da 1.20 metre yüksekliğinde, insanların sadece sürünerek veya çömelmiş vaziyette yürümek zorunda olduğu bir yapı oluşturulmuştur.
* Belli ki uzun bir süre çalışmadan sonra bu mağara meydana getirilmiş. 3. gün akşamüstü mağaradan kaçmaya çalışan bir terörist, unsurlarımız tarafından yakalanmıştır.
* 4. gün yani bugün yine aynı noktadan sabah aynı şekilde kaçmaya çalışan başka bir terörist de ele geçirilmiştir. Bu teröristler içerde toplam 8 teröristin olduğunu açıklamıştır.
“TSK, GARA ALANINI ÖRGÜTE DAR ETMİŞTİR”
Harekâtın sonucunda 48 teröristin ölü, 2 teröristin sağ olmak üzere 50 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıklayan Orgeneral Güler, şunları kaydetti:
* Sonuç olarak Gara bölgesindeki terör yapılanmasını bertaraf etmek için ayrıntılı bir planlama ve hazırlık yapılmıştır. Yapılan bu hazırlığa uygun şekilde de harekât icra edilmiştir.
* Özel kuvvetlerimiz, model arazi dâhil yoğun bir eğitim faaliyeti icra etmiştir ve yapmış olduğu bu eğitimin de faydasını burada bizzat görmüştür.
* Hava Kuvvetlerimiz mükemmel şekilde hedeflerin tamamını vurmuştur. Çok ağır zayiat verdirilmiştir ve bundan sonra terör örgütü dün olduğu gibi bundan sonra da burada kendini artık rahat hissedemeyecektir. Bunu da bundan sonra onlara her gün yaşatacağız.
* Tanker uçaklarımız aynı şekilde çok başarılı görev yapmış. Yaklaşık 4 gündür süren bu operasyonda sürekli olarak uçaklarımıza ikmal yapmışlardır.
* Özetle TSK, terör örgütünün kendisini çok emniyette hissettiği 75 kilometreye 25 kilometrelik Gara alanını örgüte dar etmiştir.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 297098
Kış soğuklarının iyice bastırdığı bugünlerde, sokakta kalan vatandaşlara İBB yine elini uzattı. Evsiz vatandaşları İBB’nin belirlediği barınma merkezlerine sevk işlemleri için Avrupa Yakası’nda 12 ekip 46 personel, Anadolu Yakası’nda ise 5 ekip, 15 personel olmak üzere toplam 17 ekip, 61 personel ile çalışma yürüttü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerinden, evsiz vatandaşları barınma merkezlerinde misafir etme hizmetini sürdürüyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 21 Ocak’ta Florya’da misafir edilen evsiz vatandaşların kampını ziyaret etmiş, “Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” demişti.
-85 VATANDAŞ DAVETİ KABUL ETMEDİ-
Dün ve bugün yürütülen çalışmalar esnasında; 147 evsiz vatandaş tespit edilerek 62 vatandaş barınma merkezlerine sevk edildi. 85 vatandaş ise tüm ikna çabalarına rağmen davetleri geri çevirdi.
Saraçhane Haşim İşcan Altgeçiti’nde 24 evsiz vatandaştan 12’si, Taksim altgeçitte 38 vatandaştan 10’u, metro – metrobüs duraklarında, meydan ve anarterlerde 85 evsiz vatandaş’tan 40’ı barınma merkezlerine teslim edildi. Evsiz vatandaşların 59’u İBB İSEM Florya Engelliler Merkezi’ne 3 vatandaş ise İBB tarafından belirlenen otellere yerleştirildi.
-COVİD-19 TESTİ UYGULANIYOR-
Sokaktan alınarak test uygulanan ve sonucu negatif çıkan vatandaşlar, Florya ön aktarma merkezine yerleştiriliyor. Toplum sağlığını korumak adına testi pozitif çıkanları ise yine Florya aktarma merkezinde oluşturulan ayrı bir ortamda izole ediliyor. 10 günlük izolasyon sürecine tabi tutulan bireyler sonrasında Esenyurt’ta bulunan misafirhanede kış mevsimini geçirmek üzere ağırlanıyor.
Kadın evsiz bireyler ise İstanbul Darülaceze Müdürlüğü Kayışdağı yerleşkesinde oluşturulan aktarma ve bakım merkezinde misafir ediliyor. Buradaki kadın evsiz bireyler de Covid-19 testi ve 10 günlük izolasyon süreçlerine tabi tutuluyor.
-İHBAR İÇİN ALO 153’Ü ARAMAK YETERLİ-
Evsiz vatandaşların soğuk ve pandemiden olumsuz etkilenmemeleri için, sokakta görülen vatandaşları ALO 153 İBB Beyaz Masa’ ya bildirmek yeterli oluyor. Evsiz vatandaşlar İBB Zabıta ekipleri tarafından bulundukları yerden araçlarla alınarak misafir edileceği yerlere götürülüyor. İhbarlar ayrıca,112 Acil Çağrı Merkezi, zabıta ve polis vasıtasıyla yapılabileceği gibi evsiz bireylerin bizzat kendileri de merkeze başvuruda bulunabiliyor.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216733
Eski İBB-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bir süredir kanser ve Coronavirüs tedavisi gördüğü hastanede, 76 yaşında hayatını kaybetti.
Coronavirüs'e yakalanan ve uzun süredir hastanede gören Topbaş'ın vefat haberini İBB Meclisi AKP Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu duyurdu.
Topbaş, üçüncü kez kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan, kendisine "Kadir Abi" diye de hitap eden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine, çok sayıda AKP'li belediye başkanı gibi, istifa etmek zorunda kaldı.
16 Kasım tarihinde yeni tip Coronavirüs (Covid-19) nedeniyle hastaneye kaldırılan Topbaş, hastanede geçirdiği sürede durumunun kötüye gitmesi nedeniyle entübe edilmiş, 4 Aralık'ta da yoğun bakıma alınmıştı. Topbaş, 3 Ocak'ta diyaliz makinesine bağlanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yapan ve Erdoğan'ın "Kadir Abi" diyerek hitap ettiği Kadir Topbaş, İstanbul'da 3 dönem üst üste belediye başkanlığını kazanan isimdi. 2017'de belediye başkanlığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Yerine Mevlüt Uysal getirildi.
Kadir Topbaş, yarın (14 Şubat Pazar günü) öğlen namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Fatih Camii Haziresi'ne defnedilecek.
Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağı öğrenildi.
Kadir Topbaş için, yarın saat 12.30’da da İBB'nin Saraçhane Yerleşkesi önünde de tören düzenlenecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 278112
Pençe Kartal-2 Harekatı'ndan bir acı haber daha...
Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan'ın ardından Yüzbaşı Ertuğ Güler'in de şehit olduğu duyuruldu.
Milli Savunma Bakanlığı dün Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde başlatılan Pençe Kartal-2 Harekatı’nda teröristlerle çıkan çatışmada Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan‘ın şehit olduğunu duyurmuştu. Yaralanan dört asker ise tedavi altına alınmıştı.
Milli Savunma Bakanlığı--MSB’den bugün yapılan açıklamada ise “Yaralanarak hastaneye sevk edilen bir kahraman silah arkadaşımız, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.” denildi.
Şehit askerin Yüzbaşı Ertuğ Güler olduğu öğrenildi.
Yaralı üç askerin tedavisi ise sürüyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şehit Komando Yüzbaşı Ertuğ Güler için başsağlığı mesajı yayımladı. Bakan Akar mesajında, “Kahraman silah arkadaşımız 11 Şubat 2012 tarihinde şehit olmuştur. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah’tan rahmet kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim” ifadesini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 298901
Pençe Kartal-2 harekatında 2 asker şehit oldu, 4 asker yaralandı...
Milli Savunma Bakanlığı, Gara bölgesinde devam eden Pençe Kartal-2 Harekatı'nda 2 askerimizin şehit olduğunu, 4 askerimizin de yaralandığını açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı P. Komd. Yzb. Burak Coşkun ile Mu. Asb. Kd. Çvş. Harun Turhan’ın şehit olduğunu duyurdu.
Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle denildi:
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 108490
AFAD, Konya’nın Tuzlukçu ilçesinde 4.7, 4. ve 4.1 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiğini duyurdu. Sarsıntı ile birlikte çok sayıda vatandaş panik içerisinden evlerinden çıktı.
Hasar olup olmadığı araştırılıyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 363456
Wuhan’daki DSÖ - Dünya Sağlık Örgütü ekibi çalışmalarını tamamladı: Covıd- 19 Coronavirüs'ün Kaynağını bulamadık...
Corona virüsünün kaynağını bulmak için Çin'in Wuhan şehrine giden Dünya Sağlık Örgütü heyeti incelemelerini tamamladıktan sonra bir basın toplantısı düzenledi. Heyet salgının kaynağı olarak bir hayvana ulaşamadıklarını ve elde ettikleri yeni bulguların resmi büyük oranda değiştirmediğini açıkladı.
Resmi olarak ilk kez Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde tespit edilen corona virüsü o günden bu yana dünyayı tam anlamıyla bir kaosa sürükledi. Sosyal hayattan iş dünyasına kadar pek çok düzeni değiştiren salgın, şimdiye dek 107 milyondan fazla insana bulaşıp 2.3 milyon kişinin de hayatını kaybetmesine yol açtı.
Salgının çıkış noktasıyla ilgili ilk günden itibaren spekülasyonlar ortaya atılırken, virüsün doğal mı yoksa laboratuvar üretimi mi olduğu da çok tartışıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyeti, geç de olsa salgının başlangıcından 1 yıl sonra araştırma yapmak üzere 14 Ocak’ta Wuhan’a gitti.
Virüsün kaynağını bulmak için Çinli yetkililerle iş birliği yapan uzman heyet, yaklaşık 1 aylık sürecin ardından çalışmalarını tamamladı. Bugün basın mensuplarının karşısına geçen DSÖ uzmanları, çalışmanın sonucu hakkında bilgi verdi.
‘BULGULAR RESMİ DEĞİŞTİRMEZ’...
Araştırma sürecinde pek çok noktada incelemede bulunan ekip, daha önce kimsenin görmediği veriler elde ettiklerini söylese de kaydadeğer bir sonuca ulaşamadı. Toplantıda söz alan DSÖ ekibinden Peter Ben Embarek, virüsün ortaya çıktığı düşünülen Wuhan’daki yarasa mağaralarına işaret eden herhangi bir bulgu olmadığını söyledi.
Virüsün kaynağı olarak herhangi bir hayvanı gösteren verilere ulaşamadıklarını belirten Embarek, elde ettikleri yeni bilgilerin salgınla ilgili oluşan resmi büyük oranda değiştiremeyeceğini ifade etti. Virüsün laboratuvardan yayılmış olma ihtimalini de olası görmediklerini vurgulayan Embarek, dondurulmuş gıda zinciri ihtimaliyle ilgili ilerleyen dönemde araştırma yapılabileceğini aktardı.
ÇİNLİ YETKİLİ: YAYILIM YOK...
Öte yandan DSÖ ekibinin basın toplantısında yer alan Çin Sağlık Komisyonu’ndan Liang Wannian, corona virüsü salgınına yol açan virüsün 2019 yılında Çin’in Wuhan kentinde keşfedilmeden önce başka yerlerde de görülmüş olabileceğini söyledi. Liang, 2019 yılının sonlarından önce salgının şehirde önemli ölçüde yayılımı olmadığını savundu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 354010
TÜİK, Türkiye'nin nüfusunun 83 milyon 614 bin 362 olduğunu açıkladı...
Türkiye'de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. Erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişi olurken, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,1'ini erkekler, %49,9'unu ise kadınlar oluşturdu.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 197 bin 770 kişi azalarak 1 milyon 333 bin 410 kişi oldu.
Yıllık nüfus artış hızı 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5 oldu.
İstanbul'un nüfusu azaldı...
İstanbul'un nüfusu, bir önceki yıla göre 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye düştü. Türkiye nüfusunun %18,49'unun ikamet ettiği İstanbul'u, 5 milyon 663 bin 322 kişi ile Ankara, 4 milyon 394 bin 694 kişi ile İzmir, 3 milyon 101 bin 833 kişi ile Bursa ve 2 milyon 548 bin 308 kişi ile Antalya izledi.
Bayburt, nüfusu en az olan il oldu...
Bayburt, 81 bin 910 kişi ile en az nüfusa sahip olan il oldu. Bayburt'u, 83 bin 443 kişi ile Tunceli, 96 bin 161 kişi ile Ardahan, 141 bin 702 kişi ile Gümüşhane ve 142 bin 792 kişi ile Kilis takip etti.
Ortalama yaş 32,7'ye yükseldi...
Türkiye'de 2019 yılında 32,4 olan ortanca yaş, 2020 yılında 32,7'ye yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın erkeklerde 31,7'den 32,1'e, kadınlarda ise 33,1'den 33,4'e yükseldiği görüldü.
Çalışma çağında olan insanların sayısı arttı...
Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007 yılında %66,5 iken 2020 yılında %67,7 oldu. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı %26,4'ten %22,8'e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise %7,1'den %9,5'e yükseldi.
Açıklanan rakamlarla Alanya'nın nüfusu da belli oldu. 2019’da 328 bin olan Alanya'nın nüfusu 2020’de 333 bin 104’e yükseldi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
KAYNAK: TUIK
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 215461
Suriye'nin İdlib kentinde teröristlerin saldırısında yaralanan Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel (29) tedavi gördüğü hastanede şehit oldu...
Kayseri Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "31 Ocak 2021 tarihinde Suriye İdlib Ebu Zehir tren yolu gerginliği azaltma bölgesinde saat 18.30 sıralarında kimliği tespit edilemeyen bir araçla 3 şahsın bölgeye yaklaşarak yapmış olduğu saldırısı sonucu Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel yaralanmış, kaldırıldığı Hatay Bölge Hastanesinde kurtarılamayarak şehit olmuştur" denildi.
BAKAN AKAR'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, şehit Demirel için başsağlığı mesajı yayımladı. Bakanlığın Twitter hesabından yayımlanan mesajda Bakan Akar, "Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel; kahraman silah arkadaşımız, bugün şehit olmuştur. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah'tan rahmet; kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim" ifadesine yer verdi.
Evli olan Demirel'in bugün öğle Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde düzenlenecek cenaze töreni ardından toprağa verileceği belirtildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 415247
Tekirdağ'da da hac ve umre organizasyonu yapan bir şirketin 2013 yılında AKP İl Başkanı Ahmet Kambur'un da katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kestiği ortaya çıktı...
Ayrıca İstanbul Tuzla'da ‘Hicret parkuru’ gündeme gelmiş, eleştiriler üzerine Üsküdar’daki Kâbe maketi kaldırılmıştı.
KÂBE’Yİ PASTA YAPIP YEMİŞLER...
Öte yandan Tekirdağ’da da hac ve umre organizasyonu yapan bir şirketin ise 2013 yılında AKP İl Başkanı Ahmet Kambur’un da katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kestiği ortaya çıktı. 2015 yılında ise Tokat’ın Zile ilçesinde müftülüğün Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde üzerinde Bakara Sûresi bulunan Kuran şeklinde bir pasta yapıldığı belirtildi.
AKP’Lİ İL YÖNETİCİLERİ DE KATILMIŞTI...
Gazete arşivlerine göre, 2013 yılında hac ve umre organizasyonu düzenleyen bir firmanın açılışında dönemin Tekirdağ AKP İl Başkanı, eski Tekirdağ AKP Milletvekili ve AKP il yönetim üyesi Ahmet Kambur, eski Hayrabolu AKP Belediye Başkanı aynı zamanda Tekirdağ Yeşilay Şube Başkanı Şenol Çelikayar ve firma sahibi Ramazan Özsarı’nın katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kesildi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 398433
Meteoroloji Genel Müdürlüğü dün İzmir için kuvvetli sağanak yağış ve rüzgar uyarısı verirken, öngörülen yağış gece saatlerinde etkili oldu...
İzmir’de etkili olan sağanak nedeniyle dereler taştı, çok sayıda ev ve iş yerini su basarken, caddeler göle döndü. Trafikteki çok sayıda araç ise sular altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte etkili olan sağanak nedeniyle sosyal medya hesabından "Zorunlu olmayanlar lütfen trafiğe çıkmasın” uyarısı yaptı. İzmir Valisi de kamu çalışanlarının yarım gün izinli olduğunu duyurdu.
İzmirliler iki gündür hem depremle hem de sağanak ile mücadele ediyor. Peş peşe yaşanan depremlerin ardından İzmir'i bu kez sağanak vurdu.
Kentte gece saatlerinde başlayan ve sabaha kadar zaman zaman şiddetini artırarak devam eden sağanak, hayatı felç etti.
EV VE İŞYERLERİNİ SU BASTI...
Konak, Balçova, Karabağlar, Karaburun, Bayraklı ve Karşıyaka'da sel nedeniyle ev ve işyerlerini su bastı, yolların su ile dolması sebebiyle trafik akışı sağlanamadı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından İzmir için sağanak ve fırtına ikazının ardından gece saatlerinde başlayan ve etkisini gittikçe artıran sağanak sonrası dereler taştı, caddeler göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı. Trafikte bulunan çok sayıda araç ise sular altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, “Kent şu anda afet yaşıyor. Zorunlu olmadıkça evden çıkılmasın” uyarısı yapıldı.
TUNÇ SOYER UYARI YAYINLADI...
Soyer, bir çok noktada taşkınlar meydana geldiğini belirterek, “Çok şiddetli yağmurda Hacı Ahmet, Mehmetçik, Hıfzısıhha, Poligon, Gümüşpala, Yamanlar, Çitlenbik, Doğançay, Yahya derelerinde yer yer taşmalar var. Bu yüzden bazı cadde ve sokaklar olumsuz etkileniyor. Tüm ekiplerimiz görev başında. Zorunlu olmayanlar lütfen trafiğe çıkmasın” dedi.
VALİ: KAMU ÇALIŞANLARI YARIM GÜN İZİNLİ...
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sosyal medya üzerinden duyuru yaptı ve kamu çalışanlarının yarım gün izinli olacağını duyurdu. Vali’nin yayınladığı açıklama şu şekilde; Değerli İzmirliler, İzmir’e sekiz saatte şubat ayı ortalamasının üzerinde yağış düşmüştür. Bu sebeple birçok altgeçit ve yollar su baskını nedeniyle tıkalıdır. Lütfen mecbur olmayan vatandaşlar sokağa çıkmasınlar. Kamu çalışanları yarım gün idari izinli sayılacaktır.
ARAÇLAR SULAR ALTINDA KALDI...
Özellikle Mithatpaşa Caddesi ve Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi'nde bulunan birçok araç sağanak nedeniyle sular altında kaldı. Bazı araçlar çekici vasıtasıyla bulunduğu yerden kaldırılırken, bazı araç sürücüleri ise araçlarının içerisinde çaresizce bekledi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 163573
Gıda fiyatlarına yapılan zamlara şeker de dahil oldu...
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., bir kilogram kristal şekerin fiyatını, KDV hariç 3,57 TL’den 3,93 TL’ye çıkarıldığını duyurdu.
Yeni yılla birlikte gıda fiyatlarına fahiş zamlar yapılmaya devam ediyor. Türk Şeker tarafından yapılan duyuruya göre, bir kilogram kristal şekerin KDV hariç 3,57 TL olan fiyatını, 3,93 TL’ye çıkarıldı.
2019 yılında yapılan zamla Türkşeker’in 50 kilogramlık Polipropilen Torbadaki bir kilogram kristal şeker satış fiyatı, KDV hariç 3,57 TL’ye, KDV dahil fiyatı da 3,8556 TL’ye, tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 5,46 TL’ye, KDV dahil 6,44 TL’ye yükseltilmişti.
Yapılan açıklamada, kristal şekerin kg satış fiyatı KDV hariç 3,93 TL, KDV dahil 4,2444 TL’ye çıkarıldı. Tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 8 TL, KDV dahil 9,44 TL olarak belirlendi.
Şu an 15 fabrikada pancar şekeri üretimi gerçekleştirilen Türkşeker’in şeker zammının ardından özel sektör fabrikalarının da şeker satış fiyatlarını artırmaları bekleniyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 315469
Yeşilöz Mahallesi'ne yapılan akaryakıt depolama istasyonu, uzun zamandır çevrecilerin gündemindeydi. Tesisin büyütülmesi girişimlerine karşı dava açan çevreciler iptal kararı alındığını sevinçle duyurdu...
CHP ALANYA İÇLE BAŞKANI COŞKUN KARADAĞ KARARA SOSYAL MEDYA SAYFASINDAN TEŞEKKÜR ETTİ...
Mahkemenin verdiği karara çok sevinen CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ, sosyal medya sayfasından şunları paylaştı...
"HAK , HUKUK , ADALET
Birgün mutlaka tesis edilecek .
Azim, irade, mücadele ve doğru siyasi duruş mutlaka kazanacaktır.
YEŞİLÖZ dolum tesisinde mahkeme kazanımda emeği geçen,Tüm aktivistlere Başta
İl başkanımız Nusret Bayar’a
Antalya milletvekillerimiz
Rafet Zeybek’e Hüseyin Yıldız’a
Tüm bu süreçte davayı takip eden Avukatlarımıza, YEŞİLÖZ çevre gönüllülerine ,çevre konusunda duyarlı çevreci sivil toplum kuruluşlarına,alanya turizimcilerine,bölge halkına ve muhtarlarına,Yücel uçur’a
TEŞEKKÜR EDERİM."
Yeşilöz sahilinde denizin ortasına yapılan akaryakıt depolama istasyonu çok sayıda şikâyetle birlikte bilir kişiler tarafından incelenmişti. Doğaya ve canlılara zarar vermesiyle birlikte turizm açısında ve bölgede tarım işiyle uğraşan vatandaşları ve dolayısı ile bölge tarımını tehdit edeceği savunulan tesisle ilgili Antalya 1. İdare Mahkemesi karar aldı. Çevrecilerin, Yeşilöz Mahallesi’nde yapımı devam eden ve büyütülmesi gündemde olan dolum tesisi için mahkemeye başvurması ile başlayan hukuk mücadelesi mahkemenin 7 Ocak 2021 tarihli iptal kararı ile nihayete erdi.
Antalya 1. İdare Mahkemesi, Alanya'nın Yeşilöz Mahallesi'nde denizin içinde bulunan Aytemiz akaryakıt dolfe tesisini büyütmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verdiği Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu'nun iptali yönünde yapılan itirazı karara bağladı. Mahkeme halen denizde 900 metre açıkta gemi yanaşma dolfeni tesisi kurulu bulunan, depolama kapasitesi 66.676 m3 akaryakıt, 34.969 m3 LPG şeklinde hizmet veren Akaryakıt ve LPG Dolum - Depolama Tesisine “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi” ile 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni yapımının amaçlandığını belirterek dava konusu projenin hidrolojik ve su kaynakları, ekolojik, floristik ve faunistik değerlendirmesi ile trafik yüküne olan etkisi değerlendirildiğinde; dava konusu dolfen yapım işinin etki alanının gerekçesiz ve yeterli bilgiye dayanmadan 1000 metre olarak belirlendiği bildirdi. Olumlu hazırlanan ÇED raporunun biyolojik değerlendirmeler içeren bölümlerinde birbiri ile çelişen veriler ve değerlendirmeler bulunduğu, üretilen gözlemsel veriler ve literatür bulguları, alanı ve bölgeyi temsil edemeyecek nitelikte eksiklikler içerdiği, proje faaliyetinin ekosistem ve türlerine yönelik etki değerlendirmesi ve önlemler bakımından da yetersiz olduğunu kanaatine ulaştı. ÇED olumlu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna da ulaşıldığı belirtildi.
Yeşilöz Mahallesi’ne kurulan Aytemiz Petrol Şirketine ait dolum tesislerinin kapasite artırımına engel olmak için hem bölge halkınca oluşturulan CHP, MHP ve İYİ Parti'nin de destek verdiği platform uzun süredir hukuk micadelesi veriyordu. Platform sözcüsü Yücel Uçar, konuya sonuca değerlendirmesinde ‘Alanya kazandı. Geleceğimiz ve çevre kazandı. Firma için ititraz yolu açık ancak bizler kararın bozulmayacağına, üst mahkemenin de çevre için en doğrusuna karar vereceğine inanıyoruz’ dedi.
ANTALYA 1. İDARE MAHKEMESİ’NİN 2021/3 SAYILI KARARI ŞÖYLE:
Mahkememizce temin edilen, uyuşmazlık konusu olayı teknik ve bilimsel boyutlarıyla ele alan bilirkişi raporuna karşı müdahil şirket ve davalı idarece itirazlarda bulunulduğu, ancak yapılan itirazların bilirkişi raporunda ortaya konulan teknik ve bilimsel tespitleri kusurlandıracak mahiyette olmadığı anlaşılarak bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına heyetçe karar verilmiştir.
Bu durumda; müdahil şirket Aytemiz Akaryakıt ve Dağıtım A.Ş. tarafından Antalya ili, Alanya ilçesi, Yeşilöz Deresi mevkinde halihazırda işletilmekte olan akaryakıt dolum- depolama ve iletim tesisine ait Alanya- Gazipaşa ilçeleri arasında bulunan Yeşilöz mevkiinde denizde 900 metre açıkta gemi yanaşma dolfeni tesisi kurulduğu, tesisisin depolama kapasitesinin 66.676 m3 akaryakıt, 34.969 m3 LPG şeklinde olduğu, gemi yanaşma kapasitesinin ise 60.000 DWT olduğu, işletilen Akaryakıt ve LPG Dolum - Depolama Tesisine akaryakıt mevcut dolfen yapısı, deniz ve kara iletim hattı aracılığı ile sağlandığı, dava konusu “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi” ile 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni yapımının amaçlandığı, proje değerinin ÇED Yönetmeliğinde belirtilen eşik değerin üzerinde olduğundan ÇED süreci işletilerek “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verildiği, planlanan projeye göre yapılması planlanan tesisin 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni olduğu, proje kapsamında dolfen alanının büyütülmesinin planlandığı, kapasite artışı sonrası Yanaşma Dolfeni toplam 324,4 metre uzunluğa ulaşarak 160.000 DWT kapasiteli gemilerin yanaşabileceği bir tesis olacağı anlaşılmakla birlikte; dava konusu projenin hidrolojik ve su kaynakları, ekolojik, floristik ve faunistik değerlendirmesi ile trafik yüküne olan etkisi değerlendirildiğinde; dava konusu dolfen yapım işinin etki alanının gerekçesiz ve yeterli bilgiye dayanmadan 1000 metre olarak belirlendiği, ama etki alanının yapılan değerlendirmeye göre karada Yeşilöz mahallesi mevki, denizde ise Alanya ve Gazipaşa ilçeleri sahilleri olduğu, raporunun biyolojik değerlendirmeler içeren bölümlerinde birbiri ile çelişen veriler ve değerlendirmeler bulunduğu, üretilen gözlemsel veriler ve literatür bulguları, alanı ve bölgeyi temsil edemeyecek nitelikte eksiklikler içerdiği, proje faaliyetinin ekosistem ve türlerine yönelik etki değerlendirmesi ve önlemler bakımından da yetersiz olduğu, ek dolfen yapımı için ÇED olumlu raporunda 2014'te ilgili proje için hazırlanan “Denizel Biyoçeşitlilik Ekoloji Değerlendirme Raporu”nun ÇED raporunun ekinde yer aldığı ve söz konusu bu değerlendirme raporu ile ÇED Raporu içerisinde verilmiş olan biyolojik değerlendirmelere ilişkin bilgiler bilimsel içerik bakımından birbiri ile çeliştiği, raporda dolfen ve etki sahasıyla ilgili sağlıklı faunistik değerlendirme yapılmasına olanak sağlayacak nitelikte fauna envanter bilgilerine ve koruma stratejilerinin geliştirilmesine yönelik eylem planlarına yer verilmediği, yine olası kaza durumunda bu yakınındaki çayı ve biyolojik çeşitliliğinin korunmasına yönelik envanter bilgisi ve eylem planı da raporda bulunmadığı, proje alanının floristik yönden değerlendirilmesi kısmında şekilsel, bilimsel ve yöntemsel hatalar bulunduğu, projeden etkilenmesi muhtemel olan nadir tür/ türlerin korunmasına yönelik öneri, eylem ve stratejilere değinilmediği, tüm bu hususlar bir arada değerlendirilmesinden dava konusu 160.000 DWT gemiyanaşma dolfeni kapasite artışı projesi kapsamında eksik araştırma ve incelemeye dayalı davalı idarece verilen ÇED olumlu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; dava konusu "Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi" ileplanlanan faaliyetlerin çevresel etkileri ve alınacak önlemlerin kapsamlı bir şekilde ele alındığı, çevresel etkiler ve alınan önlemler incelendiğinde; iletim hattı ve yanaşma dolfeni yapımı sırasında özellikle
su kirliliğine ve bulanıklığa sebep olabilecek faaliyetlerden kaçınılacağı, inşaat zamanlamasının iyi seçileceği, hava kirliliği, gürültü kirliliği, su kirliliği, görüntü kirliliği bakımından taahhüt edilen önlemlere uyulacağı, 2872 Sayılı Çevre Kanunu ile ilgili yönetmelikler ve diğer mevzuat kapsamında yer alan hükümlere ve ÇED raporunda belirtilen tüm hususlara titizlikle uyulması durumunda alıcı ortama olan yüklerin çevre mevzuatı bakımından öngürülen seviyelere düşürülebileceği ve yine tesisin büyütülmesi ile gelmesi planlanan 160.000 DWT büyüklüğündeki gemilerin yanaşma ve kalkış manevra riskleri bakımından projenin "kabul edilebilir seviyede olduğu" tesisin yapı ve dizayn olarak uluslararası örneklere uygun olduğu, kirliliği önleme, kirlilik tespiti ve kirlilikle mücadele ile ilgili gerekli teknik ve hukuki önlemleri aldığı, güvenlik risklerine karşı ilgili belgelere sahip olduğu ve sorumlu kişi atandığı, 30.000 DWT ton büyüklüğünde bir geminin manevra riskleri ile 160.000 DWT boyutlarında bir geminin ilgili terminale yanaşma ve ayrılma manevra riskleri arasında önemli bir risk farkı olmayacağı, terminalde kalma süreleri arasında önemli bir süre farkının olmayacağı, terminale gelen yük miktarında ciddi bir artış yaşanmadığı sürece mevcut miktarda gelen yüklerin daha yüksek kapasiteli gemilerle getirilmesinin
mevcut duruma ilave yeni riskler ortaya çıkarmayacağı ve gemilerle tehlikeli sualtı canlılarının gelme olasılığı bulunmadığı anlaşılmakla davacıların bu yoldaki itirazlarına itibar edilmemiştir.’
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 560739
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yatırım çağrısına Class Petrol'ü kurarak ve 50 şubesi ile adım atan Naifoğlu Holding ; 250 yeni istasyon kurma kararı ile , 3 bin çalışana ve aileleri ile birlikte 15 bin insana aş-iş ve umut olacak...
DEV ADIMDA, 250 YENİ İSTASYON VE 3 BİN İSTİHDAM HEDEFİ...
Uzun yıllardır akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren Class Petrol, köklü geçmişi ve güçlü mali yapısı ile Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı sürdürüyor.
Naifoğlu Holding bünyesinde faaliyet gösteren Class Petrol, yatırım ve istihdamda gaza bastı. Mevcutta 50 istasyonu olan Class Petrol, 2023 yılına kadar bu rakamı 250'ye çıkaracağını ve 3 bin kişiye istihdam sağlamayı hedeflediğini açıkladı.
Akaryakıt şirketi Class Petrol, 2023 yılına kadar 250 yeni istasyon açacağını duyurdu. Şirket tarafından yapılan açıklamada, yatırımlara devam edildiği vurgulanarak, "Sağladığımız istihdam rakamını 3 bine çıkaracağız. Sektördeki pazar payını hızla artırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
YENİ YATIRIM VE İSTİHDAM HEDEFİ...
Class Petrol'den yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi ile ilgili yaptığı açıklamalara vurgu yapıldı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın istihdam ile ilgili 'İş dünyamız istihdam oluşturuyor, ancak yeterli görmüyorum' demesi üzerine "Biz Class markamız ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine destek oluyoruz. Her yeni istasyonumuzda onlarca kişiye istihdam sağlıyoruz. Bu rakamı her geçen gün artıracağız. Şu zorlu dönemde tüm iş dünyasının bu çağrıya destek vermesi gerekiyor" denildi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 258738
Doğu Anadolu Bölgesi'nde en soğuk yerleşim birimi, sıfırın altında 32.7 derece ile Ağrı'nın Hamur ilçesi oldu. Sibirya soğuklarının hüküm sürdüğü bölgede, birçok yerleşim biriminde gece hava sıcaklığı eksi 30 dereceyi aştı...
Doğu Anadolu'da kar yağışının etkisini kaybetmesinin ardından dondurucu soğuklar başladı.
Meteorolojiden alınan bilgilere göre, gece en düşük hava sıcaklığı, Ağrı'nın Hamur ilçesinde ölçüldü.
Termometrelerin sıfırın altında 32.7'yi gösterdiği Hamur, bölgenin en soğuk yerleşim birimi oldu.
Doğu'da dün gece ;
--Ağrı Taşlıçay -32.5,
--Ağrı merkez -31.6,
--Muş Bulanık -31.5,
--Erzurum Karaçoban eksi 31.1,
--Tekman eksi 31.2,
--Ardahan Göle eksi 30.3,
-- Muş Malazgirt eksi 30 dereceyi gördü.
İl merkezlerinde ise Ağrı eksi 31.6, Ardahan eksi 23.7, Erzincan eksi 12.7, Erzurum eksi 20, Iğdır eksi 13.4, Kars eksi 22, Muş eksi 17.1 derece olarak hava sıcaklıkları ölçüldü.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 311179
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, soğuk kış günlerini sokakta geçirmemeleri için korumaya alınan evsiz vatandaşları, Florya’daki kampta ziyaret etti. İmamoğlu ile kamp sakinleri arasında ilginç diyaloglar yaşandı. İmamoğlu, bir kamp sakininin, “İnşallah sizi, ileride cumhurbaşkanı olarak da görmeyi isteriz. Umudum benim, o şekilde” sözlerini, “Benim umudum ne biliyor musun şu anda: Bir; burada sağlıklı olmanız. İki; size kalıcı bir çözüm bulmamız. Çalışacağız; siz de çaba göstereceksiniz. Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” şeklinde yanıtladı...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, soğuk kış günlerini sokakta geçirmemeleri için korumaya alınan evsiz vatandaşları, Florya’daki kampta ziyaret etti. İkişer kişilik kulübelerde kalan bazı vatandaşlarla sohbet eden İmamoğlu, onlardan gelen sorunları ve talepleri dinledi. İmamoğlu, gelen istekleri, kendisine tam kadro eşlik eden İBB üst yönetimine iletti. İmamoğlu ve kamp sakinleri arasında ilginç diyaloglar da yaşandı. İmamoğlu, bir kamp sakininin, “Her şey çok güzel olacak ve oldu da. Ben, sizi sürekli takip ediyorum. Her şeyiniz mükemmel. İnşallah sizi, ileride cumhurbaşkanı olarak da görmeyi isteriz. Umudum benim, o şekilde. İnşallah siz bizim fenerimizsiniz” sözlerini, “Benim umudum ne biliyor musun şu anda: Bir; burada sağlıklı olmanız. İki; size kalıcı bir çözüm bulmamız. Çalışacağız; siz de çaba göstereceksiniz. Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” şeklinde yanıtladı.
“AMACIMIZ KALICI ÇARE BULMAK”...
İmamoğlu, kamp ziyaretini ise şu sözlerle değerlendirdi:
“Soğuk kış günleri, ister istemez İstanbul’da evsizler, evine gidemeyen insanlar oluşturuyor. Buna çözüm bulmak adına, kış hizmetleri kapsamında belli noktalarda ihtiyaç gideren merkezlerimiz var. Burası da Florya’daki aslında engelli kampımız. Yenilemeyle ilgili bir proje hazırlığımız vardı. Mevcut engelli kampını, buradaki evsizlerin bu dönemi geçireceği alana dönüştürdü arkadaşlarım hızlıca. Burada şu an 100’ün üzerinde evsiz konuğumuz var. Bu ihtiyacı geliştireceğiz. Kalıcı bir merkez oluşturma konusunda arkadaşlarımın düşüncesini hızlıca harekete geçirmek adına bir çalışma yürüteceğiz. Ama burada esas olan; evsizleri her kış misafir etmek değil, evsizlere kalıcı çare bulmak. Orada da başta iş imkanı yaratmak konusunda, çaresiz yurttaşlarımıza, istihdam ofislerimiz üzerinden bir çalışma sürdürecekler. Kaldı ki, buradaki yetkili arkadaşlarımız, şu kısacık zaman diliminde bile 4-5 arkadaşımıza iş imkanı buldular bizim aracılığımızla. Bunu büyütmemiz lazım. İstanbul’da, özellikle evsizler bölümünde sayıyı artıran bir de mülteci sayısı var. O da ayrı bir kaygı veren durum. İşin içine mülteci girince, orada başka hukuki zeminler devrede oluyor. Hem kendi vatandaşımız hem sokakta yatan diğer misafirlerimiz konusunda azami ilgiliyiz. Bu konuda valiliğimizle sıkı bir dayanışma içindeyiz. Sayın Vali’mizle bu konuyu eşgüdümlü, senkronize yürütme konusunda karar almıştık. Öyle de gidiyor. Orada da bizim kurumuzda da emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”
ÇOCUKLARA SPOR MALZEMESİ SÖZÜ...
İmamoğlu, değerlendirmelerinin ardından, bölgede bulunan Çocuk Destek Merkezi’ne de kısa bir ziyaret gerçekleştirdi. İmamoğlu ve ekibiyle bir araya gelen çocuklar ve merkez görevlileri, İBB’den taleplerini dile getirdi. İmamoğlu, yanında bulunan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar’a, öncelikli olarak gelen spor malzemesi talebinin karşılanması konusunda talimat verdi. İBB’nin Florya’daki kamp merkezinde 100, Esenyurt tesislerinde 154, Kayışdağı tesislerinde ise 26 evsiz barındırılıyor. 49 kadın evsiz ise, İBB tarafından çeşitli otellere yerleştirildi. Şu ana kadar 2020/21 kış sezonunda, toplam 1353 kişi, İBB tesislerinde ve otellerde bakım hizmeti almış oldu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208854
Ege Denizi'nde İzmir açıklarında 3.9 ve 4. 5 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. AFAD yaptığı ilk açıklamada, 'Gelişmeleri takip ediyoruz' ifadelerini kullandı. Saat 05.56'da Seferihisar açıklarında 3.7 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi...
Ege Denizi'nde, İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi...
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinden yapılan bilgilendirmeye göre deprem, saat 02.37'de ve 6,91 kilometre derinlikte gerçekleşti. Öte yandan saat 02:28'de 3.9 bir deprem daha kaydedildi.
Depremin merkez üssünün Seferihisar'a uzaklığı 21,44 kilometre olarak ölçüldü.
AFAD AÇIKLAMA YAPTI...
AFAD yaptığı açıklamada, "Ege Denizi'nde İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında saat 02.37'de 4,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Gelişmeleri takip ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 372101
NASA, paylaştığı haritada, Türkiye'deki kritik durumu ortaya koyarken, yer altı sularının seviyeleri hakkında uyarıda bulundu...
Türkiye'de geride bıraktığımız 2020'nin son aylarında, yağış oranları neredeyse her ay ortalamanın altında kalırken, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nden (NASA) yeni bir Türkiye paylaşımı geldi.
NASA bu defa Türkiye'nin yer altı su rezervlerini gösteren bir harita yayınladı.
Gravity Recovery and Climate Experiment Follow On (GRACE-FO) uydularıyla 11 Ocak 2021 itibarıyla Türkiye'deki yer altı sularının durumu hesaplandı.
Yayınlanan karedeki mavi kısımlar, normalden fazla su olan bölgeleri, kırmızı ve turuncu renkteki kısımlar ise normalden az su olan bölgeleri gösteriyor.
Dünya genelinde büyük zorluklarla atlattığımız 2020 yılından sonra 2021 yılı da Türkiye için pek parlak başlamadı. Ülkemizdeki birçok şehrin barajının doluluk oranı kritik seviyelere düştü. Ülkenin en kalabalık şehir olan İstanbul'da barajların doluluk oranı son 15 yılın en düşük seviyesine ulaştı.
2020'nin ikinci yarısında Türkiye'de yağış oranları neredeyse her ay ortalamanın altında kaldı. Ekim ile aralık ayları arasındaki yağışlar, 1981 – 2010 yılları arasındaki ortalamaya göre %48 daha düşüktü. Ancak Türkiye'de kuraklık çanlarının çalmasına sebep olacak olan tek şey barajların doluluk oranı değil, aynı zamanda yer altı suları da olacak.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 487045
Türk sinemasının unutulmaz yıldızı Kemal Sunal; oynadığı filimler ve çizdiği karakterler ile her zaman Türk milletinin yüreğinde ki yerini koruyor...
Oynadığı filimler binlerce kere izlense de hala bizleri güldürüyor ve bazen de hüzünlendiriyor ve düşünceye sevk ediyor.
10 Kasım doğum günü olduğu için, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümüne denk gelen bu günü doğum günü olarak kabul etmeyen Kemal Sunal: " Aslen 10 Kasım doğumluyum, ama Atam'ın vefat ettiği günde doğum günü kutlayamam, sevinemem, gülemem. 11 Kasım doğum günümdür" diyecek kadar Atatürk-Vatan ve Cumhuriyet sevdalısı asil yürekli bir adam dı Kemal Sunal.
Kemal Sunal'a dair anlatılan bir anı ise ,insanlığın neresinde olduğumuzu sorgulamamız gerektiğini bir kere daha hatırlatıyor...
EMEL SAYIN ANLATIYOR..
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini cekiyoruz. Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli'de oturuyorum. Kemal, benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti. Ben baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor; üç kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü,sonra bir bankta bir adam yatıyordu. Kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım. Sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm...
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım: 'tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim.
'Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana..' dedi.
Teşekkür ettim.
Az ilerdeki lokantaya gittim: 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?'dedim. tanımadılar beni: 'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağolsun, onların yemek masrafını öder...'
dedi..
Ertesi gün Kemal'in yanına gittim.
'Sen ne güzel bir adamsın ya..'
dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
'Ölme sen benden önce..' dedim, ama dinletemedim...
Halkla bütünleşmiş sanatçıydı Kemal Sunal. Mekanı Cennet olsun.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 213269
AFAD'ın yaptığı son dakika açıklamasına göre, Muğla'da korkutan bir deprem meydana geldi...
Muğla'nın Datça ilçesinde bu sabah saatlerinde 4.0 büyüklüğünde korkutan bir deprem meydana geldi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 352394
Orhan Uğuroğlu bugün kü köşe yazısında, bebek mamalarına kilit konulması üzerinden AKP'yi sert bir dille eleştirdi...
AKP'ye mama tepkisi! Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu bugünkü köşe yazısında, bebek mamalarına kilit konulması nedeniyle hükümeti eleştirdi.
"KOCAMAN BİR YUH OLSUN"...
Bebek mamalarına kilit koyulmasını AKP'nin utanç tablosu olarak niteleyen Orhan Uğuroğlu, "Marketler kilosu 200 liraya yükselen bebek mamaları çalınmasın diye kilitli, alarmlı kutulara kotmuşlar. Bir anne düşünün bebeğine mama alacak parası yok. Ve anlaşılan o ki mamalar marketlerden çalınıyor. Marketler de bebek mamaları çalınmasın diye alarmlı kutulara koyuyorlar. Yüz kızartıcı bir durum bu… Hem AKP iktidarı için hem de ekonomiyi yöneten kadrolar için bundan daha büyük yüz kızartıcı bir örnek olamaz. "Bebek mamasına alarm takılıyorsa ki takılıyor, kocaman bir yuh olsun." değerlendirmesinde bulundu.
"ASKIDA MAMA KAMPANYASI BAŞLASIN"...
Öte yandan, diğer partilere askıda mama kampanyası başlatılmasını öneren Orhan Uğuroğlu, "Askıda mama uygulaması başlatsınlar, Bu çocuklarımız sağlıklı büyüsünler, Anneler, babalar bebeklerine mama çalmak zorunda kalmasınlar…" dedi.
İşte, Orhan Uğuroğlu'nun bugünkü yazısı;
AKP'nin utanç tablosu: Bebek mamasına kilit
Enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve yaşamın acımasız zorlukları kuşku yok ki aileleri olumsuz etkiliyor ama en çok da anne ve babaları üzüyordur.
Çarşı- pazar fiyatları Yeniçağ web sayfasında her gün "zamlı fiyatlarla" yer alıyor, gazetemizin manşetleri de ekonominin acımasız yüzünü ortaya çıkarıyor.
Bir haber dikkatimi çekti ki içim acıdı, yüreğim yandı, zihnim allak bullak oldu.
Marketler kilosu 200 liraya yükselen bebek mamaları çalınmasın diye kilitli, alarmlı kutulara kotmuşlar.
Bir anne düşünün bebeğine mama alacak parası yok.
Ve anlaşılan o ki mamalar marketlerden çalınıyor.
Marketler de bebek mamaları çalınmasın diye alarmlı kutulara koyuyorlar.
Yüz kızartıcı bir durum bu…
Hem AKP iktidarı için hem de ekonomiyi yöneten kadrolar için bundan daha büyük yüz kızartıcı bir örnek olamaz.
Bebek mamasına alarm takılıyorsa ki takılıyor, kocaman bir yuh olsun. Şu fotoğrafa bakın:
Vallahi Billahi; Vicdanım sızladı.
Bebeğini besleyemeyen anneciğinin, mama çalan babacığının psikolojisini düşünebiliyor musunuz?
Ülkemizin içine düşürüldüğü ekonomik krizin, işsizliğin ne tür sosyal yaralar açtığını hissedebiliyor musunuz?
Millet İttifakının paydaşları;
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
- Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,
- Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal
Sizlere önemli bir çağrım var.
Başta üç büyük ilimizin belediye başkanları; Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Tunç Soyer olmak üzere Millet İttifakının tüm başkanları;
- Askıda mama uygulaması başlatsınlar,
- Bu çocuklarımız sağlıklı büyüsünler,
- Anneler, babalar bebeklerine mama çalmak zorunda kalmasınlar…
***
Değerli okurlarım,
"Tok açın halinden anlamaz" derler,
Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhiselam (SAV) der ki;
"Komşusu açken tok olarak geceleyen kişi mümin değildir."
Bebek mamasının bir kilosu 200 lira olmuş mamayı nasıl alsın bu insanlar?
Bu durum inanılmaz bir şey, sosyal devlet anlayışının iflas ettiğinin acı gerçeğidir.
Nerede sosyal devlet?
Bebeğini beslemek için mama çalmak zorunda kalan anneler varsa bu ülkede sosyal devlet anlayışına yazıklar olsun.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 316167
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde düzenlenen silahlı, sopalı saldırının ardından bir saldırı da Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu'na gerçekleştirildi...
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, evinin önünde arabasına bineceği sırada arkadan gelen 3 kişilik bir grubun saldırısına uğradı.
Yeniçağ gazetesinin haberine göre; Saldırganların 34 plakalı bir araba ile geldiği iddia edildi. Emniyette ifade veren Uğuroğlu'nun sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
GELECEK PARTİLİ ÖZDAĞ'A SALDIRI...
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a da evinin önünde silahlı, sopalı saldırı düzenlenmişti. 5 kişilik bir grubun gerçekleştirdiği belirtilen saldırının ardından Özdağ'ın hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştı.
Olayı Twitter hesabında duyuran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, "Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ Abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur. Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir" demişti.
DAVUTOĞLU: SIRADA KİM VAR?
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da aynı gün içinde yaşanan iki saldırıya tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Selçuk Özdağ, Orhan Uğuroğlu… Sırada kim var?
Vatandaşının can emniyetini sağlayamayan iktidar görevde kalamaz! Yetkilerinizi mafyaya mı devrettiniz?
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
Mardin seyahatimi yarıda keserek Parti Başkanlık Kurulumuzu olağanüstü toplamak üzere Ankara’ya dönüyorum."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 585285
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlenmesine ilişkin açıklama yapan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, "Ülkedeki olumlu olumsuz her gelişmeden sorumlu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Kendisinden açık ve net açıklama bekliyoruz" dedi...
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlenmesine ilişkin açıklama yaptı.Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:
"Türkiye'nin en tanınmış siyasetçilerinden birine, FETÖ konusunda en kapsamlı siyasetçiye saldırı olmuşsa biz buna siyasi terör deriz. Ülkedeki olumlu olumsuz her gelişmeden sorumlu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Kendisinden açık ve net açıklama bekliyoruz."
"HİÇBİR MAZERET KABUL ETMİYORUZ"...
Silahlı saldırıyla ilgili bugün açıklama bekliyoruz. Kamera kayıtları nerede? Hiçbir mazeret kabul etmiyoruz. Saldırıda piyon olarak kullanılanlara sesleniyoruz. Çıktığımız yoldan geri yoldan adım atacağımızı düşünüyorlarsa yanılıyorlar.
"GERİ ADIM ATMAYIZ"...
Hiçbir şekilde üstü örtülemeyecek, suskunlukla karşılanamayacak bir siyasi terörle karşı karşıyayız. Biz bir yola çıktık mı kararlılıkla çıkarız. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, ister terör örgütleri isterse bu şekilde mafyavari çete örgütleri bilsinler ki son nefesimize kadar hukuk mücadelemizi verir ve geri adım atmayız.
"MİLLETİN KADERİ İÇİN HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ VERMİŞ BİR KADROYUZ"...
Biz hayatımızın her aşamasında her safhasında gençliğimizden bu yana; bu ülkenin, milletin kaderi, geleceği için her türlü çabayı, emeği ortaya koyduk. Biz, bilim hayatında, siyasi hayatta ki Selçuk Özdağ aynı zamanda bir akademisyendir, bilim insanıdır; her türlü mücadeleyi vermiş bir kadroyuz.
