Türkiye Haberleri
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 269502
Alanya'daki bir plajda 2 şahsın, Afgan bayrağını yukarı çektiği anlar sosyal medyada infial yarattı...
Alanya Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada görüntülerin 2018 yılına ait olduğu ve bölgede birçok ülke bayrağının daha kullanıldığı belirtildi.
Afganların Türkiye'ye doğru göç ettiği haberleri gündemdeki yerini korurken, sosyal medyada yayılan bir video büyük tepki topladı. Videoda, Alanya plajındaki 2 şahsın Afgan bayrağını yukarı çektikleri görüldü. Vatandaşlardan yoğun tepki gelmesi üzerine Alanya Kaymakamlığı konuyla ilgili çalışma başlattı.
Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Afgan bayrağı asılmasıyla ilgili açıklama yaptı...
Kaymakam Ürkmezer yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Değerli hemşerilerim; Bugün sosyal medyada çıkan Alanya’da bayrak asma ile ilgili haberlerde çıkan görüntülerden ilki 2018 yılına ait olup görüntüdeki şahıs ülkemiz vatandaşıdır ve Emniyette işlemleri devam etmektedir.İkinci görüntüdekiler ise görüntünün çekildiği yerin personeli olup oradaki birden fazla ülkenin bayrağının bulunduğu direklerden sadece birinin gösterildiği anlaşılmakla birlikte ilgili şahıslar Emniyet müdürlüğümüzce tespit edilerek konu Başsavcılığımıza intikal ettirilmiştir" ifadelerini kullandı.
TÜRK VE AZERBAYCAN BAYRAKLARI ASILDI...
Diğer yandan videonun sosyal medyada yayınlanmasının ardından harekete geçen Alanya Ülkü Ocakları üyeleri, bugün bayrağın asılı olduğu plaja gitti. Göndere çekilen Afganistan bayrağını indiren Ülkü Ocakları üyeleri, ardından Türkiye ve Azerbaycan bayraklarını göndere çekti.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 26430
Manavgat’ta çıkan yangın söndürme çalışmalarına destek vermek için gelen TOMA’lar çiçek ve alkışlarla uğurlandı...
Alanya'nın komşu ilçesi Manavgat'ta başlayan yangını söndürme çalışmalarına destek vermek için Türkiye’nin birçok ilinden Manavgat’a gelen Emniyet Müdürlüğü’ne ait 50, Jandarma Genel Komutanlığı’na ait 3 TOMA, düzenlenen törenle vatandaşlar tarafından çiçek ve alkışlarla uğurlandı.
Orman yangınlarını söndürme çalışmalarına destek veren TOMA personeli için Manavgat Cuma Pazarı’nda yapılan uğurlama törenine Antalya Valisi Ersin Yazıcı, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ve görevli personel TOMA’larla katıldı.
Törende konuşma yapan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı “Her toplumsal olayda olduğu gibi polis ve jandarmanın Manavgat yangınında da görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Yangın şu anda sizlerin de katkılarıyla tamamen söndürüldü. Gönül isterdi ki hiç can kaybı olmasın. Ama gerek vatandaşlarımız gerekse yangın ekiplerinde maalesef hayatını kaybedenler oldu. Sizlere yangın söndürme çalışmalarına vermiş olduğunuz destek için çok teşekkür ediyor, görev yerlerinize uğurluyoruz. Bizden ve Manavgat’tan ailelerinize de çok selam söyleyin. Bundan sonraki görevlerinizde başarılar diliyoruz” dedi.
TOMA’lar, Manavgat’tan ayrılırken, Cuma Pazarı’na gelen vatandaşlar da çiçekler ve alkışlarla eşlik etti. Elinde çiçeklerle TOMA’ları uğurlayan bir vatandaş ise “Öncelikle askerlerimize TOMA çalışanlarımıza, herkese çok teşekkür ediyoruz. Manavgat’ımızı yangından ağaçlarımızı yok olmaktan kurtardığı için çok teşekkür ederiz” diye konuştu.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 114440
Balıkesir'de 15 kişinin yaşamını yitirdiği otobüs kazasından sonra bir kötü haber de İzmir'den geldi...
Kemalpaşa ilçesinde, içerisinde türbe ziyaretinden dönen vatandaşların bulunduğu servis midibüsü, sürücüsünün kontrolünden çıkarak şarampole yuvarlandı. Kazada 6 kişi hayatını kaybetti, 11 kişi yaralandı.
Kemalpaşa'dan Kınık yönüne giden ve içerisinde türbe ziyaretinden dönen vatandaşların bulunduğu İlhan Suat (54) yönetimindeki 35 L 1610 plakalı servis midibüsü, Sarıçalı Mahallesi'nde saat 17.45 sıralarında kontrolden çıkıp 25 metreden şarampole yuvarlandı.
Takla atan midibüs, çarptığı ağaçta baş aşağı asılı vaziyette kaldı. Kaza devriye görevinde bulunan jandarma ekibi tarafından fark edildi.
Can pazarının yaşandığı kaza yerine ihbar üzerine çok sayıda sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
6 KİŞİ ÖLDÜ, 11 KİŞİ YARALANDI...
Sağlık ekipleri, ilk müdahaleyi olay yerinde yaptığı 11 yaralıyı ardından hastanelere kaldırdı. İtfaiye ekipleri ise demir yığını haline dönüşen midibüste sıkışanları çıkarttı. Yaralı çıkartılanlar sağlık ekiplerine teslim edilirken 6 kişi öldü. Çok sayıda vatandaş da kaza yerine gelerek yaralıların ambulansa taşınmasında yardımcı oldu. İtfaiye görevlileri araçta çalışmalarını sürdürürken, ölü sayısının artmasından endişe edildiği belirtildi.
TÜRBE ZİYARETİNDEN DÖNÜYORLARDI...
Bu arada midibüste bulunan kafilenin Kınık ilçesinden Kemalpaşa ilçesindeki Hamza baba türbesini ziyaret ettikleri ve kazanın dönüş yolunda meydana geldiği öğrenildi. Jandarma, kazayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.
İZMİR VALİSİ: 6 HEMŞEHRİMİZ VEFAT ETTİ...
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Kemalpaşa ilçemiz Sarıçalı Mahallesi Hamzababa yolu üzerinde şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole yuvarlanan araçta Kınıklı 6 hemşehrimiz vefat etmiş, 11 hemşehrimiz yaralanmıştır. Vefat eden hemşehrimize Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim." ifadelerini kullandı.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 94692
Türkiye’deki en büyük yangın olarak kayıtlara geçen büyük Manavgat yangını 10. Gün sonunda kontrol altına alınabildi. Maddi ve manevi pek çok zarara yol açan yangının ardından sıra yaraları sarmaya geldi. Yangının çıktığı ilk andan itibaren afetzedeleri yalnız bırakmayan Antalya Büyükşehir Belediyesi, yaraların sarılması için de tüm ekipleriyle canla başla çalışmaya devam ediyor...
Türkiye’deki en büyük yangın olarak kayıtlara geçen büyük Manavgat yangını 10. Gün sonunda kontrol altına alınabildi. Maddi ve manevi pek çok zarara yol açan yangının ardından sıra yaraları sarmaya geldi. Yangının çıktığı ilk andan itibaren afetzedeleri yalnız bırakmayan Antalya Büyükşehir Belediyesi, yaraların sarılması için de tüm ekipleriyle canla başla çalışmaya devam ediyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri Manavgat yangınında zarar gören vatandaşlara yardımcı olabilmek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sahadaki sosyal yardım çalışmalarına ağırlık verdi. Her mahalleye kurulan Antalya Büyükşehir Belediyesi irtibat çadırları açık market görevi görüyor. Yardımseverler tarafından gönderilen yiyecek, içecek ve giysi gibi malzemeler bu çadırlar aracılığıyla afetzedelerle buluşturuluyor.
TALEPLER ULAŞTIRILIYOR...
Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekiplerinin ise yangından etkilenen mahallelerde yaptığı yerinde incelemeler sürüyor. Vatandaşların ihtiyaçlarının listelenmesinin ardından gerekli eşya ve malzemeler Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından talep eden vatandaşlara ulaştırılıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi yangında evini kaybeden vatandaşların barınma ihtiyacının karşılanması için oluşturulan konteyner kentlerin kanalizasyon ve içme suyu alt yapısını hazırlıyor.
KURTARILAN EŞYALAR TAŞINIYOR...
Büyükşehir ekipleri ayrıca yangında kurtarılan ve güvenli bir bölgeye taşınan afetzedelere ait mobilya ve eşyaları kendine ev kiralayan vatandaşların adreslerine ulaştırıyor. Büyükşehir ekipleri salgın hastalıklara karşı karasinek ve diğer vektörel mücadelelere devam ediyor.
Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler ise yaralı ve hasta hayvanların tedavilerini sürdürüyor. Çeltikçi’de kurulan yem ve saman dağıtım noktasında ise besicilerin talepleri karşılanıyor
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 115393
Zonguldak-İzmir seferini yapan yolcu otobüsü Balıkesir'de yoldan çıkıp takla attı. 15 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi ise yaralandı...
Bu sabah saat 00.30 sularında Karabük terminalinden İzmir Aliağa istikametine doğru yola çıkan Efe Tur’a ait yolcu otobüsü saat 04.40 sıralarında Balıkesir OSB Çevre Yolunda Edremit istikametine doğru seyir halinde iken yoldan çıkarak şarampole yuvarlandı. Kazada 15 kişi hayatını kaybederken 17 kişi de yaralanarak hastanelere kaldırıldı.
Kaza yerinde incelemelerde bulunan Vali Hasan Şıldak, kentteki 5 hastaneye kaldırılan yaralıları da ziyaret etti. Şıldak, İl Sağlık Müdürü Serkan Kadir Keskin’den yaralıların durumları hakkında bilgi aldı.Vali Şıldak, “Kazanın nedeni konusunda net bilgi yok. Ancak bölgede bir viraj var. Orayı dönemeyip devrilmiş olabilir. İncelemeler sürüyor” dedi.
40 METRE FREN İZİ...
Kazada şoför Kerem Başol ile ikinci sürücü Cengiz Umut hayatını kaybetti. Kaza yerinde yapılan ilk incelemede yolcu otobüsünün 95 kilometre hızla viraja girdiği, yaklaşık 40 metrelik fren izi olduğu tespit edildi. Jandarmanın olay yeri incelemesinin ardından yolcu otobüsü vinç ile kaldırılacak. Yolcuların etrafa saçılan eşyaları da ekipler tarafından toplanıyor.
Hurdaya dönen yolcu otobüsü ve yuvarlandığı şarampol drone ile havadan görüntülendi. Camlarının tamamına yakınının kırık olduğu gözlenen takla atmış haldeki otobüs vinçler yardımıyla düzeltildi. Yaralı ve ölen vatandaşların eşyalarının yayıldığı kaza alanı jandarma ekiplerinin titiz çalışması ile kısa sürede toplanıp eşyalar sahiplerine teslim edildi.
OTOBÜS ŞİRKETİNDEN AÇIKLAMA...
Kocaeli merkezli Efe Tur sosyal medya hesabından şu açıklamada bulundu: Bugün sabah saatlerinde Balıkesir ili sınırlarında gerçekleşen trafik kazasında çok acı kayıplarımız olmuştur. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet dileriz. Bu acının tarifi olmasa da ailelerin acısını gönülden paylaşıyoruz. Yaralıların acil şifa bulmasını dilerken, tüm gayretimizle tedavi süreçlerini takip etmekteyiz. Kazanın oluşumu incelenmekle beraber sürecin en şeffaf haliyle kamuoyuyla paylaşılacağını belirtmek isteriz. Başımız sağ olsun.
Hastane morgunda hayatını kaybedenlerin yakınlarına teşhis yaptırıldı. Teşhis için hastaneye gelen hayatını kaybedenlerin yakınları fenalık geçirdi. Teşhis işlemleri tamamlanan cenazeler ailelerine teslim edilmeye başlandı.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 182530
CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ'dan alkışlanacak talep ve çağrı...
BRAVO BAŞKAN KARADAĞ...
CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ
Orman yangınlarında zarar gören bölgelerde, ekolojik dengenin korunmasına ve kaybettiğimiz canlı türlerinin yaşam mücadelesine katkı sunmak için avlanma yasağı getirilmesini istiyor ve bu konuda yetkililere sesleniyoruz diyen CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ; Ormanlar ne bakanlıkların ne de insanların, ormanlar; ormanda yaşayan canlılarındır. Bırakın ÖZGÜRCE YAŞASINLAR, mesajını paylaştı.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 305489
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: Sığınmacılar üzerinden çıkarılabilecek bir karmaşadan sonra ABD’nin sınırımıza yığdığı tankların içeri girmeyeceği ne malum !
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Meltem TV’de ‘Gülgûn Feyman’la Haberin İçinden’ programına konuk oldu.
Güncel meselelerin konuşulduğu programda Türkiye’ye göç meselesi masaya yatırıldı.
Programda Suriye ile ilişkiler konusuna giren BTP lideri, önce “Bugün BM'de Suriye'yi kim temsil ediyor? Suriye ile ilgili herhangi bir anlaşmaya imza atılacağı zaman kim bu imzayı atıyor?” sorusunu sordu ve şu cevabı verdi; “ Suriye Devlet Başkanı Esad. Bu yönetimden memnun olanlar da vardır, olmayanlar da. Bu bizim konumuz değildir. Atatürk bugünleri görmüş ve "Arapların içişlerine karışmayın" diye vasiyet etmiştir. Ama biz bugün onların içişlerine karışa karışa bu hale geldik. Suriye devletini yöneten kişi ile ilgili yaşadığımız problemden dolayı bir hukuk geliştiremiyoruz ve hukuki statüsü sığınmacı, mülteci veya kaçak göçmen neyse... Sayılar saklanıyor ama Türkiye'de 11 milyon Suriyeli var. Şimdi biz “PKKlı teröristler, bu ülkede hain olan kim varsa sana geliyor ve sen bunları alıyorsun” diye Almanya'ya kızıyoruz haklı olarak. Bugün Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bir kısmının durumu bu şekilde. Ben burada katıldığım ilk programda “İnsanoğlunun kaybettiği ilk temel değer empati kabiliyeti” demiştim. Şimdi biz bir empati kuralım. Adamın oradaki fiili belli ve biz bunu alıyoruz. Bu, Suriye tarafından bakılınca görülen tablo. Bir de bizim tarafımızdan bakalım.”
“Florya sahilinde nargile keyfi yapıyorlar”
Suriyeliler konusundaki durumun Afgan meselesinde de geçerli olduğunu ifade eden BTP lideri, “ Siz bugün evden çıksanız işe giderken lastiğiniz patlasa iki gün başınız ağrır. Bu insanlar evini bırakıyor, ailesini bırakıyor, işini bırakıyor, birikimini bırakıyor buraya geliyor ve Florya sahilinde nargile içiyor. Benim dükkanımın camı kırılsa bir hafta kendime gelemem canım sıkılır. Meselenin hukuki değerlendirmelerini bir yana koyup insani bir psikoloji koyuyorum ortaya.”
Türkiye’de mevcut durumda 12-13 milyon yabacının bulunduğunu ifade eden Hüseyin Baş, “Herkes istediği yerde. Kim ne, neci bilinmiyor. Sen bunlara özel bir bölge oluştur. Biz bunlara aş verelim, iş verelim ama o bölge içerisinde verelim. Mesela bunları tarımda işçi olarak kullanalım. Sen burada nargile keyfi yapacaksan kardeşim olmaz ki...” dedi.
“Türkiye Atatürk sayesinde çölde açan bir gül gibiydi”
“Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bulunduğumuz coğrafyada adeta çölde açan bir gül gibiyiz.” diyen Hüseyin Baş, “ Bunu da Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz. Bugün Suriye'ye, Irak'a, İran'a, Libya'ya vs. etrafımıza bakalım. Bizim farkımızın tek sebebi Atatürk’tür. Ben buna Atatürk farkı diyorum.” dedi ve şöyle devam etti; “Bizim kültürel seviyemiz, yaşam alışkanlıklarımız bu insanlardan farklı olabilir. Bu durum bu insanları aşağılık yapmaz, biz asla bu düşüncede olan insanlar değiliz. Biz bunlara sahip de çıkabiliriz. Afganistan'dan gelenlerin hukuki bir karşılıkları yok. Bunlar ne mülteci, ne sığınmacı. Dalga mı geçiliyor bizimle. Adam evinin balkonundan video çekiyor, Afganlar akın akın Türkiye'ye giriyor. Bunu çeken vatandaş "benim gördüğümü devlet görmüyor mu, konum atayım devlete gelsin" diyor.
"Kalabalıkta artistliğin tenhada özrü olmaz”
Programda iktidarın dış politikası üzerine de eleştirilerde bulunan BTP lideri, “Ermeni soykırım iddialarıyla ilgili Joe Biden 24 Nisanda "soykırım" ifadesini kullandı. Sayın Cumhurbaşkanı da , "Sen kim oluyorsun da böyle söylüyorsun" dedi. Sayın Cumhurbaşkanı böyle konuşunca ben çok mutlu oldum. Yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra da Joe Biden ile görüşecek orada da yüzüne karşı , "hayırdır kardeşim" diye sorar diye bekliyorduk. Sonra Brüksel'de NATO zirvesinde buluştular ve görüşmeden sonra "Hamdolsun Ermeni meselesi gündeme gelmedi" dedi. Bu görüşmeden sonra bir de Kabil Havalimanı'nı koruma meselesi ortaya çıktı. O zaman bana “bu konuda ne diyorsun” diye sordular. Dedim ki, "Kalabalıkta artistliğin tenhada özrü olmaz.” Kalabalıkta atar tutarsan Kabil havalimanını sana kitlerler.
ABD sınırımıza neden tank yığınağı yaptı?
Programda ABD’nin Türkiye sınırına tank yığınağı yapmasına da dikkat çeken BTP genel başkanı, “Burada asıl milli güvenlik meselesi de şudur. ABD Yunanistan'daki Dedeağaç Üssü'ne 400 tane tank gönderdi. Bu tanklar Bulgaristan ve Romanya'ya dağıldı ve namluları Türkiye'ye dönmüş vaziyette bekliyorlar. Sorsan NATO güçleri tatbikat için vs. orada bekliyorlar derler ama bakın bu gemi değil, uçak değil. Tank nedir ya? Ne zaman, tam da bu Afgan göçlerinden hemen önce! Şimdi buradaki problem şu, küresel güçler, emperyalist güçler dediğimiz güçler her kimse, bunların bu coğrafyada gözü olduğunu, bu coğrafyada bir karmaşa istediğini biliyor muyuz? Eğer ahmak değilsek biliyoruz. Bunu Irak'tan, Suriye'den, Libya'dan biliyoruz. Aynı bölgenin içinde biz de varız. Bu insanlar Türkiye'de Türkü Kürdü birbirine düşürmeye çalıştı başarabildi mi, Alevi Sünni’yi birbirine düşürebildi mi? Hayır... Her türlü yolu denediler ama başaramadılar. Şu anda asıl amacın “sayıca çok fazla, belli bölgelerde savaşmış, terörize kabiliyeti fazla insanları buraya yerleştirelim” olmadığı ne malum. Çocuk 20 yaşında, doğduğu günden buyana savaşın, çatışmanın içinde. Şimdi bunlar üzerinden oluşturulabilecek bir karmaşadan sonra o NATO gücü, o ABD gücü tanklarının sınırımızdan içeri sokulması mümkün mü, mümkün! Belki de plan bu, niye bunu konuşmuyoruz. Siyaset bunu dillendirmiyor, niye buna karşı çıkmıyoruz? Asıl problem burada.”
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 172791
Bir süredir kulislerde görevden ayrılacağı konuşulan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk istifa etti...
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Atama Kararına göre Selçuk'un yerine Prof. Dr. Mahmut Özer getirildi.
Resmi Gazete'nin bugün kü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Atama Kararına göre, görevden affını isteyen ve af talebi kabul edilen Prof. Dr. Ziya Selçuk'tan boşalan Milli Eğitim Bakanlığına, Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer atandı.
İSTİFA EDEN İKİNCİ BAKAN...
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ardından istifa eden ikinci bakan olan Prof. Dr. Ziya Selçuk, 10 Temmuz 2018'den bu yana Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürütüyordu.
Resmi Gazete'de yayımlanan kararla Milli Eğitim bakan yardımcılıklarına da 3 isim atandı. Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Petek Aşkar ve Dr. Sadri Şensoy, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı oldu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcılığına da Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı atandı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Yayıncılık Yönetimi Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Yiğitbaşı'nın, çocuk ve gençlere yönelik yayınlar ve medya içerikleri, siyasal iletişim ve siyasal söylem, medyada mültecilik, toplumsal cinsiyet, trans medya hikaye anlatıcılığı konularında çalışmaları bulunuyor.
MAHMUT ÖZER KİMDİR?
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 5 Mayıs 1970'te Tokat'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini bu ilde tamamlayan Özer, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümünden 1992'de mezun oldu.Yüksek lisans ve doktorasını Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı'nda tamamlayan Özer, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü Dalaman Havalimanında 1992 ile 1994 yılları arasında elektronik mühendisi olarak çalıştı.
Özer, 1994-2002 yıllarında Gazi Osmanpaşa Üniversitesinde öğretim görevlisi, 2002-2010 yıllarında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğinde öğretim üyesi olarak görev yaptı.28 Kasım 2010 ile 4 Ekim 2017 tarihleri arasında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Özer, 1 Ağustos 2015-1 Ağustos 2016 döneminde Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Vekilliği, Türk Standartları Enstitüsü Genel Kurul Üyeliği görevlerinde bulundu.Özer, 4 Ekim 2017'de Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı görevine atandı. Halen İslam Dünyası Yükseköğretim Kalite Güvence Ajansları Birliği Başkanı olan Özer, 8 Ağustos 2018'den bu yana Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevini yürütüyordu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 217741
Yangın nedeniyle boşaltılan Antalya'nın Gündoğmuş ilçesinin Belediye Başkanı mehmet Özeren'den skandal sözler: 'Keşke evimiz yansaydı' diyecekler...
Türkiye'nin güneyinde ve batısında çıkan yangınlar devam ederken Antalya'nın Gündoğmuş ilçesi de alevlerden nasibini alan bölgeler arasındaydı. Kısa süre önce tahliye edilen ilçenin Belediye Başkanı Mehmet Özeren, yaptığı açıklamayla tepki çekti. Evi yanan vatandaşlara TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli evler yapılacağını söyleyen Özeren, "Evi eski olan vatandaşlar, 'keşke bizim de evimiz yansaydı' diyecekler" açıklamasıyla eleştirilerin odağına yerleşti.
Antalya'nın Gündoğmuş ilçesindeki orman yangınları kontrol alınırken bölgedeki vatandaşlar da evlerinden tahliye edildi.
BELEDİYE BAŞKANININ SÖZLERİ TEPKİ TOPLADI...
Soğutma çalışmalarının devam ettiği ilçede, evlerinden ayrılan vatandaşlar üzülürken Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren'den skandal bir açıklama geldi.
"'KEŞKE EVİMİZ YANSAYDI' DİYECEKLER"...
İlçede yaşanan yangın felaketiyle ilgili konuşan Belediye Başkanı Özeren, "Evleri kullanılmaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli çok cüzi faizlerle, istedikleri şekilde evleri tekrar yapılacak. Evi çok eski olan vatandaşlar, 'Keşke bizim de evimiz yansaydı diyecekler.' Devletin teselli hibesi çok fazla" ifadelerini kullanmasıyla tepki topladı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216629
Muğla'nın Bodrum ilçesini saran alevler, Çökertme'ye sirayet etti. Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, sosyal medya üzerinden vatandaşlara "Yol kapanıyor, derhal bölgeyi terk edin" diye çağrı yaptı...
Bodrum'da çeşitli bölgelerde şiddetini arttıran yangınlar Çökertme'ye ulaştı.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras da Mazı-Çökertme arasında Twitter'dan yaptığı yayında yanan yamaçları işaret ederek "Artık ne yapacağımızı şaşırdık" dedi.
Ahmet Aras, bölgenin cayır cayır yandığını belirterek, "Bizim şu anda yapabileceğimiz tek şey meskun mahalleri korumak. Ağaçları, ormanları koruyamıyoruz" ifadelerini kullandı.
Başkan Aras, yayının sonunda alevlerin yaratığı tehlike nedeniyle beraberindekilere "Bir an önce gidelim, çıkalım buradan" dedi.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 171245
‘Koordinasyon eksikliği var bu yanlışı durdurun’...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Manavgat Afet Yönetim Merkezini ziyaret ederek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’e geçmiş olsun dileklerini iletti. Türkiye’nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu, belirten Akşener, “İttifak belediyelerinin bulunduğu alanlarda çıkan yangın bölgelerinde koordinasyon eksikliği var. Derhal bu yanlışı durdurun” çağrısında bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya Büyükşehir Belediyesi Manavgat Afet Yönetim Merkezini ziyaret etti. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tarafından karşılanan Akşener’e Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen tarafından yangınların durumu hakkında bilgilendirme yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen ile birlikte bilgilendirme toplantısının ardından Afet Yönetim Merkezi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.
KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bu zor günlerinde Antalyalıları, Manavgatlıları yalnız bırakmadığı için hemşerileri adına gönülden teşekkür etti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de yangında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı, zarar gören vatandaşlara ise geçmiş olsun dileklerini iletti. Akşener, Antalya’ya Marmaris’ten geldiğini, Marmaris, Muğla ve Antalya yangınlarının ortak probleminin koordinasyon eksikliği olduğunu belirterek, “Valilik makamı ilçelerde, kaymakamlık makamı ile ayrı bir koordinasyon sistemi kurmuş. Belediye başkanları ile yangın olan yerlerin belediye başkanları, eğer Millet İttifakının belediye başkanları ise daha farklı bir koordinasyon modeli oluşturulmuş. Bu yanlış. Bunu yapanlara buradan duyurmak isterim ki derhal bu saçmalıktan vazgeçin” dedi.
AYRIMCILIĞA SON VERİN...
Bu ayrımcılığa son verilmesini isteyen Akşener, “Bu tür konularda ayrım yapılmaz. Ekonomi, kaynaklar, elemanlar, araç gereçler birleşir. Verimli bir çalışma yapılır. Vilayetin, kaymakamlığın, bakanlıkların, merkezi idarenin imkanları ile belediyelerin imkanları birleşir. Buradan verimlilik çıkar daha hızlı sonuç alınır. Dolayısıyla bu ayrımcılığa son verilmesini buradan duyuruyorum” dedi. Akşener, belediyelerin, arozözlerin ulaşamadığı sarp yerlere havadan müdahale edilmesi gerektiğine dikkat çeken Akşener, milletin birlikteliğe ihtiyacı olduğunu vurguladı.
ACIYA SAYGIM VAR...
Manavgat’ta 22 mahallenin yanıp yıkıldığına dikkat çeken Meral Akşener, “ Hepimiz iktidar partileri, Türkiye’yi yönetenler, biz muhalefet partilerinin mensupları, bizden seçilmiş belediye başları imkanlarımızı ve güçlerimizi birleştirmek zorundayız. Bu ne ya. Şuculuk buculuk oradan seçilmiş, buradan seçişmiş böyle bir şey olabilir mi? Aslında çok şey söyleyebilirdim. Ancak bu acıya duyduğum saygıdan dolayı herhangi bir şey söylemiyorum. Ama bunu bir kenara koyduk. Bunun için de çözüm noktasına gideceğiz.
ŞEFFAF OLUNMALI...
Akşener, orman yangınlarının sebebini devletin ve devleti yönetenlerin derhal ortaya çıkarması gerektiğine işaret ederek, “Şayet kundaklama ise ortaya çıkarılmalı. Karmaşık şaşkına çevirici bilgiler var. Türkiye’nin birliği beraberliği bozulmamalı. Eğer bu yangınları kundaklayanlar var ise önce kundaklama olup olmadığına bakılmalıdır. Bu konuda bir kanaat varsa derhal milletimizle kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bu konuda şeffaf olunması mecburidir. Yangınlara sebep olanlar terör üyeliği ile yargılanmalıdırlar. Bu konuda derhal arkadaşlarımız kanun teklifini verecekler. Yanan ormanların yerine bir santim beton yapılmamalıdır.
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ...
Orman yangınlarından etkilenen bölgelerin, Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilmesi konusuna da değinen Akşener, " Afet bölgesi ilanında ilk kez duyduğumuz bir tarif var. Burada 22 mahalle gitmiş, köyler gitmiş, hayvanlar, seralar gitmiş. Antalya’nın bir çok yerinde yangın var. Burada kayıpların giderilmesi için tarifleme yapılmalıdır. İlk defa duyduğumuz bu afet bölgesi tarifi. Dolayısıyla daha rahat kayıpların ödenmesi için tarifleme yapılmalıdır. Ama Büyükşehir Belediye Başkanı ve Manavgat Belediye Başkanı Millet İttifakının, onlardan mal kaçırmak, imkan kaçırmak üzerine bir bakış açısıyla yapılmak istenirse bu son derece yanlış olur. Günah olur. Ayıp olur bunun da takipçisi olacağız” dedi.
AYAKLARINA TAŞ DEĞMESİN...
Akşener, konuşmasının sonunda yangın bölgesinde çalışan herkese teşekkür ederek, “Allah onlardan razı olsun. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Allah onların da yardımcısı olsun. Bu beraberliğe ihtiyacımız var. Birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Bunu bozmaya kalkışmaya çalışanları da sonuna kadar kovalarım kamuoyunun da haberi olsun” diye konuştu.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 150121
Yaralar Sarılıyor...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya’nın, Manavgat, Alanya ve Gündoğmuş ilçelerinde devam eden yangınları söndürme çalışmalarını sürdürüyor. Gece gündüz mesai yapan Manavgat Afet Koordinasyon Merkezi yangından zarar gören vatandaşların yaralarını sarmak için çalışmalarına devam ediyor. Çeltikçi Mahallesinde çiftçilere dağıtılmak üzere yem ve saman dağıtım merkezi kuruldu. Merkezde büyük ve küçükbaş hayvanların bakım ve tedavisi de yapılıyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri, Orman Bölge Müdürlüğü ve diğer illerden gelen ekiplerle birlikte Manavgat, Alanya, Akseki ve Gündoğmuş’ta devam eden yangını söndürme çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan söndürme için çalışmalar sürerken diğer yandan soğutma çalışmaları da devam ediyor. Akseki’deki iki mahallede yangın yerleşim yerlerini tehdit edince mahalleler boşaltıldı, hayvanlar tahliye edildi. Manavgat yangınında dört gün geride kalırken, Manavgat’ta 19 mahalle tamamen boşaltıldı, 16 mahallede kısmen zarar gördü. Beydiğin bölgesinde çıkan yangına müdahale çalışmaları ise sürüyor.
ÇELTİKÇİ YEM DAĞITIM MERKEZİ...
Yaraların sarmak için mücadele eden Antalya Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından Çeltikçi Mahallesinde yem ve saman dağıtım merkezi kurdu. Merkezden şu ana kadar 196 çiftçiye yem ve saman desteği sağlandı. Merkezde ayrıca hayvanların barınması içinde alan oluşturuldu. 1063 küçükbaş, 88 büyükbaş hayvan tahliyesi yapıldı. Tahliye edilen hayvanların bakım ve tedavisinde yapılıyor. Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekipleri, ayrıca yangından büyük zarar gören Kalemler, Karaavca, Saraçlı, Ulukapı, Karaöz, Çeltikçi, Yaylalan, Belenobası, Aksaz, Gündoğdu, Yukarıışıklar, Cevizler, Sarılar, Tekandız, Kırlı Mahalleri ile Gündoğmuş’a da yem ve saman gönderdi.
SAF KANTARON MERHEM OLACAK...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı Mobil Aşevi’de günlük olarak hem yangından zarar gören vatandaşlar için, hem de bölgede canla başla çalışan personel için yemek dağıtmaya devam ediyor. Yangından zarar gören vatandaşlar için de bağışlar sürüyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Etiler Mahallesi Oyuncak Kütüphanesinde oluşturulan bağış merkezi ve Manavgat Afet Koordinasyon Merkezi’ne vatandaşlar yardım bağışı yapıyor. Su, peçete, yiyecek, içecek, kıyafet, ilaç, yardımı yapan vatandaşlar yangının söndürülmesi içinde dua ediyor. Yardım yapan bağışçılar arasında yerelde yaşayan bir vatandaşın annesi kendi elleriyle doğal olarak hazırladığı saf kantaron yağını da yangından zarar gören vatandaşlara merhem olması için bağışlaması dikkat çekti.
ASAT SAHADA...
ASAT Genel Müdürlüğü ekipleri yangından zarar gören mahallelerde yoğun bir çalışma yürütüyor. ASAT ekipleri arazözlerle Orman Genel Müdürlüğü ve itfaiye ekiplerine su takviyesi yapıyor. ASAT ayrıca vatandaşların su ihtiyacını karşılayabilmek için de yoğun bir çaba sarf ediyor. ASAT ekipleri enerji kesintisi nedeniyle su verilemeyen mahallelerde tankerler ile su dağıtıyor. Jeneratörler ile su terfi istasyonlarındaki motorları devreye alan ASAT ekipleri vatandaşın susuz kalmaması için elinden gelen çabayı gösteriyor. Sığırcılar bölgesinde su borusu patlağına anında müdahale eden ekipler, Tepeköy mahallesinde Yangın Müdahale Helikopteri tarafından su alınan yangın havuzuna su takviyesi de yapıyor. ASAT ekipleri ayrıca tüm mahalleri ziyaret ederek vatandaşlara tek tek neye ihtiyacı olduğunu soruyor muhtarlarla görüşüyor ve talepleri karşılamaya çalışıyor.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318714
AFAD, Antalya, Mersin, Osmaniye, Adana ve Muğla'da devam eden yangınlara ilişkin son durumu paylaştı...
MANAVGAT...
Önceki gün öğle saatlerinde Antalya Manavgat ilçesinde 4 farklı noktada orman yangını meydana geldiği hatırlatılan açıklamada, yangınlara 960 personel, 1 uçak, 1 İHA, 19 helikopter, 201 arazöz, 30 iş makinası ve 30 su ikmal aracı ile müdahale edildiği vurgulandı. Yangından Seki, Kalemler, Dikmen, Bucakşeyhler, Oymapınar, Tilkiler, Evrenleryavşı, Saraçlı, Aşağıışıklar, Hocalı, Gebece, Hocalar ve Çardak olmak üzere 13 mahallenin yoğun olarak etkilendiğini ve buraların tahliye edildiği belirtilen açıklamada, Evrenseki, Çolaklı, Gündoğdu, Yavrudoğan, Çeltikçi, Ulukapı, Uzunkale, Taşkesiği, Güzelyalı, Belenobası, Hacıali, Karaöz, Sülek, Salkımevler, Demirciler, Karavca, Çayyazı, Yukarıışıklar, Yeniköy, Sarılar, Yaylaalan ve Şişeler'in yer aldığı 22 mahallenin ise kısmi olarak etkilendiği belirtildi.
Sağlık Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) alınan bilgiye göre yangında 3 kişinin hayatını kaybettiği, 1'i ağır olmak üzere 271 kişinin de etkilendiği bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yangından etkilenen 73 vatandaşımızın tedavileri devam etmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından bölgeye 30 ambulans, 12 UMKE ve 1 mobil komuta aracı ile 136 sağlık personeli sevk edilmiştir. Manavgat Devlet Hastanesi'nde kısmi tahliye gerçekleştirilmiş olup, 10 yoğun bakım hastası başka hastanelere nakledilmiştir. Antalya, Afyonkarahisar ve İzmir AFAD il müdürlüklerinden 48 personel bölgede görevlendirilmiştir. Ayrıca Isparta, Burdur, Konya, Karaman, Mersin, Kocaeli, İstanbul, Ankara, Eskişehir ve Samsun illerinden Antalya Valiliği ile eşgüdüm halinde 230 personel, 17 arazöz, 42 itfaiye aracı, 13 su tankeri ve 1 öncü araç bölgeye sevk edilmiştir. Antalya Büyükşehir Belediyesinden 450 personel ile 75 itfaiye aracı, DSİ’den 1 dozer, 3 ekskavatör, 7 vidanjör ve 1 kepçe çalışmalara destek vermektedir. Yangından etkilenebilecek alanlarda bulunan evler tahliye edilmiştir. Yangından 320 büyükbaş, 3 bin küçükbaş, 22 muz serası, 15 sebze serası, 360 arı kovanı ve 15 bin dekar tarım alanı zarar görmüştür."
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 24 personelin 12 ekip halinde hasar tespit çalışmalarına başladığı aktarılan açıklamada, Manavgat merkezde bulunan KYK yurdunda 73 afetzedenin barındırıldığı aktarıldı.
Türk Kızılay tarafından, 91 personel ile 4 tır ve 4 ikram aracı görevlendirildiğine işaret edilen açıklamada, "Yangın nedeniyle 35 mahallede enerji kesintisi meydana gelmiştir. 12 mahalleye tedbir amaçlı olarak elektrik verilmemektedir." denildi.
MERSİN...
Mersin'in Aydıncık ve Silifke ilçelerinde önceki gün meydana gelen yangına ise 335 personel, 2 helikopter ve 90 arazöz ile müdahale edildiği açıklandı. Mersin AFAD İl Müdürlüğünden 14 personel ve 5 aracın bölgede görevlendirildiği dile getirilen açıklamada, "Ayrıca Ankara, Niğde ve Karaman illerinden Mersin Valiliği ile eşgüdüm halinde 5 arazöz, 5 itfaiye aracı ve 3 su tankeri bölgeye sevk edilmiştir. Afyonkarahisar’dan yapılan çalışmalara destek vermek üzere personel, araç ve ekipman yönlendirilmiştir." bilgisi verildi.
SAKOM'dan alınan bilgilere göre yangından 34 kişinin etkilendiği, 19 kişinin tedavisine de devam edildiği, Sağlık Bakanlığı tarafından 86 sağlık personeli ile 27 ambulansın bölgede görevlendirildiği vurgulandı. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Yangın nedeni ile Aydıncık ilçesi Duruhan, Yenikaş, Karaseki ve Karadere mahalleleri ile Silifke ilçesi İmamuşağı, Yeşilovacık, Işıklı, Hırmanlı mahallelerinden toplam 3 bin 466 hane, 6 bin 386 kişi güvenli bölgelere tahliye edilmiştir. Gerekli tedbirler alınmış olup şu an için barınma ihtiyacı bulunmamaktadır. Barınma ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak Aydıncık’ta 135, Gülnar’da 668, Bozyazı’da 60 ve Silifke’de 762 kişilik olmak üzere toplamda 1625 kişilik kapasite hazırlanmıştır. Aydıncık’ta 35, Silifke’de 306 olmak üzere toplam 341 vatandaşımıza barınma imkanı sağlanmaktadır. Hasar tespit çalışmaları amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığından 14 personel ve 7 araç görevlendirilmiştir. Yangınlar nedeni ile 272 trafoda elektrik kesintisi meydana gelmiştir. Bölgede, Türk Kızılay tarafından 100 kişilik kumanya dağıtılmış, 800 kumanya alana sevk edilmiştir. Psikososyal destek çalışmaları kapsamında 4 personel görevlendirilmiş olup saha ziyaretleri gerçekleştirilmektedir."
OSMANİYE...
Osmaniye'nin Kırmacılı köyü mevkisi ve Karacalar mevkiinde önceki gün iki ayrı orman yangını meydana geldiği hatırlatılan açıklamada, yangınlara 528 personel, 4 helikopter, 79 arazöz, 32 su tankeri, 21 iş makinası, 2 TOMA, 9 tır ve 24 arazi aracı ile müdahale edildiği bildirildi.
Osmaniye AFAD İl Müdürlüğünden 4 personel ve 1 aracın bölgede görevlendirildiği duyurulan açıklamada, "AFAD eşgüdümünde Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Şanlıurfa, Aksaray, Nevşehir, Diyarbakır ve Kırıkkale valiliklerinden bölgeye 58 personel ile 13 su tankeri, 11 arazöz, 5 itfaiye aracı, 6 iş makinası, 1 tır, 1 kamyon, 1 öncü ve 1 4x4 araç sevk edilmiştir." bilgisi verildi.
Karacalar mevkiindeki yangının kontrol altına alındığı ve soğutma çalışmalarının sürdürüldüğü dile getirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Kırmacılı köyünde yangına müdahale çalışmaları devam etmektedir. Karatepe köyü ve Çakıcılar, Sarıdüz, Talipler, Sağlamerler, Hasancık, Dikenli, Aslantaş, Cığcık, Alaybeyler mahallelerinden toplam 295 hane tahliye işlemi gerçekleştirilmiştir. Gerekli tedbirler alınmış olup şu an için barınma ihtiyacı bulunmamaktadır. Kırmacılı köyünde bulunan evler ile Ürün ve Dombullu yaylaları tahliye edilmiş olup yangınlardan etkilenen vatandaşlar için Osmaniye KYK Karaoğlan Yurdu tahsis edilmiştir. Aslantaş Gençlik Kampı’nda bulunan 173 öğrenci, yangının yaklaşması nedeniyle tahliye edilerek Kadirli KYK Yurduna yerleştirilmiştir."
ADANA...
AFAD'dan yapılan yazılı açıklamada, önceki gün Adana’da 21 alanda orman yangını meydana geldiği, yangınlara 375 personel, 2 uçak, 6 helikopter, 76 arazöz, 9 itfaiye aracı, 9 iş makinası ve 1 ekskavatör ile müdahale edildiğine dikkat çekildi. Söndürme çalışmalarının Aladağ, Kozan ve Kadirli bölgelerinde sürdürüldüğü ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Meydana gelen yangından 10 vatandaşımız etkilenmiş olup, 8 vatandaşımızın tedavisine devam edilmektedir. Sağlık Bakanlığından 27 personel ile 8 ambulans ve 1 UMKE aracı bölgeye sevk edilmiştir. Adana AFAD İl Müdürlüğünden 18 personel ve 4 araç bölgede görevlendirilmiştir. Kozan ilçesinden Akdam, Akarca, Salmanlı, Kızlarsekisi, Ergenuşağı, Gökgöz, Kuytucak ve Velicanlı mahallelerinden 2 bin 705, Aladağ ve Karaisalı ilçelerinden ise 617 olmak üzere toplam 3 bin 322 vatandaşımızın tahliyesi gerçekleştirilmiştir. Kozan Kızlarsekisi mevkisinde mahsur kalan 2 vatandaşımız kurtarılmıştır. Türk Kızılay tarafından bölgedeki ihtiyaç çerçevesinde 1000 kişi/öğün kumanya dağıtımı planlanmıştır."
MARMARİS...
Dün Muğla'nın Marmaris ilçesi Armutalan ve İçmeler mahalleleri ile Milas ilçesi Kuyucak mahallesi ve Köyceğiz Asartepe bölgelerinde ormanlık alanda da yangınlar meydana geldiği aktarılan açıklamada, "Muğla il genelinde meydana gelen yangınlarda 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 49 vatandaşımız yaralanmıştır. Yaralanan 35 vatandaşımızın tedavilerinin devam ettiği, 3 kişinin taburcu edildiği öğrenilmiştir." ifadelerine yer verildi.
Barınma amacıyla Menteşe ilçesinde 2 bin, Milas ilçesinde 168 ve Marmaris ilçesinde 25 kişilik kapasite hazırlandığı bildirilen açıklamada, Osmaniye Mahallesi 160 hane olarak Orhaniye Mahallesi'ne, Bayır Mahallesi'nin ise 300 hane olarak Selimiye Mahallesi'ne tahliye edildiği açıklandı. Muğla genelinde meydana gelen yangınlar nedeni ile 56 trafoda elektrik kesintisinin meydana geldiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Marmaris Armutalan ve İçmeler mahallelerindeki yangına AFAD, Orman Bölge Müdürlüğü, itfaiye, 112 ve STK’lerden toplam 374 personel, 5 helikopter, 41 arazöz, 15 su tankeri, 8 iş makinası, 15 ambulans, 3 araç ve 15 UMKE ekibi ile müdahale edilmektedir. Ayrıca İstanbul Büyükşehir ve Zeytinburnu itfaiyelerinden 114 personel ve 19 araç sevk edilmiş, Denizli Büyükşehir itfaiyeden 1 arazöz, 1 su tankeri, 112’den 9 personel ve 3 ambulans bölgeye sevk edilmiştir. Marmaris İçmeler bölgesinde, yangın başlamadan önce ormanlık alana giren 5 vatandaşımız UMKE ve AFAD ekipleri tarafından bulundukları yerden alındıkları aktarılmıştır. Sağlık durumlarının iyi olduğu bildirilmiştir.
Milas Kuyucak Mahallesi'ndeki yangına AFAD, Orman Bölge Müdürlüğü, itfaiye ve STK’lerden toplam 98 personel, 1 helikopter, 10 arazöz, 9 itfaiye aracı, 14 su tankeri ve 3 araç ile müdahale edilmektedir. Kuyucak Mahallesi'nde bulunan otelden 50 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Köyceğiz Asartepe bölgesindeki yangına 20 personel, 4 arazöz ve 2 araç ile müdahale etmektedir. Muğla Seydikemer’de çıkan yangına Burdur ilimizden 4 arazöz sevk edilmiştir. Gelişmeler takip edilmektedir."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 273270
Reis Sedat Peker, günlerdir süren ve Türkiye'nin farklı illerinde devam eden orman yangınları ile ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.. 'Provokatörlerin oyununa asla gelmeyin' uyarısı yapan Peker, yangınları çıkaranların HDP'liler olduğunu söylemenin doğru bir tavır olmadığını savundu...
Reis Sedat Peker sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlara bir süre ara vermişti. Sedat Peker, bugün yaptığı paylaşımlarla Türkiye'deki orman yangınları ile ilgili görüşlerini paylaştı.
İşte Reis Sedat Peker'in son paylaşımları...
1-Kıymetli dostlarım, terör ile mücadele kanunları kapsamında 1 litre benzin alabilmek için dahi karakol iznine başvurulurken ayrıca da her sokak başında polis ve jandarma kontrolleri yapılırken, henüz ortada yakalanan hiçbir fail olmadığı halde Bu yangınları HDP’liler
2-çıkarıyor demek acaba hangi akıla hizmet? Ülkenin en az 20 ayrı yerinde orman yangınları var. Bir orman yangını çıkarmak için en az birkaç bidon benzin gerektiği gerçeği ortadayken kendimize şu soruyu sormamız gerekmez mi: Bu benzinleri polis kontrol noktalarından HDP’liler…
3--…nasıl geçirmiş olabilirler? Yangınlar daha yeni başlamışken, hiçbir fail henüz yakalanmamışken, yangınları HDP’liler çıkarıyor demek halkımızı HDP binalarına saldırtma amacından başka ne işe yarayabilir?
4-Tekrar tekrar söylüyorum, iç savaş çıkartma gayesinde olanlar ve bu amacı taşıyanlara bilip ya da bilmeden hizmet edenler şunu sakın unutmayın, belki bugün olmasa da bir gün bunun bedelini mutlaka ödeyeceksiniz.
'SENİNLE İŞİM BİTTİ ZANNETME'
5- Ülkemizi gerçekten seven gerçek milliyetçiler, gerçek vatanseverler; her ne olursa olsun lütfen sokağa çıkmayın. Vatansever görünümlü provokatörlerin oyununa asla gelmeyin Benim samimiyetime ve tecrübeme lütfen inanın. Sağlığıma kavuşmama az kaldı,…
6-…inşallah önümüzdeki günlerde daha sık beraber olacağız. süleyman soylu, fındık kadar beyninle tarihten yalan yanlış örnekler verdiğini okuyorum. Sakın seninle işim bitti zannetme.
7-Seni ve seni destekleyenlerin gerçek yüzünü tüm dünyaya göstermeden bu dünyadan ayrılmak gibi bir niyetim yok.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 318302
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yangın bölgesinden Erdoğan’a seslendi: Kendine 13 uçak alacağına, 12 tane yangın söndürme uçağı alsaydın...
Manavgat’ta orman yangınının yarattığı tahribatı inceledikten sonra açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Var olan sistemin Türkiye’yi nereye getirdiğini hep beraber görüyoruz. Her olay çıktığında sanki yeniden çıkmış gibi kabul ediyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, "Kendine 13 uçak alacağına, 12 tane yangın söndürme uçağı alsaydın. 19 yıldır iktidardasın. Her yıl bir tane yangın söndürme uçağı alınsa, bugün 19 tane yangın söndürme uçağımız olacaktı” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de birçok noktada meydana gelen depremlerin ardından ilk ziyaretini Antalya Manavgat'ta gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, orman yangınının yarattığı tahribatı inceledikten sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Kriz Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“İKTİDARIN EN BÜYÜK ZAAFI BU”...
* Öncelikle bölgenin, en azından bir afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Olayın boyutları umarım daha fazla derinleşmez. Her yıl mutlaka orman yangınları çıkar. Her yıl mutlaka bir şekliyle bir bölgede sel olur. Şöyle veya böyle, belli aralıklarla da olsa depremi de yaşarız.
* Ama sanki bunları ilk kez yaşıyormuşuz gibi sıfırdan önlem almaya çalışırız. Türkiye'yi yöneten iktidarın en büyük zaafı da bu. Bir planlama, bir öngörü söz konusu değil. Dün, Türk Hava Kurumu ile görüşmek istedim. Türk Hava Kurumu, Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum.
* Size bazı rakamlar vereceğim ve emin olun vereceğim rakamları devleti yönetenler bilmiyorlar. Bilmedikleri içindir ki zaten önlem almayı bilmiyorlar.
“THK'NIN 2002'DE 19 UÇAĞI, 19 PİLOTU VARDI”...
* Olay oluyor, yangın oluyor, can kaybı oluyor, mal kaybı oluyor, konvoylar halinde bakanlar geliyor… Peki kardeşim niye önlemi zamanında almıyorsunuz siz? Her yaz yangın oluyor, pekçok ülkede oluyor. Türk Hava Kurumu'nun 2002'de, yangınları söndürmek üzere 19 uçağı vardı, 19 pilotu vardı.
* Bu uçaklardan dördü İstanbul'da, dördü İzmir'de, dördü Çanakkale'de, dördü Edremit'te bekliyor. Üç uçakta havada sürekli seyir halinde, yangın çıkarsa hemen müdahale etmek için. 2002'de 19 tane pilot, 19 tane de yangın söndürme uçağımız varken neden şimdi yok? Nereye gitti bu uçaklar?
“HER YIL YANGIN OLUR AMA BEYLERİN ENVANTERİNDE YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞI YOK”...
* Bana şu örneği, bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın: Yangını söndürmek için ihaleye çıkılır mı ya… Yangın var, ‘Efendim ihaleye çıktık.' Bakan şunu söylüyor: ‘Yangın söndürme uçağı envanterimizde yok' diyor. Sorumsuzluğa bakar mısınız Allah aşkına! Her yıl orman yangını olur ama beylerin envanterinde yangın söndürme uçağı yok.
* Kardeşim 19 yıldır iktidardasın. Her yıl bir tane yangın söndürme uçağı alınsa, bugün 19 tane yangın söndürme uçağımız olacak. Şimdi ben bunları söyledim diye kızıyorlar. Ama ben bunları söylemek zorundayım. Ben devleti tanıyorum ama devleti yönetenler devleti tanımıyorlar.
“ESKİDEN DEVLET GÖREVİNİ YAPIYORDU”...
* 2002'de 176 bölgede orman yangını çıktı. Türk Hava Kurumu derhal müdahale etti, 176 bölgede orman yangını çıktığından kimsenin haberi bile olmadı. Çünkü devlet görevini yapıyordu. Yangın başladığı andan itibaren müdahale ediyorlardı, uçaklar vardı, pilotlar vardı, hemen müdahale vardı. (Şimdi) Bunların hiçbirisi yok. Bizim ormanların yüzde 98'i, yüzde 99'u kayalıklarda, vadilerde, koylarda.
* Yani insanın yangını söndürmek için ulaşamayacağı veya araçların ulaşamayacağı yerlerde. Buna ancak havadan müdahale ederisiniz. Onun için de yangın söndürme uçaklarının olması lazım. Helikopterlerin de kendine göre riskleri var. Pervane döndüğü zaman çam kozalaklarını daha da uzağa itiyor ve yangını büyütüyor aslında.
“THK'YI ESKİ GÖRKEMLİ GÜNLERİNE KAVUŞTURUN”...
* Devleti tanıyan, devleti bilen bir kişi olarak hükümete samimi çağrıda bulunuyorum. Türk Hava Kurumu'nu yeniden eski görkemli günlerine kavuşturun. Türk Hava Kurumu'nun devletin ihalesine girmesine gerek yok. Bu konuda gerekirse bir yasal düzenleme yapılsın.
* Versinler kanun teklifini, biz de ‘evet' diyeceğiz. Onlar vermiyorsa biz verelim, ‘evet' desinler. Yangın söndürme olayı yıllık ihalelerle yapılmaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde de böyle bir garabet yoktur. 10 yıllık, 15 yıllık yaparsınız, ona göre insanlar uçaklarını alırlar.
“HER OLAY ÇIKTIĞINDA SANKİ YENİDEN ÇIKMIŞ GİBİ KABUL EDİYORLAR”...
* Buradan (bu noktadan) Türkiye'nin çıkması lazım. Var olan sistemin Türkiye'yi nereye getirdiğini hep beraber görüyoruz. Her olay çıktığında sanki yeniden çıkmış gibi kabul ediyorlar. Sel geliyor, sanki ilk defa bu sene sel geldi diye görüyoruz veya öyle anlatıyorlar.
* Yangın oluyor, sanki Türkiye'de ilk kez orman yangını oluyor… Ya bugüne kadar hep oldu… Günlerdir çözülmüyor. Nerede uçaklar? İHA'ların da süratle devreye konulması lazım. Yaz aylarında bu böyledir, bu gerçeği görmesi lazım devleti yönetenlerin. Ama devleti yönetenler bu gerçeği görmüyorlar. Kendine 13 uçak alacağına, bir tane yeter kardeşim ya, 12 tane de yangın söndürme uçağı alsaydın.
KILIÇDAROĞLU VATANDAŞLARIN SORUNLARINI DİNLEDİ...
Kemal Kılıçdaroğlu, orman yangınlarının etkili olduğu Antalya'da Manavgat Belediyesi Dayanışma Merkezi'ni ziyaret ederek bilgi aldı. Belenobası Köyü'ne de giderek incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu, yangından etkilenen vatandaşların sorunlarını dinledi.
KAYNAK:Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 149788
Antalya'nın Manavgat ilçesindeki yangının Sevinç Mahallesi'nde büyüdüğü bildirildi...
Antalya Manavgat’ın farklı noktalarında 3 gündür devam eden yangın, öğlen saatlerinde de İbradı yolu üzerindeki Sevinç Mahallesine ulaştı.
Dağların arasında kalan mahallenin etrafındaki ormanlık alana sıçrayan alevler, mahallenin camisini ve birçok evi küle döndürdü.
Yangını söndürebilmek için çok sayıda arazöz, itfaiye ve helikopter müdahale ederken, mahallede yaşayan birçok kişi ise evlerini terk ederek güvenli alanlara geçti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 220885
Muğla'nın Marmaris ilçesinde birden farklı noktada başlayan orman yangınları sürüyor...
Havanın kararmasıyla yangınların boyutu bir kez daha gözler önüne serildi.
Türkiye, dün ve bugün çıkan büyük çaplı orman yangınları nedeniyle teyakkuza geçti. İtfaiye ekiplerinin yangını söndürmek için yürüttüğü çalışmalar hummalı şekilde devam ederken, bölgeden gelen görüntüler de felaketin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DE MÜDAHALE EDİYOR...
Armutalan Mahallesi'nde başlayan yangın İçmeler Mahallesi'ne doğru ilerliyor. Yangına Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, Muğla Büyükşehir Belediyesi ekipleri, emniyet güçleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları müdahale ediyor.
ALEVLER ADETA GECEYİ AYDINLATTI...
Orman yangınlara teslim olan Muğla'da hava kararmasına rağmen söndürme ekiplerinin müdahalesi karadan, denizden ve havadan devam ediyor. Marmaris, Bodrum ve Köyceğiz'deki yangınlar devam ediyor. Bodrum'daki yangında alevler adeta gecenin karanlığını aydınlatıyor.
SÖNDÜRME ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR...
Söndürme ekipleri yoğun bir şekilde alevlerle mücadele ederken oluşan elim manzara sadece ormanları değil görenlerin yüreklerini de yakıyor. İl genelindeki yangınlarda söndürme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 263395
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 104883
Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde Richter ölçeğine göre 3.4 ve 4.2 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Korkutan depremlerin ardından vatandaşlar kendilerini sokağa attı...
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığının merkez üssünü Osmaniyenin Düziçi ilçesi olarak saptadığı deprem, saat 20.57de meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde olan depremde ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 3.5, merkez üssünü ise Düziçi’nin Yarbaşı Mahallesi olarak açıkladı.
İKİNCİ KEZ SALLANDI...
Gece saatlerinde ise Osmaniye bu kez 4.2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Gece meydana gelen depremin Düziçi ilçesinde meydana geldiği ve yerin 7.01 km derinliğinde olduğu belirtildi. Korkutan depremin ardından vatandaşlar kendilerini sokağa attı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin 4.3 büyüklüğünde ve derinliğinin 5.0 km olduğunu duyurdu.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 117963
Suriye'de hain terör örgütünün zırhlı araca düzenlediği bombalı saldırıda Piyade Komando Astsubay Fatih Güney ve Piyade Komando Sözleşmeli Er Emrah Arslan şehit düştü.
İki asker de yaralandı.
İki şehit Gaziantep'te düzenlenen askeri törenle memleketlerine uğurlandı.
Suriye’de Fırat Kalkanı bölgesinde teröristler tarafından düzenlenen saldırıda 2 asker şehit oldu, 2 asker de yaralandı.
SALDIRI KİRPİ ARACINA DÜZENLENDİ...
Saldırıyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) açıklama yapıldı. Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şöyle denildi:
* Fırat Kalkanı bölgesindeki bir kirpi aracımıza teröristler tarafından yapılan saldırıda 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 2 arkadaşımız da yaralanmıştır.
* Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
TERÖR HEDEFLERİ ETKİLİ ŞEKİLDE VURULDU...
* Kirpi aracımıza yönelik gerçekleşen saldırı sonrası bölgedeki terör hedefleri belirlenerek derhal ateş altına alınmış ve etkili şekilde vurulmuştur.
- Terör mevzilerine yönelik cezalandırma atışlarımız sürmektedir. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız!
ORDU VE SAMSUN’A ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ
Şehit olan Piyade Komando Astsubay Fatih Güney ve Piyade Komando Sözleşmeli Er Emrah Arslan’ın naaşları, Gaziantep Havalimanında düzenlenen törenle memleketlerine uğurlandı. Şehit Emrah Arslan’ın cenazesi Ordu’ya, Fatih Güney’in cenazesi ise memleketi Samsun’a gönderildi. Şehitlerin hayat hikayelerinin okunması ile başlayan törende İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar şehit askerler için dua etti.
Havalimanında düzenlenen törene Gaziantep Valisi Davut Gül, CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, İl Jandarma Komutanı Hüseyin Bekmez, 5. Zırhlı Tugay Komutanı Hacı Halil Osma ile İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307248
Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16 maddesi Meclis Genel Kurulunda kabul edildi...
Meclis Genel Kurulunda görüşülen Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16 maddesi kabul edildi. Düzenlemeye göre, Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm- işletme belgesi olmayan tesisler işletmeye açılamayacak.
Kanun teklifine göre, Bakanlığın belirlediği kriterlere uygun yapılmayan ve turizm işletmesi belgesi almayan tesisler işletmeye açılamayacak. Turizm işletmesi belgesi bulunan işletmelere, salgın hastalık durumunda, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar kapsamında eksiklik tespit edilmesi halinde 13 bin 500 lira para cezası, bir yıl içinde her tespitinde ise bir önceki cezanın iki katı tutarında para cezası uygulanacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 178036
Sel ve heyelanın vurduğu Rize'de hayatını kaybedenlerin sayısı 6'ya yükseldi...
103 kişinin tahliye edildiği kentte, ev ve iş yerleri selin sürüklediği moloz, taş ve odunlarla kaplandı, otomobiller toprağa gömüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, afetle ilgili İçişleri Bakanı Soylu ve Rize Valisi Çeber ile telefonda görüşerek bilgi aldı. Kayıp olan 2 kişiyi arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Rize'de dün akşam saatlerinde başlayan sağanak sel ve heyelanları da beraberinde getirdi. 7 saatte metrekareye 220 kilogram yağışın düştüğü kentte, dereler taştı, yollar ulaşıma kapandı, heyelanlar meydana geldi. Merkeze bağlı Muradiye Beldesi'nde heyelan sonucu çöken evin enkaz atlında kalan Hacer Mert'in cansız bedenine ulaşıldı. 103 kişinin tahliye edildiği felakette toplamda 6 kişi yaşamını yitirdi.Dün akşam saatlerinden itibaren kayıp oldukları bildirilen 2 kişiyi arama çalışmaları aralıksız sürdürülüyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize'deki sel ve heyelanlarla ilgili İçişleri Bakanı Soylu ve Rize Valisi Çeber ile telefonda görüşerek bölgedeki durum hakkında bilgi aldı. Erdoğan görüşmenin ardından, Rize'de yaraların sarılması için devletin tüm imkanlarıyla vatandaşlarının yanında olduğunu belirtti.
BAKAN KOCA SOSYAL MEDYADAN AÇIKLAMA YAPTI...
Rize'deki felaketle ilgili sosyal medya üzerinden paylaşım yapan Bakan Koca,"Rize'de dün 19.22'de yaşanan sel felaketine karşı ilk ambulansımız olay yerine 19.40'ta ulaştı. 14'ü 112 ambulans, 6'sı UMKE timi; toplam 64 sağlık personeli görevlendirildi. Afette 6 kişi can verdi. 13 kişi etkilendi. 2 kişi için arama çalışması sürüyor. 1 kişi tedavi altında" sözlerine yer verdi.
Rize'de şiddetli yağışa bağlı oluşan selde, can kaybı sayısı 6'ya yükseldi. Kayıp 2 kişiyi arama çalışmaları devam ediyor. Kentte ev ve iş yerlerinin zemin ve bodrum katları selin sürüklediği moloz, taş ve odunlarla kaplandı, otomobiller gömüldü. Öte yandan Meteoroloji Doğu Karadeniz için sağanak ve kuvvetli yağış uyarısı yaptı.
Rize'de dün akşam saatlerinde başlayan sağanak sel ve heyelanları da beraberinde getirdi. 7 saatte metrekareye 220 kilogram yağışın düştüğü kentte, dereler taştı, yollar ulaşıma kapandı, heyelanlar meydana geldi.
Merkeze bağlı Muradiye Beldesi'nde heyelan sonucu çöken evin enkaz atlında kalan Hacer Mert'in cansız bedenine ulaşıldı, enkaz altında kalan 2 kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
Güneysu ilçesinde ise sele kapılan Halil Arıcı kayboldu. Sel ve heyelan bölgelerinde mahsur kalanlar AFAD, AKUT ve İDAK ekiplerince gece boyu güvenli bölgelere tahliye edildi.
HASAR GÜN AĞARINCA ORTAYA ÇIKTI...
Rize'de sel ve heyelanların hasarı gün ağarınca ortaya çıktı. Rize-Güneysu karayolu göçük nedeniyle ulaşıma kapatıldı. Ulaşım yan yoldan kontrollü veriliyor.
Güneysu ilçesinde ise yan derenin taşması sonucu ilçe merkezini su bastı. İlçede bazı ev ve iş yerlerinin zemin ve bodrum katları selin sürüklediği moloz, taş ve odunlarla kaplandı, otomobiller gömüldüğü moloz yığınlarında kayboldu. Sabah saatlerinde ekipler ilçede moloz yığınlarını kaldırmak için çalışma başlattı. Vatandaşlarda çamurla dolan iş yerlerini temizlemeye çalıştı.
3 BAKAN BÖLGEDE...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla kente gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Rize İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde yetkililerle görüştü. Arama ve kurtarma çalışmaları hakkında bilgi alan bakanlar sel bölgelerinde incelemelerde bulundu. Bakanlar bugünde bölgede incelemelerini sürdürecek.
TAKVİYE EKİPLER KENTTE...
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Rize’deki aşırı yağışlar sonucu bölgedeki olaylara destek vermek amacıyla Erzurum, Samsun ve Ordu il AFAD ekiplerinin bölgeye sevk edildiğini bildirdi. Bu arada Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait bir helikopterde arama kurtarma çalışmalarına destek için bölgeye geldi.
YAĞIŞ SÜRECEK...
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Doğu Karadeniz’de görülecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Trabzon merkez ve doğusu ile Rize çevrelerinde çok kuvvetli ve yer yer şiddetli (100-200 kilogram/metrekare) olmasının beklendiği duyurdu.
Açıklamada, sağanağa bağlı meydana gelebilecek sel, su baskını, yıldırım, heyelan, yağış anında kuvvetli rüzgar, yerel dolu yağışı ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. Kentte yöneticilerde dere yataklarından uzak durulması çağrısında bulundu.
ÖLÜ SAYISI 6'YA ÇIKTI...
Rize'nin Güneysu ilçesi Ballıdere köyünde heyelan sonucu çöken evin enkazının altında kalan Nuri Cemal Mert (67) Batuhan Delihasan'ın (45) Ayşe Karali ve Aynur Karali (66) ile oğlu Mustafa Karali’nin (40) cansız bedenlerine ulaşılırken, ölenlerin sayısı, 6’ya yükseldi. Kayıp 2 kişiyi arama çalışmaları ise sürdürülüyor.
ENKAZ ALTINDA KALMAKTAN SANİYELERLE KURTULDULAR...
Rize'nin Muradiye beldesinde çöken 3 katlı evden saniyeler önce çıkarak, enkaz altında kalmaktan kurtulanlar ise o anları anlattı. Ömer Mert, “Çok şiddetli yağmur yağıyordu, dere taşmıştı. Her yeri kontrol ettik, sıkıntı yoktu. Komşularımıza gittik, sohbet ettik. Dereden şiddetli su gelmeye başlayınca ‘Evi terk edelim' dedim. Ben sosyal medyadan canlı yayın yaparak birilerinin bizi görmesini istedim. Komşumun evinden çıkınca bir anda arkamda sesi duydum ve dönüp baktığımda evin çöktüğünü fark ettim. Kıyamet kopmuş gibi oldu, çok korktuk. Biz kurtulduk ama 3 kişi enkaz altında kaldı” dedi.
Ayşe Mert de “Biz 4 kişi yıkılan evdeydik. Dükkana su bastığı için dere ağzına müdahale etmek istiyorduk. Enkaz altında kalan Cemal amca ‘Bize gitmeyin' dedi. Enkaz altında kalan Batuhan Delihasan da ‘Ben evde duracağım' dedi. Biz evden çıktık, 10 metre uzaklaştım ki ev yıkıldı. O anları unutamıyorum” diye konuştu.
BAKANLAR SEL BÖLGESİNDE...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla kente gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, sabah saatlerinde Güneysu ilçesi ile Büyükköy ve Madenli beldelerinde incelemelerde bulundu. Yetkililerden bilgi alan bakanlar, halka ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletti.
2 ÇAY FABRİKASI HASAR GÖRDÜ...
Rize'de meydana gelen sel ve heyelanlarda Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne (ÇAYKUR) ait 2 yaş çay fabrikası da hasar gördü. Çaykur'a ait Büyükköy ve Ambarlık çay fabrikaları, sel nedeniyle devre dışı kaldı. Fabrikalarda selin sürüklediği rüsubatın temizlenmesi için iş makineleri ile çalışma başlatıldı. Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, selden etkilenen fabrikaların en kısa sürede devreye alınacağını duyurdu.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 324694
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Kurban Bayramı tatili süresini açıkladı. "Pazartesi günkü yarım günü idari tatil olarak belirledik. Vatandaşlarımız fiilen 16 Temmuz Cuma akşamından 26 Temmuz Pazartesi sabahına kadar sürecek bir tatile kavuşmuş oluyorlar" diyen Erdoğan, bayramda köprülerden geçişlerin de ücretsiz olacağını duyurdu...
İki haftada bir gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Kurban Bayramı nedeniyle öne çekildi. Bugün yapılan toplantıda corona virüsü salgını ve aşılamadaki son durum görüşülürken, Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağı da karara bağlandı.
VATANDAŞLARA AŞI ÇAĞRISI...
Sona eren toplantının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
* Kurban Bayramı öncesinde hem gündemimizdeki konuları hem de bayram hazırlıklarını değerlendirmek üzere yaptığımız kabine toplantısını az önce tamamladık.
* Aşılama çalışmalarını hızla sürdürüyoruz. Toplam aşı sayısı 59 milyona yaklaştı. Salgına karşı en etkili koruma yöntemi aşılamadır.
* Virüsün yeni varyantları dünyayı tehdit ediyor. Gücümüzü korumak için elimizdeki imkanları çok daha etkin kullanmalıyız.
* Vatandaşlarımız kendilerini ve sevdikleri için Kurban Bayramı öncesinde aşılamaya davet ediyorum. Aşılamanın nispeten düşük olduğu yerler önümüzdeki günlerde tehdit altına girebilir. Ciddi gayretler ve fedakarlıklar neticesinde elde ettiğimiz bu avantaja sahip çıkmak zorundayız.
* Kamu kurumlarımız başta olmak üzere insanların kalabalık olarak bulundukları yerlerde bu kurallara riayet etmek çok önemlidir. Bayram günlerini kurallara uyarak geçirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde aynı sıkıntılara düşmemek için tedbiri elden bırakmamalıyız.
“KAYIPLAR HIZLA TELAFİ EDİLİYOR”...
* Normal düzene uyarak geçirenler işletmeler başta olmak üzere kayıpları hızla telafi ediyor. Üretim ve ihracat tarafında bir sıkıntımız yok.
* İnşallah 2021’de ihracatımızı 200 milyar doların üzerine çıkararak tüm zamanların rekorunu kıracağız.
* Pek çok şehrimizde organize sanayi bölgeleri yetersiz kaldığı için yenilerinin kuruluş hazırlıkları yapılıyor. Artık meslek liselerini sanayi bölgeleri içinde açarak okul eğitimi ile işbaşı eğitimini birleştiriyoruz.
* Bakanlıklarımız kendi alanlarında gençlerimizin bu potansiyellerini hayata geçirmeye yönelik pek çok program uyguluyor.
* Geçtiğimiz hafta yaptığımız kabine toplantımızın ardından yaptığımız konuşmada ekonomimizle ilgili kapsamlı bir değerlendirmeyi sizinle paylaşmıştım.
* Sıkıntılarımız sorunlarımız yok mu? Elbette var. Ama elimizdeki imkanlar, bu sıkıntıların katbekat üstündedir.
* Türk ekonomisini sadece döviz kuru, faiz, enflasyon parantezine hapsetmeye çalışanların gerideki yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme temelli asıl fotoğrafı gözlerden kaçırma çabaları boşunadır.
* 2021 yılında ulaşacağımız büyüme oranı ile dünyanın yükselen ekonomisi olduğumuzu ispatlayacağız. Diğer alanlarla birlikte ekonomide emin adımlarla ilerliyoruz.
* Vatandaşlarımızın çektiği sıkıntıları telafi etmek için pek çok adımları hayata geçirmiştik. Türkiye’yi hak ettiği yere getirmek için son 2 asrın en önemli fırsatını yakalamış durumdayız.
* Sürekli altını çizdiğimiz 2023 hedefleri ve 2053 vizyonu Türkiye için sıradan siyasi söylemler değil, tarihi bir kavşak noktasının ifadesidir.
* Geçtiğimiz 19 yılda kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı önümüzdeki bu imkanları değerlendirme konusunda avantaj sağlıyor.
* Bugüne kadar pek çok önemli siyasi, sosyal ekonomik son olarak sağlık krizinin üzerinden nasıl başarıyla geldiysek, inşallah ülkemizi de aynı başarıyla hedefine ulaştıracağız. Artık Türkiye siyasi ve ekonomik olarak dünyanın en üst ligine adım atmak üzeredir. Önümüzdeki yılları kazasız belasız geride bırakarak, projelerimizi hayata geçirdiğimizde güçlü Türkiye olacağız.
BAYRAMDA KÖPRÜLERDEN GEÇİŞLER ÜCRETSİZ...
* Geçtiğimiz 19 yılda bu alanda toplamda 1 trilyon 104 milyar lirayı aşan yatırım gerçekleştirilmiştir. Türkiye'yi dünyanın en konforlu ulaşım altyapısına sahip yeni lojistik süper gücü yapmak için gece gündüz çalıştık.
* Hamdolsun geldiğimiz noktada hedeflerimizin önemli bir kısmına ulaştık. Bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 100 kilometreden 28 bin 200 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu bin 714 kilometreden 3 bin 532 kilometre çıkarttık.
* Bu yollar üzerinde uzunluğu 567 kilometreyi bulan 364 yeni tünel, uzunluğu 396 kilometreyi bulan 567 yeni köprü ve viyadük inşa ettik. Demiryollarında, havayollarında ve deniz yollarında da benzer atılımları hayata geçirdik.
* Ülkemizi lojistik merkezi haline getirerek dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden birisi olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ankara Niğde otoyolu, kamu özel işbirliği ile milletimize sunduğumuz yatırımlardan biridir.
* Niğde-Ankara akıllı otoyolunu kullanan vatandaşlarımıza bir müjde vermek istiyorum. Artık bu otoyolda sürücülerimiz otomobilleriyle yüzde 20, minibüs yolcu otobüsü kamyon ve TIR’larıyla da yüzde 40 indirimli olarak seyahat edebilecek. Cuma gece yarısı devreye girecek bu indirimin ülkemize ve otoyolumuzu kullanan sürücülerimize hayırlı olmasını diliyorum.
* Karayolları Genel Müdürlüğümüzün işletmesindeki otoyollar ve köprülerde bayram vesilesiyle uygulanacak ücretsiz geçişler cuma gece yarısı başlayacaktır.
* Uzunluğu 5 kilometreyi bulan 3 adet çift tüp tünel uzunluğu, çift viyadük, 6 adet çift köprü ve 4 adette kavşak inşa ettik. Malkara Çanakkale otoyolu çalışmalarımızda hızla sürüyor.
* Hizmete açmayı planladığımız Çanakkale Köprüsü’nde araçların geçeceği yolun çelik döşemelerinin montajına başlıyoruz. Tünel ve köprü projelerimizle milletimize eser kazandırmaya devam ediyoruz.
“DİYARBAKIR’DA ÇOK ÖZEL BİR GÜN GEÇİRDİK”...
* Cuma günü Diyarbakır’da vatandaşlarımızla gençlerimizle çok özel bir gün geçirdik. Türkiye’nin üzerine serpilmek istenen ölü toprağı nasıl attığının en somut canlı örneğini Diyarbakır’da yaşadık.
* Darbelerin onun ikizi olan vesayetin kurduğu baskı ve zulüm düzeni Diyarbakır’da ağır hissedilmişti. Yaptığımız toplu açılış töreninde her alanda ihtiyacı olan yüzlerce kamu yatırımını halkımızın hizmetine sunduk.
* Tekstil organize sanayi bölgesinde inşa edilen 30 yeni fabrikanın açılışını gerçekleştirdik. Bir dönem ülkemizin ilk 5 sanayi şehri arasında yer alan Diyarbakır’ın nasıl olur da geri kalmışlık batağına saplanmışlıktan başlayıp, detaylıca oradaki milletimizle konuştuk.
* Yasin Börü gibi nice Kürt gencini alçakça katledenlerin, nice ailelere sırtını dönenleri hatırlattık. Sokaklarda oluk oluk kan akarken, sözde siyasetçilerin aslında hangi silahın tetikçiliğini yaptığını sorduk.
* Terör örgütünün dağdaki ve şehirdeki unsurları etkisiz hale geldikçe ülkemizle birlikte bölgede de huzur havası hakim olmuştur. Yıllarca bölge insanını baskı ve zulüm atında tutan, geri kalmışlığa mahkum eden bu bölücü zihniyet geriledikçe bu şehirlerimizin kalkınma ve büyüme heyecanı da güçleniyor.
“3 YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞINI FİLOMUZA KATTIK”...
* Önümüzdeki perşembe günü 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yıl dönümüdür. Hayatlarını feda eden tüm güvenlik güçlerimiz ve askerlerimiz ile 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah 15 Temmuz günü bu önemli hadiseyi ibretle anacak, milletimize şükranlarımızı ileteceğiz.
* Önümüzdeki hafta idrak edeceğimiz Kurban Bayramını şimdiden tebrik ediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük programı kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olacağız.
* Tüm dünyaya KKTC’nin hak ve adalet arayışında en güçlü şekilde yanında olduğumuz mesajını vereceğiz. Kurban Bayramı için tüm kurumlarımız hazırlıklarını yürütmektedir.
* 3 tane yangın söndürme uçağını da filomuzun içerisine katmış bulunuyoruz. İnşallah bu süreçte orman yangınlarıyla karşı karşıya kalmayız.
“BU SALDIRIYI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”...
* Özellikle İstanbul Kadıköy’de bir kilise duvarının üstüne çıkılarak sergilenen saygısızlığı birliğimize beraberliğimize karşı bir provokasyon olarak görüyorum. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.
* Böyle bir edepsizliği bizim kabullenmemiz mümkün değildir. Hangi dinden olursa olsun kalkıp kesinlikle onların mabetlerine bu saldırıyı kabul etmemiz mümkün değildir.
KURBAN BAYRAMI TATİLİ 9 GÜN...
* Bir diğer taraftan bilindiği gibi bayram arifesi olan pazartesi günü yarım gün, bayramın ilk gününden son gününe kadar olan salıdan cumaya kadar ise tam gün tatildir.
* Kabine toplantımızda yaptığımız istişarede pazartesi günkü yarım günü, idari tatil olarak belirleme kararı aldık.
* Böylece vatandaşlarımız fiilen 16 Temmuz Cuma akşamından 26 Temmuz Pazartesi sabahına kadar sürecek bir tatile kavuşmuş oluyor.
* 15 Temmuz zaten malum bizim FETÖ terör örgütü sebebiyle o günü tatil olarak ilan etmiştik. O gün itibariyle başlıyoruz ve süreç bu şekilde devam ederken 16'sında herkes mesaisinde olabilecek.
* Bu kararın gerek bulundukları yerde kurbanlarını kesecek, gerek memleketlerine ziyarete gidecek, gerekse bu süreyi tatili için kullanacak vatandaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 269031
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin Nisan ayıyla birlikte 5’inci yılını geride bırakan Çevreci Komşu Kart projesiyle ev ev toplanan nitelikli atık miktarı 17 milyon kilograma yaklaştı...
ÇEVRECİ KOMŞU KART KAZANDIRIYOR...
Atmayıp biriktiren Muratpaşalılar, 2016 Nisan’da pilot mahallelerden başlayan projeyle 5 milyon 504 bin lira kazandı.
Muratpaşa Belediyesi’nin nisan 2016’da pilot mahallelerde başladığı Türkiye’nin ilk ödüllü geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’ta haziran rakamları belli oldu.
Cam, kağıt, plastik ve metal gibi nitelikli evsel atıkları kaynağında ayrıştırıp ve belirlenen gün ve saatte sokağından geçen Çevreci Komşu Kart ekiplerine teslim eden Muratpaşalılar, sadece atıkları ayrıştırarak haziranda 232 bin 672 lira kazandı.
Projenin uygulandığı ilk günden haziran ayı sonuna kadar geçen sürede Muratpaşalılar, 5 milyon 504 bin lira kazanırken aynı süre içinde ev ev toplanan atık miktarı ise 16 milyon 782 bin kilogram oldu.
Muratpaşa Belediyesi, projeyle ev ekonomileri için bugüne kadar hiç olmayan bir maddi kaynak yaratırken yeni yılla birlikte Çevreci Komşu Kartlar para kart özelliği de kazandı. Üye iş yeri sınırı olmadan kredi kartı pos cihazı olan her yerde kullanılabilen Çevreci Komşu Kartla Muratpaşalılar artık istedikleri marketten alışveriş yapabiliyor, kartlarını online alışverişte kullanabiliyor, yemek siparişleri dahil tüm ödemelerini yeni kartlarla yapılabiliyor. Bunlarla birlikte, kazanılan puanlar Çevreci Komşu Kartla bankamatiklerden nakit para olarak da çekilebiliyor.
Proje kapmasında 12 bin 620 evin Çevreci Komşu Kartı para kart özellikli yeni kartlarla değiştirilirken 9 bin 494 kart aktif hale getirildi.
Kartların aktif hale getirilmesi için Muratpaşalıların sisteme kayıtlı cep telefonundan, 0850 988 99 99'a AKTIF yazıp bir boşluk bırakıp kart numarasını ve ardından yine bir boşluk bırakıp belirledikleri şifreyi kısa mesaj atılması yeterli olacak.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 268920
CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı Kamuda Tasarruf Genelgesi’nde tedbir maddesi olarak yer alan ‘Kamu kurumlarına gazete alınmaması ve aboneliklerin iptal edilmesi’ kararını sert sözlerle eleştirdi. Başkan Cengiz, “Saray, havuzuna çekemediği yerel basını saf dışı bırakmak istiyor” dedi...
1 Temmuz itibariyle gelen zamlara karşı kamuoyunda tepkiler sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı Kamuda Tasarruf Genelgesi de tartışmalara yol açtı. Genelgeyle aynı gün 2020 yılı harcamalarının da yayımlanması ile birlikte Cumhurbaşkanlığı’nın 2020’de 2.8 Milyar TL’lik harcamada bulunduğu öğrenildi. Külliye’ye mal ve hizmet alımı için 800 milyon liranın yedek ödenekten aktarılmasını oldukça sert sözlerle eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, kamuda tasarruf adı altında gazete abonelikleri ile ilgili alınan kararı ise ‘ambargo’ olarak değerlendirdi. Başkan Nuri Cengiz’in açıklamasının tamamında şu ifadeler yer aldı;
“AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kamuda tasarruf genelgesi yayınladığı gün, vatandaşın da payına zam düştü! Aynı gün; halkına sırtını dönmüş, araya duvar örmüş olan SARAY’ın 2020 yılı içerisindeki harcamaları da açıklandı.
Halkın pandemiyle boğuştuğu, her gün en az 9 kişinin intihar ettiği ve bu intihar vakalarının yarısından fazlasının “EKONOMİK SORUNLAR” nedeniyle gerçekleştiği 2020 yılında; Cumhurbaşkanlığı 2.8 MİLYAR TL’LİK HARCAMA YAPTI! Üstelik bu bütçenin 800 MİLYON LİRASI, “CUMHURBAŞKANLIĞINA MAL VE HİZMET ALIMI İÇİN” yedek ödenekten aktarıldı!
