Türkiye Haberleri
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 289757
Tire Kaymakamlığı Alanyalı Şebnem Köseoğlu ve binlerce lösemi hastası için organize ettiği kan bağışı ve kök hücre kampanyası Tire Kaymakamlığı bahçesinde devam ediyor...
İki gün sürecek kampanyaya Tireliler yoğun ilgi gösterdi.
Sabah saatlerinde Ödemiş Kızılay Bölge Müdürlüğüne ait kan otobüsü Kaymakamlık Bahçesine geldi. Kısa sürede faaliyete başlayan Kızılay yetkilileri Tirelilerin kan bağışını kabul etmeye başladı.
Sabah saatlerinde Ödemiş Kızılay Bölge Müdürlüğüne ait kan otobüsü Kaymakamlık Bahçesine geldi. Kısa sürede faaliyete başlayan Kızılay yetkilileri Tirelilerin kan bağışını kabul etmeye başladı.
KAMPANYA SES GETİRDİ...
Tire İlçe Kaymakamlığı’nın günler öncesinden duyurusunu yaptığı kampanyaya Tireliler ilgi gösterdi. Sabahın ilk saatlerinden itibaren Kaymakamlık bahçesine gelen vatandaşlar kanlarını lösemi hastalarına umut olmak için bağışladılar.
KAMPANYA İKİ GÜN SÜRECEK...
Kan bağışı kampanyası iki gün boyunca, sabah saat 10:00 ile 18:00’e kadar sürecek olan kampanya, gece saat 19:00 itibari ile de Şehitler Parkında devam edecek.
EMNİYET MÜDÜRÜ DE KAN VERDİ...
Kampanyaya destek veren Tire İlçe Emniyet Müdürü Hasan Özge’de kan bağışı kampanyasına katılarak lösemi hastalarına destek için geldiğini söyleyerek tüm lösemi hastalarına acil şifalar diledi.
KAYMAKAM TANRISEVEN “ŞEBNEM VE TÜM LÖSEMİ HASTALARINA UMUT OLMAK İSTEDİK”...
Kan bağışı kampanyası ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Tire İlçe Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven:“ Tire Kaymakamlığı olarak lösemi hastalarına umut olabilmek adına böyle bir kampanya düzenledik. Kampanyamızı sosyal medyada verdiği anlamlı mesajla dikkatleri üzerine çeken ve tüm ülkeyi harekete geçiren Şebnem Köseoğlu ve binlerce Şebnem için düzenledik. Şebnem Köseoğlu Alanya AHEP Üniversitesinde Öğretim Görevlisi. Alanya Kaymakamlığım döneminde benim başkanlığını yürüttüğüm kurumun başarılı bir eğitmeni. Kendisi geçtiğimiz yıl lösemiye yakalandı. Azmi sayesinde bu amansız hastalığı yenmeyi başardı. Ancak geçtiğimiz haftalarda hastalığı yeniden nüksetmiş. Onun tekrar hastalığını yenebilmesi bizlere bağlı. Biz de bu insani yardım çağrısına kayıtsız kalamazdık. Bugün ve yarın Kaymakamlık bahçesinde Şebnem ve bu hastalığa yakalanmış binlerce şebnem için kan bağışı kampanyasını başlattık. Tüm Tirelileri kampanyaya destek için kök hücre ve kan bağışına bekliyoruz. Şifa bekleyen hastalara destek olalım, hayat kurtaralım.” diyerek duygularını dile getirdi.
HABER: Halime Yağmur AKDAĞ
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 227320
Antalya Muratpaşa Belediyesi, mavi bayraklı Erdal İnönü Kent Parkı ve Konserve Koyu falez plajlarında denizlerdeki plastik kirliliğinin ulaştığı boyuta dikkat çekmek için bilgilendirme çalışması yaptı...
Çalışmada, Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yediğini belirtilirken sigara izmaritinin denizde 5 yıl çözülmeden kaldığı belirtildi...
Muratpaşa Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, belediyenin mavi bayraklı falez plajlarında Akdeniz’de plastik kirliliğine dikkat çekmek için bilgilendirme çalışmasına başladı. Bu kapsamda Erdal İnönü ve Konrserve Koyu falez plajlarında ilk çalışma gerçekleştirildi.
Bilgilendirme çalışmasında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından plastik atıklar konusunda hazırlanan raporda Akdeniz’in bir plastik denizi olma riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Söz konusu rapora göre Türkiye’den günde 144 ton plastiğin Akdeniz’e karıştığı ve Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yediğinin yer aldığı plaja gelen kent sakinlerine ve turistlere anlatıldı. Ayrıca, sigara izmaritinin denizde 5 yıl süreyle çözünmeden kalırken bu sürenin plastik torba için 20 yıl, plastik bardak için 50 yıl ve misina için 600 yıl olduğunu belirtildi.
Muratpaşa Belediyesi’nin plastik atıklara karşı başlattığı bilinçlendirme çalışmaları belediyenin diğer mavi bayraklı plajları, Erenkuş, Mobil ve İnciraltı falez plajlarında devam edecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 700890
Türkiye, 1999 depremi sonrası felaketzedeler için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı. Yıkımdan sonra getirilen Özel İletişim Vergisi de dayanışmanın aracı olarak görüldü. 20 yılda fonda 70 milyar birikti. Ancak depreme yönelik önlemler ve kentsel dönüşüm projeleri kağıt üstünde kaldı. Bir daha aynı acının yaşanmaması için kullanılması gereken kaynak da bütçedeki açıkları kapatmak için harcandı....
20 yıl önce Marmara’yı sarsan 45 saniyelik felaketin artçıları hâlâ sürüyor. Büyük Marmara depreminden sonra yaraları sarmak için Özel İletişim Vergisi (ÖİV), o dönem adı ‘deprem ve dayanışma vergisi’ çıkarılmıştı. 2000 yılının sonuna kadar sürmesi planlanan verginin hâlâ sonu gelmiyor. Ayrıca hasarların giderilmesine yönelik o dönemde 2001 yılına kadar 161.6 trilyon liralık nakit yardım alındı.
Bunun 156.6 trilyon lirası harcandı. Marmara depremi sonrasında çeşitli ülke ve uluslararası mali kuruluşlardan yaklaşık 3.5 milyar dolar tutarında kredi sağlandı. Harcamalar deprem bölgesinde genel olarak, konut inşaatı ve yeni konut şebekeleri, yeni hastane inşaatları ve sağlık birimlerinin rehabilitasyonu, ilköğretim okulu inşaatları, demiryolu ve karayolu başta olmak üzere ulaştırma sistemlerinin yenilenmesi ve KOBİ’lere finansman desteği için kullanıldı. Öte yandan tam 20 yıldır deprem için alınan ÖİV’nin ne kadara ulaştığı net olarak bilinmiyor. Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Dünya Bankası verilerinden hazırlanan rapora göre, 20 yıl içinde 70 milyar lira ‘deprem vergisi’ toplandı. Kaynağın nasıl harcandığına ilişkin ise net bir veri yok.
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, hükümeti depreme karşı hiçbir önlem almamakla suçladı. Deprem vergilerinin duble yollara harcandığını hatırlatan Tekin, sadece İstanbul’da 50’ye yakın deprem alanının hükümete yakın firmalara verildiğini belirtti. İlk düzenlemede yüzde 25 olan ÖİV oranı Gider Vergileri Kanunu’na eklenmesiyle birlikte oranlarda da değişiklik meydana geldi. Bu bağlamda, cep telefonu görüşmelerinden yüzde 25, sabit telefon görüşmelerinden yüzde 15, veri ve internet hizmetlerinden yüzde 5 oranında ÖİV alınmasını tatbik edildi.
Yaşamsal malzemelerin bulunduğu konteynerların çoğunlukla kilitli kalması tartışma yarattı...
20 YILDIR DİNMEYEN ACIDAN DERS ALMADIK
Büyük Marmara depreminde yaşamını yitirenler Türkiye’nin dört bir yanındaki törenlerle anıldı. Sakarya’da, felaketin yaşandığı saat olan 03.02’de anma etkinliği yapıldı. Demokrasi Meydanı’ndaki törende, Kur’an-ı Kerim okundu. Sela, Yasin-i Şerif ve hatim dualarının
okunduğu programda, vatandaşlar zaman zaman duygu dolu anlar yaşadı. Saatler 03.02’yi gösterdiğinde İl Müftüsü İhsan Açık tarafından sela eşliğinde 3 bin 891 “deprem şehidi” için dua edildi. Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür’ün “İstanbul deprem bekliyor. Fay fazla dayanmaz. Fırtına öncesi sessizlik içindeyiz” sözleri ise yaklaşan tehlikeyi gözler önüne serdi. Kritik süreçte İstanbul’da depreme hazırlık çalışmalarının yetersizliği yeniden gündeme geldi. İstanbul’un kritik noktalarına yerleştirilen ve içinde ilkyardım malzemeleri bulunan deprem konteynerlerinin acil bir durumda nasıl kullanılacağından bir çok kimsenin haberi yok. 17 Ağustos’un ardından 2000’li yılların başında İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi tarafından 762 mahalle ve 173 köye yerleştirilen yaklaşık 2 bin konteynerin birçoğu zaman içinde hırsızların hedefi haline geldi. İçinde 960 parça malzeme bulunan konteynerlerden en çok jeneratör ve delici aletler gibi pahalı eşyalar çalındı. Hırsızlık olaylarının artması üzerine içinde 960 ayrı malzeme bulunan konteynerlerin yerleri değiştirildi. 2009 yılında deprem konteynerlerinin bakımı ve kontrolleri İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi tarafından ilçe belediyelerine devredildi. Bugün ilçelerde toplam 499 adet konteyner bulunuyor. Konteynerlerin içinde olası bir deprem sonrası profesyonel ekipler gelinceye kadar vatandaşların kullanması için tam 39 adet malzeme bulunuyor. Ancak kapalı bir şekilde tutulan konteynerleri afet anında kimin, nasıl açacağı hakkında birçok vatandaşın bilgisi yok.
Avcılar’da bulunan Bülent Ecevit Parkı’nda bir adet deprem konteyneri yer alıyor. 15 yıldır Avcılar’da yaşayan Cevdet Küçük konteynerle ilgili, “Belediye bunu buraya koyalı bayağı oldu. Bakımını yapıyorlar ama bunun yaygın olması lazım. Nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Biliyorum dersem yalan söylemiş olurum” dedi. Aziz Erol ise, “Konteyneri orada görüyorum ama hiç ilgimi de çekmiyor. Deprem için koyduklarını biliyorum ama ne işe yaradığını bilmiyorum” diye konuştu. Erol Günay ise, konteynerin bulunduğu parka sürekli geldiğini belirterek, “Avcıların deprem bölgesi olduğunu biliyorum. Yıllardır ben buradayım, bu parka da sık gelen bir vatandaşım. Konteyneri de devamlı görüyorum ama içinde ne olduğunu bilmiyorum. Merak da etmedim doğrusu” ifadelerini kullandı. Sevinç Oruç ise, “Neden kilitli? Kullanılmak istenildiğinde nasıl kullanılacak? Kilitli olması biraz yanlış. Açık olması, insanların ulaşabileceği zaman büyük bir ihtimalle kırılması gerek. Açık olması daha isabetli olmalı bence” dedi.
Kentsel dönüşümün yetersizliğini ise Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören’in sözleri ortaya koydu. Konuyla ilgili kararın 2012’de alındığını ve 2013 itibarıyla uygulamaya başlandığını dile getiren Öngören “6-7 yıllık süre içinde hedeflenen kentsel dönüşümün ancak yüzde 10’u gerçekleştirildi” dedi. Prof. Dr. Öngören, kentsel dönüşümde ağırlıklı olarak özel sektörün ön plana çıktığını ve daha çok bina yenilemesi şeklinde ilerlediğini ancak riskli alanların yenilenmesi ve rezerv alanlarda yeni konutların oluşturulması işleminin yeterince gerçekleştirilemediğini belirtti. Aradan geçen sürede ços sayıda çürük bina imar affı uygulamasını istismar ederek ruhsat aldı. Toplanma alanları ise yıllar içinde alışveriş merkezlerine ya da otoparklara dönüştürüldü.
SON 119 YILDA DEPREMLERE 86BİN KURBAN
Türkiye’de son 119 yılda meydana gelen ve resmi kayıtlara göre 86 bin 456 kişinin hayatını kaybettiği depremler, yıkıcı etkiyi gözler önüne seriyor. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığı Türkiye’de 1900 ile 2019 arasındaki son 119 yılda meydana gelen depremlerle ilgili istatistikleri paylaştı. Sartısıntıların neden olduğu afetlerde büyük kayıplar yaşandığını ortaya koyan AFAD Deprem Dairesi’nce hazırlanan verilere göre; Kuzey, Doğu ve Batı Anadolu fay hatlarındaki deprem kuşağında bulunan Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 1900 ile 2019 tarihleri arasında can kaybı, ağır hasar veya yıkıma neden olan 240 deprem meydana geldi. Son 119 yılda 4.0 ile 7.9 arasında değişen büyüklüklerde ise 13 bin 687 deprem meydana geldi. Bu depremlerde 86 bin 456 kişi hayatını kaybetti, 603 bin 131 yapı ise ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Yüzlerce hayvanın da telef olduğu Türkiye’de 1900 sonrası meydana gelen değişik büyüklükleri gösteren deprem haritasında ise afetin yıkıcı etkisi görülüyor. Belirtilen tarihlerdeki verilere göre, her yıl can kaybı ya da hasara neden olan 2 deprem meydana geldi. Yine istatistiklere göre, büyüklükleri 4.0 ile 4.9 arasında her dört günde bir, 5.0 ile 5.9 arasında ayda iki, 7.0 ile 7.9 arasında her altı yılda bir ve 6.0 ile 6.9 arasında her yıl iki deprem meydana gelme olasılığı bulunuyor.
1999 KURBANLARINA DUALARLA ANMA
17 Ağustos 1999 depreminin 20´nci yıldönümünde, depremin merkez üssü Gölcük´te anma töreni düzenlendi. Meydana gelen deprem sonrasında bir bölümü suyun altında kalan Kavaklı Sahili’nde düzenlenen törende hayatını kaybedenler için dualar okunup lokma dağıtıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın “Yüreğimiz buruk, gönül isterdi ki bu şehirde böyle bir şey yaşanmasın, onca can kaybolmasın, onca insan depremden etkilenmesin. Biz bu gerçeği maalesef acı bir şekilde öğrendik” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Gölcük Arama Kurtarma Derneği (GESOTİM) tarafından doğal afet eğitimi alarak başarılı olan 12 kursiyer sahnede yemin ettikten sonra sertifikalarını aldı. Sertifikaların dağıtımının ardından konuşan GESOTİM Başkanı Necmi Kocaman, yetişen kursiyerlerin gönüllü olarak doğal afetlerde tam verimle çalışabileceklerini ifade ederek, “Büyük bir felaket yaşadık ve bu felaketten önemli dersler çıkardık. Önümüzdeki dönemde yaşanabilecek afetlere artık daha da hazırlıklıyız” dedi. Vatandaşlar deprem kurbanlarının anıtlarına karanfiller koydu. Felaket kurbanları için İstanbul ve Sakarya’da da anma törenleri düzenlendi. Yalova’daki törende konuşan konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Bu yılı afetlere hazırlık yılı ilan ettik. Yapmamız gereken çok işimiz var” dedi. Depremin İstanbul’da en fazla etkili olduğu Avcılar’da hayatını kaybeden 246 kişi anıldı. Ölenlerin yakınları ile çok sayıda vatandaş depremin olduğu saat olan 03.02’de saygı duruşunda bulunarak, Deprem Anıtı’na karanfiller bıraktı.
TEDBİRLERİ ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hiçbir zaman unutmayacağımız bu felaketin sebep olduğu kayıpların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz.
BUGÜN ADIM ATMAZSAK YARIN ENKAZ ALTINDA KALIRIZ
MHP lideri Bahçeli: Gelecek ay açıklanması beklenen ‘Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nın deprem riskine karşı müessir bir hazırlık olması başlıca beklentim. Bugün tedbir almazsak, yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmezsek, gelecekte enkaz altında kalırız.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 293231
ŞEBNEM'E BİR DESTEK DE İZMİR TİRE'DEN...
Alanyalı Şebnem Köseoğlu için başlatılan kampanyaya eski Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven’den de destek geldi. Tire Kaymakamlığı ve Kızılay iş birliği ile ilçede 2 gün kök hücre ve kan bağışı yapılacak...
Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven, Alanya Kaymakamlığı yaptığı dönemde aynı zamanda AHEP vakfı mütevelli Heyet Başkanlığı’nı yürütüyordu. AHEP Vakfı’na ait olan AHEP Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışan ve geçtiğimiz yıl Lösemiye yakalanan Şebnem Köseoğlu'nun internette yaptığı kök hücre bağışı çağrısına Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven’den destek geldi.
ESKİ PERSONELİNE KAYITSIZ KALMADI
Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim görevlisi Şebnem Köseoğlu, geçen yıl eylül ayında lösemiye yakalandı. Köseoğlu, yaklaşık 3 aylık kemoterapinin ardından ocak ayında hastalığı yendi.
Köseoğlu, rutin kontrolleri sırasında kan verdi ve hastalığının nüksettiğini öğrendi. İstanbul'a tedaviye giden Köseoğlu sosyal medyadan çağrı yaparak vatandaşları kök hücre bağışında bulunmaya davet etmişti.
KÖSEOĞLU ARADI, TANRISEVEN DESTEK VERDİ
Tire Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven de bu çağrıya kayıtsız kalmadı. AHEP Öğretim Görevlisi Şebnem Köseoğlu, Eski Alanya Kaymakamı ve AHEP Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Hasan Tanrıseven’i arayarak destek istedi. Kaymakam Tanrıseven, kendisini arayan Köseoğlu’na ilçe çapında kampanya başlatarak kendisine tam destek vereceklerini söyledi.
KAYMAKAM TANRISEVEN TİRELİLERİ BAĞIŞ YAPMAYA ÇAĞIRDI
Tire İlçe Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven şunları kaydetti:
“Şebnem Köseoğlu Alanya AHEP Üniversitesinde Öğreti: Görevlisi. Alanya Kaymakamlığım döneminde benim başkanlığını yürüttüğüm kurumun başarılı bir eğitmeni. Kendisi geçtiğimiz yıl lösemiye yakalandı. Azmi sayesinde bu amansız hastalığı yenmeyi başardı. Ancak geçtiğimiz haftalarda hastalığı yeniden nüksetmiş. Onun tekrar hastalığını yenebilmesi bizlere bağlı. Biz de bu insani yardım çağrısına kayıtsız kalamazdık. Pazartesi ve salı günü Kaymakamlık bahçesinde Şebnem ve bu hastalığa yakalanmış binlerce şebnem için kan bağışı kampanyası başlatıyoruz. Hafta başında Tüm Tirelileri kampanyaya destek için kök hücre ve kan bağışına bekliyoruz. Şifa bekleyen hastalara destek olalım, hayat kurtaralım.”
KAMPANYA PAZARTESİ BAŞLIYOR
19-20 Ağustos Tarihleri arasında Tire’de Kaymakamlık bahçesinde Kızılay ile iş birliği yapan Tire Kaymakamlığı, Şebnem Köseoğlu ve onun gibi lösemiye yakalanan binlerce kişiye umut olmak için bir araya gelecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 307357
İMAMOĞLU'NUN EKİBİ VATANDAŞIN YANINDA...
İstanbul’da sabah saatlerinden beri etkisini gösteren ve Fatih’te metrekarede ortalama 114 kg yağmurun düşmesiyle sonuçlanan sağanak bir vatandaşın canını alınken, bir çok yerde su baskını ve sele neden oldu. Hasarın etkilerini azalatmak ve önlem almak için İBB ekipleri seferber oldu.
Sel ve su baskınlarıyla mücadele çalışmasını sahada İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut yönetirken, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir de AKOM’da çalışmaları koordine ediliyor.
En fazla yağış Fatih, Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye ilçelerinde görüldü. İstanbul genelinde metrekareye ortalama 30- 40 kg yağış düştü.
Şehir hatları, İDO, tramvay seferlerinde yaşanan iptaller normale döndü. Yağışlı havanın akşam saatlerine (20.00) kadar İstanbul genelinde, özellikle Boğaz· çevresi ve Anadolu yakasında yer yer kuvvetli şekilde etkili olmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut da beraberindeki teknik ekiple özellikle Fatih, Eminönü bölgesinde yaşanan su baskınlarını ve İBB’nin yaptığı çalışmaları yerinde inceledi. İBB’nin sel ve su baskınlarıyla mücadele çalışması AKOM’da İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir tarafından koordine ediliyor.
Hava muhalefeti nedeniyle kapanan T1 Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı, TF1 Maçka-Taşkışla Teleferik Hattı seferleri normale döndü. T3 Kadıköy-Moda tramvay hattında enerji kesintisi giderildi. Ancak tramvay hattında kaza yapan aracı çekme çalışmaları devam ediyor.
Su baskını neticesi Unkapını köprüsü altında yaşamını yitiren vatandaşla ilgili savcılık soruşturması da sürüyor. Henüz kimliği tespit edilemeyen vatandaşın evsiz olduğu bilğisi alındı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye, İSKİ, Yol Bakım, Çevre Koruma, Zabıta, 153 Yerinde Çözüm ekiplerine gelen 2414 ihbara, 3799 personel, 1841 araç, iş makinesi ve ekipman ile müdahale ediliyor.
· İtfaiye 1136 personel, 521 araç
· Yol bakım 393 personel, 132 araç ve ekipman
· İSKİ 1615 personel, 1004 araç ve ekipman
· Atık yönetim 255 personel, 110 araç ve ekipman
· Zabıta 400 personel, 74 araç ve ekipman
Sorun Yaşanan Önemli Noktalar/Olaylar
1. Sahilyolu Kazlıçeşme
2. Sahilyolu Samatya
3. Sahilyolu Yenikapı
4. Unkapanı alt geçit
5. Aksaray alt geçit
6. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı alt geçidi
7. Saraçhane alt geçidi ve Fevzipaşa caddesi
8. Kumkapı alt geçidi
9. Kabataş tramvay yolu
10. Eminönü meydan ve alt geçidi
11. D100 Kazlıçeşme
12. Üsküdar meydan ve sahil yolu
13. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri Önü
14. Çengelköy Sahilyolu
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 704567
Antalya Muratpaşa Belediyesinden ev bütçesine milyonluk katkı...
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la ilçe sakinlerinin 3 yılı aşkın bir süre içinde tam 3 milyon 646 bin 46 lira karşılığı puan kazandığını açıkladı. Kazanılan puanların 3 milyon 176 bin 799 liraya karşılık bölümünün kullandığını kaydeden Başkan Uysal, evlerden toplanan atık miktarının 11 milyon 624 bin 119 kilograma ulaştığını söyledi.
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, nüfusu 500 bine yaklaşan ilçede uyguladığı Türkiye’nin tek ödüllü geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la evlerde ayrıştırılan kağıt, metal, cam ve plastik gibi nitelikli atıklar lira karşılığı puana dönüşüyor.
Başkan Uysal, Nisan 2016’da başlayan projeyle Muratpaşa sakinlerinin 31 Temmuz itibariyle toplam 3 milyon 646 bin 46 lira karşılığı puan kazandığını söyledi. Kazanılan puanların anlaşmaları marketlerde, fırınlarda, sinema salonlarında kullanılabildiğine dikkat çeken Başkan Uysal, ev bütçesi için bugüne kadar hiç olmayan bir kaynağın Çevreci Komşu Kart’la oluşturulduğunu söyledi.
Kazanılan puanların 3 milyon 176 bin 799 liraya karşılık bölümünün kullandığını da sözlerine ekleyen Başkan Uysal, 3 yıl aşkın bir süre içinde evlerden toplanan cam, kağıt, metal gibi nitelikli atıkların miktarının 11 milyon 624 bin 119 kilograma ulaştığını söyledi. Muratpaşa’da 90 bin 859 evin Çevreci Komşu Kart sahibi olduğunu ve 31 bin 521 ailenin aktif olarak evlerde nitelikli atıkları ayrıştırarak proje kapsamında belediye yetkililerine teslim ettiğini kaydeden Başkan Uysal, “Komşularımız, geri kazanılabilir atıklarını biriktirip çevre ve ekonomiye geri kazandırırken bütçelerine de katkı sağlıyor” dedi.
KISA TARİHÇE
Muratpaşa Belediyesi’nin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart, Nisan 2016’da pilot çalışma olarak başladı. Pilot çalışmada elde edilen başarılı sonuçlarla proje, 11 ay gibi kısa bir sürede Muratpaşa’nın tüm mahallerinde uygulanmaya başladı.
Çevreci Komşu Kart daha ilk yılında birçok ödülün de sahibi oldu. 20’nci Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Hizmet Ödülü, 2’nci Uluslararası Şehir, Çevre ve Sağlık Kongresi Kongre Özel Ödülü’ne değer görülen Çevreci Komşu Kart, Kamu Teknoloji Platformu ve Harward Business Rewiew Türkiye tarafından düzenlenen 3’üncü Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda ise ‘sıra dışı başarı hikayesi’ seçildi. Ödüllerin yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Derya Yıldız’ın bitirme tezine de konu olan projenin Mayıs 2018’de de Türk ve Patent Marka Kurumu’nca ‘marka tescili’ gerçekleştirildi. Muratpaşa Belediyesi’nin Çevreci Komşu Kart Projesi, nitelikli atıkların değerlendirilmesine yönelik olarak değişik adlarla uygulanmaya başlanan pek çok projenin çıkış noktası oldu.
E-ATIKLAR ve ATIK YAĞLAR
Çevreci Komşu Kart, 2018 yılının başında içerdikleri radyoaktif maddeler, tozlar, halojenli bileşikler, ağır metaller gibi toksik maddeler nedeniyle çevre ve insan sağlığına ciddi ölçüde zarar veren elektronik atıkları, kısaca e-atıkları da kapsamına aldı. Mart 2019’da ise Muratpaşa’da atık yağlar Çevreci Komşu Kart kapsamında toplanmaya başlandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 221594
Balıkesir, Manisa ve Mersin'de seyir halindeyken yanan otobüslere bir yenisi daha eklendi. Bu sabah Anadolu Otoyolu'nun İstanbul yönüne seyir halindeyken alev alan yolcu otobüsü tamamen yanarken, durumun zamanında fark edilerek yolcuların araçtan inmesi sonucu ölen ya da yaralanan olmadı...
Alınan bilgiye göre, Çorum'dan İstanbul istikametine giden Sabri Ç. idaresindeki 34 FA 7999 plakalı yolcu otobüsü, Cankurtaran mevkisinde alev aldı.
YOLCULAR DUMANI FARK ETTİ
Otobüsün içindeki dumanı fark eden yolcular, durumu şoföre bildirdi. Bunun üzerine şoför otobüsü sağ şeride çektikten sonra yolcular araçtan indi.
Durumun bildirilmesi üzerine Ankara ve Gerede'den olay yerine gelen itfaiye ve orman ekipleri, yangını söndürdü.
Ölen ya da yaralananın olmadığı yangında otobüs kullanılamaz hale geldi.
Yolcuların başka bir otobüse bindirilerek yollarına devam etmeleri sağlandı.
'OTOBÜSÜ TAHLİYE ETMEYE BAŞLADILAR'
Yolculardan Mustafa Siviş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Mola için durduğumuz tesisten çıktık. Araçtan duman geliyordu. Şoförler kendi aralarında birşeyler yapmaya çalıştı fakat işe yaramadı. Ondan sonra duman bastırdı otobüsün içini. İndiler aşağıya ve otobüsü tahliye etmeye başladılar. Kimsenin canına birşey olmadı." diye konuştu.
Otobüsün tesise girmeden önce de hararet yaptığını iddia eden Siviş, "Yolcular inerken otobüs alev almıştı. Patlamalar başladı 5 dakika sonra. Otobüs doluydu." ifadelerini kullandı.
Bölgede trafik akışında aksama yaşanmazken, kara yolları ekipleri yanan otobüsün olay yerinden kaldırılması için çalışmalarını sürdürüyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 122332
Marmara Adası'ndaki yangın bilançosu: 100 hayvan öldü, 30 hasta dumandan etkilendi...
Kontrol altına alınan Marmara Adası'ndaki yangına ilişkin son bilançoyu açıklayan Balıkesir Valisi Yazıcı "Dumandan etkilenen 30 hastamız oldu, ağır vakamız yok, hepsi tedavi görüp hastaneden ayrıldı. 100 civarında telef olan hayvanımız var" dedi. Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman Aksoy da bir facianın atlatıldığını belirterek şunları kaydetti: 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. İlk tespitlere göre 80 hektarlık bir alan yanmış durumda.
İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Balıkesir Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Marmara Adası'nda çıkan ve kontrol altına alınan yangın bölgesinde incelemelerde bulundu.
İnce, gazetecilere yaptığı açıklamada, yangında 50 söndürme aracının görev yaptığını belirterek, "110 personelimiz yine buradalar, il ve ilçelerden yardım ve destek sağlandı. Çalışan tüm ekiplerimizi tebrik ediyoruz, yangını büyümeden söndürdüler. Buranın ada olması ve yerleşim yerlerine yakın olması nedeniyle olay biraz daha vahimleşti. Hiçbir cana zarar gelmeden şu an soğutma çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.
"100 CİVARINDA HAYVAN TELEF OLDU"
Vali Ersin Yazıcı da Dursunbey ve Marmara Adası'nda aynı anda yangın çıktığını söyledi. Yazıcı, saat 17.00'den sonra Marmara Adası'ndaki yangının boyutlarının değiştiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Dumandan etkilenen 30 hastamız oldu, ağır vakamız yok, hepsi tedavi görüp hastaneden ayrıldı. 100 civarında telef olan hayvanımız var. Neden çıktığıyla ilgili bir takım bilgiler var ama henüz sonuçlanmış değil. Çok zor koşullarda iyi bir şey başardık, bütün gece buradayız. 50 civarında aracımız burada kalacak, soğutma çalışmaları devam edecek. Beklenmedik bir durumda tüm gücümüzle müdahale edeceğiz."
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise yangının hasarının giderileceğini belirterek, "Devletimizin sistemi çalışıyor, bununla ilgili DASK var, farklı uygulamalar var. Bu tür doğal afetlerde ne yapılıyorsa bütün vatandaşlarımıza o şekilde yardım edilecek." dedi.
"80 HEKTARLIK ALAN KÜLE DÖNDÜ"
Yangına ilişkin açıklama yapan Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman Aksoy da 9 saat süren müdahale ile facianın atlatıldığını söyledi. Aksoy ''Ekipler gece boyu yangının yeniden başlama riskine karşı nöbet tutarken, soğutma çalışmaları ise sürüyor. Yangın bir sabotaj sonucu çıkmadı. Bir vatandaşımızın evinin bahçesini temizlemesi neticesinde biriktirdiği otları yakması sonucu çıktığı söyleniyor. Araştırmalarımıza devam ediyoruz. Ciddi anlamda hayvanlar telef oldu. Yangında herhangi bir yaralanma veya ölümcül bir kaybımız yok. 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. İlk tespitlere göre 80 hektarlık bir alan yanmış durumda. Tespit çalışmalarımız sürüyor'' dedi.
Öte yandan 9 saatlik yangının ardından yanan bölgeler drone ile havadan görüntülendi. Havanın aydınlanmasıyla facianın boyutu ortaya çıktı.
"ŞU ANDA ADADA HER ŞEY YOLUNDU"
Konuya ilişkin konuşan Aksoy 'Yangın için 'bitti' demiştik ama küçük bir kıvılcımdan dolayı yine devam etti. Ancak artık tamamen 'bitti' ve 'kontrol altına alındı' diyoruz. Sabaha kadar sürecek olan soğutma çalışmalarının başında olduk. Ciddi anlamda hayvan telef oldu. Ahır dediğimiz bölümlerin büyük bir kısmı yandı. Yangında herhangi bir yaralanma veya ölümcül bir kaybımız yok. 7 arkadaşımız dumandan dolayı zehirlendi. Hepsi de kontrol ve tedavileri yapıldıktan sonra görevlerine geri döndü. 70-80 hektarlık bir alan yanmış durumda. Ama şu anda adada her şey yolunda'' dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 126750
Kurban Bayramı'nın ikinci, tatilin üçüncü günü olan bugün, kurbanlıklarını kesen vatandaşlar, yakınlarıyla bayramlaşmaya ve tatil yörelerine gitmek için yollara çıktı. Alınan önlemler ve yapılan uyarılara rağmen bugün de çok sayıda kaza meydana geldi. Cuma günü mesai bitiminden bugün saat 17.00'ye kadar meydana gelen 63 kazada, 24 kişi hayatını kaybetti, 253 kişi yaralandı.
Bayram tatilinin 3’üncü gününde kaza bilançosu: 24 ölü, 253 yaralı
Bayram tatili için cuma günü mesai bitiminin ardından vatandaşlar, yollara çıktı. Cuma günü yoğunluk yaşanan yolların iki gündür sakin olduğu görüldü. Kurban Bayramı’nın ikinci günü kurbanlıklarını kesenler yakınlarıyla bayramlaşmak ve tatil yörelerine gitmek için yollara çıktı. Güvenlik güçleri ile Karayolları ekiplerinin aldığı önlemler ve yaptıkları uyarılara rağmen, yine kazalar meydana geldi.
Cuma günü saat 17.00’den 23.59’a kadar, Sakarya, Gaziantep, Kastamonu, Adıyaman, Denizli, Bursa, Şanlıurfa, Antalya, İstanbul, Kütahya, Manisa, Edirne ve Tokat’ta meydana gelen 14 kazada, 3 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi yaralandı.
Kurban Bayramı arifesi, tatilin ise ilk günü olan Cumartesi ise, Yozgat, Ankara, Aksaray, Konya, Sakarya, İstanbul, Diyarbakır, Mersin, Kayseri, Bolu, Manisa, Sivas, Rize, Düzce, Bursa ve Bartın´da meydana gelen 16 kazada, 7 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı.
Kurban Bayramı’nın ilk günü tatilin ikinci günü olan dün ise, Burdur, Ankara, İstanbul, Bursa, Adıyaman, Aksaray, Niğde, Diyarbakır, Zonguldak, Kütahya, Sakarya, Gaziantep, Denizli ve Aksaray’da meydana gelen 21 kazada, 11 kişi hayatını kaybetti, 64 kişi yaralandı.
Kurban Bayramı’nın ikinci günü tatilin ise üçüncü günü olan bugün de, İzmir, Karabük, İstanbul, Düzce, Şanlıurfa, Bolu, Tekirdağ ve Kırıkkale’de meydana gelen 12 kazada, 3 kişi hayatını kaybetti, 59 kişi yaralandı.
Böylelikle Kurban Bayramı tatilinin üçüncü gününde, Cuma günü 17.00’den bugün saat 17.00’ye kadar meydana gelen 63 kazada 24 kişi öldü, 253 kişi yaralandı.
KURBAN SAYRAMI TATİLİ KAZA TABLOSU:
9 Ağustos Cuma (saat 17.00´den sonra): 14 kaza, 3 ölü, 49 yaralı
10 Ağustos Cumartesi (Kurban Bayramı arifesi) : 16 kaza, 7 ölü, 81 yaralı
11 Ağustos Pazar (Kurban Bayramı 1´inci günü): 21 kaza, 11 ölü, 64 yaralı
12 Ağustos Pazartesi (Kurban Bayramı´nın 2´nci günü saat 17.00´ye kadar): 12 kazada, 3 ölü, 59 yaralı
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 502822
Ubeydullah Dede: Bereket getiriyorsun
İmamoğlu: Güzel cümlelerini unutmayacağım...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Mayıs’ta mazbatası elinden alındıktan sonra, 13 Mayıs günü, iftarını ‘‘Metrobüs Bahattin’’ olarak ünlenen Bahattin Çağış’ın Esenyurt’taki evinde açmıştı. İmamoğlu, iftarın ardından kendisini hasta dedesini ziyaret etmeye çağıran 14 yaşındaki Berfin Güngör’ü kırmayıp, evlerine gitmişti. Hasta yatağında yatarken İmamoğlu’nu karşısında gören 87 yaşındaki Ubeydullah Güngör, “Emaneti senden alanları Allah’a havale ediyorum” diyerek, göz yaşları içerisinde “Sana yapılanlar izzet-i nefsime dokundu. Bu sefer (yüzde) 5-6 fazla oy alacaksın. Allah seni bu Ramazan ayında imandan, Kuran’dan ayırmasın. Bu topal ayağımla gidip sana oyumu atacağım” sözlerini sarf etmişti. İmamoğlu da Güngör’e, “Ben de senin için çalışacağım. Sana layık olacağım. Her şey çok güzel olacak. Bana dua et” şeklinde yanıt vermişti. İmamoğlu, Ubeydullah Dede’yi unutmadı ve önceki gün ziyaretine gitti. Ubeydullah Dede, alnından öpüp Kuran-ı Kerim hediye ettiği İmamoğlu’na, “Yeni bir musluk açtın. O musluktan da bereket getiriyorsun” sözleriyle seslendi. İmamoğlu da elini öptüğü Ubaydullah Dede’ye, “Allah razı olsun senden. Ben, senin güzel cümlelerini hiç unutmadım, unutmayacağım” diyerek, teşekkür etti. İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde de 16 Ocak 2019’da Sultanbeyli Pazarı’nda tanıştığı ve aralarındaki “oy diyalogu” günlerce konuşulan Mahruze Keleş’i de ziyaret etmişti.
ESENYURT / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerinin ardından, “sancılı” geçen bir siyasi süreçten sonra, 17 Nisan’da mazbatasını aldı. YSK’nın, 6 Mayıs’ta, Ramazan ayının ilk gününde verdiği skandal karar ile İmamoğlu’nun yetkisi, 18 günlük görev süresinin ardından elinden alındı. İmamoğlu, ilk başkanlık döneminde söz verdiği gibi, iftarlarını genellikle vatandaş sofralarında açtı. İmamoğlu’nun yolu, mazbatası elinden alındıktan 1 hafta sonra, 13 Mayıs’ta Esenyurt’a düştü. İmamoğlu, iftarını o gün, ‘‘Metrobüs Bahattin’’ olarak ünlenen Bahattin Çağış’ın Merter Çeşme Mahallesi’ndeki evinde açtı.