"BU KADRO ÇIKTIĞI YOLDAN GERİ DÖNMEYECEKTİR"...
Aziz milletim merak etmeyiniz, bu kadro çıktığı yoldan geri dönmeyecektir. Ankara'nın ortasında siyasi terör saldırısına kalkışanlar ve Türkiye'nin insan hakları alanındaki kazanımlarını tehdit edenlerin her türlü karşısında dimdik duracağız"
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 695637
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde silahlı saldırı düzenlendi...
Hastaneye kaldırılan Özdağ'ın parmaklarında kırık meydana gelirken, kafasına 15 dikiş atıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a cuma namazına gitmek için evinden çıktığı sırada silahlı bir grup tarafından saldırı düzenlendi.
Olayı Twitter'dan duyuran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, "Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ Abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur. Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralanan Özdağ hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. 5 kişi oldukları öğrenilen saldırganlar ise olay yerinden kaçtı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve eski Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, cuma namazına gitmek üzerine evinden çıkarken silahlı ve sopalı beş kişinin saldırısına uğradı. Silah doğrultulan ve sopalarla dövülen Özdağ’ın sol eli ve bir parmağı kırıldı Özdağ, saldırıyı anlatarak, şunları söyledi:
“Cuma namazına gidiyordum. Kapıdan çıkarken soluma baktım, bir erkek var. Şahıs telefonla görüşüyor. Anladım işi. Arabaya yürüdüm. Şoförüm arabadaydı. Kar yağıyordu. Arkamdan iki kişi bacaklarıma sopayla vurdu düşeyim diye, düşmedim. Döndüm. Biri kafama vurdu sopayla. Boğuşmaya başladık. Onlar sopalarla vuruyor, ben yumruklarla… Beş kişiydiler. İkisi sopalarla vururken, biri silah tutuyordu. Silah çekersem belki ateş edecekti. Ben silahlı değildim, silahım arabadaydı. Sonra biri daha silah çekti. Beşincisi de sopayla kenarda bekliyordu. Kafamdan kanlar akmaya başladı. Yumruklaşmaya başladım iki kişiyle. O sırada sol elim kırılmış. Baktım, gözlerim görmüyor. Yine saldırdılar.”
Araçtan inmesin diye şoförüne de silah doğrultulduğunu kaydeden Özdağ, “Organize bir hareket. Şoförüm silahla çıkınca kaçtılar. İki el silah sıktı şoför. Çok kan kaybediyordum. Bunların peşinden koşacaktım. Şoför ‘hastaneye gidelim’ dedi” şeklinde konuştu.
Saldırganların genç ve yüzlerinin açık olduğunu kaydeden Özdağ, “Saldırırken hiçbir şey konuşmadılar. Yalnızca biri diğerine ‘Silah çek’ diye bağırdı” diye ekledi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 595708
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, atık soğanları toplayan kadınları gösteren SÖZCÜ'nün manşetiyle iktidara seslendi. "Gerçek gündem bu, Saray'ın gündeminde ne var?" diyen Kılıçdaroğlu, manşetteki fotoğrafın Türkiye'nin halini gösterdiğini söyledi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesi bir basın toplantısı düzenledi. İktidara seslenen Kılıçdaroğlu, “Yapay gündemler ayrı, gerçek gündemler ayrı” diyerek, SÖZCÜ’nün “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana!” başlıklı bugünkü manşetini gösterdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
– Bu tablo doğru mu? Doğru. Türkiye’de mi? Türkiye’de. Tarih doğru mu? Doğru. Fotoğraf doğru mu? Doğru. 21. yüzyılın Türkiye’sinde çekildi. Atık soğanlardan, çürüklerden acaba bir iki tane bulabilir miyim diye, kadınlar evlerine mutfak malzemesi çıkarmaya çalışıyorlar. Bu gerçek gündem iktidarın gündemi midir? Saray’ın gündemi bununla ilgili midir?
ÇÖPTEN YİYECEK TOPLAYAN KADINLARIN SORUNUNU ÇÖZ...
– Sen CHP’nin İstanbul İl Başkanı’yla uğraşacağına işsizlik sorunu nasıl çözülür diye kafa yorsana. Sen benimle uğraşacağına çöpten yiyecek toplayan kadınların sorunu nasıl çözülür diye uğraşsana. Bakıyor bütün çocuklarının hepsinin işi gücü iyi. Memleketin sorununu Millet İttifakı olarak biz çözeceğiz. Kul hakkı yemeyeceğiz, kul hakkı yedirmeyeceğiz.
BEN DE SANA 1 PARALIK DAVA AÇIYORUM...
– Kendisine ‘sözde cumhurbaşkanı’ dedim diye çok alınmış. Bremen mızıkacıları gibi çıktılar hep beraber saldırıyorlar, ‘acaba bir yapay gündem oluşturabilir miyiz?’ diye. Yaratan sensin kardeşim. Milleti açlığa mahkum eden sensin kardeşim. O nedenle ben sana ‘sözde cumhurbaşkanı’ diyorum ve söylemeye devam ediyorum. 1 milyon TL tazminat davası açmış. Ben de onun hakkında 1 paralık açıyorum. Değeri o kadar çünkü. Dolarla da açabilirdi.
İKTİDAR, DEVLETİ ÇÜRÜTMEYE BAŞLATTI
– Saray, Türkiye'yi görmüyor. Türkiye'nin gerçeklerinden tamamen kopmuş durumda. Esnafın ne derdi var bilmiyor. Hangi AK Parti milletvekili TBMM kürsüsünde esnafın şu derdi var dedi. Hiçbiri.
– Türkiye'nin gerçek gündemi bu. Bu gerçek gündemi görmeyen iktidar, devleti çürütmeye başladı. Her parti meclisi üyesinin bunu bilmesi ve anlatması lazım. TÜİK 2021 yılında işsizlik azaldı diye açıklama yaptı. Tam komedi. Orada görev yapanlar siz gerçekleri görmüyor musunuz? Milyonların açlığını sefaletini görmüyor musunuz?
NEDEN ‘SÖZDE’ DİYORUM, DOKUZ MADDEDE ANLATAYIM
Seçim, kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz bu gerçeğin bilinmesi lazım. Cumhurbaşkanı olması için TBMM’de Anayasa’nın 103. maddesinde yer alan yemini okumanız lazım. Yemini edeceksin, o yemine sadık kaldığın sürece 83 milyonun cumhurbaşkanısın, kimse buna itiraz edemez. Kişi seçime girdi, seçimi kazandı, yemin metnini okudu ve cumhurbaşkanı oldu itiraz eden oldu mu? Hayır.
Bu yemine sadık kaldı mı? Özellikle MHP’ye, AKP’ye oy veren değerli kardeşlerimin dinlemesini isterim. Neden ‘sözde’ diyorum? Madde madde sayacağım.
– Türkiye’nin şan ve şerefini korumak: Süleyman Şah türbesini kim kaçırdı? Kim kendi toprağından kaçtı ve terör örgütüne teslim etti? Bunu teslim eden adamın Türkiye’nin şan ve şerefini koruduğunu düşünüyor musunuz? Hani sen yemin etmiştin?
ASLINDA DAHA AĞIRINI HAK EDİYOR
– Cumhurbaşkanı temsil ettiği ülkenin bayrağının şanını şerefini korur. Herkese eşit mesafededir: Trump kendisine ‘aptal olma’ diyor. Erdoğan çıkıp “Sen bana aptal olma diyemezsin” dedi mi? Demedi. ‘Aptal olma’ diye Türkiye Cumhuriyeti’ne söylüyor aslında. Ben buna ‘sözde’ demeyeyim ne diyeyim? Aslında daha ağırını hak ediyor.
HER GELENİN TOKATLADIĞI ÜLKEYE DÖNDÜRDÜN
– Taç giyen baş akıllanır. Düşünerek konuşması lazım. Bir telefon, bir tehditle papazı (Rahip Brunson) teslim etti, Oval Ofis’e gönderdi. Bu mudur Türkiye’nin şan ve şerefini korumak?
– Suriye’de 36 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya’ydı. Erdoğan koşa koşa Putin’e gitti. Kapısında dakikalarca bekletildi. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak? Benim ağrıma gidiyor bu. Her gelenin tokatladığı bir ülke haline döndürdün sen.
“ARAŞTIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ” DİYEMEDİN
– İçeride aslan kesiliyor, güzel, kesilsin. “Erdoğan bak bizi kızdırma, senin mal varlığını araştırırız” dediler. Ne demek bu? “Benim mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz” demesi lazımdı. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak?
– Akdeniz’in ortasında bizim bir gemimizi arıyorlar. Dört saat ulaşılamıyor. Bir Allah’ın kulu çıkıp “Bizim gemimizi arayamazsınız” diyemiyor. Sen mi koruyorsun Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini? Kimsin sen?
SAHTEKARLIĞA PRİM VEREN ADAM
– Sen Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş, işgal etmişsin. Yeminini tutmuyorsun. Sahte diplomalı adamı alıyorsun kamu bankasının yönetim kuruluna atıyorsun. Sahtekarlığa prim veren adam cumhurbaşkanı olabilir mi ya? Sahtekarlığa ses çıkarmazsanız o suça ortaksınız demektir.
BİR CUMHUBAŞKANI ŞEHİTLER İÇİN TOPLANAN PARAYA ÇÖKER Mİ?
– 15 Temmuz oldu, bağış kampanyası açtınız. Bir ülkenin cumhurbaşkanı şehitler için vatandaşın verdiği paraya çöker mi ya? Hâlâ vermiyorlar parayı. Ettiğin yemini tutmuyorsun sen. Sonra da kalkıp bana milli dayanışmadan söz edecekler. Sen onları benim külahıma anlat.
SANA CUMHURBAŞKANI DEMEK HATA
– Bana çıkıp bir Allah’ın kulu söylesin, bir ülkenin en tepe noktasında olan kişi dünyanın hangi ülkesinde rüşvet alan birisini Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmek üzere büyükelçi olarak atar? Şan ve şerefi ayaklar altına aldınız. Ben isyan etmeyeyim de kim etsin?
– Sana cumhurbaşkanı demek hata. Sen AK Parti’nin genel başkanısın. Sayın Erdoğan senin için namus ve şeref hangi anlama geliyor? Namus ve şeref için bütün dünya mücadele eder.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 204259
Ankara’da dün gece saat 22.55’te deprem meydana geldi. Depremin şiddeti richter ölçeğine göre 4.5 olarak açıklandı...
Başkent Ankara bu gece yarısı depremle sarsıldı. AFAD’dan yapılan açıklamada depremin 4.5 richter şiddetinde meydana geldiği ve merkez üssünün Kalecik ilçesi olduğu belirtildi. Kandilli Rasathanesi ise depremin 4.7 şiddetinde meydana geldiğini kayda geçti.
Deprem saat 22.53 sıralarında merkez üssü Kalecik ilçesi Eskiköy bölgesinde ve yerin 7,7 kilometre derinlikte meydana geldi. Ankaralıları tedirgin eden depremle ilgili ilk açıklamayı Ankara Valisi Vasip Şahin yaptı. Twitter resmi hesabı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
Saat 22:53’te ilimiz Kalecik ilçesi merkezli (AFAD verilerine göre) 4,5 şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Şu ana kadar Kalecik Kaymakamlığına ve Valiliğimize intikal eden can veya mal kaybı bulunmamaktadır. Gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir.
Vasip Şahin, Ankara Valisi
AFAD ve Kandilli Rasathanesinden depremle ilgili son revizenin yapılması bekleniyor.
Öte yandan deprem sonrası ilk artçılar da richter ölçeğine göre 2.8 ve 2.0 şiddetinde yine Ankara’nın Kalecik ilçesinde meydana geldi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 219740
Diyarbakır'ın Lice ilçesi kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik şehit oldu. İçişleri Bakanlığı, 2 jandarma personelinin yaralandığını açıkladı...
İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada bir jandarma personelinin ağır yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı. Bakanlık, 2 jandarma personelinin de yaralandığını duyurdu.
Bakanlığın açıklamasında “Şehidimize Allah’tan rahmet, aziz milletimize, kederli ailesine ve kahraman Jandarmamıza başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Söz konusu bölgede operasyon devam etmektedir” denildi.
MALATYA’YA ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ...
Şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik’in şehadet haberi, merkez ilçe Yeşilyurt’a bağlı Özalper Mahallesi’nde oturan babası Latif ile anne Aynur Çelik’e askeri yetkililer tarafından verildi.
Acı haberi alınca sinir krizi ve baygınlık geçiren şehit yakınlarına, hazır bekletilen sağlık görevlileri müdahale etti. Şehidin evine Türk bayrakları asıldı.
Ebru Çelik ile evli olan ve 2017 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik’in cenazesinin yarın öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
MALATYA VALİLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA...
Konuya ilişkin Malatya Valiliği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
* 09 Ocak 2021 günü Diyarbakır İli Lice Kırsalında icra edilen Terörle Mücadele Harekâtı sırasında BTÖ mensuplarıyla çıkan silahlı çatışmada ağır yaralanan İlimiz Yeşilyurt ilçesi nüfusuna kayıtlı J. Uzm. Çvş. Mehmet Çelik sevk edildiği Diyarbakır Dicle Üniversitesi hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.
* Şehidimize Cenab-ı Haktan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabrı cemil diliyoruz. Malatyamızın ve Milletimizin başı sağ olsun
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK MSB , Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 341202
Coronavirüs tedbirleri kapsamında hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması saat 21.00 itibarıyla başlıyor...
56 saat sürecek kısıtlamayla ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ''Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde (Cumartesi-Pazar) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, çiçekçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir.'' ifadeleri kullanıldı.
İçişleri Bakanlığı, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı hafta sonu, market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilerin 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacağını, online sipariş firmalarının da cuma, cumartesi ve pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceğini duyurdu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, hafta sonlarına yönelik uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının altıncı uygulamasının bugün saat 21.00'de başlayıp, pazartesi günü sabah 05.00'de sonlanacağı belirtildi. Daha önce çıkarılan genelgede sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde vatandaşların temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamaları için gerekli tüm tedbirlerin alındığı belirtilerek şöyle denildi:
"Bu kapsamda; market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve çiçekçiler bugün saat 20.00’ye kadar, cumartesi ve pazar günleri ise 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacaktır. Yine belirtilen süre içerisinde marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar, kuruyemişçiler ve çiçekçiler telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebileceklerdir.
Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri ise bugün saat 20.00’ye kadar paket servis, gel-al şeklinde, 20.00-24.00 saatleri arasında ise sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterecek olup bu işyerleri cumartesi ve pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerine devam edebileceklerdir.
Cumartesi ve pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır. Online sipariş firmaları da cuma, cumartesi ve pazar günlerinde 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceklerdir. Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, çiçekçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir."
Açıklamada ayrıca, sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı düşüncesiyle temel ihtiyaç malzemesi temini amacıyla fırın, market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerlerinde yoğunluğa sebep olunmasına gerek bulunmadığı belirtilerek, "Bu nedenle vatandaşlarımızdan sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı saat olan 21.00’den önce evlerinde/ikametlerinde olacak şekilde hareket etmelerini, başta büyükşehirlerimiz olmak üzere trafikte oluşabilecek yoğunluklar göz önünde tutarak gerekli tedbirleri almaları hususunu bir kez daha istirham ediyoruz" denildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 115865
KÜRESEL Gazeteciler Konseyi (KGK) '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında, pandemi sürecinde riskli meslek grupları arasında yer alan gazetecilerin öncelikli aşılama programına dahil edilmesini istedi.
Genel Başkan Mehmet Ali Dim imzasıyla yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
"10 Ocak 1961’de kabul edilen 212 sayılı yasa ile gazetecilere verilen haklar yıllar içinde kısmen geri alınmış olsa da, geleneksel olarak kutlanagelen '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' gazetecilik mesleğinin sorunlarının tartışıldığı ve pandemi öncesi bir araya gelerek kutlamaların yapıldığı bir gün olması nedeniyle anlamlıdır. 10 Ocak 1961’de yürürlüğe giren ve çalışan gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarını güvence altına alan 212 sayılı yasa, gazetecilerin patronlara bağlı kalmadan özgürce ve sadece toplumun yararlarını gözetecek şekilde mesleklerini yapmalarına imkan sağlıyordu.
Ancak aradan geçen yıllar içinde medya sektöründe yaşanan gelişmeler ve tekelleşme süreci sonucunda bugünkü duruma gelindi. Bizim açımızdan sevindirici olan, Anadolu'da son derece dinamik, etkin, ahlaki ve etik değerlere sonuna kadar bağlı, seviyeli ve kaliteli bir medyanın bulunmasıdır.
Pandemi sürecinde riskli meslek gruplarının ön sıralarında yer alan ve geçen yıl Covid-19 kaynaklı 20'yi aşkın kaybı olan biz gazetecilerin beklentisi öncelikli aşılama programına dahil olmaktır. 10 Ocak'ta bu konuda müjde beklediğimizi vurgulamak isterim.
10 Ocak vesilesiyle tekrar vurgulamamız gereken konulardan biri, meslektaşlarımızın ve Türk medyasının dijital çağa ayak uydurmasının hayati önemidir. Bu noktada KGK olarak meslektaşlarımıza katkı ve destek vermek üzere yürüttüğümüz çalışmalar her ne kadar pandemi nedeniyle sekteye uğramış olsa da, şartlara uygun olunca çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şu ana kadar dijital çağa uyumu ihmal eden, erteleyen meslektaşlarımız ve medya kuruluşlarımız açısından 10 Ocak'ın yeni bir milat olmasını diliyoruz.
10 Ocak'taki talep ve beklentilerimiz arasında Yargı Reformu Taslağı’nın bir an önce yasalaşması, böylece artık gazetecilerin yazdıkları köşe yazıları ve haberler nedeniyle hapis cezası riskiyle karşı karşıya kalmamaları, gazetecilerin can güvenliği başta olmak üzere Anayasa güvencesi altında olan basın özgürlüğü gibi kavramların korunması, gazetecilerin yaşam standardı ile gelir düzeylerinin yükseltilmesi ve Anadolu medyasının yaşadığı mali sorunların aşılması noktasında destek verilmesi de vardır.
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımın geleneksel Gazeteciler Günü'nü kutlar, sağlıklı günler dileriz. Ayrıca pandemi sürecinde kaybettiğimiz meslektaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet dilerken, onları asla unutmayacağımızı vurgulamak isteriz."
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 474210
Boğaziçi Üniversitesine Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki gösteren Eğitim Sen: "Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz"denildi...
Boğaziçi Üniversitesine eski AKP milletvekili aday adayı Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki gösteren Eğitim Sen, "Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz" çağrısı yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada "Söz konusu atamayı kayyum olarak niteleyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin demokratik tepkisine polisin sert müdahalesi gecikmedi. Atanan Rektör Melih Bulu ve polisin ilk icraatı ise kampüse girmek isteyen öğrencileri engellemek amacıyla (!) kampüs kapılarına kelepçe vurmak oldu" hatırlatmasında bulunuldu.
"GÖZALTILAR, İKTİDARIN ÖĞRENCİLERİ SUSTURMAK İÇİN YÜRÜTTÜĞÜ POLİTİKANIN SONUCUDUR"...
Rektörlerin üniversite bileşenlerince seçilmesi yerine, üniversiteye kayyum atanmasını tercih eden ve bu tercihinde ısrarcı olan iktidarın, üniversitelerdeki demokratik, muhalif, eleştirel düşünceye karşı tavrının dün tüm açıklığıyla gözler önüne serdilği vurgulanan açıklamada, bugün de erken saatlerde çok sayıda öğrencinin gözaltına alındığı anımsatıldı.
Açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2018 yılının Mart ayında Boğaziçi Üniversitesinde hükümetin politikalarına destek veren ve bu politikaları eleştiren öğrenciler arasında yaşanan gerginlik üzerine “Meydanı teröristlere bırakmayacağız” dediği ve muhalif öğrencilerin hızla gözaltına alındığı vurgulandı.
Bugün öğrencilerin gözaltına alınmasının da siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olduğu aktarıldı.
"TEK ADAM REJİMİNİN VE REKTÖRLERİNİN ÜNİVERSİTE TAHAYYÜLÜ BUDUR"...
Açıklamada "Türkiye üniversiteleri AKP elinde cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkûm edilen, öğrencileri gözaltına alınan yerlere dönüştürülmüştür. İşte, tek adam rejiminin ve rektörlerinin üniversite tahayyülü budur" denildi.
"Eğitim Sen olarak, rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı, hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz" denilen açıklamada, akademisyeni, öğrencisi, idari ve teknik personeli ve taşeron işçisiyle üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu çoğalttığı belirtildi.
"GÖZALTINA ALINAN ÖĞRENCİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN"...
"Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz" ifadelerine yer verilen açıklamada "Bu nedenle herkesi, atanan kayyumu kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz. Demokratik haklarını kullandıkları için gözaltına alınan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" çağrısı yapıldı.
"KAYYUMLARI ÜNİVERSİTEMİZDE İSTEMİYORUZ"...
Açıklama "Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyumları üniversitelerimizde istemiyoruz" cümleleriyle son buldu.
BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLER REKTÖRLÜĞE SIRTINI DÖNDÜ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü görevine, 2015'te AK Parti milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu atamasının yankıları sürerken, üniversitedeki öğretim görevlileri devir teslim törenini rektörlük binasına sırtını dönerek protesto etti.
AKADEMİSYENLER REKTÖRÜĞE SIRTINI DÖNDÜ...
Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevi devralacağı devir teslim törenine tepki gösteren Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri de cübbeleriyle rektörlük binasına sırtını döndü.
'ÖĞRENCİLERİMİZİ SERBEST BIRAKIN'...
Akademisyenler, protestonun ardından pazartesi günkü eylem sebebiyle gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi.
Öğrencilerin yaptığı canlı yayına katılan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bunun başarmanın başka yolu yok” diye konuştu.
Atamaya yönelik protestolarda tüm Türkiye’den öğrencilerin desteklerini hissettiklerini ve pes etmeyeceklerini söyleyen Mungan, “Mücadeleye devam edeceğiz. Kolay bir mücadele olmayacak. Okul bunu 80’li yıllarda askeri cuntada da da yaşamıştı. Çok öfkeliyiz” diye konuştu.
MELİH BULU KİMDİR?
17 Ocak 2020'de Haliç Üniversitesi rektörlüğüne atan Melih Bulu, bu görevde bir yılı dolmadan Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atandı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü 1992 yılında tamamlayan Bulu, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nde yaptı.
Haliç Üniversitesi'nde yer alan öz geçmişine göre, TUSAŞ'da proje mühendisi olarak CASA, Atak Helikopter ve F-16 programlarında çalıştı.
Bulu 2009 yılında tam zamanlı olarak başladığı akademik kariyerinde İstinye Üniversitesi'nin de kurucu rektörlüğü görevini yaptı. Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü Bulu'nun bu seviyede üçüncü görevi olacak.
Bulu'nun asıl tartışma yaratan kariyeri ise siyasi alanda oldu. 2002'de AK Parti Sarıyer ilçe teşkilatı kurucusu olan Bulu, 2015'te AK Parti İstanbul Milletvekili Aday Adayı olarak seçimlere katıldı.
Bulu, Twitter profilinde yeni görevini gösteren bir değişim yaptı.
Daha sonra eleştirilere yaptığı açıklamayla yanıt veren Bulu, "Boğaziçi'nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi'ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz" dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 417155
Emniyet’ten WhatsApp dolandırıcılığına ilişkin yapılan açıklamada “Mesajı gönderen kişi önce şikayet edilmeli, sonra da engellenmelidir” uyarısında bulundu...
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (Siberay), vatandaşları WhatsApp dolandırıcılarına karşı uyardı. Dolandırıcılardan gelebilecek örnek mesajı paylaşan Siberay, “Böyle bir durumda panik yapılmamalı, mesajı gönderen kişi önce şikayet edilmeli, sonra da engellenmelidir” dedi.
“ŞİKAYET EDİLMELİ SONRA ENGELLENMELİ” ...
Sosyal medyadan mesaj örneğini paylaşan Siberay'ın iletisinde, ''WhatsApp dolandırıcılığına dikkat! Telefonunuza görseldeki türde gelebilecek mesajlar aldatıcıdır ve dikkate alınmamalıdır. Böyle bir durumda panik yapılmamalı, mesajı gönderen kişi önce şikayet edilmeli, sonra da engellenmelidir.'' ifadeleri kullanıldı.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216181
Ege Denizi'nde 4,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi...
Urla ilçesi açıklarındaki sarsıntı, İzmir genelinde hissedildi.
AFAD verilerine göre depremin büyüklüğü 4,3; derinliği ise 5,18 kilometre olarak kaydedildi.
Başta İzmir olmak üzere çevre illerde de hissedilen deprem kısa süreli paniğe yol açtı.
İlk belirlemelere göre can ya da mal kaybı yok.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 479955
Borç yapılandırmada 31 Aralık 2020'de sona erecek başvuru süresi 31 Ocak 2021'e ertelendi...
Devlete olan borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemenin son başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri bir ay uzatıldı.
Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Karara göre, yeniden yapılandırma için son başvuru tarihi 31 Aralık 2020'den, 31 Ocak 2021'e uzatıldı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307060
İçişleri Bakanlığı, 'Evlendirme İşlemleri' konulu bir genelge yayımladı. Yeni düzenleme ile evlilik başvurularında ikamet yeri zorunluluğu kaldırıldı...
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü 81 il valiliğine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun imzasıyla 'Evlendirme İşlemleri' konulu genelge gönderdi.
Evlenme işlemlerinin, evlenecek erkek ve kadından birinin oturduğu yerdeki evlendirme memurluğu tarafından yürütüldüğü hatırlatılan genelgede, bu durumun, yerleşim yeri adresi farklı il veya ilçelerde bulunan vatandaşlar açısından zorluklar yaşanmasına ve gerçeğe aykırı adres beyanında bulunulmasına neden olduğu belirtildi.
Genelgede, kişilerin evlenmelerinde engel hallerinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) ve Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS) üzerinden yapıldıktan sonra evlendirme memurlukları tarafından 'Evlenme Ehliyet Belgesi' ve evlenmeye ilişkin diğer belgelerin düzenlediği ifade edildi.
"Günümüzde iletişim, ulaşım, şehir içi ve şehirler arası nüfus hareketliliği göz önüne alındığında, kişilerin bulunduğu yerdeki evlendirme memurluğuna müracaat ederek evlenme işlemlerinin yapılmasında herhangi bir sakınca görülmemektir" ifadesi kullanılan genelgede, istenilen il ve ilçeye evlenme başvurusunun yapılabileceği kaydedildi.
Yeni düzenlemeye göre, artık kadın veya erkeğin evlenme müracaatları, birinin oturduğu yerdeki evlendirme memurluğu sınırlarına bağlı olarak gerçekleşmeyecek.
Evlenmek isteyen çiftler, yerleşim yeri ve adres şartı aranmaksızın evlenme müracaatlarını herhangi bir evlendirme memurluğuna (muhtarlıklara yapılan evlendirme başvuruları hariç) yapabilecek.
Evlenme başvuru işlemlerinin, herhangi bir evlendirme memurluğu tarafından yürütülmesiyle bürokrasi ve vatandaşın yükü azalacak, hizmet sunum süreçleri kolaylaşacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214112
İstanbul ve Malatya’dan gelen iki kadın cinayeti haberine Aytemiz Alanyaspor Kulübü’de tepki göstererek “Artık yeter” dedi...
İstanbul’da Aylin Sözer isimli kadın eski sevgilisi tarafından yakılarak öldürülürken, Malatya’da Selda Taş ise uyuşturucu bağımlısı kocası tarafından vurularak öldürüldü. Gelen üzücü kadın cinayeti haberlerine bir tepki de Süper Lig ekibimiz Aytemiz Alanyaspor’dan geldi. Türkiye’deki birçok futbol kulübü aynı paylaşımları yaparak kadın cinayetlerine dikkat çekerken, Aytemiz Alanyaspor’da ‘artık yeter’ diyerek bu cinayetlere tepki gösterdi.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 194781
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinden en çok zarar gören meslek mensupları arasında gazeteciler ilk sıralarda yer alıyor...
KGK COVID-19 RAPORU...
KÜRESEL Gazeteciler Konseyi (KGK) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de 2020 yılında koronavirüs enfeksiyonuna yakalanan 300’den fazla gazeteciden 20’sinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Dünyada ise kesin rakamlar tam bilinmemekle birlikte uluslararası kuruluşların derlediği bilgiler ışığında, 20 binden fazla gazetecinin koronavirüse yakalandığı, bunlardan 600’ünün hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. 93 gazetecinin virüsten can verdiği Peru’nun ilk sırayı aldığı listede, Türkiye 20 gazetecinin vefatı ile dünyada 8’inci sırada yer alıyor.
KAYBETTİĞİMİZ GAZETECİLER...
Hacı Bozkurt (Adıyaman–DHA), Ferhat Koç (Ankara–Milli Gazete), Hikmet Bakan (Van–ATV–Show TV), Yılmaz Tarancı (Diyarbakır–Dokuzhaber), Cengiz Koncuk (Gaziantep–Amatörce Gazetesi), Ahmet Kekeç (İstanbul–Star), Hasan Can (TRT–Konya Ereğli), Süleyman Usta (Rize–Sarıyer Gazetesi, Çay TV), İbrahim Toru (Şanlıurfa–Kanal Urfa TV), İlhan Erk (Adana–Spor Yazarı), Tevfik Fazlı Doğan (Hatay–Zafer Gazetesi) Akif Çelik (Malatya–ASYMD), Yakup Kocabaş (Antalya Gazipaşa Gündem Gazetesi), Süleyman Şah Gökcan (Muğla-Şah Medya) Hıdır Keleş (Kars-Halk Gazetesi), Sabahattin Kaya (Mardin AA Ömerli Muhabiri), Fethi Şimşek (Burdur-Hürriyet-Burdur FM) İsmail Has (Osmaniye-Haber 80), Ahmet Özcan (Rize-Ardeşenin Sesi) ve Muhammet Arbağ (Osmaniye-TRT).
DÜNYA SIRALAMASI
1. Peru 93
2. Hindistan 51
3. Brezilya 43
4. Ekvador 41
5. Bangladeş 39
6. Meksika 33
7. ABD 25
8. Türkiye 20
9. Pakistan 12
10. Panama 11
11. İngiltere 10
12. Bolivya 9
13. Nijerya 8
14. Afganistan, Dominik, Honduras 7
15. Arjantin, Nikaragua, Venezuela 6
16. Kolombiya, Fransa, Rusya, İspanya 5
17. İtalya 4
DİM: GAZETECİLER SAHADA ÇALIŞMAK ZORUNDA...
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, yazılı açıklamasında gazetecilerin en riskli meslek grupları arasında olduğunu belirterek, “Sağlık çalışanlarından sonra tıpkı güvenlik güçleri ve kurye ve benzeri lojistik işler yapanlar gibi gazeteciler de sahada çalışmak, haber kovalamak ve toplumsal görevini yerine getirmek zorundadırlar. Bu nedenle, sadece Ankara gazetecilerinin öncelikle aşılanması yetmez, tüm gazetecilerin aşılanma programında öncelikli olmasını talep ediyoruz. Kaldı ki, 2020 yılında kaybettiğimiz gazetecilerin büyük çoğunluğu Anadolu’da görev yapan gazetecilerdir. Kaybettiğimiz meslektaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyoruz" dedi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 408707
Emniyet Genel Müdürlüğü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamındaki sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili denetimlerde, gidecek yeri olmadığını söylediği halde ceza kesilen vatandaştan özür diledi...
Emniyet Genel Müdürlüğünün (EGM), sosyal medya hesabı Twitter'dan, sokağa çıkma kısıtlaması denetimlerine ilişkin fotoğraf paylaşıldı.
Alanya Güneşi Gazetesi olarak, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Antalya İl Emniyet Teşkilatının hatasını kabul edip düzelttiği bu ulvi davranışını alkışlıyor ve kutluyoruz.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 283232
İki asker çığ altında kalarak şehit oldu...
Hakkâri'de bir üs bölgesinin kar nedeniyle kapalı yolunun açılması için yürütülen çalışmalar sırasında çığ düşmesi sonucu iki asker çığ altında kalarak şehit oldu...
Bir askerimizin naaşına ulaşıldı,diğer şehit askerimizin naaşına ulaşılmaya çalışılıyor.
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde kar nedeniyle kapalı yolu açma çalışmaları esnasında iki asker çığ altında kaldı. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:
– Hakkâri Şemdinli bölgesinde bulunan bir üs bölgemizin kar nedeniyle kapalı yolunun açılması için yürütülen çalışmalar sırasında çığ düşmesi sonucu iki personelimiz çığ altında kalmıştır.
Çığ düşmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Mehmet Özbent’in acı haberi, İzmir'in Torbalı ilçesinde yaşayan ailesine ulaştı.
BİR ASKERİ ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR...
– Bir personelimiz yaralı olarak Yüksekova Devlet hastanesine kaldırılmış, bir personelimizi arama/kurtarma çalışmaları devam etmektedir. Yaralanan personelimiz Yüksekova Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 26 Aralık 2020 tarihinde şehit olmuştur.
– Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 315383
--Elazığ’da 5.3,
--Muğla’da 4.2…
Sabah saatlerinde art arda depremler...
Elazığ'da sabah saatlerinde meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki deprem Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da da hissedildi. Süleyman Soylu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, şu ana kadar olumsuz bir durum olmadığını belirtti.
Elazığ'da gerçekleşen depremden yaklaşık yarım saat sonra Muğla da 4.2'lik depremle sarsıldı.
AFAD, saat 09.37’de Elazığ’da 5.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Yerin 16 km derinliğinde meydana gelen sarsıntı Elazığ’ın yanı sıra Malatya, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da hissedildi. Yaklaşık yarım saat sonra Muğla’nın Dalaman ilçesi açıklarında saat 10.13’te 4.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU: ŞU ANA KADAR OLUMSUZ DURUM YOK...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Elazığ merkezde saat 09.37’de meydana gelen depremin büyüklüğünü AFAD’ın açıkladığı büyüklük olan 5.3 olarak duyurdu. Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Soylu, 15,94 km. derinlikte meydana gelen depremle ilgili “Şu ana kadar olumsuz bir durum yok. Tüm ekiplerimiz sahada taramalarına devam ediyor. Bilgilendirmeye devam edeceğiz.” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 215759
Yayın hayatına 30 Kasım'da başlayan Olay TV son yayınını yaptı. Kanalın sahibi Cavit Çağlar, "Lisans elimde uygun bir zamanda yeni bir ekiple tekrar başlayabilirim" dedi...
30 Kasım'da yeniden yayın hayatına başlayan Olay TV kapatıldı. Nevşin Mengü'nün sunduğu Ana Haber Bülteni'nde konuşan Olay TV Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar "Olay TV'nin bütün yayın hakları, lisansı Cavit Çağlar'da. Cavit bey, 'Bana iktidardan büyük baskı var. Çok ağır baskı altındayım devam edemeyeceğim' dedi. Hüseyin Köksal buraya yeniden yayın hayatına başlaması için bir sermaye koydu ve birlikte yola çıktılar. Hüseyin Bey, Cavit Bey ile ortaklığını sonlandırma kararı aldı. Çünkü bu yayıncılığı daha fazla sürdüremeyeceğimizi anladık.” dedi.
Nevşin Mengü'nün sunduğu bültende kanalın Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar, "Zannediyorum habercilik anlayışımızla ve yaptığımız yayınla bir takım mahfileri rahatsız ettik" dedi.
CAVİT ÇAĞLAR: YENİ BİR EKİPLE TEKRAR BAŞLAYABİLİRİM...
Cavit Çağlar, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kanalın kapanmasını iş ortağı ile aralarında yaşadığı yayın politikasından kaynaklandığını ifade etti. Merkez sağda siyaset yaptığını hatırlatan işadamı Çağlar, kanalın yayın politikasının HDP yayınlarına ağırlık vermesinden duyduğu rahatsızlığı ortağı ile paylaştığını ancak ortak bir noktada buluşamadıklarını kaydetti.
Çağlar şunları söyledi:
Kanalın lisansı elimde uygun bir zamanda yeni bir ekiple tekrar başlayabilirim. NTV'yi kuran benim.
Bursa'da Olay Gazetesi'ni kuran ve 35 yıldır kesintisiz yayın yapan benim. Ben de Olay TV'nin kapanmış olmasından dolayı çok üzgünüm. Yollarımızı ayırdığımız tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum ve başarılar diliyorum.
SOSYAL MEDYA HESAPLARI DEĞİŞTİ...
Kapanan kanalın resmi Twitter hesabının "TVhaberi.com" olarak güncellendiği görüldü.
KILIÇDAROĞLU: ÜLKEMİZ BU KARANLIĞI HAK ETMİYOR...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Olay TV’nin kapanmasına ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden gösterdiği tepkide siyah ekran paylaşarak şu ifadeleri kullandı:
Ülkemiz bu karanlığı hak etmiyor. Aydınlığı mutlaka getireceğiz! #Olaytv
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216762
Sigaraya vergi ayarı geldi. Maktu vergiler 2021 ilk 6 ay için sabit tutulurken ÖTV yüzde 63'e düşürüldü...
Sigara ve bazı tütün ürünlerinde asgari maktu ve maktu vergi tutarları 2021 yılının ilk 6 ayı için yeniden değerleme oranında artış yapılmazken ÖTV oranı ise yüzde 67'den 63'e düşürüldü.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan bazı mallara uygulanacak ÖTV oranlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararına göre, sigara ve bazı tütün ürünlerinde asgari maktu vergi tutarı 0.4883 TL, maktu vergi tutarı ise 0.42 TL olarak 3 Temmuz 2020'de açıklanan bir önceki tutarlar ile aynı tutuldu.
Yine sigara ve bazı tütün ürünlerinde Temmuz 2020'de yüzde 67 olarak belirlenen ÖTV oranı ise 2021 ilk 6 ay için yüzde 63 olarak belirlendi.
TÜİK verilerine göre tütün ürünleri ve sigara, enflasyon sepetinde ağırlığı yüzde 6.06 olan alkollü içecekler ve tütün kalemi altında yer alıyor. Bu kalemdeki ağırlığın büyük bölümü sigaraya ait.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 517536
İBB UKOME toplantısından, İstanbul'da toplu ulaşıma zam kararı çıktı. Alınan kararla birlikte, taksi, minibüs ve dolmuş ücretlerine yüzde 11 zam yapıldı...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısı, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlendi.
2020 yılının son UKOME toplantısının en önemli gündem maddeleri minibüs, taksi ve taksi dolmuş ücret tarifesi ile dolmuş ve minibüsten taksiye dönüşmek isteyen bin taksi plakası teklifi oldu.
TAKSİ, MİNİBÜS VE DOLMUŞ ÜCRETLERİNE ZAM...
Minibüs, taksi, dolmuş ücretlerine yüzde 11 zam önerildi. En kısa mesafenin 2.50'den 2,75 TL'ye, en uzun mesafenin 3.70 TL'den 4 TL'ye çıkması teklif edildi.
Taksi, minibüs ve dolmuş ücretlerine yüzde 11 zam yapılması oy çokluğu ile kabul edildi.
Minibüs ücretlerinde en kısa mesafe 2,50'den 2,75 TL'ye çıktı.
İBB'NİN TAKSİ TEKLİFİ REDDEDİLDİ...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İstanbul’da taksiye dönüşmek isteyen 1000 minibüs ve dolmuş için hazırladığı teklif, UKOME toplantısında reddedildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 363166
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Yılbaşında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamalarında otel ve konaklama tesislerinin yılbaşı kutlama programı icra edilmesine, eğlence/balo düzenlenmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek" denildi...
İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine Otel/ Konaklama Tesislerinde Yılbaşı Programları konulu genelge gönderdi. Genelgede, daha önce illere gönderilen genelge ile otel ve konaklama tesisleri içerisinde bulunan lokanta, restoranların sadece konaklama yapan müşterilerine hizmet verebilecekleri ve bu faaliyetin devamı sırasında uyulması gereken kuralların belirlendiği hatırlatıldı.
TANITIMLARI YAPILIYORDU...
Genelgede, yaklaşan yılbaşı öncesinde bazı otel/konaklama tesislerince, alınan tedbirlere aykırı şekilde içerisinde yemekli/müzikli eğlence programları da bulunan yılbaşı paketlerinin reklamlarının yapıldığı, satışa sunulduğu, bu durumun da salgınla mücadele amacıyla alınan diğer tedbirlerin sorgulanmasına neden olduğu ifade edildi.
EK TEDBİRLER AÇIKLANDI...
Genelgede, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı 31 Aralık 2020 Perşembe günü 21.00'den 4 Ocak 2021 Pazartesi günü 05.00'e kadar otel/konaklama tesisleri için alınan ek tedbirler şu şekilde sıralandı:
*Belirtilen süre ve günlerde konaklama amaçlı müşteri kabul edebilecek olan oteller ve/veya konaklama tesislerinde; sosyal izolasyon ile başta fiziki mesafe olmak üzere temizlik ve maske kurallarına aykırı olması nedeniyle yılbaşı kutlama programı icra edilmesine, eğlence/balo düzenlenmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek.
*Bu doğrultuda oteller ve konaklama tesisleri, yılbaşında yemekli-müzikli kutlama/eğlence programları yapılacağı yönünde kampanya veya reklam faaliyetlerinde bulunamayacak.
KAYITTAN DAHİ MÜZİK YAYINI YAPILAMAYACAK...
*Bu süre/günlerde oteller ve konaklama tesislerinde disk jokey performansı dahil canlı müzik icra edilmeyecek. Saat 22.00'den itibaren ise otel ve konaklama tesislerinde bulunan restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında kayıt dinletilmesi de dahil olmak üzere hiçbir şartta müzik yayınına izin verilmeyecek.
*Yine bu günlerde; otel/konaklama tesislerinde konaklayan müşterilerin kalabalık şekilde bir araya gelmemelerine yönelik tedbirler alınacak. Yemek saatlerinde bu hususa özellikle dikkat edilecek.
*Otel veya konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlarda, Konaklama Tesislerinde Uygulanacak Standartlar ve Tedbirler konulu daha önce illere gönderilen genelge ve Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi ile getirilen tüm tedbir ve kuralların eksiksiz uygulanmasının temin edilmesine yönelik denetim faaliyetleri yoğunlaştırılacak.
KOLLUK KUVVETLERİ OTELLERİ DENETLEYECEK...
*Kolluk kuvvetlerince yürütülecek denetim faaliyetlerinde, Kimlik Bildirme Kanununun ilgili maddesi hükmü doğrultusunda oteller ve konaklama tesisleri tarafından kendilerine yapılan bildirimlerin doğruluğuna ve güncelliğine dikkat edilecek. Otel ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlarda bulunan müşterilerin konaklama için bildirimde bulunulan kişiler arasında olup olmadığı kontrol edilecek.
*Vali ve kaymakamlarca Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27'nci ve 72'nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınacak ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek.
*Belirlenen esaslara aykırı uygulama yaptığı veya eğlence yeri şeklinde faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen otel ve konaklama tesislerine Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ve Turizmi Teşvik Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 342949
Elektrik faturasını ödemekte zorluk çeken ve bunun için faturası geciken vatandaşlara müjde EPDK’dan geldi. Elektrik borcu olanın elektriği dini bayramlar ve Cuma günleri kesilmeyecek...
Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz;
--65 yaş üstü,
--Engelli,
--Şehit aileleri ve muharip/malul gazilerin evlerinin elektriğinin 3 ay boyunca kesilemeyeceğini açıkladı.
EPDK Başkanı Yılmaz konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “65 yaş üstü tüketiciler, engelli tüketiciler ve şehit aileleri ve muharip/malul gazilerin elektriği, borcundan ötürü 3 ay boyunca kesilemeyecek.
Mağduriyet oluşmaması için cuma günleri, resmi ve dini bayramlarda ve bu bayramların bir önceki gününde yani arifesinde- elektrik kesme işlemi yapılamayacak.
Bir inşaat bittiğinde, elektrik altyapısını hazır hale getirmeyen dağıtım şirketine ceza verilecek. Kesinti sayı ve sürelerinde iyileştirme yapamayan elektrik dağıtım şirketlerine ceza verilecek."
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 408364
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 yoğun bakım ünitesinde yüksek akım oksijen cihazından kaynaklanan yangında 9 hasta yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, "Hastanede tedavi görmekte olan 8 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, olayda yaralanan 14 vatandaşımızın tedavilerine çevre hastanelerde devam edilmektedir" açıklamasında bulundu.
Gaziantep Valisi ise olayda kimsenin yaralanmadığını duyurdu...
Gaziantep'te bir hastanede patlama meydana geldi.
Gaziantep'te SANKO Üniversitesi Hastanesi Covid-19 yoğun bakım ünitesinde yüksek akım oksijen cihazından kaynaklanan yangında 9 hasta hayatını kaybetti.
SANKO Üniversitesi Hastanesinden yapılan açıklamaya göre, hastanenin yeni tip corona virüs (Covid-19) yoğun bakım ünitesinde sabah saatlerinde yüksek akım oksijen cihazından kaynaklanan ve oksijen sisteminin etkilenmesi sonucu yangın çıktı.
"VEFAT SAYIMIZ 9 OLDU"...
Sağlık Bakanı, Fahrettin Koca sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda hayatını kaybedenlerin sayısının dokuza yükseldiğini açıkladı.
Koca, paylaşımında "Gaziantep’te yoğun bakım ünitesinde meydana gelen elim olay hepimizi üzmüştür. Vefat sayımız 9 oldu. Yangından etkilenen diğer hastalar 112 acil ekiplerimiz tarafından civar hastanelere nakledildi. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Olayı yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Koca'nın ayrıca Gaziantep'e gittiği bildirildi.
Yangından etkilenme sonucu Mehmet Reşit Saydanoğlu (75), Fethiye Kırca (78), Naciye Ulukütük (56), Abdi Hamzaoğlu (68), Elif Akgül (85), Ökkaş Akbulut (69), Kahraman Taş (71) ve Ali Saffet Kanpolat (64) hayatlarını kaybetti.
GAZİANTEP VALİLİĞİNDEN AÇIKLAMA...
Gaziantep valiliği olaya ilişkin basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, "Özel Sani Konukoğlu Hastanesi yoğun bakım servisinde saat 04.45’te oksijen verilen solunum cihazının patlaması sonucu yangın meydana gelmiştir. Olayın ardından 20 kişilik yoğun bakım servisinde yatan toplam 19 hastadan 8’i hayatını kaybetmiş, 11 hasta çevredeki diğer hastanelere nakledilmiştir. Olayda yangın kaynaklı yaralı bulunmamaktadır.
Olay yerinde ilgili ekiplerimiz gerekli önlemleri almış olup, incelemeler devam etmektedir.
Olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz" ifadeleri kullanıldı.
VALİDEN AÇIKLAMA...
Gaziantep Valisi Davut Gül "Hastalarımız başka hastanelere nakledildi. Vefat edenlerle ilgili savcılık soruşturma yapıyor. Teknik olarak cihazlardan çıkan yangından meydana geldiği görülüyor. Denetimlerde herhangi bir aksaklığın olmadığı bir hastane. Olayda yaralı yok. Söz konusu 14 kişi zaten hastanede hasta olarak yatan kişiler" dedi.
SORUMLULARIN TESPİTİNE YÖNELİK İNCELEMELER SÜRÜYOR...
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili yayınladığı açıklamada "19.12.2020 günü saat 04:45 sıralarında Özel Sani Konukoğlu Hastanesi yoğun bakım servisinde meydana gelen yangın sonucunda hastanede tedavi görmekte olan 8 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, olayda yaralanan 14 vatandaşımızın tedavilerine çevre hastanelerde devam edilmektedir.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığımızca iki Cumhuriyet savcısı adli soruşturmayı yürütmekle görevlendirilmiş olup, olayın çıkış nedeni ve sorumluların tespitine yönelik olarak bilirkişi heyetiyle birlikte olay mahalinde gerekli incelemeler yapılmaktadır.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca adli soruşturmaya titizlikle devam edildiği hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur" ifadelerini kullandı.
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Gaziantep Valisi Davut Gül," Cihazdan çıkan yangından dolayı patlama oldu. Olayla ilgili incelemelesi savcılığımız ve ilgili makamlar sürdürüyor. Hastalarımız tahliye edildi, tedaviler devam ediyor. Yoğun bakım sıkıntısı çeken herhangi bir hastamız yok" açıklamasında bulundu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 362393
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, daha önce 4 Ocak 2021'e kadar yapılacağı açıklanan uzaktan eğitimin 22 Ocak 2021' e kadar devam edeceği belirtildi.
Ayrıca okullarda yarıyıl tatili de 25 Ocak 2021 de başlayacak ve üç hafta sürecek.
KARNELER OKULLARDA VERİLECEK...
* 22 Ocak 2021 tarihinden itibaren karne dağıtımları eğitim kurumu yönetimlerince, farklı gün ve zaman dilimlerine yayılarak yoğunluk oluşturmayacak şekilde planlanacaktır.
YARI YIL TATİLİ ÜÇ HAFTA OLACAK...
* 25 Ocak 2021 Pazartesi günü başlayacak yarıyıl tatil süresine ikinci dönemdeki bir haftalık ara tatil süresi de eklenmiştir. 2020 – 2021 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi 15 Şubat 2021 Pazartesi günü başlayacaktır.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216386
AFAD'ın yaptığı son dakika açıklamasına göre Antalya'nın Manavgat ilçesinde 3.7 büyüklüğünde korkutan bir deprem meydana geldi...
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 133680
Ünlü yazar JK Rowling'in The Ickabog isimli kitabının Türkiye baskısında kullanılacak resimler belli oldu. Binlerce resim arasından seçilen 13 resim ise Alanya BİLSEM öğrencilerinden çıktı...
Alanya BİLSEM'den büyük başarı...
Harry Potter serisinin yaratıcısı JK Rowling, 10 Kasım 2020'de yayınlanan The Ickabog kitabında yer almaları için ömür boyu bir kez The Ickabog'u resmetmek için 7-12 yaşları arasındaki genç sanatçıları davet etti.
