Sağlık
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 105344
Tiroid hastalıkları ülkemizdeki en ciddi sağlık problemlerinin başında geliyor. Özellikle iyot eksikliğine bağlı tiroid bezi hastalıkları gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Birçok vatandaş guatr ameliyatından estetik kaygılarından dolayı kaçmaktadır. Peki iz kalmadan tiroid ameliyatı olmak mümkün mü?
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Çalış tiroid rahatsızlıklarının belirtileri ve uygulanan son teknolojik yöntemler hakkında bilgi verdi.
ENDOSKOPİK TİROİDEKTOMİ (KAPALI TİROİD AMELİYATI) NEDİR?
Tiroid cerrahisi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok yapılan endokrin cerrahisidir. Dünyada ve Türkiye’de yeni teknik olan “Endoskopik Tiroidektomi Yöntemi” yani iz bırakmayan tiroid ameliyatı hastanemizde de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Boyunda görünür bölgedeki yara izi birçok hasta için ameliyatın istenmeyen bir sonucudur. Bu süreçte boyundaki izin görünürlüğünü ve uzunluğunu minimalize edecek birçok yöntem denenmiştir. Güncel bir teknik olan endoskopik tiroidektomi (kapalı tiroid ameliyatı) endoskopik aletlerin kullanılması ile yapılan bir ameliyat yöntemidir. Bu yöntemde cerrahinin travmasını en aza indirmek için minyatür ve yüksek teknolojili görüntüleme sistemleri kullanılmaktadır. Buradaki temel amaç kozmetik sonucu arttırmaktır. Teknik olarak koltuk altı ve meme yaklaşımıyla, iki adet 5 mm ve bir adet 10 mm kesi ile tünel oluşturularak tiroid dokusuna ulaşılmaktadır.
KAPALI TİRİOD AMELİYATININ AVANTAJLARI NELERDİR?
Kapalı yöntemle gerçekleştirilen bu ameliyatın, açık yönteme göre herhangi bir dezavantajı yoktur ve boyun bölgesinde herhangi bir iz olmamaktadır. Ayrıca bu yöntemde kullanılan optik sistemi, dokuları büyüterek gösterdiği için ses tellerine giden sinir ve paratiroid bezler daha büyük bir şekilde görülerek daha rahat korunabilmektedir. Bunların dışında ameliyat sonrası iyileşme süresi daha hızlı olmaktadır. Bu ameliyat tekniğinin ciddi anlamda avantajları olmasına rağmen her tiroid hastasının kapalı tiroid ameliyatı için uygun olmadığı da akılda tutulmalıdır. Yapmış olduğumuz değerlendirmeler sonucunda bu yöntem için uygun olan hastalarımıza kapalı tiroid ameliyatı ve diğer ameliyat yöntemleri hakkında detaylı bilgilendirme yapılarak hastanın tercihi doğrultusunda en uygun olan cerrahi teknik seçilmektedir.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 37687
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yönetim Birimi, basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Alanya Gazeteciler Cemiyeti üyelerini ağırlayan Başhekim Vekili Uz.Dr. Nadir Aldemir organizasyonda, göreve geldikleri günden itibaren yapılan hizmetler ile yapılacak olanlar hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.
ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Vekili Nadir Aldemir, Alanya’da görev yapan basın mensupları için bir kahvaltı organizasyonu düzenledi. Hastanede gerçekleşen kahvaltı programına Başhekim Vekili Aldemir, hastane yönetimi, AGC Başkanı Gaye Coşkun ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Yaklaşık 9 aydır hastanede Başhekim Vekili olarak görev aldığını belirten Aldemir, “Göreve geldikleri günden itibaren verilen sağlık hizmetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirerek hedeflerini anlattı.
“BAKANIMIZIN VE MİLLETVEKİLLERİMİZİN DESTEĞİYLE EKSİKLERİMİZİ GİDERİYORUZ”
ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin hali hazırda birçok eksiğinin olduğunun altını çizen Aldemir, “Bu süreçte personel en büyük eksiğimiz oldu. Her bir personel kalemi için farklı ihtiyaçlarımız oluyor. Yardımcı sağlık personeli ( hemşire, sağlık memuru) konusundaki eksikliğimizi Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun ve Antalya Milletvekillerimizin desteği ile büyük ölçüde gidermekteyiz. Katkılarından dolayı bir kez daha kendilerine teşekkür etmek isteriz.” diye konuştu.