Vatandaştan verginin de vergisini alan, temel yaşam ihtiyaçlarını dahi zamma boğan AKP iktidarında, devletin zor zamanlarda kullanması için var olan yedek ödenek; KİŞİYE ÖZEL BÜTÇEYE dönüştü!”
“YEREL BASIN SAF DIŞI BIRAKILMAK İSTENİYOR”...
GÜNLÜK HARCAMASI 10 MİLYON LİRAYI aşan, dünyaları kıskandıran SARAYI ile VIP statüsünde 8, toplamda ise kullanıma hazır 13 ADET UÇAĞI ile katiyen İTİBARINDAN TASARRUF ETMEYEN Cumhurbaşkanı Erdoğan; yayınladığı genelgede kamu kurum ve kuruluşlarına GAZETE ALINMAYACAĞINI, aboneliklerin iptal edileceğini açıkladı!
Yandaş gazeteci bozuntularının nasıl beslendiklerini bizler zaten biliyorduk da son dönemde gün yüzüne çıkan pisliklerle birlikte sağır sultan bile duymuş oldu! Peki ya halkın haber alma özgürlüğü için çalışan, onurunu ve vicdanını muhafaza eden, dürüst ve ilkeli habercilik yapan gazeteciler ne ile beslenecek?
Abonelik gelirleri, özellikle YEREL BASININ ilan dışındaki neredeyse tek gelir kaynağıdır! SARAYIN akıl almaz giderlerinden, uçuk kaçık harcamalarından ödün vermeyip; bin bir güçlükle ayakta kalmaya çalışan YEREL BASIN’ın kamudaki aboneliklerini iptal ederek tasarruf değil, basının emekçilerine ZULÜM ETMİŞ OLUYORSUNUZ!
Alınan bu kararla birlikte SARAY; kokuşmuş medya havuzuna çekemediği yerel basını resmen saf dışı bırakarak, halkın doğru habere erişimini zorlaştıracak ve “Bizle taraf olmayan bertaraf olur” anlayışının da sürdüğünü hatırlatacaktır!
“ZULMÜN HESABI SANDIKTA SORULACAK”...
Ne yaparsanız yapın; tünelin ucu, zulmün sonu göründü! Cebinde, tenceresinde, geleceğinde, insani haklarında ve özgürlüklerine bu zulmü ve baskıyı hisseden herkes; 20 yılın sonunda ZULÜM İKTİDARINA dönüşen AKP iktidarından sandıkta hesabını soracaktır!
AKP iktidarında yaratılan bütün bu pisliği sadece seçim temizleyecek! Cumhuriyet Halk Partisi olarak enkazını bizler kaldıracağız. İnşasını ise tüm halkımız ile birlikte demokrasiyle yapacağız!
Basının özgür, yargının bağımsız, siyasetin temiz, önderliğin akıl ve bilim olduğu bir Türkiye için; ERKEN SEÇİM, HEMEN SEÇİM!”
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 252258
Alanya Güneşi Gazetesi İmtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni İbrahim Akdağ, İnsanlığın ve özellikle turizmin gelecek yüzyıllarda ki varlığını koruması adına tüm ülkelere ve insanlığa çağrıda bulundu...
Gazeteci AKDAĞ : Kapalı bir deniz olan Marmara da görülen kirlilik ve Müsilaj şunu göstermiştir ki; doğayı mutlaka ve mutlaka korumalıyız. İnsanlığın hayatı, doğayı ve canlı varlıkları hovardaca kullanması sonucu Küresel ısınma tehlikesi ve kuraklık hızla artmaktadır.
Alanya ve Akdeniz'e kıyısı olan tüm ülkelere ve sonra da dünya ülkelerine çağrımdır.
1.Bölgesel...
2.Ülkesel...
3.Küresel bir çalışma ile doğa ve özellikle denizlerimiz korunmalı, derin deşarj hatları iptal edilmeli ve her tesise mutlaka ama mutlaka modern arıtma kurulmalıdır. Şehirler modern arıtma ağına kavuşturulmalıdır.
4.Bunun için Hükümetler; Valiler-Kaymakam ve Belediye başkanları başta olmak üzere tüm iş adamları ve turizmcilerle bir program ve ekonomik destek dahilinde bu çalışmayı acilen yapmalıdır. "diyerek gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma çağrısında bulundu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 388387
Elektrik fiyatlarında 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olmak üzere tüm abone gruplarına yüzde 15 zam yapıldı...
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun açıklamasına göre, elektrik üretiminde oluşan maliyet artışları nedeniyle tarifelerde değişikliğe gidildi.
Buna göre, nihai elektrik satış fiyatında 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olmak üzere tüm abone grupları için yüzde 15 zam yapıldı.
Bu kapsamda, 1 Temmuz 2021 itibarıyla mesken aboneleri 100 kilovatsaat elektrik enerjisi için vergi ve fonlar dahil olmak üzere 91,56 lira ödeyecek.
EPDK'den yapılan açıklama şöyle: "Elektrik üretiminde oluşan maliyet artışları nedeni ile 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere nihai elektrik satış fiyatlarında tüm abone grupları için yüzde 15 oranında artış yapılmıştır. Bu kapsamda, 1 Temmuz 2021 itibariyle mesken abonelerince 100 kilovatsaat elektrik enerjisi için vergi ve fonlar dâhil olmak üzere 91,56 Türk Lirası ödenecektir"
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 164098
Sigara paketlerinde yeni bir değişiklik daha yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, paketlerin arka yüzeylerinde yer alan birleşik sağlık uyarısı alanını yüzde 85'ten yüzde 100'e çıkarttı. Yeni düzenlemeye geçiş için sektöre 6 ay süre tanındı...
Bakanlık tarafından hazırlanan Tütün Mamullerinin Üretim Şekline, Etiketlenmesine ve Denetlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikle, tütün mamulleri paketlerinin renk ve grafik tasarımlarından dolayı çekiciliğin ve özendiriciliğinin ortadan kaldırılması ile sağlık uyarılarında yer alan mesajların etkisinin artırılması için başlatılan düz ve standart pakete ilişkin düzenleme yapıldı. Değişiklikle, paketlerdeki sağlık uyarılarının etkinliğinin artırılması amaçlandı. Buna göre, sigara birim paketlerinin arka yüzeylerinde yer alan birleşik sağlık uyarısı alanı yüzde 85'ten yüzde 100'e çıkarıldı. Düz ve standart paket uygulamasına geçildiği dönemde tütün mamullerinin paketlerinin ön ve arka yüzeylerindeki sağlık uyarı alanları yüzde 65'ten yüzde 85'e çıkarılmıştı.
BIRAKMA BİLGİSİ ÜSTTE, FOTOĞRAF ORTADA, UYARI METNİ ALTTA OLACAK...
Mevcut birleşik sağlık uyarısı formatlarına ilişkin özel kurallar getirildi. Üstten açılan kapaklı sert paketlerde birleşik sağlık uyarısını oluşturan fotoğraf, uyarı metni ve bırakma bilgisinden her biri paket açıldığında kendi içinde bölünmeyecek şekilde uygulanacak.
Birleşik sağlık uyarısı bırakma bilgisi alanının bandrolle kısmen kapatıldığı durumlarda birleşik sağlık uyarısının uygulanmasına ilişkin esaslar da belirlenirken üstten açılan kapaklı sert birim paketin arka yüzeyi, yumuşak birim paket, üstten açılan sert birim paket ve dik poşet paketlerin ön ve arka yüzeylerinde, bırakma bilgisi üstte, fotoğraf ortada ve uyarı metni en altta yer alacak.
Üstten açılan kapaklı sert birim paketin arka yüzeyi, üstten açılan sert birim paketle yumuşak birim paketin ön ve arka yüzeylerinde bırakma bilgisi, sınır çizgileri hariç yüksekliği 20 milimetreyi geçmeyen bir alanı kaplayacak. Dik poşet paketlerde bırakma bilgisi, siyah sınır çizgisinin iç tarafındaki birleşik sağlık uyarısı yüzey alanının yüzde 10'unu kaplayacak. Üstten açılan kapaklı sert birim paketin arka yüzeyi, üstten açılan sert birim paketle yumuşak birim paketlerin ön ve arka yüzeylerinde bırakma bilgisinden kalan siyah sınır çizgisinin iç tarafındaki birleşik sağlık uyarısı yüzey alanının yüzde 60'ını fotoğraf, yüzde 40'ını uyarı metni kaplayacak. Dik poşet paketlerde, siyah sınır çizgisinin iç tarafındaki birleşik sağlık uyarısı yüzey alanının yüzde 50'sini fotoğraf, yüzde 40'ını uyarı metni oluşturacak.
GEÇİŞ İÇİN SEKTÖRE 6 AY SÜRE TANINDI...
Üst üste format kullanılması halinde düz ve katlanabilir poşet paketlerin ön ve arka yüzeylerinde bırakma bilgisi, sınır çizgileri hariç yüksekliği 22 milimetreyi geçmeyen bir alanı kaplayacak, bırakma bilgisinden kalan siyah sınır çizgisinin iç tarafındaki birleşik sağlık uyarısı yüzey alanının yüzde 60'ını fotoğraf, yüzde 40'ını uyarı metni alacak. Sigara dışındaki tütün mamullerinin konulduğu dik poşet paketler, üst üste formatın kullanıldığı düz ve katlanabilir poşet paketler ve dikdörtgen prizma ya da benzeri bir şekildeki paketlerin arka yüzeyinde bırakma bilgisi metni sağa dayalı yazılabilecek. Düz ve katlanabilir poşet paketlerde, yan yana format uygulandığında birleşik sağlık uyarısı yüksekliğiyle birim paket yüksekliği eşit olacak.
Yönetmelikle, sigara birim paketlerinin arka yüzeylerinde yer alan miktar bilgisinin paketlerin alt yüzeyinde konumlandırılması da sağlandı. Düzenlemeye geçiş için sektöre 6 ay süre tanındı. Bu süre içinde yönetmeliğe uyum amacıyla güncelleme izni başvurusu yapılmayan piyasaya arz uygunluk belgeleri iptal edilmiş sayılacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 322265
-Yoksulların babası,
--Toroslarda ki köylünün yolu-suyu ve hasadının gam ortağı;
--Rüya şehir Alanya'nın gülen yüzü,
--Hizmetin adı,
--Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'i ve üretken-çalışkan ekibini; Alanya halkı ayakta alkışlıyor...
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, yaptığı yatırımlara bir yenisini ekleyerek dev bir projeyi daha hayata geçirmeye hazırlanıyor...
Alanya Belediye Başkanı Ziraat Mühendisi Adem Murat Yücel
Belediye Başkanı Adem Murat Yücel; “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İlbank tarafından projemiz için 2 milyon TL hibe aldık. Dev projemiz tamamlandığında Türkler, Payallar ve Konaklı mahallelerini kapsayan rekreasyon alanımız, bölgeyi cazibe merkezi haline getirecek.” dedi.
ALANYA BELEDİYESİ’NDEN KONAKLI-PAYALLAR-TÜRKLER SAHİL BANDINA DEV PROJE MUHTEŞEM PROJE BAKANLIKTAN 2 MİLYON HİBE ALDI...
Alanya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından projelendirilen Türkler, Payallar ve Konaklı mahallelerini kapsayan rekreasyon alanı için Başkan Yücel ve ekibi kolları sıvadı. Geçtiğimiz hafta batı bölgesi mahalle muhtarları toplantısında müjdeyi veren Başkan Yücel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İlbank’tan beklenen 2 milyon TL’lik hibenin çıktığını açıkladı. Projenin kısa süre içerisinde ihale edilerek 2022 yaz sezonuna tamamlanması hedefleniyor.
2 MİLYON TL HİBE İLE BİRLİKTE 2 MİLYON TL DE KREDİ HAKKI...
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, dev rekreasyon alanı için projenin tamamen hazır olduğunu ve alt yapısının tamamlandığını açıkladı. Başkan Yücel; “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İlbank’a projemizi sunduk. Takdir gören projemiz, Bakanlığımız ve İller Bankası tarafından 2 milyon TL hibe alarak ödüllendirildi. Ayrıca 2 milyon TL de kredi hakkı elde ettik.” dedi.
4 KİLOMETRELİK BİSİKLET YOLU...
Cazibe merkezi olması beklenen rekreasyon alanı projesi içerisinde 4 km’lik bisiklet yolu yapılacak. Bisiklet yolu çift şeritli gidiş geliş olacak ve zemin olarak hasır çelik beton üzeri süpürge işlemi yapılarak kayganlığın azaltılacağı açıklandı. Ayrıca bu proje kapsamında 20 noktada bisiklet parkı alanı ayrılmış olup toplamda 100 adet bisiklet park edilebilecek. Bisiklet yolunda batıdan doğuya yol uzunluk mesafeleri 500 metrede bir mesafe işaretlemesi zeminde yapılacak.
58 BİN M²’LİK DEV ALANDA YOK YOK...
58.000 metrekarelik dev alanda yürüyüş yolu, ailelerin, genç ve yaşlıların vakit geçirebileceği dinlenme ve piknik alanları, çocuk oyun alanı, fitness alanı, meydan, seyir terası, kafeterya, plaj voleybol sahası, basketbol sahası, Lineer parkur, 2 adet minibüs ve 105 araçlık otopark alanları yer alacak. Ayrıca alanın uygun genişlikte olan kısımlarında ve karayolu kaldırımının dışında 1440 metre yürüyüş yolu planlandığı açıklandı.
HEDEF YEŞİL VE BİSİKLET ŞEHRİ OLMAK...
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, şehre kazandırılan bu tür dev projelerin ana hedefinde yeşil alanları arttırmak ve bisikletin kullanımını yaygınlaştırarak doğal dengeyi korumak olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı; “Alanya Belediyesi olarak, Türkiye ve Alanya’nın geleceğini şekillendirecek kentsel dönüşüm sürecinde bu tür dev projeler sayesinde ekolojik dengeyi korumayı olmayı hedefliyoruz. Motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliği ve iklim değişikliğine neden olan kirleticilerin azaltılması amacıyla bisiklet yollarının yaygınlaştırılması konusunda her türlü projeyi şehrimize kazandırmayı istiyoruz.” dedi.
BAŞKAN YÜCEL: “ALANYA’MIZ VE BÖLGE HALKIMIZA HAYIRLI OLSUN”...
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel proje değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı; “Payallar, Türkler ve Konaklı sınırlarını kapsayan dev projemiz tamamlandığında muhteşem bir cazibe merkezi haline gelecek. Bölgedeki vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda oluşturduğumuz projemizi yakın zamanda ihaleye çıkararak 2022 yaz sezonuna kadar hayata geçireceğiz. Bu muhteşem eserin Alanya’mız ve bölge halkımız adına şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 373061
İçişleri Bakanlığı, yeni normalleşmeye ilişkin genelgeyi yayımladı...
Buna göre, faaliyetlerine ara veren tüm iş yerleri ile sinemalar 1 Temmuz'dan itibaren tekrar açılacak. Nikah/düğün merasimlerinde, kapalı yerler için uygulanan Covid-19 önlemleri dışında, katılımcı sınırlamasına gidilmeyecek, yiyecek içecek ikramı yapılabilecek. Konser ve festivallerde kişi başına açık alanda 4, kapalı alanda 6 metrekare asgari alan gerekecek.
İŞTE 1 TEMMUZ 2021 İTİBAREN HAYATIMIZIN AKIŞI...
Koronavirüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla, salgınla mücadele sürecinin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemler; salgının genel seyrinin ve Sağlık Bakanlığı ile Koronavirüs Bilim Kurulunun önerilerinin değerlendirilmesi sonucunda Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde alınan kararlar doğrultusunda belirlenmektedir.
Bu çerçevede salgınla mücadelede sıkı tedbirlerin alındığı 14 Nisan 2021 - 17 Mayıs 2021 tarihleri arasında uygulanan kısmi ve tam kapanma dönemleri sonrasında 17 Mayıs 2021 tarihinden bu yana etaplar halinde “kademeli normalleşme” süreci yürütülmektedir.
Kademeli normalleşme döneminde gerek aziz Milletimizin tedbirlere uyum noktasındaki sağduyulu ve fedakârca yaklaşımının gerekse son zamanlarda ciddi bir ivmelenme yaşanan aşılama faaliyetlerinin etkisiyle salgının seyrinde nispi düşüş/yatay seyir izlendiği kamuoyunun malumudur.
Öte yandan hep birlikte elde edilen bu başarının sürdürülmesi, salgının yayılımının kontrol altında tutulması ve ivmelenen aşılama faaliyetleri ile birlikte kalıcı normalleşmenin sağlanması için salgın tedbirlerine riayet etmek önümüzdeki dönemde de önemini korumaktadır.
Bu doğrultuda salgının seyrinde yaşanan gelişmeler ile Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan 21 Haziran 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde ele alınarak; kademeli normalleşme sürecinin üçüncü etabı kapsamında aşağıdaki tedbirlerin 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren hayata geçirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
1. SOKAĞA ÇIKMA ve ŞEHİRLER ARASI SEYAHAT KISITLAMALARI
01.06.2021 tarih ve 8878 sayılı genelgemizde belirtilen esaslar çerçevesinde halihazırda uygulanmakta olan sokağa çıkma kısıtlamaları (hafta içi ve hafta sonu dahil) 1 Temmuz 2021 Perşembe günü saat 05.00’e kadar sürdürülecektir.
1 Temmuz 2021 Perşembe günü saat 05.00’ten itibaren ise hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın sokağa çıkma ile buna bağlı olarak uygulanan şehirler arası seyahat kısıtlamaları sona erecek ve belirtilen tarihten itibaren sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlaması uygulanmayacaktır.
2. İŞ YERLERİNİN FAALİYETLERİ
Tüm iş kolları ve faaliyet alanlarında, salgınla mücadelenin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde kendi iş kolu/faaliyet alanı için belirlenmiş tüm tedbir ve esaslara uyulması kaydıyla;
2.1- Halihazırda faaliyetlerine ara verilmiş durumda olan tüm iş yerleri, 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren tekrar faaliyet gösterebileceklerdir.
2.2- Sektörün talebi doğrultusunda faaliyetlerine ara verilen sinema salonları, 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren faaliyet göstereceklerdir.
2.3- Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtilen masa ve/veya sandalyeler arasındaki mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla, 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren yeme-içme yerlerinin açık veya kapalı alanlarında aynı masada aynı anda bulunabilecek kişi sayısına dair kısıtlamalar uygulanmayacaktır.
2.4- Kahvehane, kıraathane gibi kağıt, taş vb. oyunların oynandığı iş yerlerinde söz konusu oyunların oynanmasına/oynatılmasına dair mevcut kısıtlamalar 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren sona erdirilecek ve oyun oynanmasına/oynatılmasına müsaade edilecektir.
2.5- Sokağa çıkma kısıtlamalarının sona ereceği 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren tüm iş yerleri; ruhsatlarındaki faaliyet konusuna göre ilgili idare tarafından belirlenmiş olan açılış-kapanış saatleri çerçevesinde faaliyet gösterebilecektir.
2.6- Halihazırda konaklama tesislerinde saat 22.00’de, diğer yerlerde ise saat 21.00’de sona eren müzik yayınları (canlı icra edilenler de dahil), bu konuda yeni bir karar alınıncaya kadar 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren saat 24.00’e kadar yapılabilecektir.
2.7- Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirlenen kural ve esaslara uymak kaydıyla park, bahçe, kamp alanı, piknik/mesire alanı gibi yerlere dair ilgili genelgelerimizle getirilen ilave kısıtlamalar 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren kaldırılacaktır.
2.8- Salgının yayılımı açısından çok ciddi risk oluşturması nedeniyle faaliyet konusu nargile salonu/kafesi olan iş yerlerinin faaliyetlerine yeni bir karar alınıncaya kadar ara verilmeye devam edilecek ve konaklama tesisleri de dahil olmak üzere hiçbir iş yerinde nargile servisi yapılmayacaktır.
3. TOPLANTI/ETKİNLİKLİKLER İLE NİKAHLAR/DÜĞÜNLER
Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde her bir etkinlik/faaliyet ile ilgili olarak belirlenmiş kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla;
3.1- STK’lar, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kooperatif ve birliklerin genel kurul dahil geniş katılımlı tüm etkinlikleri ile her türlü toplantı, gösteri veya yürüyüşleri için halen geçerli olan kişi başına asgari açık alanlarda 4 m², kapalı alanlarda 6 m² yer ayrılarak yapılmasına dair uygulama aynı şekilde sürdürülecektir.
3.2- Nikah ve Düğün merasimlerinde;
- Yiyecek/içecek ikramı yapılabilecektir.
- Canlı müzik icrası da dahil olmak üzere müzik yayını saat 24.00’e kadar yapılabilecektir.
- Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde yer alan “düğün sırasında sosyal mesafenin korunamayacağı oyun, dans, halay ya da gösteri yapılmamalıdır” hükmü doğrultusunda, Sağlık Bakanlığınca bu konuda yeni bir tavsiye kararı alınıncaya kadar düğün ve nikahlarda ancak fiziki mesafe kuralına aykırılık teşkil etmeyecek şekildeki oyun, dans, halay ya da gösteriler yapılabilecektir.
- Nikah/düğün merasimlerinde (kapalı yerler için halen uygulanmakta olan kişi başına asgari 6 m² yer bulunması şartı dışında) katılımcı sınırlamasına gidilmeyecektir.
- Köy düğünlerine 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren izin verilecek olup, belirtilen tarihten itibaren sokak düğünlerine (il, ilçe ve beldelerde) izin verilip verilmeyeceği İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurullarında kararlaştırılacaktır.
- Sünnet, nişan ve kına gibi etkinliklere ise daha önceden duyurulduğu üzere 1 Temmuz 2021 tarihinden sonra izin verilecektir.
3.3- Konser, festival, gençlik kampı gibi etkinliklere kişi başına asgari açık alanlarda 4 m², kapalı alanlarda 6 m² yer bırakılmak ve Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtilen kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe prensiplerine uyulmak kaydıyla izin verilecektir.
4. TOPLU ULAŞIM TEDBİRLERİ
Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde toplu taşıma ile ilgili olarak belirlenmiş kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla;
4.1- 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren şehir içi ve/veya şehirler arası tüm toplu taşıma araçlarındaki yolcu/koltuk kapasite sınırlandırmalarına son verilecektir.
4.2- 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler/çocuklarımızın şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanmalarına dair kısıtlamalar 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren kaldırılacaktır.
5. KONAKLAMA TESİSLERİNE DAİR TEDBİRLER
5.1- Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde getirilen tüm kural ve esaslar ile temizlik, maske ve mesafe kurallarına uyulmak kaydıyla; konaklama tesislerine yönelik ilgili genelgelerimizle getirilen kısıtlama ve tedbirlerin uygulanmasına son verilecektir.
5.2- Konaklama tesislerinin açık veya kapalı alanlarında düzenlenecek olan eğlence ve etkinliklerde, fiziki mesafe kuralının yanı sıra faaliyet konusuna göre Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde yer alan diğer usul ve esaslara uyulması sağlanacaktır.
5.3- İşletmecileri tarafından konaklama tesisleri içerisindeki alanlarda (restoran, kulüp vb.) yoğunlaşmanın önüne geçilebilmesi ve fiziki mesafe kurallarının uygulanabilmesi için her türlü tedbir alınacaktır.
6. KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA MESAİ
6.1- Temel usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde belirlenecek şekilde; kamu kurum ve kuruluşlarında halihazırda uygulanmakta olan 10.00 - 16.00 mesai uygulaması sona erdirilerek 1 Temmuz 2021 Perşembe gününden itibaren normal mesai düzenine geri dönülecektir. Kamu kurum ve kuruluşları için günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süresi bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre valilerce tespit edilecektir.
7. SINIR KAPILARINDA UYGULANACAK TEDBİRLER
7.1- Ülkemize girişte sınır kapılarında uygulanacak tedbirlere ilişkin 31.05.2021 tarih ve 8832 sayılı genelgemizle getirilen düzenlemelerde aşağıdaki değişiklikler hayata geçirilecektir;
- Bangladeş, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Nepal ve Sri Lanka’dan ülkemize gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılan kişilere yönelik zorunlu karantina uygulamasına son verilecek ve bu kapsamdaki kişilerin ülkemize girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı yeterli görülecektir.
- Afganistan ve Pakistan’dan ülkemize gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılan kişilere yönelik zorunlu karantina uygulamasının süresi 10 güne düşürülecek ve karantinanın 7'nci gününde uygulanan PCR testinin negatif çıkması halinde zorunlu karantina uygulaması sonlandırılacaktır. PCR testinin pozitif çıkması halinde ise Sağlık Bakanlığı COVİD-19 rehberi doğrultusunda hareket edilecektir.
- Bu şekilde ülkemize gelen ve zorunlu karantinaya tabi olan kişiler Valiliklerce belirlenen yurtlarda karantinaya alınabileceği gibi karantina oteli olarak hizmet veren konaklama tesislerinde de karantinaya tabi tutulabilecektir. Karantina otelleri, konaklama ücretleri, bu kişilerin sınır kapılarından transferleri vb. hususlara ilişkin usul ve esaslar Valiliklerce belirlenecek ve ilan edilecektir.
7.2- Sınır kapılarımızdan girişte azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibraz edemeyen vatandaşlarımıza sınır kapılarında PCR veya hızlı antijen testi uyguladıktan sonra ikametlerine gitmelerine izin verilecek ve test sonucu pozitif çıkanların ikametlerinde izolasyona alınmaları sağlanacaktır.
8. GENEL ESASLAR
8.1- Valilik ve Kaymakamlıklarca, Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde her bir iş kolu/faaliyet alanına ilişkin ayrı ayrı belirlenmiş olan tedbir, usul ve esasların ilgili iş yeri yetkilileri ve çalışanlarına hatırlatılmasına dair bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilecektir.
8.2- Gerek Bakanlığımızın ilgili Genelgeleri gerekse Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirlenen tedbir, usul ve esaslar çerçevesinde, önümüzdeki dönemde Vali ve Kaymakamlarımızın koordinesinde kolluk kuvvetlerinin azami düzeyde kapasite ile katılım gösterdiği (diğer kurum ve kuruluşların personeli/görevlileri ile takviye edilmiş şekilde) yoğunlaştırılmış denetimler gerçekleştirilecektir.
8.3- Yürütülecek her türlü denetim faaliyetinde iş yeri sahipleri/çalışanları ile vatandaşlarımızı kurallara uymaya/sorumlu davranmaya nezaketle davet eden rehberlik edici bir yaklaşım sergilenecek olup, kurallara aykırılıklarda ısrar, tekerrür, kuralların esaslı ihlali gibi suistimal edici tutum ve davranışlarla karşılaşılması halinde ise gerekli idari/adli işlem tesisinden imtina edilmeyecektir.
Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27'nci ve 72'nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyete neden olunmayacak.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 321568
Bingöl’de 5.2 büyüklüğünde deprem. Belediye başkanı açıkladı: 3 evin yıkıldığının bilgisini aldık...
AFAD verilerine göre, Bingöl’ün Kiğı ilçesinde saat 21:28’de büyük bir deprem meydana geldi. 5.2 büyüklüğündeki deprem, yerin 15.51 kilometre derinliğinde oldu.
KANDİLLİ: 5.3 BÜYÜKLÜĞÜNDE...
Kandilli Rasathanesi ise depremin Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde olduğunu aktardı. Kandilli’nin verilerine göre, 5.3 büyüklüğündeki deprem yerin 4.6 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Deprem Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Erzurum ve Elazığ’da da hissedildi.
“3 EVİN YIKILDIĞININ BİLGİSİNİ ALDIK”...
Elazığ Karakoçan Belediye Başkanı Ayhan Akbaba, “Şu ana kadar 3 evin yıkıldığının bilgisini aldık ama yıkılan evlerin sayısı artacak gibi gözüküyor” dedi.
Akbaba sosyal medya hesabından da “Merkez üssü İlçemiz Kuşbayırı köyünde meydana gelen 5.3 şiddetindeki depremde, ilçe merkezimizde tüm ekiplerimiz sahada olup şuana kadar ciddi olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Sadece köylerimizde üç evin yıkıldığı bilgisi bize ulaşmış olup, enkaz altında kalan kimsemiz olmamakla birlikte, Allah'a şükür herhangi bir can kaybı bilgisi bize ulaşmamıştır. Durum netleşince tekrardan gerekli açıklamamız olacaktır” açıklamasında bulundu.
“7 TANE YIKILAN EV VAR AMA TAM YIKILMAMIŞ”...
Karakoçan ilçesi Kuşbayırı Köyü Muhtarı Mehmet Düven, depremle ilgili yerel bir televizyona açıklamalarda bulundu. Can kaybının olmadığını belirten Düven, şu ifadeleri kullandı:
* Yıkılan evler var. Şu an karanlık mezradayız, yukarıya çıkamadık. 7 tane ev var. Kaymakam bey gelmiş ilgileniyorlar. Yıkılan evler var. Kullanılan evler. Herkes var içinde, şu an oturuyorlar. Köydeki nüfusumuz 200'ün üzerinde. Çok şükür can kaybımız olmadı. Herkes dışarıda.
- Şu an 7 evimiz yıkıldı. Ama tam yıkılmamış. Birinin duvarı yıkılmış birinin tavanı. 7 evin tamamen hasarlı olduğunu biliyoruz. Yıkık durumda. Can kaybı olmadı şükürler olsun Allah'ıma.
“KÖYLER KISMEN ETKİLENDİ”...
Elazığ Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, “25.06.2021 günü saat 21.28'de, Bingöl'ün Kığı İlçesi'nde; 5.2 Mw büyüklüğündeki depremde Elazığ Karakoçan İlçesine bağlı Kuşbayırı, Çelebi, Yeşilbelen, Sarıhan ve Çan Köyleri kısmen etkilenmiş olup, herhangi bir can kaybı ve yaralanma olmamıştır” denildi.
FAHRETTİN ALTUN: TEYAKKUZDAYIZ...
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Bingöl’de meydana gelen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Devletimizin tüm kurumları ile teyakkuzdayız. Rabbim, ülkemizi ve milletimizi tüm afetlerden korusun” dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA...
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, depremle ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Çataklı, paylaşımında “Bingöl – Kiğı'da saat 21:28'de 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. An itibariyle Bingöl, Erzurum, Erzincan, Elazığ ve Diyarbakır'dan olumsuz bir ihbar ulaşmamıştır. Ekiplerin mahallinde tarama çalışması devam ediyor” ifadelerini kullandı.
AFAD: İLÇE VE KÖYLERDE TARAMALAR SÜRÜYOR...
İlk açıklamasında gelişmelerin takip edildiğini belirten AFAD, yeni açıklamasında “Geçmiş olsun Bingöl. Deprem sonrası, şu an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmış olup, ilçe ve köylerde tarama çalışmalar devam etmektedir” ifadelerine yer verdi.
5 KİŞİLİK AFAD EKİBİ, BÖLGEYE GİDİYOR...
Depremin ardından Erzurum Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nda görevli 1 amir ve 4 uzmanla birlikte Bingöl’ün Kiğı ilçesine destek amaçlı hareket etti.
ARTÇI SARSINTILAR MEYDANA GELİYOR...
Deprem sonrası en büyüğü 2,6 olmak üzere 5 artçı deprem yaşandığını duyuran AFAD, şu açıklamayı yaptı:
* Bingöl’ün Kiğı ilçesinde bugün saat 21.28’de Mw 5,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
* Yerin 15.51 km derininde meydana gelen bu depremin, en yakın yerleşim birimi olan Kiğı ilçesi, Aşağı Serinyer köyüne uzaklığı 2.28 km’dir.
* Deprem üssüne yakın il ve ilçelerle yapılan görüşmelerde an itibarıyla herhangi bir olumsuz ihbar bulunmamaktadır.
* Diyarbakır ve Erzurum il AFAD Müdürlüklerimizden ekipler, destek amacıyla bölgeye sevk edilmiştir. Gelişmeler takip edilmektedir.
VALİLİK: CAN VEYA MAL KAYBI YOK...
Bingöl Valiliği’nden deprem ilgili yapılan açıklamada “İlimizde 25 Haziran 2021 tarihinde saat 21:28’de merkez üssü Kiğı olan 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde ve diğer ilçelerimizde herhangi bir can veya mal kaybı söz konusu olmamıştır. Allah milletimizi her türlü afetten muhafaza etsin” denildi.
SİYASİLERDEN GEÇMİŞ OLSUN MESAJLARI...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Bingöl’ün Kiğı ilçesinde meydana gelen çevre illerden de hissedilen deprem nedeniyle tüm bölge halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Dualarımız can kaybının olmaması için.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: Bingöl’de yaşanan ve çevre illerde hissedilen deprem nedeniyle, başta Bingöllü vatandaşlarımız olmak üzere etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Cenabıhak milletimizi ve memleketimizi her türlü felaketten korusun…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Bingöl’ün Kiğı İlçesi'nde 5.2 büyüklüğünde meydana gelen depremi üzüntüyle öğrendim. Bingöl ve çevre illerdeki vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Meydana gelen depremde can ve mal kaybı yaşanmamasını temenni ediyorum.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Geçmiş Olsun Bingöl. Bingöl’de meydana gelen ve çevre ilerde de hissedilen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim her türlü afetten milletimizi korusun.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: Geçmiş olsun Bingöl! Bingöl'ün Kiğı ilçesinde meydana gelen ve çevre illerimizde de hissedilen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
GEÇEN YIL 6.8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM MEYDANA GELMİŞTİ...
24 Ocak 2020 tarihinde saat 20.55'te Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 6.8 büyüklüğünde yerin 8.06 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem 20 saniye sürmüştü.
Deprem Adıyaman, Adana, Batman, Bingöl, Çorum, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Mardin, Osmaniye, Samsun, Sivas, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tokat ve Tunceli gibi birçok ilin yanı sıra Irak, İsrail Lübnan ve Suriye’de de hissedilmişti.
Resmi açıklamalara göre, depremde Elazığ'da 37, Malatya'da 4 olmak üzere toplam 41 kişi hayatını kaybetmişti.
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 319007
Alanya Tapu Müdürlüğü'ne yönelik şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor...
Tapuda yaşanan aksamalar nedeniyle vatandaşlar isyan bayrağını çekerken, "Artistmisin sen tapu müdürü" diye sorarak gazetemizi arayan, isyanını dile getiren yüzlerce vatandaş; devletin bu artist müdürü görevden almasını veya değiştirmesini istedi...
MHP Alanya İlçe Yönetim Kurulu üyesi ve emlak sahibi Kamil Çiçek
Son olarak da MHP Alanya İlçe Yönetim Kurulu üyesi ve emlak sahibi Kamil Çiçek, Alanya Tapu Müdürlüğü'nde yaşanan aksamalara dikkat çekti ve Tapu Müdürüne yönelik de gönderme yaptı. Tapu Müdürlüğünde yaşadığı olayı 'Alanya Tapu’dan pis kokular geliyor' başlığını ile paylaşan Çiçek, tapu müdürünün vatandaşları dinlemeyerek mesaisini bitirdiğini belirterek, sitem etti.
'BİR TANE VATANDAŞIN DERDİNİ DİNLEMEDEN MESAİYİ BİTİRDİ'...
Çiçek paylaşımında, sabah saatlerinde gittikleri tapuda akşam mesai bitimine kadar işlem yapamadıklarını vurguladı. Tapu müdürüne ilişkin de detay veren Çiçek, müdürle görüşme talep ettiğini ve müdürün kapısında kuyruk oluştuğunu ancak kimsenin içeri alınmadığını söyledi. Müdürün mesai bitimine kadar odasına kimsenin alınmadığını ve gün sonunda da müdürün telefonla konuştuğunu belirterek, "Bir tane vatandaşın derdini dinlemeden mesaiyi bitirdi" dedi.
'BUNCA GAYRET HEBA EDİLİYOR'...
Vatandaşların şikayetlerine de yer veren Çiçek, "Bazıları bir hafta, bazıları daha fazla zamandır beklediklerini söylediler" diye belirtti. Çiçek, "Akdeniz Bölgesinde müteahhitlik ve emlakçılık yapanlar da turizmciler gibi ülkemize ciddi manada döviz girdisi ve istihdam sağlamaktalar. Yüce devletimizden hiçbir şey beklemeden, dünyanın her yerinden yatırımcıyı ağırlamakta ve ciddi bir masraf etmekteler. Bunca gayretin bir sorumsuz tarafından heba edilmesine dur diyecek bir yetkili yok mudur? Bir fırsatını bir yolunu bulup işimi yaptırmak yerine, yanlışları tespit ederek doğruyu söylemeyi daha şerefli bir hareket kabul ediyorum. Kurumla ters düşmek istemeyerek sukut eden müteahhit ve emlakçı arkadaşlarımı da yadırgamıyorum. Liyakat sahibi kişilerin kurumlarımızın başına gelmesi dileklerimle, kalın sağlıcakla” ifadelerine yer verdi.
MÜFETTİŞLER MÜDÜRLÜKTE...
Bu paylaşımın yanı sıra, Alanya'dan işlemleri için Alanya Tapu Müdürlüğü'ne giden birçok vatandaşın daha şikayette bulunması üzerine, müfettişlerin müdürlüğe gittiği de edinilen bilgiler arasında.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 399756
Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kararları duyurdu. Erdoğan, sokağa çıkma kısıtlamalarının kaldırılacağı tarihi açıkladı...
SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMALARI KALDIRILIYOR...
* 1 Temmuz’da başlamak üzere sokağa çıkma kısıtlamalarını tümüyle kaldırıyoruz.
* Müzikle ilgili sınırlamayı da 24.00’e çekiyoruz. Kusura bakmasınlar kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.
* Şehirler arası seyahat kısıtlamalarıyla şehir içi toplu taşıma araçlarındaki sınırlamalar sona eriyor.
* Sırası gelen herkesin aşı olması hayati öneme sahiptir. Vatandaşlarımdan, aşı konusundaki manipülasyonlara itibar etmemelerini, bu konuda bilim insanlarına kulak vermelerini istiyorum.
* 1 Temmuz itibarıyla kamu kurum ve kuruluşlarında normal mesai düzenine geçiliyor.
* HES kodu uygulaması yaygınlaştırılarak sürdürülecektir. Konu ile ilgili ayrıntılar, İçişleri Bakanlığımızın genelgesiyle açıklanacaktır.
TURİZME KDV DESTEĞİ 1 AY UZADI...
* Turizm sektörüne verdiğimiz KDV desteğini 1 ay daha uzatıyoruz.
* TMO’yu en etkin şekilde devreye sokarak uygun fiyatlı yem ham maddesi satışını temmuz ayında başlatıyoruz.
* Sanayi sektöründeki kayıtlı istihdam, 4 milyon 700 bin sınırına dayanarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
* Hububat ile et, süt, yem fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz, gerekli dersi vereceğiz.
* (COVID-19) Son bir haftada nüfusuna oranla dünyada en çok aşı yapan ülke konumundayız.
* Hedefimiz birkaç hafta içerisinde aşılamayı 18 yaş üzerindeki nüfusumuzun tamamına açmaktır.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 218805
Babalar gününde , bir babaya yaşatılan dram ve hayırsız evlatların yüzsüzlüğü...
KADİRLİ'DEN ADANA'YA GÖTÜRÜLEN 6 ÇOCUK BABASI FAZLI SEÇGİN " MAAŞIMI KIZLARIMDAN ALIN BENİ KADİRLİ'YE GÖNDERİN"...
Adana'da 81 yaşındaki Fazlı Seçgin, kızlarının kendisine bakmadığını öne sürerek parklarda yaşamaya başladı. Gözü yaşlı adam, "Maaşımı kızlarımdan alın, beni Kadirli'ye gönderin. Kızlarım cenazeme dahi gelmesin." dedi.
"AÇ SUSUZ DOLAŞIYORUM"...
8 ay önce kızları tarafından Kadirli'den Adana'ya götürülen Fazlı Seçgin, yaşadığı dramı gözyaşları içerisinde anlatarak, "8 aydır buradayım. Bazen kızlarımın yanında kalırdım ama kızlarım da artık bana ters döndü. Buralarda günüm geçiyor. Kızlarımdan hiç yüz almadım. Beni istemediklerini düşünüyorum. Emekli maaşımı da aldılar. Ben aç susuz dolaşıyorum, maaşı onlar aldı. Benim maaşımı ve kimliğimi verip beni Kadirli'ye göndersinler. Ben bir tek bunu istiyorum. Ya Allah beni emanetine alsın ya da beni oraya göndersinler" diye konuştu.
"BENİ O EVDE İSTEMİYORLAR"...
Öldüğünde kızlarının cenazeye gelmesini de istemediğini söyleyen Seçgin, "Kadirli'ye gitme umudu kesilirse beni bir tek intihar temizler. Beni o evde istemiyorlar" dedi.
Babalar Günü öncesi sokakta kalan Fazlı Seçgin, "Benim benden haberim yok, Babalar Günü'nden nasıl haberim olsun. Ben bitmişim. Allah'tan hayırlı bir ölüm istiyorum. Kızımın yanında olmak istemem. İntihar ederim yine de o eve gitmem. Yüzlerini görmeyim onlarda beni görmesin. Emekli maaşımı, kimliğimi versinler Kadirli'ye gitmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 321827
‘
Tecavüz ediliyorum’ diye taşa not bırakan çocuk bulundu...
Antalya'da bir taşın üzerine, "Yaşım 12, adım Altun. Tecavüz ediliyorum, lütfen yardım edin" diye not bırakıp ortadan kaybolan çocuk, yürütülen çalışmaların ardından bulundu...
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, Altun'un sağlığının iyi olduğu, konu ile ilgili avukatların hukuksal çalışma başlattığı duyuruldu. Çocuğa istismarda bulunan kişi ise Adana'da yakalandı.
Antalya’nın Kepez ilçesinde, “Yaşım 12, adım Altun. Tecavüz ediliyorum, lütfen yardım edin” yazısının bulunduğu taşın fotoğrafının sosyal medyada paylaşımımın ardından konu ülke gündemine taşındı. Araştırmaların ardından Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'ndan Altun'un bulunduğu açıklaması yapıldı. Altun'un sağlığının iyi olduğu belirtilen açıklamada, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle daha fazla detay verilmeyeceği, psikologların çocukla ilgilendiği belirtildi. Konunun adli boyutunda da Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu avukatlarının çalışma başlattıkları aktarıldı.
“5 YAŞINDAN BERİ İSTİSMARA UĞRUYORMUŞ”...
Konu hakkında sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (#UCİM) kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan; “Antalya-Kepez'de istismara uğradığını taşa yazan 12 yaşındaki #Altun bulundu. 5 yaşından beri komşusunun istismarına uğruyormuş. TC. İçişleri’ne teşekkür ediyoruz. Çocuğumuzun ve davanın takipçisi olacağız. Bu haysiyetsizler gün ışığı görmemeli” ifadelerini kullandı.
İSTİSMARCI ŞAHIS KOMŞU ÇIKTI...
Çocuk İzlem Merkezi’nde psikolog eşliğinde ifadesine başvurulan mağdur çocuğun, uzun süredir komşuları H.E.’nin cinsel istismar ve cinsel saldırısına uğradığı ortaya çıktı. H.E.’nin bir süre önce Adana’ya taşındığı, zaman zaman kente gelerek mağdur çocuğa cinsel saldırıyı sürdürdüğü belirlendi. Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin bağlantıya geçtiği Adana İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şüpheli H.E.’nin adresini belirleyip, yakaladı. Gözaltına alınan H.E., işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. H.E., çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
NE OLMUŞTU?..
Antalya Kepez ilçesi Osman Yüksek Serdengeçti Caddesi’ndeki yeşil alanda bulunan ve üzerinde çeşitli yazıların yer aldığı taşın sosyal medyada paylaşılması üzerine polis hareket geçti. “Yaşım 12, tecavüz edildim, adım Altun. Hala tecavüz ediliyorum. Lütfen yardım edin” notu yazılı taşı bulan kişilerden alan polis, çalışma başlattı. Polis, araştırmasında, bölgede ‘Altun' adlı kimsenin olmadığını belirlerken, konuya ilişkin çalışmaların sürdüğü belirtildi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda ise #AltununSesiOlalım hashtag’i ile konuya dikkat çekilmeye çalışıldı.
Taşa ‘tecavüz ediliyorum’ yazmıştı! Bakanlıktan açıklama...
Antalya'da taşın üzerine "Yaşım 12, adım A. Tecavüz ediliyorum, lütfen yardım edin" yazan kız çocuğu A.K.'yle ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklamada bulundu.
Antalya’da, taşın üzerine ‘Yaşım 12, adım A. Tecavüz ediliyorum, lütfen yardım edin’ yazan kız çocuğunun, A.K. olduğu belirlendi. Çocuk İzlem Merkezi’nde ifadesine başvurulan A.K.’ye, komşuları H.E.’nin (55) uzun süredir cinsel saldırıda bulunduğu ortaya çıktı. Bir süre önce Adana’ya taşındığı belirlenen H.E., polis tarafından yakalanıp gözaltına alındı.
BAKANLIK AÇIKLAMA YAPTI...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından olaya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
*Bakanlığımız uzman ekipleri çocuğumuzun yaşadığı ikamet adresine giderek sosyal inceleme yapmıştır. Çocuğumuzun yaşadığı fiziksel ve ruhsal travmayı atlatabilmesi için kendisi ve ailesine psikososyal destek sağlanmaya başlanmıştır.
*Ailemiz ayrıca Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetinden yararlandırılacaktır. Fail, emniyet güçleri tarafından gözaltına alınmış ve soruşturma devam etmektedir.
*Bakanlık olarak davaya müdahale talebinde bulunduk. Bu süreçte çocuğumuzun ihtiyaç duyduğu her türlü desteği vererek ailemizin yanında olacağız.
KAYNAK :Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 219120
Alanya’nın siyasetçileri, parti teşkilatlarının ilçe yönetimleri burada mı? Tamaam…
Alanya’nın sivil toplum örgütleri burada mı? Tamaaam…
Sözde çevreciler! Siz de burada mısınız? (Gerçek çevreciler baş tacı)
Alanya’nın avokadocuları, muzcuları, üreticileri, çiftçileri, siz de burada mısınız?
Dim Çayı üzerinde restoranı olan, piknik alanı olan, esnaf kardeşler de buradalar mı?
Herkes burada olduğuna göre başlayalım…
17 Haziran 2021 Perşembe günü Alanya’da yapılacak ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantısından haberiniz var mı kardeşlerim? Bu toplantının önemini biliyor musunuz? Haberiniz yoksa ve önemini bilmiyorsanız iki dakika dinleyiverin bi zahmet…
Çünkü Alanya’da yaşayan birisi olarak seni de ilgilendiriyor aslan kardeşim, canım kardeşim.
BU SU NEDEN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR?
Dim Barajı, elektrik üretmenin yanı sıra Alanya’nın aynı zamanda içme suyu projesidir. İçme suyu olduğu için de herhangi benzinli bir su aracı bu barajda kullanılamaz. Kirletilmemesi için tüm önlemler alınmıştır. Yüzmek ve hatta balık avlamak bile yasaktır. Su kenarında herhangi bir turistik su sporları istasyonuna dahi müsaade edilmemektedir. İçme suyu sonuçta di mi? Tertemiz olacak ki içeceğiz bu suyu, ötesi mi var…
Sadece içme suyu değil tarım için sulama suyu projesidir de üstelik. Hem bu yılın kurak geçmesi, hem de suya aşırı ihtiyaç duyan ürünlerin üretimine ağırlık verilmesi sebebiyle barajın önemi bu yıl daha da göz önüne çıkmıştır. Ziraat Odası başta olmak üzere Alanya’daki tarım üreticilerinin bağlı oldukları dernek ve birlikler, dolayısı ile tüm çiftçiler ve üreticiler bu barajdaki suyun bir an önce sulama suyu olarak kullanıma açılmasını dört gözle beklemektedirler, gazetelere demeçler vermektedirler.
PEKİ BU BARAJIN SUYU NEREDEN GELİYOR?
Alanya için hayati önem taşıyan baraj, Dim Çayı’ndan beslenmektedir. En az baraj kadar, Dim Çayı da hayati derecede önemlidir. Dolayısı ile Dim Çayı üzerinde yapılacak her hangi bir yapı ya da sistem tüm Alanya’yı ilgilendirmektedir. Dim Çayı’nın doğduğu yer ise Dim Alacami Köyü’dür. Bu uzak ama doğal kalabilmiş köyden şelaleler ile adeta fışkıran Dim Çayı, kilometrelerce akarak Dim Barajı’na dökülmektedir.
NEDİR BU TOPLANTI?
Dim Çayı üzerine yeni bir HES (Hidroelektrik Santral) yapmak için bir firma kolları sıvamış ve evrak işlerini, prosedürleri yerine getirmeye çalışmaktadır. Bu prosedürlerden bir tanesi de; “HALKIN KATILIMI TOPLANTISI”. Yani “Halkın katılımını sağlamak”, “Halkı proje hakkında bilgilendirmek” ve “Halkın görüş ve önerilerini almak” amacıyla yapılacak toplantı. Halk kim, tabiî ki biziz. Sen ben, Alanya halkı….
BU SANTRAL NEREYE YAPILACAK?
Tam da Dim Çayı’nın çıkış noktasına yani Dim Alacami Köyü’nün içine yapılacak. Dim Çayı doğar doğmaz, doğduğu yerde boruların içine hapsedilecek. Köyün içinde dev bir santral. Köy ki Alanya turizmi için, doğa turizmi için, kültür turizmi için gelecek vaat eden bakir kalmış ender köylerden bir tanesi. Öyle bir güzel köy ki gelip görenin aşık olduğu bir köy. Suda yaşayan kırmızı benekli alabalıkların “endemik” oluşundan, bölgedeki dağ keçilerinin ve yaban hayatının tek su kaynağı olmasından, endemik bitki örtüsünden bahsetmeye başlarsak sayfalar yetmez zaten. (Endemik; sadece o bölgede ve doğal ortamında bulunan, yetişen, dünyanın başka bir yerinde olmayan)
Velhasıl kelam…
Bu köy halkı ve muhtarları derki;
Biz bu santralin kurulacağı köyde yaşıyoruz ancak bu santral sadece bizi değil tüm Alanya halkını ilgilendirmektedir. “Halkın Katılımı Toplantısı” sadece köydeki halkı değil tüm Alanya halkını ilgilendirmektedir. Sadece köy halkı olsa idi “Mahalle Halkının Katılımı” denirdi. Biz Alanya’daki herkesi bu toplantıda yanımızda görmek istiyoruz. Siyasetçileri, siyasi partilerin ilçe yönetimlerini, sivil toplum örgütlerini, çevreye ve doğaya duyarlı olanları, çitçileri, üretici birliklerini ve halkın katılımı toplantısına duyarlılık gösterecek herkesi… Toplantı tarihi: 17 Haziran 2021 Perşembe
Sağlıkla, sevgiyle, esenlikle kalın…
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 187893
Geçmiş dönem Devlet Bakanı ve Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu ,halkı aydınlatmak için yazdığı doğrulardan dolayı bir kez daha hapse mahkum edildi...
Ülkede siyasetciler ve kirli işlerle uğraşan insanların iç içe geçmişliği her gün belegeleri ile ortaya saçılırken ve hiç bir Cumhuriyet savcısı dava açmazken,halkını savunan ve yazdığı köşe yazıları ile gerçekleri haykıran ; Devlet eski bakanı İzmir 1.Asliye mahkemesinde yargılandı ve yazdığı köşe yazısından dolayı , "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlaması ile mahkum edildi.
DOĞRU PARTİ GENEL BAŞKANI RİFAT SERDAROĞLU YAPTIĞI AÇIKLAMADA: "Yine mahkeme yine mahkumiyet! 23 ay 10 gün daha! Ant içerim ki! Hırsızlar imparatorluğunu devirip hapse koymadan o hapse girmeyeceğim! DOĞRU’su budur!..." diyerek tepkisini dile getirdi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 221191
Hakkında yakalama kararı çıkartılan Sedat Peker, Twitter'dan bir kez daha 40 yaş altına seslendi. Kendisinin kurtarıcı olmadığını belirten Peker, binlerce kişiyi dolandıran Çiftlik Bank'ın kurucu Mehmet Aydın'ın nerede olduğunu açıkladı ve sordu: Belarus'tan trafik kazası yapmış bir şahsı, Interpol kararıyla alıp Türkiye'ye getiren yüce devletimiz bu şahsı acaba neden getirmiyor?
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, binlerce kişiyi dolandıran Çiftlik Bank'ın kurucu Mehmet Aydın'ın nerede olduğunu açıkladı.
Twitter'dan yeni iddialarda bulunan Peker, bir kez daha 40 yaş altına seslendi. "Kırk yaşın altındaki kardeşlerim, ben kurtarıcı değilim. Zaten kurtarıcı diye bir şey yoktur. Ben sizle anlaşma yapmış olan kırk yaş üstü birisiyim.
"ISRARCI OLURSAN, TOPLUM KURTULMUŞ OLUR"...
Siz bana intikamımı almamda yardımcı olacaksınız, ben de size kurtarıcıya ihtiyaç olmadığını kanıtlayacağım. Kırk yaşın altındaki kardeşlerim, kurtarıcı olmak doğru soruyu sorabilmektir. Doğru soruyu sorabilirsen ve sorunun cevabını almak için ısrarcı olursan, toplum kurtulmuş olur" diyen Peker, Mehmet Aydın'ın neden Türkiye'ye getirilmediğini sordu.
"BU PARADAN PAY ALDIKLARI ORTADA"...
Peker'in paylaşımlarında şu ifadeler yer aldı: "Kırk yaşından küçük kardeşlerim, Çiftlik Bank'ın kurucusu olan Mehmet Aydın isimli şahıs Bolivya'da falan değil, Belarus'ta. Belarus'tan trafik kazası yapmış bir şahsı, Interpol kararıyla alıp Türkiye'ye getiren yüce devletimiz bu şahsı acaba neden getirmiyor?
Kırk yaşından küçük kardeşlerim, Belarus'tan bu şahsı getirmeyen devletimizin içinde görevli olan bazı insanların bu paradan pay aldığı ortadadır. Bu şahsın yanına Belarus'a gidip onu ziyaret eden kişiler, aracı olan kişiler bellidir."
Peker, iddialarını "Ben örnek alınacak kişi değilim. Kurtarıcı değilim. Bazılarından kendi intikamımı alabilmek için size doğru soru sormayı ve onu takip etmeyi öğretecek kişiyim" sözleriyle tamamladı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 179438
Emeklinin OGS isyanı...
Alanya’da yaşayan emekli öğretmen Ziya Ayyıldız, “Kullanmadığım paralı yol gişelerinden aracımın plakasına 6 kez ücret kesilmiş. Haberdar edilmediğim için de yasal takip başlatılmış” dedi.
Alanya’da yaşayan emekli öğretmen Ziya Ayyıldız’ın otomobil plakasına 2019-2020 yılları arasında 6 kez OGS ödemesi çıkarıldı.
Paralı yol ücreti olarak bilinen Otomatik Geçiş Sistemi’ni (OGS) hiç kullanmadığını ve o tarihlerde belirtilen şehirlerde de hiç bulunmadığını söyleyen Ziya Ayyıldız, ödemelerle ilgili hiçbir şekilde kendisiyle irtibata geçilmeden yasal takip süreci başlatıldığını ve mağdur edildiğini anlattı.
Ödeme bildirimlerinden tesadüfen e-devlet üzerinden haberdar olduğunu anlatan Ayyıldız, “6 kez paralı yoldan geçiş ihlali ücreti yazılmış. Çeşme-Aydın, Mahmutbey-Edirne, İstanbul-Ankara paralı yollarını haberim olmadan 6 kez kullanmışım. Belirtilen tarihlerde o şehirlerde ve yollarda hiç bulunmadım. Ben öğretmen adamım. Ben kaçak iş nedir bilmem. Üzerime böyle bir suç atılması, para cezası uygulanması, yasal takibe alınmam, sonuç olarak mağdur edilmem beni çok üzdü” dedi.
08504606060 numarasından ilgilileri aradığını ve her telefon görüşmesi için 1 saate yakın bekletildiğini aktaran Ayyıldız, “Bana bir yanlışlık olduğunu söyleyerek geçiş bilgilerini sistemden kaldırdıklarını söylüyorlar ama e-devlet sisteminde hepsi olduğu gibi duruyor. Buradan yetkililere sesleniyorum. Hata bir defa en fazla 2 defa yapılır. 6 kez hata olmaz. Aracımın plakası kopyalandıysa yetkililerin elinde kayıtlar var. Araştırılsın. Sistemde bir sorun varsa düzeltilsin. Beni mağdur etmeyin. Bu hata ve beraberinde gelen borç yüzünden yarın banka hesaplarıma bloke gelebilir. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 88804
AGF Genel Başkanı ve AGC Başkanı Gaye Coşkun, 3 gün süren Doğu Akdeniz Turu’nun ardından yaptığı açıklamasında sektörün en çok konuştuğu sorunlara işaret etti...
Akdeniz Gazeteciler Federasyonu (AGF) Genel Başkanı ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Gaye Coşkun, AGF Onursal Başkanı ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni ve Akdeniz Gazete Sahipleri Derneği Başkanı ve AGF Genel Saymanı Ahmet Yenigün ile çıktığı Doğu Akdeniz turunda Mersin Gazeteciler Cemiyeti, Cebelibereket Gazeteciler Cemiyeti (CGC), İskenderun Gazeteciler Cemiyeti, Hatay Gazeteciler Cemiyeti ve Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Bu ziyaretlerde Coşkun, sektör temsilcileri ile görüştü ve sorunları dinledi.
'BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR'...
Heyetin ziyaretinde ilk durak Mersin Gazeteciler Cemiyeti oldu. Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kaya Tepe, Başkan yardımcısı Şevket Coşkun, yönetim kurulu üyeleri Abdullah Biçer ve Mehmet Miras ile Federasyon temsilcisi Haldun Okdemir’in hazır bulunduğu ziyarette mesleki konular konuşuldu. Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nin Türkiye’nin tek ve en güçlü gazeteci örgütü olan Akdeniz Gazeteciler Federasyonu’na katılması gerektiğini dile getiren Onursal Başkan Mevlüt Yeni, “Birlikten kuvvet doğar. Mersin Gazeteciler Cemiyetini bünyemizde görmek istiyoruz” dedi. Hoş bir sohbetin ardından Federasyon başkan ve temsilcileri Osmaniye, Kahramanmaraş ve İskenderun ile Antakya cemiyetlerine nezaket ziyaretinde bulunmak için Mersin’den ayrıldı.
İKİNCİ DURAK OSMANİYE...
AGF heyeti ziyaretin ikinci durağında Osmaniye Cebelibereket Gazeteciler Cemiyeti’ne gitti. TGK Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Yeni, AGF Genel Başkanı Gaye Coşkun ve Akdeniz Gazete Sahipleri Derneği Başkanı Ahmet Duran Yenigün, CGC Başkanı, AGF Genel Sekreteri ve TGK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Cihangir’e, Akdeniz Gazeteleri Yayın Grubu Kurucusu ve Akdeniz Gazete Sahipleri Yönetim Kurulu Üyesi L.Taner Deniz için gerçekleştirilen taziye ziyaretinde bulundular. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Yeni, başsağlığı dileğinde, konfederasyonun büyük bir aile olduğunu, bu aileye ilk kurulduğu günden bu yana Cebelibereket Gazeteciler Cemiyetinin varlığı ile güç verdiğini anlattı. Yeni, “CGC, federasyon ve konfederasyonumuzun ilk kuruluşundan bu yana bizimle birlikte yol alıyor. Ali Cihangir başkanlığındaki CGC ailesi örnek çalışmaları ve duruşu ile taktir alan bir basın ailedir. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum” dedi.
HEDEFLERİ ANLATTI, BEKLENTİLERİ DİNLEDİ...
Akdeniz Gazeteciler Federasyonu (AGF) Genel Başkanı Gaye Coşkun, Osmaniye basınına başsağlığı dilerken, AGF’nin hedeflerini anlattı, talepler konusunda da beklentileri dinledi. Akdeniz Gazeteciler Federasyonu ailesinin egolarından arınmış basın mensuplarından oluştuğunu anlatan Coşkun, “Bizler bu çatı altında sadece mesleki mücadele için varız. Bu böyle devam edecektir. Bunu Mevlüt başkanda gördük. Biz her gün bir araya gelemeyeceğiz ama teknoloji sayesinde diyalog halinde olacağız. Bir şeyler yapabilmek için çalışacağız. Güzel projeler üretebiliriz. Mesleğimiz adına burası bir çakıl taşıdır ama hepimiz birlik olduğumuz zaman bir okyanus oluşturabiliriz” ifadelerini kullandı. Akdeniz Gazete Sahipleri Derneği Genel Başkanı Ahmet Duran Yenigün ise çok değerli bir yönetim kurulu üyesini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını dile getirdi.
AGF ONURSAL BAŞKANI VEDA ETTİ, HELALLİK İSTEDİ...
Coşkun, Yeni ve Yenigün, Cihangir Hatay’a geçerek burada Hatay Gazeteciler Cemiyeti İskenderun Temsilciliği ve İskenderun Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ettiler. Gerçekleştirilen ziyarette 1 Temmuz’da yapılacak olan Gazeteciler Konfederasyonu Olağan Genel Kurulu öncesinde de bilgiler veren AGF Onursal Başkanı Yeni, federasyon genel başkanlığı süresi boyunca destek veren cemiyet başkanlarına ve meslektaşlarına veda ziyaretini gerçekleştirdi. HGC İskenderun Temsilciliği’nde gerçekleşen buluşmada ise Temsilci Sabriye Sönmez, üyeleri ile birlikte sorunlarını anlattı. Federasyon ve konfederasyondan beklentiler dile getirildi. Hatay Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Temizyürek ve Yönetim Kurulu’nun ev sahipliğindeki temaslar sırasında AGF ekibi gazete ve televizyonları ziyaret etti. Beyzade Medya’ya gerçekleşen ziyarette mesleki görüş alış verişlerinde bulunuldu. HGC yönetim kurulu ve gazete sahipleri ile Hatay’da AGF Onursal Başkanı Mevlüt Yeni onuruna bir akşam yemeği düzenlendi. Harbiye Boğaziçi Restoran'da onuruna verilen yemekte kısa bir veda konuşması gerçekleştiren AGF Onursal Başkanı Mevlüt Yeni, “Birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde kurulduğumuz günden bu zamana kadar yanımda olan ve desteklerini esirgemeyen meslektaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Artık görevimiz buraya kadar. Ümit ediyorum ki benden sonra görevi devralan Genel Başkanımız Gaye Coşkun ve beraberinde bulunan yönetim kurulu üyesi meslektaşlarımız da bu bayrağı daha da yukarıya taşıyacaklarına inanıyorum. Hatay Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Abdullah Temizyürek ve beraberinde bulunan yönetim kurulu üyelerine düzenlemiş oldukları bu organizasyondan dolayı teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum” dedi. Yapılan konuşmanın ardından Hatay Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Temizyürek tarafından AGF Onursal Başkanı Mevlüt Yeni’ye anı tabağı hediye edilirken, AGF Genel Başkanı Gaye Coşkun ise ev sahipliğinden ve misafirperverliğinden ötürü HGC Başkanı Abdullah Temizyürek’e bir tablo hediye etti.
KAHRAMANMARAŞ’A ZİYARET...
Hatay’ın ardından Kahramanmaraş’a giden Coşkun, Yeni ve Yenigün, Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti yönetim ve yayın kuruluşlarını ziyaret ederek Doğu Akdeniz turunu tamamladı. Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret sırasında Manşet Gazetesi, AKSU TV ve Bugün Gazetesi’ne de ziyaretler gerçekleştirildi. Heyetin temasları Kahramanmaraş turu ile sürdü.
ÖNEMLİ KONULAR KONUŞULDU...
AGF Genel Başkanı Gaye Coşkun, Doğu Akdeniz Turu’na ilişkin açıklamasında şunları söyledi: "Amacımız öncelikli olarak Onursal Başkanımız Mevlüt Yeni ile birlikte Doğu Akdeniz’de bulunan cemiyetlerimiz ziyaret etmekti. Genel Kurul sonrası ben üyelerimizle tanışırken, Onursal Başkanımız da veda yaptı. Mersin ile başlayan görüşmelerimizde Osmaniye Cebeli Bereket Gazeteciler Cemiyeti, İskenderun GC, HGC İskenderun Temsilciliği, Hatay Gazeteciler Cemiyeti ve Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ne gittik. Temaslarımız sırasında gazete ve televizyonlarımızı da ziyaret ettik, sorunları dinledik. Genel olarak sektörümüzün sorunları benzer. Şehirlerimizin kendisine has özellikleri bir yana, sektörün sorunları aynı. İstihdama yönelik kalifiye eleman sorunu başta olmak üzere pandeminin sektörde yarattığı etkiler önemli konu başlıkları idi. Bu sorunları ise kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
1-Pandemi döneminde yayıncı kuruluşların gelirleri düştü. Abone ve reklam müşterilerinin bütçe düzenlemeleri sektörü olumsuz etkiledi.
2-İstihdam paketlerinde medya sektörüne yönelik ciddi ekonomik destekler yer almadı. Bu anlamda TGK sürdürdüğü çalışmanın bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz.
3-Yapılandırılan ödemelerin günü geldiğinde kaynaklar artmadığı için ödeme güçlükleri yaşanıyor. Yeni bir düzenleme beklentisi bulunuyor.
4-Özellikle gazetelerimiz için kağıt maliyeti boyumuzu aştı. Baskı maliyetleri dövizle birlikte arttı. Kağıt temininde indirim ya da benzeri bir ekonomik destek bekleniyor.
5-TGK girişimleri ile Turkuaz Kart sahibi gazeteciler aşılandı. Teşekkür ederiz. Ancak sektörün diğer çalışanlarına da aynı öncelik sağlanmalı.
6-İnternet yasası çıkartılmalı. Kişisel gazetecilik faaliyetleri denetlenmeli. Sosyal medya gazeteciliği ya da merdiven altı gazetecilik gibi kavramlara karşı sektörün gerçek emekçileri desteklenmeli, hakları korunmalı."
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 542820
Sedat Peker, yayınladığı 9. videoda yine İçişleri Bakanı Soylu'yu hedef aldı, "Diyordu ya 'Ben poliçe sesini çok seviyorum'. Şirketin 57 kat büyümüş. O poliçenin sesine ben de uyurum, herkes uyur" dedi. Peker, 10 bin dolar alan siyasetçi hakkında da konuştu, "Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var" dedi. Peker, Metin Külünk'ün kendisini arayarak Biden-Erdoğan görüşmesinden önce video çekmemesini istediğini ileri sürdü...
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, önceden yayınlayacağını duyurduğu 9. videoyu da sosyal medyadan paylaştı. Peker 9. videosunu, 'Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz' başlığı ile duyurdu.
Sedat Peker, önceden yayınlayacağını duyurduğu 9. videoyu da sosyal medyadan paylaştı. Peker, bir kez daha İçişleri Bakanı Soylu'yu hedef aldı, "Diyordu ya 'Ben poliçe sesini çok seviyorum'. Şirketin 57 kat büyümüş, dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesine ben de uyurum, herkes uyur" dedi. Peker, 10 bin dolar alan siyasetçi hakkında da konuştu. "Bu rakamı bana nasıl yakıştırırsınız, daha fazlası var..." diyen Peker, AK Partili Metin Külünk ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"SAĞ HÜKÜMETİNLERİN TAKTİĞİ: DİN ELDEN GİDİYOR..."
Sağ hükümetlerin dini kullandığını iddia eden Peker, şunları kaydetti:
"Bir de ümmetin lideriyiz mevzusu var. Filistin'de olay olduğunda A Haber yayın yapıyor. Sahtekar diyor ki, 'Tayyip Erdoğan'a sevgi gösterisi', adamlar diyor ki, 'Tayyip neredesin? Bize yardım edeceğini söyledin neden gelmiyorsun, bizi kandırdın' diyor halbuki. Bunlar da 'Tayyip Erdoğan'a sevgi gösterisi' diyor. Sağ hükümetlerin taktiğidir, 'Din elden gidiyor, vatan elden gidiyor' bu sesi duydunuz mu, hemen arkaya bakın. Çünkü orada bir film var. Solcular geldiğinde de 'Temiz toplum' derler orada da arkada işler döner."
"NEDEN 40 YAŞ ALTINA SESLENİYORUM?"
Peker, sözlerine şöyle başladı: "Bana hep neden 40 yaş altındakilere sesleniyorsun diye soruyorlar. Biz Televole zehrini içmiş insanlarız. İnsanlar oraya çıkmak için para veriyorlardır. Ben de o zehri alanlardanım. Bizden artık bir şey olmaz. Can Ataklı mesela, 'Sedat Peker'in niye kaçtığını yazıyoruz' demiş. Koskoca adamsın Can abi. O yaptığın haber nedir abi, böyle haber olmaz. O nedenle 40 yaş üstünden bir şey olmaz."
"BANA HAK ETMEDİĞİM ŞEYLER YÜKLEDİLER"
"Sizinle bir sözlü akdimiz var. Artık bu sözlü akdimizi ete kemiğe büründürmenin zamanı geldi. Bu işten büyük karı olan sizsiniz. Benim de küçük bir karım var. Kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük bir başarı yakaladığında, geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar unutulur. Cezaevi falan, onlar komik şeyler... Ben onlarla ilgilenmiyorum. İnsanların algısından bahsediyorum. Bana hak etmediğim şeyler yüklediler. Bu hikayeyi başarıyla neticelendirirsek, aslan avımı tamamlamış olacağım" diyen Peker, şunları kaydetti:
"Kişisel gelişim böyle tarif ediyor. Örneğin okula gidiyorsun, öğretmen 'Senden hiçbir şey olmaz' diyor sonra büyüyorsun ve başarı yakalıyorsun. Bu kez öğretmen "O kadar başarılı bir öğrenciydi ki...' diyor. Annen baban bile böyle anlatmaya başlar. Bu işten benim karım bu. 'Bizim karımız ne?' diyeceksiniz. Anlatacağım da hepsini anlatacağım. Size çalınan paraları anlatacağım. Belediyedeki rüşvet sistemi; alt dernekler var."
"ANLATINCA KAFAYI YİYECEKSİNİZ..."
"Anlatınca kafayı yiyeceksiniz. Devlet ihalelerinde de taşeron sistemi. Ben bu ve bunun gibi hikayeleri size anlatacağım. Bir süre sonra iktidar size geçecek. Bütün yasal, gayri yasal her şeyi anlatacağım. Siz geldiğinizde artık masrafınızda yok bu sistem. Ya diyeceksiniz ki, 'Ya bu kadar adam niye engellenmiyor?' Engellemiyorlar ki kardeşim. Belediyeleri size anlatacağım. Engellemiyorlar. Diğer olayları, belediyeleri ve taşeron sistemini anlatacağım."
BELEDİYEDE 'BAĞIŞ' SİSTEMİ...
"Şimdi bir belediyeye gittiğinde, belediye başkanı senden para almıyor, huylanıyor, 'Ya bir kelek yaparsa' diyor. 'Bizim bir derneğimiz var. Git oraya bağış yap, 1 milyon-3 milyon-5 milyon' diyor. Sen gidip oraya parayı yatırıyorsun. Hayır işi için güya. Sen ne yapmak istiyorsan, kaçak kat mı çıkacaksın, hani ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Süleyman'ın akrabası var ya Ankara'da onun yaptığı iş gibi. Bu onun belediye aksamı. Onun yaptığı dev iş. O bakanları falan herkesi yönlendiriyor."
"SİSTEM POLİS TAKİBİNE TAKILMIYOR"
"Şimdi sen parayı oraya yatırdın, belediye başkanına veya adamlarına para gitmedi diyeceksin. O ne yapıyor? Diyelim ki; gerçek maliyeti 100 bin liralık bir iş var. Birine diyor ki, arkadaşına mesela '1 milyonluk fatura kes' diyor. Ona bir 1 milyona iş veriyor. Zaten istediği kişiye verme yetkisi var. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor. Ama 100 bin liraya yapıyor? 100 bin lira da vergi mergi çıkarsa, geri kalan 800 bin lirayı cebe indiriyor. Şaka yapmıyorum. Sistem bunun üzerine hiçbir polis takibine de uğramıyorlar."
"ALT TAŞERONUN DA ALT TAŞERONU VAR"
"Taşeron sistemi nasıl, onu da anlatayım. Bunlar bir ufak hamleyle değiştirilir. Şimdi diyoruz 5'li çete, 10'lu çete. Şimdi onlara ihaleyi veriyorlar. Kaç lira? 1 milyar dolar. Bunların siz zannediyor musunuz, bunların işçileri var, osu var busu var. Yok. Bunların alt taşeron sistemi var. 1 milyarı kendisi alıyor. 400'ü alt taşerona veriyor. 600 milyon kılçıksız bu tarafta kalıyor. Alt taşeronun da alt taşeronu var. Rezalet... Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. En son onların da bir altı var; onlar kamyon, işçi sahipleri. Onlar işin emeğini çekiyor. İşin gerçek karşılığını alıyor.
'Taşeron sistemi kaldırdım' diyeceksin, adam telefonla bile ihaleye girecek. Bütün evraklarını hazırlayacak, artık teknoloji çağı zaten. Madem bu 2 milyona yapılacak, neden devletten 1 milyar çıkıyor? Bu para nereye gidiyor? Bu para sistemde kalınca asgari ücret 10 bin lira olacak. Her yer para olacak. Devletin kasasından çok dışarıya çıkıyor."
"SİZLERİ MAHCUP ETMEYECEĞİM..."
"Peki, siz ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, bir şey konuşuyorsam boşa konuşmam. Buna inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. 'Dediklerimin bir tanesi yanlış çıksın, elime keseceğim' diyorum. O korku iklimini aşmak için, hoş aştılar ya, gazetecilere cesaret vereceksiniz. Namuslu gazeteciler için tabii, diğerlerini salla. Siz onlara cesaret vereceksiniz. Muhalefet içinde de atarlı yürekli milletvekilleri var. Onlara da coşkuyu verin. Bütün her şey ortaya çıkacak."
"Ne dedik, bütün her şey ortaya çıkmadı. Engin Sigorta, hani Süleyman diyordu ya, 'Ben poliçe sesini çok seviyorum'. Şirketin 57 kat büyümüş, dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesine ben de uyurum, herkes uyur" diyen Peker, bir kez daha İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef aldı:
"Erdal baba araba getirdiğinde 20 sene önce, sigortalattığında Erdal baba diyordun. Şimdi Erdal baba lazım değil ki... Bütün holdingler sende. Yahu seni bugün Allah'a yemin olsun iğnenin deliğinden geçireceğim. Bugün senin son günün. Yüce Divan'a gideceksin, yargılanacaksın. Seni bitireceğim. Madem ben suç örgütü lideriyim, yurt dışına çıkmadan önce odanda misafir ettiğin, dur oraya geleceğiz, Süleyman bekle beni..."
"YENİ BİR YERE GELDİK, KARDEŞLERİM..."
Peker, son videosunda yer değiştirdiğini de açıkladı: "Hani böyle çoluk, çocuk bir yere gidiyorsun, nerede olduğunu öğreniyorlar. Ben de teknolojiyi yeni yeni öğreniyorum. Görüntüyü internete yüklüyorsun, meğer eşleştirme yapıyormuş. Bu yüzden artık arka fonlarda böyle zevksiz şeyler yerleştireceğim. Kusura bakmayın, yoruldum kardeşlerim gecenin 1'i çoluk çocuk yeni bir yere yerleştik. Epey bir yol geldik."
"ZALİMLEŞTİN Mİ? BUNLARI YAŞAYACAKSIN..."
Peker, şöyle devam etti: "Bugün benim yaşadıklarımı onlar da yaşayacak, bugüne kadar ne dediysem çıktı. Ben tecrübeliyim, kendimi korurum, ailemi de. Sistematiğim, aklım var. Onlar sudan çıkmış balık gibi olacak. 20 senedir iktidarlar ya, yemin ediyorum buralarda değil. Dünyanın her yerinde nasıl FETÖ'cüler yaşadılar, bunlar da yaşayacak. Zalimleştin mi, bunları yaşayacaksın.
Diyorlar ki çakma yorumcular, 'Dünya buna yardım ediyor; CIA, MOSSAD, MI6...' ulan bunlar bana yardım etse demezler mi; arka fonu değiştir. Bilgisayarda program var, yerini öğrenirler. Bir tane çocuk var, internetten yazmış. Bana, 'Abi yerini böyle buluyorlar' diyor. Ne oldu bizim MOSSAD? Gerçi yolculuğu yaptık, uzaklaştık. Ulan sizi iğnenin deliğinden geçireceğim. Dünyayı yakacağız dedik."
"KIZ ÇOCUKLARIMDA BABA OLDUĞUMU HİSSETTİM"
"Şimdi bir şey anlatacağım; bu adam delirmiş diyeceksiniz. Ben sinirlenince kontrolünü yitiren bir adamım. Ufak erkek oğlum Boğaçhan 10 yaşındaydı, şimdi 12 yaşında. Kardeşlerini ağlatmış. Sinirlendim o an elimde çatal vardı, onu fırlattım. Annesi Muğlalı kibar bir insan, bizim gibi vahşi değiller. Çatal tabii saplandı. Annesinin aklı yerinden gitti. Boğaçhan, 'Ben senin oğlun değil miyim?' dedi. İlk kelimem 'Bir daha onları ağlatırsan, seni öldürürüm' dedim. Erkek çocuklarında baba olduğumu hissetmedim, kız çocuklarımda baba olduğumu hissettim."
"VATAN SEVGİMDEN ASLA TAVİZ VERMEM"
"O sebeple kendi öz oğlumun kör olması riskine rağmen o çatalı fırlattım. Düşündüm ona onu yapan, kızlarıma silah çekenlere neler yapacak? Bugün bir iyilik veya kötülük yaptığımda vatan sevgime olan safiyane inancımdan yaptım. Benim bu dünyada başka bir şeyim yok. Bütün paramı dağıttım. Vatan sevgimden asla taviz vermem. Ama bana ajan dediniz. Beni bu dünyada sinirlendirecek iki şey vardı; ikisini de dediniz. Allah kaderini yazıyor."
"BİZİM MİT'LE NE İŞİMİZ VAR?"
SADAT ile ilgili iddialarını tekrarlayan Peker, şunları kaydetti: "Onların da kafası karışık, her şey planladığım gibi işliyor. Dakika dakika, her şeyi planladım. Bütün riskleri planladım. Allah belanızı verdi. Artık beni öldürmeden kurtuluşunuz yok. Bir de diyorlar 'Türkiye'den MİT gelecek' niye MİT'teki kardeşlerimizi katıyorsunuz? Kendinize güveniyorsanız, siz gelin. Siz hepiniz, ben tek hadi gelin. Bizim MİT'le ne işimiz var? Ben devletin aleyhinde ne söyledim? Devletin içinde yer almayan bir kuruluş SADAT, şu anda orada yapılan ticaret ve silahlar...
Devletin başına gelecek şey, sınır güvenliğini sağlayamadığı için, üstüne düşmediği için 300-500 bin Euro para cezası. Zaten devlet her gün ceza ödüyor. Öbür olayda da 'Devlet bu işi organize etti. Kaseti var, çocuğu kandırmışlar. Bu işin içine sokmuşlar' dedim. Uyuşturucu ağının devletle ne işi var? Kahpesiniz ulan siz."
"SİZ BASKI YAPARSANIZ YÜCE DİVAN DİREKT"
Gazeteci Veyis Ateş ile ilgili de çarpıcı iddialarda bulunan Peker, şunları söyledi:
"Anlatacağım her şey çok önemli. Sonlarda Süleyman'la ilgili şeyleri tekrar başa alıp yeniden dinleyin. Sezgin Baran Korkmaz, Süleyman, Veyis Ateş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Soylu'nun Organizeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı yaptığı Resul Hort, Ankara Emniyet Müdürü Sermet ve bir kişi daha var onu da söyleyeceğim. Bu çok önemli. Söylediklerimden biri çıkmazsa bileğimi keseceğim. Siz baskı yaptığınız an, Yüce Divan direkt."
SOYLU İÇİN SERT SÖZLER
"Akit TV'deki eski dostlarım, bizi ajan yapmışlar. Aydınlık'la aynı haberi yapmışlar. M.Y., M.U. harfleri hatırlamıyorum. Haberi kafadan atmışlar. Deli bunlar, inanın. Ulan sonra düşündüm; 'Bunlar büyük operasyona gidecekler, büyük bir saldırı altındayız' diyecekler.
Bu durumu lehlerine çevirmek için kriz masası kurdular. Şimdi o verdikleri baş harflerle ilgili olarak da sorguda itirafçı oldular. Sorguda 'Sedat Peker'in CIA ile arasını ben buldum' öbürü de MOSSAD'la diyecek. Ama iş patladı. Süleyman fındık kadar aklınla Cumhurbaşkanı olmaya kalktın bu ülkede ama beni satmasaydın olurdun.
Bazıları diyor ki, 'Sen bunları bugüne kadar neden anlatmadın?' Anlatmadım, anlamıyor musunuz? Benim yaptığım işler daha karışıktı, anlatmadım. Sen her yaptığını anlatıyor musun? Ailemle olan düzenim bozulurdu, bin tane sebep var. Belli bir nokta var; yangın yeri. Ben o noktaya geldim. Allah sizi getirmesin. Yakacağım bu kadar."
"BU ADAM AJANLIK YAPMAZ DİYEMEDİN Mİ?"
"Akit TV'nin Yazı İşleri müdürü var; Murat Alan iyi bir adam. Kardeşim saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelen ben değil miydim? En sevdiğim silahım 45'lik coltu'mu çıkarıp sana verip... Seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli. 'Bir daha gelirse hepsini vur, cezaevinde ben bakacağım' demedim mi kardeşim? Biz göz göze baktık o kadar, din tarihinden konuştuk. Sen Yazı İşleri Müdürü oldun. Senin için bunları yapmışken... Ulan bu işleri bu noktaya ben getirdim. Hepinizi yakacağım sen hariç Murat, sen temiz bir adamsın. Ama 'Bu adam nasıl ajan olur?' diyebilirdin.
Bu kadar ajan beni koruyor madem, bir tanesinin resmini yayınlasanız. Ya Şevki hocam Atatürk'le ilgili düşüncelerin hariç, çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinliyorum. Cezaevinde yatarken çoluğumun çocuğumun rızkını, dershaneler yapıyorsunuz diye size yolladım. Bu adam ajanlık yapmaz diyemedin mi?"