Türkiye'deki basılacak olan kitabında kullanılacak olan resimler ile ilgili yarışma ise sonuçlandı.
Binlerce resim arasından "The Ickabog" kitabında kullanılacak olan 34 resimden 13 tanesi Alanya Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) öğrencilerinin resimlerinden seçildi.
Başarıyı Alanya medyası ve kamuoyu ile paylaşan , Alanya İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yılmaz : " Bu başarıda emeği geçen öğrencilerimizi tebrik eder, Alanya BİLSEM Öğretmenlerimizi kutlarım"dedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 596906
Esnafa destek ödemesi altında sadaka dağıtılacak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan esnaf destek ödemesi için bekleyiş sürüyor. Corona salgını nedeniyle işverenlere yardımcı olmak amacıyla yapılacak destek ödemeleri ne zaman yapılacak?
umhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından koronavirüs salgını nedeniyle büyük kriz içerisinde olan esnafa üç ay süreyle kira desteği yapacağı açıklamıştı.
Desteğin ilginç ayrıntıları da belli oldu.
Erdoğan’ın açıkladığı pakete göre, 806 bin 871 gerçek kişi ve 432 bin 567 esnafa 3 ay, ayda 1.000 TL yardım yapılacak. Esnafa yapılacak destek miktarı toplam 5 milyar TL.
Esnaf destek ödemesinden faydalanacak sektörler bir bir sıralarken yardımın büyükşehirlerde aylık 750 lira, diğer illerde ise 500 lira olacağı kaydedildi.
Erdoğan yaptığı açıklamada "Esnafımıza kira desteği ile gelir kaybı desteği için hazırlıklara başladık. Ülkemizde basit usule tabi 806 bin 871 vatandaşımız ile kısıtlamalar sebebiyle salgından doğrudan etkilenen 432 bin 567 esnafımız bulunuyor.
Toplam sayısı 1 milyon 239 bin 438 kişiyi bulan bu kesime üç ay süreyle ayda bin lira destek ödemesi yapacağız." demişti.
ESNAF DESTEK ÖDEMESİ KİMLERE YAPILACAK?
Hibe şeklinde verilecek destek ödemesinden taksi, dolmuş ve servis işletmecisi, pazarcı, terzi, oto tamircisi, lokantacı, pastaneci, kadın ve erkek kuaförü, pansiyon, yurt, kreş, düğün salonu işletmecisi gibi kesimler faydalanacak.
DESTEK DEĞİL SADAKA DAĞITILIYOR...
Erdoğan kabine toplantısı sonrası Turizm destekleri için "Hazine taşınmazları üzerindeki turizm tesisleri ile deniz turizmi tesislerinin kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma ve hasılat payları ile ecri misillerin ödeme sürelerini başvuru şartı aramaksızın 1 yıl süreyle erteliyoruz." açıklamasında bulundu.
KDV VE STOPAJ YERİNDE SAYACAK...
Yıl sonuna kadar yüzde 20’den yüzde 10’a indirdiğimiz gayrimenkul kiralarındaki stopaj oranının uygulanma süresini 1 Haziran’a kadar uzatıldı.
Benzer şekilde yüzde 18’den yüzde 8’e indirilen iş yeri kiralama hizmetlerindeki KDV oranını da 1 Haziran’a kadar yüzde 8 olarak uygulanmaya devam edilecek.
Öte yandan konaklamadan yeme içmeye, yolcu taşımacılığından bakım onarıma kadar birçok sektörü kapsayan KDV indirimlerinin süreleri de yine 1 Haziran’a kadar uzatıldı.
Buna göre KDV ve stopaj oranında bir sıfırlama olmayacak.
TÜRKİYE'Yİ KISKANAN ALMANYA'DA DURUM NASIL?
Almanya'da işyerleri 10 Ocak 2021’e kadar kapanacak.
Koronavirüs salgını nedeniyle kapanan iş yerlerinin sabit giderlerini ise yüzde 90 oranında devlet karşılayacak.
Banka, süper market ve eczane gibi önemli ve ihtiyaç duyulan yerler açık olacak.
Hükümet önlemlerden etkilenen şirketleri ayda toplam 11 milyar euroluk paketle destekleyecek.
İşyerlerinin ayda 500 bin euroya kadar sabit masraflarının yüzde 90’ını karşılayacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 512198
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı son dakika açıklamasında yeni corona virüsü destek paketini duyurdu. Erdoğan, "İş yeri kira olan esnafımıza üç ay süreyle büyükşehirlerde aylık 750 lira, diğer illerde ise 500 lira kira desteği yapacağız" dedi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Aralık Perşembe saat 21'den 4 Ocak saat 5'e kadar 4 gün boyunca sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını duyurdu...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gündeme ve Coronavirüsle mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıl sonuna kadar yüzde yirmiden yüzde ona indirilen gayrimenkul kiralarındaki stopaj oranının 1 Haziran'a kadar uzatıldığını ifade eden Erdoğan, “Esnafımıza kira ve gelir kaybı desteği için hazırlıklara başladık” dedi.
Yılbaşında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasına ilişkin de konuşan Erdoğan, “Sokağa çıkma kısıtlaması 31 Aralık Perşembe saat 21'den 4 Ocak saat 5'e kadar kesintisiz uygulanacaktır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan şunları söyledi:
"Son dönemde ABD ve Avrupa'da ülkemize yaptırım söylemlerinin artmış olması üzüntü vericidir. Halbuki Türkiye, Avrupa'dan yıllardır söz verdiği tam üyelik sözünü yerine getirmeyi beklemektedir. Biz komşularıyla ya da herhangi bir ülkeyle çatışma içinde olmak isteyen bir ülke değiliz. Kimsenin hakkına el uzatmadığımız gibi kimsenin de hakkımıza el uzatmasına izin vermeyiz.
Nerede bir haksızlık ve ya zulüm varsa tepkimizi ortaya koyarak, adaletin tesisi için tavrımızı ortaya koyuyoruz. Ay yıldızlı al bayrağımız, dünyanın 4 bir köşesinde adalet, özgürlük ve hukuk mücadelesini temsil ediyor.
KARABAĞ ARTIK ŞANLI BİR ZAFERİ İFADE EDİYOR...
Türkiye ve Azerbaycan bu hissiyatla öz kardeş olarak selamlaşmış ve yepyeni bir köprü inşa etmiştir. Azerbaycan, 44 gündür süren vatan muharebesini zaferle taçlandırmıştır. Dağlık Karabağ'ın vatan hasreti son bulmuştur. Karabağ artık donmuş bir ihtilafı değil, hakkın batıla galip gelmesi sonucunda kazanılmış şanlı bir zaferi ifade ediyor.
Azerbaycan Bayrağı, 30 yıllık bir aranın ardından gururla dalgalanıyor. Bakü sokaklarında ellerinde, arabalarında ve balkonlarında Türkiye Azerbaycan bayrağı taşıyan Azerbaycanlı kardeşlerimizin coşkusuna biz de ortak olduk. Azerbaycan'ın işgalden kurtardığı topraklarında yeniden imar ve kalkınma projelerini değerlendirdik. Artık pasaport yok, kimlikle Azerbaycan'a gidip geleceğiz. Değerli kardeşim Aliyev'e selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Vatan, bayrak uğruna hayatını kaybeden Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Boral tan faciasında, tek parti CHP'sinin tarihimize sürdüğü utanç lekesini temizlemeyi bahşettiği için hamd ediyorum.
TBMM'DE 2021 BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ...
TBMM'de sürmekte olan 2021 yılı bütçe kanunları görüşmelerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Her küresel kriz döneminde olduğu gibi ülkemiz ekonomisiyle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapılırken, hep biz farklı yaklaşımlar içerisinde olduk.
Biz Türkiye olarak bu süreçten güçlü bir şekilde çıkacağımızı söylemiştik. Daha önce ülkemizle ilgili olumsuz tablolar çizen kurumlar, değerlendirmelerini bizim dediğimiz yere getirmeye başladılar. Üretimin ticaretin ve finansın tek merkezli hale dönüşmesinin sıkıntıları pandemide daha iyi göründü.
TL İLE TASARRUF İÇİN TEŞFİK...
Salgının ülkemizde görülmeye başladığı günden itibaren tüm vatandaşlarımızla birlikte, esnafımızın ,tüccarmızın, iş insanlarımızın yanında olduk. İstihdam ve üretimi desteklemek için kredi imkanlarını genişletmeye yönelik pek çok paketi hayata geçirdik.
Gençler ve kadınlar başta olmak üzere her kesimde istihdam oranlarını çok daha yukarı seviyelere çekecek politikalara öncelik vereceğiz. Halkımızın tasarruflarını Türk Lirası olarak değerlendirmesini teşfik etmek istiyoruz. Bu amaçla Türk Lirası mevduat stopaj oranlarını düşürmüştük. Bu oranlar Mart sonuna kadar uygulanmaya devam edecek. Salgın sürecinde bankacılık sektörümüz sağlıklı yapısını koruyarak çalışmaya devam etti.
Ülkemiz, güçlü bankacılık sistemi sayesinde tüm yatırımcılara ihtiyaçları olan desteği sağlayabilecek potansiyele sahiptir. Geçtiğimiz hafta itibarıyla bankalarımızın döviz açık pozisyonu bulunmadığı gibi sektörde 3,2 milyar dolarlık döviz pozisyonu fazlası vardır. Geçmişte enflasyonla nasıl baş ettik ve tek hanelere düşürdüysek şimdi bunu tekrar sağlayacağız. Faizlerin piyasa şartlarında makul seviyelere inmesi için çalışıyoruz.
ESNAFA DESTEK...
Yıl sonuna kadar yüzde yirmiden yüzde ona indirdiğimiz gayrimenkul kiralarındaki stopaj oranını 1 Haziran'a kadar uzatıyoruz. Benzer şekilde yüzde on sekizden yüzde sekize indirdiğimiz iş yeri kiralama hizmetlerindeki KDV oranında 1 Haziran'a kadar yüz de sekiz olarak uygulamaya devam edeceğiz. Birçok sektörde yaptığımız KDV indiriminde de 1 Haziran'a kadar uzatmaya gitti. Esnafımıza kira ve gelir kaybı desteği için hazırlıklara başladık.
İş yeri kira olan esnafımıza büyükşehirlerde aylık 750 lira diğer şehirlerde ise 500 tl kira yardımı yapacağız. Önümüzdeki üç ay boyunca esnafımıza toplamda beş milyar tl bir hibe desteği vermeye planlıyoruz.
4 GÜNLÜK YILBAŞI KISITLAMASI KARARI...
Yerli aşı üretimiyle ilgili çalışmalarda yakından takip ediyoruz. İnşallah bahar aylarında kendi aşımıza ulaşarak çok daha yaygın bir aşılama dönemine geçeceğiz. Sokağa çıkma kısıtlaması 31 Aralık Perşembe saat 21'den 4 Ocak saat 5'e kadar kesintisiz uygulanacaktır.
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın çoğunun bizden daha kötü durumda olması Türkiye'nin salgınla mücadelede ileride olmasının kanıtıdır."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 408428
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ; yaklaşık 4 saat süren kabine toplantısının ardından Pandemi döneminde alınan tedbirlere dair açıklamalarda bulundu.
Bu tedbirlerden en belirgin olanından biri de sokağa çıkma kısıtlamasına dair idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan : "Sokağa çıkma sınırlaması 31 Aralık perşembe saat 21.00'den, 4 Ocak saat 05.00'a kadar kesintisiz uygulanacaktır." dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 284103
İki aylık buzağıya tecavüz ederken yakalandı, savcı ‘kovuşturmaya gerek yok’ dedi...
Sapıkları cesaretlendiren karar!
İki aylık buzağıya cinsel saldırıda bulunduğu DNA örnekleriyle kesinleşen G.E. hakkında, 'mala zarar verme' suçu oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Buzağının sahibi Abdulkerim Gürbüz, 67 yaşındaki zanlının ceza almasını isterken, Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı Avukat Alev Arsan da kararın hatalı olduğunu ve suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Olay, geçen ağustos ayında Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde yaşandı. Hayvancılık yapan Abdulkerim Gürbüz, arkadaşıyla birlikte piknik için hazırlanırken hayvanlarına yem ve su vermek için ahıra gitti. Ahırın kapısının açık olmasından şüphelenen Gürbüz, içeri girdiğinde G.E.’nin iki aylık buzağıya cinsel saldırıda bulunduğunu gördü. Ahıra giren Gürbüz’ü gören G.E., panikleyerek pantolonunu çekmeye çalıştı.
ALINAN DNA’LAR UYUMLU ÇIKTI...
Jandarma ekipleri tarafından gözaltına G.E. suçlamayı kabul etmedi. Şüpheli, kümes hayvanlarına zarar veren köpeğe bakmak için ahıra girdiğini ileri sürdü. Şüpheli G.E’den ve buzağıdan alınan örnekler ise Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’na gönderildi. Gelen sonuçlarda G.E.’nin DNA’sıyla buzağıdan alınan DNA’nın uyumlu olduğu belirtildi.
CEZA VERİLMEDİ...
Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, G.E.’nin ‘mala zarar verme’ suçunu işlemediğini, Hayvanları Koruma Kanunu’na göre idari para cezasıyla cezalandırılmasına, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara, buzağının sahibi Abdulkerim Gürbüz ve hayvan severler tepki gösterdi.
CİNSEL SALDIRI AÇIK VE NET...
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı Avukat Alev Arsan ise kararın hatalı olduğunu belirterek şunları söyledi: Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından alınan swap örneklerinde şüpheli G.E.’nin DNA örnekleriyle, buzağıdan alınan örneklerdeki DNA örnekleri eşleşiyor. Yani şüpheli tarafından buzağıya cinsel saldırıda bulunulduğu açık ve net olarak belgeleniyor. Biz bu hatalı karara, itiraz ettik, eksik yapılan nitelendirme nedeniyle de konut dokunulmazlığının ihlali ve hayasızca hareketler suçundan dolayı ek suç duyurusunda bulunduk.
Böyle bir olay yaşadığı için çok üzgün olduğunu belirten Abdulkerim Gürbüz, “Buzağıma G.E.’nin cinsel saldırıda bulunduğunu gördüm. Savcılık tarafından bunun cezasının olmadığı bildirildi. Şahsın, ceza almasını istiyorum ki kimseye bir daha bu eylemi yapamasın” dedi.
Alanya Güneşi Haber merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 598828
Samsun'da kahreden İntihar: Eline İŞ- AŞ Yazıp Yaşamına Son Verdi...
Ekonomik kriz vatandaşı içinden çıkılamaz hale getirirken, Samsun'da eline iş-aş yazan şahıs, kendini boynundan asarak intihar etti.
Samsun'un Canik ilçesi Kuzeyyıldızı Mahallesi Çiftlik Caddesi üzerinde işsizlik nedeniyle intihar olayı meydana geldi. İMKB lisesi önünde bir vatandaş eline iş-aş yazarak kendini asarak intihar etti. intihar eden şahsın 45 yaşındaki M.I olduğu öğrenilirken polis ekiplerinin yaptığı incelemelerde şahsın intihar etmeden önce bir eline "İŞ-AŞ" diğer eline ise 14 Nisan 2020 tarihinde hayatını kaybeden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş'ın ismini yazdığı öğrenildi.
İNTİHAR'A SORUŞTURMA...
Şahsın üzerinden ayrıca intihar notu çıkarken, olay yerine sevk edilen 112 Acil Servis ekipleri tarafından Samsun Eğitim ve Aratşırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

2022'DE 47 MİLYONLUK UÇAK TESLİM ALINACAK...
Cengiz Holding, 2022'de teslim almak üzere 6X siparişi veren ilk Türk firma oldu. Koç Holding, Limak, Palmalı (2 tane), Socar, Sorena ve Acıbadem Holding halen Falcon 7X kullanıyor. Çift motorlu, uzun menzilli uçak projesi, Şubat 2018'de başlamıştı. İmalatçının 5X projesinde motor sorunu yaşaması üzerine Dassault mühendisleri gövdeyi bir metre uzatarak 6X uçağını geliştirmişti.
MEHMET CENGİZ'İN UÇAĞI 16 YOLCU ALABİLİYOR...
Yeni jet, 10 bin 186 kilometre menziliyle İstanbul'dan New York'a hatta Brezilya'ya kadar direkt uçabiliyor. 6X'in hızı saatte 1100 kilometreyi aşıyor. Dassault uzun menzilli uçak projesine 2018'de başladı. 5X'te yaşanan motor sorunun ardından gövde 1 metre daha uzatılarak 6X geliştirildi. 6X test uçuşlarına gelecek yıl başlayacak. Sınıfının en geniş kabinine sahip 6X, 16 kişiye kadar yolcu alabiliyor. Kabin yüksekliği 1.98 metre, genişliği ise 2.58 metre. 30 yan pencerenin yanında tavanda da sıradışı bir penceresi bulunuyor. Jetin fiyatı 47 milyon dolar (yaklaşık 368 milyon 118 bin TL
MEHMET CENGİZ KİMDİR..
Sözcü Yazarı Çiğdem Toker, Cumhuriyet'te “Miletin a…. koyacağız” sözüyle ünlenen ve son olarak Cerattepe’deki bakır madeni projesiyle şimşekleri üzerine çeken AKP döneminin ‘gözde’ işadamlarından Mehmet Cengiz’in önlenemeyen ‘yükseliş’ini bakın nasıl anlatmıştı?
Mehmet Cengiz’e dair yaygın kamuoyu farkındalığı, Sabah-atv satışı için oluşturulan 630 milyon dolarlık fona dair tapeler aracılığı ile oluşsa da, Cengiz’i AKP nezdinde vazgeçilmez kılan şirketokrasisinin en az on yıllık bir geçmişi var.
80’lerde kurulan şirketin, 90’larda Limak ile birlikte üstlendiği Karadeniz Otoyolu’ndan sonraki, palazlanma atağı özelleştirme ihaleleriyle başlıyor.
--2004’te Eti Bakır, 2005’te Eti Alüminyum,
--2006’da Ankara- İstanbul Hızlı Tren proje kesimleri,
--2007’de Ilısu Barajı, Ordu Havaalanı,
--2009’da Meram Elektrik Dağıtım,
--2010’da Uludağ, Çanakkale,
--2012’de Akdeniz,
--2013’te Eti Bakır Mazıdağı Fosfat, 3. havalimanı ve son olarak da -özel şirket ihalesi olarak- Akkuyu Nükleer Santralı’nın deniz hidroteknik yapılarının anahtar teslim ihalesi.
Cengiz şirketlerine yapılan devlet jestlerinin saymakla bitmez.
Yoksul üniversite öğrencilerine verdiği üç kuruşluk harcı, temerrüt faizi işlete işlete yıllarca takip eden, asgari ücretten vergi alan bu devletin Maliyesi, bir şirketin 422 milyon TL borcunu neden siler?
Ne karşılığında vazgeçer vergi alacağından?”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 249399
Suriye’nin Rasulayn ilçesindeki yol kontrol noktasına bombalı araçla düzenlenen saldırıda şehit olan Yüzbaşı Yasin Kurt'un cenazesi Antalya’da toprağa verildi. Şehidin cenaze törenine, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı...
Rasulayn ilçesinde yol kontrol noktasına terör örgütü PKK/YPG tarafından düzenlenen bombalı saldırıda şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt’un(34) naaşı, askeri uçakla Antalya'ya getirildi.
Şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, konvoyla önce helallik alınması için Muratpaşa ilçesi Yenigün Mahallesi’ndeki baba evine götürüldü. Şehidin naaşı daha sonra, askerlerin omuzlarında bir süre taşınarak Akdeniz Üniversitesi Camii'ne getirildi. Güçlükle ayakta duran şehidin annesi ve kız kardeşini askeri personel teskin etti.
Şehidin yüzbaşı olan kardeşi Ali Kurt’da annesinin omzuna başını uzun süre yasladı. Gözyaşlarına boğulan babaya ise sık sık kolonya verildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şehidin ailesine taziyelerini iletti.
GEÇİCİ GÖREVDEYMİŞ...
Cenaze töreni yeni tip Korona virüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında maske takılarak sosyal mesafe kuralına uyularak düzenlendi. Şehidin kendisi gibi kardeşi Ali Kurt'un da yüzbaşı olduğu ve Suriye topraklarında görevli olduğu belirtildi.
Annesi Ömrüye Kurt'un ev hanımı, babası Ziya Kurt'un Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nde ziraat teknikeri olan şehidin, kız kardeşi Gonca Kurt'un ise öğrenci olduğu öğrenildi.
Bekar olan şehidin geçici görevle Rasulayn'da görevli olduğu belirtildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216362
İçişleri Bakanlığı sokağa çıkma yasağına saatler kala bir açıklama yaptı. Kuralların ve açık olacak yerlerin hatırlatıldığı açıklamada vatandaşların endişelenmemesi için her türlü tedbirin alındığı belirtildi...
İçişleri Bakanlığı sokağa çıkma yasağına saatler kala vatandaşları bilgilendirmek amacıyla bir açıklama paylaştı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Hafta sonlarına yönelik uyguladığımız sokağa çıkma kısıtlamasının ikinci uygulama bugün saat 21:00’de başlayıp Pazartesi sabah 05.00’de sonlanacaktır" denilerek şunlar kaydedildi:
MARKET VE BAKKALLAR 7 SAAT AÇIK OLACAK...
1. Sokağa çıkma kısıtlaması süresindeki uygulamayı genel hatlarıyla hatırlatmak gerekirse;
• Market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler bugün saat 20.00’ye kadar, Cumartesi ve Pazar günleri ise 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacaktır. Yine belirtilen süre içerisinde marketler ve bakkallar telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebileceklerdir.
PASTANELER 24.00'E KADAR AÇIK...
• Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri ise bugün saat 20.00’ye kadar açık olacaklardır. Bu işyerleri Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerini sürdüreceklerdir.
• Cumartesi ve Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır.
ONLINE SİPARİŞLER DE SERBEST...
• Online sipariş firmaları da Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceklerdir.
• Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde (Cumartesi-Pazar) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir.
2. Yukarıda getirilen açıklamalardan da anlaşılacağı üzere vatandaşlarımızın temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamaları için her türlü tedbir alınmıştır.
Bu nedenle vatandaşlarımızdan sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı saat olan 21.00’den önce evlerinde/ikametlerinde olacak şekilde hareket etmelerini, başta büyükşehirlerimiz olmak üzere diğer illerimizde trafikte oluşabilecek yoğunluklar göz önünde tutarak gerekli tedbirleri almaları hususunu istirham ediyoruz."
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 205793
Yeni pandemi dönemi önlemleri kapsamında restoranlar sadece evlere servis hizmeti vermeye başladı. Büyüklü küçüklü birçok restoran paket servise geçerken daha fazla müşteriye ulaşmak adına Google reklam ve harita kullanımları da bu dönemde arttı. Bu yoğunlaşmayı fırsat bilen dolandırıcılar “Google harita kaydınız ödeme yapmaz iseniz silinecek” diyerek yeni kurbanlarını arıyor. Tamamen ücretsiz olan bu uygulamada dolandırıcılara göz açtırmamalıyız diyen Dijital Pazarlama & E-ticaret Danışmanı, Google Partners Yılmaz BOZAN; “ Öncelikle bilinmelidir ki, Google‘ın Türkiye de herhangi bir hizmet için para isteyebileceği bir çağrı merkezi yoktur. Bu şekilde Google Türkiye’den arayan kişilere itibar edilmemelidir.” Dedi...
Hiç şüphesiz insanların sipariş vermek istediklerinde ilk başvurdukları yol Google gibi arama motorları. Bu açıdan firmaların konum bildirmeleri, iletişim bilgilerinin ilk sıralarda yer alması müşteriye ulaşma açısından büyük önem taşıyor diyen BOZAN; “Google’ın ücretsiz verdiği, firma ve şirketleri haritalarda görünmesine yönelik hizmet için para talep eden dolandırıcılar, vatandaşları mağdur ediyor. Google adına faaliyet gösterdiğini iddia eden dolandırıcılar, internetle yapılan işlemlerin yoğunlaştığı koronavirüs sürecinde arama motorunun haritalarında kaydı bulunan işletmelere telefonla ulaşıyor. Gün geçmiyor ki bu konu hakkında telefonum çalmasın, müşteriler, eş dost veya bu konuda internette araştırma yaparak bize ulaşan insan sayısı son aylarda oldukça arttı. Hatta beni bile 0800’lü hatlar üzerinden taciz edermişçesine arayarak Google harita kaydınız ödeme yapmaz iseniz silinecek tarzında tehdit vari arıyorlar. O kadar inandırıcı konuşuyorlar ki bir zamanlar yine insanların başına dert olan “kredi kartınız terör suçuna karışmış, bankadan paranızı şu hesaba havale edin sizi kurtaralım…” tarzındaki aramalara benzetmeye başladım.
Dolandırıcıların izledikleri yolu da paylaşan Bozan; “0800, 850 li hatlar üzerinden size otomatik bir çağrı geliyor, bu aramada size bir robot şunları söylüyor, “İşletme hesaplarınızın Google da kalıcı olarak kalması, haritalardan silinmemeniz için 1 tuşuna basınız” 1 tuşuna bastıktan sonra arama sonlanıyor ve 2. Bir arama geliyor, bu arama içeriği de aynen şöyle “Merhabalar efendim sizi Google Cloud ekibinden arıyorum, işletmenizin kayıtlı olduğu Google haritalarından silinmemesi için ödeme yapmanız gerekmekte, 500 TL karşılığında işletmenizin kalıcı olarak kaydını yapmaktayız, silinmemesi için bu işlemi yapmak zorundasınız…” Bu hizmetin ücretsiz olduğunu söyleyince, hayır efendim isterseniz birlikte bakalım diyerek Google arama motorunda kendi markanızın adını yazmanızı istiyorlar ve önceden sizin markanıza Google Ads Reklamı vererek ilk sayfada reklam gösterimi yapıyorlar. Bu reklam gösterimini yaptıktan sonra eğer ödeme yapmazsanız ilk sayfadan silineceksiniz ve haritalarda da çıkmayacaksınız uyarısı yaparak sizi köşeye sıkıştırıyorlar. Gerçekten bu konuda ikna kabiliyetleri yüksek insanlar sizinle telefonda görüşüyor. Bu işte tecrübeli olmasanız inanma olasılığınız bir hayli yüksek.” Açıklamalarında bulundu.
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 361669
Suriye'nin Resulayn kentinde, PKK/YPG’li teröristlerce Suriye Milli Ordusu üyelerinin kontrol noktasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda şehit düşen Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt’un şehadet haberi Antalya’nın Muratpaşa ilçesindeki ailesine verildi...
ŞEHİT HABERİ ANTALYA'YA DÜŞTÜ...
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesi karşısında bulunan Suriye'nin Resulayn kentinde, bugün PKK/YPG'li teröristlerce Suriye Milli Ordusu üyelerinin kontrol noktasına bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi.
Saldırıda şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt'un acı haberi, Antalya'da oturan ailesine verildi.
Evin önüne belediye ekipleri tarafından taziye çadırı kurulurken, şehidin ailesinin evine Türk bayrağı asıldı.
Bekar olan Şehit Yüzbaşı'nın 2 kardeşi olduğu, erkek kardeşinin de kendisi gibi yüzbaşı, kız kardeşinin ise öğrenci olduğu kaydedildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 414477
Suriye'de Barış Pınarı bölgesinde bulunan Resulayn'da PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu 2 askerimiz şehit oldu, 6 Jandarma personeli ile 2 yerel kolluk görevlisi de yaralandı...
Suriye'nin Resulayn kentinden acı haber geldi. Teröristlerin saldırısnda 2 askerimiz şehit oldu.
Şanlıurfa Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, Barış Pınarı bölgesinde bulunan Resulayn’daki bir yol kontrol noktasına, PKK/YPG’li teröristlerce bombalı araçla saldırı düzenlendi.
2 ŞEHİT 8 YARALI...
Patlamada, 2 jandarma personeli şehit oldu, 2 yerel kolluk görevlisi hayatını kaybetti. 6 Jandarma personeli ile 2 yerel kolluk görevlisi de yaralandı.
Genel sağlık durumları iyi olan yaralılar, Resulayn Hastanesi ile Ceylanpınar Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
MSB'den yapılan Açıklamada, "Terör örgütünün gerçekleştirdiği hain saldırıda şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz." denildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 454039
4. Altın Marka Ödülleri'ne katılan iş insanı Şahin Kırbıyık, 'Kendi kendine yeten ve enerji üreten' okul projesi ile 'yılın altın adamı' ödülünü aldı...
Yaptığı yatırımlar ile bir çok ödül alan Şahin Kırbıyık, 'Kendi kendine yeten ve enerji üreten' okul projesi ile Altın Marka Ödül töreninde de 'yılın altın adamı' ödülünü aldı.
Bu proje ile ödül alabilmenin sevindirici olduğunu belirten Kırbıyık, "Türkiye'de bugüne kadar ihmal edilen otistik kardeşlerimiz için Antalya Aksu'da yaptığımız eğitim merkezi, yine örnek bir proje olacak umarım bu merkezimizin açılışına ilgili bakanlarımız katılacaktır" dedi.
BABA VE KIZI ALTIN ÖDÜLE LAİK GÖRÜLDÜ...
Özellikle Antalya bölgesinde yaptığı hayır işleri,okullar ve spora verdiği desteklerle adından sıkça söz ettiren, Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Kırbıyık; eğitimde öncü projesi ile yılın altın adamı seçilirken, Kırbıyık Resort otel'in yönetim kurulu başkanı ve Şahin Kırbıyık'ın kızı Busem Kırbıyık ise, yılın başarılı turizmcisi ödülüne laik görüldüler.
--Yılın Turizmcisi: Busem Kırbıyık
--Yılın Altın Adamı: Şahin Kırbıyık
Kırbıyık Resort Otel--Alanya
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 317087
İçişleri Bakanlığı'nın aldığı yeni karara göre, lokantalar hafta içi ve hafta sonu saat 10.00 ila 00.00 arası paket servis yapabilecek...
İçişleri Bakanlığı, Yeni Kısıtlama ve Tedbirler Genelgeleri hakkında sıkça sorulan sorulara cevap verdi. Bakanlık, aldığı yeni karara göre, lokantaların hafta içi ve hafta sonu saat 10.00 ila 00.00 arası paket servis yapabileceğini belirtti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Yeni Kısıtlama ve Tedbirler Genelgeleri hakkında sıkça sorulan sorular ve cevapları şöyle açıklandı:
"Vatandaşlarımızın dışarıya çıkma ihtiyacını/zorunluluğunu azaltması açısından önemli bir role sahip olan online satış firmalarının servis/dağıtım yapabilecekleri saat aralığı, vatandaşlarımızın bu yöndeki talepleri doğrultusunda hafta içi ve hafta sonlarında 10:00- 24.00 saatleri olarak belirlenmiştir.
Lokanta, restoran, pastane, tatlıcı gibi yerlerde, hafta içi ve hafta sonlarında 20.00-24.00 saatleri arasında paket servis yapabileceklerdir.
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde servis/dağıtım faaliyetlerinde olanlar (dağıtıcı, kurye vb.) bu durumu belgelemek ve sadece yaptıkları işle ilgili güzergahlarla sınırlı kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaklardır."
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 298595
Alanya Güneşi Gazetesi, www.alanyagunesi.com haber portalı, Alanya Güneşi Tv imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni ibrahim AKDAĞ ; 26 Eylül 2019 da Deprem ile ilgili bir yazı kaleme almıştı.
Gazetemize gelen yoğun istek üzerine bu yazıyı haber bültenimizde tekrar yayınlıyoruz...
DEPREM TOPLANMA ALANLARINI BİLEN VAR MI, ALANYA DA VE ÜLKEMİZ DE?
10 Eylül 2019 tarihinde,Alanya Güneşi Tv facebook sayfamızda,canlı yayın ile Deprem Toplanma Alanlarının yeri ve önemi hakkında konuşmuştum.
26 Eylül 2019 da ise,İstanbul da 5.8 şiddetinde bir deprem oldu ;iki yüzden fazla bina hasar gördü,cami minaresi yıkıldı ve bazı vatandaşlar yaralandı.
HERKESE GÜNAYDINLAR...
Herkese günaydın diyorum çünkü,yetkili ve etkili kişiler ,daha yeni yeni çıkmış Televizyonlar da deprem toplanma alanlarının yerini ve önemini konuşuyor..
Günaydınlar canlarım!
ALANYA GÜNEŞİ GAZETEMİZ ADINA SORUYOR VE DİYORUZ Kİ;
--Alanya da ve ülkemiz de vatandaşlar deprem toplanma alanlarının yerini biliyor mu?
--Devletimizi yönetenler ve Mülki amirler ile Belediye başkanları bu konular da ne tür çalışmalar yapıyor?
--Muhtarlar bu konuda ne kadar bilgili?
--Ve halkın her bireyi bu konuda ne kadar bilinçli ve bilgili?
İŞTE ÇÖZÜMLER...
1--Binalardan uzak alanlar da,Stadyumlar da,binalardan uzak ve açık alanlar da yapılmış parklar da; Deprem toplanma alanları oluşturulmalıdır.
2--Bu alanlar da,
--Tuvaletler,
--Değişik noktalar da çeşmeler,
--Koruma içerisinde Jeneratör ve yakıtı,
--Çelikten yapılmış baraka tipi yapı içinde; yangın tüpleri-Sular-Gıdalar ve Tıbbi malzemeler olmalı..
--Bu baraka da Çadırlar,giyinme ve uyku gereksinimi için malzemeler,ışıldaklar,radyolar v.s. olmalı..
3--Bu Alanların kontrolü Mülki amir-Belediye ve muhtarlarda olmalı..
4--Burada ki malzemelerin korunduğu yerin anahtarı Muhtar da,itfaiye de ve en yakın güvenilir konut sahibinde olmalıdır..
5--Burada ki malzemeler son tüketim tarihine göre yenilenmelidir..
6--Kentsel dönüşüm ile bazı binaların yerine parklar yapılmalı ve her aile bu konuda bilgilendirilmelidir.
HER EVDE DEPREM ÇANTASI HAZIR BULUNDURULMALIDIR...
--Deprem Çantasında olması gerekenler;
--Yüksek kalorili, vitamin ve karbonhidrat içeren, su kaybını önleyen ve dayanıklı (çabuk bozulmayan) gıdalar (Konserve, kuru meyveler, tahin–pekmez, meyve suyu, vb.)...
--Önemli belge fotokopileri;Kimlik kartları (nüfus cüzdanı, ehliyet vb.)...
--Tapu, sigorta, ruhsat belgeleri,Zorunlu Deprem Poliçesi...
--Diplomalar,Pasaport, banka cüzdanı vb...
--Diğer (evcil hayvan sağlık karnesi, vb.)...
--Giyecekler,İç çamaşırı,Çorap,Yağmurluk;İklime uygun giysiler...
--Su ve meyve suları gibi içecekler;Her bir aile üyesi düşünülerek yeterli içme suyu alınmalı...
--Sabun ve Dezenfektanlar...
--Diş fırçası ve macunu,Islak mendil ve Tuvalet kâğıdı...
--Hijyenik ped ve diğer malzemeler...
--İlk yardım çantası...
--Uyku tulumu veya battaniye...
--Çakı, düdük, küçük makas,Kâğıt, kalem ve kalemtraş...
--Pilli radyo, el feneri ve yedek piller (dayanıklı/uzun ömürlü pil seçilmeli)
Depremsiz ve mutlu sağlıklı-yarınlara...
Saygılarımla
İbrahim AKDAĞ
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Facebook: TC İbrahim Akdağ
Twıtter: @akdagloveyou
İnstagram:akdag9099
Whatsup:0 533 6252558
OFİS: 0 242 5143399
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ
www.alanyagunesi.com Haber Portalı
Ve
Alanya Güneşi Tv
İmtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 108100
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Aslan, “The Lancet” isimli tıp dergisinde gerçek dışı yazılan makalenin yayından çekilmesi için bir yazı kaleme aldı. Aslan, editöre hitaben yazılan yazıda; söz konusu makalenin hayal kırıklığı yaratığını belirterek, derin bir kızgınlığın doğmasına sebep olduğunu ifade etti.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Aslan, 27 Kasım 2020 tarihinde “The Lancet” dergisinde yayımlanan “Covid 19 Zamanında Savaş: Dağlık Karabağ ve Ermenistan'da İnsani Felaket” (Kazaryan vd.) başlıklı yazıya tepki olarak bir mektup yazdı. Bu yazının Ermeni yazarlar tarafından taraflı ve propaganda amacıyla kaleme alındığını ifade eden Prof. Dr. Erdoğan Aslan; makalenin saygın bir tıp dergisinde yayınlanabilmesi için bilimsel bir temelden yoksun olduğunu da belirtti. Bir bilim insanı olarak ve bilim kuruluşu olan ALKÜ adına milli çizgilere sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Aslan; The Lancet dergi editörüne hitaben yazdığı mektup şu şekilde:
Editöre,
27 Kasım 2020 tarihli derginizde yayımlanan, “Covid 19 Zamanında Savaş: Dağlık Karabağ ve Ermenistan'da İnsani Felaket” (Kazaryan vd.) başlıklı yazıyla alakalı hayal kırıklığımızı ve derin kızgınlığımızı ifade etmek için üniversitem ve şahsım adına yazıyorum.
Her şeyden önce, evrensel bir hedef olan “ilerlemeye” ulaşmak için bilimsel dergilerin, bilimsel bulgu ve çalışma sonuçlarını tarafsız olarak aktarması gerektiğine inanıyoruz. Zira, yalnızca aktif bir lobinin siyasi argümanlarını yansıtan bir makalenin yayımlanması en iyi ihtimalle “etik dışı” olarak adlandırılabilir.
Siyasi bir makaleyi bilimsel bir dergide yayınlamanın etik dışı olmasının yanı sıra, makaledeki yazarların verdiği bilgiler tamamen bir konfabulasyondur. Ortada yazarların hikayeleriyle uyuşmayan tarihsel gerçekler bulunmaktadır. Söz konusu kişiler, Karabağ'ın 1991'den beri bağımsız bir devlet olarak tanındığını iddia etmektedirler ancak bu yanlış bilgi hiçbir uluslararası otorite tarafından kabul edilmiş değildir ve hatta ironik bir şekilde, Karabağ bizzat Ermenistan tarafından dahi bağımsız bir devlet olarak kabul edilmemiştir. Nitekim aynı Ermenistan, bölgedeki sayısız işgal, katliam ve yerinden etme planlarını hayata geçirmiştir. Birleşmiş Milletler, Karabağ topraklarının Azerbaycan'a ait olduğunu ilan etmiş, AGİT’in altında kurulmuş uluslararası bir grup olan MINSK Grubu 30 yıl boyunca bu çatışmayı çözmeye çalışmıştır. Köyleri hedef alan son Ermeni bombalamalarının sonucunda Azerbaycan ordusu vatandaşlarını korumak için miras hakkını kullanmış ve topraklarını geri almıştır.
O bölgede yaşananlarda ne Türkiye ne de Azerbaycan sorumludur. Bilakis sorumlu olan Ermeni diasporasının kendisidir. Söz konusu yazarlar utanmadan, dünyanın her yerindeki insanlara ve uluslararası tıp camiasındaki meslektaşlarına Karabağ'daki savaşa ve insani felakete karşı seslerini yükseltme çağrısında bulunurken; 1,5 milyon Azerbaycan Türkü topraklarından edildiğinde ve Hocalı'da binlerce insan katledilirken ne tesadüf ki sessizliklerini korumaktaydılar.
Bu şartlar altında, iyi bir bilimsel dergiye yakışır şekilde politik ve hatalı olduğu için bu makaleyi yayından çekmenizi bekliyoruz.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Erdoğan ASLAN
Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektör Yardımcısı, TÜRKİYE
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 264220
Siirt'in Kurtalan ilçesinde saat 08.45'te 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi...
20 km derinlikte meydana gelen depremin merkez üssü Kurtalan'ın Karabağlar köyü.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan depremle ilgili rahatlatan bir açıklama geldi. Açıklamada deprem sonrası olumsuz bir ihbarın alınmadığı vurgulandı. Öte yandan Siirt Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, "Kent merkezi ve Kurtalan ilçe merkezinde herhangi bir olumsuz ihbar almadık. Kayabağlar beldesinde bir hasar ihbarı aldık. Ekiplerimiz oraya hareket halinde" dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 272402
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na suikast yapılacağı bilgisi üzerine İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu'nun koruma ekibini uyardı...
İBB kaynaklarından edinilen bilgiye göre 10-15 gün önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'na terör örgütü IŞİD'in Türkiye'deki militanlarının suikast hazırlığı içinde olduğu ihbarı iletildi.
İmamoğlu'nun güvenlik ekibinin bu konuda bilgilendirildiği ve ek önlemler için harekete geçildiği belirtildi. İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği'ne ek koruma talebinde bulunulduğu öğrenildi. Henüz koruma sayısının arttırılmadığı da kaydedildi.
EMNİYET: SUİKASTÇİ YAKALANMASI SÖZ KONUSU DEĞİL...
Konuya ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
* Bazı basın yayın organlarında yer alan “İMAMOĞLU'NA yönelik suikast emri verilen DEAŞ Militanları yakalandı” haberi ile ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun bulunmuştur.
* Dönem dönem kamu görevlilerine, devlet büyüklerine, korumaya tabi şahıslara, görevleri nedeniyle veya kamunun gündeminde olan sansasyon yaratabilecek kişi, kurum ve yerlere yönelik bu tür duyumlar ve ihbarlar gelmektedir.
* Bu duyumlar veya ihbarlar ilgili kişiler ile paylaşılır ve bunların her biri bilgilendirilir. Bu konuda birimlerimiz tarafından gerekli tedbirler alınır.
* Haberde yer aldığı şekilde bir suikast girişimi veya bir suikastçının yakalanması söz konusu değildir.
* PKK/PYD, DEAŞ, FETÖ ve DHKP-C dahil olmak üzere tüm terör örgütlerine yönelik çalışmalarımız milletimizin huzuru ve ülkemizin güvenliği için kesintisiz bir şekilde ve kararlılıkla devam etmektedir.
İBB: HASSASİYET ARTIRILMIŞTIR...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Ongun, şu ifadeleri kullandı:
* 23 Kasım 2020 tarihinde resmi makamlarca bir terör örgütüne yönelik istihbari faaliyetlerde, İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na yönelik eylem talimatı verildiği bilgisi tarafımıza ulaştırılmıştır.
* Bilgi dahilinde mevcut önlemler korunmuş ve hassasiyet artırılmıştır.
* Tarafımızda herhangi bir eylemcinin yakalandığı bilgisi mevcut değildir.
* Başkanımızın açık kaynaklarda görüleceği üzere rutin programları ihbar tarihinden beri sürmektedir.
Alanya Güneşi Haber merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 137469
MSB, Hakkari Çukurca'da meydana gelen araç kazasında yaralanan 1 askerin, kaldırıldığı hastanede şehit olduğunu duyurdu...
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Hakkari'nin Çukurca ilçesinde meydana gelen araç kazasında yaralanan 1 askerin, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak şehit olduğunu duyurdu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Hakkâri Çukurca bölgesinde, 1 Aralık 2020 tarihinde, üs bölgelerinin ikmali maksadıyla icra edilen intikal esnasında meydana gelen araç kazası sonucu, 1 kahraman silah arkadaşımız yaralanmış ve sevk edildiği hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur" denildi.
Açıklamada, şehide Allah'tan rahmet, ailesi, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk milletine başsağlığı ve sabır dilekleri iletildi.
HABER: Mertcan YILMAZ
KAYNAK: MSB
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 468810
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada hafta içi her gün 21.00 ile 05.00 saatleri arasında genel sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurmuştu. Erdoğan, yasağın Cuma akşamı 21:00’den Pazartesi sabahı saat 05:00’e kadar kesintisiz devam edeceğini belirtmişti.
İçişleri Bakanlığı da 81 ile gönderdiği genelgede sokağa çıkma yasağının ayrıntılarına yer verdi. Buna göre yasağın olduğu Cumartesi ve Pazar günleri market, bakkal, manav, kasap ve kuru yemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek.
Yeni bir karar alınıncaya kadar ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma yasağı da Cuma günleri saat 21.00'de başlayacak, Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayacak ve Pazartesi günleri saat 05.00'de tamamlanacak şekilde sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
4 Aralık Cuma günü saat 21.00'de başlayıp 07 Aralık Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde tüm vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı getirilecek olup bundan sonraki hafta sonlarında da uygulama aynı şekilde devam edecek.
Sokağa çıkma yasağı süresince üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacak.
YASAĞIN AYRINTILARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA...
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde şöyle denildi:
* 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altında bulunanlar hariç, zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilere gidip gelebilecektir.
* Aynı saatler arasında market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabileceklerdir.
* Cumartesi ve Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilir.).
* Vatandaşlarımız (65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altında bulunanlar hariç) ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebileceklerdir.
* Fırın ve unlu mamul ruhsatlı iş yerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, ekmek dağıtım araçlarıyla sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacaktır.
* Lokanta ve restoran tarzı iş yerleri, sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu Cumartesi ve Pazar günleri 10.00 20.00 saatleri arasında sadece paket servis şeklinde hizmet sunmak üzere açık olabilecektir.
- Yeni bir karar alınıncaya kadar ülke genelinde hafta içerisinde yer alan günlerde (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma) 21.00-05.00 saatleri arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
HAFTA İÇİ YASAĞININ İLK UYGULAMASI BUGÜN BAŞLAYACAK...
İlk uygulamanın bugün saat 21.00'de başlayacağı, Çarşamba günü saat 05.00'de biteceği belirtilen genelgede şu ifadeler kullanıldı:
* Bundan sonraki haftalarda da Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri uygulama yukarıda belirtildiği şekilde devam edecektir.
* Sokağa çıkma kısıtlaması süresince üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacaktır.
* Sokağa çıkma kısıtlamasındaki getirilen sürelere uymak için istisna getirilenler dışındaki tüm iş yerleri hafta içi saat 20.00'de kapanacaktır. Sokağa çıkma kısıtlaması getirilen süre ve günlerde (hafta içi ve hafta sonunda uygulanacak) aşağıda belirtilen zorunlu hallerde şehirlerarası seyahatlere izin verilecektir.
ZORUNLU SAYILACAK DURUMLAR BELLİ OLDU...
Genelgede zorunlu haller sayılacak durumlar ise şu şekilde belirtildi:
* Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen,
* Doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
* Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat edecek olan (en fazla 4 kişi),
* Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
* ÖSYM tarafından ilan edilen ve diğer merkezi sınavlara katılacaklar ve refakatçileri,
* Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
* Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
* Ceza infaz kurumlarından salıverilen vatandaşlarımız, yukarıda belirtilen durumların varlığı halinde toplu ulaşım araçlarıyla veya İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden ya da Valilik/Kaymakamlıklara doğrudan başvuru yoluyla Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla seyahat edebileceklerdir.
* Yukarıda belirtilen mazeretleri taşımayan kişilerin şehirlerarası seyahatleri ise ancak toplu ulaşım araçları (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) kullanılmak suretiyle mümkün olacaktır.
* İşi ile ilgili illiyetini belgeleyen toplu ulaşım araçlarının görevlileri ile şehirlerarası seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ile ibraz eden kişiler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır.
* Sokağa çıkma kısıtlaması getirilen süre ve günlerde 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaçları (ekmek, temel gıda vb.) planlama yapılarak Vefa Sosyal Destek Birimleri aracılığıyla karşılanacaktır.
YENİ YASAKLARLA İLGİLİ BİR GENELGE DAHA GÖNDERİLDİ...
İçişleri Bakanlığı, 81 ilin valiliğine ‘Yeni Kısıtlama ve Tedbirler’ konulu genelge gönderdi. Genelgede şunlar denildi:
* Koronavirüs (Covid19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla, içerisinde bulunduğumuz kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemler Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda belirlenerek uygulamaya geçirilmektedir.
* Gelinen aşamada son dönemde Koronavirüs salgınının yayılımında tüm Dünya'da ve özellikle Avrupa'da hızlı bir artış yaşandığı ve Ülkemizde de vaka ve hasta sayılarında yükseliş görüldüğü kamuoyunun malumudur.