“2019 YILININ İLK 6 AYINDA 628 BİN HASTAYA HİZMET VERDİK”
Uz. Dr. Nadir Aldemir, 2018 ve 2019 yılına ilişkin veriler hakkında da bilgi vererek 2018 yılında 1 milyon 250 bin hastaya hizmet verdiklerini açıkladı. Aldemir: ”Hastanemizin ürettiği hizmetlerle ilgili bilgi verecek olursak; 2018 yılında toplam 1 milyon 250 bin hastanın ayaktan muayene işlemini gerçekleştirdik. Bu sürede yaklaşık 20 bin hastanın yatarak tedavi işlemlerini yaptık. 2018 yılında 9 bin hastamızın hastanemizde büyük ameliyatlarını gerçekleştirdik. 2019 yılının ilk 6 ayında ayakta 628 bin hastayı muayene etmişiz ve lokal-günübirlik küçük operasyonlar dahil olmak üzere 38 bin hastanın ameliyatı yapılmış. 2019 yılındaki ilk 6 aya bakarsak, 2018 yılından daha fazla hastaya hizmet vereceğimizi tahmin edebiliriz. Hastanemizde toplam bin 200 personelimiz var. ALKÜ Tıp Fakültesi ile ortak kullanımdan dolayı üniversitedeki öğretim üyeleri de bizim hastanemizde hizmet vermeye başladılar. Hastanemizde şuanda 128 Uzman Hekimimiz, 8 Doçent, 5 Profesör ve 40 Doktor Öğretim Üyesi ile hizmet veriyoruz.” dedi.
KALP CERRAHİSİNDE SON DURUM
Hastanedeki son gelişmeleri değerlendiren Aldemir, “Önümüzdeki dönemde kalp cerrahisi ve kalp tedavisi ile ilgili hizmet vermeyi planlıyoruz. Yine Bakanımızın desteği ile anjiyo cihazı hastanemize kuruldu. Bu cihazı kullanabilmek için açık kalp ameliyatlarını da yapabiliyor olmamız gerekiyor. Bu amaçla da yapılan ödenek mayıs ayı sonu itibari ile hastanemize gönderildi. Bununla ilgili ihale sürecini başlattık ve ihale sürecinin bitmesi ile sonbahar aylarında açık kalp ameliyatı yapabilir ve anjiyo işlemlerini başlatmış hala gelmiş olacağız.” diyerek sözlerini noktaladı.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 261077
Haydi Alanya'm...
Lösemi ile savaşan Sevgili Şebnem Köseoğlu için uygun ilik arayışı devam ediyor...
Atatürk Anıtı yanında Kızılay Kan çadırına gidelim ve Alanya'mızın evladı Şebnem Köseoğlu’na umut olalım...
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ ve www.alanyagunesi.com ailesi olarak devan eden bağış kampanyasına herkesi davet ediyoruz...
Allah'ım; sizlerinde desteği ve duyarlılığı ile ACİL ŞİFALAR verecek inşallah.
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 120581
Bir ay boyunca limonlu su içmek bakın vücutta nasıl bir etki yaratıyor...
Son derece pratik ve sağlıklı bir yöntem olan limonlu ılık suyun sağlık açısından birçok faydası olduğu belirtiliyor. Peki, 1 ay boyunca aç karnına ılık içilen limonlu suyun sağlığımıza olan etkilerini biliyor muydunuz?
İşte bir ay boyunca limonlu su içmenin faydaları...
Antiseptik ve tıbbı etkileri olan ılık limonlu suyun sağlık açısından çeşitli faydaları bulunuyor. 1 ay boyunca aç karnına ılık içilen limonlu suyun sağlığınıza olan etkilerini merak ediyorsanız işte cevapları...
Enfeksiyon ve hastalıklara neden olan patojenik bakterilerin büyümesini ve çoğalmasını önlemeye yardımcı olur. Bağışıklık sisteminin yükselmesine yardımcı olur. Böylece grip gibi enfeksiyon hastalıklarından korunmanızı sağlar.