BERFİN’İ KIRMADI
İmamoğlu’nun iftar açtığı eve gelen Çağış Ailesi’nin komşusu 14 yaşındaki Berfin Güngör adlı çocuk, ‘‘Dedem çok hasta ve sizi çok seviyor. Onu görmeye gelir misiniz’’ diyerek İmamoğlu’nu evlerine davet etti. Berfin’i kırmayan İmamoğlu, 87 yaşındaki Ubeydullah Güngör’ü hasta yatağında ziyaret etti. İmamoğlu’nu karşısında gören Ubeydullah Dede, göz yaşları içinde şu duygusal konuşmayı yaptı: ‘‘Ben, senin ayağının tozuna kurban olurum. Hoş gelmişsin. Emaneti senden alanları Allah’a havale ediyorum. Sana yapılanlar izzet-i nefsime dokundu. Bu sefer (yüzde) 5-6 fazla oy alacaksın. Allah seni bu Ramazan ayında imandan, Kuran’dan ayırmasın. Bu topal ayağımla gidip sana oyumu atacağım. Senin için ağladım.’’ İmamoğlu da Güngör’e, ‘‘Ben de senin için çalışacağım. Kurban olurum sana, güzel yüreğine. Sana layık olacağım. Her şey çok güzel olacak. Bana dua et. Hakkını helal et’’ şeklinde yanıt verdi.
MAHRUZE KELEŞ’TEN SONRA UBEYDULLAH DEDE…
İmamoğlu, seçim meydanlarında sık sık adını andığı Ubeydullah Dede’yi, aynı yıl içinde ikinci kez belediye başkanlığını kazandıktan sonra da unutmadı. İmamoğlu, 16 Ocak 2019’da Sultanbeyli Pazarı’nda tanıştığı ve aralarındaki “oy diyalogu” günlerce konuşulan Mahruze Keleş’e geçtiğimiz günlerde yaptığı ziyaretin bir benzerini, Ubeydullah Dede’nin evine gerçekleştirdi. İmamoğlu’nu bina önünde Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt karşıladı. İBB Başkanı’nın geleceğini haber alan yüzlerce vatandaş, alkışlarla karşıladıkları İmamoğlu ile fotoğraf çektirmek sıraya girdi. Zorlukla da olsa Güngör Ailesi’nin oturduğu daireye çıkan İmamoğlu’nu, evde de onlarca aile ferdi ve komşu karşıladı.
UBEYDULLAH DEDE: SEN, TÜRKİYE’YE MÜJDESİN
İmamoğlu’nu hasta yatağında bekleyen Ubeydullah Dede, “Selamınaleyküm” diyerek elini öpen İBB Başkanı’nı, “Aleykümselam Başkanım. Hoş geldin” sözleriyle karşıladıktan sonra alnından öptü. Sonrasında ikili arasında şu diyaloglar geçti:
Ekrem İmamoğlu: Ben seni hiç unutmadım.
Ubeydullah Güngör: Sen, Türkiye’nin müjdesisin.
- Sağ ol.
- Türkiye’ye müjde getirdin.
- Sağ ol amcacığım.
- Tüm insanlara müjde getirdin. Teşekkür ederim.
- Allah razı olsun senden.
- Sana kurban olurum. Sana çok dua ettim.
- Biliyorum.
- Ben öleceğim. Öldümse çocuklarımı işsiz bırakma.
- Hep onlar için çalışacağım.
- Vekalet sensin. Vekaleti sana veriyorum. Öldüm mü…
- Allah korusun. Allah geçinden versin.
- Onları önce Allah’a, sonra sana teslim ediyorum.
- Tamam amcacığım.
- Yeni bir musluk açtın. O musluktan da bereket getiriyorsun.
- Allah razı olsun senden. Ben, senin güzel cümlelerini hiç unutmadım, unutmayacağım.
- Teşekkür ederim. Ben de senin yolunu bekliyordum. Biz, bilmiyorduk sen buraya geleceksin. Çocuğum sana hediyesini getirecek. (Kuran-ı Kerim hediye etti.)
- Olsun, olsun. Önemli değil. Sağ ol. Ben, Kuran’ımı aldım. Allah razı olsun. Amca, senin helalliğini almaya geldim. Hakkını helal et.
- Ben, biliyordum senin geldiğini.
- Helalliğini almaya geldim.
- Yok. Öyle benim hatırımda yoktur. Öyle, ‘Başkan gelmedi, şu, bu!’ Ben biliyordum sen geleceksin.
- Ben geleceğim. Sadece zaman…
- Kemal Hoca’ma da söylüyorum. (Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt.)
- El birliğiyle sıkıntıları aşacağız.
- Bir kahvemizi için. Ne içtiniz?
- Kahve de içeriz, sonra yemeğini de yeriz. Kalabalık bir aile. Allah razı olsun senden. Burada herkesin sevgisini yaşıyoruz şu anda. Bu kalabalık seni yorar.
- Başım üzerinde yerin.
“BERFİN BANA GELECEK”
İmamoğlu, dedesini İmamoğlu ile tanıştıran Berfin’i de yanına aldı ve Güngör’e, “Berfin, beni alıp getirdi sana” dedi. Bir süre Berfin ile konuşan İmamoğlu, yardımcılarına, “Berfin bana gelecek annesiyle. Telefonlarını alın” talimatını verdi. Evde bulunan çok sayıdaki aile ferdi ve komşuları ile fotoğraf çektiren İmamoğlu, sokakta kendisini bekleyen vatandaşları da kırmadı. Vatandaşlar, toplu fotoğraf çektirdikleri İmamoğlu’nu, mahalleden alkışlarla uğurladı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 1006507
CHP MİLLETVEKİLİ OSMAN ÇETİN BUDAK'DAN AYTEMİZ'E SERT TEPKİ...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Alanya’da bulunan bir akaryakıt dağıtım tesisinin kapasite genişletme çalışmalarının, ÇED sürecinin yöre halkından gizlendiğini belirterek, turizmin kalbinin olası bir tanker faciasıyla durma noktasına gelebileceğini bildirdi.
Konuyu TBMM gündemine taşıyan Budak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a, caretta carettaların üreme alanına yapılacak tesislerin durumunu sordu.
Alanya Turizmini ve geleceğini karartacak olan Aytemiz petrol platformu Alanya sahillerinde kuruldu ve tehlike geliyorum diyor...
CHP'Lİ VEKİL BUDAK,AYTEMİZE BÜYÜK TEPKİ GÖSTERDİ VE SORDU...
Turizmin, Türkiye’nin ödemeler dengesine katkı bakımından en önemli sektör olduğunu belirten Çetin Osman Budak şunları söyledi:
“Turizmde, geçen yıl 29 milyar 512 milyon dolar gelir sağlandı. Aynı dönemde Türkiye 27.6 milyar dolar cari açık verdi. Geçen yıl ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 45 milyon 628 bin seviyesindeyken, bunların yüzde 28.6’sına karşılık gelen 13 milyon 57 binini Antalya ağırladı. İçinde bulunduğumuz 2019 yılında ise özellikle Antalya hemen hemen her gün, gelen turist sayısı bakımından günlük rekorlar kırmaktadır. Türkiye için turizm ne kadar önemliyse, turizm için de Antalya o kadar önemlidir. Alanya ilçemizin ise gerek Türkiye, gerekse Antalya turizminde çok önemli bir yere sahip olduğu ortadadır”
Gelinen noktada, Alanya ilçesi sınırlarında bulunan bir akaryakıt dağıtım tesisinin, kapasite genişletilmesi çalışmalarındaki ÇED sürecinin Alanya halkından gizlenmesinin, bölgede ciddi rahatsızlık yarattığının altını çizen Budak şu soruları yöneltti:
“Türkiye’nin en güzel sahil şeritlerinden birisine sahip olan Alanya’ya turizm sezonunda 300 metrelik 160 bin DWT kapasiteli akaryakıt tankerlerinin yanaşması, çevreyi nasıl etkileyecektir?
Yükünü boşaltması 10 gün sürecek olan bu tankerlerin çevre için risk oluşturduğunu düşünüyor musunuz?
Bu çalışmaların ÇED sürecinde zorunlu olan ‘halkı bilgilendirme’ toplantısının gizlice yapıldığı iddiaları doğru mudur?
Bu girişimin hayata geçirilmesi halinde, günlük 7 bin akaryakıt tankerinin D-400 karayoluna çıkacak olmasının, insan hayatı için tehlike oluşturduğuna ilişkin görüşler doğrultusunda, herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır?
Olası bir tanker kazasının denizden temizlenmesinin 7 yıl sürdüğü gerçeği dikkate alınırsa, bu risk nasıl önlenecektir?
-Kapasite genişletme tesisin yapıldığı Uğrak ve Yeşilöz Mahallelerinin 3’üncü derece SİT alanı niteliği taşırken Yeşilöz Kumsalı da caretta carettaların üreme-yuvalama alanıdır. Bu nedenle dönemin Çevre ve Orman Bakanlığının 2009/10 numaralı genelgesi ile bölgenin koruma altına alınması dikkate alınırsa kapasite genişletme çalışmalarını doğal hayata etkileri ve çevre açısından olumlu buluyor musunuz?”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 311460
Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerini yerinde inceleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu.
Çanakkale’nin Kaz Dağları bölgesinde yer alan Kirazlı köyünde Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, ÇED raporunda 45 bin denmesine rağmen yaklaşık 195 bin ağaç kesildiği ortaya çıkmıştı.
Çevrecileri ayağa kaldıran olay sonrasında madencilik faaliyetlerine karşı başlatılan mücadele, ülkenin dört bir yanından gelen destekler ile devam ediyor.
Sözcü’de yer alan habere göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bugün Kaz Dağları'na giderek incelemelerde bulundu. Akşener'e partisinin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, belediye başkanları ile il ve ilçe başkanları da eşlik etti.
‘ÇANAKKALE GEÇİLMEZ KAZ DAĞLARI DELİNMEZ’
İlk olarak maden alanını inceleyen Akşener, şantiye girişine fidan dikti. Su ve Vicdan Nöbeti kamp alanında maden faaliyetine ilişkin açıklama yapan Akşener şunları kaydetti:
- Türkiye'nin akciğerlerinden biri olan, en yüksek oksijene sahip Kaz Dağları'nın talanına karşı sizlerle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek için geldim. Ne güzel bir söz var burada. ‘Çanakkale geçilmez, Kaz Dağları deşilmez’ Vatan toprağı kutsaldır. Üstünde yaşayan insanıyla, hayvanlarıyla, çiçekleriyle, ağaçlarıyla, suyuyla, dağıyla, nehriyle, her şeyiyle kutsaldır. Çanakkale nasıl geçilmez mührü vurduysak, bu aziz millet Kaz Dağları'nın deşilmesine müsaade etmeyecektir.”
BU VİCDANSIZLIKTIR
Ben bir köy kızıyım. Bir ağacın doğru dürüst büyüyebilmesi için en az 25 yıl zaman gerekir. Bazıları için 100 yıl. Günahtır be günahtır. Vicdansızlıktır. Kimsenin vicdanı sızlamıyorsa bizim vicdanımız sızlayacaktır. Başkalarının da vicdanını sızlatacağız.
ERDOĞAN GENEL OLARAK KANDIRILIYOR
Bir yalan konuşuluyor. Maden yeri 2001'de verilmiş. Bakın tarihini söyleyeyim. Gayri Sıhhi Müessese ruhsatı 25 Temmuz 2018'de verilmiş. Yani bu muhteremlerin zamanında verilmiş. Sayın Erdoğan'a genel olarak yalan söyleniyor. Sayın Erdoğan genel olarak kandırılıyor. Biliyorsunuz Osman Öcalan katilinde de kandırılmıştı. Arandığını biliyorum demişti. Buradan kendisini bilgilendiriyorum. 25 Temmuz 2018'de kendi adamların burada ruhsat vermiş.
ERDOĞAN'A SESLENİYORUM, GEL KARDEŞİM ŞURAYI GÖR
Allah'a inanan her kişinin, vatan toprağının kutsallığına inanan her kişinin, şehit kanıyla bu vatan toprağının her santimetresi şehit kanıyla sulanmış kanaatine, inancına sahip her kişinin, başta sayın Erdoğan olmak üzere buraya gelmesini, bu yapılan katliamı görmesini ve bu akciğerin söndürülmesine karşı durmasının talep ediyorum. Ey sayın Erdoğan, bu ülkenin başısın. Bu millet seni seçti. Bak burada Türkiye'nin her tarafından insan var. Ben Rumeli göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Vatan kaybının ne olduğunu biliyorum. Ağaç kesiyorsunuz ağaç. Toprağın altına üstüne götürmenize itiraz var. Onun için buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Gel kardeşim şurayı gör. Sana atılan yalanları öğren. Göreceksin ki vicdanın sızlayacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 309932
Ege Bölgesi'nde 4 saatte büyüklükleri 1,1 ila 6 arasında değişen 56 deprem meydana geldi. İzmir'in Bergama ve Menderes, Muğla'nın Menteşe, Marmaris ilçeleri, Gökova Körfezi, Kuşadası Körfezi'nde 20 sarsıntı kaydedildi.
Kuşadası Körfezi'nde saat 11.39'da meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir, Denizli, Muğla ve Manisa illeri ile Ege Denizi'nde çok sayıda deprem oldu.
İzmir'in Bergama ve Menderes, Muğla'nın Menteşe, Marmaris ilçeleri, Gökova Körfezi, Kuşadası Körfezi'nde 20 sarsıntı kaydedildi.
Denizli'nin Bozkurt ilçesinde önce saat 14.19'da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremden 6 dakika sonra aynı bölgede 6 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Ana şok olduğu belirtilen 6 büyüklüğündeki sarsıntıdan sonraki yaklaşık 80 dakikada Bozkurt, Çardak ve Honaz ilçelerinde 36 artçı daha yaşandı.
Denizli'nin Acıpayam ilçesinde 20 Mart'ta da 5,5 büyüklüğünde deprem olmuştu. Depremde 22 vatandaş yaralanmış, 7 bina tamamen yıkılmış, 278 yapıda hasar tespit edilmişti.
'ARTÇILAR 5 VEYA 5,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE OLABİLİR'
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuşadası Körfezi'ndeki depremin Tuzla fayının etkisinde oluştuğunu değerlendirdiklerini belirtti.
Tuzla fayının İzmir'i ilgilendiren önemli bir fay olduğunu kaydeden Sözbilir, Bornova ve Menderes ilçelerinden geçen bu fayın 1992 yılında 6 büyüklüğünde deprem oluşturduğunu söyledi.
Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'de 6 ve üzerindeki büyüklüklerde meydana gelen depremlerin yıkıcı nitelik taşıdığına işaret ederek, Denizli'deki depremin bu eşikte meydana geldiğini anlattı.
Depremin, doğu-batı uzanımlı Maymun Dağı fayından kaynaklandığını ifade eden Sözbilir, şöyle devam etti:
"Maymun Dağı fayının harekete geçtiğini anlıyoruz. Batı Anadolu'nun en batısı ve en doğusunda iki yer, Kuşadası Körfezi ve Denizli. Birbirinden uzak yerler. Birbirini tetikledi denemez. Ama jeolojik açıdan bağlantılı yerler. Batı Anadolu'da yaklaşık 100 fay var. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Türkiye'deki 500 faydan 100'ü Batı Anadolu'da. Batı Anadolu dünyanın en aktif bölgelerinden. Denizli'de ana şok oldu, artık artçılar yaşanacak. Artçılar 5 veya 5,5 büyüklüğünde olabilir. 6 büyüklüğündeki depremde evleri zarar görenlerin mutlaka yetkililere haber vermesi gerekir. Artçılardan zarar görebilirler."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 513803
Denizli'nin Çardak ilçesinde 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Isparta, Denizli, Burdur, Antalya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar'da da hissedilen depremde bir çok bina yıkıldı. Enkaz altında kalan vatandaşlar kurtarıldı. AFAD ve Kızılay arama kurtarma ekipleri alarm durumuna geçti...
Denizli'nin Çardak ilçesinde 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü 6,5 olarak açıkladı daha sonra 5,7 olarak revize etti.
ÇEVRE İLLERDE DE HİSSEDİLDİ
Deprem Isparta, Denizli, Burdur, Antalya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar'ın da aralarında bulunduğu birçok ilde hissedildi. Paniğe neden olan depremle vatandaşlar kendisini sokağa attı. AFAD, Kızılay arama kurtarma ekipleri alarm durumuna geçti.
Depremin ardından AFAD başta olmak üzere illerdeki arama kurtarma birimleri alarma geçti. İlk gelen bilgilere göre bazı binalarda hasar oluştu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Denizli'nin Bozkurt ilçesinde saat 14.25'te 6 büyüklüğünde yer deprem kaydedildi.
7 KİLOMETRE DERİNLİKTE
İlçeye bağlı Armutalanı köyüne 1,74 kilometre mesafede yaşanan depremin 7,09 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.
Öte yandan ilçede 14.19'da da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Alınan bilgilere göre bazı yapıların yıkıldığı ve enkaz altında kalanların olduğu öğrenildi.
AFAD Denizli İl Başkanı, önemli bir yıkılma olmadığını ve can kaybı olmadığını açıklarken tarama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Ayrıca enkaz altında kalanların kurtarıldığı belirtildi.
CAN KAYBI YOK, YARALILAR VAR
Denizli Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, yaptığı açıklamada "Evler yıkılmasına rağmen can kaybı yok" dedi. Çelik, 5 vatandaşın korkudan hastaneye kaldırıldığını 1 vatandaşın da pencereden atlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını söyledi.
Tutluca Mahalle Muhtarı, 100 hanenin girilemeyecek durumda olduğunu söyledi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 222894
AKP’nin fahri kurucusu Rüstem Zeydan, partisinden istifa ederek ayrıldığını açıkladı. Zeydan, istifasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Siyasi arenaya veda etmiyorum. Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim” ifadelerini kullandı.
Eski AKP Hakkari Milletvekili Rüstem Zeydan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, ''Fahri Kurucusu ve üyesi olduğum Ak Parti ‘den bugün itibariyle istifa etmiş bulunmaktayım. Kamuya Saygılarımla duyurulur'' ifadelerini kullandı.
''Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim''
İstifasıyla ilgili Yüksekova Haber’e konuşan Zeydan “Siyasi arenaya veda etmiyorum. Masadayım ve de katkı vermeye devam edeceğim. Türkiye politikasına katkı verenlerle beraberim” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 113278
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2019 tercih sonuçları açıklandı. ALKÜ’ye 3 bin 711, Alanya HEP Üniversitesi’ne ise 78 öğrenci yerleştirildi...
Yükseköğretim Kurumundan (YÖK), bu yıl Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) kontenjanı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 15 artışla 3 bin 806’ya, Alanya Hamdullah Emin Paşa (HEP) Üniversitesi’nin kontenjanı ise yüzde 18’lik bir artışla 195’e yükseltmişti.
Dün açıklanan YKS 2019 sonuçlarına göre YÖK, ALKÜ’ye verdiği kontenjanın yüzde 97.3’üne öğrenci yerleştirdi. 3 bin 711 öğrencinin yerleştiği ALKÜ’nün ek yerleştirmelerle kontenjanının tamamını doldurması bekleniyor.
İŞTE ALKÜ 2019- YKS YERLEŞTİRME SONUÇLARI...
--Diş Hekimliği Fakültesi: 72,
--Fen Bilgisi Öğretmenliği: 36,
--İlköğretim Matematik Öğretmenliği: 72,
--İngilizce Öğretmenliği (İngilizce): 62,
--Okul Öncesi Öğretmenliği: 62,
--Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık: 62,
--Sınıf Öğretmenliği: 62,
--Türkçe Öğretmenliği: 41,
--Havacılık Yönetimi: 62,
--Ekonomi ve Finans: 52,
--İnsan Kaynakları Yönetimi: 62,
--İşletme: 82,
--Uluslararası Ticaret: 82,
--Uluslararası Ticaret (İÖ): 52,
--Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce): 72,
--Elektrik-Elektronik Mühendisliği (İngilizce): 72,
--Endüstri Mühendisliği: 52,
--Genetik ve Biyomühendislik (İngilizce): 21,
--Gıda Mühendisliği (İngilizce): 12,
--İnşaat Mühendisliği: 62,
--İnşaat Mühendisliği (İÖ): 52,
--İşletme Mühendisliği (İngilizce): 11,
--Makine Mühendisliği (İngilizce): 72,
--Metalurji ve Malzeme Mühendisliği: 5,
--Beslenme ve Diyetetik: 62,
--Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: 62,
--Hemşirelik: 82,
--Mimarlık: 72,
--Tıp Fakültesi: 103,
--Gastronomi ve Mutfak Sanatları: 62,
--Turizm İşletmeciliği: 62,
--Bilgisayar Programcılığı: 41,
--Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı: 41,
--Elektrik: 31,
--Mimari Restorasyon: 62,
--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları: 41,
--Ormancılık ve Orman Ürünleri: 57,
--Tapu ve Kadastro: 41,
--Bankacılık ve Sigortacılık: 103,
--Bankacılık ve Sigortacılık (İÖ): 103,
--Elektrik: 41,
--Emlak ve Emlak Yönetimi: 72,
--Emlak ve Emlak Yönetimi (İÖ): 62,
--İç Mekan Tasarımı: 72,
--İç Mekan Tasarımı (İÖ): 52,
--İklimlendirme ve Soğutma Teknolojisi: 21,
--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları: 82,
--Muhasebe ve Vergi Uygulamaları (İÖ): 41,
--Sosyal Hizmetler: 52,
--Sosyal Hizmetler (İÖ): 52,
--Aşçılık: 41,
--Turizm Animasyonu: 57,
--Turizm Animasyonu (İÖ): 31,
--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 103,
--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 82,
--İkram Hizmetleri: 21,
--İşletme Yönetimi: 47,
--Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği: 62,
--Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri: 52,
--Tıbbi ve Aromatik Bitkiler: 31,
--Turizm ve Otel İşletmeciliği: 62,
--Çocuk Gelişimi: 52,
--Fizyoterapi: 72,
--İlk ve Acil Yardım: 72,
--Tıbbi Laboratuvar Teknikleri: 62.
AHEP--ALANYA HAMDULLAH EMİN PAŞA ÜNİVERSİTESİ 78 YENİ ÖĞRENCİ ALDI...
Öte yandan YÖK, Alanya HEP Üniversitesi’ne verdiği kontenjanın yüzde 40’ına tekamül eden 78 öğrenci yerleştirdi.
Ek yerleştirmelerle kontenjanın doluluk oranın yüzde 65’e ulaşması bekleniyor. Yabancı kontenjanını 97’ye yükselten Alanya HEP’in ücretli olması nedeniyle Türkiye şartlarında göre yerleştirme sonuçlarının normal olduğu belirtilirken, Alanya HEP’in ek kontenjanlarla yabancı öğrenci sayısını arttırması bekleniyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 159104
Kurban Bayramı tatili süresince Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki köprü ve otoyollardan geçişler ile belediyelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinin ücretsiz olmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan karara göre, Kurban Bayramı tatili nedeniyle 10 Ağustos Cumartesi günü saat 00.00'dan (cuma gününü cumartesi gününe bağlayan gece) başlayarak 15 Ağustos Perşembe saat 07.00'ye kadar "yap-işlet-devret" projeleri hariç olmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğu altında bulunan otoyollar ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçişlerde ücret alınmayacak.
Aynı karar kapsamında 11 Ağustos Pazar günü saat 00.00'dan (cumartesi gününü pazar gününe bağlayan gece) başlayarak 14 Ağustos Çarşamba günü saat 24.00'e kadar belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetleri de ücretsiz olacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 91379
AFAD'dan yapılan son dakika duyurusuna göre, Bu sabah merkez üssü Akdeniz açıkları olan 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 105481
Mardin'in Nusaybin ilçesinde, güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında Bagok Dağı'nda çıkan çatışmada uzman çavuş Muhammet Ata Kıratlı (25) şehit oldu, 4 asker de yaralandı...
Günyurdu köyü kırsalı, Bagok Dağı’nda güvenlik güçlerince fark edilen bir grup terörist, ‘Teslim ol’ çağrısına ateş açarak karşılık verdi. Açılan ilk ateşte 5 asker yaralanırken, çatışma çıktı. Yaralı askerler bölgeye sevk edilen helikopterle Mardin Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Acil Servis’te tedaviye alınan askerlerinden uzman çavuş Muhammet Ata Kıratlı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
ACI HABER AİLEYE VERİLDİ
Bir yıllık evli olduğu öğrenilen şehit uzman çavuş Kıratlı’nın acı haberi, Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde oturan ailesine askeri yetkililerce verildi. Bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için geniş çaplı operasyon başlatıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 385773
Türkiye'de sigara satan iki büyük gruptan birinin sigaralarına bugünden itibaren 3 TL zam geldi. Grubun sattığı en pahalı sigara zamlı sigara fiyatları 18 TL oldu.
Et ve Süt Kurumu'nda bir kilogram kıymanın fiyatı 32 TL. İki paket sigara 36 TL oldu...
Temmuz ayında gelen ÖTV zammında sonra sigara fiyatlarına bir zam daha geldi.
Vatandaşlar sosyal medyada zam ma tepki gösterirken Türkiye’de sigara satan iki büyük gruptan birinin sigara fiyatları 3 TL zam geldi.
Söz konusu grup zammı bugünden itibaren fiyatlarına yansıttı.
Böylece grubun sattığı bir sigara 3 TL zamla 13 TL’den 16 TL’ye çıktı.
Grubun sattığı en pahalı sigara ise 15 TL’den 18 TL’ye yükseldi.
Türkiye’de satış yapan bir başka grubun da 1 Eylül’den itibaren sigaraya zam yapacağı ifade ediliyor.
Tiryakiler sosyal medyada sigara zammına büyük tepki gösterdi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 220154
Balıkesir'e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Gökçeyazı Mahallesi'nde yolcu otobüsünde yangın çıktı.
Çıkan yangında 2'si çocuk 5 kişi hayatını kaybederken 17 kişi de yaralandı. Otobüste 34 yolcu bulunuyordu. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, yangının ya kahve makinesinden ya da sigortadan kaynaklandığını açıkladı...
Balıkesir'de yolcu otobüsünde çıkan yangında ilk belirlemelere göre 5 kişi hayatını kaybetti.
Alınan bilgiye göre, Balıkesir-Edremit kara yolu Gökçeyazı Mahallesi mevkisinde, Kamil Koç firmasına ait 06 LK 794 plakalı yolcu otobüsünde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye, 112 Acil Servis ve jandarma ekipleri sevk edildi.
ÖLENLERDEN 2'Sİ ÇOCUK
İlk belirlemelere göre otobüste bulunan 2'si çocuk 5 kişi yaşamını yitirdi.
BALIKESİR VALİSİ'NDEN AÇIKLAMA
Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, feci olayla ilgili yaptığı ilk açıklamada üç yetişkin ve iki çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi. Vali Yazıcı yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Yangın söndürüldü, hepimize geçmiş olsun. 34 yolcu, 3 de mürettebatı olan otobüs yangına maruz kalıyor. Sebebi henüz itfaiye tarafından raporlanmadı. İlk bilgiler teknik arıza.Ama ne yazık ki 3 yetişkin, iki tane de çocuğumuz hayatını kaybetti. Yolcularımızdan 15 tanesi farklı hastanelerimizde, 17 yolcumuzun da jandarma karakolunda ifadeleri alıyorlar. Yaralılarımız arasında durumu ağır olan yok."
YILMAZ: YA KAHVE MAKİNESİ YA DA SİGORTADAN
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Balıkesir'deki otobüs yangınına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz araçtaki yangının ya kahve makinesinden ya da sigortadan kaynaklandığını açıkladı.
Yılmaz, "Muavin fark edince kaptanı uyarmış, sağa çekmişler. Ancak kapılar açıldıktan sonra oksijen hızla içeri girince alev hızlanmış. Yangın büyüyünce araç içinde panik ve izdiham yaşanmış. Yangından kaçamayan 5 kişi malesef hayatını kaybetti. Kurtulan yolcuların bir kısmı jandarmada ifade veriyor. 15-16 yaralımız var. Onların da sağlık durumları iyi. Orman yangını mevsimi olduğu için her 20 kilometrede bir itfaiye aracı bölgede tutuluyor. İhbarın ardından 2 dakika içinde itfaiye müdahalede bulundu" dedi.
YARALILARIN KİMLİKLERİ BELLİ OLDU
Balıkesir'in İvrindi ilçesinde, hareket halindeki yolcu otobüsünde çıkan ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği yangında yaralanan 15 kişinin kimlikleri belirlendi.
Yaralı yolculardan:
--Saniye Yılmaz,
--Dursun Ata,
--Elif Ata,
--Merve Pehlivanoğlu
ve Semra Başar'ın Atatürk Şehir Hastanesi'nde;
--Türkan Tansuoğlu,
--İhsan Ali Hamsioğlu,
--Elif Kurtar ile Sude Kurtar'ın Balıkesir Devlet Hastanesi'nde;
--Güler Tezel,
--Seher Yonter,
--Özgün Okur,
--Övgü Okur,
--Hüseyin Emre Kahraman ve Berra Kahraman'ın ise İvrindi Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındığı belirtildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 66077
Erzurum'un Tekman ilçesinde 4.1 şiddetinde deprem meydana geldi. Kısa süren deprem Tekman ve Erzurum Merkez çevresinde hissedildi. Yerin 6.1 KM derinliğinde meydana gelen depremde kısa süreli panik yaşandı...
Kandilli Rasathanesi'nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Erzurum'un Tekman ilçesinde 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Kandilli Rasathanesi depremin merkez üssünü Aydınlı-Tekman, büyüklüğünü ise 4.1 olarak açıkladı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 239985
YORUM--HABER-RÖPORTAJ...
Op.Dr. Ali DULUM,Sağlıkta ki başarısını ,Ülke ve Dünya düzeninde ki egemenlerin oyunlarını aydınlatanlarla; Bilgelikle taçlandırıyor...
***
Bir Çoban Ateşi;Hüseyin Hakkı KAHVECİ...
Son günlerde sosyal medyada gündeme dair çıkışlarıyla dikkat çeken bir isim: Hüseyin Hakkı KAHVECİ. Alanya'da Hüseyin Hakkı Kahveci'yi tanıyabileceğini düşündüğüm gazetemizin köşe yazarlarından Op.Dr. Ali DULUM'u aradım.Hüseyin Hakkı Kahveci'yi önce TV programlarından sonra kitaplarından tanıdığını söyleyince bir röportaj gerçekleştirdik.
- Hüseyin Hakkı Kahveci ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?
Bir kaç yıl önce duayen gazeteci Can ATAKLI'nın Halk TV'de "Yazı İşleri " adlı programında Hüseyin Hakkı KAHVECİ'yi dinleme fırsatı yakaladım.Heyecanlı, yerinde duramayan, söyleyeceklerini anlatmak için sabbırsızlanan biriydi.Oldukça akıcı ve seri bir şekilde bilgilerini aktarıyordu.Daha önce bilmediğim bazı bilgiler veriyor farklı analizlerde bulunuyordu.İlerleyen haftalarda tekrar izledim. Daha sonra kitaplarını buyuk bir heyecanla aldım ve okudum.
-Peki kimdir Hüseyin Hakkı Kahveci?
Sizin gibi gazeteci.Sizin gibi kalemi ve argümanları güçlü. Hüseyin Hakkı Kahveci'nin biyografisi oldukça dikkat çekici.Memur bir ailenin çocuğu.Pakistan'da Tıp Eğitimi okumuş, ABD'de İşletme Eğitimi almış.Mesleki alanda oldukça başarılı biri.Aklıma ilk gelenler; ülkemizin önemli turizm şirketlerinde yönetici pozisyonunda çalışmış, Airport TV'de program yapmış, Anayurt, Dünya, Yeniçağ Gazetelerinde köşe yazarlığı yapmış, önemli uluslararası organizasyonları yönetmiş, ANSAV(Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı) yönetim kurulu üyesi, terör ile ilgili konularda yazıları olan, oldukça iddialı kitapları bulunan, Parlementohaber.com'u yöneten biri.Yani kartviziti dopdolu.
-Kitaplarında ne anlatır, belli bir konuya yoğunlaşır mı?
Emperyalizmin bölgemizdeki politikalarına değinir.Bölgemizde olup bitenleri tarih eğitimi almamamasına rağmen iyi sentez yapar. Bölgemizde gerçekleşen olayların ipuçlarını iyi yakalar yani iyi iz sürer. Sözlerden, eylemlerden sonuçlar çıkarır. 2017 yılında başlarında Küdüs'ün İsrail için önemini vurgular(Amerika büyükelçiliğini onca gürültye rağmen oraya taşıdı).Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe'nin insanlığın ilk ibadethanesine dair farklı çıkarımı vardır.Dini sembolleri iyi yorumlar.
-İlginç
Siyasal İslamı ve siyasal islamcıların emperyalistlerle kesişen yollarını bulur, yakalar ve gözümüze sokar.Atatürk vurgusu eserlerinde oldukça yoğundur.Hüseyin Hakkı Atatürk'ü toplumun bir bölümünde olduğu gibi resim, rozet, bayrak olarak ele almaz.Hatta çok ilginç bir betimlemesi var.Atatürkçülüğü bir algoritma olarak ele aldığını belirtiyordu.İlginç ve oldukça zekice değil mi?
-Nasıl Yani?
Atatürkçülük bir algoritmadır diyor.Yani eğitim, sağlık, ekonomi, kültür, savunma...bunları bir bütün olarak görüyor.Sözü edilen alanlardaki kodların Mustafa Kemal Atatürk tarafından
yazıldığını belirtiyor.Atatürk sonrası bu kodlarda (Hacklenme)kırılma meydana geldiği için şu anda içiinde bulunduğumuz sorunlarla yüzleşmek zorundayız, diyor.Yine okullarda verilen Atatürk ile ilgili bilgileri ezberleterek bir yere varamayacağımızı belirtiyor.
-Ya kitapları?
Üç kitabını okudum.O kitaplar özelinde aktarayım.
Rabıta;Rahmetli Uğur Mumcu'dan sonra Hüseyin Hakkı Kahveci'de tekrar Rabıta adını alan bir kitap yazmış. Rabıta kitabnın her sayfası okudukça sizi şaşırtıyor.Kitabın içeriği de oldukça zengin ve hacimli.Ortadoğu'da ortaya çıkan/çıkarılan RABITA örgütünü ele alıyor.Nasıl bir Batılı proje olarak kurulduğu, çevre ülkelerde nasl desteklenip örgütlendiği anlatılıyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin içine sızdıkları yada sızdırıldığı belgeler ve şahitlikler eşliğinde aktarılıyor.Bugünkü Türkiye'nin halinin tesadüf olmadığını Hüseyin Hakkı Kahveci adım adım anlatıyor.
-Uğur Mumcu'dan bugüne bir şey değişmemiş galiba?
Kitapta sizi hayrete düşüren çok detay var.Hüseyin Nihal Adsız, Aparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Özal kardeşler,....daha pek çok detay var.Bence her vatansever okumalı.
-Diğer kitap?
Mühürlü Vagon, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa Suphi, Sultan Galiyev, Enver Paşa, Lenin Türk kimliği özelinde ele alınarak incelenmiş.Bu liderlerin kişisel özellikleri vurgulanarak nasıl küresel güçler tarafından ortadan kaldırıldıkları belgelerle anlatılmış.Türk İstiklal Savaşı'nda Türk-Rus yardımlaşmasına yer verilmiş.
"Atatürkün Yasaklanan Kitabı"nda ise, Mustafa Kemal Atatürk'ün Hatay stratejisi, Atatürk'ün Filistin sorununa bakışı ele alınmış. 1948 öncesi bölgedeki gelişmeler işlenmiş.
-Atatürk'ün bölge ile ilgili sözü...
Atatürk, Filistin konusunda Batıya şöyle kesin uyarı veriyor: "Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet'in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla itham edildik.
Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız. Avrupa'nın bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur."
-Son olarak,
Hüseyin Hakkı Kahveci, zeki, espirili ve bu topraklarda az rastlanacak derecede donanımlı. Ve en önemlisi küresel güçlerce hem ekonomik, hem kültürel hem de askeri olarak kuşatıldığımız şu günlerde Toros Dağlarında o çoban ateşini söndürmemek istiyor."Çoban ateşi yoksa biz de yokuz" diyor.
Çoban ateşini söndürmemek için bilinçlenelim, okuyalım.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 61046
Alanyalı İl Emniyet Müdüründen teşkilatı ile Şebnem'e tam destek...
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü’nün başlattığı 'kan ver umut ol' projesine Denizli İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları kök hücre için kan bağışında bulundu. Aslen Alanyalı olan İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, 'Alanyalı bir kardeşimiz Şebnem Köseoğlu böyle bir hastalıkla karşılaşınca biz bu işi biraz daha hızlandırdık. Böyle olunca da burada öncelikle İl Sağlık Müdürlüğü’müze, kan merkezimize, bizimle beraber olan diğer kurum ve kuruluşlara can-ı gönülden şükranlarımı arz ediyorum. Çünkü hizmet ekiple yapılır.'ifadelerini kullandı...
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü’nün başlattığı kan ver umut ol projesine polislerde destek verdi.
Proje kapsamında İl Emniyet Müdürlüğünde sabah saatlerinde gerçekleştirilen bağış toplama etkinliğine İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk ve diğer protokol üyeleri katıldı.