Yeni bir karar alınıncaya kadar bugün saat 21.00'den itibaren geçerli olacak düzenlemeler ise şu şekilde:
* Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının 30.11.2020 tarih ve 46676 sayılı yazısı doğrultusunda illerde Valilerimiz tarafından kamu kurum ve kuruluşlarının günlük çalışma başlama ve bitiş saatlerinin 02.12.2020 Çarşamba gününden itibaren 10:00-16:00 arası olacak şekilde belirlenmesi ve personel servis saatlerinin bu mesai saatlerine göre yeniden düzenlenmesi,
* Yüzme havuzu, hamam, sauna, masaj salonu ve lunaparkların faaliyetlerinin durdurulması, ganyan, iddia ve milli piyango bayilerinde içeriye müşteri kabul etmeksizin sadece kupon/ganyan yatırma işleminin yapılabilmesi,
* 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlarımızın 18.11.2020 tarihli ve 19161 sayılı Genelgemizle belirlenen saatler içerisinde (10.00-13.00, 13.0016.00 saatleri arası) şehir içi toplu ulaşım araçlarını (metro, metrobüs, otobüs, minibüs, dolmuş vb.) kullanmalarının kısıtlanması,
* Şehir içi toplu ulaşım araçlarında yaşanan yoğunluğun azaltılması amacıyla ilgili mahalli idarelerce alınması gereken tedbirlerin (sefer sayısının artırılması, denetim vb.) İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca belirlenmesi,
* Cenaze namazlarının vefat edenlerin yakınları dahil en fazla 30 kişi ile kılınması,
* Nikahlar ve nikah merasimi şeklindeki düğünlerin de gelin ve damadın yakınları dahil en fazla 30 kişi ile düzenlenmesi,
* Kış mevsimi nedeniyle kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilen bu süreçte vatandaşlarımızın evlerde misafir kabulünün salgının bulaşma/yayılım hızını artırdığı göz önüne alındığında evlerde gün, mevlid, taziye, yılbaşı kutlaması gibi toplulukların bir araya geleceği etkinliklere müsaade edilmemesi,
* Yine yukarıdaki sebeplerle bu süreçte evlere misafir kabul edilmemesi hususunun vatandaşlarımıza hatırlatılması,
* Her AVM ve semt pazarı için aynı anda kabul edilebilecek müşteri sayısının İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararı ile ayrı ayrı belirlenmesi,
* Ayrıca AVM'lerde ve semt pazarlarında daha önceki genelgelerde belirlenen kuralları/alınan tedbirleri takip etmekle sorumlu AVM COVID-19 sorumlusu ve pazaryeri yöneticileri ile zabıta/kolluk birimleriyle denetimlerin eksiksiz yapılması,
* AVM'lere girişte çalışanlar ve müşteriler için HES kodu zorunluluğunun getirilmesi ve gerekli sorgulama yapıldıktan sonra herhangi bir olumsuzluğa rastlanmayan çalışan veya müşterinin AVM'ye kabul edilmesinin sağlanması,
* İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurullarınca gerek görülmesi durumunda kalabalık cadde ve meydanlara girebilecek/aynı anda bulunabilecek kişi sayısının (metrekare ve alan büyüklüğü göz önünde bulundurularak) belirlenmesi, buna ilişkin gerekli fiziki tedbirler ile diğer önlemlerin eksiksiz alınması,
* Anasınıfı ve anaokullarının faaliyetlerine ara verilmesi,
* 50 ve daha fazla çalışanı olan iş yerlerinde iş yeri hekimi gözetiminde, mevcut iş güvenliği uzmanı veya bulunmadığı durumda görevlendirilecek bir personel tarafından salgın tedbirlerinin uygulamasının sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
- Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyete neden olunmaması, alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesi ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda gereği yapılacaktır.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 407647

Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Kırbıyık, memleketi Mersin'in Tarsus ilçesinde Tarsus İdman Yurdu taraftarlarıyla buluştu.



Geçtiğimiz yıl yine yılın iş adamı ödülünü kazanan, Türk iş dünyasına yepyeni bir soluk getiren Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı ünlü iş adamı Şahin Kırbıyık sadece iş dünyasında değil hayatın her alanında yaptığı hayırseverlikleri ile 2020 yılına damga vurdu.
ŞAHİN KIRBIYIK'A TARSUS İDMAN YURDU'NA BAŞKAN OL BASKISI...
İkinci ligde mücadele eden Tarsus İdmanyurdu spor'a başkan olması için tüm Tarsus halkı ve sporseverlerden büyük talep olan ve sevgi gösterisi ile şehirde meşaleler ve sloganlarla karşılanan Şahin Kırbıyık; kurban kesilerek karşılandı.
Spor severlerle bir araya gelen ve onların sevgi gösterileri eşliğinde toplantı düzenleyen Kırbıyık Holding yönetim kurulu başkanı Şahin Kırbıyık; " Tarsus İdmanyurdu Spor bizim de takımımız ve bu takıma başkanlık yapmak bana şeref verir.Tarsus halkımızın ilgisi ve sevgisi ve sizlerin başkan ol isteği bana onur verdi,şeref verdi. Ama Coronavirüs pandemi süreci dolayısı ile Tarsus İdman yurdu sporumuzun kongresi ertelendi. Bende bu süreçte sizlerin talebini değerlendireceğim. Bilmenizi isterim ki ; Tarsus İdmanyurdu spor da görev almasam bile hem şehrimize , hem de takımımıza maddi ve manev desteğim olacak.Yüce Allah bize güç verdikçe,bizde Kırbıyık Holding olarak çok çalışacak ve kazancımızı devletimiz ve milletimiz ile paylaşarak büyüyeceğiz. Tek üzüntüm şu ki; bizler okullar yaptıran,yoksulları sevindiren,öğrencilerimize okumaları için yaptığımız desteklerle umut olan ve spora ışık olan büyük bir kuruluşuz.Yani Türk milletinin bağrında büyüyen ve onlarla yürüyen bir holdingiz.Bu başarımızı ve devlet-millet sevgisi ile yol almamızı hazmedemeyenler bize iftira atıyorlar ama unutmasınlar ki Güneş balçıkla sıvanmaz ve biz inandığımız yolda büyüyerek herkese de umut-aş-iş olmaya devam edeceğiz.Gençler siz spora destek olun bizde size destek olacağız.sağlıklı yaşam ,sporla güzeldir."dedi.
Alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde sohbetini sürdüren Şahin Kırbıyık gençlerle ve Tarsus halkı ile piknik yaptı ve herkesle tek tek ilgilendi.Ve gençlerle bol bol otoğraf çektirdi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 292064
İstanbul Saraçhane'de onlarca evsiz vatandaşın alt geçitlerde uyumaya çalıştığı görüntüler, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı...
TÜM Yardımlaşma Derneği (TÜMYAD) tarafından 28 Kasım 2020 akşamı sosyal medyadan paylaşılan görüntüler infial yarattı.
İstanbul Saraçhane’deki Haşim İşcan Geçidi’nde kaldırımlarda yatan onlarca evsizin hali yürek burktu.
Uzun bir süredir Saraçhane’deki parklarda geceleri geçiren evsizlerin bir süredir Haşim İşcan Geçidi’ndeki bisiklet satan dükkanların önünde gecelediği öğrenildi.
TÜMYAD’ın evsizlerin halini paylaştığı video sosyal medyada kısa sürede yayıldı.
Görüntülerin yayılmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi harekete geçti.
Alana giden zabıta ekipleri büyük bir çoğunluğunu Türk vatandaşların oluşturduğu 30 kişiyi araca bindirerek bir otele yerleştirdi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 393865
Sokağa çıkma yasağı cumartesi günü 20.00'de başlayarak, pazar 10.00'da sona erecek. Pazar günü ise 20.00'de tekrar başlayacak olan yasak, pazartesi günü 05.00'e kadar sürecek...
Türkiye'de Covid-19 vaka ve ölüm sayılarının artmasının ardından geçen hafta uygulamaya konan kısıtlamalar kapsamındaki sokağa çıkma yasağı, 28 Kasım Cumartesi (günü saat 20.00 itibarıyla başlayacak.
İçişleri Bakanlığı'nın kısıtlamalara ilişkin genelgesine göre, yeni bir karara kadar hafta sonları 10.00-20.00 saatleri dışında sokağa çıkma kısıtlanacak, üretim, imalat ve tedarik zincirleri bundan muaf olacak. 65 yaş ve üzeri vatandaşlar 10.00 ila 13.00 saatleri, 20 yaş altı vatandaşlar, 13.00 ila 16.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek.
Bu hafta ikincisi uygulanacak olan sokağa çıkma yasağı, cumartesi (yarın) günü saat 20.00 itibarıyla başlayarak, 29 Kasım Pazar günü saat 10.00'a kadar sürecek. 29 Kasım Pazar günü de saat 20.00'den 30 Kasım Pazartesi 05.00'e kadar sokağa çıkmak yasak olacak.
Restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme içme yerleri 10.00 ila 20.00 saatleri arasında sadece paket servis veya gel-al hizmeti verecek şekilde açık olabilecek.Restoran, lokanta ve online yemek sipariş firmalarınca saat 20.00'den sonra sadece telefon ya da online sipariş üzerine paket servis hizmeti verilecek.
Alışveriş merkezi, market, berber, kuaför ve güzellik merkezleri saat 10.00 ila 20.00 arasında hizmet sunabilecek.
31 Aralık'a kadar sinema salonlarının; yeni bir karar alınıncaya kadar ise kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe/salonu, elektronik oyun salonları, bilardo salonları, lokaller ve çay bahçeleri ile halı sahaların faaliyetleri durdurulacak.
Geçen hafta Bakan Süleyman Soylu'nun imzasını taşıyan İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen kısıtlamaların ayrıntıları ve istisnaların tamamı şöyle:
"Koronavirüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirilmiştir.
2020 yılı içerisinde tüm Dünya’yı etkisi altına alan Koronavirüs salgınının yayılımında/bulaşında son dönemlerde tüm ülkelerde artış yaşandığı görülmektedir. Özellikle Avrupa kıtasında bulunan ülkelerde salgının seyrinde çok ciddi yükseliş olduğu ve salgınla mücadele kapsamında birçok yeni tedbir kararları alınarak uygulamaya geçildiği izlenmektedir.
Ülkemizde de içerisinde bulunduğumuz kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra salgının seyri ve olası riskler göz önünde bulundurularak hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemler belirlenmektedir.
Bu çerçevede 17.11.2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde alınan kararlar doğrultusunda 20.11.2020 Cuma günü saat 20:00 den itibaren geçerli olacak şekilde;
1. Alışveriş merkezi, market, berber, kuaför ve güzellik merkezleri sadece saat 10:00 ila 20:00 arasında vatandaşlarımıza hizmet sunabileceklerdir.
2. Restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme-içme yerleri 10:00 ila 20:00 saatleri arasında sadece paket servis veya gel-al hizmeti verecek şekilde açık olabilecektir. Restoran, lokanta veya online yemek sipariş firmalarınca saat 20:00 den sonra sadece telefonla ya da online sipariş üzerine paket servis hizmeti verilebilecektir.
İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca tek tek belirlenmek ve yerleşim sahasında bulunmamak kaydıyla şehirlerarası karayolları kenarında bulunan ve şehirlerarası toplu ulaşım veya lojistik amaçlı araçlara hizmet veren dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerleri kısıtlamalardan istisna tutulacaktır.
3. 31.12.2020 tarihine kadar sinema salonlarının; yeni bir karar alınıncaya kadar ise kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe/salonu, elektronik oyun salonları, bilardo salonları, lokaller ve çay bahçeleri ile halı sahaların faaliyetleri durdurulacaktır. Daha önce faaliyetleri durdurulan nargile salonları ile ilgili uygulamanın aynen devamı sağlanacaktır.
4. Tüm illerimizde; 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız gün içerisinde 10:00 ila 13:00 saatleri, 20 yaş altı vatandaşlarımız (01.01.2001 tarihi ve sonrasında doğanlar) ise gün içerisinde 13:00 ila 16:00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek olup (işyerleri ile illiyetlerini gösteren çalışma/SGK kaydı vb. belgeyi ibraz eden çalışanlar hariç), bu saatler dışında ise belirtilen yaş gruplarındaki vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları kısıtlanacaktır.
5. Yeni bir karar alınıncaya kadar hafta sonları 10:0020:00 saatleri dışında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
Üretim, imalat ve tedarik zincirleri bu kısıtlamadan muaftır.
Bu doğrultuda ilk uygulama olarak 21 Kasım Cumartesi günü saat 20:00 den 22 Kasım Pazar günü saat 10:00 a kadar ve 22 Kasım Pazar günü saat 20:00 den 23 Kasım Pazartesi 05:00 saatine kadar sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
Bundan sonraki hafta sonlarında da uygulama yeni bir karar alınıncaya kadar yukarıda belirtildiği şekilde devam edecektir.
Sokağa çıkma kısıtlamasının günlük hayata etkisini en az düzeyde tutmak amacıyla;
Açık olacak iş yeri ve kurumlar...
a) İlaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyetleri yürüten iş yerleri,
b) Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri,
c) Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, Acil Çağrı Merkezleri, AFAD Birimleriafetle ilgili çalışma yürüten kurum/kuruluşlar, Vefa Sosyal Destek Birimleri, Göç İdaresi, PTT vb.),
ç) Doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet yürüten büyük tesis ve işletmeler (rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi),
d) Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dâhil) ve lojistiğini yapan firmalar,
e) Oteller ve konaklama yerleri,
f) Sağlık hizmetlerinin kapasitesini arttırmaya yönelik acil inşaat, donanım vb. faaliyetleri yürüten işletme/firmalar,
g) Hayvan barınakları, hayvan çiftlikleri ve hayvan bakım merkezleri,
ğ) Üretim ve imalat tesisleri,
h) Gazete, radyo ve televizyon kuruluşları, gazete basım matbaaları ve gazete dağıtıcıları,
ı) Valilikler/Kaymakamlıklar tarafından yerleşim merkezleri için her 50.000 nüfusa bir adet ve il sınırları içinden geçen şehirlerarası karayolu ve varsa otoyol üzerinde her 50 km için bir adet olmak üzere belirlenecek sayıda akaryakıt istasyonu ve lastik tamircisi (Bu madde kapsamında açık olacak akaryakıt istasyonları ile lastik tamircileri kura yöntemi ile belirlenecektir),
i) Sebze/meyve toptancı halleri,
İstisna kapsamında olan kişiler
a) Yukarıda belirtilen “Açık Olacak İşyeri, İşletme ve Kurumlarda” yönetici, görevli veya çalışanlar,
b) Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar (Özel güvenlik görevlileri dâhil),
c) Acil Çağrı Merkezleri, Vefa Sosyal Destek Birimleri, Kızılay, AFAD’da ve afet kapsamında faaliyet yürütenler, görev alanlar,
ç) ÖSYM tarafından ilan edilen ve diğer merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler
(bu kişilerin yanlarında bulunan eş, kardeş, anne veya babadan bir refakatçi) ile sınav görevlileri,
d) Cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacak olanlar,
e) Elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken iletim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar,
f) Ürün ve/veya malzemelerin nakliyesinde ya da lojistiğinde (kargo dahil), yurt içi ve yurt dışı taşımacılık, depolama ve ilgili faaliyetler kapsamında görevli olanlar,
g) Yaşlı bakımevi, huzurevi, rehabilitasyon merkezleri, çocuk evleri vb. sosyal koruma/bakım merkezleri çalışanları,
ğ) Üretim ve imalat tesislerinde çalışanlar,
h) Küçükbaşbüyükbaş hayvanları otlatanlar, arıcılık faaliyetini yürütenler,
ı) Servis hizmeti vermek üzere dışarıda olduklarını belgelemek şartı ile teknik servis çalışanları,
i) İşyerlerinin kapalı olduğu saatlerde/günlerde sürekli olarak iş yerlerini bekleyenler,
j) Belediyelerin toplu taşıma, temizlik, katı atık, su ve kanalizasyon, ilaçlama, itfaiye ve mezarlık hizmetlerini yürütmek üzere hafta sonu çalışacak personel,
k) Zorunlu sağlık randevusu olanlar (Kızılay'a yapılacak kan ve plazma bağışları dahil), l) Yurt, pansiyon, şantiye vb. toplu yerlerde kalanların gereksinim duyacağı temel ihtiyaçların karşılanmasında görevli olanlar,
m) İş sağlığı ve güvenliği nedeniyle iş yerlerinden ayrılmaları riskli olan çalışanlar (iş yeri hekimi vb.),
n) Veteriner hekimler,
o) Otizm, ağır mental retardasyon, down sendromu gibi “Özel Gereksinimi” olanlar ile bunların veli/vasi veya refakatçileri,
ö) 30.04.2020 tarih ve 7486 sayılı Genelgemiz kapsamında oluşturulan Hayvan Besleme Grubu Üyeleri ile sokak hayvanlarını besleyecek olanlar,
p) Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulaması, işlenmesi, ilaçlaması, hasatı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar,
r) İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
s) Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan saatler içerisinde evlere paket servis hizmetinde görevli olanlar,
ş) Mahkeme kararı çerçevesinde çocukları ile şahsi münasebet tesis edecekler (mahkeme kararını ibraz etmeleri şartı ile),
t) Seyircisiz oynanabilecek spor müsabakalarındaki sporcu, yönetici ve diğer görevliler, u) Şehirlerarası toplu ulaşım araçlarında (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) görevli olanlar ile bu toplu ulaşım araçlarıyla seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ibraz ederek belgeleyenler,
ü) Şehir içi toplu ulaşım araçlarının (metrobüs, metro, otobüs, dolmuş, taksi vb.) sürücü ve görevlileri.
6. 11.11.2020 tarih ve 18579 sayılı Genelgemizde belirtilen “vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu/bulunabileceği cadde sokaklar, ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma durakları gibi alanlarda/bölgelerde sigara içme yasağı” getirilmesi uygulaması İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca genişletilebilecektir.
7. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca, yerel yönetimler tarafından şehir içi toplu ulaşım araçlarındaki yoğunluğu azaltacak, seferlerdeki seyrekleşmeyi sağlayacak şekilde başta sefer sayılarının artırılması olmak üzere her türlü tedbirin alınması sağlanacaktır.
8. 02.09.2020 tarih ve 14210 sayılı Genelgemizle düğünler ve nikah merasimleri ile ilgili getirilen esaslar çerçevesinde;
Nikah törenleri/merasimlerinin maske, mesafe, temizlik kurallarına uyulması, asgari düzeyde katılım ve her nikah töreni arasına en az 20 dakika süre şartıyla gerçekleştirilmesi,
Düğünlerin oturma düzeni, maske, mesafe ve temizlik kuralları ile nikah merasimi şeklinde en fazla bir saat süre içerisinde gerçekleştirilmesi,
Ayrıca 30.07.2020 tarih ve 12682 sayılı Genelgemiz çerçevesinde toplu taziye yapılmamasına ilişkin hükümlerin eksiksiz uygulanması,
Sürdürülecektir.
9. Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı süreler içerisinde vatandaşlarımızın özel araçlarıyla şehir içi ya da şehirlerarası seyahate çıkmamaları esastır.
Ancak;
Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat edecek olan (en fazla 4 kişi),
Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
Vatandaşlarımız, yukarıda belirtilen durumların varlığı halinde İçişleri Bakanlığına ait
EBAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden ya da Valilik/Kaymakamlıklara doğrudan başvuru yoluyla Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla seyahat edebileceklerdir.
Vali ve Kaymakamlarımız başta olmak üzere tüm kamu görevlilerimizin salgınla mücadelede alınan tedbirlere uyulması konusunda toplumsal duyarlılığı artırıcı faaliyetlere ağırlık vermeleri ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep birlikte fedakârlık yapılmaya devam edilmesi, bu sürecin üstesinden gelmemiz ve sağlıklı günlere tekrar kavuşmamız için hayati önem taşımaktadır.
Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 nci ve 72 nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyete neden olunmaması, alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesi ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda;
Bilgi ve gereğini önemle arz ve rica ederim."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 606547
Turizm şehri Alanya'nın ve bölge halkının geleceğine büyük tehlike arz eden ve "pimi çekilmemiş el bombası" benzetmesi yapılan Alanya'nın Yeşilöz mahallesinde yapılan ; halen ısrarla büyütülen Aytemiz dolum tesisleri gündemden düşmüyor...
Alanya siyasetinde ki herkesin ;sivil toplum kuruluşları ile Alanya halkının tek yürek olup tepki gösterdiği ve protestolara sahne olan Alanya Yeşilöz Aytemiz dolum tesislerine ayrıca dava açılmıştı.
VE BAĞIMSIZ YARGI BU TEHLİKEYE DUR DEDİ...
Alanya Yeşilöz petrol dolum istasyonu ve dolfen kapasitesinin genişletilmesi ile ilgili açılmış olan "ÇED Olumlu Raporunun İptali" davasında, İdare Mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Alanya-Gazipaşa Havalimanı yolu üzerinde olan bu tesis hem deniz kirliliğ ve hem de karayolunda yakıt taşıyacak kamyonların varlığı ile büyük tehlike arz ediyor.
Denizde meydana gelecek bir tekne faciasında , sadece kıyıya yayılan akaryakıtın temizlenmesi bile yıllarca sürecek , kıyıların kullanılması imkansız olacak ve turizm bitecek.Deniz canlıları yok olacak.
2018 yılında Nijerya’da petrol taşıyan tanker kazası olmuş, 50’den fazla araç kül olmuş ve 9 kişi ölmüştü.Bunun gibi bir kaza ise ayrıca turizmin sonunu getirecektir.
Ayrı bir tehlike ise; Bu tesis tam kapasite ile çalıştığı zaman her gün bin ( 1.000 ) kamyon bu yollardan geçecek ve turistleri hava alanına taşıyacak olan servis araçları her an olası bir kaza ile karşı karşıya kalacak ve bunu gören turistler de yine başka ülkelere gidecek ve bölgemiz de turist kalmayacak.açık ve net bir örneği de şu an o bölgede yaşandı.Evleri olan bütün ingilizler evlerini boşaltıp başka ülkelere ev almay gittiler.
Alanya sahillerini bekleyen benzer tehlike görüntüleri...
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 217262
Malatya'da 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD verilerine göre merkez üssü Pütürge olan depremin derinliği 6,94 kilometre olarak belirlendi.
Deprem, kent merkezi ve çevre ilçelerde de hissedildi. Kısa süreli paniğe neden olan depremde, ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 557555
Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Velittin Yenialp, Alanya’daki esnafların pandemi sürecinde yaşadığı sıkıntıların ve çözüm önerilerinin olduğu dosyayı Ankara’ya giderek TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e verdi...
BAŞKAN VELİTTİN YENİALP'İN ÖNERİLERİ KISACA ŞÖYLE...
Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Alanya ve Antalya esnaının sorunlarını bir dosya halinde Ankara ya götürdü...
YAPILANDIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMALI...
Esnaf Mart ayında kapanan iş yerlerinin borcunu daha ödeyemeden ikinci kez iş yerini kapattı. Esnafa kira, elektrik, su ve doğalgaz gibi ödemelerine bir destek sağlanmazsa bu kez çok sayıda esnaf iş yerini açmamak üzere kapatmış olacak.
İŞ YERİNİ VE EVİNİN KİRASINI ÖDEYEMİYOR...
Haziran ayında normalleşme süreci başlamış olsa da birçok esnafın işleri yüzde 30 kapasite ile dönüyordu. Bu da esnafın Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait olup sonbahar aylarına ertelediği borçlarını ödemeye dahi yetmiyordu. En azından devlete olan borçlar yeniden yapılandırılacak diye sevinirken bir kez daha gelen kapatma kararları esnafı perişan etti. Esnafın kepenklerini bir daha açılmamak üzere kapatmaması için mutlak surette esnafa kira yardımı yapılmalı, kapalı olunan dönem için elektrik, su ve doğalgaz paraları alınmamalı. Ayrıca, esnafın yanında çalışan kalfa ve çırak için kolaylaştırılmış kısa çalışma ödeneği uygulaması getirilmeli.
HASTA SAYILARININ ARTMASI ESNAFIN UMUDUNU AZALTIYOR...
Hasta sayıları arttıkça esnafın umudu da azalıyor. Toplumun en az yüzde 60’ının aşılanmasına kadarki süreçte esnafın ayakta kalması imkansız. Bu dönemde etkin bir mali destek olmazsa çok sayıda esnaf, bir daha açılmamak üzere kepenklerini kapatacak.
YAPILANDIRMA TBMM’DE YENİDEN GÖRÜŞÜLMELİ...
Borç yapılandırması kanunu yeniden TBMM’de görüşülmeli. Ertelenen vergi ve primler yapılandırmaya dahil edilmeli. Borçların ödenebilmesi için bu tek başına yetmez. Esnaf kepenkleri ya da kontağı kapalıyken borçlarını yapılandırsa dahi ödeyemez. Bunun için en az 6 ay ödemesiz bir dönem olmalı ki aşı uygulaması başlayıp işler yeniden açılmaya başladığında esnaf da borçlarını ödemeye başlasın. Zaten ekonomik olarak çok zor bir dönem yaşayan esnafın üstüne bir de pandemi yükü bindi. Bu nedenle, bugüne kadar yapılanlardan farklı olarak borç ödeme vadeleri 60 aya çıkarılmalı.
YAPILANDIRMADA EKSİKLER VAR...
Kira yardımı, elektrik, su ve doğalgaz desteği, kısa çalışma ödeneği gibi giderler için hükümet doğal olarak kaynak arayışı içine girecektir. Diğer taraftan yapılandırma kanununa kesinleşmemiş borçların yapılandırılması, matrah artırımı (vergi barışı), imar barışı gibi düzenlemeler dahil edilmedi. Bu düzenlemeleri ekleyecek şekilde yapılandırma kanununda değişiklik yapılırsa ilave gelecek kaynak esnaf için kullanılabilir. Bu tür uygulamalardan gelecek ilave kaynak esnafımıza bu dönemde can suyu olur. Hem vadelerin uzatılması hem de kaynak yaratacak yeni düzenlemelerin eklenmesi için yapılandırma kanununda değişiklik yapılmalıdır.
TESK-Türkiye Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Velittin Yenialp
Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Velittin Yenialp, Alanya’daki esnafların pandemi sürecinde yaşadığı sıkıntıların ve çözüm önerilerinin olduğu dosyayı Ankara’ya giderek TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e verdi. Yenialp, “TESK Genel Başkanımız Sayın Bendevi Palandöken'i makamında ziyaret ederek esnaf ve sanatkarlarımızın Pandemi sürecinde yaşamış oldukları sıkıntılar ile çözüm önerilerimizi ve taleplerimizi içeren dosyayı takdim ettik. Sayın Genel Başkanımıza, yakın ilgileri ve misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ederiz” dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 164671
Tarihin ender yetiştirdiği önderlerden biri olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün düşünce yapısının oluşumunda ilk olarak ailesi; öğrenimi sırasında ise öğretmenleri etkili olmuştur. Atatürk'ün eğitim hayatı hem düşüncelerini hem de kişiliğini şekillendirmiştir. Atatürk’ün kişiliğinin oluşmasında eğitim öğretim hayatı boyunca ders aldığı öğretmenlerin önemli bir payı vardır. Yaşadığı dönemin gelişmelerine, çelişkilerine, bilimine kayıtsız kalmayan Mustafa Kemal, öğretim gördüğü okullarla birlikte kendini geleceğin Atatürk'ü olmak için hazırladı...
ÖĞRENCİLİK YILLARINDA Kİ DEHASI; YÜZYILIN DAHİ LİDERİNİ MÜJDELİYORDU...
Mustafa Kemal Selanik Askeri Rüştiyesi'nde öğrenci iken Selanik'te birkaç idealist öğretmen ve yazar tarafından çıkarılan Çocuklara Rehber Dergisi'nin öğrenciler için düzenlenen matematik problemleri yarışmasına katılırdı. En büyük eğlencesi karışık matematik sorularını çözmek olan Mustafa Kemal, katıldığı yarışmalarda her defasında da kazananlardan biriydi.
Mustafa Kemal öğrenciliğinde sadece Matematik dersi ile ilgilenmiyordu diğer dersleri de oldukça iyiydi. Mustafa Kemal, her okuduğunu kelimesi kelimesine ezberleyen bir öğrenci de değildi. Atatürk, yıllar sonra öğrenciliğinden bahsederken "Ben çocukken hiç ezberleyemezdim, lakin bundan memnundum. Ezberlediklerimi her zaman belleseydim dimağımda düşünceye yer kalmayacaktı." diyecekti.
Mustafa Kemal Selanik Askeri Rüştiyesi' nde okurken Yüzbaşı Mustafa Bey adında bir matematik öğretmenleri vardı. Sert, kaşları çatık ve yüzü gülmeyen Yüzbaşı Mustafa Bey'e "Hırçın Hoca" adını takmışlardı. Ama bu sert öğretmenin Mustafa Kemal ile arası çok iyiydi. Yüzbaşı Mustafa Bey, Mustafa'nın çalışkanlığına, davranışlarına ve matematikteki üstün yeteneklerine oldukça değer veriyordu. Bu sert öğretmen üstün yetenekli öğrencisinin Mustafa adına bir de "Kemal" eklemeyi uygun gördü ve Mustafa'nın adı "Mustafa Kemal" oldu.
Yüzbaşı Nakiyüddin Bey, Askerî Rüştiye’de Fransızca öğretmenidir ve Atatürk’e “geleceğe ilişkin ilk fikirleri” vermiştir. Atatürk, Eylül 1924’te Samsun’da öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmada “ilham ve kuvvetini” geniş ölçüde Askerî Rüştiye’deki Fransızca öğretmeni Nakiyüddin Bey'den aldığını söylemiş ve Mutlakıyet dönemi ve o dönemin öğretmenleri için şu değerlendirmeyi yapmıştır:
“Gerçi biz, belki burada bulunanlardan kâffesi (tümü) dünyaya geldiğimiz zaman bu topraklar üzerinde yaşayanlarla beraber kahhar (kahredici, öldürücü) bir istibdadın (zulüm ve baskı yönetimi) pençesi içinde idik. Ağızlar kilitlenmiş gibi idi. Muallimler, mürebbiler yalnız bir noktayı dimağlara yerleştirmeye mecbur tutulmakta idi: Benliğini, her şeyini unutarak bir heyulaya (hayale) boyun eğmek, onun kölesi olmak. Bununla beraber tahattur etmek (hatırlamak) lâzımdır ki, o tazyik (baskı) altında dahi, bizi bugün için yetiştirmeye çalışan hakikî ve fedakâr muallimler, mürebbiler eksik değildi. Onların bize verdiği feyiz (bilim) elbette esersiz (sonuçsuz, ürünsüz) kalmamıştır. Şimdi burada bir zat-ı âliye (yüce, saygıdeğer bir kişiye) tesadüf ettim. O benim Rüştiye birinci sınıfında muallimim idi. Bana henüz iptidaî şeyler öğretirken istikbal (gelecek) için ilk fikirleri de vermişti.“
Selanik Askeri Rüştiyesi'nde okutulan Fransızca ile yetinmeyen Mustafa Kemal, Fransızcasını ilerletmek için çok çalışacaktır. Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiye'yi 40 öğrenci arasından dördüncü olarak bitirmiştir.
Manastır Askeri İdadisi'ne yatılı olarak yazılan Mustafa Kemal için, artık ömrünün sonuna kadar sürecek olan “aile yuvası dışındaki hayat” başlıyordu. Bundan sonra ev yaşantısı sadece izin ve
tatillerde kısa süreli olabilecektir. Askerlik mesleğinin sıkıntılı, zahmetli ve zorlu özelliklerinden de kaynaklanan bu durum, biraz da onun “bağımsız yaşama” karakterine uygun düşecektir.
Mustafa Kemal, anılarında Manastır İdadisi’ndeki ders durumu ile ilgili olarak şunları anlatmıştır: “İdadide iken düzenli ve hırslı bir surette çalışıyordum. Sınıfta birinci, ikinci olmak için hepimizde şiddetli bir gayret vardı. Nihayet İdadiyi bitirdim."
Mustafa Kemal, lise öğrenimini II. Abdülhamit döneminin çağdaş düşünceye ve özgürlüklerin özüne de kavramına da kapalı bir eğitim uygulayan Manastır Askeri İdadisi'nde yapmıştır. Müfredat programı tamamıyla padişahın baskısı ve denetimi altındadır. Burada kendini matematik sorularına vermiş olan Mustafa Kemal, içinde yaşadığı bu toplumun siyasi ve sosyolojik yapısı hakkında bilgiye sahip değildir. Bazı imalı fısıltılardan da bir anlam çıkaramamaktadır. Çok sevdiği tarih kitaplarında en ufak bir bilgi yoktur. O zamanki tarih kitapları, padişahlara birer dua risalesi halindedir. Oysaki tarih, bir bakıma dünyaya açılan penceredir. Geçmişten günümüze kadar gelip geçmiş olayların aynasıdır.
İdadideki tarih öğretmeni Topçu Kolağası Mehmet Tevfik Bey, derslerinde Fransız Devrimi ile diğer devrimlerden ve düşünce hareketlerinden söz ederek Mustafa Kemal’de tarihe karşı sevgi ve ilgi uyandırmıştır. Atatürk’ün, “Kendisine minnet borcum var, bana yeni bir ufuk açtı.” dediği Mehmet Tevfik, verdiği örnekler ve cephede yaşananlarla ilgili anlattıkları ile Mustafa Kemal'in kafasındaki karanlıkların perdesini kaldırmaya çalışıyordu. Fakat anlatılanlar sisi kaldıracak açıklıkta değildi.
II. Abdülhamit' in padişah olduğu bu zamanlarda iç ve dış dünya ile ilişki kuracak eserlerin yazılması ve yurda sokulması da yasaktır. Mustafa Kemal, bu karanlıklar içinde bir ışık aramaktaydı.
Manastır Askeri İdadi' sinde Atatürk'ün çevresi daha da genişlemiştir. Rumeli' nin çeşitli illerindeki rüştiyelerden gelen öğrencilerle tanışmış, arkadaş olmuş, onlara da kişiliğini ve üstünlüğünü kabul ettirmiştir. Coşkun ve renkli söylevleriyle arkadaşlarını büyülemesini bilen Ömer Naci ile de arkadaş olmuştur. Ömer Naci ile arkadaşlığı sonrası Mustafa Kemal'in edebiyata ilgisi artmış Namık Kemal imzalı mısralar, beyitler ve dörtlükler ilgisini çekmiş ve onları heyecanla okumaya başlamıştır:
Mahveder kendini bülbül bile hürriyyet için; Çekilir mi bu belâ âlem-i pür-mihnet için Dîn için devlet için can çekişen millet için, Azme hâil mi olurmuş bu çürük ten kafesi?
Ne mümkün zulm ile, bîdâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış, idrâki kaldır, muktedirsen âdemiyetten!
xxx
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?”
Dinle feryadını kim terceme-i ahındır
İnledikçe ne diyor bak vatanın her nefesi."
xxx
Felek her türlü cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten."
Bu şiirlerde vatanın nabzı atıyordu. Kendisi için yepyeni sesler, yepyeni kavramlardı bunlar.
Tarih Öğretmeni Mehmet Tevfik Bey’in ders dışında anlattıkları da eklenince, Mustafa Kemal'in düşünce ufkundaki sisler yavaş yavaş dağılıyor, içinde, anlamlandıramadığı duygular kıpırdıyordu.
Fakat bu okudukları niçin okul kitaplarında yoktu? Niçin gizli gizli, korka korka okunuyordu? Hürriyetten korkacak ne vardı!
Şiir ve edebiyat, Mustafa Kemal için fen dersleriyle artık aynı düzeye gelmişti.Bir gün Askeri Kitabet Öğretmeni Alay Emini Mehmet Asım Efendi, Mustafa Kemal'i ders dışı edebi kitaplara eğilmiş görünce başına dikildi. "At bu kitapları, kendini askerliğe ver." Ama yüreğine bir kez edebiyat koru düşmüştü. Kendini tamamen edebiyata vermeyecekti, ama Namık Kemal ve Tevfik Fikret'i gizli gizli okumaya devam edecekti. Loş köşelere çekilip gizli gizli Namık Kemal'in "Vatan Kasidesi" nde özlemini duyduğu özgürlüklerin müjdesini buluyor, bunları okudukça daha da güçleniyordu.
Manastır yılları, Mustafa Kemal’in Türklük duygularını kamçılamış, gönlündeki vatanseverlik ateşinin alevlenmesine yol açmıştı…
Mustafa Kemal, Manastır’da Osmanlı azınlıklarının bağımsızlık arayışlarına tanık oldu. Osmanlıcılık düşüncesi artık iflas etmişti. Batılı sömürgeci devletlerin desteğini alan Osmanlı azınlıkları, bir taraftan bağımsızlık hesapları yaparken, diğer taraftan tüm güçleriyle Osmanlı Devleti’ni parçalamaya, Avrupa’daki Türk varlığına son vermeye çalışıyorlardı. Türk-Yunan Savaşı’nın yaklaştığı o günlerde yakın dağlardaki Türkler, Rum çeteleriyle mücadele ediyordu. İşte tam o günlerde Mustafa Kemal kendisinin de bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek, bir gece bir arkadaşıyla okuldan kaçarak, gönüllü olarak askere yazılmaya gitti; fakat, öğrenci olduğu anlaşılınca okula geri gönderildi.
Mustafa Kemal, idadide hitabet yarışmalarına katılır. Bu hitabet yarışmaları Mustafa Kemal'in yeteneklerini besler ve bir hatip ustası olarak Mustafa Kemal'i ortaya çıkarır. Hitabetiyle yığınları etkileyen ve büyüleyen ve peşinden sürükleyen, hatip Mustafa Kemal'i yaratır.
Manastır ve diğer askeri okulların en önemli akademik sorunu, üzerine çok düşülmesine rağmen yabancı dil eğitiminin zayıflığıydı. Arapça-Farsça, sadece Osmanlıcaya altyapı teşkil etmek için okutulmaktaydı. O dönemde fen ve askeri bilimleri anlamak için şart olan Fransızca ise hem öğretmen ve hem de ders malzemesi yetersizliğinden tam anlamıyla öğretilemiyordu. Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi'ni ikincilikle bitirdi.
Yıl 1899...Mart ayının 13'ü. Mustafa Kemal, Dersaadet Mektebi Fünun-i Harbiye’yi şahanesinden ilk adımını atarken heyecanlıdır. Onu okulun kütüğüne şöyle kaydettiler. "Selanik Koca Kasımpaşa Mahalleli Gümrük memurlarından müteveffa Ali Rıza Efendi'nin mahdumu uzun boylu, beyaz benizli Mustafa Kemal Efendi, Selanik, 96."
Yıllardır bugünü düşlemişti. Nihayet amacına ulaşmıştı ve İstanbul'daydı. Karmakarışık duygular içerisindeydi. Sevinç, hayranlık, hüzün, özlem...Selanik'ten bindiği vapur İstanbul limanına yaklaştığı zaman, alevler içindeki gökyüzüne doğru gölge gibi yükselen minareler ve pembe bir ışık deryasında yıkanan İstanbul'un müthiş güzelliği onu büyülemişti.
İstanbul'da ilk günler, içindeki belirsiz, sisli duyguların tedirginliği içinde geçti. Okula yazıldığının beşinci cuma günü kılıcını kuşanarak ilk kez sokağa çıktı. Ve bir anda İstanbul'un büyüsü bütün benliğini sardı.
Mustafa Kemal, içine girdiği bu yeni dünyanın rüzgarlarının esintisine kapılmış ve ders kitaplarını bir yana itmişti. Ders yılı sonunda karnesi eline verilince daldığı hülyadan uyandı. Oysa Harbiye'ye gelirken İdadide kendilerine öğretilen küçücük, puslu dünyanın ardındaki ışığı arayacak, kafasında
bir türlü biçimlendiremediği belli belirsiz kavramların düğümünü çözmek için Batı kültürü ile temas kurmaya çalışacaktı.
Atatürk, 1922’de anlattığı anılarında Harbiye'deki ilk yılı ile ilgili olarak şu itirafı yapmaktadır:"...İdadide iken inatla çalışıyordum. Sınıfta birinci, ikinci olmak için şiddetli bir gayret vardı. Nihayet idadiyi bitirdim; Harbiye'ye geçtim. Burada da riyaziye(matematik) merakım devam ediyordu. Birinci sınıfta saf, gençlik hayallerine tutuldum, dersleri ihmal ettim. Senenin nasıl geçtiğinin hiç farkında olmadım. Ancak, dersler kesilince kitaplara sarıldım."
Ders yılı sonu karnesi ile bir anda iradesini toparlayan Mustafa Kemal, önündeki iki yıl içinde tepelere tırmanacaktı. O'nda, bu arzu ve çalışma isteği vardı. Yukarılara tırmanmak için kendisine güveniyordu. İstanbul'un büyüsüne kapılıp derslerine hiç çalışmayıp sadece ders dinlemekle 736 arkadaşı arasından 29. Olmuştu. Mustafa Kemal, Harp Okulu'nu sekizinci olarak bitirmiştir.
Mustafa Kemal, birinci ders yılından sonra toparlanmış, içinde bulunduğu karanlığı yarmaya çalışmıştı. Namık Kemal ve Tevfik Fikret şiirleri sadece özgürlüğün özlemini dile getiren heyecanlı dizelerdi. Oysa, O, insan hak ve özgürlükler tarihinin evrelerini de öğrenmek istiyordu. Batılı kaynaklardan bilinçli yararlanabilmek için Fransızcasının yeterli olmadığını düşünüyor, bunu geliştirmeye uğraşıyordu.
Mustafa Kemal Harbiye'deki öğrencilik yıllarını anılarında şöyle anlatır: “Erkan-ı Harp sınıflarına geçtik. Mutad olan derslere çok iyi çalışıyordum. Bunların fevkinde olarak ben de ve bazı arkadaşlarda yeni fikirler peyda oldu. Memleketin idaresinde ve siyasetinde fenalıklar olduğunu keşfetmeye başladık...”
Harbiye öğrencisi Mustafa Kemal hürriyet ve yurt sorunları ile meşguldü. Kulaklarında "Kahbeyim vatan yolunda dönersem bir azimetten." Sözü çınlamaktaydı. Etrafına topladığı arkadaşlarıyla cesaretle konuşuyor, güzel konuşmasıyla onları kısa zamanda etkiliyordu. "Milletleri uyandıracak olanlar fikir adamlarıdır." diyordu. Fikirlerini sadece sınıf arkadaşlarına değil, tüm Harbiye'ye aşılayabilmek için bir de sınıf gazetesi çıkarma girişiminde bulundu. Çok istemesine rağmen Harp Okulu'nda bu girişim yürütülemedi. Sınıf gazetesi çıkarma girişimi Akademi döneminde daha sürekli ve etkin bir biçimde yapılacaktı.
Harp Okulu'nda Mustafa Kemal'in ders gördüğü yer loş olduğu için "karanlık dershane" diye anılmaktaydı. Karanlıktan yakınanlara Mustafa Kemal'in cevabı ise "Dershanemiz karanlık, ama yüreklerimiz aydınlık." cümlesiydi.
Harp Akademisi ile birlikte Mustafa Kemal, yaşamının yeni bir aşamasındaydı. Manastır Askeri İdadisi' nden başlayarak karanlıkları aşmaya çalışıyordu. Harbiye döneminde içinde bulunduğu karanlıkları biraz olsun aydınlatabilmişti. Kafasındaki kavramlar belirsiz de olsa açıklık kazanmaya başlamıştı. Ama bu yeterli değildi. Olayları anlayabilmek için irdelemek gerekirdi. Fakat II. Abdülhamit' in koyduğu ağır sansür nedeniyle buna da olanak yoktu. Bu koca imparatorluğun her bireyi , bu sansürün şemsiyesi altında dünyaki gelişmelerden habersiz yaşamaktaydı. Değil kitap, dergi, gazete; sözcükler bile yasaklıydı. Murat, Yıldız, burun (Abdülhamit'in burnu büyük olduğu için), demokrasi, cumhuriyet, hürriyet, sosyalizm, insan hakları, ihtilal, Mithat Paşa, Fransız İhtilali, anarşizm...
Kültür kaynaklarının kurutulmuş olduğu böyle bir ortamda Mustafa Kemal Batı kaynakları ile gizlice temasa geçmek olanaklarını araştırmaya başladı. İşe, sınıf gazetesi çıkararak koyuldu. Bir baskın sonucu el gazetesi yayımına ara vermek zorunda kalınca Mustafa Kemal çok üzüldü. Oysa o istiyordu ki arkadaşları da istibdatın kötülüklerine ve özgürlüğün erdemine karşı ilgilerini daima diri tutsun.
Beyoğlu’nda bir Fransız madamın yanında pansiyoner olan Mustafa Kemal, madam aracılığı ile Fransız gazeteleri ve kitapları getirtiyordu. Nihayet batı dünyası ile temas olanağı bulmuştu. Bir yandan derslerine çalışıyor, bir yandan da durmaksızın bilgisini, kültürünü genişletiyordu. Arkadaşı Asım Gündüz o günlerle ilgili anılarında şöyle diyordu:"...Mustafa Kemal'in dikkat çeken fikirleri vardı. Etrafına topladığı arkadaşlarla cesaretle konuşuyor, onları, güzel konuşmasıyla kısa zamanda tesiri altına alıyordu. Namık Kemal'in bütün şiirlerini bir defterde toplamıştı. Bu şiirleri kısa zamanda bütün arkadaşlar defterimize yazmış ve ezberlemiştik....Bizler vatan, millet ve Türklük fikirlerini ilk defa Harp Akademisi sıralarında O'ndan duymuştuk."
Mustafa Kemal olanaklarını zorlayarak ve bu yüzden gelebilecek tüm tehlikeleri göze alarak batı ile temas kurmak cesaretini gösterebilmiş belki de tek kurmaydır. O'ndaki bu bilim tutkusu ve ulaşmak istediği hedef için verdiği mücadele takdire şayandır.
General Asım Gündüz, Atatürk'ün Harp Akademisi'nde iken arkadaşları ile konferans niteliğinde konuşmalar yaptığını anlatır.."...Harp Akademisi'nde her cuma akşamı sınıfta toplanıyor, kapılar kapandıktan sonra Mustafa Kemal kürsüye çıkıyor, tıpkı bir konferansçı gibi Paris'ten gelen Türkçe ve Fransızca gazetelerden öğrendiklerini bize anlatıyordu. O zamana kadar "padişahım çok yaşa " demekten başka bir şey bilmeyen bizler için Mustafa Kemal'in anlattıkları çok dikkat çekiciydi."
"...Atatürk'ün korku nedir bilmeyen bir hali vardı. Bütün sınıf bu bakımdan O'na hayrandık. Tarih okumak O'nun en büyük hevesi ve hırsı idi. Fransızcayı da o yüzden bilmek istiyordu. Osmanlı tarihini Fransızca eserlerden okuyordu."
Bu dönemde Atatürk sosyal konulara da eğilmiştir. Auguste Comte, Voltaire, Montesquieu, Rousseau gibi filozofların eserlerini okumuştu. Orta Asya’daki Türkler, Anadolu uygarlıkları, İslam ve Osmanlı tarihi, hukuk, tasavvuf gibi konularda da okuyarak bilim dağarcığını genişletmişti.
Yıl 1902 Mustafa Kemal Kuzguncak' ta Ali Fuat Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa'nın köşkünde misafir edilmektedir. Köşke gelen Almanca, Fransızca ve İngilizceyi çok iyi bilen ve konuşan Osman Nizami Paşa ile tanışır. Konuşmada II.Abdülhamit' in baskı rejimi söz konusu olunca Osman Paşa " İstibdat elbet bir gün yıkılacaktır. Fakat onun yerine batılı manada bir idare gelip memleketi her bakımdan acaba kalkındıracak mıdır? Ben buna inanmıyorum ." deyince Mustafa Kemal bu söze şöyle karşılık verecektir:
"...Bugün uyur gibi görünen milletimizin çok kabiliyeti ve cevheri vardır...Yeni nesiller içerisinde her hususta itimada layık insanlar çıkacaktır."
Bu cevap karşısında susan Osman Nizami Paşa, ayrılmak üzere veda eden Mustafa Kemal'e şöyle diyordu: "Mustafa Kemal Efendi oğlum görüyorum ki, sen bizler gibi yalnız Erkân-ı Harb zabiti olarak normal hayata atılmayacaksın. Keskin zekân ve yüksek kabiliyetin memleketin geleceği üzere müessir olacaktır. Bu sözlerimi bir kompliman olarak alma, sen de memleketin başına gelen büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zekâ emareleri görmekteyim. İnşallah yanılmamış olurum."
Kuşkusuz Osman Nizami Paşa yanılmamıştır. Çünkü Mustafa Kemal, gençlik çağlarından itibaren geleceğin Atatürk'ünden izler ve ışıklar yansıtmıştır.
Mustafa Kemal, Akademi'yi 1904 Aralık ayında bitirir. Yüzbaşılığa yükselişi ise ocak 1905'tir. Mustafa Kemal, Akademiyi bitirdikten sonra Sirkeci'de tuttukları bir pansiyonda gizlice toplantılar düzenler. Arkadaşları ile birlikte baskı rejiminden kurtulma ve demokratik bir idare kurulması için çıkış yolları ararlar. Burada Abdülhamit’in hafiyelerinden Fethi adında birinin tuzağına düşerler. Subay giysisini terziden almaya gidemeden Mustafa Kemal tutuklanır. Suçlamalar arasında ne yok ki? Okulda gazete çıkarmak, zararlı fikirlerle etrafını zehirlemek, Abdülhamit'in arabasına bomba koymak...Mustafa Kemal, Askeri Mektepler Nazırı Zülüflü İsmail Paşa, Kabasakal Mehmet Paşa ve Mabeyn Başkatibi Tahsin Bey tarafından sorguya çekilir.
Elde suçlamayı kanıtlayacak belgeler olmamasına rağmen Mustafa Kemal, iki aya yakın tutuklu kaldıktan sonra bırakılır. Ordudan atılacak mıdır? Sürgün mü edilecektir? Soruları ve ne olacağı belli olmayan günler...
Sıkıntılı ve kaygılı bekleyiş devam ederken kurmayların hepsini Erkan-ı Harbiye Dairesine çağırırlar. II. Ordu Edirne ve III. Ordu Selanik'e atanacaklarını ancak kuraya gerek olmaması için aralarında anlaşmaları gerektiği yetkililerce tembihlenir. Genç subaylar birkaç dakika içinde anlaşarak sonucu ilgililere bildirirler. Uzun tartışma ve çekişme bekleyen yetkililer bu kadar kısa sürede kurmayların anlaşmış olmalarından kuşkulanırlar ve birkaç kurmayı sürgüne gönderirler. Mustafa Kemal’de Şubat 1905'te soğuk ve karlı bir günde Avusturya'ya ait Nemse adlı vapur ile Suriye'ye doğru İstanbul'dan uzaklaştırılır.
Atatürk, oldukça başarılı bir öğrencilik hayatı geçirmiş ve öğrenim gördüğü bütün okullarda her zaman en üst sıralarda yer almıştır. Mustafa Kemal Atatürk; Türk Milletinin geri kalmışlık nedenlerini ortadan kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve bu cumhuriyeti çağdaş uygarlık düzeyine getiren bir liderdir. O, çok sevdiği Türk gençliğine ve Türk ulusuna tertemiz ve umut dolu bir gelecek bıraktı. Mustafa Kemal Atatürk, Türk Ulusu tarafından daima hatırlanacak, her zaman akıl ve iradenin tezahürü olarak Türklerin gönlünde sonsuza kadar ölümsüz olacaktır. Türk'ün büyük atasına saygı ve özlemle...
Sibel Dulum
Tarih Öğretmeni
Yakınçağ Tarihi Uzmanı
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 450941
İçişleri Bakanlığı'ndan, Kısıtlamalarla ilgili en çok merak edilen 24 soruya yanıt verildi...