Limonlu su ürik asidi eritmeye yardımcı olur. Böylece düzenli tüketildiğinde romatizma gibi hastalıklarının önlenmesine ve tedavi edilmesine yardımcı olur.
Mide ekşimesi durumunda abir bardak içilen limonlu su rahatlamanıza yardımcı olur. Aynı zamanda limonlu su karaciğerdeki kalsiyum ve oksijen seviyelerini dengelemeye yardımcı olur. Karaciğere enerji vererek kuvvetlendirir.
Limonlu su içmek, kanseri önlemede faydalıdır. Araştırmalar, limonun tümör önleyici özellikleri ile kanser riskini azaltmada yardımcı olduğunu gösteriyor.
Ve bütün bunların sonucunda,karın ve belde ki yağlarınız eriyeceği için aynı zamanda zayıflıyorsunuz...
- Kategori: Sağlık
- Gösterim: 31922
Yenidoğan bebeklerin binde biri “çarpık ayak (pes ekinovarus)” sorunuyla dünyaya geliyor. Bu sorunla dünyaya gelen ve Acıbadem Atakent Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Marangoz tarafından tedavi edilen çocuklar ve aileleri Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi’nde düzenlenen Dünya Pes Ekinovarus (PEV) Günü etkinliğinde bir araya geldi. “Sağlık Olsun” adlı çocuk tiyatrosu oyununda oyunun kahramanlarına keyifle eşlik eden çocuklar, daha sonra da etkinliğin ünlü konuğu Orhan Osman’ın (Buzuki Orhan) müziğinin tadını çıkardılar. Sanatçı, kolikli bebekler için yaptığı anne karnındaki sesleri andıran müzikleri PEV’li çocuklar için de seslendirdi.
Yenidoğan bebekler ve onlara abi ablalık yapan büyük çocuklar
Tedavileri sayesinde “düzgün basabilen”, üstüne üstlük rahatça koşup oynayabilen onlarca çocuk, aileleri, onlara güzel vakit geçirtmek için hazırlanmış çocuk tiyatrosu ekibi ve rengarenk kıyafetleri ve kocaman ayakkabılarıyla toplarını çeviren palyaço... Bir şenlik alanına benzeyen etkinliğe gelmiş olan çocukların bir kısmı henüz birkaç aylık olsa da kendilerinden büyük abileri ve ablaları önce kukla tiyatrosuna eşlik ettiler, sonra da Buzuki Orhan’ın anne karnındaki sesleri andıran müziğinin tadını çıkardılar. Anne babaları ise etkinlik sonrasında sorularını, çocuklarının tedavisini yapan Prof. Dr. Salih Marangoz’a yöneltti.
Hamileliğin 16. haftasında belli oluyor
Çarpık ayak hastalığının geçmişte anne karnındaki duruş pozisyonuyla (sıkışmayla) ilgili olduğu sanılsa da bu görüş geçerliliğini yitirmiş durumda. “Bu, kalıtımsal bir durum değil ama bu tarz bir rahatsızlığın ortaya çıkmasına çocuktaki bir takım genetik faktörlerin yol açtığı düşünülüyor. Bu sorun, hamileliğin ortalama 16. haftasından itibaren yapılan ayrıntılı ultrason görüntülemesiyle perinatologlar tarafından teşhis edilebiliyor” diyen Acıbadem Atakent Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Marangoz, hamilelikte fark edilmese bile hastalığa hemen doğum sonrasında tanı konulabildiğini belirtti. Prof. Dr. Salih Marangoz, tedavi süreci hakkında şu bilgileri verdi: “Teşhis konulmasından sonra aileler bizimle bağlantıya geçiyor. Tedaviye gelindiği zaman ayaktaki eğriliği haftalık olarak yapılan esnetmeler ve alçılamalarla derece derece düzeltiyoruz. Belirli bir safhaya geldikten sonra da ufak bir cerrahi girişimle düzeltmeyi tamamlıyoruz. Bu düzeltmeden sonra sorun nüksetmesin diye belli bir süre arası çubuklu özel ayakkabı olarak tarif edilebilecek “ortez” giymelerini sağlıyoruz. Ortez üç ay süreyle gece gündüz kullanılıyor. Üç ayın sonrasında süre azaltılıyor ve çocuk 4-5 yaşına gelene kadar azalan sürelerle kullanılıyor.”