Konuşmaların ardından polis teşkilatı mensupları kök hücre için kan bağışında bulunarak sosyal sorumluluk projesine katkıda bulundular. Sağlık ve kan bağışının önemine vurgu yapan Demir, “Daha önceki dönemlerde farklı zamanlarda ve farklı ortamlarda Denizli İl Emniyet Müdürlüğü olarak toplumun farklı kesimlerine ve kesitlerine bir paylaşımcı olarak onlarla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık. Bugün de bu kutsal yürüyüşün devamı olarak ‘Kan Ver Umut Ol’ projesiyle sizlerle bir aradayız. Tabi sağlık konusu çok önemli bir konu. Bir insanı yaşatmak devleti yaşatmak, devleti yaşatmak da herhalde bu fani dünyayı yaşatmanın en temel göstergelerinden birisidir. Bugün de ‘Kan Ver Umut Ol’ projesiyle bir arada olduk. Uzun zamandan beri böyle bir proje aklımızdaydı. Fakat Alanyalı bir kardeşimiz Şebnem Köseoğlu böyle bir hastalıkla karşılaşınca biz bu işi biraz daha hızlandırdık. Böyle olunca da burada öncelikle İl Sağlık Müdürlüğü’müze, kan merkezimize, bizimle beraber olan diğer kurum ve kuruluşlara can-ı gönülden şükranlarımı arz ediyorum. Çünkü hizmet ekiple yapılır. Denizli bu hizmeti hak ediyor ve bundan sonra da bu süreç devam edecek“ dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 383184
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;
Gazete ve Televizyonlar halkın ve Devletin;devletin kurumlarının...Yani kısaca herkesin ve her kesimin sesidir.Yasama-Yürütme Ve Yargı gibi;polis-asker-hakim-Doktor-itfaiye-ambülans gibi,Basında herkesin ihtiyacı ve olmazsa olmazıdır...
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;
--Basın olmadan demokrasi olmaz...
--Basın olmadan özgürlük olmaz...
--Basın olmasa,baskıcı rejim olur ve kimsenin sesini kimse duymaz!
--BASIN VAR OLMALI VE BASINA YAYIN HAYATI İÇİN EKONOMİK DESTEK ŞART...
--Yerel yayın yapan;
--Televizyonlar..
--Gazeteler..
--Dergiler..
--İnternet gazeteleri,haber portalları
AYIRIM YAPMADAN Belediye-Siyasi partiler-Esnaf Odaları-Kaymakamlık-Valilik,oteller ve firmalar tarafından DESTEKLENMELİDİR...
BRAVO TUNÇ SOYER BAŞKAN!
Yerel basına Soyer modeli...
Yeni düzenleme ile İBB--İzmir Büyükşehir belediyesi Meclisi kararları ayda iki kez yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlanacak...
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ve İzmir CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer
İzmir’den yükselen #YerelBasınaSesVer çağrısına ilk somut yanıt İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den geldi. Soyer, destek için yerel basınla işbirliği yaparak model oluşturacaklarını duyurdu.
Soyer, ilçelerin de dahil olmasıyla birlikte İzmir’e özgü bir ‘yerel yönetim-yerel basın’ modeli yaratacaklarını söyledi.
Yeni Yargı Paketi’nde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılmasının yerel basın üzerinde yaratacağı tahribata karşı ilk umut ışığını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaktı. Belediye Meclisi’nde alınan kararları her ay, yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlatacaklarını belirten Soyer, ilçelerin de dahil olmasıyla birlikte İzmir’e özgü bir ‘yerel yönetim-yerel basın’ modeli yaratacaklarını söyledi.
Yerel basın sosyal medya kampanyası başlattı...
İzmir Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde, İzmir’de yayın yapan 7 yerel gazetenin Yeni Yargı Reformu Paketinde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılması maddesine yönelik tepkileri sürüyor.
İzmir’in yerel gazeteleri;
--Ege Telgraf,
--Yenigün,
--Yeni Bakış,
--Ticaret,
--9 Eylül,
--Haber Ekspres,
--İLKSES gazeteleri 4Temmuz da aynı başlıkla çıktı.
YerelBasınaSesVer manşetiyle yayınlanan gazeteler, Yeni Yargı Reformu Paketi’nin yasalaşması halinde yerel basının çok zor durumda kalacağını belirterek sosyal medya üzerinden de kampanya başlattılar.
İzmir yerel basınının kampanyasına çok sayıda milletvekili, politikacı, belediye başkanı ve vatandaşlar destek verdi. En önemli ve somut destek ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den geldi.
Meclis kararları yayınlanacak...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yerel basın için hayati öneme sahip bir öneri ve işbirliği modeli ortaya koydu. Büyükşehir Belediyesi, yeni maddenin yerel basının bitirilmesi anlamına geleceği yönünde kaygılar taşıyan İzmir basınına nefes aldıracak bir uygulamayı hayata geçirme kararı verdi.
Tunç Soyer’in talimatı üzerine yapılacak olan düzenleme ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi kararlarının bundan böyle ayda iki kez yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlanması sağlanacak. Bu sayede yerel basın kuruluşlarına ekonomik destek sağlanırken, şeffaf belediyecilik ve katılımcı demokrasi adına da çok önemli bir adım atılmış olacak.
Yerel basın-yerel yönetim işbirliği modeli öncü olacak...
Bu uygulamaya ilçe belediyelerinin de dahil olmasını hedeflediklerini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Türkiye’ye örnek olacak bir yerel basın-yerel yönetim işbirliği modeli yaratabiliriz. Bunu yapmak zorundayız. Aksi takdirde yerel medyanın sesinin kısılmasını önleyemeyiz ki, bu da en çok demokrasimize zarar verir. Yakında tüm bu gazete sahipleriyle bir araya gelip beyin fırtınası yapacağız” diye konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 211640
HAYVAN RUHLU "ADAM"; BUNLAR PSİKOLOJİK SAPIK RUHLU VE TEHLİKELİDİRLER...
Antalya'da, ismi açıklanmayan bir kişi, sokakta köpeğe cinsel saldırıda bulunurken yoldan geçen kişi tarafından görüntülendi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler üzerine harekete geçen polisin yakaladığı şüpheli, savcılığa sevk edildi...
Antalya'nın Aksu ilçesi Kundu turizm bölgesinde geçen perşembe günü kimliği açıklanmayan bir kişi, iki servis minibüsünün arasında sokak köpeğine cinsel saldırıda bulunurken sokaktan geçen bir kişi durumu fark etti ve cep telefonuna kaydetti.
Görüntünün sosyal medyada yayınlanması üzerine Aksu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri inceleme başlattı. Kısa sürede kimliği belirlenen şüpheli gözaltına alındı. Hakkında 'hayasızca hareketler' suçundan işlem yapılan şüpheli adliyeye sevk edildi.
BARO SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı ve avukat Alev Ersan, Kundu bölgesinde yaşandığı belirtilen olayla ilgili şahsın kimlik bilgilerini alır almaz suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
HAYVAN İSTİSMARI VE HAYVANA EZİYET SUÇ CEZA KANUNUNA KONULMALIDIR
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı ve avukat Alev Ersan ,Bu utanç verici görüntülerin ardından şunları söyledi: "Suçlu psikolojisi incelenirken psikopatların, hayvan, çocuk ve kadın sıralaması izleniyor.Canilerin, suç eğilimi bulunan bireylerin yolunun hayvanlara yönelik şiddetten geçtiği yıllardır biliniyor. FBI, 2016 başından itibaren hayvanlara eziyet edenleri de 'potansiyel suçlu' veri tabanına 'resmen' işlemeye başladı. Tıpkı kundakçılar, cinsel istismarcılar gibi kayıt altına alıyor ve takip ediyor. Sicillerine de işleniyor bu davranış bozukluğu ve bir nevi 'sabıka kaydı' oluşturuluyor. Bu açıklamalar ışığında bakıldığında en öncelikli ve en gerekli olanın hayvana şiddetin de, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması ve hayvana şiddet uygulayanların da insana şiddet uygulayanlarla benzer cezalar almaları gerektiği, bu cezaların sicillerine işlenmesi olduğu açık ve nettir. Toplum güvenliği açısından, her şeyden önce hayvana karşı her türlü şiddetin TCK kapsamına alınması gerekmektedir. Bu yapılmadan etkin bir hayvan haklarından ve dolayısıyla güvenli bir toplumdan bahsetmemiz de mümkün olamayacaktır."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 53916
Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki yazlığında rahatsızlanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, tedavi altına alındı...
Kuşadası'ndaki yazlığında rahatsızlanan Büyükanıt, Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Burada acil serviste tedavi altına alınan Büyükanıt'ın, ambulans uçakla Adnan Menderes Havalimanından, İstanbul'a sevk edileceği öğrenildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 58939
İzmir'de vücut geliştirme antrenörü Cengiz D., bir gece uyuyakalan eşinin elindeki telefonu aldığında aldatıldığını anladı. Kadının aile dostu Erhan Ş. ile aşk mesajlarını delil kabul eden mahkeme, genç kadını 25 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti...
İzmir'de yaşayan Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda ikincilik ve üçüncülük dereceleri bulunan vücut geliştirme antrenörü ve spor salonu sahibi Cengiz D, 7 yıldır evli olduğu eşi Gülşen Şenay D'nin yatak odasında bir gece elinde cep telefonu ile uyuyakaldığını gördü. Kendisine fark ettirmeden eşinin cep telefonunu aldığında ise aldatıldığını öğrendi. Eşinin aile dostu Erhan Ş. ile ilişki yaşadığını öğrenince beyninden vurulan Cengiz D, soluğu avukatı Orhan Önal'ın yanında aldı. D, eşinin yasak aşkı Erhan Ş. ile olan whatsapp yazışmalarını ve samimi fotoğraflarını mahkemeye delil olarak sunarak, 150 bin lira tazminat isteğiyle boşanma davası açtı. Mahkeme çiftleri boşadı ve zinayı ağır kusur sayarak hiçbir geliri olmamasına rağmen ev hanımı Gülşen Şenay D'nin, aldattığı eşine 25 bin lira tazminat ödemesine karar verdi.
BİR SÜRE TAKİP ETTİ
Konak'ta yaşayan 37 yaşındaki Cengiz D. ile 7 yıl önce tanışıp evlendiği Gülşen Şenay D'nin (31) evliliği geçen yıl çatırdamaya başladı. Eşinin arkadaş ortamında kendisine sözlü hakaretlerde bulunmasına anlam veremeyen Cengiz D, 2018 başlarında eşi ile aile dostu Erhan Ş'nin sahibi olduğu spor salonunda samimi konuşma ve tavırlarına şahit olunca kendisini uzaktan takip etmeye başladı. Bir gece eşinin yatak odasında elinde cep telefonu ile uyuyakaldığını gören D, telefonunu alarak tuş kilidini açtığında, eşi Gülşen Şenay D'nin Erhan Ş. ile aşk mesajlarıyla karşılaştı.
EMSAL BİR KARAR
Yeni Asır'dan Metin Burmalı'nın haberine göre; İzmir 7'nci Aile Mahkemesi'nde görülen davada Cengiz D, kendisini aile dostu ile aldatan eşinden boşanmak istediğini belirterek 50 bin lira maddi ve 150 bin lira da manevi tazminat talebinde bulundu. Spor salonunda yaşananlara şahit olan tanıklar da, Gülşen Şenay D. ile Erhan Ş'nin birçok kez yakınlaştıklarına, gizlice öpüştüklerine ve bir gün Kemeraltı Çarşısı'nda el ele gezdiklerine şahit olduklarını anlattı. Mahkeme heyeti, tanık ifadeleri ve deliller ışığında çiftin boşanmalarına karar verdi. Ayrıca zinayı ağır kusur kabul eden mahkeme heyeti, emsal niteliğinde bir karar vererek Gülşen Şenay D'nin hiçbir geliri olmamasına rağmen eşi Cengiz D'ye yasal faizleri hariç 15 bin lirası maddi, 10 bin lirası da manevi olmak üzere 25 bin lira tazminat ödemesine hükmetti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 118200
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ü ziyarete giden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştı. İmamoğlu, "Aslında ben mütevazı bir çiçekle başkanıma gelmiştim ama beni o kadar gururlandırdınız ki buradan yürüyerek İstanbul’a bile gidebilirim" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü ziyaret ederek, belediye bahçesinde kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etti.
Seçimlerin ardından ailesiyle Bodrum’daki yazlığına tatile geldiğini ifade eden İmamoğlu, “Ailem ve çocuklarım beni özledi. Hep birlikte Bodrum'a tatile geldik. Buraya gelmişken bizi burada yalnız bırakmayanlara yürekten teşekkür ediyorum. Aslında ben mütevazı bir çiçekle başkanıma gelmiştim ama beni o kadar gururlandırdınız ki buradan yürüyerek İstanbul'a bile gidebilirim” diye konuştu.
“BÜTÜN TÜRKİYE’YE LAYIK OLACAĞIZ”
İmamoğlu, tatilini tamamlayarak Muğla’ya geldiğini, buradan da belediye başkanları ile partisinin Afyonkarahisar’daki kampına katılacaklarını dile getirdi. Çocukların, gençlerin, bütün Türkiye’nin muazzam bir kardeşlik duygusu yaşadığı bir dönemden geçtiklerini ifade eden İmamoğlu, “Bir şeye çok dikkat etmeliyiz. Başkalarının yaptığı gibi hiç kimseyi dışarıda bırakmadan herkesi kucaklamalıyız. Seçim bitti, hizmet başladı. Biz Türkiye’ye hizmet anlamında gelmiş geçmiş en önemli hizmeti yaşatmak zorundayız. Millet iyi hizmet, barış, huzur, kardeşlik, eşitlik ve adalet istiyor. Çocuklara, gençlere, kadınlara bütün Türkiye’ye layık olacağız. İstanbul seçiminin kazananı tüm Türkiye. Tüm Türkiye’ye layık olacağız, bundan şüphe duymayın” dedi.
“ASLA VAZGEÇMEYİN”
Seçim döneminde Muğla'dan gelen oy kullananlar, gece gündüz kendisine dua edenler olduğunu dile getiren İmamoğlu, vatandaşlara teşekkür etti. Sorumluluklarının büyük olduğunu ve bundan sonra ülkeye hizmet etmek için çalışacaklarını ifade eden İmamoğlu, “Türkiye’nin yeni bir atılıma, başlangıca ihtiyacı var. Hep birlikte ülkemizin geleceğini hazırlamakla ilgili sorumluluğumuz var. Yoksa gençlerimiz, analarımız, atalarımız, Mustafa Kemal Atatürk'ümüz bizden hesap sorar. Güzel, milli maneviyatı yüksek, birbirine bağlı en üst seviyede, etnik kökeni ne olursa olsun ışığı bol millet olacağız. Her yerde söylemiştim, burada da söylüyorum, her şey çok güzel olacak ve asla vazgeçmeyin” dedi.
Konuşmasının ardından vatandaşlarla bir süre sohbet ederek fotoğraf çektiren İmamoğlu, Başkanlık makamına geçerek ziyaret defterini imzaladı. İmamoğlu, daha sonra Başkan Gürün ve ilçe belediye başkanları ile bir süre sohbet etti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 154083
İstanbul'daki sahte dolar operasyonunda , 271 milyon 150 bin dolar yakalandı...
Yakalanan sahte dolarlar bir bahçeyi doldurdu...
İstanbul'da tarihin en büyük sahte dolar operasyonunda gözaltına alınan 6 kişi tutuklandı. Operasyonda ele geçirilen sahte 271 milyon 150 bin dolar ve sahte para yapımında kullanılan malzemeler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bahçesinde basın mensuplarına gösterildi.
İstanbul'da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Esenyurt'ta bir matbaaya düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.Sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edilen şüpheliler tutuklandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 250347
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Dijital Türkiye Versiyon 1.1'in çalışmalarına başladık. Versiyon 1.1'de bütünleşik hizmet sunumuna odaklanacağız. Vatandaşlarımız araçlarına dair her şeyi, sigorta durumu, vergi borcu, trafik cezası, muayene durumu, hızlı geçiş bakiyesi gibi tüm bilgilerini Dijital Türkiye platformunda oluşturulacak tek bir pencereden görebilecek." dedi
FUAT Oktay'ın başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, bakan yardımcıları ve ilgili kurum başkanlarının katılımıyla 7. Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye Koordinasyon Toplantısı gerçekleştirildi.
Oktay, toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'nin bir getirisi olan hız ve dinamizmi, vatandaşlara sunulan kamu hizmetlerine yansıttıklarını, kamuda dijital dönüşüm ile hizmetleri herkes için daha erişilebilir, hızlı ve kolay hale getirmeyi önemsediklerini belirtti.
Tüm kamu kurumlarıyla özveri içerisinde yürütülen, eski adıyla "e-Devlet versiyon 1.0", yeni adıyla "Dijital Türkiye Versiyon 1.0"ın tamamlandığını ifade eden Oktay, Dijital Türkiye'nin ilk versiyonunun hızla tamamlanmasına katkı veren; başta Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olmak üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki TÜRKSAT AŞ'ye, Haberleşme Genel Müdürlüğüne, tüm bakanlıklar ve kurumlara teşekkür etti.
Oktay, 43 milyondan fazla kullanıcının, hizmetleri "Dijital Türkiye Platformu" üzerinden aldığını belirterek, Versiyon 1.0 kapsamında, bakanlıklar ve kamu kurumlarının toplam 6 bin 698 hizmetinin Dijital Türkiye Platformu'ndan sunulabilir hale getirildiğini kaydetti.
"Ticaret Bakanlığımız tarafından geliştirilen, gümrük hizmetlerinde tek pencere uygulaması Dijital Türkiye Platformu'na alınarak ihracat ve ithalat işlemleri hem maddi külfet hem de zaman yönünden iyileştirilmiştir." diyen Oktay, "Bu kapsamda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar barışı kayıt başvurusu, Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından ücretli öğretmenlik başvurusu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kredi, burs ve yurt kayıt başvurusu Dijital Türkiye'ye entegre edilmiştir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından sunulan TÜBİTAK Gezgin Portalı'na Dijital Türkiye üzerinden ulaşılabilmektedir." ifadelerini kullandı.
Oktay, Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi borcu sorgulama, Sağlık Bakanlığının engelli, sürücü, istirahat raporlarının verilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının maden ruhsatı sorgulama işlemi, Tarım ve Orman Bakanlığının çiftçi kayıt sistemi ve Milli Savunma Bakanlığının askerlik işlemleri gibi önemli hizmetlerinin Dijital Türkiye kapısından sunulabilir hale geldiğini ifade etti.
"e-Belediye altyapısında önemli yol kat edildi"
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen e-Kütüphane hizmetlerinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından verilen sendika üyelik işlemlerinin ve İçişleri Bakanlığı tarafından verilen nüfus işlemlerinin birçoğuyla birlikte soyağacı sorgulama hizmetinin Dijital Türkiye Platformu'na entegre edildiğini anımsatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların dışında noter vekalet sorgulama işlemleri, bankacılık risk analiz raporu hizmeti gibi önemli hizmetleri de Dijital Türkiye Platformu'na entegre ettik. Bunların yanı sıra e-Nabız, e-Okul, internet vergi dairesi ve UYAP gibi hizmetlerin içeriği zenginleştirilerek, Dijital Türkiye üzerinden erişilebilir hale getirilmiştir. Bu süreçte, ayrıca tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren elektrik, doğal gaz ve telefon abonelik işlemleri de Dijital Türkiye kapısına entegre edilmiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız iş birliğiyle de GSM operatörlerine yeni hat başvuruları, artık Dijital Türkiye üzerinden yapılabilmektedir. Böylece önceden 1 günü bulan abonelik başvuruları artık 5 dakikada yapılabilir hale geldi. Yine eskiden 2 günü bulan yurt kayıt işlemleri, Dijital Türkiye kapısından 10 dakikada yapılabilmektedir. Bunların dışında, İçişleri Bakanlığımızın başlattığı, belediyelerimize ciddi kaynak tasarrufu sağlayacak ve vatandaşlarımızın Dijital Türkiye kapısı üzerinden alabilecekleri belediye hizmetlerinin sayısını artıracak e-Belediye altyapısında da önemli yol kat edilmiştir."
Oktay, 8 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan, 1 cumhurbaşkanlığı kararı, 41 yönetmelik ve 13 tebliğde değişiklik yapılarak toplam 111 bürokratik süreci kolaylaştıran mevzuat değişikliğiyle bürokrasinin azaltılması çalışmalarının devam ettiğini aktardı.
Söz konusu mevzuat değişiklikleri ile tapu işlemlerinde fotoğraf verme yükümlülüğünün tarih olduğunu, patent ve marka başvurularında noter onaylı imza beyanı ve sirkülerinin kaldırıldığını ve çevresel etki değerlendirilmesi sürecinde belge sayısının azaltıldığına dikkati çeken Oktay, aynı şekilde, veteriner hekim poliklinik açma süreci, tohum ve fide yetiştiriciliği başvuru süreçlerinin kolaylaştırıldığını, yapı denetim kuruluşu izin belgesi ve atık taşıma firma lisansı başvurusunda kullanılan belge sayısının azaltıldığını dile getirdi.
Oktay, Versiyon 1.0 kapsamında veri mahremiyetinin özellikle öncelenerek, ulusal ağ ve siber güvenlik altyapısının güçlendirilmesine yönelik yeni nesil veri alt yapı yatırımlarının yapıldığını, tüm kamu kurumlarının KamuNet'e geçmesinin sağlandığını ifade etti.
"Platformu herkesin kullanılmasını sağlayacağız"
Tüm bu gayretler neticesinde, Versiyon 1.0 kapsamında, kamu hizmetlerinde talep edilen belge sayısının önemli oranda azaltıldığına dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dijital Türkiye kapısından hali hazırda sunulan hizmetlerle, belge yükü ortalama yüzde 3,80'den yüzde 0,35'e düşmüştür. Burada asıl amacımız, sıfır belge. Bu bizim için de yeterli değildir. Kamuda olan bilgiyi vatandaştan belge olarak talep etmeyeceğiz. Bilgi talep edebiliriz ama belge talep etmeyeceğiz. Hedefimiz, kamunun kendisinin ürettiği hiçbir belgenin vatandaşımız ve özel sektörden istenmemesidir. Versiyon 1.0'ın tamamlanmasını takiben Dijital Türkiye Versiyon 1.1’in çalışmalarına da başlamış bulunmaktayız. Versiyon 1.1'de bütünleşik hizmet sunumuna odaklanacağız. Vatandaşlarımız araçlarına dair her şeyi, sigorta durumu, vergi borcu, trafik cezası, muayene durumu, hızlı geçiş bakiyesi gibi tüm bilgilerini Dijital Türkiye platformunda oluşturulacak tek bir pencereden görebilecek. Ayrıca Dijital Türkiye Platformu üzerinden e-Nabız, internet vergi dairesi, e-Okul gibi dijital hizmet paketlerinin içinden öne çıkan hizmetleri de doğrudan tek platform üzerinden erişilebilir kılmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bunun yanı sıra Dijital Türkiye Platformu'nu yerli tasarım, kullanıcı dostu arayüzler ile donatacak, herkesin platformu çok daha rahat kullanmasını sağlayacağız."
Oktay, siber güvenlik alanında hayata geçirilen "KamuNet'te yerli ve milli şifreleme donanımı" ve "Onaylı Milli Şifreleme Algoritması"nın kullanımını sağlayarak güvenli hizmet sunumunu bir adım öteye taşıyacaklarını vurguladı.
"Dijital Türkiye 2.0 yolculuğumuza başlayacağız"
6 Temmuz’da yayınlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesi kapsamında vatandaşların nüfus, biyometrik veriler, sağlık ve diğer kritik verilerinin yabancı ülke veri merkezlerinde tutulmasının önüne geçildiğini anımsatan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Verilerin yurt içi sunucularda daha güvenli depolanması için genelgenin teknik hususları ve yol haritası, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından bu yıl içinde, ivedilikle yayımlanacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajlar sayesinde, minimum belge sayısı ile etkin hizmet veren idari yapımızı, Dijital Türkiye Platformu'nda kat ettiğimiz aşamayla taçlandırmış durumdayız. Milli teknoloji hamlemizin de bir parçası olan Dijital Türkiye sürecinde, hizmet hızı, şeffaflık ve izlenebilirliğini azami seviyeye çıkarmak için gerekli gayretleri ilgili kurumlarımızla vermeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde, tüm hizmet süreçlerinde sonuç ve verim odaklı bir anlayışla Dijital Türkiye'yi dönüştürmeyi inşallah sürdürecek, Dijital Türkiye’nin kapılarını tüm vatandaşlarımıza sonuna kadar açacağız. Bundan sonraki süreçte Dijital Türkiye versiyon 1.1'i yıl sonu itibarıyla tamamlayarak bütünleşik hizmet sunumu ile sistemin akıllılaştırılmasına odaklanarak Dijital Türkiye 2.0 yolculuğumuza başlayacağız."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 61654
Ankara'da kadın kuaförü Volkan İlbaş (25) otomobilini satmak için notere gittiğinde, son 10 ayda trafikte çeşitli kural ihlallerinden aracına 35 ayrı trafik cezası uygulandığını öğrendi.
Toplam 11 bin 500 liralık trafik cezasını ödeyerek aracını satan İlbaş, "Bence herkes trafik kurallarına uysun" dedi.
Volkan İlbaş, trafikte yaptıkları için çok pişman olduğunu söyleyerek "Yaptıklarınızı kimse görmüyor diye düşünmeyin. Olan sadece kendinize oluyor. Şu zamanda 11 bin lira trafik cezası çok para. Ben yaptıklarım için üzgünüm. 1 yıl bile değil, 10 ay içinde 11 bin lira ceza yedim. Bence herkes trafik kurallarına uysun" şeklinde konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 167422
MATEMATİKSEL AKILDAN yoksunsak ne çalışacak İŞ ne de yiyecek AŞ olacak...
YKS sonuçları açıklandı. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2019 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’yla (YKS) ilgili sayısal verileri açıkladı. Buna göre, öğrenciler Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) en iyi performans Türkçede; en düşükse ise fen bilimlerinde gösterildi. Alan Yeterlilik Testleri’nde (AYT) en yüksek ortalamalar coğrafya testlerinde yakalandı.
Adaylar fizik, kimya ve biyolojide 10 sorudan birini bile doğru yanıtlayamadı. AYT matematik testinde ise soruların yaklaşık yüzde 88’i doğru işaretlenemedi. 2 milyon 390 bin 491 adayın girdiği TYT’ de 15 bin aday sıfır çekti.
Sınav sonuçları kimseyi memnun etmedi. Biz bugün15 bin öğrenci neden başarısız oldu ya da neden sayısal derslerde başarılı olamıyoruz konuşmayacağız.
Sınavlarda başarılı öğrencilere bazı önerilerde bulunacağız. Görüşlerine başvuracağımız kişi ise bir eğitimci değil. Tam aksine YKS sınavında dereceye giren başarılı öğrencilerin okumayı düşledikleri Tıp Fakültesini bitirip, zorlu TUS sınavını geçip, alanında Alanya’nın da yakından tanıdığı biri. Farklı ameliyatlara imza atan biri; Op. Dr. Ali DULUM.
--YKS sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde neredeyse her iki senede eğitim öğretim sistemi/ müfredatı değişir. Ülkemizde eğitim nedir, öğretim neyi amaçlar bunları yıllardır yerine oturtamadık. Okula başlama yaşı ile ilgili bile bir kararlılığımız yok. Çocuklarımız uygulanan deneme yanılma projeleri ve uygulamalarla okuldan soğutuldu. Fakat bütün bu eksikliklere rağmen Türk çocukları oldukça akıllı ve aynı zamanda zeki.
--Tercih Dönemi ile ilgili sizin önerileriniz var mı?
Gazete yazılarımda da sık sık değindiğim gibi yepyeni bir dünyanın içerisinde yaşıyoruz. Çocuklarımız hem algılarının hızlı olması hem de öğrenme şekli açısından bizlere benzemiyor. Duyguları, düşünceleri, olayları ele alışları farklı. Evet, bu çocukları biz yetiştirmeye çalıştık ama artık dijital dünyanın bir üyesi haline geldiler. Bizlerden çok dijital ortamdan etkileniyorlar.
Her şeyin kısa bir süre içinde 50 yıl gibi(Hawking'e göre Dünyamızın yüzyılı yok) bambaşka bir şeye evirileceğini düşünürsek meslek seçimi konusunda gençlere belirleyici bir meslek önermek, dikte etmek doğru olmaz.
Ama yine de...
Bence gelecek sürprizlerle dolu. Kimse öngörüde bulunamaz. Gençler özelliklerini artırsınlar. Kendilerini iyi tanısınlar. Neyi yaparken ne ile uğraşırken keyif alıyorlarsa o alana yönelsinler. Biri iyi senaryo yazabilir, biri saatlerce ekran karşısında kalabilir, biri değişik tasarımlar yapabilir, birileri iyi iş fikirleri geliştirebilir, bir iyi sporcu olabilir... gibi. İşini kim iyi yapıyorsa o kişinin aç kalması mümkün değildir. Birey bir konuda kendini iyi yetiştirmişse mutlaka işe girer ama mutlaka. Önce o işin pratiğini öğreneceğiz, uzmanlaşacağız ondan sonra mutlaka para kazanırız.
Gençlerimizin hemen okulu bitirir bitirmez iyi ücretli iş bulacağım diye bir beklentileri var. Bu beklenti gerçek değil. Birincisi gençlerin istediği gibi dolgun ücretli ve kariyerli bir meslek yok. İkincisi öngörülere göre bugün mevcut işlerin yüzde ellisi yakın gelecekte olmayacak. Bu nedenle spesifik/ belirli bir meslek söylemek yanlış.
--Ülkenin ihtiyacı olan alanlar/meslekler var mıdır?
Ülkemizin çok iyi matematikçiye, çok iyi fizikçiye, çok iyi kimyacı... gibi temel alanlarda eğitim alacak öğrencilere ihtiyacı var. İyi bir matematikçiniz yoksa hizmet sektörü dışında bir şey üretemezsiniz, işsizlik sorununu çözemezsiniz. İyi matematikçiniz olmazsa iyi mühendisiniz, doktorunuz, kaymakamınız, savcınız hatta tarihçiniz bile olamaz. Bugün Apple 1trilyon $, Ali Baba 800 milyar$lık işlem hacmi olan şirketler. Bizim böyle şirket kuracak girişimci gençlere ihtiyacımız var. Bu da ancak iyi matematik eğitimi ile olur. Savunma şirketleri, tekloji şirketleri, ilaç şirketleri kuracak akıllara ihtiyaç var.
--Ya sağlık, Tıp?
İnsanlık var oldukça hastalıklar var olacak diye düşünüyorum.İnsan varsa Doktora da ihtiyaç olacak.Ama Tıp Doktoru Space X, Tesla Motor, Bayer gibi şirketleri kurup yönetmekten ziyade çalışan konumundadır.Biz hekimler hasta bakıyorsak bir araştırma yapmıyorsak bilim adamı değilizdir."Klinisyenizdir" bu tabir Prof.Dr.Ahmet Rasim USTA'ya ait. Bence de doğru.Bir hekim olarak bilim adına ne yapıyoruz? Birileri ilaçları buluyor, birileri tahlil isteyeceğimiz makine ve şeyleri yapıyor. Biz o ilaçlar olmadan tedavi uygulayamıyoruz ve tahliller olmadan da teşhise gidecek süreçte emin olamayız.
Ülkelerin kalkınması için bilim adamlarına ihtiyaç var. İkinci Dünya Savaşı sonrası büyüyen bir Alman ekonomi mucizesi anlatılır. Peki, mucize nasıl gerçekleşti? Ona bakıldığı zaman matematik, fizik ve kimyaya dayalı mühendislik ürünlerini görürüz.1980lere kadar bizimle aynı sosyo ekonomik kulvarda olan Güney Kore, bugün gelişmiş ülkelerden biri. Hyundai, Kia, Samsung gibi markaları üreten ülke. Nasıl yaptı bunu? Matematik ve fiziğe dayalı bir ekonomik gelişme ile sözü edilen markaları üretti.
Gelişip kalkınmak istiyorsak evrenin dili MATEMATİĞİ öğrenmek ve öğretmek zorundayız. Türkiye’nin çok iyi matematikçilere ihtiyacı var. Gençler özellikle ilk 1000 yer alan gençler Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji alanlarını seçsin. Devlet ve üniversiteler de bu gençlerin önünü açsın.
Bilim Yoksa Matematiksel akıl yoksa İŞ yok, AŞ yok. Matematik yoksa CEHALET var, YOKSULLUK var...
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 2553796
ALANYA GÜNEŞİ OLARAK DİYORUZ Kİ;ALANYA'NIN GELECEK YÜZ YILLARINI KARATMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR...
HÜSEYİN YILDIZ: ‘KORKAK VE SATILIK DEĞİLİZ’...
MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin Yıldız,Kendi sosyal medya hesabından haykırdı:" Korkak ve Satılık Değiliz..."
Alanya’nın Uğrak Mahallesi'ndeki Aytemiz Dolum Tesisi’ne ilişkin verdiği mücadeleyle bilinen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız, “Turizmin Başkenti Alanyamız da Bölgesel Petrol Dağıtım Tesisi İstemiyoruz. Güçlüyüz, Çünkü Haklıyız. Korkak ve Satılık Değiliz” dedi.
MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin YILDIZ ve Yücel UÇUR
ALANYA'NIN KALBİNDE PATLAMAYA HAZIR BOMBA...
Alanya'nın gelecek yüz yıllarını karartacak ve olabilecek petrol tankerleri kazaları ile Alanya turizmini bitirecek olan Bölgesel petrol dolum tesisi yapımının ardından Alanya Kamuoyunda büyük tepki oluşmuştu.
ALANYA HALKI İMZA KAMPANYASINDA BİR OLDU,BİRLİK OLDU...
PETROL DOLUM TESİSİNE KARŞI ALANYA HALKI TEK YÜREK OLDU...
Şimdiler de ise yapılan ve büyük tehlike arz eden petrol dolum tesisi ve denizde ki dolum platformunu büyütmek için çalışmalar yapan Tesis yetkililerine tepki ve Alanya'nın gelecek yüz yıllarına sahip çıkmak için; Alanya da ki STK-- sivil toplum kuruluşları başkanları,siyasi ilçe başkanları,Turizmciler,Basın kuruluşlarının bazı temsilcileri ve esnaf ile halk; başlatılan imza kampanyası ile Ankara da yapılan pazarlıklara dur demek için el ele verdi.
MHP Antalya 23’ncü Dönem Milletvekili Hüseyin YILDIZ ve Yücel UÇUR ile Alanya Güneşi Gazetesi İmtiyaz sahibi İbrahim AKDAĞ
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ ve www.alanyagunesi.com haber portalı olarak Alanyamız için itiraz İmzamızı ve şerhi koyduk...
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK DİYORUZ Kİ;Gelirini turizmden kazanan Milyonlarca insanın kaderi;Gelecek yüz yıllarda yaşayacak olan çocuklarımızın geleceği bir kaç kişinin para kazanma ihtirasına kurban edilemez...
Petrol tankerlerinin veya platformun devrilerek,ya da borularının kırılarak akıtacağı petrol ile kirlenecek olan Denizdeki ve sahillerimizde ki tehlike...
Alanya sahillerini bekleyen benzer tehlike görüntüleri...
Büyük Petrol Tankerleri ile Okyanuslardan kıyılarımıza bu tehlikeli balıklar da gelmektedir...
Bu BALON BALIĞI Tenekeyi bile parçalayıp yiyor ve çok zehirli.Bunlar da Büyük Petrol Tankerleri ile sahillerimize taşınıyor...
BÖLGE -- ALANYA ve GAZİPAŞA HALKIMIZA ÇAĞRIMIZDIR...
Her Alanya sevdalısı aşağıda ki dilekçe örneğini imzalayıp Ankara da ki ilgili bakanlığa ulaştırabilir...
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
22.07.2019, ANKARA
KONU:Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş’ye ait “Yanaşma Dolfeni Tesisi Kapasite Artışı “ nedeniyle genel olarak yapılmak istenen kapasite artışına dair İMAR PLANINA itirazlarımızın ve firmanın dolfen genişletme projesinin ivedikle ve tamamen reddedilmesine dair taleplerimizin sunulmasından ibarettir.
1- Antalya İli,Alanya İlçesi,Yeşilöz mevkinde Aytemiz akaryakıt Dağırım A.Ş’ye ait ve hali hazırda 40.000 dtw büyüklüğünde yakıt tankerlerinin yanaşmasına ve yük indirmesine imkan veren denizden yaklaşık 900 metre açıkta yer alan tesisiin 160.000 dtw büyüklüğünde ve yaklaşık 300-350 metre uzunluğunda gemilerin yanaşmasına izin verecek şekilde büyütülmesi planlanmaktadır.Bu plan dahilinde yeni imar planı T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Daire Planlama Başkanlığı’na sunulmuş olup, bizlerin hep bu imar planına hem de aşağıda açıklayacağımız nedenlerle İŞBU TESİSİN GENEİŞLETİLMESİNE ALANYA HALKI OLARAK İTİRAZLARIMIZ BULUNMAKTADIR.Bu tesisin firma tarafından talep edildiği şekilde büyütülmesi halinde ileride yaşanacak ve halen bazı koşullarda yaşanmakta olan çevre felaketinin büyüklüğü Bakanlık tarafından dikkatle incelenmeli ve böyle bir genişlemeye asla izin verilmemelidir.Şöyle ki;
2- Öncelikle, tesisin bulunduğu Yeşilöz mevkii Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu CITIES- Tehlike Altındaki Türler anlaşması, BERN anlaşması ve Çevre ve Orman Bakanlığının 2009/10 sayılı genelgesi çerçevesinde korunan, Akdeniz kaplumbağası “ caretta caretta” ve “ kum zambaklarının” doğal üreme ve yetişme alanıdır.Bölge ayrıca Alanya - Gazipaşa istikametinde yaklaşık 15 km’lik el değmemiş ve korunan sahilleri ve tertemiz denizi ile de çok önemli bir çevre koruma bölgesidir.Hali hazırda yapılan tesis ve tesise uzak denizlerden akaryakıt getiren tankerlerin su ballast kısmından bu sahil şeridine 2014 yılından beri görülmeyen ve deniz türleri ve deniz hayatı için son derece tehlikeli olan Aslan balığı, balon balığı ve katil yosunlar gelmiş ve hızla üremişlerdir. Bölgege bu türlerin ürediği ve bölgenin kendine has sualtı ve flora ve faunasının tehlike altında olduğu açıktır. Bu konuda Aytemiz Firmasının 2014 yılından beri hem de sadece 40.000 dwt’lik orta büyüklükteki gemilerle yarattığı deniz kirliliği ortadayken, 160.000 dwt’lik gemilerle gelecek ve bu denizlere ait olmayan yeni ve tehlikeli su altı türlerine karşı nasıl bir önlem alacağı açık değildir. ÇED raporu içerisinde Ankara Üniversitesi’nden 2014 yılında, işbu tesisi kurulmadan once alınmış ve su altı flora ve faunasının durumu ve koruma yolları ve yapılacaklar ile ilgili bir rapor varken, 2019 yılında böyle bir rapor istenilmemiş olması büyük bir eksikliktir.Tesisin ilk kurulduğu 2014 yılından, 2019 yılına kadar su altı yaşamı ciddi zarar görmüştür.ÇED raporuna ek, Bakanlığın Aytemiz firmasından ve hatta mümkünse 2014 yılındaki ilk su altı raporunu hazırlayan heyetten 2. Bir rapor aldırmalı ve deniz hayatına tesisin 40.000 dtw’lik gemilerle verdiği zarar gördükten sonra, 300-350 metre boyunda 160.000 dtw ebatında gemilerin yanaşabileceği dolfenlerin yapımı konusunu değerlendirmelidir.