İçişleri Bakanlığı, koronavirüs tedbirleri kapsamında bugün başlayacak olan kısıtlamalarla alakalı, vatandaşların en çok merak ettiği 24 soruya yanıt verdi. Buna göre, dini vecibelere, sokak hayvanlarını besleyen vatandaşlara ve yabancı turistlere kısıtlama getirilmezken, 65 yaş üstüne seyahat izin belgesi şart olacak.
İçişleri Bakanlığı, koronavirüs tedbirleri kapsamında bugün başlayacak olan kısıtlamalar ile ilgili en çok merak edilen 24 soruyu yanıtladı.
20 yaş altında olup da üniversitelerde yüz yüze eğitim gören öğrenciler ile profesyonel veya milli sporcu olanlar sokağa çıkma kısıtlamasından muaf mıdır?
Bazı üniversitelerde teknik eğitim veren mühendislik fakültesi/tıp fakültesi gibi bölümlerde yüz yüze eğitim devam etmektedir.
Bu yaş grubundaki öğrencilere durumlarını belgelemeleri amacıyla üniversite yönetimince ders programını gösterir şekilde özel bir belge verilecek olup, bu belgenin gerektiğinde ibrazı ile 20 yaşın altındaki öğrenciler bu yaş grubu için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olmayacaktır.
20 yaş altı profesyonel veya milli sporcular, profesyonel veya milli sporcu olduklarını belgelemeleri kaydıyla sportif faaliyetleri (müsabaka, antrenman, bu amaçlarla seyahat vb.) kapsamında sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olmayacaktır.
65 yaş ve üzerindeki sağlık çalışanları (doktor, diş hekimi, eczacı vb.), seçimle göreve gelenler (belediye başkanı, muhtar vb.), avukat, akademisyen, veteriner, serbest muhasebeci-mali müşavir gibi meslek gruplarının mensupları bu yaş grubu için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasına tabi midir?
Genelge ile gün içerisinde 10:00 ile 13:00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızdan iş yerleri ile illiyetlerini gösteren çalışma/SGK kaydı vb. belgeyi ibraz edenler istisna tutulduğundan yukarıda adı geçen meslekleri icra eden 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız kısıtlamadan muaftır.
65 yaş ve üzerindeki sağlık çalışanları (doktor, diş hekimi, eczacı vb.), seçimle göreve gelenler (belediye başkanı, muhtar vb.), avukat, akademisyen, veteriner, serbest muhasebeci-mali müşavir gibi meslek gruplarının mensupları bu yaş grubu için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasına tabi midir?
Genelge ile gün içerisinde 10:00 ile 13:00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızdan iş yerleri ile illiyetlerini gösteren çalışma/SGK kaydı vb. belgeyi ibraz edenler istisna tutulduğundan yukarıda adı geçen meslekleri icra eden 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız kısıtlamadan muaftır.
20 yaş altı genç ve çocuklar şehir içi veya şehirlerarası yolculuğu nasıl yapacaklar?
20 yaş altı gençler ve çocuklarımız 30.05.2020 tarih ve 8558 sayılı Genelgemizde belirlenen çerçeve içerisinde yanlarında veli/vasisinin bulunması şartı ile herhangi bir belge aranmaksızın şehir içi ve şehirlerarası yolculuk yapabileceklerdir.
Çocuklarını kreş ya da bakıcıya bırakmak zorunda olan ebeveynlerin çocuklar için getirilen kısıtlama saatlerinde çocuklarını getirip götürmesi mümkün müdür?
29.05.2020 tarih ve 8483 sayılı Genelgemiz çerçevesinde sokağa çıkma kısıtlamasına tabi çocuklarımız ve gençlerimizin ihtiyaca göre bakıcıya, aile büyüklerine, kreş̧ veya gündüz bakımevlerine gidebilmesi ve kısıtlama getirilen saat dilimleri içerisinde veli/vasilerinin nezaretinde yolculuk yapabilmesi mümkündür.
KPSS, Kariyer Mesleklerin Giriş Sınavları, TOEFL, IELTS gibi ülke genelinde düzenlenen sınavlara girecek kişiler sokağa çıkma kısıtlamasından istisna mıdır?
Genelgemiz ile KPSS ve diğer merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler ile refakatçilerinin kısıtlamadan muaf oldukları belirlendiğinden bu sınavlara girecek her yaş grubundaki kişiler sokağa çıkma saat kısıtlamasına tabi olmayacaklardır.
İnşaat sektörü hafta sonu uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından muaf mıdır?
İnşaat sektörü ve çalışanları Genelgenin 5.1/ğ ve 5.2/ğ hükümleri uyarınca üretim ve imalat tesisleri ile buralarda çalışanlar için getirilen istisna hükmü kapsamında olduğundan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır.
Hastanelerde (özel hastaneler dahil) bulunan yeme-içme mekanları (kantinler, kafe vb.) Genelge kapsamında yeme-içme yerleri için getirilen kısıtlamalara tabi midir?
Hastanelerde bulunan yeme-içme mekânları (kantinler, kafe vb.) Genelge kapsamında yeme-içme yerleri için getirilen kısıtlamalara (çalışma saatleri, servis yöntemi vb.) doğrudan tabi değildir. Hastanelerde bulunan yeme-içme yerlerinin çalışma usul ve esasları hastane yönetimlerinin vereceği karar doğrultusunda belirlenecektir.
Lokanta ve restoranlara yönelik getirilen kısıtlamalara oteller ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlar tabi midir?
Oteller ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlar sadece konaklama yapan müşterilerine yönelik yemek hizmeti verebilecek olup diğer lokanta veya restoranlara yönelik getirilen kısıtlamalara tabi değildir. Ancak oteller ve konaklama tesislerindeki lokanta veya restoranlar dışarıya paket servisi yoluyla satış yapamazlar.
Havaalanları içerisindeki lokanta ve restoranlar Genelgede getirilen kısıtlamalardan muaf mıdır?
Havaalanları içerisindeki yeme içme mekanları (lokanta, restoran, kafe vb.) sadece yolculara ve ulaştırma sektöründe çalışanlara hizmet vermek koşuluyla Genelge kapsamında yeme-içme yerleri için getirilen kısıtlamalara tabi değildir.
Deniz turizmi amaçlı ticari faaliyet gösteren tekne ve yatlar gezi maksatlı teknelerine aldıkları müşterilerine yeme-içme amaçlı servis yapabilirler mi?
Deniz turizmi amaçlı ticari faaliyet gösteren tekne ve yatlar gezi maksatlı teknelerine aldıkları müşterilerine yeme-içme amaçlı servis yapamazlar.
Seyahat acentalarının vermiş olduğu tur, paket tur, konaklama veya transfer hizmetlerinden yararlananlar genelgenin istisnası kapsamında mıdır?
Seyahat acentalarının vermiş olduğu tur, paket tur, konaklama veya transfer hizmetlerinden yararlanan tüketiciler “5.2/u) Şehirlerarası toplu ulaşım araçlarında (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) görevli olanlar ile bu toplu ulaşım araçlarıyla seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ibraz ederek belgeleyenler” istisna kapsamındadır.
Havalimanlarındaki mağazalar (giyim, hediyelik eşya, vb.) 10:00-20:00 saatleri arasında hizmet sunabilme uygulamasına tabi midir?
Havalimanlarındaki mağazalar (giyim, hediyelik eşya vb. işyerleri), Genelgenin 1'inci maddesi ile faaliyet gösterebilecekleri zaman aralığı 10:00-20:00 saatleri arası olarak belirlenen iş yerleri kapsamında değildir.
Tekel büfeleri marketler için getirilen çalışma saati kısıtlamasına tabi midir?
Tekel büfeleri, Genelgenin 1'inci maddesi kapsamında marketler için getirilen çalışma saati kısıtlamalarına (saat 10:00-20:00 arası çalışabilme) tabidir.
Pastaneler ile simit, börek, poğaça vb. ürünleri üreten ve satan iş yerleri saat 10.00’dan önce satış yapabilir mi?
Pastaneler ile simit, börek, poğaça vb. ürünleri üreten ve satan işyerleri sadece bu ürünlerin satışını sabah 08:00-10:00 saatleri arasında gel-al şeklinde yapabilirler.
Azınlık cemaatlerine mensup 65 yaş ve üzeri din adamları, bu yaş grubu için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasına tabi midir?
Azınlık cemaatlerinin 65 yaş ve üzeri din adamlarının bu yaş grupları için kısıtlama öngörülen saatlerde dini vecibeleri yerine getirmelerinde herhangi bir kısıtlama bulunmamakta olup haricen izin alınmasına gerek yoktur.
65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlarımız için belirlenen sokağa çıkma kısıtlamasının uygulaması Cuma namazları açısından nasıl olacaktır?
Belirtilen yaş gruplarında yer alan vatandaşlarımızdan Cuma namazı kılmak isteyenler için İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca; 65 yaş ve üzeri büyüklerimizin sokağa çıkma saati Cuma namazı bitimine kadar uzatılabilecek, 20 yaş altındaki gençlerimizin sokağa çıkış saati ise Cuma namazına gidebilecekleri şekilde öne alınabilecektir.
Kreşlerde yüz yüze eğitim faaliyetleri devam edecek mi?
Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarıyla yapılan görüşmeler sonucunda; çalışan anne-babaların durumu da göz önünde bulundurularak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kreşlerle birlikte diğer kamu kurum ve kuruluşları ile özel eğitim kurumları bünyesindeki kreşlerin yüz yüze eğitim faaliyetlerine devam edebilmeleri gerektiği değerlendirilmiştir.
Sokak hayvanlarının beslenmesi nasıl olacak?
30.04.2020 tarih 7486 sayılı Genelgemiz kapsamında “Hayvan Besleme Grubu Üyeleri” ile sokak hayvanlarını beslemek isteyen diğer vatandaşlarımız hafta sonları uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır. Önceki sokağa çıkma kısıtlamalarında olduğu gibi hayvan severlerimiz hafta sonlarında uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlaması sırasında sokak hayvanlarının beslenme ihtiyaçlarını giderebileceklerdir.
Reklam ve dizi sektörünün çekimlerinin hafta sonu saat 20.00’den sonraya sarkması nedeniyle kendilerine izin verilebilir mi?
Reklam ve dizi sektörü ile çalışanları, Genelgenin 5.1/ğ ve 5.2/ğ hükümleri uyarınca üretim ve imalat tesisleri ile buralarda çalışanlar için getirilen istisna hükmü kapsamında olduğundan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır.
Pazaryerleri Genelge’de marketler için getirilen çalışma saatleri kısıtlamasına tabi midir?
Pazarcı esnafımız, sebze-meyve gibi ürünlerin tedariki ve pazaryerine nakliyesi/kurulumu bağlamında çalışma saatleri sınırlamasına tabi değildir. Ancak pazaryerlerinde 10:00 ila 20:00 saatleri arasında vatandaşlarımıza satış yapılabilecek olup bu açıdan marketler için getirilen çalışma saati kısıtlamasına tabi olacaktır.
Otel rezervasyonu bulunan kişiler sokağa çıkma kısıtlaması süresi içerisinde özel araçlarıyla seyahat edebilirler mi?
Otel rezervasyonu bulunan vatandaşlarımız konaklama rezervasyonunun başlangıç zamanı ile konaklama tesisine ulaşım süresi içerisinde rezervasyonu olduğunu belgelemek/ibraz etmek kaydıyla herhangi bir izin almaksızın özel araçlarıyla seyahat edebileceklerdir.
Ülkemizde turizm amacıyla bulunan yabancı turistler sokağa çıkma kısıtlamasına tabi midir?
Turistik faaliyetler kapsamında geçici bir süreyle Ülkemizde bulunan yabancı turistler hafta sonları uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır.
Genelge kapsamında faaliyetlerine ara verilen halı sahalarda amatör spor kulüplerinin antrenmanları ile futbol akademisi çalışmaları yapılabilir mi?
Amatör liglerin ertelenmiş durumda olması nedeniyle, yeni bir karar alınıncaya kadar faaliyetleri durdurulan halı sahalarda antrenman yapılamayacağı ve futbol okulu/akademisi gibi faaliyetlerin devam edemeyeceği değerlendirilmektedir.
HABER: İbrahim AKDAĞ
KAYNAK: İçişleri Bakanlığı
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 610062
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni önlemleri açıkladı:
-- Sokağa çıkma kısıtlaması,
--Uzaktan eğitime devam,
--Restoranlar sadece paket servis yapacak,
--Hafta sonları sokağa kısıtlı çıkma yasağı...
Kabine toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Coronavirüs tedbirlerini açıkladı.
Hafta sonları tedarik ve üretim zincirleri aksamayacak şekilde saat 10.00 ila 20.00 saatleri dışında sokağa çıkma sınırlaması uygulanacak. Okullar yıl sonuna kadar uzaktan eğitim ile devam edecek.
Son aylarda hızla tırmanışa geçen coronavirüs vakaları sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, alınan yeni tedbirleri açıkladı. Erdoğan alınan önlemleri şu sözlerle aktardı:
--Türkiye olarak salgınla mücadelede ekonomimizi ayakta tutarak başarıya ulaştırmak mecburiyetindeyiz. Milletimizden salgınla mücadele kurallarına uymada daha fazla hassasiyet ve katkı bekliyoruz Yaşanan zorlukların ve sıkıntıların elbette farkındayız. Amacımız ülkemizi bir an önce bu salgın gündeminden kurtararak asıl gündemimize odaklanmak, tüm enerjimiz ile hedeflerimize ulaşmaktır.
--Yapılan istişareler sonunda yeni tedbirleri hayata geçirmeye karar verdik. Hafta sonları saat 10.00- 20.00 saatleri dışında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
--Ara tatilde olan okullardaki eğitim-öğretim yıl sonuna kadar online olarak sürdürülecek.
-- 65 yaş üstü için uygulanan sokağa çıkma yasağı 20 yaş altına da uygulanacak.
--AVM’ler, marketler, restoranlar, berber ve kuaförler gibi saat 10.00 ila 20.00 arası sınırlanacak.
--Sinemalar yıl sonuna kadar kapatılacak. Restoran ve Cafelerde sadece paket servis hizmeti verilecek.
-- Tüm spor müsabakaları seyircisiz oynanmaya devam edecek, halı sahalar kapalı alınacak.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 93061
Alanya Hacıkadiroğlu Ortaokulu Öğrencisi Amina Ozova , Bic Kids Türkiye 6. Ulusal Resim Yarışmasında "En Yakın Hayvan Dostum" konulu resmi ile Türkiye birincisi oldu...
BAŞARIYI ANTALYA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ HÜSEYİN ER KAMUOYU İLE PAYLAŞTI...
Müdür ER : "Alanya Hacıkadiroğlu Ortaokulu Öğrencimiz Amina Ozova Bic Kids Türkiye 6. Ulusal Resim Yarışmasında "En Yakın Hayvan Dostum" konulu resmi ile 11-14 yaş Kategorisinde Türkiye birincisi olmuştur. Öğrencimizi tebrik eder başarılarının devamını dilerim."dedi.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 199399
Hakkari'de teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Abdurrahman Topuksuz'un acı haberi Osmaniye'deki ailesine ulaştı. 29 yaşındaki Topuksuz'un Nisan ayında baba olduğu belirtildi...
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Abdurrahman Topuksuz'un Osmaniye'nin Düziçi ilçesine bağlı Söğütlügöl köyünde bulunan ailesine askeri yetkililer tarafından şehadet haberi verildi.
Acı haberi alan anne Fatma, baba Salim Topuksuz ile yakınları gözyaşlarına boğuldu. Şehit evine dev Türk bayrağı asıldı.Hatice Topuksuz ile evli olan ve geçen Nisan ayında Salim Efe adını verdikleri çocuğu dünyaya gelen 29 yaşındaki şehidin naaşı memleketi Osmaniye'de toprağa verilecek.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK:MSB
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 607908
Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavisi devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i ziyaret etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Antalya'ya geldi. Sabah saatlerinde kentin kanaat önderleri ve partililer ile görüşen Kılıçdaroğlu, ardından Akdeniz Üniversitesi'ne gelerek, Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan'ı makamında ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, ardından Coronavirüs tedavisi sonrası akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle 64 gün kaldığı yoğun bakımdan normal servise alınan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i odasında ziyaret etti.
Hastanede tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
Bütün sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür borçluyuz. Başkan için özel olarak da her türlü ilgiyi gösteriyorlar, günün 24 saati çalışıyorlar. Başkanın morali gayet iyi, gülümsedik, sohbet ettik, espri yaptık. Umarım kısa süre içerisinde görevine döner. Hepinize yürekten teşekkür ederim. Özellikle de belediye başkanımızın sağlığı için emek harcayan tüm sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür ederim.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 540483
Yapılandırma hükümlerini de içeren İşsizlik Sigortası Fonu‘nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi...
Başta devletin vergi ve SGK alacakları olmak üzere, oda aidatlarından öğrenim kredilerine, trafik para cezalarından çeşitli kanunlara göre verilen idari para cezalarına kadar geniş kapsamlı kamu alacağının yeniden yapılandırılarak tahsili amaçlan düzenleme Meclis’te kabul edildi.
Teklifle, vergi borçları yapılandırılarak 18 taksitle ödenebilecek. Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi (KDV), Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), tüm idari para cezaları, KYK borçları, Hazine alacaklarını kapsayan vergi borçları yapılandırılabilecek.
ÖĞRENİM KREDİLERİNE YAPILANDIRMA...
Vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamları; trafik, seçim, nüfus para cezaları; Karayolu Taşıma Kanunu’na göre kesilen para cezaları; kara yollarından usulsüz geçişler nedeniyle kesilen para cezaları gibi tüm idari para cezaları yapılandırma kapsamında olacak. Öğrenim katkı kredisi ve öğrenim kredisi borçları, ecrimisiller, haksız alınan destekleme ödemeleri, kaynak kullanımı destekleme fonu, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı da yapılandırılabilecek.
İşsizlik ödeneğinden yararlandırılanların, işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içinde işe girmeleri ve 12 ay süreyle kesintisiz hizmet akdine tabi olarak çalışmaları halinde, işsizlik ödeneğinden yararlandıkları süre için hesaplanacak uzun vadeli sigorta primleri, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
Cumhurbaşkanı; kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahiplerini istihdam etmesi halinde işverene sağlanan prim desteğinin bir önceki yıl ortalamasına ilave istihdam edilen kişiler için 12 ay, bu kişinin kadın, genç veya engelli olması durumunda 18 ay süreyle işverene sağlanan prim teşvikinin ve ilave istihdam sağlayan işverene Gelir Vergisi stopaj teşviki ile Damga Vergisi desteği uygulamasının süresini 31 Aralık 2023’e kadar uzatmaya yetkili olacak.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ 2021’E KADAR UZATILABİLECEK...
Esnaf Ahilik Sandığı uygulamasının yürürlük tarihi, yeni tip corona virüsü (Covid-19) salgınının olumsuz etkileri nedeniyle 1 Ocak 2021’den 31 Aralık 2023 tarihine ertelenecek. Cumhurbaşkanı, kısa çalışma ödeneği uygulamasının süresini 30 Haziran 2021’e kadar uzatma yetkisine sahip olacak.
Cumhurbaşkanı, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan sigortalıların normal çalışma sürelerine dönmeleri durumunda işverene ödenen ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanan prim desteği süresini 30 Haziran 2021’e kadar uzatabilecek.
Başvuruda bulunanlardan işverence işe alınıp, ücretsiz izne ayrılanlar için günlük 39,24 lira, bu kapsamda olup başvurusunun kabul edilmediğini bildirenler için ise söz konusu şartlar dahilinde hane başına günlük 34,34 lira destek sağlanacak.
ÜCRETSİZ İZİN İÇİN GÜNLÜK 39,24 TL...
İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak destek tutarının, işe alındığı tarihten itibaren fiilen çalıştırılacak sigortalılar için günlük 44,15 lira, ilave işe alınacaklardan işveren tarafından ücretsiz izne ayrılacaklara ise günlük 39,24 lira olması öngörülüyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle ayrı bir iş yeri açmaksızın ve sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine, alet kullanmaksızın oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanların bu faaliyetleri muaflık kapsamına alınacak.
Gümrük Kanunu kapsamında dolaylı temsilci olarak yetkili kılınan Posta İdaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketlerce düzenlenen elektronik ticaret gümrük beyannamesiyle gerçekleştirdikleri mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın yüzde 50’sine beyannamede bildirilen gelirlerden indirim uygulanacak.
Banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kaldıraçlı alım satım (foreks) işlemlerinden elde edilen gelirlerin kaynakta kesinti suretiyle vergilendirilmesi amaçlanıyor.
31 ARALIK 2025’E KADAR UZATILDI...
Lisans sahibi olan veya lisans sahibince yetkilendirilen kişi tarafından organize edilen yarışmalara katılan atların jokeyleri, jokey yamakları ve antrenörlerine ücret olarak yapılan ödemeler üzerinden yüzde 20 gelir vergisi kesintisi yapılmasını düzenleyen hüküm, 31 Aralık 2025’e kadar uzatılıyor.
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını bu maddedeki hükümler çerçevesinde 30 Haziran 2021’e kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.
İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Mütevelli Heyeti, rektör, eğitim ve araştırma konusunda görevlendirilmiş Sağlık Bakan Yardımcısı, Sağlık Bakanının seçtiği bir üye, YÖK’ün seçtiği profesör unvanına sahip iki üye ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Yönetim Kurulunca belirlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi dışından iki üyeden oluşacak.
2021 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali müsabakalarının Türkiye'de oynanması dolayısıyla UEFA, katılımcı futbol kulüpleri ile organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlara, bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmetleri ile bunların yapacakları mal teslimleri ile hizmetleri KDV’den istisna olacak.
Kamu ve özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde 15 metreden yüksek olmayan kule ve direkler ile yapı ve binalardaki kule ve direkler için ruhsat yerine izin belgesi kavramı getiriliyor. Binalarda kurulacak kule ve direklere izin verilirken 10 metreden yüksek olmama şartı aranacak.
Alanya Güneşi Haber merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318038
Türkiye de tüm illerde yoğun cadde, sokak ve durak gibi alanlarda sigara içmek yasaklandı...
İçişleri Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle tüm illerde valilik ve kaymakamlıklarca belirlenecek bazı cadde ve sokaklarla ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içmek yasaklandı.
Solunum yoluyla kolayca bulaşabilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının önlenmesine yönelik, özellikle vatandaşların yoğun bulunduğu cadde ve sokaklarda sigara içenlerin maskelerini çenelerinin altına indirmesinin oluşturduğu risk karşısında İçişleri Bakanlığı harekete geçti.
Bakanlık tarafından tüm valiliklere gönderilen "Koronavirüs Tedbirleri" konulu ek genelgeyle yarından itibaren tüm illerde, vatandaşların yoğun bulunduğu, valilik ve kaymakamlıklarca duyurulan cadde ve sokaklar ile özellikle trafiğe kapalı olan bölgeler, ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlara sigara içme yasağı getirildi.
Genelgede, Kovid-19 salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu'nun önerileri ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan salgınının yayılımında son dönemlerde tüm ülkelerde artış yaşandığı ifade edilen genelgede, özellikle Avrupa kıtasındaki ülkelerde salgının seyrinde çok ciddi yükseliş olduğu ve salgınla mücadele kapsamında birçok yeni tedbir kararları alınarak uygulamaya geçildiği belirtildi.
Salgınının yayılımının önlenmesi için maske kullanımı önem taşıyor...
Türkiye'de içerisinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra salgının seyri ve olası riskler göz önünde bulundurularak hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemlerin belirlendiği hatırlatılan genelgede, il ve ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarınca alınması gereken yeni ek tedbirler sıralandı.
Bu kapsamda, daha önce valiliklere gönderilen genelgeyle meskenler hariç olmak üzere tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, iş yerleri, fabrikalar vb.) herhangi istisna olmaksızın maske takma zorunluluğu getirildiği hatırlatılan genelgede, şu bilgilere yer verildi:
"Ancak özellikle vatandaşların kalabalık şekilde bulunduğu/bulunabileceği cadde, sokak, park ve bahçeler gibi yerlerde sigara içtiğinden bahisle bazı kişilerin maskelerini çıkardıkları, aşağıya indirdikleri, doğru şekilde kullanmadıkları görüldü. Solunum yoluyla kolayca bulaşabilen Kovid-19 salgınının yayılımının önlenmesi için maske kullanımında sürekliliğin sağlanması son derece önem taşıyor.
Bu nedenle maskenin doğru ve sürekli şekilde kullanımını temin amacıyla 12 Kasım 2020'den itibaren tüm illerde vatandaşlarımızın yoğun bulunduğu/bulanabileceği cadde ve sokaklar (özellikle trafiğe kapalı olanlar), ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda/bölgelerde sigara içme yasağı getirilecek."
81 ilde 65 yaş ve üzeri için sokağa çıkma kısıtlaması...
Daha önce illere gönderilen genelgeyle 65 yaş ve üzeri vatandaşların sokağa çıkmalarına yönelik uygulamanın il bazlı yapılacak analizlere (hasta ve temaslı kişi sayısı, ağır hasta, yatan hasta sayıları ve 65 yaş ve üzeri hastaların bu kategorilerdeki oranı vb.) göre il hıfzıssıhha kurullarınca belirlenmesi gerektiği kaydedilen genelgede, bu konuda alınacak yeni tedbirlere yer verildi.
Bu doğrultuda valilerce, Kovid-19 salgınının illerindeki seyri anlık olarak takip edilerek, hasta ve temaslı kişi, ağır hasta, entübe, vefat sayıları ile 65 yaş ve üzeri hastaların bu kategorilerdeki oranında yaşanan artış trendlerine göre 65 yaş ve üzeri vatandaşların gün içerisinde saat 10.00-16.00 arasında sokağa çıkabilmelerine, bu saatler dışında sokağa çıkmamalarına dair kısıtlamaya gidilmesi yönünde karar alınacak.
Son dönem gelişmelerine bağlı olarak alınan/alınacak kararlar belirli aralıklarla gözden geçirilerek, belirtilen kriterlerde iyileşme sağlanması durumunda ise kısıtlama aynı usulle kaldırılacak.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 161890
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için özel program düzenledi. Covid-19 pandemisi nedeniyle katılımcı sayısı sınırlı tutulan program da; meşale mumlar yakıldı...
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, aramızdan ayrılışının 82’nci yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için özel program düzenledi. Muratpaşa Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen özel programda, gazeteci, yazar ve belgesel yönetmeni Nebil Özgentürk'ün de katılımıyla ‘Sonsuzluğa’ isimli film gösterimi ve Serenad Bağcan’ın Atatürk’ün sevdiği şarkılardan oluşan dinletisi gerçekleştirildi. Programda katılımcıların yaktığı mumlar ve meşaleler geceyi aydınlattı.
‘Manastırın Ortasında’...
Covid-19 pandemisi nedeniyle sınırlı sayıda katılımcının ateşleri ölçülerek alana alındığı programa, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve eşi Ümran Uysal evsahipliği yaptı. Programa CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin ,CHP İlçe Başkanı İbrahim Demir Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, Muratpaşa Belediye Meclis üyeleri katıldı. Başkan Uysal, Serenad Bağcan, Nebil Özgentürk ve Muratpaşa Belediyesi Kültür Sanat Sorumlusu İlke Türkdoğan’la birlikte Atatürk’ün sevdiği ‘Manastırın Ortasında’ türküsünü seslendirdi.
‘Bıkmadan, usanmadan anlatacağız’...
Başkan Uysal yaptığı konuşmada; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bıkmadan, usanmadan anıp, yeni kuşaklara anlatacaklarını söyledi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mucizevi zaferle yetinmeyip milletine bir gelecek tarif eden lider olduğunun altını çizen Başkan Uysal; “Milletine muasır medeniyetin üzerine çıkma idealini, ülküsünü bahşetmiş ve bunun gereğini bunun altyapısını ortaya koymuş, cumhuriyeti ilan etmiş ve bu demokrasinin önkoşuludur, demokrasiye geçeceğiz demiştir. İlimi irfanı esas alacağız. İnanç dünyamızı da tertemiz, bütün hurafelerden, etnik ve kültürel ögelerden arınmış bir şekilde yaşayacağız, uygulayacağız, ilimle irfanla barışık şekilde kurgulayacağız demiştir” dedi.
‘Yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; mucizevi askeri zaferi kazanırken gösterdiği ülkemizin bulunduğu coğrafyanın bağlayıcı kadim kaderini reddeden yaklaşımını Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken de gösterdiğini belirten Başkan Uysal şöyle devam etti; “Türkiye Cumhuriyeti’ni gelecekte dünyanın en önemli ülkelerden biri olarak tasavvur etmiş, tasarlamış, kurgulamış ve bunu anlatmaya çalışmış bizlere. Bunun kurumlarını tesis etmiş. Bunun cesur adımlarını atmış. Sıkıntılarını da sağlığında yaşayarak, bedeli ne olursa olsun katlanarak böyle bir modern demokratik laik sosyal hukuk devletinin temel iskeletini omurgasını ortaya koymuş. Hem de nerede? Hala emsal geliştiremeyen Ortadoğu coğrafyasında. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken de savunmada kalmayı reddediyor, muasır uygarlığı geçeceğiz diyor, geçeceğiz, eninde sonunda geçeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti bir gün mutlaka muasır uygarlık düzeyinin üstüne çıkacak ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini yerine getirecek. Yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın demokratik laik sosyal hukuk devleti: Türkiye Cumhuriyeti.”
ADD Şube Başkanı İbrahim Daş da yaptığı konuşmada, ‘Varlığımızı borçlu olduğumuz, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, bedenen aramızdan ayrılışının 82’nci yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyorum” dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 614136
Antalya'dan Bayır Bucak Türkmenlerine yardım tırı...
Kırbıyık Holding, İzmir'den sonra ikinci yardım tırını Bayır Bucak’a gönderdi.
Antalya’da hayırsever iş adamı ,Kırbıyık Holding yönetim kurulu başkanı Şahin Kırbıyık, İzmir’deki depremzedeler için gönderdiği 3 tır malzemenin ardından Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlerine 2 yardım tırı gönderdi.
Şahin Kırbıyık, “İnşallah Dağlık Karabağ’a da gireceğiz” dedi.
Tırlar, Serik ilçesinde bulunan Kırbıyık Holding’e ait kimya fabrikasında çalışanlarla düzenlenen törenle uğurlandı.
Törene Serik Kaymakamı Mehmet Kurtoğlu ve Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan da katıldı. Törende konuşan, Kırbıyık Holding Sahibi hayırsever iş adamı Şahin Kırbıyık, “Bir yandan yıllardır komşumuz olan Suriye’de yaşanan iç savaş, diğer yandan kardeş ülke Dağlık Karabağ da ülkelerini işgalden kurtarmak için verdikleri savaş var. Bu savaşlar devam ederken dünyayı sarsan Covid19 denilen illet var. Bütün bunlar yaşanırken ne yazık ki İzmir'de yaşanan deprem milletimizi derinden sarsmış, ancak 65 saat sonra enkazın altından çıkarılan Elif bebek bir nebze olsa yüzümüze tebessüm getirmiştir. Bu bakımdan toplumda bir olmak birlik olmak bizi biz yapan en önemli değer ve erdemdir” dedi.
İzmir’deki vatandaşları da yalnız bırakmadıklarını ifade eden Şahin Kırbıyık, holding olarak depremzedelere çok miktarda dezenfektan, kolonya ve sabun gibi hijyenik malzemelerden oluşan 3 tır dolusu malzeme gönderdiklerini kaydetti.
Türkiye’nin ve dünyanın çok zor günlerden geçtiğine dikkat çeken Kırbıyık, şu ifadeleri kullandı:
“Ezilen Türkler neredeyse bizde orada olmaya çalışıyoruz. Firmam Kırbıyık Holding ve şahsım Şahin Kırbıyık olarak her zaman ne yapmamız gerektiğine bakıyoruz. İzmir depremine elimizi uzattık, şimdi de Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlerine daha sonra da inşallah Dağlık Karabağ’a da gireceğiz."
Bayır Bucak Türkmenlerine gönderilen yardım tırlarının içinde temel gıda malzemeleri, 20 adet soba, bunun yanı sıra çok sayıda halının yer aldığı belirtildi.
Törende konuşma yapan Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan ise “350 civarında insanımız Şahin beyin tesislerinde çalışıyor” dedi.
Çalışan işçilerin bu fabrikadan ciddi gelir kaynağı kazandığını vurgulayan Aputkan, bundan dolayı Kırbıyık'a teşekkürlerini sundu. Sözlerine devam eden Aputkan “Ülkesine insanına sevdalı olan yatırımcıların neler yaptığını şuradaki afişte de okuduk, diyor ki hedef Karabağ. Bayır bucak Türkmenlerinden sonra da hedef Karabağ diyelim inşallah. Allah sizlere daha çok versin, sizler de böyle mazlum ihtiyacı olan insanların ihtiyacını gidermek konusunda Karabağ'a da koşun her yere koşun diyorum” diye konuştu.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 204662
İzmir’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki deprem sonrası, Alanya Kaymakamlığı ile Alanya Belediyesi tarafından düzenlenen yardım kampanyasında toplanan yardımlar, İzmir’e ulaştı...
Alanya Belediyesi’nin topladığı yardımlar özenle paketlenerek yükleme işlemi tamamlandı. Ardından yola çıkan araç, bugün İzmir’e ulaşarak Alanya’nın yardım paketlerini AFAD ve İzmir Sosyal Yardımlaşma Vakfı yetkililerine teslim etti. Gıda ve battaniye ağırlıklı yardımlar için yetkililer teşekkür ederek, yardımları ihtiyaç sahibi vatandaşlara ivedilikle ileteceklerini belirtti.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 816086
Yoğun bakımdan çıktı ,yataklı servise alındı...
BAŞKAN BÖCEK’TEN SEVİNDİREN HABER
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde devam eden tedavisinde 64 gün sonra yoğun bakımdan çıkarılarak yataklı servise alındı. Böcek'in bilincinin çok iyi olduğunu ve her şeyden haberinin olduğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Turhan, bir an evvel rutin hayatına dönmek için sabırsızlandığını kaydetti.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yeni tip koronavirüs tanısıyla yoğun bakımdaki tedavisi devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in sağlık durumuyla ilgili Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Turhan ve sağlık heyeti bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Ender Terzioğlu, Başkan Muhittin Böcek’in doktorların kararı ile yoğun bakımdaki tedavisini tamamlanıp, bugün itibarıyla ev tipi ventilatör desteğiyle yataklı servise alındığını müjdeledi. Başkanın tedavisine aynı ciddiyetle ve ekiple devam edileceğini dile getiren Terzioğlu, "Umudumuz, en kısa sürede başkanımızın tam şifayla sağlığına kavuşmasıdır" dedi.
RUTİNE DÖNMEK İÇİN SABIRSIZLANIYOR...
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Murat Turhan, Başkan Muhittin Böcek’in bilincinin yerinde olduğunu ve her şeyden haberi olduğunu ifade ederek, “ Tedavi süreci devam ediyor ama yolun ortasına geldiğimizi, bir süre daha başkanımızla yakından ilgilenmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Başkanımızın bilinç durumu çok iyi. Her şeyden haberi var. Biran önce rutinine dönmek için sabırsızlanıyor. Başkanımız tedavi sürecinde hep bize yardımcı oldu” diye konuştu. Turhan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Başkan Böcek'in tedavisiyle çok yakından ilgilendiğini, her gün sağlık durumu hakkında bilgi aldığını söyledi.
Başkan Muhittin Böcek’in servise çıkabilmesinin yüz güldürücü bir gelişme olduğunu kaydeden Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, “Başkanımızın tedavisine artık serviste sürdüreceğiz. Bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Ekibim doktor, hemşire, personel gerçekten olağanüstü çalıştılar” dedi.
MODERN TIBBIN TÜM İMKANLARI KULLANILDI...
Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bayezid de Başkan Böcek'in özel hastaneden kendilerine geldiğinde durumunun ciddiyetini koruduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Başkanımızın sağlığıyla sadece ailesi değil, tüm Antalya ve tüm Türkiye yakından ilgilenmiştir. Başkanımız 15 gün ecmo cihaz bağlı kaldı. Akciğer fonksiyonları düzelince cihazdan ayrıldı. Kendi solunumuna bırakıldı. Modern tıbbın tüm imkanları başkanımız için kullanılmıştır. "
ÇOK MUTLU BİR GÜN...
Çok mutlu bir gün yaşadıklarını ifade eden Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yılmaz da “Biz 46 zorlu günü atlatarak, bugünlere geldik. Oradaki hemşire hanımlar, personel, doktor arkadaşlar çok özverili çalıştı. Gerçekten çok zorlu bir süreçti. Uyumadık, hiç kimse uyumadı ve sonunda bugüne geldik” dedi.
SIRADA REHABİLİTASYON SÜRECİ VAR...
Tedavinin birinci kademesini tamamladıklarını söyleyen Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özbudak, ciddi bir rehabilitasyon süreci olacağını kaydetti. Özbudak, “Sayın Başkanımız Muhittin Böcek’in atlattığı Kovid-19 dönemi gerçekten bu hastaların en ağır komplikasyonları yaşadığı bir dönem olarak bizler tarafından yaşandı. Özellikle yoğun bakım ekibinin bütün ekibin inanılmaz çabalarıyla, inanılmaz özverisiyle bugünlere geldik” ifadelerini kullandı.
SAĞLIKLA TABURCU ETMEK İSTİYORUZ...
Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Melike Cengiz de “Öncelikli olarak çok mutluyuz. Tedavi için çok ciddi emek verildi. Mutlu sonlanmasından dolayı da çok sevinçliyiz” dedi.
Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmiye Hadimioğlu da
normal servisteki tedavisinden sonra Başkan Böcek’i sağlıkla taburcu etmeyi umut ettiklerini belirtti.
ENFEKSİYONLA BAŞA ÇIKTIK...
Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın da Kovid-19 pandemisinin hastalarda ciddi enfeksiyonlara yol açabildiğini Başkan Muhittin Böcek’in tedavisi sürecindeki enfeksiyonlarda da şu ana kadar başa çıktıklarını söyleyerek “Bundan sonrasında da aynı duyarlılıkla devam edip sorunları çözmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.
SAĞLIĞINA KAVUŞUP GÖREVİNE DÖNECEK...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in oğlu Gökhan Böcek de, babasının en kısa sürede sağlığına kavuşarak görevinin başına döneceğini söyledi. Gökhan Böcek, şunları ifade etti. “Ailecek hiç beklemediğimiz bir anda çok zorlu bir süreç yaşadık. Şu anda babamın sağlık durumu iyiye gitmekte. Bugün servise çıkması bizleri çok mutlu etti. İnşallah bu aşamadan sonra en kısa sürede sağlığına tam olarak kavuşacak ve görevinin başına dönecek. Babamın ne kadar çok sevildiğine bir kez daha şahit olduk. Babamın iyileşmesine katkı sağlayan, dualarıyla bizleri yalnız bırakmayan tüm Türkiye’ye tüm Antalyalılara teşekkür ediyoruz. Telefon ve ziyaretleri ile süreci bizzat takip eden ve desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanımız Meral Akşener, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, Dışişleri Bakanımız ve Aile Dostumuz Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Antalya Valimiz Ersin Yazıcı’ya, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Özlenen Özkan başta olmak üzere tüm ekibine, tüm doktorlarımıza, hemşirelerimize ve sağlık çalışanlarına yürekten aile olarak teşekkür ediyoruz.”
Alanya Güneşi Haber merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 238935
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim’de 6.9’luk deprem felaketi yaşayan İzmir’i, kurmaylarıyla birlikte ziyaret etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e “Geçmiş olsun” dileklerini ileten İmamoğlu, “Burada sıkı raporları var arkadaşların. Biz, İstanbul’a endeksleyerek görmeye çalıştık biraz da manzarayı. Zaten İstanbul açısından, her daim gündemimiz olan bir durum, deprem. Tabii ki İzmir için de önemli ama İstanbul’da gerçekten tehdidi büyük bir iş bu. Bir bilim insanı da bu lafı kullandı, ben de öyle düşünüyorum; Türkiye’nin gerçekten bağımsızlık sorunudur İstanbul depremi. Hem ekonomik açıdan hem moral açısından hem canlı kaybı açısından bir bağımsızlık sorunudur. O denli sıkıntılı bir iştir.”...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim günü, saat 14.51’de 6.9’luk şiddetinde depremle sarsılan İzmir’i, kurmaylarıyla beraber ziyaret etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le İzmir Sanat Çalışma Ofisi’nde bir araya gelen İmamoğlu’na, İBB Sözcüsü ve Başkan Danışmanı Murat Ongun, Başkan Danışmanı Yiğit Duman, İBB Genel Sekreter Yardımcıları Mahir Polat, Gürkan Alpay, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün, Deprem Risk Yönetimi Daire Başkanı Tayfun Kahraman, İmar A.Ş. Genel Müdürü Onur Soytürk, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Emrah Şahan ile İBB Meclis üyeleri Tarık Balyalı, Fidan Aslan Eroğlu, Önder Turmuş eşlik etti.
İMAMOĞLU: “ALLAH, BETERİNDEN KORUSUN”...
İmamoğlu, yaşanan deprem felaketi nedeniyle “Geçmiş olsun” dileğinde bulunduğu Soyer’den, “Size de geçmiş olsun” yanıtını aldı. “Bugün teknik heyetimiz ve meclis üyelerimiz, ‘Beraber gözlem yapalım’ diye bana eşlik etmek istediler” diyen İmamoğlu, depremle ilgili gelişmeleri, Kovid-19 tedavisi gördüğü hastane odasından takip ettiğini belirtti. İmamoğlu, “Allah, beterinden korusun diyoruz. Güzel bir duamızdır; ama bunları da yaşamamak lazım aslında. Rahmet diliyoruz, bütün can kayıplarımıza. Hepimizin başı sağ olsun. Kurtulanlar bizi elbette mutlu etti; hele hele çocuklarımız çok mutlu etti” dedi.
SOYER’DEN İBB’YE TEŞEKKÜR...
Dün, hastane ziyareti gerçekleştirdiğini aktaran Soyer de “Enkazdan kurtulan 5-6 tane çocuğumuz var. Çok şükür, hepsinin sağlığı gayet iyi. Enkazda 114 vefatımız var, 107 de canlı kurtardık. Neredeyse yarı yarıya. Enkazların toplanması da bitti” bilgilerini paylaştı. İBB’nin süreç içinde verdiği desteğe teşekkür ettiğini kaydeden Soyer, “İlk anda hem Genel Sekreter hem de Genel Sekreter Yardımcıları geldiler. Sağ olsunlar. En can alıcı noktalarda, en fazla nasıl faydalı olabilirsek diye büyük gayret ettiler” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “HEPİMİZ EMRE AMADEYİZ”...
Soyer’in adından tekrar söz alan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Biz dedik; ‘Başkan’ımız ne talimat veriyorsa, hepimiz emre amadeyiz.’ O bilinçle geldi hepsi. Bir yandan bizim için de önemli gözlemler yaptılar. Burada sıkı raporları var, arkadaşların. İzmir için olsa da biz, aslında biraz da İstanbul’a endeksleyerek görmeye çalıştık manzarayı. Zaten İstanbul açısından, her daim gündemimiz olan bir durum, deprem. Tabii ki İzmir için de önemli; ama İstanbul’da gerçekten tehdidi büyük bir iş bu. Bir bilim insanı da bu lafı kullandı, ben de öyle düşünüyorum; Türkiye’nin gerçekten bağımsızlık sorunudur, İstanbul depremi. Hem ekonomik açıdan hem moral açısından hem canlı kaybı açısından, bir bağımsızlık sorunudur. O denli sıkıntılı bir iştir.”
SOYER: “İZMİR’İN BİLDİĞİMİZ FAYLARI KIRILMADI”...
Kendileri için de benzer bir durumların geçerli olduğunu belirten Soyer şunları dedi:
“Bu, İzmir depremi değil aslında. Yani İzmir’in bildiğimiz fayları kırılmadı. 70 kilometre ötede, Ege Denizi’nde bir fay kırıldı. Üstelik çoğu bilim insanının da bilmediği bir fay kırıldı. Buna rağmen bu kadar büyük bir hasarla karşı karşıya kaldık. İzmir’in karasında, bildiğimiz faylardan biri kırılsaydı bu şiddette, kim bilir ne büyük felaket olacaktı. Biz de bunu sadece bir uyarıcı depremi olarak alıyoruz. Bu, hepimiz için çok hayati bir mesele. Çok ucuz atlattık diye bakıyoruz.”
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 99750
İzmir’de meydana gelen depremin ardından depremzedeler için kurum içi yardım kampanyası başlatan SunExpress, Antalya, İzmir, Ankara ve İstanbul merkez ofislerinden topladığı yardım malzemelerini İzmir’e ulaştırdı...
Geçen hafta İzmir’de yaşanan deprem faciasının ardından ücretsiz kargo taşıma kararı alarak deprem bölgesine yardım göndermek isteyen vatandaşların yardımlarını hiçbir ücret talep etmeden İzmir’e ulaştıran SunExpress, gönüllü ekibi Guardian Angels’ın öncülüğünde başlattığı kurum içi yardım kampanyası ile çadır, battaniye, yorgan, uyku tulumu, ısıtıcı, yastık, hijyen kiti, giysi, çocuk bezi, maske, dezenfektan, mutfak malzemeleri, oyuncak gibi ihtiyaç duyulan pek çok malzemeden oluşan toplam 182 adet yardım kolisini İzmir’e ulaştırdı. Ekip üyeleri ayrıca, çadır alanında çocuklar için düzenlenen etkinliklerde de görev alarak depremzede çocuklara moral verdiler.
SunExpress’in gönüllü çalışanlarından oluşan ve yardım taleplerini değerlendirip ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımları ulaştırmak amacıyla kurulan Guardian Angels (Koruyucu Melekler) komitesi, 2015 yılından bu yana yardım faaliyetlerinde aktif olarak rol alarak kurum içinde toplanan yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Alanya Güneşi Haber merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 276062
30 Ekim 2020 de meydana gelen İzmir depreminde arama kurtarma çalışmaları sona erdi.
Türkiye'nin dört bir yanında gelen ekipler dönüş için hazırlıklarını tamamladı. 1875 artçı depremin yaşandığı İzmir'de vatandaşlar çadır kentlerde kalmaya devam ediyor...
İzmir'de 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından AFAD, İzmir'deki depremde can kaybının 114 olduğunu, 137 kişinin tedavisinin sürdüğünü bildirdi.
İzmir depreminde 114 kişi hayatını kaybetti, 1035 kişi yaralandı...
AFAD'dan yapılan açıklamaya göre, 30 Ekim'deki depremin ardından 45'inin büyüklüğü 4'ün üzerinde olmak üzere toplam 1875 artçı sarsıntı kaydedildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: AFAD ve Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 142778
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) girişimleri ile Alanya’ya ait tüm tarihi belgeler Osmanlı Arşivi’nden alınarak üniversite kütüphanesi envanterine dahil edildi...
Tarihi kayıtlara göre Türkiye Selçukluları döneminde kışlık başkent olarak kullanılan, Osmanlı Devleti döneminde idari yapı içerisine sancak olarak teşkilatlandırılan Alaiye Sancağına ait çeşitli fon kodlarında kayıtlı 100 bin görüntüden oluşan belge ve defter külliyatının kopyaları Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin girişimi neticesinde Osmanlı Arşivi’nden alınarak üniversite kütüphanesi envanterine dahil edildi. Tarihçi kimlikleri ile de öne çıkan ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Karahasanoğlu’nun girişimleriyle Alanya ile ilgili bütün belgelerin bundan sonraki süreçte ALKÜ Kütüphanesi bünyesinde araştırmacıların hizmetine sunulması Alanya’ya önemli bir bilimsel kazanım oldu.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Rektör Kalan, Alaiye Sancağı ile ilgili her konuda birinci elden başvuru kaynağı olan belgeler ile defterlerin tasnif işleminin devam etmekte olduğunu belirterek, “Gerekli işlemler tamamlandıktan sonra üniversitemiz kütüphanesinde araştırmacıların hizmetine sunulacaktır. Bu çerçevede üniversitemizin veya diğer üniversitelerin ilgili bölümlerinde yapılacak olan yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları ile akademisyenlerin yöre ile ilgili yapacakları çalışmaları açısından büyük bir kolaylık sağlayacaktır” dedi.
ALKÜ--Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem KALAN
Alaiye Sancağı ile ilgili belge ve defterlerden oluşan külliyatın çeşitli fon kodları içerisinde kayıtlı zengin bir içerikten oluştuğunu dile getiren Rektör Kalan, “Belgelerde Payitaht’ta divan toplantılarında müzakere edilen iç ve dış meselelere ait siyasi, askeri, içtimai ve iktisadi kararların kaydedildiği Mühimme defterleri başta olmak üzere timar, gümrük, maliye, nüfus, vakıf gibi çeşitli kayıtları içeren Ruznamçe defterleri, Maliyeden Müdevver defterler, Maliye defterleri, Maliye Varidat defterleri, Maliye Varidat Temettuât defterleri, Maliye Ceride defterleri, Başmuhasebe defterleri, Evkaf defterleri, Nüfus defterleri, Tahrir defterleri, Ahkâm defterleri, Kamil Kepeci defterleri içerisinde yer alan hükümler Alaiye Sancağının sosyo-ekonomik durumunu aydınlatan zengin bilgiler içermektedir” diye konuştu. Rektör Kalan konuşmasının devamında, “Defterler yanında belge katalogları içerisinde Bab-ı Asafi kalemi belgeleri, Sadaret kalemi belgeleri, Ali Emiri tasnifi belgeleri, İbnülemin tasnifleri, Cevdet tasnifleri, Babıali Evrak Odası belgeleri, Dâhiliye ve Hariciye Nezareti belgeleri, Emniyeti Umumiye belgeleri, Hatt-ı Hümayun belgeleri, Meclis-i Vala belgeleri, Şura-yı Devlet, Yıldız Tasnifi belgeleri başta olmak üzere çeşitli fon kodlarında kayıtlı büyük bir belge külliyatı Alaiye Sancağı ile ilgili idari, mali, askeri, adli, vakıf, sıhhiye, zabtiye ve asayişe dair çeşitli konuları içermektedir” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 158733
İzmir de depremzedelere sıcak yemek...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de depremzedelerin yanında olmaya, yaralarını sarmaya devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Mobil Aşevi, Bayraklı İlçesi Mansuroğlu Mahallesi’nde yer alan çadır yerleşim alanında sıcak yemek dağıtımını sürdürüyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki deprem felaketi sonrası bütün imkanlarını seferber etti. Deprem sonrası yaklaşık 1 buçuk saat içinde arama kurtarma ekiplerini deprem bölgesine sevk eden Antalya Büyükşehir Belediyesi, ayrıca depremzedelerin yiyecek ihtiyacını karşılamak üzere 5 bin kişilik sıcak yemek çıkarma kapasitesine sahip Mobil Aşevini de bölgeye gönderdi. Aşevi Tırı, bir haftadır ihtiyaca göre belirlenen noktalarda vatandaşa sıcak yemek çıkarmaya devam ediyor.