ERDOĞAN HAKKINDA KONUŞACAK MI?
"Bu yaşa kadar dost bildiğimiz herkes beni yanıltmış. Ulan bu işi buraya siz getirdiniz. Bir özür beklemiştim. Diyorlar ki, "Tayyip abiyle yüzleşirken devlet aleyhine..." Biz kahpe kursağında büyümedik, Meryem annenin rahminde büyüdük. Tayyip abiyle konuşurken, devlete zararı sokacak hiçbir şey söylemeyeceğim. Pislik olmadığımı, ama bu pislik silsilesinde en altta benim olduğumu herkese anlatacağım. Bu da benim hakkım. Açık kaynaklarda da dediklerimin hepsini kanıtlayacağım. Konuşurken kendisine saygısızlık da yapmayacağım."
"PERİNÇEK'İN PSİKOLOJİSİ BOZUK"
Peker, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında da konuştu:
"Bizim bir Doğu Perinçek var, konuşunca çok nezaketli. Ama psikolojisi bozuk. Ne zaman yanına gitsek, bize bir şey ikram eder. Oturursanız yanına, CIA şöyle yaptı, CIA böyle yaptı. Ben mahkemeye gitmiyordum. Bir tanesi vardı 'Atatürk ışık huzmesiydi insan değildi' Atatürk'ün hayatını çok iyi biliyorum. Yok ulvi ışıkmış. Ergenekon davasında çok kaliteli insanlar vardı ama deli potansiyeli olanlar da vardı. Şimdi Çin iyi, CIA, Amerika kötü. Yahu bana ne."
"GİT TORUN SEV..."
"Diyor ya 'Amerika'nın kucağına oturmuş. ' O lafı sana bir koyarım 80 yaşında utanmayacak mısın? Ben sana laf koymayacağım. Git torun sev, bırak CIA'yı zaten Hollywood yapıyor. 'Ülkücü katili' dedim diye bana dava açmış. Sen gazetene manşet yaptıktan sonra ülkücüler şehit edilmiyor muydu Doğu abi?
Sen manşet yaptıktan sonra diğer sol fraksiyondakiler kaç gün yaşıyordu? Ev adresine kadar veriyordun, hepsini öldürüyorlardı. Ya PKK kamplarını ziyaret etmişsin elinde çiçekle.... Yahu senin o çiçek verdiğin çocuklar PKK'yı yönetiyor şimdi. Ben gazeteciydim diyor. Mehmet Ali Birand da gazeteciydi röportaj yaptı. Sen çiçek verdin."
"BIRAK SENİN ÇOCUĞUN KENDİNİ SAVUNSUN..."
Peker, Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım ile ilgili iddialarını tekrarladı:
"Binali Yıldırım beyefendi bir adam. 'O uyuşturucu işinde değil' dedim. Oğlunu korumak için o çıkmış meydana. Sayın Başbakan, senin oğlunu korumak için ortaya çıkmana gerek yok ki... Adam 15 senede kaç milyar dolarlık servet yapmış. Biz sadece Hollanda ayağını biliyoruz, onu da Hollanda devleti açıkladı. Diğer ülkelerde kaç milyar dolar daha var? Bu adam süper dahi olmasa milyar dolarları nasıl kazansın? Bırak senin çocuğun kendini savunsun. Kit getirmiş."
"AMA SİZ İNSAN DEĞİLSİNİZ..."
"Hele o Abdulkadir. Yahu sen gerçekten delisin. 150 kiloluk bir adam Venezuela'ya giderken Cumhuriyet gazetesi gümrük kayıtlarını patlattı, kit gitmemiş. Torbayla getirdi nasıl dersin. Bu nasıl bir onursuzluk, bunu kim diyebilir? Hiç utanmadın mı bunu yazarken? Sen şerefi, onuru öldürdün. Bunu yaz deyip kafama gülle vursalar yazmam. Ben suç örgütü lideriyim tamam ama siz insan değilsiniz. 150 kiloluk adam pazar filesiyle... Bir de bu da diyor; MİT kafasına sıkar. Sıkıyorsa Süleyman'la gelin. O konuşmacıların hepsi asker, hadi siz gelin."
"HADEP'Lİ SİYASİ SONRA BANA MEKTUP YAZDI"
"Kıymetli kardeşlerim parayla adam öldüren uluslararası gruplar var, onlarla görüşüyorlar. Bir Arnavut, Sırp ve Rus grupla görüştüler. Benim geçmişte insanlara iyiliklerim oldu. Her şeyi nasıl öğreniyorsun diyorsunuz, benim hayatım iyilik yapmakla geçti" diyen Peker, şöyle devam etti:
"Bir tane HADEP'li siyasi bana mektup yazmıştı. Cezaevinde kaldığım sırada herkese protez kol bacak yaptırıyordum. 'Çocuklarım gelince onların karşısına ayaklarım üzerine çıkmak istiyorum' demişti. Baktırmak için doktor arkadaş yolladım. Bizim yanımızdaki arkadaşlar dedi ki, "Ya bu onlardan" dedi. 'Kimden olduğu önemli değil' dedim. 'Her insan, çocuğu cezaevine geldiğinde onun karşısında ayakları üzerinde dik durmalıdır' dedim. Ulan biz düşmanlarımıza bile böyle mert davrandık. O adam sonra tahliye oldu bana mektup yazdı. Hiç unutmam İzmir tarafında.
Cezaevinde çıktık daha ikinci gün Tarabya'da, bir düğün konvoyu geçiyor. Arabaların üzerinde PKK bayrakları var. Bir tane de değil. 'Nasıl bir yere geldik' dedim. Çıktığımda Türkiye böyleydi. PKK'ya en yakın aşiretlerin çocuklarının, gece kulüplerinde yerleri ayrılırdı. PKK'ya yakın işadamları ihaleye girdiğinde, bizim işadamları ihaleye giremiyordu."
"PLANIM TUTTU OLAY OLDUK SES GETİRDİ"
"Diyorsunuz, 'Oluk, oluk kan' akılcılık ne diyorsunuz... Size şimdi akılcılıktan bir örnek vereceğim. 'Bir şey yapmam lazım' dedim. Hemen hesapladım, Rize'de bir teröre lanet mitingi düzenledim. Bizim Karadeniz hep akrabamız, dostumuz olduğu için orada ciddi kalabalık toplanır dedim. Emniyetin, siyasetin tepkisi nasıl olur diye düşündüm, nasıl bir konuşma yapayım ki muhalefet alıp bunu köpürtsün diye düşündüm.
Konuşma yaparken orada dedim ki, 'Bu 3 yaşındaki çocukların babalarının, hamile eşinin yanında şehit edilenlerin intikamıdır, merhamet etmeyeceğiz, eğer başarılı olursanız oluk oluk kanlarınızı akıtacağız' dedim. Planım tuttu olay oldukça ses getirdi. Toplumu bu işe katmak için Sivil Şehit Yasası da çıkarılmıştı. İlk bir ay kimse ağzını açmadı. Bir aya beni öldürecekler diye beklediler. Şimdi de iki güne öldürecekler diye bakıyorlar. Ama baktılar ki ölmüyorum. Sonra millet de konuşmaya başladı. İşte bu akılcılıktır. Stratejik planı yaparsın ve içinde olduğun zor durumdan çıkarsın."
"HANİ PKK İLE İŞ TUTUYORDUM?"
"Hani PKK ile iş tutuyordum? İlk meşaleyi yakan adamım. Diyarbakır Cezaevi'nde yapılanları anlattım, kötü mü ettim. Diyarbakır Cezaevinde yaşananlar olmasaydı; bu işler buralara gelmeyecekti. O adamların çocukları düşman ama onurlu çocuklar. 'Babama bok yedirdiler, şunu bunu yaptılar' deyip çocuk kura kura büyüyor. Bu aptallıktır; düşmanını daha çok güçlendirmek istiyorsan bunu yaparsın. Çocuğunun yanında anasını soyarsın. Bunu söyledik diye PKK ile saf tutmuşum. Apo'ya da neler dedim, bunları neden unuttunuz?"
"MAHKEMEDEN DAHA GÜÇLÜ BİR YETKİ..."
Avukatlarının pasaportlarının iptal ettiğini hatırlatan Peker, "Bir de bizim avukatların ve tüm yakınlarının pasaportlarını iptal ettiler. Mahkeme kararı olmadan iptal ettiler. Süleyman paralı FETÖ'cüleri sever... Bir kanun çıkardılar, İçişleri Bakanlığı'nın yetkisiyle pasaportlar iptal ediliyor. Yurtdışı yasağı demiyorum, pasaport iptal ediliyor. Mahkemeden daha güçlü bir yetki. Yasağı kendi koyuyor, kaldıracak yerde de kendi adamı var. İçişleri'nden koyduruyor bölge idareden kaldırıyor" diye konuştu.
10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ KİM?
İçişleri Bakanı Soylu'nun 'Sedat Peker'den ayda 10 bin dolar alan siyasetçi var' iddiası hakkında konuşan Peker, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim, bu 10 bin dolar meselesine gelelim. Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bana hakaret ettiniz, bana 10 bin doları nasıl yakıştırırsınız? Süleyman var ya, tak tak her şeyi söylüyor. 10 bin dolar işi yalan. Ama ben daha büyüklerini yolladım. Çanta çanta yolladım. Şimdi Metin Külünk'ten konuşacağız, Metin abiden.
Metin abi beni aradı, 'Biden, Tayyip Erdoğan'a karşı senin şeyini... ' 'Metin abi ne diyorsun sen?' dedim. Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker'e mi bakacak? Hepten delirmiş bunlar. Adam dünyayı yönetiyor. Dedim abi, 'Ben Biden falan anlamam' dedim. 'Abi benim kendi meselem var' dedim. Benimle konuştu konuştu, sakinleştirdi.
Sonra benim yanımdan ayrılıp, beni itibarsızlaştırmak için kurulan bir yapı var. İçinde mafyalar falan var. Devletten adamlar var, AK Parti'den adamlar var. O yüzden Metin abiyi konuşacağız. Dün bir arkadaşın videosunu yayınladım. Suriye konusunda var, karakol konusunda var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yeğeniyle evli, benimle bunları konuşuyor, 'Reisim emrindeyim' ondan sonra arkadan film."
"AK PARTİ BENİM KAHVELERİMİ DAĞITTI"
"Başında konuştum, beni yolda bırakanı rezil edeceğim. Metin abiyi rezil etmeyeceğim ne yaşadık onları konuşacağız. Bir de bana diyorlar, 'Pislik mafya.' AK Parti'nin seçim zamanı dağıttığı kahve var ya, o benim kahvemdi. Hani ben pisliktim? Onlarca milyonluk kahveyi benden alıp dağıtmadınız mı? Bir lira para mı verdiniz? Verdiyseniz hani fatura? Bir özür bekledim, benim işim Mehmet Ağar ileydi. İşi buraya siz getirdiniz."
PEKER'DEN METİN KÜLÜNK İDDİASI
Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk ile ilgili birçok iddiada bulunan Peker, şunları söyledi:
"Metin abiyle mevzuya gelelim, Ömer Külünk diye bir esnaf var. Metin abi, 'Benim yeğenim var, tefeciler malına mülküne çökmüşler' dedi. Tefecilerle konuşmamı istedi. Metin abiye dedim ki, 'Abi ben geçmişimi temizlemeye çalışıyorum. Şimdi bunlardan birini arasam, o onu arayacak, o onu.' Sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi algılayacaklar.
'Abi, kaç paraysa biz ödeyelim' dedim. 300 bin lirayı ben ödedim. Tapuyu aldım, verdim. Bugün 1,5 milyonluk iş. Almanya'daki dernekler var, rica ederdi onlara el altından para yollardım. Ama öyle her ay giden bir on bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım.
Şimdi ben böyle deyince diğer milletvekilleri de bizi de söylemesin diye konuşacaktır. Biz kimseyi satmayız ama Biden falan diyerek beni sakinleştirmek için film yapıp, sonra karalama kampanyasına abilik yap. Daha çoğunu verdim. 10 bin değil, 150 bin değil daha fazlasını verdim."
HÜRRİYET GAZETESİ NASIL SATILDI?
Aydın Doğan'ın sahip olduğu Hürriyet gazetesinin satış süreci ile ilgili de çarpıcı iddialar öne süren Peker, Demirören Grubu'nun Ziraat Bankası'ndan para aldığını ve hala ödemediğini iddia etti:
"Demirören var ya... Tabii gazeteyi bastık, Aydın Doğan korktu ve gazeteyi verdi. Oldukça ucuza verdi. Aslında bir tanesi bile daha fazla para ederdi. CNN falan hepsini aldık. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Ziraat Bankası kimin? Devletin. Devlet kimin? Milletin. Şimdi bu devletten bu parayı aldı. Bu paranın hiçbirini ödemedi biliyor musunuz? Siz şimdi millet olarak gitseniz 'Aç lan kapıyı' deseniz 'Parasını vermeden malın sahibi nasıl oluyorsun' diyebilirsiniz. Milyonlarca çiftçiye verdikleri kredinin toplam değeri ancak o kadar. Çiftçi kredisini ödemeyince traktörüne el koyuyorsunuz. Kanal D'ye el koyanı duydunuz mu?"
'İMAR RANTI' İDDİALARI
"Şimdi bu 750 milyonun ödenmesi için, tabii faizlerle 1 milyarı geçti. Ülkede para yok, nasıl olsun paralar buralarda. Şimdi bunu öğütmek için ne yapıyorlar, bunu hemen baskılayın. Hemen gazetecilere baskı kurun. Kemerburgaz'da Kemer Country denen bir yer var. Orada bir arsa var, orayı bu yavrunun üzerine yapacaklar. Bu televizyon falan bunun değil. Serhat ve Berat yönetiyor. Sabah Grubu da aynı. Böyle kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar malları. Kemer Country'deki yeri imara açacaklar. İmara açınca, bu tarla olarak verilen yer, Süleyman'ın Ankara'da bir akrabası var ya... O işleri yapıyor. Hop bir imar artışı 10 milyonluk yer, 1 milyarlık oluyor. Üzerine kulübe koyamadığın yer 100 katlık oluyor.
Benim anlattıklarım masal değil. Ziraat Bankası'na sorun, Demirören aldığı parayı vermiş mi? Kanal D'nin, CNN'in, Hürriyet'in sahibi sizsiniz. Ve sizi kandırmak için 'tartışmacı' adı altında şerefsizleri çıkarıyorlar. Primciler onlar, sözde gazeteci onlar... Kemerburgaz'da imara açılmak için üzerinde çalışma yapılan yer var mı? Söylüyorum size, var. Vatan fedaileri her yerde."
"VEYİS ATEŞ, SÜLEYMAN'IN CAZGIRI..."
Gazeteci Veyis Ateş ile ilgili de iddialarda bulunan Peker, şunları dile getirdi:
"Önce size Veyis Ateş'i anlatayım, bu da Süleyman'ın cazgırı. Süleyman konuşmaya başlamadan önce bu Süleyman'ı övmeye başlıyor, 'Şöyle iyi siyasetçi, böyle iyi adam' gibi çok enterasan değil mi? O gün televizyonda tartışmaya girmeden Erdal Aras'ı arıyor bunu. Erdal Aras kim? Benim eski sağ kolum. Veyis'in kendi cep telefonundan bunu arıyor. Hani orada yayında ara verdiler, 'O da tanıyor reisi ben de tanıyorum sen de tanıyorsun. Niye söylemiyorsun?' diyor çünkü onun da işi var. Onun işi İsmail Saymaz'ı durdurmak. Adamı durdurdu orada, o da kaldı gitti. Gazeteci ya.."
"İSMAİL SAYMAZ'I DURDURDU, ORADA BİTTİ"
"Çünkü bu Veyis, bizim Erdal'ın yardımcısı. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkan yardımcısı, bu da onun yardımcısı. Bu Veyis'le oturduk Pucca'da. Bana 'Siz anlatıldığı gibi değilmişsiniz, entelektüel, bilgili biriymişsiniz' dedi. Gece geç saate kadar oturmuştuk. Onunla normalde işim yoktu ama orada İsmail Saymaz'ı durdurdu, orada bitti.
O Sağlık Bakanlığı'ndaki hikayeni anlatmayacağım, para konusunda biriyle ters düşmüştün. Onun ailesi benim sevdiğim bir aile, şimdi seni patlatınca ona da ucu dokunacak. Hani Sağlık Bakanlığı'nda sorun yaşadınız... Parayı sen al, ulan siz nasıl insanlarsınız. Bir de utanmadan televizyonda şu hırsıza operasyon yapıldı diyorsunuz. Ulan insanlar size güveniyor, insanları manipüle ediyorsunuz. Hırsızsınız."
"BUNLAR SINIRLARI AŞMIŞLAR..."
Peker, iddialarına şöyle devam etti: "Bodrum'da Sezgin Baran Korkmaz'ın oteli var. Sahibi kim? Sezgin Baran Korkmaz, bu arkadaş Türkiye'de de aranıyor ABD'de de. Sezgin Baran Korkmaz'ın otelinde kimler var? Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat Toplu Ankara, İçişleri Bakanlığı'nın koyduğu yasakları kaldıran makam. Bu adam o kadar rahat ki sıfır kilometre BMW X5'le görevine gidiyor.
Devlet bunlara Opel veya Passat veriyor. Kim ne der diye düşünmeden kaç milyonluk arabayla işe gidip geliyor. Sınırları aşmışlar. Güç zehirlenmesi böyle bir şey. Her yer onlarda yapılanmayı biliyor, Tayyip abinin iyi adamı bu adam.
Onu da anlatacağım. Eski koruma şimdi bunu Koruma Daire Başkanı yaptı Ekrem Gülen. Kim bu? Silivri Emniyet Müdürü'nün intihar etmesine neden olan canavar. Gencecik çocuğu bunalıma sokup kafasına sıkmasına neden oldu."
"BU ADAMIN ARANDIĞINI DÜNYA BİLİYOR..."
"Veyis Ateş hey gidi... Bunlar tatili de beraber yapıyor, kesmeyi de. Resul Hort olaya sonradan dahil olacak. Şimdi bunlar Muğla Emniyet Müdürü Marina Yalıkavak vardı, el konulan aynı yer. Dikkat edin, hep el koyma olayı aynı yerde oluyor. Şimdi de otele el koyuyorlar. Sezgin Baran Korkmaz en son Mübariz Mansimov de öyle demişti, sendeki belgeler demişti benim şirketim ama ben de yok. Ben de var.
Sakın onlarla anlaşayım diye düşünme inan patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende hangi hakim, savcı hepsi bende. Siz aranan adamın otelinde, bu adamın arandığını dünya biliyor. Sizin ne işiniz var orada? Hani faturalarınız nerede? Süit odalarda kalıyordunuz. 100 bin lira tutuyor sizin tatiliniz. Sizin maaşınız kaç lira? Hani fatura? Aranan adamın otelinde bölge idare mahkemesi başkanı, il emniyet müdürü anlatacağım bu değil tabii. Bu da suç tabii de bunu saymıyoruz."
"EKREM'İ EMNİYET'TEN AYIRIP İŞ BANKASI'NA SOKTU"
"Bu koruma, neden daire başkanlığı biliyor musunuz? Türkiye'deki en önemli kişilerin yanında koruma polisi var. Onların yanına polislerini koyuyor. Kıbrıs'taki kayıtlarını yaptırıyor, bu da polislerine yaptırıyor. Allah'a şükür bizde sıkıntı yok. Neden alamıyor diyorlar, Ekrem'i Emniyet'ten ayırıp İş Bankası'na soktu.
Emniyet müdürünün İş Bankası'nda ne işi olur? Parasını ödeyemeyen İş Bankası'na kalan büyük oteller araziler şimdi de yavrum otelin içinde girdi, şimdi de oraya operasyon. İş Bankası'nın yönetimini de aynı şekilde FETÖ soruşturması var. CİMER'e bir mektup, savcılıktan bir kağıt adam ne derlerse yapıyor. Koskoca MASAK'ın başkanını kendilerine böyle köle yaptılar. Hikaye böyle işliyor. Ben böyle anlatınca bunlar FETÖ'nün yanında leblebi çekirdek.
Ülkeyi mahvettiler. Süleyman'ı kimse alamıyor. Tayyip abiye dedim ki, 'Atatürk'ün Dolmabahçe'den çıktığı gibi, Hatay'ı aldığı gibi çık... ' dedim. Döndü bana 'ajan' dedi. Ben kötü bir şey mi dedim? Hepiniz videoları izlemediniz mi? Doğru dediğim de çıkıyor. Daha da çıkacak. Hemen kursaydınız ya soruşturma kurullarını. Ama çıkacaklar."
'SÜLEYMAN 'SEN YURT DIŞINA ÇIK' DEDİ
"Rasim Ozan Kütahyalı var, o da bizim Paramount Otel'in ekibinden. Burayı iyi dinleyin hatta tekrar tekrar dinleyin. Söz namus, hatta bileğimi keseceğim. 5 Aralık Resul Hort, Organize Suçlar'dan sorumlu emniyet genel müdür yardımcısı Sezgin Baran Korkmaz'a telefon açıyor.
Sezgin Baran Korkmaz kim? Amerika'da aranan bir arkadaş. Duymuşsunuzdur, Aslan diye geçen bir Ermeni arkadaş var. Şu an cezaevinde milyar dolar buraya gelmiş. Basından hatırlarsınız. Bu adamı arıyor. İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor 5 Aralık günü saat akşam veya sabah 10 buçuk, çıkış 12 buçuk. Aradaki konuşmayı anlatıyorum. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir işadamından alacağı var.
Süleyman buna diyor ki, 'Senin hakkında tahkikat var dosya yapıldı. Sen yurtdışına çık. Bu adamın parasını da yukarının haberi var (Tayyip abiyi kastediyor) bu parayı sil. Sorun çıkacak' diyor. Amerika'dan büyük para geldiğini herkes biliyor."
"KORKMAZ HEMEN YURT DIŞINA ÇIKMIŞ MI?"
"Ey gidi bütün kayıtlar çıkacak ortaya. Sezgin Baran Korkmaz 6 Aralık'ta yurtdışına gidiyor. Bundan sonra anlatacağım. Hiçbir şeyin önemi olmasa da içişleri Bakanı'yla görüştürmek için Organize Suçlar Daire Başkanı telefonla arayıp hakkında dosya olan ve 6 aydır aranan bir adamı, İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor ve görüşüyor.
Yurtdışına çıkmasını söylüyor ve çıkıyor. İşler bozuluyor bu 45 milyonu kabul ediyor bizim Sezgin Baran Korkmaz, Çünkü karşısında devlet var. Otelini istediler adamın. Mübariz'e yaptılar ya otelini limanına... Böyle bir namussuzluk olur mu? Ben size belgelerini de göstereceğim ama belgeye de gerek yok. Siz, muhalefete baskıyı kuracaksınız. 5 Aralık'ta 'Sezgin Baran Korkmaz İçişleri'ne geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın' diyecekler. Sezgin Baran Korkmaz hemen yurt dışına çıkmış mı?
İş nasıl bozuluyor onu anlatacağım. Otelini istiyorlar hani? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor, 45 milyonla başlamıştık otel elden gidiyor. Türkiye'ye dönmüyor bu. 28 Aralık'ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık'ta 45 milyon doların ödenme günü. Haciz günü. Sezgin Baran'ın karısını gözaltına alıyorlar. Benim evime gidip karımla korkutmak istediler ya aynısını ona yapıyorlar. Bu Veyis, olayı toparlayayım diye arayan da bu Veyis."
DİKKAT ÇEKEN ÇAĞRI: BASKI KURUN
"Kardeşlerim gazetecilere baskı kurun, direkt Yüce Divan. Kayıta falan gerek yok, orada ne konuştuklarına. Hakkında dosya olan, operasyon yapılacak adamı İçişleri'ne çağırıyorlar. Telefonu Resul ediyor. O kadar rezilliğe gidiyor iş. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tanımıyorum ama namuslu adam izin vermiyor. Cumhurbaşkanı'na gidiyor, 'Efendim bu işte yanlışlık var' diyor. 'Sizin haberiniz var mı?' diye soruyor, o da 'Benim haberim yok' diyor. O da 'Kanun ne diyorsa onu yap' diyor. Sırf orada İçişleri Bakanı'yla görüşmesi bile Yüce Divanlık, adamın ertesi günü kaçması yeter. Sezgin Baran Korkmaz adayı terk edersen, sakın dik duracaksın."
"BAKIN, ENGİN SİGORTA PATLADI..."
"Tayyip abiyle konuşurken de Allah'a yemin olsun benimle mezara gidecek şeyler var. Pislik olmadığımı herkese öğreteceğim. Pislik varsa onun en azıyım. Onu da göstereceğim. Siz aslan avını bana sağlayacaksınız ben de size nasıl çalınır, nasıl çırpılır hepsini öğreteceğim. Eskiden beni arayanlar ev araba isterdi; şimdi mesaj atanlar çocuk bezi, çocuk maması istiyor. Düşünsenize insanlar açlıktan intihar ediyor, Süleyman yüzde 5 bin 700 büyüyor. Nasıl dediğim doğru çıktı. Bakın, Engin Sigorta patladı."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 122886
Irak'ın kuzeyinde yapılan operasyonda el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu Piyade Uzman Çavuş Samet Şeker (28), şehit oldu...
Samet Şeker’in şehadet haberi, Bursa’nın Gemlik ilçesinde yaşayan anne ve babasına Gemlik İlçe Kaymakamı Hasan Göç, Gemlik Belediye Başkanı Ugur Sertaslan ve askeri erkan ile birlikte verildi.
Baba ocağı Türk bayraklarıyla süslendi. El yapımı mayının patlaması sonrası ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Şeker’in cenazesi Samsun’un Bafra ilçesinde defnedileceği öğrenildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan bildiride, ‘'06.06.2021 günü saat:13.00 sıralarında mayın/EYP infilak etmesi sonucu Piyade Uzman Çavuş Samet ŞEKER şehit olmuştur'' denildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 299610
Prof. Dr. Ekrem KALAN , Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü
İki Rüya Bir Fetih…
“Yeryüzü onun gibi bir padişah görmedi. Gök de ona çadır gibi gölgelik eder”.
İbn Bibi
Anadolu Selçuklu Devleti’nin büyük hükümdarı Sultan Alaaddin Keykubat, Selçuklu Devleti’ne ikinci altın çağını yaşatmıştır. Bu yıl Akdeniz’in incisi Alanya’nın, Sultan Alaaddin Keykubat tarafından fethinin 800. Yıldönümü. Bu sebeple de Sultan Alaaddin ve onun hayatında önemli bir yere sahip olan Alâiye şehrine dair birkaç kelam etmek icap edecektir.
Babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in 1211 yılındaki ölümü üzerine ağabeyi Sultan I. İzzeddin Keykavus ile girişmiş olduğu taht mücadelelerinde mağlup olan Melik Alaaddin, ağabeyine teslim olmuş ve Emir Seyfeddin Ay-aba gözetiminde Malatya’da Fırat Nehri kıyısında bulunan Minşar Kalesi’ne hapsedilmiştir. Melik Alaeddin, hapsedildiği 1212 yılından ağabeyi I. İzzeddin Keykavus’un ölüm tarihi olan 1220 yılına kadar 8 yıl boyunca Minşar Kalesi’nde her an öldürülme tehlikesiyle tutuklu kalmıştır.
Bir gün Melik Alaaddin namazgâhta namazını kılmış, oturmuş dualar okuyup, dışarı baktığı esnada bir tepenin üzerinden hızla gelmekte olan bir süvari kâfilesini görünce o gece gördüğü rüyayı hatırladı. Bir önceki gece rüyasında, latif ve nurlu bir yaşlı adam Melik Alaaddin’in ayağındaki bağları çözmüş, yani onu azat etmiş ve kollarının arasına alıp kucaklayarak: “Ömer Muhammed Sühreverdî’nin sevgisi her zaman Padişah Alaaddin Keykubad iledir” demişti. Melik Alaaddin, her ne kadar böyle anlamlı ve güzel bir rüya görmüş, nurlu kalbinde onun yorumunu yapmış idiyse de o süvari grubunu görünce büyük bir korkuya kapıldı. Kendi kendine, ağabeyinin kendisi hakkında vermiş olduğu hükmün tatbiki için süvarilerin geldiğine kanaat getirerek, rüyasının boş bir hayalden ibaret olduğu düşünmeye başlamıştı.
Oysaki Melikü'l-Ümera Seyfeddin Ay-aba, Melik Alaaddin’e ağabeyinin vefat haberini verip, kendisini tahta çıkarmak maksadıyla geldiğini ifade etmişti. Melik Alaaddin’in ikna olması için de beraberinde getirmiş olduğu I. İzzeddin Keykavus’un sarığı ve yüzüğünü de Melik Alaaddin’e sunmuştu. Aldığı haberle rahatlayan ve sevincini gizleyemeyen Melik Alaaddin hazırlıklarını yaparak, tahta çıkmak üzere önce Sivas’a, oradan da başkent (Dâr’ül-Mülk) Konya’ya doğru yola çıkmıştı.
Sultan Alaaddin Keykubat’ın tahta çıkışı sadece başkentte değil, tüm Anadolu Selçuklu topraklarında büyük bir sevinç ve mutlulukla karşılanmıştı. Günlerce süren kabuller verilen birbirinden değerli hediyeler… Ancak en değerli kabul ve yine en değerli hediye Bağdat’tan yola çıkandı. Sultan tahta çıkar çıkmaz o dönemin Abbasi Halifesi Nâsır-Lidinillah ünlü âlim Şihâbeddin Sühreverdî liderliğinde bir elçi heyeti göndererek Sultan Alaeddin Keykubad’a saltanat alametleri göndermiş ve kendisinin iktidarının meşruiyetini tüm İslam Dünyası’na ilan etmiştir. Sultan ile Sühreverdî Hazretleri’nin ilk karşılaşmaları esnasında Sultan şaşkınlık ve sevince gark olmuştu. Nitekim Minşar Kalesi’ndeki hapis hayatının son gecesinde gördüğü rüyada ayaklarındaki bağı çözen, onu teskin ve teşvik eden, ona saltanatı müjdeleyen Ömer b. Muhammed Sühreverdî’nin şahsıyla karşı karşıya olduğunu anlamıştı. Bakışma ve görüşme yerini kucaklaşmaya ve sohbete bırakınca Şeyh: “Ben Ömer Muhammed Sühreverdî'nin aklı, o zindan gecesinden beri hep sizi düşünmekle ve merak etmekle meşguldü. Allah'a şükürler olsun ki, kurtuluşu olmayan vaktin erişmesinden önce birbirimizi görme konusundaki dileğimiz gerçekleşti.
Böylece Sultan Alaaddin Keykubat’ın hayatındaki en önemli rüyalardan ilki bu şekilde gerçekleşmiş oldu.
Sultan tahta çıkar çıkmaz cihangirliğin bir gereği olarak fetih hazırlığı emri vermiştir. Selçuklu Emirleri Mübarizeddin Ertokuş ve Esadeddin Ayaz: “Kalonoros kalesinin yanında, gök düz bir araziye benzer. Orası, geçit vermeyen dağlar, granit taşlardan yapılmış bir hisar ve deniz tarafından bir hendekle çevrilmiş olması yüzünden karada Sis topraklarına hâkim olmuş, deniz tarafından ise, Mısır padişahlarının üzerine ağır vergiler yüklemiştir. Yüksek yerleri yıldızlara değen o kale siz padişahımızdan başkasına taht yeri olamaz” diyerek Sultanı Akdeniz kıyısında olan ve güzelliği dillere destan Kalonoros (Alanya) Kalesi’ni fetih için ikna etmişlerdi.
Sultan, birkaç gün eğlence meclisleri düzenledikten sonra, ordusuyla Konya’dan Kalonoros’a doğru harekete geçti. 8 gün boyunca ordu zafer ve fetih yolunda akın akın ilerlemeye başlarken Sultan, düşmanının işini bitirmek için dünyayı avlayan ordularının üç gruba ayrılmasını buyurdu. Buna göre bir grup, çevik kaplanlar gibi sarp kayaları zıplayıp geçecek; bir grup timsahlar gibi deniz tarafından savaşa girecek; bir grup da hızlı dalgalar gibi gemilerle kale üzerine yürüyeceklerdi. Ayrıca yüksekliğine göğün hayran kaldığı ve her zaman kara bulutların altında saklı kalan oradaki dağa, dağ gibi bir mancınığı arabayla çıkaracaklar ve o tepenin üzerinde savaş sırasında sert kayaları çimen sayan yiğitler yerleşecekti. Ordu muhtemelen sonbahar sonlarında batıdaki yol vasıtasıyla Kalonoros’a ulaşıp, kaleyi kuşattılar. Kuşkusuz denizden gelecek yardımlara karşı önlem almadan, kaleyi karadan kuşatmanın bir faydası yoktur. Bu şekilde kaleyi teslim almak çok zordur. Fakat seferin kış aylarında yapılmış olması belki de denizden gelebilecek yardımın önünü kesmek amaçlıdır.
1221 yılının başlarında ordu kalenin etrafını çepeçevre sardı. Askerlerin attığı ok yağmurundan kale halkı şaşkına döndü. Sultan'ın buyruğu üzerine kalenin etrafına yerleştirilmiş olan 100 ağır mancınığı çalıştırdılar. Mevsim kış olmasına rağmen hava amber kokuyor, buluttan kâfur yağıyordu. Bu şekilde iki ay savaştılar. İki ay sonra Sultan, bir gece her zaman yaptığı gibi nafile namazını kıldıktan sonra büyük bir huşu ve yakarış içinde Yüce Allah'tan kalenin fethini sordu. Aynı gece uyku bastırınca rüyasında güzel yüzlü, melek çehreli bir şahsın kendisine şu sözleri söylediğini gördü: Şiir:
“Bu sarp kalenin başka bir örneği yoktur. Kimsenin orda savaş yapmaya gücü yoktur.
Fakat Cihanı Yaratan senin destekçindir. Böyle bir kaleyi almak da ancak senin işindir.
Askerin göğe saldırsa, güneşin beynini dağıtır.
Eğer deniz tarafından savaşa girersen, timsah korkudan karaya kaçar.
Yine de böyle muazzam bir taht yeri ancak Allah’ın desteğiyle alınabilir.”
Sultan bu müjdenin sevinciyle uykudan uyanınca divit isteyerek bu beyitleri bir kâğıt parçasına yazdı.
Melekler aleminden Sultan'a müjde geldiği gece kale sahibi Kyr Vart’a da rüyasında gaipten savunma ve karşı koyma konusunda bir uyarı geldi. Gaflet ve cehalet uykusundan uyanınca itibar sahibi kişilerini çağırarak: “Biz Sultan’ın ordusuna dayanamayacağız. Her ne kadar kalemiz ve hisarımız yıldızlarla diz dize, kartallarla yan yana olsa da kaderin yazısından ve hükmünden kurtulmak mümkün değildir. Onun için Tanrı’nın desteğine sahip bir padişahla yabancılığı bırakıp tanışmak gerekir. Çünkü semavi bir güce ve kuvvete karşı koymak akla ve mantığa uygun düşmez.” dedikten sonra bir habercisini daha önce aralarında komşuluk
yakınlığı, birbirlerine gidip gelme dostluğu ve mektuplaşma ilişkisi bulunan Antalya Subaşısı Emir Mübarizeddin Ertokuş’a gönderdi. Bu haber üzerine Sultan'ın alnında sevinç izleri ve mutluluk belirtileri göründü. Emir haberciye: “Benim tavsiyem, Kyr Vart kafasından endişeyi atsın ve devrin padişahının hükümlerine uymayı kendisine meslek yapsın. Gönlünden kale sevdasını atarak Sultan’ın mübarek gölgesinde sığınak arasın.” deyip geri gönderdi. Haberci Olanları başından sonuna kadar Kyr Vart’a anlatınca, Kyr Vart kaleyi teslim işine girişti. Böylece Sultan Alaaddin Keykubat’ın ikinci rüyası ve en nihayetinde fetihlerinin en kutlusu gerçekleşmiş oldu.
Kalenin teslim edilmesi Sultan tarafından hüsn-ü kabul görmüş ve Sultan tarafından Kyr Vart’a Konya’nın Akşehir Beyliği menşuru ile 5 köyün mülkiyeti bahşedilmişti. Sultan bununla da yetinmemiş, Kyr Vart’ın kızı Hand Hatunu kendisine eş olarak alıp, Selçuklu tarihinde adını sık duyduğumuz Mâhperi Hatun olarak değiştirmiştir. Mâhperi Hatun’dan olan oğlu Gıyaseddin, babasının yerine II. Gıyaseddin Keyhüsrev unvanıyla tahta çıkacaktır.
Sultan Alaaddin Kalonoros’u fethettikten sonra burada kapsamlı imar faaliyetlerine girişecek ve başkent Konya’da olduğu gibi 140 burç inşa ettirecektir. Ardından buraya kendi adına atfen “Alâiye” adını verir ki, bunu “Ondan sonra o yerin adı, adımız ve lakabımızla şeref kazansın” şeklinde izah eder. Sultanın yeniden kurduğu Alaiyye’nin unvanı da Barış Şehri anlamına gelen Dârü’l-Emân’dı. Alâiye’nin fethinden sonra burası başta Sultan Alaaddin Keykubat olmak üzere evladı tarafından da kışlık başkent olarak kullanılmaya başlayacaktır.
Bugün Alanya adıyla maruf şehrimizde Alanyalı Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun destekleriyle kurulan ve hatta bizzat kendisi tarafından adı konan Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, fatihe ve ecdada olan sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla var gücüyle çalışmaktadır.
Prof. Dr. Ekrem KALAN
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 312386
Alanya’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir uyuşturucu davasında Hâkimi Ali Dursun Turan, ibretlik bir karşı oy yazısını tutanağa geçirdi. Verilen karara katılmayan hakim Turan, "Mafya liderleri ile dans eden bir takım siyasilerin yakınlarının adı uyuşturucu iddialarına karışırken ve haklarında soruşturma dahi açılamazken daha az suç işleyen sanıklara daha ağır cezalar verilmesi adalet anlayışımla bağdaşmıyor" dedi...
Alanya Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan bir uyuşturucu davasının karar duruşmasına Hakim Ali Dursun Turan'ın, karşı oy yazısı damgasını vurdu. Hakim Ali Dursun Turan, görülen davanın karar duruşmasında tutanaklara geçirdiği karşı oy yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Her ne kadar sanık uyuşturucu ticareti suçundan yargılansa da mafya liderleri ile dans eden bir takım siyasilerin yakınlarının adı uyuşturucu iddialarına karışırken ve haklarında soruşturma dahi açılamazken daha az suç işleyen sanıklara daha ağır cezalar verilmesi adalet anlayışımla bağdaşmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”
Konuyu gündeme taşıyan CHP Mersin Milletvekili ve Anayasa Komisyon Üyesi Ali Mahir Başarır, “Hakimin karşı oy yazısıyla verilen karara şerh düşmesi, başka bir deyişle adaletin yeteri kadar tecelli etmediğini belirtmesi, ülkemizdeki hukuk sisteminin zamana, mekâna, kişilere göre farklılık gösterdiğinin önemli bir göstergesidir” dedi.
“VERDİĞİ KARARDAN ÖTÜRÜ SÜRÜLEN HAKİMLER, SAVCILAR VAR”...
Başarır, ülkede mevcut iktidar eliyle yargıya müdahale edildiği kanısının artık tüm kamuoyunda hâkim olduğunu belirterek, “Sadece Alanya Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir karara düşülen karşı oy yazısı değil, verilen birçok yargı kararları, verdiği karardan ötürü sürülen hakimler, dosyadan el çektirilen savcılar ülkemizdeki bağımsız yargı sisteminin sağlanamadığının belirtileridir” sözlerine yer verdi.
“ERDOĞAN KONUŞUYOR ERTESİ GÜN SAVCILAR SORUŞTURMA BAŞLATIYOR”...
AKP Genel Başkanı'nın akşam söylediği ile ilgili ertesi gün sabahın erken saatlerinde savcılar tarafından soruşturma başlatıldığını dile getiren CHP'li Başarır, “Ucu iktidara dokunan ve alenen ortada olan iddialar karşısında oluşturulan siyasi baskı sonucu savcıların harekete geçememesi, adalet kavramının ülkemizde eriyip yok olma noktasına geldiğinin resmidir” ifadelerine yer verdi.
“BIRAKIN HALKIMIZI TÜM DÜNYA FARKINDA”...
Gerçek suçluların cezalandırıldığı ve adaletin herkese eşit uygulandığı ortamı sağlamak, ülkenin her anlamda ilerleme kaydetmesinde ve demokratik bir ortam oluşturulmasında oldukça önemli olduğunu ifade eden CHP'li Başarır, şöyle devam etti:
“Alanya Ağır Ceza Mahkemesi'nin uyuşturucu ticareti davasında verilen bir karara, bir hâkimin bu şekilde şerh düşmesi ülkede yaşanan adaletsizliklere, hukukun güçlüden yana eğilip bükülmesine karşı bir haykırıştır. AKP iktidarı, birtakım troller eliyle ülkede adaletin var olduğu düşüncesini halkımıza empoze etmeye çalışsa da herkes yaşadıkları ve gördükleri olaylar karşısında ülkemizin adaletten ve demokrasiden yoksun olduğunun farkındadır. Bırakın ülkemizde yaşayan halkı, tüm dünya bunun farkındadır. Ne yazık ki bu sebeplerle uluslararası alanda yapılan hukukun üstünlüğü endeksi değerlendirmelerinde en alt sıralarda yer almaktayız.”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 278208
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 22-28 Mayıs arasında illere göre her 100 bin kişide görülen Kovid-19 vaka sayılarını açıkladı. Kovid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide, Antalya'da geçen hafta 47,01 olan vaka artış oranı bugünkü tabloda 32,53 olarak tespit edildi...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
İllerimizde 100.000 nüfusa karşılık gelen bir haftalık toplam vaka sayısını gösteren insidans haritasının güncel halini ekte görebilirsiniz. Vaka sayılarının düşüş eğilimi devam ediyor.
türk
VAKA SAYISI EN ÇOK AZALAN İLLER...
Koca, "Son bir haftada vaka sayısı en çok azalan illerimiz Erzurum, Tunceli, Kastamonu, Samsun ve Kocaeli. Olumlu seyir sürüyor. Bu güce güvenin." dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 420556
Corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında, bugün yapılan kabine toplantısında yeni kararlar alındı...
Kabine toplantısının sona ermesinin ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı kararlar...
NORMALLEŞME KARARLARI...
* Ekranları başında bizi izleyen aziz milletim şimdi haziran ayına ilişkin kademeli normalleşme takvimini sizlerle paylaşmak istiyorum.
* Haziran ayı boyunca sokağa çıkma sınırlamaları hafta içi ve cumartesi günü akşam 22.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında uygulanmaya devam edecektir.
* Bu sınırlamalar hafta sonu ise cumartesi 22.00 ile pazartesi sabahı 05:00 arasında yani pazar gününün tamamını da kapsayacak şekilde uygulanacaktır.
* Temmuz ayında bu kısıtlama süreleri ve günleri vaka ve vefat sayılarındaki değişime aşılamada kat edilen mesafe ye göre yeniden belirlenecektir.
* Restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yeme içme yerleri sabah 07:00 ile akşam 21:00 saatleri arasında belirlenen kurallara göre masaya servis yapılabilecek, saat 24:00'e kadar da paket servisini sürdürebilecektir.
* Bu mekanlarda sokağa çıkma kısıtlaması olan pazar günü ise sadece paket servis hizmeti verilmeye devam edecektir.
* Yaklaşık 13 aydır faaliyetlerini ara vermiş olan kahvehane, kafe, çay bahçesi, halı saha, spor salonu, lunapark gibi işletmeler belirlenen kurallar çerçevesinde pazar günü hariç sabah 07:00 ile akşam 21:00 saatleri arasında yarından itibaren çalışabilecektir.
* Diğer iş yerlerinin pazar günü haricinde belirlenen saatlerde ve belirlenen şartlarda faaliyetlerini yürütebilecektir.
* Açık ve kapalı alanlardaki nikahlar ve nikah şeklindeki düğün törenleri, belirlenen şartlara uygun şekilde 1 Haziran’dan itibaren başlayabilecek.
* Üniversiteler 2021-2022 eğitim öğretim yılı akademik takvimi 13 Eylül itibari ile başlayacak şekilde yürütülecektir.
* Spor kulüpleri genel kurullarının haziranın ilk gününden itibaren diğer kuruluşlar da haziranın ikinci yarısından itibaren gerçekleştirilebilecektir.
- Kamu kurumlarındaki esnek mesai uygulaması, yeni bir düzenlemeye kadar devam edecektir. Detayları İçişleri Bakanlığımızca yayınlanacak genelgede yer alan bu yeni kademeli normalleşme adımlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216125
Türkiye'den KKTC'ye uçacak vatandaşlar, 30 Haziran'dan itibaren eski nüfus cüzdanlarıyla çıkış yapamayacak...
Pegasus Havayolları, Türkiye'den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gidecek vatandaşların 30 Haziran'dan itibaren eski tip nüfus cüzdanlarıyla çıkış işlemlerinin yapılamayacağını duyurdu.
Pegasus'un resmi sosyal medya hesabından, Türkiye'den KKTC'ye nüfus cüzdanları ile yapılacak seyahatlere ilişkin bir paylaşım yapıldı.
Paylaşımda, 30 Haziran'dan itibaren, Türkiye'den KKTC'ye gidecek vatandaşların eski tip nüfus cüzdanlarıyla çıkış işlemlerinin sonlandırılacağı kaydedilerek, "Vatandaşlarımız, artık Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) standartlarına uygun yeni tip kimlik kartlarıyla çıkış işlemlerini gerçekleştirebilecek." denildi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 173821
Korkuteli’ne Yaş Meyve-Sebze Kurutma Tesisi kurulacak...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de bir ilke daha imza atıyor. Büyükşehir Belediyesi iştiraki EKDAĞ A.Ş. tarafından Korkuteli ilçesine Yaş Meyve-Sebze Kurutma Entegre Tesisi kurulacak. Türkiye’nin yaş-meyve sebze ambarı konumunda olan Antalya’da kurulacak bu tesis üreticinin desteklenmesi ve ürünlerin değerlendirilmesi anlamında da büyük önem taşıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Antalya’nın tarımsal üretimine destek vermek ve istihdama katkı sağlamak amacıyla hayata geçireceğimiz bu tesis ile ihracat yapmayı ve döviz girdisi sağlayarak ülke ekonomimize de katkıda bulunmayı hedefliyoruz” dedi.
Antalya’da yerelden kalkınma hedefiyle tarımı ve üreticiyi her alanda destekleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi her türlü sebze ve meyvenin işlenebileceği ve yurt dışına pazarlanmasına imkan sunacak olan Yaş Meyve-Sebze Kurutma Entegre Tesisi’ni hayata geçirmeye hazırlanıyor...
Büyükşehir Belediyesi iştiraki EKDAĞ A.Ş. tarafından hayata geçirilecek entegre tesis, Antalya’da önemli bir tarım havzası olan Korkuteli’nde kurulacak.
ÇEVRECİ TEKNOLOJİ...
Kırsal kalkınma, üretim ve ihracata dayalı proje kapsamında kurulacak tesis Korkuteli İlçesi Bozova Mahallesi’nde 15.500 metrekare alan üzerine inşa edilecek. 3000 metrekare kapalı alana sahip olacak tesis enerjisini tamamen güneş enerjisi ve perlit kullanılarak hava kurutma (Air Dry) teknolojisi ile temin edecek. Tesis bu özelliği ile hem yüzde 100 çevreci hem de teknolojisi itibariyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Fizibilite çalışmaları tamamlanan ve temel atma aşamasına gelen tesiste üretim fazlası sebze ve meyveler değerlendirilerek kurutulacak ve ihraç edilecek.
İSTİHDAMA KATKI...
Tesis, 80-100 kişinin doğrudan istihdamına; mobil üretim üniteleri ile kadın ve çiftçi kooperatiflerinin katılımıyla da dolaylı olarak 250-300 kişinin istihdamına katkı sağlayacak. Bir kısmı Büyükşehir Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla yapılacak tesisin Antalya’ya önemli katkılar sunacağını söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Ülkemizin ve Antalya’mızın tarımsal üretimine destek vermek, istihdama katkı sağlamak, ihracat ile döviz girdisi sağlayarak ekonomimize katkıda bulunmak istiyoruz” dedi.
ÜRETİCİNİN YANINDAYIZ...
Göreve geldiği günden bu yana yerelden kalkınma hedefiyle tarımsal ve hayvansal üretimin gelişmesi için çalıştıklarını, kooperatiflere destek verdiklerini söyleyen Başkan Muhittin Böcek, “Enerji, sulama projelerimiz başta olmak üzere her anlamda üreticilerimizin yanındayız. Antalya’nın turizmin yanı sıra bir tarım kenti olduğu bilincinden hareketle kuracağımız Yaş Meyve-Sebze Kurutma Entegre Tesisi ile hem şehrimiz hem ülkemiz için bir ilke imza atacağız. ‘Ben, sen yok biz varız. Biz birlikte yaparız’ diyerek çıktığımız bu yolda bize güvenen ve destek veren tüm hemşehrilerime teşekkür ediyorum” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 415669
Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan ve TBMM Başkanı Şentop'un torunlarının icazet aldığı Ayasofya'daki törende imam, "Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma" diyerek Ayasofya'yı müzeye çevirenlere lanet okudu. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın Ayasofya'daki ilk hutbesinde benzer sözleri büyük tepki çekmişti...
Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi'nin uygulandığı İstanbul Üsküdar İTO Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi/Hafız İmam Hatip Ortaokulu'nda hafızlıklarını tamamlayan 136 öğrenci Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen programda 28 Mayıs Cuma günü Ayasofya Camisi’nde icazet aldı.
Programa, hafız öğrencilerin velileri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalo Hmidti, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve çok sayıda davetli katıldı.
ERDOĞAN VE ŞENTOP’UN TORUNLARI İCAZET ALDI
Programda hafız öğrenciler Kur'an-ı Kerim'den ayet ve sureler okudu. İcazet merasiminde Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın torunu Ömer Tayyip ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un oğlu Ömer Asım da icazet aldı.
AYASOFYA İMAMI: ONLARDAN DAHA KAFİR KİM OLABİLİR
Ayasofya Camisi imamı, icazet merasimi sırasındaki vaazında üstü kapalı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okudu.
İmam, vaazı sırasında “Bu ve bu gibi mabetler (Ayasofya Camisi) mabet olarak devam edilmesi için inşa edilmiş, hediye edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içerisinde bu mabed-i şeriften ezan-ı muhammedi, namaz, her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Kitab-i ezelinde buyuruyorsun…Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” ifadelerini kullandı.
ERBAŞ DA LANET OKUMUŞ, TEPKİ ÇEKMİŞTİ
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi sonrasında ilk cuma namazı hutbesinde sarf ettiği “Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” sözlerine siyasi partiler, ilahiyatçılar ve vatandaşlar tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı olarak lanet okunduğu savunularak büyük tepki gösterilmişti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 401950
Belediye personelinden skandal video: Alın ulan size koli...
Başakşehir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü'nde görev yapan bir personelin, yardıma muhtaç vatandaşlar ile dalga geçtiği videosu ortaya çıktı. Skandalın ortaya çıkmasının ardından belediyeden yapılan açıklamada, Fatma Yüksel'in işine son verildiği ve hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
AKP’li Başakşehir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nde görev yapan Fatma Yüksel’in, yardıma muhtaç vatandaşlar ile dalga geçtiği videosu sosyal medyada büyük tepki gördü.
Video, kadın personelin gülerek “Bismillahirrahmanirrahim” demesiyle başlıyor. Ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabe metnini değiştirerek, “Ey Türk gençliği, naber?” diyerek dalga geçtiği görülüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Fatma Yüksel isimli çalışanın işine son verildiği ve hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
YARDIMA MUHTAÇLARLA DALGA GEÇİYOR
Yardıma muhtaç vatandaşlar ile alay eden Fatma Yüksel isimli şahsın sözleri şöyle:
* Bismillahirrahmanirrahim. Ey Türk gençliği, naber? Lütfen işimizi ciddi yapalım. Birinci vazifen, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nde çalışıp önce genel talepleri almak. Dünya kadar gelen talepler Fatma, Sevgi… tarafından Excel’e aktarılıp İlyas Aslan tarafından teker teker küfürle beraber kontrol edildikten sonra bir liste oluşturulup ekip arkadaşlarına vermektir.
* Evet arkadaşlar, gençler bu bizim en önemli vazifemizdir. Herkese koli vermek. Koli, koli diye ağlayanlara ‘alın ulan kolinizi’ demektir birinci vazifemiz. İkinci vazifemiz yaşlı, hasta, engelli vatandaşlarımıza, telefon açıp ağlayanlara hatır gönüllerini almaktır.
* Üçüncü vazifemiz, sıcak yemek. Evinde yemek yapamayan teyze ve amcalara Kamil tarafından tespit yapıldıktan sonra sıcak yemek uygun görülüp Ramazan’da açlara sıcak yemek vermektir.
* Ey Türk istikbalinin evlatları, Ey Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün fedaileri İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifeni en iyi şekilde yerine getirmek, boynunun borcudur. Bugün 23 Nisan hep neşeyle doluyor insan. Evet sevgili arkadaşlarım şimdi kendi vaatlerime geçeceğim; Bugün bu koltukta oturuyorum…”
“BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ İŞ AKDİNE SON VERDİ”
Olayın ortaya çıkmasından sonra Başakşehir Belediyesi bir açıklama yaparak, Fatma Yüksel’in işine son verildiğini duyurdu:
* Olayın ortaya çıkması üzerine Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu'nun talimatıyla acilen harekete geçildi. İlk olarak Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü personeli Fatma Yüksel'in iş akdine aynı gün son verildi.
* Personelin alınan savunması ve yapılan araştırmanın ardından personelin bir süredir psikolojik tedavi gördüğü tespit edildi. Bu üzücü olayın personelin içinde bulunduğu psikolojik durumu istismar ederek organize edildiği anlaşılmıştır.
* İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızı kasten aşağılayan bu organize plana karışanlar hakkında ilgili adli mercilerden bilgi alınarak hukuki süreç başlatılmıştır. Videoda metin okuyan, okunan metni okuyanın eline tutuşturan, videoyu çeken ve sosyal medyada bazı hesaplarla birlikte yerel haber sitelerine servis eden personeller hakkında kurum içi soruşturma başlatılmış, hepsinin işine son verilmiştir. Bu suça iştirak eden personeller hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur.”
“BU TUTUM VE DAVRANIŞI ŞİDDETLE KINIYORUM”
CHP Başakşehir İlçe Başkanı Deniz Bakır, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “İnsanlığı çıplak olana, hiç bir ahlak kuralını giydiremezsin. Gençliğe Hitabemizi alay konusu yaparak, muhtaç yurttaşlarımıza hakaret etme cüretini gösteren AKP anlayışının somut tezahürü olan ahlak dışı bu tutum ve davranışı şiddetle kınıyorum” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 297808
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan Lütfi Elvan nefes kredisinde detayların bu hafta içi açıklanacağını belirtti. Elvan kripto düzenlemesinin de kısa sürede biteceğini ifade etti...
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ekonomi gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Pandemi desteklerinin milli gelire oranının yüzde 3'ü aşacağını belirten Bakan Elvan, nefes kredisi paketi ciro kaybı yaşayan işletmeleri odağına alacak." dedi. Elvan nefes kredisi ile ilgili detayların bu hafta açıklanacağını belirtti.
"Salgından etkilenen tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve şirketlerimiz bu kredilerden faydalanacak." diyen Elvan, "Burada biz paranın nereye gittiğini bilmek istiyoruz ve amaç dışı kullanımların da önüne geçmek istiyoruz. Kullandırılacak kredinin öncekilerden farkı, sadece ciro kaybı yaşayan işletmeleri odağına alması olacak. Alınan kredinin doğrudan firmanın ihtiyaçları için kullanılmasını temin edecek bir takım düzenlemelerimiz olacak. Çarşamba gününe kadar teknik detayların netleşmesini planlıyoruz. Faiz ve geri ödeme koşullarını bu hafta açıklayacağız." açıklamasında bulundu.
Yıl sonunda 22-25 milyar dolar cari açık beklediklerini ifade eden Elvan, "Bilişim, savunma ve enerji sektörlerinde kredi tahsis süreçleri değişecek." dedi.
VATANDAŞLARA KRİPTO UYARISI...
Bloomberg'in sorularını yanıtlayan Bakan Elvan, kripto düzenlemesinin kısa sürede biteceğini belirtirken, vatandaşlara da yönetemeyecekleri riskileri almamaları konusunda uyarıda bulundu.
Elvan şu ifadeleri kullandı:
Bakanlığımız koordinasyonunda bir çalışma grubu oluşturduk. Bu grup yoğun bir şekilde çalışmalarını yürüttü. Önce Merkez Bankası bir düzenleme yaptı, arkasında MASAK çalışmalarını kamuoyuyla paylaştı.
Çalışma grubumuz öncelikle farklı ülke uygulamalarını inceledi. Üzerinde çalıştığımız alanlar ise kripto varlık ile çeşitlerinin tanımlanması, bu varlıkların ortaya çıkarılması, ihracı ve dağıtılması, alım satım yapan platformların uyması gereken ilke ve esasların belirlenmesi, varlık saklama hizmetinin hangi şartlarda kimler tarafından yapılabileceği, vergilendirme politikasının nasıl olacağı, hangi kripto varlık çeşidi için hangi kurumun düzenleme yapma ve yaptırım uygulama yetkisinin olacağı, özellikle suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanında bu alanın kullanılmasının engellenmesi gibi geniş bir alanı kapsıyor. Bu konudaki çalışmamızı kısa sürede tamamlayacağız. Ancak ben şunu söylemek de istiyorum vatandaşlar, tasarruflarını değerlendirirken, yönetemeyecekleri riskleri almamalı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 485707
Bu kez siyah gömlek giyen Sedat Peker yine konuşmaya yoklama alarak başladı ve Süleyman Soylu'nun yoklamasını almayacağını söyledi...
Peker, siyah gömlekle ilgili olarak ise "Benim üzerimden bahis yapıyorlar. Yok beyaz gömlekle, yok ceketle... Artık işe uyandım. Bak ters köşe yaptım. Üzerimden para kazandırmam" ifadelerini kullandı.
Mekan değişikliğiyle ilgili olarak ise Peker "Türkiye'den kalabalık bir grup arkadaş geldi. O yüzden mekan değiştirdik. Daha sonra tekrar bir mekan değişikliği yapabiliriz" diye konuştu.
Peker şunları söyledi:
"Derin Mehmet ameliyat olduğu için Bodrum'da hastanede, o yüzden onu yoklamaya almayacağız. Atmosferin değişikliğini görmüşsünüzdür, Türkiye'den kalabalık misafirlerimiz geldi, aslında ben düşkün Abdulkadir ile süslü Sülü'yü bekliyordum, ama onlar gelmediler, her zaman olduğu gibi devletimizi işin içine karıştırdılar. O yüzden bir yer değişikliği yaptık, belki önümüzdeki günlerde bir yer değişikliği daha yapmayı düşünüyoruz. Bugün çok çok ama çok ciddi konular bölümüne giriş yapmaya başlayacağız.
'Bana sen faşistsin diyorlar, Sultangaliyev'i okudunuz mu?'
Bana sen Turan diyorsun, faşistsin diyorlar. Sultangaliyev, Sosyalist turan, düşüncesini okudunuz mu?...
Bir de, milleti sokağa dökmeye, ortalığı karıştırmaya çalışıyormuşum, öyle diyorlar. Eğer ki kim size sokağa çıkın burayı yağmalayın diyorsa o haindir. Bir gün ben size dersem sokağa çıkın diye, bilin ki ufak kızımın başına silah dayamışlardır. O yüzden onu söylüyorumdur. Sülü gördün mü bak bunu da söyledik, artık bloke oldu bu da.
"Ben desem bile sokağa çıkmayın"
Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelliftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size dersem sokağa çıkın darbeye destek verin dersem bilinki, ufak kızımın başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa çıkmayın kardeşlerim.
En komiği, bir şema yapmış (Süleyman Soylu). Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim TRT'deki yayını. Başlıkları bana getirin arkadaşlar dedim. Süleyman sana vallahi devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın. Görüşeceğiz seninle.
"Fethullahçıların içindeki canavarı gördüm"
Fethullahçılarla düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Ben 80’lerde, sizin masumiyetinizi görüp ya iyi insanlar bunlar diyenlerdenim bütün ülke gibi. Ama ben sizin içinizdeki canavarı gördüm. Şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu. Ölüsünü evine getirecek parası olmayan adamı Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar.
Evinde arama yapıyorsunuz general adamın, çocuk pornosu çıktı diye gazetelere haber verdiniz. Başka bir general otele kız arkadaşıyla gidiyor. Otelde ihbar var deyip kadının çantasını ararken avuç içinde bir ekstaziyi bırakıp, ‘Büyük skandal, general-kadın uyuşturucu partisi’ diye haber yaptınız. Kan tahlili bile yok, çünkü siz koydunuz. General namuslu adamdı istifa etti. Daha örnek vereyim mi Ali Tatar… Herkes uyansın diye adam kafasına sıktı. Bunlar gazetede ‘Hesap vermeden nereye gidiyorsun?’ diye yazdılar. Sizin elinizde cennetin anahtarı olsa ben o cennete girmem. Ya siz Muzaffer abiyi kanser hastasıyken inim inim inlettiniz, şehit oldu. Ali Tatar da şehittir.
"Muhabirin soru sorduğu bakanın abisi de Fetöcü o zaman"
Sülü ne oldu? Ama senin devamlı Fethullah Gülen’le yazıların çıkıyor. Röportaj yapmışsın. Danışmanlarının Fethullah Gülen’e övgüleri ortaya çıkıyor. Bak ben bu kadar açık söylüyorum ya sen? Ben Süleyman’ın buraya maketini koydum. En komiği bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu? Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu. Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap, onun da abisi FETÖ’cü. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Yaptığınız savunmanın mantıksızlığını anlatıyor. Ciğeri yanmış adam söylüyor. Yarın onu da FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… Yedinci aramada, bir köyde en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun mantığı var burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz.
Suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği var üstünde
Şimdi televizyona çıkmışsın. Seni rezil rezil rüsva edeceğim. Üzülüyorum, utanmıyorum, mahcup oluyorum. Devletin bakanına inanan en fazla yüzde 9 çıkıyor. Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor. Orada oturmuşun (TRT'deki yayın), vücut dili okuyanların hepsi, 'psikolojisi, suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde' diyor. Gördüm resmini.
Mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın
Parti desteğiyle, gazete basın desteğiyle siz bu kadar insan topluyorsunuz. Basın desteği yok, teşkilat yok, bir satır yazıyla ben sizin topladığınız kalabalığı topladım, sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla. Vicdan ya, yarım saat orada uyuşturucu konusunu (Süleyman Soylu'nun TRT'deki yayını) anlatmışsın. Benim hayatım, uyuşturucu satanların ölümüyle suçlanmakla geçti. Oraya çıkıp onları söyleyip benim bu şekilde seni rezil edeceğimi düşünemedin mi? BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye. Ne oldu kapattınız bir tanesini, ne oldu?
'Devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yüzleşeceğiz'
Devletin İçişleri Bakanlığı makamında bir deli oturuyor. Bu adam hasta. Lan ben Köfteci Yusuf'u n'apayım? 10 tane köfte tezgahı kursam 30 bin kişiye satsam Köfteci Yusuf'un hasılatından daha fazla param olur. Sen hasta ruhlusun. Bizim akrabaya baskı yapıyormuşsun açıklama yapsın diye, akraba makraba ayırmadım herkes kayıt altında. Reşat Baba seni severim sayarım, sakın böyle bir hataya düşme!
Devletin bakanısın neden gazetecilerle FaceTime üzerinden konuşuyorsun? Niye müdürünün telefonundan? Sana sözüm olsun... Devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yüzleşeceğiz, bu dünya böyle sürmez. Senin boynuna köpek tasması takıp sokaklarda gezdireceğim.
Bu işin sonunda ne olacak?
Almanya'ya gitsem diyecekler "Can Dündar orda, bu da onlarla anlaştı", Amerika'ya gitsem FETÖ'yle anlaştı, ulan zaten İsrail'e gitsem "bak gördün mü onu yahudiler destekliyor", Yunanistan'a gitsek "tarihi düşmana gitti". Lan gidecek ülke mi var nereye gideyim?
Bu işin sonunda ne olacak diyorlar. Ben bu işin sonunda öyle bir hikaye yazacağım ki bu dünyada kimse ufak kız çocuklarını ve annelerini üzmeyecek.
Erkan Yıldırım iddiası
Erkan Yıldırım, Halil Falyalı'nın otelinde veya gasinosunda misafiriydi. Mehmet Ağar bu senkronizenin ortasında. Erkan Yıldırım'ın Süleyman Soylu ile çevresinde bu konularla ilgili dostluğuna bakın.
Kokain önceden Kolombiya üzerinden geliyordu. Geçen seni haziran ayında 4 ton 900 kilo yakalandı. Sonra yeni güzergah çalışması yapıldı. Çünkü Amerika Uyuşturucuyla Mücadele, çok güçlü orada, sürekli üstlerinde. 800 kilometre Venezüella’yla sınırları var. Oraya geçirmek kolay çünkü Amerika’nın kontrolü yok. Suriye Lazkiye de Amerika kontrolünde değil. Bu mal yakalandıktan sonra yeni bir güzergah kurmak için Venezüella’ya kim gitti?
Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım. Ocak ayında ve Şubat ayında gidip 4 gün kaldı.
Hep böyle yapıyorlar, vatanseverlik ile milleti coşturuyorlar herkesi birbirine sokuyorlar. Şimdi diyecekler niye anlatmadın? Lan neyi anlatayım siz gördüğünüz her şeyi anlatıyor musunuz?
Mehmet Ağar, tüm uyuşturucu işi yapanlar bunun arkadaşı. Kürt iş adamları diyorlar ya... Hayır uyuşturucu işi yapıyorlardı hepsi. Hepsinden para aldı ve tüm işlerini hallediyordu.
Uğur Mumcu neden öldürüldü?
"Uğur Mumcu bence şehittir. Neden öldürüldü? Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Hep terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur ve silah ticareti. Şehit olduğunda yanına ilk gelen kim? Mehmet Ağar. Katil hep ilk gelir"
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 119233
Antalyalı öğrencilerin gururlandıran başarısı...
ABD'de her yıl gerçekleştirilen Lise seviyesinde ki öğrencilerin yarışmasına Antalyalı öğrenciler damga vurdu.
Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er
Bu başarı hakkında açıklama yapan Antalya Milli Eğitim İl Müdürü Hüseyin Er yaptığı açıklamada : "ABD’de gerçekleştirilen ve öğrenci yarışmalarının Oscar’ı olarak nitelendirilen lise seviyesinde dünyanın en büyük ve en prestijlisi bilim yarışması “Regeneron ISEF Bilim ve Mühendislik Yarışması” sonuçları açıklandı. BİLSEM öğrencilerimiz Hüseyin Kaan Küçükturan ve Eren Ekrem Kallıkçı, “Derin Öğrenme ile Beyin Tümörü Segmentasyonuna Yeni Bir Yaklaşım” projesiyle Oracle Özel Ödül kategorisinde DÜNYA BİRİNCİLİĞİ elde etti.TED Antalya Koleji öğrencilerimiz Zeynep Bayındır ve Beliz Kargı’nın hazırladığı “Atık Lityum İyon Pillerinin Geri Kazanımıyla Pil Elde Edilmesi” projesi ise DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ elde etti.Öğrencilerimiz başta olmak üzere, danışman öğretmenlerimiz Hatice Küpeli, Gülay Demirci ile yöneticilerimiz, öğrencilerimizin aileleri ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 343263
Antalya dan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya istifa çağrısı...
CHP-Cumhuriyet Halk Partisi Muratpaşa ilçe başkanı Hasan Şahin ; Sadat Peker itiraflarının ardından Ak Partili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nın hemen istifa etmesi gerektiğini açıkladı.
Başkan Şahin Yaptığı açıklamada; "Sedat Peker’in videoları kısa bir süre öncesine kadar yakın temasta bulunduğu iktidar mensuplarını hop oturtup hop kaldırıyor. Milyonlarca kişinin izlediği, merakla beklediği videolarda aslına bakarsanız yeni olan hiçbir şey yok. SİYASET-MAFYA-TİCARET üçgeninin ne tür pis işlere bulaştığını, “Vatan Millet Sakarya” edebiyatıyla insanların mallarına nasıl çöküldüğünü onurlu, namuslu gazeteciler yıllardır yazıp çiziyor. Bu pis ilişkilerin içinde yer alan birisi kalkıp bütün bu iddiaları dile getirince tabi işin rengi bir anda değişti. SÜSLÜ SÜLÜMAN lakaplı Süleyman Soylu’nun bütün kirli çamaşırları ortalığa saçıldı. Sözde mafyayı, yeraltı örgütlerini tasfiye ettiğini savunan AKP iktidarı meğerse baştan sona SİYASET-MAFYA-TİCARET üçgeninin göbeğinde yer alıyormuş! Onuru gururu olan bir insan dakika o koltukta durmaz! Bu iddiaların yüzde biri bile gerçek ise hiç kimse kalkıp TEMİZ TOPLUM’dan, hukuktan adaletten bahsedemez! SÜLEYMAN SOYLU, ARTIK BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELMİŞTİR! Uyuşturucu ile, kara para ile, mafya ile anılan birisi devletin güvenliğini sağlaması gereken İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturamaz! Cumhuriyet Savcıları gereğini yapmalı, ülkemiz için güvenlik ve beka sorunu haline gelen şahıslar derhal görevlerinden istifa etmelidir!" dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 384038
AK Partiden her ihaleyi alan ve trilyonlarca doları cebe indiren elektrik şirketlerinin Rüya Şehir Alanya mıza yaşattıkları rezalete bakın...
Çirkin görüntünün yanında,fırtınada kopacak olması ve yaratacağı tehlikeler ve ölümlere sebep olacağı korkusu bölge halkında tedirginlik yaşatıyor.
AK PARTİ YANDAŞLARININ ALANYA'DA Kİ REZALETİ...
Alanya Güneşi Gazetesi olarak bölge halkı ile görüştük.
Halkın ortak olarak sözcülüğünü yapan H.Ş. ; "dünyaya açılan Pencere ve insanlığın göz bebeği Alanya'mızda , ekibi ile birlikte 24 saatini şehri güzelleştirmeye çalışmaya ayıran Alanya Belediye Başkanımız sayın Adem Murat Yucel'in emeklerine gölge düşüren bu çirkinliğe son verin. Bu kablolar sıcaktan veya fırtınada koparsa burada can kaybı veya yangınlar olacak tedirginliğini sürekli yaşıyoruz" dedi.
Toplu halde AK Parti ve bu firmaların yetkililerini protesto eden bölge halkı,Başkan Adem Murat Yücel'i ise alkışlayarak desteklediler.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 173233
Ünlü şarkıcı Oğuz Yılmaz, geçirdiği kalp krizi sonucu 53 yaşında hayatını kaybetti...
Şarkılarıyla bir döneme damgasını vuran Oğuz Yılmaz, geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti.
“Bas Bas Paraları Leyla’ya” ve “Çekirge” şarkısıyla geniş hayran kitlesine ulaşan 53 yaşındaki sanatçının yeni albüm hazırlığında olduğu belirtildi.
Oğuz Yılmaz kimdir?
1968 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Müziği küçük yıllardan beri merak sardı. Küçük yaşlarda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın düzenlediği müzik yarışmalarına girerek müziğe başladı.
1989 yılında “Duydun mu? – Bi Denem” adında, ilk albümünü yayınlandı ve yaptığı bu şarkı satış rekorları kırdı. 1991 yılında yaptığı anlaşmayla Kazan Plak’la anlaşma yaparak 10'a yakın albüme imza attı.
1993′ te ‘Çarşı Çakalı’, 1994' te ‘Vurgunum Sana’, 1995 yılında ‘Zilli Dilek’, 1996 yılında ‘Nazlı’mı Beklerim’, 1997 yılında ‘Keriman’ gibi albümlere imza attı.
1999 yılında ‘Usta’ albümünü yayınladı. Bu albümünde yer alan parça ‘Bas Bas Paraları Leyla'ya Türkiye'de ve Avrupa'da büyük ilgi gördü.
2003 yılında ‘Gördün mü?’ albümü ile tekrar müzik marketlerdeki yerini aldı. ‘Çekirge ve Gördün mü?’ gibi hit şarkılara imza attı.
Çekirge parçasıyla çocukların büyük beğenisini kazandı. Oğuz Yılmaz ayrıca kızı Sude’yle ‘Uğur Böceğim’ şarkısını düet yaptı. Evli ve iki çocuk babasıdır.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 310891
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken'den, İçişleri Bakanlığı'nın "kademeli normalleşme" genelgesine ilişkin açıklama geldi...
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, normalleşme sürecine ilişkin İçişleri Bakanlığı Genelgesi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Palandöken'in açıklamaları şöyle:
“MAĞDURİYETLER ARTIRILARAK DEVAM EDİYOR”...
“Genelge yayınlandı. Dolayısıyla yine fatura esnafa çıkarıldı. Tahmin ediyorum ki en zor durumda olan esnaf ve zanaatkar, bu yeni genelgede de mağduriyetleri sınırlandırılmadı. Artırılarak devam ediyor. İnsanlar gerçekten işlerinde güçlerinde sıkıntının ne kadar vahim boyutlara ulaştığını ifade ediyorlar. Yetkililere de biz bunları aktarıyoruz. Ancak bildiğiniz üzere tabi ki insan sağlığı en önemlisi. Bir haksız uygulama var. Bugün taksiler, minibüsler, otobüsler, şehirlerarası otobüsler yarım kapasiteyle gidiyorlar. Amenna ama havayollarında böyle bir uygulama yok. İşte bu adaletsizlikten esnaf yakınıyor. Beş yıldızlı otellerde yeme içme, mesafe kurallarına riayet edil edilmediği belli değil. Bir taraftan AVM’ler açılıyor diğer taraftan indirimlerin sınırlandırılması getiriliyor, ama kaldırılmıyor. İndirimdeki nereden, ne şekilde ithal edilip vasfının ne olduğu belirlenemeyen ürünleri sadece indirim yapmak suretiyle sadece halkın yoğunlaştığı alanlar olarak görülüyor. Aslında bunların bir haksız rekabet olduğunu belirtmek istiyorum. Herkes bu pandemiyle mücadele edecek. Biz de bu mücadelede yalnız kalmamalıyız.”
“MİLYONLARCA İNSANIN MAĞDURİYETİ SÖZ KONUSU”...
Devletin esnafa verdiği kredilerin ödeme sürelerinin geldiğini fakat esnafın ödeyecek gücünün olmadığını belirten Palandöken, şöyle konuştu:
“415 mesleğin neredeyse tamamına yakını, yeme-içme sektörünün kısmen açık olması dolayısıyla diğer kesimlerin, kahvehaneler, kıraathaneler, açık alanlar, kafeler, restoranlar bulabilecekleri müşteriye nasıl hizmet verecek? Herkesin böyle ‘getir götür’de hizmet edecek yanında çalışanı da yok. Aile işletmeleri bunlar. Milyonlarca insanın mağduriyeti söz konusu. Bu işyeri kiraları, elektrik, doğalgaz gibi, sosyal güvenlik destekleri gibi primleri hem yanımızda çalışan hem kendimizin, bugün altıncı aya girdik neredeyse ramak kaldı. Bir lira kazanmadık. Kapalı işyeri. Nereden vergi ödeyecek? Devlet kredi verdi. Kredilerin süresi geldi. Esnafın ödeyecek hali kalmadı. Dolayısıyla birçok esnaf, kepenklerini açmak yerine kepenklerini kapatmak üzere. Çare arıyor, ‘ne yapacağız?’ diyor. Devletten, keşke bize iş verseler de biz de devletin yanında çalışsak gibi serzenişte bulunuyor. Onlarca işçi çalıştıran insanlar, gerçekten bugün sıkıntı içerisindeler. Bu sektörlerin sıkıntılarının mutlak giderilmesiyle ilgili bir an evvel adımların atılması lazım. İnsanlar gerçekten sıkıntı içerisindeler.”
“BİR AN EVVEL KÜÇÜK İŞLETMELERE GEREKLİ DESTEKLERİN HİBE OLARAK VERİLMESİ GEREKİYOR”...
Kısıtlamalarda hakkaniyetsizlik olduğunu belirten ve küçük esnafa bir an önce hibe desteği verilmesi gerektiğini belirten Palandöken, şunları dile getirdi:
“Pazarda, hafta içerisindeki alışverişlerdeki Pazar yerlerinde açık olmasına rağmen marketlerdeki, hipermarketlerdeki kısıtlama süreciyle sınırlandırılması, bence hakkaniyetle bağdaşmıyor. Bir an evvel küçük işletmelere gerekli desteklerin verilmesi hem de hibe olarak verilmesi gerekliliğine inanıyorum. Bu sektörün yanlarında çalışan milyonlarca insan, kafeler, barlar, ses sanatçıları, sahne sanatçıları… Dolayısıyla kümülatif baktığınız zaman düğün sektöründe, kır bahçelerinde yapılamayan dolayısıyla bu tür mekanların kapalı kalmasının maliyeti hem ekonomiye hem de haksız rekabete sebep oluyor. Bunun için bir an evvel yetkililerin bu soruna bir çare bulması veya ortak akılla birlikte nasıl, ne yapabilirizin gündeme gelmesi lazım.”
“BİR SÜRÜNTÜNÜN BEDELİNİN 300 LİRA OLDUĞU ÜLKEMİZDE NASIL İNSANLAR TEST YAPTIRACAK”...
Bendevi Palandöken, çalışanların sağlık gereksinimlerinin karşılanmasındaki aksaklıklardan söz ederek şunları belirtti:
“Bilim Kurulu açıklıyor. Doğru. İnsan sağlığı ön planda diyor, ama bir sürüntünün bedelinin 300 lira olduğu ülkemizde nasıl insanlar test yaptıracak. Nasıl o yoğunlukta gidip de bu aldığı günlük 100 lira, 150 lira yevmiyeden bu parayı verecek? En azından, bunların devlet tarafından karşılanması, insanların sağlık gereksinimlerindeki aksaklıkların bir an evvel giderilmesi, söylediğim bu esnaf kesiminin, yaklaşık 2 milyon işyerinin bir an evvel aşılanması dolayısıyla hizmet sektörünün durağanlığının önüne geçilmesi için gereken çalışmaların yapılmasını bekliyoruz.”
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 398732
Kademeli normalleşmenin detayları belli oldu.
İçişleri Bakanlığı, valiliklere yeni genelge gönderdi.
Hafta içi sokak kısıtlaması 21.00-05.00 saatleri arasında uygulanacak. Kreş ve anaokulları açılıyor. İki doz aşı olmuş olan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar sokağa çıkabilecek...
İçişleri Bakanlığı, yarın sabah 05.00’te sona erecek tam kapanma dönemi sonrası başlayacak ve 1 Haziran’a kadar sürecek kademeli normalleşme planını açıkladı...
– Sokağa çıkma kısıtlaması hafta içi günlerde 21.00-05.00 saatleri arasında, hafta sonları ise cuma günleri saat 21.00'den başlayıp, cumartesi ve pazar günlerinin tamamını kapsayacak ve pazartesi günleri saat 05.00'te sona erecek.
– Yeme içme yerleri hafta içi 07.00-20.00 arasında gel-al ve paket servis, 20.00-24.00 arasında ise sadece paket servis olarak hizmet verecek.
– Pazar yerleri hafta içi 07.00-19.00 arasında açık olacak, hafta sonları ise pazar yeri kurulmayacak.
– Perakende ve hizmet sektöründeki giyim, tuhafiye, zücaciye ve hırdavat dükkanları hafta içi 07.00-20.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek.
18 YAŞ ALTINA SOKAK KISITLAMASI YOK...
– 18 yaş altı gençler ve çocuklar ile iki doz aşı olmuş olan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar için herkes için uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının dışında ayrıca bir sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayacak.
– Aşı hakkı bulunmasına rağmen aşı olmayan 65 yaş ve üzeri kişiler hafta içi günlerde sadece 10.00-14.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek olup, hafta sonları tam gün sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olacaklar.
– Kreşler ve anaokulları faaliyetlerine devam edecek. Huzurevi, yaşlı bakımevi, rehabilitasyon merkezi ve çocukevleri gibi yerlerdeki ziyaretçi kısıtlaması 1 Haziran’a kadar sürecek.
– 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 18 yaş altındakilerin şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanmalarına müsaade edilmeyecek.
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ AÇILIYOR...
– Gazino, taverna, birahane, nargile salonu/kafeleri, sinema salonları, kahvehane, kıraathane, kafe, dernek lokali, çay bahçesi gibi yerler, internet kafe/salonu, elektronik oyun yerleri, bilardo salonları, halı saha, yüzme havuzu, spor salonları, hamam, sauna ve masaj salonları, lunaparklar ve tematik parklar 1 Haziran’a kadar kapalı kalacak.
– Çay ocakları masa, sandalye, taburelerini kaldırmak ve sadece esnafa servis yapmak kaydıyla çalışabilecek.
– Alışveriş merkezleri hafta içi 10.00-20.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek olup, hafta sonları kapalı olacaktır.
– Kamu kurum ve kuruluşlarında esnek çalışma usulleri uygulanmaya devam edilecek, mesai saatleri 10.00-16.00 olarak uygulanacak.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307758
Tarikat liderinin cenazesinde yine kalabalık...
Şanlıurfa'da yakalandığı Coronavirüs (Covid-19) nedeniyle 82 yaşında yaşamını yitiren Risale-i Nur Cemaati'nin önde gelen isimlerinden Mustafa Kılıç'ın cenaze töreninde Coronavirüs tedbirleri uygulanmadı...
Tarikat lideri Mustafa Kılıç, yakalandığı Coronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Kılıç için Eyyübiye ilçesindeki Yusuf Paşa Camisi’nde cenaze namazı kılındı.
ÇOK SAYIDA AKP'Lİ İSİM KATILDI...
82 yaşında coronadan öldü, tıklım tıklım cenaze töreni ile uğurlandı.
Yasağa rağmen tarikat liderinin cenaze törenine;
--Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin,
--Şanlıurfa AKP Milletvekili Mehmet Ali Cevheri,
--Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül,
--Tarikat mensupları katıldı.