3-Söz konusu tesisin bulunduğu deniz,açık denizdir ve etrafında tesisi koruyucu doğal siper anlamında bir yükseklik, tepe vs bulunmamaktadır.Dolayısıyla açık denizde olan ve Akdeniz’de son 5 senedir sıklıkla karşılaştığımız fırtına ve hortumlara karşı savunmasız bir yerdedir.Böyle bir yerde ve konumda, yer alan bir tesisin yanaşma kapasitesini arttırmak çok ciddi kazaları ve dolayısıyla çevre felaketlerini de beraberinde getirecektir.İŞBU TESİSİN YEŞİLÖZ BÖLGESİNDEN UZAKTA, HERHANGİ BİR ÇEVRE FELAKETİ VE/VEYA PATLAMAYA KARŞI DAHA KORUNAKLI OLAN VE YERLEŞİM MERKEZLERİNDEN UZAK KOYLARA YAPILMASI GEREKMEKTEDİR.ZATEN TESİSİN İLK PLANLARINDA YAPILACAĞI YER KALEDRAN-MUZKENT BÖLGESİ İKEN ANLAŞILAMAYAN VE HATALI BİR KARARLA TURİZM MERKEZİ ALANYA’YA 20KM MESAFEDE VE AÇIK DENİZDE,HER TÜRLÜ SALDIRIYA, FIRTINAYA VE KAZA SONUCU AKARYAKIT SIZINTISININ HEMEN YAYILACAĞI YEŞİLÖZ BÖLGESİNE KURULMUŞTUR.
ÇED raporunda yer alan, “tehlike simülasyonlarının” ÇOĞUNDA temel alınan kritik rüzgar şiddeti 5 Bofor / 18 deniz mili ya da 9 m/sn bazılarında çok daha düşük olarak kabul edilmiştir. 5 bofor deniz şiddeti (ya da 9 m/sn rüzgar hızı) 12-16 metre boyunda bir DENİZ YELKENLİSİNİN YELKEN AÇMAK İÇİN KULLANACAĞI İDEAL RÜZGAR ŞİDDETİDİR.
Yapılması planlanan dolfenler ile buraya gelecek olan 300-350 metre uzunluğunda ve 160.000 dwt kapasitesindeki yakıt tankerlerine 5 bofor şiddetinde rüzgar HİÇ BİR ETKİ YAPMAYACAKTIR.Bu şiddetteki bir rüzgar, 300-350 metre boyunda ve 160.000 dwt ebatındaki bir tanker için, araba ile 150km saatte giderken, arabanın camına vuran yağmur damlası kadar TEHLİKE YARATIR. Akdeniz açık bir denizdir ve Kasim- Mayıs ayı rüzgar değerleri 7-9 Bofor şiddetini rahatlıkla bulmaktadır.Hatta ciddi hortum ve kasırgalar da kıyıdan dahi gözlemlenebilmektedir. Hal böyle iken, ÇED raporunda yer alan tehlike simülasyonlarının HEPSİNDE 5 BOFOR RÜZGAR ŞİDDETİNİN ESAS ALINMIŞ OLMASI VE TESİSE YANAŞMANIN GÜVENLİ OLDUĞU İDDİASI GERÇEKÇİ DEĞİLDİR. Şiddetli rüzgar nedeniyle oluşacak, sızıntı, en sığ noktası sadece 16 metre derinlikte olan dolfen iskelesindeki bir karaya oturma ya da çarpma sonucunda oluşacak çevre felaketi tüm bölgede deniz yaşamını, Alanya-Gazipaşa ve hatta daha ilerde Side hattını kadar etkileyecek ve denizi temizleme çalışmaları milyarlarca liraya mal olacaktır.Böyle bir çevre felaketinin yaratacağı ekonomik, idari ve hukuk sorumluluğun altından kimsenin kalkabilmesi mümkün değildir. Alanya-Gazipaşa halkının başlıca ekonomisi turizm ve tarıma dayalı olup bu durumda çok ciddi sosyo-ekonomik sıkıntıların da baş göstereceği muhakkaktır.
Alanya’da 2018 resmi rakamlarına göre yaşayan 300.000 insan ve toplam 200.000 yatak kapsitesine sahip 600 otel, binlerce küçük ve büyük esnaf böyle bir çevre felaketinin hem sosyo-ekonomik hem de çevre felaketinin getiridiği fiziksel şartlarından doğrudan etkilenecektir.Bu sorumluluk çok ciddi bir sorumluluktur. Aytemiz Firmasına “genişleme iznini” veren tüm Bakanlık yetkilileri bu sorumluluğun tarafı olacaktır.
4-İşbu tesisin depolama tesisleri Yeşilöz mevkiinde yer almakta olup, Yeşilöz mevkii Alanya’nın en sayfiye yazlık yerlerinin biri olmasının dışında, neredeyse 30-40 yıldır da sürekli olarak yaşayanların olduğu,Alanya merkeze yaklaşık 20km uzaklıkta bir yerleşim merkezidir.ÇED raporunda yer alan buranın sadece yazları Alanya halkının ikinci evleri olan ve yazlık bir bölge şeklinde kullanıldığı iddiası gerçek dışıdır.Burada sürekli yaşayan nüfusu 2018 yılı kayıtlarına göre 1360 kişidir ve yaz aylarında bu nüfus 10.000’leri aşmaktadır.Bölge aynı zamanda google earth haritalarından da net bir şekilde görüleceği üzere Alanya’da “ sera muzculuğu” ile “ avakado” yetiştiriciliğinin yapıldığı en önemli bölgelerden birisidir.Bu kadar ciddi tarımın yapılıyor olmasının nedeni bölgede çok fazla “ yer altı su kaynağının” olmasıdır.Bu yer altı sularına herhangi bir nedenle karışacak olan akaryakıt ürünlerinin tüm bölgedeki su kaynaklarını zehirleyeceği ve bölgede seracılığı ve avakado yetiştiriciliğini tamamen bitireceği açıktır. Başta da söylediğimiz üzere,Alanya’nın iki temel geçim kaynağı turizm ve tarımdır.Bölgede yapılan “ seracılık” ve “avakado” yetiştiriciliği çok büyük yatırımlar isteyen ve katma değeri çok yüksek tarım yatırımlarıdır. Bölgede 1 dönüm kapalı sera kurma maliyeti yaklaşık 100-120.000 TL’dir ve bölgede yaklaşık 1000 (bin) dönümden fazla kapalı muz serası bulunmaktadır.Sadece bu seraların yatırım maliyeti bugünkü para ile 100-120 MİLYON TÜRK LİRASIDIR.
Tesisin bu hali dahi,bölgede tarım için çok büyük tehlike oluştururken, şimdiki halinin 4 katı büyüklüğünde gemilerin yanaşmasına izin vermek tehlikeyi en az 4 kat daha arttıracaktır.Ayrıca, şu an sadece Dolfen genişletmek için izin alan Aytemiz firmasının bu izni aldıktan ve dolfenleri yaptıktan sonra, kıyıda seraların ve yer altı sularının üstünde el bombası gibi duran DEPOLAMA TESİSLERİNİN KAPASİTELERİNİ ARTTIRMAK İSTEYECEĞİNİ tahmin etmek ve Aytemiz Firmasının böyle bir genişlemeyi de yapmak isteyeceğini de düşünmek hayal olmayacaktır.Tehlike ve yapılmak istenen düşüldüğünden çok daha büyüktür.
5-Hali hazırda aktif olarak çalışan ve genişletilmek istenen tesis herhangi bir “ terör” saldırısına ve bu saldırı sonucu oluşabilecek çevre felaketine ve insan kaybına karşı da tamamen korumasızdır.Akdeniz bölgesinde açık deniz üzerinde ve depolama alanında bu tesisi çok net gören bir çok ağaçlık tepenin olduğu yerde, bu tesise roketatar,hatta drone ya da maket uçakla dahi terror saldırısını gerçekleştirmek çok kolaydır. Henüz 300-350 metre uzunluğunda ve yanaştıktan sonra açık hedef olmaktan başka hiç bir kabiliyeti olmayan böylesi devasa bir hedefin korunabilmesi mümkün değildir.
Böyle bir terör saldırısı, ya da açık denizde yaşanacak ve günümüzde bölgede çok sık görülen ve aniden ortaya çıkan hortum ve şiddetli fırtına nedeniyle oluşabilecek bir kaza sonucu ortaya çıkabilecek çevre felaketinin sonuçlarını göz ardı etmek mümkün değildir. Aytemiz Firmasının bu bölgede kuracağı tesis, herhangi bir marina ya da yat bağlama tesisi ya da balık Çiftliği değil, bir kaza anında çevre ve insan sağlığı üzerinde çok büyük etkileri olacak AKARTAKIT DOLUM TESİSİ YANAŞMA DOLFENİ GENİŞLEMESİDİR.
Sonuç :
A- Bu tesisin genişletilmesinin ne Yeşilöz ne de çevresiyle birlikte 300.000 insanın yaşadığı, Türkiye’nin 200.000 yatak ile en fazla yatak kapasitesine sahip turizm ile nefes alıp veren Alanya ilçesine HİÇ BİR FAYDASI BULUNMAMAKTADIR.Tam tersine işbu yatırım ile bu dolfene yaklaşacak 300-350 metre uzunluğunda ve 160.000 dwt büyüklüğünde gemilerin yol açabileceği bir çevre felaketinin temizlenmesi hem yıllar alacak hem de milyarlarca lirayı bulan maliyete yol açacaktır.Böyle bir çevre felaketi sonucu Alanya bölgesinde turizm gelirlerinde yaşanılacak YÜZMİLYONLARCA EURO gelir kaybı ve tesisin bulunduğu Yeşilöz bölgesinde bugünkü değerle 100-120 milyon TL yatırımla kurulmuş olan muz seraları ve avakado bahçelerinin doğrudan yada soğutma amacıyla kullanılacak kuyu suları vasıtasıyla, yer altına sızan akarkayıt nedeniyle yada havalandırma bacalarından doğaya karışacak kimyasallar sebebiyle yok olacağı açıktır. Bölgede emlak değerlerinin tesis inşaası ile birlikte düşüşe geçmesi. Yerli ve yabancı yatırımcıların bölgedeki yatırımlarını satmak suretiyle bölgeden uzaklaşması ve yatırımcıların ve yabancı turistlerin bu bölgeye olan ilgisinin bitme noktasına gelmesi tarafınızca ciddi bir şekilde irdelenmelidir. Türkiye turizm gelirlerinin %10’undan fazla bir kısmını tek başına sağlayan Alanya’da hayata geçirilen bu proje başlı başına bir hatadır ve kapasite artışı projesi gerek vicdani gerekse hukuki açıdan ciddi sorumluluklar taşımaktadır.
B- İşbu tesisin kurulması ve şimdide genişletilmesi esnasında alınan ÇED Raporu hazırlanması esansında alınması gereken ya da alınmış olmasına rağmen GERÇEK VE TUTARLI bilgi içermeyen Tarım Bakanlığı ile bağlı kuruluşları, Orman ve Su Bakanlığı ile bağlı kuruluşları, Simülasyon tehdidini hazırlayan üniversite raporu, tesisi 2014 yılından sonra kurulduktan sonra 40.00 dwt gemilerin balast suyu ile gelen balon ve aslan balıkları ile katil yosunların neden olduğu çevre felaketini göz ardı eden ya da yeniden incelenmesine gerek görmeyen başta Aytemiz Firması yetkilileri ve bu doğal sit alanını Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları adına korumakla yükümlü ilgili başta T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları ve yetkilileri, olabilecek ve çok da uzak bir ihtimal olmayan bir çevre felaketinin baş sorumlusu olacaklardır. Ancak bu hesabı ödeyecek olan Alanya halkı, Alanya turizmi,Alanya tarımı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olacaktır.
C- Bu tesisin deniz içerisinde, şimdikinden 4 kat büyüklükte 300-350 metre ve 160.000 dwt büyüklüğünde germilerin yanaşmasına kesinlikle izin verilmemelidir.Bu izin bir faciaya adeta davetiye çıkarmaktadır. Genel Müdürlüğünüzde bulunan bu genişleme imar planları EKSİK,SUBJEKTİF VE 300.000 İNSANIN MENFAATİNİ KORUMAKTAN ÇOK AYTEMİZ AKARYAKIT A.Ş FİRMASININ TİCARİ MENFAATİNİ KORUMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ BİR RAPORDUR.BAKANLIĞIN GÖREVİ HALKIN VE DEVLETİN MENFAATLERİNİ KORUMAKTIR. OLUŞACAK BİR KAZA DA BU ÇEVRE FELAKETİNİN TURİZM VE TARIMDA NEDEN OLACAĞI ZARAR YÜZMİLYONLARCA EURO OLACAKTIR.İNSANLARIN ANAYASAL HAKKI OLAN SAĞLIKLI YAŞAM HAKLARI DA ELLERİNDEN ALINMIŞ OLACAKTIR.
Yukarıda saymış olduğumuz tüm bu nedenler ve Sayın Bakanlığı’nızın resen gözeteceği diğer nedenlerle; işbu tesisin genişlemesine yönelik EKSİK,TARAFLI VE TOPLUM MENFAATİNDEN UZAK İMAR PLANLARINA İTİRAZ EDİYOR ve bu itirazlarımız ışığında Aytemin akaryakıt AŞ firmasının dolfen genişletme projesi VE İMAR PLANI BAŞVURUSUNUN Bakanlığınızca ivedilikle ve TAMAMEN REDDEDİLMESİNİ talep ediyoruz.
Saygılarımızla,
Ad- Soyad:
İmza:
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 76870
Edremit'teki bir plajda, polis memuru ile işletmeci arasında çıkan şezlong tartışması silahlı çatışmaya dönüştü. Polis memuru Kadir Ozan Yüce'nin hayatını kaybettiği çatışmada işletmeci Yüksel Karabulut da ağır yaralandı. Öte yandan Karabulut'un yakınları bir ambulansı kaçırdı, içinde hemşire ve sağlık görevlisinin de bulunduğu araç, şüphelinin ikna edilmesi sonucu durduruldu...
Polis memurunu vuran İşletmeci Yüksel KARABULUT
Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Narlı Mahallesi'ndeki bir plajda polis memuru ile işletmeci arasında çıkan şezlong tartışması silahlı çatışmaya döndü. Olay, Narlı Mahallesi'ne bağlı Mıhlı mevkiindeki plajda saat 12.45 sıralarında meydana geldi.
İddiaya göre, Edremit'e tatil için giden İstanbul Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Kadir Ozan Yüce ile işletmeci Yüksel Karabulut arasında şezlong kullanımı nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü, polis memuru Kadir Ozan Yüce tabancasını çekip havaya ateş etti. İşletmeci Karabulut da tabancasını polis memuruna ateşledi. Yaralı halde yere düşen polis memuru Karabulut'u vurdu. Seken kurşunlar çevredeki Mehmet Çoşkun'a isabet etti. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Ağır yaralı polis memuru, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.
YAKINI AMBULANSI KAÇIRDI
Öte yandan sağlık görevlileri, hafif yaralı Mehmet Çoşkun'a müdahale ederken, Karabulut'un bir yakını ambulansı kaçırdı. İçinde hemşire ve sağlık görevlisinin de bulunduğu aracı durdurmak için jandarma ve polis ekipleri, kavşaklarda önlem aldı. İsimleri açıklanmayan hemşire ve sağlık görevlisi, ambulansı kaçıran kişiyi ikna ederek aracı durdurmasını sağladı.
Adı açıklanmayan ve ambulansı daha hızlı götürmek için kaçırdığını öne süren şüpheli, kaçarken ağır yaralu Karabulut Edremit Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Karabulut'un hayati tehlikesinin devam ettiği, Mehmet Çoşkun'un sağlık durumunun ise iyi olduğu bildirildi. Jandarma, olayda kullanılan 2 tabancayı adli emanete aldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 71734
Antalya Manavgat'ta bir otelde garsonluk yapan kadın Dini nikahlı eşi tarafından 20 bıçak darbesiyle hunharca öldürüldü...
Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşayan 31 yaşındaki genç kadın, iddiaya göre dini nikahlı eşi tarafından 20 bıçak darbesiyle öldürüldü. Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı, Kumköy ve Side Jandarma Karakollarına bağlı ekipler, öldürülen genç kadının olay yerinin yakınındaki bir otelde garson olarak çalıştığını, 2 kez evlenip ayrıldıktan sonra Ü.G. isimli şahıs ile dini nikahlı olarak yaşadığını belirledi.
Sabah minibüsüyle Kumköy-Evrenseki sınırında bulunan Kumköy Minibüs durağına gelen M.A.K. isimli vatandaş, durağın yan tarafında Kumköy Deresi kıyısında bir kadının kanlar içerisinde yattığını görünce jandarmayı aradı.
Olay yerine gelen Kumköy Jandarma Karakoluna bağlı ekipler ve sağlıkçılar kadının yaşamını yitirdiğini belirledi. Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı, Kumköy ve Side Jandarma Karakollarına bağlı ekipler, öldürülen genç kadının olay yerinin yakınındaki bir otelde garson olarak çalıştığını, 2 kez evlenip ayrıldıktan sonra Ü.G. isimli şahıs ile dini nikahlı olarak yaşadığını belirledi.
Olay yerinin çevresindeki iş yerlerinin güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, genç kadının gece iş çıkışında dini nikahlı yaşadığı Ü. G. ile tartıştığını daha sonra genç kadını bıçaklayarak öldürdüğünü belirledi.
Jandarma ekipleri, kısa süreli bir çalışmanın ardından cinayet zanlısı Ü.G.'yi saklandığı yerde yakaladı. Ü.G. ilk ifadesinde Halime Şenal ile kıskançlık nedeniyle tartıştığını ve boğuşma sırasında bıçakladığını söylediği bildirildi.
Şenal'ın cesedi Cumhuriyet Savcısı ve Adli Tabibin incelemelerinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderilirken, cinayet zanlısı Ü.G., jandarma ekiplerince Kumköy Jandarma Karakoluna getirildi. Zanlının jandarmadaki işlemlerin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 62347
Antalya'nın Kemer ilçesinde tur otobüsünün şarampole yuvarlandığı kazada aralarında turistlerin de bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı
Kaza, saat 17.30 sıralarında, Kumluca- Kemer yolunun Tekirova Mahallesi'ne bağlı Köpeksoğutan mevkisinde meydana geldi.
Tur otobüsünün devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre, 25 turist yaralandı...
Turistlerin taşındığı tur otobüsü sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesinin ardından şarampole devrildi. Kazada çok sayıda turist yaralandı. Kazanın ardından bölgeye sevk edilen kurtarma ve sağlık ekipleri, yaralılara müdahele etti.
Antalya'nın Kemer ilçesinde M.D. idaresindeki tur otobüsü, Tekirova Mahallesi'nde yoldan çıkarak devrildi.
Kazada ilk belirlemelere göre 25 turist yaralandı.
Rus, Norveçli ve Polonyalı olduğu öğrenilen yaralılar, ambulanslarla Kemer ve Kumluca'daki çeşitli hastanelere kaldırıldı.
Yaralıların çoğunun cam kırıkları nedeniyle yaralandığı ve ayakta tedavi edildiği öğrenildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 53805
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) 2019-2020 Eğitim - Öğretim Yılına 10 yeni bölüm ile başlayacak...
Çeşitli fakülte ve yüksekokul bünyesinde açılması planlanan 10 yeni bölüm için Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) yapılan başvuruların tümüne onay verilmesi ile ALKÜ hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. Yaklaşık dört yıl önce büyük hedeflerle kurularak zaman içinde açılan yeni fakülte ve bölümler ile nitelikli büyümesini sürdüren Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), 2019-2020 eğitim-öğretim yılında da bünyesine kattığı yeni bölümleri ile ilk öğrencilerine kapılarını açacak. Doluluk oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan bölümlerine bu yıl yenilerini ekleyen ALKÜ’de Eylül ayında ilk defa öğrenci alacak bölümler şu şekilde sıralanıyor:
· Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi
Mimarlık Bölümü
· Gazipaşa Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi
Havacılık Yönetimi
· Sağlık Bilimleri Fakültesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü
· Eğitim Fakültesi
Türkçe Öğretmenliği
· Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi
İnşaat Mühendisliği (ikinci öğretim)
· ALTSO Turizm Meslek Yüksekokulu
Aşçılık
· ALTSO Meslek Yüksekokulu
Elektrik
Sosyal Hizmetler (birinci ve ikinci öğretim)
· Akseki Meslek Yüksekokulu
Tapu Kadastro
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 226162
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, “FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı sarayda oturuyor” sözleri nedeniyle fezleke hazırlandığı ortaya çıktı...
CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlaması ile fezleke hazırlandığı öğrenildi.
Milliyet’ten Şevket Yaman'ın haberine göre Kılıçdaroğlu'nun “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçunu işlediği belirtildi.
Kılıçdaroğlu, 12 Aralık 2018'de Ankara'da düzenlenen “İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı”nda “FETÖ'nün siyasi ayağı” tartışmalarına ilişkin olarak Erdoğan ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu.
HAKARET SUÇLAMASI
Kılıçdaroğlu “FETÖ'nün her ayağını ortaya çıkardılar. Baklavacı ayağı, sanayici ayağı, esnaf ayağı, gazeteci ayağı, bilmem ne bilmem ne. Bir şey eksik. FETÖ'nün siyasi ayağı. Bunu söylüyorum mahkemeye de vermiyorlar. Çünkü götürüp delilleri önüne koyacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları nedeniyle fezleke düzenledi. 15 Mayıs 2019'da düzenlenen fezlekede, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup veya o örgütün çıkarlarına uygun çalışmalarda bulunan bir kişi olarak göstermek suretiyle; onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde tahkir etmek suretiyle Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunu işlediği yönünde yeterli kanuni delilin mevcut olduğu” belirtildi.
“MUTLAK KORUMA SAĞLAMIYOR”
TBMM'ye gönderilen fezlekede, Kılıçdaroğlu hakkında takibat yapılabilmesinin, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına bağlı olduğu kaydedildi.
Fezlekede, yasama dokunulmazlığının milletvekillerine mutlak bir koruma sağlamadığı, TBMM tarafından dokunulmazlıkların kaldırılabileceği kaydedildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 156276
(İBB) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığın’da Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı, Raylı Sistemler Daire Başkanlığı ve Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığına atamalar yapıldı...
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim sürecinde söz verdiği gibi, çalışma arkadaşlarını uzman kadrolardan oluşturmaya devam ediyor. İmamoğlu, yönetici düzeyindeki kadın oranını artırma sözünü de hayata geçiriyor.
Ekrem İmamoğlu, Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı'na raylı sistem uzmanı Orhan Demir'i Raylı Sistemler Daire Başkanlığına, çok iyi seviyede Japonca ve İngilizce bilen Doç. Dr. Pelin Alpkökin'i, Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı'na da Yüksek Mimar Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin'i atadı.
“ULAŞIM UZMANI” MİMAR VE ŞEHİR PLANCISI ORHAN DEMİR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı'na atanan Orhan Demir, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden 1979 yılında mezun oldu. Orhan Demir, yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde tamamladı.
Raylı Sistem Uzmanı Orhan Demir
1983 – 1994 yılları arasında sırasıyla, İmar ve İskan Bakanlığı Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, STFA Mühendislik A.Ş.'de şehir plancısı, müdür yardımcısı ve proje müdürü olarak görev yapan Orhan Demir, 1986 yılından bu yana, başta İstanbul olmak üzere ülkemizin farklı kentleri ve bölgeleri için hazırlanan ulaşım ana planları, karayolu, tramvay, hafif raylı sistem, metro sistemleri talep analizleri, fizibilite etütleri gibi kentsel ve bölgesel ölçeklerdeki ulaştırma projelerinde görev aldı.
Demir, 1999 yılından bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ulaşım planlaması konusunda dersler veriyor, atölye çalışmalarına katılıyor.
ALPKÖKİN, RAYLI SİSTEMLE İLGİLİ BİRÇOK ÇALIŞMA YAPTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Raylı Sistemler Daire Başkanlığı'na atanan Doç. Dr. Pelin Alpkökin, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunudur. Pelin
Alpkökin,1998 yılında Ulaştırma Mühendisliği Yüksek Lisans programından mezun oldu.
Doç. Dr. Pelin Alpkökin
2002 yılında Japonya Nagoya Üniversitesinde doktora çalışmasına başlayan Pelin Alpkökin, 2005 yılında Doktor unvanı aldı. 2008 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı.
“Demiryolu Mühendisliği Ve Politikaları”, “Ulaşım Planlaması”, “Altyapı Yatırımlarında Finans Modelleri”, “Altyapı İnşaatı Sözleşme Yönetimi”, “Uluslararası İnşaat Sözleşmeleri”, konularında akademik çalışmalarını sürdüren Pelin Alpkökin'in birçok uluslararası yayını bulunuyor. Alpkökin, çok iyi seviyede Japonca ve İngilizce biliyor.
PARK BAHÇELERE, “KENTSEL TASARIM UZMANI” SEÇKİN ATANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı'na atanan Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Mimar unvanı ile mezun oldu.
Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin
Seçkin, sırasıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Programı'ndan Yüksek Mimar ve Kentsel Tasarım Programı'ndan da Doktor unvanlarını aldı.
Doktora sonrasında Louisiana Eyalet Üniversitesi'nde ‘Sürdürülebilir Peyzaj Konstrüksiyonu' konusunda doktora sonrası çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Seçkin'in akademik araştırmaları, tasarımda bilişim, mimari tasarım, kentsel tasarım, peyzaj tasarımı ve konstrüksiyonu ile engelsiz tasarım konuları üzerinde yoğunlaştı.
Prof. Dr. Seçkin, lisans ve yüksek lisans düzeyinde çeşitli bölümlerde dersler veriyor. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile birlikte özellikle üç boyutlu modelleme, bilişim ve drone teknolojileri üzerine bilimsel araştırma projeleri yürütüyor. Uluslararası hakemli dergilerde editörlük ve yayın kurulu üyeliklerini sürdürüyor. Mimari, peyzaj mimarisi ve kentsel tasarım alanlarında proje üretim faaliyetlerine devam ediyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 129903
Türk Başkonsolosluk görevlisinin şehit edildiği saldırıyı düzenleyenlerden biri olarak açıklanan Mazlum Dağ'ın 13 kardeşinden birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu öğrenildi. Saldırganın terör örgütü PKK üyesi iki kardeşinin de bulunduğu belirtildi.
Erbil Emniyet Müdürlüğünce, Türk Başkonsolosluk görevlisinin şehit edildiği saldırıyı düzenleyenlerden biri olarak açıklanan Mazlum Dağ'ın 13 kardeşinden birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu öğrenildi.
Anadolu Ajansı'nın servis ettiği habere göre, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluğunda görevli Osman Köse'nin şehit edildiği, iki Irak vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının faili olduğu açıklanan Mazlum Dağ'ın kardeşleri arasında bir milletvekili ile PKK mensubu iki terörist bulunuyor.
Dağ ailesinin 13 çocuğundan birinin HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ olduğu belirtildi, Mazlum Dağ'ın kardeşlerinden 'İsyan' kod adlı İbrahim Dağ ile 'Numan' kod adlı Lütfi Dağ'ın da terör örgütü PKK üyesi oldukları tespit edildi.
Erbil'deki saldırının faili Mazlum Dağ'ın Şubat 2015'te Habur Sınır Kapısı'ndan çıkarak terör örgütüne katıldığı belirlendi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 177253
Pençe Harekatı kapsamında Kuzey Irak'ın Hakurk bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmadan 1 şehit, 6 yaralı haberi gelirken, Bitlis'te ise askeri araca teröristlerce düzenlenen roketli saldırıda 1 binbaşı şehit oldu, 2 kişi yaralandı...
Bitlis ve Hakurk'tan peş peşe acı haberler geldi. Irak kuzeyinde PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada bir asker şehit oldu, 6 asker yaralandı. Bitlis'te ise askeri araca düzenlenen roketli saldırıda da 1 binbaşı şehit oldu.
ASKERİ ARACA ROKETLİ SALDIRI
Bingöl jandarma sorumluluk bölgesindeki güvenlik korucularını kontrol etmek amacıyla merkeze bağlı Çalıdüzü köyü bölgesine giden Merkez Jandarma Komutanı Binbaşı Zafer Akkuş'un içinde bulunduğu sivil araca PKK'lı teröristlerle roketli saldırı düzenlendi.
Saldırıda ağır yaralanan Akkuş, kaldırıldığı Bitlis Devlet Hastanesinde şehit oldu.
Saldırı sonrası bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatıldı.
HAKURK'TA 1 ASKER ŞEHİT
Kuzey Irak'ın Hakurk bölgesinde PKK'lı teröristlerle girilen çatışmada Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal (26) şehit oldu. Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal'ın acı haberi, Konya'nın Çeltik ilçesindeki ailesine ulaştı.
Konya Valiliği'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Ünal'ın Pençe Harekatı kapsamında Irak'ın Kuzeyi Hakurk bölgesinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit olduğu belirtilerek, şehide Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dileğinde bulunuldu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 94378
Son bir ayda Mersin'de 8, Adana'da 5, Niğde'de de 1 kişi metil alkol zehirlenmesi şüphesiyle hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de tedavi altına alınmıştı...
MERSİN TARSUS'TA BİR KİŞİ DAHA SAHTE İÇKİDEN HAYATINI KAYBETTİ...
Mersin Tarsus'da rahatsızlandıktan sonra hastane kaldırılan kişi yolda hayatını kaybetti. Ölen kişinin metil alkolden zehirlendiği şüphesi üzerine soruşturma başlatıldı. Bu son ölümle birlikte sahte içki nedeniyle ölenlerin sayısı 15'e yükseldi.
Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Böğrüeğri Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlanan B.G. (67), Çamlıyayla Entegre Devlet Hastanesine sevk edildiği sırada yolda hayatını kaybetti.
Hastane doktorunun yaptığı kontrol sonrası metil alkolden zehirlenme şüphesi duyması üzerine konu nöbetçi cumhuriyet savcısına bildirildi.
Savcının talimatı üzerine B.G.'nin cenazesi otopsi için Tarsus Devlet Hastanesine kaldırılırken, konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 286073
Türkiye de Resmi olmayan sonuçlara ve yapılan anket çalışmalarına göre işsiz insanımızın sayısı 7 milyona yaklaştı.Fakat Hükümet yetkilileri ve TUİK,Ekonomik verileri 3 ay geriye doğru ve geç vererek gerçek işsiz sayısını tam açıklamıyor veya ertelemeli olarak açıklıyor.
2019 Temmuz ayının ortasında olmamıza rağmen Nisan 2019 verilerini açıklayan TUIK in verilerinde bile işsizler ordusu olan ülkemizde durum vahim...
Türkiye'de işsizlik oranı, nisanda geçen yılın aynı ayına göre 3,4 puan artışla yüzde 13 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 1 milyon 116 bin kişi artarak 4 milyon 202 bin kişi oldu...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan 2019'a ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakiler de işsiz sayısı, Nisan da geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 116 bin kişi artarak 4 milyon 202 bin kişiye çıktı. Aynı dönemde işsizlik oranı 3,4 puan yükselerek yüzde 13 oldu.
İşsizlik oranı, nisanda bir önceki aya göre ise 1,1 puan düşüş gösterdi. Tarım dışı işsizlik oranı 3,6 puanlık artışla yüzde 15 olarak tahmin edildi. Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 6,3 puan yükselerek yüzde 23,2 oldu. İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 3,5 puan artışla yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.
İSTİHDAM ORANI DA DÜŞTÜ
İstihdam edilenlerin sayısı, nisanda geçen yılın aynı dönemine kıyasla 810 bin kişi gerileyerek 28 milyon 199 bin kişi oldu. İstihdam oranı ise 1,9 puanlık azalışla yüzde 46 olarak kayıtlara geçti.
Söz konusu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 329 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 481 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 17,6'sı tarım, yüzde 19,7'si sanayi, yüzde 5,7'si inşaat, yüzde 56,9'u hizmet sektöründe yer aldı.
Nisan da geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,7 puan ve inşaatın payı 1,7 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0,2 puan, hizmet sektörünün payı 2,1 puan arttı.
İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI AZALDI, YÜZDE 52,9 OLDU
İş gücü, Nisan da 2018'in aynı dönemine göre 306 bin kişi artarak 32 milyon 401 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 0,1 puan azalışla yüzde 52,9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre, erkeklerde iş gücüne katılma oranı 0,6 puanlık azalışla yüzde 71,8'i, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla yüzde 34,5'i buldu.
Nisan da herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı geçen yılın aynı dönemine göre, 0,9 puan artarak yüzde 34,2 oldu. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı da geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puan artış göstererek, yüzde 23,1 olarak hesaplandı.
MEVSİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ İSTİHDAM
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam nisanda bir önceki döneme göre 74 bin kişi azalarak 28 milyon 40 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,2 puan azalışla yüzde 45,8 oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 7 bin kişi artarak 4 milyon 487 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,1 puan artışla yüzde 13,8 oldu.
Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücüne katılma oranı ise bir önceki döneme göre 0,2 puan azalarak yüzde 53,1 olarak hesaplandı. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 84 bin, inşaat sektöründe 32 bin, hizmet sektöründe 30 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 71 bin kişi arttı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 48571
İzmir'de, yüzde 50 zihinsel engelli genç kızın rahatsızlanması üzerine götürüldüğü hastanede, 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Pedagog eşliğinde ifadesi alınan genç kızın, bölgede çiftçilik yapan Erol Kaymak tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı...
İZMİR'in Kiraz ilçesinde, 24 yaşındaki yüzde 50 zihinsel engelli S.Ş.'nin rahatsızlanması üzerine götürüldüğü hastanede 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Pedagog eşliğinde ifadesi alınan S.Ş.'nin, 23 yaşındaki çiftçi Erol Kaymak tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan Kaymak, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, S.Ş. ise devlet korumasına alındı. Kiraz'ın kırsal Yukarı Çayağzı Mahallesi'nde oturan yüzde 50 zihinsel engelli S.Ş, Çarşamba günü rahatsızlanınca, ağabeyi tarafından Kiraz Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki kontrolde S.Ş.'nin 6 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Durumun jandarmaya bildirilmesi üzerine S.Ş.'nin pedagog eşliğinde ifadesi alındı. İfadede S.Ş.'nin, çiftçilik yapan Erol Kaymak'ın cinsel istismarına uğradığını söylemesi üzerine jandarma harekete geçti.
SAPIK ÇİFTÇİ TUTUKLANDI
Jandarma ekiplerince belirlenen adrese Perşembe günü düzenlenen operasyonla Erol Kaymak gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından aynı gün adliyeye sevk edilen Erol Kaymak, çıkarıldığı mahkemece 'nitelikli cinsel istismar' suçundan tutuklandı. S.Ş. ise devlet korumasına alındı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 299433
İmamoğlu: Bu satırların tekrar yazılmasını
sağlayan 16 milyon İstanbullu ile huzurunuzdayım...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerinin ardından ziyaret ettiği Anıtkabir'e, bu kez de 23 Haziran seçimini kazanmış Başkan olarak geldi. İmamoğlu, Anıtkabir özel defterine, ''Bu satırların tekrar yazılmasını sağlayan 16 milyon vatansever İstanbullu ile belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' yazdı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu imzasını attı. İmamoğlu, Anıtkabir'in çıkış kapılarında kendisini bekleyen vatandaşlarla buluştu.
ANITKABİR / ANKARA
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilki olay olan Anıtkabir ziyaretinin ikincisini, İstanbul'un CHP'li ilçe belediye başkanları ve meclis üyeleri ile birlikte gerçekleştirdi. Anıtkabir ziyaretine, davetli olan AK Partili ve MHP'li belediye başkanları ile meclis üyeleri katılmadı. İmamoğlu'nun Anıtkabir ziyaretinde tüm protokol kuralları uygulandı. Aslanlı Yol'dan Anıtkabir avlusuna giriş yapan heyet, askeri törenle karşılandı. Ata'nın huzuruna çıkan İmamoğlu, mozoleye çelenk bıraktı. 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Anıtkabir içindeki tören sona erdi.
EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
İmamoğlu, toplu fotoğraf çekiminin ardından Anıtkabir özel defterini imzaladı. İmamoğlu, deftere yazdığı, ''Türkiye Cumhuriye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Bugün manevi huzurunuzda, 1919 yılında başlattığınız Kuvay-i Milliye ruhunun 100. yılında aynı ruhla, 21. yüzyılda, fikri hür vicdanı hür nesiller olarak; akıl ve bilimle cennet vatanımızın en güzel şehri İstanbul'a, tüm tarihi birkimi ve maneviyatını koruyarak, milli unsurlarımızdan asla taviz vermeyerek hizmet edeceğime söz veriyorum. Bu satırların tekrar yazılmasını sağlayan 16 milyon vatansever İstanbullu ile belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ekrem İmamoğlu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'' cümlelerini kameralar karşısında yüksek sesle okudu.
VATANDAŞLARDAN YOĞUN İLGİ
İmamoğlu ve beraberindeki heyet, Anıtkabir avlusunda bulunan 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kabrini de ziyaret etti. İmamoğlu, Anıtkabir'in 2 farklı kapısında kendisini bekleyen çok sayıda vatandaşla buluştu. Ankaralılar, ''Ekrem Başkan'' tezahüratıyla karşıladığı İmamoğlu'na yoğun sevgi gösterilerinde bulundu. Çoğunluğu kadınlardan oluşan vatandaşlar, İmamoğlu ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 118648
Alman bilim insanları, Marmara Denizi‘nde 7.1-7.4 büyüklüğünde bir depremin meydana gelebileceği uyarısında bulundu...
Geomar-Helmholtz Merkezi'nde Okyanus Araştırmaları yapan jeofizikçi Dietrich Lange, Nature Communications dergisine Marmara Denizi’nde meydana gelebilecek büyük bir deprem olabileceğine ilişkin açıklamalar yaptı. Almanya’nın Kiel kentinde Geomar-Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi‘nde araştırmalar yapan Lange, “Marmara Denizi altındaki tektonik gerginlikler büyük bir depremin oluşabilme potansiyelini tetikliyor. Bu 7.1 - 7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebilmesi için yeterli“ şeklinde açıklamalar yaptı.
Geomar tarafından geliştirilen ölçüm sistemi GeoSEA ile Marmara Denizi‘nin 800 metre altında iki buçuk yıl araştırmalar yapan bilim insanlarından GeoSEA Proje yöneticisi Heidrun Kopp, “Gerginlik bir deprem sırasında çözülürse fay hattı birden bire dört metreden fazla hareket eder" dedi.
Depremin ne zaman olacağı konusunda bir tahminde bulunamadıklarını söyleyen Kopp, olası bir depremin 17 Ağustos 1999 tarihindeki deprem gibi sonuçlarının olabileceğini belirtiyor.
Kuzey Anadolu fay hattı Marmara Denizi'nin altında bulunuyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 43039
Manisa'nın Salihli ilçesinde, yolcu otobüsü, panelvan minibüs ve otomobilin karıştığı zincirleme kazada, 6 kişi yaşamını yitirdi, 20 kişi yaralandı...
Kaza nedeniyle karayolunda ulaşım uzun süre tek şeritten kontrollü olarak sağlandı.
Kaza, saat 18.00 sıralarında, Salihli- Demirci yolu Adala Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Salihli'den Demirci yönüne giden 40 AAF 250 plakalı yolcu otobüsü, karşı yönden gelen ve hatalı sollama yaptığı öne sürülen 45 LE 989 plakalı panelvan minibüsle çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan panelvan minibüse arkadan gelen 48 ABL 718 plakalı otomobil çarpıp, yoldan çıktı. Diğer araç sürücülerinin haber vermesiyle olay yerine jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Can pazarının yaşandığı kazada, panelvan minibüste bulunan inşaat işçilerinden 5'i olay yerinde, 1'i de hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. İlk belirlemelere göre 20 kişi de yaralandı. minibüste sıkışarak yaşamlarını yitirenler itfaiye ve kurtarma ekipleri tarafından araçtan çıkartıldı. Yaralılar ise olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptıkları müdahalelerin ardından ambulansla ilçedeki özel hastaneler ile Salihli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.
Kaza nedeniyle karayolu ulaşıma kapandı. Uzun süre tek şeritten sağlanan trafik akışı, kaza yapan araçların yoldan çekılmasıyla normale döndü. Kaza ile ilgili soruşturma sürdürülüyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 43303
Pendik’te içinde hamile kadının bulunduğu araca saldıran ve tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Hasan Sel ve Hüseyin Sel, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA...
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, Pendik'te 8 aylık hamile kadın ve eşine yönelik saldırının adli seyri hakkında açıklama yapıldı.
Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi;
06.07.2019 günü saat 19.30 civarında müşteki Y.E.B.’nin eşi A.B.’yle birlikte şahsi aracıyla D-100 karayolunda Ankara istikametine doğru ilerlediği esnada emniyet şeridinde yol alıp önüne geçmek isteyen ve içerisinde şüpheliler Hüseyin S. ile Hasan S.’nin bulunduğu araca yol vermemesi sebebiyle oluşan husumete bağlı olarak şüphelilerin bir müddet sonra müşteki Y.E.B. ile hamile olan eşi A.B.’nin önünü kesip araca zarar vermeleri şeklinde gelişen olaya ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığımızca derhal soruşturma başlatıldığı,
Bu kapsamda kolluk ekiplerine talimat verilerek müştekilerin beyanlarına başvurulduğu, müştekilere ait araçta oluşan hasarın tespit edildiği ve olay görüntülerini içerir kayıtların muhafaza altına alındığı,
Temin edilen görüntü içeriğine göre şüpheliler Hüseyin S. ile Hasan S.’nin müştekilere ait aracı durdurduktan sonra şoför mahallinde bulunan müşteki Y.E.B.’nin yanına gittikleri, müştekinin eşinin hamile olmasından dolayı aracın kapılarını kilitlediği, bunun üzerine şüpheli Hasan S.’nin tekme atarak aracın dikiz aynasını kırdığı ve aracın kaputuna çıkarak tepindiği, ardından şüphelilerin olay mahallinden ayrıldıkları,
Olayın ardından annelerinin rahatsızlığından ötürü il dışına çıkan şüphelilerin 08.07.2019 günü saat 09.30 itibarıyla Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğüne teslim oldukları, teslim esnasında şüpheli Hasan S. nezdinde bulunan bir adet ateşli silaha el konulduğu, kolluk ifadelerini müteakip Cumhuriyet Başsavcılığımızda hazır edilen şüphelilerin Kara Ulaşım Araçlarını Alıkoyma, Cebir Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Mala Zarar Verme suçlarından sevk edildikleri İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine konuldukları,
Şüpheliler hakkında olay günü muhtelif trafik kurallarını ihlal etmelerinden dolayı ayrıca idari yaptırım da uygulandığı,
Soruşturma kapsamında maddi gerçeğin her yönüyle ortaya çıkarılmasına yönelik araştırmalara titizlikle devam olunduğu,
Hususları, kamuoyuna ve tüm basın/yayın kuruluşlarına saygıyla duyurulur.
PENDİK'TE NE OLMUŞTU?
Pendik'te yaşanan olayda, trafikte tartışı aracın önüne geçip durduran Hasan ve Hüzseyin Sel isimli saldırganlar, diğer aracın içindekilere saldırmaya çalışmıştı. İçerisinde hamile bir kadının bulunduğu aracın yan aynasını kıran, üzerşine çıkıp araca zarar veren saldırganlar araç sürücüsünü de darp etmeye çalışmıştı.
Olay, E-5 Otoyolu Pendik mevkiinde meydana geldi.
İddiaya göre, trafik polisine yakalanmamak için emniyet şeridinden çıkan araç sürücüsü, bir başka aracın önüne kırmak istedi. Bunun üzerine tartışma çıktı. Tartışma sonrasında maganda aracını diğer sürücünün önüne kırdı. Aracın durmasının ardından otomobilden inen maganda camı yumruklamaya başladı. Trafik magandası hızını alamadı, aynayı kırdı ve kaputun üzerine çıkıp tekmelemeye başladı.
Bu sırada neye uğradığını şaşıran sürücü ve yanındaki hamile kadın, bu anları kayda aldı. Hamile kadın çığlıklar atarken, olay cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde maganda otomobilini aracın önüne kırıyor. Ardından önce camı yumrukluyor ve aynayı kırıyor. Bu sırada kadın çığlık atıyor. Maganda aracın üzerine çıkıyor ardından da uzaklaşıyor. Araç sürücüsü kaydettiği görüntülerle polise gidip şikayetçi oldu.
SALDIRGANLARI KARŞILAYAN POLİS AÇIĞA ALINDI
Pendik’te, trafikte yol vermediklerini öne sürerek hamile kadının ve eşinin bulunduğu araca saldıran Hasan Sel ve Hüseyin Sel, Pendik Şehit Adil Gözalıcı Polis Merkezi Amirliği'ne gelerek ifade verdi. Şahısların polis merkezine girdikleri sırada, polis amiri ile Hüseyin Sel’in el sıkışması ise tartışmalara sebep oldu.
EMNİYETTEN AÇIKLAMA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada; Pendik Fevzi Çakmak Mahallesi, D-100 kara yolu üzerinde meydana gelen olayın şüphelilerinin polis merkezi amirliğine girişi anında basına yansıyan görüntülerle ile ilgili olarak; Pendik Şehit Adil Gözalıcı Polis Merkezi Amiri görevinden alınarak hakkında idari soruşturma başlatılmıştır" denildi.
Görüntülerde şahıslar polis merkezine girdikleri sırada Hüseyin Sel ile polis amiri el sıkışmış ve polis amiri, Hüseyin Sel’in sırtına dokunmuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 29891
Atatürk silüetini görmek için oraya koştular...
Ardahan'ın Damal ilçesindeki Ata Mahallesi’nde, güneşin Karadağ sırtlarına Atatürk silueti oluşması dolayısıyla yapılan 23´üncü ’Atatürk’ün İzinde ve Gölgesinde Damal Şenlikleri’ düzenlendi.
Damal ormanlığında gerçekleştirilen şenliklerde halk oyunları gösterisi, yerel sanatçılar ve ozanlar, Kafkas Grubu Halk oyunları gösterileri yapıldı. Damal Kaymakamı Yasin Yunak, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ile yerli ve yabancı çok sayıda davetlinen katıldığı şenlikte sanatçılar Erdal Erzincanlı ve Mustafa Özarslan sahne aldı.
Damal ormanlığında gerçekleştirilen şenliklerde halk oyunları gösterisi, yerel sanatçılar ve ozanlar, Kafkas Grubu Halk oyunları gösterileri yapıldı. Damal Kaymakamı Yasin Yunak, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ile yerli ve yabancı çok sayıda davetlinen katıldığı şenlikte sanatçılar Erdal Erzincanlı ve Mustafa Özarslan sahne aldı.
Festival alanındaki programın ardından Atatürk’ün siluetini izlemek için ilçeye bağlı Ata Mahallesi’ndeki seyir alanına geçildi. Karadağlar’ın eteklerinde saat 18.00´de yansıyan silueti yüzlerce yerli ve yabancı turist izledi. Seyir alanını dolduran vatandaşlar Atatürk´ün Karadağ sırtlarına yansıyan siluetini cep telefonlarına kaydederek bol bol öz çekim yaptı. Silüetin belirmesiyle beraber İzmir Marşı’nı okundu.
REKOR KATILIM
23’üncüsü yapılan festivalde bu yıl rekor katılım gerçekleşti. Ata Mahallesi’nden festival alanına giden yolda metrelerce araç konvoyu oluşurken, trafik kilitlendi. Atatürk silüetininin çıkışını kaçırmak istemeyen vatandaşlar araçlarından inerek yaklaşık bir kilometrelik mesafeyi yürümek zorunda kaldı.
Burada konuşan Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, "İlk kez böyle yoğun katılımın olduğu bir festivali kutluyoruz. Yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda misafirimiz geldi. Amacımız bu festivalle Atatürk´ü dünyaya tanıtmak" dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 21491
Sakarya'nın Kocaali ilçesinde balıkçıların ağına deniz mayını takıldı...
Caferiye Mahallesi Melenağzı mevkisinde balıkçılar, ağlarına top şeklinde üzerinde mekanizma ve kablo bulunan bir cismin takıldığını gördü. Sahile getirilen cismin incelenmesi için jandarmaya haber verildi.
Bölgede çevre emniyeti alan jandarma ekipleri, cismin fotoğrafını Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü birimlerine gönderdi.
Yapılan araştırmada, cismin deniz mayını olduğu tespit edildi.
Mayının imha edilmesi için Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile çalışma başlatıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 22439
Dünya Bankası, kentlerdeki sürdürülebilir kalkınma için Türkiye'ye 500 milyon euro kaynak verilmesini onayladı. Söz konusu kaynak; toplu ulaşım, su dağıtımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, itfaiye hizmetleri ve sosyal hizmetler alanındaki belediye yatırımlarında kullanılacak. Dünya Bankası'ndan Auguste Kouame "Türkiye'nin büyüyen şehirleri giderek artan iklim ve afet riskleri ile karşı karşıya" dedi.
Dünya Bankası 'Sürdürülebilir Şehirler Projesi' kapsamında 2016 ve 2018'deki kredilere ek olarak Türkiye'ye 500 milyon euro daha ek finansman verilmesi kararını onayladı. Kurumun açıklamasında "Sürdürülebilir Şehirler Programı, ilgilenen belediyelerin öncelikli yatırımları için finansmana erişimlerini sağlayarak ve vatandaşlarına daha iyi hizmet sunmalarına yardımcı olarak Türkiye’nin şehirlerinin ekonomik, finansal, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliklerini arttırmayı amaçlar" deniliyor.
BÜYÜYEN ŞEHİRLER RİSKLER İLE KARŞI KARŞIYA
Dünya Bankası tarafından cuma günü yayımlanan bültene göre, finansman toplu ulaşım, su dağıtımı, atık yönetimi, enerji verimliliği, itfaiye hizmetleri ve sosyal hizmetler alanındaki belediye yatırımlarında kullanılacak.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame "Türkiye'nin büyüyen şehirleri giderek artan iklim ve afet riskleri ile karşı karşıya. Bu risklere karşı gerekli hizmetleri sağlamak ve Türk vatandaşlarının yaşamlarını iyileştirmek için çok çeşitli altyapı tesislerinin sürdürülebilir ve dayanıklı bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir Şehirler Projesi için sağlanan bu ek finansman yoluyla Türkiye'nin şehirlerinin sundukları hizmetleri artırmalarına ve iyileştirmelerine yardımcı olmaya devam etmekten mutluluk duyuyoruz" dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 63846
ALANYA GÜNEŞİ GAZETESİ OLARAK KINIYORUZ...
Yeni Çağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyı nefretle kınıyoruz.Gazeteciler herkesin sesidir.Bu saldırganların en ağır şekilde cezalandırılmasını hukuktan bekliyoruz..
GAZETECİYE 7 KİŞİ SALDIRDI...
Yeniçağ Gazetesi yazarı ve Türkiyem TV program yapımcısı Yavuz Selim Demirağ kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı. Evinin önünde yaklaşık 7 kişilik grubun saldırısına uğrayan Demirağ'ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
Türkiyem TV program yapımcısı ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı. GATA'daki tetkikleri devam eden Demirağ'ın bilincinin açık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi.
Gazeteci Demirağ'ın kızından alınan bilgiye göre 7 kişi beyzbol sopalarıyla evinin önünde içeri girerken saldırdı.
MURAT AĞIREL DUYURDU
Yeniçağ gazetesi yazarlarından Murat Ağırel de Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyla ilgili Twitter hesabından şu bilgileri paylaştı:
"Bugün Türkiyem TV’de beraber program yaptık Yavuz Selim Demirağ ile birlikte.Program çıkışı evine bıraktım.Sahte plakalı doblo markalı araç ile bizi takip etmişler .Sonrasında ben vedalaşıp ayrıldıktan 2-3 dakika sonra Yavuz ağabeye saldırmış alçaklar."
''Bugün Türkiyem TV’de beraber program yaptık Yavuz Selim Demirağ ile birlikte.Program çıkışı evine bıraktım.Sahte plakalı doblo markalı araç ile bizi takip etmişler .Sonrasında ben vedalaşıp ayrıldıktan 2-3 dakika sonra Yavuz ağabeye saldırmış alçaklar.''
YAVUZ SELİM DEMİRAĞ KİMDİR, NERELİDİR?
Gazeteci, yazar Yavuz Selim Demirağ Kuleli Askeri Lisesinden mezun olmuş ardından Kara Harp Okulu’na girmiştir. Kısa süre sonra okuldan atılmış, yaşamına gazeteci olarak sürdürmeye karar vermiştir.
Günümüzde Yeniçağ Gazetesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Demirağ, yaşantısını Ankara Yenimahalle’de sürdürmektedir. Aslen baba tarafından Kayseri Talas İlçesi nüfusundandır.
Bugüne kadar Dijital Terör, Teğmen Çelebi, Darbe ve İnfaz ile İmamların Öcü & Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Cemaat Yapılanması isimli kitaplara imzasını atmıştır.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 63705
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği geleneksel iftar programı Ramazan ayının ikinci gününde 1400 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Hizmet Binası önünde düzenlenen geleneksel iftar programı Antalya Valisi Münir Karaloğlu, 3. Piyade Eğitim ve Tugay Komutanı P. Alb. Tuncay Polat, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Orhan Özdemir, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Vali Yardımcısı Hamdi Bolat, Aksu Kaymakamı Aydın Ergün, Konyaaltı Kaymakamı Kamil Köten, Muratpaşa Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, Kepez Kaymakamı Hamdullah Suphi Özgödek, İl Jandarma Komutanı Tuğg.
Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanı Albay Sezai Özkurt, Kepez Belediye Başkanı Av. Hakan Tütüncü, Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Korkuteli Belediye Başkan Vekili İlhami Yıldıran, Hava Meydan Komutanı Hv. Alb. Mustafa Tunay, Ak Parti İl Başkanı Av. İbrahim Ethem Taş, Mhp İl Başkanı Mustafa Aksoy, İyi Parti İl Başkanı Ahmet Aydın, İlçe Başkanları, Müftü Yardımcısı Mustafa Şimşek, SGK İl Müdürü Nejat Deniz, İşkur İl Müdürü Veli Tekkanat, İlbank A.Ş. Antalya Bölge Müdürü Fuat Koçal, Gençlik ve Spor İl Müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu, Vergi Dairesi Başkanı Metin Uzun, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mahmut Kaplan, TSE Akdeniz Bölge Koordinatörü Hasan Demirtaş, İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Türk Telekom Antalya Bölge Müdürü İrfan Yıldız, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, Deniz Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin, SMMM Odası Başkanı Emrullah Tayfun Çavdar, 6. Bölge Birliği Başkanı Ahmet Tural, Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Metin Sipahi, Kahveciler Federasyonu Başkanı Murat Ağaoğlu, Halkbank Antalya Bölge Koordinatörü Mikail Özdemir, Muhtarlar Derneği Başkanı Nazif Alp, Oda ve Kooperatif Başkanları, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Muhtarlar, çok sayıda esnaf ve sanatkarın katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İftar programında konuşan AESOB Başkanı Adlıhan Dere, “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına bizleri kavuşturduğu için Allah’a şükrediyor, iftar soframızı siz kıymetli konuklarımızla, esnaf ve sanatkarlarımızla birlikte paylaşmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Ramazan, İslam’ın merhametini, hakkaniyetini ve ibadetini, bilgi ve erdemle bütünleşmiş ahlakını, tüm insanlığa anlatan kutsal bir aydır. Bu mübarek ayda Rabbimden tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri ve bizleri mübarek Ramazana eriştirdiği gibi bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesi’ne de Ramazan Bayramı’na da eriştirmesini niyaz ediyorum.” dedi.
AESOB Başkanı Adlıhan Dere, İftar davetine icabet eden tüm misafirlere teşekkür ederek, “Bizler, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğimizin siz esnaf dostlarıyla ve esnaf kardeşlerimizle bir araya gelmeyi, her zaman çok kıymetli görüyoruz. Ramazan ayı da bunun için güzel bir vesile oluyor. Antalya merkez ve ilçelerimizde düzenlediğimiz iftar sofralarında esnaflarımızla buluşup, Ramazan’ın huzurunu birlikte yaşıyoruz. Bizler, paylaşmanın bereketine inanıyoruz. Yalnızca Ramazan’da ya da belirli günlerde değil, her fırsatta birbirimize destek olmayı kendimize ödev biliyoruz. Kişisel çabalarımızın dışında da bu geleneklerimizi yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Ben bugün burada bizlerle birlikte esnaf soframızda iftarını yapan çok değerli Protokolümüze, Birlik, Oda ve Kooperatif Başkanlarımıza, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerimize, tüm esnaf ve sanatkar kardeşlerimize ve çok kıymetli hemşehrilerimize teşekkür ediyorum, hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum.” dedi.
Mübarek Ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlar getirmesini temenni eden Antalya Valisi Münir Karaloğlu, “Ramazan ayının en güzel tarafı böylesine güzel sofraları paylaşmamız ve bir araya gelerek dayanışmamız. Bugün burada sofranıza eşlik etmekten büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ramazan ayı birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi ve helalleşmemizi geliştirmemiz gereken bir ay. Gördüğünüz gibi kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşları, esnafımız, vatandaşımız her birimiz sokakta kurulmuş bir sofranın etrafında bir araya gelebiliyoruz. İşte bu bizim millet olmamızın bir göstergesi. Ben bu akşam bu güzel sofrayı kuran Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımız Adlıhan Dere’ye ve yönetimine teşekkür ediyorum. Rabbim yapmış olduğunuz ibadetlerinizi kabul etsin diyor, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin düzenlemiş olduğu iftar programlarına her zaman katıldıklarını belirten Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Her zaman olduğu gibi böylesine güzel bir akşamda da Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımız Adlıhan Dere’nin düzenlemiş olduğu iftar programında bir araya geldik. Yüce Allah’tan tüm ibadetlerimizi ve tuttuğumuz oruçlarımızı kabul etmesini diliyorum. Bugün bu güzel sofranın kurulmasına emeği geçen başta Birlik Başkanımız olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.
Antalya’daki birlik ve beraberliğe dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Değerli esnaf kardeşlerimin, bu güzide topluluğun bir araya gelmesinde ve bu güzel sofranın kurulmasında emeği geçen Birlik Başkanımız ve benim de yönetim kurulu üyem Adlıhan Dere’ye teşekkür ediyorum. Bu anlamlı iftar sofrasında 900 yıllık geçmişi olan Ahi Teşkilatının bir temsilcisi olarak siz değerli kardeşlerimizle bir araya gelmek bana onur verdi. Burada oluşturmuş olduğunuz birlik ve beraberlik hepimize örnek olmalı. Bu iftar daveti sizlerin bir araya gelmesi ve bu aziz günlerin birleştiriciliğinden faydalanabilmemiz için çok önemli. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, bu güzel iftar yemeğinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hayırlı Ramazanlar diliyorum.” dedi.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği geleneksel iftar programı sonrasında Protokol ve Oda Başkanları AESOB Başkanı Adlıhan Dere’nin makamına çıkarak bir süre sohbet ettiler.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 208360
Kölelikten imparatorluğa
Dünyayı fetheden Cengiz Han Türkiye’de ilk kez VBKY’de
Akademisyen tarihçi Michal Biran’ın yazdığı “Cengiz Han”, Türkiye’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları tarafından okura sunuluyor. Kitapta kölelikten imparatorluğa yükselen Moğol hükümdarı Temuçin’in hayat öyküsü, taht mücadeleleri, savaşları, İslam ve Batı dünyasındaki büyük etkileri anlatılıyor.
Yaşamı filmlere, kitaplara, tiyatro oyunları ve destanlara konu edilen Cengiz Han, 12. ve 13. yüzyılda Asya’yı etkisi altına alan, dünyanın şimdiye dek gördüğü en etkili hükümdarların başında geliyor. Kimine göre dâhi bir savaşçı ve yöntemleri oldukça ürkütücü olsa da kimi milletlerce üstün yetenekli bir ata olarak kabul ediliyor. İşgal ettiği toprakları yağmalayan Cengiz Han, kavimlerin üstüne kâbus gibi çöküyor, yıkıyor, yakıyor, tarihi kayıtlarda “felaketin diğer adı” diye geçiyor.
Çevirisini Ahmet Fethi Yıldırım’ın yaptığı, Türkçe’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı, akademisyen tarihçi Michal Biran’ın kapsamlı çalışması “Cengiz Han”da, Moğol Bey’i Temuçin’in sıra dışı ve çok sert yolculuğu tarihi kayıtlar eşliğinde detaylandırılıyor. “Cengiz Han” ayrıca VBKY’nin tarih serisinde yer alan ilk biyografik eser.
Dünya fatihi bir Moğol
Temuçin açlıktan ölmek üzereyken köleleştiriliyor, başkaldırıyor, gerek sıra dışı yöntemleri gerek siyasi zekâsı sayesinde taht savaşlarından galip çıkıyor. Tüm kavimleri birleştiren Temuçin’in İslam dünyasına verdiği çok büyük zararların yanında yapıcı etkileri de oluyor. Bir zaman sonra ise Asya kıtasına hükmeden acımasız imparator Cengiz Han’a dönüşüyor. Biran, şunları söylüyor: “… Cengiz Han çok sayıda mümini katletti, zenginliklerini yağmaladı ve başlarına eşi görülmemiş bir felaket getirdi; öyle ki ona İslam’ın baş düşmanı gözüyle bakıldı. Üstüne üstlük, torununun Bağdat’ı yerle bir etmesi, çoğu kez Orta Çağ İslam uygarlığının sonu olarak görülür.”
Müslüman dünyasını derinden etkiledi
Biran, Cengiz Han’ın torunlarının 19. yüzyıla dek Müslüman dünyasının önemli parçalarını yönettiğini ve bu nedenle onun biyografisinin, Müslüman tarih yazımının ayrılmaz bir parçası olduğunu söylüyor. Biran, şöyle devam ediyor: “Cengizli, hatta Cengizli olmayan hükümdarların siyasal ve dinsel ihtiyaçları, Cengiz Han’ın farklı Müslüman çevrelerde tasvir edilme şeklini etkiledi. Dahası, Büyük Han’a atfedilen meşruiyet kurumları ve kavramları darü’l-İslam’da (İslam ülkesi) ve ötesinde, geç Orta Çağ ve erken modern dünyanın çoğunun şekillenmesinde etkili oldu. 13. yüzyıl sonrası Müslüman dünyanın entelektüel ufukları, siyasal sınırları ve etnik bileşimi, Cengizli yönetiminden çok etkilendi. Bu yüzden Cengiz Han İslam dünyasında yalnızca yıkıcı bir güç değildi; aynı zamanda yapıcı bir etki de yarattı, bu etkinin mirası özellikle Orta Asya’da ölümünden sonra uzun süre, modern zamana kadar varlığını sürdürdü.”
İmparatorun yükselişi
Biran’a göre, kanıtlanmış askeri yeteneğinin dışında birçok faktör Cengiz’in Moğolistan’da öne çıkmasına katkıda bulundu. Biran, bunlardan ilkinin siyasal beceri olduğunu açıklıyor, onun, her türlü ittifaktan en iyi şekilde yararlandığını belirtiyor. Biran, “İkinci faktör Temuçin’in ‘eşitlikçi’ politikasıydı: Askerlerine iyi davranırdı, adamlarına kendi giysilerini giydirir, onun atlarına binmelerine ve kendisiyle aynı yemeği yemelerine izin verirdi. …Dahası, ganimeti baskına katılanlara eşit bölüştürürdü. Böylece Cengiz göçebe toplumlarda çok saygı duyulan bir özellik olan cömertliğiyle meşhur oldu. Adil davranmasının karşılığında tam sadakat ve itaat istiyordu ve bunu beceremeyenleri ağır bir şekilde cezalandırıyordu. …Akrabaları tarafından sıkça hayal kırıklığına uğratıldığı ve kendi oymağı içinde görece önemsiz bir soydan geldiği için Cengiz, insanların soyuna ya da oymak hiyerarşisi içindeki konumlarına değil, daha çok bireysel yeteneklerine ve sadakatlerine önem verdi. Bu politika, mütevazı kökenli insanlara yeni oluşan ordusunda yükselmeleri için eşsiz bir fırsat sunmaktaydı ve insanlar Cengiz’in saflarına aktı” sözlerini kaydediyor.
VBKY’nin okura sunduğu “Cengiz Han”, dünya fatihi Temuçin’in hayatını, Müslüman dünyasına etkileri ile ölümü sonrası yaşanan radikal değişimleri ele alan çok kapsamlı bir eser.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 127816
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen PKK/KCK davasının iddianamesinde, örgütün kırsal alan kadrosuna eleman kazandırmak için yapılan görüşmelerde kullanılan şifre ortaya çıktı.
Davada yargılanan Murat Bülbül'e, örgütün Suriye yapılanması PYD-YPG içerisinde olan Velat Sönmez'in kırsala götürmek istedikleri örgüt üyelerini kastederek, "Maça hazır olanlar var mı, yok mu?" diye sorduğu ortaya çıktı.
TOPLAM 20 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada Murat Bülbül, teknik takibe alındı. Bülbül'ün Afrin'de PKK/PYD-YPG içerisinde bir süre faaliyet gösterdikten sonra Kobani bölgesine geçiş yaptığı tespit edilen Velat Sönmez ile irtibatlı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine gözaltına alınan Murat Bülbül, 8 Ekim 2018'de tutuklanarak, cezaevine konuldu. 'Terör örgütünün kırsal alan kadrosuna yeni katılım sağlamak' amacıyla faaliyetlerde bulunduğu belirlenen Murat Bülbül hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, 'silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak' suçundan da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
"MAÇA HAZIR OLAN VAR MI"
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, Velat Sönmez ile Murat Bülbül arasında 30 kez telefon görüşmesi yapıldığı yer alarak, Bülbül ve Sönmez arasında geçen şifreli konuşmalar da deşifre edildi. Vedat Sönmez'in 'Maça hazır olanlar var mı, yok mu?' şifresiyle örgüte katılımı sorduğu kaydedilen iddianamede, kırsal alan kadrosuna katılacak olan örgüt üyelerinden 'iyi bir takım' olarak bahsedildiği görüldü.
"MAÇ KELİMESİNİ KIRSALA GİTMEK ANLAMINDA KULLANDIM"
İddianamede, Sönmez tarafından 'kırsal alan kadrosuna yeni katılım yapacak olan örgüt mensuplarının kimler olduğu, şahısların kırsal alana katılma konusunda hazır olup olmadıkları hususunda gerekli araştırmaların yapılmasının istendiği, Bülbül'ün de talimatları yerine getirdiği bildirildi. Sanık Bülbül'ün katılım yapacak örgüt mensuplarını takip ile görevli olduğu anlatılan iddianamede, kırsal alana eleman temini için irtibat kurduğu kişilerden A.S.'nin ifadesine "Murat Bülbül ile yaptığım görüşmede 'maç' kelimesini terör örgütünün kırsal alanına gitmek anlamında kullandım. Konuşmalarımızın deşifre olmaması için, şifreli bir görüşme yapmıştık" dediği kaydedildi.
İdidanamede emniyetteki ifadesine de yer verilen Murat Bülbül, PYD terör örgütüne katıldığını ancak dağ kadrosuna katılmadığını, silahlı bir eylemde bulunmadığını öne sürdü.
"DAVAYA İHANET ETTİN"
11 kişiyle birlikte örgütün kırsal alanına eleman kazandırma faaliyetlerinde bulunduğunu ifade eden Bülbül, "Velat Sönmez ile telefon ile irtibat kurdum ancak bu şahısların kırsal alana aktarımını gerçekleştiremedim. Velat Sönmez beni telefonla arayıp 'davaya ihanet ettin' şeklinde suçlayıp, tehdit etti. Bu nedenle bu şahısları örgütün kırsal kadrosuna katmak için faaliyette bulundum" dedi.
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ise Murat Bülbül, konuşmalarda geçen 'maç' kelimesinin şifre olmadığını savundu. Bülbül, 18 Nisan günü görülen ikinci duruşmada yurt dışına çıkış yasağı konularak, tahliye edildi.
İDDİANAMEYE GİREN ŞİFRELİ KONUŞMA ŞÖYLE;
Velat Sönmez: Zaten ben Emre'ye de söyledim. 'İyi bir takım ayarlayın, biz iyi bir futbol oynayalım' dedim.
Murat Bülbül: He onun maçı iyi. 'Çok çıkarmışlar ama yalnız kalmış' de.
Velat Sönmez: Neyse, sen şimdilik elleme, senin telefonun istirahat etsin. Sen de istirahat et. Senin başın ağrımasın. Ben sana dediğim zaman ilgilen ayarla. Sen de böyle gözlem yap. Ne var, maça hazır olanlar var mı, yok mu? Gözün üzerlerinde olsun. Ben seni aradığımda da çalışma tam olsun.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 16583
Yapılan küresel araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin en az gülen ülkeler arasında dördüncü sıraya yerleştiği görülürken, araştırmaya 143 ülkenin katıldığı saptandı.
Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, küresel duygu raporunu konu alan araştırma verilerini inceledi. Ajans Press’in ABD merkezli Gallup verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin en az gülen ülkeler arasında dördüncü sıraya yerleştiği görüldü. Araştırma “Olumlu Deneyim Endeksi” verilerini ortaya koyarken, çeşitli sorular sorularak sonuca gidildiği saptandı. 143 ülkenin yer aldığı araştırmada, Türkiye’nin 50 puan alarak 139’uncu sıraya yerleştiği kaydedildi. Son basamakta yer alan ülke ise Afganistan olarak belirlenirken, Yemen’in en az gülen ülkeler sıralamasında Türkiye ile aynı sırada olduğu gözlendi. Böylelikle iki ülkenin de “Dün çok gülümsediniz mi ya da güldünüz mü?” sorusuna yüzde 57 ile hayır cevabı verdiği belirlendi.
PRNet Medya ve Ajans Press’in konuyla ilgili gerçekleştirdiği medya incelemesinde yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen medya araştırmasında Türk halkının en çok nelerden şikâyetçi olduğu medyaya yansıyan başlıklardan derlendi. Hayat pahalılığı ve işsizlik konusu 81 bin 483 haberle en çok konuşulan başlıklar arasında yer aldığı kaydedildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 14388
Üzüm üreticisine yaş ya da kuru tercihini erken yap çağrısı
Üzüm üreticilerine ürününü yaş ya da kuru olarak değerlendirme konusunda erken tercih yapması çağrısında bulunuldu.
Türkiye’nin sofralık üzüm ve kuru üzüm üretiminde önemli merkezlerinden Alaşehir’de “Üzüm Üreticileri ve İhracatçıları İle Değerlendirme Toplantısı” düzenleyen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği üreticilere üzüm üreticilerine üzümü kuru ya da yaş değerlendirme konusunda erken tercih yaparak ona göre üretim aşamalarını takip etmelerini önerdi.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın moderatörlüğünü yaptığı; Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Altındişli, Bornova Zirai Mücadele Araştırması Enstitüsü Yüksek Ziraat Mühendisi Dr. Ferhunde Özlem Altındişli, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Vekili Mustafa Gündoğar ve Ziraat Yüksek Mühendisi Hüseyin Gültekin 'in konuşmacı olarak katıldığı “Üzüm Üretici ve İhracatçıları İle Değerlendirme Toplantısı” Alaşehir Şehit Fethi Sekin Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Üzümde ihracat hedefi 1 milyar dolar
Üzüm üreticilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden çekirdeksiz sultani üzümde kuru ya da yaş olarak değerlendirilmesinin farklı üretim metotları gerektirdiğinden üreticilerimizin tercihlerini sezonbaşında yapmalarını ve ona göre üretim yapmalarını bekliyoruz. Yaş-Kuru Üzüm, asma yaprağı, üzüm suyu, pekmez gibi ürettikleri bağcılık ürünleriyle, ülkemizin yıllık 650-700 milyon dolar ihracatla döviz elde etmesini sağlayan üreticilerimize teşekkür diyorum. Amacımız bu ürünlerden elde ettiğimiz döviz rakamını 1 milyar dolara çıkarmak” diye konuştu.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nde göreve geldikten sonra üretici bölgelerde üreticilerle bir araya geldiklerini hatırlatan Uçak şöyle devam etti; “Son 1 yıl içinde Alaşehir’de iki, toplamda 9 tane üreticilerle değerlendirme toplantıları yaptık. Amacımız, Siz değerli üreticilerimizin problemlerini yerinde dinlemek, İhracatçılar olarak beklentilerimizi sizlere aktarmak ve İhracata konu olan ürünlerimizin alıcıların beklentilerine nasıl daha uygun hale getiririz konusunda sizleri aydınlatmak. Üreticilerimizin sorunu, aynı zamanda bizim de sorunumuz, hepimiz aynı gemideyiz. Alaşehir, hem sofralık üzüm, hem kuru üzüm ve hem de meyve-sebze mamulleri sektörümüzün nadide ürünleri arasında yer alan Asma Yaprağının üretim merkezlerinden birisi. Ege Bölgemizdeki 970 bin dekarlık çekirdeksiz üzüm alanının yaklaşık yüzde 20’si Alaşehir’de, 380 bin tonluk tahmini sofralık üzümün 77 bin tonu burada üretiliyor. 260 bin tonluk kuru üzüm rekoltemizin 36 bin tonu da burada üretiliyor.”
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür ise; kuru üzüm ihracatında ana ihraç pazarlarının Avrupa Birliği üyesi ülkeler olduğunu, son yıllarda artan hastalıklar nedeniyle AB ülkelerinin gıda ürünleri ithal ederken hassasiyetlerinin son 5-6 yılda çok arttığını, geçen sene 3 binin üzerinde pestisit analizi yapmak durumunda kaldıklarını kaydetti.
Kalıntı sorunu olan üzümleri alamayacağız
AB’nden gelen yasaklı madde listelerinin her geçen gün arttığına dikkati çeken Özgür, “Alıcıların taleplerine uygun ürün üretmek zorundayız, kalıntı sorunu yanında son yıllarda Okratoksin-A sorunu ortaya çıktı. AB yüzde 5 kontrol sıklığı getirdi. Türkiye’de bağlarımız küçük, izlenebilirlik zorlaşıyor. Üreticimizin üzümünü yetiştirirken yaş mı, kuru mu değerlendireceğine erken karar vermesi gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda kalıntısını kontrol edemediğimiz ürünleri değerlendiremeyeceğiz. Yasaklanma riski az olan ilaçları kullanın” uyarısında bulundu.