MOBİL AŞEVİ ÇADIR YERLEŞKESİNDE...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Şerafettin Sayar’ın koordinesinde hizmet veren Mobil Aşevi, son olarak Bayraklı Mansuroğlu Mahallesi’nde yer alan çadır yerleşkesinde afetzedelerin yiyecek ihtiyaçlarını karşılıyor. 5 bin kişi kapasiteli Mobil Aşevi, depremzedelere öğlen ve akşam olmak üzere her öğünde biner kişilik 4 çeşit sıcak yemek ikramında bulunuyor. Afetzedelere sıcak yemek dağıtımları Antalya Büyükşehir Belediyesi, AFAD ve Bayraklı Belediyesiyle koordineli bir şekilde gerçekleştiriliyor.
SOBA VE BATTANİYE GÖNDERİLDİ...
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin deprem bölgesine yardım araçları sevk etmeye devam ediyor. Havaların soğumasıyla depremzedelere soba, battaniye ile gıda kolisi, hijyen malzemeleri, dezenfektan, çocuklar için diş macunu ve diş fırçası gönderildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 457825
TEMA Vakfı, TBMM Başkanlığına sunulan ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde 6. maddeye dikkat çekiyor. Kabul edilmesi halinde maden şirketlerinin ruhsat alanı dışına tesis kurmasının önünü açacak olan 6. madde değişikliği ile Türkiye’nin ormanları, tarım alanları, meraları, içme suyu havzaları ve kıyıları da madencilik tesisi içinde yer alabilecek.
‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ 5 Ekim 2020 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulmuştu. İlerleyen günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelmesi beklenen kanun teklifi, enerji piyasaları ile birlikte madenciliğe yönelik değişiklikler de içeriyor. TEMA Vakfı’nın ilk günden itibaren takip ettiği Maden Kanuna yönelik değişiklikler içinde özellikle 6. Madde değişikliği öne çıkıyor. Tasarının 6. maddesi önerilen hali ile kabul edilirse bugüne kadar maden ruhsat alanı sınırları içinde yürütülen madencilik faaliyetlerinden bir kısmı artık işletmelerin ruhsat alanı dışında da yürütülebilecek.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “Söz konusu olan 47 maddelik yeni kanun teklifinde daha önce 3. ve 5. maddelere dikkat çekmiştik. Bu maddelere yönelik olumlu adımlar atılmış ve maddelerde değişikliğe gidilmişti. Atılan bu olumlu adımları büyük mutluluk ve teşekkür ile karşıladığımızı belirtmek isterim. Ancak, tam da tasarıya ilişkin olumlu adımlar atılmışken aynı toplantıda, tasarıya yine Maden Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören 6. maddenin eklendiğini öğrendik. Ne yazık ki eklenen bu değişiklikle maden şirketlerinin ruhsat alanı dışına tesis kurmalarının önü açılıyor. Mevcut uygulamada madenlerin çıkarılması ve işletilmesine dair faaliyetler ruhsat sınırları içinde yürütülüyor. Ruhsat alanları çoğu zaman doğa ve yaşam alanları ile su varlıklarına kabul edilemez biçimde zarar verecek şekilde belirlenmiş olsa da; madenlerin ruhsat sınırları içinde kalması madencilik nedeni ile oluşan çevresel riskleri, doğa tahribatını, halk sağlığını bütüncül bir şekilde ele alabilmek ve kontrol altında tutabilmenin önemli bir aracı. Yeni düzenleme ile madenciliğe ilişkin tesisler ruhsat alanlarının dışına taşıp hiçbir sınır ve planlama olmaksızın doğa alanlarına, tarım ve mera alanlarına, su havzalarına yayılabilecek. Düzenleme yasalaşırsa; doğal varlıklar, doğa alanları, tarım ve mera alanları tesislerle bölünecek; madencilik faaliyetlerine ilişkin kirlilik çok daha geniş alanlara yayılacak ve madencilik faaliyetleri o alanda var olan mevcut faaliyetlerden ve mülkiyet haklarından üstün tutulacak” diyerek tüm milletvekillerini 6. Maddeye hayır demeleri konusunda harekete geçmeye davet etti.
Madencilikte ruhsat sınırlarını ortadan kaldırarak doğayı, tarım üretimini ve insan sağlığını tehdit eden 6. madde metninde yer alan ‘geçici tesis’ tanımına da değinen Ataç; “Madde metninde ‘geçici tesis’ vurgusu yapılsa da Maden Kanunu’ndaki bu tanım, üzerinde bulunduğu alana kalıcı zararlar veriyor. ‘Geçici tesis’ adı verilen bu tesisler, gerek halk sağlığı gerekse doğa sağlığı açısından oldukça yüksek kirlilik yaratan ve risk barındıran liçleme tesislerinden atık barajlarına, dev atık tepelerini oluşturan pasa alanlarından siyanür havuzlarına, patlayıcı madde depolarına kadar maden faaliyetleri için kullanılacak her türlü yapıyı ifade ediyor” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216875
Ankara Kızılay'da kırmızı ışıkta geçen halk otobüsü, belediye otobüsüne çarptı. Kazada her iki otobüste bulunan toplam 17 kişi yaralandı...
Kaza, saat 07.00 sıralarında Kızılay Kavşağı'nda meydana geldi. İki otobüs kırmızı ışık ihlali nedeniyle çarpıştı.
Kazada belediye otobüsü refüje çıktı, iki otobüste de ağır hasar meydana geldi.
17 yolcu, düşme ve savrulma nedeniyle yaralandı. Olay yerine çok sayıda polis, itfaiye, ambulans ve UMKE ekibi geldi.
Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından hastanelere nakledildi. Çevredeki kameraları inceleyen polis ekipleri, halk otobüsünün kırmızı ışıkta geçtiğini tespit etti.Belediye otobüsündeki yolcular ve görgü tanıkları ise halk otobüsünün çok hızlı geldiği için duramayarak belediye otobüsüne çarptığını ifade etti.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 219735
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, bugün sabah saatlerinde Marmara Denizi Büyükçekmece açıklarında 3,5 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını bildirdi.
AFAD, depremin 7 kilometre derinlikte olduğunu belirtti.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünü 3,7 olarak duyurdu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 213892
İzmir'de yaşanan deprem felaketi sonrasında Alanya Belediyesi yardım kampanyası başlattı...
Alanya Belediyesi, İzmir'de yaşanan deprem sornası mağdur olan vatandaşın acil ihtiyacı olan yiyecek ve ısınma malzemelerine ilişkin yardım kampanyası başlattı. Başkan Adem Murat Yücel, kampanyaya ilişkin yaptığı duyuruda, "İzmir'e yardım göndermek isteyen hayırsever vatandaşlarımızı, belediye binamız arkasında kurduğumuz çadıra bekliyoruz."Dedi.
Başkan Yücel’in yayınladığı ihtiyaç kolisinde;
--5 kg pirinç,
--2.5 kg bulgur,
--2.5 kg kuru fasulye,
--2.5 kg mercimek,
--5 lt ayçiçek yağı,
--0.83 kg domates salçası,
--5 kg şeker,
--0.5 kg tuz,
--1 kg un,
--1 kg çay,
--Battaniye bulunuyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 347198
91. saatte mucize: Rıza Bey Apartmanı'nda 4 yaşındaki Ayda Gezgin sağ olarak kurtarıldı...
DEPREMİN YIKTIĞI İZMİR'DE MUCİZELER YAŞANMAYA DEVAM EDİYOR...
İzmir Seferihisar açıklarındaki 6.6 büyüklüğünde depremden 91 saat sonra Rıza Bey Apartmanı enkazından 3 yaşındaki Ayda Gezgin sağ olarak çıkarıldı. Gezgin'in durumunun iyi olduğu belirtildi.
"Yaşam üçgeninde bulaşık makinesi vardı"...
Çocuğu kurtaran ekipten Nusret Aksoy, "Yaşam üçgeninde bulaşık makinesi vardı. Bulaşık makinesini gördüm, aradaydı. Elini salladı. İlk çığlığını duydum. Daha sonra arkadaşlarıma söyledim. İsmini sordum, 'iyiysen elini sallayabilir misin?' dedim, elini kaldırdı salladı" dedi.
Ekipler, Uğur- Fidan Gezgin çiftinin kızı Ayda Gezgin'e ulaştı. Ekipler bina enkazı çevresinde hayat koridoru oluşturarak çocuğa ilk müdahalede bulundu. Serum takılan Ayda Gezgin için enkaz altına termal battaniye indirildi. Sedyeye alınan çocuk, enkazdan kurtarılarak ambulansa taşındı. Çocuğun kurtarılışı sırasında alkış sesleri yükseldi
Ayda Gezgin'in mutfakta olduğu, bir tarafta mutfak tezgahı, diğer tarafta dolapların ortaya doğru yıkıldığı, buzdolabı, bulaşık makinesi ve fırının oluşturduğu yaşam üçgeninde kaldığı kaydedildi. Gece aynı noktada dinleme yapıldığı, Ayda Gezgin’in uyumuş olabileceği için yanıt vermemiş olabileceği ifade edildi. Ayda Gezgin, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine getirildi.
Çocuğun Sağlık durumu iyi...
Enkazdan çıkarıldıktan sonra ambulansa alınan Ayda Gezgin, polis eskortu eşliğinde ambulansla getirildiği Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servis girişinde alkışlarla karşılandı. Ayda Gezgin'in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
Ayda'ya ilk ulaşan ekip çalışanı, şunları söyledi:
''Küçücük bir eldi. İlk isteği su oldu. Bir de ayran istedi yanında. O dakikadan itibaren canla başla o yavrucağı oradan çıkarmak için çalıştık. Biz elimizden geldiği kadar son kişi çıkana kadar buradayız. Halen enkaz altında olanlar var. Onları çıkarmak için uğraşacağız.’'
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kurtarma ekibinden Levent Onur'un şunları kaydetti:
''Sakarya’dan geliyoruz. Buraya intikal ettik. Beyaz eşyanın olduğu yerde yaşam alanı vardı. Bu mucizeler bizim yorgunluğumuzu da elimizden alıyor. Bulduğumuzda elini oynatıyordu. Sağlık durumunda bir sıkıntı yoktu. Sarışın, 3,5 yaşında. Bulaşık makinasının olduğu bölgeye kendisi devrilmiş, yaşam merkezi açmış kendine. Takdir-i ilahi. Biz de babayız, 6 yaşında bizim de evladımız var, 1 Kasım’da doğum günüydü. Doğum gününde Elif ve Ayda bebek bize müjde verdi. Sadece tebessüm etti. Konuşamadık. Uykudan mahmur uyanmış gibiydi. Ne olduğunu anlayamadı, toparlamaya çalıştı. Sağlık durumu çok iyi. Sıkıntı olmadığını gördük. İlk müdahaleyi orada yaptık. Gördükten 1 saat, 1 saat 15 dakika sonra çıkardık. 1. katta bulundu. Tekrar kontroller sağlanacak.''
"Çok güzel gülümsüyordu"...
Kurtarma ekiplerinden bir isim, “Çok güzel gülümsüyordu. Sanki hiç enkazda değilmiş gibi, çok sevindik. Arkadaşlar sesini duydu, elini uzattıklarında hareket eden bir çocuk olduğunu gördüler. AFAD koordinasyonunda kurtardık. Ağlaya ağlaya çıkardık" dedi.
Bir başka görevli ise, "Çığlık sesi duyduk. Arkadaşlar jeneratörleri durdurdu. Sessizlik oluştu. Ben Ayda, iyiyim" diye konuştu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından Ayda'nın kurtarılma anına ilişkin görüntüleri paylaşarak, "Ayda Gezgin. 3 yaşında. Ve 91 saat sonra tekrar aramızda!" ifadesini kullandı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 346542
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 10 gündür Kovid-19 tedavisi gördüğü hastaneden taburcu oldu. 4 gün daha evinde karantinada olacağını belirten İmamoğlu, “Karantina dönemi biter bitmez, inşallah birinci mesai günümde İzmir’e gidip, İzmir’deki dostlarımızla, hemşehrilerimizle, vatandaşlarımızla buluşup, onların acılarını paylaşacağım” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile bir araya gelip, durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten İmamoğlu, “Türkiye ve İstanbul için en önemli meselinin deprem olduğunu, bir kez daha bize bu süreç hatırlatmıştır. Başka bir konuyu konuşmanın bile yersiz olduğunu; bu konu üzerine hep beraber, milletçe, bütün yöneticilerle birlikte odaklanmamız gerektiğini de hatırlatmış oldu bir daha ne yazık ki” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Ekim’den bu yana Kovid-19 tedavisi gördüğü Teşvikiye’deki Amerikan Hastanesi’nden taburcu oldu. Hastane çıkışında kameraların karşısına geçen İmamoğlu, sözlerine, herkese sağlık dileyerek başladı. İzmir’de yaşanan depremle ilgili konuşan İmamoğlu, “Deprem hepimizin canını yaktı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimize başsağlığı diliyorum. İnşallah güzel haberler alırız. Bugün, 3 yaşındaki Elif bebeğimize çok sevindik. Elif’in hayatını kurtaran, oradaki emek veren tüm arkadaşlarıma da buradan minnet duygularımı ve selamlarımı iletiyorum” dedi. Depremin, tüm Türkiye ve İstanbul için önemine dikkat çeken İmamoğlu, “En önemli meselinin deprem olduğunu, bir kez daha bize bu süreç hatırlatmıştır. Başka bir konuyu konuşmanın bile yersiz olduğunu; bu konu üzerine hep beraber, milletçe, bütün yöneticilerle birlikte odaklanmamız gerektiğini de hatırlatmış oldu bir daha ne yazık ki” diye konuştu.
HASTALIK SÜRECİNİ PAYLAŞTI...
İmamoğlu, hastalığıyla ilgili süreci de şu sözlerle dile getirdi:
“23 Ekim Cuma gecesi, saat 21.00 sıralarında bir yüksek ateşle Amerikan Hastanesi’ne gelmiştim. 10 gün sonra taburcu oluyorum. Kovid-19 testimin pozitif çıkmasından sonra, tedavi sürecimi burada gayet iyi bir şekilde geçirdiğimi ifade edebilirim. Ateşim 4 gün civarında sürdü. Yüksek ateşle gelmiştim ve o yüksek ateşi 4 gün boyunca yaşadım. Sonra yüksek ateş, yerini normal ateşe bıraktı ama tedavi sürecimiz devam etti. Her şey kontrol altındaydı, ateşin dışında başka bir sıkıntı, semptom yaşamadım. Tedavi süresince bizleri arayan herkese, bütün vatandaşlarımıza iyi dileklerini ileten bütün hemşehrilerimize çok çok teşekkürlerimi iletiyorum. Ben de açıkçası burada, tedavi gören insanlar için dua ettim. Allah, herke sağlık, sıhhat versin. Başta kıymetli dostum Muhittin Böcek’e ve bütün hastalara şifa diliyorum. Allah korusun herkesi. Açıkçası ben de yüksek bir moralle burada kendimi çok kıymetli doktorlarımıza, sağlıkçılarımıza emanet etmenin güvenini yaşadığımı hissettim diyebilirim.”
SAĞLIKÇILARA ÖZEL TEŞEKKÜR...
İmamoğlu, tedavi sürecinde kendisiyle ilgilenen hastane personeline teşekkürlerini, “Erhan Barutçu, Ömür Erçelen, yine başhekim İsmail Bozkurt’a, yardımcısı Mustafa Özünal’a, 7 yıldır her anımı takip eden check-up doktorum Sedat Sarp’a, Önder Ergönül’e, Şiran Keske’ye, göğüs hastalıları Levent Kabak’a ve radyoloji bölümünden Sevgi Akbek’e, 10 gün boyunca fizik tedavi olarak bana destek olan Dr. Yaprak Ataker ve tüm ekibine, yine Kovid öncesi, -2 gün öncesi apandisit ameliyatı oldum burada- Şenol Carıllı Bey’e ve Ali Sezer’e çok çok teşekkür ediyorum. Tabii bir başka önemli konu; 4A ve 6B servislerinin hemşirelerinden temizlik görevlilerine kadar bütün sağlık çalışanları yanımda oldular. Her anımı, her saatimi, her dakikamı paylaştılar gece gündüz. Belki de hayatımda ilk defa evimden bu kadar uzak kaldım. O anlamda da Zehra’ya, Zübeyde’ye sağlık görevlileri, hemşirelerimiz Muahmmed’e, Fatih’e, Cansu’ya, Bihter’e ve Çiğdem’e her anımda yanımda oldukları için de teşekkür ediyorum” sözleriyle iletti.
“4 GÜN DAHA KARANTİNA SÜRECİM DEVAM EDECEK”...
Bugün itibariyle evine geçeceğiniz belirten İmamoğlu, “10 günü aşkın süredir hiç görmediğim aileme ve çocuklarıma, biraz uzaktan da olsa kavuşmuş olacağım. Çünkü 4 gün daha karantina sürecim devam edecek. Ve inşallah bundan sonra şunu dileyebilirim: Bir kere bulaşıcı hastalığın bulaşma süreci, yoğun bir şekilde devam ediyor. Hattan Nisan, Mayıs’tan da daha yoğun bir şekilde devam ediyor. Dolayısıyla toplumumuzun bu konuda aşırı duyarlı olmasını ve bütün kurallara uymasını, herkesin kendi karantina süreçlerini denetlemesini mutlak istiyoruz. Allah korusun ki, bu hastalığa yakalanmamak, mümkün oldukça en geç şekliyle yakalanmak en doğrusu. Bu manada bütün vatandaşlarımızı, duyarlı olmaya, kurallara uymaya davet ediyorum” dedi.
İLK MESAİ İZMİR’E...
4 günlük süreçte evden çalışmaya devam edeceğini belirten İmamoğlu, “İnşallah Cuma günü itibariyle de sahada işime, gücüme en enerjik bir şekilde devam edeceğim. Başta deprem olmak üzere, bulaşıcı hastalıkla ilgili yapmamız gerekenler ve şehrimizle ilgili tüm unsurları, en kuvvetli şekilde takip etmeye başlayacağım. Karantina dönemi biter bitmez, inşallah birinci mesai günümde İzmir’e gidip, İzmir’deki dostlarımızla, hemşehrilerimizle, vatandaşlarımızla buluşup, onların acılarını paylaşacağım” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile bir araya gelip, durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten İmamoğlu, “Tekrar herkese sağlık diliyorum. Bugünlerimde yanımda olan, beni arayan, soran herkese de minnet duygularımı tekrar iletmek istiyorum” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, “Son durumunuz nedir? Testiniz negatif mi çıktı? Tamamen iyileştiniz mi” sorularını ise “Sabahleyin yapılan testlerimizde, kanımızda antikor oluşmuş durumda. Boğazdan ve burundan alınan PCR testinin henüz sonuçları çıkmadı. Doktorlarımız takip ediyorlar süreci” şeklinde yanıtladı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 484588
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İzmir'deki depremde vefat edenlerin sayısının 79'a yükseldiğini duyurdu...
AFAD'dan yapılan son dakika açıklamasında, deprem nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 79, yaralananların sayısının ise 962 olduğu belirtildi.
Yaralananlardan 743'ünün tedavilerinin ardından taburcu edildiği, 219'unun ise tedavisinin sürdüğü bildirilen açıklamada, İzmir'de 8 binada arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği aktarıldı.
1120 ARTÇI GERÇEKLEŞTİ...
Cuma günü 14.51'de gerçekleşen 6.9'luk deprem sonrası Türkiye adeta İzmir'e ağlıyor. 6,9'luk depremin sonrasında, bazılarının şiddeti 4'ten büyük olmak üzere, toplam 1120 artçı sarsıntı yaşandı.
Ayrıca İzmir’de halen 8 binada arama kurtarma çalışması yürütüldüğü aktarıldı.
Yerin 16.54 km altında gerçekleşen ve merkez üssü Seferihisar olarak kaydedilen şiddetli sarsıntının bilançosu her geçen dakika gözler önüne serilmeye devam ederken İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve birçok sivil toplum kuruluşunun arama kurtarma çalışmalarında zamanla yarışı sürüyor.
ÖLÜ SAYISI ELAZIĞ'I GEÇTİ...
Öte yandan İzmir'deki can kaybı 24 Ocak'ta Elazığ'da meydana gelen depremdeki can kaybını geçti. Yaklaşık 22 saniye süren 6.5'lik Elazığ depreminde 41 kişi hayatını kaybetmiş, bin 466 kişi de yaralanmıştı.
8 BİNADA ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR...
Depremde ağır hasar gören toplam 17 bina ile başlatılan, dün 8 binada yoğunlaşılan arama kurtarma çalışmalarında enkaz altında kalan depremzedelere ulaşmak için zamana karşı mücadele veriliyor.
Çalışmaların ikinci gününde 16 yaşındaki İnci Okan ve 55 yaşındaki Ahmet Çitil'in yaralı olarak ulaşıldığı Rıza Bey Apartmanı'nın enkazında, beton parçalarının arasında yardım bekleyenlere ulaşmak için hassas bir çalışma yürütülüyor.
Deprem öncesi 8 katlı olan, deprem sonrası tamamen çöken apartmanda ekipler, vinç ve iş makinaları yardımıyla alt katlara yaşam koridorları açmaya çalışıyor.
Çalışmaları enkaz altında kalanların yakınları da dua ederek izliyor.
Arama kurtarmanın yoğunlaştığı diğer bir enkaz da Doğanlar Apartmanı. Deprem öncesi 7 katlı olan ancak depremle birlikte yola devrilen apartmanın enkazından dün Seher Dereli Perinçek ve ikiz kızlarının hayata tutunmasıyla moral bulan ekipler, enkazın 4. katına ulaştı.
Ekipler, zaman zaman çevredekilere sessizlik çağrısı yapıyor.
Dünkü çalışmalarda Helim Sarı, Fadime Tolu, Gülçin Aykut Soydan ve Hülya Özmet'in canlı çıkarıldığı Yılmaz Erbek Apartmanı'nda ise çalışmalar binanın yan yatma tehlikesi nedeniyle kontrollü devam ediyor.
Altında bir marketin bulunduğu iki katı çöken ve vinçlerle desteklenen binanın çevresinde enkaz altında olabileceği düşünülen kişilerin yakınları umutlu bekleyişlerini sürüyor.
Arama kurtarma çalışmalarında dün 62 yaşındaki Emine Eren'in yaralı olarak çıkarıldığı 3 bloklu Barış Sitesi ile 2 bloklu Emrah Sitesi ve Yağcıoğlu Apartmanı enkazlarında aralıksız devam eden çalışmalarda ise bazı depremzedelerin cansız bedenlerine ulaşıldı.
33 SAAT SONRA KURTULDU...
Öte yandan depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nın enkazından 33 saat sonra bir kişi yaralı olarak kurtarıldı. Yaralı depremzede hemen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
FAYIN UZUNLUĞU 60 KİLOMETRE...
Saat 14.51'de meydana gelen depremin ardından 812 artçı sarsıntı kaydedildi. Bu artçıların en büyüğü 5.1 oldu. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 30-40 km'lik bir fayın kırıldığını tespit ettik. 1.2 metrelik bir yer değiştirme var" dedi. Jeofizik Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Gündoğdu da "Girit Adası'nda asıl büyük deprem bekleniyor. Burada olacak büyük deprem Türkiye'yi de etkiler. Artçılar sürecektir. Binasına güvenmeyen, binalarını terk etsin" çağrısı yaptı.
Prof. Dr. Naci Görür ise "İzmir'de Çeşme'den Gülbahçe'ye, Seferihisar'dan Tuzla'ya kuzeydoğu ve kuzeybatı yönünde fay hatları var. Deprem Tuzla fayında gerçekleşti. Bu fayın uzunluğu 60 kilometre ve İzmir'in içine kadar uzanıyor. 25-30 km'lik kısmı kırıldıysa güneybatı ucu kırılmış demektir. Kuzey ucu kırılmadıysa bir deprem daha beklenebilir" diye konuştu.
58 SAAT VE 65 SAAT SONRA GELEN MUCİZE...
İzmir'deki depremde yıkılan Emrah Apartmanı'nda mucize kurtuluş yaşandı. Arama kurtarma ekipleri 58 saat sonra 14 yaşındaki İdil Şirin'i ve 65'inci saatte 3 yaşındaki Elif Perinçek'i enkazdan yaralı olarak kurtardı. İki küçük çocuk hastanede tedavi altına alındı.
Depremden 65 saat sonra yaralı kurtarılan 3 yaşındaki Elif Perinçek
Enkaz altındaki 3 kişi için çalışmalar sürüyor.
Ekiplerin yoğun bir şekilde çalıştığı Doğanlar Apartmanı’nda da 5 dakika içerisinde 3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda, aynı aileden olduğu tespit edilen 3 kişinin cansız bedenleri moloz yığınları altından çıkartıldı.
Bir acı haber de Rıza Bey apartmanından geldi. Enkaz altında kalan 27 yaşındaki Beril'in cansız bedenine ulaşılırken saatler sonra da annesi Aynur Gidiş'in de vefat haberi geldi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK:Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318310
Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu'na kabul edildi. Yasa kapsamında kurallara uymayan kişilere para ve hapis cezası verilecek...
Teklif ile, alkollü içkileri, otomatik satış makineleriyle satan, oyun makineleri veya farklı yöntemlerle oyun ve bahse konu edenler ile basın ve yayın yoluyla tüketicilere satan ve postayla satışını yapanlara 20 bin liradan 100 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Saat 22.00 ile 06.00 arasında alkollü içki satışı yasağına aykırı hareket edenlere 65 bin liradan 320 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
ORMANLARDA İZİNSİZ FAALİYET GÖSTERENE PARA VE HAPİS CEZASI...
'Özel orman' sayılan sahipli arazilerde, ekim ve dikim yoluyla ağaçlandırmanın teşvik edilmesi hedefleniyor.
Orman sınırları içerisinde söz konusu faaliyetleri izinsiz yapanlar veya tesis kuranlar, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacak.
TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ÜRETİM VE SATIŞI BAKANLIK DENETİMİNDE OLACAK...
Makaron, yaprak sigara kağıdı, sigara filtresi ve alkol üretim ve satışı Tarım ve Orman Bakanlığının denetiminde gerçekleştirilecek.
Tütün mamulü üreticilerinin bir takvim yılı içinde yurt içi piyasaya arz amacıyla ürettikleri ve ithal ettikleri sigara, nargilelik tütün mamulü, sarmalık kıyılmış tütün mamulü ve pipoluk tütün mamulü kategorilerinde kullandıkları toplam tütünün, kategori bazında en az yüzde 30'unun Türkiye'de üretilen tütün olması zorunlu olacak.
TARIM ARAZİLERİNİ HOBİ BAHÇESİ YAPANLARA PARA VE HAPİS CEZASI...
Tarım arazilerinin arazinin bütünlüğünün bozulmasına ve amaçları dışında kullanılmasına sebebiyet verenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adli para cezası verilir. Ayrıca bu tüzel kişi hakkında elli bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirası'na kadar idari para cezası verilir.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 68192
Aşuk ile Maşuk yeni yuvasında...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi, yeni üyeleri Ara (Macaw) Papağanları için özel yaşam alanı oluşturdu. Türkiye’nin en büyük ‘Ara Papağan’ sergileme barınağı bir dönüm arazi üzerine yapıldı.
Geniş doğal yaşam alanlarıyla Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi, en yeni ve sevimli üyeleri ile zenginleşti. Hayvanat Bahçesi ailesine 10 yeni Ara Papağan katıldı. Hayvanların, doğal ortamlarına yakın barınaklarında daha güvenli, bakımlı ve rahat yaşamaları için çalışmalarını sürdüren Antalya Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi, yeni üyeleri 10 Ara Papağan için de özel bir yaşam alanı hazırladı. Daha önce tavuk barınağı olarak hizmet veren alan papağanlar için yeniden düzenlendi. Bir dönümlük alanda doğal bir atmosfer oluşturuldu. Papağanlar kafes yerine doğal ortamda yaşayacaklar.
ZİYARETÇİLERİN İLGİSİ YOĞUN...
Macaw Ara Papağan türünün papağan ailesinin en büyük türlerinden biri olduğunu söyleyen Hayvanat Bahçesi yetkilileri, “Küçük kafeslerde sergileme yerine onlar için doğal bir barınak hazırladık. Yeni üyelerimiz eş ve yuva seçimi yaptı. Burada çok mutlu olduklarını söyleyebiliriz. Hatta bir çifte Aşuk ile Maşuk adını koyduk. Üreme programına aldık, çoğalacaklarını düşünüyoruz. Rengarenk oluşları ve ilginç sesler çıkarmaları nedeniyle yeni üyelerimize ziyaretçiler yoğun ilgi gösteriyor. Zaman içerisinde kademeli olarak bu alan içerisine ziyaretçilerimizi de alacağız. Ayrıca Darıca Hayvanat Bahçesinden gelen 22 tane yeşil papağan da ailemize katıldı. Onlar için özel alanlar oluşturduk” diye konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 84199
Hasar tespiti için 12 kişilik ekip yola çıktı...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de 6.6 şiddetinde meydana gelen deprem sonrasında bölgede hasar tespit çalışmasında görev almak üzere 12 kişiden oluşan bir teknik ekibi afet bölgesine gönderdi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, İzmir'de meydana gelen 6.6 şiddetindeki deprem sonrası ilk andan itibaren tüm imkanlarını seferber ederek, depremzedelerin yardımına koşmaya devam ediyor. Afet bölgesindeki arama-kurtarma çalışmalarına destek vermek için ilk etapta 5 tam donanımlı kurtarma aracı ve 17 kişilik ara kurtarma timi, 5 bin kişiye kadar yemek çıkarabilen Mobil Aşevi, battaniye, gıda kolileri ile sosyolog ve sosyal
hizmet uzmanları bölgeye ulaşmıştı. Büyükşehir Belediyesi şimdi de bölgede hasar tespit çalışmalarına katılacak 12 kişilik teknik ekibi acil olarak İzmir’e gönderdi.
MÜHENDİS VE MİMARLAR HASAR TEPSİTİ YAPACAK...
Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün talebi üzerine 6.6 şiddetinde deprem afeti yaşayan İzmir’e hasar tespit çalışmasında görev almak üzere 8 inşaat mühendisi, 4 mimardan oluşan teknik ekip yola çıktı. Altı arazi tipi araç ve şoförleri ile birlikte deprem bölgesine hareket eden ekipte ayrıca Fen İşleri Bakım Onarım Şube Müdürlüğü tarafından tahsis edilen 210 KW gücünde mobil jeneratör de yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi teknik ekibi, bölgede hasar tespit çalışmalarına katılacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 312490
Üç dönem AKP’de milletvekilliği yapan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Burhan Kuzu hayatını kaybetti...
Yaklaşık iki haftadır corona virüsü tedavisi gören Burhan Kuzu 65 yaşındaydı.
HASTANEDEN YAPILAN AÇIKLAMA...
Prof. Dr. Burhan Kuzu´nun tedavi gördüğü Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden şu açıklama yapıldı: Hastanemizin yoğun bakımında bir süreden beri COVID-19 nedeniyle tedavi görmekte olan 22, 23 ve 24. Dönem Milletvekili ve Anayasa Komisyonu eski başkanı Sayın Burhan Kuzu, yoğun çabalara rağmen kurtarılamayarak bu gece sabaha karşı saat 04:00’da vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
SAĞLIK BAKANI KOCA: SALGIN BİZİ YAKINLARIMIZDAN AYIRMAYA DEVAM EDİYOR...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Burhan Kuzu’nun vefatına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımı yaptı. Bakan Koca, “Saygın siyasetçimiz, hukukçu ağabeyimiz Prof. Burhan Kuzu'yu, 17 Ekim’den beri tedavi gördüğü Covid-19 sebebiyle kaybettik. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve camiamıza başsağlığı diliyorum. Salgın, bizi yakınlarımızdan, yeri doldurulamaz insanlardan ayırmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
BURHAN KUZU KİMDİR?
1 Ocak 1955’te Kayseri Develi’de doğan Burhan Kuzu, Anayasa Hukukçusu, Öğretim Üyesi; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Akademik çalışmalarda bulundu ve profesörlük unvanını aldı.
Stajyer kaymakam olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyeliği ve Başkanlığı görevlerinde bulundu. Akademik araştırmalar çerçevesinde Paris Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesinde bulundu.
Mesleki alanda yayımlanmış çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Burhan Kuzu, çeşitli STK’larda üyelik ve yöneticilik yaptı.
2001’de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Kurucu Üyesi olarak aktif siyasete başlayan Burhan Kuzu partinin ilk Demokrasi Hakem Kurulu Başkanlığını yürüttü.
22, 23 ve 24. Dönemde İstanbul Milletvekili seçildi ve bu dönemlerde Anayasa Komisyonu Başkanlığı yaptı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Fahri Baş Danışmanlığı görevinde bulundu. AKP MKYK Üyesi olan Burhan Kuzu, iki çocuk babasıydı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 316720
İzmir'de 6.6 büyüklüğünde depremin ardından hayatını kaybedenlerin sayısı 55'e yükseldi...
Merkez üssü Ege Denizi'nin İzmir Seferihisar açıkları olan 6,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 15 saniye süren deprem Marmara bölgesinde de hissedilirken, bazı evlerin yıkıldığı, çok sayıda binanın da hasar gördüğü belirtildi. Özellikle Bayraklı ilçesinde 20 civarında binanın yıkıldığı açıklanırken, AFAD'dan yapılan açıklamaya göre, 1'i boğulma olmak üzere toplam 55 kişi hayatını kaybetti. Yaralanan 896 vatandaştan 667’si taburcu edilmiş olup, 229 kişinin de tedavisi devam ediyor.
AFAD'ın 6.6 şiddetinde ölçtüğü deprem, Kandilli Rasathanesi tarafından 6.9, ABD tarafından da 7 olarak kaydedildi...
Yıkılan ve hasar gören 8 binada çalışmalar tamamlandı, 9 binada arama kurtarma çalışmaları ise devam ediyor. Çalışma yapılan binaların isimlerinin Rıza Bey Apartmanı, 2 bloktan oluşan Emrah Sitesi, Yağcıoğlu Apartmanı, 3 bloklu Barış Sitesi, Doğanlar Apartmanı ve Yılmaz Erbek Apartmanı olduğu belirtildi.
Deprem sonrasında, büyüklüğü 4’ün üzerinde 40 artçı olmak üzere, toplam 833 artçı sarsıntı yaşandı.
Dün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 180'e yakın vatandaşın enkaz altında olduğunu açıklamıştı.
Ege Bölgesi genelinde hissedilen deprem sonrasında İzmir başta olmak depremden etkilenen tüm illerde, alan tarama çalışmaları sabah saatlerinde de aralıksız devam ediyor. Jandarma, Emniyet ve TSK tarafından JİKU, helikopter ve İHA desteğiyle havadan tarama ve görüntü aktarma çalışmaları yürütülülüyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı, yürütülen arama kurtarma çalışmalarına 186 personel, 15 sahil güvenlik botu, 3 helikopter ve 1 dalış timi ile katılıyor.
Depremin Ege Denizi'nde yarattığı tsunami sonrasında ise Seferihisar Sığacık'ta sokakları yaklaşık 1 metre deniz suyu basmıştı. Deniz seviyesinin yükselmesi sonucu cadde ve sokaklar su altında kalmıştı. Dün yine İzmir Seferihisar'da 5 büyüklüğünde bir artçı meydana gelmişti. Artçılar devam ederken depremi yaşayan İzmirli ikinci geceyi de dışarıda geçirdi.
Arama kurtarma çalışmalarının 42. saatinde Doğanlar Apartmanı enkazından iki kişi daha çıkarıldı. Ambulanslarla hastaneye kaldırılan kazazedelerin yaşamını yitirdiği belirtildi. Doğanlar Apartmanı enkazından şimdiye kadar 22 kişi çıkarıldı.
Kuşadası'nda 4.5 büyüklüğünde deprem, İzmir'den de hissedildi
Sabah saatlerınde Kuşadası Körfezi'nde 4.5 büyüklüğünde deprem oldu. Deprem İzmir'de de hissedildi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 4.7 olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay kameraların karşısına geçti
Kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ölü sayısının 55'e yükseldiğini açıklayarak şunları kaydetti:
"Araç ve personel noktasında herhangi bir sıkıntımız yok. İhtiyacımız olan bütün ekiplerimiz şu anda sahada. Toplamda 6 binin üzerinde personelimiz yoğun bir şekilde 26 alanda çalışmalarını yürütüyor. Araçlarımız konusunda d hiçbir eksiğimiz bulunmamakta. Hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor. Vatandaşlarımızın eşyalarına dönük yardımlar devam ediyor. Kira yardımlarımız devam edecek. Yıkılan binalarda, ağır hasarlı binalarda kira yardımcı ve taşınma yardımlarımız olacaktır.
1.500 çadırın kurumu tamamlanmıştır. 2 bin 685 kişi çadırlarda barınmakta. Biraz daha uzun süre barınmaya ihtiyacı olacak vatandaşlarımız için de hızlı şekilde konteynerler hazırlıyoruz. Konteyner merkezleri için üç alan üzerinde duruyoruz. İlerleyen zamanlarda bu yerleri açıklayacağız.
Toplam 1238 binada çalışmaları tamamlamış durumdayız. Bağımsız bölüm olarak baktığımız zaman bu binaların içinde toplam 23 bin 807 bağımsız dairemiz var. Buralarda 1238 binadan 26'sı acil yıkılacak, ağır hasarlıdır. Yine Bağımsız bölüm olarak baktığımız zaman da bu sayı 365'tir. İlçe bazında bilgi verecek olursak Bornova'da 4 ağır hasarlı, 1 orta hasarlı, 111 az hasarlı binamız var. Bayraklı'da binamız yıkık durumda, 7 binamız acil yıkılacak durumda, 9 binamız ağır hasarlı, 3 bina orta hasarlı, 260 binamız da az hasarlı olarak tespit edilmiş durumda. Seferihisar'da herhangi bir ne yıkık ne hasarlı binamız yok. Toplamda şuanda 6 yıkık, 7 acil yıkılacak, 13 ağır hasarlı, 4 orta hasarlı, 371 az hasarlı binamız var.
Fiilen de şahit olduğunuz üzere afet yönetiminde ülkemizin sahip olduğu tecrübeye, birikime güvenimiz tamdır. Bu aslında sadece bizim ülke içinde değil dünya ölçeğinde bir güvendir. Bunu artırarak da devam edeceğiz. Asıl afetlerden sonra İzmir'de bir kez daha bunu gördük, öldüren deprem değil, öldüren binalar"
Sağlık Bakanı Koca'dan Koronavirüs hatırlatması
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca İzmir'de yaptığı açıklamada Koronavirüs salgınını hatırlattı. Bakan Koca, "Hepimiz can derdindeydik, Koronavirüs'ü unutmuş olabiliriz, yeniden dikkat etmeliyiz." ifadelerini kullandı. Öte yandan dün gece saatlerinde enkaz altından çıkartılan 70 yaşındaki kazazedeyle görüştüğünü ifade eden Koca, "Ahmet amcamız diyalize alındı, durumu iyi" dedi. 16 yaşındaki İnci'nin de durumunun iyi olduğunu ifade eden Bakan Koca, "Organ fonksiyonları ve doku zedelenmesi nedeniyle kontrol altında" dedi. Bakan Koca, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin telefonda görüştüğü Buse Hasyılmaz'ın da 1-2 gün içinde taburcu edileceğini belirtti. Doğanlar Apartmanı'ndan çıakrılan bir anne ve 3 çocuğu ile ilgili de Koca, "3 çocuğu ile sağ çıkarılan Seher Perinçek dahiliye servisinde tedavi ediliyor. 2 çocuğun durumu iyi. 7 yaşındaki kardeşleri ne yazık ki enkazdan çıkarıldığında hayatını kaybetti, 1 çocuğa ise enkaz altında ulaşılamadı" diye konuştu.
AFAD vatandaşları uyarıyor!
"Afet bölgesindeki hasarlı yapılara kesinlikle girilmemesi gerekmektedir. Yollar acil yardım araçları için boş bırakılmalıdır. Depremden sonra evler terk edilirken, ortamda herhangi bir doğalgaz kokusu olmaması halinde, doğalgaz ve su vanaları ile elektrik şalterleri kapatılmalıdır. Vatandaşlarımız, acil yardıma ihtiyaç duymadıkları sürece, telefonlarını kullanmamalıdır. Yardıma ihtiyaç duyabilecek bebek, çocuk, yaşlı ve engellilere destek olunmalıdır. Gelişmeler ve bölgedeki deprem aktivitesi, İçişleri Bakanlığı AFAD tarafından 7/24 takip edilmektedir."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 312452
Antalya Kumluca'da aniden bastıran dolu ve kuvvetli rüzgar nedeniyle otobüs durağının altında kalan kadın hayatını kaybetti, bölgedeki seralar zarar gördü...
Denizli Pamukkale'de de yağan ceviz büyüklüğündeki dolu, 100'ün üzerinde araçta hasara yol açtı.
3 DAKİKALIK YAĞIŞ HAYATI FELÇ ETMEYE YETTİ...
Kumluca ilçesinde öğle saatlerinde kuvvetli rüzgar ile birlikte aniden başlayan ve yaklaşık üç dakika süren dolu hayatı olumsuz etkiledi.
CAMİNİN MİNARESİ YIKILDI...
Kuvvetli rüzgar nedeniyle ilçedeki Yeni Camisi'nin minaresi yıkıldı, evlerin çatıları uçtu, araçlarda hasar oluştu.Dolu nedeniyle bölgedeki seralar zarar gördü.
DEVRİLEN DURAĞIN ALTINDA CAN VERDİ...
Kumluca-Finike kara yolunda ise otobüs durağında bekleyen kimliği henüz öğrenilemeyen genç bir kadın, rüzgarın etkisiyle devrilen durağın demir profillerinin altında kaldı. Ağır yaralanan kadın, kaldırıldığı Kumluca Devlet Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Kumluca Kaymakamı Uğur Kolsuz, rüzgar ile birlikte dolu yağışının ilçede can ve mal kayıplarına neden olduğunu söyledi.
DENİZLİ'DE DOLU ARAÇLARA ZARAR VERDİ...
Denizli’de de bu sabah etkisini gösteren sağanak hayatı olumsuz etkiledi. Yağmur ile birlikte kentin bazı noktalarında şiddetli dolu yağışı etkili oldu.Pamukkale ilçesindeki Aşağışamlı ve Üzerlik mahallelerinde, yaklaşık 20 dakika süren dolu yağışı nedeniyle vatandaşlar zorluk yaşadı.
Bölgede ceviz büyüklüğünde yağan dolu nedeniyle 100'ün üzerinde araç zarar gördü.
Araçların camlarında ve kaportalarında maddi hasar oluştu. Dolu yağışı nedeniyle özellikle pamuk ekili tarım arazilerinin de olumsuz etkilendiği belirtildi.
Alanya Güneşi Haber merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 315640
Türk basınının usta ismi, Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun hayata gözlerini yumdu...
Uzun süredir kanser tedavisi gören Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun yaşamını yitirdi.
1945’te Şanlıurfa’da memur bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Bekir Coşkun, Ankara’da Yüksek Gazetecilik Okulu’ndan mezun oldu.
1974'te mesleğe foto muhabiri olarak başlayan artından emniyet ve parlamento muhabirliği yapan Bekir Coşkun, Günaydın Gazetesi’nde Dokuzuncu Köy adlı köşede yazarlık yaptı.
1987'de Sabah Gazetesi’nde Onuncu Köy başlıklı köşesini yazmaya başladı. 1993’te Hürriyet Gazetesi'ne geçen Coşkun, 2009 yılında Habertürk'e transfer oldu. 2010 yılında Cumhuriyet gazetesiyle anlaşan Coşkun, 14 Mart 2014'te Sözcü'deki ilk yazısını yazdı.
2017 yılı Ekim ayında kanser tedavisi nedeniyle yazılarına ara veren Bekir Coşkun, o tarihten bu yana sağlığı el verdiği sürece Sözcü gazetesindeki köşesinden okurlarıyla buluşmayı sürdürüyordu.
Doğa ve hayvan sevgisiyle tanınan Bekir Coşkun 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü'nde son kez okurlarıyla buluşmuştu.
Alanya Güneşi Gazetesi ailesi olarak Bekir Coşun'a rahmet,ailesine-sevenlerine,okurlarına ve basın camiamıza başsağlığı dileriz.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 294831
Denizli Valisi Ali Fuat Atik, yaptığı denetimlerde bir döner ustasının eldivensiz çalıştığını gördü. Vali Atik tarafından uyarılan usta, umursamayıp döner kesmeye devam etti. Olaya sinirlenen Atik'in talimatıyla işletmeye ceza kesildi. Gelen tepkiler üzerine özür dileyen Vali, "İşletme çalışanıyla yaşanan diyalogda şahsımın yaklaşımı, üslubum ve kullandığım ifadenin gönül kırıcı bir yaklaşım içermesi hakikaten beni de üzdü" dedi...
Denizli Valisi Ali Fuat Atik, İl Emniyet Müdürü Kenan Yıldız ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda korona virüs denetiminde bulundu. Vali Atik, yaklaştığı bir dönercide çalışanların eldiven takmadığını görünce önce uyarıda bulundu, Vali’yi tanımayan çalışan işini yapmaya devam etti. Döner kesmeye devam eden çalışan ve iş yerine cezai işlem uygulandı.
VALİ ÖZÜR DİLEDİ...
Gelen tepkilerin ardından bir açıklama yapan Vali Atik, özür diledi. Atik açıklamasında, “Gün boyu yapılmış olan denetimin getirmiş olduğu yorgunlukla işletme çalışanı ile yaşanan diyalogda şahsımın yaklaşımı, üslubum ve kullandığım ifadenin gönül kırıcı bir yaklaşım içermesi hakikaten beni de üzdü.” dedi.
BİLİM KURULU ELDİVEN KULLANILMAMASINI ÖNERİYOR...
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, restoran ve kafelerde çalışanların eldiven giymesini istemediklerini vurgulayarak, “Çünkü eldiven gereksiz bir özgüven sağlar. Ve o şekilde her yerle bir temas halinde olursunuz. Ondan dolayı eldiven takmayacağız, elimizi sürekli yıkayacağız. Elimizi ya dezenfektanla ya da sabunlu suyla yıkayacağız. Onun dışında eldiven kullanmayacağız.” açıklamasında bulunmuştu.
“GEBERMEK İSTİYORUM, CANIMA YETTİ”...
Vali Atik, bir esnafın maske takmadığını görmesi üzerine “Maskeniz neden takılı değil?” diye sordu. Korona virüs salgınının ilk yayılmaya başladığı günlerde maske takmayı reddederek “Korona neredeyse gelsin beni bulsun” sözleriyle gündeme gelen Üzeyir Yazır’ın, “Gebermek istiyorum, canıma yetti” şeklindeki cevabı tepkilere neden oldu. Vali Atik’in maske takması konusunda uyarması ile maskesini takan Üzeyir Yazır, para kazanamadığını belirterek, daha önce haberlere konu olduğunu söyledi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 305833
İçişleri Bakanlığı'nca 81 ilin valiliğine gönderilen ek genelgeyle yarından itibaren yedi gün boyunca her gün ayrı konuda olmak üzere, ülke genelinde corona virüsü tedbirleri kapsamında genel denetim yapılacak...
İçişleri Bakanlığı’nın yeni ek genelgesine göre tüm il ve ilçelerde en geç 48 saat içerisinde Umumi Hıfzıssıhha Kurulları toplanacak.
Toplantıda salgınla mücadele kapsamında bugüne kadar alınan tedbirlerin uygulanmasına dair “takip”,”denetim”, “uyarı” ekseninde mevcut durum analiz edilecek, alınan tedbirler ile yürütülen denetim faaliyetleri değerlendirilecek.
Yarından itibaren yedi gün boyunca her gün ayrı konuda olmak üzere, ülke genelinde genel denetimler düzenlenecek.
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte kapalı alanlarda yoğunluk artacağından dolayı anons ve duyurular ile vatandaşlara maske ve fiziki mesafe kuralına uymaları bir kez daha hatırlatılacak. Şehir içi toplu ulaşım sistemleri ile HES entegrasyonunu henüz gerçekleştirmeyen belediyeler, bir an evvel bu entegrasyonu sağlayacak, bu konu İçişleri Bakanlığı’nca gerçekleştirilecek olan teftiş veya soruşturmalarda da özellikle takip edilecek.
DENETLEME TAKVİMİ...
19 Ekim Pazartesi: Umuma açık istirahat ve eğlence yerleri başta olmak üzere kafe, restoran gibi yeme içme mekanları.
20 Ekim Salı: Şehir içi ve şehirler arası yolcu taşımacılığı yapılan her türlü toplu ulaşım araçları (okul servisleri dahil) ile havalimanı, gar ve otogarlar.
21 Ekim Çarşamba: Organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere toplu işçi çalıştırılan fabrika, işletme ile personel servisleri.
22 Ekim Perşembe: Tanılı ya da temaslı olması nedeniyle izolasyona tabi tutulan kişiler
23 Ekim Cuma: AVM’ler, cami ve mescitler, halı sahalar ve spor tesisleri.
24 Ekim Cumartesi: Cadde, sokak, park ve bahçeler, piknik alanları, pazar yerleri, sahiller.
25 Ekim Pazar: Berber, kuaför, güzellik merkezleri, internet kafe ve elektronik oyun yerleri, düğün ve nikah salonları, lunapark, tematik parklar.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 197605
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, tüm çocukların temel gıda maddesi süte ulaşması hedefiyle vadettiği ve 16 Ekim 2019’da faaliyete geçen HalkSüt, tam bir senedir İstanbullu 117 binden fazla çocuğa taze, güvenilir ve ücretsiz olarak ulaşıyor. Bugüne kadar 6 milyon litreden fazla süt İstanbul’un çocuklarına ikram edildi...
Çocuklara ulaştırılan sütlerin temini İstanbullu üreticilerden yapılıyor. Çift yönlü bir iyilik projesine dönüşen HalkSüt ile dezavantajlı çocukların süt ihtiyacı karşılanırken, İstanbullu üreticilerin gelişimine ve kalkınmasına da katkı sağlanıyor.
Çocuk başına ayda 8 litre süt ihtiyacını karşılayan HalkSüt sayesinde artık on binlerce çocuk süte ücretsiz ve güvenilir yolla ulaşıyor. Hayata geçtiğinden bu yana büyük beğeni toplayan proje ile bugüne dek tam 6 milyon litreden fazla süt, İstanbul’un dezavantajlı çocuklarına sağlık taşıdı.
İMAMOĞLU: “HALKSÜT 1 YAŞINDA”...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da bugünkü sosyal medya paylaşımlarında HalkSüt’ün 1 yılını doldurduğunu belirterek, şu mesajı paylaştı:
“Bugüne kadar 117 bin çocuğa 6 milyon litrenin üzerinde süt dağıttık. Sütler Silivri ve Çatalca'daki üreticilerden geliyor, kapı kapı çocuklara dağıtılıyor.”
-ÇİFTÇİYE 3 MİLYON LİRADAN FAZLA GELİR...
Faaliyete 16 Ekim 2019 tarihinde geçen HalkSüt, ihtiyacı olan tüm yoksul ailelerin çocuklarına ulaşmayı hedefledi ve kapasitesini günden güne arttırdı. Tüm çocuklar için adil bir yaşam ve sağlık hakkını merkeze alan proje, İstanbul’da süte ulaşamayan tek bir çocuğun dahi kalmaması için kapasite artırım çalışmalarına devam ederken, pandemi döneminde zor zamanlardan geçen Silivri ve Çatalcalı süt üreticilerinin istihdam ve üretim gücünü de destekliyor.
İstanbul Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin gerekli hazırlıkları tamamlaması ardından İstanbul’dan temin edilmeye başlanan HalkSüt, yine İstanbul’a gelir ve istihdam olanağı olarak dönüyor. İBB ile Birlik arasında yapılan ortak çalışmalar kapsamında süt kalitesini artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla İSKİ tarafından kamulaştırılan mera arazisini de çiftçilere açarak, hayvanların yem yerine besin değeri yüksek mera otlarından beslenmesini sağladı.
YAVUZ SALTIK: “AYRIMSIZ, SAYDAM, HESAP VERİLEBİLİR DAYANIŞMA ÖRNEĞİ”...
Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim vaatleri arasında yer alan projeyi ayrımsız, saydam ve hesap verebilir bir dayanışma örneği olarak tanımladı. Proje kapsamında sütün üreticiden çocuklara kadar olan tüm sürecinin şeffaflıkla yönetildiğini belirten Saltık, “ihtiyacı olan tüm çocuklara ulaşana dek kapasite artırımına devam edileceğiz” dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 151239
Alanya’da bu yıl 1’incisi düzenlenen Ulusal Royal Garden Beach Hotel karikatür yarışması sonuçlandı...
Ülke ekonomilerinin bir kısmını karşılayan turizm sektörü pandemi nedeniyle nefes alamazken, karikatüristler çizgilerini turizm için konuşturdular.
Alanya’da bu yıl 1’incisi düzenlenen Ulusal Royal Garden Beach Hotel karikatür yarışmasında karikatüristler bir birinden güzel eserleri resimlere yansıttı. Tüm yarışmacılara açık olan yarışmaya ülkenin farklı köşelerinden çizerler katıldı.
--Meral Onat,
--Nuvit Özkan,
--Mahmut Karatoprak,
--Kamil Masaracı,
--Ferit Avcı’nın jüri üyeliğini yaptığı yarışmada derece alan karikatürler internet ortamında belirlendi. Birbirinden kaliteli ve mizah yoğunluğu yüksek olan karikatürler jüri üyelerinin seçimini zorlaştırdı.
"Yarışma beklediğimizin de üzerinde bir katılımla sonuçlandı"...
Yarışma bitiminde düşüncelerini ileten Royal Garden Beach Otel Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Özkan “Uzun zamandır hepimizin ihtiyacı olan şey tebessüm. Buna minik de olsa bir katkı sağlamak umuduyla, ülkemizin değerli karikatüristlerinin çizgileri ile otelimizde konaklayan misafirlerimizi buluşturmayı düşündük. Bu amaçla başlattığımız Royal Garden Beach Otel Karikatür Yarışması birbirinden değerli sanatçıların eserleri ile beklediğimizin de üzerinde bir katılımla sonuçlandı. Bu sene ulusal kategoride başlattığımız yarışmayı gelenekselleştirmeyi ve ileride uluslararası katılıma da açmayı arzuluyoruz” dedi.
Değerlendirme sonucunda dereceye giren isimler şu şekilde;
Birinci: Ömer Çam
İkinci: Seyit Saatçi
Üçüncü: Mehmet Zeber
Başarı Ödülleri; Aşkın Ayrancıoğlu, Halit Kurtulmuş, Şener Tosun değer görüldü.
Yarışmada İlker Mansuroğlu’da DENİZ SOM özel ödülünü kazandı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 149261
-- Bir Türk doktoru düşünün,bireyin ve halkın sağlığı için çaba harcarken; Ülkesinin geleceği için yürek ve beyin arasında yolculuğa çıksın...
--Bir Türk doktoru düşünün, görevinin dışında ;ülkesi ve Türk dünyası için Dünyada olup biteni yeni nesile ulaştıran köprü olsun...
--Bir Türk doktoru düşünün ki; ülkenin geleceği çocuklar ve gençler için güneş olsun ve dünyada dönen çirkin karanlığı aydınlığa kavuştursun...
--Bir Türk doktoru düşünün ki,ülkenin belkemiği kadınlarımız aydınlık ve özgür yarınlarda var olsunlar diye hakikati haykırsın...
İŞTE ALANYA DA, TÜRK DÜNYASI SEVDALISI BİR TÜRK DOKTORU...
Doktor Ali diyor ki;
Son günlerde gözümüz, kulağımız Azerbaycan'da. Azerbaycan'ın güvenliği ve istikrarı hem bölge için hem de Türkiye açısından çok önemlidir.
Sakaların, Göktürklerin, Hazarların ve Oğuz Türklerinin medeniyetler kurduğu bölgenin adıdır Azerbaycan. Her karış toprağında Türk'ün izi bulunan Azerbaycan toprakları yaklaşık 28 yıldır işgal altında. Ve tam 28 yıldır konuyu çözüme kavuşturmak için inkişafi görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler sorunu çözmediği gibi Ermenistan'ı daha da cesaretlendirmiştir.
1992'de Hocalı Katliamı ile 20 binin üzerinde Türk öldürüldü ve ardından Karabağ işgali bir milyon 600 bin Türk yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. O günlerde dünya tek kutupluydu. Yeni bağımsızlığını kazanan Azerbaycan'ın bu işgali engelleyecek askeri gücü yeterli değildi. Ama aradan geçen 28 yılda çok şey değişti. Dünya şu anda çok kutupluluğa doğru giderken Azerbaycan hem askeri hem de ekonomik olarak güçlendi. Hatta Azerbaycan savunma bütçesi Ermenistan'ın toplam bütçesinden bile daha büyük hale geldi.
12 Temmuz'da Ermenistan Tovuz'a saldırarak bugünleri hazırlamıştı. Eylül ayının sonuna doğru Ermenistan tarafından tekrar bir harekat olunca tüm dünya gözünü yeniden Kafkaslara çevirdi. Şu anda hem dünya konjoktürü hem de Azerbaycan'ın özel koşulları işgal altında bulunan Azerbaycan topraklarını geri almak için çok uygun. Azerbaycan kendisinden beklendiği gibi bu harekata iyi hazırlanmıştı. Azerbaycanlı yöneticiler de halktaki tepkilere sessiz kalamadı ve duruma uygun söylevler verdiler.
Kafkaslar bu kadar hareketli iken hem Rusya hem de ABD'nin sesiz kalması şaşırtıcı. Rusya'nın Ermenistan da ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Hatta Ermenistan-Türkiye, Ermenistan-İran sınır güvenliği Rus silahlı kuvvetleri tarafından sağlanıyor. Kimileri Rusya'nın bu sessizliğini Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Batı yanlısı tutumuna bağlamaktadırlar. Kimi otoriteler ise Rusya'nın bu sesizliğini Azerbaycan'a bir destek olarak ele almaktadırlar. Bu çok doğru bir tespit olmasa gerek. Çünkü Rusya gibi bir devlet bölgesinde Batı güdümünde Gürcistan benzeri bir devlet oluşumuna izin vermeyecektir. Bölgedeki hakimiyetini kaybetmek istemeyen Rusya, Azerbaycan'a dengeli bir destek vererek Ermenistan'ın burnunu sürtecek ama söz konusu Ermenistan'ın ezilmesi olunca buna da izin vermeyerek araya girecek ve sorunu masa başında çözemeye çalışacaklardır. Yani Rusya Ermenistan'ı Türklere harcatmayacaktır.
ABD ise gelecekteki Asya operasyonları için İran'da bulunan Azerbaycan Türklerine ihtiyaç duyabilir bu nedenle Kafkaslarda olanları yakından izlemekte. Ama o da Ermenistan'ın zayıflamasına izin vermeyecektir. Uygun bir zamanda devreye girerek Ermenistan'ın kırılan gururunu onaracak girişimlerde bulunacaktır. Büyük devletler her zaman kullanacakları bölgeler yaratırlar. Ve zamanı gelince o bölgeyi uyandırarak o ülke üzerinde operasyonlarda kullanırlar.
BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen Ermenistan, Karabağ'daki işgale devam ediyor.BM kararlarını tanımamakta ısrar eden Ermenistan'dan mevcut koşullardan yararlanarak Karabağ derhal geri alınmalı. Azerbaycan kuvvetleri Karabağ'a gelince büyük ihtimal ile Rusya devreye girecektir. Bu bölgede huzur istemeyen büyük güçler her zaman kullanacakları bir kaos ortamı yaratmayı tercih edeceklerdir. Çin'in Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nin de bu bölgedeki ayağını düşünecek olursak ABD bunu baltalamak için bölgedeki istikrarsızlıktan yana tavır koyacaktır.
Her şeye rağmen Azerbaycan Ermenistan karşısında bu defa üstünlüğü ele geçirdi. Zaman kaybetmeden işgal altındaki Karabağ'ı almalı.
Türkiye uluslararası hukukun elverdiği ölçüde Azerbaycan'a yardım etmeli. Biz Atabey Türk Ocakları olarak bu mücadelede tarafız ve kandaşlarımızın yanındayız.
Azerbaycan ve Türkiye kardeştir, aynı milletin çocuklarıyız.
Cephede kahramanca çarpışan Azerbaycan'daki kuvvetlere, bizim askerlerimize başarılar dileriz. Kalbimiz ve dualarımız askerlerimizle. Allah onları esirgesin ve ayaklarına taş değdirmesin.
Atabey Türk Ocakları, Ata-Türk'ün Türkleri olarak Azerbaycan'daki Ata-Türklere sonsuz selamlar ve muhabbetler.
Op.Dr.Ali DULUM
Atatürk/Atabey Türk Ocakları Alanya İl Beyi
Alanya Güneşi Haber merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 366040
İstanbul’un Kurtuluşu’nun 97. yıldönümü, gün boyu süren etkinliklerle kutlandı. Sabah Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda düzenlenen resmi törende hazır bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, akşam saatlerinde de Gülhane Parkı ve Maltepe Miting Alanı’nda, pandemi kurallarına uygun olarak düzenlenen etkinliklerde İstanbullularla bir araya geldi. İstanbul’u düşman işgalinden kurtaran Atatürk’ün, bir ülkenin başına gelebilecek en güzel şey olduğunu vurgulayan İmamoğlu, kenti fetheden Fatih Sultan Mehmet’in de tarihimizin en şanlı komutanlarından birisi olduğunun altını çizdi.
Sabah İstanbul’un Kurtuluşu’nun 97. yıldönümü için Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda düzenlenen resmi törende hazır bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, akşam saatlerinde de Kültür A.Ş.’nin Gülhane Parkı ve Maltepe Miting Alanı’nda bugüne özel düzenlediği etkinliklere katıldı. Gülhane Parkı’nda katıldığı etkinlikte bir konuşma yapan İmamoğlu, 6 Ekim’in, İstanbul’un yaşadığı talihsiz işgalin sona erdiği gün olduğunu vurguladı. “Talihsiz diyorum çünkü; o zaman, o dönem ne İstanbul’umuz ne milletimiz böylesine bir işgali hiç hak etmemiştir” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“HER ZAMAN UYANIK OLMA MECBURİYETİMİZ VAR”
“Ama tarihsel süreçlerde bazen yapılan hatalar, hiç tahmin edemeyeceğiniz işgaller ve muameleleri sizlerle buluşturabiliyor. İşte 6 Ekim öncesi yaşanan da tam da böyle bir şey. Onun için milletimizin her zaman uyanık, zeki, çalışkan ve dönemine uygun bir biçimde sosyal, ekonomik bütün alanlarda güçlü olma mecburiyeti vardır. Bu anlamda, o dönem yaşatılan yanlışlar, bu kadim kenti 5 yıl boyunca işgal kuvvetlerinin komutasına teslim edilmesini ortaya koymuş. Tabii, bu 5 yıllık süreç başladığında, buna en çok üzülen ve belki de herkesin umutsuz olduğu anlarda, umudun en yüksek tutan kimdi derseniz? Ulusal kurtuluşumuzun Başkomutanı ve Boğaz’dan geçerken Kartal İstimbotu’nda, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’tü.”
“UMUT IŞIĞI DÜŞÜNCELERİN SAHİBİ; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ülkenin başına gelebilecek en güzel şey olduğunu belirten İmamoğlu, “Çağın çok ötesinde düşünceleriyle bizleri aydınlatan, hala geçerli olan ve inanın yüz yıl değil, yüz yıllar geçse de geçerli olacak devrimleriyle inanılmaz bir şans Türkiye Cumhuriyeti ve milletimiz için. Sadece bizim için mi? Hayır, değil. Aynı zamanda çevre ülkeler için, aynı zamanda mazlum milletler için, emperyalist işgaller altında ezilen insanlar için; Hindistan’dan Afrika’nın en güneyine ya da Güney Amerika’dan başka ülkelere varıncaya kadar umut ışığı olmuş düşüncelerin sahibi Mustafa Kemal Atatürk” dedi.
“FATİH, RÖNESANSIN İSTANBUL AYAĞINI YAPTI”
Çağına göre çok kıymetli bir başka liderin de Fatih Sultan Mehmet olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Fatih Sultan Mehmet, bizim tarihimizin en şanlı komutanlarından, en kıymetli liderlerinden birisiydi. İstanbul’u fetheden kişiydi. İstanbul demek, Fatih; Fatih demek, İstanbul demekti. Bir çağ açıp, bir çağı kapatan ve aynı zamanda döneminde İstanbul’u ya da Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı olmakla değil, bir yönüyle de entelektüel tarafıyla sanata olan düşkünlüğü ile farklı kimliği ile çok değerliydi” diye konuştu. Fatih Sultan Mehmet’in kültürel ya da inançsal farklılıklara rağmen bir arada yaşanmasına imkan tanıyan bir kent inşa ettiğinin altını çizen İmamoğlu, “O dönemin aydınlanma tanımı olan Rönesans döneminin, bir nevi İstanbul’da bir ayağını yapmıştı” ifadelerini kullandı.
FATİH TABLOSUNU ZİYARETE DAVET
Fatih Sultan Mehmet’in İtalyan ressam Bellini’ni atölyesinden çıkan tablosunu 6 Ekim’de İstanbullular ile buluşturmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğunu belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bütün halkımız buluşsun diye, Fatih Sultan Mehmet’in tablosunu sizlerin görmesi için Saraçhane binamızda sergimizi oluşturduk. Herkesi davet ediyoruz. İki ay boyunca orada.
O dönem İstanbul’u fetheden ve bu bahsettiğim özellikleriyle tarihe damga vuran Fatih Sultan Mehmet’in belki de bizlere en büyük emaneti İstanbul’du. Yüz yıllar sonra bu değerli emanete sahip çıkan da Türkiye’mizin, güzel Cumhuriyeti’mizin kuruluşuna imza atan ve bu güzel kenti esaretten kurtarıp tekrar bizim topraklarımız olmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’tü.”
“FATİH’İN ANISINI, ATATÜRK’ÜN VASİYETİYLE YAŞATACAĞIZ”
Atatürk’ün vasiyetinin Fatih Sultan Mehmet’in kentin doğru bir noktasında anıtının olması ve bu şehre bıraktığı izin her zaman yaşatılmasının sağlaması olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “İnşallah biz, hem Fatih Sultan Mehmet’in anısını yaşatmak hem de yakışır bir biçimde çağın güzel insanlarının o çağın hangi gereklerinin çok ötesinde işler yaptığını anlatan bir noktayı, İstanbul halkına hep birlikte hediye edeceğiz. Fatih Sultan Mehmet’in bu güzel anıtını, müzesiyle beraber inşallah Mustafa Kemal Atatürk’ün bir vasiyeti olarak, İstanbul halkına hediye edeceğiz” müjdesini verdi.
SAHAFLARI GEZDİ, KİTAP-FOTOĞRAF MEZATINA KATILDI
İmamoğlu’nun Gülhane’den sonraki durağı, Maltepe Miting Alanı oldu. Alanda kurulan sahafları gezen, eski kitaplar, dergiler ve mecmuaları inceleyen İmamoğlu, İstanbulluları etkinlik meydanına davet etti. Sahaf gezisinin ardından “6 Ekim İstanbul'un Kurtuluşu Müzayedesi Kitap ve Fotoğraf Mezatı”na katıldı. İmamoğlu, Fransız bir fotoğrafçı tarafından çekilen Mustafa Kemal Atatürk portresini, açık artırma sonunda satın aldı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 114537
Antalya'da asfalt çalışmaları sırasında üzerine zift dökülen köpek, 39 günlük özel tedavinin ardından sağlığına kavuştu. Köpeğe barınaktaki herkesin farklı isim koyduğunu anlatan Veteriner Hekim Ozan Ünal, “Ben ‘Şanslı’ dedim, zifte bulanmış olduğu için ‘Siyah’ diyen oldu, ‘Zift’ dediler. Bana göre yine Şanslı. Çok zor zamanlar atlattı. Böyle gelip de kurtaramadıklarımız oluyor. Akciğerlerine de ziftin gittiği durumlar oluyor. Bu kadar şanssız olmadığı için ‘Şanslı’ demeyi tercih ediyorum” dedi...
Edinilen bilgiye göre, 10 Temmuz’da Konyaaltı ilçesine bağlı Çakırlar mevkiinde asfalta zift döküldüğü sırada 1 buçuk yaşındaki köpek zift makinasının önünden geçti. Üzerine zift dökülen köpek büyük bir acıyla kıvranırken, bu kez da asfaltta bulunan çakıllar üzerine yapıştı. Köpeğin can çekiştiğini görenler hemen Antalya Büyükşehir Belediyesi, Sahipsiz Hayvan Barınağı ve Geçici Bakımevine ihbarda bulundu. Kısa sürede köpeği bulunduğu yerden alan görevliler, barınağa götürerek tedavi altına aldı. Serum takılan ve tüyleri uzun uğraşlar sonucu tıraş edilen sevimli köpek, günlerce tedavi edildi. 39 günlük tedavisinin ardından kliniğe alınan köpeğin beslenmesi de özel olarak yapıldı.
“Sadece bir kolunu 1 saatte temizledik”...
Köpeğin durumu hakkında açıklamada bulunan Bakımevi Sorumlusu Veteriner Hekim Ozan Ünal, “Bizim bir ihbar hattımız var. Bu hatta ‘zifte bulanmış köpek’ ihbarı geldi. Biz de gelene kadar ne olduğunu bilmiyorduk. Sadece üstü ziftli zannediyorduk. Köpeğimiz geldiğinde sadece zifte bulanmamıştı. Üzerinde de çakıl taşlarından oluşan katman vardı. Çok sert bir katman vardı, sadece zift değildi. Vücudunun her yanı tamamıyla kaskatı halde geldi. Daha önce böyle bir hayvan geldiğinde gazi yağıyla yıkayarak tüylerini arıtabilmiştik. Bu köpeğimizi tıraşlamak zorunda kaldık. Hatta bir kolunu temizlemeye çalışırken ‘serum verelim’ dedik. Çok acısı olduğunu düşünüyorduk. Bir kolunu temizlemek 1 saat aldı. Yaklaşık bütün vücudunu temizlememiz 3 saati geçti” dedi.
Tedavisi toplamda 39 gün sürdü...
Köpeğin vücudunu önce gaz yağıyla yumuşatıp daha sonra temizlediklerini anlatan Ünal, oldukça meşakkatli bir işlem sonucu tamamıyla vücudunu ziftten arındırdıklarını kaydetti. Ünal, “Temizleme, serum, sıvı tedavisi ve ilaç takviyesinin ardından köpeği klinikte yatar vaziyette bıraktık. Ayağa kalkması mümkün değildi. İlk müdahaleyi yapıp sıvı ve ilaç tedavini gerçekleştirdikten sonra köpeğimizi kliniğe aldık. Tedavi 10 Temmuz’da başladı, köpeğin tam olarak sağlıklı hale gelmesi 8 Ağustos’u buldu. 8 Ağustos’tan sonra onu beslemeye aldık. Aşırı derecede zayıftı” şeklinde konuştu.
“Korka korka yiyordu”...
Köpeğin psikolojik durumundan bahseden Ünal, “Çok basit bir örnektir. Elinizi bir ocakta yakarsanız o ocağa tekrar yaklaşmanız ne kadar alır? Bir de bu hayvanın komple sıcak zifte bulandığını düşünün. Takdir ederseniz biz de bu köpeğimize hizmet veriyoruz. Ona iğne yapıyoruz, damar yolu açıyoruz biz de o hayvan için tamamen yabancı bir insanız. O tepkisi hemen geçmez. Şu an yine iyi durumda. Yanına yaklaşıyoruz, kendisini sevdiriyor, yemeğini önüne rahatça koyabiliyoruz, kafesteki diğer hayvanlarla da rahatça iletişime geçebiliyor. İlk başta bunların hiçbirini yapamıyordu. İyileştikten 40 gün sonra kafese alabildik. Kafesin bir köşesinde siniyordu. Diğer hayvanlar kendi aralarında birbirilerini kokluyorlar, bu hiç yaklaşmıyordu. Yem, su veriyorduk hepsi gittikten sonra korka korka yiyordu” diye konuştu.
Köpeğe barınaktaki herkesin farklı isim koyduğunu anlatan Veteriner Hekim Ünal, “Ben ‘Şanslı’ dedim, zifte bulanmış olduğu için ‘Siyah’ diyen oldu, ‘Zift’ dediler. Bana göre yine Şanslı. Çok zor şeyler atlattı. Böyle bu şekilde kurtaramadıklarımız oluyor. Akciğerlerine de ziftin gittiği durumlar oluyor. Maalesef bu kadar şanssız olmadığı için ‘Şanslı’ demeyi tercih ediyorum” ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 418808
Sanayi, ticarethane ve meskenlerde kullanılan elektriğin fiyatına yüzde 5.6 ile yüzde 5.7 arasında zam yapıldı...
Elektrik konutlarda tüm vergi, pay ve fonlar dahil 71.02 kuruştan 75.10 kuruşa çıktı. Elektriğe 2019 yılının Temmuz ayında 14.98, Eylül ayının sonunda ise 14.9 oranında zam yapılmıştı.
Sanayi, ticarethane ve konutlarda kullanılan elektriğin fiyatına yüzde 5.6 ile yüzde 5.7 zam yapıldı.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan, Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun (EPDK) bugünden itibaren geçerli tarifesine göre, konutlarda kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 5.6, ticarethanelerde ve sanayide kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 5.7 artırıldı.
EPDK’nın kararında, “1 Ekim tarihinden geçerli olmak üzere, Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından uygulanacak aktif elektrik enerji toptan satış tarifesi hakkında;
1) Dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıp enerji satışlarıyla görevli tedarik şirketlerine yapılan satışlarda 15.4894 kuruş/kWh uygulanmasına,
2) Dağıtım şirektlerine genel aydınlatma kapsamında yapılan satışlarda 29.000 kuruş/kWh uygulanmasına karar verilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
EPDK'nın, 1 Ekim tarifelerine ilişkin kararı bugün Resmi Gazete'de yayımlandı.
Elektrik (tüm vergi, pay ve fonlar dahil) konutlarda 71.02 kuruştan 75.10 kuruşa, sanayide 70.97 kuruştan 75.06 kuruşa ve ticarethanelerde 94.44 kuruştan 99.87 kuruşa çıktı.
SON ZAM EYLÜL 2019’DA...
Elektriğe 2019 yılının Temmuz ayında 14.98, Eylül ayının sonunda ise 14.9 oranında zam yapılmıştı. Arka arkaya gelen bu zamlar vatandaşın büyük tepkisine neden olmuştu. EPDK’dan yapılan açıklamada söz konusu zamlara maliyet bileşenlerinde oluşan artışlar sebep gösterilmişti.
PALANDÖKEN: ZAM DEĞİL İNDİRİM YAPILMALI...
Elektrik ve doğalgaza kış öncesi indirim beklerken zam yapılmasının esnafın ve vatandaşın beklemediği bir durum olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu yılın ilk 6 ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre konutlarda elektriğe ödenen ücret yüzde 32,3 doğalgazda ise yüzde 34,7 artmıştı.Şimdi ise kış öncesi indirim beklerken elektriğe yüzde 5.75 daha zam geldi. Bu zamlar enflasyonla mücadele ettiğimiz dönemde enflasyonu artırır. Binlerce kişi kısa çalışma ödeneği ile geçinmeye çalışırken, üstelik elektrik ve doğalgaz kullanımı da artmış ve kışın daha da çok artacakken, havaların soğumaya başladığı bu günlerde elektrik ve doğalgaza zam değil kayda değer bir indirim yapılmalı” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 114683
Saat 14:05'te Muğla açıklarında gerçekleşen deprem Bodrum ve Marmaris çevresinde hissedildi. AFAD'ın paylaştığı verilere göre yerin 49 kilometre derininde gerçekleşen depremin büyüklüğü 4.3 olarak ölçüldü...
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 554578
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada corona virüsü tedbirleri kapsamında toplu taşıma ve konaklama tesislerinde HES zorunluluğu getirildi...
İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine “Şehir içi toplu ulaşımda HES kodu sorgulama” ve “Konaklama tesislerinde HES kodu zorunluluğu” konulu iki ayrı genelge gönderdi.
Genelgeye göre, şehir içi toplu ulaşım araçlarında, kişiselleştirilmiş akıllı seyahat kartı kullanılan şehirlerde HES kodu zorunluluğu getirildi. Genelge kapsamında şehir içi toplu ulaşımda kullanılan ulaşım kartı ile HES uygulaması arasında gerekli entegrasyonlar sağlanacak. Müşteriler kamu ve özel konaklama tesislerine gerekli HES Kodu sorgulaması yapıldıktan sonra kabul edilecek.
İçişleri Bakanlığı’ndan açıklama şöyle:
* Şehir içi toplu ulaşım araçlarında, kişiselleştirilmiş akıllı seyahat kartı kullanılan şehirler ile ülke genelindeki kamu, özel tüm konaklama tesislerine kabullerde HES kodu zorunluluğu getirildi.
* İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine “Şehir içi toplu ulaşımda HES kodu sorgulama” ve “Konaklama tesislerinde HES kodu zorunluluğu” konulu iki ayrı genelge gönderdi.
* “Şehir içi toplu ulaşımda HES kodu sorgulama” genelgesi kapsamında; şehir içi toplu ulaşım araçlarında kişiye özel elektronik/akıllı seyahat kart sistemleri, Sağlık Bakanlığı'nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına entegre olacak.
* Entegrasyon ile Covid19 tanılı ya da temaslısı olanların varsa kişiselleştirilmiş seyahat kartları, izolasyon süresi boyunca otomatik olarak askıya alınacak.
* Covid19 tanılı ya da temaslısı olan ve izolasyonda olması gerektiği halde toplu ulaşım aracı kullananlar hakkında suç duyurusunda bulunulacak
“Konaklama tesislerinde HES kodu zorunluluğu” genelgesi kapsamında bugünden itibaren kamu ve özel tüm konaklama tesislerine kabullerde HES kodu zorunluluğu getirildi.
* HES kodu sorgulaması, müşterilerin konaklama tesisine kabulü sırasında yapılacak ve sorgulama sonucunda herhangi bir risk bulunmayan (tanılı ya da temaslı olmayan) kişilerin tesise kabul işlemleri gerçekleştirilecek.
Sorgulamalarda Covid-19 tanısı konulan ya da temaslısı olduğu anlaşılan müşteriler, “Güvenli Turizm Sertifikası” uygulaması gereği oluşturulan “misafir izolasyon odalarına” yerleştirilecek.
* “HES kodu sorgulaması yapılmaksızın veya sorgulama sonucuna göre kabul edilmemesi gereken müşterilerinin konaklamasına izin veren tesisler 10 gün süre ile faaliyetten men edilecek”
* Misafir izolasyon odalarının sayıca yetersiz kaldığı durumlarda ise Vali/Kaymakamlarca gerekli tedbirler alınacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 218031
İçişleri Bakanlığı'nın 81 il valiliğine gönderdiği genelgeye göre yarın tüm Türkiye'de koronavirüs denetimi yapılacak...
İçişleri Bakanlığı, yarın ülke genelinde tüm yaşam alanlarında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin denetleneceğini açıkladı.
Bakanlıktan paylaşılan açıklamaya göre, 81 il valiliğine gönderilen "Kovid-19 tedbirleri denetimi" konulu genelgede, kontrollü sosyal hayat döneminde temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra tüm iş kolları ve yaşam alanları için belirlenen tedbirlere/kurallara uyulması ve vali/kaymakamların koordinasyonunda sürdürülen denetim faaliyetlerinin salgınla mücadelede büyük önem taşıdığı bildirildi.
SÜREKLİ DENETİMLER YAPILACAK...
Genelgede, farklı tarihlerde illere gönderilen genelgelerle "Sağlık Bakanlığı Salgın Çalışma ve Yönetim Rehberi" doğrultusunda hazırlanan formlar kullanılarak, süreklilik taşıyacak şekilde denetimler yapılması hususunda valiliklerin talimatlandırıldığı anımsatıldı.
Bu kapsamda, yarın tüm il ve ilçelerde bizzat vali, kaymakam, belediye başkanı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve personeli, köy/mahalle muhtarı, meslek odaları, genel kolluk birimleri (polis, jandarma, sahil güvenlik) ve özel kolluk görevlilerinin (zabıta, özel güvenlik gibi) katılımıyla oluşturulan ekipler tarafından "Sağlık İçin Hepimiz İçin" sloganıyla yaşamın tüm alanlarını kapsayacak şekilde genel denetim yapılacak.
VATANDAŞLARIN YOĞUN OLDUĞU YERLER DENETLENECEK...
Denetimler, vatandaşların yoğun bulunduğu başta şehiriçi ve şehirlerarası toplu ulaşım araçları, lokanta, kafe, restoran olmak üzere konaklama tesisi, alışveriş merkezi, pazar yeri, sosyete pazarı, kahvehane, kıraathane, çay bahçesi, nikah merasimi şeklinde yapılan düğün töreni, berber/kuaför/güzellik merkezi, internet kafe/salonu, elektronik oyun yeri, otogar, taksi ve taksi durağı, park/piknik alanı, lunapark/tematik park ve bilumum yaşam alanlarını (cadde, sokak ve plaj gibi) kapsayacak şekilde planlanacak.
Vatandaşların gün içerisinde toplu olarak bulundukları ana cadde, alışveriş yeri, park, bahçe, otogar gibi kalabalık yerlerde denetimler yoğunlaştırılacak.
Gece kulübü, pavyon, bar, birahane gibi daha önceki genelgelerle faaliyetlerine izin verilmeyen iş yerlerinin fiilen açık tutulup tutulmadıkları, 24.00'ten sonra müzik yayını yapılıp yapılmadığı ve şehirlerarası toplu ulaşımda Hayat Eve Sığar (HES) kodu zorunluluğuna uyulup uyulmadığı hususlarına ağırlık verilecek.
MESLEK ODALARININ TEMSİLCİLERİ DE OLACAK...
Denetim ekipleri, her bir iş kolu ya da mekanın uzmanlık bilgisini göz önünde bulundurarak ilgili kamu kurum ve kuruluşları (kolluk, yerel yönetimler, il/ilçe müdürlükleri gibi) köy/mahalle muhtarları ile meslek odalarının temsilcilerinden oluşacak şekilde belirlenecek.
Denetimlerde vatandaşların kalabalıklar halinde bir araya gelebildikleri etkinlik (nikah merasimi şeklindeki düğün, nikah, cenaze, taziye gibi) ve yerlerde (plaj, cadde, sokak, park alanı gibi) temizlik, maske ve fiziki mesafe kurallarına uyulup uyulmadığına özellikle dikkat edilecek.
Denetim faaliyetlerinin etkinliği ve görünürlüğü en üst seviyede tutulacak.
VATANDAŞLAR BİLİNÇLENDİRİLECEK...
Denetimler sırasında, vatandaşları salgın konusunda bilinçlendirmeye yönelik faaliyetlere ağırlık verilecek.
Hemen giderilebilir nitelikte anlık uygulamalardan kaynaklı süreklilik taşımayan aykırılıklar için 1'inci ihlalde uyarı, 2'nci ihlalde idari para cezası, iş yeri, taksi ve toplu ulaşım araçları için 3'üncü ihlalde 1 gün, 4'üncü ihlalde 3 gün faaliyet durdurma cezası teklifleri mülki idare amirine iletilecek.
KURALLARA UYMAYANLARA CEZA KESİLECEK...
Halk sağlığı açısından ciddi anlamda risk oluşturan ve süreklilik oluşturan ya da kurallara/önlemlere aykırı davranışlarda ısrar edilen aykırılıklar için ise il ya da ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarınca belirlenecek cezalar mülki idare amirlerince uygulanacak.
Vali ve kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, genel kolluk kuvvetleri, kamu kurum ve kuruluşları, köy/mahalle muhtarları ile meslek odaları arasındaki koordinasyonun sağlanarak gerekli planlamalar yapılacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 475645
Coronavirüs tedavisinin ardından akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle yoğun bakıma alınan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in daha iyi nefes alabilmesi için trakeostomi uygulanması yapıldığı öğrenildi...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 17 Ağustos'ta Coronavirüs test sonucunun pozitif çıkmasının ardından özel bir hastanede tedaviye alınmış, 7 Eylül'den bu yana da yoğun bakımda uyutuluyordu.
Coronavirüs tedavisinin ardından astım rahatsızlığı ve akciğerlerindeki yırtılma nedeniyle tedbir amaçlı uyutulan Başkan Böcek, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın isteği üzerine önceki gece Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edilmişti.
Bu sevkten kısa süre önce entübeden çıkartılan Başkan Böcek'in solunum kaslarındaki rahatsızlık nedeniyle daha iyi nefes alabilmesi için trakeostomi uygulandığı öğrenildi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yoğun bakımda uyutulan Muhittin Böcek'in tedavisi, solunum cihazına bağlı bir şekilde devam ediyor.
Başkan Böcek'in son sağlık durumu hakkında Antalya Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Muhittin Böcek'in yoğun bakımdaki takip ve tedavisi devam etmektedir. Son 24 saat içerisinde de olumsuz giden herhangi bir süreç yaşanmamış olup, klinik seyri stabil olarak devam etmektedir."
TRAKEOSTOMİ NEDİR?
Trakeostomi, nefes borusuna tıbbi amaçlarla gırtlak seviyesinin altından dışarı delik açılarak yeni bir nefes alma deliği elde etme işlemimin adıdır.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 297089
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in 81 ilde 81 okula muz gönderme sözü yerine getirildi. Türkiye’nin dört bir tarafındaki okullarda eğitim gören öğrencilere binlerce muz gönderildi...
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR 81 İLDE 81 OKULA MUZ GÖNDERDİ...
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Mart ayında ‘İlk teneffüs’ paylaşımına sosyal medya hesabından 81 ilde 81 okula muz gönderme sözü ile karşılık veren Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in bu sözü yerine getirildi. Toptancı Halde özel hazırlanıp paketlenen muzlar, Türkiye’nin 81 ilindeki okullarda okuyan öğrencilere gönderilmek üzere yola çıktı.
VİTAMİN KAYNAĞI MUZLAR YOLA ÇIKTI...
Antalya'da Gazipaşa'dan Kaş'a kadar 491 okulda yüz yüze eğitime başlayan okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf 60 bin öğrenciye meyve ikram eden Antalya Büyükşehir Belediyesi, Başkan Muhittin Böcek’in 81 ilde 81 okula muz gönderme sözünü de yerine getirdi.
BAŞKAN MUHİTTİN BÖCEK’TEN MESAJ...
Türkiye’nin dört bir yanındaki öğrencilere ulaştırılacak muz paketlerinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ‘Yeni eğitim öğretim yılında hepinize başarılar dilerim. Maske takmayı ve bolca meyve tüketmeyi lütfen unutmayalım. Sevgilerimle’ mesajı da yer aldı.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 519460
Atatürk ne yaptı?
"Keşke yunan kazansaydı"diyen zavallılar!
Eğer Atatürk olmasaydı,Yunan Mezalimi altında özgürlüğümüz olmayacağı gibi,Namusumuz,ezanımız,Kur'anımız da olmayacaktı ve her istediklerinde kadınlarımıza,kızlarımıza tecavüz edip aşağıda ki gerçekleri okuyacağınız gibi işkencelerle yok olup gidecektik...
İŞTE GENÇLERE,NESLİMİZE UNUTTURULMAK İSTENEN YUNAN ZULMÜ VE CUMHURİYETİMİZİN KIYMETİ...
Tarihin en eski milletinin adıdır Türkler.
Türkler tarih boyunca büyük coğrafyalarda hakimiyetler kurmuş, kurdukları devletleri de adalet ve nizamla yönetmişlerdir. Dünya uygarlık tarihinin bu büyük ve soylu milleti, tarihin farklı dönemlerinde farklı milletler tarafından uygulanan insanlık dışı vahşetler ve zulümlerle karşı karşıya kalmıştır.
Yunanlılar tarafından Türklere uygulanan soykırım ne yazık ki dünya tarihini yazanlarca görmezden gelinmiştir.
Her şey Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında girip yenilmesi ile başlamıştır. Savaşın sonunda Türkün onurunu aşağılayan Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Anadolu'nun düşman çizmeleri ile kirlenmesine neden olan antlaşma, Limni Adası'nın Mondros Limanı Agamemnon Zırhlısı'nda yapılmıştır. Antlaşmayı, Türk milletine kahraman olarak tanıtılan Rauf Orbay imzalamıştır.Mondros Antlaşması sonrası hem İstanbul hem de Anadolu İtilaf kuvvetlerince yer yer işgal edilmeye başlanmıştır.
İtilaf Devletleri'nin Osmanlı Devleti’ni paylaşım planları gereğince Batı Anadolu Yunanistan’a bırakılmıştır. İtilaf Devletleri Paris'te Osmanlı Devleti temsilcilerine kendi şartlarını kabul ettirebilmek için baskı yaparken diğer tarafta ise Anadolu'ya getirdikleri Yunan askerler ile Türkler üzerindeki baskıyı arttırmışlardır. Yunan askerleri Ege'de Trakya'da özellikle 15 Haziran 1920'den itibaren işgal alanını genişleterek Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemişlerdir.
15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaliyle başlayan Yunan mezalimi, kısa sürede Batı Anadolu, Marmara ve hatta İstanbul'da bile kendisini hissettirmiştir. Yunan ordusunun işgal ettiği yerlerde yaşayan Türklere, Yunan askerleri ve onlarla birlikte hareket eden yerli Rumlar müthiş bir zulüm, vahşet ve katliam uygulamışlardır.
Savunmasız ve silahsız Türklere yapılan vahşet ve zulüm o kadar katlanılmaz ve dayanılmazdır ki!.. Büyük güçlerin himayesinde Türk topraklarına gelen Yunanlıların tek bir amacı vardı: Türk'e hayat hakkı tanımamak.
Yunanlıların gerek Anadolu'da gerekse Trakya'da uyguladıkları vahşet akla hayale gelmeyecek işkenceleri içerir. Bu işkenceleri değil görmek, işitmek bile korkunçtur.Yunan işgaline uğrayan bütün köy, kasaba ve şehirler bu vahşetten nasibini almıştır. Yunan işgaline uğrayan bu yerlerde toplu katliam yapmak, adam öldürmek, işkence yapmak, çocuk yaştaki kızlara ya da yaşlı kadınlara tecavüz etmek, camileri, evleri, iş yerlerini, tarlaları yağmalamak, hayvanları telef etmek, ürünleri yakmak, fidye istemek Yunan askerleri ve yerli Rumlar için sıradan olaylar haline gelmiştir.
Yunanlılar, Anadolu'ya girdikleri ilk andan denize döküldükleri zamana kadar Anadolu'da var olan Türkleri sistemli bir biçimde yok etmek için hiç durmaksızın uğraşmışlardır. Yunan Ordusu yeni doğmuş bebek, yaşlı kadın ayrımı yapmadan Türk nüfusu bir kıyıma tabi tutmuştur.
Yunanlı kuvvetlerin Türk halkına karşı yaptığı vahşi uygulamalar halk tarafından İstanbul'daki İtilaf Devletleri temsilcilerine şikâyet edilmiştir. Yunanlıların yaptıkları insanlık suçlarını yerinde incelemek için İngiltere, Fransa, İtalya İşgal kuvvetleri temsilcileri, Kızılhaç yetkilileri ve Türk temsilcinin de bulunduğu bir komisyon kurularak ilgili bölgeye gönderilmiştir.
1921 yılı ortalarında oluşturulan komisyon Gemlik, Orhangazi, Yalova, Beykoz, Paşabahçe, Şile, Kandıra, İzmit ... yerleşim yerlerinde inceleme yaparak Yunanlıların Türklere soykırım yaptığını belgelerle ortaya koymuştur. Araştırma komisyonunun düzenlediği tarihi belgelerde Yunanlıların Türklere uyguladığı mezalim tüm çıplaklığı ile yer almıştır. Komisyon inceleme yaptığı yerlerde katledilmiş insanlar, parçalanmış vücutlar, süngülenmiş, ırzına geçilmiş kadınlar, yüzlerinde bedenlerinde bomba patlatılmış, diri diri yakılmış insan bedenleri ile karşılaştı. Yakılan yerleşim yerleri, telef edilen hayvanlar, tahrip edilen mekanlar...
Yunanlıların Türk topraklarındaki işgal bölgesi genişledikçe Türk halkı üzerindeki zulüm, vahşet ve katliamlar da şiddetlenmiştir. Yunanlılar işgal ettikleri yerdeki halkın mallarını gasp ve yağma etmiş, insanın kanını donduran, insanın hafızasının almayacağı işkenceler yapmışlardır. Yunan vahşeti o kadar korkunçtur ki bazı köyler daha Yunanlılar işgal etmeden köyleri boşaltmışlardır. Yunan zulmüne uğrayan halk kendini daha güvenli yerlere kaçarak kurtarmaya çalışmıştır. Böylece bölgede Türk nüfusu azalacak ve Türklerin boşaltıtğı yerlere de Rum nüfus yerleştirilecekti. Yunanlıların tam da istedikleri bu idi.
AŞAĞIDA YUNAN ZULMÜNÜ OKUYUNCA AĞLAYACAKSINIZ...
Yunanlıların Türklerden nefreti o kadar fazla idi ki Türkleri kendi icat ettikleri yöntemlerle öldürüyorlardı:
--Köy meydanında ateş yakılarak çocukların süngülerle canlı canlı alevlere atılması ve bu sahnenin annelere izlettirilmesi, kişilerin burun ve kulaklarının kesilmesi
(Orhangazi, Dutluca, Oruçlu, Erdek, Bandırma, Çatalca, İnanlar),
--Kişilerin gözlerinin oyulması (Orhangazi, Dutluca),
--Kişilerin boğazının kesilerek öldürülmesi (Soğucuk, Kurtköy, Samanlı),
--İnsan bedeninin parçalara ayrılması (Şile, Orhangazi, CihanKöy, Oruçlu, Kirazlı Köyü, Akköy),
--70 yaşındaki bir adamın sakalının yakılması (Kara Mandıra Köyü),
--Kadınların saçlarından erkeklerin ayaklarından bağlanarak ağaçlara asılması (Şile Erenler Mezarlığı, Tekke Divanı Köyü, Bozhane, Örmece, Büyük Aşağı, Küçük Aşağı, Bucaklı),
--Ağaçlara asılanların altında ateş yakmalar, işkence etmeler, eğlenmeler (Tekke Divanıı Köyü, Şile Şuayipli Köyü, Köseler Köyü, Şile Cibali mevki, Kara Maden Köyü),
--11 yaşındaki çocuğun gövdesinin ayrılması, 8, 10, 12 yaşındaki kızlara tecavüz edilmesi ve sonrasında ise çenenin parçalanması, 6 yaşındaki çocuğun evin üst katından taş yığınlarının üzerine atılması (Bandırma Şahin Burgaz),
--Paranın yerini söyletmek için kadının derisini yüzerek işkence etme sonra da kadını parçalara ayırma (Erdek),
--Ezine'de paranın yerini söyletmek için kadının karnına sıcak köz koyarak işkence etme, kişileri un çuvalına sokarak dipçikle bayılıncaya kadar dövme(Şile Kızılca Köyü),
--Kişilerin ağızlarına birer tıkaç tıkıldıktan sonra saatlerce ıslak çuvallarda dövülme (Şile Yayla Köyü),
--Kişileri un çuvalına koyup kırbaçlama (Büyük Aşağı, Küçük Aşağı, Bucaklı Köyleri),
--Kadınlara her türlü iğrençliğin yapıldıktan sonra kadınların saçlarından bağlanarak tavana, ağaçlara asılmaları (Şile Yayla Köyü, Beykoz Kabakoz Köyü),
--Kadınları ağaçlara asarak vücutlarında yara açma (Tekkeler Köyü),
--Kişilerin ayaklarından ağaçlara asılması, ölünceye kadar kırbaçlanması vahşetine bir Yunanlı hekimin de yardım etmesi (Korucu Köyü),
--Kadınların tecavüz sonrası ayaklarından evlerinin bacalarına asıldıktan sonra süngü darbeleri ile öldürülmeleri (Kantarcılar Köyü)... ,
--Kadın ve kızların en iğrenç ve utanç verici davranışlar yapıldıktan sonra yakılması (Koca Dere-i Bala Köyü),
--Topal bir kadının köy dışına götürerek tecavüz edilmesi (Şile Kumca Köyü),
--Kur'an'ın Yunan askerlerince ayaklar altında çiğnenmesi ve sayfalarının herkesin işediği yere atılması (Hıdız Köyü)...
Türklere yönelik vahşet te çoğu zaman subaylar, Yunan devlet görevlileri de yer almıştır. Yunan müfrezesinin başında bulunan yüzbaşının evlerde bizzat gasp yapması, Yunan garnizon komutanı Teğmen Kaçaros'un Şile bölgesinde hayvan ve paraları gasp etmesi, Kurfallı köyü'nün yağmalanması, Yalova ve çevresinde düzeni sağlamakla görevli Yunan birliği subaylarının çete reisleri ve yerel işbirlikçilerle işbirliği yapması...
Yunan Ordusu Anadolu içlerinde ilerlerken vahşidir, Sakarya Meydan Muharebesi yenilgisi sonucu geri çekilirken de vahşidir. 15 Mayıs 1919 ve 9 Eylül 1922 tarihleri arasında Yunan işgalinde bulunan yerleşim yerleri Yunan vahşetinden kurtulamamıştır. Söğüt ve Bilecik II. İnönü Zaferi sonrası adeta kül haline getirilmiş, Ertuğrul Gazi Türbesi tahrip edilmiş ve camiler ateşe verilmiştir. Büyük Taarruz sonrası Yunan İzmir'e doğru kaçarken Anadolu'nun köylerini kasabalarını ateşe vermiştir; Uşak, Eşme, Alaşehir, Salihli, Manisa, Aydın, Söke, Nazilli, Gördes, Turgutlu...
Yunanlılar işgal ettikleri her yerde mutlaka gasp ve hırsızlık yapmışlardır. Sadece resmi raporlara geçen maddi kayıplar bile oldukça yüksektir. Yunanlılar, gasp ve hırsızlık sonrası evleri, ahırları, tarlaları yakmışlardır. Halkın aç kalacağını düşünmeden ellerindeki bütün yiyecek maddelerini, zahirelerini ve hayvanlarını alarak geriye kalanları yakıp yıkarak kullanılmaz hale getirmişlerdir. Çoğu zaman kişileri de ev ya da ahıra hapsederek yakmışlardır. Yangından kaçmaya ya da eşyalarını kurtarmaya çalışan halkı öldürmek için silahlı nöbetçiler koymuşlardır. Yunanlılar hiçbir suçu olmayan tarlasında çalışan veya köyden kente gelen zavallı Türkleri keyif için öldürmüşlerdir. Hamile kadınları süngü ile dövmüşlerdir.