Şanlıurfa'nın tanınan isimlerinden Mustafa Kılıç (82), yakalandığı korona virüse yenik düşerek hayatını kaybetti. Kılıç için Eyyübiye ilçesindeki Yusuf Paşa Camisi’nde cenaze namazı kılındı.Yasağa rağmen cenaze namazına Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Şanlıurfa'nın tanınan isimlerinden Coronavirüsden hayatını kaybeden Mustafa Kılıç (82)
CAMİ AVLUSU DOLUNCA YOL TRAFİĞE KAPATILDI...
Namaz sırasında camide yaşanan yoğunluktan dolayı sık sık sosyal mesafeye uyulması konusunda anonslar yapıldı. Cami avlusunun tamamen dolmasından dolayı cenaze namazı için Sarayönü Caddesi trafiğe kapatıldı. İkindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Bediüzzaman Mezarlığına götürülen Kılıç'ın naaşı, dualar eşliğinde defnedildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307410
WhatsApp'tan gizlilik ilkesi güncellemesine ilişkin paylaşım...
Facebook’un bünyesinde bulunan sohbet uygulaması WhatsApp’ın kişisel verileri ihlal ettiği gerekçesiyle tepki toplayan güncelleme süreciyle ilgili WhatsApp'tan açıklama yapıldı.
Sosyal medya şirketi Facebook'un bünyesinde bulunan mesajlaşma platformu WhatsApp, gizlilik ilkesi ve hizmet şartlarındaki güncellemenin yürürlüğe girdiği 15 Mayıs'ta, "kişisel mesajlarınızı göremiyoruz" ve "hesabınızı silmeyeceğiz" paylaşımında bulundu.
WhatsApp, kullanıcıların yoğun tepkisini alan son güncellemesine ilişkin Twitter üzerinden paylaşım yaptı.
Söz konusu paylaşımda, "Hayır, kişisel mesajlarınızı göremiyoruz. Hayır, hesabınızı silmeyeceğiz. Evet, istediğiniz zaman kabul edebilirsiniz." ifadeleri kullanıldı.
Gizlilik politikası ve hizmet şartlarında değişikliğe gideceğini açıklamasının ardından büyüyen tepki nedeniyle WhatsApp, 8 Şubat'ta yürürlüğe sokmayı planlandığı uygulamayı, 15 Mayıs'a ertelemek ve kullanıcılara yaptıkları değişiklikleri açıklamak için bir hasar sınırlama kampanyası yürütmek zorunda kalmıştı.
WhatsApp, Türkiye'de de çok sayıda kullanıcısını, başta BiP olmak üzere diğer mesajlaşma uygulamalarına kaptırmıştı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 158355
İşte yeni tarife...
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1 Mayıs 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müze ve ören yerlerinin giriş ücretlerinde değişikliğe gitti. Buna göre Alanya Kalesi ve Alanya Arkeoloji Müzesi'nin giriş ücretlerinde atışa gidildi...
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1 Mayıs 2021 tarihinden geçerli olmak üzere, bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerinin giriş ücretlerinde zam yapıldı. Antalya bölgesinde ören yerleri içinde en pahalı giriş ücreti ödenecek yer Demre'deki Aziz Nikolaos Müzesi oldu.
Daha önce 50 lira olan Anit Müze'nin giriş ücreti 70 lira oldu. Daha önce giriş ücreti 45 lira olan Perge ören yeri ile 50 lira olan Aspendos ören yerinin giriş fiyatları ise 60 lira oldu.
Antalya Müzesi, Manavgat'taki Side Antik Kenti, Demre'deki Myra Antik Kenti ve Kemer'deki Phaselis Antik Kenti'nin giriş ücreti 45 liradan 55 liraya, Alanya Kalesi, Patara Antik Kenti ve Olimpos Antik Kenti'nin girişücretleri ise 30 liradan 40 liraya yükseltildi.
25 lira olan Side Müzesi'nin giriş ücreti de 30 lira oldu.
Bunun yanında daha önce giriş ücretleri 14 lira olan Demre'deki Simena Antik Kenti ile Kaş'taki Xanthos Antik Kenti'nin giriş ücreti 17,5 lira oldu.
Daha önce giriş ücretleri 10 lira olan Antalya'daki Termessos ören yeri ve milli parkı, Karain Mağarası, Finike'deki Limyra ören yeri, Demre'deki Likya Uygarlıkları Müzesi ve Andriake Antik Kenti ile Alanya Müzesi'nin giriş ücreti 12,5 liraya yükseltildi.
Antalya bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Atatürk Evi Müzesi, Antalya Etnografya Müzesi, Antalya Mevlevihane Müzesi, Finike'dekiArykanda Antik Kenti, Alanya Atatürk Evi Müzesi, Alanya'daki Syedra Antik Kenti ve Elmalı Müzesi ise ücretsiz olarak gezilebilecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 204024
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi döneminde su faturalarını ödemekte güçlük çeken vatandaşlar için oluşturduğu Askıda Fatura uygulaması ile 2 bin ailenin su faturaları Antalyalı hayırsever vatandaşlar tarafından ödendi...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in, Covid-19 salgını nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayan vatandaşlar için “Biz birlikte güçlüyüz” diyerek başlattığı “Askıda Fatura” uygulaması paylaşma ve dayanışmanın simgesi Ramazan ayında da devam etti. Büyükşehir Belediyesi resmi internet sitesi üzerinden ulaşılabilen uygulama, tam kapanma ile birlikte su faturalarını ödemede güçlük çeken ihtiyaç sahipleri ile hayırseverleri buluşturdu.
2 BİN AİLE MUTLU...
'Askıda Fatura' kampanyasında 30 Nisan’dan bu yana 2 bin ailenin faturası hayırsever Antalyalılar tarafından ödendi. Başkan Muhittin Böcek, “Bütçesi el veren yardımsever vatandaşlarımız, dayanışma ayı Ramazan’da su faturalarını ödemekte güçlük çeken vatandaşlarımızın faturalarını ödeyerek destek oldular. Veren elin alan eli görmediği bir anlayışla yardımlaşma ağımızı büyüttük. Paylaşmayı ve dayanışma ile zor günleri birlikte aşacağız” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 126173
Kendisi Bursa ilimizde hekimlik yapan ve ailesinin büyük çoğunluğu Alanya da yaşayan Lösemi hastası Diş hekimi Selen Utlu Akalın ( 39 ) için Bursa da yapılan kan bağışlarında kök hücre için uyumlu kan bulunamamış ve Alanya,Gazipaşa ve Şarkışla başta olmak üzere ülkenin değişik yerlerinde kök hücre bağışı kampanyası başlatılmıştı.
Alanya merkez ve mahallelerinde de 5 günlük bağışa Alanya'lılar büyük ilgi göstermişti.
Selen sayesinde 3.000 kök hücre örneği Türk Kızılay envanterine kaydedilmiş olsada,Selen bir melek oldu ve hayatını kaybetti.
Alanya Güneşi Gazetesi ailesi olarak Selen'e rahmet ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208852
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, bayram öncesi yapılacak emekli maaş ve ikramiyeleri ile diğer maaş/aylık/ücret ödemelerinin salgın kurallarına uyularak gerçekleştirilebilmesi için banka şubelerinin çalışma sürelerinin uzatılmasına ilişkin tavsiye kararı almıştı. Bu karar 6 Mayıs 2021 Perşembe günü itibari ile uygulanacak. Bankalar, 6-11 Mayıs arasında 09.00-16.30 saatleri arasında hizmet verecek.
Türkiye Bankalar Birliği'nden (TBB) yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığının Tam Kapanma Tedbirleri Genelgesi hükümleri ve Bakanlığın açıklamaları uyarınca 3-15 Mayıs'ta yapılacak emekli maaş ve ikramiyeleri ile diğer maaş/aylık/ücret ödemelerinin, salgın tedbirlerine uyulmak üzere yoğunluğun önüne geçilerek daha güvenli ve kolay şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla TBB Yönetim Kurulu tarafından şube çalışma saatlerine ilişkin bir tavsiye kararı alındığı bildirildi.
MESAİ SAATLERİ 09.00-16.30 SATLERİ ARASINA ÇEKİLECEK
Açıklamada, "Buna göre üyeler, açık olacak şubelerinde yeteri kadar personel bulundurmak üzere müşteri kabul saatlerini 6, 7, 10 ve 11 Mayıs'ta saat 09.00-12.30 ve 13.30-16.30, arife günü olan 12 Mayıs'ta saat 9.00-12.30 olarak belirleyebilecektir. Diğer günlerde şubelerde 10.00-16.00 saatlerinde hizmet verilmeye devam edilecektir. Toplumun, kendisinin ve çalışanların sağlığının korunmasına azami ölçüde çaba gösterilmesini teminen banka müşterilerinin; işlemlerinde ATM, internet ve mobil bankacılığı gibi şube dışı kanalları tercih etmelerini arz ve teşekkür ederiz." ifadeleri kullanıldı.
TAM KAPANMA NEDENİYLE MESAİ SAATLERİ DEĞİŞMİŞTİ
29 Nisan Perşembe günü başlayan tam kapanma sürecinde bankalar mesai saatlerini değiştirmişti. Bankalar, bu süreç içerisinde mesai saatlerini 10.00-16.00 saatleri arasına çekmişti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 217878
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1993 yılında aldığı karar ile tüm dünyada kutlanan 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’ndan yazılı açıklama yapılarak, basın özgürlüğünü gerçek anlamda sağlayacak düzenlemeler yapılması istendi...
Türkiye Genelinde 8 gazeteciler federasyonu ve bu federasyonlara üye 86 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek kuruluşu adına TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı imzasıyla yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi;
“İfade ve basın özgürlüğü, demokrasinin temelidir. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.
Darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler ise, ülkemizde basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir.
Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bu güne kadar yapılan düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır.
Ülkemizde, Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.
Mevzuattan kaynaklanan sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir. Fakat ifade ve basın özgürlüğü sorunu başta yönetim, yargı ve toplum zihniyeti olmak üzere çok boyutlu bir yaklaşım ve değişimle çözümlenebilir.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak çağrımız, Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için düzenleme yapılmasıdır. Bu konuda her türlü katkıda bulunmaya hazırız.
Meslektaşlarımızın yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle tutuklanmadığı, cezaevlerine atılmadığı, gerçek anlamda basın özgürlüğünün sağlandığı günlerde nice 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü bayram havasında kutlamayı diliyoruz.
Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan ve “ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan” genelgenin, ne yazık ki 1 Mayıs kutlamalarını haber yapan meslektaşlarımıza da uygulandığı görülmüştür.
‘Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’ ve ‘görevin yerine getirilmesine engel olunması’ gerekçesiyle yayınlanan genelge, gazetecilerin haber alma özgürlüğüne taban tabana zıttır. Halkın bilgi edinme ve basın özgürlüğü adına görev yapan meslektaşlarımızın, bu genelge kapsamında tutulamayacağını ve görev yapmalarının engellenemeyeceğini Türk kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Haber alma hakkı, Anayasal bir haktır ve genelgelerle elimizden alınamaz. Basın özgürlüğüne, yasalara, insan hak ve özgürlüklerine aykırı olan söz konusu genelgeyi, basın çalışanları açısından yok hükmünde sayıyoruz.
Meslektaşlarımızın pandemi döneminde görevlerini yaparken Turkuaz Basın Kartlarını göstermeleri yeterli görülmesi gerekirken, çeşitli illerde farklı uygulamalar görülmekte ve basın kartı sahibi gazetecilerden ayrıca görev yazısı istenmektedir. Görev kâğıdının, Turkuaz basın kartı olmayan meslektaşlarımızdan istenmesi yönünde düzenleme yapılmasını bekliyor, güvenlik güçleri gibi kamu görevi yapan meslektaşlarımızın engellenmemesi çağrımızı yineliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur…”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 377481
Mersin’in Mut ilçesinde yaklaşık 10 yıldır kiraladığı küçük bir dükkanında kokoreççilik yapan 48 yaşındaki, 1 çocuk babası Murat Gümüş, evinin önünde kendisini iple asarak yaşamına son verdi...
Mersin'in Mut ilçesinde yıllardır kiralık küçük işyerinde kokoreççilik yapan Murat Gümüş, sosyal medya hesabından “Kaç gündür siftah etmeden dükkan kapatıyorum” paylaşımı yaptıktan sonra intihar etti.
Mut ilçesinin tek kokoreççisi 48 yaşındaki 1 çocuk babası Murat Gümüş, girdiği bunalım sonucu evinin önündeki çardağa iple kendisini asarak yaşamına son verdi.
Komşuları tarafından evinin önünde asılı durumda görülünce polise haber verildi. Kısa sürede olay yerine ulaşan polis ve 112 ekibince yapılan incelemede Murat Gümüş'ün öldüğü belirledi. Nöbetçi savcı tarafından olay yerinde yapılan incelemeden sonra morga kaldırılan Gümüş, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
ADIM ADIM İNTİHAR PLANI...
Mut ilçesinde son derece sevilen ve kısa bir süre önce de eşi Fatma Gümüş'ü kanser hastalığından kaybeden Murat Gümüş'ün, kişisel sosyal medya hesabından 10 Nisan akşam saatlerinde, “Ben ölünce mezara mı geleceksiniz kaç gündür siftah etmeden dükkan kapatıyorum” diye paylaşım yaptı. 14 Nisan'da ise aracını satışa çıkartıp sattı.
“OĞLUM BENİ AF ET”...
Küçük esnaf Murat Gümüş son olarak 27 Nisan'da yine sosyal medya hesabından iş yerinde kendisine sürekli yardımcı olan tek çocuğu oğluna, “Oğlum bitmiş. Beni af et” şeklinde mesaj yazdı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 521349
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, canlı yayında soruları yanıtladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı genelgeye tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bu genelge şu anlama geliyor, Türkiye'de demokrasi askıya alınmıştır" dedi. Kılıçdaroğlu, "Kitlelerin sokağa çıkma gibi bir talebi olursa ne diyeceksiniz?" sorusuna "Kimin böyle bir talebi var bilmiyorum. Böyle bir talebi herkes kafasından silsin. Sandık gelecek, demokratik yollarla bir otoriter rejimi yolcu edeceğiz" yanıtını verdi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV’de Zafer Arapkirli’nin sorularını yanıtladı.
“10 MİLYONU AŞKIN İŞSİZİMİZ VAR”
Konuşmasına 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajıyla başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
* 1 Mayıs aslında uzun mücadelelerden sonra elde edilen bir bayram. Dolayısıyla emeğin, alın terinin, çalışanların, emek harcayanların bayramı. Bu bayramın, bayram havasında içinde kutlanılması benim en büyük arzum.
* 10 milyonu aşkın işsizimiz var. Hak talebinde bulunanların cezalandırıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen hiç kimsenin umutsuz olmasını istemem. Nasıl olsa bütün bunların tamamı değişecek. Gerçekten çalışanların iş güvencesi, sendikaları olacak.
* Sendikalar gerçek anlamda sendika olacak. Bir kişi haksızlığa uğradığı zaman yeri geldiğinde sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin yetkileri o haksızlık karşısında seslerini daha güçlü bir şekilde duyurabilecekler. En büyük arzum bu. Bunları yapacağız. Dolayısıyla kimse umutsuzluğa kapılmasın.
“BUNLARA ASLA VE ASLA İZİN VERMEMEK GEREKİYOR”
1 Mayıs kutlamalarındaki polis müdahalesine değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
* 1 Mayıs’ı şöyle veya böyle kutlamak isteyenlere sarayın talebi üzerine şiddet uygulandığını görüyor, tanık oluyoruz. Bunlara asla ve asla izin vermemek gerekiyor demokrasilerde. Ama bizim ülkemizde demokrasi yok.
* Çiçeği burnundaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da ‘1 Mayıs bayramı demokrasilerde kutlanılır’ dedi. Bizde demokrasi, hak, hukuk yoksa kutlanmaz anlamına geliyor. Sayın bakan da ülkenin demokrasi olmadığını bir anlamda tescil etmiş oluyor.
“TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ ASKIYA ALINMIŞTIR”
İzmir’de polisin ters kelepçeyle gözaltı sırasında, ABD’de infial yaratan George Floyd’un ölümünü anımsatan bir fotoğraf karesinin ortaya çıkması sonrası Emniyet Genel Müdürlüğü’nün toplumsal olaylarda vatandaşların cep telefonuyla çekim yapmasını yasaklayan genelge yayımlamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Bu genelge şu anlama geliyor: Türkiye’de demokrasi askıya alınmıştır, Anayasa askıya alınmıştır, hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Bunu bütün dünya duysun.
* Aslında bu genelgenin amacı o. Bu ülkede demokrasinin olmadığını kanıtlayan bir delil ararsanız bu genelgeyi gösterirseniz en büyük delil bu.
* Ne demek fotoğraf çekilmesin? Fotoğraf çekmek benim hakkım değil mi? Keyfinize göre genelge yayımlıyorsunuz.
* Amerika’da görevli bir polis, Amerikalı bir vatandaşın boynuna basarak ölümüne yol açtı. Orada çekilen bir fotoğraf en azından o kişinin veya yakınlarının hak talebinde bulunmalarına yol açtı. Ellerindeki en ciddi delil o fotoğraftı.
* Adaleti tecelli edecek fotoğrafları dahi çektirmiyorsunuz. Bu ne demektir? ‘Kim adaleti aramaya kalkıyorsa ben ona gösteririm’ demektir.
“İÇKİ YASAĞINI DOĞRUDAN DOĞRUYA ESNAF AÇISINDAN GÖRÜYORUM”
Alkollü içki satışının tam kapanmada yasaklanmasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
* Ben işi içki yasağı veya başka bir yasaktan değil doğrudan doğruya esnaf açısından görüyorum. Bu esnafın yetkisi var, dükkanını açıyor, satış yapıyor, çoluk çocuğunun nafakasını sağlıyor.
* Dükkanı kapat diyorsanız ki haklılar, pandemi döneminde kapanması lazım, o zaman sosyal devletin devreye girip ‘Evet dükkanını kapat, evde otur dedim ama ne sen ne de ailen asla açıkta kalmayacaksınız, senin güvencen sosyal devlettir.
* Sen bu devlete her zaman, her ortamda yasalara uygun olarak vergini ödedin. Şimdi sen gelir elde edemez durumdasın. O zaman dükkanı kapatıyorsan yiyeceğini, içeceğini her şeyini sağlayacağım. Sosyal devlet senin arkanda olacak’ demesi lazım. Ben olaya böyle bakıyorum.
* Olayı saf, dar bir alana sıkıştırmak doğru değildir. Manavı da, bakkalı da simitçisi de büfecisi de bütün bunların hepsi perişan vaziyetteler. Nerede bu sosyal devlet? Özel hayatın gizliliği esastır. Bu sadece bir içki olayı da değildir.
* Kişinin özel yaşamıyla ilgili devlet müdahale edemez. Hangisine uydular ki buna uysunlar… Fotoğraf çekmeyi yasaklıyorlar.
“BU BİR CİNAYETTİR, CİNAYETE YOL AÇANLAR SARAYDA OTURANLARDIR”
‘Lebaleb’ kongrelerle insanların hayatının tehlikeye atıldığını, salgının bu hale gelmesinde AKP kongrelerinin olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
* İnsanların hayatını tehlikeye attılar. Binlerce insanımız hayatını kaybetti. Kongreler yaptılar. Yazıktır, günahtır.
* Çifte standart uygulayan bir devlet yapısı ortaya çıkardılar. Vatandaş ayrı, AK Parti ayrı. Vatandaşa niye kuralına göre maske takmadın diye ceza yazıldı. Kendileri maskesiz kongreler yaptılar, lebaleb doldurdular. Binlerce insan hayatını kaybetti. Orada hiçbir ceza yok. Sorumluluk bile duymadılar. İnsanların hayatını tehlikeye attılar.
* Bugün eğer yeniden sokağa çıkma yasağı geldiyse yaptıkları kongreler nedeniyledir. Yazık günah değil mi bu ülkenin insanlarına? Yahu bunlarda vicdan, ahlak var mı? İnsanın hayatını tehlikeye atıyorsun, o insanı yok sayıyorsun, ‘Ölebilirsin’ diyorsun. ‘Yeter ki gel beni kongrede alkışla, benim gururumu, kibrimi oksa, insan ölebilir, yok olabilir’… Böyle bir devlet yönetimi olur mu?…
* Günlük ölüm sayıları 390’a çıktı. Bu bir cinayettir. Cinayete yol açanlar da bunlardır. Sarayda oturanlardır. Aşı olsa bu kadar ölüm olmayacak. Nerede bu aşı? Sağlık Bakanı ayrı telden çalıyor. Saray ayrı telden çalıyor… Yok efendim ‘aşı sıkıntımız var’. Ben böyle bir sıkıntıyı kabul etmiyorum. Beyefendi senin kabul edip etmememene mi bağlı aşı?
* Yandaşına aşı yaptırdın. Vatandaş, fakir fukara aşı olmasa da olur, ölürlerse ölsünler diye bir devlet anlayışı olur mu? Bunların gözünde insan hayatının hiçbir değeri yoktur. Herkes ölebilir, yeterki onlar sağ kalsınlar. Bir avuç azınlık Türkiye’ye tahakküm ediyor.
“SARAY OHAL İLAN EDİLSİN İSTİYOR”
* CHP neden kitleleri mobilize etmekten çekiniyor, sokakta topluca eyleme sevk etmekten çekiniyor?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Sarayın da tam istediği bu. ‘Olaylar çıksın. Ben polisleri görevlendireyim. Çok sayıda insan hayatını kaybetsin, şiddete uğrasın. Ben OHAL ilan edeyim ve devleti yöneteyim.’
* Bugünkü gösteriler (1 Mayıs gösterileri) anayasal hak değil mi? Gidecek Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlayacak. Kalabalık da değiller… Bunların elinde silah ve sopa yok ama iktidarın, sarayın saldırısına uğruyorlar.
* İstiyor ki biz sokağa çıkalım, istiyor ki kitleleri harekete geçirelim, istiyor ki ben onların üzerine güvenlik güçlerini göndereyim, istiyor ki çok sayıda kişi hayatını kaybetsin, istiyor ve diliyor ki bunlar olsun ben OHAL ilan edeyim, parlamentoyu da kapatayım, kanun hükmünde kararnamelerle devleti yöneteyim…
* Kitlenin böyle bir talebi, kimin var bilmiyorum. Ama böyle bir talebi herkes kafasından silsin. Sandık gelecek. Demokratik yollarla bir otoriter rejimi yolcu edeceğiz.
* Sandık her zaman gelebilir. Çünkü devleti yönetemiyorlar. Artık sokaktaki vatandaş da bunların devleti yönetemediğini gördü. Sanayici de, tüccar da, küçük ve orta boy işletmenin sahibi de gördü. Çekle ilgili bir yasal düzenleme yaptılar, devleti kilitlediler.
* Kanuna aykırı genelge çıkarıyorlar da hiç değilse yaptıkları hatayı gidermek istiyorlar. Devlet yönetmesini bilmiyorlar. Bir devlet nasıl yönetilir bilmiyorlar. Akılla mantıkla bir devletin yönetilmesi gerektiğini bilmiyorlar.
“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”
‘Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’a niye sahip çıkma gereği duydunuz?’ sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Benim dostum olur veya olmaz, benimle aynı düşünceyi paylaşır veya paylaşmaz ama birisi kalkar birisine haksızlık yapar ve ben o haksızlık karşısında susarsam o zaman ben insan olamam. O zaman siz dilsiz şeytan olursunuz” dedi.
“Bu insanlara haksızlık yapıldığına mı inanıyorsunuz?” sorusuna “Evet” diye yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Neden bu kadar uzun süre içerde kaldılar? Ama bazıları, ellerini kollarını sallayarak geziyorlar hala. Sadece onlar değil, şu anda Selahattin Demirtaş da, Osman Kavala da askeri öğrenciler de dahil olmak üzere pek çok haksızlıklar var ve bunlar boşu boşuna içerde yatıyorlar” ifadelerini kullandı.
“AK PARTİ’YE OY VEREN VATANDAŞ DA BUNUN FARKINDA”
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
* Eninde sonunda bu sandığı getirecekler, hep beraber buna kilitlenmek zorundayız. Demokratik yollarla Saray iktidarını yollayacağız. Bu ülkeyi insan gibi yönetmek, adaletle yönetmek, birlikte yönetmek istiyoruz diyeceğiz.
* Türkiye Cumhuriyeti devleti bir kişinin iradesine teslim edilemez diyeceğiz. Devleti yöneten kişi şu anda Türkiye’nin en temel milli güvenlik sorunudur. Kendi mal varlığı hesabı üzerinden tehdit ediliyor ve sessiz kalıyorsa, ülke için milli güvenlik sorunudur. Geldiğimiz nokta budur. Ak Partiye’ye oy veren vatandaş da bunun farkında.
“İLK KEZ OY KULLANACAK 6 MİLYON 300 BİN GENÇ DEMOKRASİYİ GETİRECEK”
* ‘Eğer bu yüzükten başka bir şey bulursanız, bilin ki Recep Tayyip Erdoğan hırsızlık yapmıştır’ diyordu ya… Hangi yüzükten bahsediyoruz beyefendi?
* 50 bin Avro’luk çanta taşınıyor şu anda. Bunların hepsini vatandaş biliyor. O yüzden çok büyük eylemler, şunlar bunlar değil, hep beraber sabırla bekleyeceğiz. Bu sandık gelecek ve biz oyumuzu kullanacağız.
* Dünya siyaset tarihine güzel bir armağan bırakacağız. Bu armağanı bırakacak olanlar bu ülkenin gençleri. İlk kez oy kullanacak 6 milyon 300 bin genç. 6 milyon 300 bin genç otoriter rejime son verip demokrasiyi getirecekler bu ülkeye. Gerçek anlamda demokrasiyi getirecekler.
* Artık o gençler tweet atarken başıma bir şey gelir mi diye düşünmeyecek. 1 Mayıs’ı kutlamak istediğinde başına bir şey gelmeyecek. Devleti yönetenleri en ağır eleştirileri sosyal medyada rahat yapabileyim dediği zaman bilecek ki başına bir şey gelmeyecek.
* Şunu da bilecek: Ben o yöneticiyi eleştirirken, benim eleştirilerimi devletin tepesindeki kişi dikkate alıp kendisine çeki düzen verecek. İşte demokrasi bu.
BABACAN VE DAVUTOĞLU İLE İTTİFAK SORUSU
“Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile birlikte nasıl ittifak sağlayacağınızı düşünüyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Eğer kin ve öfkeyle hareket ederseniz devleti yönetemezsiniz. Devleti yönetmek için basiretli ve sağduyulu olmak zorundasınız. Geçmişin hatalarından ders çıkarıp geleceğe toplumu umutla yönlendirmeniz gerekir. Devleti yönetmek budur.
* Devleti yönetmek kızgınlıkla, intikam duygusuyla, öç alma duygusuyla önyargıyla olmaz. Geçmişte herkesin eksiği veya fazlası olabilir. Yüzde yüz bildiğim bir şey var. Süleyman Şah türbesi buraya gelmişse sorumlusu tepede oturandır. En tepedekini görmüyor, aşağıdakini görüyorsunuz. Sorumlu kim? Yukarıda oturan değil mi?
* Hangi görevde olurlarsa olsun her işin bir sorumlusu vardır. 5 tane sorumlu olmaz. Bir ana sorumlu vardır. Erdoğan’dan habersiz Süleyman Şah türbesinin gelebileceğini düşünüyor musunuz? Sayın Davutoğlu istifa ettiği gün başbakanlıktan onun hakkını yine ben savundum. Hangisi olursa olsun hakkını savunurum.
* Halkın oyuyla gelmişse oraya, bir telefonla şu veya bu şekilde alamazsın görevden. Melih Gökçek de istifaya zorlandığı zaman aynı şekilde onun da hakkını savundum. Devleti yönetmek istiyorsanız adaletli davranmak zorundasınız. Adalet, kişiye ve ortama göre değişmez. Adalet vicdandır.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214894
Alanya’da kuryelere ve motosiklet sürücülerine eğitim verildi...
Alanya'da jandarma ekipleri tarafından kuryelere ve motosiklet sürücülerine Türkiye’de ilk kez başlatılan “motosiklet güvenli sürüş” projesine ilişkin eğitim verildi.
Türkiye’de en fazla tescilli motosikletin bulunduğu illerin başında gelen Antalya’da kazaların da çok fazla olması nedeniyle Antalya Valiliği tarafından “motosiklet güvenli sürüş” projesi başlatıldı.
Türkiye’de ilk kez başlatılan bu proje kapsamında Alanya’da Antalya İl Jandarma Komutanlığı Trafik Şube Müdürlüğü ve Alanya İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, kuryelere ve motosiklet sürücülerine eğitim verdi.
Eğitimde;
--Temel trafik kuralları,
--Motosiklet hakimiyeti,
--Çevre kontrolü,
--Durma, duraklama frenleme gibi konular ele alındı.
“Tüm motosiklet kullanıcılarının bu proje kapsamında eğitilmesini istiyoruz”
Konuyla ilgili gazetecilere bilgi veren Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, “Amacımız, Cumhurbaşkanlığımızın 2021-2023 eylem planı çerçevesinde ölümlü motor kazalarında azalma ve eğitim, trafikte eğitime çok önem veriyoruz. 2020 yılı içerisinde jandarma bölgesinde 377 trafik kazasının, 7’si ölümlü bunların, 250’nin üzerindeki motosikletlerin karıştığı trafik kazası. Motosiklet kullanımı bir sevk ve artan trafikte aslında herkesin her geçen gün daha da yoğun talep gösterdiği bir zevk oldu. Ama bizim istediğimiz, tüm motosiklet kullanıcılarının eğitim almış bir şekilde trafiğe çıkmalarını sağlamak. Nasıl ki biz araba süren herkesten emniyet kemerini takmasını istiyorsak motosiklet kullanıcılarının hepsinden de hem kurallara uymalarını hem de mutlaka kast takmalarını istiyoruz. Ancak bunlar yeterli olmuyor, motosiklet kullanıcıları trafikten birçok şeyle karşılaşıyor. Biz de Alanya’da tüm motosiklet kullanıcılarının bu proje kapsamında eğitilmesini istiyoruz” dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 317786
Tam kapanma başladı!
Yasaktan kimler muaf, nereler açık?
İşte tüm detaylar…
Corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında 17 Mayıs 2021 saat 05:00'e kadar sürecek tam kapanma, bugün saat 19:00 itibariyle başladı.
--Peki tam kapanmadan kimler muaf?
--Kısıtlama süresince nereler açık?
--İşte tüm detaylar.
17 Mayıs Pazartesi saat 05.00'e kadar sürecek tam kapanma, saat 19.00'da başladı. Tam kapanma sürecinde hangi iş yerlerinin açık olduğu ve kimlerin yasaktan muaf olduğu açıklandı.
İÇİŞLERİ’NİN TAM KAPANMA KONULU GENELGESİ
İçişleri Bakanlığı, 27 Nisan’da 81 il valiliğine ‘Tam kapanma Tedbirleri’ konulu genelge gönderdi. Genelgede COVID-19 virüsünün mutasyona uğrayan yeni varyantları sonrasında artan bulaşıcılığıyla birlikte salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla yeni tedbirlerin alınması gerektiği ve 13 Nisan 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısında alınan kararlar doğrultusunda 14 Nisan 2021 Çarşamba gününden itibaren iki haftalık kısmi kapanma sürecine girildiği belirtildi.
17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek olan tam kapanma döneminde ülke genelini kapsayacak şekilde aşağıdaki tedbirlerin alınması gerektiği değerlendirilen genelgede, şu ifadelere yer verildi:
*Sokağa Çıkma Kısıtlaması Hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
*Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacak.
*Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler, 14.12.2020 tarih ve 20799 sayılı Genelgede açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergâh ile sınırlı olup, aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecek.
MARKET VE BAKKALLAR 10:00-17:00 ARASI AÇIK
*Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılar 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılara gidip gelebilecek.
ZİNCİR MARKETLER PAZAR GÜNLERİ KAPALI KALACAK
*Aynı saatler arasında bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi, tatlıcılar ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabilecekler. Yukarıda belirtilen uygulama zincir ve süper marketler için haftanın altı günü geçerli olacak, zincir marketler pazar günleri kapalı kalacaktır.
SADECE PAKET SERVİSİ OLACAK
*Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yerler) sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterebileceği belirtilen genelge şöyle devam etti;
*Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayı sonuna denk gelen 13 Mayıs 2021 Perşembe gününe kadar 24 saat esasına göre paket servis yapabilecek.
*Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte saat 01.00’e kadar paket servis yapabilecek.
*Tam kapanma döneminde ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilir.)
*Vatandaşlarımız ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebileceklerdir.
*Fırın ve unlu mamul ruhsatlı iş yerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacaktır.
YABANCILAR SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMALARINA TABİ
*Sokağa çıkma kısıtlaması sırasında yukarıda belirtilen temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması amacıyla muafiyet kapsamında bulunan iş yerleri dışında tüm ticari işletme, iş yeri ve/veya ofisler kapalı olacak olup uzaktan çalışma haricinde yüz yüze hizmet verilmeyecektir.
*Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan dönemde konaklama tesislerinde rezervasyonunun bulunması vatandaşlarımız açısından sokağa çıkma ve/veya şehirlerarası seyahat kısıtlamasından muafiyet sağlamayacak olup bu dönemde konaklama tesisleri sadece zorunlu durumlara bağlı olarak seyahat izin belgesi alan kişilere hizmet verebileceklerdir.
*Yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsamakta olup; ikamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar sokağa çıkma kısıtlamalarına tabidirler.
İLERİ YAŞ GRUPLARINA HİZMET VERİLECEK
*Tam kapanma sürecinde kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaki ileri yaş gruplarındaki veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımızın 112, 155 ve 156 numaraları üzerinden bildirdikleri temel ihtiyaçları VEFA Sosyal Destek Gruplarınca karşılanacak olup, bu konuda gerek personel görevlendirilmesi gerekse ihtiyaçların bir an evvel giderilmesi bakımından gerekli tedbirler Valiler ve Kaymakamlar tarafından alınacaktır.
ŞEHİRLERARASI SEYAHAT KISITLAMASI
Genelgede, şehirlerarası seyahat kısıtlaması şu şekilde sıralandı;
*“Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar vatandaşlarımızın şehirlerarası seyahatlerine zorunlu haller dışında izin verilmeyecektir
Şehirlerarası seyahat kısıtlamasının istisnaları;
– Zorunlu bir kamusal görevin ifası kapsamında ilgili Bakanlık ya da kamu kurum veya kuruluşu tarafından görevlendirilmiş olan kamu görevlileri (müfettiş, denetmen vb.) kurum kimlik kartı ile birlikte görev belgesini ibraz etmek kaydıyla bu hükümden muaf tutulacaktır.
ZORUNLU HAL SAYILACAK DURUMLAR
Sokağa çıkma kısıtlamasında zorunlu hal sayılacak durumlar ise şu şekilde:
*Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan, Kendisi veya eşinin, hastanede tedavi gören birinci derece yakınına ya da kardeşine refakat edecek olan (en fazla 2 kişi), Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler), ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacak olan, Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen, Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan, Ceza infaz kurumlarından salıverilen, Kişilerin zorunlu hali bulunduğu kabul edilecektir.
ŞEHİRLERARASI İZİN NASIL OLACAK?
Genelgede şehirlerarası izinler şu şekilde belirtildi:
*Vatandaşlarımız, yukarıda belirtilen zorunlu hallerin varlığı halinde bu durumu belgelendirmek kaydıyla; e-devlet üzerinden İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden Valilik/Kaymakamlık bünyesinde oluşturulan Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla seyahat edebileceklerdir.
*Seyahat İzin Belgesi verilen kişiler seyahat süreleri boyunca sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır. Tam kapanma sürecinde seyahat izin taleplerinde yaşanabilecek artış göz önünde bulundurularak Vali ve Kaymakamlarımızca yeterli sayıda personel görevlendirilmesi başta olmak üzere seyahat izin taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilerek karara bağlanabilmesi için her türlü tedbir alınacaktır.
*Belirtilen dönem içerisinde uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu ulaşım aracıyla seyahat edecek kişilere biletleme işlemi yapılmadan önce mutlaka seyahat izin belgesinin olup olmadığı kontrol edilecek, geçerli bir seyahat izninin bulunması halinde biletleme işlemi gerçekleştirilecektir.
HES KODU ZORUNLULUĞU
*Uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu taşıma araçlarıyla yapılacak seferlerde yolcuların araçlara kabulü öncesinde HES kodu sorgulaması muhakkak yapılacak ve tanılı/temaslı gibi sakıncalı bir durumun olmaması halinde araca alınacaktır. Şehirlerarası faaliyet gösteren toplu taşıma araçları (uçak hariç); araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50’si oranında yolcu kabul edebilecekler ve araç içindeki yolcuların oturma şekli yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek (1 dolu 1 boş) şekilde olacaktır.
PERSONEL SAYISI AZALTILACAK
Tam kapanma sürecinde sağlık, güvenlik, acil çağrı gibi kritik görev alanları hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan asgari personel seviyesine düşülecek (asgari personel seviyesi toplam personel sayısının % 50’sini aşmayacak ölçüde) şekilde uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya geçileceği belirtilen genelgede, şöyle denildi;
*Bu dönemde; Uzaktan ve dönüşümlü çalışmaya tabi kamu personeli, herhangi bir özel muafiyete sahip olmamaları nedeniyle diğer vatandaşlarımızın tabi olduğu esaslar haricinde ikametlerinden ayrılmayacaklardır. Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarında/yerlerinde görev alacak kamu personeli için yetkili yönetici tarafından bu durumu ortaya koyan görev belgesi düzenlenecek ve görevli olduğu zaman dilimi içerisinde ikameti ile iş yeri arasındaki güzergahla sınırlı şekilde muafiyete tabi olacaktır.
SİTE YÖNETİMLERİNE UYARI İZNİ
*Site yönetimleri, site içerisinde izinsiz şekilde dışarı çıkan kişilerin ikametlerine dönmeleri konusunda uyarılmaları sağlanacağı ifade edilen genelgede, şu ifadelere yer verildi;
*İller arası hareketliliğin zorunlu olduğu mevsimlik tarım işçileri, hayvancılık ve arıcılık faaliyetlerinde salgınla mücadele koşullarına uygun hareket edilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda valilikler tarafından gerekli tedbirler eş zamanlı olarak alınacak, bu bağlamda mevsimlik tarım işçilerinin iller arası hareketliliği ile konaklayacakları alanlarda alınacak tedbirler ve iller arası hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri konusunda Bakanlığımızca yeni bir Genelge yayımlanıncaya kadar 03.04.2020 tarih ve 6202 sayılı Genelgemizde belirlenen esaslara göre hareket edilecektir.
*Tam gün uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması tedbirinin konut sitelerinde de uygulanmasını temin etmek amacıyla site yönetimlerine sorumluluk verilecek, site içerisinde izinsiz şekilde dışarı çıkan kişilerin (özellikle çocukların ve gençlerin) ikametlerine dönmeleri konusunda uyarılmaları sağlanacaktır.
*Sokağa çıkma süresi boyunca sokak hayvanlarının beslenmelerine özel önem verilecek, bu kapsamda Vali/Kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli koordinasyon tesis edilerek sokak hayvanlarının beslenmeleri için gerekli tedbirler alınacak, bu amaçla başta hayvan barınakları olmak üzere park, bahçe, orman gibi sokak hayvanlarının doğal yaşam alanlarına düzenli olarak mama, yem, yiyecek ve su bırakılması sağlanacaktır.
“AİLECEK GİDİLMESİ YASAK”
Genelge de denetim faaliyetlerinin etkinliğinin artırılması yönelik bir takım tedbirler şu şekilde sıralandı:
*Tam kapanma döneminde kolluk kuvvetlerinin tam kapasiteyle denetim faaliyetlerine katılımı sağlanacak, özellikle sokağa çıkma ile şehirlerarası seyahat kısıtlamaları başta olmak üzere kolluk kuvvetleri tarafından kapsamlı, geniş katılımlı, etkili ve sürekli denetim faaliyetleri planlanarak uygulamaya geçirilecektir.
*Sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında; Muafiyet tanınan iş yerlerinde çalışıldığına dair gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi, Özel sağlık kuruluşlarından sahte randevu alınması, Fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi veya tatlıcılara çıkış serbestliğinin maksadını aşan şekilde kullanımı (markete ailece gidilmesi gibi), Çiftçi Kayıt Belgesinin (ÇKS) amaç dışı kullanılması, gibi durumlarda muafiyetlerin giderek artan bir sıklıkla kötüye kullanıldığı göz önünde bulundurularak, bu suistimallerin önlenmesi amacıyla kolluk kuvvetleri tarafından her türlü tedbir alınacak ve yapılacak denetimlerde bu hususların kontrolü özellikle sağlanacaktır.
*Şehirlerarası seyahat kısıtlamasının etkinliğinin artırılması amacıyla şehirlerin tüm giriş ve çıkışlarında (iller arası koordinasyon sağlanmak kaydıyla) kontrol noktaları oluşturulacak, kontrol noktalarında görevlendirilecek yeterli sayıda kolluk personeli (trafik ve asayiş birimlerinden) marifetiyle toplu ulaşım araçlarıyla veya özel araçlarla yolculuk edenlerin seyahat izin belgelerinin olup olmadığı muhakkak tetkik edilecek ve geçerli bir mazereti/muafiyeti bulunmayan kişilerin şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecektir.
*Tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan tam kapanma döneminde, vatandaşlarımızın sadece temel ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla açık tutulacak fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi ve tatlıcı gibi iş yerlerinin çevresinde gerekli kontrollerin yapılabilmesi için yeterli sayıda kolluk personeli görevlendirilecek; yürütülecek devriye ve denetim faaliyetlerinde, bu iş yerlerinin kurallara uyup uymadıkları ile vatandaşlarımızın bu iş yerlerine gidişlerinde araç kullanmama ve ikametlerine en yakın yere gitme kuralına riayet edip etmedikleri kontrol edilecektir.
YASAKTAN KİMLER MUAF?
Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanacağı günlerde istisna kapsamında olduğunu belgelemek ve muafiyet nedeni/güzergahı ile sınırlı olmak kaydıyla;
1. TBMM üyeleri ve çalışanları,
2. Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar (özel güvenlik görevlileri dâhil),
3. Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, PTT vb.), buralarda çalışanlar ile ibadethanelerdeki din görevlileri, Acil Çağrı Merkezleri, Vefa Sosyal Destek Birimleri, İl/İlçe Salgın Denetim Merkezleri, Göç İdaresi, Kızılay, AFAD ve afet kapsamındaki faaliyetlerde görevli olanlar ve gönüllü olarak görev verilenler, cemevlerinin dede ve görevlileri,
4. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri ile buralarda çalışanlar, hekimler ve veteriner hekimler,
5. Zorunlu sağlık randevusu olanlar (Kızılay'a yapılacak kan ve plazma bağışları dahil),
6. İlaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyet yürüten iş yerleri ile buralarda çalışanlar,
7. Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar,
8. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulanması, işlenmesi, ilaçlanması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar,
9. Tarımsal üretime ilişkin zirai ilaç tohum, fide, gübre vb. ürünlerin satışı yapılan iş yerleri ve buralarda çalışanlar,
10. Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dâhil) ve lojistiğini yapan firmalar ve bunların çalışanları,
11. Ürün ve/veya malzemelerin nakliyesinde ya da lojistiğinde (kargo dahil), yurt içi ve yurt dışı taşımacılık, depolama ve ilgili faaliyetler kapsamında görevli olanlar,
12. Oteller ve konaklama yerleri ile buralarda çalışanlar,
13. Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar, hayvan barınakları/çiftlikleri/bakım merkezlerinin görevlileri/gönüllü çalışanları ve 7486 sayılı Genelgemizle oluşturulan Hayvan Besleme Grubu üyeleri,
14. İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
İNTERNET MEDYA KURULUŞLARINDA ÇALIŞANLAR
15. Gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet medya kuruluşları, medya takip merkezleri, gazete basım matbaaları, bu yerlerde çalışanlar ile gazete dağıtıcıları,
16. Akaryakıt istasyonları, lastik tamircileri ve buralarda çalışanlar,
17. Sebze/meyve ve su ürünleri toptancı halleri ile buralarda çalışanlar,
18. Ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri, üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ile buralarda çalışanlar,
19. Cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacak olanlar,
20. Doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet gösteren büyük tesis ve işletmeler (rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi) ile bu yerlerde çalışanlar,
21. Elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken iletim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar ile servis hizmeti vermek üzere görevde olduklarını belgelemek şartı ile teknik servis çalışanları,
22. Kargo, su, gazete ve mutfak tüpü dağıtım şirketleri ve çalışanları,
23. Mahalli idarelerin toplu taşıma, temizlik, katı atık, su ve kanalizasyon, karla mücadele, ilaçlama, itfaiye ve mezarlık hizmetlerini yürütmek üzere çalışacak personeli,
24. Şehir içi toplu ulaşım araçlarının (metrobüs, metro, otobüs, dolmuş, taksi vb.) sürücü ve görevlileri,
25. Yurt, pansiyon, şantiye vb. toplu yerlerde kalanların gereksinim duyacağı temel ihtiyaçların karşılanmasında görevli olanlar,
26. İş sağlığı ve güvenliği ile iş yerlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla iş yerlerinde bulunması gerekli olan çalışanlar (iş yeri hekimi, güvenlik görevlisi, bekçi vb.),
27. Otizm, ağır mental retardasyon, down sendromu gibi ‘Özel Gereksinimi’ olanlar ile bunların veli/vasi veya refakatçileri,
28. Mahkeme kararı çerçevesinde çocukları ile şahsi münasebet tesis edecekler (mahkeme kararını ibraz etmeleri şartı ile),
29. Yurt içi ve yurt dışı müsabaka ve kamplara katılacak olan milli sporcular ile seyircisiz oynanabilecek profesyonel spor müsabakalarındaki sporcu, yönetici ve diğer görevliler,
30. Bankalar başta olmak üzere yurt çapında yaygın hizmet ağı olan kurum, kuruluş ve işletmelerin bilgi işlem merkezleri ile çalışanları (asgari sayıda olmak kaydıyla),
ÖSYM TARAFINDAN İLAN EDİLEN SINAVLARA KATILACAKLAR
31. ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler (bu kişilerin yanlarında bulunan eş, kardeş, anne veya babadan bir refakatçi) ile sınav görevlileri,
32. İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca izin verilen, şehirlerarası karayolları kenarında bulunan dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerleri ve buralarda çalışanlar,
33. Zorunlu müdafi/vekil, duruşma, ifade gibi yargısal görevlerin icrasıyla sınırlı kalmak kaydıyla avukatlar,
34. Dava ve icra takiplerine ilişkin yapılacak zorunlu iş ve işlemler için adliyelere gitmesi gereken taraf veya vekilleri (avukat) ile mezat salonlarına gidecek ilgililer,
35. Araç muayene istasyonları ve buralarda çalışan personel ile araç muayene randevusu bulunan taşıt sahipleri,
36. Milli Eğitim Bakanlığı EBA LİSE TV MTAL ve EBA platformunda yayınlanmak üzere Bakanlığa bağlı mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarında çalışmaları devam eden uzaktan eğitim video çekimi, kurgu ve montaj faaliyetlerini yürütmekte olan ya da söz konusu çalışmaların koordinasyonunu sağlayan personel,
37. Profesyonel site yöneticileri ile apartman/site yönetimince düzenlenen görevli olduklarına dair belgeyi ibraz etmek ve ikametleriyle görevli oldukları apartman veya sitelere gidiş-geliş güzergâhıyla sınırlı olmak kaydıyla apartman ve sitelerin temizlik, ısınma vb. işlerini yerine getiren görevliler,
38. İş yerinde bulunan hayvanların günlük bakım ve beslenmelerini yapabilmek için ikamet ile iş yeri arasındaki güzergâh ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvan satışı yapan iş yerlerinin sahipleri ve çalışanları,
39. Sadece yarış atlarının bakım ve beslenmelerini ve yarışlara hazırlık antrenmanlarını yapmak ve ikamet ile yarış ya da antrenman alanı arasındaki güzergâhla sınırlı kalmak kaydıyla at sahipleri, antrenörler, seyisler ve diğer çalışanlar,
40. Sadece ilaçlama faaliyetleri için zorunlu olan güzergâhlarda kalmak ve bu durumu belgelemek kaydıyla iş yerlerinin haşere ve diğer zararlı böceklere karşı ilaçlamasını yapan firmalarda görevli olanlar,
41. Muafiyet nedenine bağlı olmak ve ikametlerinden iş yerlerine gidiş/gelişleri ile sınırlı olmak kaydıyla serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirler, yeminli mali müşavirler ile çalışanları,
42. 10.00-16.00 saatleri arasında sayıları banka yönetimlerince belirlenecek şekilde sınırlı sayıda şube ve personel ile hizmet verecek olan banka şubeleri ile çalışanları,
43. Nöbetçi noterler ile buralarda çalışanlar.
İÇİŞLERİ’NDEN 81 İLE GÖREV BELGESİ GENELGESİ
İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine “Görev Belgesi Düzenlenmesi” konulu genelge gönderdi.
Genelgede daha önceki kısıtlama dönemlerinde olduğu gibi tam kapanma döneminde de temel önceliği üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinde herhangi bir aksama yaşanmaması olan sokağa çıkma kısıtlaması sırasında bahse konu sektörlerde çalışanlara yönelik sokağa çıkma muafiyeti getirildiği hatırlatıldı.
Genelgede, salgınla mücadele sürecinde muafiyetlerin suiistimal edilmemesi, hastalığın yayılımı ve başta sağlık çalışanları olmak üzere toplumsal yükün artmaması açısından son derece önemli olduğu belirtilerek, üretim, imalat, tedarik ve lojistik sektörleri başta olmak üzere daha önce genelgelerle muafiyet tanınan iş yerlerinde çalışan görevliler için bu iş yerlerinin yetkililerince tüm belgelerin geçerliliğinin 2 Mayıs Pazar günü saat 24.00’de sona ereceği ifade edildi.
Genelge görev belgeleri ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
* 29 Nisan 2021 Perşembe gününden itibaren muafiyetler kapsamında bulunan işyeri/fabrika/imalathane gibi yerlerde çalışan kişilerin, e-devlet platformunda yer alan İçişleri Bakanlığı e-başvuru sistemi üzerinden “görev belgesi” başvurusunda bulunacak.
* Görev belgesi başvurusunda bulunan kişilerin sosyal güvenlik numarasına göre halen çalışmakta olduğu işyeri sicil numarası belirlenecek ve iş yerinin faaliyet alanına göre muafiyet kapsamında kalıp kalmadığı kontrol edilecek.
OTOMATİK OLARAK DÜZENLENEBİLECEK
* İlgili Bakanlıklarla sağlanan entegrasyonlar sayesinde anlık ve otomatik olarak yapılacak bu sorgulamalar sonucunda bildirim ile aranan şartlar arasında uyumluluğun tespiti halinde sistem üzerinden otomatik olarak görev belgesi düzenlenecek.
* Başvuruda bulunan çalışana dair kimlik bilgilerinin yanı sıra sokağa çıkma kısıtlaması sırasında hangi amaçla işyerinde olması gerektiği, çalışma süresi/zaman dilimi, işyeri ve ikamet adresi, varsa kullanacağı servis ya da araç plaka bilgisinin de yer alacağı görev belgesinin çıktısı başvuruda bulunan kişi tarafından alınarak işyeri/firma yetkilisine imzalatılacak.
- Başvuruda bulunacak çalışanın e-başvuru sistemini kullanımında oluşabilecek problemler, sistemsel yoğunluk, erişim hatası gibi geçici durumlar nedeniyle zamanında görev belgesi alınamaması durumunda bir defaya mahsus olmak ve en fazla üç gün için geçerli olmak kaydıyla Ek-1’de örneği sunulan görev belgesi formu manuel olarak doldurularak çalışan ve işyeri/firma yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle düzenlenebilecek.
ZAMAN VE GÜZERGAH SINIRI
* e-başvuru sitemi üzerinden veya zorunlu hallerde manuel olarak düzenlenen görev belgeleri kapsamında; İşyeri/firma yetkilisi, imza altına aldığı belgede belirtilen kişinin yetkilisi olduğu işyerinde/firmada çalıştığı, sokağa çıkma kısıtlaması sırasında zorunlu bir amaçla işyerinde olması gerektiği bilgisinin doğruluğundan, Hakkında görev belgesi düzenlenen kişi ise kendisi ile ilgili bilgilerin doğruluğundan ve sokağa çıkma kısıtlaması sırasında muafiyet nedeni ile buna bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı davranmaktan, sorumlu olacak.
KONTROLLERDE İBRAZ EDİLECEK
* Düzenlenen görev belgesi, sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında muafiyet tanınan işyerlerinde çalışan personelin yanında bulundurulacak ve yapılacak kontrollerde denetim ekiplerine ibraz edilecek.
* e-başvuru sistemi üzerinden üretilen görev belgeleri eş zamanlı olarak kolluk kuvvetlerinin bilgi sistemlerine de iletilecek olup, kolluk kuvvetlerince yürütülecek denetim faaliyetleri sırasında, geçerli görev belgesi olmayan/ibraz edemeyen veya görev belgesinde belirtilen muafiyet nedeni, zamanı ve güzergahı ile denetim sırasındaki durumu uyumlu olmayan kişiler ile eksik/yanlış bilgi veren işyeri yetkilileri hakkında adli ve idari işlem uygulanacak.
KURALLARA UYMAYA TEŞVİK
* Bu noktada esnaf, sanayi ve/veya ticaret ile ziraat odaları başta olmak üzere ilgili meslek odaları tarafından gerekli rehberlik faaliyetlerine ağırlık verilecek ve faaliyet alanlarındaki işyerlerinin/firmaların bilgilendirilmeleri ve kurallara uymaya teşvik edilecek.
* Tam kapanma dönemi içerisinde asgari personel ile hizmet sunacak kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarında/yerlerinde görev yapacak kamu personeli için de yetkili yönetici tarafından bu durumu ortaya koyan Ek-2’de örneği verilen “Kamu Personeli Görev Bildirim Belgesi” düzenlenecek ve bu kapsamdaki kamu personeli, görevli olduğu zaman dilimi içerisinde ikameti ile işyeri arasındaki güzergahla sınırlı olacak şekilde muafiyete tabi olacak.
* Ayrıca seyahat izin başvuruları, önceden e-Devlette İçişleri Bakanlığınca sunulan hizmetlerden olan E-Başvuru Sisteminin içerisindeyken vatandaşlarımızın erişimlerini kolaylaştırmak üzere yapılan geliştirmeler ile birlikte e-Devlet İçişleri Bakanlığı Hizmetleri listesinden doğrudan erişim sağlanabilecek hale getirildi.
‘ÖLÜM BELGESİ' UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLDİ
* Cenaze sahibi vatandaşların mağdur olmalarının önüne geçilmesi amacıyla “Cenaze İzin Hizmeti” seyahat izni başvurusundan ayrı olarak doğrudan erişilebilir hale getirildi.
- Ayrıca cenaze izni için başvuru esnasında vatandaşların elektronik ortamda “Ölüm Belgesi” yüklemesi uygulamasından da vazgeçildi. Başvuru konusunun doğruluğu, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasındaki sistem entegrasyonları ile teyit edilecek.
BAKANLIK MERAK EDİLEN SORULARI YANITLADI
İçişleri Bakanlığı, corona virüsü ile mücadelede 17 Mayıs Pazartesi saat 05.00'e kadar sürecek tam kapanma uygulamasıyla ilgili yayımlanan genelge hakkında en çok sorulan soru ve cevapları internet sitesinden paylaştı.
Paylaşılan metinde, tam kapanmanın uygulanacağı dönemde yapılacak her türlü şehirler arası seyahatin izne tabi tutulacağı vurgulandı.
Kısıtlamanın uygulandığı zamana denk gelen seyahatler için zorunlu hallerin varlığının olup olmadığına bağlı olarak seyahat izni alınması gerektiği aktarıldı.
Sitede, tam kapanma kararından önce alınan biletlerle 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 24.00'e kadar olan otobüs yolculukları için seyahat izin belgesinin istenilmeyeceği kaydedildi.
Yurt dışı seyahatlerde herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığı, yurt dışı bağlantılı seyahatlerde de uçakla seyahat edecek yolcuların, yolculuklarını belgelemek kaydıyla seyahat izin belgesine gerek duyulmayacağına yer verildi.
Sitede yer alan diğer soru ve cevaplar şöyle sıralandı:
Yurt dışı aktarmalı uçuşlarla ilgili olarak yolcuların yurt içi bağlantılı uçuşları ve diğer seyahatleri yapabilmeleri için seyahat izin belgesi almaları gerekli midir?
* Yurt dışı seyahatlerle herhangi bir kısıtlama/sınırlandırma bulunmamaktadır. Bakanlığımızca yayımlanan 01.07.2020 tarih ve 10504 sayılı genelgemiz de belirtildiği üzere yurt dışı bağlantılı (geliş yada gidiş) uçakla seyahat edecek yolcular yurt içi aktarma uçuşları ile ikametleri ile bağlantılarını (geliş/gidiş dahil) sağlayacakları diğer ulaşım araçlarıyla (özel araç, otobüs, tren vb) yapacakları seyahatlerde, yurt dışı uçaklarını belgelemek kaydıyla seyahat izin belgelerine gerek bulunmamaktadır.
Tam kapanma kararı öncesinde alınan otobüs biletleri için izin almak gerekli midir?
* Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak dönem içerisinde yapılacak her türlü şehirler arası seyahat izne tabi tutulacaktır. Bu nedenle sokağa çıkma kısıtlamasının başlamasından sonraya denk gelen seyahatler için de zorunlu hallerin varlığının olup olmadığına bağlı olarak seyahat izni alınması gerekmektedir. Bu durumun tek istisnası olarak tam kapanma kararından önce alınan biletlerle 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 24.00’e kadar (19.00-24.00 arasına yönelik istisna getirilecek şekilde) seferine başlayacak olan otobüs yolculukları için seyahat izin belgesi istenilmeyecektir.
Tam Kapanma Döneminde sivil toplum kuruluşları yardım faaliyetlerini nasıl sürdüreceklerdir?
* Ramazan ayı boyunca gıda kolisi ve yemek dağıtımı vb. gibi yardım faaliyeti yürüten vakıf ve dernekler ile Vefa Sosyal Destek Grupları koordinesinde yapılan yardım faaliyetleri devam edebilecek olup bu amaçla Valilik ve Kaymakamlıklara yapacakları başvurularda faaliyetin kapsamı ile birlikte vakıf/dernek faaliyetine katılacak gönüllülerin bilgileri de bildirilecektir.
* Valilik/Kaymakamlıklar tarafından yapılacak değerlendirme ile şartları taşıdığı belirlenen vakıf/dernek görevlileri, başvuru yapılan yer ve yardım faaliyetleri ile sınırlı olmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan tarihlerde il göç idaresi müdürlüklerinden ikamet izni randevusu bulunan yabancılar kısıtlama kapsamında mıdır?
* Tam kapanma tedbirlerinin uygulandığı tarihlerde il göç idaresi müdürlüklerinden ikamet izni randevusu bulunan yabancılar, randevu tarihini gösterir e-ikamet başvuru/kayıt formu (İstanbul ve Ankara illerinde randevu tarihini gösterir SMS/mail bilgisi de gereklidir) ve pasaport yerine geçen seyahat belgesiyle beraber kısıtlamaya tabi olmaksızın il göç idaresi müdürlüğündeki randevusuna katılabileceklerdir. Bahse konu muafiyet ikamet izni randevusunun zamanı ve il göç idaresi müdürlüğü ile ikamet arasındaki güzergahla sınırlıdır.
Anneler Günü nedeniyle çiçekçi dükkânları kısıtlamalardan muaf olacaklar mıdır?
* Çiçek satışı yapan iş yerleri, Anneler Günü nedeniyle 8-9 Mayıs 2021 Cumartesi ve Pazar günleri 10.00-17.00 saatleri arasında açık olabilecek ve vatandaşlarımız ikametlerine en yakın çiçekçiye giderek alışveriş yapabileceklerdir. Çiçek satışı yapan iş yerleri bu tarihlerde, 10.00-24.00 saatleri arasında evlere servis şeklinde de hizmet verebileceklerdir.
Kısıtlama süresince havalimanları, otogarlar ve tren garlarında bulunan işletmeler açık olacak mıdır?
* Havalimanı, gar, liman, terminal gibi yerlerde bulunan iş yerleri, kendi sektörleri için belirlenen genel kurallara tabidirler. Bu kapsamda belirli koşullara ve sürelere tabi olarak açık olabilecek olan yeme-içme yeri, market gibi yerler, belirlenen süre ve koşullara uymak kaydıyla açık olabilecekler, diğer iş yerleri ise kapalı olacaklardır.
Son günü 30 Nisan 2021 Cuma günü olan SGK prim borçlarının ödenebilmesi için herhangi bir muafiyet tanınacak mıdır?
* İşverenlerin, esnafın, genel sağlık, isteğe bağlı ve primini kendi ödeyen diğer sigortalıların; 2021 yılı Mart ayına ait sigorta primleri ile yapılandırılan SGK prim borçlarının 2.taksit ödemelerinin son tarihinin 30 Nisan 2021 olması nedeniyle, tam kapanmanın ilk günü olan 30 Nisan 2021 Cuma günü prim borcunu ödemek isteyen işveren, esnaf ve diğer sigortalılar durumlarını belgelemek ve SGK müdürlüğü güzergahında kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasında muaf tutulacaktır.
İleri yaş grubundaki kişiler ile ağır hastalara yardımcı olan bakıcı ve refakatçiler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf mıdırlar?
* Beslenme/temizlik ihtiyaçlarını yerine getiremeyen ileri yaş grubundaki kişiler ile ağır hastalara yardımcı olan bakıcı ve refakatçiler; bakıma muhtaç kişinin sağlık raporunu ibraz etmek ve muafiyet nedenine bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı olacak şekilde sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaklardır.
Sokağa çıkma kısıtlaması muafiyetleri şehirlerarası seyahat izni anlamına gelmekte midir?
* Genelgemiz kapsamında 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren her türlü vasıtayla yapılacak olan şehirler arası seyahatler, ancak zorunlu hallerin varlığı halinde seyahat izin kurullarından izin alınması şartına tabidir. Bu doğrultuda; muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı olan (genel niteliği bulunmayan) sokağa çıkma kısıtlamalarına dair muafiyeti bulunan kişilerin yapacakları şehirler arası seyahatleri de izne tabidir.
İkameti ve iş yeri farklı şehirlerde olan işçiler şehirlerarası seyahat iznine tabi midir?
* Kişilerin ikamet ettikleri vilayetlerle çalıştıkları vilayetlerin farklı olduğu ve işe geliş gidişin düzenli olarak günlük yapıldığı İstanbul-Gebze, İstanbul-Çorlu/Çerkezköy, İstanbul/Yalova, İzmir-Manisa, Kütahya-Uşak ve benzeri sınır/komşu olan illerde, İl Hıfzıssıhha Kurullarının bu konuda alacakları kararlar doğrultusunda işçi servisleri ile yapılan yolcu taşımacılığı faaliyetleri şehirler arası seyahat iznine tabi olmaksızın yapılabilecektir.
Kurumlar Vergisi ödemeleri için 30 Nisan 2021 Cuma günü vergi mükelleflerine borçlarını ödeyebilmeleri için herhangi bir muafiyet tanınacak mıdır?
* Kurumlar Vergisi ödemesinin son günü olması nedeniyle tam kapanmanın ilk günü olan 30 Nisan 2021 Cuma günü kurumlar vergisi borcu ödemelerini yapmak üzere bankalara gidecek olan vergi mükellefleri vergi borcuna ilişkin tahakkuk fişi veya elektronik ortamda alınmış borç durumunu gösterir bilgi/belgeyi denetimlerde ibraz etmek ve şirket ile ödeme yapılacak banka güzergâhında kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasında muaf tutulacaktır.
Tam kapanma kararı öncesinde alınan yurt içi uçak biletleri için izin almak gerekli midir?
* Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak dönem içerisinde yapılacak her türlü şehirlerarası seyahat izne tabi tutulacaktır. Bu nedenle sokağa çıkma kısıtlamasının başlamasından sonraya denk gelen seyahatler için de zorunlu hallerin varlığının olup olmadığına bağlı olarak seyahat izni alınması gerekmektedir.
* Bu durumun tek istisnası olarak tam kapanma kararından önce alınan biletlerle, 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 24.00’e kadar (19.00-24.00 arasına yönelik istisna getirilecek şekilde) seferine başlayacak olan uçak yolculukları için seyahat izin belgesi istenilmeyecektir.
Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı süre içerisinde avukatlar faaliyetlerini nasıl yürüteceklerdir?
* Genelge’nin ekinde yer alan “Muafiyet Yerler ve Kişiler” Listesinin 33 üncü ve 34 üncü maddeleri uyarınca yargısal görevlerin icrasıyla sınırlı kalmak kaydıyla avukatların ve avukat stajyerlerinin; sokağa çıkma kısıtlaması süresince bulundukları şehir içinde ve zorunlu hallerde bürolarına, vekili bulundukları iş yerlerine, adliyelere, kolluk birimlerine, resmî kurumlara, noterliklere gitmeleri herhangi bir kısıtlamaya tabii değildir.
Sokağa çıkma kısıtlama süresince turkuaz basın kartı sahibi basın mensuplarının görev icabı yapmaları gereken şehirlerarası seyahatleri izne tabi midir?
* Turkuaz basın kartı sahibi olan basın mensuplarının görevleri gereği yapacakları şehirlerarası seyahatlerinde, kontrol esnasında turkuaz basın kartlarını ve kurumlarınca düzenlenen görev belgelerini ibraz etmek kaydıyla seyahat izin belgesi almalarına gerek bulunmamaktadır.
Yük ve yolcu taşımacılığında görevli kişiler (şoför, muavin, hostes vb.) şehirlerarası seyahat için izin almak zorunda mıdır?
* Yürütülen faaliyetin doğası gereği şehirlerarası seyahati zorunlu olan ve Genelgemizde muafiyet tanınan taşımacılık, kargo, lojistik, nakliye vb. faaliyetlerinde bulunan ve e-başvuru sitemi üzerinden görev belgesi almış olan şoför, muavin, hostes gibi görevlilerin, yük ve yolcu taşımacılığı yapılan araçlarla şehirlerarası seyahatleri için ayrıca Seyahat İzin Belgesi almalarına gerek bulunmamaktadır.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 221504
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendi döneminde İETT’de çalışmaya başlayan 27 kadın şoför ile iftarda bir araya geldi. Orucunu mesai arkadaşlarıyla aynı masada açan İmamoğlu, hükümet tarafından alınan tam kapanma kararıyla ilgili ilk değerlendirmesini de burada yaptı. Karardan duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, “Ben, kapanma sürecine açıkçası çok sevindim. Daha önce de duyurmuştum, ‘Olması gerekir’ diye. Çünkü, iyi günlere kavuşmamız için, bu zor dönemden hızlıca sıyrılmamız lazım. O bakımdan kapanma iyi oldu” dedi...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, iftarını, İETT’de görev yapan 27 kadın şoför ile birlikte yaptı. İETT Edirnekapı Garajı’nda gerçekleştirilen iftara, Kovid-19 testleri negatif çıkan şoförler ile İBB ve İETT üst yönetiminden isimler katılım sağladı. İmamoğlu’na, düşük katılımlı iftar organizasyonunda, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Başkan Danışmanları Ertan Yıldız, Yiğit Duman, İETT Genel Müdür Yardımcısı Murat Altıkardeşler ve İETT Metrobüs Daire Başkanı Zeynep Pınar Mutlu eşlik etti. İmamoğlu ve yöneticiler, her masaya ayrı ayrı oturdu.
“KAPANMA KARARI İETT’Yİ DE RAHATLATACAK”...
İftar öncesinde mesai arkadaşlarına seslenen İmamoğlu, zorlu geçen Kovid sürecinden dolayı herkese sağlık dileklerini iletti. Hükümet tarafından alınan tam kapanma kararından duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, “Ben, kapanma sürecine açıkçası çok sevindim. Daha önce de duyurmuştum, ‘Olması gerekir’ diye. Çünkü, iyi günlere kavuşmamız için, bu zor dönemden hızlıca sıyrılmamız lazım. O bakımdan kapanma iyi oldu. Bu, belki de en fazla İETT kurumumuzu da rahatlatacak. Bu süreçte en riskli görevi yapan kurumlarımızın başında geliyor İETT. Şoförlerimiz bu konuda çok sıkıntılıydı. Bugün burada da kadın şoför çalışanlarımız başta olmak üzere, İETT’nin hem üst yönetimi hem de farklı birimlerde çalışan kadın emekçilerimizle bir arada iftar soframızda olalım ve iftarımızı açalım istedim. Öncelikle, Allah kabul etsin” dedi.
“KADIN ÜRETİRSE TOPLUM MUTLU OLUR”...
Çalışan kadının toplumsal mutluluk açısından çok önemli olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bunu aslında en iyi sizler biliyorsunuz. Evine ekmek götüren, çalışan, üreten kadın oranı ne kadar yüksekse bir toplum o kadar gelişmiş toplum olur. Aksi taktirde, olmaz. Ve bugün ne yazık ki çok düşük oranda. Neredeyse, ekonomisi çok daha iyi olan toplumların yarısından daha az oranda kadın çalışanı var; bu olmaz. Hele hele büyük kentlerde hiç olmaz. Bu bağlamda biz, kurumumuzdaki kadın çalışan sayısını özel bir metotla arttırma çabası içindeyiz. Sınavlarımızı bile açıklarken, tabiri caizse bir cinsiyet kotası koyuyoruz ve ona göre alımlar yapıyoruz. Bunu da devam ettireceğiz. Çünkü, üzülerek söyleyeyim, kurumumuzun kadın çalışan oranı çok düşük. Hızlıca arttırmamız lazım ki, İstanbul’un gerçek yüzü olabilelim. Neticede İstanbul’da 2 insandan birisi, kadın. O zaman, bu çalışan eşitliğini de sağlamalıyız. İşte o zaman zenginleşebiliriz, o zaman refah düzeyi yükselebilir ve o zaman daha iyi bir nesli, ailece, hep birlikte var edebiliriz.”
“SİZİ GÖREN KADINLARIN CESARETİ ARTIYORDUR”...
“Sizler, şoförlük mesleğini yapan kadınlar olarak daha simgesel bir noktada duruyorsunuz” diyen İmamoğlu, “Gerçekten, sizi gören kadınların cesareti artıyordur. ‘Evet, yapamaz’ denilen birçok mesleği, ‘Ben de yapabilirim’ diye insanların umutlanmasını ve cesaretlenmesini sağlıyorsunuz. Bugün Türkiye’de eğer kişi başına gelirde düşük seviyedeysek; bunun temelinde gerçekten, yuvalardaki evlerdeki kadınların çalıma oranının düşük olması var. Bunu hep beraber yeneceğiz” diye konuştu. Ramazan ayının herkesin evine, bolluk ve bereket getirmesi temennisinde bulunan İmamoğlu, “Biz de bunu oluşturmak, bu kentin huzurlu olmasını sağlamak için kutsal bir görev yapan ekibiz” dedi.
“İYİ Kİ VARSINIZ”...
İBB’nin 83 binin biraz üzerinde çalışan sayısına sahip olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Demek ki, bunu aileleri ile çarpsak, 500 bin insanın ekmek yediği bir kurumuz desek yanlımayız. Bu aynı zamanda 16 milyon insana; misafirleriyle beraber, turistiyle beraber anlık belki de ‘20 milyon insana hizmet eden bir kurumun bireyleriz’ dediğimizde, ne kadar gururlansak az. Yanı sıra, ‘Binlerce yıllık bir kentin daha iyi bir geleceğe yürümesini sağlamak da sorunlu kişileriz’ diye düşündüğümüzde sorumluluğumuz bir kat daha artıyor. Onun için hepiniz işinde de başarılar diliyorum. Kadın yönetici sayımızın, kadın çalışan sayımızın artmasını diliyorum. Buna da özen gösteren bir belediye başkanınızın olduğunu unutmayın. Her zaman yan yanayız. Sizler, bugün, simgesel olarak bu sofradasınız; ama sizinle iftarımı açarken, inanın ki sanki 83 bin çalışanımla iftar açıyormuşçasına kendimi hem güçlü hem kararlı, aynı zamanda gururlu hissedeceğim. İyi ki varsınız” ifadelerini kullandı.
“BİZE DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ”...
İmamoğlu, iftar sonrasında bütün masaları dolaşarak mesai arkadaşlarıyla sohbetler gerçekleştirdi. Kadın şoförler, İmamoğlu ile bir araya gelmekten duydukları memnuniyeti, “Bize değer verdiğiniz, bizi buraya çağırdığınız için size çok teşekkür ederiz” sözleriyle dile getirdi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 264956
ESNAF VE SANATKAR BORÇLARA ERTELEME İSTİYOR VE DESTEK BEKLİYOR...
* 29 Nisan – 17 Mayıs tarihleri arasında uygulanacak 19 günlük tam kapanma kararından en çok etkilenecek kesim olan esnaf ve sanatkarlar, borçlarının ertelenmesi ya da muaf tutulmasını ve desteklerin sürmesini talep etti.
* AESOB Başkanı Adlıhan Dere, devletin tüm kararlarına harfiyen uyan esnafın, zor dönemde devletin gücünü arkasında hissetmek istediğini belirterek “Kapanma kararı esnaf için yıkıma dönüşmesin” dedi
Korona ile mücadele kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve İçişleri Bakanlığı genelgesiyle tüm Türkiye’de uygulanacak 19 günlük tam kapanma kararı, esnaf ve sanatkarları yeniden karamsarlığa itti.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, tam kapanma kararının esnaf ve sanatkarlar için bir yıkıma dönüşmemesi için borçların ertelenmesi ve devlet desteklerinin arttırılarak devam etmesi talebinde bulundu.
ESNAF HER KARARA UYUYOR...
Esnaf ve sanatkarların toplum sağlığı için devletin aldığı tüm kararlara harfiyen uyduğunu ve hiçbir konuda yasa, yönetmelik ve genelgelere aykırı davranmadığını hatırlatan AESOB Başkanı Dere, “Biz her konuda devletimizin, halkımızın yanında, sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Ancak işlerimize mecburi ara vermek zorunda kaldığımız dönemlerde ödemelerimize, borç yükümüze de bir ara vermek yani kredi ödemelerimizin, SGK, Vergi ödemelerimizin ertelenmesi gerekiyor. Esnaf için ekonomi durmuşken ödemelerin devam ediyor olması gerçekten büyük bir kesim için yıkım anlamına geliyor. Bu konuda devletimizden destek bekliyoruz” dedi.
DESTEKLER ARTARAK SÜRMELİ...
Devletin kira yardımı, kısa çalışma ödeneği gibi konularda uyguladığı desteklerin bu zor dönemde de devam etmesi gerektiğini belirten Başkan Dere, “Devlete olan vergi, SGK primi gibi ödemelerin yanı sıra bankalara kredi ödemeleri de ekonomi durma noktasındayken yapılamıyor. Bu ödemelere devletimizin alacağı kararla birkaç aylık erteleme getirilmesi, zaten zor durumda bulunan esnafa küçük de olsa bir nefes olacaktır” diye konuştu.
EN ÇOK KÜÇÜK ESNAF ETKİLENİYOR...
Alınan kapanma kararlarından en çok küçük esnafın etkilendiğinin artık herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğunun altını çizen Adlıhan Dere, zincir marketlerin her zaman açık olmasını ve bu işletmelerde esnafın sattığı her ürünün satışa sunulmasını da eleştirdi. Dere,“ Kırtasiye , Hırdavat, züccaciye, oto aksesuar, ayakkabı,tuhafiye , tekstil ,butik aklınıza ne gelirse kepenk indiriyor ama bu esnafımızın sattığı ürünler zincir marketlerde satılmaya devam ediyor. Bu durumda esnafın ‘bizim suçumuz ne’ diye sorması doğal değil mi? Her yer kapanacak ise ekonomide bu haksız rekabete, esnafın cezalandırılmasına da bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.
12 MADDELİK DESTEK TALEBİ...
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken’in Türkiye’deki tüm esnaflar adına Konfederasyon olarak taleplerini de 12 madde ile kamuoyuna sundu:
1- Esnaf ve sanatkârlarımız gelir vergisi, stopaj vb. gibi tüm vergilerden muaf olmalı.
2- Elektrik, su, doğal gaz gibi enerji girdileri geçici olarak devletimizce finanse edilmeli.
3- Tüm meslek dallarında sıkıntı yaşayan esnaf ve sanatkârlarımız ile yanlarında çalışanlara ekonomik destek verilmeli.
4- Tüm meslek dallarında sıkıntı yaşayan esnaf ve sanatkârlarımız ile yanlarında çalışanlarının SGK primleri devletimiz tarafından karşılanmalı.
5- Esnaf ve sanatkârlarımızın borçları süresiz ve faizsiz olarak ertelenmeli.
6- Ödenemeyen vergi borçları, geçmiş kredi borçları ve bankalara olan tüm borçlar faizsiz olarak ertelenmeli,
7- Söz konusu pandemi sürecinde ekonomik olarak sıkıntıya giren ve daha önce yararlandıkları yapılandırmaları bozulan esnaf ve sanatkârlarımıza yeni bir yapılandırma hakkı sağlanmalı.
8- Ticari araçların kullandığı akaryakıt fiyatlarında ÖTV ve KDV indirimi sağlanmalı.
9- Salgın sona erip piyasa normalleşene kadar destekler sürdürülmeli.
10- Esnaf ve sanatkârlarımız ile yanlarında çalışanlara Covid-19 aşısında öncelik tanınmalı.
11- Kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişletilerek, yeni başvurulara imkân tanınmalı.
12 - Tam kapanma döneminde muafiyet kapsamında bulunan işyerleri dışında kalan esnaf ve sanatkârlarımıza nakdi destek sağlanmalı.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 319046
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İller İdaresi Genel Müdürlüğü...
Konu : Tam Kapanma Tedbirleri
Covid-19 virüsünün mutasyona uğrayan yeni varyantları sonrasında artan bulaşıcılığıyla birlikte Koronavirüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla yeni tedbirlerin alınması gerekmiş ve 13 Nisan 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısında alınan kararlar doğrultusunda 14 Nisan 2021 Çarşamba gününden itibaren iki haftalık kısmi kapanma sürecine girilmiştir.
Gelinen aşamada temel usul ve esasları 14.04.2021 tarih ve 6638 sayılı Genelgemizle belirlenen kısmi kapanma tedbirleri sonrasında salgının artış hızının önce yavaşladığı, akabinde durduğu, son günlerde ise bir düşüş eğilimine girdiği görülmektedir.
Bu çerçevede 26.04.2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde alınan kararlar doğrultusunda; hali hazırda uygulanmakta olan kısmi kapanma tedbirlerine yeni önlemler eklenerek tam kapanma dönemine geçilecektir. 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek olan tam kapanma döneminde ülke genelini kapsayacak şekilde aşağıdaki tedbirlerin alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
Tam kapanma döneminde 14.04.2021 tarih ve 6638 sayılı Genelgemizde belirtilen tedbirlere ilave olarak;
1. SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI
Hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
1.1- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacaktır.
Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler, 14.12.2020 tarih ve 20799 sayılı Genelgemizde açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergâh ile sınırlı olup, aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecektir.
1.2- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılar 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlarımız zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılara gidip gelebilecektir. Aynı saatler arasında bakkal, market, manav, kasap,
kuruyemişçi, tatlıcılar ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabileceklerdir.
Yukarıda belirtilen uygulama zincir ve süper marketler için haftanın altı günü geçerli olacak, zincir marketler pazar günleri kapalı kalacaktır.
1.3- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yerler) sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterebileceklerdir.
Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayı sonuna denk gelen 13 Mayıs 2021 Perşembe gününe kadar 24 saat esasına göre paket servis yapabilecektir. Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte saat 01.00’e kadar paket servis yapabilecektir.
1.4- Tam kapanma döneminde ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilir.). Vatandaşlarımız ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebileceklerdir.
Fırın ve unlu mamul ruhsatlı işyerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacaktır.
1.5- Sokağa çıkma kısıtlaması sırasında yukarıda belirtilen temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması amacıyla muafiyet kapsamında bulunan işyerleri dışında tüm ticari işletme, işyeri ve/veya ofisler kapalı olacak olup uzaktan çalışma haricinde yüz yüze hizmet verilmeyecektir.
1.6- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan dönemde konaklama tesislerinde rezervasyonunun bulunması vatandaşlarımız açısından sokağa çıkma ve/veya şehirlerarası seyahat kısıtlamasından muafiyet sağlamayacak olup bu dönemde konaklama tesisleri sadece zorunlu durumlara bağlı olarak seyahat izin belgesi alan kişilere hizmet verebileceklerdir.
1.7- Yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsamakta olup; ikamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar sokağa çıkma kısıtlamalarına tabidirler.
1.8- Tam kapanma sürecinde kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaki ileri yaş gruplarındaki veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımızın 112, 155 ve 156 numaraları üzerinden bildirdikleri temel ihtiyaçları VEFA Sosyal Destek Gruplarınca karşılanacak olup, bu konuda gerek personel görevlendirilmesi gerekse ihtiyaçların bir an evvel giderilmesi bakımından gerekli tedbirler Valiler ve Kaymakamlar tarafından alınacaktır.
2. ŞEHİRLERARASI SEYAHAT KISITLAMASI
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar vatandaşlarımızın şehirlerarası seyahatlerine zorunlu haller dışında izin verilmeyecektir.
2.1- Şehirlerarası seyahat kısıtlamasının istisnaları;
- Zorunlu bir kamusal görevin ifası kapsamında ilgili Bakanlık ya da kamu kurum veya kuruluşu tarafından görevlendirilmiş olan kamu görevlileri (müfettiş, denetmen vb.)
kurum kimlik kartı ile birlikte görev belgesini ibraz etmek kaydıyla bu hükümden muaf tutulacaktır.
- Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat etmek amacıyla herhangi bir cenaze yakınının e-devlet kapısındaki İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU veya ALO 199 sistemleri üzerinden yapacakları başvurular (yanında akraba konumundaki 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilecektir) sistem tarafından vakit kaybetmeksizin otomatik olarak onaylanarak cenaze yakınlarına gerekli seyahat izin belgesi oluşturulacaktır.