Kuru üzüm üretiminin yüzde 90’ı Manisa’dan
Manisa Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Mustafa Gündoğar, Manisa’nın Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 90’ını yaptığını, son dönemde Manisa’nın 10 ilçesinde yaşanan don nedeniyle oluşan zararın tespitinin yapıldığını, Bakanlar Kurulu tarafından çiftçinin mağduriyetinin giderilmesini beklediklerini dile getirdi. Gündoğar, “Üreticilerimiz liyakatla kuru üzüm üretimi yapıyor, kalıntı ile ilgili çok dikkatli hareket ediyor, ilaç kullanırken reçeteli ilaç kullanımından taviz vermemeliyiz” şeklinde konuştu.
Özbekistan ve Çin geliyor
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, “Yeşil Budama ve Yaz Budaması” konusunda üreticileri bilgilendirirken, son yıllarda Özbekistan ve Çin’in üzüm sektörüne büyük yatırımlar yaptığını dile getirdi. Altındişli, “Türkiye, dünya kuru üzüm pazarının yüzde 48’ini elinde tutuyor. Bunu devam ettirmek için kaliteli üretim ve kaliteli işleme yapmalıyız. Üzümdeki başarımızın devamı için gıda güvenliğini öne alarak, dünya taleplerine uygun üretim yapmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Altındişli, üreticilere asma yaprağını Haziran başından önce almamaları uyarısında da bulundu.
Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Yüksek Mühendisi Özlem Altındişli, üreticilere kuru ve yaş üzüm üretiminde zirai mücadele yöntemlerini anlatan sunum yaparken, Yüksek Ziraat Mühendisi Hüseyin Gültekin, üreticilere toprak analizi yaptırarak üretim yaptırmalarını tavsiye etti. Üreticilere yeni bilimsel metotları da uygulamaları çağrısında bulunan Gültekin, “Bağlarımızı temiz tutalım, bir çok hastalığın yuvalandığı yer atıklardır” dedi.
Alaşehir Şehit Fethi Sekin Gençlik Merkezi’ndeki “Üzüm Üretici İle İhracatçıları Değerlendirme Toplantısı”na Alaşehir Kaymakamı Abdullah Uçgun, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür, Borsa Meclis Başkanı Yılmaz Yıldırım ve 300’ün üzerinde üretici katıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 12270
Muratpaşa Belediyesi’nin Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesi artık 2017 yılında hayata veda eden ressam, heykeltıraş ve mozaik sanatçısı Mehmet Işıklı’nın Turnalar heykeline ev sahipliği yapıyor.
Muratpaşa Belediyesi, Kaleiçi konaklarında yer alan çakıl taşı mozaiklerinin daha yaygın ve tanınır hale gelmesinde önemli katkıları bulunan ancak 2017 yılında hayata veda eden ressam, heykeltıraş ve mozaik sanatçısı Mehmet Işıklı’nın Turnalar heykelini, Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesine yerleştirdi. Heykel, sanatçının arkadaşları, ailesi ve Muratapaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı Ferruh Tunç’un da katıldığı törenle açıldı.
Törende konuşan sanatçının yakın dostu Mustafa Aydemir, “Mehmet Işıklı, kısa ömrüne yüzde fazla tablo ve heykel sıkıştırdı. Antalya’mıza güzellikler kattı, anlam kattı” dedi. Kızı Canay Işıklı, ise Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a teşekkürlerini dile getirirken bir hayalin gerçekleştiğini söyledi. Koruma Kurulu kurucu Başkanı Tülin Tolun da Mehmet Işıklı’yı bir kez daha anmanın onurunu yaşadıklarını belirterek “Işıklı’yı sanatçı olarak hatırlanmanın, devlet olarak hatırlamanın huzuru içindeyim. Bu şeref Muratapaşa Belediyesi tarafından bahşedildi. Bu çok büyük hizmettir” diye konuştu.
Belediye Başkan Yardımcı Ferruh Tunç, Başkan Uysal’ın çok istemesine rağmen programa katılamadığını belirterek, selamlarını iletti. Sanat eserlerinin ancak kitlelerle buluştuğunda insani, sosyal, psikolojik vakaya dönüşebildiğine dikkat çeken Tunç, “Bu buluşma, özellikle kentsel bir alanda heykel, yontu gibi çok özel bir sanat alanında ve ilaveten bu kadar zarif bir eserle olunca şimdi olduğu gibi sanatın tanımına dair bir doğrulama anını yaşıyoruz” diye konuştu.
MEHMET IŞIKLI KİMDİR?
Türkan Şoray Kültür Merkezi bahçesinde çalışması yerleştirilen Işıklı, yaşamı boyunca 12 kişisel sergi ve çok sayıda karma sergiye katıldı. Birçok takdir ve başarı ödülünün yanı sıra Olimpos Rotary Kulübü tarafından 2004-2005 Meslek Ödülü’ne layık görülen sanatçı, 2012 yılında ANSİAD tarafından Kaleiçi evlerinde bulunan ‘Çakıl Yer Mozaiğini’, yurt içi ve yurtdışında başarıyla uyguladığı için Yılın Sanat Ödülüne layık görüldü. Antalya’da kendi atölyesinde farklı malzemelerle özgün çalışmalarına devam etmiş olan sanatçı resim ve heykel dışında doğal taşlara farklı açılımlar getirdi. Sanatçı, 2017 yılında, 63 yaşındayken hayata veda etti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 12535
SunExpress, Dünya Pilotlar Günü’nü İstanbul’da Kutladı
Türk Hava Yolları ile Lufthansa'nın ortak kuruluşu SunExpress, bu yıl da 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nü İstanbul’da düzenlenen büyük bir balo ile kutladı.
Türkiye Havayolu Pilotları Derneği'nin (TALPA) öneri ve girişimleri ile Uluslararası Pilotlar Birliği Federasyonu (IFALPA) tarafından 2013 yılında kabul edilen ve 2014 yılından itibaren her yıl 26 Nisan tarihinde kutlanan Dünya Pilotlar Günü kapsamında düzenlenen baloya SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan’ın yanı sıra, SunExpress’in Antalya, İzmir, İstanbul ve Ankara üslerinde görev yapan pilotları katıldı.
Pilotlar Günü’nün kutlanmasına vesile olan ve Türkiye’nin bir numaralı brövesinin sahibi olan Mehmet Fesa Evrensel’i anarak konuşmasına başlayan Çalışkan, “Türk teyyaresi ile uçan ilk Türk savaş pilotu olma unvanına sahip ve 1 numaralı bröve sahibi Mehmet Fesa Evrensel tam 107 yıl önce, 26 Nisan 2012’de Türk semalarındaki uçan ilk Türk pilotu oldu. Bugün bu vesileyle hem Evrensel’in gerçekleştirdiği ilk uçuşun yıl dönümünü hem de Dünya Pilotlar Günü’nü birlikte kutluyoruz. Bütün pilotların Pilotlar Günü’nü kutlu olsun, Mehmet Fesa Evrensel’i de saygı ve rahmetle anıyoruz” dedi.
Saygılarımla
Ayşin Özen
Media Relations Director
M3 Public Relations
Tel: +90 212 213 72 04
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 9914
Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), 25 ve 26. Dönem Mersin Milletvekili, tıp profesörü ve 26. Dönem TBMM Madde Bağımlılığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Tezcan’ı ağırladı
ALKÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Yeşilay Kulübü tarafından davet edilen Tezcan, “Madde Bağımlılığı” konusunda konferans verdi. İşletme Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programa Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan, Alanya Kızılay Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Dikici, ALKÜ Yeşilay Kulübü Danışman Hocası Dr. Öğr. Üyesi Hasan Basri Savaş, ALKÜ daire başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Yılmaz Tezcan verdiği konferansta bağımlılık ile mücadeleyi anlattı. Hem uyuşturucu madde hem de internet bağımlılığı konusunda ülkemizde yürütülen çalışmalarda mevcut aksaklıkların daha hızlı çözülmesi, toplumun ve devletin dikkati ile enerjisinin bu aksaklıklara odaklanması ve sorunlara ilişkin çok taraflı bakış açısıyla bir çözüm önerilmesi amacıyla 7 bakan ve 12 milletvekilinin katkılarıyla hazırlanan 435 sayfalık TBMM raporu ile mücadele planı hakkında bilgiler verdi. Türkiye’de ve dünyada bağımlılık ile ilgili durumu özetleyerek devletin belirlediği çözüm önerilerini anlatan Tezcan, uyuşturucu maddelerin hedef kitlesi olan gençlerin başta sosyal medya platformları olmak üzere interneti yoğun şekilde kullandıkları belirterek, “Darknet (karanlık internet), deep web (derin ağ) ve klasik internet ağı yoluyla uyuşturucu satışı yapılmasına ve uyuşturucu kullanımını tarif eden veya kullanımını özendiren paylaşımlarda bulunulmasına karşı başta siber suçlarla mücadele birimleri olmak üzere ilgili birimlerin etkin şekilde mücadele etmesi ve bu birimlerin lojistik ve personel açısından güçlendirilmesi gerekmektedir” dedi. Konuşmasında Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin yaptığı meta analizinde iki önemli noktaya dikkat çekildiğini ifade eden Tezcan, çocukların uyuşturucu bağımlılığındaki bir numaralı etkenin akranları olduğunu belirtirken ikinci önemli noktanın da uyuşturucuyla mücadelede koruyucu faktörün aile, parolanın da sevgi, eğitim ve farkındalık yaratmak olarak dile getirdi. İnternet ve teknoloji bağımlılığına da değinen Prof. Dr. Yılmaz Tezcan, internet bağımlılığını internet başında uzun süre zaman harcama, interneti kullanmayı kontrol edememe olarak ve kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımladı. Tezcan konuşmasının devamında, “Türkiye dâhil 33 ülkede 53 binden fazla kişi üzerinde yapılan “Global Mobil Kullanıcı Araştırması'na” göre Avrupa'nın akıllı telefona en bağımlı ülkesi Türkiye. Avrupa'da günde ortalama telefona bakma sıklığı 48 iken, Türkiye'de günde ortalama 78 kez telefona bakılıyor” diye konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 10670
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, gündeme oturan cinsel istismar olaylarını Twitter'da değerlendirdi
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, Twitter'da yaptığı değerlendirmede "Nedense cinsel istismar ve saldırılar giderek artıyor. Kadın ve çocuklar için risk arttıkça toplumun da huzuru kaçıyor. Polisiye ve adli önlemler yetersiz kalıyor. Teknolojik bazı önlemler alınamaz mı? Acil yardım butonlu saat veya telefonlar kullanılamaz mı?" dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 8691
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, yeni parti kuracak isimler arasında yer aldığı iddia edilen Ali Babacan hakkında bir gelişmeyi okurlarına aktardı. Takan, "Ali Babacan İngiltere'de bazı görüşmeler yapıp döndü. İstanbul'da bir grup sanayici ile de kapalı bir toplantı yaptığını işittim" dedi.
"Ali Babacan, İngiltere'de bazı görüşmeler gerçekleştirdi, İstanbul'da sanayicilerle kapalı bir toplantı yaptı"© T24 "Ali Babacan, İngiltere'de bazı görüşmeler gerçekleştirdi, İstanbul'da sanayicilerle kapalı bir toplantı yaptı"
Ahmet Takan, Yeniçağ'da "Bahçeli erken seçim çağrısı yapar mı?" başlığıyla yayımlanan yazısında yeni partiyle ilgili kulislere dayandırdığı duyumlarını aktardı.
Takan yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı:
"AKP'nin içi cadı kazanı gibi kaynıyor. Bir yanda Türkiye'yi stratejik çukurluğa gömen Ahmet Davutoğlu diğer yanda Abdullah Gül'ün İngiltere'de özel yetiştirip ülke siyasetine monte ettiği, Kemal Derviş'e uzunca bir süre akıl danışan Ali Babacan harıl harıl çalışıyor.
R. Erdoğan'ın şu andaki muhaliflerinin partileşme gayretleri aslında 16 Nisan 2017 referandumu öncesi başlamıştı. Beklediler de beklediler... Siyasi kulislerde konuşulanlara göre. Ramazan bayramından sonra, Haziran ayı içinde daha da hareketlenecekler.
Ali Babacan İngiltere'de bazı görüşmeler yapıp döndü. İstanbul'da bir grup sanayici ile de kapalı bir toplantı yaptığını işittim. İddia o ki; 'ilk etapta, ekonomik kriz bahane edilerek AKP içinden 30'a yakın milletvekili istifa ettirilecek. Ardından Hükümetin meşruiyeti sorgulanacak. Sonra, AKP içinden kopartılacak milletvekili sayısı 50/55'e yükseltilecek.'
Bu iddialara inanır veya inanmazsınız... Ancak, matematiksel bir gerçek var; yeni kurulacak bir siyasi partinin dengeleri değiştirmesi için TBMM aritmetiğine etki etmesi gerekiyor. Yani, AKP'nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi lazım."
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 7780
Bilim insanları, yaptıkları uzun çalışmalar sonucunda beyindeki düşünceleri ses çeviren bir cihaz geliştirdi.
California Üniversitesi'nde araştırmayı yürüten ekip teknolojinin "heyecan verici" olduğunu söyledi. Nature dergisinde yayımlanan çalışmada insanların konuşma yetilerini kaybettikleri hastalıklarda da bu cihazı kullanabilecekleri söylendi.
Nasıl çalışıyor?
Akıl okuma teknolojisi iki aşamada işliyor. İlk aşamada beyinin dudakları, dili, gırtlak ve çeneyi hareket ettiren bölümüne elektrotlar yerleştiriliyor ve beynin bu bölgesindeki elektrik sinyalleri algılanıyor.
Bilgisayarda farklı sesler için ağzın ve gırtlağın hareketleri kopyalanıyor. Sonunda "sanal ses aygıtından" sentetik bir konuşma duyuluyor.
Neden bu şekilde çalışıyor?
Her bir sözcüğün kodunun elektrik sinyalleri için beyni taramanın daha kolay olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu girişimler sınırlı başarıya ulaştı. Ağzın şekline ve seslerine odaklanarak bilim insanları bir ilke imza attı.
Araştırmacılardan biri Profesör Edward Chang "İlk defa olarak bu çalışma bir kişinin beyin faaliyetlerine dayanarak cümlelerle konuşmanın önünü açtı. Bu heyecan verici ilkenin kanıtı teknoloji erişilir olduğunda konuşma yetilerini kaybeden hastalar için de kullanılabileceğini gösteriyor" dedi.
Cihaz hangi düzeyde?
Mükemmel değil. Konuşma çok net duyulamıyor. Beş kişinin katıldığı deneylerde yüzlerce cümle arasından dinleyiciler konuşulanların yüzde 70'ini anlayabildi.
Kimlere fayda sağlayabilir?
Konuşma kaybına yol açan motor nöron hastalığı, beyin hasarları, gırtlak kanseri, felçler, Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda işe yarayabilir. Ancak teknoloji beynin dudakları, dili, gırtlağı ve çenenin doğru biçimde hareket etme ilkesi kapsamında çalışıyor. Felçli bazı hastalar bunadan yararlanamayabilir.
İşte o cihaz...
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6975
Cumhurbaşkanına hakaret, 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütüne yardım' suçlarından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Sabri Uzun, adliyeye getirildi.
'Cumhurbaşkanına hakaret', 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütüne yardım' suçlarından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun adliyeye sevk edildi.
Uzun, sosyal medya hesabındaki paylaşımları nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma kapsamında 23 Nisan Salı günü gözaltına alınmıştı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 5302
Kaş'ta çam ormanlarında yetişen kuzugöbeği mantarı vatandaşın geçim kaynağı oldu
KAŞ'TA çam ormanlarında yetişen kuzugöbeği mantarı vatandaşın geçim kaynağı oldu. Kuzugöbeğinin kurutulmuşu, kilosu bin liraya kadar alıcı buluyor.
Genellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yetişen kuzugöbeği mantarı mayıs-haziran aylarında özellikle çam ağaçlarının altında tek tek veya küçük gruplar halinde bulunuyor. Besin değeri yüksek olan bu mantar türü fiyatıyla dikkat çekiyor. Kuzugöbeği kurutulmuşu kilosu 800 ile bin lira, yaşı ise 100 ile 200 lira arasında satılıyor. Kısa süreli de olsa kuzugöbeği, bölge insanına ekonomik katkı sağlıyor.
Yeşilköy Mahallesi'nden mantar satıcısı Salih Bozkurt kuzugöbeğine çok talep olduğunu ifade ederek, “Türkiye'nin her yerine ve yurt dışına da gönderiyoruz. Doğal olarak yetişiyor. Bulmak çok zor. Çamlık alanlarda sabahtan akşama kadar köylüler bir kilo topluyor, biz de onlardan satın alıyoruz. Kuzugöbeği her derde deva, şifa kaynağı" dedi.
Alıcı Ayşegül Zeybek ise kendisinin şeker hastası olduğunu belirterek, “Kuzugöbeğinde vitaminler fazlaca var. Kansere, şeker hastalığına çok iyi geldiği söyleniyor. Onun için tercih ediyoruz. Her yıl bu mevsimde çıkan bu mantarı toplayıp, yeriz. Pişirirken kavuruyoruz” diye konuştu.
Kuzugöbeğinin faydaları
Hastalıkların iyileştirilmesinde sık sık kullanılan kuzugöbeği, B1, B2 ve C vitaminleri ile yüksek oranda kalsiyum, sodyum ve potasyum gibi mineraller içerir. Protein değeri oldukça yüksek olan bu mantar anemi, bağırsak ve mide rahatsızlığına iyi geldiği biliniyor. Vücudun direncini artıran ve dinç kalmasını sağlayan özelliğiyle ilgi görüyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 7494
“ASIL HEDEF, KARDEŞ KAVGASIDIR. AMAN DİKKAT!...”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’ndan yapılan açıklamada, toplumda kin ve nefret duyguları oluşturan manşetlere imza atan ve aynı tür haberlere yer veren medya organları şiddetle kınanırken, Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının da provakasyon amaçlı olduğuna vurgu yapıldı. TGF Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Yılmaz Karaca imzasıyla yapılan açıklama aynen şöyle:
“31 Mart yerel seçimleri ile birlikte örnek bir demokrasi sınavı veren ülkemiz, bilinçli bir organizasyonlar zinciri ile yeniden çirkin bir kaos ortamına sürüklenmek istenmektedir. Hainliği tescilli ve dış güçlerle desteklendiği aşikar olan lanet örgütün kahrolası teröründe yaşamını yitiren şehitlerimiz, hepimizin şehidi, yaşanan onulmaz acımız da hepimizin acısıdır. Buna rağmen manipülasyon hedefli ve misyonu belli bir kısım medyanın, algı oluşturma amaçlı attıkları manşetler ve yaptıkları haberleri ile evrensel gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan, toplumu kin ve düşmanlığa teşvik eden yayınları asla kabul edilemez. Cumhuriyet savcılarımızı, aslında doğrudan yayın yoluyla işlenmiş suçlar kapsamına giren bu tür neşriyatlara karşı res’en göreve çağırıyoruz. Nitekim, bu tür yayınların da etkisiyle yaşanan son derece çirkin olaylara, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı ile ne yazık ki, bir yenisi daha eklenmiştir.
Burada saldırıya uğrayan siyasi liderin kimliği veya partisinin adı asla önemli değildir. Zira hain saldırıya uğrayan aslında kişi değil, toplumun bizzat kendisidir. Bu saldırılar bireysel olarak şahıslara değil, gerçekte zor şartlara rağmen demokrasi mücadelesi veren ve bunu da tüm seçimlerde sandık başına koşarak kanıtlayan Türk halkına karşı yapılmaktadır. Amaç toplumu bölüp parçalamak, hedef de Türkiye’yi kanlı bir kardeş kavgasına sürükleyerek darmadağın etmektir. TGF olarak devletimizin en tepesinden en alttaki görevlisine kadar herkesi kurulan bu hain tuzağa karşı uyarıyor, vatandaşlarımızı her zaman olduğu gibi yine sağduyulu davranmaya ve sükunetlerini muhafaza etmeye çağırıyoruz. Türkiye asla parçalanamayacak ve bu güzel ülkenin evlatları birbirine düşürülemeyecektir. Tamamen yok edilmeye çalışılan Türk basınının, yüreği vatan sevgisiyle aran gerçek gazetecileri de bu hain kumpasa asla izin vermeyecektir. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 7824
Bayramınız kutlu olsun çocuklar
Antalya Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını birbirinden eğlenceli etkinliklerle kutluyor. Cam Piramit'teki şenlik alanına akın eden yüzlerce çocuk, Büyükşehir Belediyesi tarafından dağıtılan uçurmalar ve çeşitli etkinliklerle doyasıya eğlendi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 9983
Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Audrius Bruzga, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’i, Litvanya Fahri Konsolosluğu’nda ziyaret etti. Büyükelçi Bruzga, Alanya’da yaşayan Litvan vatandaşların her türlü sorunuyla yakından ilgilenmesinden dolayı Şahin’e teşekkür etti.
Paskalya Bayramı kutlamaları için Alanya’ya gelen Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Audrius Bruzga, Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’i, konsolosluk ofisinde ziyaret etti. Şahin, başta Alanyalı iş adamlarına vize kolaylığı başta olmak üzere ekonomik işbirliği konularında Büyükelçi Bruzga’dan önemli taleplerde bulundu.
Litvanya Fahri Konsolosu Mehmet Şahin’le her zaman iletişim halinde olduklarını belirten Büyükelçi Bruzga, “Alanya çok güzel, doğal ve tarihi güzellikleriyle huzur veren bir şehir. Fırsat buldukça Alanya’ya gelmeye çalışıyorum. Fahri konsolosumuz Mehmet beyle de onun Ankara ziyaretlerinde, benim Alanya ziyaretlerinde mutlaka bir araya geliyoruz. Normal zamanlarda sürekli iletişim halindeyiz. Kendisi, Alanya’da yaşayan Litvan vatandaşlarımızla yakından ilgileniyor. Kaynaşma pikniği düzenledi, Litvan ailelerle sık sık bir araya geldi. Kendisini bu çalışmalarından dolayı tebrik eder, ayrıyeten de çok teşekkür ederim” diye konuştu.
ŞAHİN’DEN BRUZGA’YA ALANYA ŞALVARI
Nazik ziyaretinden dolayı Büyükelçi Bruzga’ya teşekkür eden Başkan Şahin ise, Alanya’nın güvenli ve huzurlu bir şehir olduğuna dikkat çekti. Yerleşik yabancıların Alanya’da huzurlu bir yaşam sürdüğüne değinen Başkan Şahin, “Büyükelçi Bruzga’nın da bahsettiği gibi Litvanya Fahri Konsolosu olmam sebebiyle sürekli fikir alışverişinde bulunup, bir araya geliyoruz. Kendisiyle her zaman iyi diyaloglar içerisindeyiz. Sayın Bruzga, odamızdan Litvanya’ya gerçekleştirdiğimiz KOSGEB destekli iş gezilerimizde de gerekli kolaylığı sağlıyor ” dedi.
Ziyaretin sonunda Şahin, Bruzga’ya, Alanya şalvarı, kasket gibi Alanya’ya özgü ürünler hediye ederken, Bruzga’da Şahin’e Litvanya’yı tanıtıcı ürünler hediye etti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 10609
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi. Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, ''Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum'' dedi.
SARAÇHANE / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi. Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, şunları söyledi:
- Çalışma arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler. Güzel çalışma arkadaşlarım, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ben, bu anları yaşamış birisiyim. Bu anları yaşamış bir arkadaşınız, bir hemşehriniz olarak düşünün. İnsani konuşacağım. Benden bir belediye başkanı nutuğu beklemeyin. Tüm insani değerlerimle ve insani bakışımla konuşacağım. Bu konuda çok net ve samimiyim. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. Bizim, belediye bünyesinde çalışan hiçbir bireyle bir sıkıntımız asla olmaz. Her çalışan arkadaşımızın alın terine ve emeğine inanılmaz saygı duyan bir vicdana ve ahlaka sahibim. Bu vicdan ve ahlakın karşılığı olarak, aynı vicdanı ve ahlakı siz çalışanlardan beklerim.
''ÇALIŞMAMIN SINIRI YOKTUR''
- Benim çalışma arkadaşlarımdan istediğim çok önemli birkaç şey var. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim. Allah nasip eder, bir 5 yıl burada kalırız. Sonrasını Allah bilir, ben bilemem. Bu süreç içerisindeki tek temennim, bana göre, dünyanın ve İstanbul'un en başarılı belediye başkanı olmak. Bunun için çok çalışırım. Çalışmamın sınırı yoktur. Çok alın teri dökerim. Bu sürece, her arkadaşımın katkı sunmasını dilerim. Katkı nedir? İnsan, hangi makamda, hangi ortamda, hangi birimde çalışırsa çalışsın, en iyisini yapan olmasıdır. Ben nasıl bu boyutta bir şey hedefliyorsam, her biriniz aynı boyutta titizlikle işinize sarılmalısınız.
''BURADA EKMEĞİNİZİ SİZE SUNAN BEN DEĞİLİM''
- Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum. İşin özeti bu kadar. Lütfen bunu yapın. Bunun takipçisi olurum, bunu bilin. Yani, işinizi yapıyor musunuz, 16 milyon insanın size sağladığı bu imkanın karşılığını veriyor musunuz? Bunun takipçisi olurum. Onun dışında, 'Ya bana çok mu hürmet ediyor, az mı hürmet ediyor…' Bu tarz duyguların içinde olan bir insan değilim. İşinizi yapmanızı diliyorum.
''KİŞİLERE, KURUMLARA, DERNEKLERE, VAKIFLARA, CEMAATLERE HİZMET YOK''
- Arkadaşlar, belli bir siyasi dönemin belli ilişkileriyle ya da kendi hakkınızla buraya işe girmiş olabilirsiniz. O bitti, gitti. İşe girdiğiniz an itibariyle, tamam, Allah razı olsun, işe girdiniz., birileri vesile oldu. Biz de insanlara vesile oluyoruz. Olacağız da. Artık buraya tabisiniz. Bazı insanlar, sözlerimi tek odaklı bir yere çekiyor. Bana, kişilere, partilere, kurumlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere… Bunlara hizmet yok. Kendi özelinizde hizmet ediyorsanız, bu sizinle orası arasında. Beni ilgilendirmez. Ama burada çalışanların emeğiyle elde edeceğimiz bir sürecin tek amacı olacak; İstanbul şehrine hizmet etmek.
''İŞİNİZİ YAPIN, GELİP ELİNİZİ SIKAYIM''
- Benim derdim, karşımda insanlar eğiliyor, bükülüyor… Bunların hiçbir önemi yok. İşinizi yapın, gelip elinizi sıkayım. Benim bu tavrımın aynısını, benim yol arkadaşlarım, kadrom sizinle paylaşacak. Sizinle konuşuyorum. İBB'nin tüm personeliyle de konuşacağım. Aynı duygularımı böyle iletin. Karalamalar, lekelemeler olacak. Hiçbiri umurumda değil. Biz bunlara alışkınız, bünyemiz buna alışkın. Biz, yaptığımız işin doğruluğuna bakarız. Her zaman, alanlarda söylediğim şey geçerlidir: Kötü söz, sahibine aittir. Ben, işime bakarım. İnsan, kendini nasıl biliyorsa, öyle konuşur.
''MAAŞINI ALIP BURAYA HİZMET ETMEYENLER BIRAKIP GİTSİN''
- Yapının içerisinde, maaşını alıp buraya hizmet etmeyen kişiler varsa, ben söylemeden bırakıp gitsin. İstifasını versin, gitsin. Maaşını alıp, bu kuruma hizmet etmeyen, başka yerlere, başka kurumlara hizmet edenler varsa, biz onu zaten tespit ederiz ama ben olsam o kişinin yerinde, istifamı veririm. Allahaısmarladık der, giderim. Ben, belediye başkanlığım sürecinde böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğim. Benim dilimi lütfen anlayın. Kendinizi mesul ve sorumlu hissedin. Bahsettiğim şey, aslında tam da kul hakkıdır. Bahsettiğim şey, bu şehrin insanlarının yükünün sırtınızda olduğunun size hatırlatmasıdır. Emeğinize bakın, işinizi yapın. Çok moralli bir şekilde evinize gidin, işinize gelin. İşinizi yaptıkça göreceksiniz bizim sizinle olan diyalogumuz, muhabbetimiz, yol arkadaşlığımız daha da kuvvetlenecek.
''KALBİNİZİ KAZANMAK İSTİYORUM''
- On binlerce insanın bu kurumda, direkt ya da endirekt çalıştığını biliyorum. Benim niyetim, sadece İstanbul'da yaşayanların değil, bu çatı altında çalışan on binlerce insanın kalbini kazanıp, onlarla yol arkadaşı olmak. Ben, size patronluk yapmaya gelmedim. Ben, sizin belediye başkanınızım, sizin yol arkadaşınızım. Siz de bana yol arkadaşlığı yapacaksınız. BU kadar net. Hepinizin kandili mübarek olsun. Bütün kandiller, dualarımızın kabul olmasını dilediğimiz anlardır. İnşallah, güzel temennilerle, barışa, huzura, sevgiye… Bağırıp, çağırmaya değil, onun bunun adamı olmaya değil, birbirini kucaklayan bir anlayışa sahip olduğumuz bir şehre ve ülkeye sahip oluruz. Siyasi tavırlar olabilir. Başka tavırlar olabilir. Selam vermediğiniz, aramadığınız, aranıza mesafe koyduğunuz, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız varsa, bu akşam onları aramayı, selamlamayı, kucaklamayı ihmal etmeyin. Göreceksiniz, daha huzurlu bir uyku çekeceksiniz bu akşam. Yarın, daha güzel bir güne uyanacaksınız. Tekrar hepinize başarılar diliyorum. Güzel günlerde bir arada olmak dileğiyle selamlıyorum.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 9394
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "kimileri" dediği bir kesimin "AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz" dediğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için AK Parti'ye çağrı da yapan Dilipak "Onu görevden alırsanız, partisi ona sahip çıkar, saldırırlar, İmamoğlu AK Parti’nin başına bela olur ve bir takım yolsuzluk dosyaları açılır ki, ortalık çamur deryasına döner" dedi.
Dilipak: Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz
© Tempo24 Basin Yayin ve Produksiyon Limited Sirketi tarafından sağlanmıştır Dilipak: Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz
Dilipak, "Ve İmamoğlu" başlığıyla yayımlanan yazısında iş adamları için "Güvenmeyin. Onlar için 'gelen ağam, giden paşam.' Mühür kimdeyse onların aşkı onadır" ifadesini kullandı.
Dilipak yazısında şunları kaydetti:
Ve İmamoğlu mazbatasını aldı. Böylece seçimlerle ilgili artık sandık sayılmayacak. Ama ben bu sürecin gerçekten tamamlandığını zannetmiyorum. YSK’da karar bekleyen başvurular var. Henüz YSK son sözü söylemedi. YSK eğer seçimlerin yenilenmesine karar verecek olursa süreç yeniden başlayacak. Gerilim devam edecek. Onun da şu günlerde sonuçlanmasını bekliyorum. Bazı AK Partililer bu kararı şöyle okuma eğiliminde “Mazbatanın verilmesine, seçimlerin yenilenmesine”..
İlk açıklanan sonuçlara göre kazanan İmamoğlu idi. Buna itiraz edildi ve sonunda il seçim kurulu kararını verdi ve İmamoğlu mazbatasını aldı. Ardından İBB’de devir teslim töreni yapıldı. Bakalım bundan sonra o sandık usulsüzlükleri ile ilgililer hakkında nasıl bir işlem yapılacak. Bu rezaletin sorumlularının ortaya çıkartılıp cezalandırılması gerek ki, bundan sonra bir başkası böyle bir şeye teşebbüs etmesin.
Bazı CHP’liler şimdi “Devri Sabık” beklentisi içinde.. İmamoğlu da bu yönde mesajlar verdi.
Bana kalırsa bu işe daha Ocak başından itibaren ecinniler karışmış. Yani bu işin bu hale getirilmesinde büyük bir ihtimalle içimizdeki bir takım kriptolar aktif görev yapmışlardır. Bazıları AK Partici, bazıları CHP’ci gibi gözükmüşlerdir. Birileri günah keçisi olarak deşifre edilmiş, bazıları gizlenmiştir. Bu işin gerçeğinin ortaya çıkartılması en az seçimi kimin kazandığı kadar önemli. Bu kararın verildiği gün ilginçtir AK Parti’nin serveri hacklendi ve internette yayınlandı. Aynı gün AK Partisi seçimlere ilişkin 2 saat süre ile usulsüzlükleri sıralayan bir açıklama yaptı. MHP olağanüstü itirazda bulundu. Bakın aynı gün Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, 31 Mart seçimlerinde belediye başkanı seçilen ancak daha önce KHK ile kamudaki görevlerinden atılmış olmaları dolayısıyla mazbata verilmeyen belediye başkanlarının durumuna ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven’e bir mektup yazarak hukukun üstünlüğü ilkesinin demokrasinin en temel şartlarından olduğuna atıf yaparak seçilen adaylara mazbatalarının verilmesi çağrısı yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İBB seçiminin “usulsüzlük” gerekçesiyle yenilenmesi gerektiğini söyleyen AKP’li yetkililere tepki gösterdi. Geçmiş seçimlerden örnekler veren Erkek, “AK Parti’nin açıklamaları böyle devam ederse Erdoğan’ın mazbatası da iptal edilebilir” dedi.
Kimilerine göre AK Parti bundan sonra ne yaparsa yapsın artık dikiş tutturamaz. O zaman birileri de yeni bir siyasi oluşum için düğmeye basacaktır. Yani AK Parti içinde bir çözülme için birileri yolsuzluk dosyalarını masaya yatıracaktır. Yeni bir siyasi oluşum için AK Parti’den gidecek isimler, yeni partinin adı ve kurucularının telefonla arandığı gibi haberler ortalıkta dolaşmaya başladı. Birileri sanki “yar bana bir eğlence” der gibi, adeta yangına körükle gidiyor. Bu işin bu kadar uzamasının asıl sebebi bu.
Türkiye’deki belirsizlik süreci içeriden-dışarıdan birilerini umutlandırdı. Mesela, ne alakası var diyeceksiniz ama ABD basını, Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistemleriyle ilgili tehditler savurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘çok ileri gittiğini’ ileri süren Amerikan medyası “Türkiye’nin bu son hamlesi yanıtsız kalmamalıdır. Cüretkâr bir biçimde Rus hava savunma sistemi alan Erdoğan çok ileri gitti” dedi. Bloomberg ise şunları yazdı:“NATO, yalnızca bir üyesinin güvenliği yerine birliğin ortak güvenliğinin daha önemli olduğunu anlamalıdır. Türkiye F-35 programından çıkarılmalı ve onun üreteceği parçalar diğer proje ortakları tarafından üstlenilmelidir. Donald Trump yönetimi, geçen yıl Rus savaş uçağı ve füze sistemleri alan Çin’e uyguladığı yaptırımların aynılarını Türkiye’ye de uygulamalıdır.” Bloomberg’e göre “Gerekirse ABD İncirlik’ten çekilmeli ve alternatif olarak Ürdün’deki Muvaffak Salti Hava Üssü’nü kullanmalıdır.”
Bu süreç iyi yönetilmedi. Erdoğan sessiz kalmaya çalıştı. Ama artık bu saatten sonra konuşmalı ve sürece müdahale etmeli. Öfkeye gerek yok. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Halkın nabzını iyi tutmak gerek. Bana kalırsa bu süreçte de AK Parti sözcüleri çok konuştular ama “kendilerini halka iyi anlatamadılar”. Sorun şu: Çok şey söylüyorsunuz ama insanların aklında oluşan sorulara cevap vermiyorsunuz. Yani, eski deyimle suali mukadderlere cevap vermezseniz, ağzınızla kuş tutsanız fayda vermez. Eliniz ayağınız boş kalmaz ama tuttuğunuz bir iş de olmaz.
Bir de şu herkese ağzının payını veren, tehdit eden, hakaret eden trollerinizi bir susturun. Bunların sözleri kulağınıza hoş gelse, yüreğinizi soğutsa da bir faydası yok. Bu keskin sirke politikaları küpüne zarar verir. AK Partililer için kabul edilmesi çok zor ve ağır bir sonuç bu. Sonuçta kazanan sadece CHP değil, HDP ve İyi Parti.
Ama artık bunun acısı ile öfkeli tepkiler vermek yerine, hukuk mücadelesi devam ederken, AK Parti biz nerede yanlış yaptık sorusunu sormalı. Parti, genel merkez, teşkilatlarına bakmalı. Grubuna bakmalı, bürokratına bakmalı, çevresindeki iş adamlarına bakmalı, bakanlarına bakmalı.
Bir gözlem: AK Parti konuşarak kaybetti, CHP daha az konuşarak kazandı. Öfke dozu yükselince “etraftaki insanlar dağıldı gitti.” Eğer AK Parti öfkesine yenik düşmezse, bundan sonra CHP’de deprem yaşanacak. Ama AK Partililerin öfkesi CHP’nin zamkı olabilir. Bir tesbit daha, Refah döneminde insanlar oy kullanmak için uçaklarla akın akın İstanbul’a gelirlerdi. Bu seçimde ne havaalanlarında ne de otogarlarda öyle büyük bir hareketlilik yaşanmadı. Bunun bir anlamı yok mu? AK Parti, kendine yakın vakıflara ait öğrenci yurtlarında kalanların oy kullandığı sandıklardaki oylara baksın bakalım, ne görecek. Herkes bu seçimden milletin verdiği dersi almak istiyorsa, bu sonuçlardan karşı tarafı suçlu/sorumlu göstermekten biraz soluklanıp, keşke biraz da “Biz nerede yanlış yaptık” deseler ne iyi ederler.