“Anne adayları, Pes Ekinovarus’tan korkmayın!”
“Bugün aramızda PEV’li bebek bekleyen anne adayları da var” diyen Prof. Dr. Salih Marangoz, etrafta neşeyle koşan çocukları göstererek, zamanında ve doğru müdahale ile en umutsuz görünen vakaların bile normale dönebildiğinin altını çizip anne adaylarına PEV’den korkmamaları yönünde çağrı yaptı.
“Doğru tedaviyi ancak 18. aydan sonra bulduk”
3,5 yaşındaki Erdem’in annesi Münevver Öztürk, oğlundaki sorunun hamileliğinin 16. haftasında teşhis edilmiş ve doğumdan hemen sonra da Antalya’da tedaviye başlanmış olmasına karşın 18 aylık olana kadar düzelmediğini, aksine durumun kötüye gittiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu esnada Dr. Salih Bey’den haberdar olduk ve tedavi için İstanbul’a geldik. Alçılamalar, aşilotomi ve ortez tedavisi başladıktan 3-4 ay sonra, tam olarak 2. yaş gününde Erdem ilk kez yürümeye başladı. Şu anda her iki ayağı da daha önce hiç olmadığı kadar düzgün. Hâlen günde 10 ila 12 saatlik ortez tedavisine ve kontrollerimize devam ediyoruz.”
“Doğumdan 13 gün sonra tedaviye başladık”
Reyhan ve Gökhan Birinci’nin kızları Amine Hüma şu anda 14 aylık. Amine Hüma’nın sol ayağının PEV’li olduğu hamileliğin 23. haftasında yapılan detaylı ultrasonla anlaşılmış. Kızının durumuyla ilgili bilgi veren Reyhan Birinci yaşadıkları süreci anlattı: “İlk 15 günü çok büyük üzüntüyle geçirdik ama hemen sonrasında araştırmaya başladık, bir hastaneye gittik. Oradaki doktorlar da tedaviyle kızımızın normal yaşantısını sürdürebileceğini belirtince ikna olduk. Bir de bu araştırma sürecinde çok daha sorunlu gebelikler görünce bizim en azından bir tedavimizin olması içimizi rahatlattı. Sonra Salih hocayı bulduk ve doğumdan 13 gün sonra tedaviye başladık. Aşilotomiyle birlikte toplam 5 alçı yapıldı. Kızım bir yaşını geçer geçmez yürümeye başladı ve şu anda da her şey yolunda.”
“Oğlum şu anda tenis oynayabiliyor, çok hızlı yüzüyor”
Şu anda ikinci çocuğunu bekleyen Serra Sütekin, oğlu Can’ın sol ayağının PEV’li olduğunu hamileliğinin 20. haftasında öğrenmiş. “Her anne baba gibi bizim için de çok büyük bir şok oldu” diyen Serra Sütekin yaşadıkları süreci aktardı: “Bizi neyin beklediğini bilmiyorduk ama araştırınca çok kötü hikâyelerle karşılaştık. O yüzden ben insanların akıllarındaki soruları doktor dışında herhangi birine sormalarını tavsiye etmiyorum. Araştırmalarımız sırasında Salih Bey’i bulduk ve kendisi bizi çok rahatlattı. Ben yurt dışında doğum yaptım ve tedaviye birkaç hafta daha geç başladık ama bu sorun olmadı. Aileler tedaviye genellikle doğumdan hemen sonra başlamak istiyorlar, fakat bu bebek için huzursuz edici olabiliyor, özellikle de kuvözdeki bebekler için. Biz ilk alçılamayı 20 günlükken yaptık. 4 alçılama ve 1 aşilotomi sonrasında ortez kullanmaya başladık. Oğlum 3,5 yaşında ve çok aktif. Hiç yerinde durmuyor, çok hızlı yüzüyor, tenis oynuyor. PEV bizim için bir engel değil. İkinci bebeğimiz de oğlan. İstatistikler ikinci bebekte de PEV olma olasılığının ilk bebeğe göre daha yüksek olduğunu söylüyor ama bebeğimizde bir sorun yok. Olsaydı da korkmazdık çünkü tedavisi var.”