Cenaze nakil ve defin işlemleri kapsamında başvuru yapacak vatandaşlarımızdan herhangi bir belge ibrazı istenilmeyecek olup Sağlık Bakanlığı ile sağlanan entegrasyon üzerinden gerekli sorgulama seyahat izin belgesi düzenlenmeden önce otomatik olarak yapılacaktır.
2.2- Zorunlu Hal Sayılacak Durumlar;
§ Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
§ Kendisi veya eşinin, hastanede tedavi gören birinci derece yakınına ya da kardeşine refakat edecek olan (en fazla 2 kişi),
§ Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
§ ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacak olan,
§ Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
§ Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
§ Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
Kişilerin zorunlu hali bulunduğu kabul edilecektir.
2.3- Vatandaşlarımız, yukarıda belirtilen zorunlu hallerin varlığı halinde bu durumu belgelendirmek kaydıyla; e-devlet üzerinden İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden Valilik/Kaymakamlık bünyesinde oluşturulan Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla seyahat edebileceklerdir. Seyahat İzin Belgesi verilen kişiler seyahat süreleri boyunca sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır.
2.4- Tam kapanma sürecinde seyahat izin taleplerinde yaşanabilecek artış göz önünde bulundurularak Vali ve Kaymakamlarımızca yeterli sayıda personel görevlendirilmesi başta olmak üzere seyahat izin taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilerek karara bağlanabilmesi için her türlü tedbir alınacaktır.
2.5- Belirtilen dönem içerisinde uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu ulaşım aracıyla seyahat edecek kişilere biletleme işlemi yapılmadan önce mutlaka seyahat izin belgesinin olup olmadığı kontrol edilecek, geçerli bir seyahat izninin bulunması halinde biletleme işlemi gerçekleştirilecektir.
Uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu taşıma araçlarıyla yapılacak seferlerde yolcuların araçlara kabulü öncesinde HES kodu sorgulaması muhakkak yapılacak ve tanılı/temaslı gibi sakıncalı bir durumun olmaması halinde araca alınacaktır.
2.6- Şehirlerarası faaliyet gösteren toplu taşıma araçları (uçak hariç); araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50’si oranında yolcu kabul edebilecekler ve araç içindeki yolcuların oturma şekli yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek (1 dolu 1 boş) şekilde olacaktır.
3. Tam kapanma sürecinde sağlık, güvenlik, acil çağrı gibi kritik görev alanları hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan asgari personel seviyesine düşülecek (asgari personel seviyesi toplam personel sayısının % 50’sini aşmayacak ölçüde) şekilde uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya geçilecektir.
Bu dönemde;
- Uzaktan ve dönüşümlü çalışmaya tabi kamu personeli, herhangi bir özel muafiyete sahip olmamaları nedeniyle diğer vatandaşlarımızın tabi olduğu esaslar haricinde ikametlerinden ayrılmayacaklardır.
- Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarında/yerlerinde görev alacak kamu personeli için yetkili yönetici tarafından bu durumu ortaya koyan görev belgesi düzenlenecek ve görevli olduğu zaman dilimi içerisinde ikameti ile işyeri arasındaki güzergahla sınırlı şekilde muafiyete tabi olacaktır.
4. İller arası hareketliliğin zorunlu olduğu mevsimlik tarım işçileri, hayvancılık ve arıcılık faaliyetlerinde salgınla mücadele koşullarına uygun hareket edilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda valilikler tarafından gerekli tedbirler eş zamanlı olarak alınacak, bu bağlamda mevsimlik tarım işçilerinin iller arası hareketliliği ile konaklayacakları alanlarda alınacak tedbirler ve iller arası hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri konusunda Bakanlığımızca yeni bir Genelge yayımlanıncaya kadar 03.04.2020 tarih ve 6202 sayılı Genelgemizde belirlenen esaslara göre hareket edilecektir.
5. Tam gün uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması tedbirinin konut sitelerinde de uygulanmasını temin etmek amacıyla site yönetimlerine sorumluluk verilecek, site içerisinde izinsiz şekilde dışarı çıkan kişilerin (özellikle çocukların ve gençlerin) ikametlerine dönmeleri konusunda uyarılmaları sağlanacaktır.
6. Sokağa çıkma süresi boyunca sokak hayvanlarının beslenmelerine özel önem verilecek, bu kapsamda Vali/Kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli koordinasyon tesis edilerek sokak hayvanlarının aç kalmaması için gerekli tedbirlerin alınacak, bu amaçla başta hayvan barınakları olmak üzere park, bahçe, orman gibi sokak hayvanlarının doğal yaşam alanlarına düzenli olarak mama, yem, yiyecek ve su bırakılması sağlanacaktır.
7. DENETİM FAALİYETLERİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI
7.1- Tam kapanma döneminde kolluk kuvvetlerinin tam kapasiteyle denetim faaliyetlerine katılımı sağlanacak, özellikle sokağa çıkma ile şehirlerarası seyahat kısıtlamaları başta olmak üzere kolluk kuvvetleri tarafından kapsamlı, geniş katılımlı, etkili ve sürekli denetim faaliyetleri planlanarak uygulamaya geçirilecektir.
7.2- Sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında;
- Muafiyet tanınan işyerlerinde çalışıldığına dair gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi,
- Özel sağlık kuruluşlarından sahte randevu alınması,
- Fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi veya tatlıcılara çıkış serbestisinin maksadını aşan şekilde kullanımı (markete ailece gidilmesi gibi),
- Çiftçi Kayıt Belgesinin (ÇKS) amaç dışı kullanılması,
gibi durumlarda muafiyetlerin giderek artan bir sıklıkla kötüye kullanıldığı göz önünde bulundurularak, bu suistimallerin önlenmesi amacıyla kolluk kuvvetleri tarafından her türlü tedbir alınacak ve yapılacak denetimlerde bu hususların kontrolü özellikle sağlanacaktır.
7.3- Şehirlerarası seyahat kısıtlamasının etkinliğinin artırılması amacıyla şehirlerin tüm giriş ve çıkışlarında (iller arası koordinasyon sağlanmak kaydıyla) kontrol noktaları oluşturulacak, kontrol noktalarında görevlendirilecek yeterli sayıda kolluk personeli (trafik ve asayiş birimlerinden) marifetiyle toplu ulaşım araçlarıyla veya özel araçlarla yolculuk edenlerin seyahat izin belgelerinin olup olmadığı muhakkak tetkik edilecek ve geçerli bir mazereti/muafiyeti bulunmayan kişilerin şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecektir.
7.4- Tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan tam kapanma döneminde, vatandaşlarımızın sadece temel ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla açık tutulacak fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi ve tatlıcı gibi işyerlerinin çevresinde gerekli kontrollerin yapılabilmesi için yeterli sayıda kolluk personeli görevlendirilecek; yürütülecek devriye ve denetim faaliyetlerinde, bu işyerlerinin kurallara uyup uymadıkları ile vatandaşlarımızın bu işyerlerine gidişlerinde araç kullanmama ve ikametlerine en yakın yere gitme kuralına riayet edip etmedikleri kontrol edilecektir.
Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 nci ve 72 nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyete neden olunmaması hususunda;
Bilgi ve gereğini önemle arz ve rica ederim.
Süleyman SOYLU Bakan
EK : Sokağa Çıkma Kısıtlamasından Muaf Yerler ve Kişiler Listesi (3 sayfa)
EK: SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASINDAN MUAF YERLER VE KİŞİLER LİSTESİ
Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanacağı günlerde istisna kapsamında olduğunu belgelemek ve muafiyet nedeni/güzergahı ile sınırlı olmak kaydıyla;
1. TBMM üyeleri ve çalışanları,
2. Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar (özel güvenlik görevlileri dâhil),
3. Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, PTT vb.), buralarda çalışanlar ile ibadethanelerdeki din görevlileri, Acil Çağrı Merkezleri, Vefa Sosyal Destek Birimleri, İl/İlçe Salgın Denetim Merkezleri, Göç İdaresi, Kızılay, AFAD ve afet kapsamındaki faaliyetlerde görevli olanlar ve gönüllü olarak görev verilenler, cemevlerinin dede ve görevlileri,
4. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri ile buralarda çalışanlar, hekimler ve veteriner hekimler,
5. Zorunlu sağlık randevusu olanlar (Kızılay'a yapılacak kan ve plazma bağışları dahil),
6. İlaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyet yürüten iş yerleri ile buralarda çalışanlar,
7. Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar,
8. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulanması, işlenmesi, ilaçlanması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar,
9. Tarımsal üretime ilişkin zirai ilaç̧ tohum, fide, gübre vb. ürünlerin satışı yapılan işyerleri ve buralarda çalışanlar,
10. Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dâhil) ve lojistiğini yapan firmalar ve bunların çalışanları,
11. Ürün ve/veya malzemelerin nakliyesinde ya da lojistiğinde (kargo dahil), yurt içi ve yurt dışı taşımacılık, depolama ve ilgili faaliyetler kapsamında görevli olanlar,
12. Oteller ve konaklama yerleri ile buralarda çalışanlar,
13. Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar, hayvan barınakları/çiftlikleri/bakım merkezlerinin görevlileri/gönüllü çalışanları ve 7486 sayılı Genelgemizle oluşturulan Hayvan Besleme Grubu üyeleri,
14. İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
15. Gazete, dergi, radyo ve televizyon kuruluşları, medya takip merkezleri, gazete basım matbaaları, bu yerlerde çalışanlar ile gazete dağıtıcıları,
16. Akaryakıt istasyonları, lastik tamircileri ve buralarda çalışanlar,
17. Sebze/meyve ve su ürünleri toptancı halleri ile buralarda çalışanlar,
18. Ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı işyerleri, üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ile buralarda çalışanlar,
19. Cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacak olanlar,
20. Doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet gösteren büyük tesis ve işletmeler (rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi) ile bu yerlerde çalışanlar,
21. Elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken iletim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar ile servis hizmeti vermek üzere görevde olduklarını belgelemek şartı ile teknik servis çalışanları,
22. Kargo, su, gazete ve mutfak tüpü dağıtım şirketleri ve çalışanları,
23. Mahalli idarelerin toplu taşıma, temizlik, katı atık, su ve kanalizasyon, karla mücadele, ilaçlama, itfaiye ve mezarlık hizmetlerini yürütmek üzere çalışacak personeli,
24. Şehir içi toplu ulaşım araçlarının (metrobüs, metro, otobüs, dolmuş, taksi vb.) sürücü ve görevlileri,
25. Yurt, pansiyon, şantiye vb. toplu yerlerde kalanların gereksinim duyacağı temel ihtiyaçların karşılanmasında görevli olanlar,
26. İş sağlığı ve güvenliği ile iş yerlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla iş yerlerinde bulunması gerekli olan çalışanlar (iş yeri hekimi, güvenlik görevlisi, bekçi vb.),
27. Otizm, ağır mental retardasyon, down sendromu gibi “Özel Gereksinimi” olanlar ile bunların veli/vasi veya refakatçileri,
28. Mahkeme kararı çerçevesinde çocukları ile şahsi münasebet tesis edecekler (mahkeme kararını ibraz etmeleri şartı ile),
29. Yurt içi ve yurt dışı müsabaka ve kamplara katılacak olan milli sporcular ile seyircisiz oynanabilecek profesyonel spor müsabakalarındaki sporcu, yönetici ve diğer görevliler,
30. Bankalar başta olmak üzere yurt çapında yaygın hizmet ağı olan kurum, kuruluş ve işletmelerin bilgi işlem merkezleri ile çalışanları (asgari sayıda olmak kaydıyla),
31. ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler (bu kişilerin yanlarında bulunan eş, kardeş, anne veya babadan bir refakatçi) ile sınav görevlileri,
32. İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca izin verilen, şehirlerarası karayolları kenarında bulunan dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerleri ve buralarda çalışanlar,
33. Zorunlu müdafi/vekil, duruşma, ifade gibi yargısal görevlerin icrasıyla sınırlı kalmak kaydıyla avukatlar,
34. Araç muayene istasyonları ve buralarda çalışan personel ile araç muayene randevusu bulunan taşıt sahipleri,
35. Milli Eğitim Bakanlığı EBA LİSE TV MTAL ve EBA platformunda yayınlanmak üzere Bakanlığa bağlı mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarında çalışmaları devam eden uzaktan eğitim video çekimi, kurgu ve montaj faaliyetlerini yürütmekte olan ya da söz konusu çalışmaların koordinasyonunu sağlayan personel,
36. Profesyonel site yöneticileri ile apartman/site yönetimince düzenlenen görevli olduklarına dair belgeyi ibraz etmek ve ikametleriyle görevli oldukları apartman veya sitelere gidiş-geliş güzergâhıyla sınırlı olmak kaydıyla apartman ve sitelerin temizlik, ısınma vb. işlerini yerine getiren görevliler,
37. İş yerinde bulunan hayvanların günlük bakım ve beslenmelerini yapabilmek için ikamet ile işyeri arasındaki güzergâh ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvan satışı yapan iş yerlerinin sahipleri ve çalışanları,
38. Sadece yarış atlarının bakım ve beslenmelerini ve yarışlara hazırlık antrenmanlarını yapmak ve ikamet ile yarış ya da antrenman alanı arasındaki güzergâhla sınırlı kalmak kaydıyla at sahipleri, antrenörler, seyisler ve diğer çalışanlar,
39. Sadece ilaçlama faaliyetleri için zorunlu olan güzergâhlarda kalmak ve bu durumu belgelemek kaydıyla iş yerlerinin haşere ve diğer zararlı böceklere karşı ilaçlamasını yapan firmalarda görevli olanlar,
40. Muafiyet nedenine bağlı olmak ve ikametlerinden işyerlerine gidiş/gelişleri ile sınırlı olmak kaydıyla serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirler, yeminli mali müşavirler ile çalışanları,
41. 10.00-16.00 saatleri arasında sayıları Banka yönetimlerince belirlenecek şekilde sınırlı sayıda şube ve personel ile hizmet verecek olan banka şubeleri ile çalışanları,
42. Nöbetçi noterler ile buralarda çalışanlar,
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 406814
Corona virüsü salgınıyla mücadele çerçevesinde kapanma senaryolarının görüşüldüğü kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından yaptığı açıklamada "29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19:00'dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00'e kadar tam kapanma kararı uygulanacak" dedi...
TAM KAPANMA KARARI GEÇDE OLSA ALINDI...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi.
Kritik toplantıda 14 Nisan’da başlayan iki haftalık kısmi kapanmanın devam edip etmeyeceği ya da tam kapanmaya çevrilip çevrilmeyeceği konusu görüşüldü.
Reuters’a konuşan iki yetkili okul ve AVM’lerin kapanmasının gündemde olduğunu söylemiş, yetkililerden biri “Bakanlıklar açısından tam kapanmayı savunanlar ve karşı çıkanlar var. Nihai kararı Erdoğan verecektir” ifadelerini kullanmıştı.
“LİNÇ KAMPANYASINI KINIYORUM”...
Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde geçtiğimiz hafta yapılan değişikliğe değindi. Erdoğan, Ruhsar Pekcan’ın yerine Ticaret Bakanlığı’na getirilen Mehmet Muş’u, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Prof. Dr. Vedat Bilgin ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na getirilen Derya Yanık’ı tebrik etti.
Görevden alınan bakanlar Ruhsar Pekcan ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a da teşekkür eden Erdoğan, bu iki isim hakkında sosyal medyada başlatılan linç kampanyasını da kınadığını ifade etti.
“SAĞLIK HİZMETLERİ KONUSUNDA SIKINTI YAŞANMIYOR”...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
* Aziz milletim, corona virüsü salgını dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Zaman zaman artan, zaman zaman azalan bir seyir izleyerek süren bu salgın krizini ülkemiz ve milletimiz için en hayırlı şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Sağlık hizmetleri konusunda hamdolsun herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.
* Vatandaşlarımızın aldıkları sağlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek için ilave adımlar da açıyoruz. Bu çerçevede sağlık uygulama tebliğ listesinde olan işlemlerin tamamı için %10 ile %20 oranında tıbbi malzeme fiyatlarında ise %10 oranında artış yaparak sağlık sistemimizi destekledik. Ayrıca toplamda 115 bin vatandaşımızı ilgilendiren diyaliz hizmetlerinin bedelini %20 artırdık. Yine 34 bin vatandaşımız faydalandı.
* Çölyak tedavisinin ödeme tutarında şimdi %25 ve ağustos ayından itibaren de ilave %25 artış yaptık. Sosyal Güvenlik Kurumu ülkemize maliyeti 7 milyar TL'yi geçen bu düzenlemeleri milletimize ve sağlık sektörüne hayırlı olmasını diliyorum.
* Ayrıca hem salgın dönemini hem Ramazan ayını gözeterek ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere başlattığımız patates ve soğan dağıtımlarında 103 bin tonu geride bıraktık.
“TEDBİRLERİN NETİCELERİNİ YAVAŞ YAVAŞ ALMAYA BAŞLADIK”...
* Diğer yandan artan vaka ve vefat sayıları bizi Ramazan ayı ile birlikte tedbirleri sıkılaştırmaya mecbur bıraktı. Bu tedbirlerin neticelerini yavaş yavaş almaya başladık. Bugün kabine toplantımızın salgınla ilgili son gelişmeler bölümünde enine boyuna değerlendirmesini yaptık.
* Amacımız tedbirlerin temizlik, maske, mesafe kurallarından asla taviz vermeden vatandaşlarımızın hayatlarını en az etkileyecek şekilde uygulanmasını, vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde kısıtlayıcı tedbirlerin artırılması kaçınılmaz hale gelmektedir.
“VAKA SAYILARIMIZI 5 BİNİN ALTINA İNDİRMELİYİZ”...
* Ramazan Bayramı'nın ardından hayatımızı kolaylaştıracak adımlar atabilmemiz için rakamların bugünün çok daha altına düşmesi şart.
* Avrupa'nın açılma sürecine girdiği bir dönemde bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz. Turizmden ticarete ve eğitime kadar ağır bir fatura ile karşı karşıya gelmeniz kaçınılmaz olacak hedeflediğimiz rahatlamayı sağlayabilmek için önümüzdeki günlerde hep birlikte biraz daha fedakarlık yapmamız önem arz ediyor.
* Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum, özel hastanelerde yoğun bakım hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler oluyor. Hukuken bu hizmetler için vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edilemez. Yoğun bakım hizmetleri sebebiyle ilave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza ve Sosyal Güvenlik Kurumumuza bildirirlerse failleri hakkında gereken işlemler yapılacaktır.
- Çünkü bunların yaptırımı var. Salgın başladığından beri ekipleri ile birlikte yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini de vermek istiyorum.
“TAM KAPANMAYA GEÇİYORUZ”...
* Bayram sonrasına kadar sürecek yeni tedbirlerimiz şu şekilde olacak: 29 Nisan 2021 yani Perşembe akşamı saat 19:00'dan başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz.
* Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir.
* Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak. Diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir.
* Yeme içme sektöründe sadece paket serviste hizmet verilebilecek şartlara uygun olan işletmeler bu hizmeti gerektiğinde kesintisiz devam ettirebilecektir.
* Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları %50 kapasiteyle çalışabilecektir.
* Önceki uygulamalardan farklı olarak bu defa konaklama tesislerindeki rezervasyonlar sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir.
SINAVLAR ERTELENDİ...
* Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir. Uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacak ana okul, kreş, 8. ve 12. sınıflar dahil tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecektir.
* Tarım sektöründe çalışanların faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebilmesi için gereken düzenlemeler ayrıca yapılacak. İhtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlı veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımız vefa ekiplerinden destek isteyebilecektir.
* Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kurumlarımız gereken tüm tedbirleri alacaktır. Biz de bunların yakın takipçisi olacağız. Türkiye bu durumdan çok önemli olan bu sürecin hedeflediğimiz sonuçlar verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına kesinlikle izin verilmeyecektir.
* İnşallah bu fedakarlıklarımızın karşılığını bayram sonrası hep birlikte sağlıklı huzurlu ve mutlu müreffeh günlere ulaşarak alacağız.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 493621
Yıllardır Nato müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye dost olmadığını haykıran Özgür Türkiye sevdalısı biz gazeteciler bir kere daha maalesef haklı çıktık...
Alanya Güneşi Gazetesi imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni İbrahim Akdağ
Burnumuzun dibinde sözde "Kürdistanı"kurup sonra da burayı Büyük İsrail'e dönüştürmek isteyen ABD; bir kere daha dost olmadığını gösterdi.
Tarihte Ermeni mezalimine kurban vermiş milletimiz,yakın zamanda da Ermenilerin kurduğu ASALA terör örgütüne onlarca diplomatımızı şehit vermişti. Ve sinsi planların sahibi , ülkeleri işgal edip bölen kan emici ABD bir kere daha , bin kere daha hain yüzünü gösterdi.
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;
Türk Milleti ve Devletini "soykırım" iftirası ile suçlamayı şiddetle reddediyoruz.
Ülkemizde ki ABD üsleri hemen kapatılmalıdır ve ABD özür dileyip bu iftirayı geri alana kadar ABD ile ilişkiler askıya alınmalıdır.
Siz kimsiniz?
Bir devlet bile değilsiniz.
50 eyaletten oluşan ve 72 milletin bireylerinin göçü ve Kızılderili katliamınızdan sonra kurduğunuz ABD...
Haddinizi bilin ve tarihte 16 devlet kurmuş, iki bin yıllık Türk milletine çamur atmayın.
ABD BAŞKANI JOE BİDEN 1915 OLAYLARI İÇİN "Soykırım" dedi...
ABD Başkanı Joe Biden, 1915 olayları için 'soykırım' ifadesini kullandı. Biden'ın açıklamasına ilk tepki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan geldi. Çavuşoğlu, "Tek dayanağı popülizm olan bu açıklamayı tümüyle reddediyoruz" dedi.
ABD Başkanı Joe Biden, 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini kullandı. Biden açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* Her yıl bugün, Osmanlı döneminde Ermeni soykırımında hayatını kaybeden hayatları hatırlıyoruz. Böylesi bir mezalimin bir daha yaşanmaması için kendimize taahhütte bulunuyoruz.
* 24 Nisan 1915'te Konstantinopolis'de Ermeni aydınları ve cemaat önderlerinin Osmanlı yetkililerince tutuklanmasıyla başlayarak bir buçuk milyon Ermeni bir imha harekatı dahilinde sınır dışı edildi, katledildi ya da ölüme yürütüldü.
* Bu açıklamayı suçlamak için olanların asla tekrarlanmaması için yapıyoruz.
* ‘Meds Yeghern' (Büyük Felaket) kurbanlarının önünde saygıyla eğiliyoruz ki olup bitenlerin korkunçluğu tarihte kaybolup gitmesin. Olup bitenleri unutmuyoruz ki nefretin her biçiminin yıkıcı etkisine karşı her daim tetikte kalalım.
* Amerikan halkı 106 yıl önce bugün başlayan soykırımda hayatını kaybeden tüm Ermenileri saygıyla anıyor.
ÇAVUŞOĞLU’NDAN TEPKİ...
Biden’ın açıklamasının ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şunları belirtti:
* “Sözcükler tarihi değiştiremez, yeniden yazamaz.”
* Tarihimiz hakkında kimseden ders alacak değiliz. Siyasi fırsatçılık barış ve adalete karşı en büyük ihanettir.
* Tek dayanağı popülizm olan bu açıklamayı tümüyle reddediyoruz. #1915Olayları
DÜN ERDOĞAN İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ...
20 Ocak'ta ABD Başkanlık koltuğuna oturan Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bir süredir beklenen telefon görüşmesi dün gerçekleşmişti.
BIDEN, ERDOĞAN’A SÖYLEMİŞTİ...
ABD Başkanı Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin konuşmasında ‘soykırım’ diyeceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylediği belirtilmişti.
Göreve gelmeden önce “Sözde Ermeni soykırımını tanıyacağım” diyen ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan'da bu sözünü tutacağı açıklanmıştı. Söz konusu açıklama ‘iki ülke ilişkilerine zarar verecek bir adım’ olarak yorumlanmıştı.
OBAMA VE TRUMP BÜYÜK FELAKET DEMİŞTİ
Demokrat Partili ABD Başkanı Obama ise başkanlık kampanyası boyunca 1915 olayları ‘soykırım’ olarak tanıyacağını söylese de başkanlığı döneminde bu tutumdan kaçındı.
Trump da başkanlığı boyunca selefi Obama gibi ‘soykırım’ ifadesini kullanmayarak açıklamasında olayları tanımlamak için ‘büyük felaket’ anlamına gelen ‘Meds Yeghern’ ifadesini kullanmıştı.
ABD başkanları, Bill Clinton döneminden bu yana her yıl 24 Nisan’da benzer açıklamalar yapıyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 277339
Düzce'de şehir merkezinde motosikletiyle kağıt toplayan Ramazan D.'ye hem kısıtlama nedeniyle hem de ehliyeti olmadığı gerekçesiyle idari işlem uygulandı...
Toplamda 5 bin 850 TL ceza kesilen Ramazan D. 6 aylık bebeği olduğunu söyleyerek polislere ceza kesmemeleri için adeta yalvardı.
BİR İŞGÜZAR POLİS,HALKI POLİSTEN SOĞUTMAMALI...
Alanya Güneşi Gazetesi olarak diyoruz ki; devletin her kademesinde çalışan polis-asker-öğretmen,vergi memuru,savcı-hakim vs...
Sizler maaşlarınızı bu milletin bireylerinin alınteri ile alıyorsunuz.Millet devleti ve organları ile vardır. Ve sizler bu milletin huzuru için varsınız. Elbette kanunsuz iş ve kişilere geçit vermemelisiniz ama işinizi yaparken,insiyatif almalı,aklınızı ve vicdanınızı da mesleğiniz ile beraber kullanmalısınız.Tıpkı bu haberimizde ki olay gibi.
Böyle gariban insanlara büyük cezalar yazmak ve rencide etmek,mağdur etmek mesleğinizi yaptığınız anlamına gelmediği gibi,bu gariban insanlarında polisimizden soğumasına ve hatta nefret etmesine sebebiyet verir.
Bazı cezalar telkin ve uyarı ile olursa,o toplumda kişiler ve kurumlar arasında sevgi bağı güçlenir...
5 bin 850 lira ceza kesilen kağıt toplayıcısı polise çaresizce yalvardı: Yok ağabey yok. Ne yapalım?
Düzce'de Cumartesi günü kısıtlama nedeniyle denetim yapan polis ekiplerinin durdurduğu ehliyetsiz motosiklet sürücüsü, ceza yememek için dakikalarca gözyaşı döktü.
Kağıt toplayıcısı olduğu öğrenilen motosiklet sürücüsüne sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal etmek ve ehliyetsiz araç kullanmaktan toplamda 5 bin 850 TL para cezası kesildi.
Ramazan D.'nin bağlanan motosikleti ise Yediemin otoparkına götürüldü.
Kağıt toplayıcısının ceza yememek için gözyaşı döktüğü anlarda çekilen görüntü sosyal medyada gündem oldu.
Ceza yememek için dakikalarca polis ekiplerine yalvaran vatandaş, kağıt toplayıcısı olduğunu ve 6 aylık bir bebeğinin olduğunu söyledi.
Yerel Öncü TV ekranlarından paylaşılan görüntüde, Ramazan D. gözyaşları içinde polis ekiplerine, “Evim kira, 6 aylık oğlum var, yapmayın. Yok ağabey yok. Ne yapalım? Ne olur Allah aşkına, Peygamber aşkına, elinizi ayağınızı öpeyim yapmayın kurban olduğum. Mübarek gün neden böyle yapıyorsunuz?” diye seslendi, ceza kesmemeleri için yalvardı.
Polis memuru ise kanunları uyguladığını belirterek, “Şehir merkezine gelme hemşerim. Ara sokaklara gitsene, şehir merkezinde ne geziyorsun, burada şimdi? Elimizi ayağımızı öpme, niye elimizi ayağımızı öpüyorsun? Biz yapmıyoruz kanun yapıyor. Kanunları uyguluyoruz hemşerim biz. Kafamıza göre bir şey yapmıyoruz. Biz kanunları uyguluyoruz” diye konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 362444
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kısa Çalışma Ödeneği Nisan, Mayıs ve Haziranı kapsayacak şekilde sürecek" dedi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm sektörler için geçerli olmak üzere Nisan, Mayıs, Haziranı kapsayacak şekilde kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) uygulamasının devam ettirileceğini açıkladı. Erdoğan, turizm sektöründe de Mayısta sona erecek KDV indirimlerinin haziran sonuna kadar devam edeceğini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdoğan, Turizm Haftası dolayısıyla turizm sektörü temsilcilerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Toplantımız esnasında sektör temsilcilerimizin talepleri doğrultusunda tüm sektörler için geçerli olmak üzere Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayacak şekilde kısa çalışma ödeneği uygulamasına devam edilme kararı aldık. Ayrıca turizm sektöründe Mayıs sonu sona eren KDV indirimlerinin haziran sonuna kadar devam etmesinin de yararlı olacağını değerlendirdik ve bu konuda karar aldık.”
İş dünyası ve sendikalardan, kısa çalışma ödeneği uygulamasının devam etmesi çağrısı gelmişti.
MART AYINDA 1 MİLYON 139 BİN KİŞİ KISA ÇALIŞMA ÖDEMESİ ALMIŞTI...
2021 yılı Mart ayında, önceki dönemde ödemesi devam edenlerle birlikte toplamda 1 milyon 139 bin 743 kişi için İşsizlik Sigortası Fonu'ndan toplam 1 milyar 750 milyon TL'lik kısa çalışma ödemesi yapılmıştı.
Aynı dönemde, önceki dönemde ödemesi devam edenlerle birlikte 723 bin kişiye toplamda 959 milyon TL'lik nakdi ücret desteği ödemesi yapıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214068
Alanya Belediyesi Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi Engelsiz Sanat Atölyesi’nde engelli bireylerin uğraş vererek işlediği renk renk su kabağı lambaları, Alanya’nın cazibe merkezi haline gelen Kabak Sokağı’nda yeniden hayat buldu. Sokağı aydınlatan rengârenk yüzlerce kabak, fotoğraf tutkunu turist ve vatandaşların ilgi odağı haline geldi...
Alanya Belediyesi tarafından sosyal sorumluluk projesi olarak başlatılan Alanya’da yaşayan engelli bireylerin hayata adaptasyonun sağlanması ve sosyal hayata dâhil edilmesi amacı taşıyan Kabak Sokağı projesi yaz turizm sezonu öncesi yeniden hayat buluyor. Alanya Belediyesi Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi ile Kent Estetiği Kurulu’nun işbirliğinde başlatılan proje kapsamında Engelsiz Sanat Atölyesi’nde eğitim alan 20 engelli birey tarafından hazırlanan 1650 kabakla oluşturulan sokak yerli ve yabancı birçok turist için cazibe noktası haline gelirken fotoğraf tutkunlarının da ilgi odağı oldu.
“BAŞKANIMIZ HASSASİYETLE YAKLAŞIYOR”...
Engelsiz Sanat Atölyesi el sanatları öğretmeni Ayşegül Macar Koçak, engelli bireylerle çeşitli faaliyetler yürüttüklerini söyledi. Koçak, “Burada çok büyük bir emekle 2019 yılında 650 kabağı sergiledik. Devamında 1650 kabakla sokağımız genişlettik. Farklı engelli grubundaki arkadaşlarımızla bu faaliyeti yürütüyoruz. Alanya Belediye Başkanımız Adem Murat Yücel, tasarım sokaklara çok önem veriyor. Dolasıyla bu projenin de engelli bireylerle yürütülmesini istedi” dedi.
“HER KESİMİN CAZİBE MERKEZİ OLDU”...
“Projeye başladığımızda onların adaptasyonunu sağlamak için ön hazırlıklar yaptık” diyen Koçak, “Her bir engelli bireyi farklı bir sanat alanında geliştirdik. Kabağın işlenmesi, çizimi, boyanması ve boncuk takılması gibi çalışmaların farklı alanlarında öğrencilerimizi geliştirdik. Sonuç olarak ortaya çok güzel bir proje çıktı. Bu sokak Alanya’nın turizm kenti olmasından dolayı gelen misafirlerimizin, yerli halkımızın fotoğraf çekim noktası haline geldi ve cazibe merkezi oldu. Biz bu durumdan çok memnunuz ve kaldığımız yerden projemize devam edeceğiz” diye konuştu.
“HEDEFİMİZ PROJEYİ DAHA DA İLERİYE TAŞIMAK”...
Sokağın oluşmasında emek verenlerden, yaklaşık 16 yıl önce yüksekten düşme sonucu omurilik felci olan Baykal Görgülü, bu projenin bir parçası olduğundan dolayı çok mutlu olduğunu belirtti. Görgülü, “Alanya Belediyemizin başlatmış olduğu bu projeyi atölyemizde birçok engelli kardeşimizle icra ediyoruz. Çalışlarımız sürüyor ve projeyi daha da ileriye götürmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Yaklaşık 2 bin engelli birey kaydı bulunan Alanya Belediyesi Engelli Koordinasyon Merkezi'ndeki atölyede el sanatları öğretmeni eşliğinde, yağlı boya, filografi, ipek kozası, çini, çömlek, ahşap boyama, ebru sanatı gibi birçok alanda da kurslar yer alıyor.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 463385
Emniyet duyurdu: Pandeminin vurduğu vatandaşa maske cezası mesajı...
Pandemi ile birlikte vatandaşlar bir taraftan hastalıkla mücadele ederken bir taraftan da dolandırıcılarla mücadele ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan son uyarıda 'maske cezası mesajı' ile vatandaşların dolandırıldığı belirtildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, pandemi sürecinde vatandaşların maske cezası mesajı ile dolandırıldığını açıkladı. Emniyet sosyal medya hesabından duyurduğu yöntemde dolandırıcıların vatandaşlara haklarında "maske cezası" kesildiğine dair ifadeler içeren kısa mesajlar gönderdiğini belirtti. Bağlantı linkine tıklanması durumunda dolandırıcıların devreye girdiği konusunda vatandaşlar uyarıldı.
İŞTE MASKE CEZASI MESAJI İLE DOLANDIRICILIĞIN YÖNTEMİ...
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının, güvenli internet kullanımı için vatandaşlara rehberlik amacıyla başlattığı SİBERAY programının sosyal medya hesaplarından yeni dolandırıcılık sistemine ilişkin bilgilendirme yapıldı.
Dolandırıcılar tarafından son günlerde cep telefonlarına "Sayın vatandaşımız hakkınızda Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi kapsamında 985 TL maske cezası uygulanmıştır." ifadeleri ile bağlantı linkinin yer aldığı mesaj gönderildiği aktarılan paylaşımda, bu tür mesajın gelmesi halinde bağlantı linkine tıklanmaması uyarısında bulunuldu.
Paylaşımda, "Dolandırıcıların oltasına düşmeyelim. Güvenilirliğinden emin olmadığımız bağlantılara tıklamayalım. Güvenilir bilgi için resmi kaynakları takip edelim." ifadeleri yer aldı.
PEKİ MASKE CEZASI SORGULAMASI NASIL YAPILIR? İŞTE E-DEVLET'TE MASKE CEZASI SORGULAMA...
Maske cezası sorgulama işlemi için E-Devlet şifresinin olması veya internet vergi dairesi kullanıcı kaydının bulunması yeterli olmaktadır. İnteraktif vergi dairesi dışında vergi dairelerine giderek de sorgulanabilen maske cezası, 900 TL'den başlamaktadır. Bahsi geçen kanun maddesi şu şekildedir;
“Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılmasına, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılacağı hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 218048
Irak'ın kuzeyindeki Başika üs bölgesine yönelik saldırıda şehit olan Topçu Uzman Çavuş Hacı Halil Kızılay, memleketi Malatya'da defnedildi...
Şehit Kızılay'ın (33) cenazesi, Şırnak'tan askeri helikopterle Malatya'nın Hekimhan ilçesine bağlı Dursunlu Mahallesi'ndeki babaevine getirildi.
Helallik alınması sonrası ilçe merkezindeki Sakarya İlkokulu bahçesine getirilen şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, askerlerin omuzlarında katafalka konuldu.
Şehidin eşi Hatice, 3 yaşındaki kızı Sedef, babası Cumali, annesi İnayet ile yakınları törende gözyaşı döktü.
Burada şehidin eşi tabuta sarılarak "Seni hiç bırakmayacağım." dedi.
İl Müftüsü Veysel Işıldar tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından omuzlarda taşınan şehidin naaşı, ilçedeki şehitlikte toprağa verildi.
Cenaze törenine şehidin ailesi ve yakınlarının yanı sıra 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Malatya Valisi Aydın Baruş, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, İl Jandarma Komutanı Albay Necmi İnce, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, belediye başkanları ve çok sayıda kişi katıldı.
Irak'ın kuzeyinde bulunan Başika üs bölgesine dün düzenlenen roketli saldırıda Topçu Uzman Çavuş Hacı Halil Kızılay şehit olmuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 312596
Ankara'da ofisinin balkonuna "128 milyar dolar nerede?" pankartı asan avukat Gonca Aytaş'ın kapısını polisler çaldı. Aytaş, "Hangi kanunda yazıyor? Balkon benim. İster çamaşır asarım, ister pankart" diyerek, polisleri geldikleri gibi gönderdi...
Türkiye’nin dört bir yanına asılan “128 milyar dolar nerede?” yazılı afişlerin toplatılmasına tepkiler büyüyor. Ankara Çankaya'da avukatlık ofisinin balkonuna sözkonusu pankartlardan asan avukat Gonca Aytaş, kapıya gelen polislerin “indirin” talebine, “Hangi kanunda yazıyor? Balkon benim. İster çamaşır asarım, ister pankart” diye cevap verdi.
“Burası benim özel mülküm, arama da yapamazsınız” diyerek polis ekibini geri gönderen Gonca Aytaş, basına yaptığı açıklamada şunları söyledi:
– Dün akşam saatlerinde pankartı ofisime astım. Gece herhangi bir müdahale olmamış. Sabah polis geldi, “Pankartı kaldırın, yasak” dedi. “Hayır, yasak değil, burası benim balkonum. İster çamaşır asarım, istersem pankart asarım, kimseyi ilgilendirmiyor” dedim. Müdahale edeceklerini soylediler.
– “Burası özel mülk, buyurun müdahale edin” dedim ve “İçeri bile giremezsiniz, burası avukatlık bürosu” diye ekledim. “Pankart asmak suç” dediler. “Ben avukatım, hangi kanunun, hangi maddesi?' diye sordum. “Kabahatler Kanunu” diye cevap verdi. Hangi maddesi deyince de cevap veremediler. Merkezi aradı, “Çıkın gelin” talimatı üzerine gittiler. Sonuç: Pankart duruyor ama para yok. Korkmayın asın her yere.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 153624
Eski Başbakan ve TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut 86 yaşında hayatını kaybetti...
Eski Başbakan ve TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut, geçen yılın Kasım ayında kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde uzun süre tedavi gören Yıldırım Akbulut, bugün hayatını kaybetti.
Başbakanlık ve Anavatan Partisi Genel Başkanlığı görevini 1989–1991 yılları arasında sürdüren Yıldırım Akbulut, 1987–1989 ve 1999–2000 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı görevini üstlenmişti.
ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMA...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Eski Başbakan ve TBMM Başkanımız, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi, değerli devlet adamı Yıldırım Akbulut’un vefatı bizleri derinden üzdü. Merhum Yıldırım Bey’e Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandı.
ŞENTOP: TEESÜRLE ÖĞRENDİM...
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, başsağlığı mesajında, “Eski Başbakan ve TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Yıldırım Akbulut’un vefatını teessürle öğrendim. Allah’tan kendisine rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekanı cennet olsun” dedi.
İLETİŞİM BAŞKANI ALTUN’DAN TAZİYE...
İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Twitter’daki paylaşımında, “47’nci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı, TBMM eski başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Sayın Yıldırım Akbulutun vefatını büyük bir teessürle öğrendim. Merhuma Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun” dedi.
ESKİ BAŞBAKAN YILDIRIM AKBULUT KİMDİR?
Yıldırım Akbulut, 15 Kasım 1935 tarihinde Erzincan’da doğdu. Babasının PTT memuru olması nedeniyle ilkokulu Eskişehir’de, ortaokulu Samsun’da, liseyi ise Erzican’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve serbest avukatlık yaptı.
Akbulut, Adalet Partisi Erzincan il başkanlığı yaptı. Mayıs 1983 tarihinde Anavatan Partisinin (ANAP) kurucuları arasında yer aldı ve ilk defa 1983 Türkiye genel seçimlerinde ANAP Erzincan milletvekili olarak meclise girdi. 26 Ekim 1984 – 6 Eylül 1987 tarihleri arasında Turgut Özal tarafından kurulan 45. Türkiye Hükûmeti’nde İçişleri Bakanı olarak yer aldı. 1987 Türkiye genel seçimleri’nde tekrar ANAP Erzincan milletvekili olarak meclise girdi ve 1987 yılında yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçiminin üçüncü turunda 431 üyeden 250’sinin oyuyla TBMM Başkanı seçildi ve bu görevini 9 Kasım 1989 tarihine kadar sürdürdü.
Turgut Özal’ın 1989 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından aynı yıl Akbulut başkanlığında 47. Türkiye Hükûmeti kuruldu. 17 Kasım 1989’daki ANAP I. Olağanüstü Kongresi Turgut Özal’dan boşalan genel başkanlığa Akbulut’u getirdi. 15 Haziran 1991 tarihinde gerçekleştirilen ANAP Kongresi’nde Mesut Yılmaz’a karşı yenilerek genel başkanlık ve başbakanlıktan ayrıldı.
1992 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın istemiyle 17 arkadaşıyla birlikte ANAP’tan istifa etmiş, ancak bir süre sonra partiye döndü.
18 Nisan 1999 seçimlerinin ardından mayıs ayında yapılan TBMM Başkanlığı seçimlerini kazanıp 2000 yılına kadar TBMM Başkanlığı’nı sürdürdü. 2000 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmuş ancak adaylığını 2. turun ardından geri çekmiştir. 2002’de ANAP’tan istifa eden Akbulut, aynı yıl yapılan genel seçimlerde Doğru Yol Partisi’nden (DYP) İstanbul milletvekili adayı oldu, ancak DYP’nin barajı geçememesi nedeniyle seçilemedi.
Anayasa Mahkemesi eski üyelerinden Samia Akbulut’la evli olan Akbulut 3 kız çocuğu babası. 17., 18., 19. Dönem Erzincan ve 21. Dönem Ankara milletvekili oldu. Turgut Özal Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanıdır.
Son dönemde Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi görevini yürütüyordu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 310816
Türkiye'de rekor kıran corona virüsü vaka sayıları ve can kayıplarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine toplantısından kısmi kapanma kararı çıktı. Kararın ardından İçişleri Bakanlığı, kısmi kapanmanın nasıl olacağına ilişkin genelge yayınladı...
Kabine toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayının ilk iki haftasında kısmi kapanma kararı alındığını duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine corona virüsü tedbirleri kapsamında “Kısmi Kapanma” konulu genelge gönderdi.
İçişleri Bakanlığı’nın kısmi kapanma genelgesiyle, Ramazan ayı süresince iftar saati ve hemen öncesinde oluşabilecek pide kuyrukları ve yoğunluğun oluşturacağı riskin önlenmesi amacıyla fırınlardaki özel sipariş üretimi de dahil pide ve ekmek üretimi iftardan 1 saat önce sonlandırılacak ve iftar saatine kadar sadece satış yapılabilecek. İftardan sonra fırınlarda üretim, satış ve diğer hazırlık işlemlerine devam edilebilecek.
HAFTA İÇİ VE HAFTA SONU SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI...
Genelgenin devamında şu ifadeler yer aldı:
1. Hafta içerisinde yer alan günlerde (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma) 19.00-05.00 saatleri arasında, hafta sonları ise Cuma günleri saat 19.00’da başlayıp, Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayacak ve Pazartesi günleri saat 05.00’de tamamlanacak şekilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
1.1- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla belirtilen Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacak.
– Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler, daha önce illerimize gönderilen genelgemizle açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedenine ve buna bağlı olarak zaman ve güzergah ile sınırlı olup, aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecek.
– Öte yandan yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsayacak. İkamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar, sokağa çıkma kısıtlamalarına tabi olacak.
1.2- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu Cumartesi ve Pazar günleri market, bakkal, manav, kasaplar ve kuruyemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek. 65 yaş ve üzeri ile 18 yaş altında bulunanlar hariç, zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilere gidip gelebilecek. Aynı saatler arasında market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabilecek.
1.3- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu Cumartesi ve Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacak. (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilecek.).
RAMAZAN AYINDA UYGULANACAK TEDBİRLER...
65 yaş ve üzeri ile 18 yaş altında bulunanlar hariç ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebilecek.
– Ramazan ayı süresince iftar saati ve hemen öncesinde oluşabilecek pide kuyrukları ve yoğunluğun oluşturacağı riskin önlenmesi amacıyla fırınlardaki özel sipariş üretimi de dahil pide ve ekmek üretimi iftardan 1 saat önce sonlandırılacak ve iftar saatine kadar sadece satış yapılabilecek. İftardan sonra fırınlarda üretim, satış ve diğer hazırlık işlemlerine devam edilebilecek.
– Fırın ve unlu mamul ruhsatlı işyerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, ekmek dağıtım araçlarıyla sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacak.
1.4- Sokağa çıkma kısıtlamasındaki sürelere uymak için tüm işyerlerinin (istisna getirilenler hariç) çalışma saatleri hafta içi günlerde 07.00-18.00 saatleri arası olarak belirlenecek. Zincir marketler ise saat 10.00’da açılacak.
2. Hafta içi günlerde; 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız 10.00-14.00, 18 yaş altı gençler ve çocuklarımız ise 14.00-18.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek olup, bu saat aralıkları dışında sokağa çıkmayacak.
Hafta içi/hafta sonu ayrımı olmaksızın 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocuklarımızın şehir içi toplu ulaşım araçlarını (metro, metrobüs, otobüs, minibüs, dolmuş vb.) kullanmalarına müsaade edilmeyecek.
Milli Eğitim Bakanlığınca yüz yüze eğitimin devamına karar verilen sınıf seviyeleri ile destekleme ve yetiştirme kursları/takviye kurslarında eğitim gören 18 yaş altı gençlerimiz, durumlarını belgelendirmeleri şartıyla toplu ulaşım araçlarından istifade edebilecek.
3. Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde (hafta içi ve hafta sonunda) zorunlu haller dışında vatandaşlarımızın toplu ulaşım vasıtaları dışında şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecek.
KISITLAMADAN KİMLER MUAF TUTULACAK?
3.1- Herhangi bir zorunlu hali bulunmayan kişilerin sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki şehirlerarası seyahatleri ancak toplu ulaşım araçları (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) kullanılmak suretiyle mümkün olacak. İşi ile ilgili illiyetini belgeleyen toplu ulaşım araçlarının görevlileri ile şehirlerarası seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ile ibraz eden kişiler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacak.
3.2- Zorunlu Haller Sayılacak Durumlar;
Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat edecek olan (en fazla 8 kişi),
Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
ÖSYM tarafından ilan edilen ve diğer merkezi sınavlara katılacaklar ve refakatçileri,
Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
Belirtilen bu durumların varlığı halinde toplu ulaşım araçlarıyla veya İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden ya da Valilik/Kaymakamlıklara doğrudan başvuru yoluyla Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla seyahat edebilecek.
3.3- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki şehirlerarası seyahat kısıtlamasının etkinliğinin artırılması amacıyla şehirlerin tüm giriş ve çıkışlarında (iller arası koordinasyon sağlanmak kaydıyla) kontrol noktaları oluşturulacak. Özel araçlarla seyahat edenlerin muafiyet kapsamında olup olmadıkları muhakkak tetkik edilecek ve geçerli bir mazereti/muafiyeti bulunmayan kişilerin şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecek.
KAPATILAN YERLER...
4. 16 Mayıs 2021 Pazar günü saat 24.00’e kadar yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane, tatlıcı gibi yerler) işyerlerinin iç veya dış alanlarında masada müşteri kabul edemeyecek.
Bu süre içerisinde yeme-içme yerleri hafta içi günlerde 07.00-19.00 saatleri arasında gel-al ve paket servis, saat 19.00’dan sahur vaktine kadar sadece paket servis, Cumartesi ve Pazar günleri ise sabah 10.00’dan sahur vaktine kadar sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterebilecek.
Aynı şekilde online yemek sipariş firmaları hafta içi ve hafta sonlarında saat 10.00’dan sahur vaktine kadar evlere/adrese paket servis şeklinde satış yapabilecek.
5. Aşağıda belirtilen işyerlerinin faaliyetlerine 17 Mayıs 2021 Pazartesi gününe kadar geçici olarak ara verilecektir.
– Halı saha, yüzme havuzu, spor salonu, güzellik merkezi/salonları, hamam ve saunalar, lunaparklar ve tematik parkları,
– Kahvehane, kıraathane, kafe, dernek lokali, çay bahçesi gibi yerler,
– İnternet kafe/salonu, elektronik oyun yerleri, bilardo salonu gibi yerler.
Çay ocakları ise masa, sandalye/taburelerini kaldırmak ve sadece esnafa servis yapmak kaydıyla faaliyetlerine devam edebilecek.
6. 17 Mayıs 2021 tarihine kadar sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatiflerin genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinliklerine izin verilmeyecek.
7. Evlendirme işlemlerinin gerçekleştirilmesine devam edilmekle birlikte nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, 17 Mayıs 2021 tarihinden itibaren yapılabilecek. Bu süreye kadar herhangi bir şekilde nişan, kına, tören, merasim, düğün yapılmasına müsaade edilmeyecek.
8. Şehir içi toplu ulaşım araçlarında;
– Oturma kapasitesi % 50 ile sınırlandırılacak,
– Minibüs/midibüsler ile koltuk kapasitelerinde herhangi bir seyreltme ve kaldırılma yapılmayan otobüsler gibi iç hacim bakımından fiziki mesafe kurallarının uygulanamayacağı şehir içi toplu ulaşım araçlarında ayakta yolcu alınmasına müsaade edilmeyecek,
– Bunların dışında kalan raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüsler gibi ayakta yolcu taşıma ağırlıklı toplu ulaşım araçlarında; fiziki mesafe kurallarına aykırı olmayacak şekilde hangi oranda/sayıda ayakta yolcu alınabileceği il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından tespit edilecek.
Raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüslerde ayakta alınabilecek yolcu sayısını belirtir levha/tabela herkesin görebileceği şekilde asılacak ve ayaktaki yolcuların durabileceği yerler fiziki olarak işaretlenmek suretiyle belirlenecek.
9. Huzurevi, yaşlı bakımevi, rehabilitasyon merkezi, çocuk evleri gibi sosyal koruma/bakım merkezlerinde 17 Mayıs 2021 tarihine kadar ziyaretçi kabul edilmeyecek.
10. Turistik tesisler dahil tüm konaklama tesislerinin (otel, motel, apart otel, pansiyon vb.) içerisinde bulunan yeme-içme yerleri, sadece konaklamalı müşterilerle sınırlı olmak ve aynı masada en fazla 2 kişiye servis açılmaması kaydıyla hizmet verebilecek.
Konaklama tesislerinde kesinlikle toplu iftar organizasyonları yapılmayacak.
Daha önce illere gönderilen genelgeler doğrultusunda konaklama tesislerinin denetimleri etkin şekilde sürdürülecek, sahte rezervasyon başta olmak üzere her türlü kötüye kullanımın önüne geçilecek.
11. Çeşitli işyerleri tarafından açılış nedeniyle veya belirli gün ya da saatlere özgü yapılan indirim uygulamaları kontrolsüz şekilde kalabalıkların oluşmasına neden olabilmekte.
Bu sebeple işyerleri tarafından açılış nedeniyle veya belirli gün ya da saatlere özgü genel indirim uygulamalarının yerine yoğunluğun önüne geçilebilmesi için en az bir hafta sürecek şekilde uzun periyodlarla indirim uygulamaları yapılacak.
12. Cumhurbaşkanlığının 2021/8 sayılı Genelgesi doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında uzaktan ve/veya dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemlerinden azami düzeyde istifade edilecek. İdari izin kapsamındaki personele (hamile çalışanlar, süt izni kullananlar, 10 yaş ve altında çocuğu olan kadın çalışanlar, engelli çalışanlar, 60 yaş üzerindeki personel, kronik rahatsızlığı bulunanlar) kolaylık gösterilecek ve kamuda mesai saatlerinin başlangıç ve bitiş saatlerinin 10.00-16.00 olarak uygulanması sağlanacak.
Çalışma koşulları, şartları ve imkanları uygun olan özel sektör firmalarında da esnek çalışma yöntemlerine geçilmesi teşvik edilecek.
13. Daha önce illere gönderilen genelge ile tüm kara, deniz ve hava sınır kapılarımızdan 15 Nisan 2021 tarihine kadar ülkemize giriş yapmak isteyen kişilerden son 72 saat içerisinde yapılmış negatif SARS-CoV-2 PCR testi sonucu ibrazı zorunluluğu 31 Mayıs 2021 tarihine kadar devam ettirilecek.
Negatif SARS-CoV-2 PCR testi sonucu ibraz edemeyen kişilere uygulanacak karantina koşullarına ilişkin iş ve işlemler daha önceden yayımlanmış olan genelgelerimize göre yerine getirilecek.
Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınacak. Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307650
Kapalıçarşı’da toptan altın satışı yapan bir firmanın Ege Bölgesi satış temsilcisi Erman C.’nin yaklaşık 10 kilogram altını çalarak sırra kadem bastığı iddia edildi...
İddiaya göre, bahsi geçen olay 31 Mart tarihinde Erman C.’nin satışa götürdüğü altın çantası ile Bornova alt geçidinde şirket aracının GPS’ini sökmesi ile başladı. Yaklaşık iki saat sonra tekrar GPS’i yerine takan C., şirket aracını arkadaşı Samet A.’nın evinin önüne park ederek on kilo altının bulunduğu çanta ile 00.00 saatinde Bornova’da bir otele gitti. Otelde iki kadınla eğlendikten sonra 04.00 sularında yanında bulunan yaklaşık 10 kilo altınla otelden ayrıldı.
3 milyon 300 bin TL’lik zarar...
Çalışanının Ege Bölgesine satış yapmak için gittiğini söyleyen Firma sahibi Fatih Demireller, “3 milyon 300 bin TL’lik kaybımız var. Planlı bir şekilde her şeyi hazırlayıp ortadan kayboldu.” dedi.
1 Nisan tarihinden beri kendisine ulaşılamayan Erman C., son dönemde Kapalıçarşı’daki firmalarda yaşanan en büyük yolsuzluğun baş aktörü olarak anılıyor.
Firma sahibi Demireller, İzmir Emniyetine şikayette bulunurken, “Yine de başına bir iş gelmesinden ve hayatından endişe ediyoruz. En kısa zamanda kendisine ulaşmayı ya da ulaşanların emniyete haber vermelerini rica ediyoruz. Zararımız çok büyük iflasın eşiğine gelmek üzereyiz. Yardım bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 181832
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sarıyer’de bir minibüs durağına uğradığı ziyarette, minibüs şoförleri sorunlarını dile getirdi. Minibüsçü İbrahim Gülsoy, "Biz sözünü bekliyoruz, yapacak bir şeyimiz kalmadı. Arabaları satacak duruma geldik” ifadelerini kullandı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, programlarına bugün İstanbul’da devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duraklarından biri de Sarıyer oldu. DHA’da yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i bugün kabul edecek. Erdoğan, Üsküdar Kısıklı'daki konutundan Tarabya'da bulunan Huber Köşküne geçerken, yol üzerinde bulunan minibüs durağına uğradı. Erdoğan burada bir süre minibüs şoförleri ile sohbet etti. Erdoğan, daha sonra Huber Köşkü'ne geçti.
“SIKINTILARIMIZ VARDI, ŞİKAYETLERİMİZİ ANLATTIK”...
Erdoğan ile görüşmelerini anlatan minibüs şoförü Veli Satır, "Sıkıntılarımız var. Derdimizi, şikayetimizi anlattık. Yardımcı olacağına söz verdi. Söz verdi bize. Tevfik başkanımızla, toplantıları var yarın. Ona göre biz sıkıntılarımızı yazıp vereceğiz, yardımcı olacağını söyledi." dedi.
“ARABALARI SATACAK DURUMA GELDİK”
Bir diğer minibüsçü İbrahim Gülsoy, "Biz sözünü bekliyoruz, yapacak bir şeyimiz kalmadı. Arabaları satacak duruma geldik. Nasıl kurtulacağız bilmiyoruz. Çare arıyoruz. Cumhurbaşkanımız ilgileneceğini söyledi. İnşallah ilgilenir. İlgilenmezse minibüs piyasasını kaldıracaklar. İETT ile rekabet yapamıyoruz, yaptırmıyorlar diye konuştuk. Cumhurbaşkanımız bizimle ilgileneceğini söyledi. Kendisi not aldı sağ olsun" diye konuştu. Muhsin Acar ise, "Taksi dönüşümünde yardımcı olacağını, ilgileneceğini söyledi. Bu şekilde sözler aldık." şeklinde konuştu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Yeni Çağ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214847
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çatalca’da esnaf ziyaretleri gerçekleştirip, mevsimlik çiçek üretimi yapan köylü kadınlarla seralarda bir araya geldi. Kırsalı ve üretimi her anlamıyla destekleyeceklerinin altını çizen İmamoğlu, “Biz, insanların arasında gönül bağını iyi kurarsak, onlara üretimde yol gösterirsek, çok güçlü bir İstanbul kırsalı var ederiz. Kırsalı yok etmeye çalışanlara karşı, bu mücadelemiz çok önemli. Biz, bu memleketin topraklarında üretim olsun istiyoruz. Bu memleketin topraklarına, saçma sapan beton kanallar yapılsın istemiyoruz” dedi...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, perşembe mesaisinin öğleden sonraki bölümünü, kentin kırsal bölgelerinden Çatalca ilçesine ayırdı. İlk olarak Ferhatpaşa Mahallesi’ndeki Çakıl Kavşağı düzenleme inşaatında incelemelerde bulunan İmamoğlu, daha sonra Hamamönü esnafına ziyaretler gerçekleştirdi. Esnafla sohbet eden İmamoğlu, vatandaşlardan gelen sorunları dinledi. Aynı mahalledeki İSKİ Hizmet Binası inşaatında da incelemelerde bulunan İmamoğlu, yetkililerden bilgi aldı. İmamoğlu’nun ilçedeki son durağı, Kızılcaali Köyü oldu. İmamoğlu, köyde; Çatalca Ziraat Odası ile İBB iştiraki Ağaç ve Peyzaj A.Ş. iş birliğiyle sürdürülen sosyal sorumluk projesi kapsamında, mevsimlik çiçek üretimi yapılan seraları ziyaret etti.
“FIRSAT VERİLİRSE KÖYLÜMÜZ GERÇEKTEN ‘EFENDİ’ OLUR”
Çatalca Ziraat Odası Başkanı Seyit Çetin ile Ağaç ve Peyzaj A.Ş. Genel Müdürü Ali Sukas’ın eşlik ettiği İmamoğlu, üretime katılan kadın çalışanlarla renkli sohbetler gerçekleştirdi. Çatalca ziyaretini kadın çalışanların yanında değerlendiren İmamoğlu, “Bugün Çatalca’dayız. Köylerimizi de geziyoruz. Keyifli bizim için. Niye? Çünkü üreten köylüyle burada bir aradayız” dedi. “Köylünün kırsalda üretmesi, aynı zamanda şehirle yan yana yaşaması, oradaki hayatı sağlıklı yapar, canlı tutar, birbirini destekler” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Burada çok güzel bir iş birliği başladı. Kurumumuzun peyzaj konusunda uzman birimi olan Ağaç A.Ş., burada köylülerimizle, Ziraat Oda’mızla bir arada bir iş üretti. İhtiyacı olan bitkilerin, çiçeklerin burada yetiştirilmesi… Yarın farklı bitkilerin üretilmesinde de talepleri var. Genel Müdürümüzle konuşacağız, o konuya hassasiyet göstereceğiz. Buradaki başkanlarımız der ki; başka köylerin de bu işte etkin olmasını istiyoruz. Demek ki, potansiyeli artırmamız lazım. Görünüyor ki; İstanbul’da köylerimize fırsat verildikçe, sadece bu şehir için üretim yapsa buranın kırsalı, gerçekten ‘efendi’ olur. ‘Köylü milletin efendisidir’ sözü, Atatürk tarafından boşuna söylenmiş bir söz değildir. Güçlü bir sözdür. Karakter açısından, yüz yıllar da geçse etkisinin ve öneminin geçmeyeceği bir sözdür. Çünkü, üretim olmazsa, insanlar beslenmezse, üretimi çağın koşullarına göre yapmazsanız gerçekten toplumu, milleti mutlu edemezsiniz.”
“KADINLARIN ÜRETİMİN İÇİNDE OLMASI BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR”
Yapılan iş birliğinin herkesi mutlu ettiğini vurgulayan İmamoğlu, “Daha güzeli; kadınlar memnun. Kadınların üretimin içinde olması ve bu üretimle mutluluklarını görmek, beni çok çok mutlu ediyor. Çiçekleri kendi elleriyle dikince de İstanbul’un daha güzel olacağını şimdiden görüyorum. Ellerine, emeklerine sağlık. Hatta ablalarımız diyor ki, ‘Bize yetmez.’ ‘Bize daha çok çeşit versinler. Tüm köylerimize bunu yayalım’ diyorlar. Bizim isteğimiz bu. Biz, insanların arasında gönül bağını iyi kurarsak, onlara üretimde yol gösterirsek, çok güçlü bir İstanbul kırsalı var ederiz. Kırsalı yok etmeye çalışanlara karşı, bu mücadelemiz çok önemli. Biz, bu memleketin topraklarında üretim olsun istiyoruz. Bu memleketin topraklarına, saçma sapan beton kanallar yapılsın istemiyoruz. Buraların betona boğulmasına müsaade etmeyeceğiz. Allah esirgesin, dünya güzeli bu toprakların daha verimli, daha bereketli olması için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde yapacağız” ifadelerini kullandı.
“KAÇAK YAPILAŞMAYA MÜSAADE ETMEYİZ”
İmamoğlu, bir gazetecinin, “İlçe belediyeleri ile ortaklaşa çalışarak, kaçak yapıların önüne geçme şansınız var mı” sorusuna, “Zaten bu konuda; Büyükşehir, ilçe belediyesi fark etmiyor. Kaymakamlığı ile her yönüyle ortak çalışmak zorundayız, çalışıyoruz da. Bu konuda vatandaşlarımız da duyarlı olmalı. Yani, gözünün aldığı bir yerde, kaçak bir yapı gördüğü zaman, bunu ihbar etmek günah değil; ihbar etmemek günah. Dolayısıyla doğayı, ortamı korumak adına, biz, kaçak yapıya müsaade etmeyiz. Bakın, ben 2 yıldır görev yapıyorum. Bu siyasette, belediyecilikte vardır; ‘Şurasına müsaade, burasına müsaade.’ Asla tavizimiz yoktur; o tür telefonlara, o tür taleplere kapalı bir kişiyim. Dolayısıyla bu konuda biz, mücadelemizi sonuna kadar veririz. İlçe belediyelerimizle uyumlu çalışırız; ama elde edilen her ihbar – açık çağrıdır bu- Çatalca olsun, başka bir yer olsun; her ihbara karşı duyarlıyız. Sonuna kadar gideriz” yanıtını verdi.
KADINLARIN SOFRASINA KADINLARLA BİRLİKTE OTURDU
Kızılcaali Köyü sakinleriyle muhtarlık yakınında bir araya gelen İmamoğlu, burada kısa bir konuşma yaptı. Köylünün üreteceği çiçekler için alım garantisi verdiklerini hatırlatan İmamoğlu, farklı türlerdeki desteklerinin süreceği müjdesini verdi. Muhtar Ömer Engin’i makamında ziyaret eden İmamoğlu, köylü kadınların elleriyle hazırladıkları sofraya, yine onlarla birlikte oturdu. Börekler ve yaprak sarması eşliğinde gerçekleştirilen sohbet, renkli anların yaşanmasına sahne oldu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 214777
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "PKK/YPG terör örgütü tarafından Zeytin Dalı Harekat bölgesinde gerçekleştirilen saldırıda 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, verilen karşılık sonucu ilk belirlemelere göre en az 3 PKK/YPG’li terörist etkisiz hale getirilmiştir" denildi...
Suriye'nin Tel Rıfat kırsalından Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına PKK/PYD terör örgütü tarafından havanlı saldırıda 2 uzman çavuş şehit oldu.
Edinilen bilgiye göre, PKK/PYD terör örgütü tarafından Suriye'deki TSK unsurlarına havanlı saldırı düzenlendi. Saldırıda Piyade Komando Uzman Çavuşlar Gökhan Çakır ile Ahmet Akdal şehit oldu.
Şehitlerin naaşı zırhlı askeri ambulansla alınarak Öncüpınar Sınır Kapısı üzerinden Kilis Devlet Hastanesi morguna getirildi.
Uzman Çavuşlar Gökhan Çakır ile Ahmet Akdal'ın naaşları, memleketleri Kahramanmaraş ile Bursa'ya uğurlanması için Gaziantep Havalimanına gönderilecek. Hastaneye 1'inci Hudut Alay Komutan Vekili Gökay Muştu ile çok sayıda komutanın geldiği öğrenildi.
TERÖR ÖRGÜTÜ HEDEFLERİ VURULUYOR
Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı Harekatı bölgesindeki askerler tarafından ateş destek vasıtalarıyla PKK/PYD hedeflerinin ateş altına alındığı bildirildi. Yoğun bombardımanın sürdüğü kaydedildi.
BAKANLIKTAN AÇIKLAMA
Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “PKK/YPG terör örgütü tarafından Zeytin Dalı Harekat bölgesinde gerçekleştirilen saldırıda 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, verilen karşılık sonucu ilk belirlemelere göre en az 3 PKK/YPG'li terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede belirlenen terör hedefleri ateş altına alınmaya devam edilmektedir. Şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet, kıymetli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz” denildi.
ACI HABER AİLEYE ULAŞTI
Havan saldırısında şehit olan iki askerden biri olan Kahramanmaraşlı Uzman Çavuş Ahmet Akdal’ın Onikişbuat ilçesi Yunus Emre Mahallesi'ndeki yakınlarına acı haberi askeri yetkililer verdi.
Şehidin yakınları haber sonrası gözyaşlarına boğulurken, baba ocağı Türk bayraklarıyla donatıldı. Şehidin evli olduğu ve çocuğunun olmadığı öğrenildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 73229
Gazipaşa GÜNDEŞ derneği başkanı Yusu Kileci ,Üniversite öğrencilerini desteklemek için anlamlı bir çağrıda bulundu...
Üniversiteli öğrencileri maddi yönden destekelemk için kurulan Gazipşa Gündeş ( Gazipaşalı Üniversitelileri Destekleme Derneği) Başkanı Yusuf Kileci mesajında: "Yeni bir Ramazan ayına daha erdik, erdirene şükürler olsun.Ramazan demek oruç demektir, şükür demek, fakirlere, ihtiyaç sahiplerine, kimsesizlere yardım demektir.Ramazan demek, açları doyurmak, çıplakları giydirmek, bir insanı sevindirmek, bir gönüle girmek demektir.Ramazan demek, oruç tutmaya güç yetiremeyenlerimize her gün için bir fakiri doyuracak fidye demektir. Diyanetin bildirdiği fitre miktarı 28 TL dir.Fitrelerimizi, sadakalarımızı ve zekatımızı bildikleriniz ve ihtiyaç sahibi olanlara verin. Onları en yakın çevrenizde arayın ve ihtiyaç sahibi kimseler olduklarından emin olun. Dileyenler için Gündes size yardımcıdır.Gündes, Gazipaşa'mızın sadece ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerinin eğitimlerini desteklemekte, çocuklarımızın kurda kuşa yem olmalarını önlemekte ve gelirlerini sadece burs şeklinde kullanmaktadır. Siz de fitrelerinizi, sadakalarınızı ve zekatınızı ihtiyaç sahibi çocuklarımıza vermekle hem görevinizi yerine getirecek, hem de eğitimi destekleyerek de çok hayırlı bir iş yapacaksınız. Sizler bahtiyar, çocuklarımız mutlu, dünyamız daha güzel olacak. Haydi.. gün bugün.. şimdi iyilik zamanı.. bir çocuğun sevinci de siz olun.Gazipaşa'lı Üniversitelileri Destekleme Derneği, Halkbank İban No: TR17 0001 2009 5750 0016 000 083 "diyerek bu duyarlılık içeren ve gençlerimizin geleceği için yapılan çağrıya destek istedi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 319678
103 emekli amiral adına kamuoyuna yapılan açıklama metninde, "Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir" denildi...
103 emekli Amiral, son dönemde gündeme gelen "tekkedeki amiral", "Montrö'nün tartışmaya açılması" ve Atatürk ilke ve devrimleri konusunda açıklama yaptı.
Kamuoyuna yapılan 103 imzalı açıklamada şöyle denildi:
"Yüce Türk Milletine,
Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.
Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
04 Nisan 2021
Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz."
KATILAN EMEKLİ AMİRALLER
1. E. Amiral Ergun MENGİ
2. E. Amiral Alaettin SEVİM
3. E. Amiral Nazif ÖZDAĞDEVİREN
4. E. Amiral Işık BİREN
5. E. Amiral Ahmet ŞENOL
6. E. Amiral Hasan HOŞGİT
7. E. Amiral Vedat ERSİN
8. E. Amiral Metin AÇIMUZ
9. E. Amiral Atilla KEZEK
10.E. Amiral Nurhan KAHYAOĞLU
11.E.Amiral Önder ÇELEBİ
12.E.Amiral Metin POYRAZLAR
13.E.Amiral Mücahit ŞİŞLİOĞLU
14.E.Amiral Engin BAYKAL
15.E.Amiral Hüseyin ÇİFTÇİ
16.E.Amiral Atilla KIYAT
17.E.Amiral Vehbi ALPMAN
18.E.Amiral Celal PARLAKOĞLU
19.E.Amiral Mustafa Ekmel ÖZDENGİL
20.E.Amiral Serdar DÜLGER
21.E.Amiral Abdullah METE
22.E.Amiral Ertan DEMİRTAŞ
23.E Amiral Orhun ÖZDEMİR
24.E.Amiral Ersin GÜLER
25.E.Amiral Nadir KINAY
26.E.Amiral Hüseyin HOŞGİT
27.E Amiral İlker GÜVEN
28.E.Amiral Baha EREN
29.E.Amiral Abdullah GAVREMOĞLU
30.E.Amiral Şükrü BOZOĞLU
31.E.Amiral Hakan ERCAN
32.E.Amiral Mesut ÖZEL
33.E.Amiral Taner EZGÜ
34.E.Amiral İbrahim AKIN
35.E.Amiral Ömer AKDAĞLI
36.E.Amiral Mehmet OTUZBİROĞLU
37.E.Amiral Taner BALKIŞ
38.E.Amiral İzzet ARTUNÇ
39.E.Amiral Hakan ERAYDIN
40.E.Amiral Mehmet Ali ÇINAR
41.E.Amiral Deniz DAĞLILAR
42.E.Amiral Yalçın ERTUNA
43.E.Amiral Türker ERTÜRK
44.E.Amiral Aydın CANEL
45.E.Amiral Sami ÖRGÜÇ
46.E.Amiral Yalçın KAVUKÇUOĞLU
47.E.Amiral Nazım ÇUBUKÇU
48.E.Amiral Ahmet AKSOY
49.E.Amiral Can ERENOĞLU
50.E.Amiral Doğan HACİPOĞLU
51.E.Amiral Abdullah AKGÜL
52.E.Amiral Aziz ÖZTÜRK
53.E.Amiral A.Serdar AKINSEL
53.E.Amiral İlker GÜVEN
54.E.Amiral Mustafa İPTEŞ
55.E.Amiral Caner BENER
56.E.Amiral Nejat BERKSUN
57.E.Amiral Kadir SAĞDIÇ
58.E.Amiral Tayfun TANSAN
59.E.Amiral İskender YILDIRIM
60.E.Amiral Ali Yüksel ÖNEL
61.E.Amiral Uğur YİĞİT
62.E.Amiral Mustafa ÖZBEY
63.E.Amiral Cem GÜRDENİZ
64.E.Amiral Bülent BOSTANOĞLU
65.E.Amiral Murat BİLGEL
66.E.Amiral Cengiz ALPÖZÜ
67.E.Amiral Serdar Okan KIRÇİÇEK
68.E.Amiral Tufan MİMİR
69.E.Amiral Turgut TUFAN
70.E.Amiral Turhan ÖZER
71.E.Amiral Alper TEZEREN
72.E.Amiral Mustafa ÜLTANUR
73.E.Amiral Ruhsar SÜMER
74.E.Amiral Cemal ÜREN
75.E.Amiral Gündüz Alp DEMİRUS
76.E.Amiral Deniz CORA
77.E.Amiral Gürkan İNAN
78.E.Amiral Atilla TONGUÇ
79.E.Amiral Mustafa KARASABUN
80.E.Amiral Erol YÜKSEL
81.E.Amiral Özbek GÜRGÜN
82.E.Amiral Bülent OLCAY
83.E.Amiral Nejat GÜLDİKEN
84.E.Amiral Turgay ERDAĞ
85.E.Amiral İsmail TAYLAN
86.E.Amiral Aydın GÜRÜL
87.E.Amiral Raif NALDEMİR
88.E.Amiral Numan ALANSAL
89.E.Amiral Tanzar DİNÇER
90.E.Amiral Erol ADAYENER
91.E.Amiral Haluk Sayın
92.E.Amiral Ferhat FERHANOĞLU
93.E.Amiral Mehmet Ali ÖZGÜVEN
94.E.Amiral Ali Sadi ÜNSAL
95.E.Amiral Doğan DENİZMEN
96.E.Amiral Taner AKKAYA
97.E.Amiral Necati KURT
98.E.Amiral Tayfun URAZ
99.E.Amiral Engin HEPER
100.E. Amiral Hayati Bilgiç
101.E. Amiral Hasan Nihat DOĞAN
102.E. Amiral Ömer Bayram ÇETİN
103.E.Amiral Mithat Kemal ALGÜL
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: veryansintv.com
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216998
Tüm bireysel satıcılar, girişimciler ve e-ticarete masrafsız tek bir platform üzerinden ulaşmak isteyen herkese, hiçbir ek ücret ödemeden POS hizmeti sunulmasını sağlayan PTT Akıllı Esnaf Projesi hayata geçiriliyor...
Projeden, pazar ve stant satışı ve kapıda teslimat yapan, temassız ödeme almak isteyen, ilave cihaz taşımadan kendi cep telefonları veya tabletlerinden tahsilat yapmak isteyenler de faydalanabilecek.
PTT Akıllı Esnaf Projesi, müşterilere de temassız bir biçimde kolay, hızlı ve güvenli ödeme fırsatı sunuyor.
PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, proje sayesinde müşterilerin yeni bir ödeme aracına kavuşarak, üzerindeki ek maliyet yükünün hafifleyeceğini söyledi.
Gülten şöyle konuştu:
"Esnaf, sanatkar, KOBİ ve tüm girişimcilerimizin işlerini büyütüp, maliyetlerini düşürecekleri önemli bir desteği müjdeliyoruz. PTT Akıllı Esnaf Projemiz ile Türkiye'mizin ekonomisine ve ticaretine büyük katkı sağlayacağız. Şirketimiz, geliştirdiği bu yeni projeyle ekonomimizin mihenk taşı olarak değerlendirdiğimiz esnaf, sanatkar, KOBİ ve tüm girişimcilerimizin yanında olduğunu bir kez daha göstermiş oldu."
Fiziksel iş yeri sahibi olmayan ev kadınları, gençler ve diğer tüm girişimcilerin de PTT kolaylığı ile satış ve tahsilat yapabilme imkânına kavuştuğunu kaydeden Gülten, “Bireysel satıcıların önünü açarak ticaretin gelişmesini ve yaygınlaşmasını sağlayan PTT Akıllı Esnaf Projesi, halkımızın refahına katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Avantajlı Paketler
Müşterilere, PTT Akıllı Esnaf Komisyonsuz Paketi ile aylık sabit ücret ödeyerek belli bir ciroya kadar hiçbir kesinti, masraf olmadan sıfır komisyonlu Link ile Ödeme, Sanal POS ve yeni nesil Akıllı POS cihazlı ve cihazsız çözümleri, Ücretsiz Hesap, Kart, Fatura Ödeme ve EFT hizmetleri sunuluyor. Aynı hizmetleri, yüksek pos cirosu olan işyerleri de rekabetçi oranlar ve işlem başına ücret, entegrasyon ücreti gibi herhangi bir ücret ödemeden kullanabilecek.
Ayrıca, PTT Akıllı Esnaf, tahsilat, satış ve sipariş yönetimi, stok takibi ve kargo süreçlerini tek bir platform üzerinde birleştirerek pek çok ihtiyacı tek bir ürünle karşılıyor ve ticari faaliyetlerin kolaylaşmasına da katkıda bulunuyor. İlk etapta online olarak sunulacak olan PTT Akıllı Esnaf POS, kısa bir süre sonra fiziki olarak da müşterilerin hizmetine açılacak.
Kolay Başvuru İmkânı
PTT Akıllı Esnaf üyesi olmak isteyen müşteriler https://akilliesnaf.ptt.gov.tr/ adresinden ya da PTT iş yerlerinden başvurularını tamamlayarak, yazılımla, entegrasyonla, masraflarla uğraşmadan satışa başlayabilecek.
Üye olmak isteyen müşteriler, https://akilliesnaf.ptt.gov.tr/ internet adresi üzerinden yapacakları başvuru ile online ortamda 1 gün içerisinde işlemlerini tamamlayabilecek ve ödeme hizmetlerinden yararlanabilecek. Hizmetlerden yararlanmak için müşterinin iş yeri web sayfası olması zorunluluğu da bulunmuyor. PTT Akıllı Esnaf üyeliği tamamlandığında müşterinin cep telefonu veya e-posta adresine gönderilen güvenli ödeme linkiyle hemen ödeme almaya başlanabilecek.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 317283
İçişleri Bakanlığı’ndan hafta sonu sokağa çıkma yasağı açıklaması geldi...
Corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağıyla ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan açıklama yapıldı. Açıklamada kısıtlamayla ilgili bilgilere yer verilirken "Koronavirüs salgını ile mücadelemiz sona erip eski normale dönünceye kadar temizlik, maske, mesafe kurallarına uymaya devam etmeliyiz" uyarısı yapıldı.
İçişleri Bakanlığı, sokağa çıkma yasağıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
* Koronavirüs salgını ile mücadelede kontrollü normalleşme döneminde illerimizin risk durumlarına göre hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasına devam edilmektedir.
* Bu kapsamda Düşük (Mavi) grubunda yer alan Şırnak'ta ve Orta Risk (Sarı) grubunda yer alan Batman, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Uşak, Van'da hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, hafta içinde olduğu gibi 21.00-05.00 saatleri arasında uygulanacak.
* Yüksek risk (Turuncu) grubunda yer alan Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Bingöl, Burdur, Denizli, Hatay, Kahramanmaraş, Kars, Kırşehir, Manisa, Tunceli'de hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma 21.00-Cumartesi 05.00 saatleri arasıyla Cumartesi günü saat 21.00'de başlayıp Pazar gününün tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
* Çok yüksek risk (Kırmızı) grubunda yer alan Adıyaman, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Yalova, Yozgat, Zonguldak'ta ise hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma günü saat 21.00'de başlayıp Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
* Sokağa çıkma kısıtlamasının uygulama biçimine göre Cumartesi ve/ veya Pazar günü market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacak. Yine belirtilen süre içerisinde marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar ve kuruyemişçiler telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebilecek.
* Cumartesi/ Pazar günü ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacak.
* Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri Cumartesi ve/ veya Pazar günü 10.00-20.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerine devam edebilecek.
* Online sipariş firmaları da Cumartesi ve / veya Pazar günü 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebilecek.
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan yüksek ve çok yüksek risk grubundaki illerimizdeki vatandaşlarımızın, Bakanlığımızca daha önce çıkarılan genelgeler doğrultusunda temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamaları için gerekli tüm tedbirler alınmıştır.
Koronavirüs salgını ile mücadelemiz sona erip eski normale dönünceye kadar TEMİZLİK, MASKE, MESAFE kurallarına uymaya devam etmeliyiz. Sağlığımız için hepimiz birbirimize karşı sorumluyuz. Birlikte başaracağız.
İÇİŞLERİ KABİNE SONRASI GENELGE GÖNDERMİŞTİ
İçişleri Bakanlığı, 29 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısında alınan kararlar doğrultusunda 81 ile ‘Tedbirlerin Gözden Geçirilmesi' konulu corona virüsü genelgesi göndermişti.
Genelgede şu ifadelere yer verilmişti:
* 1. Yeni bir karar alınıncaya kadar illerin risk grupları aşağıdaki şekilde değiştirildi:
* Düşük Risk Grubunda Yer Alan İller; Şırnak. (1 İl)
* Orta Risk Grubunda Yer Alan İller; Batman, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Uşak, Van. (10 İl)
* Yüksek Risk Grubunda Yer Alan İller; Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Bingöl, Burdur, Denizli, Hatay, Kahramanmaraş, Kars, Kırşehir, Manisa, Tunceli. (12 İl)
* Çok Yüksek Risk Grubunda Yer Alan İller; Adıyaman, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Yalova, Yozgat, Zonguldak, (58 İl)
SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMALARI YENİDEN DÜZENLENDİ
2. Daha önceki genelgelerle risk gruplarına göre düzenlenen hafta içi ve hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları yeniden düzenlendi.
* Hafta içi günlerde 21.00-05.00 saatleri arasında tüm Türkiye'de sokağa çıkma kısıtlaması uygulamasına devam edilecek.
* Hafta sonlarında düşük ve orta risk grubunda yer alan illerde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, hafta içinde olduğu gibi 21.00-05.00 saatleri arasında uygulanacak.
* Yüksek risk grubunda yer alan illerde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma 21.00-Cumartesi 05.00 saatleri arasıyla Cumartesi günü saat 21.00'de başlayıp Pazar gününün tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
* Çok yüksek risk grubunda yer alan illerde ise hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma günü saat 21.00'de başlayıp Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
KISITLAMALARDA AÇIK OLACAK YERLER
* Uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında daha önce illere gönderilen “Sokağa Çıkma Kısıtlamasından Muaf Yerler ve Kişiler Listesinde” yer alan istisna/muafiyetler ile sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde şehirlerarası seyahat edilmesine dair usul ve esasların uygulanmasına aynı şekilde devam edilecek.