Bakın, İmamoğlu bir ilçenin belediye başkanı idi. Dün İBB seçimini kazanan bir belediye başkanı idi. Bugün yaşanan süreçten sonra mazbatasını alırken zafer kazanır gibi aldı. Yarın seçim yenilenir ve yine kazanırsa CHP’de liderliğe giden yol açılır. Mazbatası iptal edilir ve tekrar seçilemezse, dün yaşanan sayım tartışması tekrar yaşanır ve İmamoğlu “mağdur” olarak görülür ve yine öne çıkar. İmamoğlu seçim kazanan biri olarak, orada oturursa CHP’de yıldızı parlar. Kılıçdaroğlu’na rakip olur ve partisi yönetimin başını ağrıtır. Sonra bir açığını yakalarsanız görevden alırsınız, kimse de size ses çıkartmaz, partisi de sahip çık(a)maz. Ama onu görevden alırsanız, partisi ona sahip çıkar, saldırırlar, İmamoğlu AK Parti’nin başına bela olur ve bir takım yolsuzluk dosyaları açılır ki, ortalık çamur deryasına döner. İmamoğlu’nun ilk mesajlarının satır aralarında aba altından sopa gösterimi vardı sanki. “Deme derim ha” der gibi idi. Yani, bir “günah dengesi”nden söz eder gibi idi. İmamoğlu geçmiş dönemdeki işleri hakkında kendisinden hesap sorulmasın diye, İBB dosyalarından işine yarayacak bir şeyler bulmaya çalışacaktır. Bu iş adamlarına da güvenmeyin. Onlar için “gelen ağam, giden paşam.” Mühür kimdeyse onların aşkı onadır. Onların satmayacakları kimse yoktur.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 11130
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, "Arka planda kalma gibi bir durum söz konusu olamaz. Benim yapıma uymaz zaten" dedi. Eşi İmamoğlu'nun Beylikdüzü Başkanlığı sürecinde çalışmalara birebir katkıda bulunduğunu söyleyen Dilek İmamoğlu, "Bu durum Büyükşehir Belediye Başkanı eşi olarak devam edecek. Sorumluluğum çok fazla, bunun farkındayım" diye konuştu.
Odatv'den Ayşe Baykal’ın sorularını yanıtlayan Dilek İmamoğlu'nun açıklamalarının bir kısmı şöyle:
Dilek İmamoğlu, nasıl bir “başkan eşi” olacak?
Arka planda kalma gibi bir durum söz konusu olamaz. Benim yapıma uymaz zaten. Ekrem Bey’in Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sürecinde çalışmalara birebir katkılarda bulundum. Bu durum Büyükşehir Belediye Başkanı eşi olarak devam edecek. Sorumluluğum çok fazla, bunun farkındayım. İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir. Ve bu canlı şehirde kadınların, çocukların ve engelli insanlarımızın; rahat, güvenli bir şekilde yaşaması ve hayata aktif olarak katılmaları gerekiyor. Bunun için 2015’te kadınların ve çocukların belediye hizmetlerinden eşit derecede hizmet alabilmelerini sağlamak için “Yaşamda eşitlik şartı” sözleşmesi imzalandı.
Çocuklarımızın eğitimi için özellikle kız çocuklarını maddi – manevi destekledik. Çocukların güvende olması için kreşler açtık.
Çocukların hayallerini ve isteklerini yerine getirmelerine olanak sağladık. Çocuk meclisi kurduk. Küçük çocuğu veya evdeki sorumluluğu açısından aktif çalışma hayatına katılamayan kadınlarımız için “İş’te Destek” projesini hayata geçirdik. Engelli vatandaşlarımız için Omurilik Felçliler Derneği’ndeki arkadaşların teklifi üzerine bir günümü tekerlekli sandalyede geçirdim, düşme tehlikesi de geçirdim. Tespit ettiğim tüm eksiklikleri raporlayıp Ekrem Bey’e ilettim. Engelli, kadınlar ve çocuklarla ilgili her projede elimi taşın altına koyarım.
Peki, size iletilen bir sorunu veya projeyi Ekrem Bey’e ilettiniz. O da sıcak bakmadı, ısrar eder misiniz?
Bugüne kadar kestirip attığına hiç şahit olmadım. Ekrem Bey’in şöyle bir özelliği vardır; kendisine proje sunulduğunda artıları ve eksilerini raporlar; iyi faydalı bir şeyse muhakkak destek olur.
Sorunları sizin iletmeniz, çözümlerin hızlı olmasında etkili oluyor mu?
Yok, zannetmiyorum. Ben olmasam da sorunların çözümünde Ekrem Bey aynı hassasiyeti gösterir.
Seçim süreci sizi ve çocuklarınızı nasıl etkiledi?
Yoğunluk açısından soruyorsanız eğer, alışmış bir aileyiz. Ekrem Bey; iş hayatında, ilçe başkanlığı ve belediye başkanlığı yaptığı dönemde de hep yoğunduk zaten. Güzel idare ediyoruz.
Çocuklar anneci mi, babacı mı?
Babaların yoğunluğundan dolayı benimle daha çok zaman geçiriyorlar. Erkekler anneci ama kız babacı. Kızımız toz kondurmaz babasına.
Kız çocukları babaya daha düşkün oluyor, sizde de öyle sanırım.
Biz on kardeşiz. Kız çocuğum olmasını çok isterdim. İki oğlumdan sonra başka çocuk düşünmüyorduk. Annem bir kızın olsun muhakkak, derdi bana. Üçüncü çocuğa öyle karar verdik. Ve Allah bize bir kız çocuğu nasip etti. Hiç unutmuyorum; kızım doğduğunda doktorumuz, Ekrem Bey’e dedi ki; “Bu kızı göğsünde büyüteceksin. Sevgiyi annesinden, güveni senden alacak.” Ekrem Bey’in gözleri dolmuştu. Çok başka bir duygu. Beren, hem beni hem babasını tamamladı. Babasının ve evimizin enerji kaynağı, Beren. Kendisi farkında olmasa da böyle bir rolü var. Çocuklarımızın sevgiyi benden, güveni babalarından aldığını söyleyebilirim.
Babalarının yoğun çalışma temposundan şikâyetçiler mi?
Bu hususta çok olgun davranıyorlar. “Babamız ülkemiz için güzel şeyler yapıyor, annemiz katkı sağlıyor” düşüncesiyle çok anlayışlı davranıyorlar. Haliyle benim de işimi kolaylaştırıyor bu durum.
Ekrem Bey, İstanbul gibi büyük bir şehrin belediye başkanı oldu. Bir kadın olarak bu durum sizi ürkütüyor mu?
Ekrem Bey’i tanıyorum, biliyorum. Ona olan inancım az olsaydı belki kaygılarım olurdu ama, inancım ve güvenim tam. Biz istediğimiz zaman kendimize özel zamanlar yaratacağımıza inanıyorum. Ülkemizin ve şehrimizin geleceği söz konusu. Ki bizim çocuklarımızın da geleceği bu ülkede. Şımarıklık yapma lüksümüz yok, sorumluluk duygusuyla hareket edeceğiz. Bir kişinin mutluluğu o kadar önemli ki; o bir kişi mutlu olursa herkes mutlu olur, herkes mutlu olursa biz de mutlu oluruz.
Beylikdüzü'nde mi oturacaksınız?
Şimdilik burada oturmayı düşünüyoruz. Burası çok huzurlu bir yer, çok da seviyoruz burada yaşamayı.
Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Hanım’la sizi kıyafet üzerinden karşılaştıran bir paylaşım olmuştu. Siz çok yerinde bir tepki verdiniz. Öncelikle başörtülü bir kadın olarak hassasiyetinizden dolayı tebrik ederim sizi.
Paylaşımı sosyal medyada görünce çok üzüldüm. İnsanları kıyafetine göre yargılamak ne benim, ne de başka birinin hakkı. Ekrem Bey de ben de insanları dış görünüşlerine göre değerlendirmeyiz. Kimsenin kıyafeti diğerini rahatsız etmemeli.
Semiha Hanım’la tanışma fırsatınız oldu mu?
Olmadı ama, bir gün kendisiyle kahve içmek ve sohbet etmek isterim.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 9079
Alanya Güneşi
İmamoğlu'ndan Biçer'e ziyaret
Hastanede İmamoğlu izdihamı: Hoş geldiniz hayatımıza!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İl Seçim Kurlu'ndan mazbata alımı sırasında çıkan arbedede cam kesiğiyle yaralanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca hastanede ziyaret etti. İmamoğlu'nu karşılarında gören hastane personeli, hastalar ve vatandaşlar kısa süreli şaşkınlığın ardından İBB Başkanı ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. Bu sırada bir vatandaşın, ''Hoş geldiniz hayatımıza'' demesi ilginç anların yaşanmasına neden oldu.
ŞİŞLİ / İSTANBUL
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi içerisindeki İl Seçim Kurulu'nda mazbata alımı sırasında yaşanan arbedede kırılan cam nedeniyle elinden yaralandı. Adliyeye en yakın özel hastaneye kaldırılan Biçer, ameliyata alındı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Biçer'i yattığı hastanede ziyaret etti. İmamoğlu'nu karşılarında gören hastane personeli, hastalar ve vatandaşlar kısa süreli şaşkınlığın ardından İBB Başkanı ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. Bir vatandaş İmamoğlu'na, ''Ben de oyumu verdim, bir fotoğraf hakkım'' deyince, İBB Başkanı'ndan, ''Oy vermesen de isteyebilirsin'' yanıtını aldı. Bir kadın vatandaş da kucağındaki bebeğini, ''Sizi Mustafa Kemal'le tanıştırayım'' diyerek İmamoğlu ile tanıştırdı. ''Başkan selfie'' diyerek İmamoğlu'na seslenen başka bir kadın vatandaş da amacına ulaştıktan sonra, ''Hoş geldiniz hayatımıza'' diyerek desteğini belli etti.
''Hepimizin yüzünü güldürdünüz''
İmamoğlu, Biçer'e ziyaretinden önce bir hastanın odasına girerek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kadın hasta da İmamoğlu'na teşekkür ederek, ''Hepimizin yüzünü güldürdünüz. Sizi, Cumhurbaşkanı olarak da görmek istiyoruz'' dedi. İmamoğlu, bu sözlere, ''Önce siz sağlığınıza kavuşun'' şeklinde karşılık verdi. İmamoğlu, daha sonra Biçer'i ziyaretini gerçekleştirdi. İmamoğlu'na ziyaretinden dolayı teşekkür eden Biçer, ''Bugün beni hiçbir şey üzemez'' dedi. Olayın oluş şeklini İmamoğlu ile paylaşan Biçer, ''Ben, en çok Saraçhane'ye beraber gidemememize üzüldüm'' diye konuştu. Aynı zamanda Denizli milletvekili olan Biçer, ''Honaz İlçemizde seçimi 1 oy farkla kazandık. Ancak seçim, yapılan itiraz nedeniyle tekrarlanacak. Siz gelirseniz seçimi kazanırız'' diyerek İmamoğlu'na davet yaptı. İmamoğlu, hastaneden çıkarken de yüzlerce vatandaşla fotoğraf çektirdi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 7597
Niğde’de hemzemin geçitte yük treninin vagonuna çarpan otomobilin sürücüsü Süleyman Küçük (43), hayatını kaybetti.
Kaza, sabahın ilk saatlerinde merkeze bağlı Amas mevkiinde meydana geldi. Süleyman Küçük yönetimindeki 51 HE 930 plakalı otomobil, hemzemin geçitte, yük treninin son vagonuna çarptı. Kazada, otomobilden fırlayan Küçük, yaşamını yitirdi.
Küçük’ün cansız bedeni, kaza yerine yapılan incelemenin ardından Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin morguna kaldırıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6976
Antalya'da son bir haftada 69 sürücüye modifiye egzozdan 345 bin 690 lira ceza kesildi. Ayrıca alkollü araç süren bin 190 sürücüye 1 milyon 307 bin 358 lira cezai işlem uygulandı.
Antalya'da yapılan denetimlerde modifiye ve alkollü araç kullanan sürücülere ceza kesildi.
Antalya Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, vatandaşın huzur ve güvenini bozacak şekilde modifiye edilmiş abartılı egzoz takılı araç kullanan sürücülere yönelik denetim yapıldı. Son bir haftada 69 araç sürücüsüne 345 bin 690 lira ceza uygulandı.
ARAÇLAR TRAFİKTEN MEN EDİLDİ
Sürücülerden 40'ının sürücü belgesi, ilgili kanun hükümlerince geri alındı. Araçlar da trafikten men edilerek, trafik otoparkına çekildi.
ALKOLDEN BİN 190 KİŞİYE İŞLEM YAPILDI
Denetimde bin 190 sürücüye, alkollü araç kullanmaktan 1 milyon 307 bin 358 liralık cezai işlem uygulandı, sürücü belgeleri ilgili kanun hükümlerince geri alınanlar araç sürmekten men edildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 8101
İSTANBUL seçimlerinde finale doğru yaklaşıyoruz.
Ama hangi final olduğundan emin değilim. Maltepe İlçe Seçim Kurulu’ndaki sayımın bugün bitmesi bekleniyor. AK Parti’nin daha önce sayılan 400 sandığın Seçim Kurulu’nun gözetiminde sayılmadığı gerekçesiyle yeniden sayılması yönünde başvurusunun nasıl değerlendirileceğini bilemiyoruz. Kabul edilirse 400 sandık yeniden sayılacak, edilmezse tartışması sürecek.
Maltepe’de sayımın tamamlanması üzerine tutanaklar birleştirilecek. İstanbul İl Seçim Kurulu en fazla oyu alan adaya mazbatasını verecek. Şimdiye kadarki sayımlarda Ekrem İmamoğlu önde çıktığı için mazbatasının kendisine verilmesi bekleniyor. Bu arada AK Parti “YSK’ya yapılan olağanüstü itiraz” sonuçlanıncaya kadar mazbatanın düzenlenmemesi için İl Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu. İl Seçim Kurulu bu başvuruyu dikkate alabilir ya da kazanan adaya mazbatasını verebilir. Beklenti İmamoğlu’na mazbatanın verilmesi yönünde. Mazbatanın ucu göründü diyebiliriz. Böylece futbol karşılaşmalarından sosyal medyaya kadar uzanan bir yelpazede yaşanan “mazbata” tartışması da sonuca kavuşmuş olacak. Belirsizlik bir ölçüde giderilecek.
ÖNCE BAŞKAN OLACAK
Bu arada “Yenilenecek seçime usulsüz seçilen başkanla gidilemez, o nedenle Ekrem İmamoğlu’na mazbata verilmeyecek” şeklinde iddialar gündeme getiriliyor. Konuştuğum hukukçular, bunun mümkün olmadığı görüşündeler. 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 44. maddesinde seçilme yeterliliğini kaybeden başkanın “Başkanlığı düşer” deniliyor. Başkanlığının düşebilmesi için, önce “başkan” olması gerekiyor. Yani Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının düzenlenip önce “başkan” olması gerekiyor. İptal kararı verildiği takdirde düşürülebilmesi için. Tabii YSK seçimleri iptal etmezse, o zaman görevine devam edecek.
YSK dün seçimlerin yenilenmesine karar verilen yerlerde mazbata alıp göreve başlayan yeni belediye başkanlarının başkanlığının düşürülmesine karar verdi. Bu karar Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde uygulandı. 2014’te seçimleri yenilenen Yalova’da da uygulanmıştı.
İPTAL TALEBİNİN GEREKÇELERİ
Beklendiği gibi AK Parti, dün İstanbul seçimlerinin yenilenmesi için YSK’ya başvuruda bulundu. AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, itiraz dilekçesiyle birlikte üç valiz halinde getirdiği delilleri YSK’ya sundu.
AK Parti’nin YSK’ya sunduğu belgeler arasında neler yer alıyor?
1- 19 bin kişinin kamu görevlisi olmadığı halde sandık kurullarında görevlendirildiği öne sürülüyor. Erdoğan’ın milletvekili olduğu Siirt seçimleri, Doğan köyündeki sandıkların yasaya uygun teşekkül etmediği gerekçeyle yenilenmişti.
2- Kısıtlıların oy kullandığı iddiası. Mahkeme kararıyla kısıtlı durumunda olan 2300 kişinin seçimlerde oy kullandığı öne sürülüyor. Bu kişilerin isim, adres seçim bölgesi ve sandık numarası verilerek incelenmesi isteniyor. Kırıkkale’nin Keskin, Artvin’in Yusufeli, Denizli’nin Honaz ilçesindeki seçimler, “kısıtlı seçmen”lerin oy kullandığının tespit edilmesi üzerine iptal edildi.
3- 10 bin 240 tutuklunun hem cezaevinde hem kendi adreslerinde seçmen yazıldığı öne sürülüyor. “Örneğin Silivri Cezaevi’ndeki tutuklu hem orada seçmen görünüyor, hem Kadıköy’deki ikametgâh adresinde seçmen olarak yer alıyor” deniliyor. Cezaevinde oy kullanan tutukluların adına ayrıca ikametgâhlarında da oy kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi isteniyor.
4- AK Parti’nin iptal gerekçelerinden birini de hükümlüler oluşturuyor. 5287 hükümlünün ikametgâhlarına göre düzenlenen seçmen pusulalarında seçmen olarak yer aldıkları belirtiliyor. Örneğin “Isparta cezaevinde yatan hükümlü, ikametgâhındaki seçmen kütüğünde ise seçmen olarak görünüyor” deniliyor. Seçmen kütüklerinde hükümlülerin isimlerinin karşısında kısıtlı şerhinin yer alması gerekirken, herhangi bir şerhe rastlanmadığı ifade ediliyor. YSK’dan hükümlülerin adına oy kullanılıp kullanılmadığının tespiti isteniyor.
İstanbul seçimlerinde kritik bir aşamaya gelindi. YSK’nın vereceği kararın sadece hukuki boyutu olmayacağı artık belli. Çünkü 31 Mart gecesinden bu yana yaşanan itiraz süreciyle, İstanbul seçimleri amacının çok ötesinde bir anlam kazandı. YSK’nın kararı siyaseti yeniden şekillendirecek.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6647
Muratpaşa Belediyesi’nin bir yönetişim sistemi olarak hayata geçirdiği Turunç Masa’da 2019 Mart ayı vatandaş memnuniyet oranı yüzde 86 olarak gerçekleşti.
Muratpaşa Belediyesi’nin alışılagelmiş halkla ilişkiler masalarından çok daha fazlasını sunan ve Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın bir yönetişimi modeli olarak en ince ayrıntısına kadar üzerinde çalıştığı Turunç Masa’da 2019 Mart rakamları belli oldu.
Aralık 2014’te resmen hizmete giren çağrı merkezi, gezici ekipler, sosyal medya, web, basın gibi araçlar üzerinden ilçenin nabzını tutan Turunç Masa, Mart ayında 7 gün 24 saat esasına göre çalışan çağrı merkezi üzerinden 16 bin 630 çağrı aldı, belediye fuayesinde bulunan başvuru masası 30 bin 74 kişiyle iletişime geçti. Koordinasyon merkezi ise aynı sürede 20 bin 54 görüşme gerçekleştirdi.
Bu görüşmeler ve çağrılarla birlikte farklı iletişim kanalları üzerinden Muratpaşa Belediyesi’ne ulaşan istek, öneri ve şikayetlerin 12 bin 950’si başvuru olarak kayıt altına alındı. Kayıt altına alınan başvuruların 194’ü Büyükşehir Belediyesi, CLK Akdeniz gibi kurumlara iletildi. Geri kalan başvurular ise değerlendirilmek üzere belediyenin ilgili birimlerine gönderildi.
Mart ayında en yoğun başvuru, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne oldu. Sadece bu müdürlüğü ilgilendiren 2 bin 494 başvuru alınırken başvuruların konu başlıklarına göre dağılımında evde bakım hizmetleri ve hasta nakil talepleri ön sıralarda yer aldı. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nü 1771 başvuru ile Fen İşleri Müdürlüğü takip etti. Mart ayında nüfusa oranla en fazla başvuru Elmalı Mahallesi’nden gelirken Balbey ve Kızılsaray Mahalleleri onu takip etti. Turunç Masa’da Mart ayı memnuniyet oranı ise yüzde 86 olarak gerçekleşti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 5225
Porland, İstanbul Culinary Cup 2019’un Porselen Ana Sponsoru oldu!
Porland, Türkiye'nin köklü derneklerinden olan Aşçılar Derneği'nin 8. kez düzenlediği Geleneksel Aşçılar
ve Tedarikçiler Buluşması / İstanbul Culinary Cup 2019’un, bu yıl da Porselen ana sponsoru olmanın
heyecanını yaşadı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, çok fazla sayıda Executive Chef ile ulusal ve uluslararası
pek çok tedarikçi firmayı bir araya getiren etkinlik, 13-14 Nisan 2019 tarihlerinde Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın katkılarıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlendi.
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Culinary Cup 2019’un Yarışma Mutfakları Porselen Ana
Sponsorluğunu Porland üstlendi. Organizasyonda göz alıcı stantlarıyla yer alan Porland, Gastronomi
sektörü için en yeni koleksiyonlarından Reaktif Sırlı Özel ürünlerini sergiledi.
Porland, İstanbul Culinary Cup 2019’un Porselen ana sponsoru olmasının yanı sıra, canlı yarışma
kategorileri arasında yer alan Porland Grand Prix Üniversiteler yarışmasında büyük ödül sponsorluğuyla
1, 2 ve 3. olan katılımcılara hediyeler verdi. Tüm yarışmaların ve organizasyonun sunum ürünlerini
sağlayan Porland, Aşçılar ve Tedarikçiler Buluşması’na özel olarak tasarladığı porselen plaketleri ile de
etkinliğe ayrıcalıklı bir değer kattı.
Etkinliğin “Tema Mutfağı: Sokak Lezzetleri” kapsamında ise Porland’ın Executive Chef Cavit Ünal’ın
danışmanlığında düzenlediği “Sokak Lezzetleri Yemek Sergisi” Porland koleksiyonunun en özel tasarım
ürünleriyle sunuldu. Bu özel çalışma, katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.
Porland, sadece tasarlayıp üretmekle kalmıyor, dünyanın önde gelen şeflerine ilham vermeye de
devam ediyor…
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6873
43’üncü Turizm Haftası kutlama programları kapsamında ALKÜ’de “Turizmde Kat Hizmetlerinde İstihdam” konulu bir panel gerçekleştirildi
ALANYA Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ALTSO Turizm Meslek Yüksekokulu tarafından 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası kapsamında “Turizmde Kat Hizmetlerinde İstihdam” konulu bir panel gerçekleştirildi. Düzenlenen panele, ALKÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Uçak, ALTSO Turizm MYO Müdürü Doç. Dr. Özgür Gölge, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Alanya Şubesi 2. Başkanı Kerim Yılmaz, Turizm Danışma Bürosu Temsilcisi İbrahim Saraç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Sirius Delux Otel Genel Müdürü İsmet Ergüleç, Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği (HOTED) Kurucusu, Onursal Başkanı ve Başdanışmanı Hakan Halit Yeni ve HOTED Eğitim Sorumlusu Sema Yürütür’ün konuşmacı olarak katıldıkları programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Uçak, “Özel sektör temsilcileri ve özel sektörün Alanya’mızın gelişmesinde ve kalkınmasında öncü rol oynadığını düşünüyorum” sözleriyle konuşmasına başladı. Uçak konuşmasının devamında, “Tabi ki ülkelerin, milletlerin yüksek refah seviyesine ulaşmasında özel sektörün çok önemli bir rolü vardır. Bu bağlamda turizm sektörünün ülkemizin ekonomik büyümesinde ve kalkınmasında çok önemli bir payı olduğunu, ekonomiden turizmin istihdama da çok büyük katkısının olduğunu biliyoruz. Alanya’da okuyan öğrencilerimizin diğer bölgelere göre daha şanslı olduğunu düşüyoruz. Çünkü sektördeki çok önemli otellere, çok önemli işletmelere çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor ve çok sayında kariyer imkânı yakalama fırsatı buluyor. Dolayısıyla Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin şanlı olduğuna inanıyorum, çünkü Alanya turizmin önemli merkezlerinden bir tanesidir” diye konuştu.
‘ALKÜ’LÜ ÖĞRENCİLER DE BİZİMLE ÇALIŞYOR’
Ardından panelde “28 yıldır sektörün içeresinde olan birisiyim” diyerek sözlerine başlayan Sirius Delux Otel Genel Müdürü İsmet Ergüleç, “Otelimizde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden mezun öğrenciler var. Alanya’da olmak gerçekten büyük bir şans çünkü iş imkânlarına çok yakınsınız. Türkiye güçlü bir turizm ülkesidir. Ülkemizin turizmde çok fazla potansiyeli vardır. Türkiye son yılda ziyaretçi sayısı bakımında dünyada ilk 10 arasındadır” dedi. Ergüleç devamında, “Ülkemizin 2018 yılı verilerine göre 40 milyon turistten 30 milyar dolar gelir elde etti. Bunun yakın gelecekte iki haneler olarak büyümenin devam edeceğine inanıyorum. Ülkemizin alt yapısına baktığımızda sektörün büyümesinde ve gelişmesinde hiçbir engel yok. Ancak bu süreci de doğru yönetmemiz gerekiyor. Alanya Türkiye’nin önemli turizm destinasyonlarından birisidir. Alanya’da 150 bin yatak bulunuyor. Bu sayı Türkiye’de ise 1 milyon 200 bin civarındadır. Alanya’da 300 tesis bulunuyor. Burada yaklaşık 40 bin personel istihdam ediliyor ve yılda 3 milyon ziyaretçi alıyor. Alanya’da şu anda 70’in üzerinde 5 yıldızlı otel var. Bu çok önemli bir sayıdır. Bu aynı zamanda genç iş gücü açısından çok büyük bir potansiyeldir. Antalya genelinde 400 civarında 5 yıldızlı otel bulunurken İspanya’nın tamamında bu sayı 400 değildir” diye konuştu.
Salonda bulunan öğrencilere kendi kariyer süreçlerinden yola çıkarak bilgiler veren Ergüleç, başarılı bir kariyer sürecinde kişinin sahip olması gerektiği özellikleri çalışkanlık, güler yüzlülük, sabır, yenilikçilik, özgünlük, araştırmacılık ve en az bir adet ileri düzey yabancı dil bilmek olarak sıraladı.
‘KAT HİZMETLERİ GÖREVLİSİ ÖNCELİKLE GÜVENİLİR OLMALI’
Ardından söz alan HOTED Eğitim Sorumlusu Sema Yürütür ise “Kat Hizmetleri” departmanı hakkında bilgiler vererek bir kat görevlisinin öncelikle güvenilir bir kişiliğe sahip olması gerektiğinin altını çizdi. Yürütür, “Bizler çalışanlarımız arasından terfi verirken o kişinin kim olduğu, fiziki yapısı, akrabalık dereceleri gibi özelliklere göre değil kişinin işinde ve ahlakında en iyi olanına dikkat ederek önünü açarız” diye konuştu. Yürütür, “Emeklemeden yürünmez” diyerek kariyer merdiveninin basamak basamak çıkılması gerektiğini vurguladı. Yürütür konuşmasının devamında, “Hedefiniz olmalı ama bu hedefinize ulaşmada temelinizi sağlamlaştırarak ilerlemeniz kariyer yolunda sizler için çok önemlidir” dedi.
‘HOUSEKEEPİNG YÜKSELMEK İÇİN ELVERİŞLİ BİR İŞ KOLUDUR’
Son olarak söz alan Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği (HOTED) Kurucusu, Onursal Başkanı ve Başdanışmanı Hakan Halit Yeni ise derneğin faaliyetlerinden bahsederek Housekeeping departmanının açılımı ve avantajları hakkında salonda bulunanlara detaylı bilgiler verdi. Turizmde tercih edilmesi gereken ve yükselme konusunda kolaylık sağlayabilen bir bölüm olduğundan bahseden Yeni, “Housekeeping daha çok kadınların yaptığı bir meslek gibi görünse de hiçbir meslek cinsiyete endeksli değildir. Her mesleği herkes yapabilir” diye konuştu.
Panelin sonunda öğrenciler merak ettikleri soruları panelistlere yönelterek bilgiler aldı. Ardından katılımcılara plaket takdimi yapıldı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 9574
Emirates Havayolları, Türkiye'ye kabin görevlisi alımına geliyor. 19 Nisan tarihinde Antalya'da düzenlenecek işe alım etkinliğinde başvurusu kabul edilenlerin ortalama maaşı 2 bin 660 dolar (15 bin 428 TL) olacak.
Bi̇rleşi̇k Arap Emirlikleri'nin havayolu şirketi olan Dubai merkezli Emirates Havayolları uçuş ekibi ihtiyacını karşılamak adına dünya genelinde işe alım etkinlikleri düzenliyor. O işe alım etkinliklerinden biri de Antalya'da kabin görevlisi alımıyla ilgili olacak. Emirates, Antalya Lara'da bir otelde 19 Nisan'da işe alım etkinliği düzenleyecek. Başvurusu kabul edilenler 7 aşamalı eğitimden geçtikten sonra Emirates filosunda yerlerini alacak. Emirates, adayların değerlendirme günü giymesi gerektiği kıyafeti de web sitesi aracılığı ile duyurdu. İşe alım süreci de CV inceleme ve değerlendirme, grup değerlendirmesi, erişim değerlendirmesi, online İngilizce değerlendirmesi ve davranış anketi, web tabanlı final görüşmesi olmak üzere 5 aşamalı olacak.
15 BİN LİRA MAAŞ İLE BAŞLAYACAKLAR, DUBAİ'DE KONAKLAMA DA ÜCRETSİZ
Emirates Havayolları başvurusu kabul edilenlere ekonomi 2 sınıfında işe başladıklarında ortalama 2 bin 660 dolar(15 bin 428 TL) maaş verecek. Çalıştığı uçak tipi büyümesi ve kabin sınıfının değişmesi halinde kabin görevlisinin alacağı maaş da katlanacak. Başvurusu kabul edilenlere Dubai de su, elektrik hizmetleri de dahil olmak üzere mobilyalı konaklama ücretsiz sağlanacak.
Emirates uçuş ekiplerini, Dubai'nin çeşitli yerlerinde yerleştireceği 50'den fazla bina yer alırken, iki / üç meslektaş iki ya da üç yatak odalı bir daireyi paylaşacak. Yılda 30 gün ücretsiz izin hakkı da olacak. Kabin görevlisine bir yıllık ücretsiz yıllık izin bileti de verilecek. Görev uçuşlarında otel konaklama ve havaalanına gidiş ve dönüş şirket tarafından sağlanacak.
Başvuru şartları şöyle:
- Katılma anında en az 21 yaşında olmak
- Ayak uçlarında dururken 212 cm'lik kol erişimi
- Minimum 160 cm yükseklik
- Lise mezunu
- İngilizcede akıcılık (yazılı ve sözlü)
- Emirates kabin görevlisi üniforması içindeyken görünür dövmeler olmayacak
- Sağlıklı bir Vücut Kitle İndeksi (BMI)
BAŞVURUSU KABUL EDİLENLER 7 AŞAMALI EĞİTİM SÜRECİNDEN GEÇECEK
1. Aşama: 8 gün sürecek alıştırma haftasında adayın Dubai'deki ve eğitimi boyunca yeni ortama geçiş sırasında yardımcı olacak ve destek olacak bilgiler sağlanacak
2. Aşama: 13 gün sürecek eğitim boyunca Güvenlik ve Acil Durum Prosedürü Eğitimi, uçak ve yolcuların her zaman güvende olmalarını sağlamak için bilgi ve becerileri sağlayacak eğitimler alacak. Eğitim, Uçak ekipmanı, yangınla mücadele, uçuş sırasında acil durumları ve tahliyeyi kapsayacak.
3. Aşama: 5 gün sürecek eğitim boyunca adaylar Grup Medikal eğitimi, gemideki herhangi bir tıbbi olayı güvenle yönetebilmesi eğitimler alacak. Kanama, yanıklar, acil doğum ve çeşitli tıbbi durumlar gibi konularla ilgili eğitim verilecek.
4. Aşama: 2 gün sürecek eğitimlerde Güvenlik Eğitimi, asılsız davranış, kaçırma ve sabotaj gibi yasa dışı müdahaleleri önlemek ve yönetmek ve ayrıca kişisel güvenlik kaygılarını ele almak için kılavuzlar, beceriler ve teknikler sağlayacak bilgiler verilecek.
5. Aşama: 1 gün süresince İmaj eğitimi verilecek. Adaylar, üniforma standartları, cilt bakımı, makyaj, saç bakımı, tırnak bakımı ve sağlıklı bir yaşam tarzını kapsayacak eğitimler alacak.
6. Aşama: 1 gün süresince adayın uçmaya hazır olup olmadığı test edilecek
7. Aşama: 14 gün süresince aday hizmet eğitimi alacak.14 gün Hizmet Eğitimi, 4 aya kadar bilgi ve becerileri kazandırmak adına iş öğrenme ve geliştirme eğitimi ve 3 gün Hizmet Değerlendirmesi olacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 8612
Bursa’nın İnegöl ilçesindeki Boğazköy Barajı'nın suları çekilince milyonlarca balık kıyıya vurdu. Vatandaşlar da kıyıya gelerek, çuval çuval balık topladı.
İnegöl’ün Boğazköy Barajı'nda suyun anieden çekilmesiyle balıklar kıyıya vurdu. Kıyıya vuran milyonlarca balık can çekişirken, vatandaşlar çuvallarla balık topladı.
Bazı sürücüler de araçlarını park ederek, balık toplayıp, bölgeden ayrıldı.
'MİLYONLARCA BALIK VAR'
Balık toplayan İslam Ahmet, “Sabah işe gidiyorduk. Arkadaşlar aradı 'Balıklar ölüyor' diye. Biz de ellerimizle topluyoruz. Duyanlar buraya geliyor. Bu sabah barajın suyu bir anda azalınca böyle olmuş. milyonlarca balık var” dedi.
Ziyaetttin Murat da, “Duyan geliyor. Biz de geldik, topladık. Sonuçta balıklar ölecek. Bu duruma önlem alınması gerekiyor. Birkaç güne ölürler. Geldik, balık tutuyoruz” diye konuştu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 10168
Artvin'de, Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren ve tamamlandığında 270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek, dünyanın ise 3'üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nda 85 metre gövde yüksekliğine ulaşıldı.
Türkiye sınırları içerisinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu’nun en büyük nehirlerinden olan Artvin’deki Çoruh Nehri üzerinde 26 Şubat 2013 tarihinde dönemin Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferans bağlantısı ile temeli atılan Yusufeli Barajı ve HES Projesi inşaatı sürüyor.
270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise Çin’deki 292 ve Gürcistan’daki 272 metre yüksekliğindeki barajlardan sonra çift eğrilikli ince kemer baraj tipi kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı’nda, 558 megawatt kurulu güce sahip santral ile 650 bin nüfuslu bir şehrin elektrik ihtiyacı karşılanabilecek. Türkiye’nin kendi öz kaynakları ile tamamı Türk mühendisleri tarafından inşa edilen baraj projesinde, 85 metre gövde yüksekliğine ulaşıldı.
100 KATLI GÖKDELENE EŞDEĞER OLACAK
Baraj inşaatında 440 metre temel kotundan başlanarak 710 metre kotuna yükselecek olan 270 metrelik gövde inşa edilecek. Gövde yüksekliği 100 katlı bir gökdelene eş değer olacak Yusufeli Barajı'nda, Artvin'den Edirne'ye 13 metre platform genişliğinde beton yol veya 120 metrekarelik 60 bin adet konutun inşa edilebileceği 4 milyon metreküp beton kullanılacak.
Günde 6 bin 500 metreküp beton dökümünün 3 hava hattı ile taşımalı olarak sürdüğü baraj projesinde gelecek yılın yarısından itibaren su tutulmaya başlanacak, 2020 yılında ise elektrik üretimine geçilecek. 2130 milyon metre küp su depolanacak ve 2.5 milyar liraya mal olması planlanan proje ile günlük 3 milyon lira elektrik enerjisi geliri elde edilecek. Baraj inşaatı nedeniyle sular altında kalacak olan ve 1950 yılında kurulan Yusufeli ilçe merkezi ile 4 köy, yeni yerleşim alanına taşınacak.
Artvin’in Yusufeli ilçesinde baraj inşaatında incelemelerde bulunan Devlet Su İşleri (DSİ) Artvin 26’ıncı Bölge Müdürü Celal Tokalak, Yusufeli Barajı’nda 85 metre yüksekliğe ulaşıldığını söyleyerek, 2020 yılının sonunda barajın elektrik üretimine başlayacağını açıkladı. Tokalak, “Yusufeli Barajı’nın gövde yüksekliği 85 metreye çıktı. 2020 haziran ayında, baraj inşaatı tamamlanmış olacak. 2020’nın sonunda ise elektrik üretimine başlanacak. Şu anda baraj inşaatında, karayolları ekipleri ile birlikte 4 bin 500 kişi ve bin 500 iş makinası çalışıyor. 24 saat vardiya sistemi ile Yusufeli Barajı’nda yapım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor” dedi.
ÇORUH HAVZASI'NA 143 PROJE PLANLANDI
Bayburt ilindeki Mescit Dağları'ndan doğan ve Gürcistan'ın Batum ilinden Karadeniz'e dökülen Çoruh Nehri, Türkiye'nin en hızlı akan nehridir. Çoruh Nehri'nin Türkiye sınırlarını terk etmeden önceki ortalama debisi saniyede 192 metre küp, yıllık ortalaması ise 6.3 milyar metreküptür. 431 kilometre uzunluğundaki Çoruh Nehri'nin 410 kilometresi Türkiye sınırlarında, 21 kilometresi ise Gürcistan sınırlarında yer almaktadır.