Türk İstiklal Savaşı'nda Türk Ordusu toplam 38 bin kayıp vermiştir. Ancak Türk milleti cephe gerisinde daha çok sayıda insanını kaybetmiştir. Türkler kendi öz vatanlarında topraklarını işgale gelenler tarafından soykırıma uğramıştır. Yunan askerleri ve yerli Rum çeteleri tarafından hedef seçilen Türkler Yunanlıların bitmek bilmeyen nefretlerinden kendilerini kurtaramamışlardır. Doğu ve Güney de Ermeniler, Karadeniz'de Pontuşçu Rumlar ve Batı Anadolu'da Yunanlılar adeta Türk neslini yok etmek için savaş gücü olmayan insanlara zulüm ve vahşet yapmışlardır. Yunanlıların Anadolu insanına bu kadar öfke duymasının tek nedeni vardır: Türk olmak, Türk kanı taşımak.
Sibel DULUM
Tarih Öğretmeni
Doc.Dr.Necdet SEVİNÇ, YUNAN VAHŞETİ adlı kitabı kaynak alınarak yazılmıştır.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 365824
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, özel hastanede yoğun bakımda gördüğü tedavisine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde devam edecek...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 17 Ağustos'ta Coronavirüs test sonucunun pozitif çıkmasının ardından özel bir hastanede tedaviye alındı. Başkan Muhittin Böcek'in son coronavirüs test sonuçları negatif çıktı. Astım rahatsızlığı bulunan Başkan Muhittin Böcek, sonrasında akciğerlerindeki yırtılma nedeniyle 7 Eylül’de entübe halde Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedaviye alındı.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kaldığı özel hastaneden gece saatlerinde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Başkan Böcek’in tedavisi Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde devam edecek.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden de konuya ilişkin açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Böcek’in yoğun bakımdaki takip ve tedavisi devam etmektedir. Klinik seyri devam etmektedir. Klinik durumu stabil devam etmekte olup tedavi sürecinin devamı için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi."
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 404505
Bugün İstanbul da meydana gelen 4.2 ve sonrasında 3.6 şiddetinde ki depremler herkesi kaygılandırmaya başladı...
Son günlerde Aksaray,Erzurum,Konya,Niğde gibi şehirlerimiz de de depremlerin olması akıllara şu soruyu getirdi,Türkiye de büyük bir fay kırılması sonucu büyük deprem mi olacak?
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür'den korkutan sözler: Endişe verici...
İstanbul'da 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin merkez üssünün Marmaraereğlisi olduğu bildirildi. Deprem sonrası Prof. Dr. Naci Görür değerlendirmede bulundu.
Prof. Dr. Naci Görür Marmaraereğlisi depremine dair sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı:
Arkadaşlar Marmara’da olan 4,3’lük depremi görüyorsunuz. Min. 7.2 büyüklükte deprem beklediğimiz fayın üzerinde. Yeri endişe verici. Bu deprem fayda az da olsa stres değişimine ve mekanik vibrasyona neden olmuş olabilir. Bu da sözkonusu fayın tetiklenmesine katkıda bulunabilir.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 217752
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Pençe-Kaplan Operasyon bölgesinde teröristler tarafından gerçekleştirilen saldırıda iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur" denildi...
Milli Savunma Bakanlığı’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Pençe-Kaplan operasyon bölgesinde bir üs bölgemize 17 Eylül 2020 tarihinde bölücü terör örgütü mensuplarınca roketatar ile yapılan taciz atışı sonucunda iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, bir kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır” denildi.
HABER:Mertcan YILMAZ
KAYNAK:MSB
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 260084
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yanına kurmaylarını alıp yaklaşık 1 yıl önce ziyaret ettiği ve gövdesinde oluşan çatlakları yerinde tespit ettiği Melen Barajı’nda incelemelerde bulundu. Yeniden ihale edilen barajla ilgili DSİ Genel Müdürüne, bir masa etrafında konuşma taleplerini ilettiklerini belirten İmamoğlu, yanıt alamadıklarını kaydetti. İmamoğlu, tepkisini, “Bize verilen cevap: ‘Sayın Bakana bir soralım.’ Çok üzücü. Neyi soracaksınız ben anlamış değilim. Biz, bilgi almaya geliyoruz. Peki sordunuz; cevap yok. Bir hafta önce de Sayın Bakana, buraya gelmek istediğimizi ve bu doğrultuda da bir görevlendirme yapması hâlinde bilgi almak isteğimizi yazılı olarak da bildirdik. Cevap dahi yok. Akıl tutulması. Bu tür insanlara Allah, akıl versin. Bu diyaloğu yaratan ve yaşatan hangi bürokrat varsa kınıyorum. Kim, hangi görevli varsa da kınıyorum. Yanlış yapıyorlar. İstanbul’un su sorununu konuşmaya geldik biz buraya. Ama bugün burada, bana bu açıklamayı yapma mecburiyetini kıldılar” sözleriyle dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “kentin su sorununu çözecek proje” olarak adlandırılan Sakarya’nın Kocaali İlçesi’ndeki Melen Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde 19 Ekim 2019’da incelemelerde bulunmuştu. İmamoğlu’nun bu ziyareti, projenin, baraj gövdesindeki çatlaklar nedeniyle durduğu gerçeğini tekrar gündeme getirmişti. İmamoğlu, yaklaşık 11 ay sonra, yeniden Melen Barajı’na geldi ve 2021 yılı yatırım planına alınan projeyi bir kez daha yerinde inceledi. İmamoğlu’na Melen ziyaretinde İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, İBB Sözcüsü ve Başkan Danışmanı Murat Ongun, İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu ile Prof. Dr. Naci Görür eşlik etti.
İNŞAAT MÜHENDİSİ OĞUZ: “UYGULAMANIN BAŞARILI OLACAĞINDAN EMİN DEĞİLİM”...
Şantiye bölgesinde yetkililerle bir araya gelen İmamoğlu, inşaat mühendisi Selami Oğuz’dan projenin tarihçesi ve detaylarıyla ilgili bilgiler aldı. Oğuz, İmamoğlu ve beraberindeki heyet ile şu bilgileri paylaştı:
“DSİ Genel Müdürüne 2 şey sorduk. Biri; yapacağınız güçlendirme kesin çözüm mü? Şu andaki kanaatim; kesin çözüm değil. Çünkü, birçok bilgilerden uzağım. O bilgiler önüme gelecek projeci bize aydınlatıcı bilgiler verecek; o zaman gerçek kanaatimizi ortaya koyacağız. Ancak kuşkularımdan dolayı şu anda şunu söyleyebilirim: Böyle bir uygulamanın başarılı olacağından emin değilim. Bu konuda o müesseseye haksızlık etmek istemem. Çünkü o müessesenin bir ferdiyim. İSKİ Genel Müdürüne de haksızlık etmek istemem. Bu, ülkenin bir yatırımıdır. Teknik bir olaydır, yanlışlık yapılmıştır; doğru düzeltilsin. Çabamız budur. Bu barajın gövdesinde alınan tedbirler, stabilite sorunu ise; onu bilelim. Çatlak durumuyla sızıntı sorunu ise, onu da bilelim.”
OĞUZ: “İLERİDE BU BARAJDA ÇOK BÜYÜK SORUNLAR YAŞAYABİLİRİZ”...
“Bu baraj, deprem bölgesindedir” diyen Oğuz, “Hem de fayın hemen burnunun dibinde. Çok güçlü depremler olacaktır. İleride bu barajda çok büyük sorunlar yaşayabiliriz. Yaşamamız için elimizde zaman var. Ben, DSİ Daire Başkanına şunu söyledim telefonda. Dedim ki, ‘Arkadaşım; bakın bu barajda oturmalar devam ediyorsa oturmaları bekleyin; bu gövde otursun. Yani bu zemin, ‘Bu gövdeyi taşıyacağım’ desin. Bunu beklemiyorsanız da temel zeminini güçlendirin. Temel zeminini bu şartlarda güçlendirmek çok zor. Mümkün mü? Mümkün ama çok zor. ‘Zorun altına girmeyiz, kolayından gideriz. 3-5 sene sonra bu baraj da vay olmadı’ deriz; demeyelim. İstanbul 20 senedir bu suyu bekliyor. Özetlemek istiyorum: DSİ’nin mühendis bölümünün, proje bürolarının İSKİ Genel Müdürlüğüne bunu teknik olarak net bir şekilde anlatmaları ve bu projeyi müdafaa etmeleri lazım. Talebimiz budur” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “PARAYLA ÖLÇÜLEBİLECEK BİR MESELE DEĞİL, SU MESELESİ”...
Oğuz’un ardından konuşan İmamoğlu, bölgeye geliş amaçlarının mevcut durumu yerinde tespit etmek olduğunu vurguladı. “DSİ ne yapıyor, nasıl bir yol haritası var” sorularına yanıt aradıklarını belirten İmamoğlu, “Çünkü biliyorsunuz, neredeyse her gün, bazen üst üste, ‘Susuzluk kapıda bekliyor’, ‘Barajlardın doluluğu tükendi’ gibi haberler çıkıyor. Şimdi tabii, su meselesi önemli. Parayla ölçülebilecek bir mesele değil, su meselesi. Tabii ki suyu, yani ülkemizin bütünün su politikalarını iyi yönetmek zorundayız” dedi. Projeyi üstlenen DSİ’yi, “Türkiye’nin en efsane kurumlarından bir tanesi” sözleriyle niteleyen İmamoğlu, İstanbul’un su sorunun temel odağının Melen Barajı olduğuna dikkat çekti. Melen’in 15 Ağustos 1990 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul için su kaynakları arasına alındığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, şunları söyledi:
“30 YILDIR BU SORUN ÇÖZÜLMEMİŞ”...
“Demek ki bu hikâye, 30 yıllık. 30 yıldır bu sorun çözülmemiş, hatta ‘Bu sorun çözüldü, yapıldı’ diye imalarda bulunulunca, burası ne durumda diye, bir yıl önce atladık, geldik. Tabii ciddi sorunlar vuku bulmuş; çatlaklar var, sorunlar var. Sorduk, ‘Çözümü için ne yapıyorsunuz’ diye. ‘Şimdilik bir karar yok’ dendi. Hatta, 2020 yatırım planına bile alınmadı. Ben de dedim ki; ‘Bu başlasa bile bunun yapımı zaten 3-4 sene.’ Bu süreci dile getirişimizin ardından, yatırım planına alındı ve ardından da 28 Şubat’ta ihalesi yapıldı bu yıl. Bir yıl içerisinde yatırım planına tekrar alınması sağlandı. İhalesi yapıldı, yer teslimi verildi, şimdi de müteahhit işine başlayacak. İyi ihtimalle 2023 Şubat’ında baraj bitmiş olacak. Ayrıca su da dolacak, ki buranın su ile dolması herhalde 1,5-2 yıl sürer. Demek ki, İstanbul’a fayda verecek bu barajın, her şey yolunda gitse, yaklaşık 5 senesi var. İnsan üzülüyor.”
“NEYİ SORACAKSINIZ, ANLAMIŞ DEĞİLİM”...
Mermutlu ile birlikte DSİ Genel Müdürüne, kendisiyle bir masa etrafında konuşmak istediklerini bildirdiklerini aktaran İmamoğlu, ancak bir yanıt alamadıklarını kaydetti. “Bu sohbeti biz, böyle istemedik” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Şu anda kaçak girmiş gibiyiz. Hiç hoş bir şey değil. İBB Genel Sekreterimiz, İSKİ’nin bütün yönetim kurulu, danışman hocalarımız, genel müdür yardımcılarımız, ilgili daire başkanlarımız; hepimiz buradayız. Biz, bu heyetle gelelim, DSİ ile bu işi masada teknik olarak tartışalım, sohbet edelim istedik. Çünkü bu baraj, günün sonunda, bittiğinde, parasıyla, İstanbul halkının bütçesiyle, DSİ’den İSKİ’ye geçecek. Bunun parasını biz ödeyeceğiz ilgilikanun maddesi gereği. Bizim bunu öğrenme hakkımız var. Burada buluşma talebimiz var. Bir aydır bu ısrar var. Bize verilen cevap: ‘Sayın Bakana bir soralım.’ Çok üzücü. Neyi soracaksınız ben anlamış değilim. Biz, bilgi almaya geliyoruz, Peki sordunuz; cevap yok. Bir hafta önce de Sayın Bakana, buraya gelmek istediğimizi ve bu doğrultuda da bir görevlendirme yapması halinde bilgi almak isteğimizi yazılı olarak da bildirdik. Cevap dahi yok. Akıl tutulması. Bu tür insanlara Allah, akıl versin. Burada İstanbul’un suyunu konuşacağız. İstanbul’un suyunu sağlam temellere oturması için mücadele veriyoruz. Bu işin uzmanları konuşacak, ben dinleyeceğim. Teknik bir insan değilim. Şehrim adına, bu kadar efsane gibi konuşulan, 30 yıl, 5 yıl da üzerine koyalım o da her şey yolunda giderse, 35 yılda bir baraj; gülerler. Bu diyaloğu yaratan ve yaşatan hangi bürokrat varsa kınıyorum. Kim, hangi görevli varsa da kınıyorum. Yanlış yapıyorlar. İstanbul’un su sorununu konuşmaya geldik biz buraya. Ama bugün burada, bana bu açıklama mecburiyetini kıldılar.”
“SUSUZLUK, GELECEĞİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİSİ”...
İklimlerin değiştiğini, kuraklıklar yaşandığını dile getiren İmamoğlu, “Su kaynaklarını yok ediyoruz. Bütün dünyada, Türkiye’de, alalım verileri elimize bakalım; herhâlde çok üzücüdür yani. Ne yazık ki aşırı kentleşme vesaire gibi konular, ülkemizi ve dünyayı zor durumda bırakıyor. Susuzluk, belki de geleceğin en önemli sorunlarından birisi. Tüketiminden, suyun kaynağının korunmasına ve doğayı korumaya kadar birçok tedbir, aslında bütüncül bir mesele. Bu kadar elzem bir konuyla ilgili bir masaya gelmeyeceğiz de ne için geleceğiz ‘Allahım’ diyorum ‘Aklım almıyor benim.’ Şimdi hocalarımızı dinledik. Görüyoruz ki şu anda somut bilgilere sahip değiliz. Takipçisi olacağız. Biz, gerekiyorsa bu sürecin tümüyle ilgili bizi aydınlatması konusunda tekrar yazılı talebimizde bulunalım. Tümüyle hocalarımızın sorularını altına sorarak cevaplarının bize verilmesini, İstanbul halkı adına talep ediyoruz diyelim. İSKİ Genel Müdürümüz vasıtasıyla bu yazıyı yollayalım. Bize bu aydınlatılma yapılmadığı sürece, biz, buradan emin olmayacağız. Teknik olarak bu doğrulara baktığımızda emin olamayacağız. Biz aydınlatalım, çözümüne bir katkımız olacaksa da katkı sunma konusunda tüm fedakarlığımızla hazırız” diye konuştu.
“PARASINI İSTANBUL HALKI ÖDEYECEK”...
Yapılan baraj ve çevresindeki yatırımların parasının İstanbul halkı tarafından ödeneceğine vurgu yapan İmamoğlu, “Bakın biz, önümüzdeki yıl, bu bölgedeki atık suların toplanarak Karadeniz’e deşarjı konusunda ihaleye çıkıyoruz. Biz, durmuyoruz. Bizden önce de yatırımlar yapıldı, gene yapılıyor, gene yapılacak. Bakın terfi istasyonu çalışmasını niye yapıyoruz? Uzayacağı için. Daha tedbirli olmak adına bu yatırımı tartışıyoruz. Yani yapalım mı, yapmayalım mı? ‘Pahalı olmasına rağmen yapmak zorundayız’ diyoruz. Çünkü İstanbul’un suya ihtiyacı var. Çünkü dönem dönem İstanbul gerçekten ciddi kuraklıklar yaşıyor. 2007’de yüzde 8’lere kadar baraj doluluk oranı düşmüş bir İstanbul yaşadık. O bakımdan bizim bunu İstanbul halkına yaşatmama yönünde olağan üstü çabamız devam edecektir. Kimse bundan endişe duymasın. Ama bugün buraya gelip, bunu tartışmaktan, sohbet etmekten, hangi kaygılarla gelmemişse tekrar onlara bu güzel coğrafyada dua ediyorum. Allah hepsine akıl versin. Başka bir şey demiyorum” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, açıklamalarının ardından beraberindeki heyet ile birlikte yapımı devam eden terfi istasyonunda ve baraj çevresinde incelemelerde bulunup yetkililerden bilgi aldı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318207
57’nci yıla özel 57 venüs heykeli. Antalya Büyükşehir Belediyesi, 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali öncesinde kenti Venüs heykelleri ile donattı. 57'ncisi gerçekleşecek festival için bu yıla özel 57 altın renkli heykel Antalya caddelerini süslüyor...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde 3-10 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek olan 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali heyecanı şehri sarmaya başladı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla yapılacak 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali hazırlıkları kapsamında festivalin simgesi Venüs heykelleri kentin farklı noktalarını süslemeye başladı. Festivalin 57’nci yılında elinde portakal tutan altın rengine boyalı 57 Venüs heykeli, Antalyaspor, Otogar, Cezaevi ve Sağlık İl Müdürlüğü kavşakları başta olmak üzere kentin dört bir yanına yerleştirildi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318054
65 yaş üzeri için yeni karar , Artık saat 10:00-17:00 arası dışarı çıkabilecekler...
Antalya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, Koronovirüs (Covid-19) salgınından vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını önlemek için yeni kararlar aldı.
İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından yapılan düzenlemede şu ifadelere yer verildi:
1. İlimizde bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bankalarda (özel bankalar dahil) çalışan personel ile hizmet almak veya ziyaret amacıyla başvuran tüm vatandaşlarımızın Sağlık Bakanlığının uygulamaya koyduğu “Hayat Eve Sığar” (HES) uygulaması üzerinden HES kodu sorgulanarak binaya alınmasına,
2. Kurulumuzun 14.08.2020 tarihli ve 2020/77 Nolu kararı 2. maddesinde; 16.03.2020 tarihli ve 5361 sayılı Genelgeye istinaden sokağa çıkmaları kısıtlanan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın, her gün 06:00-24:00 saatleri arasında sosyal mesafe kuralına riayet etmek ve maske takmak kaydıyla dışarı çıkabilecekleri, belirtilmiştir. Bu maddede geçen 06:00-24:00 saatleri ibaresinin 10:00-17:00 saatleri olarak değiştirilmesine,
a) Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmakta olan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar arasındaki işletme sahibi, esnaf, tüccar, sanayici, serbest meslek sahipleri ile çalışanlardan durumlarını, aktif sigortalılıklarını gösteren SGK hizmet belgesi, vergi kaydı, şirket yetki belgesi, oda ve birlik kimliğinden biriyle belgeleyenlerin sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulmasına,
b) 65 yaş ve üzeri olmakla birlikte, yürüttükleri kamu görevinin niteliği ve mevcut durumun aciliyeti nedeniyle kamu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanmasında hizmetine ihtiyaç duyulacak olan, başta doktorlar, sağlık çalışanları, eczacılar, belediye başkanları, kurum il müdürleri, sosyal hizmet kuruluşları görevlileri vb. olmak üzere,kamu görevlileri ile kamu hizmeti yürütenlerin (kanser hastaları ve organ nakli olanlar hariç) sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulmasına,
3. Yukarıda belirtilen hususların uygulanmasının, takip ve denetiminin Kaymakamlıklar, genel kolluk birimleri, ilgili il ve ilçe müdürlükleri ve belediyeler tarafından koordineli bir şekilde yapılmasına,
4. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı kararlara uyulmaması halinde ve her seferinde ayrı ayrı,
a) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282.maddesi gereğince 3.150,00TL idari para cezası uygulanmasına,
b) 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi gereğince 392,00 TLidari para cezası uygulanmasına,
c) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma başlıklı 195. maddesinde yer alan “... yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” hükmü uyarınca, bu hükme uymayan kişilerin, haklarında gerekli adli işlemler takdir ve ifa edilmek üzere adli makamlara bildirilmesine,
d) İşyerleri ve firmalar hakkında ilgili mevzuat uyarınca gerekli yaptırımların uygulanmasına,
karar verilmiştir.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318805
Bakan Çavuşoğlu: "Muhittin başkanımızın durumu her geçen gün iyiye gidiyor"...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Corona virüs sebebiyle Antalya'da özel bir hastanede tedavisi devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i ziyaret edip durumu hakkında bilgi aldı. Bakan Çavuşoğlu " İnşallah gönümüzdeki günlerde cihazdan çıkıp normale dönecek" dedi.
Antalya'da özel bir hastanede entübe halde tedavisi devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in bugünkü ziyaretçisi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu oldu.
Sabah saatlerinde Antalya Valisi Ersin Yazıcı ile birlikte hastaneye gelerek Başkan Böcek'in durumu hakkında doktorlardan bilgi alan Bakan Çavuşoğlu, çıkışta basın mensuplarına açıklamada bulundu.
"Her şeyden önce Belediye Başkanımız bizim de ata dostumuz Muhittin Böcek'e Rabbim'den şifa diliyorum inşallah tez zamanda iyileşir tekrar aramıza döner görevine başlar" diyen Bakan Çavuşoğlu, "Sağ olsun Sağlık Bakanımız başta olmak üzere hastanemiz, yöneticilerimiz diğer hastanelerden hekimlerimimiz herkes büyük çaba sarf etti ve ediyor. Bugün doktorlarımızdan aldığımız bilgiye göre Muhittin Başkanımızın durumu her geçen gün daha iyiye gidiyor, değerleri yükseliyor, normalleşiyor. İnşallah gönümüzdeki günlerde de cihazdan çıkıp normale dönecek, Bugün iyi haberleri almaktan da mutluluk duyuyoruz. Zaten Cumhurbaşkanımız da yakından takip ediyor. Dün Başkanımızın oğlu Gökhan kardeşimizi aradı, Sağlık Bakanımız her kabine toplantısında durumuyla ilgili bilgi veriyor, inşallah tez zamanda iyileşecek" dedi.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 326829
İçişleri Bakanlığı, Van'ın Çatak ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada 3 askerin şehit olduğu, 1 askerin ise yaralandığı bildirildi...
YİNE ŞEHİT ACISI ÇÖKTÜ YÜREĞİMİZE...
Şehit askerlerin;
--Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Mahmut Top,
--Jandarma Uzman Çavuş Yusuf Uyar,
--Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar olduğu açıklandı.
OPERASYONDAN ACI HABER GELDİ...
İçişleri Bakanlığı, Yıldırım-10 Norduz Operasyonu kapsamında Van’ın Çatak ilçesinin kırsalında 3 teröristin ölü olarak ele geçirildiği operasyonda 1 Jandarma yüzbaşı ile 2 Jandarma uzman çavuşun şehit olduğunu ve 1 Jandarma yarbayın ise yaralandığını açıkladı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
KAYNAK: MSB ve Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 381398
Geçmiş yıllarda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olan AKP li Menderes Türel, Twıtter paylaşımı ile Tüm Türkiye de tepkilere neden oldu.
Antalya'nın şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanı olan CHP-Cumhuriyet Halk Partili Muhittin Böcek,rahatsızlığından dolayı uyutulunca ,bizler dahil tüm Antalya ve ülkemizde ki herkesi üzmüştü.
Aynı gün,twıtter hesabından Antalya ya dair eski ve yeni fotoğrafları gülücüklerle paylaşan Menderes Türel'in bu tavrına tüm ülke tepki gösterdi.
Bizlerde gazeteci olarak sizi kınıyoruz Menderes Türel.
Müslümanlığa ve insanlığa sığmayan bu tavrınızı nefretle kınıyoruz.
Bir insan canı ile pençeleşirken,sizin siyasi rakip olmanızdan öte,acımasızca yaptığınız bu paylaşım vijdanlara da sığmamaktadır.
Ölümlü dünya da bu kadar mal-mülk-para ve mevki hırsı ile yaşamayın,yakın zamanda sizde bir kaza atlattınız ve herkes yardımınıza koştu,geçmiş olsun dedi.
Sizi İnsani erdemlerle Güzel Antalyamız da yaşamaya davet ediyorum.
YORUM VE HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 141894
Stratejist, Gazeteci ve Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci’nin bir istihbarat çalışması olan, “Atatürk’ün Yasaklanan Kitabı ve Suzy Liberman’ın Anıları” kitabı Destek Yayınları’ndan çıktı.
--Osmanlı’nın Filistin’i kaybetmesinde başrol oynayan Polonya doğumlu Yahudi kadın casus Suzy Liberman bu esnada neler yaptı?
--Atatürk, Kudüs’te kurulacak İsrail devletine nasıl göğsünü gerdi?
--Atatürk tarafından 1935 yılında tüm subay ve astsubaylara neden kitap olarak dağıtıldı?
--Nili Yahudi yerel istihbarat örgütü ile İngiliz ordusu arasındaki bağlantılar nelerdir?
Bu ve daha pek çok sorunun cevapları bu kitapta yanıtlanıyor.
Stratejist, Gazeteci ve Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci’nin kitabı “Atatürk’ün Yasaklanan Kitabı ve Suzy Liberman’ın Anıları” kitabı Destek Yayınları'ndan çıktı.
Arka Kapak Yazısı:
Osmanlı Ortadoğu’yu Ve Kudüs’ü Kaybederken Kendi İçimizde Bizimle Beraber Yaşayanlar Bizi Mağlubiyete Taşıyan Sonucu Tayin Etmişlerdi. Nili Yahudi Yerel İstihbarat Örgütü, İngiliz Ordusuna Osmanlı Ordusunun Geri Planı Hakkında Bilgi Aktarıyordu. Kudüs Bu Yüzden Kaybedilmişti. Bu Tarihsel Arka Planın Tanığı Mustafa Kemal Atatürk, Siyonist İsrail Devleti’nin Kuruluş Sürecinde, 1937 Yılında Şunları Söylemek Durumunda Kalmıştı:
“Şimdi Kendimize Kâfi Derecede Güvenip Ve Kudretimizi Bildiğimiz İçin, İslamiyet’in Mukaddes Yerlerinin Musevilerin Ve Hıristiyanların Nüfuzunun Altına Girmesine Mâni Olacağız. Buraların Avrupa Emperyalizminin Oyun Sahası Olmasına Müsaade Etmeyeceğiz. Peygamber’in Son Arzusunu, Mukaddes Toprakların Daima İslam Hâkimiyetinde Kalmasını Temin İçin Hemen Bugün Kanımızı Dökmeye Hazırız.” Haziran 1937, Tbmm Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri
Atatürk Tarafından Basılma Emri Verilen Ve Yine Atatürk’ün Kurduğu Devletin Kurumları Tarafından Toplatılarak Yasaklanan Elinizde Tuttuğunuz Bu Kitap Hikâye Tadında Bir İstihbarat Kitabı Olmasının Yanında Stratejik Ve Gizli Bilgiler İçermektedir.
Atatürk’ün Yasaklanan Kitabı Siyonizm’in Gelişim Sürecine Ve Devletleşmesine Farklı Bir Bakış Açısı Getiren, Günümüz Olaylarıyla Bağlantısını Kuran, Mescid-İ Aksa Tartışmalarının Güncel Olduğu Bir Dönemde Her Bakımdan Tartışma Yaratacaktır.
Eğer Bu Kitapta Yer Alan Bilgiler Ve Yaşanmışlıklar Türk Ordusuna İyice Öğretilmiş Olsaydı, Ergenekon, Balyoz, Sarıkız Gibi İsimlerle Adlandırılan Yurtdışı Kaynaklı İstihbarat Ve Devlet Müdahaleleri Gerçekleşmezdi. Daha Ötesi 15 Temmuz Darbe Girişimi Hiç Yaşanmazdı.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 826320
İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine “Covid 19 Tedbirleri” konulu ek genelge gönderildi. Genelgeye göre, ülke genelinde meskenler hariç olmak üzere tüm alanlarda maske takmak zorunlu olacak...
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun Tavsiye Kararı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda İçişleri Bakanlığı 81 İl valiliğine “Covid 19 Tedbirleri” konulu ek genelge gönderildi.
İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda valiliklere "Kovid-19 Tedbirleri" konulu ek genelge gönderdi.
Genelgede, kontrollü sosyal hayat döneminde salgınla mücadelenin genel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra her bir faaliyet alanı/iş kolu için ayrı ayrı belirlenen tedbirlere uyum ve etkin denetim mekanizmalarının büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Farklı tarihlerde yayımlanan genelgeler ile belirli dezavantajlı gruplara yönelik veya kamuya açık bazı alanlarda herkese maske takma zorunluluğu getirildiği, şehirler arası ve şehir içi yolcu taşımacılığına ilişkin düzenlemeler yapılarak hangi durum ve şartlarda şehir içi toplu taşıma araçlarının ayakta yolcu alabileceğinin belirlenmesinin il ve ilçe hıfzıssıhha kurullarına verildiği hatırlatıldı.
Ayrıca lokanta, restoran, kafe ve benzeri işletmelerin müzik faaliyetlerine kısıtlama getirildiği de vurgulandı.
Gelinen aşamada, başta fiziki mesafe kuralı olmak üzere alınan tedbirlere yeterince riayet edilmemesinin, hastalığın yayılım hızını artırması ve toplum sağlığını riske atması nedeniyle dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısında 81 ili kapsayacak şu kararların alındığı belirtildi:
"Ülke genelinde (meskenler hariç olmak üzere) tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, iş yerleri, fabrikalar vb.) vatandaşlara istisnasız maske takma zorunluluğu getirildi.
Minibüs/midibüsler ile koltuk kapasitelerinde herhangi bir seyreltme ve kaldırılma yapılmayan otobüsler gibi iç hacim bakımından fiziki mesafe kurallarının uygulanamayacağı şehir içi toplu ulaşım araçlarında, ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek.
Bunların dışında kalan raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüsler gibi ayakta yolcu taşıma ağırlıklı toplu ulaşım araçlarında fiziki mesafe kurallarına aykırı olmayacak şekilde hangi oranda/sayıda ayakta yolcu alınabileceği il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından tespit edilecek.
Raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüslerde ayakta alınabilecek yolcu sayısını belirtir levha/tabela herkesin görebileceği şekilde asılacak ve ayaktaki yolcuların durabileceği yerler fiziki olarak işaretlenmek suretiyle ilanı sağlanacak.
Restoran, kafe, otel ve buna benzer tüm yeme-içme ya da eğlence yerlerinde saat 24.00’ten sonra müzik yayınına (canlı müzik, kayıt dinletilmesi vb. her türlü yayın dahil) hiçbir şartta izin verilmeyecek. Mülki idare amirlerinin koordinasyonunda kolluk birimleri ve yerel yönetimler bu konuda gerekli tüm tedbirleri alacak.
Vatandaşların toplu olarak bulunduğu/bulunabileceği yerler (pazar yerleri, sahiller vb.) ile kafe, restoran vb. yeme içme ve eğlence mekanlarında Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi ile İçişleri Bakanlığının ilgili genelgelerinde belirtilen koronavirüs salgınıyla mücadele amacıyla alınan tedbirlere ve belirlenen kurallara uyulması hususundaki denetimlerin süreklilik taşıyacak şekilde etkinliğinin artırılmasına yönelik gerekli tedbirler vali ve kaymakamlarca alınacak.
Koronavirüsle mücadele kapsamında alınan tedbirlere riayet etmeyen gerçek ve tüzel kişilere (işletmeler vb.) uygulanan idari para cezalarının tahsili konusunda vali/kaymakamlarca gerekli hassasiyet gösterilecek.
Vali/kaymakamlarca yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde gerekli kararlar, Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27'nci ve 72'nci maddeleri uyarınca ivedilikle alınacak.
Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak. Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesi ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 186331
Türkiye'de yaklaşık 800 Kaymakam'dan 400'ü hakkında soruşturma başlatıldı...
Bu bağlam da İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı FETÖ soruşturması kapsamında Gazipaşa Kaymakamı Cemil Öztürk, FETÖ terör örgütü ile iltisaklı olduğu gerekçesi açığa alındı.
Gazipaşa Kaymakamı olarak görev yapan Cemil Öztürk, FETÖ'den açığa alındı.Yaşanan gelişmelerin ardından Gazipaşa Kaymakamlığı’nın resmi internet sitesinde değişiklik yapıldı. Site içinde Cemil Öztürk’ün bilgilerin ve fotoğrafının yer aldığı bölüm kaldırıldı.
KAYMAKAM CEMİL ÖZTÜRK KİMDİR?
2003 yılında Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra 2010 yılında Akdeniz Üniversitesi Sosyal bilimler fakültesi Kamu Hukuku alanında Yüksek Lisans yapan Kaymakamımız Sayın Cemil Öztürk meslek yaşamına 2004 yılında Maliye Bakanlığı Vergi Denetmen Yardımcısı olarak başladı.
İçişleri Bakanlığı’nın açmış olduğu kaymakam adaylığı sınavını kazanarak 2005 yılında Bolu Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amirliği mesleğine başladı. İçişleri Bakanlığı tarafından bir yıl süreyle gönderildiği İngiltere’de yabancı dil eğitimi yanında İngiliz Yönetim Sistemi üzerine çalışmalarda bulundu.
2008-2010 tarihleri arasında Antalya-Gündoğmuş ilçesinde, 2010-2012 Tarihleri arasında Sivas-Altınyayla ilçesinde, 2012-2013 Tarihleri arasında Şırnak-Uludere ilçesinde, 2013-2016 Tarihleri arasında Aydın-Buharkent ilçesinde Kaymakamlık görevlerini yürütmüştür.
16.12.2016 tarihi itibariyle Van İpekyolu İlçe Kaymakamlığına asaleten atanan Cemil Öztürk,son olarak Antalya'nın Gazipaşa ilçesine kaymakam olarak atanmıştı.
Cemil Öztürk evli ve 2 çocuk babasıdır.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 719356
Tazminatsız kovulma sebebi sayıldı...
Yargıtay milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren bir karara imza attı. Çalıştığı iş yerinde mesaiye geç gelip erken ayrılan işçi, işveren tarafından işten çıkarıldı. İstinaf Mahkemesi iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız nedenle feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verdi. Devreye giren Yargıtay ise, işçinin işe zamanında gelmesi gerektiğini belirterek, İstinaf Mahkemesi'nin kararını bozdu, feshin geçerli nedene dayandığını belirtti.
Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren karara imza atan Yargıtay, sabah mesaiye geç gelip, akşam erken çıkan işçinin tazminatsız şekilde kovulmasının önünü açtı.
Yargıtay, mesaiyi savsaklayan işçiye kıdem tazminatı ödenmesi yönünde karara imza atan İş Mahkemesi ile İstinaf Mahkemesi’nin hükmünü bozdu.
YARIM SAAT GEÇ KALDI, 15 DAKİKA ERKEN ÇIKTI
İddiaya göre, çalıştığı şirkette sabah 08.00 mesaisine yarım saat geç kalan akşam da mesaisinden 15 dakika erken çıkan işçi tazminatsız şekilde kovuldu. Soluğu İş Mahkemesi’nde alan işçi, depo işçisi olarak çalıştığını, davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin açık ve kesin bir ifade olmadan sona erdirildiğini dile getirdi.
Mahkeme, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız nedenle feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve yasal sonuçlarına karar verilmesini talep etti.
Davalı işveren ise davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini, davacının mazeretsiz olarak işe hiç gelmediğini, yahut geç geldiğini veya görev yerini terk ettiğini, fesih işleminin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini, davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istedi.
“FESİH ÖLÇÜSÜ OLMAMIŞTIR”
Mahkeme; davalı işverenin yapmış olduğu fesih işleminde feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulundu.
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetti. Gerekçeli kararda; davacının 08.00’de başlayan vardiyaya 08.35 ve 09.00’da iş başı yapması eylemlerinin iş akdi feshini gerektirir ağırlıkta olmadığı, davalı işverence bu eylemler nedeniyle işleyişin ne şekilde olumsuz etkilendiği hususunun ispatlanamadığı, fesih işleminin ölçülü olmadığı belirtildi. Kararı davacı işçi temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
“İŞE ZAMANINDA GELECEKTİ”
Yargıtay kararında, işçinin işe geç gelip erken çıktığına dair tutanak tutulduğuna dikkat çekti. Davacının savunma vermediği ve davacıya bu nedenle 2 günlük ücretten kesme cezası ve ihtar verildiği, davacının belirtilenlerin doğru olmadığına ilişkin savunma verdiği hatırlatıldı.
Kararda, “İş Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin kabul yönündeki kararı bozularak ortadan kaldırılmıştır. Feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir” denildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 261742
BATMAN'ın Sason ve Beşiri kaymakamları terör örgütü FETÖ soruşturması nedeniyle görevden alındı. Şanlıurfa’nın Akçakale ile merkez Karaköprü ilçe kaymakamları da açığa alındı...
Sason Kaymakamı Abdullah Özadalı ile Beşeri Kaymakamı Sinan Aşçı, haklarında başlatılan terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında görevden alındı. Özadalı'nın Sason Kaymakamlığı'na 10 Eylül 2018'de, Aşçı'nın ise Beşiri Kaymakamlığı'na 7 Ağustos 2019'da göreve başladıkları bildirildi.
ŞANLIURFA’DA 2 KAYMAKAM AÇIĞA ALINDI...
Şanlıurfa’nın Akçakale ile merkez Karaköprü ilçe kaymakamları açığa alındı.
Akçakale Kaymakamı Hamza Özer ile merkez Karaköprü İlçe Kaymakamı Ufuk Akıl’ın açığa alındığı öğrenildi.
Daha önce Şanlıurfa Vali Yardımcısı olarak görev yapan Ufuk Akıl, 07/08/2019 tarih ve 2019/268 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Karaköprü ilçe kaymakamı olarak atanırken, Karaman’ın Başyayla ilçe kaymakamı olarak görev yapan Hamza Özer ise 2017 yılında Akçakale Kaymakamı olarak atanmıştı.
Kaymakamların neden açığa alındığı konusunda ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
Alanya Güneşi Haber merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 199716
Suriye'nin İdlib bölgesinde teröristler tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu Piyade Uzman Onbaşı Serdar Aslan (28), şehit oldu. Şehit olan Piyade Uzman Çavuş Serdar Aslan'ın acı haberi Gaziantep'te yaşayan ailesine verildi...
Bahar Kalkanı Harekat Bölgesi’nde görev yapan askerlere teröristlerce hain bir saldırı düzenlendi. Açılan ateş sonucu Piyade Uzman Onbaşı Serdar Aslan ağır yaralandı. Ağır yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılan Uzman Onbaşı Serdar Aslan, yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
MSB’DEN AÇIKLAMA...
Acı haberi Milli Savunma Bakanlığı duyurdu. Suriye’de gerçekleştirilen saldırıda bir askerin şehit düştüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi;
*İdlib bölgesinde, 06 Eylül 2020 tarihinde, teröristlerce yapılan silahlı saldırı sonucu, bir kahraman silah arkadaşımız yaralanmış ve sevk edildiği hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.
*Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.
ACI HABER AİLEYE ULAŞTI
Şehit olan Serdar Aslan’ın acı haberi ise Gaziantep’te yaşayan ailesine verildi. Acı haberi alan aile yasa boğulurken, şehidin evi ve evinin bulunduğu sokak Türk bayrakları ile donatıldı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: MSB ve AJANSLAR
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 912824
Diyanet’ten ‘Fatih Nurullah’ açıklaması: Şeref yoksunu, hain, zalim…
Diyanet İşleri Başkanlığı Uşşaki tarikatı lideri 'Fatih Nurullah' lakaplı Eyyub Fatih Şağban'ın 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanmasının ardından açıklama yayınladı. Tarikatlara karşı halkı uyaran Diyanet, "Çocuk istismarıyla, masum yavrularımıza uzanan şeref yoksunu, hain ve zalim ellerle mücadele etmek hepimizin vazgeçilmez görevidir" ifadelerini kullandı.
12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunan sapık tarikat lideriyle ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan da açıklama geldi. Olayın yakından takip edildiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi;
* Önceki gün bir ilçemizde yaşandığı medyaya yansıyan ve bir çocuğumuzun istismarı söz konusu olan vahim olayı yakından takip etmekteyiz.
* Yargıya intikal eden bu olayın adli mercilerce en kısa zamanda tüm yönleriyle aydınlatılacağına ve hak ettiği en ağır cezanın verileceğine olan inancımız tamdır.
“ŞEREF YOKSUNU, HAİN VE ZALİM…”
* Bu vesileyle şu hususları hatırlatmayı bir vazife olarak görüyoruz; Allah'ın bizlere en değerli emaneti olan çocuklarımız, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümeyi, her türlü ihmal ve istismardan korunmayı hak etmektedir.
* Bu nedenle çocuk istismarıyla, masum yavrularımıza uzanan şeref yoksunu, hain ve zalim ellerle mücadele etmek hepimizin vazgeçilmez görevidir.
“DİN İSTİSMARCILARINA KARŞI UYARIYORUZ”...
* İlim ve irfan ile alakası olmadığı halde, kendilerine menfaat devşiren din istismarcılarına karşı da aziz milletimizi bir defa daha uyarıyoruz.
* Hem dini duygu ve değerlerimizin hem de gözbebeğimiz olan çocuklarımızın istismara karşı korunması için herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz.
NE OLMUŞTU?
Sakarya'nın Akyazı ilçesine bağlı Kuzuluk mahallesinde yaşayan ve kendini Uşşaki tarikatı lideri olarak tanıtan Fatih Nurullah, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle geçen perşembe günü tutuklanmıştı.
Sapık tarikat liderinin, mağdur çocuğun babasını olayı örtbas etmeye ikna etmeye çalışırken kullandığı ifadeler ise mide bulandırmıştı. SÖZCÜ'ye konuşan 12 yaşındaki çocuğun babası F.A., Fatih Nurullah'ın 2019 Temmuz ayından itibaren küçük kızı istismar etmeye başladığını ve olayı örtbas etmek için de kendilerine 70 bin lira teklif ettiğini söylemişti.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Sözcü
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 296523
İçişleri Bakanlığınca, yarın ülke genelinde kapsamlı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri denetimi gerçekleştirilecek...
İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, valiliklere, "Kovid-19 Tedbirleri Kapsamında 4 Eylül 2020 Denetimi" başlıklı genelge gönderildi.
"Sağlık için hepimiz için" sloganıyla yayımlanan genelgede kontrollü sosyal hayat döneminde temel prensipler olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra tüm iş kolları ve yaşam alanları için belirlenen tedbirlere uyulmasının ve vali/kaymakamların koordinasyonunda sürdürülen denetim faaliyetlerinin salgınla mücadelenin başarısı açısından büyük önem taşıdığı belirtildi.
Denetimlere tüm il ve ilçelerdeki valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve personelinin yanı sıra köy ve mahalle muhtarları ve meslek odaları ile genel kolluk birimleri katılacak.
Salgının son dönemdeki seyrinin göz önünde tutulacağı denetimlerde konaklama tesisleri, alışveriş merkezleri, pazar yerleri, sosyete pazarları, lokanta, kafe, restoran, kahvehane, kıraathane, çay bahçesi, düğün ve nikah yapılan yerler, berber/kuaför/güzellik merkezleri, internet kafe/salon ve elektronik oyun yerleri, şehir içi ve şehirler arası toplu ulaşım araçları, otogarlar, ticari taksiler, taksi durakları, park/piknik alanları, lunapark/tematik parklar ve bilumum yaşam alanları (plajlar, cadde ve sokaklar vb.) kontrol edilecek.
Denetim ekipleri, her bir iş kolu ya da mekanın uzmanlık bilgisi göz önünde bulundurularak ilgili kamu kurum ve kuruluşları (kolluk, yerel yönetimler, il/ilçe müdürlükleri vb.), köy/mahalle muhtarları ile meslek odalarının temsilcilerinden oluşacak şekilde belirlenecek.
Vatandaşların kalabalıklar halinde bir araya gelebildikleri etkinlik (nikah merasimi şeklindeki düğün, nikah, cenaze, taziye vb.) ve yerlerde (plajlar, cadde ve sokaklar, park alanları vb.) temizlik, maske ve fiziki mesafe kurallarına uyulup uyulmadığına özellikle dikkat edilecek.
Denetimler sırasında vatandaşlara yönelik bilinçlendirme ve rehberlik edici faaliyetlere ağırlık verilecek.
Hemen giderilebilir nitelikte, anlık uygulamalardan kaynaklı, süreklilik taşımayan aykırılıklar için birinci ihlalde uyarı, ikinci ihlalde idari para cezası, iş yeri, ticari taksi ve toplu ulaşım araçları için üçüncü ihlalde 1 gün, dördüncü ihlalde 3 gün şeklinde faaliyet durdurma cezası teklifleri mülki idare amirine iletilecek.
Yasaklara uymayanlara ceza verilecek
Halk sağlığı açısından ciddi anlamda risk ve süreklilik oluşturan ya da kurallara aykırı davranışlarda ısrar edenler için ise il ve ilçe umumi hıfzıssıhha kurullarınca belirlenecek cezalar mülki idare amirlerince uygulanacak.
Bu bağlamda, vali ve kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, genel kolluk kuvvetleri, kamu kurum ve kuruluşları, köy/mahalle muhtarları ile meslek odaları arasındaki koordinasyon sağlanarak gerekli planlamalar yapılacak ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 273049
81 ilde düğünlere kısıtlama getirildi...
Genelgeye göre, 81 ilde;
--sokak/köy düğünü,
--sünnet düğünü,
--kına gecesi,
--nişan gibi etkinliklere müsaade edilmeyecek.
İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda 81 il valiliğine "Kovid-19 Tedbirleri" konulu ek genelge gönderdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, daha önce valiliklere gönderilen genelgelerle, salgının kalabalık ortamlardaki yayılım hızı göz önünde bulundurularak düğün (gelin alma, kına dahil), nişan, sünnet düğünü gibi etkinliklerin tüm illerde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması, köy veya sokaklarda yapılan bu etkinliklerin aynı gün içinde kalacak şekilde saat sınırlamalarının il/ilçe hıfzıssıhha kurullarınca belirlenmesi istendi.
Genelgede, Adana, Ağrı, Ankara, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Konya, Mardin, Şanlıurfa, Van ve Yozgat olmak üzere 14 ilde daha önce düğün, nişan, kına gecesi, sünnet düğünü gibi etkinliklere yönelik çeşitli kısıtlamaların getirildiği hatırlatılarak, gelinen noktada hastalığın yayılım hızını artırması ve toplum sağlığının riske atılması nedeniyle, düğün, nişan, sünnet düğünü, kına gecesi gibi vatandaşların kalabalık şekilde bir araya geldikleri etkinliklere ilişkin Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun bugünkü toplantısında alınan tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda valiliklerce bazı kararlar alınması istendi.
Genelgede, şu kararlara yer verildi:
"Bu kapsamda 81 ilde; sokak/köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan gibi etkinliklere müsaade edilmeyecek. Ancak nikah merasimi şeklinde yapılabilecek düğünler ile nikahların en fazla 1 saat süre içerisinde tamamlanması sağlanacak. Nikah merasimi şeklinde düğün veya nikah yapılacak düğün salonlarında, sandalye/koltuk düzeni, fiziki mesafe koşullarına uygun ve dans/oyun pisti/alanlarını da kapatacak şekilde oluşturulacak. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğünler ile nikahlarda, oyun oynanması/dans edilmesine, toplu yemek verilmesi de dahil olmak üzere her türlü yiyecek-içecek servisi/ikramı (paketli su servisi hariç) yapılmasına hiçbir şekilde izin verilmeyecek. Gelinle damadın birinci ve ikinci derece yakını olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 15 yaş altı çocukların düğünlere ve nikah törenlerine katılması yasaklanacak.
Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğün veya nikah törenlerine en az bir kamu görevlisinin (kolluk, zabıta) görevlendirilmesi sağlanarak denetim faaliyetlerine ağırlık verilecek. İçerisinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra nikah merasimi şeklindeki düğün ve nikahlarda, bu genelge ile düzenlenen hususlar dışında daha önce valiliklere gönderilen genelgeyle Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi'nde yer alan tüm kural ve tedbirlere eksiksiz riayet edilmesi sağlanacak. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27 ve 72. maddeleri uyarınca gerekli kararlar valiliklerce ivedilikle alınarak en geç 4 Eylül'den itibaren uygulanmaya başlanacak.
Vali ve kaymakamlıklarca konu hakkında gerekli hassasiyet gösterilerek uygulamanın eksiksiz yerine getirilmesi sağlanacak. Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282. maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 195. maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: İçişleri Bakanlığı,AA
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214571
Milli Savunma Bakanlığı, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen araç kazasında bir askerin şehit olduğunu duyurdu...
Kaza Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün Bölgesi’ndeki Şehit Piyade Sözleşmeli Onbaşı Muhammet Koç üs bölgesinde meydana geldi. Üs bölgesinden intikal faaliyetinde bulunduktan sonra dönen askeri araç, kontrolden çıkarak kaza yaptı.
Kazada iki asker ile bir güvenlik korucusu yaralandı. Helikopterle Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralı askerlerden, evli ve bir çocuk babası Piyade Uzman Çavuş Furkan Erbil, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
Kastamonu nüfusuna kayıtlı olan şehit Erbil için, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’nda bugün tören düzenlenecek. Ardından şehidin cenazesi memleketine uğurlanacak.
MSB’DEN AÇIKLAMA...
Kaza ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada,”Hakkari-Şemdinli bölgesinde, 01 Eylül 2020 tarihinde, intikal esnasında meydana gelen araç kazası sonucu, 2 kahraman silah arkadaşımız ile bir kahraman güvenlik korucumuz yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilmiş; bir kahraman silah arkadaşımız, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu” denildi.