* Sokağa çıkma kısıtlamasının uygulama biçimine göre Cumartesi ve/veya Pazar günü market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve çiçekçiler 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacak. Yine belirtilen süre içerisinde marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar, kuruyemişçiler ve çiçekçiler telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebilecek.
* Cumartesi/ Pazar günü ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacak.
* Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri Cumartesi ve/ veya Pazar günü 10.00-20.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerine devam edebilecek.
* Online sipariş firmaları da Cumartesi ve / veya Pazar günü 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebilecek.
BAZI İŞ YERLERİ İÇİN YENİ KARAR
3. Tüm risk gruplarında yeme-içme yerleri (lokanta, restoran, kafeterya, pastane, tatlıcı vb.) ile dernek lokali, kıraathane, çay bahçesi gibi işyerleri; Sağlık Bakanlığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde yer alan mesafe koşullarına (masalar ve koltuklar arası) göre açık ve kapalı alanlar için ayrı ayrı olacak şekilde % 50 kapasite sınırlaması ile mekanda bulunabilecek masa-koltuk sayısı ve aynı anda bulunabilecek azami kişi sayısı tespit edilerek ve HES kodu sorgulaması yapılarak, 07.00-19.00 saatleri arasında müşteri kabul edebileceklerdir.
*Ancak bu işyerlerinde aynı masada; düşük ve orta risk grubunda bulunan illerdeki iş yerlerinde en fazla 4 kişinin, yüksek ve çok yüksek risk grubunda bulunan illerdeki iş yerlerinde en fazla 2 kişinin aynı zamanda oturmasına izin verilecek.
*Tüm risk gruplarında yeme-içme yerleri 19:00-21.00 saatleri arasında paket servisi veya gel-al şeklinde, 21.00-24.00 saatleri arasında ise sadece paket servis şeklinde, tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan Cumartesi ve Pazar günleri ise 10.00-20.00 saatleri arasında sadece paket servis şeklinde hizmet verebilecek.
*Sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek genel kurullar, kişilerin bir araya gelmesine neden olan her türlü etkinlikler, nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, halı saha, yüzme havuzu vb. tesislere daha önce illere gönderilen genelgede belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda süregelen uygulanmasına aynen devam edilecek.
BU HAFTA SONU İÇİN MUAFİYET LİSTESİ GENİŞLETİLDİ
*Daha önce kısıtlama uygulanan yüksek ve çok yüksek risk grubunda bulunan illerde ise İl Hıfzıssıhha Kurullarınca alınan karara göre uygulama belirlenecek. Ancak yüksek ve çok yüksek risk gruplarındaki illerde bu hafta sonu (3-4 Nisan 2021) uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında Cumartesi ve Pazar günleri için daha önceden tarih almış nikah veya nikah merasimi şeklindeki düğünlere katılacaklar (katılımcı sınırlamasına uygun olmak kaydıyla) için muafiyet uygulanacak.
*İnternet kafe/salonu, bilardo salonu, lunapark, hamam, sauna, masaj salonu gibi yerler için süregelen uygulamaya uygun şekilde; düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerde yüzde 50 kapasite sınırına uymak ve HES kodu sorgulaması yapmak kaydıyla 07.00-19.00 saatleri arasında faaliyette bulunabilecek. Çok yüksek risk grubunda bulunan 17 ilde ise İl Hıfzıssıhha Kurullarınca alınan karara göre uygulama belirlenecek.
*Salgının bulaşmasında önemli bir kaynak olduğu tespit edilen aile ve akraba ziyaretleri gibi ev içi etkinliklerin sınırlandırılmasına yönelik bilgilendirme faaliyetlerine ülke genelinde ağırlık verilecek. Risk grubuna göre il bazında tedbirlerin uygulanacağı kontrollü normalleşme döneminin sürdürülebilirliği ve bir an evvel tam anlamıyla normalleşmenin sağlanması için;“Dinamik Denetim Sürecinin” uygulanmasına kesintisiz şekilde devam edilecek.
*Salgının seyrini etkileyen (olumlu-olumsuz) her türlü faktörün (ilçeler arası farklılıklar, il nüfusunun yaş ortalaması, il dışından kaynaklı sorunlar vb. il bazlı özel sebepler) analiz edildiği ve bu faktörlere yönelik alınan/alınması gereken tedbirler ile yürütülen/yürütülecek olan faaliyetlerin yer aldığı İl Salgın Risk Azaltma Planı (SARAP) doğrultusunda gerekli çalışmaların aksaklığa meydan verilmeden sürdürülecek.
*Bu doğrultuda valiler tarafından ilin hangi risk grubunda bulunduğuna bağlı olarak yukarıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Hıfzıssıhha Kurul kararlarının alınması ve 30.03.2021 tarihinden itibaren uygulamaya geçirilmesi sağlanacak. Vali ve Kaymakamlarca yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’inci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararları ivedilikle alınacak.
* Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek. Hıfzıssıhha Kurullarınca alınan kararlara uymayanlara 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek. Konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216835
Biyolojik mücadele için Korkuteli’de patates yetiştirilecek...
Antalya Büyükşehir Belediyesi yerelden kalkınma hedefiyle kooperatiflerle işbirliği yaparak üreticiyi desteklemeyi sürdürüyor. Korkuteli Osman Kalfalar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne sözleşmeli üretim modeliyle yetiştirmek üzere 4 ton patates teslim edildi. Kooperatifin yetiştireceği patatesler Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak, avcı böcek üretiminde kullanılacak.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ilçelerin kalkınmasına yönelik etkin çalışmalar yapmayı sürdürüyor. Bu çalışmalar içinde tarımsal destekler önemli bir yer tutuyor. Antalya genelinde bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesi, tarımsal üretimin ilçe ve mahallelerde arttırılarak sürdürülmesi ve çiftçilerin desteklenmesi amacıyla kooperatiflerle de işbirliği yapılıyor.
KOOPERATİFLE İŞBİRLİĞİ YAPILDI
Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı son olarak Korkuteli Osman Kalfalar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile işbirliğine gitti. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi’nin tarımda biyolojik mücadele için faydalı böcek üretiminde kullandığı patatesler, artık sözleşmeli üretim modeliyle Korkuteli Osman Kalfalar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyeleri tarafından yetiştirilecek. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, bu amaçla üreticilere tohumluk patates yardımı yaptı. Kooperatif üyelerinin yetiştireceği patatesler, Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak, avcı böcek üretiminde kullanılacak.
ÜRETİCİYE DESTEK TEŞEKKÜRÜ
Patatesleri Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden teslim alan Korkuteli Osman Kalfalar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyeleri yöre halkını ve çiftçinin desteklenmesinin memnuniyet verici olduğunu belirtti. Üreticiler çiftçiyi örgütlenmesi anlamında teşvik eden, üretime ve üreticiye yönelik birçok proje üreterek yanlarında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e teşekkür etti.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 190587
Alanya'ya bağlı Avsallar Mahallesi'nde 31 Mart Çarşamba günü meydana gelen kasten yaralama ve hürriyeti tahdit olayı ile ilgili olarak Alanya'daki basın organlarında yayınlanan haberler üzerine Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı dün gece saat 23.30'da bir açıklama yaptı...
Şüpheli B.Y.’nin 31 Mart Çarşamba günü saat 23.20 sıralarında, yanında bulunan suça sürüklenen çocuk G.K. ile birlikte Avsallar Mahallesi'nde müşteki B.Y.’yi zor kullanarak sevk ve idaresindeki araca bindirdiği, şüphelinin müştekiyi araç içinde darp ederek zorla alıkoyduğu aldırılan doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde kasten yaraladığı, müştekinin cep telefonunu kırarak zarar verdiği, şüpheli B.Y.’nin müştekiyi Konaklı Mahallesi'ne geldiklerinde aracından indirerek olay yerinden uzaklaştığı yönündeki müşteki şikayetinin İncekum Jandarma Karakol Komutanlığı'na bildirmesi üzerine Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı talimatı ile olay hakkında soruşturma başlatılarak şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.
Alanya Jandarma Komutanlığı tarafından göz altına alınan şüpheli, 1 Nisan Perşembe günü evrakı ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edildi. Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadesi alınan şüpheli B.Y., üzerine atılı olan cebir, tehdit veya hile kullanarak birden fazla kişiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu itibarıyla tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Alanya Sulh Ceza Hakimliği'nin şüpheli hakkında adli kontrol tedbiri uygulanması yönündeki kararına, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliği itirazın kabulüne karar vererek şüpheli B.Y. hakkında yakalama kararı çıkarttı.
Alanya Jandarma Komutanlığı tarafından yakalanarak hazır edilen şüpheli hakkında tutuklama kararı verildi, şüpheli B.Y., Alanya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na teslim edildi.
BEYZANIN İFADELERİ KAN DONDURDU...
Yaşadıklarının etkisinden halen kurtulamadığı görülen gözü yaşlı Beyza Yurttaş, kendisinin döven kişiyle kasım ayında tanıştığını söyledi. Yurttaş, “O kişinin evli olduğunu öğrendim ve bundan iki hafta önce ayrıldım. Şanlıurfa’ya gittim, uzaklaştım. Geri geldiğimde o kişinin erkek kardeşi aradı, beni ölümle tehdit ettiler. Karakola gittim şikayetçi oldum, tam karakoldan çıkarken eşi bana saldırdı. Ondan da şikayetçi oldum. Sonra buradan kaçmak istedim çünkü ‘Ben seni burada yaşatmayacağım, Konaklı’da yürümeyeceksin’ dediler. Küfürler ederek ölüm tehditleri savurdular. Ben de kaçacaktım, her yerde beni aramış. Gülşen diye bir kız beni aradı, ‘Abla gitmeden son bir kez göreyim’ dedi. Ben de ona konum attım, bir baktım araba yaklaştı o an öleceğimi hissettim. Arabaya aldı, ön koltuğa oturttu, arabayı kilitledi sürmeye başladı. Arabadan atlayacaktım atlayamadım. Defalarca kez vurdu. Her tarafım kan olduktan sonra imam nikahlı eşini aradı ‘Nasıl olmuş aşkım’ dedi. ‘İyi yapmışsın aşkım biraz da benim için vurur musun’ dedi. Görüntülü konuşurken defalarca kez onun için de vurdu. Kadın, ‘Aferin aşkım, teşekkür ederim ellerine sağlık’ dedi. Daha sonra benim arkadaşımı aradı. Arkadaşımı arayıp, üstümü çıkarmış elbisem vardı ama altımdakileri çıkarmış ‘Birazdan tecavüz edeceğim iyi izleyin’ demiş. Baygın bir haldeymişim. Sonra evimin önüne atmışlar. Bir tane elektrikçi bulmuş beni. Jandarma gelmiş. O an kanlar içerisindeyken bilincim yokken öleceğimi hissettim. Orada gerçekten ölebilirdim. Gerçekten ölmek de istemiyorum. Dışarıda bana tekrar saldırmayacağının garantisi yok. Daha önce de birçok kez darp etmişti ama bu kadar şiddetli dövmemişti. Önceden 5-6 defa vurmuştu” dedi.
“15 sene namus cinayetinden cezaevinde yatmış birisi”
Önceden de şiddet görmesine rağmen korktuğu için ayrılamadığını öne süren Yurttaş, “Korktuğum için ayrılamadım. Çok korkuyorum çünkü çok güçlü. Sürekli sağ eliyle vuruyor ve aşırı güce sahip. 15 sene namus cinayetinden cezaevinde yatmış birisi. Beni öldüremez mi, öldürür ki öldürecek” diye konuştu.
“Ben ölmek istemiyorum”
Kendisinden ayrılmak istediği için ona şiddet uyguladığını belirten Yurttaş şunları söyledi: “Ben kaçacaktım, Karadeniz’e gidecektim. Akşam olmasını bekledim. Ama araba yaklaştığında öleceğimi hissetmiştim. Arada durdu dövdü. Telefonumu atmışlar nereye attılar bilmiyorum. Beni öldü diye bırakmışlar. Arkadaki kız ‘Ağabey yapma’ dedi. ‘Sus’ dedi, küfür etti. Ona da elini kaldırdı. ‘Tamam ağabey haklısın’ dedi ve kız hiçbir şey yapamadı. Şu anda o kız da konuşmuyor. ‘Ben bir şey görmedim. O dövmedi biz öyle aldık onu’ diyor. Arabaya beni öyle aldıklarını söylüyorlar. Öyle alan bir insan beni hastaneye neden götürmedi. Baygın bir halde atıyorlar ve beni hastaneye götürmüyorlar. Madem yardım ettiniz beni evime kadar çıkarabilirdiniz. Yalan söylüyorlar. Kendisi yaptı. En azından hastaneye götürebilirlerdi. Öyle bulduğunuz bir kadını kim olsa hastaneye götürürdü. En azından evine çıkarırdı, yatağına yatırırdı. Ama beni baygın bir haldeyken başkası buluyor. Ben ölmek istemiyorum, yalvarıyorum. Ben gerçekten ölmek istemiyorum. Ben diğerleri gibi olmak istemiyorum. Kesin bana yine bir şey yapacak. Başkaları gibi ölmek istemiyorum.”
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 107126
Enerji ve su tasarrufu konularında da örnek olacak...
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Kepez Kirişçiler Mahallesi’nde inşa edilen Sokak Hayvanları Bakım Evi projesinde çalışmalar son hızıyla sürüyor. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz projede incelemelerde bulundu. Gürbüz, Başkan Muhittin Böcek’in en önemsediği projeler arasında yer alan Sokak Hayvanları Bakım Evi’nin enerji ve su tasarrufu konularında da örnek olması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, Kepez Kirişçiler Mahallesi’nde yapımı süren Sokak Hayvanları Bakım Evi projesinde incelemelerde bulundu. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Seda Özel ile Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Mehmet Kocakasap, Gürbüz’e proje ve çalışmalar hakkında bilgi verdi.
4 EKİM’E YETİŞTİRİLMESİ PLANLANIYOR...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, doğa ve hayvan dostu Başkan Muhittin Böcek’in hayatımızın bir parçası olan sokak hayvanlarını da unutmadığını belirtti. Gürbüz, “Başkanımız göreve geldiği günden itibaren sokak hayvanlarına yönelik büyük bir bakımevinin startının verilmesini istedi. 2020 yılında projelendirilip, ihalesini gerçekleştirdik. 84 bin metrekare alan üzerinde, 42 bin metrekare inşat alanı olan bu merkezimizi inşallah 2021’in 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’ne yetiştirmeye çalışacağız” dedi.
HASTANE ÖZELLİĞİ DE VAR...
Kepez Kirişçiler Mahallesi’nde yapımı devam eden merkezin Türkiye’nin en büyük sokak hayvanları bakım evi olacağını söyleyen Gürbüz, bakımevi hakkında şu bilgileri verdi: “Bu merkezimiz tamamlandığı zaman yaklaşık 1232 köpeğimiz ve 732 kedimize bakım verebileceğiz. Burası bir hastane hüviyetinde olup aynı zamanda acil müdahale merkezimiz, yavru köpekler ve yasaklı köpeklerin bakıldığı kafesler, kedi evimiz, iki katlı kliniğimiz, morgumuz, hasta köpeklerin bakıldığı revirlerin bulunduğu büyük bir merkez haline gelecek.”
SOKAK HAYVANLARINA SAHİP ÇIKILACAK...
Sokak Hayvanları için kapsamlı bir bakımevinin Antalya’nın en önemli ihtiyaçlarından ve eksiklerinden bir tanesi olduğuna vurgu yapan Gürbüz, “Başkanımız Muhittin Böcek göreve gelir gelmez bu bakım evinin yapılması talimatını vererek burayı Antalya’ya kazandırıyor. Antalyamızda sokak hayvanlarına bu projeyle hep birlikte sahip çıkmış olacağız. Proje tamamlandığında Türkiye’nin en büyük bakımevi özelliğine kavuşmuş olacak” diye konuştu.
ENERJİ VE SU TASARRUFU ÖNE ÇIKACAK...
42 bin metrekarelik alansa yapımı süren Antalya Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım Evi’nin kendi enerjisini üreten bir yapıya sahip olması için de çalışmalar sürüyor. Projede ayrıca su tasarruf konusunda da örnek olabilecek çalışmalar üzerinde çalışılıyor. Yatırım bedeli yaklaşık 21 milyon 500 bin lira olan proje, modern ve yüksek standartlara sahip özellikleriyle Türkiye’deki diğer illere de örnek olacak.
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 213893
Türkiye'de çayın yetiştirildiği Rize'de 'Çay Çarşısı' projesi kapsamında 30 metre yüksekliğinde çay bardağı anıtı inşa ediliyor. Dünyanın en büyük çay bardağı olacağı belirtilen anıt için Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurulacak...
Rize Ticaret Borsasınca hazırlanan 'Çay Çarşısı' projesi inşaatı sürüyor. Proje kapsamında 9 bin 500 metrekarelik alanda kurulacak çarşıda Türk çayı tanıtılacak.
30 METRE YÜKSEKLİĞİNDE...
Her çeşit çayın tadımının yapılacağı çay evleri, satış reyonları ile birlikte Rize bezi, bakır işlemeciliği, yöresel yemekler, taş değirmen, kemer köprü gibi kültürel öğelerinde yer alacağı çarşıda, 30 metre yüksekliğinde ince belli çay bardağı anıtı inşa ediliyor.
7 KATLI OLACAK, 13D ÇAY SİNEMASI VE SEYİR TERASI YER ALACAK...
7 katlı çay bardağı anıtının içerisinde çay müzesi, çayın topraktan bardağa serüvenini anlatan 13D çay sineması ve seyir terası yer alacak. Dünyanın en büyük çay bardağı olacağı belirtilen anıt için Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurulacak.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 306091
Tekirdağ'da bir ilkokulun bahçesindeki Atatürk büstü ve okul duvarına spreyle nefret dolu yazılar yazıldı...
Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesi Yeniçiftlik Mahallesi’ndeki Nizamettin Demirdöven İlkokulu’nda Atatürk büstüne çirkin saldırıda bulunuldu.
Atatürk büstünün üstüne ve okul duvarına spreyle yazılar yazıldı. Saldırıda bulunanlar bir de sayfalarca mektup bıraktı. Nefret içeren mektupta, “Okullarda İslamı öğretmek yasak. Atatürk’e tapan insanlar yetiştirmek putperestliktir” gibi ifadeler yer alıyor.
İlkokul bahçesinde açıklamalarda bulunan CHP Tekirdağ İl Başkanı Şener Zeynel Saygın, “Şiddetle kınıyoruz. Bu yeni bir olay değil. Senelerdir Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyetin temel değerlerine karşı girişilen hareketlerin bir sonucu. Ne ilk, ne de son bu. Umarız bu son olur. Bu kişinin hemen yakalanıp adli makamların önüne çıkartılması için gereğinin yapılmasını istiyoruz. CHP olarak bu tür olayların hep takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ise, “Andımızın kaldırılması ve madalyalardan Atatürk kabartmasının çıkarılmasının ardından Marmaraereğlisi’ndeki Yeni Çiftlik İlköğretim Okulu’nda Atatürk büstünün üzerine “Atatürkçülük putperestliktir” ibareli kin dolu yazı bırakıldı. Atatürk’ü silemezsiniz” ifadelerini kullandı.
ORGANİZE SALDIRILAR...
Marmaraereğlisi’ndeki Yeniçiftlik Nizamettin Demirdöven İlköğretim Okulu’nun yanı sıra Yeniçiftlik Belediye Ortaokulu ve Opera Anadolu Lisesinde de Atatürk büstüne saldırılar olduğu ortaya çıktı. Görüntüler için CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, “Anlaşılan o ki örgütlü bir saldırı ile karşı karşıyayız. Atatürk büstlerine saldıranlar kadar onlara cesaret verenler de suçludur. Anlaşılan sadece Atatürk değil, Atatürk’ün ülkemize getirdiği bağımsızlık da birilerini rahatsız ediyor! Takipçisiyiz. Suçlular bulunana kadar bu olayın peşini bırakmayacağız” dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 417562
Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesi kaymakamı Atilla Selami Abban, Coronavirüs denetimi yaptığı esnada vatandaşla girdiği bir diyaloga ilişkin işlem başlatıldı...
İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban'ın Coronavirüs kurallarını ihlal eden bir işletmede işlem yaparken vatandaşla girdiği diyalog üzerine soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, sosyal medyadan yaptığı açıklamada söz konusu kaymakamla ilgili olarak şu ifadelere yer verdi:
"Bu kapsamda Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirlere aykırı davrandığı açıkça belirli olan bir işyerine görevinin gereği olarak müdahale ederken tasvip etmediğimiz bir diyaloğa giren Kaymakamımız hakkında ilgili birimlerimizce gerekli soruşturma başlatılmıştır."
"İndir şu arka ayaklarını"...
Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, ilçede Coronavirüs denetimi yaparken, dışarıdan gördüğü işletmenin içerisine gererek Covid-19 tedbirlerini ihlal ettiği gerekçesiyle işlem yapılmasını istemiş, bu esnada masada oturan vatandaşla girdiği diyalogda 'İndir şu arka ayağını' ifadesini kullanmıştı.
Kaymakam Abban daha sonra görevlilere işyerinin kapatılması talimatını vermişti.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 411293
İzmir Karabağlar’da anne şefkatini gözler önüne seren ve görenleri duygulandıran görüntüler yaşandı.
Bir anne kedi, enfeksiyon kaptığı için gözleri açılmakta zorlanan yavrularını Karabağlar Belediyesi’nin Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne getirdi. Doktor ve hemşireler tarafından ilk müdahaleleri yapılan kediler, Veteriner İşleri Müdürlüğü’nde tedavi edildikten sonra sahiplendirildi...
Eski İzmir semtinde bulunan Karabağlar Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü'nün çalışanları, özel bir ana tanıklık etti. Bir anne kedi, iki yavrusunu bir gün arayla Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne getirdi. Anne kedi, çalışanların şaşkın bakışları arasında uzun uzun miyavlayarak yardım istedi. Yavru kedilerin gözlerindeki enfeksiyonu fark eden doktorlar ve hemşireler, Veteriner İşleri Müdürlüğü’yle de görüşerek ilk müdahaleyi yaptı.
YAVRULARIN GÖZLERİ KAPALIYDI...
Anne kedi ve yavrularını ilk gördüklerinde çok şaşırdıklarını belirten Sağlık İşleri Müdürlüğü çalışanları, şunları söyledi:
“Sokakta yaşayan anne kediyi vatandaşlarımızla birlikte besliyor, suyunu veriyorduk. Ancak doğum yaptığından haberimiz yoktu. Sabah saatlerinde hasta kabulüne başladığımız sırada, yavrularıyla birlikte çıkageldi. Uzun uzun miyavlayarak yardım istedi. Çok şaşırdık. Dikkatli inceleyince yavrularının gözünün kapalı olduğunu gördük. Veteriner İşleri Müdürlüğü’nü arayarak, elimizdeki ilaçlarla ilk müdahaleyi yaptık. Yavruların gözleri kısa sürede açılınca hepimiz çok mutlu olduk. Daha sonra anne kedi ve yavrularını, daha iyi bakılmaları için Uzundere’ye gönderdik. İlk kez böyle bir şey başımıza geliyor. Hem duygulandık, hem de iyileştiklerini görünce çok sevindik!”
Tedavilerine Uzundere’de bulunan Veteriner İşleri Müdürlüğü’nde devam edilen anne kedi ve yavruları kısa sürede sahiplendirildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 319761
CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı ile 11 İl Belediye Başkanı, İzmir’de düzenlenen “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi”nde bir araya geldi. Türkiye nüfusunun yüzde 65’ini bünyelerinde barındıran kentleri yöneten 22 Başkan, 10 maddelik “Su Manifestosu”na imza attı.
Manifestoda, “Yaşamın vazgeçilmez unsuru olan su, temel kamusal hak olarak kabul edilmeli, ekolojik ve toplumsal bir değer olarak tanımlanmalı, su hizmetlerinde kamu işletmeciliği esas alınmalıdır. Biz, Türkiye’nin 22 belediye başkanı; yetki, görev ve sorumluluklarımız doğrultusunda kendi illerimizdeki su yönetimini, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerçekleştireceğimizi beyan ediyoruz. Bu belgede çerçevesi çizilen su politikası ülkemizde tesis edilene kadar, çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye ve hep birlikte haykırmaya devam edeceğiz: Başka bir su yönetimi mümkün” denildi.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini barındıran 11 Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten başkanlar, Gaziemir’deki “İzmir Fuar”da düzenlenen “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi”ne katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in moderatörlüğünde, “Başkanlar Zirvesi - Su Yönetiminde Liderlik ve Politikalar: Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” konulu oturumda bir araya gelen 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, dünya ile birlikte dünyayı da tehdit eden kuraklık sorununa dikkat çekti. Oturumda hazır bulunan Büyükşehir Belediye Başkanları, alfabetik sıraya göre konuşarak, bölgelerinde yaşadıkları kuraklık sorunlarından örnekler verip, çözüm yollarını sıraladı. Oturumda sırasıyla; Zeydan Karalar (Adana), Mansur Yavaş (Ankara), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Lütfü Savaş (Hatay), Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Vahap Seçer (Mersin), Osman Gürün (Muğla) ve Kadir Albayrak (Tekirdağ) konuştu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, mazeretinden dolayı gelemediği oturuma, görüntülü mesajla katılım sağladı.
“SU MESELESİNDE ORTAK İRADE SORUMLULUĞUMUZ VAR”...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı İmamoğlu, gündemin çok sık değiştiği bir ortamda, çok kıymetli bir konuyu konuşmak için bir araya geldiklerini kaydetti. “Şu anda 11 büyükşehir belediyemiz ve bizimle beraber olan 11 il belediyemize baktığımızda, aslında ülkemizin yüzde 65’ini temsil eden bir nüfusa sahibiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu mesele, geçici bir mesele değil. Ülkemizde birçok konu, birçok problem var; ekonomiden siyasetin sürecine, sağlığa… Bunların hakkında her gün konuşabiliriz, her gün zorlanabiliriz; ama bir gün gelir, bu meseleleri çözebiliriz. Su meselesi öyle değil. Su meselesi bir süreç meselesi. Öyle istendiğinde, bir anda çözüm bulabileceğimiz mesele olmadığını hepimiz biliyoruz. Diğer konuları düzeltebileceğimiz gibi, su meselesinde de bir iradeyi hep birlikte ortaya koyma sorumluluğumuz var. Bu, dünyanın sorunu. İklim değişikliği, kuraklık gerçekten can alıcı. Kuraklıktan sebep, dünyanın birçok yerinde milyonlarca insanın göç dalgasına sebep olduğunu yaşıyoruz, görüyoruz. Bu manada özellikle su kaynaklarının ülkemizde tahrip edilmesine yönelik hiçbir hamlede bulunmamalıyız. Bulunanlara da fırsat vermemeliyiz.”
“BETON KANAL, BÜYÜK BİR İHANETTİR”...
Doğa ile inatlaşma olmayacağına vurgu yapan İmamoğlu, şunları dedi:
“Doğaya karşı birtakım hamlelerde bulunma, gerçekten ciddi hasarlar ve problemler yaratıyor. Bunlardan bir tanesi de İstanbul’da yaşamaktayız. Ne yazık ki, İstanbul’da inşa edilmek istenen ‘beton kanalı’ -bildiğiniz beton kanalı-, 16 milyon insanın yaşamını negatif etkileyecek bir süreçtir. Büyük bir tehdittir, büyük bir ihanettir. Hep beraber bir seferberlik sürecini, bugün itibariyle başlatmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bunun bir başlangıç olunduğunun bilinmesi lazım. Hep beraber 85 milyon vatandaşımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarının el birliği ile sürece dahil olması gerekir. Bu yönüyle yıllar yılı sürecek ve başarıya ulaştık deme şansımız yok. Her zaman aynı iradeyi ortaya koyma mecburiyetinde olduğumuz böylesi önemli bir konuda iş birliği yapmanın, değerli fikirleri dinlemenin onurunu ve keyfini yaşıyorum. İnşallah ülkemizin geleceğinde kuraklığın olmadığı, çevrenin korunduğu, doğa ile inatlaşılmadığı bir süreci çocuklarımıza, gençliğimize emanet ederiz. Tekrar bu başlangıcın ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”
MANİFESTOYU SOYER OKUDU...
Konuşmaların ardından Soyer, CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı ve 11 İl Belediye Başkanı’nın imzaladığı “Su Manifestosu”nu okudu. Soyer’in okuduğu manifestoda şu ifadeler yer aldı:
“Başka bir su yönetimi mümkün!
Su hepimize ve her şeye aittir. Koşuyor ve konuşuyor olmamızda, düşüncelerimizde ve ürettiklerimizde, gülüşümüz ve gözyaşımızda, bugün burada buluşmamızda ve dünyayı değiştirmek için kararlı duruşumuzda suyun izi vardır. Yaşam suda başlayıp serpilmiş, dünyadaki tüm varlıklar suyla birbirine bağlanmıştır. Su olmazsa yaşam da olmaz.
Türkiye’mizin çok büyük kısmı, ‘kurak iklim coğrafyası’ olarak sınıflandırılmaktadır. İklim krizinin en ağır sonucu susuzluk tehlikesidir. 2019 Devlet Su İşleri verilerine göre ülkemiz su kaynaklarının yüzde 77’si, tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Yüzde 10’u hanelerde, kalanı ise sanayide kullanılmaktadır. Bu veri kuraklıkla mücadelede temel eksenin, tarımsal sulama alanında olduğunu göstermektedir.
Bizler, Türkiye’nin 11 büyükşehir belediyesinin ve 11 il belediyesinin başkanları, bu vicdani ve bilimsel sorumluluktan hareketle bugün, 22 Mart 2021’de, Dünya Su Günü’nde, İzmir’de buluştuk. Amacımız; iklim krizinin ağırlaşan sonuçlarını da dikkate alarak Türkiye için başka bir su politikası önermek ve bu topraklarda geleceğimizi, çocuklarımız ve doğamız için güvence altına almaktır.
İklim krizinin su kaynakları üzerindeki etkilerini azaltarak kuraklıkla mücadelede başarılı olabilmek için, su yönetiminde 5 ilkesel değişikliğin yapılması şarttır:
1) Katılımcı bir su yönetim modeli oluşturmak: Su yönetimi, şehir, havza ve ülke ölçeğindeki su kullanıcısı tüm paydaşların; tarım örgütleri, sanayiciler, evsel su kullanıcıları, meslek örgütleri, doğa ve çevre örgütlerinin içinde yer alacağı yepyeni, katılımcı bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.
2) Tüm kullanım alanlarında arzın değil talebin yönetilmesi: Plansız gelişen kullanım talepleri için sürekli daha fazla arz yaratma politikası yerine, başta tarımsal sulama ve sanayi olmak üzere, düşük su kullanımıyla yüksek gelir elde edilen ekonomik modeller tasarlanmalı ve teşvik edilmelidir.
3) Su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması: Su kaynaklarının, yerüstü ve yeraltı sularının miktarının, su bütçesinin hangi kullanımlara tahsis edileceği havza ölçeğinde belirlenmelidir. Verilen tahsisler denetlenmeli, su kullanımlarının sektörel tahsis miktarlarını aşmasına izin verilmemelidir. Her bir havzada planlanan su yatırımlarının birbirini nasıl etkilediği kümülatif olarak ölçülmeli, yatırım kararları havza ölçeğinde bu stratejik değerlendirme yapıldıktan sonra alınmalıdır. Asgari harcama ile azami verim esas olmalıdır.
4) Doğanın su döngüsünün korunması: 1960’lardan bu yana suyun döngüsüne yapılan müdahaleler sonucunda, birçok canlı türü tehlike altına girmiş; göller ve sulak alanlar kurumuş, nehir ekosistemleri zarar görmüştür. Ülkemizdeki su kullanım hedefleri, iklim krizi dikkate alınarak yeniden tarif edilmelidir. Yatırımlar planlanırken yer altındaki, sulak alanlar ve nehirlerdeki ekolojik su varlığının sürdürülebilirliği dikkate alınmalıdır. Canlıların ihtiyacı olan suyun, ekolojik dengeyi ve su döngüsü-nü bozacak biçimde kirletilmesine, azaltılmasına yol açan uygulama, yapılaşma ve madencilik gibi faaliyetlere izin verilmemelidir.
5) Suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel kullanımı: Tarımda, sanayide ve evlerde kullanılan atık suyun gerekli arıtma süreçlerinden geçtikten sonra farklı sektörler ve ekosistem arasında trans-feri sağlanmalıdır. Şehir içinde ve tarım alanlarında yağmur hasadına yönelik yöntemler yaygınlaştırılmalı; su ihtiyacının yerinde temini, kullanımı ve dönüştürülmesine yönelik döngüsel çözümler teşvik edilmelidir.
Bu ilkeler doğrultusunda, aşağıdaki 10 somut adım hemen atılmalıdır:
1. Su yönetimiyle ilgili koordinasyonsuzluk ortadan kaldırılmalı, kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk karmaşasına son verilmelidir.
2. Tüm paydaşların mutabakatı alınarak hazırlanan bir ‘Su Kanunu’ yürürlüğe konmalı, su havzası planlama ve uygulamalarında yerel yönetimler güçlü ve yetkili yapılar haline getirilmedir.
3. Su yatırımları, havza ölçekli bütüncül planlarla uyumlu olarak su ve atık su master planlarına göre yapılmalı; kamu kaynakları ekonomik ve ekolojik fizibilitesi düşük yatırımlara aktarıl-mamalıdır. Yerel yönetimlerin çevresel altyapı projelerine yönelik kaynakları artırılmalıdır.
4. İklim krizi ile etkin mücadele için imzalanan Paris İklim Anlaşması ivedilikle onaylanmalı; iklim değişikliğinin yaratacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacına yönelik hazırlanan İklim Değişikliği Kanunu Tasarısı üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.
5. Kuruyan göllerin, Salda Gölü, Burdur Gölü, Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve diğer sulak alanların tahribatı sonlandırılarak restore edilmeli ve doğal su döngüleri korunmalıdır.
6. Su havzalarındaki tüm noktasal ve yaygın kirlilik kaynakları kontrol altına alınmalı; merkezi ve yerel idarelerce etkin bir şekilde denetlenmelidir.
7. Tarımda doğru ürün planlaması yapılarak ve tasarruflu sulama sistemlerine geçilerek su israfı önlenmeli, tarımsal sulama en az yüzde 50 oranında azaltılmalıdır. Bu amaçla, ekonomik değeri yüksek ve su talebi olmayan yerel tohum ve hayvan ırkları teşvik edilmelidir.
8. İstanbul’a yapılmak istenen “Beton Kanal” gibi suyun doğal döngüsüne zarar veren tüm israf projeleri iptal edilmelidir.
9. Güncelliğini yitiren su ve kanalizasyon idaresi mevzuatı yeniden düzenlenmeli; büyükşehir statüsünde olmayan diğer illerde de su ve kanalizasyon idareleri kurulmalıdır.
10. Yaşamın vazgeçilmez unsuru olan su, temel kamusal hak olarak kabul edilmeli; ekolojik ve toplumsal bir değer olarak tanımlanmalı; su hizmetlerinde kamu işletmeciliği esas alınmalıdır.
Biz Türkiye’nin 22 belediye başkanı, yetki, görev ve sorumluluklarımız doğrultusunda kendi illerimizdeki su yönetimini yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerçekleştireceğimizi beyan ediyoruz. Bu belgede çerçevesi çizilen su politikası ülkemizde tesis edilene kadar, çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye ve hep birlikte haykırmaya devam edeceğiz: Başka bir su yönetimi mümkün!”
MANİFESTO PANOSUNU KAMERALAR ÖNÜNDE İMZALADILAR...
Manifestoda, Büyükşehir Belediye Başkanları Zeydan Karalar (Adana), Mansur Yavaş (Ankara), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Lütfü Savaş (Hatay), Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Tunç Soyer (İzmir), Vahap Seçer (Mersin), Osman Gürün (Muğla) ve Kadir Albayrak (Tekirdağ) ile İl Belediye Başkanları Ali Orkun Ercengiz (Burdur), Barış Ayhan (Sinop), Demirhan Elçin (Artvin), Faruk Demir (Ardahan), Mehmet Siyam Kesimoğlu (Kırklareli), Recep Gürkan (Edirne), Selahattin Ekicioğlu (Kırşehir), Semih Şahin (Bilecik), Tanju Özcan (Bolu), Ülgür Gökhan (Çanakkale), Vefa Salman’ın (Yalova) imzaları yer aldı. Bütün başkanlar, manifestonun yazılı olduğu panoyu, kameraların karşısında imzaladı.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 183915
Pandemi, deprem ve turizm konuşuldu...
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muğla’da düzenlenen Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısına katıldı. Bodrum’da düzenlenen “Birlikte Aileyiz Birlikte Türkiye’yiz” toplantısında pandemi başta olmak üzere, deprem ve turizm konularında ortak akıl, iş birliği ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Başkan Böcek, ortak aklın önemine vurgu yaparak toplantının son derece verimli geçtiğini söyledi.
11 Büyükşehir Belediye Başkanı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün ev sahipliğinde, “Pandemi, Turizm ve Deprem” ana başlıkları ile düzenlenen “Birlikte Aileyiz Birlikte Türkiye’yiz” toplantısında bir araya geldi.
Toplantıya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in yanı sıra İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Aydın, Adana, Mersin, Hayat ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanları katıldı.
ORTAK AKIL VE İŞBİRLİĞİ VURGUSU...
İstanbul, İzmir ve Adana’dan sonra Bodrum’da dördüncüsü düzenlenen Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısı Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün açılış konuşması ile başladı. Gürün ortak akıl, işbirliği içinde vatandaşlara en iyi hizmeti vermek için çalıştıklarını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de toplantıda Türkiye nüfusunun büyük bir bölümüne hizmet veren Büyükşehir Belediye Başkanları olarak bir araya geldiklerini belirterek, “Başta pandemi olmak üzere toplantının gündemini oluşturan konular şehirlerimiz için son derece önemli meseleler. Bu konular üzerinde belediye başkanı arkadaşlarımızla fikir alış verişi yapmak ve işbirliği içerisinde ortak akılla çözüme yönelik konuları ele almak son derece yararlı oldu” dedi. “Pandemi, turizm ve deprem” konulu toplantıda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in turizm danışmanı TÜROFED eski Başkanı Osman Ayık da bir sunum yaptı.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 88342
Akdeniz'de Yunanistan Dodecanese ile Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında en büyüğü 4.6 olmak üzere çok sayıda deprem meydana geldi...
Akdeniz açıkları sabaha karşı meydana gelen depremlerle sallandı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Akdeniz'de Yunanistan Dodecanese ile Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında en büyüğü 4,6 olmak üzere çok sayıda deprem kaydedildi.
01.50'de 4,6, 02.03'te 4, 02.35'te 2,2, 02.55'te 3,9 büyüklüğünde depremler kaydedildi.
Meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki depremin derinliği ise 8,32 kilometre.
Depremin can kaybı veya herhangi bir hasara yol açmadığı belirtildi.
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216302
77 ilin barosu ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu'nun ortak açıklamasında "Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu Uluslararası İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, Anayasa'ya aykırıdır. Cumhurbaşkanın İstanbul Sözleşmesi'ni fesih kararının Anayasa'da temeli yoktur. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir; uygulanmaya devam edecektir" denildi...
77 ilin baroları ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu’nun (TÜBAKKOM) ortak açıklamasında gece yarısı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile verilen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) fesih kararının Anayasa’ya aykırı olduğu belirtildi.
“HUKUKA AYKIRIDIR”
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi.
* Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütün partilerin milletvekillerinin oy birliği ile Anayasamızın 90. maddesi uyarınca, 24 Kasım 2011’de 6251 sayılı Kanunla onaylanan İstanbul Sözleşmesi; milli iradenin sonucudur.
* Anayasamızın 90. maddesi gereği, usulünce yürürlüğe giren Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Uluslararası Antlaşmalar kanun hükümdedir, hatta normlar hiyerarşisinde kanunların bile yüzerinde yer alır.
* ‘Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri’nin Cumhurbaşkanı kararı ile ortadan kaldırılamayacağı, düzenlenemeyeceği Anayasa’nın 104. maddesinin açık hükmüdür.
* İstanbul Sözleşmesi, Anayasa’nın 15 ve 17. maddelerinde düzenlenen ‘Kişinin Yaşam Hakkı; maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulmaması’ ‘Herkesin yaşama, maddi ve manevi hakkında sahip olduğu’ ‘Kimseye işkence ve eziyet yapılmayacağına’ ilişkin temel hak ve özgürlüklere doğrudan ve birebir ilişkilidir. Bu nedenle, Anayasa’nın 104. maddesi gereği, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılması, hukuka aykırıdır.
“FESİH KARARININ ANAYASA’DA TEMELİ YOKTUR”
Baroların ortak açıklaması şöyle devam etti:
* TBMM’nin yani milletin iradesini yok sayarak Anayasa’nın 87. ve 90. maddelerine aykırı şekilde Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, Anayasa’ya aykırıdır.
* Cumhurbaşkanın İstanbul Sözleşmesi’ni fesih kararının Anayasa’da temeli yoktur. Yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince imzalanan uluslararası antlaşmaların, Anayasa doğrultusunda aynı yöntemle feshedilmesi gerekmektedir.
* Bu anlamda; daha önceden çıkarılan 15.07.2018 Tarih ve 9 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle bu konuda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi de açıkça Anayasa’ya aykırıdır ve hükümsüzdür. Anayasa’nın 6. maddesi gereği “Hiçbir kimse ve organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜKTEDİR, UYGULANMAYA DEVAM EDECEKTİR”
* Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri arasında ‘Milletlerarası antlaşmalar onaylar ve yayımlar’ hükmü vardır. Bu nedenle Cumhurbaşkanına, milletlerarası sözleşmeleri sadece ‘onaylama ve yayımlama’ görevi veren Anayasa, Cumhurbaşkanına milletlerarası antlaşmaları feshetme yetkisi vermemiştir.
* İstanbul Sözleşmesi’nin feshine yönelik Cumhurbaşkanı kararı, yasal dayanaktan yoksundur. İnsan hayatı ve güvenliği, kişi hak ve özgürlükleri, her türlü siyasetin üzerinde olup hiçbir politik hesaba kurban edilemeyecek kadar önemlidir. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir; uygulanmaya devam edecektir.”
* Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni iradesine sahip çıkmak üzere göreve davet eden barolar, siyasal iradeyi de Anayasa’nın 2. maddesinde açıkça tanımlandığı şekilde bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuki tüm ilke ve kurallara uymaya çağırdı.
“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmemiz mümkün değildir” diye devam eden baroların ortak açıklaması, şöyle sonlandırıldı:
* Bizler, Barolar ve TÜBAKKOM olarak kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olarak kabul eden İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırmaya yönelik Anayasa’ya aykırı bu girişime karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyor, temel hak ve özgürlükleri ortan kaldırmaya yönelik bulduğumuz bu girişim karşısında toplumumuzun her kesimini bu mücadeleye destek vermeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 299757
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı. Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Ağbal'ın yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. 26. Dönem AK Parti Bayburt Milletvekili ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Kavcıoğlu, aynı zamanda faiz artırımı kararının ardından Ağbal'ı hedef alıp 'operasyon' manşeti atan ve Yeni Şafak Gazetesi yazarı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan kararla Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı. Yerine Şahap Kavcıoğlu atandı. Kararda, Ağbal'ın 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 35'inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'inci maddesi kapsamında görevden alındığı belirtildi.
AĞBAL'I HEDEF ALAN YENİ ŞAFAK'IN YAZARI ATANDI...
26. Dönem AK Parti Bayburt Milletvekili ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Kavcıoğlu, aynı zamanda faiz artırımı kararının ardından Ağbal'ı hedef alıp 'operasyon' manşeti atan ve Yeni Şafak Gazetesi yazarı.
Yeni Şafak gazetesi, Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararına "Bu operasyonu kim adına çektiniz" manşetiyle tepki göstermişti. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın fotoğrafıyla yayınlanan manşette "Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonu kim veya kimler adına ve hangi amaçla çektiği merak ediliyor" ifadeleri yer almıştı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 311074
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine dair Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı...
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı: "Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 324424
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Muharrem İnce'nin Memleket Hareketi saflarına mı katılıyor?
Kulislerde bu iddia konuşuluyordu...
CNN TÜRK Muhittin Böcek'e ulaştı.
Peki o iddialar için ne dedi?
CNN TÜRK Muhabiri Kıvanç El ayrıntıları aktardı.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muharrem İnce’nin kuracağı partiye mi katılacağı soruları bir iki gündür gündemdeydi. Muhittin Böcek daha önce CHP Genel Merkezi ile karşı karşıya gelmişti.
Coronavirüs tedavisi gördükten sonra yaptığı açıklamalarda CHP Yönetimini eleştirmiş ve CHP çatısı altında olan bazı grupların gelecek hesapları yaptığını gördüm demişti.
CHP Genel Merkezi ile Böcek'in arasının açık olduğu iddia ediliyordu. Bu iddialar gündemdeyken Muharrem İnce’nin partisine katılacağı yönünde gelişmeler gündeme geldi.
"BAŞKAN BÖCEK,BUGÜNE KADAR HİÇ ZİKZAK YAPMADIM"...
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Muhittin Böcek, Muharrem İnce ile uzun zamandır tanıştığını İnce’nin hastalığı zamanında oğlunu aradığını ve iyileşir iyileşmez de Muharrem İnce ile bir telefon görüşmesi yaptığını söyledi. ‘’Parti değiştirme niyetim yok bugüne kadar da parti değiştirmeye niyetim olmadı’’ açıklamasında bulunan Böcek, Muharrem İnce ile iyi ilişkileri olduğunu ancak partisine katılmak istemediğini kaydetti. ‘’Bugüne kadar hiç zikzak yapmadım. Ben partimde çalışmalarımı sürdüreceğim Antalya’da hizmetimi sürdüreceğim’’ açıklamasında bulundu.
HABER: İbrahim AKDAĞ
KAYNAK: CNN TÜRK
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 221533
Check Point ekibine bağlı güvenlik araştırmacıları, Android sistemlerde kişilerin banka hesap bilgilerini ele geçiren uygulamalar tespit etti...
Check Point ekibine bağlı araştırmacıların keşfettiği tehdit, Clast82 olarak adlandırılıyor.
Tehdit, Google Play Store’daki sekiz uygulamayı kullanarak cihazlara AlienBot Banker ve MRAT virüslerini yüklüyor. Virüslere maruz kalan kurbanın telefonu Teamviewer gibi uygulamalar yardımıyla uzaktan kontrol edilebiliyor. Bankacılık uygulamalarını da uzaktan kontrol edebilen Clast82, zararlı yazılıma bu noktada tam erişim yetkisi veriyor. Araştırmacılar, konuyla alakalı şunları söyledi:
“Saldırgan, kurbanların hesaplarına erişim sağlıyor ve sonunda cihazlarını tamamen kontrol ediyor. Bir cihazın kontrolünü ele geçiren saldırgan, cihazı fiziksel olarak tutuyormuş gibi, cihaza yeni bir uygulama yükleme vb. belirli işlevleri uzaktan gerçekleştirebilir.”
Clast82 virüsünü içeren Android uygulamalarının listesi:
Cake VPN (com.lazycoder.cakevpns)
Pacific VPN (com.protectvpn.freeapp)
eVPN (com.abcd.evpnfree)
BeatPlayer (com.crrl.beatplayers)
QR/Barcode Scanner MAX (com.bezrukd.qrcodebarcode)
Music Player (com.revosleap.samplemusicplayers)
tooltipnatorlibrary (com.mistergrizzlys.docscanpro)
QRecorder (com.record.callvoicerecorder)
Belirtilen uygulamaların kesinlikle yüklenmemesi gerektiğini de vurgulayan araştırmacılar, durumu Google’a raporladıklarını söyledi. Bunun sonucunda uygulamalar Google Play Store’dan kaldırıldı. Şu anda söz konusu uygulamaları Play Store’dan yüklemek mümkün değil. Fakat Android işletim sistemine Google Play Store dışından .apk yöntemiyle de uygulama yüklenebiliyor. Bu nedenle belirtilen uygulamaları apk indirme sitelerinde görürseniz, kesinlikle yüklemeyin.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208514
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığında görevli polis memuru M.A.B.’nin dün sabah saatlerinde intihar ettiği öğrenildi...
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığında görevli M.A.B isimli polis memuru dün sabah saatlerinde intihar ederek yaşamına son verdi.
Sabah göreve gelmemesi ve telefonunun kapalı olması üzerine eve giden ekip arkadaşları, çilingir yardımıyla eve girince polis memurunun cansız bedeniyle karşılaştı.
Odatv'de yer alan habere göre; Evinde yaklaşık 4 aydır yalnız oturan koruma polisinin yanında silahla bulunduğu aktarılırken, M.A.B.’nin bir de mektup bıraktığı belirtildi.
28 yaşındaki M.A.B.’nin bıraktığı mektupta ise polis merkezinde baskı gördüğü satırları kaleme aldığı görüldü.
M.A.B’nin bulunan mektubunda şu ifadelere yer veriliyordu:
“Personelini aşağılamak, tehdit etmek, meslekten etmek, küçük düşürmek, yalancı konumuna koymak en iyi yaptığınız iş olsa gerek. Her insanın bir gururu vardır ve ben o lafları kaldıramadım. Evet C.B. ve A.Ö. bina tesis ve kapılar size ait. Keşke yukarıda yazdıklarım yerine biraz da personele iyi davranıp hal hatır sormayı onları anlamayı deneseydiniz. Cenazeme M. Y. komiserim hariç hiçbir rütbenin gelmesini istemiyorum.”
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 559248
Erdoğan, reform çalışmasının özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunduğunu belirterek "Ekonomik reform paketimiz, Türkiye’yi geleceğe güvenle taşıyacak, somut ve çözüm odaklı politikalar içeriyor" dedi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"nın İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümünde yapıldığını hatırlatarak, "Bu da bizim ekonomik bağımsızlığımızın inşallah değişik bir yapısının açıklanmasına vesile olacak." ifadesini kullandı.
"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi olmak için hedeflerimize mutlaka ulaşacağız"
Türkiye ekonomisinin yarınlarını şekillendireceğine inandıkları reform programının hazırlıklarının geçen yılın kasım ayından bu yana yürütüldüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunuyor. Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi artıracağız. Reel ekonomiyi daha da güçlendirerek, ithal girdi kullanımını azaltmış, katma değerli üretimle ihracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli bir ekonomi hedefliyoruz. Programın hazırlıkları sürecinde arkadaşlarımız, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek tüm talepleri ve teklifleri dinledi. Sık sık ekibimle, heyetimle bir araya geldim ve değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası katılımcılara, büyükelçilere ve uluslararası camiaya da kitapçıkların dağıtılacağını bildirdi.
Bakanlıklar ve AK Parti'nin ilgili birimleriyle program başlıklarının masaya yatırıldığını, etkili ve kalıcı çözüm yollarının açık yüreklilikle tartışıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz de bu süreci en başından itibaren takip ettik, yönlendirdik ve nihai şeklini verdik. Toplantının İstiklal Marşı'mızın kabulünün 100. yılına denk gelmiş olması da ayrı bir gurur vesilesidir. Türkiye'nin, bu 3 kelimenin altını özellikle çiziyorum, istihsal mücadelesini, istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz. İşte bu anlayışla tam da İstiklal Marşı'mıza yakışır şekilde ve aynı ruhla yaşadığımız devrin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz yeni yol haritasını milletimizle paylaşıyoruz. İnşallah bu yol haritasını milletimizle, kurumlarımızla, iş dünyamızla tüm paydaşlar hep birlikte hayata geçireceğiz. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle o günlerin çok yakın olduğuna yürekten inanıyoruz."
"Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yakın tarihe bakıldığında ülkelerin ekonomilerinin en çok siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğinin görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"İki kavram çok çok önemli. Bu, istikrardır ve güvendir. Biz de bu tespitten hareketle, 2002 yılında ülkenin yönetimini devraldığımızdan beri Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. Türkiye, uzunca bir dönem koalisyonların yol açtığı istikrarsızlıkların, terör ve kaos ortamının tetiklediği güvensizlik ikliminin ağır bedellerini ödemiştir. Bu tablo, ülkemizin uluslararası siyasi, ekonomik, sosyal krizlere de hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır. Tek başımıza iktidarda bulunduğumuz hükümetlerimiz döneminde de bu sıkıntıyı hep gördüğümüz için sürekli tetikte olduk. Dirayetli yönetimimizle 2009 küresel krizi gibi 2013 sonrasındaki pek çok siyasi, sosyal, ekonomik, bütün bu sarsıntıları başarıyla göğüslemeyi ve ülkemizi 2023 hedeflerinin rotasında tutmayı başardık. Esasen ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizin gerisindeki en önemli sebep, eski yönetim sisteminin kırılganlıklarının yol açtığı tehlikeleri yakından görmüş olmamızdır."
"Yeni ve sivil bir anayasayla birlikte ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız"
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın anlayış birliği ve milletin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek, Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kalıcı olarak kurtardıklarını söyledi.
Artık bu ülkede hiç kimsenin, hiçbir kesimin, hiçbir odağın, millete rağmen devleti ve toplumu yönetme hevesine kapılamayacağını vurgulayan Erdoğan, milletin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin de layüsel davranma, ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme, insanları herhangi bir sebeple ayrıştırma, dışlama şansı olmadığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir başka ifadeyle demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. Bu aynı zamanda güven ikliminin tesisini de kolaylaştıran bir adım olmuştur. Türkiye, bölgesel ve küresel nice krize rağmen gücünü koruyor. Hedeflerine yürümeyi eğer sürdürebiliyorsa işte bu sayededir." diye konuştu.
Yeni yönetim sisteminin gerektiğinde geliştirilmek suretiyle asırlar boyunca ülkede istikrar ve güven ikliminin teminatı olacağına inandıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnşallah yeni ve sivil anayasayla birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yeni yönetim sistemimizin adeta bir sınamasına dönüşmüştür. Hamdolsun sağlıktan üretime, güvenlikten sosyal dayanışmaya kadar her alanda bu sınamayı başarıyla verdik. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama bunların hiçbiri de üstesinden gelinemeyecek hususlar değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki tabloya baktığımızda Türkiye'nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl ayrıştığını daha iyi görebiliyoruz. Mesela 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,5 küçüldü. Küresel ticaret yüzde 10'a yakın daraldı. Uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 42 azaldı. Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda fiyatları dünya çapında son 6,5 yılın, metal fiyatları ise son 9,5 yılın rekorunu kırdı. Salgının yıkıcı etkileri henüz sona ermediği gibi her geçen gün yeni tehditler ortaya çıkıyor."
"Analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aşı ve ilaç alanındaki gelişmelerin elbette umutları artırdığını dile getirerek, şunları aktardı:
"Bununla birlikte 100'ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasını dünyadaki eşitsizliğin ve adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza nakşediyoruz. Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor. Halbuki aşı ve ilaç adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça dünyanın zenginlerinin de huzur bulamayacağı, büyük ekonomilerin istikrar kazanamayacağı ortadadır.
"Ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık"
Erdoğan, "Peki dünyada bunlar yaşanırken Türkiye ne yaptı?" diye sorarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendini nasıl farklılaştırdı? Eğer böyle bir şey sorarsanız cevabımız gayet basittir. Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanları kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimizle de paylaştık. Güçlü sağlık altyapımız ve herkesi kapsayan adil sosyal güvenlik sistemimiz sayesinde hiçbir insanımızı salgın karşısında çaresiz ve tek başına bırakmadık. Sosyal destek programlarımızın kapsayıcılığını genişleterek, şartlarını kolaylaştırarak, işlemlerini hızlandırarak, ihtiyaç sahibi herkesin yanında olduk. Böylece salgının ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal tehditlere karşı güçlü bir direnç sergiledik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı koordinasyon ve yönetim kapasitesiyle proaktif, esnek ve etkili politikaları hayata geçirerek Türkiye'yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırmayı başardık. Hepsinden önemlisi Türkiye'nin her türlü farklı senaryoya hazırlıklı olduğunu ve hızlı hareket edebildiğini tüm dünyaya gösterdik. Salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi başaran iki ülkeden biri olduk ve Çin'in ardından 2. sırada yer aldık. Özellikle yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik destek paketlerimiz sayesinde dünyada ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Sanayimizdeki üretim çeşitliliği, değişikliklere adapte olabilme kabiliyetimiz ve yetkin insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır."
Diğer yandan üzerine daha güçlü biçimde odaklanmaları gereken hususlar olduğunu da bildiklerine işaret eden Erdoğan, "İktidarlarımız döneminde karşılaştığımız her problemin üzerine nasıl çözüm odaklı bir şekilde ısrarla gitmişsek, bugün de aynısını yapıyoruz. Ülkemizi güçlendirecek reformları hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladıklarını hatırlatarak, bugün de hem özel sektörü teşvik edici hem de kamu tarafını disipline edici unsurlar taşıyan Ekonomik Reformları kamuoyunun takdirine sunduklarını söyledi.
"Bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik"
Reform programıyla güçlü yönleri perçinlerken sorun gördükleri alanlar için de gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik. Değişimin, dönüşümün, gelişmenin ve tekamülün hayatın bir gerçeği olduğuna, dolayısıyla süreklilik içerdiğine inanıyoruz. Yıllardır hep bu anlayışla çalıştık, şimdi de aynı hissiyatla milletimizin huzurundayız. Salgınla mücadeleyi kazanmakta kararlı olduğumuz 2021'i ortada vadede nitelikli büyüme dönemine girişin de hazırlık yılı olarak değerlendiriyoruz. Türkiye, salgın sonrası özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesiminin refahını artıracak istikamette gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır. Bu süreçte tüm politikalarımızı makroekonomik istikrarı güçlendirecek, verimliliği temel alan rekabetçi yatırımları ve üretimi destekleyecek şeffaf ve öngörülebilir bir yönetim anlayışıyla hayata geçiriyoruz."
Makro ekonomik istikrar
Erdoğan, güçlü, sağlam ve her türlü şoka karşı dirençli bir ekonomiye giden yolun makro ekonomik istikrarın tesisinden ve devamlılığından geçtiğini söyledi.
İstikrarı sürdürmek için makro politikalar yanında bir dizi yapısal tedbirin ve dönüşümün gerçekleştirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu sebeple açıklanacak reformların omurgasını makro ekonomik ve yapısal politikaların oluşturduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, makro ekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandıklarını dile getirerek, "Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi, yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet politikaları, piyasa gözetimi ve denetimini reform kapsamımıza aldık." diye konuştu.
İlk reform alanının risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son 18 yıldır hep olduğu gibi önümüzdeki dönemde de güven ve istikrara dayalı mali disiplin en temel önceliğimizdir. İkide bir 'fiyat istikrarı, fiyat istikrarı' diyorlar ya biz onu atıp bir kenara koyduk. Şimdi yeni dönem az önce anlattığım gibi aslında dört temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Bu amaçla harcama disiplini, kamu borç yönetimi, vergi düzenlemeleri, kamu alım ihaleleri, kamu özel iş birlikleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri gibi hususları kapsayan yeni politikaları şimdi bu dönemde hayata geçiriyoruz. Harcama disiplini konusunda önceliği vatandaşa hizmet etmenin en önemli aracı olan bütçe politikalarına veriyoruz. Meclis'in bütçe hakkının kapsamını genişletirken şeffaflık ve hesap verebilirliği artırıyoruz. Bunun için iki önemli politika değişikliğine gidiyoruz. İlk olarak döner sermayeleri gözden geçiriyor, verimli olmayanları kapatıyor ve diğerlerini de kademeli şekilde merkezi yönetim bütçesine, dolayısıyla Meclis denetimi kapsamına alıyoruz. İkinci olarak bütçe dışında gerçekleştirilen özel hesap uygulamalarını acil ve zorunlu olanlarla sınırlandırarak bu kriterleri karşılamayanları yine kademeli olarak kaldırıyoruz. Böylece bütçede birlik ilkesini güçlendirmiş oluyoruz."
"Kamuda taşıt alımı ve kiralanması gibi harcamalara sınırlama getiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, israfa kesinlikle tahammülleri olmadığı için kamu idarelerinde tasarruf anlayışını yaygınlaştıracak önemli düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirterek, "Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz." dedi.
Bunların ayrıntılarının kamuoyuna duyurulacağını dile getiren Erdoğan, takibinin de yakından yapılacağını anlattı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir gereği olarak kamu kurumlarının teşkilatlanmasını, yönetim verimliliği ve etkinliği ilkeleri çerçevesinde güçlendireceklerini belirterek, kamu personeliyle ilgili iş ve işlemlerin tek bir idare tarafından yönetilmesini sağlayacaklarını kaydetti.
Mahalli idarelerde mali disiplini güçlendirecek düzenlemeler
Kamu idaresinin bir bütün olduğu anlayışıyla merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetimlerle de tasarrufçu bir bakış açısının oluşmasını hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, mahalli idarelerde mali disiplini güçlendirecek ve borç stokunun artmasını önleyecek düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Buradan sağlanacak kapasite artışıyla merkezi yönetim üzerindeki finansal yüklerin de hafifletileceğini vurgulayan Erdoğan, harcama alanında en temel hassasiyetlerden birinin de devletin sunduğu sosyal yardımların ihtiyaç sahibi ailelere ulaşmasında en ufak bir adaletsizliğin yaşanmaması olduğunu belirtti.
Bunun için merkezi ve yerel yönetimlerin sosyal yardım verilerini Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi'ne entegre ederek veri paylaşımının sağlanacağını dile getiren Erdoğan, "Şeffaflığı artırmak gayesiyle bütçe sonuçlarını, politika gelişmelerini ve hedeflerimizi üç ayda bir Kamu Maliyesi Raporu'yla milletimizle paylaşıyoruz. Halkımızın ödediği her bir kuruş verginin nerelere harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini temin ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde pek çok ülkenin milli gelirinin katbekat üzerine çıkan borçlarının sıkıntısıyla uğraştığını, Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının ise yüzde 41 seviyesinde olduğunu söyledi.
Buna karşılık Avrupa Birliği ülkelerinin borçluluk ortalamasının yüzde 90'a yakın olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yıllardır uyguladığımız mali disiplin geleneği sayesinde güçlü bir borç yönetimi çerçevesine sahibiz. Borç yönetimini bütçe finansmanı için borçlanmanın yanında borç stokunun yapısını da idare etme yaklaşımıyla yürütüyoruz. Bu çerçevede borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz. Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak Türk lirası cinsi senetleri kullanacağız. Borçlanmanın ortalama vadesini piyasa şartlarıyla uyumlu olarak artırıyoruz. Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyoruz. Bunun için hazinenin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını tek hazine kurumlar hesabı sisteminde toplayarak nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz."
"Vergi politikalarını sadeleştiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin risk primini düşürerek borçlanma maliyetlerini aşağıya çekecek politikaları tahkim ettiklerini belirterek, kamu maliyesinin gelir tarafını oluşturan vergi politikalarını hem sadeleştirdiklerini hem de öngörülebilirliği artıran adımlar attıklarını kaydetti.
Esnafa güzel bir müjde vermek istediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Salgın döneminde esnafımızın ne gibi zorluklarla mücadele ettiğini biliyoruz. Reform paketimizde dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi muafiyeti de yer alıyor. Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz. Kapsama giren esnafımızı çok ciddi olarak rahatlatacağına inandığım bu kararın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Vergi Usul Kanunu'nu kayıt dışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik edecek şekilde güncelliyoruz. Güncelleme sonrasında mükelleflerimizin noter tasdiki, muhafaza ve bildirim gibi yükümlülükleri önemli ölçüde hafifletilmiş olacaktır. Vergi cezalarında uzlaşma kapsamını genişletiyoruz. Elektronik defter ve elektronik belge kullanımı uygulamasını kademeli olarak yaygınlaştırarak vergi kayıp ve kaçağını azaltıyoruz. Vatandaşlarımız vergi dairesine bizzat gitmeden işlemlerini dijital ortamda yapabilsinler diye 7 gün 24 saat hizmet verecek Türkiye Dijital Vergi Dairesi uygulamasını başlatıyoruz."
"Dijital Vergi Asistanı"
Erdoğan, mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak için "Dijital Vergi Asistanı" sistemini devreye aldıklarını söyledi.
Uluslararası yatırımcıların vergi konusunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldıklarını anlatan Erdoğan, bu çerçevede ortaya çıkabilecek muhtemel sıkıntıları engellemek amacıyla Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarını revize ettiklerini bildirdi.
Birden fazla ülkeyi ilgilendiren vergi meselelerinde karşılıklı anlaşma yöntemini daha yoğun şekilde kullanacaklarının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yatırımcı güvenini ve vergideki öngörülebilirliği artırmak amacıyla Peşin Fiyatlandırma Anlaşmalarını yaygınlaştırıyoruz. Kamuya süresinde ödenmeyen borçların tek bir idare tarafından tahsil edilmesini sağlayarak, vatandaşlarımızın sıklıkla karşılaştıkları problemlerden birine daha çözüm getiriyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Bu sayede vergi incelemelerinde sektörler ve konular itibarıyla ortaya çıkabilen farklı uygulamaları ortadan kaldırıyoruz. Özellikle dijitalleşmenin getirdiği hızdan faydalanarak, mükelleflerimizin uzun süreye yayılan denetimlerden kaynaklanan sıkıntılarını da çözüyoruz. Elektronik tebligat, elektronik inceleme, elektronik tutanak ve elektronik raporu içeren Dijital Vergi Denetimi Sistemini geliştirerek, vergi inceleme sürelerini kısaltıyoruz."
Kamu alım ihalelerine yeni sistem
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu harcamalarıyla ilgili en önemli reformlardan birini de kamu alım ihalelerinde yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Önemli ölçüde azaltacağımız kamu alım ihalelerindeki istisnalardan muhafaza edilecekleri de disiplin altına alıyoruz. Ayrıca Sektörel Kamu Alımları Kanunu'nu çıkarmak için de hazırlıklara başlıyoruz. Kamu ihalelerine katılacak firmaların liyakat ve yetkinliklerini ihaleden önce objektif şekilde tespit ederek, kamuoyuyla paylaşıyoruz. Dijital olarak işleyecek bu sertifikasyon sistemi herkese açık olacaktır. Bu sistem üzerinden yapılacak ihalelerin daha hızlı, daha kolay ve daha az maliyetle gerçekleştirilmesini temin ediyoruz. Kamunun ekonomide ölçek oluşturma gücünden azami seviyede faydalanmak istiyoruz. Bu çerçevede kamu alımlarını yerli ürünlere yönlendirerek, yurt içi sanayinin gelişmesine, çeşitlenmesine ve büyümesine katkı sağlıyoruz. Stratejik sektörlerdeki ürünler için yerliliği artıracak ve teknoloji transferini sağlayacak alım garantilerinin önünü açıyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında Merkezi İzleme Sistemi kuruyoruz. Oluşturacağımız ihale şartname havuzlarıyla kamu alımlarına standart getiriyoruz."
Kamu Özel İşbirliği Kanunu
Erdoğan, kamu-özel işbirliği projelerinin en somut örneğinin şehir hastaneleri olduğunu ve bu uygulamanın başarısının tüm dünyanın takdirini kazandığını söyledi. Bu uygulamayı bir üst seviyeye taşımak amacıyla Kamu Özel İşbirliği Kanunu'nun çıkarılmasını planladıklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Böylece yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olmasını, projelerin hukuki altyapısının güçlendirilmesini, sektörler ve projeler arasında öncelikli hale getirilmesini, süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesini hedefliyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerimizi günün ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutmak üzere bir çalışma başlatıyoruz. Amacımız mevcut kamu iktisadi teşekküllerimizden güçlü ve rekabetçi küresel şirketler çıkartmaktır. Hatırlanacağı üzere 2009 küresel krizini takip eden dönemde uyguladığımız politikalarla tüm dünyada takdir edilen bir başarı elde etmiştik. Bu dönemde de hayata geçireceğimiz kamu maliyesi reformları sayesinde, yine pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak yeni bir başarı hikayesi yazmakta kararlıyız. Bu sene için yüzde 4,3'ten yüzde 3,5'e revize ettiğimiz bütçe açığı hedefine, mali disiplinden taviz vermeden ulaşacağız."
"Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgının devam etme riskini göz ardı etmediklerini, bütçede bu amaçla var olan mali alanı yeteri kadar genişleterek, salgın ve benzeri fevkalade durumların gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak için kullanacaklarını söyledi.
Erdoğan, enflasyonla mücadele konusunda yürütülecek çalışmaları da şöyle sıraladı:
"Öncelikli gündem maddelerimizden birisi de enflasyonla mücadele olacaktır. Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır. Yatırımlarda öngörülebilirliği azaltan, vatandaşımızın günlük hayatına olumsuz etkileri olan enflasyonla mücadeleyi ilk kez vermiyoruz. Biz bir dönem yüzde 100'leri geçen enflasyonu son olarak yüzde 30'lar civarından alıp tek hanelere düşürmüş bir yönetimiz. Enflasyondaki yükselmenin hem yapısal hem de dönemsel sebepleri vardır. Küresel gıda fiyatlarındaki yükselişe biraz önce değinmiştim. Ülkeler bu sene dünya genelinde beklenen kuraklık ve salgının sürüyor olması sebebiyle gıda stoklarını artırma eğilimindeler. Bu durum gıda fiyatlarında öngörülebilirliği azaltıyor, Gıda Komitesinin politika önerilerini şekillendirebilmesini ve piyasanın etkin çalışabilmesini temin için veri akışını sağlayacak bir erken uyarı sistemi kuruyoruz. Erken uyarı sistemi üzerinden özellikle üretim, toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek raporlanacaktır. Sistemin getirdiği anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacaktır."
"Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyoruz"
Gıda tarafında kayıp ve israfın azaltılması için de harekete geçtiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyük bir üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizde yılda 19 milyon ton gıda israf ediliyor. Üretilen sebze ve meyvelerin en az yüzde 25'i, çeşitli sahalarda israf oluyor. Hizmet sektöründe işletme başına israf, yılda 4 tonun üzerindedir. Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmalar geliştiriyoruz. Bu ürünleri dijital tarım pazarına dahil ederek hızla alıcılarla buluşmasını sağlıyoruz. Dijital tarım pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi, ürünü için pazar bulabilecek, tüketici ve esnaf da istediği kalitede ürün tedarik edebilecektir. Sebze ve meyvede zayiatı azaltan soğuk zincirleri daha fazla destekliyoruz. Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyoruz. Tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmak ve fiyat dalgalanmalarının önüne geçmek için, sözleşmeli tarım mekanizmaları geliştiriyoruz." şeklinde konuştu.
İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacak Hal Yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Yıllık cirosu 500 milyar lira olan gıda sektöründe yaşanan israfı sadece yüzde 2 azaltsak, 10 milyar liralık bir tasarruf elde etmiş olacağız. Bu gelişme, suni fiyat dalgalanmalarının da önüne geçecektir." dedi.
Enflasyonla mücadele
Erdoğan, enflasyonla mücadeleye sadece gıda fiyatları perspektifinden bakmadıklarını ifade etti.
Enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi'ni tesis edeceklerini aktaran Erdoğan, "Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ticaret ve Tarım Bakanlıklarının yer alacağı bu komitenin, enflasyonla mücadelede etkinliği artıracağına inanıyoruz. Özellikle enflasyonla mücadelede beklentilerin yönetilmesi ve enflasyon ataletinin kırılması da özel bir öneme sahiptir. Bu amaçla, kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesinin de öncelikli konular arasında olduğunu dile getirdi.
Türk Bankacılık Sistemi'nin sermaye yeterliliği, likidite, karlılık ve aktif kalite gibi finansal sağlamlık göstergelerinde, pek çok ülkeye kıyasla güçlü bir görünüme sahip olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sektörün sahip olduğu gücü koruyup, bağışıklığını daha da kuvvetlendirmek istiyoruz. Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere bazı tedbirler alıyoruz. Bu tedbirlerin başında, sorunlu kredisi bulunsa da yaşama şansı olan şirketlerin doğru yönlendirilmesi geliyor. Sıkıntı yaşayan şirketlerin hayatta kalabilmelerini temin için bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonlarının oluşturulmasını teşvik ediyoruz. Ayrıca, sorunlu kredilere yönelik Girişim Sermayesi Fonlarının kurulması amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için, bu şirketlere uygulanan damga, harç ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi istisnasını süresiz hale getiriyoruz. Böylece, bankacılık sektörünün aktif kalitesini iyileştirirken, borçlular için de daha hızlı, esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesini sağlıyoruz."
"Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuruyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer taraftan katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak yeknesak bir kanuni düzenleme hazırladıklarını, bu düzenlemeyle katılım finans sektörü tek çatı altında toplanırken, sektöre yönelik bir Merkezi Danışma Kurulu'nun da hayata geçtiğini anlattı.
Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuracaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Finans sektörünün kurumsal altyapısını geliştirmek için de bir dizi adım atıyoruz. Bu maksatla ülkemizin tüm kredi ve risk verilerinin toplandığı Risk Merkezi'ni yeniden yapılandırıyoruz. Kartlı ödeme sistemleri alanında ülkemizin markası olan TROY'u, ayrı bir şirket çatısı altına alıyoruz. Amacımız, bu alanda muadilleriyle rekabet edebilecek güçlü bir yerli markanın oluşmasını sağlayarak, dışarıya ödediğimiz komisyonları azaltmaktır. Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz. Tüketiciyi koruyacak bir gözetim mekanizması tesis ederek, bankalarla müşterileri arasındaki ilişkileri daha şeffaf bir yapıya kavuşturuyoruz."
"Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendiriyoruz"
Finans sisteminin bir diğer sacayağı olan sermaye piyasaları alanında da önemli düzenlemeler yapacaklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını öz kaynakla yapmalarını teşvik ederek, halka arz süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için Proje Finansmanı Fonu ve Projeye Dayalı Menkul Kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz. Böylece altyapı, ulaşım, enerji, haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla da finanse edilmesini sağlıyoruz. Hatta bu yatırımlara vatandaşlarımızın da iştirak edebilmesini mümkün hale getiriyoruz. Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendiriyoruz. Uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıyı oluşturarak, bu ihraçları da teşvik ediyoruz. Yenilenebilir enerji, temiz içme suyu, karbon emisyonunu azaltan elektrikli ya da hibrit ulaşım araçları gibi yatırımlar, bu tür ihraçlarla finanse edilebilecektir. Reel sektör şirketlerimizin tahvil ihraçlarını özendirmek için Tahvil Garanti Fonu kuruyoruz. Bu fon, herhangi bir temerrüt durumunda yatırımcılara paralarının bir kısmını alma garantisi verecektir. Sağlanan garanti sayesinde, hem tahvil ihraç eden şirketler daha düşük maliyetle tahvil çıkarılabilecek, hem de yatırımcı talebi artacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şirketlerden kısaca özetlediği bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanarak, işlerini geliştirmelerini, büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını beklediklerini ifade etti.
"Bireysel Emeklilik Sistemini çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz"
Finansal sektörün sigortacılık ayağını da ihmal etmeyerek, Bireysel Emeklilik Sistemi'nin derinleşmesine ve gelişmesine katkı sağlayacaklarını belirten Erdoğan, "Sektörün 18 senede gösterdiği performans, sistemin halkımız nezdindeki konumunu güçlendirmiştir. İçinden geçtiğimiz dönem bize, bu alanda yeni reformların vaktinin geldiğini gösteriyor. Bireysel Emeklilik Sistemini çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz. Böylece, tasarruf alışkanlığının ve finansal okur-yazarlık bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılmasını teşvik ediyoruz. Çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için, bu süreci yüzde 25 devlet katkısıyla destekleyerek, kamunun üzerine düşen sorumluluğu da yerine getiriyoruz. Sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin, 2023 yılı sonuna kadar Bireysel Emeklilik Sistemine aktarımına imkan veriyoruz. Ayrıca sistemi; eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleriyle entegre ederek, uygun maliyetler ve devlet destekleriyle vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sermaye ve finans piyasalarında bir diğer önemli adımı genç girişimciler için attıklarına dikkati çekti.
Türkiye'nin teknolojiyi odağına alan girişimlerde ciddi bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, "Öyle cevval gençlerimiz var ki oyundan biyoteknolojiye, fintekten siber güvenliğe kadar pek çok alanda, gelecek vadeden teknolojiler geliştiriyor, yenilikçi işlere imza atıyorlar. Gururumuzu kabartan bu gibi projeler aksamasın ve girişimcilik ekosistemi belirli bir olgunluğa erişsin diye kitle fonlaması platformlarını hayata geçiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceğiz'
Erdoğan, cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceklerini belirterek, "İlk olarak, yapısal cari açığa odaklanıyoruz. İkinci önceliğimiz, ihracatın tabana yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ'leri ihracata teşvik etmektir. Üçüncü ve son alanımız ise sanayide yeşil dönüşümü desteklemektir." dedi.
"Bu temel politikaların detaylarına girmeden önce dikkatinizi 1962 yılından bugüne ülkemizin ihracat serüvenine çekmek istiyorum." diyen Erdoğan, görüntüde takip edilen alanın adının ürün uzayı olduğunu, hangi malların ihraç edildiğinin, sektörlerin ve hatta bu sektörlerin birbirleriyle ilişkisinin buradan izlenebildiğini kaydetti.
Erdoğan, 1962'de çoğunlukla tarım ürünleriyle sınırlı sayıda maden ihraç edildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Yıllar itibarıyla ihracatın niteliğindeki değişime baktığımızda 1960'larda ve 1970'lerde pek bir dinamizm göremiyoruz. Devamında 1980 sonrası dönemde ihracatta çeşitlilik artmaya başlıyor. Bu dönemde ihracat sepetimize tekstil, ana metaller ve bazı kimyasal ürünler dahil oluyor. Siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu 1990'larda ihracatımız da aynı kaderi paylaşıyor. Bizim iktidarımızla birlikte 2002'den sonra ise ihracatımızda görülmemiş bir hareketlilik başlıyor. Makine ihracatı, beyaz eşya ihracatı, ekipman ihracatı hızla artıyor. 60 küsur sene sonra nihayet bu dönemde sanayide büyük bir gelişime, üretimde ve ihracatta kayda değer bir çeşitlenmeye şahitlik ediyoruz. Hemen arkamda Türkiye'nin ürün uzayını izleyebiliyoruz. Bu başarıyı takdir etmekle birlikte yeterli görmüyoruz. Sanayide ithal ara malına bağımlılığımızın yüksekliği ve teknoloji yoğunluğunun arzu ettiğimiz seviyelerde olmaması sebebiyle ihracatımızın kilogram başına değeri düşüktür. Yapısal cari açıkla mücadele işte bu yüzden önemli, işte bu yüzden gereklidir."
"Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz"
"Sanayimizde kapasite artışı sağlayacak ve rekabet gücümüzü bir üst basamağa taşıyacak adımlar atıyoruz." diyen Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Özellikle kredi garanti fonu teminatıyla 5. ve 6. bölgelerde yapılacak imalata dayalı ithal ikamesini sağlayan ve ihracatı önceleyen yatırımlara uzun vadeli cazip kredi destekleri veriyoruz. İmalat sanayimizi, küresel değer zincirlerine daha güçlü bir şekilde entegre etmek üzere hedef ülkeler özelinde destek programlarını uygulamaya koyuyoruz. Yenilikçi ve güçlü bir sağlık endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz. Bu yeni bir adım. İlaçtan aşıya medikal cihazlardan biyoteknolojik ürünlere kadar pek çok stratejik malzemenin yurt içi imkanlarla rekabetçi bir şekilde geliştirilmesi ve üretilmesi çalışmaları bu Başkanlığın sorumluluğunda yürütülecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni gelişen teknolojilerde de söz sahibi olmak istediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım bulunuyor. Ekonomide rekabet gücü kazanma, doğru veriye ulaşma, veriyi analiz etme ve en uygun çözümleri geliştirme konusunda da yine yazılım teknolojilerine ihtiyaç duyuyoruz. Ülkemizin bu alandaki kabiliyetlerini geliştirmek, genç istihdamını teşvik etmek ve küresel rekabet gücü kazanmak için Cumhurbaşkanlığı himayesinde bir de Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz. Bu iki yeni yapı tıpkı Savunma Sanayinde olduğu gibi sağlıkta ve yazılımda yerlilik oranlarının artmasına hizmet ederek, yurt içi ekosistemi besleyecek ve ülkemize yeni üstünlük alanları kazandıracaktır."
"EXİMBANK'ı ihtiyaçları ve uluslararası uygulamaları dikkate alarak yeniden yapılandırıyoruz"
Erdoğan, cari açığı sürükleyen, özellikle tetikleyen faktörlerden bir diğeri olan enerji alanında ham madde zengini bir ülke olmadıklarının ortada olduğunu, bunun için enerjide dışa bağımlılığı azaltan politikaları etkin şekilde uygulamayı sürdüreceklerini ifade etti.
Enerji verimliliği desteklerinin kapsamını genişlettiklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elektrik enerjisi depolama tesislerinin kurulmasına yönelik yasal alt yapıyı tamamlıyoruz. Doğalgaz piyasasını yeniden yapılandırarak bu alanı rekabetçi bir temelde geliştiriyoruz. Madencilik, petrol ve doğalgaz arama ve üretiminde yatırım ortamını iyileştiriyor, yatırım güvencesini artırıyoruz. İhraç ürünlerimizin daha hızlı ve daha düşük maliyetle pazarlara erişimi için yurt dışında lojistik merkezleri kuruyoruz. Yeni nesil ihtisas serbest bölgelerini faaliyete geçirerek, yüksek teknolojili mal ve hizmet üretiminde kümelenmeyi teşvik ediyoruz. EXİMBANK'ı ihtiyaçları ve uluslararası uygulamaları dikkate alarak yeniden yapılandırıyoruz. Aynı şekilde kredi garanti fonunu da katma değeri yüksek üretimi ve nitelikli istihdamı uygun maliyetli selektif kredilerle destekleyecek şekilde geliştiriyoruz."
"İŞKUR desteklerinde revizyona gidiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin gücünü, genç ve nitelikli insan kaynağından alan bir ülke olduğunu, "taşı sıksa suyunu çıkartacak" enerjiye sahip, dinamik, üretken, kabiliyetli ve kıpır kıpır bir gençliği olduğunu belirtti.
"Bu evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek için kolları sıvıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla çocuklarımızın kalfalık döneminde aldıkları ücretleri yükseltiyoruz. Bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu olarak üstleniyor ve sanayici üzerindeki yükü kaldırıyoruz. İş gücümüzü geleceğin alanlarına bugünden yönlendirmek için il il sektörel beceri haritaları oluşturuyoruz. Geleceğin mesleklerinde yeni iş imkanları oluşturmak için İŞKUR desteklerinde revizyona gidiyoruz. Gençlerin dijital yetkinliklerini geliştirebileceği uzun dönem staj programlarını destekliyoruz. Mevcut istihdam teşviklerinin etkinliklerini gözden geçirerek mükerrerliğe sebep olan uygulamaları belirliyor, sistemde sadeleştirmeye gidiyoruz."
"Salgının istihdam piyasalarında oluşturduğu tahribatı gidermek için İlave İstihdam Finansman Desteği adıyla yeni bir destek modeli getiriyoruz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni destek likidite sıkıntısı çeken mikro ve küçük ölçekli firmalarımız bunlardan faydalanabilecektir. Buna göre firmalar istihdama kattıkları her bir ilave kişi için kredi garanti fonu kefaleti ile 24 ay vadeli ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecektir. En fazla 5 kişiye kadar olan bu uygulamada taahhüdünü yerine getiren firma ilave istihdam için yıl boyunca ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primlerini kredi finansman maliyetinden düşebilecektir. Bir başka ifadeyle istihdam oluşturan firmalar bankalardan çok daha düşük finansman maliyetiyle kredi kullanma imkanına kavuşacaklardır. Nakdi ücret desteğinden yararlanıp çalışanını tekrar istihdama dahil eden iş verenler gereken şartları taşımaları durumunda ilave istihdama finansman desteğini de kullanabileceklerdir."
'Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz'
Erdoğan, makro ekonomik istikrara ilişkin reformların yapısal politikalarla tamamlandığını dile getirdi.
Yapısal reformların ilkini kamuda kurumsal yapının güçlendirilmesinin oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz. Bunlardan birincisi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kuruludur. İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanımızın başkanlığında faaliyetlerini yürütecek Finansal İstikrar Komitesidir. Yeni oluşturacağımız bu yapılarla ekonomi ve finans politikalarımızda şeffaflığı, öngörülebilirliği ve koordinasyonu artırarak, iletişim mekanizmalarını güçlendiriyoruz. Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çekmek ve alınan kararların kalitesini artırmak için en üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyoruz. Kamu görevlileri kadrolarına bağlı pozisyonları dışında en fazla bir kurumun yönetim veya denetim kurullarında görev alabileceklerdir."
Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumunun ilişkili kuruluş haline dönüştürüleceğini belirterek, "Diğer yandan üretken yatırımların artmasını sağlamak için özel sektörde öngörülebilirliği güçlendirecek adımlar atıyoruz. Yatırımcıların kamu uygulamalarından kaynaklanabilecek risklerini en aza indirerek, asli işlerine yani yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata odaklanmalarını sağlıyoruz. Özel kesim yatırımlarını kolaylaştırmak ve hızlandırmak için Yatırım Uyuşmazlığı Kurumunu faaliyete geçiriyoruz. Oluşturacağımız bu yeni sistem sayesinde yatırımcının idareyle karşılaştığı ihtilaflı konular hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacaktır." diye konuştu.
"Nakdi teşvikler için seçici ve daha etkin desteklere yöneliyoruz"
Yatırım Teşvik Sistemi'nin sade, anlaşılır ve çok daha cazip bir yapıya dönüştürüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları anlattı:
"Yeni teşvik sisteminde özsermaye ağırlıklı gerçekleştirilen yüksek katma değerli ve bölgesel kümelenme öncelikleriyle uyumlu yatırımlara daha fazla destek sağlıyoruz. Yatırım teşviklerinde uygulanan Sosyal Güvenlik Kurumu prim desteği sürelerini gençlerin ve kadınların istihdamı durumunda artırıyoruz. Nakdi teşvikler için de seçici ve daha etkin desteklere yöneliyoruz. Girişimcilere özellikle yatırım döneminde daha yoğun destek sağlayarak projelerin daha çabuk hayata geçmesinin önünü açıyoruz. Büyük yatırımlarda kısmi tamamlamayla birlikte hak kazanılan yatırıma katkı tutarına yeniden değerleme yapma imkanı veriyoruz. Böylece yatırımcımızın yararlanacağı teşvikin değerini koruyoruz. Ayrıca yatırımların devletçe finanse edilen kısmının daha hızlı karşılandığı bir sistem oluşturuyoruz. Bu kapsamda yatırıma bağlı olarak elde edilen devlet katkısının diğer vergilerden de belirli oranlarda mahsup edilmesini sağlıyoruz. Devlet desteklerinde kamu kaynaklarının etkinliğini ve verimliliğini artırmak için tüm destek uygulamalarının ilke ve esaslarını belirleyen etki değerlendirmesi yapılmasını mümkün kılan bir çatı mevzuat oluşturuyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç ticarette rekabetçiliği artıracak ve ticareti kolaylaştıracak uygulamaların hızla hayata geçirileceğini vurgulayarak, "Perakende ticarette haksız ticaret uygulamalarının ortadan kaldırılması amacıyla AB mevzuatına uygun yeni düzenlemeler yapıyoruz. Ticaret sicili hizmetlerinde dijitalleşmeyi geliştirerek şirket kuruluşlarının süratle tamamlanabilmesini, şirketlerin hızlı karar alabilmesini sağlıyoruz." dedi.
"Piyasa gözetimi ve denetimi alanında da çok yenilikçi bir adım atıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının daha şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşması için Kooperatifçilik Kanununda düzenlemeler yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dijital piyasalarda rekabetçi ve adil bir ortam oluşturarak büyük platformların güçlerini kötüye kullanmalarının önüne geçiyoruz. Bu platformlarda tutulan verilerin amacı dışında ya da rekabeti kısıtlayacak şekilde kullanılmasını önleyecek tedbirleri alıyoruz. Dijital pazar yeri platformlarında ürünlerini satışa sunan firmaların haklarını koruyacak özellikle düzenlemelere gidiyoruz. Böylece en küçük girişimcinin dahi dijital piyasalarda faaliyetlerini güvenle yürütebilmesini temin ediyoruz. Yurt dışına veri aktarılmasına yönelik Avrupa Birliği düzenlemeleriyle uyumlu olarak kişisel verilerin korunması kanununda değişiklikler yapıyoruz. Piyasa gözetimi ve denetimi alanında da çok yenilikçi bir adım atıyoruz. Gözetim ve denetim sorumluluğunun farklı idarelere dağılmış olması hem mükerrer işlemlere yol açıyor hem de hızlı hareket edilmesine engel oluyor. Bunun için tüketicinin korunması, kayıtlılığın artması ve piyasada haksız rekabetin etkin bir biçimde önlenmesi amacıyla bağımsız bir Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kuruyoruz. Piyasada adil ve rekabetçi bir ortam oluşmasını temin edecek bu kurum, bağımsız düzenleme ve denetim yapma yetkisine de sahip olacaktır. Ayrıca bu kurum çatısı altında, özel sektörün ve tüketicilerin de temsil edildiği bir piyasa gözetimi ve denetimi koordinasyon kurulu da oluşturuyoruz."
Erdoğan, görüldüğü gibi Ekonomik Reform Paketi'nin Türkiye'yi geleceğe güvenle taşıyacak somut ve çözüm odaklı politikalar içerdiğini vurgulayarak, "Burada özetle ifade ettiğim ve takvimlendirdiğimiz tüm reformları belirlediğimiz sürelerde tamamlayacağız. Her 3 ayda bir gerçekleştireceğimiz reform takip toplantılarıyla programın uygulama başarısını değerlendireceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin salgın sonrası döneme çok daha güçlü bir küresel aktör olarak gireceğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu hedefe giden yolun ekonomik temelleri güçlenmiş, şoklara karşı direnç ve bağışıklık kazanmış, kamunun özel sektörü güçlendirerek destek olduğu, mülkiyet haklarının güçlü bir şekilde korunduğu, verimliliği, rekabeti ve serbest piyasa ilkelerini odağına almış bir yapıdan geçtiğini biliyoruz. Bugün sizlerle paylaştığımız ekonomi reformları ve geçen hafta açıkladığımız İnsan Hakları Eylem Planı gibi belgeler hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracak adımlardır. Bu reformlar bizim için ne ilktir, ne de son olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartlarına, milletimizin beklenti ve taleplerine göre ne gerekiyorsa yapmayı, hangi adımlara ihtiyaç varsa atmayı sürdüreceğiz. Elbette reform belgelerimizle ilgili tenkitler olacaktır. Biz yapıcı her türlü eleştiriyi dikkate aldık, alırız. Hazırlık sürecinde tüm tarafların görüşlerini açık yüreklilikle tartışmak suretiyle istişareyle hazırladığımız bu programın Türkiye'nin programı olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Küresel ekonominin tarihin en zorlu dönemlerinden geçtiği böylesine zor bir dönemde ayakta kalabilmenin yolu birlikten, beraberlikten, kardeşlikten, dayanışmaktan geçiyor. Birlikte üretecek, birlikte bölüşecek ve hep birlikte güçleneceğiz. İşlerimiz bereketli, yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun.
Programdan notlar
"Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"na TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, bazı milletvekilleri, belediye başkanları, STK temsilcileri katıldı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: AA
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 504210
Gazeteci- Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci den Türkiye'yi ayağa kaldıracak iddia...
Her hafta yaptığı canlı yayınlarla okurlarını ülke ve dünya gündemi ve tarihten bugüne dair dünya siyaseti; insan yaşamı ve olaylar hakkında bilgilendiren, Atatürk/ Atabey Türk Ocağı Kurucusu Hüseyin Hakkı Kahveci yaptığı son canlı yayınla Ülke gündemine bomba gibi düştü...
Gazeteci ve Yazar Hüseyin Hakkı Kahveci
Kahveci: " Genelkurmay Başkanlığına, Cumhurbaşkanlığına ve Savunma Bakanlığına soruyorum?
Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi nerede? Anıtkabir komutanlığına ve siyasi partilere de soruyorum? Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi nerede? Yoksa, Leb Başlar eliyle sattınız mı? Bazı kanal bilgileri içerisinde ,İngilizler-Amerikalılar eliyle Atatürk'ün DNA'sından bir klonlama yapılmaya çalışıldığına dair bilgiler geliyor. Eğer Mustafa Kemal Atatürk'ün cesedi Anıtkabir'de ise ,bize bunu belgeleri ile ve tam teşekküllü rapor ile açıklayın, yoksa tüm Türkiye'yi Anıtkabir'e dökeriz. Böyle bir ihanet yapılmışsa bedeli ağır olur. Tüm Türkiye bu soruya cevap bulmak için gayret sarf etmeli " Dedi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 266631
Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkan Yardımcısı Adnan Aslan gazetemize yaptığı açıklamalarla bazı hakikatlere dikkat çekti.
İşte eğitimci Adnan Aslan'ın açıklamaları...
YALANLAR ve GERÇEKLER
Her alanda ulaşamadığı ciğere mundar demeyi alışkanlık haline getirmiş yalan ve iftirayı kendilerine meslek edinmiş malum sendikanın öğretmenleri adeta küçümseyerek kandırmaya çalıştığı ve kendini gülünç duruma koyduğu, tamamen çamur at izi kalsın mantığından hareketle mesnetsiz yalanlarına karşı işte gerçekler:
Yalan 1: Üyeler arasında yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanması maksadıyla kurulan İLKSAN, yolsuzluk ve usulsüzlüklerle anılır hâle getirilmiştir. Sandık, yıpratılmış, itibarsızlaştırılmış, mevcut sorunları halının altına süpürülmüş, derde deva, sadra şifa hiçbir faaliyet gerçekleştirememiştir. Ne yazık ki, bugüne kadar misyonunu kaybetmiş ve yönünü şaşırmış bir hâlde, fırtınada sürüklenen gemi misali kaçınılmaz sonuna doğru sürüklenmektedir.
EBS için acı gerçek 1: 1996 yılında Türkiye Gönüllüsü ve 3 milyon (3 TRİLYON) borçla devralınan İLKSAN her türlü engellemelere rağmen bugün kasasında 2 milyar nakiti olan bir kurum haline gelmiştir. Sandık geçmişte 1 yılda ödeyebildiği yardımlarını bugün 3 günde öder hale gelmiştir. İLKSAN cahili bir güruhun bunları anlaması beklenemez. İLKSAN yönetiminin gerçekleştirdiklerini hayal dahi edemez Genel Başkanımız Tuncer YILMAZ’ ın deyimiyle hava tahmin raporu vermeye devam ederler.
Yalan 2: Bugün İLKSAN, yerinde sayan, üyesine yeni imkânlar sunamayan, üyelerinin birikimini büyütemeyen, kaynaklarını değerlendiremeyen, en önemlisi çağın gerisinde kalmış, atıl bir yapıya bürünmüştür. Sandığın amacının ne olduğu, hangi hedefe doğru yol aldığı belirsizdir. Yapılan harcamaların yerindeliğini sorgulayacak bir merci bulunmamaktadır.
EBS için acı gerçek 2: 1996 da öğretmenin 1 aylık maaşı kadar Emekli İkramiyesi veren İLKSAN’ın Türkiye Sevdalısı emanetçilerinin gayreti ve emeği ile aradan geçen 25 yılda İLKSAN Emekli İkramiyesini maaşın 10 katına çıkardığını, İLKSAN’ın çağın gerektirdiği yeniliklerle donatıldığını, İLKSAN’ın yasa gereği bağımsız kuruluşlarca denetlendiğini her nedense ifade etmekten imtina etmektedirler. Memuru masada satanlar İLKSAN’ı da satmanın peşinde oldukları aşikardır.
Yalan 3: İtirazımız; üretimden, yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam oluşturan, millî gelire herhangi bir katkıda bulunamayan, üyesinin birikimini heba eden, üyelerine katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsüyle zincirlenmiş olan Sandığın mevcut yönetim tarzınadır.
EBS için acı gerçek 3: Memuru buçuklara mahkum eden malum zihniyetin İLKSAN cahili olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır ki İLKSAN’ ın kuruluş gayesi istihdam değildir İLKSAN kar amacı güden ticari bir kuruluşta değildir. Karşılıksız Yardım misyonu olan Sandığımızı, Kâr gayesi ile kurulan sistemler ile mukayese etmek ve İLKSAN’ı yönetmeye talip olanların mevzuatından bi haber olmaları en hafif ifadeyle cahillik değilde nedir?
Yalan 4: Birikimi büyütemeyen mali anlayış
2020 Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN’a aidat ödeyen bir öğretmenin alacağı emekli yardımının toplam tutarı sadece ve sadece 40 bin TL’dir. İLKSAN’ın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. Enflasyon oranlarının altında emeklilik yardımı yapmaktadır. 300 bine yaklaşan üye sayısı ve toplamda 1,9 milyar liralık varlığı ile İLKSAN, birkaç basit bankacılık işlemi yapan küçük bir işletme görünümündedir.
Ebs için acı gerçekler 4: İLKSAN’ın mali yapısı hakkında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölüm Başkanlığının hazırladığı ve İLKSAN’ın mali yapısının sağlamlığını tescil eden Aktüerya raporunu kabul etmediklerini belirten bu güruh, 28 yıl ve toplam 8 bin lira yatıran bir eğitimcinin alacağı rakamı belirterek aslında merdi Kıpti şecaat arz ederken sirkatini ortaya koymuştur. Bunu birörnekle açıklarsak 28 yıl aidat ödeyen bir eğitimci 2020 itibariyle 9bin lira aidat ödediği var sayılırsa faize yatırsaydı 15,390 tl altın alsaydı 32,500 tl Altın alsaydı 36,200 tl dolar alsaydı 20,365 tl parası olacaktı ancak ilksan’dan emekli olurken kesilen aidatları karşılığında 46,686 tl emekli ikramiyesi alacak. Malum sendika matematiktende sıfır çekmiştir.
Yalan 5: Sandığın gelirlerinin yüzde 98,49’unu faiz oluşturmaktadır. Üyelerden toplanan aidatlar, Sandığın net faaliyet gelirinden daha fazladır. Örneğin, 2019 yılında üyelerden toplam 253,2 milyon TL aidat toplanmasına rağmen, bu rakama bir kuruş ilave edilememiş, bilakis 1,8 milyon TL zarar edilmiştir.
Ebs için acı gerçekler 5: Bir yardım kurumu olarak kanunla kurulan İLKSAN’ı Kâr ve Ticaret Müesseseleri ile karşılaştırarak, neden az kâr ediyor? diye sorarken, 2020 yılında 286 milyon aidat geliri toplayan kurumun nasıl olup da 25.819 Eğitim çalışanına 294 milyon yardım yaptığını izahtan acizdirler. Zarar eden bir kuruluş karşılıksız yaptığı yardımları nereden karşılamaktadır?
Yalan 6: Anastatü değişiklikleriyle dokunulmazlık zırhına bürünen yönetim, hesap vermekten ve sorumluluk üstlenmekten kaçınmaktadır.
Ebs için acı gerçekler 6: İLKSAN’ın yönetim ve denetim kurulunda 10 üyesi bulunmakta ve 6 üyesi bakanlık bürokratlarından oluşmaktadır. 09.04.1985 tarih ve 3179 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Ana Statü hazırlama yetkisi Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir.
Yalan 7: Bugün, İLKSAN’da yapılan harcamaların yerindeliğini ve ekonomikliğini sorgulayacak bir merci bulunmamaktadır. Sandığın 78 yıllık tarihinde, başarılı olmuş, kârlı tek bir iktisadi girişimi, sanayi tesisi, fabrikası, işletmesi veya markası yoktur.
Ebs için acı gerçekler 7: Sandık 3 yılda bir bakanlıkça denetlendiği gibi her yıl iç ve bağımsız denetçiler tarafından da denetlenmek ve kamuoyuna sunulmak zorundadır. Görüldüğü gibi malum buçukcu sendika burada duvara toslamıştır.
İLKSAN’ın 78 yılda üyelerine yaptığı 4,6 Milyar reel kıymete haiz sosyal yardımları ZARAR olarak görüyorlar, Dünya da ve ülkemizde kendisine benzer sandıklar arasında en çok karşılıksız yardım yapan(Doğum, Evlilik, Ölüm, Cenaze, Malullük, Şehitlik, Sağlık Destek, Emeklilik, Afet ve Terör Mağduriyeti) İLKSAN’ı başarısız olarak görmek acziyetine düşüyorlar.
Yalan 8: Sandığı büyütmeye dönük yatırımı olmayan, üyenin birikimini artırmak yerine ziyan eden, yokuş çıkmanın zahmetine katlanmayıp düzlüğü ve inişi tercih eden, süregelen girdaptan kurtulmak için yaratıcı hiçbir hamlede bulunmayan, çare arama hususunda çaba göstermeyen bir kurum kültürü ile karşı karşıyayız.
Ebs için acı gerçekler 8: İLKSAN’ın mali yapısını, sadece LİKİT Kıymetlerini esas alıp, hazırladıkları raporlarda kocaman harflerle yazan Maddi Duran Varlıklarını saklayarak beyan eden aldatmayı ve kandırmayı kendilerine meslek edinmiş malum sendika maalesef İLKSAN gerçeklerinden de habersizdir.
Polsandan kesilen % 8 ile Oyaktan Kesilen %10 ile eğitmcilerden İLKSAN’a kesilen%2 yi bir tutarak kendi üyesini bile kandırma yoluna giden bir anlayış İLKSAN yönetimine talip olarak yapacaklarının işaretini bugünden vermektedirler.
Sayın İçişleri Bakanımızın “bugün işe başlayan bir polis memurunun takriben 30 yıl sonra emekli olduğunda alacağı varsayılan 350 Bin TL” Polsan emekli ikramiyesini, İLKSAN’ın bugün verdiği 45-50 Bin TL’lik yardım ile kıyaslayanlar ancak kendilerini kandırırlar. Eğitimcilerin sizin yalanlarınıza karnı tok.
2013 yılından önce yapılan İLKSAN Temsilciler Kurulu Toplantısı'nda Ali Yalçın '2013 yılında hesaplaşacağız” demişti. Güya Seçim oldu, kendileri ezildi. Tarihlerinin en büyük hezimetini yaşadılar. Kendi üyeleri bile EBS ye güven duymuyor Türkiye Sevdalılarına gönül veriyor, destek veriyor. 2016 yılında güya protesto için seçimlere girmeyenler, sandık batıyor”, “batan sandığın seçimlerini boykot ediyoruz”, “ilksan devlete yük derhal kapatılması gerekir” diyenler, her ne olmuş ise “İlksan’da daha çok emeklilik yardımı vermeye biz talibiz” diye meydanlara çıkmış, bugün yalanlarla teyo pehlivan gibi nara atıyorlar. Şunu unutmayın: Korkutarak üye yaptığınız insanlar vicdanları ve Allah ile baş başa kaldığında doğru kararı dün verdiler İnşallah bugünde verecekler.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 420151
Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı, yoksulların babası,eğitime verdiği desteklerle okullar yaptıran ve öğrencilere ışık saçan hayırsever ve yatırımcı iş adamı Harun Şahin Kırbıyık; Tarsus İdmanyurdu Spor başkanlığına seçilerek hak ettiği tacı taktı...
TARSUS İDMANYURDU SPOR BAŞKANI HARUN ŞAHİN KIRBIYIK OLDU...
Misli.com 2'nci Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Tarsus İdman Yurdu'nda yapılan genel kurul sonucu Harun Şahin Kırbıyık başkan oldu.
Misli.com 2'nci Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Tarsus İdman Yurdu'nda yapılan genel kurul sonucu Harun Şahin Kırbıyık başkan oldu.Yapılan kongre sonunda aylardan bu yana ismi özellikle sosyal medyada çok dolaşan Kırbıyık Holding sahibi Harun Şahin Kırbıyık, kulübün başkanlık görevine seçildi.
Nikah Salonu'nda yapılan olağan kongreye, çevresini saran kalabalık grupla gelen Şahin Kırbıyık, tek listeyle gidilen seçimlerde başkanlık görevine seçildi.
Divan başkanlığını Cumali Yağcı, katipliklerini Salih Erdoğan ve Zafer Yıldırım'ın yaptığı kongrede gündem maddeleri tek tek okunarak ibraz edildi.
Harun Şahin Kırbıyık, sinevizyon eşliğinde projelerini paylaştı ve özellikle takımın kuruluşunun 100. yılı olan 2023'ü başarı için hedef gösterdi.Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, kongreye telefon görüşmesiyle katıldı ve takıma desteğini sürdüreceğini söyledi.
Tek listeyle gidilen genel kurulda 549 delegeden 74'ü oy kullandı.
Harun Şahin Kırbıyık'ın dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmada, Tarsus İdman Yurdu'nun 100. yılında şampiyon yapacağını, hedeflerinin Süper Lig olduğunu söyledi.Kırbıyık, Tarsus İdman Yurdu'na emeği geçenlere teşekkür etti.
Yeni yönetim listesi şu şekilde oluştu:
--Harun Şahin Kırbıyık-Başkan
--Ziya Kenğer.
--Yasin Güney,
--Mehmet Habip Ekmekçi,
--Salih Erdoğan,
--Bilal Soydan,
--Aydın Polat,
--Kasım Özyamanoğlu,
--Ramazan Alıcı,
--Özer Alp,
--Övünç Özkan,
--Nedim Delibaş,
--Cumali Kırbıyık,
Hüseyin Yemliha Şahin.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 224763
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 310966
Vatandaşların ekonomik krizin ortasında patlak veren salgının da etkisiyle zor günler geçirdiği bu günlerde askıda ekmek uygulamasına ve bayat ekmeğe olan talep arttı...
Kimi fırıncı askıda ekmeğe olan talebin bir önceki yıla göre yüzde 200 arttığını, kimisi ise üç tanesi 1 TL olan bayat ekmeklerden günde ortalama 150-200 adet sattığını söyledi.
Vatandaşlar, düşürüldüğü durumdan hoşnut değil.
Fırıncılar, “Dışarıdan bakıldığı zaman durumu iyi gibi gözüken vatandaşlar bile gelip askıda ekmek alıyor” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 424397
Yüreğimizi yakan haber Tatvan'dan geldi..
8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş, Bitlis Tatvan'da düşen helikopter sonucu şehit oldu...
Alınan bilgiye göre, bugün Bingöl'den 13.55’te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait Cougar tipi bir helikopter Bitlis Tatvan sınırlarında düştü. Helikopterde bulunan 11 askeri personel şehit oldu, 2'si ise yaralandı.
Şehit olanlardan birinin Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş olduğu öğrenildi. Korgeneral Erbaş, yaklaşık 5 yıldır 8. Kolordu Komutanlığını yürütüyordu.
Öte yandan Elazığı Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, sosyal medya hesabından 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş'ın şehit düşmesi sonucu başsağlığı mesajı yayınladı.
ŞERİOĞULLARI mesajında:
"8. Kolordu Komutanımız Korgeneral Osman Erbaş’ın Bitlis Tatvan mevkinde helikopterin düşmesi sonucu şehit olduğunu büyük üzüntüyle öğrendim.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.Milletimizin başı sağ olsun. "dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 513581
Bitlis Tatvan kırsalındaki helikopter kazasında 11 asker şehit oldu, 2 asker de yaralandı...
Şehit olan askerler arasında 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş da var.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre 11 asker şehit oldu.
Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere bugün saat 13.55'te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Cougar tipi bir helikopter ile saat 14.25'te irtibat kesildi. Arama çalışmaları sonucunda helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edildi. Helikopterde bulunan askerlerden 11'i şehit oldu 2'si ise yaralandı.
Şehit olan askerlerden birinin Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş olduğu öğrenildi. Korgeneral Erbaş, yaklaşık 5 yıldır 8. Kolordu Komutanlığını yürütüyordu.
KIRIMA UĞRADI...
Bitlis Tatvan’da yaşanan helikopter kazası ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere bugün saat 13.55'te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Cougar tipi bir helikopter ile saat 14.25'te irtibat kesilmiştir. Bölgede İHA, CN-235 uçağı ve bir helikopter ile arama çalışmalarına derhal başlanmıştır. Arama çalışmaları sonucunda helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edilmiştir. Söz konusu elim kaza neticesinde; helikopterde bulunan kahraman silah arkadaşlarımızdan 11'inin şehit olduğu, 2 kahraman silah arkadaşımızın ise yaralandığı belirlenmiştir. Yaralı personelimizin hastaneye sevk edilmelerine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu elim olayda şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimize acil şifalar diliyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
SABIKALI HELİKOPTER...
Kara Kuvvetleri´nde 1996’dan bu yana görev yapan Fransız-Alman ortak tasarımı AS532 Cougar helikopterlerinin ülkemizde daha önce karıştığı 3 kazada 28 asker şehit olmuştu, Bugünkü kazayla birlikte bu sayı 39'a yükseldi.
Cougar helikopterlerin ilk kazası 4 Haziran 1997 tarihinde meydana geldi. Kuzey Irak´taki operasyona katılan askerleri taşıyan helikopter, Zap Bölgesi´nde bölücü terör örgütü tarafından atılan füze ile vuruldu. 11 asker şehit oldu. Envantere yeni giren helikopterlerin füze koruma sistemi olmadığından tüm Cougar tipi bu helikopterler batıdaki birliklere verildi. Füze koruma sistemlerinin takılmasının ardından Cougar´lar tekrar Güneydoğu´ya döndü.
İkinci kaza, Isparta´nın Eğirdir İlçesi´nde 29 Nisan 2003´te oldu. Eğitim uçuşundaki AS532 Cougar helikopteri yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Kazada 4 asker şehit oldu. Bir asker de ağır yaralandı.
Üçüncü kaza 31 Mayıs 2017 yılında meydana geldi. Şırnak’ın Uludere ilçesi Şenoba beldesinden kalkan, içinde biri general rütbeli askerlerin de bulunduğu Coogeer tipi helikopter kalkıştan 3 dakika sonra yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Düşen helikopterde Tümgeneral Aydoğan Aydın ve 2’si Albay olmak üzere 13 askerimiz şehit oldu.
21 ASKER TAŞIYABİLİYOR...
Alımına 1993’te karar verilen AS532’lerden ilk aşamada 20 adet satın alındı. Fransa’da imal edilen helikopterler Kara Kuvvetleri’ne 1996’dan itibaren teslim edilmeye başlandı. Bunu 1995’teki ikinci alım anlaşması izledi. Ankara’da TAI tesislerinde üretilen 30 adet AS532’nin 20’si Hava Kuvvetleri’ne arama kurtarma, kalanlar ise Kara Kuvvetleri’ne verildi.
Toplam 21 tam teçhizatlı asker taşıyabilen AS532 Cougar’lar, 842 kilometre menzilli. Saatte 278 kilometre hıza çıkabiliyor. Çift motorlu helikopterin uçuş ekibi iki pilot ve bir teknisyenden oluşuyor.
YÜREĞİMİZİ DAĞLAYAN 11 ŞEHİDİMİZ...
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: MSB--Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 422872
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize daha önce söz verdiğimiz şekilde bugün itibarıyla yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz." dedi...
Beştepe'de 3,5 saat süren Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yeni normalleşme planını açıkladı. Bu kapsamda risksiz illerde hafta sonu kısıtlaması yok.
İşte madde madde kademeli normalleşme dönemi...
Corona virüs salgınıyla mücadele 'yerinde karar' olarak adlandırılan kademeli normalleşme dönemi başlıyor.
Yerinde karar döneminde alınacak kararlar, vaka sayıları, aşı yapılan kişi sayısı ve hastanelerin doluluk oranlarına göre illere özgü normalleşme adımları atılacak.
YÜZ YÜZE EĞİTİM...
Düşük ve orta riskli illerde ilaveten ortaokullar ve liseler dahil diğer kademelerde eğitim-öğretime başlanacak.
Yüksek ve çok yüksek riskli illerimizde genel uygulamanın dışında sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.
RESTORAN VE KAFELER...
Kafe-restoranlar 07.00 ile 19.00 arasında açılıyor.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI...
Sokağa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.
Ülkemizin tamamında süren akşam 21.00 ile sabah 05.00 arasındaki sokağa çıkma sınırlaması sürecek.
65 yaş üstü ve 20 yaş altı kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde kaldırıldı.
DÜĞÜN VE NİKAHLAR...
Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, düşük ve orta riskli illerimizde 100 kişiyi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kişiyi geçmemek ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 308551
Hangi iller kademeli normalleşmeye geçti?
Bakan Koca, risk haritasını paylaştı...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca illerin risk değerlendirme kriterine göre ayrılmış haritasını paylaştı. Haritada 4 kategoriye ayrılan bölgelerin koronavirüs salgınına yönelik olarak risk durumları yer aldı. Tabloda 14 düşük riskli il bulunurken, 28 de orta riskli il yer alıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, illerin Kovid-19 değerlendirme kriterlerine göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak gruplandırıldığı haritayı paylaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaşımı şu şekilde:
İşte risk haritasına göre kalkan kısıtlamalar;
- Hafta sonu kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırılırken yüksek ve çok yüksek riskli illerde pazar günü devam edecek. Akşam 21 ile sabah 5 arası kısıtlama sürecek.
- Okullar Türkiye genelindeki ilkokullarda 8-12 sınıflarda eğitim öğretime açılacak.
- Düşük ve orta riskli illerde diğer kademelerde de eğitme başlanacaktır. Yüksek ve çok riskli illerde sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.
- Çok yüksek riskli iller dışında kafe restoranlar sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile sürdürecektir.
- Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale dönecektir.
- 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımız ile ilgili düzenleme düşük ve orta illerimizde kaldırıldı.
- Halı saha ve havuz düşük riskli illerde gibi yerler sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyetini sürdüreceklerdir.
orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak gruplandırıldığı haritayı paylaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaşımı şu şekilde:
"İllerimiz risk değerlendirme kriterlerine göre 4 kategoriye ayrıldı. Düşük riskli (mavi), orta riskli (sarı), yüksek riskli (turuncu) ve çok yüksek riskli (kırmızı) olarak kategoriler belirlendi. Buna göre normalleşme adımları uygulanacaktır. Tedbirli ve kademeli normalleşecegiz."
DÜŞÜK RİSKLİ İLLER (MAVİ)
Uşak, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Bitlis, Van, Bingöl, Muş, Ağrı, Iğdır.
ORTA RİSKLİ İLLER (SARI)
Bursa, Manisa, Aydın, Denizli, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Ankara, Çankırı, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars
YÜKSEK RİSKLİ İLLER (TURUNCU)
İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Muğla, Antalya, Bilecik, Kütahya, Düzce, Bolu, Zonguldak, Kırıkkale, Karaman, Mersin, Niğde, Kayseri, Kilis, Artvin, Ardahan.
ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLER (KIRMIZI)
Edirne, Balıkesir, Burdur, Sakarya, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Konya, Aksaray, Osmaniye, Adıyaman.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 400959
Restoran, kafe gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında faaliyet verebilecek...
Kabine Toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın merakla beklediği mekanlarla ilgili alınan kararı açıkladı. Erdoğan," Restoran, kafe gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında Türkiye genelinde sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında yüzde 50 kapasiteyle hizmet verebilecek" dedi.
Milyonların heyecanla normalleşmeye yönelik çıkacak kararları beklediği kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Beştepe'de saat 15.55'te başlayan toplantıda, restoran ve kafelerin açılması, yüz yüze eğitim ve hafta sonu ile hafta içi kısıtlama saatlerinde atılacak yeni adımlar ilgili açıklamalar da geldi.
YÜZDE 50 SINIRLAMA İLE FAALİYETE GEÇİLİYOR...
Toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın merakla beklediği kararı açıkladı. Erdoğan, "Restoran, kafetarya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 19:00 arasında faaliyetlerini yüzde 50 sınırlama ile sürdürecektir." ifadesinde bulundu.
HABER: Ugur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 69430
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Alanya’nın en önemli tarihi yapılarından biri olan Gülevşen Camii’nin restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Tarihi camiyi gün yüzüne çıkarmak için yürütülen proje kapsamında zeminde kazı çalışmaları yapılıyor...
14. Yüzyılda Karamanoğlu Beyliği tarafından inşa edilen Alanya’nın Çıplaklı Mahallesi’ndeki tarihi Gülevşen Camii’ni gün yüzüne çıkarmak için Antalya Valiliği ve Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile aslına uygun hazırlanan proje kapsamında çalışmalar yapılıyor.
Çevre kazıları ile zamana yenik düşerek yıkılan ve toprak altında kalan taşlar ortaya çıkarıldı. Çökmek üzere olan bazı duvarlar yıkılarak, duvar taşları tek tek ayıklandı. Duvarlar bu taşlar da kullanılarak, aslına uygun olarak tekrar inşa edildi.
ZEMİN KAZILIYOR...
Sağlam duvarlarda ise taşlar arasındaki derzler yenilenip, temizlendi. Bu arada mihrap arkasında yer alan destekleyici duvarın da inşası da tamamlandı. Tarihi caminin bahçesinde bulunan üç katlı eski binanın yıkımı gerçekleştirilirken, caminin bahçesine toprak dolgu yapıldı. İstinat duvarının çalışmaları da devam ediyor. Binanın toprak zemini de Müze Müdürlüğü yetkililerinin talimatları doğrultusunda kazılıyor. Binanın içinde yer alan destekleyici kolonların tespiti için Müze Müdürlüğü ekipleri nezaretinde ölçüm ve kazılar gerçekleştiriliyor. Bulunan tarihi kalıntıların zarar görmemesi için titizlikle çalışma yapılıyor.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 456824
Türkiye'mizin her ilinde bulunan ve sayıları 70 binden fazla insan sokakta yaşıyor... "Cennet Anaların ayağı altındadır" diyen bir peygamberin ümmetiyiz ama gelin görün ki; o analarımız pazar yerlerinde çürümüş sebze ve meyve topluyor,çöpten ekmek topluyor...
Yer: Alanya
Günlerden: Cuma
Tarih: 26 Şubat 2021
Şevket Tokuş Caddesi
Zenginliğin Doruklarında bir şehir..
Deniz güzel mi güzel..
Hava güneşli..
Turistler sahilde ve sevgililer el ele...
Yani hayat çoğumuza toz pembe...
Onlarca fiyakalı araba geçiyor bu caddeden ve genç bir kadın Çöpten ekmek parçalarını ayıklıyor.Yerde küçük bir kız çocuğu ve o genç anne dünyayı umursamadan sadece çöpten ekmek topluyor...
--Bu fotoğraları çekerken göz yaşlarına boğuldum.
--Ellerim titredi.
--İnsanlığımdan utandım.
--Saatlerce dondum kaldım.
--Haberimi bile yazamadım ve bu sevdiğim şehirde ilk defa güneşli hava da karanlığa boğuldum insanlık adına; İnsanlığım adına...
Sokaklarda yaşayan insanlar,çocuklarının karnını doyurmak isteyen anneler,çöp konteynerlerinin içinden ekmek kırıntılarını toplayıp yaşama tutunuyor.
Ne yazık ki ülkeyi yöneten siyasetçiler boş ve süslü laflarla ve zenginliklerine zenginlik katarak, Ay'a gitmekten bahsediyor.
Bu haberi yazacak takati bile bulamıyorum kendimde ve yazacağım cümleler ellerimde ve beynimde donuyor...
Ülkemiz de tüm belediyeler,valilik ve kaymakamlıklar bir seferberlik yapmalı ve sokakta bir tek sahipsiz insan,çöpten ekmek toplayan bir tek insan kalmayana kadar her kimsesize ve çaresize el uzatılmalı,insanlığın şefkati ile yaşatılmalıdır.
HABER ve FOTOĞRAFLAR: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 212320
Mardin'de ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mardin'in üç ilçesindeki 18 kırsal mahalle ve bağlı mezralara terör örgütü PKK'ya yönelik operasyon başlatıldı...
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 220988
Antakya’daki St. Pierre, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, neredeyse her kaynakta Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak geçiyor. Ancak Anadolu kültürü tarihçisi ve Türkolog Ali Canip Olgunlu, Ayasofya / Karadaki En Büyük Yelkenli isimli kitabında bunun doğru olmadığını, dünyanın ilk kilisesinin Antakya’da değil Konya’da olduğunu yazıyor...
Ali Canip Olgunlu, Independent Türkçe’de yer alan haberde, dünyanın ilk kilisesinin neden Konya’da olduğunu şöyle açıklıyor:
İLK 7 KİLİSE ARASINDA YOK...
“Antakya’daki St. Pierre bir kilise değil ‘kenise’dir. Kenise, bir bina ismi değildir. Gizli gizli ibadet edilen yer anlamına gelir. Anadolu’da birçok yerde gizli gizli mağaralar var. İsa’dan sonra havarileri cemaat oluşturmak için her yerde özellikle de saklanabilecekleri mağarada hem ibadet ediyorlardı hem de bu dini yaymaya çalışıyorlardı. Mağaraların tercih edilmesinin ana sebebi barınmak olmakla birlikte İsa’nın bir mağarada dünyaya gelmesiyle de öne çıkan tarihsel bir yöneliştir. İnançsal sebeplerle gizli gizli ibadet edilen bu yerlere ‘kenise’ denir. Dolayısıyla St. Pierre ilk keniselerden bir tanesidir. Oralar günümüzde anlaşıldığı anlamda kilise değil kenisedir. Ayrıca o tarihte Hıristiyanlık meşru değildi. Roma Hıristiyan değildi. Roma bu yüzden Hristiyanlar’a karşı hoş görülü değildi. Yani bir kilisede açıkça ibadet etmeleri mümkün değildi.
Zaten Antakya’daki St. Pierre, dünyanın ilk yedi kilisesi arasında da yoktur. Yalnızca kenise olmakla birlikte ilk kilise olarak sayılan kiliseler; Efes, İzmir (Smyrna), Bergama, Thyateira (Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir) ve Laodikeia (Denizli). Görüldüğü gibi Antakya St. Pierre, ilklere dâhil edilmemekle birlikte dünyanın ilk kilisesi olarak işaret edilmesi anlaşılır gibi değildir.
İLK KİLİSEYİ HELENA KONYA’DA YAPTIRDI...
Dünyanın ilk kilisesi, Konya yakınlarındaki Sille yerleşkesinde, ‘Hristiyanlar’ın annesi’ olarak bilinen Constantin’in Annesi Helena tarafından sağlanan serbestlik ile 327 yılında inşa edilen ve günümüzde de Azize Helena adıyla bilinen kilisedir. Bu kilise, Roma’nın Hıristiyanlığı serbest bırakmasından üç yıl önce inşa ediliyor.
Helena, Kudüs’e yaptığı hac yolculuğu sırasında Sille’ye uğrar ve orada bulunan inananlar için ibadethane yapma imkanı sağlar. Bunu sadece Helena gibi güçlü ve inaçlı bir imparatoriçe yapabilirdi.
Bu bağlamda Sille, Azize Helena Kilisesi dünyanın ilk, birinci Ayasofya olarak isimlendirilen Megale Ekklesia ise Anadolu’nun dolayısıyla dünyanın ikinci kilisesidir. Megale Ekklesia, inşa edilmesinden 44 yıl sonra İmparator Arkadios zamanında çıkan bir ayaklanma neticesinde yanarak yok olur.”
HIRİSTİYANLARIN ANNESİ HELENA KİMDİR?
M.S. 250 yılında Drapene’de dünyaya gelir. Kocasının kendisini asil bir aileden olmadığı gerekçesiyle boşamasına rağmen oğlu Constantin imparator olunca Helana İmparatoriçe ünvanına kavuşmuştur. Seksenli yaşlarında Kudüs’e hac yolculuğuna çıkar. Hz. İsa’ya ait kutsal eşyaları bularak beraberinde Constantinapolis’e getirir. Bu kutsal emanetlerden bir tanesi, Hristiyan dünyası için ilk şehit sayılan Aziz Stefanos’un kemikleridir. Aziz Stefanos, Hristiyanlığa inandığı için Kudüs’ten kovulup taşlanarak öldürülen ilk inanandır. Zamanı belli olmamasına rağmen 26 Aralık tarihinde bu olayın gerçekleştiğine inanan Hristiyanlar için azizin yortu günü 26 Aralık olarak anılır.
Dindar, hayırsever, bağışlayıcı bir hayat süren Helena’ya, İznik konsil babaları ‘Hristiyanlar’ın annesi’ ünvanını verirler. Öte yandan M.Ö. 31 yılından sonra Roma imparatorları “Caesar Augustus” ünvanını alırken imparator eşlerine de “Augusta” ünvanı verilir. İlk kez Helena, imparator eşi olmamasına rağmen oğlu vasıtasıyla bu ünvanı almıştır.
HABER: Ayten YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 593958
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in başkanlığında oluşturulan komitenin hazırladığı, Alanya'nın fethinin 800.yıl dönümü kutlamaları tanıtım programı büyüleyici bir atmoserde ve dudak uçuklatan muhteşem bir kareografi ile tanıtıldı...
Büyüleyici bir atmosere sahip, tarih kokan ve Tarihin tünellerinden yürüyerek salona giren konuklar kendilerini tarihin sahnesinin içinde buldu.dün
Alanya Güneşi Gazetesi olarak, program sonunda konuklara hislerini ve düşüncelerini sorduk. Herkesin birleştiği ortak cümle; "Alanya ,Alanya olalı böyle bir tanıtım görmedi"şeklinde oldu.
BU ŞEHİRDE YAŞAYAN HERKES BU ŞEHRİN SAHİBİDİR MESAJI...
Atatürk Spor Salonunda konuklar için hazırlanan her sandalyenin üzerine; her konuk için birer sandukadan oluşan ,kutlamanın ruhuna uygun hediye paketi hazırlanmıştı.
Sanduka'yı açan her konuk,Alanya şehrinin anahtarını buldu sandukanın içinde.
Başkan Adem Murat Yücel ve komitesinin mesajı: " 1721 tarihinde Sultan Alaaddin Keykubat tarafından feth edilen ve Selçuklu'nun kışlık Başkenti yapılan Alanya'nın sahipleri, bu şehirde yaşayan herkestir" oldu.
ALANYA’NIN FETHİNİN 800. YIL DÖNÜMÜ KUTLAMALARI COŞKU DOLU LANSMANLA BAŞLADI...
Alanya’nın Sultan Alaaddin Keykubat tarafından fethinin 800. yıl dönümü kutlamaları, Alanya Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. Coşkulu anlara sahne olan törende konuşan Başkan Yücel, “Bu şehir bizim, bu coşku bizim, bu gurur bizim” dedi.
Sultan Alaaddin Keykubat’ın Alanya’yı fethinin 800. yıldönümü kutlamaları şerefine tertiplenen etkinlikler, Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. COVID-19 tedbirleri kapsamında katılımın kısıtlı olduğu lansmana Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş, Alanya Kayamkamı Fatih Ürkmezer, Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Ekrem Kalan, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi Rektörü Ali Ekrem Özkul, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Alper Avcı, İlçe Garnizon Komutanı Yarbay Burak Mindivanlı, Alanyaspor Kulüp Başkanı Hasan Çavuşoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya eski Milletvekili Hüseyin Yıldız ve Gazipaşa, Sarıveliler, Güneyyurt, Göktepe, Kazancı Belediye Başkanları ile kurum müdürleri, oda ve dernek başkanları ile çok sayıda tarihçi ve eğitimci katıldı.
“BU KADİM ŞEHİR HEPİMİZİN”
Lansman öncesi çeşitli sahne performansları sergilenirken, ünlü Türk Opera Sanatçısı ve Tenor Hakan Aysev de katılımcılara konser verdi. Performansların ardından programın açılış konuşmasını Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel gerçekleştirdi. Başkan Yücel katılımcıları; “Bizi, bir araya getiren 8 asrın ve gelecek asırların kahramanları, İki Denizin Sultanı, Ulu Hakan, Sultan Alaaddin Keykubat’ın başkentine, hoşgörünün şehrine, sabrın, merhametin, şefkatin, doğruluğun, sır tutmanın, cömertliğin, sadakatin, rabbine şükredenlerin şehrine, 800 yıldır güven ve huzurun hüküm sürdüğü, özgürlüğün kanatları altındaki, Alanya’mıza hoş geldiniz. Sizleri, asırlardır tüm görkemiyle dimdik ayakta duran; Süleymaniye Cami’yle, Alanya Kalesi’yle, Tersane’yle, Kızıl Kule’yle, Syedra Antik Kentiyle, Alara Kalesi’yle, Mescidlerimiz, evliyalarımız, yatırlarımızla, toprak altında yatan manevi hazinelerimizle, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusuyla, Kadim şehir Alanya’nın tüm güzellikleriyle, Selamlıyorum” sözleriyle karşıladı.
“FETİH COŞKUSU PANDEMİDE BİZLERE UMUT OLSUN”
“1221 yılından bugüne Alanya’nın Fethi’nin 800. yılını kutluyoruz” diyen Başkan Yücel, “Fethimiz mübarek olsun. İstedik ki, bu yıl çok farklı bir kutlama programı yapalım. Dünyayı, başta sağlık olmak üzere sosyal ve ekonomik olarak etkileyen, milyonlarca insanın ölümüne neden olan pandemi dolayısıyla üzücü ve zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte, geleceğin belirsizliğinde kaybolmaktansa, hep birlikte geçmişin sağlam köklerine tutunarak, güçlenelim istedik. İnanıyorum ki, fetih coşkusuyla karamsarlığı bir kenara bırakıp, yüzyıllardan akarak bizlere taşınan efsuni dinginlikte huzur bulacağız. Birlik ve beraberlik içinde geleceğe daha umutla bakacağız” diye konuştu.
“BU DESTAN CESUR İNSANLARIN DESTANI”
Başkan Yücel, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Bugün, özgürlüğün kanatları altında bir fethi, bir milleti, bir ulusu ve 8 asırlık destansı bir tarihi anlatmak için buradayız. Bir destan ki; azimle, kararlılıkla, Alanya Kalesi surlarına dayananların destanı, hemen vazgeçmeyenlerin, sabırla netice almayı bekleyenlerin, fethettiği topraklarda yaşayanlara merhametle yaklaşanların, onlara cömertçe davrananların, cesur insanların destanı. Sır tutmayı bilenlerin, Rabbine şükretmekten hiçbir zaman vazgeçmeyenlerin, doğruluktan ayrılmayanların, birbirlerine, ulusuna ve milletine sadık olanların, destanı bu. Biz Türklerin destanı.
“BU COŞKUYU TÜM YILA YAYACAĞIZ”
Bu şanlı fetih destanını bir yıl boyunca çeşitli etkinlik ve programlarla kutlayacağız. Alanya’yı fetheden Sultan Alaaddin Keykubat ve ecdadımızı hayır ve dualarla anacağız. Bu şehri Türklükle, Müslümanlıkla, ezanla, iyilik ve güzelliklerle buluşturan karaların ve denizlerin sultanı Alaaddin Keykubat’tır. Biz, Alanya’yı, Türk-İslam Medeniyeti ile tanıştıran, yoğuran, bizlere bu eşsiz mirası bırakan Alaaddin Keykubat’tan ve o güzel ordudan razıyız. Allah da onlardan razı olsun.
“SELÇUKLU DEVLETİNİ DÜNYA DEVLETİ YAPAN BİR KAHRAMAN”
Sultan Alaaddin Keykubat, denge ve savunma siyasetini çok iyi bilen deha bir devlet adamı ve komutandı. Alanya’yı kuşatmış, 2 ay süresiyle kararlılıkla beklemiş, bölge halkını ikna ederek, hiç kan dökmeden engin hoşgörüsüyle Alanya’yı topraklarına katmıştır. Fetihten sonra hiç kimsenin dini inançlarına karışmamış, geniş bir özgürlük tanımış, halkına refah ve zengin bir yaşam sunmuştur. Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Selçuklu Sultanı unvanına sahip olan 1. Alaaddin Keykubat’ın esas gayesi, denizlere de hakim olarak Selçuklu Devletini bir dünya devleti yapmaktı.
“ALANYA’NIN FETHİ SADECE BİR TOPRAK KAZANIMI DEĞİLDİR”
Bu nedenle; Alanya’nın fethi, sıradan bir kıyı kentinin Selçuklu topraklarına katılması değildir. Alanya’nın fethi, Ortaçağ siyasi tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Alanya’nın fethiyle, Sultanlığın gücü Akdeniz’e yayılmış, askeri ve siyasi bakımdan stratejik öneme sahip bir liman kenti elde edilmiştir. Selçuklu Devleti’nin Akdeniz sahillerindeki sınırları, Silifke’ye kadar uzanmıştır. Alaaddin Keykubat, rüyalarında kendisine ilham olunan Alanya’yı fetih ettikten sonra verdiği ilk emirle, beylerini toplayıp, camilerden ezanlar yankılansın istemiştir. Sonrasında bir ferman çıkartarak, tüm ressam, sanatkar, usta ve mimarlara, saray ve medrese yapılması emrini vermiştir. Büyük bir yapılaşma hamlesi başlatan Keykubat, ortaya koyduğu sayısız eserlerle Alanya’yı, Türk- İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri yapmıştır.
“ÇAĞIN ÖTESİNDE BİR VİZYONA SAHİPTİ”
Konya Kalesi büyüklüğünde yapılmasını istediği surlar, döneminin ilk ve tek örneği olan Kızıl Kule, deniz ticaretini geliştirmek için inşa ettiği Tersane, Alaaddin Keykubat’ın vizyonunu, ileri görüşlülüğünü, ferasetini ortaya koyan en önemli Selçuklu yapıtlarıdır. Sultan Alaaddin Keykubat, tersaneyi inşa ederek, burada büyük gemiler yaptırmış ve çok güçlü bir donanma kurmuştur. Alâiye'yi mamur bir Selçuklu limanı haline getirmiş, bölge ticaretindeki konumunu son derece güçlendirmiştir. Çağın çok ilerisinde büyük işlere ve başarılara imza atmıştır.
“BİZİM YOLUMUZ FETHEDENLERİN YOLUDUR”
Ulu Sultan, Alanya’ya çok değer vermiş, burada evlenmiş, elçilerini burada ağırlamış ve ömrünün sonuna kadar Alanya’yı kışlık başkent olarak kullanmaya devam etmiştir. Türk Milleti olarak şanlı tarihimizde Alanya’nın fethi gibi nice fetihlerle adımızı dünya tarihine yazdırmışızdır. Bizim yolumuz; Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Türkler’e açan Sultan Alparslan’ın yoludur. Bizim yolumuz; kurduğu küçük bir beylikten, dünyaya hakim olan Büyük Osmanlı Devletini var eden Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin yoludur. Bizim yolumuz; Peygamberimizin ‘İstanbul mutlaka fetih edilecektir. Onu fetih eden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur’ methine mazhar olmak için 21 yaşında İstanbul’u fetheden, çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in yoludur. İşgal altındaki bir ülkeyi, Kuvayi Milliye ruhuyla düşmanlardan arındırıp, Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Bizim yolumuz, Yusuf Has Hacip’in, Şeyh Edebali’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Ahmet Yesevi’nin, Hacı Bayram Veli’nin, Ak Şemseddin’in, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın yoludur.
“BİZİM İÇİN EN BÜYÜK FETİH GEÇMİŞİMİZİ KORUMAK VE YAŞATMAKTIR”
Ötüken’den Orta Asya’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan, büyük devletler kuran, hüküm sürdüğü tüm coğrafyalarda kültür, sanat, mimari ve bilimde eşsiz eserler ortaya koyan, Turan ülküsünü ve İslam Medeniyetini kıtalara hakim kılan, bugün yolumuzu aydınlatacak anlayış ve manevi değerleri bizlere miras bırakan, atalarımıza, ecdadımıza hepimizin çok büyük bir vefa borcu var. Artık bizim için en büyük fetih Keykubat’ın mirasına sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmaktır. Bizim için fetih geçmişin kazanımlarıyla, geleceği yeniden inşa etmektir.
“SELÇUKLU’NUN MİRASLARINI AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Alanya Kalesi, Surlar, İç Kale Saray Kompleksi, Ehmedek, Arap Evliyası, Tersane, Kızıl Kule, Süleymaniye Cami, Denizci Mescidi, Tophane, Akşebe Mescidi, Arasta, Bedesten, hanlar, hamamlar, sarnıçlar, Kızlar Pınarı Han ve çeşmesi, Sedre Av Köşkü, Hasbahçe Köşkü, Gülevşen Av Köşkü, Hacı Baba, Alarahan, Şarapsahan, Alara Kalesi Selçuklu’dan günümüze tüm ihtişamı ile varlığını sürdüren eserlerdir. Alanya’nın değerine değer katan bu kültür hazinelerini koruyup gelecek nesillere aktarmak gayesiyle birçok tarihi yapıyı restore ederek şehrimizin belleğine kazandırdık. Şehrimizdeki tarihi Alanya evlerini bir bir ayağa kaldırdık. Bedesten, Sedre Av Köşkü, Alanya Yemek Müzesi ve Oba Medresesi’nin onarımını yaptık. Fetih programı kapsamında inşallah açılışlarını gerçekleştireceğiz.
“EN BÜYÜK GAYEMİZ BU SANCAĞI DAHA İLERİLERE TAŞIMAK”
Selçuklular’ın kentimizdeki en önemli başyapıtı olan Alanya Kalesi’nin Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine girmesi için çalışmalarımız sürmektedir. Kalemizin ziyaretçi sayısı teleferik projemizi hayata geçirdikten sonra 4 kat artmıştır. Yürüyüş güzergahları ve yaya yolları projemizle, ziyaretçilerin kalenin her noktasını yürüyerek keşfetmeleri sağlanmıştır. Birçok ödül ile onurlandığımız restorasyon çalışmalarını büyük bir hızla sürdüreceğiz. Keykubat’ın fethine nail olmuş, Selçuklu’ya başkentlik yapmış, bu kadim kentin, güzel insanlarına hizmette bulunmak bizim için kutsal bir vazife, büyük bir onur ve gururdur. En büyük gayemiz; Onlardan aldığımız sancağı daha yükseklerde dalgalandırmaktır.
“ALANYA GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ HUZUR VE GÜVENİN KENTİDİR”
Geleceğin mimarı gençlerimize, ecdadımızı unutturmamak, yüce değerlerimizi, vatan ve millet sevdasını aşılamak, ‘onları kökleri mazide bir atiye’ en iyi şekilde hazırlamak, en büyük hedefimizdir. Yarının büyük ve güçlü Türkiye’sini oluşturacak nesillerimiz için fetih; ilimdir, irfandır, fendir, bilimdir, sanattır, ileri teknolojidir. Gençler; bu yolda muhtaç olduğunuz kudret; damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. Alanya, geçmişteki gibi barışın, huzurun ve güvenin başkenti olmaya devam etmektedir.
“İL OLMAYI HAK EDEN BİR ALANYA VAR”
Farklı din ve dilden, 100’ün üzerinde milletten yaklaşık 31 bin yerleşik yabancıyla hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktayız. 334 bine yakın nüfusuyla 24 ili geride bırakan Alanya, artık il olmayı çoktan hak etmiştir. 2023 vizyonuyla, Alanya’nın vilayet olacağına inancımız tamdır.
“ÖMRÜMÜ ALANYA’YA HİZMET İÇİN ADADIM”
Kadim Kent Alanya, Ömrümü hizmetine adadığım Alanya, tarihin en büyük tanığı olan, tüm caddelerine, tüm sokaklarına, tüm mahallelerine, kadirşinas insanlarına aşkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Çalışmaktan, üretmekten, gönülleri fetih etmekten vazgeçmeyeceğiz. 1 yıl boyunca yapacağımız Alanya’nın fethi programlarımıza destek ve katkı sunan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Türk dünyasının hamisi Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçeli’ye, Alanya’mızın gururu Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, Antalya Valimiz Sayın Ersin Yazıcı’ya, Antalya Milletvekillerimize, Alanya Kaymakamımız Sayın Fatih Ürkmezer’e, rektörlerimize, üniversitelerimize, kamu kurum ve kuruluşlarına, siyasi il ve ilçe başkanlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve emek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sözlerime bu duygularla son verirken; Büyük Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubatı, ecdadımızı, atalarımızı, şehitlerimizi, rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Birliğimizin, beraberliğimizin, dirliğimizin daim olması dileklerimle.”
“ALANYA SULTAN KEYKUBAT İLE TÜRK İSLAM KENTİ OLMUŞTUR”
Başkan Yücel’in ardından Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Ekrem Kalan da günün anlam ve önemine binaen konuşma gerçekleştirdi. Rektör Kalan, “Fethin 800. yılı artık Alanya’nın bir Türk-İslam yurdu hale geldiğinin en güzel kanıtı. Bugün Alanya, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun aziz askerlerinin bize bırakmış olduğu bu kıymetli mirastır. Alaaddin Keykubat’la ilgili malumunuz Antalya fatihi birinci Gıyasettin Keyhüsrev‘in oğlu olup tahta geçmesinin hemen ardından ilk gözünü diktiği yer olan yerdir. O dönemdeki adıyla Kalonoros, onun için çok önemlidir.
“ALANYA’NIN İL OLMASI HAKKIN TESLİMİDİR”
Alayının fethinden hemen sonra da şehri kendi ismini nispetle Alaiye adıyla bir Türk-İslam şehri olarak yeniden tesis etmiştir Sultan Alaaddin Keykubat’ın adını verdiği üç yer vardır Türkiye’de. Bunlardan bir tanesi hemen yakın komşumuz Konya’da Beyşehir‘de bulunan Kubadabad Sarayı, bir diğeri Kayseri’deki Keykubad Sarayıdır. Bir şehri ilk ve son kez adını vermiştir Alaiye demiştir ve bu şekilde Kalonoros adı Alaiye olarak cumhuriyete kadar devam etmiştir. Ayrıca, Alanya’nın şehir olması bu kadar hazirunu bir arada bulmuşken söylemekten imtina edemeyeceğim bir konu. 1864 Vilayet Nizamnamesine kadar Alaiye bir sancaktır. Dolayısıyla Antalya ile aynı statüdedir. Selçuklu’nun kışlık başkenti, Osmanlı döneminde bir şehirdir. 1864’te önce Konya’ya, 1868’de Antalya’ya bağlanıyor ve bu yapılırken de Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Selenti adıyla bilinen Gazipaşa ve Manavgat, Alanya’dan ayrılmıştır. Dolayısıyla Alanya’nın il olması verilecek herhangi bir ödül değildir. Diğer yerleşim yerlerini kastetmiyorum ancak Alanya’nın il olması, bir hakkın teslimidir” ifadelerine konuşmasında yer verdi.
“ALANYA’DA GÖREV YAPMAK ONUR VE GURUR VERİCİ”
Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ise şu sözlerle konuşmasını gerçekleştirdi: “Bu kadar tarihsel, kültürel döneme haiz bir yerde, Selçuklu gibi Anadolu’nun Türkleşmesinde, İslamlaşmasında öneme sahip bir yerde bir mülki idare amiri olarak görev yapmak hem şahsım hem ailem için çok onur ve gurur verici. Bizler de bu mutluluğu ve gururu her an her gün yaşıyoruz ve inşallah burada görev yaptığımız müddetçe Alanya’ya faydalı olacak şeyleri hep birlikte yapmaya devam edeceğiz. Ben 1071’de Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan ve askerlerinden 1221’de Alanya‘yı fetheden Alaaddin Keykubat ve askerlerine, 1453’te İstanbul’a bayrağı diken Fatih Sultan Mehmet ve askerlerinden Çanakkale Savaşı’nda Kocaseyit’e kadar, Cumhuriyetimizin kurucusu, dün de Alanya ziyaretini kutladığımız ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in askerlerinden, 30 yıldır terörle mücadele eden Mehmetçiğimize şükranlarımı sunuyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.”
“ÇİFT BAŞLI KARTAL ALANYA’NIN DÜNYAYA BAKIŞINI ÖZETLİYOR”
Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun da, “Büyük Türk milletinin bir ferdi olmaktan her zaman için şeref ve onur duymakla birlikte, bugün burada bir Selçuklu şehri olan Alanya’da tarihi bir ana şehitlik ediyoruz. Belediyemizin armasında bulunan çift başlı kartal Alanya’nın dünyaya bakışını özetlemektedir. Bir yüzü doğuya, bir yüzü batıya dönük çift başlı kartal, dünyanın her yerinden gelen misafirlerimize kucak açmış, farklı milletlere ev sahipliği yapmaktadır. Selçuklu hükümdarı Sultan Alaaddin Keykubat ile yeşeren, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile anıtlaşan Alanya, dünyaya örnek bir şehrimizdir. Alanya’nın Selçuklu ruhuna yakışır bir şekilde muhafaza edilerek gelişmesinden dolayı büyük mutluluk duyuyor, Türk-İslam coğrafyasının bir parçası olarak, Alanya oluş sürecinde, o günden bugüne canıyla, kanıyla, ilmi ve irfanıyla kendini bu topraklara adayan tüm geçmişlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
“ALANYA TARİH BOYUNCA ÖNEMİNİ KORUMAYI BAŞARMIŞTIR”
Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş de konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Alanya çok değerli bir kentimiz. Öyledir ki büyük Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusu tarafından değerli görülerek, stratejik bir yer olarak görülmesi nedeniyle 800 yıl önce fethedilmiş ve Türk-İslam toprağı hale getirilmiştir. Bugün de Alanya bu önemini korumaktadır. Her yıl milyonlarca turist ağırlamakta, dünyanın her tarafından bu güzel ilçemize insanlar tatil yapmak için gelmektedir. Alanya Belediye Başkanımız Adem Murat Yücel de ifade etti, Alanya’mız gerçekten bugün Türkiye’de bir çok vilayetten daha da büyük olan bir ilçemiz. Alanya’nın fethinin 800. yıl dönümü nedeniyle belediyemiz öncülüğünde gerçekleştirilen bu etkinliğin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Alanya’nın tarihine ilişkin belgelerin toparlanması muhafaza edilmesi ve bu kültürün gelecek nesillere aktarılması oldukça önemli. Bu konuda iki üniversitemizin bu ilçede olması nedeniyle çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Ecdadımızdan kalan ve bugüne kadar gelen tarihi eserlerin restore edilerek gelecek nesillere aktarılması konusunda başta belediyemiz olmak üzere valiliğimiz üzerinden ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız üzerinden birçok eserin restore edilerek, günümüze güzel bir şekilde kazandırıldığını görmekten de mutluluk duyuyoruz. 800 yıl önce bu güzel toprakları fethederek, bu güzel kenti, toprağı bize kazandıran, yurt yapan başta Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusunu, ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Bugün de bu toprakların bölünmez bütünlüğü, birliği için canlarını feda eden polis, asker tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.” Konuşmaların ardından Türk Opera Sanatçısı ve Tenor Hakan Aysev kısa bir konser daha verdi. Aysev’in büyüleyici performansının ardından lansman sona erdi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 220317
MEB'den yüz yüze eğitimle ilgili yeni karar geldi.
1 Mart'tan itibaren uygulamalı liselerde yüz yüze eğitim başlıyor...
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 1 Mart'tan itibaren mesleki ve teknik Anadolu liseleri, çok programlı Anadolu liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liseleri derslerine ait uygulama kazanımlarının yüz yüze eğitimlerine tüm sınıf seviyelerinde başlanmasına karar verdi.
Bu kapsamda, tüm sınıf seviyelerinde uygulamalı dersler okullarda yüz yüze yapılacak.
Yüz yüze eğitime kademeli geçişin ikinci aşaması 1 Mart'ta başlayacak.
Aynı tarihte, 8. ve 12. sınıf öğrencileri ile ilkokullarda yüz yüze eğitime başlanacak.
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 405772
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ile birlikte Alanya ile ilgili büyük projeleri görüşmek için Ankara’da üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.
Başkan Yücel ve Kaymakam Ürkmezer, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u ziyaret ederek, Alanya’nın talep ve projeleri konusunda destek istedi.
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve beraberindeki heyet, Ankara’da Bakanlar düzeyinde bir dizi programa katıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yoğun programına rağmen bütün gününü Alanya heyetine ayırdı. Günün ilk programında Bakan Çavuşoğlu Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’i Dışişleri Bakanlığı’nda ağırladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun öncülüğündeki heyet, önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda toplantılar gerçekleştirdi.
BAŞKAN YÜCEL, BAKAN ERSOY’A ESNAFLARIN SORUNLARINI ANLATTI
Alanya heyeti, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Bakan Mehmet Nuri Ersoy tarafından karşılandı. Alanya ile ilgili birçok projenin masaya yatırıldığı toplantıda Başkan Yücel, önceliği turizm esnafına verdi. Başkan Yücel, Alanya turizminin ve esnafların yeni sezondan beklentilerini Bakan Ersoy’a iletti. Turizm açısından Alanya’da gelişim gösteren bölgeler ele alınırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ilgilendiren ek ödeneklerle ilgili sıkıntılar da Bakan Ersoy’a aktarıldı ve destek sözü alındı.
ONAMA SINIRLARINDAKİ PLAN NOTLARI TEK TİPE DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in toplantıda gündeme getirdiği bir başka konu ise turizm onama sınırları içerisinde olan plan notlarının tek tipe dönüştürülmesi konusu oldu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hayri Çavuşoğlu’nun destekleri ile konu bakanlık düzeyine taşındı. Bu konuda Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’dan destek sözü alan Başkan Yücel; “Belediyemizin turizm onama sınırları içerisindeki plan notlarını birleştirerek tek tip plan notuna dönüştüreceğiz.” dedi. Ayrıca, Alanya’da yapımı devam eden ve daha sonra yapılması planlanan Kültür Merkezi projelerine de destek sözü alındı.
BAKAN ERSOY’DAN ALANYA İÇİN TANITIM SÖZÜ
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıda, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u, Alanya’nın Fethi’nin 800. yılı münasebetiyle yıl boyu düzenlenecek etkinlikler için bilgilendirdi. Tanıtım için destek talebinde bulundu. Bakan Ersoy ise hem etkinliğin hem de Alanya’nın yıl boyu ulusal ve uluslararası düzeyde genel tanıtımı adına destek sözü verdi.
ALANYA’NIN MİMARİ YAPISI YENİDEN HAZIRLANACAK
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu öncülüğündeki Alanya heyetinin üçüncü durağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu. Alanya heyeti buradaki toplantıda kent meydanı, kapalı otoparklar, meydanlar ve kentsel dönüşümle ilgili sorun ve projeleri Bakan Kurum’a aktardı. Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel; “Alanya’da Cumhuriyet Mahallesi’nde devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları ve yeni kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesi noktasında Bakan Yardımcıları ve Genel Müdürlükler ile görüşerek koordineli bir şekilde Alanya’nın mimari yapısını yeniden hazırlayacağız. Ayrıca plan aşamasında olan mevcut dönüşüm alanlarındaki çalışmalar hızlandırılarak vatandaşlarımızın bu riskli alandan bir an önce kurtulmasını sağlayacağız.” dedi.
BAKAN KURUM KENTİ İLGİLENDİREN MEGA PROJELERE DESTEK SÖZÜ VERDİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in destek istediği kent meydanı ve kentsel dönüşüm için Bakanlıktan gerekli hibelerin verileceği, projelerin maddi açıdan zorlandığı durumlarda ise kredi notu en iyi belediyelerden olan Alanya Belediyesi’nin, İller Bankası’ndan gerekli desteği alacağı sözünü verdi.
KONAKLI’YA YAPILACAK YENİ SPOR KOMPLEKSİ İÇİN DESTEK İSTENDİ
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve beraberindeki heyetin son durağı ise Spor Toto Genel Müdürlüğü oldu. Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in batı bölgesi ve Alanya için mega projelerinden olan ve Konaklı’ya yapılması planlanan Spor Kompleksi için Bakanlık düzeyinde destek istendi.
BAKANLAR, 800. YIL LANSMANINA DAVET EDİLDİ
Alanya Kaymakamı ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ziyaretler esnasında, Alanya’nın Fethi’nin 800. yılı münasebetiyle yıl boyu düzenlenecek programlar için Bakanları bilgilendirdi. Başkan Yücel, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u, Cuma günü gerçekleştirilecek 800. Yıl lansman programına davet etti.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU’NA ÖZEL TEŞEKKÜR
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, toplantıların ardından bütün Bakanlara ilgileri için teşekkür ederken, Alanyalı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na destekleri için özel olarak teşekkür etti. Başkan Yücel; “Bütün gün Alanya’mızı Bakanlıklar düzeyinde temsil ettik. Alanya’mızı daha ileriye taşımak adına, Şehrimizin mevcut sorunlarını ve projelerimizi tek tek ilgili Bakanlarımıza anlatma fırsatı yakaladık. Bize bu fırsatı sunan, Alanya’mızın gururu, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Bütün gününü bize ayıran, Alanya’mız söz konusu olduğunda akan suları durduran, Bakanlık kapılarının bizlere ardına kadar açılmasına vesile olan değerli Bakanımıza, sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, Alanya’nın sorunlarıyla yakından ilgilenen ve Ankara ziyaretlerimize eşlik eden Kaymakamımız Sayın Fatih Ürkmezer’e de teşekkür ediyorum.” dedi.
HABER: Uğur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 126264
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 567506
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Meclis'te düzenlenen özel oturumda, Gara'da 13 vatandaşı şehit eden PKK'lı teröristin kimliğini açıkladı. Bakan Akar sözde mağara sorumlusu 'Sorej' kod adlı Kamuran Ataman isimli teröristin turuncu listede arandığını bildirdi...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar TBMM'de terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ve Gara'da şehit edilen 13 vatandaşımız ve operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.Bakan Akar, teröristin 2017'den önce Beytüşşebap bölgesinde birçok katliama katıldığını ve buradan bir şekilde kaçarak Kamışlı'da, Derik'te 2017-2018 yıllarında sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptığını bildirdi. Turuncu listede aranan teröristin fotoğrafına da ulaşıldı.
13 VATANDAŞIMIZIN ŞEHİT EDİLMESİNDEN SORUMLU...
Bakan Akar, teröristin hastalandığı ya da yaralandığı için Derik'ten Gara'ya gönderildiğini bildirdi. Bakan Akar, operasyon sırasında teslim olan teröristin ifadesine göre, sözde mağara sorumlusu olan terörist Kamuran Ataman'ın 13 vatandaşın şehit edilmesinden sorumlu olduğunu bildirdi.İşte 13 vatandaşımızı şehit eden o terörist;
"HEDEFLER ÖZENLE SEÇİLMİŞ"...
Milli Savunma Bakanı Akar'ın konuşmadan satır başları:"Bu bölgedeki teröristlerin bir kısmının Gara'yı seçtiği, oraya odaklandığı bize gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Teröristler her an gelebilirler diye korksalar da yine kendilerini emniyette hissetmişlerdir. Herhangi bir şekilde karadan destek olmadan yapılan bir operasyon olması nedeniyle daha önceki operasyonlardan farklıdır. Hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır, hedefler özenle seçilmiş.
SABAHA KARŞI HAVA HAREKATI BAŞLATILDI...
Sivil halkın can güvenliğine özen gösterilmiştir. Saat 5.45'te hava hücum harekatı başlatılmış, özel kuvvet unsurlarımız helikopterle inmeye başlamıştır. İlk temasta bölgelerden birinde 2 şehit ve bir yaralı olmuştur. Yaralı subayımız hastanede şehit olmuştur. Buraya mutlaka kara operasyonu yapmak mecburiyetimiz var.
"TESLİM OLMALARI İÇİN ÇAĞRI YAPILDI"...
Mağaranın içerisinden ateş edilip, el bombası atılıyordu. Askerlerimiz de gerekli karşılığı veriyordu. Göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrı yapıldı. Daha sonra mağara içinde ilerleme sırasında geçitlerin ve demir kapıların olduğu görüldü. İlerleme zor oldu.
HAREKATIN BAŞINDA ŞEHİT EDİLMİŞLER...
Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi."
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 422435
Antalya'nın Muratpaşa ilçesi belediyesi ve halkı,çevrecilikte örnek olmaya devam ediyor...Çöplerini atmayıp belediyeye teslim eden Muratpaşa ilçesi halkı çevreyi koruduğu gibi,ekonomilerine de gelir sağlıyor...
Çevreci puanlar nakde dönüyor...
Antalya’da, Muratpaşa Belediyesi’nin ödüllü geri dönüşüm projesinde 6 bin 394 Çevreci Komşu Kart, yeni nesil akıllı kartlarla değiştirildi. Ocak ayında, 154 bin 515 kilogram nitelikli evsel atık karşılığında Çevreci Komşu Kartla 64 bin 178 lira yüklendiğini belirten Belediye Başkanı Ümit Uysal, yeni kartlarla kazanılan puanların herhangi bir bankamatikten nakit olarak çekilebileceğini söyledi.
Antalya’nın ilk ‘Sıfır Atık’ belgeli ilçesi Muratpaşa’da, nisan ayında 5’inci yılının kutlayacak Türkiye’nin ilk ödüllü geri dönüşüm projesiyle, ilçe sakinleri cam, kağıt, plastik ve metal gibi nitelikli atıkları ayrıştırarak dilediğince harcayabilecekleri puanlar kazanıyor. Artık tüm kısıtlamaların kalktığı ve ‘para kart’ özelliği kazanan yeni nesil Çevreci Komşu Kartların mahallerde dağıtımları devam ediyor.
Antalya -Muratpaşa İlçesi Belediye Başkanı Avukat Ümit Uysal
Muratpaşa Belediyesi, projeyle ev ekonomileri için bugüne kadar hiç var olmayan bir bütçe yaratırken Başkan Uysal, yeni yılda yeni özellikle kazanan Çevreci Komşu Kart’ın artık üye iş yeri sınırı olmadan kredi kartı pos cihazı olan her yerde kullanılabildiğini söyledi. Başkan Uysal, yeni kartların her markette geçerli olduğunu, online alışverişte kullanabildiğini belirtirken Antalya’nın toplu ulaşım kartına bakiye aktarımı yapmanın dahi mümkün olduğunu dile getirdi. Başkan Uysal, “Hatta yeni kartlarla atık karşılığı kartlara yüklenen puanlar herhangi bir bankamatiklerden nakit para olarak da çekilebilecek” dedi. Kartların mahalle mahalle dağıtımlarının sürdüğünü aktaran Başkan Uysal, yeni yılın ilk ayında 6 bin 394 kartın değişimini gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi.
Nisan 2016’da pilot mahallerde uygulanmaya başlanan ve Atma-Biriktir-Kazanalım sloganıyla kısa sürede tüm ilçede uygulanmaya başlanan projenin uygulandığı ilk günden bu yılın ocak ayı sonuna kadar 15 milyon 697 bin 756 kilogram nitelikli atık evlerden toplandı. Toplanan bu atıklar karşılığında Çevreci Komşu Kartlara tam 5 milyon 23 bin 603 lira yüklendi. Yeni nesil kartların dağıtımının başladığı ocak ayında ise 154 bin 515 kilogram atık karşılığında kartla 64 bin 178 lira yüklendi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 187252
Konya'da otobüs, tır ve bir otomobilin karıştığı kazada 5 kişi öldü, 38 kişi yaralandı...
Konya'nın Karapınar ilçesinde şarampole devrilen tırın şoförüne yardım için duran sürücünün otomobiline yolcu otobüsü çarptı. Çarpmayla otomobil ve otobüs şarampole devrilirken kazada 5 kişi öldü, 38 kişi yaralandı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208772
Lüleburgaz’da unutulmaz kar manzaraları...
Lüleburgaz’da meydana gelen yoğun kar yağışları sonrası kent beyaza döndü. Vatandaşlar Pazar gününe beyaz bir örtüyle uyanırken kentin simge noktalarında unutulmaz kar manzaraları ortaya çıktı.
Lüleburgaz’da uzun yıllar beklenen kar sonunda geldi. Cumartesi akşam saatlerinde başlayan ve Pazar günü öğlen saatlerine kadar aralıklarla devam eden kar yağışı sonrası kent beyaz örtüyle kaplandı. Güne bembeyaz manzarayla uyanan Lüleburgazlılar, uzun yıllardır bekledikleri karın keyfini çıkardı. Bununla birlikte çok sayıda vatandaş kentin merkezi noktalarındaki güvercinleri besledi.
Mimar Sinan’ın eserlerinden eşsiz fotoğraflar...
Kar yağışıyla birlikte Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eserleriyle Lüleburgaz’ın simge noktaları Zübeyde Hanım Parkı, Kongre Meydanı ve Gençlik Parkı gibi bölgelerinde muhteşem bir görüntü ortaya çıktı.
Can dostlar da unutulmadı...
Tüm bunlarla birlikte yoğun kar yağışında Lüleburgaz Belediyesi ekipleri can dostları da unutmadı. Haftanın 7 günü gönüllülerden ve restoranlardan toplanan yemekleri pişiren Lüleburgaz Belediyesi ekipleri, kentin çeşitli bölgelerindeki besleme noktalarında sokak hayvanlarını besledi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 205213
14 Şubat Sevgililer günü için Tarihi Safranbolu Fırını tarafından kalp formunda ekşi mayalı ekmek üretildi. Yoğun ilgiyle karşılanan ve kısa sürede tükenen ekmekle ilgili vatandaşlar "aşk karın doyuruyor" yorumunda bulundu...
16. yüzyıldan bu yana üretilen 500 yıllık artizan ekmeği, 14 Şubat Sevgililer Günü için yeniden ele alındı. Kalp şeklinde üretilen ekmeklerle ilgili bilgi veren Tarihi Safranbolu Fırını Kurumsal İletişim Direktörü Bahadır Ömür, "Bu özel ekmeği Sevgililer Günü'nde alternatif ve sağlıklı bir hediye arayanlar için ürettik. Gösterilen ilgiden de son derece memnunuz. Ekmeğin hamuru Balkan unu ve durum buğdayı karışımıyla hazırlandı. Balkan unu fabrikasyon unlardan farklı olarak otantik tekniklerle hazırlanan Makedonya’dan ithal bir un. Ekmeğe aromatik bir lezzet katıyor." dedi.
Bir ton buğdaydan 1 kilo durum buğdayı elde ediliyor...
Durum buğdayının ise buğday başaklarının en uç kısımlarından seçilen, bir ton buğdaydan ancak bir kilo elde edilebilen çok özel bir un olduğunu söyleyen Bahadır Ömür, "Durum buğdayının, M.Ö. 1.500’lü yıllarda Antik Mısır’da ilk olarak üretildiği düşünülüyor. Folik asit ve B vitamini bakımından çok zengin olduğu için özellikle hamile kadınlar tarafından tüketilmesi tavsiye ediliyor. Durum buğdayının bir diğer özelliği de lif oranı yüksek olduğu için sağlıklı ve besleyici oluşu." şeklinde konuştu.
Ekşi mayalı hamur 18 saat bekletiliyor...
Ekmeğin yapım süreciyle ilgili de bilgi veren Bahadır Ömür, "İlk olarak balkan unu ve durum buğdayı ekşi maya ile buluşuyor. Fermentasyon için “uyutma tekniği” denilen bir teknik kullanılıyor. Balkan buğdayı, durum buğdayı ve ekşi mayadan oluşan hamur 18 saat boyunca 7 derecede dinlendiriliyor. Bu süre zarfında ekşi mayadaki bakteriler hamurdaki şeker ile çoğalıyor. Bu durum ekmeğin glisemik indeksinin ve gluten oranının düşmesini, protein değerinin artmasını sağlıyor. Pişme kıvamına gelen hamur önce 235 derecede mühürleniyor. Sonrasında bir miktar buhar veriliyor ve 215 derecede 45 dakika pişiriliyor." ifadelerini kullandı.
Aşk ekmeğinin besin değeri oldukça yüksek...
Tüm bu sürecin sonunda ortaya normal ekmeklere göre besin değeri çok daha yüksek ve kendine has aromasıyla damaklarda iz bırakan bir ekmek çıktığını söyleyen Bahadır Ömür, "Besleyici ve nevi şahsına münhasır bir ekmek tatmak isteyen gastronomi meraklılarını artizan ekmekleri mutlaka denemeye davet ediyoruz. 14 Şubat'a özel ekmeğimiz tükenmiş olsa da Tarihi Safranbolu Fırını tarafından üretilen birçok özel ekmeğe sahibiz." dedi.
Bilgi İçin: Tülay Genç | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. | +90 (850) 885 12 55
HABER: Sariye KAYATURAN
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 409696
PKK/KCK terör örgütünün yurt içi faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik 40 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 718 kişi gözaltına alındı...
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada : "PKK/KCK terör örgütünün yurt içi faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlıkları birimlerince yürütülen operasyonlarda; 40 ilde aralarında HDP il ve ilçe başkanlarınında olduğu 718 şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Gözaltına alma işlemleri halen devam etmektedir." denildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 242209
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel,gülümseten görselinin altına : " Bari bugün kalp kırmayalım... Mutlu olun,sevgiyle kalın... 14 Şubat sevgililer günü " notunu iliştirdi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 186808
Boynuzu telefon direğinin tellerine takılan keçi, telden aşağı kayarak gökyüzünde süzülürken havada asılı kaldı... Yaramaz keçi, kablonun kesilmesiyle kurtarılırken, çevredeki bir vatandaş cep telefonuyla o anın fotoğrafını çekti.
Sinop'un Boyabat ilçesine bağlı Binerli köyünde yaşanan olayda, Murat Tuncel keçileri otlatmak için meraya çıkardı. Tuncel bir zaman sonra keçilerden birinin gökyüzünde olduğu fark etti. Tuncel gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü.
Yere sarkan eski telefon direğinin telleri boynuzları takılan keçi panikleyince telden aşağıya kaymış ve gökyüzünde süzülmüştü.
Telde asılı kalan keçiyi kurtarmak isteyen Tuncel köy sakinlerinden yardım istedi. Keçi, telefon kablosunun kesilmesi sonucu kurtarıldı. O anlardan geriye bu ilginç fotoğraf kaldı.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 350791
Bakan Hulusi Akar açıkladı: Terör örgütü PKK 13 vatandaşımızı şehit etti...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gara'da gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Harekatı ile ilgili açıklama yaptı. Kontrol altına alınan bir mağarada yapılan aramalarda, alıkonulan 13 vatandaşın naaşlarına ulaşıldığını belirten Akar, "Masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir. Böylece PKK’nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür" dedi.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Irak’ın kuzeyi Gara bölgesindeki teröristlere ait hedeflere yönelik gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Harekâtı'nın sevk ve idare edildiği sınır hattındaki Harekât Merkezi'ne gitti.
Harekâtı gün boyunca Harekât Merkezi’nden takip eden Bakan Akar, faaliyetlere ilişkin bilgi aldı, talimatlar verdi.
“50’DEN FAZLA HEDEF BAŞLANGIÇTA HAVA HAREKATIYLA TAHRİP EDİLDİ”
Pençe Kartal-2 Harekâtı’ndaki son duruma ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Akar, şöyle konuştu:
*PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hâle getirmek, hudut güvenliğimizi sağlamak ve daha önce güvenlik nedeniyle açıklanmayan, teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımız ile ilgili istihbaratı teyit etmek ve gerekli müdahalede bulunmak maksadıyla; uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak kuzeyi Gara bölgesinde 10 Şubat 2021'de ‘Pençe Kartal-2 Harekâtı’ başlatılmıştır.
*Teröristlere ait barınak, sığınak ve mühimmat depoları ile sözde karargâh yerlerinden oluşan 50'den fazla hedef başlangıçta hava harekâtı ile başarılı bir şekilde tahrip edilmiştir.
“13 VATANDAŞIMIZIN NAAŞLARINA ULAŞILDI”
Hava harekatını müteakip hedef bölgesine kara unsurları helikopterlerle indirilerek kara operasyonunun başlatıldığını dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:
*Kara operasyonunun başlangıcında 3 kahraman personelimiz şehit olmuş, 3 personelimiz de yaralanmıştır. Harekât boyunca 3'ü sözde üst düzey yönetici olmak üzere 48 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olarak ele geçirilmiştir. Böylece bilinen toplam 50 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
*Ağırlıklı olarak yerli ve millî mühimmat kullanılan harekâtta terör örgütünün söz konusu bölgedeki varlığına ağır bir darbe indirilmiş ve bölge kontrol altına alınmıştır.
*Pençe Kartal-2 Harekât bölgesinde faaliyetlerimiz devam ederken, yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır.
*Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir.
*Böylece PKK'nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür. Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde ise vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekâtın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir.
*Bu arada vatandaşlarımızı şehit eden mağaradaki teröristlerin tamamı etkisiz hâle getirilmiştir.
“ŞEHİTLERİMİZLE İLGİLİ İŞLEMLER BAŞLATILDI”
Operasyonların tamamlandığını, kara ve hava unsurlarının üslerine, kışlalarına güvenle döndüğünü vurgulayan Bakan Akar, şu ifadeleri kullandı:
* Şehit vatandaşlarımızla ilgili adli işlemler Malatya'da başlatılmıştır.
* Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.
* Harekât sırasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar dileriz.
“ALÇAKLAR SİLAHSIZ MASUMLARI ŞEHİT ETTİLER”
Bakan Akar, şöyle konuştu:
* Son derece özel ve kritik bir harekât icra edildi. Gerçekten önemli, özel bir harekât yapıldı.
* Çok geniş bir alanı kapsayan zor arazi ve iklim koşullarında zor bir harekât gerçekleştirildi. Harekâtla bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığında bulunan tüm unsurlar da büyük ölçüde etkisiz hâle getirildi.
* Şu anda 50 teröristin etkisiz hâle getirildiği bilgisi olmakla beraber aldığımız çeşitli duyumlar, istihbarat kurumlarımızın çalışmaları var.
* Onların sonunda etkisiz hâle getirilen terörist sayısının çok daha fazla olacağı yönünde değerlendirmeler bulunmaktadır.
* Keşke 13 vatandaşımızı oradan sağ salim çıkarabilseydik. Ancak alçaklar, caniler, bu silahsız masumları yaptıkları katliamla şehit ettiler.
GÜLER: ÖNEMLİ TÜM HEDEFLERİN VURULMASI DA PLANLANMIŞTIR
Bakan Akar’ın ardından söz alan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de, “PKK terör örgütü unsurlarını etkisiz hâle getirerek, Irak’ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla yaptığımız bu harekâtla teröristlere ait barınak, sığınak, mühimmat depoları, karargâhları ve de mağaraların imhası planlanmıştır” diye konuştu.
Harekât alanına ilişkin de bilgi veren Orgeneral Yaşar Güler, “Harekât alanımız 75 kilometre genişliğinde ve 25 kilometre derinliğinde, bugüne kadar icra ettiğimiz harekâtların hemen hemen en büyük bölgesidir. Bu geniş bölgede önemli tüm hedeflerin vurulması da planlanmıştır” ifadesini kullandı.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın direktifleri doğrultusunda harekâta ilişkin bütün unsurlar tarafından gerekli hazırlıkların uzun süredir icra edildiğini belirten Orgeneral Güler şunları söyledi:
* Haftanin’de, Hakurk ve diğer bölgelerde yaptığımız faaliyetlerden sonra terör örgütü çok sıkıştı ve bütün ağırlıklarıyla Gara bölgesine yerleştiler.
* Kendilerini burada çok emniyette ve rahat içinde olduklarını düşünürken işte bu 75 kilometreye 25 kilometrelik alanda bu faaliyeti icra ettik.
* Bunların yanında bir de 2015 yılından önceki ortamda kaçırılan personelimiz var. Bu vatandaşlarımızı da çok çeşitli mağaralarda saklayarak kaçırmaya çalıştılar.
* En sonunda istihbarat kurumlarımızdan aldığımız bilgiler, elde ettiğimiz bizim kendi özel çalışmalarımız, keşif unsurlarının çalışmaları sonucunda bunların Gara bölgesinde olabileceğine dair çok iyi kanıtlar bulduk ve bunların üzerinde de çalışmaya başladık.
* Bu alandaki araziye model araziler ve tesisler yaparak ilgili birliklerimiz bizzat üzerinde yoğun çalışmalar yaptılar.
“HAVA HÜCUM HAREKATIMIZI İCRA ETTİK”
Tüm bu çalışmaların ardından hava harekâtının 10 Şubat saat 02.55’te 41 uçakla bölgede belirlenen tüm hedefleri aynı anda imha edecek şekilde başlatıldığını aktaran Orgeneral Güler, “Bu harekâtımıza ayrıca Havadan İhbar Kontrol uçağımız, tanker uçaklarımız, destek uçaklarımızla SİHA'larımız da iştirak etmiştir. Yine 10 Şubat saat 04.55’ten itibaren kara harekâtımız başladı. Kahraman unsurlarımızı helikopterlerle bu 75’e 25 kilometrelik alandaki planlanmış hedeflere indirdik. Yaşanan ilk temasta 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit verdik. 3 personelimiz yaralandı” dedi.
Orgeneral Güler, çatışmaların harekâtın birinci ve ikinci gününde de aynı şekilde devam ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
* Üçüncü gün bu mağaraya geldik. Dere yatağı ve her iki yanında yüzde 60 meyilli olan ve gerçekten bu bölgede Hava Kuvvetlerinin görerek ateş etmesine kesinlikle mâni bir alanda seçilmiş bir arazi.
* Mutlak suretle bu yere girmek için ilgili unsurlarımızın bizzat karadan gidip oraya girmesi şarttı. Dolayısıyla böyle bir yeri seçmişler. Öncelikle bu her iki tarafta seçilmiş 3 noktaya helikopterlerimizle indirme, hava hücum harekâtımızı icra ettik.
3 GİRİŞ, 9 ODA VE 7 DEMİR KAPILI MAĞARA
Söz konusu mağaranın özelliklerine ilişkin de bilgi veren Orgeneral Güler, şunları söyledi:
* Mağarada 3 giriş, 9 oda ve 7 tane de demir kapı var. Ayrıca mağaranın içerisinde sürekli zikzaklar var.
* Bazı noktalar da 1.20 metre yüksekliğinde, insanların sadece sürünerek veya çömelmiş vaziyette yürümek zorunda olduğu bir yapı oluşturulmuştur.
* Belli ki uzun bir süre çalışmadan sonra bu mağara meydana getirilmiş. 3. gün akşamüstü mağaradan kaçmaya çalışan bir terörist, unsurlarımız tarafından yakalanmıştır.
* 4. gün yani bugün yine aynı noktadan sabah aynı şekilde kaçmaya çalışan başka bir terörist de ele geçirilmiştir. Bu teröristler içerde toplam 8 teröristin olduğunu açıklamıştır.
“TSK, GARA ALANINI ÖRGÜTE DAR ETMİŞTİR”
Harekâtın sonucunda 48 teröristin ölü, 2 teröristin sağ olmak üzere 50 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıklayan Orgeneral Güler, şunları kaydetti:
* Sonuç olarak Gara bölgesindeki terör yapılanmasını bertaraf etmek için ayrıntılı bir planlama ve hazırlık yapılmıştır. Yapılan bu hazırlığa uygun şekilde de harekât icra edilmiştir.
* Özel kuvvetlerimiz, model arazi dâhil yoğun bir eğitim faaliyeti icra etmiştir ve yapmış olduğu bu eğitimin de faydasını burada bizzat görmüştür.
* Hava Kuvvetlerimiz mükemmel şekilde hedeflerin tamamını vurmuştur. Çok ağır zayiat verdirilmiştir ve bundan sonra terör örgütü dün olduğu gibi bundan sonra da burada kendini artık rahat hissedemeyecektir. Bunu da bundan sonra onlara her gün yaşatacağız.
* Tanker uçaklarımız aynı şekilde çok başarılı görev yapmış. Yaklaşık 4 gündür süren bu operasyonda sürekli olarak uçaklarımıza ikmal yapmışlardır.
* Özetle TSK, terör örgütünün kendisini çok emniyette hissettiği 75 kilometreye 25 kilometrelik Gara alanını örgüte dar etmiştir.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 296981
Kış soğuklarının iyice bastırdığı bugünlerde, sokakta kalan vatandaşlara İBB yine elini uzattı. Evsiz vatandaşları İBB’nin belirlediği barınma merkezlerine sevk işlemleri için Avrupa Yakası’nda 12 ekip 46 personel, Anadolu Yakası’nda ise 5 ekip, 15 personel olmak üzere toplam 17 ekip, 61 personel ile çalışma yürüttü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerinden, evsiz vatandaşları barınma merkezlerinde misafir etme hizmetini sürdürüyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 21 Ocak’ta Florya’da misafir edilen evsiz vatandaşların kampını ziyaret etmiş, “Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” demişti.
-85 VATANDAŞ DAVETİ KABUL ETMEDİ-
Dün ve bugün yürütülen çalışmalar esnasında; 147 evsiz vatandaş tespit edilerek 62 vatandaş barınma merkezlerine sevk edildi. 85 vatandaş ise tüm ikna çabalarına rağmen davetleri geri çevirdi.
Saraçhane Haşim İşcan Altgeçiti’nde 24 evsiz vatandaştan 12’si, Taksim altgeçitte 38 vatandaştan 10’u, metro – metrobüs duraklarında, meydan ve anarterlerde 85 evsiz vatandaş’tan 40’ı barınma merkezlerine teslim edildi. Evsiz vatandaşların 59’u İBB İSEM Florya Engelliler Merkezi’ne 3 vatandaş ise İBB tarafından belirlenen otellere yerleştirildi.
-COVİD-19 TESTİ UYGULANIYOR-
Sokaktan alınarak test uygulanan ve sonucu negatif çıkan vatandaşlar, Florya ön aktarma merkezine yerleştiriliyor. Toplum sağlığını korumak adına testi pozitif çıkanları ise yine Florya aktarma merkezinde oluşturulan ayrı bir ortamda izole ediliyor. 10 günlük izolasyon sürecine tabi tutulan bireyler sonrasında Esenyurt’ta bulunan misafirhanede kış mevsimini geçirmek üzere ağırlanıyor.
Kadın evsiz bireyler ise İstanbul Darülaceze Müdürlüğü Kayışdağı yerleşkesinde oluşturulan aktarma ve bakım merkezinde misafir ediliyor. Buradaki kadın evsiz bireyler de Covid-19 testi ve 10 günlük izolasyon süreçlerine tabi tutuluyor.
-İHBAR İÇİN ALO 153’Ü ARAMAK YETERLİ-
Evsiz vatandaşların soğuk ve pandemiden olumsuz etkilenmemeleri için, sokakta görülen vatandaşları ALO 153 İBB Beyaz Masa’ ya bildirmek yeterli oluyor. Evsiz vatandaşlar İBB Zabıta ekipleri tarafından bulundukları yerden araçlarla alınarak misafir edileceği yerlere götürülüyor. İhbarlar ayrıca,112 Acil Çağrı Merkezi, zabıta ve polis vasıtasıyla yapılabileceği gibi evsiz bireylerin bizzat kendileri de merkeze başvuruda bulunabiliyor.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 216647
Eski İBB-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bir süredir kanser ve Coronavirüs tedavisi gördüğü hastanede, 76 yaşında hayatını kaybetti.
Coronavirüs'e yakalanan ve uzun süredir hastanede gören Topbaş'ın vefat haberini İBB Meclisi AKP Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu duyurdu.
Topbaş, üçüncü kez kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan, kendisine "Kadir Abi" diye de hitap eden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine, çok sayıda AKP'li belediye başkanı gibi, istifa etmek zorunda kaldı.
16 Kasım tarihinde yeni tip Coronavirüs (Covid-19) nedeniyle hastaneye kaldırılan Topbaş, hastanede geçirdiği sürede durumunun kötüye gitmesi nedeniyle entübe edilmiş, 4 Aralık'ta da yoğun bakıma alınmıştı. Topbaş, 3 Ocak'ta diyaliz makinesine bağlanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yapan ve Erdoğan'ın "Kadir Abi" diyerek hitap ettiği Kadir Topbaş, İstanbul'da 3 dönem üst üste belediye başkanlığını kazanan isimdi. 2017'de belediye başkanlığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Yerine Mevlüt Uysal getirildi.
Kadir Topbaş, yarın (14 Şubat Pazar günü) öğlen namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Fatih Camii Haziresi'ne defnedilecek.
Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağı öğrenildi.
Kadir Topbaş için, yarın saat 12.30’da da İBB'nin Saraçhane Yerleşkesi önünde de tören düzenlenecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 277995
Pençe Kartal-2 Harekatı'ndan bir acı haber daha...
Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan'ın ardından Yüzbaşı Ertuğ Güler'in de şehit olduğu duyuruldu.
Milli Savunma Bakanlığı dün Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde başlatılan Pençe Kartal-2 Harekatı’nda teröristlerle çıkan çatışmada Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan‘ın şehit olduğunu duyurmuştu. Yaralanan dört asker ise tedavi altına alınmıştı.
Milli Savunma Bakanlığı--MSB’den bugün yapılan açıklamada ise “Yaralanarak hastaneye sevk edilen bir kahraman silah arkadaşımız, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.” denildi.
Şehit askerin Yüzbaşı Ertuğ Güler olduğu öğrenildi.
Yaralı üç askerin tedavisi ise sürüyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şehit Komando Yüzbaşı Ertuğ Güler için başsağlığı mesajı yayımladı. Bakan Akar mesajında, “Kahraman silah arkadaşımız 11 Şubat 2012 tarihinde şehit olmuştur. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah’tan rahmet kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim” ifadesini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 298687
Pençe Kartal-2 harekatında 2 asker şehit oldu, 4 asker yaralandı...
Milli Savunma Bakanlığı, Gara bölgesinde devam eden Pençe Kartal-2 Harekatı'nda 2 askerimizin şehit olduğunu, 4 askerimizin de yaralandığını açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı P. Komd. Yzb. Burak Coşkun ile Mu. Asb. Kd. Çvş. Harun Turhan’ın şehit olduğunu duyurdu.
Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle denildi:
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 108413
AFAD, Konya’nın Tuzlukçu ilçesinde 4.7, 4. ve 4.1 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiğini duyurdu. Sarsıntı ile birlikte çok sayıda vatandaş panik içerisinden evlerinden çıktı.
Hasar olup olmadığı araştırılıyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 363281
Wuhan’daki DSÖ - Dünya Sağlık Örgütü ekibi çalışmalarını tamamladı: Covıd- 19 Coronavirüs'ün Kaynağını bulamadık...
Corona virüsünün kaynağını bulmak için Çin'in Wuhan şehrine giden Dünya Sağlık Örgütü heyeti incelemelerini tamamladıktan sonra bir basın toplantısı düzenledi. Heyet salgının kaynağı olarak bir hayvana ulaşamadıklarını ve elde ettikleri yeni bulguların resmi büyük oranda değiştirmediğini açıkladı.
Resmi olarak ilk kez Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde tespit edilen corona virüsü o günden bu yana dünyayı tam anlamıyla bir kaosa sürükledi. Sosyal hayattan iş dünyasına kadar pek çok düzeni değiştiren salgın, şimdiye dek 107 milyondan fazla insana bulaşıp 2.3 milyon kişinin de hayatını kaybetmesine yol açtı.
Salgının çıkış noktasıyla ilgili ilk günden itibaren spekülasyonlar ortaya atılırken, virüsün doğal mı yoksa laboratuvar üretimi mi olduğu da çok tartışıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyeti, geç de olsa salgının başlangıcından 1 yıl sonra araştırma yapmak üzere 14 Ocak’ta Wuhan’a gitti.
Virüsün kaynağını bulmak için Çinli yetkililerle iş birliği yapan uzman heyet, yaklaşık 1 aylık sürecin ardından çalışmalarını tamamladı. Bugün basın mensuplarının karşısına geçen DSÖ uzmanları, çalışmanın sonucu hakkında bilgi verdi.
‘BULGULAR RESMİ DEĞİŞTİRMEZ’...
Araştırma sürecinde pek çok noktada incelemede bulunan ekip, daha önce kimsenin görmediği veriler elde ettiklerini söylese de kaydadeğer bir sonuca ulaşamadı. Toplantıda söz alan DSÖ ekibinden Peter Ben Embarek, virüsün ortaya çıktığı düşünülen Wuhan’daki yarasa mağaralarına işaret eden herhangi bir bulgu olmadığını söyledi.
Virüsün kaynağı olarak herhangi bir hayvanı gösteren verilere ulaşamadıklarını belirten Embarek, elde ettikleri yeni bilgilerin salgınla ilgili oluşan resmi büyük oranda değiştiremeyeceğini ifade etti. Virüsün laboratuvardan yayılmış olma ihtimalini de olası görmediklerini vurgulayan Embarek, dondurulmuş gıda zinciri ihtimaliyle ilgili ilerleyen dönemde araştırma yapılabileceğini aktardı.
ÇİNLİ YETKİLİ: YAYILIM YOK...
Öte yandan DSÖ ekibinin basın toplantısında yer alan Çin Sağlık Komisyonu’ndan Liang Wannian, corona virüsü salgınına yol açan virüsün 2019 yılında Çin’in Wuhan kentinde keşfedilmeden önce başka yerlerde de görülmüş olabileceğini söyledi. Liang, 2019 yılının sonlarından önce salgının şehirde önemli ölçüde yayılımı olmadığını savundu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 353855
TÜİK, Türkiye'nin nüfusunun 83 milyon 614 bin 362 olduğunu açıkladı...
Türkiye'de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. Erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişi olurken, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,1'ini erkekler, %49,9'unu ise kadınlar oluşturdu.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 197 bin 770 kişi azalarak 1 milyon 333 bin 410 kişi oldu.
Yıllık nüfus artış hızı 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5 oldu.
İstanbul'un nüfusu azaldı...
İstanbul'un nüfusu, bir önceki yıla göre 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye düştü. Türkiye nüfusunun %18,49'unun ikamet ettiği İstanbul'u, 5 milyon 663 bin 322 kişi ile Ankara, 4 milyon 394 bin 694 kişi ile İzmir, 3 milyon 101 bin 833 kişi ile Bursa ve 2 milyon 548 bin 308 kişi ile Antalya izledi.
Bayburt, nüfusu en az olan il oldu...
Bayburt, 81 bin 910 kişi ile en az nüfusa sahip olan il oldu. Bayburt'u, 83 bin 443 kişi ile Tunceli, 96 bin 161 kişi ile Ardahan, 141 bin 702 kişi ile Gümüşhane ve 142 bin 792 kişi ile Kilis takip etti.
Ortalama yaş 32,7'ye yükseldi...
Türkiye'de 2019 yılında 32,4 olan ortanca yaş, 2020 yılında 32,7'ye yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın erkeklerde 31,7'den 32,1'e, kadınlarda ise 33,1'den 33,4'e yükseldiği görüldü.
Çalışma çağında olan insanların sayısı arttı...
Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007 yılında %66,5 iken 2020 yılında %67,7 oldu. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı %26,4'ten %22,8'e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise %7,1'den %9,5'e yükseldi.
Açıklanan rakamlarla Alanya'nın nüfusu da belli oldu. 2019’da 328 bin olan Alanya'nın nüfusu 2020’de 333 bin 104’e yükseldi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
KAYNAK: TUIK
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 215342
Suriye'nin İdlib kentinde teröristlerin saldırısında yaralanan Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel (29) tedavi gördüğü hastanede şehit oldu...
Kayseri Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "31 Ocak 2021 tarihinde Suriye İdlib Ebu Zehir tren yolu gerginliği azaltma bölgesinde saat 18.30 sıralarında kimliği tespit edilemeyen bir araçla 3 şahsın bölgeye yaklaşarak yapmış olduğu saldırısı sonucu Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel yaralanmış, kaldırıldığı Hatay Bölge Hastanesinde kurtarılamayarak şehit olmuştur" denildi.
BAKAN AKAR'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, şehit Demirel için başsağlığı mesajı yayımladı. Bakanlığın Twitter hesabından yayımlanan mesajda Bakan Akar, "Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel; kahraman silah arkadaşımız, bugün şehit olmuştur. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah'tan rahmet; kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim" ifadesine yer verdi.
Evli olan Demirel'in bugün öğle Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde düzenlenecek cenaze töreni ardından toprağa verileceği belirtildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 415098
Tekirdağ'da da hac ve umre organizasyonu yapan bir şirketin 2013 yılında AKP İl Başkanı Ahmet Kambur'un da katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kestiği ortaya çıktı...
Ayrıca İstanbul Tuzla'da ‘Hicret parkuru’ gündeme gelmiş, eleştiriler üzerine Üsküdar’daki Kâbe maketi kaldırılmıştı.
KÂBE’Yİ PASTA YAPIP YEMİŞLER...
Öte yandan Tekirdağ’da da hac ve umre organizasyonu yapan bir şirketin ise 2013 yılında AKP İl Başkanı Ahmet Kambur’un da katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kestiği ortaya çıktı. 2015 yılında ise Tokat’ın Zile ilçesinde müftülüğün Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde üzerinde Bakara Sûresi bulunan Kuran şeklinde bir pasta yapıldığı belirtildi.
AKP’Lİ İL YÖNETİCİLERİ DE KATILMIŞTI...
Gazete arşivlerine göre, 2013 yılında hac ve umre organizasyonu düzenleyen bir firmanın açılışında dönemin Tekirdağ AKP İl Başkanı, eski Tekirdağ AKP Milletvekili ve AKP il yönetim üyesi Ahmet Kambur, eski Hayrabolu AKP Belediye Başkanı aynı zamanda Tekirdağ Yeşilay Şube Başkanı Şenol Çelikayar ve firma sahibi Ramazan Özsarı’nın katılımıyla Kâbe şeklinde pasta kesildi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 398306
Meteoroloji Genel Müdürlüğü dün İzmir için kuvvetli sağanak yağış ve rüzgar uyarısı verirken, öngörülen yağış gece saatlerinde etkili oldu...
İzmir’de etkili olan sağanak nedeniyle dereler taştı, çok sayıda ev ve iş yerini su basarken, caddeler göle döndü. Trafikteki çok sayıda araç ise sular altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte etkili olan sağanak nedeniyle sosyal medya hesabından "Zorunlu olmayanlar lütfen trafiğe çıkmasın” uyarısı yaptı. İzmir Valisi de kamu çalışanlarının yarım gün izinli olduğunu duyurdu.
İzmirliler iki gündür hem depremle hem de sağanak ile mücadele ediyor. Peş peşe yaşanan depremlerin ardından İzmir'i bu kez sağanak vurdu.
Kentte gece saatlerinde başlayan ve sabaha kadar zaman zaman şiddetini artırarak devam eden sağanak, hayatı felç etti.
EV VE İŞYERLERİNİ SU BASTI...
Konak, Balçova, Karabağlar, Karaburun, Bayraklı ve Karşıyaka'da sel nedeniyle ev ve işyerlerini su bastı, yolların su ile dolması sebebiyle trafik akışı sağlanamadı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından İzmir için sağanak ve fırtına ikazının ardından gece saatlerinde başlayan ve etkisini gittikçe artıran sağanak sonrası dereler taştı, caddeler göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı. Trafikte bulunan çok sayıda araç ise sular altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, “Kent şu anda afet yaşıyor. Zorunlu olmadıkça evden çıkılmasın” uyarısı yapıldı.
TUNÇ SOYER UYARI YAYINLADI...
Soyer, bir çok noktada taşkınlar meydana geldiğini belirterek, “Çok şiddetli yağmurda Hacı Ahmet, Mehmetçik, Hıfzısıhha, Poligon, Gümüşpala, Yamanlar, Çitlenbik, Doğançay, Yahya derelerinde yer yer taşmalar var. Bu yüzden bazı cadde ve sokaklar olumsuz etkileniyor. Tüm ekiplerimiz görev başında. Zorunlu olmayanlar lütfen trafiğe çıkmasın” dedi.
VALİ: KAMU ÇALIŞANLARI YARIM GÜN İZİNLİ...
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sosyal medya üzerinden duyuru yaptı ve kamu çalışanlarının yarım gün izinli olacağını duyurdu. Vali’nin yayınladığı açıklama şu şekilde; Değerli İzmirliler, İzmir’e sekiz saatte şubat ayı ortalamasının üzerinde yağış düşmüştür. Bu sebeple birçok altgeçit ve yollar su baskını nedeniyle tıkalıdır. Lütfen mecbur olmayan vatandaşlar sokağa çıkmasınlar. Kamu çalışanları yarım gün idari izinli sayılacaktır.
ARAÇLAR SULAR ALTINDA KALDI...
Özellikle Mithatpaşa Caddesi ve Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi'nde bulunan birçok araç sağanak nedeniyle sular altında kaldı. Bazı araçlar çekici vasıtasıyla bulunduğu yerden kaldırılırken, bazı araç sürücüleri ise araçlarının içerisinde çaresizce bekledi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 163439
Gıda fiyatlarına yapılan zamlara şeker de dahil oldu...
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., bir kilogram kristal şekerin fiyatını, KDV hariç 3,57 TL’den 3,93 TL’ye çıkarıldığını duyurdu.
Yeni yılla birlikte gıda fiyatlarına fahiş zamlar yapılmaya devam ediyor. Türk Şeker tarafından yapılan duyuruya göre, bir kilogram kristal şekerin KDV hariç 3,57 TL olan fiyatını, 3,93 TL’ye çıkarıldı.
2019 yılında yapılan zamla Türkşeker’in 50 kilogramlık Polipropilen Torbadaki bir kilogram kristal şeker satış fiyatı, KDV hariç 3,57 TL’ye, KDV dahil fiyatı da 3,8556 TL’ye, tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 5,46 TL’ye, KDV dahil 6,44 TL’ye yükseltilmişti.
Yapılan açıklamada, kristal şekerin kg satış fiyatı KDV hariç 3,93 TL, KDV dahil 4,2444 TL’ye çıkarıldı. Tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 8 TL, KDV dahil 9,44 TL olarak belirlendi.
Şu an 15 fabrikada pancar şekeri üretimi gerçekleştirilen Türkşeker’in şeker zammının ardından özel sektör fabrikalarının da şeker satış fiyatlarını artırmaları bekleniyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 315293
Yeşilöz Mahallesi'ne yapılan akaryakıt depolama istasyonu, uzun zamandır çevrecilerin gündemindeydi. Tesisin büyütülmesi girişimlerine karşı dava açan çevreciler iptal kararı alındığını sevinçle duyurdu...
CHP ALANYA İÇLE BAŞKANI COŞKUN KARADAĞ KARARA SOSYAL MEDYA SAYFASINDAN TEŞEKKÜR ETTİ...
Mahkemenin verdiği karara çok sevinen CHP Alanya İlçe Başkanı Coşkun Karadağ, sosyal medya sayfasından şunları paylaştı...
"HAK , HUKUK , ADALET
Birgün mutlaka tesis edilecek .
Azim, irade, mücadele ve doğru siyasi duruş mutlaka kazanacaktır.
YEŞİLÖZ dolum tesisinde mahkeme kazanımda emeği geçen,Tüm aktivistlere Başta
İl başkanımız Nusret Bayar’a
Antalya milletvekillerimiz
Rafet Zeybek’e Hüseyin Yıldız’a
Tüm bu süreçte davayı takip eden Avukatlarımıza, YEŞİLÖZ çevre gönüllülerine ,çevre konusunda duyarlı çevreci sivil toplum kuruluşlarına,alanya turizimcilerine,bölge halkına ve muhtarlarına,Yücel uçur’a
TEŞEKKÜR EDERİM."
Yeşilöz sahilinde denizin ortasına yapılan akaryakıt depolama istasyonu çok sayıda şikâyetle birlikte bilir kişiler tarafından incelenmişti. Doğaya ve canlılara zarar vermesiyle birlikte turizm açısında ve bölgede tarım işiyle uğraşan vatandaşları ve dolayısı ile bölge tarımını tehdit edeceği savunulan tesisle ilgili Antalya 1. İdare Mahkemesi karar aldı. Çevrecilerin, Yeşilöz Mahallesi’nde yapımı devam eden ve büyütülmesi gündemde olan dolum tesisi için mahkemeye başvurması ile başlayan hukuk mücadelesi mahkemenin 7 Ocak 2021 tarihli iptal kararı ile nihayete erdi.
Antalya 1. İdare Mahkemesi, Alanya'nın Yeşilöz Mahallesi'nde denizin içinde bulunan Aytemiz akaryakıt dolfe tesisini büyütmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verdiği Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu'nun iptali yönünde yapılan itirazı karara bağladı. Mahkeme halen denizde 900 metre açıkta gemi yanaşma dolfeni tesisi kurulu bulunan, depolama kapasitesi 66.676 m3 akaryakıt, 34.969 m3 LPG şeklinde hizmet veren Akaryakıt ve LPG Dolum - Depolama Tesisine “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi” ile 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni yapımının amaçlandığını belirterek dava konusu projenin hidrolojik ve su kaynakları, ekolojik, floristik ve faunistik değerlendirmesi ile trafik yüküne olan etkisi değerlendirildiğinde; dava konusu dolfen yapım işinin etki alanının gerekçesiz ve yeterli bilgiye dayanmadan 1000 metre olarak belirlendiği bildirdi. Olumlu hazırlanan ÇED raporunun biyolojik değerlendirmeler içeren bölümlerinde birbiri ile çelişen veriler ve değerlendirmeler bulunduğu, üretilen gözlemsel veriler ve literatür bulguları, alanı ve bölgeyi temsil edemeyecek nitelikte eksiklikler içerdiği, proje faaliyetinin ekosistem ve türlerine yönelik etki değerlendirmesi ve önlemler bakımından da yetersiz olduğunu kanaatine ulaştı. ÇED olumlu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna da ulaşıldığı belirtildi.
Yeşilöz Mahallesi’ne kurulan Aytemiz Petrol Şirketine ait dolum tesislerinin kapasite artırımına engel olmak için hem bölge halkınca oluşturulan CHP, MHP ve İYİ Parti'nin de destek verdiği platform uzun süredir hukuk micadelesi veriyordu. Platform sözcüsü Yücel Uçar, konuya sonuca değerlendirmesinde ‘Alanya kazandı. Geleceğimiz ve çevre kazandı. Firma için ititraz yolu açık ancak bizler kararın bozulmayacağına, üst mahkemenin de çevre için en doğrusuna karar vereceğine inanıyoruz’ dedi.
ANTALYA 1. İDARE MAHKEMESİ’NİN 2021/3 SAYILI KARARI ŞÖYLE:
Mahkememizce temin edilen, uyuşmazlık konusu olayı teknik ve bilimsel boyutlarıyla ele alan bilirkişi raporuna karşı müdahil şirket ve davalı idarece itirazlarda bulunulduğu, ancak yapılan itirazların bilirkişi raporunda ortaya konulan teknik ve bilimsel tespitleri kusurlandıracak mahiyette olmadığı anlaşılarak bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına heyetçe karar verilmiştir.
Bu durumda; müdahil şirket Aytemiz Akaryakıt ve Dağıtım A.Ş. tarafından Antalya ili, Alanya ilçesi, Yeşilöz Deresi mevkinde halihazırda işletilmekte olan akaryakıt dolum- depolama ve iletim tesisine ait Alanya- Gazipaşa ilçeleri arasında bulunan Yeşilöz mevkiinde denizde 900 metre açıkta gemi yanaşma dolfeni tesisi kurulduğu, tesisisin depolama kapasitesinin 66.676 m3 akaryakıt, 34.969 m3 LPG şeklinde olduğu, gemi yanaşma kapasitesinin ise 60.000 DWT olduğu, işletilen Akaryakıt ve LPG Dolum - Depolama Tesisine akaryakıt mevcut dolfen yapısı, deniz ve kara iletim hattı aracılığı ile sağlandığı, dava konusu “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi” ile 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni yapımının amaçlandığı, proje değerinin ÇED Yönetmeliğinde belirtilen eşik değerin üzerinde olduğundan ÇED süreci işletilerek “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verildiği, planlanan projeye göre yapılması planlanan tesisin 160.000 DWT kapasiteli Gemi Yanaşma Dolfeni olduğu, proje kapsamında dolfen alanının büyütülmesinin planlandığı, kapasite artışı sonrası Yanaşma Dolfeni toplam 324,4 metre uzunluğa ulaşarak 160.000 DWT kapasiteli gemilerin yanaşabileceği bir tesis olacağı anlaşılmakla birlikte; dava konusu projenin hidrolojik ve su kaynakları, ekolojik, floristik ve faunistik değerlendirmesi ile trafik yüküne olan etkisi değerlendirildiğinde; dava konusu dolfen yapım işinin etki alanının gerekçesiz ve yeterli bilgiye dayanmadan 1000 metre olarak belirlendiği, ama etki alanının yapılan değerlendirmeye göre karada Yeşilöz mahallesi mevki, denizde ise Alanya ve Gazipaşa ilçeleri sahilleri olduğu, raporunun biyolojik değerlendirmeler içeren bölümlerinde birbiri ile çelişen veriler ve değerlendirmeler bulunduğu, üretilen gözlemsel veriler ve literatür bulguları, alanı ve bölgeyi temsil edemeyecek nitelikte eksiklikler içerdiği, proje faaliyetinin ekosistem ve türlerine yönelik etki değerlendirmesi ve önlemler bakımından da yetersiz olduğu, ek dolfen yapımı için ÇED olumlu raporunda 2014'te ilgili proje için hazırlanan “Denizel Biyoçeşitlilik Ekoloji Değerlendirme Raporu”nun ÇED raporunun ekinde yer aldığı ve söz konusu bu değerlendirme raporu ile ÇED Raporu içerisinde verilmiş olan biyolojik değerlendirmelere ilişkin bilgiler bilimsel içerik bakımından birbiri ile çeliştiği, raporda dolfen ve etki sahasıyla ilgili sağlıklı faunistik değerlendirme yapılmasına olanak sağlayacak nitelikte fauna envanter bilgilerine ve koruma stratejilerinin geliştirilmesine yönelik eylem planlarına yer verilmediği, yine olası kaza durumunda bu yakınındaki çayı ve biyolojik çeşitliliğinin korunmasına yönelik envanter bilgisi ve eylem planı da raporda bulunmadığı, proje alanının floristik yönden değerlendirilmesi kısmında şekilsel, bilimsel ve yöntemsel hatalar bulunduğu, projeden etkilenmesi muhtemel olan nadir tür/ türlerin korunmasına yönelik öneri, eylem ve stratejilere değinilmediği, tüm bu hususlar bir arada değerlendirilmesinden dava konusu 160.000 DWT gemiyanaşma dolfeni kapasite artışı projesi kapsamında eksik araştırma ve incelemeye dayalı davalı idarece verilen ÇED olumlu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; dava konusu "Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı Projesi" ileplanlanan faaliyetlerin çevresel etkileri ve alınacak önlemlerin kapsamlı bir şekilde ele alındığı, çevresel etkiler ve alınan önlemler incelendiğinde; iletim hattı ve yanaşma dolfeni yapımı sırasında özellikle
su kirliliğine ve bulanıklığa sebep olabilecek faaliyetlerden kaçınılacağı, inşaat zamanlamasının iyi seçileceği, hava kirliliği, gürültü kirliliği, su kirliliği, görüntü kirliliği bakımından taahhüt edilen önlemlere uyulacağı, 2872 Sayılı Çevre Kanunu ile ilgili yönetmelikler ve diğer mevzuat kapsamında yer alan hükümlere ve ÇED raporunda belirtilen tüm hususlara titizlikle uyulması durumunda alıcı ortama olan yüklerin çevre mevzuatı bakımından öngürülen seviyelere düşürülebileceği ve yine tesisin büyütülmesi ile gelmesi planlanan 160.000 DWT büyüklüğündeki gemilerin yanaşma ve kalkış manevra riskleri bakımından projenin "kabul edilebilir seviyede olduğu" tesisin yapı ve dizayn olarak uluslararası örneklere uygun olduğu, kirliliği önleme, kirlilik tespiti ve kirlilikle mücadele ile ilgili gerekli teknik ve hukuki önlemleri aldığı, güvenlik risklerine karşı ilgili belgelere sahip olduğu ve sorumlu kişi atandığı, 30.000 DWT ton büyüklüğünde bir geminin manevra riskleri ile 160.000 DWT boyutlarında bir geminin ilgili terminale yanaşma ve ayrılma manevra riskleri arasında önemli bir risk farkı olmayacağı, terminalde kalma süreleri arasında önemli bir süre farkının olmayacağı, terminale gelen yük miktarında ciddi bir artış yaşanmadığı sürece mevcut miktarda gelen yüklerin daha yüksek kapasiteli gemilerle getirilmesinin
mevcut duruma ilave yeni riskler ortaya çıkarmayacağı ve gemilerle tehlikeli sualtı canlılarının gelme olasılığı bulunmadığı anlaşılmakla davacıların bu yoldaki itirazlarına itibar edilmemiştir.’
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 560431
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yatırım çağrısına Class Petrol'ü kurarak ve 50 şubesi ile adım atan Naifoğlu Holding ; 250 yeni istasyon kurma kararı ile , 3 bin çalışana ve aileleri ile birlikte 15 bin insana aş-iş ve umut olacak...
DEV ADIMDA, 250 YENİ İSTASYON VE 3 BİN İSTİHDAM HEDEFİ...
Uzun yıllardır akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren Class Petrol, köklü geçmişi ve güçlü mali yapısı ile Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı sürdürüyor.
Naifoğlu Holding bünyesinde faaliyet gösteren Class Petrol, yatırım ve istihdamda gaza bastı. Mevcutta 50 istasyonu olan Class Petrol, 2023 yılına kadar bu rakamı 250'ye çıkaracağını ve 3 bin kişiye istihdam sağlamayı hedeflediğini açıkladı.
Akaryakıt şirketi Class Petrol, 2023 yılına kadar 250 yeni istasyon açacağını duyurdu. Şirket tarafından yapılan açıklamada, yatırımlara devam edildiği vurgulanarak, "Sağladığımız istihdam rakamını 3 bine çıkaracağız. Sektördeki pazar payını hızla artırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
YENİ YATIRIM VE İSTİHDAM HEDEFİ...
Class Petrol'den yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi ile ilgili yaptığı açıklamalara vurgu yapıldı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın istihdam ile ilgili 'İş dünyamız istihdam oluşturuyor, ancak yeterli görmüyorum' demesi üzerine "Biz Class markamız ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine destek oluyoruz. Her yeni istasyonumuzda onlarca kişiye istihdam sağlıyoruz. Bu rakamı her geçen gün artıracağız. Şu zorlu dönemde tüm iş dünyasının bu çağrıya destek vermesi gerekiyor" denildi.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 258545
Doğu Anadolu Bölgesi'nde en soğuk yerleşim birimi, sıfırın altında 32.7 derece ile Ağrı'nın Hamur ilçesi oldu. Sibirya soğuklarının hüküm sürdüğü bölgede, birçok yerleşim biriminde gece hava sıcaklığı eksi 30 dereceyi aştı...
Doğu Anadolu'da kar yağışının etkisini kaybetmesinin ardından dondurucu soğuklar başladı.
Meteorolojiden alınan bilgilere göre, gece en düşük hava sıcaklığı, Ağrı'nın Hamur ilçesinde ölçüldü.
Termometrelerin sıfırın altında 32.7'yi gösterdiği Hamur, bölgenin en soğuk yerleşim birimi oldu.
Doğu'da dün gece ;
--Ağrı Taşlıçay -32.5,
--Ağrı merkez -31.6,
--Muş Bulanık -31.5,
--Erzurum Karaçoban eksi 31.1,
--Tekman eksi 31.2,
--Ardahan Göle eksi 30.3,
-- Muş Malazgirt eksi 30 dereceyi gördü.
İl merkezlerinde ise Ağrı eksi 31.6, Ardahan eksi 23.7, Erzincan eksi 12.7, Erzurum eksi 20, Iğdır eksi 13.4, Kars eksi 22, Muş eksi 17.1 derece olarak hava sıcaklıkları ölçüldü.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 311085
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, soğuk kış günlerini sokakta geçirmemeleri için korumaya alınan evsiz vatandaşları, Florya’daki kampta ziyaret etti. İmamoğlu ile kamp sakinleri arasında ilginç diyaloglar yaşandı. İmamoğlu, bir kamp sakininin, “İnşallah sizi, ileride cumhurbaşkanı olarak da görmeyi isteriz. Umudum benim, o şekilde” sözlerini, “Benim umudum ne biliyor musun şu anda: Bir; burada sağlıklı olmanız. İki; size kalıcı bir çözüm bulmamız. Çalışacağız; siz de çaba göstereceksiniz. Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” şeklinde yanıtladı...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, soğuk kış günlerini sokakta geçirmemeleri için korumaya alınan evsiz vatandaşları, Florya’daki kampta ziyaret etti. İkişer kişilik kulübelerde kalan bazı vatandaşlarla sohbet eden İmamoğlu, onlardan gelen sorunları ve talepleri dinledi. İmamoğlu, gelen istekleri, kendisine tam kadro eşlik eden İBB üst yönetimine iletti. İmamoğlu ve kamp sakinleri arasında ilginç diyaloglar da yaşandı. İmamoğlu, bir kamp sakininin, “Her şey çok güzel olacak ve oldu da. Ben, sizi sürekli takip ediyorum. Her şeyiniz mükemmel. İnşallah sizi, ileride cumhurbaşkanı olarak da görmeyi isteriz. Umudum benim, o şekilde. İnşallah siz bizim fenerimizsiniz” sözlerini, “Benim umudum ne biliyor musun şu anda: Bir; burada sağlıklı olmanız. İki; size kalıcı bir çözüm bulmamız. Çalışacağız; siz de çaba göstereceksiniz. Biz, hiçbir vatandaşımızın sokakta kalmasını, sokakta yatmasını kaldıramayız” şeklinde yanıtladı.
“AMACIMIZ KALICI ÇARE BULMAK”...
İmamoğlu, kamp ziyaretini ise şu sözlerle değerlendirdi:
“Soğuk kış günleri, ister istemez İstanbul’da evsizler, evine gidemeyen insanlar oluşturuyor. Buna çözüm bulmak adına, kış hizmetleri kapsamında belli noktalarda ihtiyaç gideren merkezlerimiz var. Burası da Florya’daki aslında engelli kampımız. Yenilemeyle ilgili bir proje hazırlığımız vardı. Mevcut engelli kampını, buradaki evsizlerin bu dönemi geçireceği alana dönüştürdü arkadaşlarım hızlıca. Burada şu an 100’ün üzerinde evsiz konuğumuz var. Bu ihtiyacı geliştireceğiz. Kalıcı bir merkez oluşturma konusunda arkadaşlarımın düşüncesini hızlıca harekete geçirmek adına bir çalışma yürüteceğiz. Ama burada esas olan; evsizleri her kış misafir etmek değil, evsizlere kalıcı çare bulmak. Orada da başta iş imkanı yaratmak konusunda, çaresiz yurttaşlarımıza, istihdam ofislerimiz üzerinden bir çalışma sürdürecekler. Kaldı ki, buradaki yetkili arkadaşlarımız, şu kısacık zaman diliminde bile 4-5 arkadaşımıza iş imkanı buldular bizim aracılığımızla. Bunu büyütmemiz lazım. İstanbul’da, özellikle evsizler bölümünde sayıyı artıran bir de mülteci sayısı var. O da ayrı bir kaygı veren durum. İşin içine mülteci girince, orada başka hukuki zeminler devrede oluyor. Hem kendi vatandaşımız hem sokakta yatan diğer misafirlerimiz konusunda azami ilgiliyiz. Bu konuda valiliğimizle sıkı bir dayanışma içindeyiz. Sayın Vali’mizle bu konuyu eşgüdümlü, senkronize yürütme konusunda karar almıştık. Öyle de gidiyor. Orada da bizim kurumuzda da emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”
ÇOCUKLARA SPOR MALZEMESİ SÖZÜ...
İmamoğlu, değerlendirmelerinin ardından, bölgede bulunan Çocuk Destek Merkezi’ne de kısa bir ziyaret gerçekleştirdi. İmamoğlu ve ekibiyle bir araya gelen çocuklar ve merkez görevlileri, İBB’den taleplerini dile getirdi. İmamoğlu, yanında bulunan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar’a, öncelikli olarak gelen spor malzemesi talebinin karşılanması konusunda talimat verdi. İBB’nin Florya’daki kamp merkezinde 100, Esenyurt tesislerinde 154, Kayışdağı tesislerinde ise 26 evsiz barındırılıyor. 49 kadın evsiz ise, İBB tarafından çeşitli otellere yerleştirildi. Şu ana kadar 2020/21 kış sezonunda, toplam 1353 kişi, İBB tesislerinde ve otellerde bakım hizmeti almış oldu.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208771
Ege Denizi'nde İzmir açıklarında 3.9 ve 4. 5 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. AFAD yaptığı ilk açıklamada, 'Gelişmeleri takip ediyoruz' ifadelerini kullandı. Saat 05.56'da Seferihisar açıklarında 3.7 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi...
Ege Denizi'nde, İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi...
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinden yapılan bilgilendirmeye göre deprem, saat 02.37'de ve 6,91 kilometre derinlikte gerçekleşti. Öte yandan saat 02:28'de 3.9 bir deprem daha kaydedildi.
Depremin merkez üssünün Seferihisar'a uzaklığı 21,44 kilometre olarak ölçüldü.
AFAD AÇIKLAMA YAPTI...
AFAD yaptığı açıklamada, "Ege Denizi'nde İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında saat 02.37'de 4,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Gelişmeleri takip ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 371941
NASA, paylaştığı haritada, Türkiye'deki kritik durumu ortaya koyarken, yer altı sularının seviyeleri hakkında uyarıda bulundu...
Türkiye'de geride bıraktığımız 2020'nin son aylarında, yağış oranları neredeyse her ay ortalamanın altında kalırken, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nden (NASA) yeni bir Türkiye paylaşımı geldi.
NASA bu defa Türkiye'nin yer altı su rezervlerini gösteren bir harita yayınladı.
Gravity Recovery and Climate Experiment Follow On (GRACE-FO) uydularıyla 11 Ocak 2021 itibarıyla Türkiye'deki yer altı sularının durumu hesaplandı.
Yayınlanan karedeki mavi kısımlar, normalden fazla su olan bölgeleri, kırmızı ve turuncu renkteki kısımlar ise normalden az su olan bölgeleri gösteriyor.
Dünya genelinde büyük zorluklarla atlattığımız 2020 yılından sonra 2021 yılı da Türkiye için pek parlak başlamadı. Ülkemizdeki birçok şehrin barajının doluluk oranı kritik seviyelere düştü. Ülkenin en kalabalık şehir olan İstanbul'da barajların doluluk oranı son 15 yılın en düşük seviyesine ulaştı.
2020'nin ikinci yarısında Türkiye'de yağış oranları neredeyse her ay ortalamanın altında kaldı. Ekim ile aralık ayları arasındaki yağışlar, 1981 – 2010 yılları arasındaki ortalamaya göre %48 daha düşüktü. Ancak Türkiye'de kuraklık çanlarının çalmasına sebep olacak olan tek şey barajların doluluk oranı değil, aynı zamanda yer altı suları da olacak.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 486863
Türk sinemasının unutulmaz yıldızı Kemal Sunal; oynadığı filimler ve çizdiği karakterler ile her zaman Türk milletinin yüreğinde ki yerini koruyor...
Oynadığı filimler binlerce kere izlense de hala bizleri güldürüyor ve bazen de hüzünlendiriyor ve düşünceye sevk ediyor.
10 Kasım doğum günü olduğu için, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümüne denk gelen bu günü doğum günü olarak kabul etmeyen Kemal Sunal: " Aslen 10 Kasım doğumluyum, ama Atam'ın vefat ettiği günde doğum günü kutlayamam, sevinemem, gülemem. 11 Kasım doğum günümdür" diyecek kadar Atatürk-Vatan ve Cumhuriyet sevdalısı asil yürekli bir adam dı Kemal Sunal.
Kemal Sunal'a dair anlatılan bir anı ise ,insanlığın neresinde olduğumuzu sorgulamamız gerektiğini bir kere daha hatırlatıyor...
EMEL SAYIN ANLATIYOR..
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini cekiyoruz. Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli'de oturuyorum. Kemal, benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti. Ben baktım ki Kemal yürüyerek gidiyor; üç kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü,sonra bir bankta bir adam yatıyordu. Kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım. Sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm...
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım: 'tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim.
'Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana..' dedi.
Teşekkür ettim.
Az ilerdeki lokantaya gittim: 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?'dedim. tanımadılar beni: 'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağolsun, onların yemek masrafını öder...'
dedi..
Ertesi gün Kemal'in yanına gittim.
'Sen ne güzel bir adamsın ya..'
dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
'Ölme sen benden önce..' dedim, ama dinletemedim...
Halkla bütünleşmiş sanatçıydı Kemal Sunal. Mekanı Cennet olsun.
HABER: İbrahim AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 213190
AFAD'ın yaptığı son dakika açıklamasına göre, Muğla'da korkutan bir deprem meydana geldi...
Muğla'nın Datça ilçesinde bu sabah saatlerinde 4.0 büyüklüğünde korkutan bir deprem meydana geldi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 352280
Orhan Uğuroğlu bugün kü köşe yazısında, bebek mamalarına kilit konulması üzerinden AKP'yi sert bir dille eleştirdi...
AKP'ye mama tepkisi! Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu bugünkü köşe yazısında, bebek mamalarına kilit konulması nedeniyle hükümeti eleştirdi.
"KOCAMAN BİR YUH OLSUN"...
Bebek mamalarına kilit koyulmasını AKP'nin utanç tablosu olarak niteleyen Orhan Uğuroğlu, "Marketler kilosu 200 liraya yükselen bebek mamaları çalınmasın diye kilitli, alarmlı kutulara kotmuşlar. Bir anne düşünün bebeğine mama alacak parası yok. Ve anlaşılan o ki mamalar marketlerden çalınıyor. Marketler de bebek mamaları çalınmasın diye alarmlı kutulara koyuyorlar. Yüz kızartıcı bir durum bu… Hem AKP iktidarı için hem de ekonomiyi yöneten kadrolar için bundan daha büyük yüz kızartıcı bir örnek olamaz. "Bebek mamasına alarm takılıyorsa ki takılıyor, kocaman bir yuh olsun." değerlendirmesinde bulundu.
"ASKIDA MAMA KAMPANYASI BAŞLASIN"...
Öte yandan, diğer partilere askıda mama kampanyası başlatılmasını öneren Orhan Uğuroğlu, "Askıda mama uygulaması başlatsınlar, Bu çocuklarımız sağlıklı büyüsünler, Anneler, babalar bebeklerine mama çalmak zorunda kalmasınlar…" dedi.
İşte, Orhan Uğuroğlu'nun bugünkü yazısı;
AKP'nin utanç tablosu: Bebek mamasına kilit
Enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve yaşamın acımasız zorlukları kuşku yok ki aileleri olumsuz etkiliyor ama en çok da anne ve babaları üzüyordur.
Çarşı- pazar fiyatları Yeniçağ web sayfasında her gün "zamlı fiyatlarla" yer alıyor, gazetemizin manşetleri de ekonominin acımasız yüzünü ortaya çıkarıyor.
Bir haber dikkatimi çekti ki içim acıdı, yüreğim yandı, zihnim allak bullak oldu.
Marketler kilosu 200 liraya yükselen bebek mamaları çalınmasın diye kilitli, alarmlı kutulara kotmuşlar.
Bir anne düşünün bebeğine mama alacak parası yok.
Ve anlaşılan o ki mamalar marketlerden çalınıyor.
Marketler de bebek mamaları çalınmasın diye alarmlı kutulara koyuyorlar.
Yüz kızartıcı bir durum bu…
Hem AKP iktidarı için hem de ekonomiyi yöneten kadrolar için bundan daha büyük yüz kızartıcı bir örnek olamaz.
Bebek mamasına alarm takılıyorsa ki takılıyor, kocaman bir yuh olsun. Şu fotoğrafa bakın:
Vallahi Billahi; Vicdanım sızladı.
Bebeğini besleyemeyen anneciğinin, mama çalan babacığının psikolojisini düşünebiliyor musunuz?
Ülkemizin içine düşürüldüğü ekonomik krizin, işsizliğin ne tür sosyal yaralar açtığını hissedebiliyor musunuz?
Millet İttifakının paydaşları;
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
- Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,
- Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal
Sizlere önemli bir çağrım var.
Başta üç büyük ilimizin belediye başkanları; Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Tunç Soyer olmak üzere Millet İttifakının tüm başkanları;
- Askıda mama uygulaması başlatsınlar,
- Bu çocuklarımız sağlıklı büyüsünler,
- Anneler, babalar bebeklerine mama çalmak zorunda kalmasınlar…
***
Değerli okurlarım,
"Tok açın halinden anlamaz" derler,
Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhiselam (SAV) der ki;
"Komşusu açken tok olarak geceleyen kişi mümin değildir."
Bebek mamasının bir kilosu 200 lira olmuş mamayı nasıl alsın bu insanlar?
Bu durum inanılmaz bir şey, sosyal devlet anlayışının iflas ettiğinin acı gerçeğidir.
Nerede sosyal devlet?
Bebeğini beslemek için mama çalmak zorunda kalan anneler varsa bu ülkede sosyal devlet anlayışına yazıklar olsun.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 316002
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde düzenlenen silahlı, sopalı saldırının ardından bir saldırı da Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu'na gerçekleştirildi...
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, evinin önünde arabasına bineceği sırada arkadan gelen 3 kişilik bir grubun saldırısına uğradı.
Yeniçağ gazetesinin haberine göre; Saldırganların 34 plakalı bir araba ile geldiği iddia edildi. Emniyette ifade veren Uğuroğlu'nun sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
GELECEK PARTİLİ ÖZDAĞ'A SALDIRI...
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a da evinin önünde silahlı, sopalı saldırı düzenlenmişti. 5 kişilik bir grubun gerçekleştirdiği belirtilen saldırının ardından Özdağ'ın hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştı.
Olayı Twitter hesabında duyuran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, "Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ Abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur. Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir" demişti.
DAVUTOĞLU: SIRADA KİM VAR?
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da aynı gün içinde yaşanan iki saldırıya tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Selçuk Özdağ, Orhan Uğuroğlu… Sırada kim var?
Vatandaşının can emniyetini sağlayamayan iktidar görevde kalamaz! Yetkilerinizi mafyaya mı devrettiniz?
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
Mardin seyahatimi yarıda keserek Parti Başkanlık Kurulumuzu olağanüstü toplamak üzere Ankara’ya dönüyorum."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 585182
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlenmesine ilişkin açıklama yapan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, "Ülkedeki olumlu olumsuz her gelişmeden sorumlu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Kendisinden açık ve net açıklama bekliyoruz" dedi...
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlenmesine ilişkin açıklama yaptı.Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:
"Türkiye'nin en tanınmış siyasetçilerinden birine, FETÖ konusunda en kapsamlı siyasetçiye saldırı olmuşsa biz buna siyasi terör deriz. Ülkedeki olumlu olumsuz her gelişmeden sorumlu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Kendisinden açık ve net açıklama bekliyoruz."
"HİÇBİR MAZERET KABUL ETMİYORUZ"...
Silahlı saldırıyla ilgili bugün açıklama bekliyoruz. Kamera kayıtları nerede? Hiçbir mazeret kabul etmiyoruz. Saldırıda piyon olarak kullanılanlara sesleniyoruz. Çıktığımız yoldan geri yoldan adım atacağımızı düşünüyorlarsa yanılıyorlar.
"GERİ ADIM ATMAYIZ"...
Hiçbir şekilde üstü örtülemeyecek, suskunlukla karşılanamayacak bir siyasi terörle karşı karşıyayız. Biz bir yola çıktık mı kararlılıkla çıkarız. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, ister terör örgütleri isterse bu şekilde mafyavari çete örgütleri bilsinler ki son nefesimize kadar hukuk mücadelemizi verir ve geri adım atmayız.
"MİLLETİN KADERİ İÇİN HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ VERMİŞ BİR KADROYUZ"...
Biz hayatımızın her aşamasında her safhasında gençliğimizden bu yana; bu ülkenin, milletin kaderi, geleceği için her türlü çabayı, emeği ortaya koyduk. Biz, bilim hayatında, siyasi hayatta ki Selçuk Özdağ aynı zamanda bir akademisyendir, bilim insanıdır; her türlü mücadeleyi vermiş bir kadroyuz.
"BU KADRO ÇIKTIĞI YOLDAN GERİ DÖNMEYECEKTİR"...
Aziz milletim merak etmeyiniz, bu kadro çıktığı yoldan geri dönmeyecektir. Ankara'nın ortasında siyasi terör saldırısına kalkışanlar ve Türkiye'nin insan hakları alanındaki kazanımlarını tehdit edenlerin her türlü karşısında dimdik duracağız"
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 693173
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde silahlı saldırı düzenlendi...
Hastaneye kaldırılan Özdağ'ın parmaklarında kırık meydana gelirken, kafasına 15 dikiş atıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a cuma namazına gitmek için evinden çıktığı sırada silahlı bir grup tarafından saldırı düzenlendi.
Olayı Twitter'dan duyuran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, "Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ Abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur. Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralanan Özdağ hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. 5 kişi oldukları öğrenilen saldırganlar ise olay yerinden kaçtı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve eski Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, cuma namazına gitmek üzerine evinden çıkarken silahlı ve sopalı beş kişinin saldırısına uğradı. Silah doğrultulan ve sopalarla dövülen Özdağ’ın sol eli ve bir parmağı kırıldı Özdağ, saldırıyı anlatarak, şunları söyledi:
“Cuma namazına gidiyordum. Kapıdan çıkarken soluma baktım, bir erkek var. Şahıs telefonla görüşüyor. Anladım işi. Arabaya yürüdüm. Şoförüm arabadaydı. Kar yağıyordu. Arkamdan iki kişi bacaklarıma sopayla vurdu düşeyim diye, düşmedim. Döndüm. Biri kafama vurdu sopayla. Boğuşmaya başladık. Onlar sopalarla vuruyor, ben yumruklarla… Beş kişiydiler. İkisi sopalarla vururken, biri silah tutuyordu. Silah çekersem belki ateş edecekti. Ben silahlı değildim, silahım arabadaydı. Sonra biri daha silah çekti. Beşincisi de sopayla kenarda bekliyordu. Kafamdan kanlar akmaya başladı. Yumruklaşmaya başladım iki kişiyle. O sırada sol elim kırılmış. Baktım, gözlerim görmüyor. Yine saldırdılar.”
Araçtan inmesin diye şoförüne de silah doğrultulduğunu kaydeden Özdağ, “Organize bir hareket. Şoförüm silahla çıkınca kaçtılar. İki el silah sıktı şoför. Çok kan kaybediyordum. Bunların peşinden koşacaktım. Şoför ‘hastaneye gidelim’ dedi” şeklinde konuştu.
Saldırganların genç ve yüzlerinin açık olduğunu kaydeden Özdağ, “Saldırırken hiçbir şey konuşmadılar. Yalnızca biri diğerine ‘Silah çek’ diye bağırdı” diye ekledi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 595531
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, atık soğanları toplayan kadınları gösteren SÖZCÜ'nün manşetiyle iktidara seslendi. "Gerçek gündem bu, Saray'ın gündeminde ne var?" diyen Kılıçdaroğlu, manşetteki fotoğrafın Türkiye'nin halini gösterdiğini söyledi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesi bir basın toplantısı düzenledi. İktidara seslenen Kılıçdaroğlu, “Yapay gündemler ayrı, gerçek gündemler ayrı” diyerek, SÖZCÜ’nün “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana!” başlıklı bugünkü manşetini gösterdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
– Bu tablo doğru mu? Doğru. Türkiye’de mi? Türkiye’de. Tarih doğru mu? Doğru. Fotoğraf doğru mu? Doğru. 21. yüzyılın Türkiye’sinde çekildi. Atık soğanlardan, çürüklerden acaba bir iki tane bulabilir miyim diye, kadınlar evlerine mutfak malzemesi çıkarmaya çalışıyorlar. Bu gerçek gündem iktidarın gündemi midir? Saray’ın gündemi bununla ilgili midir?
ÇÖPTEN YİYECEK TOPLAYAN KADINLARIN SORUNUNU ÇÖZ...
– Sen CHP’nin İstanbul İl Başkanı’yla uğraşacağına işsizlik sorunu nasıl çözülür diye kafa yorsana. Sen benimle uğraşacağına çöpten yiyecek toplayan kadınların sorunu nasıl çözülür diye uğraşsana. Bakıyor bütün çocuklarının hepsinin işi gücü iyi. Memleketin sorununu Millet İttifakı olarak biz çözeceğiz. Kul hakkı yemeyeceğiz, kul hakkı yedirmeyeceğiz.
BEN DE SANA 1 PARALIK DAVA AÇIYORUM...
– Kendisine ‘sözde cumhurbaşkanı’ dedim diye çok alınmış. Bremen mızıkacıları gibi çıktılar hep beraber saldırıyorlar, ‘acaba bir yapay gündem oluşturabilir miyiz?’ diye. Yaratan sensin kardeşim. Milleti açlığa mahkum eden sensin kardeşim. O nedenle ben sana ‘sözde cumhurbaşkanı’ diyorum ve söylemeye devam ediyorum. 1 milyon TL tazminat davası açmış. Ben de onun hakkında 1 paralık açıyorum. Değeri o kadar çünkü. Dolarla da açabilirdi.
İKTİDAR, DEVLETİ ÇÜRÜTMEYE BAŞLATTI
– Saray, Türkiye'yi görmüyor. Türkiye'nin gerçeklerinden tamamen kopmuş durumda. Esnafın ne derdi var bilmiyor. Hangi AK Parti milletvekili TBMM kürsüsünde esnafın şu derdi var dedi. Hiçbiri.
– Türkiye'nin gerçek gündemi bu. Bu gerçek gündemi görmeyen iktidar, devleti çürütmeye başladı. Her parti meclisi üyesinin bunu bilmesi ve anlatması lazım. TÜİK 2021 yılında işsizlik azaldı diye açıklama yaptı. Tam komedi. Orada görev yapanlar siz gerçekleri görmüyor musunuz? Milyonların açlığını sefaletini görmüyor musunuz?
NEDEN ‘SÖZDE’ DİYORUM, DOKUZ MADDEDE ANLATAYIM
Seçim, kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz bu gerçeğin bilinmesi lazım. Cumhurbaşkanı olması için TBMM’de Anayasa’nın 103. maddesinde yer alan yemini okumanız lazım. Yemini edeceksin, o yemine sadık kaldığın sürece 83 milyonun cumhurbaşkanısın, kimse buna itiraz edemez. Kişi seçime girdi, seçimi kazandı, yemin metnini okudu ve cumhurbaşkanı oldu itiraz eden oldu mu? Hayır.
Bu yemine sadık kaldı mı? Özellikle MHP’ye, AKP’ye oy veren değerli kardeşlerimin dinlemesini isterim. Neden ‘sözde’ diyorum? Madde madde sayacağım.
– Türkiye’nin şan ve şerefini korumak: Süleyman Şah türbesini kim kaçırdı? Kim kendi toprağından kaçtı ve terör örgütüne teslim etti? Bunu teslim eden adamın Türkiye’nin şan ve şerefini koruduğunu düşünüyor musunuz? Hani sen yemin etmiştin?
ASLINDA DAHA AĞIRINI HAK EDİYOR
– Cumhurbaşkanı temsil ettiği ülkenin bayrağının şanını şerefini korur. Herkese eşit mesafededir: Trump kendisine ‘aptal olma’ diyor. Erdoğan çıkıp “Sen bana aptal olma diyemezsin” dedi mi? Demedi. ‘Aptal olma’ diye Türkiye Cumhuriyeti’ne söylüyor aslında. Ben buna ‘sözde’ demeyeyim ne diyeyim? Aslında daha ağırını hak ediyor.
HER GELENİN TOKATLADIĞI ÜLKEYE DÖNDÜRDÜN
– Taç giyen baş akıllanır. Düşünerek konuşması lazım. Bir telefon, bir tehditle papazı (Rahip Brunson) teslim etti, Oval Ofis’e gönderdi. Bu mudur Türkiye’nin şan ve şerefini korumak?
– Suriye’de 36 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya’ydı. Erdoğan koşa koşa Putin’e gitti. Kapısında dakikalarca bekletildi. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak? Benim ağrıma gidiyor bu. Her gelenin tokatladığı bir ülke haline döndürdün sen.
“ARAŞTIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ” DİYEMEDİN
– İçeride aslan kesiliyor, güzel, kesilsin. “Erdoğan bak bizi kızdırma, senin mal varlığını araştırırız” dediler. Ne demek bu? “Benim mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz” demesi lazımdı. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak?
– Akdeniz’in ortasında bizim bir gemimizi arıyorlar. Dört saat ulaşılamıyor. Bir Allah’ın kulu çıkıp “Bizim gemimizi arayamazsınız” diyemiyor. Sen mi koruyorsun Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini? Kimsin sen?
SAHTEKARLIĞA PRİM VEREN ADAM
– Sen Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş, işgal etmişsin. Yeminini tutmuyorsun. Sahte diplomalı adamı alıyorsun kamu bankasının yönetim kuruluna atıyorsun. Sahtekarlığa prim veren adam cumhurbaşkanı olabilir mi ya? Sahtekarlığa ses çıkarmazsanız o suça ortaksınız demektir.
BİR CUMHUBAŞKANI ŞEHİTLER İÇİN TOPLANAN PARAYA ÇÖKER Mİ?
– 15 Temmuz oldu, bağış kampanyası açtınız. Bir ülkenin cumhurbaşkanı şehitler için vatandaşın verdiği paraya çöker mi ya? Hâlâ vermiyorlar parayı. Ettiğin yemini tutmuyorsun sen. Sonra da kalkıp bana milli dayanışmadan söz edecekler. Sen onları benim külahıma anlat.
SANA CUMHURBAŞKANI DEMEK HATA
– Bana çıkıp bir Allah’ın kulu söylesin, bir ülkenin en tepe noktasında olan kişi dünyanın hangi ülkesinde rüşvet alan birisini Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmek üzere büyükelçi olarak atar? Şan ve şerefi ayaklar altına aldınız. Ben isyan etmeyeyim de kim etsin?
– Sana cumhurbaşkanı demek hata. Sen AK Parti’nin genel başkanısın. Sayın Erdoğan senin için namus ve şeref hangi anlama geliyor? Namus ve şeref için bütün dünya mücadele eder.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 204168
Ankara’da dün gece saat 22.55’te deprem meydana geldi. Depremin şiddeti richter ölçeğine göre 4.5 olarak açıklandı...
Başkent Ankara bu gece yarısı depremle sarsıldı. AFAD’dan yapılan açıklamada depremin 4.5 richter şiddetinde meydana geldiği ve merkez üssünün Kalecik ilçesi olduğu belirtildi. Kandilli Rasathanesi ise depremin 4.7 şiddetinde meydana geldiğini kayda geçti.
Deprem saat 22.53 sıralarında merkez üssü Kalecik ilçesi Eskiköy bölgesinde ve yerin 7,7 kilometre derinlikte meydana geldi. Ankaralıları tedirgin eden depremle ilgili ilk açıklamayı Ankara Valisi Vasip Şahin yaptı. Twitter resmi hesabı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
Saat 22:53’te ilimiz Kalecik ilçesi merkezli (AFAD verilerine göre) 4,5 şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Şu ana kadar Kalecik Kaymakamlığına ve Valiliğimize intikal eden can veya mal kaybı bulunmamaktadır. Gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir.
Vasip Şahin, Ankara Valisi
AFAD ve Kandilli Rasathanesinden depremle ilgili son revizenin yapılması bekleniyor.
Öte yandan deprem sonrası ilk artçılar da richter ölçeğine göre 2.8 ve 2.0 şiddetinde yine Ankara’nın Kalecik ilçesinde meydana geldi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 219542
Diyarbakır'ın Lice ilçesi kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik şehit oldu. İçişleri Bakanlığı, 2 jandarma personelinin yaralandığını açıkladı...
İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada bir jandarma personelinin ağır yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı. Bakanlık, 2 jandarma personelinin de yaralandığını duyurdu.
Bakanlığın açıklamasında “Şehidimize Allah’tan rahmet, aziz milletimize, kederli ailesine ve kahraman Jandarmamıza başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Söz konusu bölgede operasyon devam etmektedir” denildi.
MALATYA’YA ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ...
Şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik’in şehadet haberi, merkez ilçe Yeşilyurt’a bağlı Özalper Mahallesi’nde oturan babası Latif ile anne Aynur Çelik’e askeri yetkililer tarafından verildi.
Acı haberi alınca sinir krizi ve baygınlık geçiren şehit yakınlarına, hazır bekletilen sağlık görevlileri müdahale etti. Şehidin evine Türk bayrakları asıldı.
Ebru Çelik ile evli olan ve 2017 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çelik’in cenazesinin yarın öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
MALATYA VALİLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA...
Konuya ilişkin Malatya Valiliği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
* 09 Ocak 2021 günü Diyarbakır İli Lice Kırsalında icra edilen Terörle Mücadele Harekâtı sırasında BTÖ mensuplarıyla çıkan silahlı çatışmada ağır yaralanan İlimiz Yeşilyurt ilçesi nüfusuna kayıtlı J. Uzm. Çvş. Mehmet Çelik sevk edildiği Diyarbakır Dicle Üniversitesi hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.
* Şehidimize Cenab-ı Haktan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabrı cemil diliyoruz. Malatyamızın ve Milletimizin başı sağ olsun
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK MSB , Ajanslar
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 341106
Coronavirüs tedbirleri kapsamında hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması saat 21.00 itibarıyla başlıyor...
56 saat sürecek kısıtlamayla ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ''Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde (Cumartesi-Pazar) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, çiçekçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir.'' ifadeleri kullanıldı.
İçişleri Bakanlığı, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı hafta sonu, market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilerin 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacağını, online sipariş firmalarının da cuma, cumartesi ve pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceğini duyurdu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, hafta sonlarına yönelik uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının altıncı uygulamasının bugün saat 21.00'de başlayıp, pazartesi günü sabah 05.00'de sonlanacağı belirtildi. Daha önce çıkarılan genelgede sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde vatandaşların temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamaları için gerekli tüm tedbirlerin alındığı belirtilerek şöyle denildi:
"Bu kapsamda; market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve çiçekçiler bugün saat 20.00’ye kadar, cumartesi ve pazar günleri ise 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacaktır. Yine belirtilen süre içerisinde marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar, kuruyemişçiler ve çiçekçiler telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebileceklerdir.
Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri ise bugün saat 20.00’ye kadar paket servis, gel-al şeklinde, 20.00-24.00 saatleri arasında ise sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterecek olup bu işyerleri cumartesi ve pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerine devam edebileceklerdir.
Cumartesi ve pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır. Online sipariş firmaları da cuma, cumartesi ve pazar günlerinde 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceklerdir. Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, çiçekçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir."
Açıklamada ayrıca, sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı düşüncesiyle temel ihtiyaç malzemesi temini amacıyla fırın, market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi, lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerlerinde yoğunluğa sebep olunmasına gerek bulunmadığı belirtilerek, "Bu nedenle vatandaşlarımızdan sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı saat olan 21.00’den önce evlerinde/ikametlerinde olacak şekilde hareket etmelerini, başta büyükşehirlerimiz olmak üzere trafikte oluşabilecek yoğunluklar göz önünde tutarak gerekli tedbirleri almaları hususunu bir kez daha istirham ediyoruz" denildi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 115761
KÜRESEL Gazeteciler Konseyi (KGK) '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında, pandemi sürecinde riskli meslek grupları arasında yer alan gazetecilerin öncelikli aşılama programına dahil edilmesini istedi.
Genel Başkan Mehmet Ali Dim imzasıyla yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
"10 Ocak 1961’de kabul edilen 212 sayılı yasa ile gazetecilere verilen haklar yıllar içinde kısmen geri alınmış olsa da, geleneksel olarak kutlanagelen '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' gazetecilik mesleğinin sorunlarının tartışıldığı ve pandemi öncesi bir araya gelerek kutlamaların yapıldığı bir gün olması nedeniyle anlamlıdır. 10 Ocak 1961’de yürürlüğe giren ve çalışan gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarını güvence altına alan 212 sayılı yasa, gazetecilerin patronlara bağlı kalmadan özgürce ve sadece toplumun yararlarını gözetecek şekilde mesleklerini yapmalarına imkan sağlıyordu.
Ancak aradan geçen yıllar içinde medya sektöründe yaşanan gelişmeler ve tekelleşme süreci sonucunda bugünkü duruma gelindi. Bizim açımızdan sevindirici olan, Anadolu'da son derece dinamik, etkin, ahlaki ve etik değerlere sonuna kadar bağlı, seviyeli ve kaliteli bir medyanın bulunmasıdır.
Pandemi sürecinde riskli meslek gruplarının ön sıralarında yer alan ve geçen yıl Covid-19 kaynaklı 20'yi aşkın kaybı olan biz gazetecilerin beklentisi öncelikli aşılama programına dahil olmaktır. 10 Ocak'ta bu konuda müjde beklediğimizi vurgulamak isterim.
10 Ocak vesilesiyle tekrar vurgulamamız gereken konulardan biri, meslektaşlarımızın ve Türk medyasının dijital çağa ayak uydurmasının hayati önemidir. Bu noktada KGK olarak meslektaşlarımıza katkı ve destek vermek üzere yürüttüğümüz çalışmalar her ne kadar pandemi nedeniyle sekteye uğramış olsa da, şartlara uygun olunca çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şu ana kadar dijital çağa uyumu ihmal eden, erteleyen meslektaşlarımız ve medya kuruluşlarımız açısından 10 Ocak'ın yeni bir milat olmasını diliyoruz.
10 Ocak'taki talep ve beklentilerimiz arasında Yargı Reformu Taslağı’nın bir an önce yasalaşması, böylece artık gazetecilerin yazdıkları köşe yazıları ve haberler nedeniyle hapis cezası riskiyle karşı karşıya kalmamaları, gazetecilerin can güvenliği başta olmak üzere Anayasa güvencesi altında olan basın özgürlüğü gibi kavramların korunması, gazetecilerin yaşam standardı ile gelir düzeylerinin yükseltilmesi ve Anadolu medyasının yaşadığı mali sorunların aşılması noktasında destek verilmesi de vardır.
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımın geleneksel Gazeteciler Günü'nü kutlar, sağlıklı günler dileriz. Ayrıca pandemi sürecinde kaybettiğimiz meslektaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet dilerken, onları asla unutmayacağımızı vurgulamak isteriz."
HABER: Mertcan YILMAZ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 474045
Boğaziçi Üniversitesine Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki gösteren Eğitim Sen: "Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz"denildi...
Boğaziçi Üniversitesine eski AKP milletvekili aday adayı Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki gösteren Eğitim Sen, "Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz" çağrısı yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada "Söz konusu atamayı kayyum olarak niteleyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin demokratik tepkisine polisin sert müdahalesi gecikmedi. Atanan Rektör Melih Bulu ve polisin ilk icraatı ise kampüse girmek isteyen öğrencileri engellemek amacıyla (!) kampüs kapılarına kelepçe vurmak oldu" hatırlatmasında bulunuldu.
"GÖZALTILAR, İKTİDARIN ÖĞRENCİLERİ SUSTURMAK İÇİN YÜRÜTTÜĞÜ POLİTİKANIN SONUCUDUR"...
Rektörlerin üniversite bileşenlerince seçilmesi yerine, üniversiteye kayyum atanmasını tercih eden ve bu tercihinde ısrarcı olan iktidarın, üniversitelerdeki demokratik, muhalif, eleştirel düşünceye karşı tavrının dün tüm açıklığıyla gözler önüne serdilği vurgulanan açıklamada, bugün de erken saatlerde çok sayıda öğrencinin gözaltına alındığı anımsatıldı.
Açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2018 yılının Mart ayında Boğaziçi Üniversitesinde hükümetin politikalarına destek veren ve bu politikaları eleştiren öğrenciler arasında yaşanan gerginlik üzerine “Meydanı teröristlere bırakmayacağız” dediği ve muhalif öğrencilerin hızla gözaltına alındığı vurgulandı.
Bugün öğrencilerin gözaltına alınmasının da siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olduğu aktarıldı.
"TEK ADAM REJİMİNİN VE REKTÖRLERİNİN ÜNİVERSİTE TAHAYYÜLÜ BUDUR"...
Açıklamada "Türkiye üniversiteleri AKP elinde cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkûm edilen, öğrencileri gözaltına alınan yerlere dönüştürülmüştür. İşte, tek adam rejiminin ve rektörlerinin üniversite tahayyülü budur" denildi.
"Eğitim Sen olarak, rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı, hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz" denilen açıklamada, akademisyeni, öğrencisi, idari ve teknik personeli ve taşeron işçisiyle üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu çoğalttığı belirtildi.
"GÖZALTINA ALINAN ÖĞRENCİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN"...
"Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz" ifadelerine yer verilen açıklamada "Bu nedenle herkesi, atanan kayyumu kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz. Demokratik haklarını kullandıkları için gözaltına alınan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" çağrısı yapıldı.
"KAYYUMLARI ÜNİVERSİTEMİZDE İSTEMİYORUZ"...
Açıklama "Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyumları üniversitelerimizde istemiyoruz" cümleleriyle son buldu.
BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLER REKTÖRLÜĞE SIRTINI DÖNDÜ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü görevine, 2015'te AK Parti milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu atamasının yankıları sürerken, üniversitedeki öğretim görevlileri devir teslim törenini rektörlük binasına sırtını dönerek protesto etti.
AKADEMİSYENLER REKTÖRÜĞE SIRTINI DÖNDÜ...
Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevi devralacağı devir teslim törenine tepki gösteren Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri de cübbeleriyle rektörlük binasına sırtını döndü.
'ÖĞRENCİLERİMİZİ SERBEST BIRAKIN'...
Akademisyenler, protestonun ardından pazartesi günkü eylem sebebiyle gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi.
Öğrencilerin yaptığı canlı yayına katılan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bunun başarmanın başka yolu yok” diye konuştu.
Atamaya yönelik protestolarda tüm Türkiye’den öğrencilerin desteklerini hissettiklerini ve pes etmeyeceklerini söyleyen Mungan, “Mücadeleye devam edeceğiz. Kolay bir mücadele olmayacak. Okul bunu 80’li yıllarda askeri cuntada da da yaşamıştı. Çok öfkeliyiz” diye konuştu.
MELİH BULU KİMDİR?
17 Ocak 2020'de Haliç Üniversitesi rektörlüğüne atan Melih Bulu, bu görevde bir yılı dolmadan Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atandı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü 1992 yılında tamamlayan Bulu, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nde yaptı.
Haliç Üniversitesi'nde yer alan öz geçmişine göre, TUSAŞ'da proje mühendisi olarak CASA, Atak Helikopter ve F-16 programlarında çalıştı.
Bulu 2009 yılında tam zamanlı olarak başladığı akademik kariyerinde İstinye Üniversitesi'nin de kurucu rektörlüğü görevini yaptı. Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü Bulu'nun bu seviyede üçüncü görevi olacak.
Bulu'nun asıl tartışma yaratan kariyeri ise siyasi alanda oldu. 2002'de AK Parti Sarıyer ilçe teşkilatı kurucusu olan Bulu, 2015'te AK Parti İstanbul Milletvekili Aday Adayı olarak seçimlere katıldı.
Bulu, Twitter profilinde yeni görevini gösteren bir değişim yaptı.
Daha sonra eleştirilere yaptığı açıklamayla yanıt veren Bulu, "Boğaziçi'nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi'ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz" dedi.
Alanya Güneşi Haber Merkezi
KAYNAK: Ajanslar