Çoruh Nehri'nin Türkiye sınırları içerisindeki menba kısmındaki Laleli Barajı ile mansap kısmındaki TBMM 85'inci Yıl Muratlı Barajı arasında kurulan santrallerde toplam 2632 megawatt kapasiteyle yılda 8.631 giga watt elektrik üretilecek. Çoruh Havzası'nın yan kolları ile birlikte toplamda 143 adet baraj ve HES projesi ile yılda 14 bin 552 giga watt elektrik üretimi gerçekleştirilmiş olacak.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 10734
31 Mart seçimlerinin ardından AK Parti İzmir İl Başkanı Şengül istifa etti. Şengül "Kimseye kırgın değilim, kimseden bir şey de beklemiyorum. Alkış da beklemiyorum, başarı varsa başarı herkesin olsun, başarısızlık benim olsun" dedi.
AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül istifasını açıklayarak, "Kimseye kırgın değilim, kimseden birşey de beklemiyorum. Alkış da beklemiyorum." dedi.
Şengül, İzmir AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, seçimin ardından gittiği Ankara'da görüşme ve değerlendirmeler sonucunda bir karar aldıklarını, bu kararı paylaşmak için açıklama yaptığını belirtti.
Kurulduğu günden bu yana teşkilatın her kademesinde görev aldığını 14 aydır da partisinin İzmir il başkanı görevinde bulunduğunu dile getiren Şengül, hiçbir kişisel hırs ve beklenti olmadan başarı için mücadele ettiğini vurguladı.
"YÜZDE 50'Yİ GEÇMEK GEREKİYOR"
31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi'ne ilişkin nasıl bir çalışma gerçekleştirdiklerini anlatan Şengül, "Daha önce 7 olan belediye sayımız 4'e düştü. Bu son seçimde yüzde 36'yla aldığımız belediyemizi yüzde 46'ya çıkmamıza rağmen kaybettik. Sistem öyle bir hale geldi ki yüzde 50'yi geçmemiz gerekiyor. O yüzden de eski neticeyi sağlayamadık. İlişkilerimizi yürütürken samimiyetle, herkesin dertleriyle dertlenirken yardımcı olmaya ulaşmaya çalıştık." değerlendirmesinde bulundu.
"Kimseye kırgın değilim, kimseden bir şey de beklemiyorum. Alkış da beklemiyorum." diyen Şengül, şöyle devam etti:
"Sosyal medyada bizle ilgili olumlu düşünceleri olan arkadaşlar var. Teşekkür ediyorum. Kendine göre eleştiri yapan arkadaşlar da var. Onları da kendileriyle baş başa bırakıyorum. Kimseye de kızmıyorum. Allah çıktığımız yolda bizi mahcup etmesin. Bu süreç içerisinde beraber olduğum arkadaşlarımdan haklarını helal etmelerini istiyorum."
"BAŞARIZLIK BENİM OLSUN"
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şengül, bir soru üzerine şunları söyledi:
"Hep söylediğim bir şey vardır. İzmir'le ilgili başarı varsa başarı herkesin olsun, başarısızlık benim olsun. Bunu laf olarak söylememiştim. İzmir başarılıdır, başarısızdır ona göre istifa etti, etmedi bunu sorgulamıyorum. Benim kafamda böyle bir şey vardı. Çok zor bir süreçte görev yaptık. Siyasette herkesin kendine göre belli hesabı olabilir. Allah'ın da hesabı var. Başarısızlık varsa ben kendi adıma görevimi yaptım. Tek başımaysa başarısızlık sorun yok. Herkes görevine devam eder. Sadece bana ait değilse devamı gelir. İzmir'le ilgili başarı başarısızlık nereden baktığınıza bağlı. Biz ciddi bir oy artışı sağladık. Tek başına Aydın Şengül almadı. Süreç içerisinde bizim bir sorunumuz olmadı."
Şengül, artık aktif siyaset içinde yer almak istemediğini vurgulayarak, "Dinleneceğiz. Özel iş hayatıma döneceğim. Aktif siyaset istemiyorum. Teklif edilse de affımı isteyeceğim. Genel merkeze ya da başkanımıza kırgınlığımdan değil, onlarla siyaset yapmaktan onur ve gurur duydum." ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 11247
Kütahya'da, aralarında husumet bulunan 2 komşusunu öldürüp, 2 komşusunu da yaralayan Azmi Ö.'nün (61), polisteki ifadesinde, "Hızlı davranmasaydım o, eşimi ve beni öldürecekti" dediği öğrenildi.
Lala Hüseyin Paşa Mahallesi Çinili Çeşme Sokak'ta dün akşam, aralarında husumet bulunan komşularından Hatice Çetin (41) ve Hasan Çetin'i (37) tüfekle vurarak öldüren, Hasret Gezgin (39) ve İsmail Çetin'i (42) yaralayan Azmi Ö., polisteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.
"HIZLI DAVRANMASAYDIM, EŞİMİ VE BENİ ÖLDÜRECEKTİ"
Adliyeye götürülürken çelik yelek giydirildiği gözlenen Ö.'nün polise verdiği ifadesinde, "Olaydan önce park meselesinden tartıştık. Olay günü evimin bodrum katında odun kırıyordum, komşularım araçlarını park etmeye çalışırken, evimin duvarına ve park halinde duran 2 aracıma çarptılar. Dışarı çıktım tartışmaya başladık. Olay kavgaya dönüşünce eşimin darbedildiğini, Hasan'ın da araçtan tüfek almaya çalıştığını gördüm. Ben de aracımın bagajından tüfek alıp ateş ettim. Hızlı davranmasaydım o, eşimi ve beni öldürecekti" dediği öğrenildi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 10395
Çağrı Merkezleri Derneği tarafından açıklanan 2018 Türkiye Çağrı Merkezi Pazar Verilerine göre sektör, ülke genelinde 67 ilde yaptığı yatırım ile istihdama katkı sağlamaya devam ediyor.
Sektörünün bilgi merkezi ve referans noktası olan Çağrı Merkezleri Derneği, her yıl güncelleyerek yayınladığı, Türkiye’de çağrı merkezi sektörüne ışık tutan kaynak niteliğindeki 2018 Türkiye Çağrı Merkezi Pazar Araştırmasının sonuçlarını, 11 Nisan 2019 tarihinde, Raffles Hotel İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Müşteri hizmetleri alanında faaliyet gösteren firmaların yanı sıra tüm markaları yakından ilgilendiren bu rapor, sektörün son bir yılını detaylı analizlerle mercek altına alıyor. Çağrı merkezi sektöründe faaliyet gösteren 118 farklı firmayla yapılan anket çalışmaları ve 20 sektör lideriyle gerçekleşen birebir görüşmeler neticesinde oluşturulan rapor, iç kaynak (in-house) ve dış kaynak (outsource) sistemiyle çalışan şirketlerin yanı sıra iki sistemi birlikte kullanan kuruluşları da kapsıyor.
İstihdama katkı devam ediyor
2018 verilerine göre sektörün pazar büyüklüğünün geçen yıla oranla yüzde 21,5’lik bir büyüme ile 6.2 Milyar TL’ye ulaştığı görülüyor. Türkiye genelindeki müşteri temsilcisi sayısının yüzde 5,5 oranında artarak 96 bin kişiye ulaştığı, yönetici ve destek kadrolarla birlikte ise toplamda sağlanan istihdamın 108 bin kişi olduğu açıklandı. 2019 yılına ilişkin çağrı merkezi sektörü istihdam öngörüsü ise toplamda 112 bin kişi olarak açıklandı.
İstihdamın %50’si telekomünikasyon, finans ve kamu çağrı merkezlerinde
Ülke genelindeki istihdam oranlarında birincilik yüzde 26’lık bir oranla telekomünikasyon firmalarına, ikincilik ise yüzde 13’lük bir oranla finans sektörüne gidiyor. İki sektörün sıralaması geçen yıldan bu yana sabit kalırken kamu kurumları ise onunculuktan üçüncülüğe yükseliyor. Yüzde 11’lik bir oran ile finans sektörünü yakından takip eden kamu kurumlarının ardından yüzde 10’luk bir oran ile gıda, tekstil ve beyaz eşya üreticilerinden oluşan tüketim ürünleri sektörü geliyor. Listenin devamında bulunan firmalar ise sırasıyla bilişim (%8), taşımacılık/ lojistik (%6), e-ticaret (%6), enerji/altyapı (%5), sağlık (%5), eğlence/medya (%4), perakende noktaları (%3), konaklama/acente/turizm (%1) ve diğer (%2) olarak sıralanıyor.
Ülkemizde 67 ilde en az 1 çağrı merkezi yatırımı mevcut
3 büyük şehrin dışında kalan diğer Anadolu illerinde çağrı merkezlerine yapılan yatırım oranı yüzde 44 iken, bu yıl yüzde 56’ya yükselmiş durumda. Geçtiğimiz yıl sektörün yüzde 39’unu bünyesinde bulunduran İstanbul’un bu seneki istihdam oranı yüzde 26. Ankara ve İzmir ise sıralamada yer değiştiriyor. Ankara’nın istihdamı yüzde 7, İzmir’in ise yüzde 11 oranında. Ortaya çıkan bu tablo sektördeki istihdam dağılımının, üç büyük şehirden başlayarak diğer bölgelere doğru yayıldığını gösteriyor.
Dijitalleşme ile birlikte çağrı merkezi hizmetleri de sosyal mecralara entegre oluyor
Çağrı merkezlerinde geçtiğimiz yıl 2,5 milyar olan gelen/giden aramaların sayısı, 2018’de 3,2 milyar adete yükseliyor. Gelen aramaların büyük çoğunluğunu ürün/hizmet bilgisi almayı amaçlayan aramalar oluştururken, giden aramaların ise satış/pazarlama amacıyla yapıldığı görülüyor. Gelen aramaların yüzde 38’i ürün veya hizmetler hakkında bilgi almak için yapılırken, yüzde 14’ü teknik destek, yüzde 12’si sipariş ve satın alma, yüzde 16’sı işlem, yüzde 11’i de şikayet yönetimi maksadıyla yapılıyor. Çağrı merkezlerinin hizmet sunduğu geleneksel hizmet kanalı olan telefon ve SMS’in yanısıra, e-mail, sosyal medya, online chat, ve chatbot gibi yeni dijital kanalların kullanımında da her geçen yıl bir artış gözleniyor. Teknoloji hızla gelişirken vatandaşın bilgi alma ihtiyacı değişmiyor ve bu noktada çağrı merkezleri de markalar için en kritik rolü üstleniyor.
Sektördeki ortalama çalışma süresi 3 yıla uzadı
Çağrı merkezlerinde çalışan müşteri temsilcilerinin yüzde 66’sını geçtiğimiz yıl da olduğu gibi kadınlar oluşturuyor. Çalışanların yaş ortalamasının 27 olduğu sektörde, personellerin yüzde 62’si üniversite mezunu; bu sayının geçtiğimiz yıldan bu yana yüzde 12 oranında arttığı görülüyor. Sektörün yüzde 46’sının ortalama çalışma süresinin 3 yıla uzaması ve nitelikli personel sayısının artması da önemli ve sevindirici bir gelişme olarak dikkat çekiyor.
Yabancı dilde verilen çağrı merkezi hizmetleri potansiyelini koruyor
Yabancı dilde hizmet veren müşteri temsilcisi sayısı, önceki yıla oranla yüzde 49 artış göstererek 8500 kişiye ulaştı. Almanca, geçen yıl da olduğu gibi bu sene de çağrı merkezlerinde en çok ihtiyaç duyulan yabancı dillerin başında geliyor. Yaklaşık 8 bin 500 müşteri temsilcisi, tüketicilere yabancı dilde hizmet veriyor. Çalışanların yüzde 41’i Almanca, yüzde 35’i İngilizce, yüzde 8’i Fransızca, yüzde 8’i ise Arapça dillerinde hizmet veriyor.
Çağrı merkezi sektörünün güçlü olduğu alanlar şöyle sıralanıyor: Sektör, genç nüfus ve kadın istihdamına öncülük ediyor. Bölgesel ve ulusal ekonomiye katkı sunuyor. Müşteri deneyimini ileri teknolojiyle yönetiyor. Yabancı dilde çağrı merkezi hizmeti potansiyeli taşıyor. Sektörün gelişime açık olan yönleri ise istihdam teşviğinin artarak sürekli hale gelmesi, çağrı merkezi hizmet ihracatının desteklenmesi ve telefon dolandırıcılığı olaylarına karşı alınan tedbirlerin artırılması olarak sıralanıyor.
Çağrı Merkezleri Derneği hakkında:
Çağrı Merkezleri Derneği, Türkiye’de çağrı merkezleri sektörünün gelişimini sağlamaya, faaliyet ve etki alanını genişletmeye yönelik iş/güç birliğini hedefleyen referans kuruluş olmak üzere, Kasım 2008 tarihinde 9 kuruluşun ortak girişimiyle kurulmuştur. Çağrı Merkezleri Derneği, kısa sürede toplam 52 kurumun üyeliğiyle sektörün yaklaşık yüzde 90’ınını temsil eder konuma gelmiştir. Çağrı Merkezleri Derneği, çağrı merkezlerinin faaliyet alanlarını kamuoyuna daha iyi tanıtmayı, sunulabilecek katma değerleri iş dünyasına anlatmayı, mesleki sorunları paylaşmayı, değişik paydaşlar arasında bir iletişim ve uzlaşı platformu olmayı ve sektör problemlerine çözüm getirmeyi amaçlamaktadır. Çağrı Merkezleri Derneği hakkında daha ayrıntılı bilgiyi www.cagrimerkezleridernegi.org adresinden edinebilirsiniz.
Xsights Araştırma ve Danışmanlık (www.xsights.co.uk) hakkında
2004 yılında Londra’da kurulan XSIGHTS, analitik düşünce ve sadeliğe inanan bir araştırma şirketidir. Xsights’ın önerileri en sade ve uygulanabilir olmasıyla öne çıkmaktadır. Yapılan tüm analizler, müşterilerimize en faydalı iç görüleri sağlamak için, en uygun istatiksel yöntemlerden faydalanarak yapılmaktadır. Xsights elde edilen verilerden maksimum faydayı sağlamak için, toplanan verilerin dışında, sektör şartları ve makro seviyedeki değişkenleri de hesaba katarak, veriye dayanan önerilerde bulunur. Ulusal ve uluslararası deneyimine dayanarak mevcut gereken eksikliklerin giderilmesi ve güçlü yanların daha fazla öne çıkarılması için yol haritası çıkarmaktadır. Xsights, ulaşılan sonuçların farklı paydaşlara iletilmesi noktasında müşterilerine destek vermekte, araştırma sonuçlarının uygulanabilmesi için çözüm önerileri sunmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
Selin Oran – PİAR İletişim
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 11324
Perakende elektrik sektörüne getirdiği yeniliklerle müşterilerinin hayatını kolaylaştıran CK Enerji Akdeniz Elektrik, ‘e-Devlet’ üzerinden abonelik, borç ve başvuru sorgulama işlemlerini sunmaya başladı. Elektrikle ilgili birçok işlem artık e-Devlet üzerinden çok kolay, hızlı ve güvenli.
CK Enerji Akdeniz Elektrik, tüm kamu hizmetlerine tek bir noktadan erişim imkânı sağlayan e-Devlet Kapısı’ndan müşterilerine hizmet vermeye başladı. e-Devlet uygulaması ile entegrasyon sürecini tamamlayan CK Enerji Akdeniz Elektrik, artık bu sistem üzerinden de abonelik başlatma, abonelik iptali, borç ve başvuru sorgulama hizmetlerini çok daha kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde sunuyor.
ELEKTRİKLE İLGİLİ İŞLEMLER E-DEVLET’TE
Müşterilerine en iyi ve en hızlı hizmeti sunmak için çalıştıklarını, toplumun her kesimi için değer yarattıklarını, doğaya ve çevreye saygılı bir şirket olduklarını vurgulayan CK Enerji Akdeniz Elektrik Genel Müdürü Erol Değerli, “Çağımızda zaman kavramı çok değerli. Biz de müşterilerimize hızlı, kaliteli, kolay erişilebilen uçtan uca hizmet deneyimi sunmak adına bir adım daha attık ve elektrikle ilgili birçok işlemi e-Devlet’e de taşıdık.
Bu hizmetimizle birlikte CK Enerji Akdeniz Elektrik müşterileri abonelik başvurusu ya da abonelik iptali gibi işlemleri e-Devlet üzerinden 1-2 dakika içinde yapabilecek. Bu platformdan abonelik yapan ve ödeme bilgilerini görüntülemek ya da borç durumunu sorgulamak isteyen müşterilerimiz de söz konusu işlemlerini e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilecek” diye konuştu.
HİÇBİR EK ÜCRET YOK
e-Devlet üzerinden işlem yapan müşterilerinin elektrik hizmetlerinden aynı gün içinde faydalanmaya başlayacağını da kaydeden Erol Değerli, “Bu sistem üzerinden yapılan abonelik başvurularında müşterilerimizin sözleşmelerini kurye ile adreslerine gönderiyoruz. e-Devlet üzerinden hiçbir ek ücret ödemeden, güvenilir bir şekilde elektrik hizmeti alacak olan müşterilerimiz, güvence bedelini de taksitli olarak buradan yatırabilecek” değerlendirmesinde bulundu.
Daha fazla bilgi için:
Tolga Meriç
CK Enerji Akdeniz Elektrik Kurumsal İletişim
T: 0242 339 7777
M: 0507 182 5240
@: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
CK Enerji Akdeniz Elektrik hakkında:
CK Enerji Akdeniz Elektrik, 28 Mayıs 2013 tarihinden itibaren “Her an sizinle” sloganıyla Akdeniz bölgesinde perakende elektrik satış şirketi olarak faaliyetlerine başlamıştır. Antalya, Burdur ve Isparta illerini kapsayan Akdeniz bölgesinde yaklaşık 1,7 milyon aboneye hizmet veren CK Enerji Akdeniz Elektrik görevli perakende satış şirketi olarak Türkiye’deki tüm serbest tüketicilere ikili anlaşmalar yolu ile serbest olmayan tüketicilere ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilen lisans doğrultusunda ulusal tarifeden perakende elektrik satışı yapmaktadır. www.ckakdeniz.com.tr
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6357
Ankara'da masaj salonu tabelalı iş yerlerinde fuhuş yaptıran çeteye yönelik düzenlenen operasyonda, 4'ü polis memuru, 1'i adliye, 1'i de belediye çalışanı 22 kişi gözaltına alındı. Olayla ilgili 4 polis memurunun da arandığı bildirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca, gelen şikayetler üzerine başlatılan soruşturmada, kentin farklı noktalarında masaj salonu tabelası altından açılan iş yerlerinde fuhuş yaptırıldığı belirlendi. Başsavcılık, bu salonların organize bir şekilde aynı kişiler tarafından işletildiğini ve suç şebekesinin içinde kamu görevlilerinin de olduğunu tespit etti.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 7727
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Merhum Sakıp Sabancı, vefatının on beşinci yıldönümünde kabri başında yapılan törenle anıldı.
Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki törene merhum Sakıp Sabancı'nın eşi Türkan Sabancı, kızları Sevil Sabancı ve Dr. Dilek Sabancı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Sabancı Topluluğu üst düzey yöneticileri ve dostları katıldı. Dilek Sabancı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi ve Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu öğrencileri de törende hazır bulundu.
Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen törende yaptığı konuşmada, “Sakıp Bey aramızdan ayrılalı bugün 15 yıl oluyor. Aradan geçen yıllara rağmen onun hatırası, bizde ve toplumda hala tazeliğini koruyor. Bugün kime sorarsak, Sakıp Bey hakkında değişmeyen ortak kanı, başarılı bir iş insanı olmasının ötesinde, her zaman pozitifliğiyle, güler yüzüyle, çalışma azmiyle, samimi ve dürüst kişiliği ile herkese örnek olduğudur. Tam da bu yüzden, o bugün hala “Türkiye’nin Sakıp Ağası” olarak anılıyor. Sakıp Bey, çalışmanın, üretmenin önemini her fırsatta vurgulardı. “İşinize sahip çıkın. Hangi işi yapıyorsanız, o işin en iyisi olmaya çalışın. İşin büyüğü küçüğü yoktur. ‘İşin en iyisi ve diğerleri vardır’” derdi. Biz de bu anlayışla, bütün gücümüzle Topluğumuza sahip çıkıyoruz ve her zaman iyiyi hedefliyoruz.
İş hayatından, sosyal kalkınmaya her alanda örnek çalışmalara liderlik eden Sakıp Bey, yeni fikirlere önem veren, çağının ötesini görebilen vizyoner bir liderdi. Bizler de onun bize öğütlediği şekilde, çağımızın gereklerini yakalamak için her zamankinden daha çok çalışıyoruz. Sakıp Bey, pozitif enerjisi, hayata bakış açısı, ileri görüşlülüğü ve liderliği ile bize çok kıymetli bir miras bıraktı. Onun mirasını değerlerimizde yaşatıyoruz ve Sabancı Topluluğu olarak başarıyla yolumuza devam ediyoruz. Bu mirası gelecek nesillere de aktaracağımıza söz veriyoruz” dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 8860
Her yıl yayınlanan We Are Social araştırması Türkiye’deki internet kullanımına ilişkin önemli detaylar ortaya koyuyor. 2018 yılında online kanallar üzerinden 11, 5 milyar dolar para harcayan Türkiye’de internetten en çok satın alınan şeylerin başında, 5,1 milyar dolarla seyahat harcamaları geldi. Yine aynı araştırmaya göre ülke nüfusunun yüzde 93'ü yani 76,3 milyonu bir mobil cihaza sahip. Online seyahat pazarındaki büyümede en fazla etkisi olan faktörlerin başında mobil cihaz kullanımının geldiğini belirten biletall.com Ceo’su Yaşar Çelik, mobilden bilet alım oranının yüzde 80 oranına ulaştığını vurguladı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2018 itibariyle Türkiye'de internet kullanan bireylerin oranı yüzde 72,9 oldu. Araştırmaya göre her 10 evden 8'i internete erişebiliyor. Türkiye'de internet kullanımı da internetten alışveriş alışkanlığı da artıyor. Bu artış davranışlarımızı da etkiliyor. Eskiden seyahat biletleri için terminallere giderken şimdi ise cebimize giriyor. Rakamlarda bunu gösteriyor. Türkiye’de e-ticaretin yüzde 30’unu oluşturan online seyahat pazarının büyüklüğü Dünya’da 2020 yılında 800 milyar doları aşacağı öngörülüyor. E ticaret arttıkça, alışverişlerimizin mobilleştiğinin altını çizen Çelik,” Önümüzdeki 5 yıl içerisinde seyahat harcamalarının yüzde 40’ı online platformlardan yapılacak. Dijitalleşen dünyada alışverişten giyime, gıdadan mobilyaya kadar hemen hemen tüm sektörler için online kanallardan işlem yapıyoruz. Tüketicilerin internet üzerinden alışveriş yapma noktasında duydukları güvenin artması, bu sektörün büyümesinde en büyük etken” ifadelerini kullandı.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 5581
Avrupa Birliği ülkelerinden en fazla vatandaşlık alan ülkeler sıralaması belli olurken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu sıralamada dördüncü oldu.
Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, Avrupa Birliği vatandaşlık haritasını inceledi. Ajans Press’in Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2017 yılında 825 bin 400 kişi AB vatandaşlığı alırken, bu rakamın içerisinde Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip 29 bin 900 kişi tespit edildi. Bu rakamın yüzdesel bazda karşılığı ise yüzde 3,6 oldu. Türklerin vatandaşlık aldığı ülkelerin başında ise yüzde 50 ile Almanya geldi. Fransa yüzde 17,8, Hollanda yüzde 9,9 , İngiltere yüzde 5,3 ile Türklerin vatandaşlıkta en çok tercih ettiği diğer ülkeler olarak sıralamada yer aldı.AB’den en fazla vatandaşlık alan ilk beş ülke sırasıyla; yüzde 8,2 ile Fas, yüzde 7,1 ile Arnavutluk, yüzde 3,8 ile Hindistan, yüzde 3,6 ile Türkiye ve yüzde 3 oranla da Romanya oldu.
Ajans Press ve PRNet’in yaptığı medya incelemesinde, konuyla ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen yazıl basın incelemesinde, vatandaşlık ile ilgili 2017 yılında 20 bin 293 haber yanması tespit edilirken, bu rakam 2018 yılında 21 bin 598 olarak kayıtlara geçti. 2019 yılının içinde bulunduğumuz dilimi itibariyle medyaya yansıyan haber sayısı ise 6 bin 629 oldu.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 8906
İzmir'in Çiğli ilçesinde, Mehmet C. boşanma aşamasında olduğu ve ayrı yaşadığı eşi Gülden C.'nin kaldığı kayınpederinin evini pompalı tüfekle bastı. Mehmet C., silahından çıkan saçmaların isabet ettiği kayınpederi ve kayınvalidesi hayatını kaybederken, eşi de yaralandı.
Olay, bugün saat 19.20 sıralarında Çiğli 8790/1 Sokak'ta meydana geldi.
Hatay'da oturan Gülden C. (26), bir süredir anlaşmazlık yaşadığı eşi Mehmet C.'yi terk ederek (32), İzmir'de oturan babasının evine geldi. Hatay'da oturan Mehmet C., iddiaya göre çift boşanma aşamasında oldukları eşi Gülden C. ile barışmak için İzmir'e geldi. Ailesi ile birlikte yaşayan Gülden C.'nin oturdukları evin yakınına gelen Mehmet C., bu sırada evlerine girmekte olan Gülden C., annesi Ayşe (53) ve babası Süleyman Demir'e(40) pompalı tüfekle ardı ardına ateş açtı.
Silahlı saldırıda saçmaların isabet ettiği Ayşe ve Süleyman Demir çifti ile kızları kanlar içerisinde yere yığılırken, Mehmet C. ise hızla olay yerinden uzaklaştı. Silah seslerini duyan çevredeki vatandaşlar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi.
İhbar üzerine üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Ayşe ve Süleyman Demir'in hayatını kaybettiğini belirledi. Ağır yaralanan Gülden Ceyhan. ise ambulansa alınarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan Gülden C.'nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Süleyman Demir ile Ayşe Demir'in cansız bedenleri ise savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, saldırıdan sonra kaçan Mehmet C.'yi yakalamak için çevredeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Mehmet C.'nin yakalanması için polis ekiplerinin çalışmalarını sürdüyor.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 6873
Simit satan Ali Kaklıkkaya'nın araba çarpması sonucunda yaşamını yitirmesinin ardından sürücü serbest bırakılınca, oğlu Emre adaletin bu olamayacağını vurgulayarak, karara itiraz edeceklerini açıkladı.
Eskişehir'de S. T.'nin kullandığı otomobil, Şarhöyük Mahallesi Yücel Sokağı'nda Ali Kaklıkkaya'nın kullandığı bisiklete çarptı. Ağır yaralanan Kaklıkkaya, Eskişehir Şehir Hastanesinde müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan sürücü bugün serbest bırakıldı.
EMRE KAKLIKKAYA: DELİLLER YETERİNCE İNCELENMEDİ, ADALET BU OLAMAZ
Yaşananları anlatan Ali Kaklıkkaya'nın oğlu Emre Kaklıkkaya, ''Babam her zaman gittiği yolda giderken, 22 yaşında işe geç kalan bir sürücü çarpıyor. Çarptığı yer ana cadde ya da dört yol falan değil. Sokakta oluyor. En az 80 km hızla gidiyor. Kafatasının arkası kırlıyor, iç organları birbirine giriyor. Maalesef hastanede kaybettik. Biz tüm delilleri sunduk. Yeterli delil toplanmadı dediler. Deliller hakkıyla incelenmedi. Keşif yapılsın dendi. Babamın aracında reflektör yok dediler ancak iki tane vardı. Ayrıca araba kırmızı, çok ilgi çekici. Resmen babamı suçlu çıkarmaya çalıştılar. Böyle bir adalet sistemi olmaz. İnsanlar çok kötü durumda. Bugün karar çıkınca kendimi tutamayıp sosyal medyadan paylaştım. Herkes duysun istedim. Karara itiraz edeceğiz'' dedi.
19-04/09/baba-2.jpg
'BU ÜLKEDE HER NE OLUYORSA HEP GARİBANLARA OLUYOR'
Hayatını kaybeden Ali Kaklıkkaya'nın oğlu Emre Kaklıkkaya, babasına çarpan kişinin serbest bırakılmasına sosyal medyadan yaptığı açıklama ile tepki göstererek, "Benim babam her gün sabahtan kalkar simit satmaya giderdi. 22 yaşında bir çocuk babama sokakta giderken arkadan arabasıyla çarptı ve bugün tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Allah rızası için sesimizi duyurun. Babama vuran şahıs Sabri Türe yalan ifadeler vererek serbest kaldı ben ve kardeşlerim somut deliller vermemize rağmen yeteri kadar ciddiye alınmadı ve yine adalet kötünün yanında oldu. En çokta neye üzülüyorum bu ülkede her ne oluyorsa hep garibanlara oluyor garip babam kazadan hemen sonra acil serviste hayatını kaybetti.. Babama vuran zanlı ise bugün serbest bırakıldı" dedi.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 4580
31 Mart Yerel seçimlerinde kazanan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak Parti Kepez İlçe Teşkilatı’nı ziyaret ederek, seçim kampanyasını birlikte yürüttüğü teşkilat mensuplarına ve gönüllülere teşekkür etti
31 Mart Yerel seçimlerinde kazanan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak Parti Kepez İlçe Teşkilatı'nı ziyaret ederek, seçim kampanyasını birlikte yürüttüğü teşkilat mensuplarına ve gönüllülere teşekkür etti.
Başkan Hakan Tütüncü, 2019 Mahalli İdareler Seçimleri'ni kazanmasının ardından seçim kampanyasını yürüten Ak Parti Kepez İlçe Teşkilatı Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) görevlileriyle parti binasında bir araya geldi. Başkan Hakan Tütüncü, yaptığı konuşmada, “Teşkilatımızla çok güzel, bereketli bir seçim kampanyasını uyum içerisinde, kardeşliğimizi, dostluğumuzu, yol arkadaşlığımızı güçlendirici bir şekilde tamamladık. Seçim kampanyamıza emek veren, alın teri döken gece-gündüz bizimle birlikte çalışan bütün teşkilat mensuplarımıza ve gönüllülerimize yürekten, gönülden teşekkür ederim. Allah hepsinden binlerce kez razı olsun. Rabbim, bu seçimde bizleri mahcup etmedi. Gayret ettik, çalıştık ve son derecede güzel bir neticeyi elde ettik. Yüzde 50,5 oy oranıyla bu seçimi almış olmanın mutluluğu içerisindeyiz” ifadesini kullandı.
“İlk kez ittifakla yerel seçime gidildi”
Her seçimin, kendi atmosferi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Tütüncü, “Türkiye, demokrasi tarihinde ilk defa bir yerel seçime ittifakla girdi. Yani partilerin yarıştığı değil, ittifakların yarıştığı, 2 kutuplu, 2 bloklu bir seçim sistemini Kepez'de, Türkiye'de ilk defa yaşadık. Seçim değerlendirmemizi, ittifak sistemi üzerinden yaptığımız zaman sağlıklı noktalara ulaşabiliriz.”görüşünü dile getirdi.
“Seçim kampanyasında üzerimize düşeni yaptık”
Ak Parti siyasetinin temelinde milli iradeye saygının olduğunu anımsatan Başkan Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla her şeyden evvel bizim, milletimizin ortaya koyduğu tercihe saygı duymak gibi bir sorumluluğumuz var. İkincisi, seçim neticelerinden alınacak dersler de var. Cenabı Allah, Kuran'ı Kerim'de biz müminlere şöyle buyuruyor; ‘Sizin hayır sandığınız şer; Şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.' Cenabı Hakk, Tekvir suresi, ayet 29'da ise ‘Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.' buyuruyor. Biz üzerimize düşeni en güzel şekilde yapacağız. Biz, neticeye tesir edemeyiz. Netice, Cenabı Hakk'ın kader kalemi ile yazdığındadır. Kaderde ne varsa o tecelli edecektir. Bunu asla hatırdan çıkarmayalım. Antalya Büyükşehir Belediyesinde ve bazı ilçelerde alınan seçim neticeleri Ak Partimize gönül vermiş arkadaşlarımızı, bizleri müteessir etmiştir. Hüzünlendik ancak dönüp şuna bakmamız lazım; üzerimize düşeni elimizden geldiğince yaptık mı? Ben yaptığımız kanaatindeyim. Teşkilatımızdaki arkadaşlarımız, adaylarımız, gönüllü kardeşlerimiz ellerinden geleni en iyi şekilde yapmaya gayret ettiler.”
“Niyetimiz halisti, hikayemiz de güzel bitti”
Başkan Hakan Tütüncü, niyeti iyi olanın hikâyesinin iyi bittiğini hatırlatarak, şunları kaydetti. “Bizim de niyetimiz halisti, Allah'ın izniyle hikâyemiz de güzel bitti. Muhalefet, kuyumuzu kazımaya çalıştıkça Cenabı Allah bize başka yerlerde, başka güzellikler nasip etti. Seçimler artık geçmişte kaldı. Biz, asla geriye değil, ileriye doğru bakacağız. Geçmişteki birtakım olumsuzluklarla keyfimizi, huzurumuzu kaçırıp, gelecek motivasyonumuzu da dağıtacak değiliz. Geçmişte bize yapılan birtakım ihanetleri, saygısızlıkları bizden görünüp de başkalarına çalışan bazı kimseleri, onları da zaten zaman ayan beyan gösterecek. İnadına kardeşlik diyeceğiz. Birbirimize daha sıkı sarılacağız. Birbirimizi daha çok seveceğiz ve geleceğe birlikte yürümekten dolayı büyük bir mutluluk duyacağız.
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 4776
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yaptıkları görüşmenin ardından basın açıklaması yaptı. İkilinin gündeminde İstanbul başta olmak üzere yerel seçimler vardı.
İlk olarak açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
''Türkiye tarihinin en ciddi sorunlarıyla karşı karşıya. Türkiye'nin bir an önce seçim atmosferinden çıkıp kendi temel sorunlarına odaklanması lazım. Çok ciddi sorunlarımız var Türkiye'nin seçim sürecinden süratle çıkması lazım. 31 Mart'ta yerel seçim yaptık belediye başkanı seçtik muhtarları seçtik. Bugün 8. gündeyiz ama hala yerel seçimlerle tartışmalar devam ediyor. YSK kararlarını hukuk güvenliği içinde almak zorundadır. YSK kanunlara uymak zorundadır. İtirazlar oldu. Oyların yeniden sayılmasına yönelik bizim hiçbir itirazımız olmadı. Delil göstermesi lazım gerekçe göstermesi lazım. Kişi itiraz ettim diyor neye itiraz ediyorsun? YSK sandık güvenliğini seçim güvenliğini bozar bir sürecin içine girmiştir. Hakimin tarafsızlığı önemlidir.
İBB adayı, AK Parti Genel Başkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı gizli toplantı yapıyorlar. Niçin? YSK'nın yargıçlarından isteğim ıslak imzalı tutanakların tamamını önünüze koyacaksınız. Seçim yapıldı. Yukarıdan aşağıya seçiyorlar Ekrem İmamoğlu aşağıdan yukarıya Ekrem İmamoğlu. 38 ilçede niçin yeniden sayım? Bu olay bir CHP İYİ Parti Saadet olayı değil bir demokrasi olayıdır. En son bugün aldığımız veriler sandıkların yüzde 92,30'u açıldı ve sayıldı. Saat 08.54 itibariyle 15 bin 722 oyla İmamoğlu yine İBB Başkanı seçilmiş vaziyette.''
MİLLET AFFETMEZ
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ardından söz alan Meral Akşener'in açıklamalarından satır başları:
“1950’den bu yana bu ülkede 2019’a kadar bir birikim sağlandı. Kendisi muhtar olamaz demişti. Bu millet kendisini başbakan seçti. Sonra Cumhurbaşkanı seçti bu sandıktan çıktı. Milli iradeye saygısızlığı bu millet affetmez. Bugün çok vahim bir iş olmaktadır o da şudur biz kazanamazsak sandığın bir anlamı yoktur. Sayın Erdoğan İstanbul’dan çıkan sonuçları kabul etmemekle milletin iradesini yok saymıştır. Bu millet Kenan Evren’i dinledi gitti sandıkları patlattı sayın Özal’ı seçti. Daha sonra Evren ne yapacak endişesi yaşanan Türkiye ve darbenin başını ziyaret ettiği zaman Özal’a başarılar dilemiş bir Evren’den bahsediyorum. Buradan kendisini uyarmak isterim, gidilen yol yol değil. Bu millet kendi iradesiyle alay edene kendisinin iradesini sorgulayana gerçekten sandıkta sağlam bir tokat atar. Bu sefer o kulağı sandıkta koparır. AK Parti kazanıncaya kadar seçim yenilenmesi ancak Güney Afrika cumhuriyetinde olur. Bizim itirazlarımız reddedildi, AKP’den hangi itiraz varsa kabul edildi. Bu heyecanlı arkadaşlarınıza lütfen gem vurun. Türkiye tersi bir durumla karşılaştığında demokrasi perdesini kapatır. Hakimlere sesleniyorum siz AKP’nin SKM ofisi değilsiniz. Erdoğan’ın sözlerini de izmedik. Bir adalet bakanı hislerine göre bir problem var diyor. Türkiye’nin bir an önce normalleşmesi lazım”
- Kategori: Türkiye Haberleri
- Gösterim: 5721
Malatya'nın Arguvan ilçesinde 4.0 şiddetinde deprem meydana geldi...
AFAD'dan yapılan açıklamaya göre, Malatya Arguvan'da saat 20.38'de 4,0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
DEPREM YERİN 7 KİLOMETRE ALTINDA GERÇEKLEŞTİ
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı'nın merkez üssünü Arguvan ilçesi olarak belirlediği 4.0 büyüklüğündeki deprem, saat 20.38'de meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde olan deprem, Arguvan'ın yanı sıra çevre ilçelerde de hissedildi. Kısa süreli paniğe neden olan depremde, ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı.